Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tarihi, ülkeler

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #61
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



TAYVAN

Tayvan'a 17 yüzyıl başlarında büyük ölçüde Çinli göçü olmuştur 1620'li yıllarda ada, Felemenklerin (Hollandalıların) kontrolü altında kalmıştır 1895'ten 1945 yılına kadar 50 yıllık bir süre Japon idaresi altına girmiştir İlk olarak Tayvan Devleti kendini Japon baskısı altında, 1 Ocak 1912'de göstermiştir Mançu Sülalesinin idaresine son verilmiş ve cumhuriyet ilan edilmiştir Bu aynı zamanda genel mahiyette olmak üzere Çin Devletinin başlangıcı sayılır Bu devletin asıl kurulma başlangıç hareketiniyse 1911 Wuçang Ayaklanması meydana getirir

Komünizmin 1949'da Çin'de rejim olarak yerleşmesi üzerine Çankayşek liderliğinde komünizme karşı olanlar birleşip, Milliyetçi Çin olarak devlet kurdular Önceleri BM'ye üye bir ülke olan Tayvan, Kızıl Çin'in 1972'de BM'ye kabul edilmesi üzerine üyelikten vazgeçti Bundan sonra iki ülke arasındaki gerginlik sürüp gitti 1978 yılında ABD, Tayvan Cumhuriyetiyle olan münasebetlerini sertleştirdi

1979'da iki ülke arasındaki savunma anlaşması iptal edildiyse de 1980'li yıllarda dolaylı ticari ilişkiler kuruldu Chiong Ching-Kuo'nun yönetimi sırasında ilk defa muhalefet partilerinin kurulmasına izin verildi 1949'dan beri devam eden sıkıyönetim 1987'de kaldırıldı 1988'de Chiong Ching-Kuo'nun ölümü üzerine yerine Lee Tenghui geçti 1989Aralık ayında ilk defa çok partili seçimler yapıldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #62
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



TUNUS

Tunus, gerek Akdeniz ve Kuzey Afrika hakimiyeti ve gerekse Avrupa�nın Afrika ile olan münasebetleri bakımından büyük bir stratejik öneme sahiptir Tunus�un coğrafi konumu göçebe Berberilerden sonra, daha çok deniz yoluyla gelen çeşitli etnik toplulukların ülkeye yerleşmesinde en büyük faktör olmuştur

MÖ 1000 yılından itibaren Fenikeliler, Tunus�ta ticaret merkezleri kurmaya başladılar MÖ 5 yüzyıl sonlarında Fenikeliler Tunus�a gelip yerleştiler ve burada Kartaca Cumhuriyetini kurdular Tunus, daha sonra batıdan gelen Vandalların, 6 yüzyılda da Bizanslıların hakimiyeti altına geçti

Müslümanların Tunus�a (Afrikiyye) gelişi (647-1228): MüslümanArapların 647 yılında başlayan yayılmaları Ukbe bin Nafi�nin 670�te Kayruvan (Kariouane) şehrini kurmasıyla neticelendi Tunus (Afrikiyye), Hazret-i Muaviye zamanında 667 (H45) yılında alındı

Bizanslılar bazı önemli şehirleri ellerinde tuttular Berberi ayaklanmaları neticesinde Müslümanlar geçici olarak Afrikiyye�den uzaklaştılarsa da, Hasan bin en-Numan zamanında Berberiler, Afrikiyye�yi Müslüman Araplara bıraktılar (698) Bundan sonra Kayruvan Müslüman Afrikiyye�nin başşehri olarak kaldı Bütün Afrikiyye Müslüman oldu ve İslamiyyet her tarafa buradan yayılmaya başladı İkinci Abbasi halifesi Cafer Mensur zamanında,Abbasi hakimiyeti yaygınlaştı

Emevi ve Abbasi halifelerine bağımlı olan Afrikiyye�yi önce Ağlebiler, sonra Kayruvan�da bir Şii halifeliği kuran (910) Fatımiler yönetti Kayruvan ve Mahdiya şehirleri Fatımilerin merkezi oldu Fatımiler 972�de başşehri Kahire�ye taşıdıkları zaman Afrikiyye Berberi sülalesi Zirilerin iktidarı altına girdi Ziriler zamanında Tunus, Sicilya�daki Normanların istilasına uğradı

Zirilerin son hükümdarı Hasan bin Ali, Fas�taki Muvahhidin Devletinden yardım istedi Muvahhidin Devletinin kurucusu Abdülmümin, Normanları Tunus�tan kovarak (1159-1160), Afrikiyye�yi Tunus�ta oturan bir vali tarafından yönetilen bir eyalet haline getirdi Bundan sonra Afrikiyye, Tunus adını aldı

On altıncı yüzyılda İspanya ve Osmanlı Devletinin, Akdeniz hakimiyeti için yaptıkları savaşlar sonunda Hafriler yıkıldı 1534 yılında Barbaros Hayreddin Paşa, Tunus�u ele geçirdi AncakHafsi Hanedanından Hasan, İspanya Kralı Beşinci Şarlken�den yardım istedi ve Beşinci Şarlken başşehir Tunus�u işgal etti ve Barbaros Hayreddin PaşaCezayir�e çekilmek zorunda kaldı İspanya Kralı Hafsi Hanedanından Hasan�ı tekrar, kendisine vergi vermek şartıyla Tunus�un başına getirdi

Başşehir Tunus 1574 yılına kadar tekrar Hafsi Hanedanlığının elinde kaldı Bu arada Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556�da Gafsa�yı, 1558�de Kayrevan�ı ele geçirdiler Tunus�un doğu ve güney sahilleri Türklerin eline geçti CerbeAdası deniz üssü olarak kullanıldı Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya�daki Endülüslü Müslümanlardan 100000 kadarını kurtararak Kuzey Arfika�ya getirdi Nihayet 1574�te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini), ele geçirmek suretiyle bütün Tunus, Osmanlı İmparatorluğunun bir eyaleti haline geldi

Osmanlı Devleti zamanında Tunus, önceleri Yeniçerilerin desteklediği bir Dayı vasıtasıyla, daha sonra da bir Bey vasıtasıyla yönetilmeye başlandı İlk beylik sülalesi Birinci Murad Bey tarafından kurulan Muradi sülalesidir (1612-1631) 1710�dan sonra Beyler, irsi yoldan tahta çıktılar Bu arada Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya Tunus�ta ekonomik faaliyetlerde bulunmaya başladılar Fransa 1830�da Cezayir�i işgal ettikten sonra, Tunus ile daha fazla ilgilenmeye başladı

Bu sıralarda Osmanlı İmparatorluğu kendi başındaki birçok meseleler yüzünden Tunus�a daha fazla yardım edemedi 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı da bunu önledi Tunus�ta Fransa, İngiltere ve İtalya�nın gözü ve çıkarları vardı 1878�de Kıbrıs�ı elde eden İngiltere, Fransa�nın Tunus�taki özel imtiyazlarını tanıdı Fransa, bazı Tunuslu aşiretlerin (Krumirlerin) Cezayir topraklarına yaptıkları akınları ve bazı toprak taleplerini bahane ederek 1881 yılında Tunus�a asker çıkardı

12 Mayıs 1881�de yapılan Bardo Antlaşmasıyla; Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel Valisine bırakıyordu Tunus�un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı Vali Paul Cambon, yeni bey Ali bin Hüseyin�e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettirince (1883), Fransız himayesi resmen kurulmuş oldu

Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildirdi Resmi padişah fermanlarında Tunus Osmanlı eyaleti olarak zikredilmeye devam etti Fransız himaye rejimi Tunus�un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etti (1956) Tunus�taki Fransız idaresi 78 yıl sürdü

1930�larda Habib Burgiba önderliğinde Tunuslular bağımsızlık mücadelesine başladılar İkinci Dünya Savaşı esnasında Tunus bir savaş alanı oldu Harpten sonra Burgiba yeni Destur Partisini kurarak bağımsızlık mücadelesine devam etti Nihayet 1956 yılında Tunus bağımsızlığını kazandı Bağımsızlığını kazandıktan sonra Tunus Cumhuriyetini ilan eden Burgiba, ilk Tunus Cumhurbaşkanı oldu Birçok reformlar yaparak laik eğilimli bir rejim kurdu

Burgiba, 1965�te İsrail�e karşı yumuşak ve ılımlı davranılması gerektiğini savundu Fakat bu düşünceleri şiddetle tenkit edildi 1979�da Mısır�ın Arap Birliğinden çıkarılmasından sonra, Tunus eski bakanlarından Chadli Kılibi�nin de genel sekreter olmasıyla, Tunus, Arap Birliğinin karargahı oldu

