Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, çanakkalede, nedenleri, savaşı

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de



Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale Savaşı Yavuz Ve Midilli Olayı Çanakkale Savaşı Gelişmeler Çanakkale Savaşı Aşamaları Çanakkale Savaşı Seddülbahir Cephesi Çanakkale Savaşı Birinci Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı İkinci Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı Üçüncü Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı Zığındere Muharebesi Çanakkale Savaşı Hakkında Çanakkale Savaşı Bilgi
Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de Çanakkale Savaşı | (1915 - 1916)



I Dünya Savaşı sırasında 1915 - 1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir İtilaf Devletleri; Osmanlı Devleti'nin başkenti konumundaki İstanbul'u alarak boğazların kontrolünü ele geçirmek ,, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir Ancak saldırıları başarısız olmuştur ve iki tarafın da çok ağır kayıplar vermesiyle İtilaf Devletleri geri çekilmişlerdir
Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak



Çanakkale Savaşı'nın Nedenleri

Osmanlı Devleti 2 Ağustos 1914 tarihinde Alman İmparatorluğu ile , çünkü Osmanlı Devleti, Boğazlar Antlaşması gereği boğazları tüm savaş gemilerine kapalı tutmak durumundaydı Alman Donanması’na bağlı bu gemilerin Boğazdan geçişine izin vermek savaş nedeni sayılacaktı Ancak Osmanlı Devleti, bu gemilerin Almanya’dan satın alındığını açıklayarak gerginliği ertelemiştir

Söz konusu gemiler 16 Ağustos 1914 tarihinde Yavuz ve Midilli adlarıyla Osmanlı Donanması’na katılmışlardı Bu gemilerdeki Alman mürettebat ,, Amiral Souchon ise Osmanlı Donanması Komutanlığı’na getirilmişti Böylece Almanya, yakın gelecekte Rus limanlarına karşı kullanılmak için iki büyük silahını Akdeniz'den geçirerek Karadeniz'in hemen yakınına atmış olmaktadır Bu silahlar Ekim 1914 ayında hem Rus limanlarını vurmak için, hem de Osmanlı Devleti'ni bir oldubittiye getirerek savaşın içine çekmekte kullanılacaktır
Osmanlı Donanması’na ait subay ve erat üniformaları giyerek gemilerdeki görevlerini sürdürmüşler

Yavuz ve Midilli Olayı

Yavuz ve Midilli’nin de içinde bulunduğu bir Osmanlı filosunun Amiral Souchon komutasında 27 Ekim 1914 günü Karadeniz kıyılarındaki Rus limanlarını bombalamaları ardından hem Rusya İmparatorluğu hem de Birleşik Krallık , Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir

Batı Cephesi’nde 1914 yılının, Fransız-İngiliz savunmasını yaramamışlar, tüm Batı Cephesi’nde cepheler kilitlenmişti Bu durum Almanya açısından Batı Cephesi’ndeki savaşın kısa sürede bitmeyeceği anlamına geliyordu Oysa Alman savaş planı (Schlieffen Planı), ilk adımda Batı Cephesi’nde kısa sürede Fransız-İngiliz kuvvetlerinin yenilgiye uğratılması, ikinci adımda ise tüm kuvvetlerin Doğu’ya kaydırılarak Rusya’nın savaş dışı bırakılması esasına dayanıyordu Schlieffen Planındaki bu sapma ardından Almanya, önce Rusya’yı savaş dışı bırakmak, Doğu’da serbest kalan kuvvetleri ile Batı Cephesi’ne yeniden yüklenmek istemişti Osmanlı 3 Ordu'sunun Kafkasya bölgesindeki Kasım – 1914 ayı başlarındaki taarruzları bu planın hazırlık aşamalarından biriydi

Eylül ayı sonlarında Alman orduları
İzleyen Gelişmeler

Avrupa cephelerindeki bu gelişmeler , İngiltere ve Fransa’yı müttefikleri Rusya’yı desteklemek zorunda bırakmıştı[5] Zaten Rusya, Almanya üzerinde yeterince güçlü bir baskı yapamamaktaydı Kısıtlı endüstriyel kapasitesi dolayısıyla İngiliz ve Fransız desteğine gerek duyuyordu [5][6] Fransa ve İngiltere’nin bu desteği sağlaması için, herhangi bir Avrupa haritasından da görüleceği gibi, olası dört yol vardır Kuzey ulaşım hatlarından ikisi olanaksızdır Kuzey Buz Denizi, yılın çok büyük bölümünde donmuş olduğundan deniz ulaşımına olanak vermemektedir, Baltık Denizi ise Alman Donanması’nın denetimindedir

