Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dilbilgisi, kuralları, türkçe

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



B YAPIM EKLERİ

İsim ve fiillerin kök veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir

Burada kök sözünü de açıklamakta fayda var

Kök

Bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır

Köklerde yapım eki bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir Örneğin;

“Ağaçlarımız” sözcüğünde “ağaç”, sözcüğün, anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır “lar” çokluk ekidir; yani isim çekim ekidir

“-(ı)-mız” eki iyelik ekidir; yani isim çekim ekidir

Öyleyse bu sözcük yapım eki almamıştır, kök hâlindedir

Kökler iki türde bulunur: İsim kökleri ve fiil kökleri

“Baktı” sözcüğündeki kök “bak-” fiil kökü; “tuzluk” sözcüğünün kökü olan “tuz” isim köküdür

Sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki şekli arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır

“Balıkçılık” kelimesinin ek ve köklerine “balık-çı-lık” şeklinde ayrılır Yoksa “balık” kelimesi bölünüp de köküne “bal” denemez Çünkü “bal” kelimesi ile “balık” kelimesi arasında anlamca bağlantı yoktur

Sözcüğün yapım eki aldıktan sonraki durumuna gövde denir

Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir İlk yapım eki köke diğerleri gövdeye eklenir

Çekim Ekiyle Yapım Ekinin Farkları

Çekim ekleri eklendiği sözcüğün anlamında bir değişiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı, köke bağlı olmak şartıyla, değiştirir Örneğin;

“Kitabı aradım

cümlesindeki “kitaözcüğü “sayfalardan oluşan ve okunan nesne” anlamındadır “-i” hâl ekini alarak “kitabı” şekline geldiğinde de anlamı değişmemektedir

“Kitapçı aradım

cümlesinde ise “sayfalardan oluşan ve okunan nesne” olan “kitap” sözcüğü “-cı” yapım ekini alarak bu anlamını yitirmiş, “kitap satılan yer” anlamına gelmiştir Yani “kitap”la bir anlam ilgisi vardır; ama yeni bir sözcük oluşmuştur

Çekim ekleri bir sözcüğe yapım ekinden sonra eklenir Yani önce yapım ekleri, sonra çekim ekleri gelir İstisnaları olsa da bu genel bir kuraldır

Ek ve kök hakkındaki bu genel bilgilerden sonra şimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz

1 İsimden İsim Yapan Ekler

İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir Ancak bu sözcükler sıfat, zarf gibi görevlerde de kullanılabilir

“Kiralık ev vardır

“Sulu yemeleri çok sever

“İşsiz insanlara yardımcı oluyordu

“Büyüyünce futbolcu olacakmış”

“Sınıflara üçer kişi alalım

2 İsimden Fiil Yapan Ekler

İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan fiil türeten eklerdir

“Bahçedeki çiçekleri suladı

“Hastamız nihayet düzeldi

“Arabanın çamurluğu eğrildi

“Dudağın kanamış

“Çocuğunu görünce gözleri yaşardı

“Kulağına ne fısıldadı?”

“Bugün çok geciktin”

“Sonbaharda yapraklar sararır

3 Fiilden İsim Yapan Ekler

Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan isim türeten eklerdir Bunlar da cümlede sıfat, zarf görevlerinde kullanılabilir

“Otobüs durakları yenileniyor

“Ders çalışmak için istek gerekir

“Asırlardır bir yığın dertle uğraşıyoruz

“Evrenin mayası sevgi değil midir?”

“Senin alıngan olduğunu unutmuşum

“Dalgıçlar batan gemiyi arıyor

“Okuyucu eserin kalitesini bilir

“Yazı yazmakta ustalaşmıştı

“Artık elektriklerde kesinti olmayacak

“Bu dağlar arsında geçit var mı?”

4 Fiilden Fiil Yapan Ekler

Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir

“Masadan düşen vazo kırıldı

“Kurşun sesiyle ortalık karıştı

“İnşaatı iki yılda bitirdi

“Küçük köpek, konuklara saldırdı

“Bakkaldan kendine gazete aldırttı

“Bahçedeki çiçekleri koparmışlar

“Savcı bütün dosyaları inceletti

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



İSİM TAMLAMALARI

Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hale gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine isim tamlaması denir

Belli kuralar dahilinde en az iki sözcük bir araya gelerek isim tamlamasını oluşturur

İsim tamlamaları "tamlayan ve tamlanan" olmak üzere iki unsurdan oluşur

Tamlayan birinci sözcük, tamlanan ise ikinci sözcüktürİsim tamlamalarının tamlayanında ilgi, tamlananında ise iyelik eki vardır

1 BELİRTİLİ İSİM TAMLAMASI

Tamlayanın ilgi, tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır

Her iki unsuru da ek olarak oluşturulan bu tür tamlamalarda kuvvetli bir aitlik ilgisi vardır

"Evin kapısı açık kalmış"

cümlesindeki "evin kapısı" söz öbei belirtili isim tamlamasıdır Görüldüğü gibi, her iki sözcük de ek almıştırBu tamlamada iki sözcük arasındaki kuvvetli bir ilişki kendini göstermektedir

Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka sözcükler girebilir

"Kerem'in mavi gömleği güzelmiş"

cümlesinde araya "mavi" sıfatı girmiştir

"-den" hal eki tamlayanda kullanılan ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması kurulabilir

"Resimlerin birini de ben alayım"

cümlesindeki "resimlerin biri" sözü belirtili isim tamlamasıdır Biz bunu "resimlerden birini" biçiminde de söyleyebiliriz Yani sadece tamlayan eki "-in" yerine, aynı işlevi gören "-den" hal ekini getirmiş oluyoruz

Belirtili isim tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabileceği gibi, bir tamlanan birden fazla tamlayana da bağlanabilir

"Evin bahçesi, odaları, mutfağı o kadar geniş ki "

cümlesinde "evin" tamlayan; "bahçesi, odaları, mutfağı" sözcükleri de tamlanandır

2BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI

Tamlayanın ilgi eki almayıp tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır

Bu tür tamlamalarda bir ismin başka bir isme aitliğinden çok bir nesne ya da kavram ismi oluşturmak esastır

"Çocuğun elbisesini alacağız"

cümlesinde "çocuğun elbisesi" tamlaması belirtilidirBu tamlamada belli bir çocuğa ait elbiseden söz edilmektedir

Biz bu tamlamayı;

"Çocuk elbisesi alacağız"

şeklinde söylersek yani "-nın" ekini kaldırırsak tamlama belirtisiz olur Bu durumda belli bir kişiye ait elbiseden değil,genel bir elbise çeşidinden "çocuk elbisesi" nden söz etmiş oluruz

Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan tamlananın neden yapıldığını,neye benzediğini bildirebilir

"Lahana turşusu" , "Erik hoşafı" , "Bulgur pilavı"

Bu tamlamalarda tamlayan tamlananın neyden yapıldığını bildirir

"Deve kuşu" , "Kılıç balığı" , "Küpe çiçeği"

Bu tamlamalarda ise tamlayan tamlananın neye benzediğini bildirir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



3 TAKISIZ İSİM TAMLAMASI

Tamlayanı ve tamlananı ek almamış olan isim tamlamalarıdır

Takısız isim tamlamalarında her iki unsur da ilgi ve iyelik eklerini almaz

Bu tamlamalar iki grupta incelenir

a)Bir şeyin neyden yapıldığını gösterir

"Boynunda altın kolye vardı"

cümlesindeki "altın kolye" sözü kolyenin neyden yapıldığını gösterir

"Cam vazo,çelik tencere,deri mont " tamlamaları da bunlara örnektir

b)Bir şeyin neye benzediğini bildirir

"Altın saçları rüzgarda dalgalanır"

cümlesinde "altın saç" takısız isim tamlamasıdır bu tamlamada "saçlar" altına benzetilmiştir