Ocak 1980�de Libya�da eğitim görmüş komandoların Gafsa şehrini ele geçirmeleri, Tunus�un Fransa ve ABD�den destek istemesine sebep oldu Olayların yatışmasından sonra başbakanlığa getirilen eski Milli Eğitim Bakanı Muhammed Mzali, siyasi hayatı kısmen olsun liberalleştirdi Siyasi mahkumların çoğu serbest bırakıldı ve siyasi partiler kanuni olarak tanınmaya başlandı Bağımsızlıktan beri tek başına iktidarda olan Sosyalist Destur Partisinden başka, Komünist Partisi dahil üç siyasi partiye daha izin verildi

Ölünceye kadar Devlet Başkanı seçilen Burgiba, 1987 senesinde sağlık durumu gerekçe gösterilerek devlet başkanlığı görevinden alınarak yerine General Zeynelabidin bin Ali geçti Bu yönetim değişikliği ülkede belirli bir liberalleşme ve ekonomide köklü yeniliklerin yapılmasına sebep oldu General Zeynelabidin radikal Müslümanlara karşı büyük tedbirler aldı

Bunların desteklediği Nakda Partisinin birçok üyesini hapsettirdi Bu tutumunu hala sürdürmektedir (1994) 21 Mart 1994�te yapılan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde Zeynelabidin bin Ali ve partisi oyların %99�unu alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi 1982 yılında Lübnan�dan çıkarılan Filistin Kurtuluş Teşkilatı mensupları ve Lideri YaserArafat Karargahını Tunus�a taşıdı Böylece Tunus, Filistin Kurtuluş Teşkilatının Karargahı oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #63
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



TÜRKMENİSTAN

Türkmenler, altıncı yüzyıldan itibaren Göktürklerin idaresinde toplanan Türk kabilelerinden bir kısmı gibi kendi aralarında birlik kurarak Tula-Selenga ırmakları bölgesinde Dokuz-Oğuz kağanlığını meydana getirdiler Göktürk kağanlığının; Kutluğ tarafından 682'de ikinci defa kurulmasından sonra Göktürkler hakimiyetlerini kabul etmeyen Türkmenler üzerine yürüdüler Tula Irmağı kıyısında yapılan savaşta Türkmenler yenildiler Fakat, Göktürklerin hakimiyetini kabul etmediler

İlteriş Kağan, Türkmenler üzerine birçok sefer daha düzenledi ve Baz Kağanı öldürdü Türkmenlerin merkezi Ötüken ve çevresini ele geçirdi Bu yenilgi karşısında İlteriş Kağan'ın hakimiyetini kabul etmek mecburiyetinde kalan Türkmenler, Göktürklerin Kırgız Seferine katıldılar Daha sonra Göktürklere isyan eden Türkmenler birçok savaşta mağlup olunca Çin taraflarına göç ettiler

Bir müddet sonra yurtlarına döndüler Uygurlara yardım ederek Göktürklerin yıkılmasını sağladılar Türkmenler, Uygur Devletinin dayandığı başlıca boylardan biri oldu Fakat zaman zaman Uygurlara karşı da isyan etmekten geri durmadılar Uygurların yıkılmasından sonra batıya göç ederek Sir Derya (Seyhun) kıyılarına ve onun kuzeyindeki bozkırlara yerleştiler

Türkmenler onuncu asırdan itibaren göçebe hayatı yanında yerleşik bir hayat sürmeye de başladılar Bu asrın başlarında Oğuzlar, Maveraünnehr çevresine yerleşip Yabgu denilen hükümdarların idare ettiği bir devlet kurdular Türkmenlerin bu sırada başşehirleri Sir Derya kıyısındaki Yeni Kent idi Yabgu Devleti zamanında Türkmenler Üçok ve Bozok diye ikiye ayrıldılar

Onuncu asrın sonlarında İslam dinini kabul ederek iyice güçlenen Türkmenler, komşuları Peçenekler ve Hazarlarla savaşarak onları yendiler İslam dinini kabul eden ve Selçuklu hakimiyetine giren Türkmenler, Oğuz Yabgu Devleti hükümdarının kendilerine kötülük yapacağından çekinerek, İslam diyarı olan Horasan'a göç ettiler

Maveraünnehr'de kalan diğer Türkmen boyları da Kıpçakların hücum ve baskıları neticesinde dağıldılar ve Türkmen Devleti yıkılmış oldu Yerlerinde kalan Oğuzlar ise Karacuk Dağları bölgesinde, Mankışlak'ta ve Sir Derya Nehri kıyılarında yerleştiler Daha sonra Karahıtayların ve Karlukların baskısı neticesinde Selçuklulara tabi oldular

Türkmenlerin birçoğu Selçuklular devrinde yerleşik hayata geçtiler On birinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren akın akın İran, Irak, Anadolu ve Suriye'ye doğru yayıldılar Gittikleri yerlerde doğruluğun, adaletin, ilmin ve medeniyetin müdafiliğini yaptılar İnsanlara hizmet etmek, ilmin ve medeniyetin yayılmasını sağlamak için pek çok cami, medrese, kervansaray, hamam ve köprüler yaptırdılar

Mankışlak ve Sir Derya Nehri kıyılarında kalan Türkmenler o havalinin askeri istila yolları üzerinde olmamasından, on yedinci asrın ortalarına kadar daha rahat ve müstakil bir hayat yaşadılar Fakat 1639 ve 1700 yıllarında, bilhassa Kazaklara indirdikleri darbeyle Orta Asya'nın Rus istilasına açılmasına sebep olan Moğol asıllı Kalmukların hücumlarına uğradılar

Mankışlak bölgesinde yaşayan o devir Türkmen boylarının en büyüğü ve kuvvetlisi olan Teke Türkmenleri Kopet Dağı bölgesine çekildiler Orada diğer Türkmen boylarıyla birleşerek kuvvetlendiler Bu Türkmen boyları Türkmen-Özbek işbirliğinin ayakta tuttuğu Hive Hanlığına vergiyle bağlandılar İran'da hakimiyeti eline geçiren Afşar Türkmen beylerinden Nadir Şahın Orta Asya hanlıklarını işgal ettiği devrelerde de onun hakimiyetini kabul ettiler

Nadir Şahtan sonra bir müddet İran ve Hive Hanlığının baskı ve hücumlarına maruz kalan Türkmenler, 1835'ten itibaren Merv bölgesine doğru yayılmaya başladılar Daha sonra İran ve Hive Hanlıkları tekrar Türkmenlere saldırılara başladılar Türkmenler 1855'te Hive ordusunu ağır bir mağlubiyete uğratarak, Hive Hanlığı saldırılarından kurtuldular Ancak, Türkmenistan üzerinde hak iddia eden İran saldırıları onları zor durumda bıraktı

Barış isteyen Türkmenler karşısında, savaşı kazanacağından emin olan Hasan Mirzan, 30000 kişilik ordu 33 top ile Türkmen topraklarında ilerlemeye başladı Bu sırada Türkmenlerin başında bulunan Hurşid Han, diğer Türkmen boylarından yardım istedi ve zaman kazanmak için Karakum Çölüne çekildi Kuvvetlerini bir araya toplayıp, ikmal yollarını kesen Hurşid Han, İran ordusunu büyük bir mağlubiyete uğrattı Böylece Türkmenler tam manasıyla istiklallerini kazandılar Halkının refahı için çalışan Hurşid Han, kurduğu barajlar ve açtırdığı kanallarla Türkmen topraklarını münbit bir hale getirdi

Ağır mağlubiyetin ardından bir müddet Türkmen topraklarına saldırmayan İran, daha sonraki saldırılarda da başarı elde edemedi Rusların Orta Asya'ya doğru istilalarını hızlandırdıkları devirde, İranlıların yaptıkları hücumlar Türkmenlere oldukça büyük zarar verdi

Türkmenlerle Ruslar arasındaki ilk münasebet on dokuzuncu asrın ilk yarısında, Rusların İranlılara karşı kazandıkları başarılar sonunda Hazar Denizindeki Aşura'da bir üs kurmalarından sonra (1846) başlamıştır Ruslar 1859'da Hazar'ın doğu sahillerinde bir kale kurduktan sonra, Türkmenlere karşı askeri seferler düzenleyerek, pek çok Türkmen yerleşme merkezini tahrip ettiler

Osmanlı-Rus (1877/1878) savaşı üzerine Türkmenler üzerine gönderilen Rus birlikleri Kafkasya'ya çekildi Osmanlı ordusunun mağlubiyeti, Türkmenler üzerinde çok kötü tesir yaptı Bazı devlet ileri gelenleri Ruslara teslim olmayı teklif ettiler Yapılan toplantılar neticesinde Türkmen ileri gelenleri kanlarının son damlasına kadar Ruslarla savaşma kararı aldılar Ruslar Türkmenistan'ı ele geçirmek için büyük harekat başlattılar Birçok kaleyi ele geçiren Rus birlikleri Göktepe'de ağır bir mağlubiyete uğradılar Göktepe'deki bu Türkmen başarısı Rusların o ana kadar Orta-Asya'daki yenilmezlik vasıflarını yıktı

