Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
biyografiefesli, hayatıefesli, herakleitos, heraklit, kimdirherakleitos

Herakleitos Kimdir-Herakleitos Hayatı-Efesli Heraklit Biyografi-(Efesli Heraklit)

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Herakleitos Kimdir-Herakleitos Hayatı-Efesli Heraklit Biyografi-(Efesli Heraklit)



Herakleitos Kimdir?

Efesli Heraklitos (Yunanca Hράκλειτος Herakleitos) (MÖ535? - 475) Anadolu'da Efes'de yaşayan Sokrat öncesi (Pre-Socratic) filozof Efes'in yerlisi olduğu ve babasının adının Bloson olduğu gibi detaylar dışında hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir Batı felsefe tarihinde dinamik bir felsefi sistem ortaya koyan ilk kişidir

Felsefesi

Heraklitos'un günümüze eserlerinden fragmanlar kalabilmiştir Diogenes Laertius'un "Lives and Opinions of Eminent Philosophers" adlı eserinde bildirdiğine göre Heraklitos bir kitap yazmış ve bunu döneminin en büyük tapınaklarından biri olan Artemis Tapınağına adamıştı Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür Doğanın bilgisi için bu değişimi gözlemlemek gerekmekteydi Felsefe tarihinde Heraklitos'un genellikle değişmez bir ilkeden söz etmediği, ünlü bir nehirde iki kere yıkanılmaz deyişi gibi fragmanlarından bazı parçalar kullanılarak iddia edilmiş olmasına karşın Heraklitos'un her şeyde bulunan düzenleyici bir ilkeden söz etmektedir Bu ilke Logos 'tur Heraklitos, Delf mabedindeki rahibinin kehanetlerinin bir şeyi ne gizlediği ne de ifşa ettiğini sadece işaretler kullandığını söylemekte kendisi de fragmanlarında sözel yapbozlar kullanmakta, kelime oyunları yapmakta, retorik ve edebiyatın türlü oyunlarından yararlanmaktadır Onun fragmanlardan alınma şu sözü de döneminin kahinlerinin sözünden hiç de aşağı kalmayan bir gizemi bugüne taşımaktadır: "Her şeyden ortak olan şeyin bizi yönetmesine izin vermeliyiz Logos her şeyde ortak olmasına rağmen çoğu insan sanki kendilerine özgü bir akılları varmış gibi yaşamaktadırlar" (Fragmanlar II)

Bilgi Kuramı (Epistemolojisi)

Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye değer veren Herakleitos, aklın yol göstericiliği olmazsa gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek, rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır Çok şey bilmeye, ansiklopedik bir bilgiye karşı çıkmış, sadece çok şey bilmenin akıllı olmayı öğretmediğini söylemiştir Siyasi alanda, demokrasi karşıtı eğilimlerini, çoğunlukla geniş halk yığınlarına karşı duyduğu kuşkuyla birleştiren ve "bir kişinin, yetkin biriyse eğer, kendisi için, on bin kişiden daha değerli olduğunu" söyleyen Herakleitos'un metafiziğinin en önemli tezi, hiç kuşku yok ki, çatışma ve savaşın her şeyin babası olduğu düşüncesidir Ona göre, karşıtların savaşı, varlık ya da oluşun tek ve en önemli koşuludur Zira bu savaş olmasaydı, hiçbir şey varolmayacaktı Bundan dolayı, varlıkların doğuş ya da varlığa gelişi, birbirlerine karşıt olan ve dolayısıyla birbirlerini varlıkta tutan karşıtların çatışmasına bağlıdır Herakleitos kendisinden önceki filozofların boşu boşuna evrende kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz konusu olduğunu öne sürmüştür Nehir akıp gittiği için, o aynı nehre iki kez giremeyeceğimizi belirtir Evrende hiçbir nesne, nesnelerin hiçbir özelliği yoktur ki, değişmeden aynı kalsın Her şey bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir Evrendeki tüm öğeler arasında sürekli bir çatışma ve savaş hali vardır ve değişmeyen tek şey, bu değişme halinin sonucu olan kozmik denge durumudur

