Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Nerden & Nasıl Geldik

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlatan, mekan, selçukluyu

Selçuklu'yu Anlatan 5 Mekan

Eski 06-26-2009   #1
GöKKuŞaĞı

Selçuklu'yu Anlatan 5 Mekan



Anadolu toprakları, ilkçağlardan günümüze kadar sayısız medeniyete ev sahipliği yaptı Her bir medeniyetin tavrı, duruşu başka başka oldu buralarda Ama bunlardan bir tanesi var ki, onlar çok farklı bir anlayışla geldiler buralara Daha yeni yeni yaşamaya başladıkları inançlarının etkisi ile çok farklı bir duruş sergilediler bu topraklarda Anadolu Selçukluları’nı anlamak için beş mekânın mutlaka görülmesi, gezilmesi gerekiyor
Anadolu gizli bir hazine Tabii ki görebilene, gezebilene ve keşfedebilene Tarih boyunca nice medeniyetler gelmiş ve geçmiş bu topraklardan Her biri nice iz, ses ve eser bırakmışlar Kimisi katliamlar yapmak için gelmiş bu topraklara, kimisi ise bahar iklimleri oluşturmak için…
İlkçağdan Ortaçağ’a ve Yeniçağ’a kadar neler neler görmüş bu yaşlı Anadolu toprakları Her bir medeniyetin tavrı, duruşu başka başka zuhur etmiş buralarda Ama bunlardan bir tanesi var ki, onlar çok farklı bir anlayışla gelmişler buralara Daha yeni yeni yaşamaya başladıkları inançlarının etkisi ile çok farklı bir duruş sergilemişler bu topraklarda O zamana kadar Diyar-ı Rum deniliyormuş buralara Ama kısa sürede “Anadolu” oluvermiş buralar Hiçbiri burada doğmamış ama hepsi de burada ölmeyi tercih etmişler Büyük bir adanmışlıkla adanmışlar bu yeni vatanlarına Öncesinde buraları ıslatan kanları ve kinleri bertaraf ettikleri gibi kendilerinden sonra gelecek ve çevreye huzur ve sükûn iklimi yaşatacak ortamlara da güç ve kuvvet, ilim ve irfan aşılamışlar
Anadolu Selçuklu’yu anlamak o kadar kolay değil aslında Çünkü onları anlamak için Orta Asya’larda Selçuk Bey’lerin İslamiyet’le şereflendiği Cend şehrinden başlamak gerekiyor yola Sonra torunları Tuğrul ve Çağrı Bey’lerle Erzurum önlerinde Pasinler’e kadar gelmek, Alparslan ve Melikşah’lar ile birlikte girmediği topraklara yatırım yapmakla devam etmek gerekiyor Sonra Süleyman Şah’lardan Kılıçarslan’lara, Sultan Mesut’larla Haçlılara göğsünü siper etmek, Alaaddin Keykubat’lar ile bu yeni toprakların dört bir yanını sayısız eserlerle donatmaktan geçiyor onları anlamak Ve derken düşmanını bile dost yapmaktan geçiyor Diyar-ı Rum’u Anadolu yapmaktan…

Selçuklu’yu anlatan beş mekân
Dilerseniz biz kestirmeden gidelim ve Anadolu Selçuklu’yu anlamak için onların şifrelerini bize verecek beş eseri ele alalım Bunlar öyle yapılardır ki, sultanlarından sultan eşlerine, devlet adamlarına kadar nasıl bir anlayışa sahip olduklarını, nasıl yaşatmak için yaşadıklarını ve bu toprakları nasıl Anadolu yaptıklarını anlatacaklardır bizlere

Alaaddin Külliyesi
Konya’nın tam ortasında Alaaddin Tepesi üzerinde bulunan bu eser Konya Ulucamisi olup bu şehrin Mescid-i Cuma’sı olarak kullanılmaktaydı Anadolu’da Bizans ve Haçlılarla amansız bir mücadeleye girildiği yıllarda Sultan Mesut tarafından temelleri atılan yapının inşaatına 2 Kılıçarslan tarafından devam edilmiş, hatta bugün içinde bulunan harikulade kündekâri minber bu sultanlar tarafından içine konulmuştur Ancak devam eden Haçlı Seferleri ve birtakım mücadeleler eserin inşaatının uzamasına sebep olmuştur
Gıyaseddin Keyhüsrev’in büyük oğlu İzzettin Keykavus tarafından büyük ölçüde tamamlanan esere son noktayı kardeşi Alaaddin Keykubat koymuştur Dikkat edilecek nokta bu eserin ciddi bir savaş ortamında yapıldığı ve inşa yerinin Selçuklu sultanlarının yaşadığı ve bugün Kılıçarslan Köşkü olarak adlandırılan yapının duvar dibinde olmasıdır O dönemde yöneticilerin halk ile nasıl iç içe oldukları, savaş yıllarında bile yatırım yapmaktan çekinmediklerini anlatması bakımından önemlidir Ayrıca içindeki kündekâri minber ve çini sanatını görünce bu toplumun sanatta geldiği noktayı göstermesi bakımından da son derece önemlidir
Gelelim külliyenin arka tarafındaki mütevazı kümbete İçeriye girdiğiniz zaman sizi tam 8 tane çinili sanduka karşılayacaktır Bunlar Anadolu Selçuklu Devleti’nin sultanlarından başkası değildir Sultan Mesut da buradadır, Kılıçarslan’lar da, Rükneddin Süleyman Şah ve Alaaddin Keykubat da Hepsi kendileri için devasa anıt mezarlar yaptırabilecekken tüm mütevazılıkları ile bu kümbeti süslüyor olmaları sanıyorum yıllar sonra gelen biz torunlarına önemli mesajlar vermektedir