Ruslar, 1881'de Göztepe'yi ele geçirmek üzere takviye birlik alarak saldırdılar Uzun süren savaşlar neticesinde Göktepe Rusların eline geçti Rus kumandanı Skobelev, yayınladığı bir bildiriyle, Türkmenlerden Rus çarının hakimiyetini kabul etmelerini istemişse de bunun cevapsız kalması üzerine, harekata devam ederek Aşkabad'a kadar olan Türkmen topraklarını işgal etti Ruslar, Aşkabad'dan sonraki ilerlemelerini İngilizlerin baskıları ile durdurdular

Türkmenistan'daki Rus idaresi ve sömürüsü işgal ettikleri diğer Türk memleketlerinden farklı olmayıp, yalnız daha sıkı bir şekilde denetimleri altında tutmak olmuştur Toprakların verimli kısımları Türkmenlerin ellerinden alındı Yirminci asrın başlarında diğer Türk memleketlerinde olduğu gibi Türkmenistan'da da fikri ve siyasi bir uyanış başladı 1916'da Rus yönetimine karşı başlayan ayaklanmaya Türkmenler etkili bir şekilde katıldılar

1917 Rus Devrimini takip eden iç savaş neticesinde, savaşı kazanan bolşevikler, bütün Türk illerindeki kurtuluş hareketlerini önledikten sonra Türkmenistan'daki milli ayaklanmayı da bastırdılar Aşkabad'ın temmuz 1919'da, Krosnovodsk'un da Şubat 1920'de düşmesinin ardından bölgede Bolşevikler yönetimi ele geçirdi

1924'e kadar Türkistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ismiyle anılan Türkistan, 1924'te yapılan idari değişiklikle Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 Cumhuriyetten biri haline getirildi Sovyetler Birliğinde başlayan reformlar, Türkmenistan'da da köklü değişikliklere sebep oldu Ülke yeni bir siyasi ve ekonomik döneme girdi Türkmenistan, 22 Ekim1991'de bağımsızlığını ilan etti Aynı sene Bağımsız Devletler Topluluğuna katıldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #64
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



ÜRDÜN

Ürdün'ün tarihi çok eski devirlere dayanır Bölgede kurulan ilk devletler arasında Gilead, Amman, Moab ve Edom yer alır MÖ 13 asırda bölgeye İsrailoğulları hakim oldu Bu hakimiyete MÖ 721'de Asurlular tarafından son verildi Asur egemenliği Medlerin MÖ 612'de devleti yıkmasıyla sona erdi MÖ 587'de bölge Babil hakimiyeti altına girdi MÖ 332'de Büyük İskender bölgeyi ele geçirdi Daha sonra bölge sırasıyla Ptolemaios ve Selevkosların hakimiyeti altına girdi

MÖ 64-63 yılları arasında ise Romalılar bölgeyi ele geçirdi Roma'nın ikiye ayrılmasından sonra bölge Bizans'ın elinde kaldı Bugünkü Ürdün toprakları Hazret-i Ömer zamanında Müslümanlar tarafından fethedildi ve halkın çoğu İslam dinine girdi Sırasıyla Emevi, Abbasi, Selçuklu, Eyyubi ve Memluk hakimiyetine girdi Ürdün, Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520) zamanında Osmanlı Devletinin bir parçası oldu (1516)

Birinci Cihan savaşı sonunda, 400 seneden beri Osmanlı adaleti altında yaşayan Ürdün, 1920'de İngiltere'nin manda yönetimi altına girdi 1921'deEmir Şerif Abdullah, Ürdün Nehrinin doğu tarafındaki topraklarda yarı bağımsız bir emirlik kurdu Bu topraklar Filistin'in üçte ikisini ihtiva ediyordu İngiltere 1946'daLondra Antlaşması kararları gereğince Ürdün'ün bağımsızlığını tanıdı Siyonistler ve Araplar o zamanlar İngiliz mandası altında olan Filistin üzerinde hak iddia ediyorlardı

İngiltere, Filistin'i paylaştırma planını BM'ye götürdü Plan Arap Devletleri ve Filistinliler tarafından reddedildi Mayıs 1948'de manda rejimi sona erdiğinde, Ürdün ordusu İsrail Devletiyle Arap devletleri arasındaki savaşta Filistinlilerin yardımına geldi Ürdün, Kudüs şehrini ve Ürdün Nehrinin batı tarafındaki toprakları işgal etti Melik Abdullah, işgal edilmiş toprakları 1950'de Emirliğine resmen ilhak etti Fakat 20 Temmuz 1951'de Emir Abdullah Kudüs'te İngilizlerin kiralık katilleri tarafından şehit edildi Yerine oğlu Talal geçti Fakat Talal hasta olduğundan tahtını ve tacını oğlu Hüseyin'e terk etti

Emir Hüseyin Mayıs 1953'te göreve başladı Ürdün, 1967 Arap-İsrail savaşında, 1948'de kazandığı toprakların hepsini kaybetti 6000 kişi kayıp verdi Savaşın sonunda Ürdün ekonomisi çöküntüye girdi Bu arada 1964'te kurulan Filistin Kurtuluş Teşkilatı (FKT), İsrail'e karşı yaptığı operasyonlarda Ürdün'ü ana üs seçmişti ve devlet içinde devlet olma tehlikesi gösteriyordu FKT'nin İsrail'e yaptığı saldırılar, İsrail'in Ürdün'ü büyük zararlara sokan misillemeler yapmasına sebep oldu

1971'de Emir Hüseyin Arap ülkelerinin kınamalarına rağmen FKT'nı ülkeden çıkardı Ürdün 1973-1974 Arap-İsrail savaşına katılmadı Fakat 1978'de Mısır-İsrail Kamp David Antlaşmasını reddetmede Arap ülkelerinin çoğuyla birleşti Ürdün Mart 1979'da Mısır ile diplomatik ilişkileri kesen ilk Arap ülkesi oldu Bu politikasını 1984'ten sonra değiştirdi 1980'de başlayan İran-Irak savaşı sırasında Ürdün, Irak'ın başlıca silah kaynağı oldu 1989'da Irak'ın Kuveyt'i işgaline karşı çıkan Ürdün, Amerika'nın Irak'a karşı harekette bulunması üzerine Irak'ı destekledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #65
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



VATİKAN

Vatikan, dünyanın en küçük ülkesidir Roma kentinde bulunan bu devletin toprağı 0,4 kilometrekareyi geçmez Bu kadar küçük olmasına rağmen Vatikan'ın dünya devletleri üzerindeki etkisi İtalya'dan bile büyüktür Çünkü Vatikan Devleti Hıristiyanlığın en büyük mezhebi olan Katolik Kilisesi'nin merkezidir Kilisenin başkam olan papa burada oturur

Tarihte Vatikan

Vatikan eskiden epeyce büyük bir devletti Toprakları 45,000 kilometrekareyi, nüfusu 3,5 milyonu buluyordu Sonra, topraklarını komşu İtalya krallıklarına kaptırdı İtalya Krallığı kurulunca da şimdiki gibi kendi küçük kentçiğiyle sınırlandı 1929 yılında İtalya Krallığı ile yapılan Laterano Antlaşması'yla Vatikan'ın bağımsızlığı tanındı Papa bu din devletinin hem dinsel başkanı, hem siyasal başkanıdır

Papanın oturduğu Vatikan Sarayı Roma'nın kuzeyindeki bir tepe üzerindedir Ünlü San Pietro Kilisesi de buradadır Devletin bayrağı, ordusu, parası, özel radyo istasyonu vb vardır 200 kişilik Vatikan ordusunda gönüllü İsviçreli muhafızlar görev yapar Askerlerin silâhları ve kıyafeti XV yüzyıldaki gibidir

Yönetim

Vatikan'ı papa yönetir Yerel yönetim papanın seçtiği bir valiye verilmiştir Devletin geliri, yeryüzündeki bütün Katoliklerin bağışlarıyla İtalya Devleti'nin yardımından oluşur Vatikan'ın en yüksek yönetim organı Kardinaller Meclisi'dir 70 üyeli bu meclis kendi üyeleri arasından papayı seçer Üyeler bu meclise seçildiler mi ömür boyu üye kalırlar Yeni seçilen papa kendi adını kullanamaz, ona ruhanî bir papa adı verilir Vatikan'da Osservatore Romana adlı günlük bir gazete, Osservatore della Domenica adlı haftalık bir dergi yayımlanır