"Gül yanak, zeytin göz,tilki Rıfkı " gibi tamlamalar takısız isim tamlamasıdır

4ZİNCİRLEME İSİM TAMLAMASI

Tamlayan,tamlananın veya her ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir

Zincirleme isim tamlamaları en az üç ismin bir araya gelmesi ile oluşur

"Macera romanlarının okuyucusu çoktur"

cümlesinde "macera romanları" belirtisiz isim tamlamasıdır Bu tamlamaya "-nın" eklenmiş ve tamlama "okuyucusu" tamlananına bağlanmış Böylece iki tamlama iç içe girmiş ve zincirleme isim tamlaması olmuştur

macera romanları -nın okuyucusu

tamlayan tamlanan _____tamlanan

"Saka kuşunun ötüşü çok hoştu"

cümlesinde "saka kuşunun ötüşü" üç isimden oluşan zincirleme isim tamlamasıdırTamlayan "saka kuşu", tamlanan ise "ötüşü" sözcüğüdür

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



SIFAT (ÖN AD)

İsimleri niteleyen ya da belirten sözcüklere sıfat denir

Sıfatların varlığı isimlere bağlıdırBu nedenle sıfatlar tek başına kullanılmazBu açıdan sıfatlar tamlama olarak karşımıza çıkar

"Güzel kitapları hemen alırım"

cümlesinde güzel sözcüğü kitap isminin özelliğini belirten bir sıfattır Burada "kitap" isminden önce gelerek onun özelliğini belirtmiş ve sıfat olmuştur

Bu nedenle bir sözcük yalnız başına sıfat olamaz Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi mutlaka bir isimle kullanılır

Sıfatlar içinde niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır

A NİTELEME SIFATLARI

Varlıkların yapısal özelliklerini ortaya koyan sıfatlardır Niteleme sıfatları isimlerin nasıl olduğnu bildirir ve isme sorulan "nasıl" sorusuna cevap verir

"Kimsesiz çocuklara yardım edelim"

cümlesindeki "kimsesiz" sözcüğü "çocuklar" ın özelliğini belirtmektedirBu cümlede "çocuklar" ismine "nasıl" sorusunu sorduğumuzda "kimsesiz" cevabını almaktayız

"Siyah gözlükler sana yakışmış"

cümlesindeki "siyah" sözcüğü gözlüğün yapısal özelliğini anlatan bir sıfattır

Nasıl gözlük?

Siyah gözlük

Görüldüğü gibi isme sorulan "nasıl" sorusuna cevap veriyor

Adlaşmış Sıfat

Bazen kişinin tam olarak bilinmediği ya da niteliğinin vurgulanmak istendiği durumlarda isim söylenmeyip sıfat, ismin yerine geçirilebilir Bu tür sözcüklere adlaşmış sıfat denir

Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatlarıyla yapılır

"Akıllı insanlar kendine güvenir"

cümlesinde niteleme sıfatı olan "akıllı" sözcüğü,

"Akıllılar kendine güvenir"

cümlesinde "insanlar" isminin düşmesiyle adlaşmış sıfat olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



B BELİRTME SIFATLARI

Varlıkların diğer varlıklarla ilgileri sonucunda aldığı özellikleri belirten sıfatlardır

Belirtme sıfatları varlıkların geçici özelliklerini belirtirBelirtme sıfatları kendi arasında dört gruba ayrılır

1 İŞARET SIFATI

Varlıkların bulunduğu yerleri gösteren sıfatlardırBu sıfatlar, söyleyen kişinin, sözünü ettiği nesneye uzaklığına göre değişir

"Bu kitabı ben aldım"

cümlesinde yakındaki kitabı,

"Şu kitabı verirmisin"

cümlesinde biraz uzaktaki kitabı,

"O kitabı getirirmisin"

cümlesinde çok uzakta olan ya da,sözü edilen kitabı işaret etme anlamı vardır

Yukarıdaki cümlelerde bulunan "bu,şu,o" sözcükleri işaret sıfatıdır

İşaret sıfatları,isme "hangi" sorusunun sorulmasıyla bulunur

Hangi kitap?

Bu kitap

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



2 SAYI SIFATLARI

İsimlerin sayısal özelliklerini bildiren sıfatlardır

Sayı sıfatları kendi içinde dörde ayrılır

a Asıl Sayı Sıfatları İsimlerin sayılarını kesin olarak belirten sıfatlardır

"Üç arkadaş geziye çıktık"

"İzmir'de on gün kalacaktık"

"Bu çantayı ancak iki kişi taşıyabilir"

b Sıra Sayı Sıfatı Varlıkların sırasını bildiren sıfatlardır

Sıra sayı sıfatları isimlere gelen "-ıncı,-inci" ekleri ile yapılır

"Biz beşinci katta oturuyoruz"

"Buradaki birinci günüm iyi geçmişti"

c Üleştirme Sayı Sıfatı İsimlerin eşit paylara ayrılmış olduğunu belirten sıfatlardır

Bu sıfatlar isimlere getirilen "-ar,-er" eki ile oluşturulur

"Öğrencilere ikişer kitap verildi"

"Her koşulda yarımşar saat kaldık"

d Kesir Sayı Sıfatı[/color] İsimleri kesirli olarak belirten sıfatlardır

[i]"Bu işte yüzde yirmi kâr var"

"Yarım kilo kıyma yeter"

3 BELGİSİZ SIFAT

İsimlerin sayı bakımından belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır

"Bazı işlerde acele edilmeli"

"Birkaç arkadaş dışarıda bekliyor"

Hiçbir emek boşa gitmez"

"Bütün öğrencileri bahçeye çıkarmışlar"

"Her konuda bilgi sahibi olmalıyız"

"Bir gün yine karşılaşırız"

cümlelerinde altı çizili sözcükler belgisiz sıfatlardır

Bu sözcükler, isimleri sayıca belirtmişler, ama onların ne kadar olduğunu belirtmemişlerdir

4 SORU SIFATI

İsimlerin niteliğini,herhangi bir özelliğini soru yolu ile bildiren sıfatlardır

"Nasıl şiirleri beğenirsiniz?"

"Kaçar gün kaldın şehirlerde?

"Kaç soru çözmeli günde?"

"Hangi konuyu işleyeceğiz?"

