Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ihtilaller, tarihte

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Sanayi Devrimi « Genel

18 yüzyılın ikinci yarısıyla 19 yüzyılın ilk yılları arasında bir seri buluşun, enerji, tekstil, demir, çelik ve ulaştırma üretimlerini etkilemek yoluyla İngiltere'nin üretim karakterinde meydana getirdiği yapısal değişmedir Kesin tarih vermek mümkün olmamakla beraber 1760 ile 1829 arasındaki dönemi kapsadığı kabul edilmektedir

1769 tarihine kadar olan dönemde, ekonomik faaliyet, iki ana akım üzerinde toplanmış bulunmaktaydı: Tarım ve ticaret Bu tarihe kadar iktisadi hayatın ana faktörleri, köylü, tüccar, lonca mensubu gibi kimselerdi Fabrika işçisi yoktu Sanayi kapitalisti de iktisat sahnesine çıkmış değildi Zenginlerin çoğu servetini bir şey imal etmekle değil, ticaret, nakliyat ya da borç para vermekle yapmışlardı

Sanayi Devrimi'nin Kara Avrupası'nda değil de İngiltere'de başlamasının nedenlerini anlayabilmek için İngiltere'yi Avrupa'nın birçok ülkesinden ayıran farkları incelemeliyiz Bunlardan birincisi, İngiltere'nin bu ülkelere göre daha zengin oluşudur Bir yüzyıl süren keşifler, esir ticareti, korsanlık, ticaret ve savaşlar, İngiltere'yi dünyanın en zengin devleti haline getirmiştir İngiltere'deki zenginlik, yalnız asillerin elinde değildi; ortanın üstünde geniş bir ticaret burjuvazisine yayılmış bulunmaktaydı

İkincisi, İngiltere, feodal toplumdan ticari topluma başarılı bir geçişe sahne oldu Toprağa dayanan eski kuvvetle, paraya dayanan yeni kuvvet arasında çıkar çatışmaları olmasına karşılık, İngiltere'yi yönetenler, piyasa ekonomisine karşı çıkmak yerine, oradan gelen taleplere uyma yolunu seçmişlerdi

Üçüncüsü, İngiltere'nin fen ve mühendislik alanındaki çalışmaların en büyük destek ve teşvik bulduğu yer olmasıdır Bunlardan başka, kömür ve demir yataklarının zenginliği, icatları tespit eden ve koruyan milli bir patent sisteminin kurulmuş olması gibi nedenler de sayılabilir Ancak bütün bu faktörleri harekete geçiren, bir grup yeni insanın iktisat sahnesine çıkmasıydı Yeni insanlar her şeyden önce müteşebbisti

Sanayi Devrimi'nin etkileri, üretimi arttırması ve uzun dönemde iktisadi refahı geliştirmesidir Sanayi Devrimi, fiziki sermayenin genişlemesine ve emek verimliliğinin geniş çapta artmasına yol açan bir süreçti

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Casanova « Genel

Bohemya'nın kuzeyindeki kırık dökük şatoda, bir avuç insana verilen akşam yemeği, makarna, kereviz ve portakallı ördek gibi garip bir bileşimden oluşuyordu Yemeğin konukları ise mönüden de daha garip bir topluluk oluşturmaktaydı: Hollandalı Protestan bir papaz, bir yardım kuruluşu görevlisi, bir taksi şoförü, bir tarihçi ve de bir mimar

Ne var ki, meslekleri birbirleriyle ilintili olmayan bu insanlar, o gece ortak bir amaçla orada toplanmışlardı Casanovacı olarak bilinen bu konuklar, dünyanın en ünlü çapkını Seingalt Şövalyesi Giacomo Girolamo Casanova'ya tutkuyla bağlıydılar ve ona olan bağlılıklarını kanıtlamak üzere bir araya gelmişler, ölümünün 200 yılında onu en çok sevdiği yemekleri yiyerek anmak istemişlerdi

Bu özel gece için Utrecht'ten kalkıp gelen Papaz Marco Leeflang, "Çok sevdiği Madeira şarabını içip, geceyi yine onun çok hoşlandığı kakao ve antep fıstığıyla noktaladık," diyor

Dux olarak da bilinen Duchov, Casanova'nın yaşamıyla hiç bağdaşmayacak türde bir yer Avrupa'da hava kirliliğinin en yoğun olduğu, kömür ocaklarının izlerini taşıyan bu yere, Casanova'nın bile 1785'te gönülsüzce konuk olduğu biliniyor O sırada 60 yaşına basan Casanova, doğduğu yer olan Venedik'i çocukluğunda terketmiş ve kimi kez at sırtında, kimi kez faytonla Avrupa'yı baştan başa gezmişti

Düellolar, zindana atılmalar, gözü pek kaçışlar, kellesinin uçurulmasından kıl payı kurtulmalar, uçarılıklar ve birkaç kez frengiye yakalanmalardan oluşan dolu dolu yaşamı sona ermek üzereydi Meteliğe kurşun atan, erkeklik gücü tükenmiş, yaşının bilincine tüm çıplaklığıyla varmış biri olarak Casanova, mason bir dostunun önerisini kabul ederek Duchov Kitaplığı'ndaki görevine başladı Casanova'nın yaşamının, büyüsünün bozulduğu ve yaşlılığın kendisini iyice duyumsattığı, en gizemli, belki de en büyüleyici dönemi de böylece başlamış oldu

Ünlü aşığı 10 yaşından beri yakından inceleyen ve "Casanova'nın Dünyası" başlıklı yapıtı kaleme alan Profesör Josef Polisensky, "Yaşamının Bohemya'nın geçen bölümü büyük ölçüde gözardı edildi Bu dönemde Casanova, ilk kez düzenli bir gelir elde edip, yazmaya başladı O dönem olmasaydı belki kimse onu tanımayacaktı," diyor

Kendisini 12000 kitaplı kitaplığa kapatan Casanova, yaşamını sorgulamaya başladı ve günde 13 saatini, yalnızca kakao içmek için kısa aralar vererek, 12 ciltlik "Histoire De Ma Vie-Yaşam Öyküm" adlı yapıtı kaleme almakla geçirdi

Profesör, Casanova'nın aşk serüvenlerinin fazlasıyla abartıldığından, günce yazarlığı ve düşün adamı yönünün gözardı edilmesinden yakınıyor "132 kişinin gönlünü fetheden Casanova, cinsel açıdan 35 yıl etkinliğini sürdürdü Bu da benim hesaplarıma göre, yılda üç dört aşk serüveni anlamına geliyor; bence ortada öylesine abartılacak bir durum yok" diyor

Dar görüşlü Bohemyalılar, bu "koyu benizli" yabancıya herkesin ilgisini çeken "azgın biri" gözüyle baktılar; bu nedenle, cinsel yaşamı herkesin diline düştü

180'e yakın boyuyla, o dönem için oldukça uzun sayılırdı Battaniyeleri kendisi için özel olarak battal boyda yaptırtılmıştı, ama yatağında boylu boyunca uzanıp yatması olanaksızdı; başının altına üç yastık yerleştirip uyurdu Hep göz kamaştırırdı