Orta ulaşım yolu olan Avrupa karayolu ise Alman denetimindedir Olası dördüncü yol ise Osmanlı Devleti’nin denetiminde bulunan Çanakkale ve İstanbul boğazlarının oluşturduğu denizyoludur Çok yakın geçmişte Balkan Savaşı’nda Trablusgarp Savaşı’nda ve Sarıkamış Harekatı’nda ağır yenilgiler almış olan Osmanlı Devleti’nin askeri gücü
Öte yandan Rusya direnmeyi sürdürecek olursa, Almanya’nın Batı Cephesi’nde yeni bir taarruza kalkışma olanağı da pek yoktur[5] Bu tespit,, Batı Cephesi’ndeki kuvvetlerin bir bölümünün burada atıl tutulup tutulmadığının sorgulanmasına yol açmıştır[8] Ayrıca İngiliz Donanması da yeterince etkili kullanılmamaktadır Böylece Batı Cephesi’nden alınacak bir kısım kuvvetle donanmanın işbirliği ile daha etkili ve sonuç alıcı bir harekata girişilmesi yolları aranmaya başlandı Sonuçta Boğazlara yönelik bir operasyon planı üzerinde tartışılmaya başlanmıştır
özellikle İngiliz yüksek komutanlığının
Rusya ile bağlantının bu şekilde, Boğazların kontrolünün sağlanarak sonuçlandırılması, Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’un da işgalini kaçınılmaz olarak gerektirmektedir İkisi, aynı anda gerçekleşecek sonuçlardır Çanakkale Boğazı’ndan geçilerek İstanbul’un işgalinin İtilaf Devletleri açısından diğer stratejik sonuçları şunlardır [9], [10]

Osmanlı Devleti savaş dışı bırakılmış olmakla, Almanya savaşın başlarında bir müttefikini kaybetmiş olacaktır

Osmanlının tehdidinde olan [5] Süveyş Kanalı, dolayısıyla İngiltere’nin Uzakdoğu ulaşım yolunun güven altına alınması sağlanmış olacaktır

Osmanlı Devleti’nin savaş dışı bırakılması ve Müslüman ülkeler nezdinde İtilaf Devletleri lehine oluşturacağı kazanımlar açısından da önem arz etmektedir Müslüman ülkelerin gerek Orta Doğu’da gerekse de Uzak Doğu’da İngiliz hâkimiyetine karşı dirence zaıflamış olacaktır

Balkan devletleri , hemen doğudaki Osmanlı Devleti’nin çökmesi ve bunu İtilaf Devletleri’nin başarması üzerine, doğal olarak İtilaf Devletleri safında savaşa katılmaları yönünde etken olacaktır Çünkü Osmanlı Devleti’nin yıkılması, Balkan devletlerinin bölgedeki hesaplarına ulaşabilmeleri yönündeki en önemli engeli ortadan kaldırmış olacak ve bu durum İtilaf devletlerinin bir hediyesi sayılacaktır,

Rusy ile Karadeniz üzerinden deniz ulaşımının açılması özellikle önemlidir Osmanlı Devleti'nin Boğazları her türlü deniz trafiğine kapatması sonucu Rusya ile İngiltere ve Fransa arasındaki ticari ilişkiler de durma noktasına gelmiştir Pek çok ticari gemi Karadeniz'deki Rus limanlarında beklemektedir Avrupa'da buğday fiyatları yükselirken ucuz Rus buğdayı ithal edilememekte muazzam ticari karlardan mahrum kalınmaktadır Kısacası Boğazların kapanması İngiliz ve Fransız firmaları için büyük kar kaybı getirmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de



Savaşın Aşamaları



Deniz Muharebeleri



Birleşik Krallık denizaltısı E11, İstanbul Boğazında Osmanlı nakliye gemisi Stamboul 'a torpidoyla saldırırken, (25 Mayıs 1915, Illustrated London News)



