Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriAklım Karakış ben seni yaralarından tanıdım ecelime son kurşundun deli davalım n'olur bulutsuzluğuma darılma dudağında bizi gül kıyametime adım kala beni senden alma aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk ben aysız gecelerde çocukluğuma mektup yazardım ah çocukluğum kağıt gemilerim düşlerim dudaklanıyor sesin kokuma gizli yıldızları sönük gecelerde dilime yağmursun gözlerini uyuyorum her gece bu kent içimin bahçesi gemilerim çözülüyor yüreğine ellerinle okşuyorsun bilmiyorsun kendi bakışlı kız ömrümün kırçıl masalısın uçurumlar vaadetme bana yaralısın Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriAskın Yalan Olduğunu Söylemediler Bana Aşkın yalan olduğunu söylemediler bana, bu yüzden yara bereyim gönül evimde Kaşlarımdaki öfkeyi susturacak söz bulamıyorum lugatımda! Yakışmıyor artık sana susmalar tadını kaçırdın yıllarca Aramıza boyumuzdan büyük ayrılıklar koydun oldu mu? Bende kalabalığın tenhalaşıyor yavaştan Meltem esmiyor nicedir, fırtınalar susmadı henüz Hayat anlamsız geliyor tutunamıyorum canıma Ben hiç mutluluktan delirmedim ama; delirmekten mutluluğu aşkta öğrendim Neden herkes bakışlarını üstüme yapıştırmış bana bakıyor? Biliyorum, çok çirkinim kimin yüreğinin zilini çalsam açılmaz kapılar ardında kalırım kimsesizliğimden Oysa ben düşlerin pembesini yüreğimin görünmezliğinde saklarım Temiz hayallerimden kurşun yemek öldürüyor içime sığmayan umutlarımı: Yine de her gece mektuplar yazarım sana hiç okumayacağın Yüzün flulaştı gözümde, aklım yavaş, yavaş seni unutmaya yelteniyor sevgili! O duyumsuz bakışlarından aldığım yitik anlamı göğsümde tutuyorum Geç bastırılmış bir yalnızlık ihtilali için MERHABA! bu yüzden zehirli geceler bırakıyorum ve seni onarıyorum kendimi yarala***** Yalnızlığımdan bir sen çıkarıyorum sensizlik büyüyor yanımda Mor bir ölüm giyiniyorum sensizliğimin, sessizliğinde Seni çıkarıyorum hücrelerimin beyinden kan revan her parçan, ben kanıyorum gözlerimden sen düşerken Seni bende devleştirmeseydim bu kadar sen de bilmeyecektin farkının farkındalığını sevgili! Sen de unutamayacaksın yar beni Her şarkıda biraz beni hatırlayacak sevgimi bırakıyorum yüreğine usulca haykırarak farkında olmasan da Göm şimdi beni aklının dehlizlerine sana da bu yakışır sevgili! Beni saçlarının toroslarında uyut, beyaz gelinliği sen giydir başımın mezarına! Sonranın azı, mor dağların eteğinde ölüm kusacak aşkın ciğerlerimden Bu ölüm beni de korkutuyor ama; gelsem yoksun, gelmesen ölüm oluyorum; nedir bu ters denklem anlamıyorum! VE BEN SENİ BİLMESENDE, HALA ÇOK SEVİYORUM Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriAyrılık Gelmeden Git Sen kimsesiz bir gökyüzüne lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır, karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör; yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi… çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf her hece aklımın kabristanlarında yankılanan sahipsiz bir ölüm çığlığı, masumiyeti sesimde eskiyen… ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi yüreğimin sevda çukurlarında… hadi yâr kendini al gecelerimden al ve git! zaten bir uzak düştü benimki; ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı, şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken, ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde hani meçhul bir izbede seninle el ele…! oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben bilmem hangi şehrin emanetçisinde ve senden habersiz, adından acılar türetiyorum şimdilerde… dilimin ucuna geliyorsun bir zaman yaşamak soruyorsun! yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda, dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden…! ve dinledikçe kendimi, kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında… ben kaçmak isterken her şeyden gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim sana çok benzeyen bir