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



SIFATLARDA KÜÇÜLTME

Sıfat olan sözcüğün anlamında küçültme ya da daralma "-cik,-ce,(-ı)msı,(-ı)mtırak" ekleri ile yapılır

Küçültme sıfatları;bu eklerin getirilmesi ile oluşan sıfatlardır

"Küçük bir evleri vardı"

cümlesinde "küçük" sıfattır ve kendinden sonra gelen ismin niteliğini belirtmektedir

"Küçücük evleri vardı"

cümlesinde "-cik" eki almış "küçücük" sözcüğü de niteleme sıfatıdır Buradaki "küçücük" sözcüün "küçük" sözcüğünden farkı, eklendiği ismin anlamında küçültme yapmış olmasıdır

Küçük ev => küçücük ev

"Ekmek ayvasının ekşimsi bir tadı vardı"

"Üzerine mavimtırak bir ceket giymişti"

"Masada kalınca bir kitap duruyordu"

Yukarıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcükler küçültme sıfatlarıdır

SIFATLARDA PEKİŞTİRME

Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın kuvvetlendirilmesi iki şekilde yapılır

* sıfat olan sözcüğün ünlüye kadarki ilk hecesi alınır, daha sonra "m,p,r,s" harflerinden uygun olanı getirilir En son da sıfat olan sözcük tekrar yazılır

Te-r-temiz => tertemiz

"Çocuklar bembeyaz elbiseler giymişlerdi"

"Dümdüz yolda ilerliyorduk"

"Şöyle yemyeşil çimenlerin üzerine uzansam!"

cümlelerinde altı çizili sözcükler pekiştirme sıfatlarıdır

* Sıfat olan sözcüğün tekrar edilmesi ile yapılır

Örneğin "çeşit" sözcüğünü düşünürsek,bu sözcüğün tekrra ederek bir ismi nitelediği durumlar pekiştirme sıfatıdır

"Çeşit çeşit meyveler vardı masada"

"Bahçede uzun uzun ağaçlar vardı"

"Derin derin ırmaklar aşarak geldik"

cümlelerinde altı çizili sözcükler pekiştirme sıfatıdır

SIFATLARDA DERECELENDİRME

Sıfatlarda derecelendirme "pek, çok, daha, en " gibi sözcüklerle yapılır

"Kardeşin onlardan daha akıllı biri"

cümlesinde "daha" sözcüğü üstünlük,

"En güzel kitap buydu"

cümlesinde "en" sözcüğü en üstünlük,

Çok güzel çiçekleri vardı"

cümlesinde "çok sözcüğü aşırılık anlamı katmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



ZARF (BELİRTEÇ)

İsimlerin varlıkları ya da kavramları karşılar Fiillerin ise hareketleri, oluşları karşılar

Varlıkların nasıl belli nitelikleri varsa, fiillerin de belli nitelikleri vardır İsmin niteliğini bildiren sözcüklere sıfat demiştik Fiillerin niteliğini bildiren sözcüklere de zarf denir

"Güzel bir kitap okuyorum"

cümlesinde "güzel" sözcüğü "kitap" isminin niteliğini bildiriyor, onun nasıl olduğunu açıklıyor Öyle ise bu sözcük sıfat görevindedir

Aynı sözcük;

"Bu kitap daha güzel görünüyordu"

cümlesinde "görünmek" fiilinin nasıl olduğunu bildiriyor İşte bu durumda "güzel" sözü zarftır

Zarflar kendi içinde beşe ayrılarak incelenir:

1 Durum Zarfları

Fiilin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren sözcüklerdir Fiile sorulan "nasıl" sorusuna cevap verir

“Kardeşim, hızlı koşardı

Bu cümlede "hızlı" sözcüğü "koşmak" eyleminin durumunu anlatmaktadır Bunu eyleme sorduğumuz "nasıl" sorusu ile bulabiliriz

"Mobilyalar çok yeni görünüyordu"

– Nasıl görünüyor?

– Yeni görünüyor

"Derdini iyi anlatırsan çözüm bulursun"

"Neden çok sessiz konuşuyorsun?"

cümlelerinde altı çizili sözler durum bildiren zarflardır

2 Zaman Zarfı

Fiilin yapılma zamanını bildiren sözcüklere zaman zarfı denir

Zaman zarfları fiile sorulan "ne zaman" sorusuna cevap verir

"İzmir'den dün geldim"

cümlesinde "dün" sözcüğü,

"Bu konuyu akşam konuşalım"

cümlesinde "akşam" sözcüğü,

"O erken kalkar, geç yatardı"

cümlesindeki "erken ve geç" sözcükleri fiile sorulan "ne zaman" sorusuna cevap veren zaman zarflarıdır

3 Yön Zarfı

Fiilin yöneldiği yeri bildiren sözcüklere yön zarfı denir

Yön zarfları ek almadan kullanılır ve fiile sorulan "nereye" sorusuna cevap verir

Bunlar "aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri" sözcükleri eylemin yönünü belirttiğinde yön zarfı olur

"İsterseniz aşağı inelim"

cümlesinde, fiile "Nereye inelim?" diye sorarsak, "aşağı" cevabı gelir

Bu sözcük ek almadan da kullanıldığına göre yön zarfıdır

Eğer cümle,

"İsterseniz aşağıya inelim"

şeklinde olsaydı, sözcük isim görevinde kullanılmış olacaktı Çünkü ikinci cümlede sözcük, çekim eki alarak kullanılmıştır

aşağı ==> aşağıya

Aşağı inecek misiniz?

Öte git de rahatlayalım

Geri gelmeyi düşünüyorlar mı?

Beri gel de ne ezdiğine bak

İleri git, sonra tekrar gelirsin

Dışarı çıkarsan üşürsün

İçeri gir de, biraz konuşalım

cümlelerinde altı çizili sözcükler yön zarflarıdır

4 Miktar Zarfları

Fiilleri miktar bakımından sınırlandıran sözcüklerdir Miktar zarfları diğer zarflardan farklı olarak fiilin, sıfatın, zarfın miktarlarını da bildirir

Miktar zarfları fiile sorulan "ne kadar" sorusuna cevap verir

"İstanbul'da çok gezdiniz mi?"

cümlesinde "gezmek" fiiline "ne kadar" sorusunu sorarsak "çok" cevabı gelir İşte fiilin miktarını bildiren bu sözcük zarftır

Bu tür zarflar sıfata sorulan "ne kadar" sorusuna da cevap verebilir

Örneğin;

"Çok güzel bir evi vardı"

cümlesinde "ev" isimdir "Nasıl ev?" diye sorarsak "güzel" sıfatı cevap verir

"Ne kadar güzel?" diye sorarsak "çok" cevabı gelir İşte sıfatın derecesini bildiren "çok" sözcüğü zarftır Çünkü burada çok olan güzelliktir

Bu tür zarflar, başka bir zarfın derecesini de bildirebilir Bu durumda zarfa sorulan "ne kadar" sorusuna cevap verir

"Çok hızlı koşuyor"

cümlesinde "koşuyor" fiildir

"Nasıl koşuyor?" diye sorarsak "hızlı" zarfını buluruz

"Ne kadar hızlı?" diye sorduğumuzda ise "çok" cevabı gelir

Zarfın derecesini bildiren bu sözcüğe de zarf diyoruz

“O, bu derse pek çalışmadı

“Pek sağlam bir ayakkabıya benzemiyor

“Pek akıllısın sen de!”

"Ne kadar" sorusu elbette sadece zarfı buldurmaz

"Fazla mal göz çıkarmaz"

cümlesinde altı çizili sözcük "mal" isminin miktarını bildirdiği için sıfattır Çünkü isimlerin zarfı olmaz

5 Soru Zarfı

Cümlelerde zarfları bulmak için kullandığımız sorular vardı

"Sizi nasıl tanımam?"

"Gittiği yerden ne zaman dönecek?"

"Ne kadar hızlı yürüyor?"

"Neden söz vermesine rağmen gelmiyor?"

