Geri Sayım Başladı Mı? |
07-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geri Sayım Başladı Mı?Geri Sayım Başladı(mı) Binlerce yıldır, Dünyanın sonunun geleceğinden söz ediliyor Dinler, inançlar ve kâhinler, sonun nasıl olacağını, birbirlerine benzer bir şekilde öngörüyorlar Bu konuda, artık bilim dünyasının da görüşleri var Evrensel olaylardan tutun da, savaşlara kadar birçok sebep insanlığın sonunu hazırlayabilir İNSANOĞLUNUN, en çok merak ettiği konulardan biri, Dünya'nın ya da insanlığın sonunun nasıl olacağıdır Bu sonucu yaratacak neden ne olursa olsun, konu tüm insanlık için, son derece çekici bir konudur Binlerce yıl boyunca, peygamberler, veliler, azizler, falcılar, astronomlar, Dünya'nın sonu ile ilgili sayısız bilgilendirmelerde, kehanetlerde ve varsayımlarda bulundular Şimdi ise, bu işlevi spiritualistler, jeologlar, meteorologlar ve ekonomistler sürdürüyorlar Aslında, günümüz bilim adamlarının Dünya'nın sonu ile ilgili öngörüleri, geçmişin kâhinlerine göre, çok daha fazla korkutucu görünüyor İnsanlığın günah denizine dalıp, inanç ve Tanrı'dan uzaklaşması sonucunda, yok olma ile cezalandırılması, her yüzyılda işlenen dinsel bir motif oldu Ama bu yaklaşım, kötü sonun, sadece mistik bir tanımıdır Gerçekte, böylesine bir sonu yaratabilecek, sayısız neden ve kavram bulunuyor Sayısız tehditler Binlerce kıyamet nedeni bulunabilir En alt düzeyden olaya başlayacak olursak, karşımıza öncelikle nüfus patlaması çıkar Yakın gelecekte, Dünya nüfusunun, kontrol altına alınamaması, çok önemli sorunlar doğuracaktır Beslenme yetmezliği, metal tükenimi, akıl almaz boyutlara ulaşan çevre kirlenmesi, enerji sorunları ve çarpık kentleşme, nüfus kontrolsüzlüğünün doğuracağı yüzlerce nedenden sadece birkaçı Ya diğerleri? Öncelikle, insanlığın başında korkunç bir savaş tehdidi her an var Küçük bir kıvılcımın, bir anda Dünya'yı yok edecek boyuta ulaşması işten bile değil İnsanoğlunun, kendi çapında çözümlenmesi gereken bu sorunlar asılsa bile, yine rahat bir nefes alınamayacak Bu defa, ortaya evrensel sorunlar çıkıyor Bunların başında, jeolojik ve meteorolojik olaylar geliyor Volkanlar, depremler, su baskınları her an Dünya'yı altüst edebilirler Güneş'in ısısını yitirmesi ya da daha fazla ısınarak süpernova haline gelmesi veya Dünya'ya Dünya dışı cisimlerin çarpma olasılığı, olabilecek tehlikelerden sadece birkaçı Daha sonra ise, madde-antimadde dengesinin değişimi, kozmik ışınların dozunun artarak yaşamı etkilemesi ve Dünya'nın bir kara delikle karşılaşma olasılıkları var Bu arada, bazılarına göre, olabilecek bir diğer tehlike, Dünya dışı canlılardan gelebilir Ve sonuçta, evrenin kendisi bir son getirebilir Kuramlara göre, sürekli genişleyen evren, büzülmeye de başlayacaktır İşte, o zaman evrenin doğal dengesi, tamamen tersine dönebilir İnsanlığın sonunu getirebilecek en büyük tehlikelerden birisi, çevre kirlenmesidir Bu tehlike, günümüzde geniş boyutlara ulaşıyor Binlerce yıllık eserler dahi, bu tehlikeden kurtulamıyorlar Her dönemde, değişimler oluyor Binlerce yıl öncesinde de kullanılan, gece göğünün zaman saatini, insanlık bugün hâlâ kullanıyor Bir zodyak çarkı, on iki burcun, her 25920 yılda bir tamamladığı