Vatikan Sarayı

Vatikan'da San Pietro Kilisesi'nin kuzeyindeki yapılara Vatikan Sarayı denir XIII yyda kurulan ilk yapı, zamanla yapılan eklerle genişledi ve tamamlandı 1377'de papalık Avignon'dan Roma'ya taşınınca papalar burada oturmağa başladılar Mimar Bramente, saraya son şeklini vermiştir Sarayın avlusu, odaları ve salonları Raffaello, Fra Angelico, Pinturicchio gibi ünlü ressamların resimleriyle süslenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #66
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



VENEZUELA

Venezuela 1498�de Chistophes Colombus (Kristof Kolomp) tarafından keşfedilinceye kadar, ülke nüfusunu Carib yerlileri meydana getiriyordu İspanyollar için Venezuela�nın fethi, yerlilerin şiddetli mukavemet göstermeleri sebepiyle zor ve yavaş oldu Ülkede birçok kasaba kuruldu Caracas 1567�de kurularak 1577�de başşehir oldu

Venezuela, İspanya İmparatorluğunun nispeten önemsiz bir parçası kabul edildiğinden diğer sömürgelerin idaresine verildi Önce bugünkü Dominik Cumhuriyeti olan Santo Domingo�ya, sonra Yeni Granada Genel Valiliğine bağlandı 1776�da ABD�nin bağımsızlığını ilan etmesi ve 1789 Fransız ihtilali, bağımsızlık için bir misal teşkil etti Napolyon�un, İspanya�ya savaş açması Nisan 1810�da sömürge devrinin sonunu getirdi Kreollar (ülkede doğan beyazlar) İspanyol yöneticiyi azlederek bir cunta kurdular

5 Temmuz 1811�de bağımsız konfederasyon ilan edildi Bu ilan kraliyet kuvvetleri ve Kreollar arasında 10 yıl devam eden bir savaşa sebep oldu 24 Haziran 1821�de Carababo Muharebesinde İspanya�ya karşı kesin zafer elde edildi Anlaşmazlık sonucunda 1830�da Venezuela birçok Güney Amerika ülkesini ihtiva eden konfederasyondan ayrılarak bağımsız bir cumhuriyet oldu

1830�dan 19 yüzyıl sonuna kadar büyük krizler birbirini takip etti Yirminci yüzyılın büyük bölümünde ülkeyi askeri diktatörler idare etti Bunlar petrol sanayiini geliştirdiler, birçok sosyal reformlar yaptılar 1959�dan itibaren ülke demokratik seçimlerle işbaşına gelen hükümetler tarafından idare edilmeye başladı Essequibo sınır bölgesinde Guyana ile olan anlaşmazlık 1982�de tekrar başladı

1989�da ikinci kez başkanlığa seçilen Pérez�in açıkladığı ekonomik tedbirler, sokak gösterilerine sebep oldu Halk yağma işine başlayınca askeri birliklerin müdahalesi üzerine çok sayıda insan öldü Aralık 1993�te yapılan seçimlerde devlet başkanlığına Rafael Caldera oyların çoğunluğunu alarak seçildi Rafael Celdera 25 yıldan sonra ikinci defa devlet başkanlığına geldi 6 Aralık 1993�te göreve başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #67
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



VİETNAM

MÖ 3 yüzyılda Viet kabileleri, Çin'in Kanton şehrinden Orta Vietnam'a kadar uzanan Nam Viet Devletini kurdular MÖ 111'de Nam Viet Devleti yıkılınca, Vietler Çin hakimiyeti altına girdiler Uzun bir savaştan sonra Çinlileri Kızıl Nehir Vadisinden çıkaran Vietnamlılar MS 939'da bağımsızlıklarını kazandılar Vietnam 15 asır başlarında Çin tarafından tekrar alındı ise de, kısa bir süre sonra 1427'de tekrar bağımsızlığına kavuştu 1887'de Tonkin ve Annam'la birlikte Kamboçya ve Laos, Çinhindi Birliği içinde teşkilatlandı Yönetim bir Fransız Genel Valisine verildi

Fransa'nın ülkeyi ekonomik yönden sömürmesi ve siyasi baskısı, Fransız yönetimine karşı kuvvetli bir milli direniş hareketine sebep oldu 1930 ve 1945 yılları arasında Fransa'ya karşı hareketlerde komünistler en kuvvetli grup olarak ortaya çıktılar Bunlar 1941'de Vietnam Bağımsızlık Cemiyetini (Vietminh) kurarak komünist olmayan birçok grupları da kendilerine çektiler

İkinci Dünya Savaşında Vietnam'ı işgal eden Japonya 1945'te teslim olunca, Vietminh birlikleri Hanoi'de iktidarı ele geçirdiler Liderleri Ho Chi Minh Vietnam'ın bağımsızlığını ilan etti Fransa güneyde milli ihtilali bastırmayı başardı Fakat kuzeyde sömürge rejimini yeniden kurmak istemesi, Çinhindi Savaşlarının patlak vermesine sebep oldu 1946'dan 1954'e kadar devam eden savaş, Fransa Dienbienphu Muharebesinde bozguna uğrayınca son buldu

21 Temmuz 1954'te Cenevre Antlaşması imzalandı Bu antlaşma kararlarına göre geçici olarak ülke, kuzeyde komünist kontrolündeki Demokratik VietnamCumhuriyeti, güneyde Vietnam Cumhuriyeti olmak üzere iki ayrı devlete bölündü Bölünme hattı 17 paraleldi Bu bölünme hattı 1956'da yapılacak olan genel seçimlerle kaldırılacaktı Fakat genel seçimler yapılmadı Bunun üzerine Kuzey Vietnam, Güney Vietnam hükümet başkanı Diem'i düşürmeyi hedef alan bir terör kampanyası başlattı

1960'ta Diem ve Vietcong olarak bilinen komünist gerillalar arasındaki mücadele şiddetli bir iç savaşa dönüştü Güney Vietnam ABD tarafından, Vietcong ise Kuzey Vietnam tarafından destekleniyordu Diem komünistlerle baş edemeyince, 1963'te subaylar bir darbe yaparak hükümeti devirdi Diem'in düşüşü birbirini takip eden birçok askeri darbeleri peşinden getirdi Siyasi bir istikrarsızlık dönemi başladı

Vietcong ve Kuzey Vietnam birlikleri baskısı altındaki Güney Vietnam'ın çöküşünü ancak ABD müdahalesi engelledi Amerikan yardımıyla Güney Vietnam ordusunun kuvveti üç kat arttı 1964'te ABD, komünist kuvvetlerin artan taarruzlarına cevap olarak Kuzey Vietnam'ı bombalamaya başladı Nisan 1969'da 543000'e ulaşan Vietnam'daki Amerikan kuvvetleri Başkan Nixon'un emriyle Temmuz 1969'dan itibaren yavaş yavaş çekilerek azaltılmaya başlandı 27 Ocak 1973'te Paris'te ABD, Kuzey ve Güney Vietnam ve Vietcong arasında bir ateşkes antlaşması imzalandı Fakat bu anlaşma kararlarına hiç uyulmadı

1974'te Güney Vietnam'a Amerikan yardımı, ABD kongresi tarafından durduruldu Çinhindi'nin her tarafında iki yıl boyunca çetin muharebeler devam etti Kuzey Vietnam 1975'in ilk aylarında merkezi Vietnam'da kalan son Güney Vietnam kuvvetlerine taarruza başladı Güney Vietnam'ın geri çekilme harekatı bozguna dönüştü Saygon rejimi 30 Nisan'da teslim oldu Geçici bir ihtilal hükümeti, kontrolü ele geçirdi ve komünizmi yerleştirmek için adımlar atıldı Bütün işyerleri ve çiftlikler devletleştirildi

165000'i ABD'ye olmak üzere binlerce Vietnamlı diğer ülkelere iltica etti Ülkenin iki tarafının Millet Meclisleri toplanarak 2 Temmuz 1976'da Vietnam tekrar birleştirildi Kuzey Vietnam'ın başşehri, bayrağı, marşı, amblemi ve parası ülkede geçerli oldu Hemen hemen yüksek hükümet kademelerinin hepsine eski Kuzey Vietnam hükümetinin görevlileri getirildi Vietnam İç Savaşı bütün Vietnam'ın Rus peyki olmasıyla neticelendi Güney Vietnam'daki ABD üsleri Rus üsleri oldu

Sivillere karşı saldırı ve zulüm devam ederken 1977-1980'de Kamboçya ile şiddetli bir savaş patlak verdi Vietnamlı azınlıkların deniz yolu ile veya karadan Kamboçya üzerinden artan kaçış hareketleri üzerine, 1983'te Vietnam, Kamboçya'daki mülteci kamplarına taarruzda bulundu 140000 Çin asıllı Vietnam'ı terk edince Çin ile münasebetler bozuldu ve Çin ekonomik yardımı kesti Çin, Vietnam'ın dört sınır eyaletine taarruz etti Birçok ekonomik hedefleri tahrip etti