Evren Anlayışı

Ona göre tüm evren ateşten var olmuştur ve bir süre sonra yine ateşe dönecektir Evrenin var oluşu ve yok oluşu olayı periyodik olarak sonsuz kere yinelenecektir Evren, belirli dönemlerde var olan ve yine belirli bir dönemde yok olan bir olgudur

Heraklit'te yeni olan taraf; evrenin birden bire bir oluş ve yok oluş olgusu olarak görülmesidir Milet okuluna göre evren özü somut olan bir şeyden; sudan ya da havadan yapılmıştır, her şeyin özünde bu maddeler bulunur Heraklit ise ateşi ana madde yapmakla, varlıkların özde bir madde değil, bir olgu olduğuna dikkat çekmiştir

Ek Bilgiler

İoania filozoflarından dördüncüsü Ephesos’ta (Efes) doğup yetişmiştir Aşağı yukarı MÖ 540-480 yılları arasında yaşadığı hesaplandığına göre, Herakleitos, Milet’li filozoflardan daha genç, Ephesos’un aristokrat bir ailesinden Yapıtı çok güç anlaşılır, karanlık bir üslup ile, özdeyişler biçiminde yazılıymış Onun için ilk çağda ona “karanlık Herakleitos” denmiştirYurdunun politik sosyal gelişmesinin beğenmeyip köşeye çekilen, bu yalnızlığı içinde varlıkların özünü kavramaya çalışan Herakleitos, yığını hor görür Ona göre yığın anlayışsızdır, her şeyin dış yönüne takılıp kalır, boş inançlar içinde yuvarlanıp gider

Ona göre evrenin temel maddesi ateş’tir Ateş, bütün varolanların ilk gerçek temelidir, bütün karşıtların birliğidir, içinde bütün karşıtların eridiği birliktir Herakleitos şunu belirtmekten usanmaz: Evren boyuna akan bir süreçtir, başı sonu olan bir değişmedir, hiç durmayan,bu değişme içinde kalan, sürüp giden hiçbir şey yoktur “Panta rei” her şey akar: Bu onun ana görüşü İşte ateşin ilk madde (arkhe) olduğu düşüncesine de Herakleitos buradan varıyor Örneğin, bir tahtayı yakıp kemiren alevin yakından bakıldıkta, boyuna ilerleyen bir süreç olduğu görülür; alev, tahtayı boyuna yakıp kemirir, onu boyuna duman ve buğuya çevirir Evren de böyle tükenmez canlı bir ateştir, sürekli bir yanma sürecidir Daha doğrusu, dönümlü(periyodik) bir süreçtir bu Bunda sürekli olarak, bir “yokuş yukarı” çıkaran,bir de “yokuş aşağı” indiren yol vardır Evren ateşten meydana gelmiştir ve burada olup bitenlerin sonundaki “büyük yıl”da yeninden ateş tarafından kemirilecektir –yeninden doğmak için Bu, böylece, dönüşümlü olarak, hiç tükenmeden sürüp gider

Bu sürekli oluş içinde durucu, kalıcı bir şey bulduğumuzu sanırsak, Herakleitos’a göre, bu, bir yanılmadır, bir aldanmadır “Aynı ırmakta iki kez yıkanamayız İkinci kez girdiğimizde bu ırmak büsbütün başka bir ırmaktır artık Bu arada, akıp giden sular onu başka bir ırmak yapmışlardır” Karşımızda, “aynı şey”in bulunduğunu sandığımız her yerde durum böyledir Kalıcı şeyler varmış sanısına kapılmamız,değişmenin kuralsız değil de, belli bir düzene, belli bir ölçü ve yasaya göre olması yüzündendir Bu ölçüye, bu yasaya, Herakleitos “logos” diyorEvrende egemen olan yasadır, düzen ve akıldır (logos)

Alıntı Yaparak Cevapla

Herakleitos Kimdir-Herakleitos Hayatı-Efesli Heraklit Biyografi-(Efesli Heraklit)