şehir olur geçtiğim her yer her yer öylece uzar gider içinde gözlerimin ve bizden çok uzakta mevsim çömezi bir haziran sonbahara uyanır şehr-i İstanbul, gözlerinde bir mavi yangın ve saçlarından dökülür martılar Üsküdar’da pasaklı bir deniz kızının sâhi martılar diyordu bir şair: “martılar ki sokak çocuklarıdır denizin” yani öylesi kimsesiz ve unutulmuş yani morarmış kanatlarında münzevi bir hayat taşıyan sonrası geç kalmış yaşanmışlıklarda bulutsuzluğa prangalı bir çift yağmur damlası, yağmasın diye kulelerde saklanan! işte böyle “can” dediğim: yetim çocuklar hüznünde kâhır yüklü gölgeme çokça sahiplik etmişken bedenim, yorgunluğun kıyısında hüzün olup işlenmişim ömür gergefine… çapulcu dillerin nazarında sevdaya zûl libaslar giyinen, uğursuzluk alâmeti koca bir hiç’miş adım… ötesi yok! gurbet yokuşu ağlamalar pazarında iki damla gözyaşıymış bedelim ve soyunup benliğimden elem üstüne elem giyinmiş sana pervane yüreğim gözlerimde gözlerini ateş bilip yanmışım öylece hiç ses etmemişim meğer ne çok kedermiş gözlerinin içinde tutuklu kalmak! lâkin sevmişim işte her şeyden ve herkesten öte sadece sevmişim seni… ama sen kendini sök düşlerimden sök ve git şimdi! yolların koynunda başımı yaslayıp ölümün yamacına bunca acıyla yoldaş olmuşken ben sen kaç benim kalabalığımdan ve bir intiharın şafağında sesini sil şiirlerimden olmasın dönüşü gittiğin yolun kalemi kırılmış gelişlerin hükmünde sonsuz bir gidişle unutmalara aç yüreğini, yüreğini toparla yüreğimden cellat bayramı asılışlarda nasırlı urganlar kuşanmış şiirlerde seyreyle yüzümü ve zamana not düşsün akreple yelkovan yüzün kalbimin ortasında yalnızlık yazgısı yemin olsun ki belki arınıp mezar kalabalıklardan ben yine ben olurum…! yağmurlu bir gökyüzü akşamı hani olur ya! düş yorgunu bir martı gelir de hatırlatırsa beni “ziyan ömürler kucağında kendine has ölümler büyüten bir deli çocuktu” dersin… hadi git şimdi git ki gözlerine “ayrılık” değmesin Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriBenden Kaç Olursa Sen Olmaz Şimdi beklentisine küsmüş çocuklar gibi,kazınmıyor bakışlarım duvarlardan Tek başıma saklambaç oynuyorum bulunmaz bir hiçlikteEbe de ben sobe de Anlatıcalak ne kaldı ki sensiz her zaman biriminde geriye alıyorsam kendimi Ne vakit düşünsem gelecek beklentisiniYapışkan geçmişim döve döve içeri alıyor beni Gece tüm karanlığıyla gelirken üstüme üstüme,kaçıncı sayışta uyuyabilirimbir rüya olsun sensiz Biliyorum matematik çizelgelerinikendime denedim anladım benden kaç olursa sen olmazsonsuza akan bir ırmağın iki yakasıyız seninle sessiz derindenaşınan kıyımı aşındıran sulara soruyorum senisen kuşsuz bir dal gibi dururken karşı kıyıda artık beklentisine küsmüş çocuk gibi,gözleri yatırıp dudaklara kendimce sana bir tanım aramaktayımilk günaha ve son davete gün içirdin böyle sevdirdin bana ateşive sonra ölüm koyusu bir sonla o sırra üşüşen sendin bense ilk kurşunda vurulan bir asker gibi kalakaldım kanlı meydanlar ortasında artık gelmeyecek trenleri bekliyorum ıssız grisinde peronların sabır tesbihleri yapıyorum mahpushane işi çekiyorumsusuyorumsusacaklarım bitmiyor yüreğime diktiğim bunca umut çiçekleriçektiğim bunca hasretsözcükleri yaza-çize ertelenmiş baharlardır yazdığım örselenmiş düşlerim saçak altlarında pusuda bekleyenler varçattım kaşlarımıdışarı çıkamamçıkamam dışarı kaşlarım var al işte veriyorum: bunlar örgütsel dökümanları aşkın bedili ödenmişyarım kalmış ölümcül bir sevda Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriBu sonu önce ben yazdım Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu seni bulup bulup yitirdim düşlerimde sonra yeniden buldum yeniden yitirdim bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini takvimden günleri birer ikişer çalmama aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye o gün gelmezdi bir türlü vade dolmazdı birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi yeni hayaller armağan ederdi bize çocuk olur kanardık sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk seviyorduk bir yaz gecesi dolunaydı bana bakmıştın bende korkularımı yenmiştim bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık en güzel günlerimizdi o günler bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde sonra her şey değişiverdi umutlarımızı yitirdik kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk ayrı dünyaları özledik kendi peşimizden koştuk başkaları diye şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin bir cennetten bir cennete geçmeliydim itirazım olmazdı sürgünleri bana vermemeliydin Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin ayrılık çığlıkları kanımı dondururken gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım bu sonu önce ben yazdım Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriDüşkavuran Gittiğine inansam dönmeni beklerdim Köhne gemiler geçiyor içimden Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam Ardında sen Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum Bilmem Sen mi erken demir alıyorsun Ben mi geç kalıyorum Ellerimi bıraktığın yerden Çığlar yuvarlanıyor ta şurama Her gece fırlatıp denizlere Yitirilmiş tebessumleri bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla yolcusuzu yollara döndüm alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası fırtınalar kopuyor demişsin yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde oysa ben bin mevsim sana fırtınalandım sen bilmedin gittiğine inansam dönmeni beklerdim Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriEn Fazla İçimde Ölürsün En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Kızıl sonbaharım Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi Ellerimde çoğul bir gölge kuşu Adının arkasına basmadan yürüdüm Alnımda birikti çizikler Adımdan çıkardım aklımı Aklımsız kaldım Neylersin İnsanız Ne yapsak eksiğiz işte Ölüme ayarlı saatiz En fazla içimde ölürsün Sorarım Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni? Hangi hare’mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi? Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu Hangi rüzgârlara sattın da saçlarını Devrik cümlelerimin öznesi oldun? İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım En fazla içimde ölürsün Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana Kalan gidene denk neyi varsa susuyor Ve susmak inceltiyor her yarayı Ve susmak bakmak oluyor Gitmediğin her yere Kim tutuklanmış yalnızlıktan Gizin içine gizlenen kim Söyle beni nerene sakladın Ki şimdi bu kadar sokaktayım En fazla içimde ölürsün Karla karışık yağarsın yara Bereme Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde Sana borcum olsun Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde En fazla içimde ölürsün Yanağında yanar avucum Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar Gırtlağıma kadar aşka batarım Yeteri yok Eksiği fazla Neyin kaldı eksilenlerden arta İçeri doğru kapanan bir kapıydın Saçlarından geçtim önce Ve kendimden öylece Neyim yoksa var bildim Eğildim Eksildim Eridim Bir seni bitirmedim Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını Uğultusuna tutunamadın Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan Öyle yaşadım gözlerini Tenimde itiş kakış Cebimde depremlerin Esrarlı gece ayinleri Volkanik şiirler Usul usul giymedim mi sözlerini Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer Sensizlik seni anlattı en çok Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti Söyle saçlarında öldüğüm Bir geri gidiş kaç günde gelirdi? En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri Açar gibi yaparak açık bir kapıyı Beni ikiye böldün Hadi içimi kendine aldın da Beni nerde bıraktın Hangisini seçerdin benim için Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için Ben yarama çoktan sen bastım Yaşım kadar gencim Adın çabuk diye geçti Ardında aç köpekleri bırakarak Ezberimden geçtim Hızla biten aşk şarkılarından