İzzettin Keykavus Tıp Medresesi
Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in büyük oğlu olan İzzettin Keykavus zayıf vücutlu bir delikanlı idi Buna rağmen hiçbir zaman harp meydanlarından ve hizmet ortamlarından uzak kalmamıştır Kısa hayatı hep bir mücadele ile geçmiş ve tahta oturduktan sonra da bir nebze olsun durmamıştır At sırtında geçen hayatında Sivas şehrini Anadolu Selçukluları’nın başkenti yapacak ve çok sevdiği bu şehri diğer birçok şehir gibi imar etmeye çalışacaktır Başkalarının o devirde sadece silaha yatırım yapacağı günlerde o, halkın hizmetine eser sunmakta yarışıyordu
Bu eserlerinden birisi de Sivas’ın merkezinde bugün Çifte Minareli Medrese’nin tam karşısına inşa ettirdiği Şifaiye Medresesi’dir 1217 yılında inşa edilen bu eser bir Tıp Medresesi olması yanında, hastalara şifa dağıtan bir şifahane vazifesi de görüyordu Eserin tamamlanmasından kısa bir süre sonra rahatsızlıkları artan İzzettin Keykavus, kendisinin vefatı sonrası çok sevdiği bu tıp fakültesinin içine defnedilmesini vasiyet edecektir Bugün ana kapısından içeriye girdiğiniz zaman yapının sağ cephesi üzerinde bir kümbetle karşılaşırsınız Ön yüzü medresenin bahçesine bakan bu kümbette İzzettin Keykavus ve eşi yatmaktadır Kümbet avluya bakıyor olup sanki büyük sultan bu mimari ile burada okuyan talebelere yakın olmak istemiştir Belki de yattığı yerden onları duymak… Kümbetin bu yüzünde üst aynada satranç kûfi ile defalarca Muhammed (sav) yazmaktadır Altında ayet kuşakları ve muhteşem çini levhalar vardır

Hunat Külliyeti (Mahperi Hatun)
Kayserililer “Hunat Camii” der geçerler Aslında bu eser bir camiden çok daha büyük bir yapı olup her şeyi ile bir Selçuklu Hanım Külliyesi’dir Dilerseniz önce bu yapıyı inşa ettiren annemizi konuşalım Bir kere Hunat, Selçuklu’da Hatun demekti Yani öncelikle bu esere Hunat Hatun değil, bu hanımın ismi ile Mahperi Hatun Külliyesi dememiz gerekiyor
O zor günlerde Alaaddin Keykubat Anadolu’nun en zor kalelerinden birini kuşatmıştır Burası Alaiye’dir Yani Alanya Kalesi Denize doğru bir girinti halindeki bu kaleyi almak hiç de kolay değildir Ama Alaaddin Keykubat ve askerleri zoru başaracaklardır Kalenin fethi sonrası oradaki insanların kalbini ısındırmak ve bir birlik kurmak adına Alaaddin Keykubat, bu kale tekfurunun kızı ile izdivaç gerçekleştirecektir İşte bu hanım, sonrasında İslamiyet’le şereflenecek ve inancının verdiği güzellikle de ülkenin dört bir yanını hayır eserleri ile donatacaktır Bu amaçla yaptırdığı eserlerden biri de Kayseri Mahperi Hatun Külliyesi’dir
Külliye’nin en dikkat çeken yanı ana unsur olarak devasa bir cami ve medreseden oluşuyor olmasıdır Tabi annemiz bu külliyenin tam ortasında yatmaktadır Yani cami ile medresenin tam ortasında Caminin ana taç kapısı, içeride dev payelerin taşıdığı taş kemerlerle desteklenmiş taşıma sistemi dudakları uçuklatacak harikuladeliktedir Peki ya medrese? O başka bir âlemdir Annemizin kabrine girmek için camiden yol bulunmamaktadır Buraya ancak ilim ve irfandan, okuldan girilebilmektedir Medresenin ana kapısından girince avluya ayak basılır ve tam karşıda bulunan eyvanın sağ yanındaki odadan Mahperi Hatun’un kabrine geçilir Bu loş mütevazı kümbetin içinde Mahperi Hatun kızları ile yatmaktadır Eğer bu annemizi daha yakından tanımak istiyorsanız taş sandukaları üzerindeki seccadeyi şöyle bir çekiverin ve altından çıkacak şeye bir bakıverin derim Sizi altı satırlık bir kitabe karşılayacaktır Burada şöyle yazmaktadır:
“Bu kabir, Muhterem Hanım, kötülüklerden arınmış, mutlu, şehide, dindar, abide, mukaddes değerlere bağlı, fedakâr, cefakâr, günahlardan sakınan, yüksek makam sahibi, adaletli, âlemdeki kadınların başı, iffetli, temiz, asrın Meryem’i, zamanının Hatice’si, anlayışlı, binlerce malını hayır yolunda veren, din ve dünya örneği, Mahperi Hatun’undur