19 Şubat günü, güçlü Fransız kuvvetleri ile İngiliz Queen Elizabeth savaş gemisinin Osmanlı sahil bataryalarını bombalayarak ilk Çanakkale saldırısı başlatılmış oldu

İtilaf devletleri, kısa bir aranın ardından bir sonraki saldırıyı 18 Mart'ta gerçekleştirmişlerdir Hedef, Çanakkale Boğazı'nın sadece 1 mil genişliğindeki en dar noktasıdır Admiral de Robeck komutasındaki aşağı yukarı en az 16 savaş gemilik dev donanma Çanakkale'yi geçmeye kalkmıştır Ancak her gemi Nusret Mayın Gemisi adlı Osmanlı mayın gemisinin boğazın Asya tarafına yerleştirdiği deniz mayınları tarafından hasar almıştır Bazı balıkçılar, İngilizler tarafından mayın toplama işiyle görevlendirilmiştir; ama Osmanlı ordusunun açtığı top atışlarıyla korkarak kaçmışlar, mayınlara dokunulmamıştır Yerinde kalmış bu mayınlar İngiliz Ocean, Irresistible ve Fransız Bouvet adlı üç zırhlıyı batırmıştır Ayrıca İngiliz Inflexible ve Fransız savaş gemileri Suffren ve Gaulois çok ağır bir şekilde hasar almıştır

Sonuç olarak, 18 Mart 1915'te, deniz mayınları ve kıyılardaki Osmanlı topçu bataryalarının isabetli atışları denizden geçişin mümkün olmayacağını göstermiş,, İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası'na asker çıkararak Boğaz topçu bataryalarını etkisiz hale getirmeyi hedeflemiştir

Gelibolu Yarımadasında Müttefik çıkartmaları yarımadanın güney bölümündeki altı kumsala, iki cephede yapılmıştır Seddülbahir Cephesi’ne 29 İngiliz Tümeni ile Fransız Kolordusu (Fransız Doğu Sefer Kuvveti) çıkartma yaparken Arıburnu Cephesi’nde ise Anzaklar Kolordusu çıkartma yapmıştır Bu beş tümene ek olarak bir hafta içinde İskenderiye'den getirilecek olan Hint Tugayı, muhtemelen Seddülbahir Cephesi'nde kullanılmak üzere ordu ihtiyatını oluşturacaktı

Kara Muharebeleri

Seddülbahir Cephesi

Osmanlı 5 Ordusu'nun Konumu (Nisan 1915)



Seddülbahir Çıkartmaları



İttifaklara ait ağır top (Önceleri Alman zırhlı kruvazörü Roon 'un topuydu)



Seddülbahir Cephesi'ndeki İngiliz ve Fransız birliklerinin ilk hedefi Kirte Köyü ve hemen kuzeyindeki Alçıtepe olmuştur

Birinci Kirte Muharebesi

Bu hedeflerin ele geçirilmesi için ilk müttefik taarruzu olan Birinci Kirte Muharebesi, 28 Nisan 1915 sabahı başlamıştır Taarruzun sol kanadında iki İngiliz tugayı, sağ kanadında ise beş Fransız taburu taarruza katılmıştır Osmanlı savunması İngiliz taarruzları karşısında tutunurken Fransız kesiminde yarılma noktasına gelmiştir

Cephe komutanı Albay Halil Sami Bey, hatların geri çekilmesi emri vermişken, iki bölüklük bir kuvvet, donanma topçusunun ateşinde bir gedik bularak hatları takviye etmiştir Bunun üzerine geri çekilme emri derhal geri alınmıştır Öğleden sonra Yarbay Sabri Bey, iki taburluk bir kuvvetle karşı taarruza geçerek müttefik cephesini kırmıştır Gün sonunda, müttefikler taarruz çıkış hatlarına geri çekilmişlerdir Osmanlı kayıpları 2380, müttefik kayıpları ise 3000'dir,