Yaşlıyken bile göz kamaştırıcı bir görünüme sahip olan Casanova, kadınsı giyinmekten, sevgililerinin de erkek gibi giyinmelerinden hoşlanır, "dölyatağından" yoksun olduğundan yakınıp dururdu Gelgelelim Duchov Halkı, onun ipek ceket ve çoraplarını, ışıltılı toka ve kemerlerini, balolarda giydiği beyaz tüyünü ve Nuh Nebi'den kalma dans figürlerini alaya alırlardı

Dillere destan aşk serüvenlerine karşın, "her yeni yarışta atının tökezleyeceği" korkusu, Casanova'yı yiyip bitiriyordu Ünlü fahişe La Chapillon tarafından reddedildiği ve kendisini Thames Irmağı'na atmak istediğinden beri, 22 yıl boyunca "gün be gün güçten düştüğü" duygusuyla yaşayan ve "ne denli çaba harcarsa harcasın, artık hiçbir kadının gönlünü fethedemediğini" düşünen ünlü çapkın, Duchov'a geldiğinde belki de bu yüzden evlenmemeye yemin etmişti Yine de ortalık, onun yoldan çıktığı yönünde söylentilerle çalkalanıyordu

Ölümünden iki yıl önce kapıcının kızını gebe bırakmakla suçlandı Şatodaki görevlilerden biri, "önceleri, bunun doğru olmadığını bile bile, herkesin onun 71 yaşındayken bile böylesi bir yeteneğe sahip olduğunu düşünmesinden onur duyar gibi bir hali vardı," diyecekti

Casanova, alay konusu olduğunun ayırdına varıncaya dek bu duyguyla kasım kasım kasılıp, kibirlendi Öyle ki, gebe bıraktığı kıza, çocuğun babasının kendisi olduğunu kanıtlarsa onunla evleneceğini söyleyecek kadar ileri gitti Sonunda kız gerçek babayı itiraf etti ve ardından onunla evlendi

Casanova'nın bundan sonraki yaşamı aşk dolu, ateşli günler yerine, küstahlığı ve sürekli dalga geçen tavrıyla onu bıktırıp usandıran uşağıyla boğuşarak geçti Artık eskisi gibi bir sorun olduğunda, kenti terkedemediğinden, kendisini orda kıstırılmış hissediyor, öfkesini iğneleyici mektuplar yazarak yatıştırmaya çalışıyordu

Sağa doğru eğik, inci gibi yazısıyla Fransızca yazdığı, ancak sahibine gönderilmeyen bu 19 mektupta Casanova, uşağının "doğuştan bir centilmen olmamasına karşın, bilim ve yazıya gönül vererek sonradan centilmen olan" adama gereken saygıyı göstermediğinden yakınıyordu

Casanova, zaman zaman da aşçının yemeği yüzüne gözüne bulaştırmasından, seyis yamağının kendisine kötü bir araba vermesinden, ya da Kont'un av köpeklerinin gece boyunca havlayıp kendisini uyutmamasından yakınıyordu

Yalnızca yazarak mutlu oluyordu Odasına çekilip sevdiği kadınlarla ilgili anılarına dalıyordu 1745'te Korfu'da tanıdığı Adriana Foscarini'ye duyduğu hayranlığı ve toz haline getirilmiş saçlarını nasıl yuttuğunu anımsıyor, tutku dolu yaşamını buna bağlıyordu; ya da 1747'de Viyana'ya gittiğinde İmparatoriçe Maria Theresa'nın törelere aykırı cinsel davranışların engellenmesi amacıyla kurduğu "İffet Kurulu" nu düşünüyordu

Casanova, göz kamaştırıcı salonlarda, gondollarda, faytonlarda, ağıllarda birlikte olduğu kadınları anımsadıkça, kendinden geçiyordu Herkesin sandığından farklı olarak, kadınlarıyla yalnızca bir yemek-yatak ilişkisi içinde olmayan Casanova'nın onlara bakışı da son derece farklıydı

Anılarını dile getirdiği yapıtın 11 cildinde, "Yaşlandıkça kadınlarda beni en çok çeken şey, onların zekâları oldu," diyen Casanova, son "mektup aşkı" 22 yaşındaki Cecile von Roggendorf'a da gerçek aşkın tensel hazla bir ilintisi olmadığını yazıyordu

Kadınları Anlıyordu

Kadınların duygularını çok iyi kavrayabiliyor, 18 yüzyılda kimsenin bilmediği adet öncesi gerginlik konusuna değinerek, "Bu dönemde kadınlar, son derece sinirli ve kırılgan olurlar, kendilerine sevecenlikle yaklaşılmasını isterler," diyordu Ne var ki Casanova, yaşamında en önemli rolü oynayan ve sürekli etkilemeye çalıştığı kadına, hiçbir zaman ulaşamadı Bu kadın, oyunculuğunu gerek sahnede, gerek yatakta büyük bir başarıyla sergileyen ve oğlunu doğumdan sonra terkeden, güzeller güzeli annesi Zanetta Casanova idi

Oğlunu arada sırada gördüğünde bile onu sürekli aşağılar ve eleştirirdi Casanova, Duchov'dayken anne ve babasından uzak olarak yaşadığı sancılı günlerini anımsar, annesinin kayıtsızlığını ve onu güldürdüğünde duyduğu mutluluğunu unutmazdı

Casanova, salt annesinin gönlünü çelebilmek amacıyla, konuşma sanatının inceliklerini öğrenmişti Casanova'nın annesine duyduğu tutku ve sevgililerini için için kıskanmasında Oedipus karmaşasının izleri açıkça seziliyor

Çek bir ruhbilimci, Casanova'nın kendisini annesine kabul ettirme duygusunun, onun kadınlarla olan ilişkisini de etkilediğine dikkat çekiyor Gerçekten de Casanova, anılarının giriş bölümünde, "Karşı cins için yaratıldığım duygusuyla, kendimi o cinse sevdirmek için yaşamım boyunca elimden geleni yaptım," diyordu

Casanova'nın son yılları, salt acı ve sefalet içinde geçmedi Goethe, Schiller ve genç Beethoven'i konuk etti Bu arada bir sabun fabrikasının tasarısını gerçekleştirdi ve Prag Halkı'na Fransızca öğretmek amacıyla bir "gramer piyangosu" düzenledi Bunun dışında, ütopik serüven öyküsü "Icosameron" ile bilimkurgunun ilk tohumlarını attı ve aydınlanma, tanrıtanımazlık ve genç kadınların eğitimi üzerine incelemeler kaleme aldı

Mozart, Prag'da "Don Giovanni" operasını bestelediği sırada Casanova, kendi aşk serüvenlerinden esinlenerek söz konusu operanın librettosu için birkaç satır karaladı Dahası, gezme tutkusunu dizginleyemediğinden, yanına koca yastığını, iki ananas ve iki de sülün alarak sık sık gece yolculuklarına çıktı Bu yolculukları sırasında bir keresinde Bohemya-Saksonya sınırında, Dresden Sanat Galerisi'nden çalınan Correggio'nun Madonna tablosunu arayan gümrük memurları, onu anadan doğma soydular

Casanova, oldu olası soylu sınıfına yaranmaya ve onlardan biri olmaya çalıştı Kuzey Bohemya'da yaşadığı ve oranın yıldızı olduğu son günlerinde, bu düşünü gerçekleştirme olanağını buldu Kuzey Avrupalı kaymak kesimin uğrak yeri olan ılıca kenti Teplice'i sık sık ziyaret etti Bugün Teplice, Çek fahişelerin cirit attığı bir yer