"Ne konuşup duruyorsun ki?"

cümlelerinde altı çizili sözcükler soru zarfıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



ZAMİR (ADIL)

İsim olmadıkları halde isim gibi kullanılan,isimlerin yerini tutan kelimelerdir

Zamirler sözcük ve ek durumunda olmak üzere ikiye ayrılır

A Sözcük Halindeki Zamirler

1- Kişi Zamirleri

2- İşaret Zamirleri

3- Belgisiz Zamirler

4- Soru Zamirleri

B Ek Halindeki Zamirler

1- İlgi Zamiri

2- İyelik Zamiri

A SÖZCÜK HÂLİNDEKİ ZAMİRLER

Sözcük durumundaki adıllar da kendi aralarında şahıs, gösterme, belgisiz ve soru olmak üzere dörde ayrılır

1 Şahıs (Kişi) Zamirleri

Sadece insan isimlerinin yerini tutan zamirlerdir Sözü söyleyenle diğerlerini ayırmada kullanılır Üç tekil, üç de çoğul olmak üzere altı şahıs zamiri vardır Bunlara kişi adılı da denir

Bu zamirler; “ben, sen, o, biz, siz, onlar” dır

“Size ben yardım ederim

"O, sana mektup göndermiş

Şahıs zamirlerinin yerine kullanılabilen, ama esas olarak şahıs zamirleriyle birlikte kullanılarak cümledeki anlamı pekiştiren “kendi” zamiri vardır Bu zamire “dönüşlülük” zamiri de denir

Dönüşlülük zamirlerinin asıl görevi anlamı pekiştirmektir

“Bu kitabı ben yazdım

“Bu kitabı ben kendim yazdım

İki cümle arasındaki anlam derecesi açıkça görülmektedir

2 İşaret (Gösterme) Zamirleri

İsimleri, yerini işaret yoluyla, göstererek tutan zamirlerdir

Gösterme adılları tekil ve çoğul olarak kullanılabilir Asıl işaret zamirleri “bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar” dır

"Bu bana dedemden kaldı

"O dün kapıya bırakılmış

"Şunlar neden masanın üzerinde duruyor?”

"Şu senin değil mi?”

"Bunlar en sevdiğim kitaplarımdır

İşaret zamirleri varlıkların mesafesini belirtmek için kullanılır

Yakında olan için : bu

Biraz uzakta olan için : şu

En uzakta olan için : o

işaret zamirleri kullanılır

“O ve onlar” zamirleri hem işaret hem de şahıs zamiri olarak kullanılabilirBu zamirler insan isimlerinin yerine kullanılırsa şahıs, insan dışındaki nesnelerin yerine kullanılırsa işaret zamiridir

"O, tatilde dayısının yanına gidecek

"Onlar, sınıfın en çalışkan öğrencileridir

cümlelerindeki altı çizili zamirler insanların yerine kullanıldığından şahıs zamiri,

"O, okula giderken cebinden düşmüş

"Onlar, bayatladığı için çöpe atılacak

cümlelerindeki altı çizili zamirler, insan dışındaki nesneleri karşıladığı için işaret zamiridir

3 Belgisiz Zamirler

İsimlerin yerini belli belirsiz, kesin olmayacak şekilde tutan zamirlerdir Hangi varlığın yerini tuttukları açıkça belli değildir Bunlara belirsizlik adılı da denir

Başlıca belgisiz zamirler şunlardır:

“Bazısı, kimi, çoğu, hepsi, birkaçı, birçoğu, tümü, tamamı, herkes, hiçbiri, biri, falan, şey

"Biri bizi gözetliyor

"Herkes bu kitabı okusun

"Öğrencilerin çoğu Türkçeyi sever

"Kimler ödevini yapmamış?”

4 Soru Zamirleri

İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir Esas soru zamirleri “kim” ve “ne” dirBunun yanında soru bildiren diğer sözcükler de soru zamiri olarak kullanılabilir

“Annem sana ne dedi?”

“Bu çocuk da kim ?"

“Bu saate kadar nerede kaldın

“Şimdi nereye gidiyoruz?”

“Soruların kaçını çözmüş?”

“Bu işi kime danışalım?”

“Hanginiz bu soruyu çözecek

Soru zamiri olarak kullanılabilecek diğer sözcükler şunladır:

“Nere, nereye, nerede, nereden, kime, kimde, kimden, kimi, kaçı, kaçımız, hanginiz

B EK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER

1 İyelik Zamirleri

İsimlere getirilerek, onların ait olduğu kişiyi bildiren zamirlerdir

1 tekil - m________1 çoğul - miz

2 tekil - n_____-___2 çoğul - niz

3 tekil - ı_________3 çoğul - ları

“Okulumuz ana yolun kenarındadır

“Annesi güzellik salonu açmış

Kısacası, isim tamlamalarının tamlananlarında bulunan eklere iyelik zamiri denmektedir İyelik ekleri aynı zamanda iyelik zamiridir

2 İlgi Zamirleri

Cümlede daha önce geçmiş bir ismin ya da isim tamlamalarında tamlananın yerini tutan ek hâlindeki “-ki” zamiridir Bu zamir kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır

“Bizim arabamız sizinkinden eski

“Bahçedekiler içeri girsin

“Üzerindeki sana çok yakışmış

cümlesindeki altı çizili sözcüklerdeki “-ki” eki ilgi zamiridir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



FİİLLER (EYLEMLER)

Bir oluşu, bir durumu veya bir kılışı kip ve kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere denir

Pratik olarak ismi fiilden ayırmak için –me, -ma olumsuzluk ekini ya da –mak ,-mek mastar ekini kullanırızEğer bir kelimenin sonuna –ma ,-me olumsuzluk ekini ya da –mak ,-mek mastar ekini getirebiliyorsak o kelime fiil demektirGetiremiyorsak o kelime isim soylu bir kelimedir

Geldi--------- gelmedi ,gelmek

Oturmuş------ oturmamış, oturmak

Söylüyorum---------- söylemiyorum, söylemek

Yukarıdaki kelimelere –ma,-me ve –mak,-mek getirebilmekteyiz Öyleyse bu kelimeler fiildir

Kitap--------- kitapma , kitapmak

Yukarıdaki ‘kitap’ sözcüğüne ise bu ekleri getiremiyoruzÖyleyse bu kelime isimdir

Fiiller, anlattıkları hareketin niteliğine göre değişik özellikler gösterirBunları üç grupta inceleyebiliriz:

a) Kılış fiilleri

b) Durum fiilleri

c) Oluş fiilleri

Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak şu bilgiyi kullanabiliriz:

- Eğer bir fiil geçişli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir

Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek…

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere "neyi kırmak?, neyi atmak…" sorularını yöneltebiliyoruz

Öyleyse bu fiiller geçişlidir ve geçişli olduğu için de kılış fiilidir

- Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluş fiilidir

Sararmak ,Yaşlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak…

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçişli olmadığı için kılış fiili olamazBir hareket olmadığı için ve eylem öznenin kendi isteği dışında gerçekleştiği için bu fiiller oluş fiilidir

- Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteği ile gerçekleşiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir

Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,ağlamak…

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kişinin kendi isteğiyle gerçekleşmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir

Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir

FİİL ÇATISI

Fiilin cümlede nesne ve özne ile olan ilgisine fiilin çatısı denir Bu ilgiden dolayı fiil çatısı nesnelerine göre ve öznelerine göre olmak üzere ikiye ayrılır

1) Nesne Alıp Almamalarına Göre Fiillerde Çatı

Nesne, yüklemin bildirdiği eylemden etkilenen varlıktır Türkçe'de bazı cümlelerde nesne bulunabildiği halde bazı cümlelerde nesne bulunması mümkün değildir Bunun için de nesne alıp almamalarına göre fiiller ikiye ayrılır:

a) Geçişli fiiller: Nesne alan fiillere geçişli fiil denir Türkçe'de kılış bildiren fiiller genellikle geçişlidir: açmak, bağlamak, atmak, çözmek gibi Geçişli fiillere neyi, kimi soruları sorulduğunda cevap alınır Geçişli fiillerin yüklem olduğu cümlelerde, söylenmek istenmezse, nesne bulunmayabilir

b) Geçişsiz fiiller: Nesne almayan fiillere geçişsiz fiil denir Geçişsiz fiillere neyi, kimi soruları sorulduğunda cevap alınmaz Türkçe'de oluş bildiren fiiller genellikle geçişsizdir: uyumak, ölmek, düşmek, susmak gibi Geçişsiz fiillerin yüklem olduğu cümlelerde nesne bulunmaz