İkinci Kirte Muharebesi

Müttefik kuvvetlerin ikinci taarruzu, donanma ve sahildeki top bataryaları tarafından hallaç pamuğu gibi atıldığı halde, Osmanlı tarafının ateş gücünde bir değişiklik olmamıştır Balonlarla yapılan hava keşfi de Osmanlı mevzilerinin yerini saptayamamıştır İkinci gün merkez kesimden,, en fazla 500 metre ilerleme sağlayabilmişlerdi Müttefik kaybı 6500, Osmanlı kaybı ise 2000'dir [13]
üçüncü gün tekrar sol kanattan yapılan taarruzlar da aynı ateşle kaşılaşarak durmuştur Üç günlük muharebelerin sonunda müttefik kuvvetler

Üçüncü Kirte Muharebesi

Müttefik kuvvetlerin üçüncü taarruzu, 4 Haziran 1915 tarihli Üçüncü Kirte Muharebesi’dir Donanma topçusunun üç yönden, kara topçusunun ise cepheden geliştirdiği hazırlık ateşi ardından başlayan savaşta, Osmanlı cephesinin sol kanadından taarruz eden Fransız birlikleri yer yer Osmanlı siperlerine girmişlerdir Yarbay Selahattin Adil komutasındaki 12 Tümen’in karşı taarruzluyla bu siperlerden çekilmişlerdir Sağ kanatta ise İngiliz birlikleri Osmanlı siperlerine girmiştir İkinci Topçu Bataryası komutanı Teğmen Arif Tanyeri’nin, 150 askeriyle ileri çıkıp cepheyi tutmasıyla Osmanlı hatlarının kırılması önlenmiştir

Osmanlı cephesi, Kirte Köyü’ne bir kilometre mesafede sabitlenmiştir İzleyen 5 Haziran günü Osmanlı 9 Tümeni’nin saldırısı başarılı olmamış,, Osmanlı kayıpları ise 4500 yaralı,
akşam saatlerinde Arıburnu Cephesi’nden kaydırılan Yarbay Hasan Askeri komutasındaki 2 Tümen’in taarruzu ise birkaç yüz metre ilerlemiştir 6 Haziran günü ise küçük çaplı çatışmalarla geçmiştir Üçüncü Kirte Muharebesi’nde müttefik kayıpları 7500 4500 şehittir [14]
Her üç taarruzun başarısız olması üzerine cephe komutanları, İngiliz komutan H Weston ve Fransız komutan Gouraund, tüm cephe hattında değil de, daha sınırlı bir hattan taarruzu gerekli görmüşlerdir Böylece gerek piyade, gerekse de topçu unsurları daha dar bir cephede kuvvet merkezi (siklet merkezi) oluşturulacaktı Planın ilk operasyonu, cephenin en sağ (doğu) bölgesi olan Kerevizdere’de uygulamaya konulmuştur 18 Haziran’da başlayan topçu ateşi üç gün boyunca sürdürülmüştür 21 Haziran günü Fransız birliklerinin taarruzuyla başlayan Birinci Kerevizdere Muharebesi’nde Fransız birlikleri, hedefleri olan tepeyi ele geçirmeyi başarmıştır Muharebelerde Fransız kayıpları 2500, Osmanlı kayıpları ise 6000 kişidir [15]

Zığındere Muharebesi

Bir sonraki Zığındere Harekâtı, bu kez cephenin sol kanadından taarruzu öngörmektedir Zığındere ile sahil arasındaki Zığın sırtı boyunca üç tugayla ve Zığındere’nin karşı yamaçlarından iki tugayla taarruz etmektir Zığın sırtı Albay Refet Bey’in komutasındaki 11 Tümen’in savunma bölgesidir Zığındere ile Kanlıdere arasındaki bölge ise Albay Halil Bey’in 7 Tümen’i tarafından savunulmaktadır Her iki tümen de tek tugaylıdır Deniz ve kara topçusunun 26 Haziran’da başlayan bombardımanı üç gün sürmüştür 28 Haziran’da iki saatlik hazırlık ateşi ardından başlayan taarruz, sağ kesimde Osmanlı siperlerinin tümünde başarılı olmuştur