Vietnam, Çin saldırılarını püskürtmekle birlikte büyük ekonomik kayıplara uğradı Parti genel sekreteri olan ve ülke yönetiminde ağırlığını koruyan Le Duan'ın ölümü üzerine, Vietnam'ın siyasetinde değişiklikler oldu 1989 sonlarında Vietnam birlikleri Kamboçya'dan çekilmeye başladı Buna bağlı olarak ABD ile ilişkilerin normale dönmesi gündeme geldi

Nisan 1992'de Milli Meclis 1980'den beri yürürlükte olan anayasanın yerine yeni bir anayasa kabul etti Yeni anayasayla devlet konseyi ve Bakanlar Kurulu kaldırıldı Devlet Konseyi başkanından daha fazla yetkilere sahip Cumhurbaşkanlığı makamı kuruldu Sandalye sayısı 496'dan 295'e indirilen meclis için Temmuz 1992'de seçimler yapıldı Yeni meclis eski savunma bakanı Le Duc Anh'ı cumhurbaşkanlığına seçti Ekonomi 1992'de hızlı bir gelişme gösterdi Aynı sene Rusya burada bulunan üslerdeki gemilerini ve askeri danışmanlarının hepsini geri çekti Amerika ve yakın komşuları ile diplomatik ilişkileri yeniden başladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #68
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



YUGOSLAVYA

Bugünkü Yugoslavya topraklarında yaşadığı bilinen ilk kavim İlliryalılardır Daha sonra Islav grupları Yugoslavya'ya göç etmişlerdir Beşinci yüzyılda artık Yugoslav topraklarında İlliryalılar kalmamıştır Islavlar tarih boyunca daima başkaları tarafından yönetilmişlerdir Avusturyalılar, Macarlar, İtalyanlar, Türkler ve Fransızlar değişik zamanlarda bunları idareleri altına almıştır En uzun ve önemli dönemleriyse Türk idaresinde kaldıkları yıllardır

Sırbistan olarak bilinen ülke toprakları 1389 yılında yapılan Kosova Savaşıyla Osmanlılara bağlı bir derebeylik olmuştu Sırp halkı uzun yıllar Osmanlı idaresinde kaldı Osmanlı Devletinin zayıflamaya başladığı yıllarda Balkanlarda çeşitli isyanlar çıktı Bu isyanlardan biri de Sırp İsyanıdır 1878 Berlin Antlaşmasıyla Sırbistan, bağımsız bir krallık oldu Böylece 500 yıllık Osmanlı idaresi sona erdi

Balkan Harpleri esnasında, Osmanlı Devleti oldukça zayıflamıştı Bu durumdan istifade eden Sırplar 1913 yılında eski Sırbistan ve Makedonya'yı da alarak topraklarını genişlettiler Birinci Dünya Savaşı sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çökünce Hırvatistan,Dalmaçya, Bosna-Hersek, Slovenya ve 1389'dan beri bağımsız olan Karadağ toprakları üzerindeki mevcut, Slovenler, Hırvatlar, Boşnaklar ve Sırplar, Sırbistan Krallığı adı altında birleşti Daha sonra bu krallığın ismi "Yugoslavya" şeklinde değiştirildi Bu krallık 1929 yılına kadar devam etti Bundan sonra ülke 1934 yılına kadar Kral Aleksandır-I'in diktatörlüğü altında kaldı Onun öldürülmesiyle yönetim vekiller heyetine geçti

Yugoslavya 1941 yılında Almanlar tarafından işgal edildi Ülke içinde gerilla harpleri baş gösterdi Rusya'dan destek alan Mareşal Josep Broz Tito, 1943 yılında ülkenin kontrolünü eline geçirdi İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanlar, Yugoslavya'dan geri çekildiler Tito, iç harp esnasında muhalifi olan Draja Mikallaviç'i 1946 yılında idam ettirdi Bu arada Yugoslavya 1945 yılında cumhuriyet oldu Ardından 1946 yılında birleşik cumhuriyet haline geldi Tito, hükümet başkanlığına getirildi

Tito, Stalin'den farklı bir sosyalist siyaset takip etti 1968 Çekoslovak hareketinde, Rusya'ya muhalefet etti Batılı ülkelerle ticari münasebetler içine girdi 1972 yılında Hırvatistan Cumhuriyetinde olaylar çıktıysa da kısa sürede bastırıldı Tito, 1979 yılında yapılan altı zirve toplantısı neticesinde Castro ile olan mücadelesini kazandı ve Üçüncü Dünya diye bilinen bağlantısızlar teşkilatını Rusya'nın nüfuzundan kurtardı

Başkan Tito, 1980 yılında ölünce yerine Kollektif Başkanlık idaresi geldi 1984 yılında devlet başkanlığı Veselin Djuranovic'e verildi 1989'da görülen ekonomik ve siyasal bunalım, Hırvatistan ve Slovenya cumhuriyetleri arasında ilişkilerin bozulmasına sebep oldu Aynı yıl doğu blokunda görülen yenileşme hareketleri Yugoslavya'ya da yansıdı ve 1990'da çok partili düzene geçildi

1991'de başlayan cumhuriyetler arasındaki iç savaşın neticesinde aynı senenin sonlarında Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve Bosna-Hersek, bağımsızlıklarını ilan ettiler Karadağ ve Sırbistan birleşerek Yeni Yugoslavya Federal Cumhuriyetini kurdular

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #69
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



YUNANİSTAN($errefLer)

Tarihçiler Yunanistan tarihini üç büyük bölüme ayırırlar; Eski Yunan tarihi, Orta Devir-Bizans tarihi ve Yeni Yunanistan tarihi MÖ (2000-146) tarihleri arasında hayat süren Eski Yunanlıların bu devirleri de dört bölüme ayrılır; MÖ (2000-500) yıllarına kahramanlık seneleri ve ilk olimpiyat seneleri adı verilir MÖ (500-400) yıllarında meydana gelen İran savaşları, medeniyet seneleridir

MÖ (400-300) yılları eski Yunanlıların gerileme devridir İskenderin Makedonya, Tiva ve İsparta istilaları bu devre dahildir MÖ (300-146) tarihleri dördüncü ve son devirdir Bu son devre aynı zamanda Helenistik Dönem de denir MÖ 146 yılında Roma İmparatorluğunun idaresi başlar Romalılar MS 395'te ikiye ayrılınca Yunanlıların Orta Dönem ve Bizans tarihi başlar Bizans İmparatorluğunun ilk hükümdarı Konstantin'dir

Konstantin 330 yılında, Doğu Roma'nın Bizans şehrini alarak ismini "Constantinople" şeklinde değiştirdi Konstantin'in 378'de ölümüyle birlikte, imparatorluğun 1081'de başlayan gerileme dönemine kadar, sırasıyla Teodosiu, Lostianu, Iraklios, Isavroslar ve Mekadonya dönemleri geçti Gerileme devri, Fatih Sultan Mehmed Hanın 1453 yılında "Constantinople"u alarak "İstanbul" yapmasıyla son buldu Böylece yaklaşık 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu tarihe gömüldü

Fatih'in İstanbul'u fethetmesi, dünya tarihinin olduğu gibi Yunan tarihinin de dönüm noktasıdır Artık Yunan Devleti kalmamış ve Yunanistan toprakları bir Osmanlı eyaleti olmuştu Atina 1458 sonbaharında Osmanlı topraklarına katıldı Fatih Sultan Mehmed Han hemen Atina'ya geldi ve dört gün kaldı Türk ve Yunan arşivlerine göre Atina'da Türk idaresi zamanında tekke, küçük kervansaray, çeşme ve sebillerin dışında 9 cami ve tam teşekküllü bir medrese yapılmıştı Bunlar; Mescidi İsmaili, Fethiye Camii, Yeni Cami, Aşağı Şadırvan veya Voyvoda Camii, Sofya veya Hüsnü Bey Camii, Sütunlu Cami, Akropol eteğindeki cami, Küçük Cami, Kafisiye Kazası Camii ve Ravaklı Medrese Osmanlıların 400 sene hakim olduğu bu yerlerdeki eserlerden bugün minaresi yıkılmış iki camiyle bir medrese kapısı kalmıştır Diğerlerinin ise izleri bile kalmamıştır

Yunanlılar 400 yıl kadar rahat ve huzur içinde Osmanlı tebeası olarak yaşadı 1821 yılında, Osmanlı Devletinin gerilemeye başladığı dönemlerde, Avrupalıların kışkırtmalarıyla Yunan isyanı çıktı İsyandan sekiz yıl sonra Yunanistan Krallığı kuruldu 1832-1913 yılına kadar Danimarka asıllı krallar tarafından idare edildi