Casanova'nın ölüm nedeni, uzun süredir Casanovacıların üzerinde tartıştıkları bir konu Kimi, bunu gırtlak kanserine bağlarken, kimileri de ölüm nedeninin prostat kanseri ya da zührevi hastalıklar olduğunu öne sürüyor

Casanova, son mektubunu kendisine ölümünden kısa bir süre önce çorba, kırmızı şarap ve bir İncil gönderen Elise von der Recke'ye yazdı Bu mektubunda, "İyileşirsem yalnızca senin olacağım Ama benim gibi birini ne yapacaksın?" diyordu

Casanova, bugün de şatoda sergilenmekte olan, gül motifli koltuğunda son soluğunu verdi Onu 57 yaşındayken sürgüne gönderen İtalyanlar, 80'li yılların sonlarından beri bedeninin Venedik'e getirilmesine çalışıyorlar

Ne var ki, yaşamı boyunca herkesi şaşkınlığa uğratan Casanova'nın ölümü de aynı etkiyi yarattı Papaz Leeflang, 80'lerde kahramanının şato yakınlarındaki gömütünü bulmak amacıyla bir medyum tuttu Casanova, ruhunu çağıran medyuma, "Kemiklerim pek önemli değil, ama benimle birlikte gömülen çok önemli belgeler var," diyordu

Komünist yetkililer, Sovyet Ordusu'na ait bir anıtın yanıbaşındaki bir yerin, belli bir derinlikte kazılmasına izin verdiler Gelgelelim, kazı sonucunda bulunan tek şey bir inek dişi oldu Medyum, gözyaşlarını tutamadıysa da, görüntü hiç kuşkusuz Casanova'nın etkileneceği türdendi

O gece, onuruna verilen yemek de Casanova'yı kesinlikle kahkahaya boğardı Çünkü yemekten önce Bohemya piskoposu terkedilmiş şatoda, onu kutsayan bir ayin gerçekleştirmişti Bu da, yeniyetmelik yıllarında iki rahibenin kızlığını bozan birinin bağışlandığının en iyi göstergesiydi Ayinin yapılmasını öneren Papaz Leeflang, "Bu öneri karşısında Piskopos'un dehşetle irkileceğini sanıyorduk, ama sanırım Casanova'nın anılarını okumaya henüz vakti olmamıştı," diyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Elvis Presley « Genel

Elvis Aaron Presley, 8 Ocak 1935�de Tupelo, Missisippi�de doğdu Çocukluğu boyunca Pentecostal Kilise Korosu'nda şarkı söyledi 1948 yılında ailesi Memphis�e yerleşti Blues ve caz müzikle tanışması ve bu müzik türlerine ilgi duyması onu şarkı söylemeye itti

1953 yılında liseden mezun olduğunda, daha 18 yaşındayken müzik firmalarının kapısını aşındırmaya başlamıştı "My Happiness" ve "That�s When Your Heartaches Begin" parçalarını annesine doğum günü armağanı olarak yazmıştı Memphis Recording ve Sun Recording�e giderek sesini dinlemelerini istedi Plak yapımcısı ve müzik şirketi sahibi Sam Phillips, Elvis�in ses tonundan ve müzik tarzından çok etkilendi 1954 yılında Gitarda Scotty Moore, bas gitarda Bill Black ile birlikte ilk stüdyo kayıtlarını yaptılar

"That's All Right" ve "Blue Moon of Kentucky" blues tarzında hareketli rock�n roll parçalarıydı Sun Records�la yaptığı kontrat, RCA Record firmasına satılınca yavaş yavaş kariyer basamaklarını tırmanmaya başlamıştı Bu sıralarda çıkardıkları 5 single gençlerin ilgisini çekerek, müzik listelerinde ilk 10'a girmeye başlamıştı Bu 5 single içinde en ilgi çeken parça ise "I Forgot to Remember to Forget" tı ve country listelerine 1 numaradan girmişti

"Heartbreak Hotel" parçası ise Elvis Presley�in tekrar müzik listelerine girip 8 hafta boyunca listelerde kalmasıyla son buldu Ed Sullivan�ın televizyon programına çıkan Elvis Presley, hareketleri ve konuşmasıyla ilgi çekti Bu ilginin farkına varan ve onların direk kalplerinde son bulan parçalarla karşılık veren Elvis, bu dönemde "Don't Be Cruel", "Hound Dog", "Love Me Tender", "All Shook Up" ve "Jailhouse Rock" parçalarını yaptı

"I Want You, I Need You, I Love You" parçasıyla 11 hafta boyunca listerde kalan Elvis, hızla yükseliyordu 1956 Kasım�ında "Love Me Tender" filmyle kamera karşısına geçti; böylece ileride 31 filmde yer alacağı Hollywood stüdyolarıyla tanışmıştı Bu filmden iki ay once Ed Sullivan�ın televizyon programında "Love Me Tender" ı televizyon ekranlarında onu izleyen 54 milyon izleyici önünde söyleyerek ününe ün katmıştı; artık Amerika onu konuşmaya, onu dinlemeye başlayacaktı

1973 yılında eşinden boşanan Elvis Presley, 1977 yılında Indianapolis�deki son konserinden sonra 16 Ağustos 1977 tarihinde öldü Ölümünden sonra açıklama yapan Doktor Jerry Francisco, ölümüne kalp yetmezliğinin neden olduğunu söyledi Tüm dünyada büyük üzüntü yaşayan hayranları, Elvis Presley�i rock�n roll müziğin öncüsü, kralı ve babası olarak ilan ettiler

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Odisseus « Genel

Eski Yunan mitolojisi kahramanı, İthake'nin efsane kralı

Yunan efsanesine göre Odisseus (Ulyssus), Antikleia ile Laertes'in oğ*ludur ve İthake krallığını babasından miras almıştır Ona Telemakhos adında bir oğul veren Penelope ile ev*lendikten sonra Odisseus, Truva'ya karşı savaşa katılır Şehrin kuşatma*sı sırasında, dev boyutlu tahta bir at yapılmasını o akıl eder, askerleriyle birlikte bu atın içine girer; Truvalılar, bir şeyden kuşkulanmaksızın atı şehre alırlar ve böylelikle Yunanlıla*ra zaferi kendi elleriyle sunmuş olurlar

Bunun üzerine vatanına dönmek isteyen Odisseus, on yıl sürecek tehli*keli bir yolculuğa başlar (Homeros'un destanı Odisseia'mn konusu işte bu yolculuktur) Hain tek gözlü dev kurnazlıkla, Polyphemos'un tek gö*lünü patlatır; Sirenaların şarkısına karşı direnir ve yol arkadaşlarını do*muz yavrusuna dönüştüren büyücü kadın Kirke'den kaçıp kurtulur Ün*ce su perisi Kalypso, sonra da Nausikaa tarafından konuk edilir, sonun*da İthake'ye döner; orada krallığına ve karısına göz koyanların hepsini öl*dürür

Cesareti ve zekâsıyla yazgısını yen*meyi başaran bu efsane kahramanı, Homeros'tan beri birçok şaire ve res*sama esin kaynağı olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Tütünün Tarihçesi « Genel