Bombardıman sonrasında Osmanlı ön hat siperlerinde sağ kalanların tümü yaralı subay ve erattır 800 metre mesafedeki Kirte Köyü’ne yapılan ileri hareket, topçu ateşiyle durdurulmuş, hemen ardından Osmanlı karşı taarruzları başlamıştır Siperler 30 Haziran 1915 günü sabahına kadar birçok kez el değiştirmiş, sonunda İngilizlerde kalmıştır Zığın sırtının kuzeyinden 1 Temmuz 1915 günü iki kez yenilenen Osmanlı taarruzu,
yoğun topçu ateşi altında etkisiz kalmıştır 5 Temmuz 1915 tarihinde Albay Hasan Basri Bey’in 5 Tümen’inin Zığın sırtına ve Albay Nicolai’nin komutasındaki 3 Tümen’inin Zığındere’nin doğu yamaçlarına giriştikleri taarruz ise sonuç alamamıştı
Her iki kanattan yapılan taarruzların ardından bu kez cephenin merkez bölümünde taarruza geçilmiştir Üç saat süren ve 60000 bin top mermisinin kullanıldığı hazırlık ateşi ardından 12 Temmuz 1915 sabahı başlayan İkinci Kerevizdere Muharebesi iki gün sürmüştür Hazırlık ateşi ardından başlayan İngiliz taarruzu, hiçbir savunmacının sağ kalmadığı ilk hat siperlerini almış, ikinci hat siperlerinde ise ağır kayba uğrayarak geri çekilmiştir Öğleden sonra yedekteki İngiliz tugayının giriştiği saldırı, üçüncü hat siperlerine girmişse de Osmanlı karşı taarruzlarıyla yeniden eski konumuna çekilmiştir İkinci girişilen İngiliz taarruzu, Osmanlı topçusunun ateşiyle geri çekilmiştir Savaş sonunda cephenin en sol yanındaki birkaç siper parçası işgal edilebilmiş, sağ kesimde ise Fransız birlikleri Osmanlı siperlerinde tutunmayı başarmışlardır İki günlük muharebelerin sonucunda müttefik kayıpları 5800, Osmanlı kayıpları ise 9700’dür [16]

Bu muharebeler sonunda Seddülbahir Cephesi’nde Osmanlı kuvvetlerini atarak ilerlemenin olanaksız olduğu ortaya çıkmıştı Müttefik kuvvetler komutanı General Hamilton, takviye kuvvetlerle Suvla Koyu’nda bir çıkartma yapmayı planlamıştır Bu çıkartma harekâtının, Anzak Kolordusu komutanı General W Birdwood’un önerdiği Sarı Bayır Harekâtı ile aynı tarihte uygulanmasına karar verilmiştir Ayrıca Osmanlı savunmasının dikkatini yarımadanın güney ucuna çekmek için Seddülbahir Cephesi’nde yanıltıcı bir taarruz planlanmıştı Kirte Bağları Muharebesi olarak bilinen bu taarruz, 6 Ağustos sabahı İngiliz birliklerinin taarruzuyla başlamıştır İngilizler, ilk hat siperlerine girmiş, ancak karşı taarruzla geri atılmışlardır Taarruzun ikinci günü girişilen İngiliz taarruzları, Kirte Köyü’nün güney batısındaki bir bağ alanının bir bölümünde tutunabilmiştir

Sınırlı hedeflere yönelik, üstelik de bir yanıltma operasyonu olan İngiliz taarruzunun bu denli kayba rağmen başarısız olması üzerine General Sır Ian Hamilton, Seddülbahir Cephesi'nde hiçbir askeri harekâta girişilmemesi emrini vermiştir

Arıburnu Cephesi

"The Trumpet Calls (Trampet Çağırıyor)": Avustralya'da 1914 - 1918 arasında kullanılan askeri alma posteri (Norman Lindsay)




Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de

Eski 09-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkale Savaşı Çanakkale Savaşı 1915-1916 Çanakkale Savaşı Nedenleri Çanakkale'de



Anzak Çıkartması



Arıburnu Cephesi’nde 25 Nisan 1915 sabahı çıkartma yapan Anzak Kolordusu örtü kuvvetleri, sahildeki Osmanlı gözetleme postalarını atarak bir köprübaşı oluşturmuşlardır Sahile çıkan örtü kuvveti üç koldan sırtlara ilerlemiştir Sırtlardaki Osmanlı direnişi, ileri harekâtı yer yer engelliyor, genel olarak geciktiriyordu ama sahili tehdit edecek bir harekat gösteremiyordu Buna karşın sırtlarda yer yer süren çatışmalarda Anzak kayıplar artmakta,, sahilde ihtiyat tutulamamaktadır Anzak mevzilerine taarruza girişmiştir Bu taarruzla Anzak birlikleri sırtın batı yamaçlarına çekilmişlerdir
sahile yağan takviye talepleri karşısında çıkan tüm birlikler derhal ateş hattına gönderilmektedir