bir dairedir Ortalama olarak, her burcun yıldızı, 2160 yıllık sürelerle yükselir Zodyak inançlarında ya da geleneklerinde, her takımyıldızın yükselişi, Dünya'da çok önemli değişikliklere yol açıyor İnanıldığına göre, Aslan Burcu'ndan, Yengeç Burcu'na seçilirken, Atlantik Adaları batmıştır Yengeç-İkizler geçişinde ise, Dünya bir kuyrukluyıldızla çarpışma tehlikesi geçirmiş ve bu arada Venüs Gezegeni ortaya çıkmıştır İkizler'in ardından gelen Boğa döneminde, Asya bölgesinde, ilk uygarlıklar başladı Koç döneminde ise, her tarafı seller bastı Koç'tan Balık Burcu'na geçiş ise, Hıristiyanlığın ortaya çıkışı olarak kabul ediliyor Hıristiyanlığın bugün kullanılan simgesi olan haçtan önce, balığın kullanılması ise, ilginç bir rastlantı Şimdi ise, Balık Burcu'ndan, Kova Burcu'na geçiliyor Bu dönemle ilgili olarak, kâhinlerin öngörüleri yıkıcılığın artacağı ve maddi yozlaşmanın çoğalacağı şeklindedir Bunlar ise, sonu getirebilecektir Astrolojiye göre, her 25920 yılda bir zodyak, yani on iki burçtuk çember bir dönüş tamamlıyor Bu çemberin her dönüşünde, Dünya'da önemli değişimlerin olduğuna inanılıyor Yukarıda, MS 108'lerde yaşayan Ptolemeaus tarafından çizilen, zodyak çemberi görülüyor İnsanlığın yok olma devri Birçok dinde ve inançta, bu dönemin bir son olduğu vurgulanıyor Tibetliler, Tibet Budizminin, 2500 yıl süreceğine inanıyorlar Bu süre, sona ermek üzeredir Tevrat'ta da çok açık bir yaklaşım görülüyor Yahudilerin anayurtlarına dönüşlerinden sonra, büyük bir savaşın çıkacağı ve bunun sonunda, Mesih' in geri geleceği anlatılıyor İncil ise, aynı olayı tekrarlayarak, İsrail'e kuzey ve güneyden gelen düşmanların saldırısı ile, sonun başlayacağı belirtiliyor Aztek, Hopi Kızılderilileri veya Hint inançlarına göre, bu devir insanlığın yok olma devridir Hadis-i Şerif'lerde anlatılan küçük alametlerin tamamı gerçekleşti Shipton Ana ve St Malachy, Ortaçağ'da yaşamış iki ünlü kâhindiler Shipton Ana şöyle diyor: "Kadınlar pantolon giyip, uzun saçlarını kesince, resimler canlanınca, balık gibi gemiler yüzünce, insanlar kuşlardan hızlı uçunca, Dünya'nın yarısı kan denizine gömülecek" St Malachy'ye göre ise, 20 yüzyıl ve devamında altı papa daha gelecek ve sonra, Vatikan yok olacaktır Gariptir, Malachy kehanetlerinde, 12 yüzyıldan beri adı geçen papalarla ilgili tüm bilgiler doğru çıkmıştır Savaş: En büyük tehlike Tüm bunlar, normalüstü kaynaklar ve öngörüler Oysa, işin bir de bilimsel yanları var Örneğin, ekonomistler, insanlığın sonunun, ekonomik yönden olacağı görüşündeler Bu çöküş ise 1965'ten sonra başlamıştır Fakat, gerçekte, insanlığın karşısında çok daha büyük bir tehlike daha var O da, savaş tehlikesi Toplum psikologlarına göre, insanın savaşmasının nedeni, vahşet veya kötülük nedenlerinden değildir Yani, zekâ geliştikçe, savaş olgusu daha artmaktadır İlkel kavimlerde, teknoloji de yetersiz olduğu için, savaşlar kısa ve küçük amaçlar için yapılıyordu Oysa, bugün, topyekûn ölüme yol açacak bir silah teknolojisi ve dünyasal çıkarlar söz konusu 1949 yılı, ilk nükleer deneyin, SSCB tarafından yapıldığı yıldır Bundan dört yıl önce ise, 1945'te ABD, ilk atom bombasını, Japonya'da kullanarak, büyük bir kıyıma neden