Venezuela yakınlarında, Antiller'e bağlı küçük bir ada olan Tobago'nun ilk yerlileri, kırmızı ya da erguvan rengi çiçekler açan güzel bir bitkinin yapraklarını kurutuyor ve dinsel törenlerde bu kurumuş yapraklan ateşe atarak çıkan dumanları içlerine çekiyorlardı

İspanyol fetihçilerinin keşfettiği bu bitki, XVI yyın sonlarında Avrupa'ya getirildi ve tütün kullanma alışkanlığı hızla yayılarak moda oldu O zamanlar tütün ya pipoyla içilir ya da çok ince kıyıldıktan sonra enfiye halinde burna çekilirdi Tütünden sigara yapılması çok daha sonraki yıllara rastlar

İspanya'da Fransız elçisi olan Jean Nicot, tütünün bileşimindeki alkaloitin tedavi edici bazı özellikler taşıdığını fark ederek bu alkaloite kendi adını verdi (nikotin) Hattâ, migren ağrılarını geçirmesi için Catherine de Meclicis'e ilaç olarak tütün tozu gönderdi

bir devlet tekeli

Önceleri ilaç olarak kullanılan tütün, tedavi edici özellikleriyle kısa sürede ün yapmıştı: çoğu ülkelerde tütün satışının yasaklanmasına, din adamlarının tütün içenleri aforoz etmesine, hattâ Murat IV devrinde Osmanlı İmparatorluğu'nda konulan tütün yasağının idama varacak kadar ağır cezalara bağlanmasına rağmen alışkanlığın önü alınamamış ve sonunda çoğu hükümetler bu keyif verici maddeyi bir gelir kaynağı haline getirmeyi tercih etmişti

Nitekim başlangıçta tütün ithalini tekeline alan (1862) Osmanlı Devleti, sonradan ithalâtı yasaklayarak yerli tütün ekimine tekel koydu 1923'ten beri tütün alımı, tütün, sigara yapımı ve satışı devletin elindedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Jeanne d'Arc « Genel

Fransızların kadın kahramanı (1412-1431)

Jeanne, hali vakti yerinde bir Fransız köylü ailesinin kızıydı Küçük yaşından beri çok dindar, ancak öğrenim görmemiş bir çobandı On yedi yaşındayken kendisini, Chinon'a, Charles VII'nin yanına götürmelerini sağladı Krala, Fransa'yı kurtarmak ve İngilizleri ülkeden kovmak için kendisine emir veren seslerin Tanrı'dan geldiği inancını benimsetti

Charles, VII, ona bir zırh, bir sancak bir de seyis vererek ordusuna katılmasına izin verdi Jeanne, 8 Mayıs 1429'da Orleans'ın İngiliz ordularından kurtarılmasına yardımcı oldu ve çeşitli muharebelere katıldı Sonunda Burgonyalıların eline düştü ve onlar tarafından İngilizlere teslim edildi

Büyücülükle suçlanan Jeanne, Rouen'da toplanan bir kilise mahkemesinde bir süre direndikten sonra, kendisinden beklenen itirafta bulundu Diri diri yakılmağa mahkûm edildi; 30 Mayıs 1431'de Rouen'da öldürüldüğünde on dokuz yaşındaydı 1456'da, Jeanne d'Arc temize çıkarıldı 1920'de Katolik Kilisesi tarafından azizler mertebesine yükseltildi

Jeanne d'Arc'a işkence edilişini gösteren bir XVyy minyatürü Adı din uluları arasına yükseltilen bu kızın öyküsü, Fransızları ve bütün Hıristiyan tarihçileri ilgilendiregelmiştir Pek çok yazar ve film yapımcısı eserlerinde, onun hayat öyküsünden ve benimsediği davadan esinlenmişlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Karl V « Genel

«Şarlken» de denir (1500-1558), İspanya kralı ve Kutsal Roma-Germen imparatoru

On altı yaşında Carlos I adıyla İspanya kralı, on dokuz yaşında Kutsal Roma-Germen imparatoru olan, üç hanedanın vârisi Karl V, son derece geniş topraklara hükmediyordu: ispanya ve sömürgeleri, Flandre, Avusturya ve Almanya Böylesine geniş ve dağınık imparatorluk, varlığını ve birliğini yalnız imparatorun kişiliğine borçluydu

Toprakları Fransa'yı dört bir yandan kuşattığı için, Karl V, Fransa'nın en büyük düşmanıydı Otuz yılı aşkın bir süre François I ile savaştıktan, hattâ onu Pavia'da tutsak aldıktan (1525) sonra, François I'in vârisi Henri II ile de savaştı Ayrıca, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'nun din bütünlüğünü korumak için Protestan prenslerle ve Türklerle çarpıştı Sayısız başarılarına rağmen Karl V, sonunda bütün girişimlerinde yenik düştü: Fransa'dan bir karış bile toprak alamadı, Alman prensleri büsbütün güçlendiler, Türkler ise Akdeniz'deki egemenliklerini sürdürdüler

Yorgun ve hasta düşen Karl V, oğlu Felipe II (1555) ve kardeşi Ferdinand (1556) lehine tahttan çekildi: imparatorluğun birliği artık kesin olarak bozulmuştu

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #38
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Coğrafi Keşifler « Genel

Bilinmeyen, bir anlamda esrar ve tehlike demektir, ama aynı zamanda, akla gelmedik zenginliklere ulaşma olanağını da kendinde taşır İşte bu yüzden, bütün keşif gezilerinin temelinde rastlantılar, çıkar duygusu ve insanların karşı konulmaz merakları yatar

Tarihöncesi'nde yaşamış uzak atalarımıza göre Evren, yaşamlarını sürdürmeğe çabaladıkları topraktan ibaretti ve hayal güçleri, onları bu toprağın sınırlarını aşmağa zorlamıyor, ancak yaşamayı sürdürecek olanaklar tükenince yeni yerler aramağa davranıyorlardı Böylece, otuz bin yıl kadar önce, Asya'da yaşayan avcı grupları av hayvanlarının göçünü izleyerek Amerika'ya gidip yerleşmişlerdi

Mutlu Odisseus Gibi

Dünyanın keşfine, ilkel beslenme kaygılarından büsbütün uzak nedenlerle ilk çıkanlar Mısırlılar oldu M Ö 3000 yıllarında, yeni ticaret pazarları bulma amacıyla, Afrika kıyılarını dolaşmağa başladılar Filoları böylece Etyopya'yı, sonra MÖ 1500'lerde Zambezia'yı keşfetti

Milattan önce 600 yıllarına doğru, firavun Nekao'nun gönderdiği Fenikeli gemiciler üç yılda Afrika Kıtası'nın çevresini dolaşmayı başardılar: Kızıldeniz'den yola çıkıp «Herkül Sütunları» (bugünkü Cebelitarık Boğazı) yoluyla Akdeniz'e girdiler Kartacalılar da uzaklara seferler yaptılar: MÖ 500'de Hannon komutasına verilmiş büyük bir donanma, Afrika'nın batı kıyılan boyunca Gine Körfezi'ne kadar gitti