Esat Paşa Arıburnu Cephesinde Topçulara Emir Verirken



Ordu ihtiyatındaki 19 Tümen komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal çıkartma başladığı sıralarda 57 Alay ve bir topçu bataryasıyla Conk Bayırı’na hareket etmişti Karargahta, 3 Kolordu Komutanı Esat Paşa’ya (Albay Mehmet Esat Bülkat Bey’e) kararını anlatmıştır Esat Paşa, bu kararı onaylamış, Albay Halil Sami Bey’in 27 Alay’ını da yarbayın komutası altına vermiştir Esasen 19 Tümen, ordu ihtiyatıdır, ancak Mareşal Sanders’le halen temas kurulamamış olması nedeniyle Esat Paşa, kendi inisiyatifini kullanarak tümeni komutası altına almış ve Mustafa Kemal’in görüşü yönünde görevlendirmiştir

Bu arada Kılıçbayır yönüne sevk edilen Avustralya birlikleri, bölgeye ulaşır ulaşmaz muharebeye sürülmektedir Çünkü Osmanlıların sırtlardan aşağı akıp cephe hattını kırmaları an meselesi olarak görünmektedir 19 Tümen’e bağlı dört alayın bölgeye intikali ardından Osmanlı Arıburnu Kuvvetleri Yarbay Mustafa Kemal Bey emriyle saat 15:30 dolaylarında yeniden bu kez toplu olarak taarruza geçmişlerdir General Hamilton anılarında şöyle anlatır “Gebe dağlar Osmanlı doğurmakta devam ediyor Bizim mevzilerimizin en yüksek ve en merkezi yerine birbirini kovalayan dalgalar halinde yükleniyorlar

Australya 1Tugay 4Taburunun çıkartması (Saat 800, 24 Nisan 1915)



Bu taarruzun sonucunda Kılıçbayır’ın iki yanından gelişen Osmanlı taarruzları karşısında Kılıçbayır ve hemen güneybatısındaki Cesaret tepe kesin olarak Osmanlıların eline geçmiştir Düztepe’nin alınması, Osmanlı birliklerine Kılıçbayır üstünden Anzak sahiline geniş bir taarruz hattı açmıştı ama,, savaş boyunca kalmıştır
Osmanlıların zaten ellerindeki az bir kuvvetle yaptıkları bu taarruzu sürdürecek kuvvetleri yoktur Anzak cephesindeki bu gedik
Harekatın ilk gününde karaya çıkartılan asker sayısı 15000’dir Yaklaşık 2000’i ölü olmak üzere kayıplar 3500’dür [17]

Gece yarısına doğru Anzak Kolordusu Komutanı Birdwood, emrindeki her iki tümen komutanın da tahliyeden yana olduklarını, kendisinin de bu görüşü paylaştığını General Hamilton’a bildirmiştir Anzak ordusu gün boyu süren çatışmalardan dolayı bitkindir, moral düşüktür, birlikler halen dağınıktır Gün boyu süren Osmanlı taarruzları, Anzak cephesinin kuzey batı kesimindeki sırtta (Kılıçbayır) bir gedik oluşturmuştu Bu gedik, Ancak çıkartma bölgesi için ağır bir tehdit oluşturmaktaydı Gece boyu takviye alan Osmanlı kuvvetlerinin etkin bir topçu desteğiyle sabah girişecekleri bir karşı taarruza kesin gözüyle bakılmaktadır Ordunun bu haliyle bu saldırıyı göğüsleyemeyeceğinden, sahilde imha edileceğinden korkulmaktadır Amiral Thursby ise tahliyenin çok fazla kayba neden olacağını, pozisyonu korumanın daha iyi olacağı görüşündedir General Hamilton, sahilde kalınarak direnilmesine karar vermiştir
,
25 Nisan 1915 Tarihli Çıkartmasının Akabinde Anzak Koyu (19 Haziran 1915, The War Illustrated)