olmuştu 1952'den sonra, hidrojen bombası geliştirildi Çok daha fazla güçlüydü Şimdi ise, nötron bombaları ve lazer ışınlarının kullanıldığı uydu silahları var Bunların yıkıcılığı ise, çok daha fazladır Göründüğü kadarıyla, nükleer silahlar, sanki insanlığı ürkütmüş gibidir Ama, kötü sonun gelmesi yine insanlara bağlıdır, yani liderlere bağlıdır Bir atom bombası denemesinde bombanın patlama anı Dünya'nın ve insanlığın başına gelebilecek en büyük dünyasal tehlike, savaştır Günümüzde olabilecek savaşlar, geçmiştekilerle kıyaslanamayacak kadar tehlikelidirler Nükleer silahlar, öylesine güçlendirildiler ki, tüm gezegenin birkaç dakika içerisinde yok olması, artık işten bile değil Elinde bulunsaydı, Hitler'in nükleer silahlan kullanabilmesi kesin gibiydi Ama çevresindekiler onu dinleyecekler miydi? Hitler'in son emirlerinin bazıları gerçekten uygulanmamıştır En büyük tehlike, küçük kararlar sonucunda, istemeden veya farkında olunmadan, nükleer bir savaşın başlatılabileceğidir Daha da beteri, Dünya'da yaşam koşullannın çok kötüleşmesi sonucunda, büyük bir savaşın, bir çözüm olarak düşünülme olasığıdır Sonuçta, bir nükleer savaştan kaçınmanın tek yolu, tüm nükleer silahların ortadan kaldınlmasıdır Dünya ısınıyor mu? Kıtalar zaman zaman birleşip, tek bir kıta haline geliyorlar, sonra yine parçalanıyorlar Alman jeolog Alfred Wegener (1880-1930), karaların bir zamanlar tek bir kıta olduklarını ileri sürdü Bu kıtaya, Yunanca, 'tüm yeryüzü' anlamına gelen, Pangaea adını verdi Wegener'e göre, Pangaea herhangi bir nedenle, parçalandı ve günümüzdeki kıtalar ortaya çıktı Pangaea, günümüzden 225 milyon yıl önce, dinozorlarla beraber ortaya çıktı 180 milyon yıl önce ise, parçalanarak dağıldı Bunlar, çok uzun zaman süreçlerinde olan olaylar ama hepsinin önceliğinde, tektonik yani yerkabuğunda oluşan bazı belirtiler var Bilinen en eski ve en etkili volkanik patlama, Girit Adası'ndaki, Minos uygarlığını bir anda yok eden, Thera patlamasıdır 1883'teki Krakatoa patlaması ise, en büyük insan kaybına yol açtı Kırk bin insan öldü ve patlamanın gücü, şimdiye kadar patlatılan en büyük hidrojen bombasının 26 kat fazlasına eşitti Yakın dönemde yaşanan Kolombiya felaketi, diğer bir örnek Son yıllarda, volkanik faaliyetin gittikçe arttığı gözlemlenebiliyor Bu da, Dünya'nın iç ısısının artmakta olduğunu ortaya koyuyor Uzmanlara göre, kıta hareketlerinin oluşması için, bir enerji gerekmektedir Bu enerjinin kökeni ise, Dünya'nın iç yapısına bağlıdır Görüldüğü kadarıyla da, bu enerji açığa çıkmaya niyetlenmektedir Ani tehlike: depremler Son yıllarda, depremler artıyor Deprem korkusu, insanlığın yaşadığı en eski korkulardan biridir Çünkü, depremin en önemli özelliği, insanları ansızın yakalamasıdır Sel veya yangın gibi, önceden tedbir alabilme olanağı yoktur Sismologlar, teknolojinin son geliştirdiği araçları kullanarak, fay hattı kırıklarını sürekli olarak dinliyorlar Fayların bir kenarları, öbür kenarılarına doğru kayarlarken, bazı küçük değişiklikler gösteriyorlar Bunların tespit edilmesiyle, ölçümler yapılmaya çalışılıyor Depremlerin önceden bilinebilmesinin en ilginç yollarından biri hayvanların davranışlarını izlemek oluyor Atlar