Yunanistan, bundan sonra 1923 yılına kadar Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve iç karışıklıklarla uğraştı Müttefiklerin yardımıyla Yunanlılar "****lo İdea" hülyası ile, "Helen İmparatorluğu"nu yeniden kurmak üzere 15 Mayıs 1919'da İzmir'i Batı Anadolu topraklarını işgal ettiler Çok geçmeden, Türk Ordusu karşısında tutunamayarak 1922'de hayalleriyle birlikte denize döküldüler

Bu yenilgiyle birlikte Yunanistan'da iç karışıklıklar başgösterdi 1923 yılında yapılan halk oylamasıyla Yunanistan Cumhuriyeti ilan edildi Fakat 1926'da General Theodoros Pangalos diktatörlüğünü ilan etti 1935 yılında monarşik idare yeniden ortaya çıktı ve Helen Kralı, George II, tahta geçti İkinci Dünya Savaşı patlak verince, Yunanistan 1940 yılında İtalya'dan bir ültimatom aldıysa da bunu reddetti Fakat ardından Alman, İtalyan ve Bulgarlar ülkeyi işgal etti

1944 yılında işgal kuvvetleri ülkeden çekildi Ülkede tekrar iç karışıklıklar başgösterdi Ülkeye sızmış komünist güçler, Kralcılar ve İngiliz birlikleri tarafından mağlup edildi 1947'de yapılan yeni bir halkoylamasıyla George-II, idareyi eline aldı Daha sonra yerine kardeşi Paul-I geçti

Komünistler 1947-1949 yılları arasında tekrar karışıklıklar çıkardılarsa da, ABD'nin yardımıyla dağıtıldılar 1963 yılına kadar ülke, Karamanlis hükümetince yönetildi Bu tarihteki seçimleri Merkez Partisi kazandı Ülke içinde yeniden karışıklıklar çıktı 1967 yılında Albay Papadopoulos ihtilalle idareyi eline geçirdiyse de 1973 yılında General Demetrius'un yeni bir ihtilaliyle idareyi kaybetti 1974 yılında Kıbrıs problemi ortaya çıktı Türk ordusunun "Barış Harekatı" Yunanistan'da iktidar değişikliğine sebep oldu Yunan askeri cuntası dağıldı Yerine Karamanlis hükümeti geldi

Yunanistan, 1974 yılında referandumla yeniden Cumhuriyet oldu 1981'de Avrupa Ekonomik Topluluğuna katıldı 1981 ve 1985 seçimlerini PASOK (Panhelenik Sosyalist Hareket) partisi kazandı Haziran 1989'da yapılan seçimlerde PASOK ikinci parti durumuna düştü Seçim sonuçları hiçbir partiye hükümet kurma imkanı vermedi

Geçici hükümet altında Kasım 1989'da yapılan erken seçimlerde de hiçbir parti hükümet kuramayınca, Nisan 1990'da yeniden ikinci kez erken seçime gidildi Meclisteki sandalye sayısının bir fazlasını kazanan Yeni Demokrasi Partisi hükümet kurdu Hükümetin kurulmasından sonra yapılan seçim neticesinde Karamanlis ikinci kez cumhurbaşkanı oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #70
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



Gabon

Milli Marş: La Concorde

Başkent Libreville

En Büyük Şehir Libreville

0°23′N 9°27′E

Resmi dil Fransızca Yönetim

- Başkan

- Başbakan

El Hadj Omar Bongo

Jean Eyeghe Ndong Bağımsızlık

- Fransa'dan

17 Ağustos 1960 Yüzölçümü

- Toplam

- Su(%)

267,668 km²(74)

Önemsiz Nüfus

- Toplam

- Yoğunluk

1,384,000 (150)

52/km²(216) GSMH

- Toplam

- Kişi Başına

9,621 milyar dolar(136)

7,055 dolar(89) Para Birimi CFA Frankı Saat Dilimi UTC +1 İnternet Alan Adı ga Telefon Kodu +241 Gabon, resmi adıyla Gabon Cumhuriyeti, orta Afrika'nın batısında bir ülkedir Batıda Gine Körfezi, kuzeyde Ekvator Ginesi ve Kamerun doğuda ise Kongo ile çevrilidir 17 Ağustos 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazandığından beri sadece iki yönetici tarafından yönetilmiştir Küçük nüfus, yeterli doğal kaynaklar ve yabancı yatırım ülkeyi bölgenin en zengin ülkelerinden biri haline getirmiştir

Coğrafya

İklim: tropikal; hava her zaman sıcak ve nemlidir

Arazi yapısı: Dar kıyı ovaları; tepelikli iç kısım; doğu ve kuzeyde ağaçsız büyük ovalar

Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Ibounci Tepesi 1,575 m

Ekonomi

Doğal kaynakları: petrol, manganez, uranyum, altın, kereste, demir, hidro enerji

Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %1 ekinler: %1 otlaklar: %18 ormanlık arazi: %77 diğer: %3 (1993 verileri)

Demografi

Nüfus:1,2 Milyon

Nüfus Artış Hızı:%1,08

Nüfus Yapısı: 0-14 yaş: %33, 15-64 yaş: %61, 65+: %6

Ortalama Yaşam Süresi: 50,08 yıl

Kadın: 51,26

Erkek: 48,94

Okur-Yazar Oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler toplam nüfusta: %632 erkekler: %737 kadınlar: %533 (1995 verileri)

Dinler: Hıristiyan %55-%75, animist, Müslüman %1 den az

Diller: Fransızca (resmi), Fang, Myene, Bateke, Bapounou/Eschira, Bandjabi gibi yerel diller ve lehçeler

Ortalama çocuk sayısı: 369 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)

HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %416 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 23,000 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 2,000 (1999 verileri)

Nüfusun etnik dağılımı: Bantu kabilesi 4 başlıca kabile boyuna ayrılır (Fang, Eshira, Bapounou, Bateke), diğer Afrikalılar ve Avrupalılar 154,000 civarındadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #71
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



PAPUA YENİ GİNE

Coğrafi Verileri

Konum: Güneydoğu Asya, Mercan Denizi ve Güney Pasifik Okyanusu arasında adalar grubu, Endonezya'nın doğusunda yer alır

Coğrafi konumu: 6 00 Güney enlemi, 147 00 Doğu boylamı

Haritadaki konumu: Okyanusya

Yüzölçümü: 462,840 km²

Sınırları: toplam: 820 km

sınır komşuları: Endonezya 820 km

Sahil şeridi: 5,152 km

İklimi: tropikal

Arazi yapısı: Kıyıda alçak ovalar, inişli çıkışlı tepelerle çoğunlukla dağlık arazi

Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m

en yüksek noktası: Wilhelm Dağı 4,509 m

Doğal kaynakları: Altın, bakır, gümüş, doğal gaz, kereste, yağ, deniz mahsulleri

Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %01

daimi ekinler: %1

otlaklar: 0%

ormanlık arazi: %929

diğer: %6 (1993 verileri)

Doğal afetler: Volkanik aktivite, deprem, toprak kaymaları

Nüfus Bilgileri

Nüfus: 5,049,055 (Temmuz 2001 verileri)

Nüfus artış oranı: %243 (2001 verileri)

Mülteci oranı: 0 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)

Bebek ölüm oranı: 5821 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)

Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 6346 yıl

erkeklerde: 6139 yıl

kadınlarda: 6564 yıl (2001 verileri)

Ortalama çocuk sayısı: 43 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)

HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %022 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 5,400 (1999 verileri)

HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 450 (1999 verileri)

Ulus: Papua Yeni Gineli

Nüfusun etnik dağılımı: Melanezyalılar, Papualılar, Zenciler, Mikronezyalılar, Polinezyalılar

Din: Roma Katolikleri %22, Lutherciler %16, Presbyterian/Methodist/Londra Misyoner Cemiyeti %8, Anglikan %5, Evangelist Alliance %4, Yedinci Gün Adventist %1, diğer Protestanlar %10, yerel inançlar %34

Diller: İngilizce %1-%2, karma İngilizce konuşanlar ağırlıktadır, Motu Papua bölgesinde konuşulur

715 yerel dil ve lehçe vardır

Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler

toplam nüfusta: %722

erkekler: %81

kadınlar: %627 (1995 verileri)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #72
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



PERU ;

Peru bin yıllar boyunca Pre-İnka kültürüne sahip olan bir ülkedir İlk göç eden yerleşimciler, MÖ 20000 ile 10000 yıllarına kadar bugünkü Peru'nun olduğu bölgeye gelmişlerdir MÖ 4000 yıllarında tarla kurmaya ve hayvan yetiştirmeye başlarlar Bugün halen daha ayırt edilebilen en eski kültür, MÖ 800 ile MÖ 300 yıllarına kadar var olmuş olan Chavín de Huántar'dır Titikaka Gölü çevresinde MÖ 1 yüzyıldan itbaren MS 1000 yılına kadar Tiahuanaco kültürü oluşur Sahilde, And nehirlerinin sulak alanlarında MS ilk binyılda Lambayeque Bölgesi civarında Mochica gibi farklı kültürler oluşur İnka Krallığı'ndan önce, gelişmiş şehir kültürü olan Chimú'nun başkenti Chanchan'dı