Takviye olarak bölgeye gönderilen İngiliz 9 Kolordusu’nun Suvla Koyu’na çıkartma yaptığı 5-6 Ağustos gecesi, bir Anzak tümeni gece yürüyüşüne geçmiştir Hedefleri, Kocaçimen Tepesi – Besim Tepe – Conk Bayırı hattıdır Sarı Bayır Harekatı olarak bilinen harekatta Anzak birlikleri sırtlara kadar yaklaşabilmiş ama sırtları alamamıştır Muharebelerin yoğunluğu Conk Bayırı bölgesinde olmuş, Conk Bayırı Muharebesi 9 Ağustos 1915 tarihine kadar sürmüştür Kurmay Albay Mustafa Kemal’in 10 Ağustos sabahı başlattığı taarruz ile Anzak kuvvetleri sırtlardan çekilmek zorunda kalmışlardır

Suvla Koyu’nda İngiliz 9 Kolordusu’nun ikinci genel taarruzuyla aynı gün 21 Ağustos’da Anzak birliklerinin sonuçsuz Bomba Tepe taarruzu, Çanakkale Savaşı’nın son muharebesi olmuştur

Anafartalar Cephesi

Mareşal Horatio Kitchener ve General William Birdwood, Anzak'a ait bir hendekte,, (15 Kasım 1915)



Birinci Anafartalar Muharebesi

Her iki cephedeki kanlı çatışmalar ardından 1915 yılının Temmuz ayı sonlarında cepheler kilitlenmiş, çatışmalar mevzi harbine dönüşmüştü Gelibolu Yarımadasında bir sonuç elde edebilmek için İngiliz General Sir Ian Hamilton, daha kuzeyde üçüncü bir cephe açmak gereği duymuştur Burada amaç, sert direnme gösteren her iki cephedeki Osmanlı kuvvetlerinin geri hattına çıkarak kuşatmaktır Hamilton, üçüncü cepheyi küçük ve büyük Kemikli burunları arasındaki Suvla kumsalına, takviye olarak gelen İngiliz 9 Kolordusu’nu çıkartarak açmıştır 6 Ağustos 1915 tarihinde Suvla Koyu'na yapılan çıkartmayla Çanakkale Savaşı bu bölgeye kaymış,, dolayısıyla bu iki cephe birleşmiştir Gelibolu Yarımadası'nın Müttefik kuvvetlerce tahliyesine kadar asıl çatışmalar bu bölgede olmuş, Seddülbahir Cephesi,
Arıburnu'ndaki Anzak Kolordusu ile Suvla çıkartma kuvvetleri kayda değer bir çatışmaya sahne olmamıştır

İttifaklara ait bir hendek



5-6 Ağustos gecesi başlayan çıkartma gün boyu sürmüştür Suvla Ovası’na hakim ilk kademe sırtlardaki üç Osmanlı taburu, çıkartma birliklerinin ileri harekatını durdurmayı başarmıştır

İngiliz 9 Kolordusu’nun genel bir taarruz için düzen alması, 8 Ağustos tarihini bulmuştur Ertesi gün, 9 Ağustos 1915 günü şafakta iki İngiliz tümeni taarruz için ilerlemeye başladığı sırada Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey’in de taarruzu başlamıştı Osmanlı taarruzu, önlerindeki İngiliz kollarını atarak ilerlemiş, öğleden hemen sonra İngiliz 9 Kolordusu komutanı General Stopford, ihtiyatta tuttuğu tümeni ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir

Birinci Anafartalar Savaşı’nın hemen ertesi günü, 10 Ağustos 1915 sabahı Mustafa Kemal, Kocaçimen Tepesi – Conk Bayırı hattında yeni bir taarruz yapmıştır Albay Ali Rıza Bey komutasındaki 8 tümen ve 9 Tümen komutanı Yarbay Cemil Bey komutasındaki 9 Tümen’in taarruzlarıyla müttefik cephesi 500-1000 metre geri atılmıştır
,
Bu bölgedeki Osmanlı taarruzunun başladığı saatlerde daha kuzeyde, İngiliz 53 Tümen’i Yusufçuk Tepe ve daha kuzeydeki Küçük Anafartalar Tepesi yönünde taarruza geçmişti Yoğun topçu ateşleri ardından dört kez yenilenen taarruzlar gün boyu sürmüş olup iki Osmanlı taburunun savunması, mevzileri korumayı başarmıştır