koşuşuyorlar, köpekler havlıyorlar, balıklar sıçrıyorlar Sürekli saklanan fare, yılan gibi hayvanlar ortaya çıkıyorlar Bilim adamları, bu özelliklerinden dolayı, hayvanlara birer kâhin gibi bakılmamasını söylüyorlar Onlar, doğal Dünya'ya daha yakın olduklarından, oluşan tüm değişiklikleri, hemen fark edebiliyorlar Asıl sarsıntıdan önce meydana gelen, küçücük titreşimleri algılayabiliyorlar Bu yöntem, özellikle Çin'de geliştirilmeye çalışılıyor Ama önemli olan, deprem önceden bilinse dahi, önlemlerin nasıl alınacağıdır Milyonlarca kişinin yaşadığı bir büyük kentte, birkaç saat sonra, bir depremin olacağının haber verilmesi, başka felaketleri çağıracaktır Sonuçta, her şey Güneş'e bağlıdır, çekim gücü ile orantılı olarak, Dünya'nın dengeli kalabilmesi gerekir İnsanlık için yapılabilecek tek şey, volkanların ve depremlerin getireceği tehlikeleri azaltabilmenin yollarını bulmaktır Güneş, bilimsel kuramlara göre, bir gaz ve toz bulutu olarak yaşamına başladı Milyarlarca yıl içerisinde, bu dev kütle katılaştı ve ısındı Sonunda, zincirleme nükleer reaksiyonlar başladı Bu reaksiyonlar, daha milyarlarca yıl sürecek ve Güneş, daha çok uzun bir zaman yaşamı sağlayan ısısını ve ışığını yitirmeyecek Bir başka gezegene göç İnsanlığın sonunu belirleyebilecek tehlikelerden birisi ve belki de etkinlerinden olanı Güneş'te olabilecek değişimlerdir Güneş, Helmholtz kuramına göre, seyreltik bir toz ve gaz bulutu olarak yaşamına başladı Yavaş yavaş büzülmeye başlayarak, radyasyon verdi Milyarlarca yıl süresince ısındı, günümüzdeki zincirleme nükleer reaksiyonlar başlayıncaya kadar da bu ısınma sürdü Bu reaksiyonlar, hidrojen çekirdeğinin, helyum çekirdeğine dönüşmesini içeriyorlar Buna, hidrojen füzyonu deniyor Bu füzyon, Güneş'in şimdiki parlaklığını uzun süre sürdürebilecek kadar, enerji sağlıyor Gökbilimcilere göre, şimdiki parlaklık, yaklaşık beş milyar yıldır sürüyor Ve daha, milyarlarca yıl sürecektir Güneş'in Dünya'ya ve insanlığa getireceği bir diğer tehlike, genleşmesidir Böyle bir genleşme sonucunda, Güneş bir bütün olarak büyüyecek, MerkUr, Venüs, Dünya ve Mars'ı bir anda yakıp, buharlaştıracaktır Bu olay, kuramlara göre çok uzak bir zamanda olacaktır; o zamana kadar insanlık, Jüpiter ve Satürn'ün uydularından birine yerleşmiş olacaklardır Pek tehlike yok gibi ama bu süreklilik, ille de böyle olacak demek de değil Bir gün, Güneş' in enerjisi azalmaya başlayacaktır Ama bu olayın olmasına, daha çok uzun bir zaman var Oysa, daha yakın bir tehlike, Güneş'in genleşmesidir, yani ısısını artırmasıdır Tüm yıldızlar sönüş dönemine geçmeden önce, bir ısınma dönemi geçirirler Çekirdek, helyum yönünden zenginleşir ve yoğunluğu artar Bu yoğunluk, yerçekimini artınr ve yıldız ısınır Isı, çekirdeği büzer ama yıldızın kendisi genişler Yeni nükleer reaksiyonlar oluşur Yıldızın dengesi, genleşme doğrultusunda bozulur Ve yıldız, bir bütün olarak, hızla genleşir Etki alanını ve çevresini genişletir Güneş'imiz, er geç bu hale gelecektir Şimdiki çapının 100 katına ulaşarak, Merkür ve Venüs'ü yutacaktır Dünya ise, kütlenin içinde kalmasa bile, üzerindeki her şey buharlaşacaktır Aslında, buna da çok uzun bir zaman var Ani bir değişkenlik