geçtim Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk Bildim Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine Onurlu bir karanlığı seçtik Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik Cesurduk çünkü Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız Gerisi hiçlik Gerisi yokluk Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka Bir hayatın tüm yanılgılarını Saçlarında çözdüm Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın Sessizlikte bir dildir Çoğul susulur Pusulur Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın Yıkık şehrimin izbesi En fazla içimde ölürsün En çok Gözlerime gömülürsün Gözlerimi kaparım Vasiyetimi yazarım Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriGece Geçilen Şehirler Işık Seli Gibidir acılar büyütülerek unutulur sevdiğim yüzünden kopunca bir buzul çığlık ellerin buz tutmuş iki yarım şarkı olur ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş bırakırım sana beni adresime sorsun esmer bakışların dönsen de bulamazsın nasılsa gitsen de kentlerden sakındığım bekçi duruşlarımı ara emaresi boldur sokakların sol omuz başımdaki kokundan yakalanırım sokul ki geceme avuçların ıslanmasın saat başlarını beş geçer yelkovanın senle zamansızım amansızım senle büyük susarım kendime yenilirim her kavgada sonra koca ağız bir çocuk olurum bütün trabzanlardan kayarım bütün köprülerden sarkarım yüzüm kente sürülür içime sesin kaçar ben seni ağlarım alışmak ölümdür sanki hiç ölmedik tanrının göğsümüze taktığı bir nişandır ölüm teneşirlere yatırılıyor şimdi ellerim sana uzanmaktan yargılıyım hırçın bir iklimin sır girdabısın seni anlamak kendine çelmeler takmaktır ve kendini affetmesidir her seferinde (bazen beni affedebiliyorum istanbul) zehir yüklü bir mektup var dalgakıranlarımda parçalı bulutlu durur sana kent şiirleri biriktirdiğim bir gecede çok eşli bir yağmur başlar kentin en dövüşçü çocukları ağlar bilirim dışarıda yağmur varsa sen içinde ağlıyorsundur ağlama ki gülmesinler bize bak sen seviyorsun diye var sonbahar her mevsim gelişine söz veriyor saçlarına fısıldıyor saçlarına bana bir pencere bile açmadığın saçlarına sensizliğe alışmak bir bozgun ağırlamaktır içinde biliyorum örtülerine unutma beni çiçekleri takıyorum şimdi yaşama hakkım sana gel de yağmurumdan iç seni seviyorum Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriGelirsem Biter Aşk Düş'tüm, dedim elinin tersinde Hayır dedi, kesince Düş olsan, fark etmezdim seni ! Sevgim sana güç veriyor mu, diye sordum Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle Hayır dedi, inatla ! Öyle olsa, yıkılmazdım her 'Seni Seviyorum' deyişinde ! Özledin mi beni, dedim Sustu ! Nefesini en derinden aldı ve, Özlenmez mi, dedi ! Git dedim ! Git ! Sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında ! Hayır, dedi, sertçe! Gidersem, kahraman olurum! Kalırsam, senin! Küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde Hayır, dedi gülerek Küsmek, susmayı göze almaktır Ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın! Gel, dedim, o zaman! sesim fısıltı gürültüsünde Gel Durdu! Hayır, dedi, GELİRSEM BİTER AŞK !!! Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriHer Aşk Katilidir Bir Öncekinin rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi kent suskun ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan gecenin en serseri yanını alırım günceme durup durup şiirler yazmak yoluna yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan her gece yorganımın altında sakladığım kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana sen uykudayken babam her gece ölüyor şimdilerde annem nihavent bir çığlık oluyor bana en çok sensizlik koyuyor sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi uyanmak için eski bir aşkını anlatıyorken bana konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım kaç kez kanıyorum bir bilsen (ya da hiç bilmesen) sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor yastığının altında