Bunların hepsi de her şeyden önce geçtikleri yolların gizemini korumağa kararlı tacirlerdi Bunun için yolda rastladıkları gemileri batırmaktan veya sözde rastladıkları korkunç canavarların öykülerini anlatarak rakiplerinin cesaretini kırmaktan çekinmiyorlardı

(Solda) Güney Amerika'da Rio de la Plata'nın ağzı, 1516'da Diaz de Solis tarafından keşfedildi XVI yyda yapılmış bu elyazması harita yörenin coğrafyasını gelişigüzel gösteriyor

(Ortada) Büyük bir denizci olan Alfonso de Albuquerque (1453-1515), Portekiz bayrağını Hint Okyanusu'nda dalgalandırmıştır

(Sağda) Portekizli Vasco de Gama (1469'a doğru-1524), Ümit Burnu'nu aştı, Mozambik'te bir ticaret kolonisi kurdu ve Hindistan'a ulaştı; Hindistan genel valiliğine atandı

Bu hayali canavarların, Yunanlıların ilk gezi hikâyelerinde büyük bir yeri vardır ve Yunan mitolojisinin bir bölümü bunlardan doğmuştur; Odisseia'da anlatılan Odisseus'un serüvenleri buna örnektir Bunanla birlikte, bazı serüvenlerin gerçek yanı vardır: sözgelimi Massilia'lı (geleceğin Marsilya'sı) bir Yunan gemicisi, MÖ IV yyda İzlanda'ya kadar gidebilmiştir

Kara parçalarının iç bölgelerinin keşfi genellikle kahraman öncüler sayesinde oldu, Yunanistan'dan yola çıkarak Hindistan'a ulaşan Büyük İskender bunun en iyi örneğidir Romalılara gelince, onlar, her şeyden çok Avrupa ile ilgilendiler ve Tuna'dan İskoçya'ya (o tarihlerde Dünya'nın ucundaki toprak anlamına Koledonya deniyordu) kadar gezdiler

Miladın başlangıcında Mısır'da yerleşmiş bir Yunan astronomu, Ptolemaios, çağının coğrafya bilgilerinin bir özetini yaptı Hazırladığı harita, Avrupa'nın tamamını, Kuzey Afrika'yı ve Asya'nın bir bölümünü kapsıyordu; yüzyıllar boyunca bu harita, coğrafyacıların yararlanabileceği tek ciddi belge olarak kalmıştır

Büyük Keşifler

Bütün Ortaçağ boyunca, Hıristiyan âleminde Dünya haritası, sadece cenneti ve cehennemi bulunan bir Dünya'nın tasvir edildiği teorik bir şemadan, bir süsten ibaretti Halbuki bu dönemde, IX yyda Vikinglerin keşifleri önemli sonuçlara ulaşmış, bunlar 982'de İzlanda'dan geçerek Grönland'a ve 1000 yılında da Vinland'a (belki Newfoundland Adası) gelmişlerdi Ne var ki bu keşfin önemi, Avrupa'da herhangi bir yankı yaratmadı ve ancak İskandinav ülkelerinde ilgi uyandırdı

Avrupalıların Amerika'ya sızmaları gerçekten, XV yy sonlarında Kristof Kolomb'un serüveniyle başladı «Yeni Dünya»nın güney kesiminin fethi, İspanyol Conquistadorlarının (Cortes, Pizarro) eseri oldu: bunlar, eski Kızılderili imparatorluklarını yok ederek birkaç yüzyıl yürürlükte kalacak bir sömürge düzeni kurdular Kuzey Amerika'nın keşfedilmesi ve fethedilmesi ise özellikle Fransızlarla (Jacques Cartier, Samuel de Champlain) İngilizlerin (Venedikli Jean Cabot) eseri oldu ve bu iki ulus uzun süre, sonradan Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'nın kurulacağı bu topraklardan kimin yararlanacağı konusunda birbiriyle çatıştı

Dünya'nın öbür ucunda ise, gözüpek gezginler Ortaçağ'ın sonlarından itibaren, «İpek Yolları»nı aradılar ve bu yollardan doğuya ulaşmağa çabaladılar Bunlar, ya efsanevi Büyük Han İmparatorluğu'nda Hıristiyanlığı yaymağa çalışan Willem Van Rubroek gibi din adamları, ya da Venedikli Marko Polo gibi tacirlerdi Marko Polo, uzun süre Çin'de kaldı ve anlattığı göz kamaştırıcı serüvenleriyle birkaç gezgin kuşağının merakını ve hayal gücünü kamçıladı

XIV yyda Asya'ya giden deniz yolunu açma onuru ise Portekizlilere aittir Portekizliler, Afrika'nın batı kıyılarını sistemli bir biçimde araştırdılar 1487'de Bartolomeo Dias «Fırtınalar Burnu»nu (Ümit Burnu) aştı ve on bir yıl sonra Vasco de Gama bu yoldan, Afrika'nın doğu kıyısı boyunca yukarıya doğru çıkıp Hindistan'a ulaştı Portekizliler oradan, Arapların aleyhine, ticari etkilerini ta Selebes Adaları'na kadar yaydılar, yerleştiler

Bir başka Portekizli, Macellan ise, XVI yy başlarında, İspanya hesabına ilk Dünya turunu tamamladı Yazık ki, bugün adını taşıyan boğazı binbir güçlükle aştıktan sonra, keşif gezisini sona erdiremeden öldü

(Solda) Fransız Jacques Cartier (1491-1557) ile arkadaşlarının Kanada'ya çıkışını canlandıran bir resim

(Ortada) Kristof Kolomb'un üç karavelası Kolomb bu tekne desenlerini eliyle çizmiştir Kolomb Kitaplığı, Sevilla, İspanya

(Sağda) Macellan'ın (1480-1521) yolculuk öyküsünü canlandıran bir resim, Pigafetta'nın eseri İlk Dünya turunu gerçekleştiren Portekizli denizci, 1520'de, Amerika'nın güney ucunda, sonradan kendi adını alacak olan boğazdan geçmiştir

Dünya'nın Tanınması

Böylece, Kristof Kolomb'un seferinden sonra «büyük keşifler» yarım yüzyıldan kısa bir zaman içinde Dünya haritasını altüst etti Rönesans sonlarında, coğrafyacılar, ana çizgileriyle denizler ve karaların ayrımını öğrenmiş bulunuyorlardı: Ptolemaios'un eseri nihayet aşılabilmişti

Bundan sonraki büyük geziler, bu bilgileri pekiştirmeğe ve gezegenimizin henüz ayak basılmamış bütün kesimlerini belirten beyaz lekeleri haritadan yavaş yavaş silmeğe olanak sağladı XVII yyda, Hollandalı gemiciler Avustralya ve Yeni Zelanda'yı keşfettiler, Don kazakları ise, Kamçatka'ya kadar, Sibirya'yı aştılar,

XVIII yyda keşifler gittikçe daha bilimsel nitelik aldı: sadece yeni yeni topraklar tanınmakla kalınmadı, aynı zamanda buralarda yaşayanların âdetleri de tanıtılmağa ve hayvan alemiyle bitki örtüsünün ayrıntılı dökümleri yapılmağa çalışıldı Bu anlayışla, İngiliz Cook ve Fransız Bougainville ile La Perouse Büyük Okyanus adalarını yakından incelediler

