Prof. Dr. Sinsi
|
Mihriban Türküsünün Öyküsü
Mihriban Türküsünün hikayesi - mihribanın yazarı - mihriban türküsünün öyküsü - mihriban şarkısının hikayesi - mihribanın yazarı, türkü öyküsü- (Mihriban üzerine Abdurrahim Karakoç ile röportaj)
Sarı saçlarına deli gönlümü/Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban? diye başlayıp her gönüle değen bir şiirin yazarı Abdurrahim Karakoç
Mistik bir olgunlukla, Son bir kez diyor, Son bir kez daha görmek istemezdim O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi O aşk, masum bir aşktı Güzel bir aşktı Bırakalım öyle kalsın
Ne adı Mihriban, ne saçları sarı
O, Abdurrahim Karakoç?un Mihriban?ı
1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç?un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikayesi bu
Ya da, hayatlarını birleştirmek isterken, ümitsiz aşklarına ayrılık nikahı kıyan iki sevgilinin, ümitsiz, duygu yüklü hikayesi
Ayrılık tadında hüzünlü
Mihriban?a olan aşkı, Karakoç?a farklı bir olgunluk kazandırmış Hani şu yürek genişliği denilen şey var ya, öylesine bir yaklaşımı var Karakoç?un
Mistik bir olgunlukla, ?Son bir kez? diyor, ?Son bir kez daha görmek istemezdim O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi O aşk, masum bir aşktı Güzel bir aşktı Bırakalım öyle kalsın?
Sarı saçlarına deli gönlümü,
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Bu eşsiz duygu yoğunluğu olan dizelerle aşkın gücünü anlatan şairimiz, Mihriban?dan aldığı ?Unutmak kolay değil? başlıklı mektup üzerine, şiirin devamını yazıyor Yazıyor ama, yarasını sarmış bir Yunus Emre olgunluğu ile de bilgeliğini dışa vuruyor
Unutmak kolay mı? deme,
Unutursun Mihribanım
Oğlun, kızın olsun hele,
Unutursun Mihrabınım
***
Düzen böyle bu gemide,
Eskiler yiter yenide
Beni değil, sen seni de,
Unutursun Mihribanım
Nedir Mihriban?ın gerçek hikayesi?
Bazıları ?Gerçek mi? diyor Gerçek diyorum Ama adı Mihriban değil O gençliğimde yaşanmış bir aşktı Ama şimdi adını deşifre etmem, ayıp olur Benim takmış olduğum sembol bir isimdir Mihriban
Masa başında yazılmış, hayal bir aşk, bu tadı ve lezzeti vermez Yaşayacaksın ki, yazacaksın
O zamanlar elektrik yoktu Lamba ışığı altında yazıyordum Şiire başladığımda lambadaki alev titremeye başladı ?Lambadaki alev üşüyor? çıktı
-Hangi seneydi ?
1960
O aşkınıza kavuşamadınız
Yo olmadı Seviyordum Olmadı Ayıp olur şimdi adını söylemem Törelerimize aykırı İkinci bir Mihriban şiirim var Biliyorsunuz ?Unutmak kolay unutursun Mihriban? diye O da öyledir Bunlar hep gerçeğe dayalıdır
Güzel tertemiz bir sevgiydi, tertemiz de bir ayrılma oldu
Nerde olduğunu biliyor musunuz?
Bilmiyorum Zaten benim memleketlim de değildi
Yaşayıp yaşamadığını biliyor musunuz?
Onu da bilmiyorum Sivas?ta bir televizyona çıktım Telefon bağlantısı var Bir hanım çıktı, ?Abi o yaşıyor mu? dedi ?Bilmiyorum? dedim ?Nasıl bilmiyorsun? dedi ?Bilmiyorum işte? dedim O bayan, ?Eğer yaşıyor da, bu türküyü dinliyorsa, Allah ona yardım etsin? dedi Hanımların dayanışması işte! Yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum vallahi
Hâlâ seviyor musunuz?
Bazen aklıma düşüyor Ben unutursun diyorum ama, insan hiçbir zaman unutamıyor O bir mektup üzerine yazılmıştır Benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım ?Unutmak kolay mı? başlığı mektubun ?Unutmak kolay mı deme/Unutursun Mihriban?ım? diyorum ?Düzen böyle bu gemide/Eskiler yiter yeni de/Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban?ım? dedim
Allah o hallere düşürmesin, insan kendini de unutur
Mihriban?dan başka aşkınız oldu mu?
Yok Mihriban?dan başka aşkım olmadı
Mihriban nasıl biriydi?
Valla ne bileyim, sıradan insanlara benzer birisiydi
Çok mu güzeldi Sarı saçlarına deli gönlümü/Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban diyorsunuz
Saçı da sarı değildi
Belki bu şiirin bu kadar beğenilmesinin sebebi herkesin içinde bir Mihriban?ın olması
Gerçek yaşanıp, yazıldığı zaman okuyucu kendini bulur
Bu yüzden diyorum ki, ben herkesin hayatında bir Mihriban var
Bundan 7-8 sene önce Cebeci?de bir düğün salonunda, sanatçı Mihriban?ı okudu Karşımızda yaşlı bir çift oturuyor 80?inden yukarı ikisi de Tanıyanlar, hocam çok güzel yazmışsınız falan deyince, ihtiyar teyze, ?Oğlum bunu sen mi yazdın? dedi ?Evet? deyince de ?Hay diline sağlık, ne kadar güzel? dedi Yanındaki ihtiyar amcayı gösterdi, ?Evde birisi bu şarkı çalarken birşey söylesin, üstüne yürür Öyle dalar gider, dinler dinler, gözlerinden yaş akar, oturur? dedi ?Bunun derdi ne? dedim ?Oğul oğul, herkesin gençliğinde bir Mihriban?ı vardır? dedi ?Öyle yazmışsın ki, herkes Mihribanı?nı buluyor o türküde? dedi
Musa Eroğlu da çok güzel bestelemiş
Beste de güzel olup güfteyle örtüşünce daha bir güzel oluyor
Bunlar birbirini tamamlayan şeylerdir Bestelendikten sonra herkes hayret etti ?40 senedir okuyorsunuz? dedim Ama bestelenince daha güzel oldu
>Bir gün Mihriban?ı göreceğinize inanıyor musunuz?
Bilmiyorum, görmek de istemiyorum Değişmiştir şimdi Ben onun nazarında değiştim, o benim nazarımda değişti Niye görelim? Öyle kalsın ya İnsanların gönülde kalması, gözde kalması daha iyidir
|