yalnızlığın var biliyorum oysa ben senden bir bardak su istedim akdeniz değil son yalnızı benimdir bu kentin istanbul arkamdan gelir ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız hep kendine mi saklarsın çocukluğunu ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış kayadan seken kurşun en serseri yanımız olur kimi zaman ve ben hep kendimi terk ederim senden her katilin aşkı her aşkın katili bir öncekinin faili hep ben olurum hep ben ölürüm içime uzanan koridorların ortasından hep gülerdin beni görünce bense sana hep geç kalırdım sona kalırdım sonra kanardım yağmurlarla inseydin içime içim senden yanaydı yüzümdeki işgaller senden karaydı seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi sana yazacaklarım sil sil bitmezdi ve ben sende hiçbir şeydim sen bende herşeyken canım yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin ve sevgisizlik alır bir gün seni benden işte bu yüzden sen hep sevil hep sevil sevil Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriKendini Kandırmanın Delilik Provaları ''sabrımın apoletleriydi göğsümde taşıdığım tüm küfürler'' sensiz de büyürüm vazgeçilmez değilsin göğüs kafesine ağır gelen aynalardan çaldım seni suçumun apoletleri öykümün düşüne çakılı halbuki kayıp bir adres sessizliği ile avuçladım yanağının solunu ''ki beni bir tek sen kandırabilirsin'' sensiz de büyürüm vazgeçilmez değilsin yokluğunda kelimeler yıkılmasa düşmezdim yokluğunda kemirecek beni varlığın da bilirim uyurken kolaydı kaçırmak aklımdan seni gündüzler geceye yatırılmıyor oysaki sensiz de büyürüm vazgeçilmez değilsin kaç beden darsın bu bedene ki bu kadar sıkıyor bünyeyi küçüklüğün geçilmiyor yine de bu ipek şeridi küçüğünün elinde büyümek vazgeçmek değil belki sensizde büyürüm vazgeçilmez değilsin her şairin bir katili vardır ve belki o zaman dallarımdan uçurumlar dökülür kendini soyacak kadar saf bir hırsız bükülür gövdeme çakarsın sabrının küfürlerini ve ben temizlerim apoletlerinin küflerini sensiz de büyürüm vazgeçilmez değilsin şu mürekkebin kopuk dili ne kadar anlatabilir gecemi işgale yeltenen bakamayışlarını tıpkı gözlerine bakamayışım gibi mevsimlik bir aşk nöbeti değil ki tuttuğum sesine susup sessizliğine konuşuyorum gözlerine ağrılarımı mumyalıyorum sensizde büyürüm derken en çok kendimi kandırıyorum Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriKolayıma Gelmedin, Zoruma Gittin “Yoldaşım! Zamanla unutulur bu kalleş kahır, diner acısı ayrılığın Gidilecek uzun bir yolumuz var daha; senin için senden vazgeçebilirim Bir boşlukta karşılaşmıştık ilk kez, bir başıma başka bir boşlukta da yol alabilirim Haydi, beni bulduğun eski, yalnız sokağa bırak yine Şimdi gitmek vakti… Biliyorum gitmek, bazen en çok kalmak Ne olur; bu defa da giderken en çok kal ya da yanında en çok beni götür olur mu?” (AAltunhan) Bir kâğıda sığar mı bir yürek? Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt? Daha sana yaralarımı göstermedim Kaldı ki ben, Senden önce kendime tehlikeyim Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını Biriktirme unutacaklarını! Oyuncak tabancalar kadar yalan, Hüzündür yakama iğnelediğim yamam Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin? Beni bir gülle bıçakladığın zaman… Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil! Ey gözlerimin arka bahçesi! Bu dağa tırmananlar düşer, Seyredenler değil Yitik bir aşkta uyuyakalmış, Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım Öyle durulup durulup Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi, Yârin gözleriyle vurulup… Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor Sesin kulağımdan düşüyor Ben sadece, Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım Daha fazlasını verme! Ey yar Böyle çok çorak bekledim Kolayıma gelmedin, Zoruma gittin Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriÖldüm Ulan Sancıyan gecelerin ağırlığınca girdim hastalıklı uykularıma Başucumda acabalarla beynime inen saat tik