XIX yy ve XX yy başlangıcı özellikle Avrupalıların Afrika'ya sızmalarına sahne oldu Fransız Rene Caillie 1828'de Tombuktu'ya vardı ve İngiliz Livingstone ile Stanley kıtanın merkezini dolaştılar Arktika ve Antarktika'nın fethi de bu dönemde gerçekleşti: 1909'da Amerikalı Peary Kuzey Kutbu'na ulaştı ve iki yıl sonra Norveçli Amundsen Güney Kutbu'na vardı

Günümüzde kıtaların haritaları büyük bir doğrulukla çizilmiştir Keşfedilecek hiç bir kara parçası kalmadığından insanların ilgisi de başka yönlere kaymıştır: şimdi denizdibi araştırmalarıyla, yanardağların ve depremlerin incelenmesiyle, toprakaltının analiziyle (jeoloji) vb gezegenimizin sırlarını günışığına çıkarmak söz konusudur Öte yandan astronotik de uzayın keşfedilmesi yolunda çalışır: insanın Ay'da attığı ilk adım belki de sayısız yeni dünyaların keşfine doğru bir başlangıç noktası olmuştur

Nil

Nil Nehri'nin haritasını yapabilmek için yirmi beş yüzyıl gerekmiştir Buraya ilk keşif gezisini, MÖ 457 yılında Yunan tarihçisi Herodotos, en yenisini de 1952'de Fransız Jean Laporte yapmışlardır

Doruklar

Büyük sıradağlar insanlar ta rafından XX yyda fethedildi: 1906'da Savola prensi Lulgi Amadeo, Afrika'da Ruvenzori'ye (5,119 m) tırmandı; 1950 yılında Fransız Maurice Herzog, Himalayalar'da Annapurna'yı (8,078 m) fethetti; üç yıl sonra, Yeni Zelandalı Ermund Hillary, Dünya'nın en yüksek doruğuna, Everest'e (8,880 m) ulaştı

(Solda) Tonga Adaları'nda demirlemiş tekneler İngiliz denizcisi James Cook (1728-1779), önce Büyük Okyanus'u, sonra Antarktika'yı dolaştı Sonunda Sandwich Adaları'nı keşfetti ve orada öldü

(Sağda) İngiliz denizcisi Sir Francis Drake (1540'a doğru-1596)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #39
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Fransa kralı (1638-1715) Babası Louis XIII öldüğünde Louis XIV, 5 yaşındaydı Aslında, saltanat sürmeye ancak 1661'de, Mazarin'in ölümünden sonra başladı O zaman yirmi üç yaşım doldurmuştu ve otoritesini temsil ettiğine yürekten inandığı Tanrı karşısında, kararlarının tek hâkimi, mutlak hükümdar olarak ülkeyi yönetmek azmindeydi

Bakanları, mabeyinci Seguier, Colbert, Le Tellier ve Louvois'nın yardımıyla, ülkede düzeni yeniden korumayı ve kalkınmayı hedef almıştı Fransa'nın ekonomik bağımsızlığını garanti etmek için Colbert, imalâthaneler ve büyük ticaret kumpanyaları kurdu Kanada, Antiller ve Hindistan'daki sömürge topraklarını değerlendirmeğe çalıştı, ticaret ve savaş donanmaları meydana getirdi

Güneş-Kral

Mazarin'in naipliği döneminde Fronde Hareketi (büyük senyörlerin başkaldırısı), tahtı tehlikeye düşürmüştü Louis XIV, soyluları sarayına çekerek yumuşatmaya girişti ve çevresine ışık saçan, tartışmasız efendi, «Güneş-Kral» oldu Artık büyük derebeylerin torunları, sadece hükümdarı öfkelendirmemek kaygısıyla, ülkenin örgütlenmesinden çok, sarayın bayramlarının örgütlenmesiyle uğraşır olmuşlardı: hepsi dalkavuk birer saraylıya dönüştüler

Louvre ve Paris'i terk eden Louis XIV Versailles'a yerleşti Louise de Lavalliere ve Madame de Montespan gibi gözdelerinin arasında kral, bütün haşmetiyle göz kamaştırıyordu Aynı zamanda parlak bir dış politika gütmeyi de arzulayan Louis XIV, İspanya'nın genişlemesine ve Hollanda'nın ekonomik egemenliğine de son verme kararını aldı 1678 yılında Artois ve Franche-Comte'nin katılmasıyla büyüyen Fransa, Avrupa'nın başta gelen ülkesi oldu Ama, 1680'den itibaren, gücüne aşırı güvenen kral, siyasi alanda birbiri ardından beceriksizlikler yaptı

Bütün barış antlaşmalarına aldırmadan, Montbeliard, Lüksemburg ve Strasburg'u ilhak etti; bunun sonucu çıkan savaş (Augsburg Birliği Savaşı) hemen hemen bütün Avrupa devletlerini Fransa'nın karşısına çıkardı Sonra, torunlarından biri için, İspanya tahtının varisliğini kabul etti Avrupa devletleri hemen ona karşı yeniden güçbirliği kurdular

Şenliklerden ve gözdelerinden usanan kral (Madame de Maintenon'un etkisiyle) kendini dine adadı; bu sofuluk nöbeti, özellikle Protestanlara eziyet edilmesi ve Nantes Fermanı'nın geri alınması biçiminde ortaya çıktı Üstelik, kötü ürünler, açlıklar, bitmek bilmeyen savaşlar ve gittikçe ağırlaşan vergiler halkın başkaldırmasına yol açıyordu Louis XIV 77 yaşında öldüğü zaman, Fransa hemen hemen iflâs halindeydi ve halk, savaşların ve şenliklerin parasını ödemek için çalışmaktan bıkmış, yorulmuştu

Ressam Rigaud'un fırçasıyla Louis XIV Kral burada, taç giyme töreni kıyafetinde ve bütün debdebesiyle görülüyor O dönemde giyim kurallarını gözdeler ve prensler koyardı

Colbert

Mazarin'in yardımcısı olan ve onun yerine geçen Jean-Baptiste Colbert (1619-1683), Louis XIV için de değerli bir yardımcıydı Gerçekçi ve becerikli Colbert, saltanatın birinci döneminde Fransa'nın ekonomik kalkınmasında başrolü oynadı Sanat ve edebiyatın da koruyucusuydu, Bilimler Akademisi'ni ve Paris Gözlemevi'ni o kurdu

Nantes Fermanı'nın Geri Alınması

1598'de Henri IV tarafından ilân edilen Nantes Fermanı, Protestanlara, inanışlarımı serbestçe uygulama iznini veriyordu 1685'te geri alınması, Louis XIV saltanatının en yersiz ve talihsiz kararlarından biri oldu Tapınakların yıkılması ve şiddetli askeri baskılar (dragonadlar), Protestanların çoğunu sürgüne gitmeğe zorladı (300,000 kadarı Fransa'dan büsbütün ayrıldı) veya silâhlı isyana sürükledi (Cevennes camisard'ları)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #40
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



1789 yılında Fransa'da patlak veren devrim, burjuvazinin iktidara gelişine başlangıç oldu, derebeyliği ve mutlak monarşiyi ortadan kaldırdı ve ülkenin birliğini gerçekleştirdi Yüzyıl başlangıcı filozoflarından (Rousseau, Voltaire, Diderot) esinlenmiş özgürlük, kardeşlik ve eşitlik ideallerinin, Avrupa'ya yayılmasına imkân verdi