Karatay Medresesi
Sıra geldi Sultan ailesi dışındaki fertlere Devleti yöneten vezir kadrosu Anadolu’da öyle bir anlayış içinde yaşamakta idiler ki, her gittikleri yere bir eser bırakmayı kendilerine vazife bilmişlerdi Bugün Anadolu’nun en küçük kasabalarında bile bir Selçuklu eseri gören bizler bu toprakların nasıl Anadolu haline geldiğini anlamakta hiç de zorlanmıyoruz aslında
Bu fedakâr Selçuklu vezirlerinden birisi de Emir Celaleddin Karatay’dır Bugün Konya AlaaddinTepesi’nin hemen yanında yer alan bu eser hem sanat hem ilim hem de inanç noktasında ayrı ayrı incelenecek değerdedir Bir kere daha kapısında “Zengi” mimarisinin muhteşem kuşaklı kemer izleri ile birlikte kapıyı çeviren hadisi şerifler dikkat çeker İçeriye girdiğinizde sizi ortada bir gözlem havuzu karşılar Kozmografya derslerinin görüldüğü bu mekânın üzeri çini kaplı bir kubbe ile örtülüdür Bu kubbeden düz duvarlara geçişi sağlayan pandantiflerin (aslan göğsü) her biri bu insanların değer verdikleri mukaddesleri de kulaklarımıza fısıldamaktadır
Gözümüze ilk takılan pandantif, beş dilimden oluşmakta olup her birinde satranç kufi ile yüzlerce İbrahim, Musa, Davut, İsa ve Muhammed (sav) yazmaktadır Bir diğerinde ise aynı üslupta Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali (ra) isimleri okunmaktadır Derslerin görüldüğü ana eyvanın yan odasında ise yapının banisi Emir Celaleddin Karatay yatmaktadır Yaptırdığı eserin yanında olma, hatta öğrencilerin hocaları ile buluştuğu ana eyvanın dibinde yatma arzusu bizleri, bin sene öncesine uzanan bu büyük medeniyetin insanlarına hayran bırakmaktadır

Konya Sahipata Külliyesi
Açık konuşmak gerekirse bu son maddede adı geçen Sahip Ata Fahreddin Ali başlı başına bir araştırma konusudur Çünkü Anadolu Selçuklu’nun son döneminde yaşamış olan bu zat bütün hayatını devletin devamiyetine adadığı gibi çevresini de hayır eserleri ile donatması ile meşhur olmuştur Aynı zamanda Mevlana Hz ile dünür olan bu zat, kızını Mevlana’nın ortanca oğlu Alaaddin Çelebi ile evlendirmiştir Eserleri o kadar çoktur ki döneminin nice gezgin ve tarihçisi ondan sitayişle bahsetmektedir Aksarayi onun için “Kurduğu yönetim ve eserleri ile memleketin dört bir yanını huzur havası kapladı” derken, Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Sahip Ata’nın Sivas’ta yaptırdığı Gök Medrese için, “Timur bile gördükte hayretten parmağını ısırmıştır” demektedir Eserlerinden bazıları Sivas Gökmedrese, Akşehir Taş Medrese, Konya İnce Minareli Medrese ve Kayseri Sahipiye Medresesi ve Konya Sahipata Külliyesi’dir
Gelelim özellikle üzerinde duracağımız bu yapıya Dev bir ana taç kapıdan girilen yapılar topluluğunda; cami, hankâh, dükkânlar ve hamam bulunmaktadır Yıllardır harabe halde ve kilitli olan yapı 2008 itibari ile tamiri tamamlanarak ziyarete açılmıştır Cami yıllar önce geçirdiği yangın dolayısıyla görkemini kaybetse de hankâh kesinlikle görülmesi gereken bir inceliktedir Bir nevi müderris oteli olan hankâhta gezgin âlimler kalır ve burada gece gündüz ilimlerinden halkı istifade ettirirlerdi Çini sanatının bir harikası olan yapıda âlimlerin ders verdikleri yerin yanındaki oda Sahip Ata’nın kabir odasıdır Yanında Moğol istilasında şehit edilen ve kendi elleri ile buraya defnettiği iki oğlu ile kızları bulunmaktadır Çini sandukasının baş taşındaki yazılar bizi hiç şaşırtmamaktadır Çünkü bütün bir ömrünü verdiği hizmetlerini özetleyen hadisi şerif işlenmiştir Burada şöyle yazmaktadır

“Üç kişi öldüğünde amel defteri kapanmaz, arkasından hayırlı bir ilim bırakan, hayırlı bir evlat bırakan ve insanlığın faydasına sadakayı cariye bırakan

Talha Uğurluel

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.