Eski 06-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Herakleitos Kimdir-Herakleitos Hayatı-Efesli Heraklit Biyografi-(Efesli Heraklit)



Herakleitos Kimdir-Herakleitos Hayatı-Efesli Heraklit Biyografi-(Efesli Heraklit)



HERAKLEİTOS:

Parmenides'in durağan ve değişmez varlığına karşi, niteliksel değişme olarak oluşun gerçekliğini öne süren Yunan filozofu

Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye hiç değer vermeyen Herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek, rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır Çok şey bilmeye, ansiklopedik bir bilgiye karşi çikan filozof, çok şey bilmenin akıllı olmayı ögretmedigini söylemiştir Siyasi alanda, demokrasi karşitı eğilimlerini, çogunluk geniş halk yığınlarına karşi duyduğu nefretle birleştiren ve 'bir kişinin, yetkin biriyse eğer, kendisi için, on bin kişiden daha değerli olduğunu' söyleyen Herakleitos'un metafiziğinin en önemli tezi, hiç kuşku yok ki, çatisma ve savaşin herşeyin babası olduğu düşüncesidir Ona göre, karşitların savaşi, varlık ya da oluşun tek ve en önemli koşuludur Zira bu savaş olmasaydı, hiçbir şey varolmayacaktı Bundan dolayı, varlıkların doğuş ya da varlığa gelişi, birbirlerine karşit olan ve dolayısıyla birbirlerini varlıkta tutan karşitların çatismasina bağlıdır

Onun varlık ögretisinin ikinci tezi ise, herşeyin birliğini ortaya koyar Birlik, tıpkı İyonyalı düşünürlerde olduğu gibi, evrenin ilk maddesinden, evrendeki herşeyin kendisinden doğduğu maddi tözden meydana gelir Bu birliği ateşte bulan Herakleitos'a göre, ateş, örnegin yoğunlaştığı zaman, nemli hale gelir ve basınç altında suya dönüşür Su donduğu zaman ise, toprak olup çikar Onun ilk madde olarak ateşi seçmesi, daha çok ondaki oluşu, değişme ve birlikten çokluga geçiş sürecini en iyi, yakarak ve yıkarak yaşayan ateş ifade ettiği için önem taşir

Herakleitos birliğin olduğu kadar, çoklugun da hakkını veren bir filozoftur Başka bir deyişle, o monist bir filozof olduğu kadar, aynı zamanda bir çokluk filozofudur Onun çokluk filozofu olmasını mümkün kılan şey ise, oluşu ön plana çikartmis olmasıdır Herakleitos'a göre, çokluk ya da karşitlar olmaksızın, varlık ya da oluş olamaz O, bir yandan da çoklugun birliğe dayandığını söylemiştir Bundan dolayı, çokluk olmadan birlik, birlik olmadan da çokluk olamaz Evren, aynı zamanda hem bir ve hem de çoktur; bu da, oluşla ifade edilir

Herakleitos, birlikten çokluga geçiş ve oluş sürecini, ateşle ve dolayısıyla akış düşüncesiyle ifade etmiştir Bu onun varlık görüşünün üçüncü temel tezini meydana getirmektedir Şeylerin sürekli akışı, herşeyin akmakta oluşu, evrenle ilgili en önemli doğrudur Ona göre, evrende kalıcılık ve durağanlık yoktur; herşey değişmekte, yakarak, yıkarak yaşamaktadır

Herakleitos kendisinden önceki filozofların boşu boşuna evrende kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz konusu olduğunu öne sürmüştür Nehir akıp gittiği için, o aynı nehre iki kez giremeyeceğimizi belirtir Evrende hiçbir nesne, nesnelerin hiçbir özelligi yoktur ki, değişmeden aynı kalsın Herşey bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir Evrendeki tüm ögeler arasında sürekli bir çatisma ve savaş hali vardır ve değişmeyen tek şey, bu değişme halinin sonucu olan kozmik denge durumudur