İnka Krallığı 1200 civarında oluşur ve 1532'ye kadar bugünkü Kolombiya, Ekvador, Peru, Bolivya, Arjantin ve Şili'nin büyük kısmına genişler Peru'nun yüksek platosunda bulunan Cusco şehri İnka Krallığı'nın başkentidir

İspanyollar 1532'den itibaren bu ülkeyi fethederler ve İspanya Krallığı adına Peru Valiliği'ni kurarlarlar ki bu valilik, zirvesine ulaştığında bugünkü Panama'dan, kıtanın en güney noktasına kadar ulaşmıştır

1821'de ülke José de San Martín ve Simón Bolívar tarafından kurtarılır ve bağımsızlığını kazanır Bununla birlikte isyanlar ve iç savaşlar modern bir devletin gelişmesine engel olurlar

Bugünkü Peru milli arması 25 Şubat 1825'de milli kongrenin kanunuyla kabul edilir Çizimi parlamenter José Gregorio aittir

1879'da Tarapaca civarında Şili ve Peru arasındaki deniz muharebesi1879 yılında Güherçile Savaşı patlak verir Şili ve Bolivya bağımsızlıklarını ilan ettikleri zamandan beri Antofagasta üzerinde tartışma halindedirler Peru tartışmalı bölgede çok sayıda guano ve maden şirketine sahiptir Bolivya Peru'ya birlik olma halinde Antofagasta'da ekonomik ayrıcalıklar teklif eder Ayrıca Peru, İspanyol valiliğinin kolonyal zamanında devraldığı politik ve ekonomik öncelikli pozisyonunun, Güney Pasifik'te Şili tarafından tehlikede olduğunu görmektedir

1874'de Şili'ye karşı Bolivya ile beraber gizli bir pakt kurulur Bu pakt yine de Şili'nin zaferine engel olamaz Bolivya kaybedilen çok sayıdaki muhaarebeden sonra 1880 yılında savaştan çekilir ve Antofagasta Bölgesi üzerindeki hak iddiasından tamamen vazgeçer Şili bu arada kuzeye doğru ilerleyerek Peru bölgesi Tarapacá'a girmiş ve Peru'ya ateşkes ve barış antlaşması teklif etmiştir Peru yine de Tarapacá'yı Şili'ye bırakmayı reddeder Şili takip eden yıllarda yeni bir savaş başlatarak, 1881'de Peru ordularını tahrip ettikten sonra Başkent Lima'ya girer Resmi hükümet lağvedilerek, Şilili General Patricio Lynch ülke valisi olarak tayin edilir Bununla birlikte, Miguel Iglesias ve Andres Caceres gibi bazı Perulu generaller kurtularak; Doğu ve Kuzey Sierra'da, başarısı şüpheli organize bir gerilla savaşı yürütmeye çalışırlar Caceres son bir kurtuluş mücadelesinde bulunmak için Temmuz 1883'de 1500 kişilik konvansiyonel bir bölük kurmayı başarır Kuşkusuz Şilili Albay Alejandro Gorostiaga Huamachuco Muharebesi'de son umutları yıkar Saveş kesin olarak kaybedilmiştir Ekim 1883'de Ancon Antlaşması ile savaşa son verilerek Tarapaca ve Tacna Şili'ye bırakılır ve Şili Ordusu Peru'dan çekilir

1968'de Juan Velasco Alvarado altındaki bir askeri cunta kansız bir darbe ile hükümeti devralarak, toprak ve ekonomik reformlarla sosyal bir sistem getirmeğe çalışır General Velasco 1975'de General Francisco Morales Bermúdez tarafından düşürülürülerek, yeniden müteşebbis yanlısı bir yön izlenir 1980'de, 1968 yılında düşürülen Fernando Belaúnde Terry seçilmiş başkan olarak yönetimi devralır ve yeniden iktidara gelirTerry, devletleştirlen şirketleri tekrar özel teşebbüse devreder

1980li yıllarda sol yanlısı gerilla örgütü Aydınlık Yol („Sendero Luminoso“) hükümete karşı silahlı bir savaş başlatır Her iki taraf da, sivil halka karşı kendi taraflarına disipline etmek için, acımasız bir harekat yürütür Aydınlık Yol'un faaliyetleri 1990lı yıllara kadar devam eder Ülkenin diğer sol gerilla hareketi Movimiento Revolucionario Túpac Amaru sivil halka karşı şiddeti reddeder

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkeler Tarihi

Eski 10-10-2012   #73
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkeler Tarihi



POLONYA ;

Orta Çağda Polonya

I Mieszko Polonya'daki Oder ve Vistül nehirlerinin boyları tarihçiler tarafından dünyadaki Slav ırkının anavatanı olarak kabul edilmektedir Buradan Avrupa'nın diğer bölgelerine dağılan Slavlar günümüzdeki Slav-kökenli ulusları oluşturmuşlardır MS 800 yılına doğru Doğu Slavlar Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya'ya yerleşmiş, Güney Slavlar ise Sırbistan, Hırvatistan ve Bulgaristan gibi Balkan ülkelerine yerleşmiş, Batı Slavlar da Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Doğu Almanya civarına yayılmışlardır

Polonyalı bir kral olan I Mieszko'nun 966 yılında Hristiyanlığı kabul ederek Piast Hanedanını kurması Polonya tarihinin başlangıcı olarak kabul edilir Polonyalılar 11 yüzyıl boyunca güçlü bir devlet kurdular Ancak Polonya kralı III Bolesław'ın 1138 yılındaki ölümünden sonra bu krallık parçalandı 1241 ve 1259 yıllarındaki Moğol istilaları Polonya'yı daha da zayıflattı Bu dönemde Polonya büyük bir Alman göçüne sahne oldu Almanlar bu bölgede 20 yüzyıla kadar varlık gösteren büyük bir azınlık oluşturdular ve Polonya kültürüne geniş bir etkide bulundular

Jagiellon Hanedanı

Polonya kralı II Zygmunt August ölüm döşeğindeJagiellon Hanedanı Litvanya kökenli bir hanedandı Litvanyalılar savaşçı bir ulustu ve 14 yüzyılın sonlarına gelinceye kadar hala pagan dinlerine inanıyorlardı Litvanya Grandükü Jagiełło 1386 yılında Hristiyanlığı kabul etti, 11 yaşındaki Polonyalı prenses Jadwiga ile evlenerek kendisini Polonya prensi ilan etti Böylece Piast Hanedanı sona erdi ve Jagiellon Hanedanı başladı Hanedanın üyeleri 1377–1392 ve 1440–1572 yılları arasında Litvanya Grandükü görevini yürüttüler, 1386–1572 yılları arasında Polonya kralı, 1440–1444 ve 1490–1526 yılları arasında Macaristan kralı, 1471–1526 yılları arasında ise Bohemya kralıydılar Bu dönemde genel olarak Polonya ve Litvanya aynı kral tarafından yönetilmekle birlikte ayrı devletler olarak kaldılar Ancak Polonya kralı II Zygmunt August'un çocuksuz olarak ölmesi üzerine iki devletin magnatları (soylular) Polonya'nın Lublin kentinde biraraya gelerek 1 Temmuz 1569 tarihinde Lublin Antlaşmasını imzaladılar ve iki devleti biraraya getirdiler Böylece Lehistan-Litvanya Birliği kurulmuş oldu Bu tarihten sonra 1795 yılında parçalanmasına kadar Lehistan ve Litvanya tek kral, tek meclis (Sejm) ve tek senato tarafından yönetildi

Lehistan-Litvanya Birliği

Lublin Anlaşması (1569)Lehistan-Litvanya Birliği, Avrupa tarihinde çeşitli adlar altında tanınmıştır Bu adlardan bazıları Birinci Lehistan Cumhuriyeti, İki Ulus Cumhuriyeti, İki Ulus Birliği veya İki Halk Birliği şeklindedir (Lehçe: Rzeczpospolita Obojga Narodów) Lehistan ve Litvanya devletlerinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan bu devlet 17 yüzyıl Avrupa'sının en büyük ülkelerinden biriydi