XVIII yy sonlarında iktidarı elinde tutan aristokrasi (soylular sınıfı), zayıflamış ve yoksul düşmüştü: ticaretin gelişmesiyle zenginleşen burjuvazi kendisini eskisinden daha güçlü buluyor ve iktidara katılmak hakkı istiyordu Yetersiz ürünlerin ve fiyat yükselişlerinin kurbanı olan halk, açlık tehlikesiyle karşı karşıyaydı O dönemde devlet maliyesi de durmadan açık veriyordu

Bunun için, kral Louis XVI Üçlü Meclis'i (Etats generaux) toplantıya çağırmağa karar verdi; buna, her türlü fazla vergi ödemeyi reddeden ve imtiyazlarının korunmasını isteyen soylu sınıf da taraftardı Üçlü Meclis toplantısında soyluların, din adamlarının ve halkın temsilcileri, isteklerini dile getireceklerdi Bunun için de bütün Fransa'da, şikâyet defterleri kaleme alınmağa başlamıştı

Kurucu Meclis (Constituante)

Üçlü Meclis 5 mayıs 1789'da toplandı Ama pek kısa zamanda, halk temsilcileri, imtiyazlılara karşı çıktılar ve bir Kurucu Meclis toplayacaklarını bildirdiler 20 haziranda 600 temsilci bir Anayasa tespit etmeden dağılmamağa ant içti Kralın reddetmesine karşı Paris halkı (baldırıçıplaklar [sankülot] deniyordu) onların bu eylemini destekledi: 14 temmuzda Bastil'i aldı

Yeni bir Fransa örgütleniyordu: az-çok her yerde patlak veren ayaklanmaları yatıştırmak için, soylu sınıfın imtiyazları kaldırıldı (4 ağustos gecesi), insan ve Yurttaş Hakları Bildirisi oya konulup kabul edildi Kurucu Meclis, tanrısal hakka dayanan monarşiyi lâğvetti: artık kral, ülkeyi yasalara göre yönetecekti, idare, adliye, maliye yeniden örgütlendi; din adamları devlet otoritesine tabi tutuldu

«Silâh başına, yurttaşlar!»

l ekim 1791'de Kurucu Meclis'in yerini alan Yasama Meclisi'nde (Assemblee legislative), ticaret burjuvazisinden gelme jirondenler hâkimdi Bu meclis, yurt dışına göç etmiş olan ve yabancı krallıkları Fransa'ya askeri müdahalede bulunmaları için kışkırtan soyluların işini bitirmek amacıyla, Avusturya'ya savaş ilân etti (nisan 1792) Ama jirondenlerin monarşi karşısındaki politikası fazlasıyla uzlaştırıcı görüldü 10 ağustosta baldırıçıplakların bir başkaldırısı, kralı devirdi ve hapsettirdi

O zaman iktidar jakobenlerin eline geçti ve bunlar, hem devrimci hareketi canlandırdılar, hem de eski imtiyazlılara karşı baskıyı arttırdılar (birinci terör, eylül kıyımları) Genel seçim ve oy hakkı tanındı

Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik

21 eylül 1792'de, bir gün önce kazanılan Valmy Zaferi'nin sevinciyle, Yasama Meclisi yerini bir Ulusal Konvansiyon'a bıraktı, o da cumhuriyeti ilân etti; daha sonra kralı idama mahkûm etti ve bu hüküm, 21 ocak 1793'te yerine getirildi

Louis XVI'nın ölümü, Fransa'ya karşı, Avrupa devletlerinin çoğunun oluşturduğu bir ortak cephe kurulmasına yol açtı Daha mart ayında, Belçika'yı istilâ etmeyi başarmış olan Fransız ordusu geri püskürtüldü İstilâ korkusu, kralcı köylülerin Fransa'nın batısında ayaklanması ve ekonomik bunalım, baldırıçıplaklarla montanyarları (aşırı jakobenler) jirondenleri devirmeğe, sonra da tutuklatıp hapse tıkmağa yöneltti

Bir Rüyanın Sonu

Montan3'ar temsilcilerden oluşan ve Danton'un, sonra da Robespierre'in önayak olduğu Halk Kurtuluş Komitesi, kitle halinde askere almalar, elkoymalar, tutuklamalar, idamlar, hayat pahalılığına karşı kararnameler, zenginlerin mallarına vergi koymalar gibi bir dizi sert tedbirler aldı Bu, iç ayaklanmalara hızla son verdiren ve sınırları güvenliğe kavuşturan «büyük terör» dönemiydi

Ama Konvansiyon, Robespierre ile Saint Just'ün giderek daha kanlı bir niteliğe bürünen diktatörlüğüne de tepki gösterdi; ikisi de 27 temmuz 1794'te giyotine gitti: Thermidor tepkisi Bu tepkiyle Halk Kurtuluş Komitesi'nin aldığı tedbirler kaldırıldı ve terör sorumluları idam edildi

Ülkede ciddi bir ekonomik bunalım başgöstermişti, ama Fransız ordusu bu sıra Avrupa'da zafer kazanıyordu Fransa'yı yönetmek için Konvansiyon, 26 ekim 1795'te beş üyeden meydana gelen bir Direktuvar kurdu İktidar, burjuvazinin eline geçmiş ve eşitlik ilkesine dayalı bir cumhuriyet kurma rüyası da uçup gitmişti

Kordelyelerle Jakobenler

Montanyarlar'dan çoğu, Danton (1759-1794), Camille Desmoulins (1760-1794) ve Marat (1743-1793) tarafından kurulmuş olan Kordelyeler Kulübü'ne veya Jakobenler Grubu'na (Robespierre, Saint Just) bağlıydı Marat dışında (Charlotte Corday tarafından katledildi) birinciler, ılımlılıkla suçlanarak ikinciler tarafından giyotine gönderildi Sonunda Jakobenler de Thermidor tepkisi döneminde idam sehpasında can verdi

Marseillaise (Marseyez)

Bu yurtseverlik şarkısı, 1792 yılında genç bir Fransız subayı olan Claude Rouget de Lisle tarafından Ren Ordusu için Savaş Şarkısı başlığıyla bestelenmişti Marsilyalı federasyon temsilcileri tarafından Paris'e getirildi ve 1795 yılında Marseillaise adıyla milli marş olarak kabul edildi

Dağ ve Ova

Kurucu Meclis'te jironden temsilciler (en tanınmışları Gironde Bölgesi'nden gelmişlerdi) sağda oturuyorlardı En başkaldırıcılar, basamakların solunda, ta yukarıda otururlardı: bunun için bunlara «dağlı» anlamına montanyarlar denmiştir Tarafsız ve kararsızlara gelince, onlar aşağıda oturur ve «ova» veya «bataklık» kesimini oluştururlardı

(Solda) Saint Just (1767-1794) kuramcı ve eylemci olarak cumhuriyet ordularını yeniden örgütlendirdi David'in eseri Duruy koleksiyonu

(Sağda) Sambre ve Meuse ordusunun kazandığı (26 haziran 1794) Fleurus Savaşı, «baldırıçıplaklar»ın koalisyon ortaklarına karşı kesin zaferi olmuştur Milli Kitaplık, Paris