takları, Kalk git ona der gibiydi Dokunsan kar gibiydim parmaklarında Kopsan, buzul… Acının negatifi basıyor sözlerimi Öldüm ulan üşümekten! Kapat/sana gözlerimi Vapursuz bir iskele gibi kaldım Mutedil dalgalı yorgunluğum Soysuzlaşan bir yanılgı gibi kıvrandım deliliğin biz, aşkın; sen halinde Meğer uçuruma yaslanmışım Düşünce anladım Girdabının burgusunda söndürmüşüm közlerimi Öldüm ulan düşmekten! Kapat/sana gözlerimi Gittin; sanki Annem öldü Gittin ve beni kendime uğurladın Kimse kendine benim kadar yoksul değildir İnsan kendini kendisizlikte nasıl bulur? Bir haciz gibi girdiysen içime, Bu benim kendime olan borcumdandır Sanki bir kuş gagalıyor beynimi Öldüm ulan düşünmekten! Kapat/sana gözlerimi Yaşamla aramı açacak yaralara göz yumuyorum Sana ağır yaralanmayı seviyorum Kan kaybından gülüyorum Dramlardan çalınmış bir ölüm gelir şimdi suzinak makamında Aşk yapışmıştı o gece boğazıma Kurtulsam ölecektim O yüzden aram açık aramla… Nicedir oyunbozanım; susuyorum sözlerimi Öldüm ulan küsmekten! Kapat/sana gözlerimi Her gemide bir fırtına izi saklıdır Bundandır kendi gözyaşlarımızda boğulmalarımız Saçların ağlıyor mu hala bilmiyorum ama kayboluyorsan dallarında, Bu senin kendine sarmaşıklığındandır Bir kişinin yalnızlığının kaçla çarpımıdır iki kişinin yalnızlığı? Ve kaç yalnızlık çıkar bir kişinin yalnızlığından? Sus! Biliyorum Yalnızlık yokluğun avuntusudur Binlerce gündür boğazıma usturayım Özgürlükte çürüyor uçurtmamın çıtaları Dua et de ölümün farkına varmadan ölelim Öldüm ulan ölmekten! Kapat/sana gözlerimi Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriÖrümün Virgülü kış geliyor bir daha da açmaz güller tekil mutlulukların çoğul yalnızlıklarıdır elde kalan borç harç mutlulukla ne yaşanırsa o kadar yaşadık ey ömrümün virgülü böyle mi bitecektin ha sen gittin türkülere sığmaz oldum dışım içime dar yelkensizim rüzgarlara çıktım kıyılara vurdum caddeler yuttu beni ve başıboş hüzün sokağında "yüreğime söylediğim en doğru yalan oldun" başıboş sonu boş kar yağıyor bir daha da açmaz güller acıların darağacında gözyaşımı vurdular içimin seyir defterinden adını çaldılar şimdi ört kapılarımı dönüşlere biletsiz kalayım varsın geride kalsın kederli gözlerin kar yanığı saçların varsın yitirsin tılsımını hayat "KAR YAĞIYOR BİR DAHA DA AÇMAZ GÜLLER Kahraman Tazeoğlu |
Kahraman Tazeoğlu Şiirleri |
08-24-2012 | #15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahraman Tazeoğlu ŞiirleriSeni İçimden Terk Ediyorum binmediğim hiçbir otobüs beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde gittikçe azalıyor hayat neyi erken yaşadıysam hep ona geç kalıyorum sana göçüyorum her sonbahar yolların çıkmıyor aşkıma unuttuğun yağmurların adı saklımda seni içimden terk ediyorum susmaktan yoruldum kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum tam sancağımdan yaralıyorum kendimi alnını yüreğime dayadığın güne bakıp seni içimden terk ediyorum ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum beni hep bulmamak için aradın yanılgımdın yandığımdın yangındın sensizliğe yenilmek sana yenilmekten zor olsa da ardımda bir sürü belkiler bırakarak seni içimden terk ediyorum şimdi içimizde öldürülecek bir anı bile bulamayan iki yarım kaldık tamamlayamadık bizi elimden tutmadın yalnızlığımın saçlarımı da uzaklarına gömdün içimin mavisi senin okyanusundandı al geri veriyorum kilitleri hep yanlış kapılara vurdun devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim sana bensizliği terk ediyorum yarime uzanmayan bütün dallarım kırılsın demiştin aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi ne tuhaf değil mi içimi acıtanda sendin acımı dindirecek olanda ya öldür beni dedim ya da git benden içi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim aldırmadın aldırmalarıma bir gecede yakıp yarini şafaklara sattın ihanetini külüme basanlar bile utandı yaptığından işte soluk bir ömrün son nefesi benden içimden terk ediyorum Kahraman Tazeoğlu |
|