olmazsa, Güneş bu konumuna yani dev haline birkaç milyar yıl sonra gelecektir İnsanlığın bu süre içerisinde, daha uzak gezegenlerden birisini, yaşama uygun bir hale getirebileceği hiç de hayal değildir Minik bir kara deliğin gücü Güneş'in tehlikeli olabilmesi için, dış uzaydan bir dev kütlenin gelip çarpması yeterli olacaktır Böylece, reaksiyon başlayabilir Ama, aynı tür cisimlerin gelip, Dünya'miza çarpma olasılığı da gözden kaçırılmamalıdır Örneğin, iri ama minik bir kara delik gelebilir Bu cisim, Güneş'i pek etkileyemeyecektir Ama, Dünya için durum aynı değildir Böyle bir kara delik, Dünya'yı sıyırarak geçerse, neler olacaktır? Dünya'nın bu garip cisme bakan yüzü, öbür yana oranla çok daha fazla dışan doğru çekilecektir Denizler, günde iki kez, kıta kıyılarına tırmanıp, tekrar geri döneceklerdir Bu aslında, Ay'ın yarattığı gelgit olayının benzeridir Ama, bu kara deliğin kütlesi büyüdükçe, tehlike artar Çünkü çekiminin artması sonucunda gezegenin kabuğu parçalanabilir Ama, eğer bir kara delik, gelip Dünya'ya çarparsa, o zaman iş değişecektir Bu kara delik, örneğin Dünya'nın milyonda biri kadar olsa bile, yeryüzünün kabuğunu delecektir Dokunduğu tüm maddeleri yutacak, açığa çıkardığı enerji ile çevresindeki her şeyi buhar-laştıracaktır Sonra, diğer taraftan çıkıp gidecektir Zamanla, yeryüzü kendini düzeltecektir ve kara deliğin girip çıktığı yerlerde çok büyük bir patlamanın izi ve zararları kalacaktır İçi boşalan Dünya İlginç bir nokta daha var Çok minik bir kara delik, büyüğünden daha fazla bir tehlike yaratabilir Dünya'ya göre, daha düşük bir hızla hareket ettiğinden, Dünya'yı delip dışan çıkamaz ve yeryüzünün içinde kalarak, ileri geri hareket eder Dünya'nın dönüşü nedeniyle, hep aynı yönde hareket etmez bir şekilde Dünya'nın içinde çalkalanır Her hareketinde, kütlesi büyür, sonunda merkeze yerleşir ve çevresini oymaya başlar Yeryüzünün ortası boşalır ve geriye sırf kabuk bir Dünya kalır Bu kabuk da zamanla içeri çökecek ve kara delik tarafından yutulacaktır Bu tam anlamı ile, insanlığın sonunu getirebilecek bir olay olarak görünüyor Kuramsal olarak, Dünya her an bu durumla karşı karşıya gelebilir Ama, bu tür bir olayın kahramanı da kuramsaldır Henüz böyle bir kara deliğin varlığı kesin olarak bilinmiyor Olsa bile, bu cismin evrenin sonsuz hacmi içerisinde, gelip Dünya'ya çarpması olasılığı hemen hemen yok gibidir Öyleyse, bu garip sonuçlar getirebilecek felaketten pek korkulmamalıdır Gerçek tehlike; insan Dünya'nın ve insanlığın sonunu getirebilecek diğer kuramlara gelecek yazımızda geçeceğiz Daha geride, kozmik ışın etkileri sonucunda canlıların devleşmesi veya küçük canlıların Dünya'yı ele geçirmesi olasılığı var Kuyrukluyıldız, asteroid ve meteorlann çarpma olasılıkları var Uzaylıların gelip, Dünya'yı ele geçirmeleri ve tüm insanlan yok etmeleri düşünülüyor Antimadde zerreciklerinin Dünya ile karşılaşmaları diğer bir tehlike ve sonuçta evrenin kendisi değişebilir Ama, gezegensel ve kozmik boyuttaki tehlikeler için hem yapacağımız bir şey yok, hem bunlar uzun süreçlerde ve çok düşük olasılıklarda gerçekleşecek olaylar Normalde, asıl tehlike, yine insanın kendisinden gelecektir +REP HAKKETTİYSEM |
|