Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikayesi, kara, sadık, topraktır, türküsünün, yarim

Benim Sadık Yarim Kara Topraktır Türküsünün Hikayesi

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Benim Sadık Yarim Kara Topraktır Türküsünün Hikayesi



Benim Sadık Yarim Kara Topraktır | Aşık Veysel




Ressam: Neşet Günal | Tablo Adı: Bir Başka Yaşantı (1970)









Aşık Veysel, hayatını anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmişidim cihana" diyor Yıl 1894 oluyor hesapça Sivas’a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş Anası Gülizar, bir yaz günü köy dolaylarındaki Ayıpınar merasına köyün sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel,'i Göbeğini de kendi eliyle kesmiş Yaman kadınmış Gülizar ana Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye donmüş Babası Ahmet; bebenin adını Veysel, koymuş

Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel, çocuk Böylece yedi yaşına varmış O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta Küçük Veysel, de yakalanmış Sol gözünde, çiçeğin beyi çıkmış kendi deyimiyle Göz akıp gitmiş Sağ gözüne de perde inmiş önceleri Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var" demişler Sevinmiş Ahmet emmi

Babası meraklı adammış Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu Sivas’ın köyleri saz şairleriyle dolu Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış Veysel, ilgiyle dinlermiş çalıp söylediklerini Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Camsıh'li Ali Ağa'dan almış Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel Ünlü Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman

Yirmi beş yaşındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa süre sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921) Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kötü oyunu İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak olmuş, ardından da karışı yanaşmalarıyla evden kaçmış Bu olay çok koymuş Veysel'e Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış Karısı koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in Daha bir yaşını bile bitirmemiş İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler Bu karışı çocuk vermiş Asığı Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıldönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka Ozanlara şiirlerini çalıp söylemiş Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş O yıllarda şairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Paşa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir Bundan sonra bütün yazdıklarını çalıp söyler olmuştu

1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır Halk ozanlarından en çok Karacaoğlan'ı, Yunus'u, Emrah'ı, Dertli'yi severdi Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de Onun aracılığıyla Köy Enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler Kastamonu, Yıldızeli, Akpınar Köy Enstitülerinde bulunmuştu 1952 yılında İstanbul’da büyük bir jübilesi yapılan Asık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatanı hizmet tertibinden aylık bağlamıştı

Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar türlü türlü meyve ve çiçek vardı Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir iş yapmamışlar, şu kör adam onlardan iyi mı bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş

Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kör değilmiş, meğer kör olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar İste böylesine uzağa gören bir insandı o Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (Ö
lümü 21 Mart 1973) Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarım yüzyılı aşkın bir süre yazdıklarıyla, çalıp söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı Sanırım şimdi de mezarında son uykusunu ışıklar işinde uyuyordur Yalnız çağımızda yaşayanlar değil, bizden çok sonra yaşayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır



Benim sadık yarım kara topraktır
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın




































Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.