(M Ö 540-475) Batı Anadolu'da kurulmuş olan ancak bugün yıkıntıları oldukça içerlerde kalan Efes, Heraklit'in zamanında, aşağı yukarı MÖ 500 yıllarında zengin bir kıyı kentiydi O zamanlardaki bu tür ticaret kentlerinin çoğu gibi Efes'te de siyasî bir huzursuzluk ortamı vardı O dönemin tüm Batı Anadolu'daki Yunan kolonileri, batı yönünde genişleyen İranlıların sürekli tehdidi ve baskısı altındaydı

Kent içinde ise Aristokrat Parti ile Demokrat Parti arasında bir türlü sonu gelmeyen tartışmalar yaşanıyordu Bir süre Efes Heraklit'in yakın dostlarından bir aristokrat tarafından yönetildi Bu aristokrat yönetimin, demokratlarca zor kullanılarak devrilmesi Heraklit'in iç yaşamında derin izler bırakmıştır Heraklit'ten bize kalan bir yazısında onun demokrat yönetimi şiddetli bir şekilde eleştirdiğine tanık oluyoruz

Bu devrimden sonradır ki Heraklit'in yaşamı içe kapalı bir görünüm almış ve bu durum onun düşüncelerini etkilemiştir Öyle ki, bu durumu onun yapıtlarında açık bir şekilde görebiliyoruz Heraklit'in yapıtlarında gururlu, insanları küçümseyen, kendine aşırı güvenen, kendi yeteneklerine inanmış bir tutum sergilenir Yapıtlarını özellikle güç anlaşılacak biçimde yazmıştır

O, küçümsediği halk tabakası tarafından anlaşılmak istemiyordu Yalnızca sendi düzeyindeki insanların yapıtlarını anlayabilmesini istiyor ve onlar için yazıyordu Bu durumu o kadar ileri götürmüştür ki, sonunda kendisi "karanlık" takma adıyla anılır olmuştur O, yapıtını Anaksimandros ve Anaksimenes gibi kuru bir düzyazı biçiminde değil, kısa ve anlamlı vecizeler biçiminde kaleme almıştır

Heraklit yapıtında "çok şey bildiri"ni yazdığı Pisagor'dan da söz etmiştir Gerçi Pisagor matematik ve müzik alanlarında başarılı olmuştur fakat, uğraşılması gereken konu; evrenin temeli ve anlamı problemleri olmalıdır Bu anlamda Heraklit Milet okulu filozofları ile aynı görüşü paylaşır Hareket noktası onlarınkine paralellik gösterir Yalnız Heraklit ana madde (Arche) olarak "ateş"i alır Maddenin var oluşu ve yok oluşu probleminde de Milet okulu ile uyum içindedir

Ona göre tüm evren ateşten var olmuştur ve bir süre sonra yine ateşe dönecektir Evrenin var oluşu ve yok oluşu olayı periyodik olarak sonsuz kere yinelenecektir Evren, belirli dönemlerde var olan ve yine belirli bir dönemde yok olan bir olgudur

Heraklit'te yeni olan taraf; evrenin birden bire bir oluş ve yok oluş olgusu olarak görülmesidir Milet okuluna göre evren özü somut olan bir şeyden; sudan ya da havadan yapılmıştır, her şeyin özünde bu maddeler bulunur Heraklit ise ateşi ana madde yapmakla, varlıkların özde bir madde değil, bir olgu olduğuna dikkat çekmiştir

Heraklit'e göre sabit bir şey yoktur, her şey aynı ateş gibi, sürekli bir değişim içindedir Gerçi ona ait olduğu var sayılan "Her şey akıyor" cümlesini onun yapıtlarında bulamayız Heraklit'in görüşünü, sonraki dönemlerde, bu cümle ile çok güzel bir biçimde dile getirmişlerdir Heraklit'in evren olgusu dediği şey; bir yandan ateşe, öte yandan da bir nehirin akışına benzer

Onun ünlü deyişiyle: "Bir nehirde iki kez yıkanılamaz, çünkü dün girdiğim nehir bugün artık aynı nehir değildir, dünkü sular akıp gitmiştir Bununla birlikte biz dünkü nehiri bugünkü nehir ile aynı sayarız" Acaba gerçek böyle midir? Kesinlikle böyle değildir Biz nehirin dış görünüşüne aldanıyoruz