Geçişsiz fiiller ek yardımıyla geçişli hale getirilebilir Böyle fiillere oldurgan fiil denir Örnek: üşümek/üşü-t-mek, uyumak/uyu-t-mak, yatmak/yat-ır-mak, susmak/sus-tur-mak

Geçişli fiillerin geçişlilik dereceleri ek yardımıyla artırılabilir: Bu tür fiiller ettirgen adını alır Bu fiiller öznesine göre de ettirgen olarak isimlendirilir al-dır-t-tır-mak, bul-dur-t-tur-mak, yaz-dır-t-tır-mak

Dilimizde bazı anlamlarıyla çeşitli, bazı anlamlarıyla geçişsiz olan fiiller de vardır:

Bugün de geçti: Geçmek, geçişsizdir

Irmağı yüzerek geçti: Geçmek, geçişlidir

Bu yıl ekinler iyi sürdü: Sürmek (büyümek), geçişsizdir

Bu yıl tarlasını iyi sürdü: Sürmek, geçişlidir

Turfanda patates çıktı: Çıkmak, geçişsizdir

Bu yokuşu yorulmadan çıktı: Çıkmak geçişlidir

Uyarılar:

• Bir cümlede fiil geçişli olduğu halde nesne kullanılmamış olabilir Bu durumda fiilin çatısı değişmez

• Bazı fiiller cümledeki kullanımına göre geçişli ya da geçişsiz olabilir

2) Öznelerine Göre Fiillerde Çatı

Özne, cümlede yüklemin bildirdiği, belirttiği işi yapan veya bir oluşa konu olan öğedir Öznelerine göre fiilin çatısı etken, edilgen, dönüşlü, işteş ve ettirgen olmak üzere beşe ayrılır:

a) Etken fiiller: Çatı eki almamış, gerçek öznesi belli olan fiillere etken fiil denir Etken fiillerin öznesi yapıcı olduğundan fiil doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatır

"O derslerine zamanında çalışır" cümlesinde "çalışır" fiili etkendir; çünkü çalışma eylemini yapan o'dur, yani bellidir "Bu kitapları senin için aldım" cümlesinin yüklemi aldım etkendir Öznesi gizli özne olmasına rağmen ben olduğu anlaşılmaktadır "O filmi mutlaka görmelisin" cümlesinin de yüklemi görmelisin fiilinin gerçek öznesi gizli özne olan sen'dir ve etkendir

b) Edilgen fiiller: -l ve -n edilgenlik etkenlerinden birini alan ve gerçek öznesi belli olmayan, sözde öznesi bulunan fiillere edilgen fiil denir Edilgen çatılı fiillerde özne eylemi yapan ya da bir oluş, bir durum içinde bulunan varlık değil, yüklemin bildirdiği eylemden etkilenen varlıktır O halde edilgenlik eki almış fiillerin sözde öznesinin bulunması için geçişli olması gerekir: "Ahmet bu yeni kitabı almış" cümlesinin yüklemi geçişli olan almaktır Bu fiilin edilgeni al-ı-n-mak yüklem olduğu zaman cümle "Bu yeni kitap alınmış" olur Yani geçişli yüklem (fiil), edilgenlik eki aldığı zaman, cümlenin öznesi düşer, nesne de hal (durum) ekini atarak özne yerine geçer ki, bu özne sözde öznedir

"Mustafa tatilde Devlet Ana'yı okumuş" Okumuş yükleminin edilgeni oku-n-muş'tur Yüklem okunmuş olunca cümle "Tatilde Devlet Ana okunmuş" olur

Geçişsiz fiillerin edilgenlik eki almış şekilleri yüklem olduklarında, cümlede özne yerine geçecek (sözde özne olacak) nesne bulunmadığından öznesiz bir cümle kurulur:

"Mustafa dün Çamlıca'ya gezmeye gitti" cümlesinin yüklemi olan "gitti"nin edilgeni "gidildi"dir Gidildi yüklem olunca, cümle, "Dün Çamlıca'ya gezmeye gidildi" olur

Bu cümlede ise sözde özne yoktur Yani cümle öznesizdir: O halde geçişsiz edilgen çatılı fiillerin yüklem olduğu cümlelerde özne yoktur

Örneklerde görüldüğü gibi geçişsiz edilgen fiillerin ancak üçüncü tekil kişileri kullanılır

Edilgen çatılı fiillerin gerçek öznesi bazen cümle içinde verebilir Ancak bu özne cümlenin öznesi olarak değil, tarafından tümlecinin tamlayıcısı olarak cümleye girer:

Bu masa, Müdür Bey tarafından alındı

Vatan Yahut Silistre devlet tiyatrosu oyuncuları tarafından oynandı

c) Dönüşlü fiiller: Dönüşlü çatı ekleriyle oluşturulan ve öznenin yaptığı işin doğrudan doğruya tekrar özneye döndüğünü bildiren fiillerdir Dönüşlü fiillerde -istisnalar dışında- özne ile nesne aynı varlıktır Türkçe'de dönüşlü çatılı fiiller -(ı)n ekiyle kurulur -(ı)l ve (ı)ş ekleriyle de dönüşlü görünümünde çatılar kurulabildiği söylenmekte ise de böyle fiillerde dönüşlülük anlamı belirgin değildir

"Arkadaşın ne çok övündü" cümlesinin yüklemi dönüşlülük eki almış öv-ü-n-düdür Övündünün bu cümleye kattığı anlam ise arkadaşın kendisi kendisini övdüdür

O her akşam yıkanır: O, her akşam kendisi kendisini yıkar

Faruk her sabah taranır: Faruk her sabah kendisi kendisini tarar

"Gelen darbelerden ustaca korundu", "O, gelen darbelerden kendisi kendisini ustaca korudu" Bu cümlelerde bildirilen eylemi yapan da, bu eylemden etkilenen varlık da öznedir Bunlar gibi süsle-n-mek, söyle-n-mek, döv-ün-mek, fiilleri de dönüşlüdür

Dönüşlü fiillerin özne ve nesnelerinin aynı varlık olmasına rağmen bazı dönüşlü fiiller nesne alabilir

Bavulunu yüklendi: Yüklendi fiili dönüşlüdür; bavulunu cümlenin nesnedir

Dün madalyalarını takındı: Takındı fiili dönüşlüdür; madalyalarını cümlenin nesnedir

Cansız öznelerin eylemleri dönüşlü olamaz Çünkü cansız öznelerin bir eylem yapması söz konusu değildir "Yeni ev boyandı" cümlesindeki boyandı eylemi dönüşlü değil, edilgendir Evin, kendi kendini boyama özelliğine sahip olması mümkün olmadığına göre boyama eylemini başkası yapmıştır Ancak "Candan iyice süslenmiş" cümlesinin öznesi Ayşe, kendi kendini süsleme özelliğine sahip olduğu için süslenmiş yüklemi dönüşlüdür

"Hami bugün çok yoruldu" Yor-u-l-du yükleminin aldığı "l" ekinin cümleye kendi kendini yordu anlamı kattığı belirgin değildir Bunun gibi üz-ü-l-mek, sık-ı-l-mak, kız-ı-ş-mak fiillerinde de dönüşlülük anlamı belirgin değildir

d) İşteş fiiller: Bir işin birden çok özne tarafından yapıldığını belirten fiillerdir Türkçe'de işteşlik eki (i)ş'dir Bul-u-ş-mak, at-ı-ş-mak, bağ(ı)r-ı-ş-mak, kaç-ı-ş-mak birer işteş fiildir