Lehistan-Litvanya Birliği'nin 1618 yılındaki sınırlarıLehistan-Litvanya Birliği 1 Temmuz 1569 tarihinde imzalanan Lublin Antlaşması ile kuruldu Bu antlaşmayla Lehistan Krallığı, Litvanya Grandüklüğü ve Kraliyet Prusyası tek bir devlet olarak birleştiler ve Avrupa'nın en güçlü ülkelerinden biri haline geldiler Aslında bu ülkeler 1569 yılından önce de işbirliği halindeydiler Lehistan ve Litvanya 1386 yılında Litvanyalı Jagiellon Hanedanının Lehistan'ı yönetmeye başlamasından sonra aynı krallar tarafından yönetilmekteydiler Ancak Lublin Birliğine gelinceye kadar kral hariç iki ülkenin bütün yönetim organları ayrı tutulmaktaydı İki ülkenin ayrı meclis (Sejm) ve senatosu vardı Krakow ve Vilnius'ta ayrı başkentler bulunmaktaydı Birleşmeden sonra Krakow'da tek bir meclis ve senato kaldı Başkent 1596 yılında da Varşova'ya taşındı

Polonya'nın Parçalanması

Polonya'nın parçalanması1683 yılındaki II Viyana Kuşatması'nda Lehistan ordusu çok önemli bir rol oynadı Viyana düşmek üzereyken Lehistan kralı III Jan Sobieski 75000 kişilik bir orduyla Viyana'nın yardımına koştu Böylece kuşatma başarısızlığa uğradı Ancak bu tarihten sonra Lehistan gitgide zayıfladı Lehistan sayesinde Osmanlı egemenliğinden kurtulan Avrupalı devletler bu zayıflıktan yararlanarak Lehistan'ı kendi aralarında bölüştüler 1772-1795 yılları arasında üç kademede gerçekleşen bölüşmelerden sonra artık Polonya diye bir ülke kalmadı Osmanlı Devleti Polonya'nın parçalanmasına karşı çıkan ülkelerden biriydi Hatta 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Rus çariçesi II Katerina'nın Polonya'nın işlerine karışmasından dolayı çıkmıştı Ancak Osmanlı Devleti bu savaşı kaybedince 1772 yılında Polonya'nın çeşitli bölgeleri Rusya, Avusturya ve Prusya arasında paylaşıldı 1793 yılında Rusya ve Prusya tekrar Polonya'nın geride kalan bölgelerini ikinci bir defa aralarında paylaştılar Bu paylaşımdan sonra artık Polonya'nın çok küçük bir kısmı bağımsız kalmıştı 1795 yılında Rusya, Prusya ve Avusturya aralarında bir anlaşma yaparak Polonya'yı tamamen ortadan kaldırmaya karar verdiler Bu işlem tamamlandıktan sonra Polonya Avrupa haritasından silindi 18 yüzyıl boyunca Polonyalılar Rusya, Almanya ve Avusturya'nın egemenliği altında yaşadılar Osmanlılar bu durumdan hiçbir zaman hoşnut kalmadılar Bağımsızlığını yitiren Polonyalılara yardım elini uzatan nadir ülkelerden biri oldular (Bakınız: Türkiye-Polonya ilişkileri) Polonya'daki bağımsızlık hareketlerini desteklediler, Polonyalı göçmenlere kucak açtılar Hatta İstanbul yakınlarında Polonyalılar için Polonezköy adında bir köy kuruldu

Polonya ancak 1918 yılında Versay Antlaşması sayesinde tekrar bağımsızlığını kazandı Cumhuriyet ilan edildi ve I Dünya Savaşı kahramanı Józef Piłsudski 1930'ların ortalarına kadar Polonya'yı yönetti

II Dünya Savaşı'nda Polonya

II Dünya Savaşı'nda Polonyalı askerlerVersay Antlaşmasına göre nüfusunun % 95'i Alman olan Danzig (Gdansk) kenti özerk bir kent haline getirilmişti Ancak bu düzenleme Almanya'nın elindeki Doğu Prusya ile Almanya'nın geri kalan kısmının bağlantısını kesmiş oluyordu Almanya Polonya'dan Danzig kentine bir ulaşım koridoru sağlamasını talep etti Ülkeler üstü statüde kabul edilecek olan bu koridorda Almanya, geniş bir karayolu ve çift hatlı bir demiryolu inşa edecekti Böylece Danzig Sorunu ortaya çıktı 11 ay boyunca Polonya hükümeti Almanya’nın bu talebini sürekli olarak red etti Almanya ile Polonya arasındaki gergin ilişkiler izleyen olaylarla tırmanırken, İngiliz başbakanı Neville Chamberlain 31 Mart 1939 da Avam Kamarası’nda yaptığı bir konuşmayla, Polonya’nın bir saldırıya uğraması durumunda İngiltere ve Fransa’nın ellerindeki tüm olanaklarla yardım edeceğini tüm dünyaya ilan etti

Alman askerlerin öldürdüğü Yahudilerin cesetlerini inceleyen Polonyalılar (1945)Bu gelişme Hitler’i, iki cepheli bir savaştan kaçınabilmek için Sovyet Rusya ile bir saldırmazlık paktının yollarını aramaya yöneltecektir 24 Ağustos 1939 akşamı Almanya ve SSCB arasında Saldırmazlık Paktı konusunda görüş birliğine varıldı 1 Eylül 1939 günü de Alman hava kuvvetleri Polonya sınır birlikleri üzerine saldırıya geçti Rus birlikleri ülkenin doğu sınırlarını geçmiş, ilerlemeye başlamışlardı Polonya ordusunun zaten neredeyse tümü kuşatılmış durumdayken ikinci cepheyi açacak kuvvetleri yoktu SSCB böylece Polonya'nın petrol bölgesini elde etmiş oluyordu

Polonya'nın Almanya'nın eline düşmesinden sonra Polonya Nazi terörünün ilk kez sahnelendiği ülke oldu Almanya - Sovyetler Birliği saldırmazlık paktıyla Baltık Ülkeleri Rus kontrolüne bırakılınca yaklaşık 86 bin Alman'ın bu ülkelerden boşaltıldığı biliniyor Bu Almanlar, “temizlenmek” için tutuklanan Polonya’lıların yerlerine yerleştirilecektir Her Alman için iki Polonyalının Polonya topraklarından alınması gerekmektedir Polonya'daki Auschwitz toplama kampı, tüm toplama kamplarının en bilineni, en yoğun ve akıl almaz şiddetin uygulandığı toplama kampıdır Yarım milyon insan açlıktan ölüme terkedilmiş, 2,5 milyon insan da bu kampta çeşitli yollarla öldürülmüştür

Polonya Halk Cumhuriyeti

II Dünya Savaşı'nın bitmesi üzerine Yalta Konferansı'nda alınan kararları uygulamak üzere Haziran 1945'de Polonya'da geçici bir hükümet kuruldu Yalta Konferansı'nda seçimlerin serbestçe yapılması öngörülmesine rağmen Ocak 1947'de yapılan seçimler Polonya Komünist Partisi'nin baskısı altında yapıldı ve komünistlerin zaferiyle sonuçlandı Polonya Halk Cumhuriyeti ilan edildi Polonya hükümeti Stalin'in baskısıya ABD'nin önerdiği Marshall Planı'nı redderek Comecon'a katılma kararı aldı Soğuk Savaş dönemi başladı Polonya bu dönemde Doğu Bloku'nda yer aldı 1953 yılına kadar Polonya Stalinizm'in baskısı altında yaşadı SSCB'de Kruşçev'in işbaşına geçmesiyle Polonya'da Destalinizasyon dönemi başladı Ancak Soğuk Savaş bütün hızıyla devam etti Batı Bloku'nun NATO'yu kurması üzerine Doğu Bloku ülkeleri de 14 Mayıs 1955 tarihinde Polonya'nın başkentinde Varşova Paktı'nı kurdular

Yakın Tarih

Lech Walesa1980'li yıllarda SSCB'de başlayan Glasnost ve Perestroyka akımları Polonya'yı da etkiledi Gdansk tersanelerinde başlayan grevler tüm Polonya'ya yayıldı Grevcilerin kurduğu Solidarność (Dayanışma) sendikasının başına geçen Lech Walesa 1983 yılında Nobel Barış Ödülünü kazandı 1989 yılında komünist hükümet seçimlerin serbestçe yapılmasına razı oldu 4 Temmuz 1989'de yapılan seçimlerde Solidarność büyük bir zafer kazandı Ayrıca 9 Aralık 1990 tarihinde yapılan başkanlık seçimlerini Lech Walesa kazandı Polonya 1999 yilinda NATO'ya, 1 Mayıs 2004'de de Avrupa Birliği'ne katıldı

1989 yılından bu yana Polonya Sosyal demokrasi ile yönetilmektedir Bazen Üçüncü Polonya Cumhuriyeti adıyla da anılan iki meclisli bu sisteme göre yasama görevi 450 üyelik bir Alt Meclis (Sejm) ve 100 üyelik bir Senato tarafından icra edilir 1997 yılında hazırlanan bir anayasayla yönetilen Polonya'da yürütme görevi ise devlet başkanı, başbakan ve bakanlar kurulu tarafından üstlenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.