Heraklit'e göre: Nerede bir sabit şey olduğuna inanırsak, bu inancımız her zaman bir kuşkuya, bir aldanmaya dönüşecektir Nitekim, her şey gibi, insanın kendisi de, bedeni de, ruhu da sürekli değişim içindedir Çünkü bugünkü bedenim, dünküne göre tümüyle başka unsurlardan oluşmuştur Çevresindekilere dikkatle bakmayı bilen kişi, her şeyin sürekli değiştiğini görecektir Ancak yüzeysel bakış ile bu değişim kavranamaz Gök cisimleri de bu değişimin dışında olamaz

Anaksimandros'un "güneşin dünya çevresinde döndüğü" görüşüne karşı çıkar Heraklit'e göre güneş kendisini her gün yeni baştan yaratır Akşamları sönen bu ateş sabahları yeniden yakılır Sürekli hareket ve değişim içinde olan evrende, sabit kalan bir şey, bir yasa vardır Sabit kalan, değişmeyen şey "madde" değil, tüm değişimi yöneten "yasa"dır Anaksimenes'e göre de evrendeki tüm olaylar belli bir yasaya bağlı olarak meydana gelirler

Bu görüş Heraklit tarafından daha net, daha kesin bir biçimde ileri sürülmüştür Bu yasa anlayışını aydınlatmak için Heraklit alışverişi örnek verir Biz para verir karşılığında mal alırız Sonra bu malı, dilersek, yeniden satarak paraya dönüştürebiliriz Paranın mala, malın paraya dönüşmesi olayı sonsuz kez yinelenebilir Bu değişimde tek sabit kalan şey, para karşılığı mal ve mal karşılığı para edinebilme "yasa "sidir Aynen bunun gibi, evrendeki oluşu yöneten bir yasa vardır: Bu yasa, maddenin karşıtına dönüşümü yasasıdır Sıcağın soğuğa, sıvının katıya vb dönüşü Bu düşünce şekli Anaksimandros için de geçerlidir

Milet okulunun gelişmesi MÖ VI - V yüzyıllar arasında olmuştur Heraklit'in olgunluk çağı da MÖ 500 yıllarına rastlar Heraklit de Milet okulu gibi, evrenin yaratılışı probleminden hareket etmiştir Ancak o, ana madde olarak ateşi almıştır Anaksimandros ise, her şeyin sonunda aslına döneceğim savunur Heraklit de bu konuda Anaksimandros gibi düşünür

Ateşten meydana gelen her şey, en sonunda, dönüp dolaşıp yine ateş olacaktır Sonra ateş, yeniden her şeyi yaratacaktır Bir "devri daim", bir kısır döngü olan bu oluş ve yok oluş sonsuz bir olgudur Heraklit'in ana madde olarak aldığı ateş de, su ve hava gibi, duran bir şey değildir Sürekli değişen bir unsurdur, sürekli değişen bir oluştur, sürekli değişen bir olgudur

Bu nedenle, evren de sürekli bir değişim içindedir Bu evrende sabit olan, aynı kalan bir şey arayan yanılır Sabit sanılan her şey yalnızca bir görünüşten başkası değildir Evrendeki bu sürekli oluşum, maddenin karşıtlarına dönüşmesi biçimindedir: Sıcağın değişerek soğuk olması, sıvının değişerek katı olması gibi Oluş, karşıtların var olmasını gerekli kılar

Heraklit'e göre her şeyin başlangıcını, varlıklar arasındaki karşıtlık oluşturur Bu sürekli mücadele, varlıkların var olma nedenidir Evrende var olduğunu gözlemlediğimizi sandığımız şeyler, aslında varlıklar arası zıtlığın bir süre için var olmayışıdır