Tekketepe Muharebesi

Son muharebeler sonunda Arıburnu Cephesi'nde Anzak kuvvetleri eski hatlarına çekilmiş, Anafartalar Cephesi'nde ise Suvla Ovası'nın sahil bandından kalmışlardı Özellikle bu bölgede, hakim sırtlardaki Osmanlı mevzilerinin ateşi altında kalmakta idiler Müttefik kuvvetler üst komutanı General Sır Ian Hamilton, bu sırtların en azından kuzey kesimini oluşturan Tekketepe yükseltilerinin bir an önce ele geçirilmesinin gerekliliğini bilmektedir Bu amaçla sahile yeni çıkartılmış olan 54 Tümen ile bu sırtlara taarruz kararı vermiştir Bu tümenin bir taburunca 12 Ağustos 1915 tarihinde girişilen, Tekketepe Muharebesi olarak bilinen taarruz, Osmanlı savunması önünde ağır kayba uğrayarak geri çekilmiştir

Kanlısırt Muharebesi ("Lone Pint", 6 Ağustos 1915)



Bu taarruzun başarısızlığı üzerine General Hamilton, taarruzu daha kuzeye kaydırarak 12 Tümen'i sağ yandan çevirmeyi amaçlayan bir taarruz planlamıştır Bu taarruz Kireçtepe ve Kireçtepe sırtlarının işgal edilmesini amaçlamaktadır Böylece 12 Tümen kanat kırarak Tekketepe'den çekilmek zorunda kalacak, savaşarak alınamayan bu yükselti, İngiliz kuvvetlerinin eline düşecektir

Kireçtepe sırtları, Suvla Koyu'na çıkartma yapıldığı 6 Ağustos 1915 tarihinden itibaren Yüzbaşı Kadri Bey komutasındaki Gelibolu Jandarma Taburu tarafından tutulmaktadır Üç tugaydan oluşan İngiliz birlikleri 15 Ağustos 1915 günü taarruza geçmiştir Ağır kayıplara Yüzbaşı Kadri Bey'in ağır şekilde yaralanması da eklenince tabur geri çekilmiş, Kanlıtepe - Havantepe hattında yeniden mevzi almıştır Akşam saatleri bölgeye ulaşan bir taburluk takviye ile karşı Osmanlı kuvvetleri karşı taarruza geçmiştir Çatışmalar gece boyu sürmüş, 16 Ağustos sabahı bölgeye gelen Mustafa Kemal, taarruzu kendisi yönetmiştir Kısa süre sonra İngiliz birlikleri eski hatlarına geri çekilmişlerdir

Çanakkale'de Kullanılan Bağlantı Hendeklerinden Biri



Aynı gün, başarısız bulunan İngiliz 9 Kolordusu komutanı General Stopford ve iki tabur komutanı, General Hamilton tarafından görevden alınmıştır

Hemen ardından Seddülbahir Cephesi’ndeki İngiliz 29 Tümeni Anafartalar Cephesi’ne aktarıldı Mısır’da bulunan 5000 kişilik bir tümen de aynı cepheye getirildi Bu şekilde içerden ve dışardan takviye edilen Anafartalar Cephesi’ndeki kuvvetlerle genel bir taarruz planlandı Müttefik taarruzu,, 12 ve 7 Tümenlerin mevzilerine yönelmiştir
Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in sorumluluk bölgesinde

İkinci Anafartalar Muharebesi

Bu kuvvetler 21 Ağustos 1915 sabahı İsmailoğlu ve Yusufçuk Tepelerine genel bir taarruza geçtiler Aynı anda Anzak Kolordusu’na bağlı bir tugay da Bomba Tepe’ye taarruz etmiştir İsmailoğlu ve Yusufçuk Tepeleri’ne yönelik taarruz aynı gün, kesin bir başarısızlıkla son bulmuştur Bomba Tepe’deki çatışmalar ise 29 Ağustos tarihine kadar sürmüş tepe, Osmanlı savunmasının elinde kalmıştır

Bomba Tepe taarruzu, Çanakkale Savaşı'nın, tahliyeye kadar ufak çaplı çatışmalar yaşanmış olsa da, son muharebesidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.