İşteş fiillerin bildirdiği eylemi özneler ya beraber (ortaklaşa) ya da karşılıklı yaparlar

Birlikte (ortaklaşa) işteş fiiller: İşin, oluşun, hareketin iki ya da daha çok özne tarafından birlikte yapıldığını bildiren fiillerdir

"Saatlerce durakta bekleştiler"

cümlenin öznesi olan onlar hep beraber bekleşmişlerdir Aynı şekilde "Kanaryalar ne güzel ötüşüyor" Baharda kuzular meleşir," cümlelerinin yüklemleri olan ötüşmek, meleşmek fiillerinin de ortaklaşa işteş anlamı vardır

Karşılıklı işteş fiiller: İşin, oluşun, hareketin iki ya da daha çok özne tarafından karşılıklı yapıldığını bildiren fiillerdir

"İki kardeş hasretle kucaklaştılar"

cümlesinin öznesi olan iki kardeş, yüklemin bildirdiği kucaklama eylemini karşılıklı yapmıştır "Bunun için Bu insanlar neden dövüşür? Çocuklar niye atışmışlar İki arkadaş buluştular Yolcular yine çekişiyorlar Kore'de göğüs göğüse vuruştular Onlar sık sık görüşürler" cümlelerinin yüklemleri olan dövüşmek, atışmak, buluşmak, çekişmek, vuruşmak, görüşmek fiillerinin de karşılıklı işteş anlamı vardır

Nitelikte eşitlik bildiren fiiller:Bu fiiller sıfat olarak kullanılan kelimelerden le+ş ekiyle türerler Beyazlaşmak, güzelleşmek, iyileşmek nitelikte eşitlik bildiren fiillerdir

"Bu yaz çok esmerleşmiş"

cümlesinin yüklemi olan esmerleşmek fiilinin anlamı esmere eşit bir görünüm kazanmadır

"Günden güne güzelleşiyor" cümlesindeki güzelleşmek fiilinin anlamı ise güzele benzemektir

e) Ettirgen fiiller: (i)r, -t, -tir (dir) çatı eklerini alarak eylemin özne dışındaki başka bir varlığa yaptırıldığını, başka bir nesneye aktarıldığını gösteren fiillere ettirgen fiil denir Ettirgen çatı, geçişli ve oldurgan fiil kök ve gövdelerine ettirgenlik eklerinden bir getirilerek yapılır

Uyarılar:

• Bir fiilin çatısı incelenirken o fiilin cümlede kazandığı anlama dikkat etmelidir Bu yapılmazsa dönüşlü fiillerle edilgen fiiller karıştırılabilir

• Dönüşlü fiiller genellikle nesne almaz

• Edilgen fiillerin yüklem olduğu bazı cümlelerde sözde özne olmayabilir ("İstanbul'daki camilere gidildi" cümlesinde olduğu gibi)

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



FİİLLERDE KİP

Fiillerin, zaman ve anlam özelliklerine göre, türlü eklerle biçimlenmelerine kip denir

Fiil kipleri iki çeşittir: Bildirme (haber) kipleri ve dilek (isteme) kipleri

1 Bildirme (haber) kipleri

a) Görülen geçmiş zaman kipi: Fiil kök ya da gövdelerine -di (-dı, -du, -dü) eki getirilerek yapılır: gel-di, al-dı, bul-du, gör-dü Bu kip, geçmişte gerçekleşmiş; fakat örülen, bilinen bir eylemi anlatmak için kullanılır

b) öğrenilen geçmiş zaman kipi: Fiil kök ya da gövdelerine -miş (-mış, -muş, -müş) eki getirilerek yapılır: bil-miş, al-mış, dur-muş, gör-müş Bu kip geçmişte gerçekleşmiş; ancak kişinin bunu bizzat görmediğini, başkasından duyduğunu ya da öğrendiğini ifade etmek için kullanılır -miş eki, eklendiği kelimelere türlü anlamlar katabilir: Elim kanamış (farkında olmama) Biz senin gibileri çok dinlemişiz (övünme) gibi

c) Şimdiki zaman kipi: Fiilin bildirdiği işin, oluşun ve hareketin içinde bulunan zamanda başladığını, olduğunu ya da sürdürüldüğünü bildirir Şimdiki zaman kipi -yor ekiyle yapılır: al-ı-yor, gör-ü-yor, bil-i-yor, tut-u-yor

d) Gelecek zaman kipi: Fiilin bildirdiği işin, oluşun, hareketin, içinde bulunulan zamandan sonra olacağını, yapılacağını bildirir Bu kip -ecek, -acak ekiyle oluşturulur: gel-ecek, al-acak, bil-ecek, sor-acak

e) Geniş zaman kipi: Fiilin bildirdiği işin, oluşun ve hareketin eniş bir zaman içinde yapıldığını, yapılacağını bildirir Geniş zaman kipi fiil kök ya da gövdesine -r, (e)r, (i)r, eklerinden biri getirilerek yapılır: gel-ir, bil-ir, al-ır, sor-ar, gör-ür, oku-r

2 Dilek(tasarlanma)kipleri

Bu kipler, fiilin bildirdiği işe, oluşa ve harekete dilek, istek, gereklik ya da emir anlamı katar Dilek kipleri şunlardır:

a) Dilek-şart (koşul) kipi: Dilek anlamı taşıyan bu kip fiilin kök ya da gövdesine -se, -sa eki getirilerek yapılır: gel-se, al-sa, bil-se, anla-sa

b) İstek kipi: Fiilin bildirdiği işe, oluşa, harekete istek anlamı katan bu kip -e, -a ekiyle yapılır: gel-e, al-a, bul-a, sor-a

c) Gereklilik kipi: Fiilin bildirdiği için, oluşun, hareketin olması, yapılması gerektiğini bildiren bu kip -meli (-malı) ekiyle kurulur: gel-meli, al-malı, sor-malı, bil-meli

d) Emir (buyurma) kipi: Fiilin bildirdiği işin, oluşun hareketin gerçekleşmesi için kullanılır Emir kipinin I tekil ve I çoğul kişileri yoktur II tekil kişisi eksizdir II çoğul kişi in, -iniz ekiyle yapılır: gel-in (gel-iniz), al-ın (al-ınız) gibi III tekil kişisi ise -sin (-sın, -sun, -sün) ekiyle yapılır: bil-sinler, al-sınlar, dur-sunlar, gör-sünler gibi

Emir kipinin dilek anlamında kullanıldığı da olur:

Allah yardımcıları olsun

Allah'ım milletimizi koru

Siz de insanlara acıyın

FİİLLERDE ZAMAN

Fiillerin bildirdiği temel anlamlardan biride zamandır Türkçe'de: 1) Eylemin yapılıp bittiğini haber veren geçmiş zaman; 2) Eylemin yapılmakta olup devam ettiğini bildiren şimdiki zaman; 3) Eylemin gelecekte yapılacağını bildiren gelecek zaman olmak üzere üç ana zaman vardır

Fiillerin bildirdiği zaman, basit ve birleşik zaman olmak üzere ikiye ayrılır:

1) Basit zamanlar

a) Görülen geçmiş zaman, (-di): gel-di-m

b) Öğrenilen geçmiş zaman, (-miş): gel-miş-i-m

c) Şimdiki zaman, (-yor): gel-i-yor-u-m

d) Gelecek zaman, (-ecek): gel-ece(k)-i-m

e) Geniş zaman, (i/e)r: gel-ir-i-m

Basit Zamanlı Bir Fiilin Yapısı

2) Birleşik zamanlar

a) Hikâye birleşik zamanı, (-di): gel-di-y-di-m

b) Rivayet birleşik zamanı, (-miş): gel-iyor-muş-u-m

c) Şart birleşik zamanı, (-se, -sa): gel-miş-se-m

Yukarıdaki fiillerin açık şekli geldi idim, geliyor imişim ve gelmiş isem'dir

Birleşik Zamanlı Bir Fiilin Yapısı

Yazmak fiilinin şimdiki zamanın şartına göre çekimi:

yaz-ı-yor-sa-m

yaz-ı-yor-sa-n

yaz-ı-yor-sa-

yaz-ı-yor-sa-k

yaz-ı-yor-sa-nız

yaz-ı-yor-lar-sa

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



EK-FİİL

Ek-fiil, isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan ya da basit zamanlı fiillerin sonuna gelerek bu fiilleri birleşik zamanlı fiile dönüştüren ek hâlindeki fiildir "imek" fiilinin ek olarak kullanımıdır

•Genellikle bitişik yazılır

•Ek-fiilin dört kipi vardır

1- Geniş Zaman

İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar Üçüncü kişilere "-dir" eki getirilir

"öğretmenim, öğretmensin,öğretmen(dir), öğretmeniz, öğretmensiniz, öğretmendirler/ öğretmenlerdir"

Olumsuzu "değil" kelimesi getirilerek yapılır: "yorgun değilim, yorgun değilsin, yorgun değil, yorgun değiliz, yorgun değilsiniz, yorgun değiller"

"Öğretmenim yurtdışına gitti" cümlesinde "öğretmen" kelimesi iyelik eki almıştır "Ben Kadıköy'de öğretmenim" cümlesinde ek-fiil almış ve yüklem olmuştur

Üstümüze doğan bir güneşsin sen

Her taraf bugün bir başka güzel(dir)

Uyarı: Ek-fiilin en zor anlaşılan ve karıştırılan kipi şimdiki zaman kipidir

2- Görülen Geçmiş Zaman

Ek-fiilin görülen (bilinen) geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu gösterir

"sevinçli idim, sevinçli idin, sevinçli idi, sevinçli idik, sevinçli idiniz, sevinçli idiler"

"sevinçli değildim, sevinçli değildin, sevinçli değildi, sevinçli değildik, sevinçli değildiniz, sevinçli değildiler (değillerdi)"

Uyarı: ek-fiilin üçüncü çoğul şekli iki türlü de çekilir: sevinçli değildiler (değillerdi)"

Bir güzelin hayranıydım

Dün daha heyecanlıydın

Dayım çok merhametli biriydi

3- Öğrenilen Geçmiş Zaman

Ek-fiilin öğrenilen (duyulan) geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların öğrenilen geçmişteki durumunun başkasından duyulduğunu anlatır

"küçük imişim, küçük imişsin, küçük imiş, küçük imişiz, küçük imişsiniz, küçük imişler"

Genellikle bitişik yazılır, burada ek-fiil daha iyi görülsün diye ayrı yazılmıştır

"küçük değilmişim, küçük değilmişsin, küçük değilmiş, küçük değilmişiiz küçük değilmişsiniz küçük değilmişler (değillermiş)"

"Suçlanan sadece benmişim"

"Meğer sen ne çalışkanmışsın"

"Adam yirmi yıldır evine hasretmiş"

"Ben iyi bir okurum" Ek-fiilin geniş zamanı

Hep iyi kitaplar okurum Geniş zaman 1 tekil şahıs eki

"Benim okurum anlayışlıdır" İyelik eki

Uyarı: Yukarıdaki cümlelerde "-um" ekinin farklı üç görevde kullanıldığını görüyoruz Aralarındaki farkı kavradıysa ek-fiil konusunu öğrenmişiz demektir

4- Şart Kipi

İsimler -se eki alarak dilek-şart bildirdiklerinde ek-fiil almış olurlar Diğer ek-fiil ekleri ismi yüklem yaptığı halde şart kipi ismi yüklem yapmaz Devamında isim veya fiil mutlaka bir yüklem bulunur Sadece eksiltili cümlelerde yüklemi olmayabilir

"memnunsam, memnunsan, memnunsa, memnunsak, memnunsanız, memnunlarsa"

olumsuzunda ise ek-fiil "değil" kelimesinden sonra gelir

"memnun değilsem, memnun değilsen, memnun değilse, memnun değilsek, memnun değilseniz, memnun değillerse"

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



EDAT (İLGEÇ)

Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan sözcüklerdir

Kimi edatlar cümlede tek başına kullanılıyor olsa bile, anlamlı olması ancak cümle içinde kullanılmasına bağlıdır

"İçin, kadar, göre, doğru, sonra, dolayı, beri, gibi, yalnız, ile…"

belli başlı edatlardır

Edatlar, sözcük türü olarak bağlaçlara yakın olduğundan bazen onlarla karıştırılabilir

Önce karışan edatlardan başlayarak önemli olanları inceleyelim

Edat olarak cümlede değişik anlamlar verecek biçimde kullanılır Daha çok kendinden önceki sözcüğe eklenerek "- le, - la" biçiminde görülür

"Almanya'ya uçak ile gidecekmiş"

cümlesinde araç bildirir

"Yarın arkadaşlar ile balığa gideceğiz"

cümlesinde birliktelik bildirir

"Davranışının doğru olmadığını güzellikle anlat"

cümlesinde durum bildirir

Burada "ile"nin edat ve bağlaç oluşu arasındaki ayrımı da belirtelim

Cümlede "ile" sözünün olduğu yere "ve" sözünü koyduğumuzda anlam bozukluğu oluyorsa "ile" edat; olmuyorsa bağlaçtır

"Ben öykü ile şiiri çok severim"

cümlesinde "ile" bağlaçtır Çünkü bu cümlede "öykü - şiir" sözcüklerini birbirine bağlamıştır Ayrıca bu cümlede "ile" yerine "ve" sözcüğü getirilebilir:

"Ben öykü ve şiiri çok severim"

Ama;

"Ben yıllardır öykü ile uğraştım"

cümlesinde "ile" sözcüğü yerine "ve" getiremeyiz:

"Ben yıllardır öykü ve uğraşırım"

Görüldüğü gibi "ile" yerine "ve" getirilemiyor Demek ki bu cümlede "ile" edattır

Bunların dışındaki edatları cümlelerle gösterelim

"Buz gibi limonatayı içiverdi"

"Bu hediye etmek için mi aldın?"