Heraklit bu zıtlığın, evrenin her yerinde etkili olduğunu savunur Dünya ve onu çevreleyen ateş küresi arasında da zıtlık vardır Canlılık ilkesi olan erkek ve dişi arasında da zıtlık bulunur Bu zıtlıktan evrendeki sürekli oluş doğar Evrende her şey akış halindedir Tüm varlıklar bir nehrin akışına benzetilebilir Bir nehire iki kez girilemez, çünkü sular her an akıp gitmektedir Bunun için evrende sabit bir şey aramaya kalkarsak hata ederiz

Bu görüş bizi ilk kez Heraklit'te rastlanan önemli bir düşünüşe ulaştırır: "Görünüş evreni" ile "gerçek (reel) evren "in birini ötekinden ayırma gerekliliği Görünüş evreni, duyularımızla algıladığımız evrendir Bu evrenin gerisinde gizlenen gerçek (reel) evreni ise ancak akıl ile kavrayabiliriz Görünüş evreni sabit ve sürekli maddelerden oluşuyor gibi görünür

Oysa gerçek evren sürekli akış halindedir Duyularımız bize bir nehiri hep aynı nehir olarak gösterir ve bizi yanıltır Fakat akıl bize gerçeği, evrenin gerçek görünüşünün nasıl olduğunu gösterir Bunun içindir ki her zaman akla uymalı, duyumlarımızın bizi aldatmalarına kendimizi kaptırmamalıyız

Bu evrendeki sonsuz değişmeler içinde tek sabit kalan şey, bu değişmeleri yöneten yasadır Her değişme, bir ölçüye göre olur Bunun içindir ki "Evrende hiçbir şey kaybolmaz", her şey yalnızca belli bir oran içinde yeniden oluşur Bu genel yasaya Heraklit "logos" adını verir Logos; söz, kelime demektir Kelime, harflerin birbirlerine bağlı olmadan yanyana duruşlarının aksine, ilişkili ve anlamlı bir söz oluşturmasıdır O halde logos anlamlı ve ilişkili bir söz, daha genel anlamda olmak üzere de, cümle ya da nutuk anlamına gelir Bu kavrama daha geniş bir anlam verilerek, "akıl" anlamında da kullananlar olmuştur

Bir kitap birçok cümlelerden oluşur ve arka arkaya gelen bu cümleler arasında bir ilişki vardır Bir kitap gibi ya da bir nutuk gibi, evren de anlamlı ve ilişkili bir varlıktır Evrendeki tüm olaylara logos (akıl) hükmeder Bu akılın bir parçası da insandaki akıldır İnsandaki akıl, Heraklit'in Tanrı dediği ve ateş ile eş saydığı, evrendeki oluşu yöneten "tümel akıl"ın bir parçasıdır

Bu görüşü daha açık bir duruma getirmek istersek, diyebiliriz ki: Evren, içinde aklın egemen olduğu canlı bir organizmadır Sanki canlı bir organizma gibi bu evren de belli bir amaca göre kendisini durmaksızın yeniden yaratır Biz insanlar ise bir organizma olan bu evrenin çocuklarıyız Gerçeği kavrayan aklımız, evrenin kutsal aklının bir parçasıdır

Dine karşı aşırı bir ilgi gösteren filozoflara Heraklit'i de katabiliriz Bu filozoflar, içinde yaşadıkları çağın ahlâkî ve dinî görüşlerini düzeltmeye çalışmışlardır Ksenofanes'te olduğu gibi, Tanrıların insanlara benzetilmesi ile savaşmışlardır

Heraklit'in Tanrı anlayışı, Ksenofanes gibi, monoteisttir Ancak yine de aralarında önemli ayrılıklar vardır Ksenofanes tüm evrene egemen olan kutsal gücün, sabit ve değişmez bir varlık olduğuna inanır Tanrı ile evreni aynılaştırarak panteist bir görüşün savunucusu olur Ona göre Tanrı da evren gibi, küre biçimindedir Heraklit'te de panteizm vardır Fakat Heraklit, Ksenofanes'in aksine, Tanrının değişmeyen sabit bir varlık değil, evrendeki tüm değişmelerin düzenleyici yasası olduğunu savunur


alıntı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.