"Aslında onun kadar çalışmadım"

"Sabaha doğru eve varabildi"

"Şimdiye dek hiçbir konuda başarılı olamadın"

"O günden sonra Ayhan ile hiç görüşmedim"

cümlelerindeki altı çizili sözcükler edattır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



BAĞLAÇLAR

Kendi başına bir anlamı olmayan, cümlede eş görevli söz ya da söz öbeklerini hatta cümleleri birbirine bağlayan sözcüklerdir

Bağlaçlar edatlardan farklı olarak cümle içinde bağladıkları sözlerin görevlerinde herhangi bir değişme yapmazlar, cümleden çıkarıldıklarında anlamda değişme olsa bile bozulma olmaz

1 “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI

Aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlar

"Çiçekçiden karanfil ve gül aldım"

"Evin ve bahçenin kapısı açıktı"

"Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık"

"Evle okul arasında mekik dokuyor"

UYARI : Biri bağlaç diğeri edat olan iki çeşit “ile” vardırBir cümlede “ile”nin yerine “ve”yi getirebiliyorsak bağlaç, getiremiyorsak edattır

Örn: "“Bazen yandık bazen menekşelerle söyleştik(Edat)

2 “DE” BAĞLACI

* Eşitlik, gibilik anlamı katar

"O filmi ben de seyrettim"

"Bence Aslı da bu işten anlamıyor"

* Abartma anlamı katar

"Çocuğun okuduğu şiir de şiirdi hani"

"Aldıkları araba da araba yani"

* Küçümseme anlamı katar

"Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim"

"Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun"

"Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak"

* Sitem anlamı katar

"Okula kadar geldin de bir selam vermedin"

"İzmir’e kadar geldin de yanıma uğramadın"

* Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar

"Kardeşin de mi bizimle gelecek?(Şaşma)"

"Ufaklık, kalemi vermem de vermem,diyor(İnat)"

"Ailesiyle kavga etti de evi terk etti(Sebep)"

"Dışarı çık da göreyim"

* Ama, fakat anlamında kullanılır

"Pansiyona kaydını yaptı da yerleşmedi"

"Bize gelmiş de fazla kalmamış

UYARI: Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan iki çeşit “de” vardır “De”yi cümleden çıkardığımızda cümlenin yapısı bozulursa ektir bitişik yazılır, bozulmazsa bağlaçtır ayrı yazılır

Örnek: "Bakkalda sebze de satılıyormuş"

"Ayşe de okulda kalmış"

(altı çizili "de" bağlaçtır)

3 “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI

* Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar

"Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı"

"Her sabah spor yapıyor ama zayıflayamıyordu"

* Koşul, pekiştirme anlamı katar

"Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin"

"Seninle sinemaya gelirim ama işim olmazsa"

"Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın"

"Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var"

"Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı"

4 “ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI

* Ama, fakat anlamında kullanılıyorsa bağlaç,

* Bir tek,sadece anlamında kullanılıyorsa edat,

* Önündeki ismi niteliyorsa sıfat,

* Fiili niteliyorsa zarftır

"Geziye yalnız bizim sınıf katıldı" (edat)

"Bu adam evde yalnız yaşıyor" (zarf)

"Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar" (sıfat)

"Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de değişmez" (bağlaç)

"Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin" (edat)

"Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim" (zarf)

"Bütün gün evde yalnızdım" (adaşmış sıfat)

"Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken kalkmalısın" (bağlaç)

5 “Kİ” BAĞLACI

* Özneyi pekiştirir

"Ben ki yedi iklimin padişahıyım"

"Sen ki Fransa eyaletinin valisisin"

* Neden-sonuç vardır

"Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor"

"Sana değer veriyorum ki seninle konuşuyorum"

* Kuşku, yakınma, şaşma, amaç-sonuç, tahmin

"Beni tanımıyorsun ki…" (Yakınma)

"Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm" (Şaşma,)

"Arabayı o çizmiş olabilir mi ki? (Kuşku)

"Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın" (A-S)

"Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış" (tahmin)

6 “HEM…HEM” BAĞLACI

Karşılaştırılan iki unsurun hepsi anlamını vermektedirEş görevli sözcükleri bağlar

"Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış"

"Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor"

"Hem çalışıyor hem üniversite okuyor"

7 "NE…NE" BAĞLACI

Cümleyi anlamca olumsuz yaparKarşılaştırılan iki unsurun hiçbiri anlamını verir

"Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol"

"Adam kızını ne arıyor ne soruyor"

"Ne kızı veriyor ne dünürü küstürüyor"

"Bu konu ne seni ne beni ilgilendirir"

NOT: İki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa “ikisinin arası, ortası” anlamı verir

Örnek: "Kız ne zayıf ne şişman biriydi"

"Konuşan adam ne uzun ne kısaydı"

8 "YA…YA" BAĞLACI

Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade etmek için kullanılır

"Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin"

"Aynayı ya Ayşe ya Özlem kırmıştır "

"Ya salonun ya mutfağın penceresi kırıldı"

"Takıma ya beni ya onu alacaksın"

9 DİĞER BAĞLAÇLAR

"Ogün okula gelemedim çünkü çok hastaydım "

"Bu maçı kazanacağız hatta şampiyon olacağız"

"Mademki söz verdin, sözünü tutacaksın"

"Bu mağazada elbiseler çok güzel üstelik çok ucuz"

"Sanki dağları sen yarattın"

"Meğer bütün evi o dağıtmış"

"Eğer kardeşine uğrarsan selamımı söyle"

"Çok geç kaldılar; yoksa kaza yaptılar"

"Ders çalışmıyor; üstelik yaramazlık yapıyor"

"Önce bunlardan yani çok iyi bildiğiniz sorulardan başlayın"

"Bizde yahut sizde çalışabiliriz"

"İster yazarsın ister yazmazsın"

Alıntı Yaparak Cevapla

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları

Eski 10-09-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dilbilgisi Ve Türkçe Dilbilgisi Kuralları



KELİME (SÖZCÜK)

Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime denir Kelime, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır Kelimelerin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesiyle anlaşma sağlanır

KELİMEDE ANLAM

Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır Sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler

Anlam bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki anlam ilişkileri şunlardır:

A ANLAM BAKIMINDAN KELİMELER

Kelimelerin taşıdıkları anlamları maddeler hâlinde sıralayalım

1 GERÇEK ANLAM (TEMEL ANLAM)

Kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe bilinen yaygın anlamıdır Buna "temel anlam" da denir

Meselâ, “ağız” dendiğinde akla ilk gelen, organ adıdır “göz” kelimesi de öyle

Soğuktan su boruları patlamış

Ayağında eski bir spor ayakkabı var

Biraz sonra toprak bir yola girdik

Kanadı kırık bir martı gördüm

Soğuk sudan boğazı şişmişti

Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım

2 YAN ANLAM

Temel anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik anlamlara yan anlam denir Sözcüğün gerçek anlamının dışında, ancak gerçek anlamıyla az çok yakınlık taşıyan yeni anlamlar kazanması yan anlamı oluşturur Bir sözcüğün yan anlam kazanmasında genellikle yakıştırma ve benzerlik ilgisi etkili olmaktadır

Meselâ “göz” dendiğinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır Ama “iğnenin gözü”, “çantanın gözü”, masanın gözü” tamlamalarındaki anlamlar benzetme yoluyla kazandırılmış yeni anlamlardır Bunlara da yan anlam denir

Meselâ, “düşmek” kelimesi “Meyveler tek tek yere düştü” cümlesinde temel anlamda; “Çocuğun pantolonu düşüyordu”, “Bu yılın ilk karı düştü” ve “Kavakların gölgesi yola düştü” cümlelerinde yan anlamdadır

Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar (arka taraf)

Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış

Uçağın kanadı havada parçalanmış

Başı kırık bir çiviyi sökmeye uğraşıyor

Bu dalda başarılı olabileceğimi sanıyorum

Köprünün ayağına bomba koymuşlar

Somutlaşma ve soyutlaşma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz Yani bir kelime birden fazla yerde ve çok farklı anlamlarda kullanılabilir Onun için somutlaşma ve soyutlaşma, dilimizdeki kelimeler için her zaman mümkündür Somut anlamıyla “geçilen yer” demek olan “yol” kelimesi “yöntem, metot” anlamına gelerek soyutlaşmıştır

Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduğu hâlde bilinmeyen varlıklar çeşitli özellikleri nedeniyle uygun olan kelimelerle adlandırılır Buna yakıştırmaca denir Uçağın kanadı, masanın gözü, ayakkabının burnu vb

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.