Halk temsilcilerinin coşkuyla tekrarladığı 20 haziran 1789 «Jeu de Paume» yemini, Meclis'i, «bir Anayasa gerçekleştirilinceye ve rejim sağlam temeller üzerine oturtuluncaya kadar asla dağılmama» konusunda bağlamış oluyordu

Louis XVI'nın idamı (21 Ocak 1793): cellat Sanson kralın kesik hafini halka gösteriyor, Carnavalet Müzesi, Paris

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #41
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Abraham Lincoln, 1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilen Amerikalı siyaset adamı (1809-1865)

Yoksul bir ailenin oğlu olan Lincoln, daha çok küçükken çalışarak hayatını kazanmak zorunda kaldı Çeşitli işlerde çalıştı ve boş zamanlarında hep okudu Böylece kendi kendini yetiştirdi, avukat oldu Sonra politikaya atılıp 1846'da İllinois eyaletinden milletvekili seçildi

Lincoln köleliğe karşı söylevleriyle kısa zamanda ün kazandı; o zamanlar güney eyaletlerinde elemeğinin en büyük bölümünü köle zenciler meydana getiriyordu 1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilmesi, kölelikten yana olan eyaletlerde şiddetli tepkilere yol açtı; bunlar ayrılmağa, yani birliğin geri kalan eyaletlerinden kopmağa karar verdiler

Bunun üzerine Lincoln, ulusal birliği korumak için şiddete başvurmak zorunda kaldı Dört yıl süren kanlı bir iç savaşın sonunda, isyancı güneyliler kayıtsız şartsız boyun eğdiler ve Amerikan topraklarının tamamında kölelik yasaklandı Kuzey ve güney eyaletleri arasında yapılan bu savaş, tarihe Ayrılık Savaşı adıyla geçti Lincoln geniş ulusal «kalkınma» programını uygulamağa zaman bulamadı, çünkü 1865 yılında, Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına ikinci defa seçilişinden sonra öldürüldü

A Lincoln'ün portresi, G Healy'nin eseri Ayrılık Savaşı ertesi yeniden başkan seçilen Lincoln, bir milli uzlaşma öneren ünlü konuşmasını yaptı: «Kimseye hınç beslemeden (), milletin yaralarını sarmak için (), kendi içimizde ve bütün milletler arasında haklı ve sürekli bir barış sağlamak için elimizden geleni yapalım» Bu konuşmasından birkaç hafta sonra Lincoln, bağnaz bir Amerikalı tarafından vurularak öldürülecekti Milli Sanat Müzesi, Washington

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #42
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Cenovalı gemicidir (1451'e doğru-1506) Orta halli bir dokumacının oğlu olan Kristof Kolomb, 1451'e doğru Cenova'da doğdu ve 1476'da Lizbon'a yerleşti O dönemde Dünya'nın yuvarlak olduğundan artık kimsenin kuşkusu kalmamıştı ve ilk defa Kristof Kolomb, Atlas Okyanusu'ndan geçerek denizden Asya'ya bir yol bulmayı akıl etti: o tarihe kadar hiç kimse, böylesine uçsuz bucaksız denizlere atılmağa cesaret edememişti

En Büyük Gezi

Portekiz kralı, Kristof Kolomb'un bu tasarısını bir maceraperestlik saydığı için yardımcı olmak istemedi Sonunda, İspanya'nın Katolik hükümdarları Kastilyalı İzabella ile Aragonlu Ferdinand, ilk seferin üç gemisini sağlayarak Kolomb'un gezisini desteklediler Bu, tarihin en büyük keşif gezisi oldu, çünkü iki ay süren bir deniz yolculuğundan sonra Amerika kıyıları açıklarında Bahama Adaları'ndan birine ulaşılmasını sağladı (12 Ekim 1492)

Bundan sonra Kolomb, Orta Amerika'ya üç yolculuk daha yaptı (1493'ten 1504'e kadar) Ama sonunda, «Yeni Dünya»nın keşfi, onun açısından, başlangıçtaki tasarılarına oranla tam bir yenilgi oldu: çünkü asıl amacı, onu doğunun zenginliklerine ulaştıracak yeni bir yol bulmaktı

Karavelalar

İlk sefer için üç gemi donatıldı: Nina, Pinta ve Santa Marie Bu sonuncusu, Kolomb'un amiral gemisiydi Daha hızlı olan Pinta başta gidiyordu ve Rodrigo de Triana adında bir gemici, 11 Ekim 1492 günü akşamı ilk defa Amerika kıyılarını görmüş ve «Kara! Kara!» diye bağırmıştı

Kristof Kolomb'un portresi İspanya hükümdarları bir sözleşmeyle ona, babadan oğula geçmek üzere «okyanus amirali» unvanı verdiler ve onu, keşfedeceği bütün toprakların genel valiliğine atadılar; bu seferlerden getireceği altının ve baharatın onda biri de onun olacaktı Eğer bu sözleşmeye uyulsaydı, Kolomb ve onun mirasçıları, batının en zengin prensleri olurdu Cenova Deniz Müzesi

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #43
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Johannes Gensfleisch, «Gütenberg» denir, tipografi tekniğinin bulucusudur (1394-1468) Gütenberg, çoğu kişilerin sandığı gibi basımcılığın değil (basımcılık ondan çok önceleri de vardı) tipografi'nin, yani her biri küçük bir blok üzerine kazılmış ayrı ayrı harflerle sözcükler yazma tekniğinin bulucusudur Bu harf blokları önce tahtadan, sonra da dayanıklı madenlerden yapıldı Gütenberg daha sonra, kurşun harflerle dizilmiş sayfaları çoğaltmak için basım tekniğinden yararlandı

Buluşunu yeterince geliştirebilmek için bir bankacı olan Johann Fust ile ortaklık kurdu ve gerekli parayı ondan sağladı Gütenberg ile birlikte çalışan ve işin tekniğini iyice öğrenen Peter Schoffer çelik üzerine kabartma harfler kazımayı, sonra bu harfleri başka bir maden üzerine basarak elde edilen izlere kurşun akıtmayı tasarladı Bunu yapmak için de, elle çalışan bir döküm kalıbı icat etti Özel matbaa mürekkebini yapan da gene Schoffer'dir

Bankacının Yerine Bir Başpiskopos

Ortaklığın kuruluşundan birkaç yıl sonra Gütenberg, Fust'un açtığı bir dava sonucunda her şeyini kaybetti: âletlerini, baskı makinelerini (rehin vermek zorunda kalmıştı), hattâ ilk eseri olan ve «kırk iki sabırlı» denilen (çünkü her sayfada 42 satırlık bir metin bulunuyordu) Kutsal Kitap'tan gelecek kazancı bile

Gütenberg ömrünün son yıllarında Mainz (doğduğu şehir) başpiskoposunun himayesine girdi; başpiskopos ona soyluluk unvanı verdiği gibi, basım çalışmalarına yeniden başlaması için gerekli imkânları da sağladı

Gütenberg'in buluşu, o zamana kadar yalnız manastırlarda basılan metinlerin çoğaltılmasına ve halka ulaşmasına imkân verdi Böylece bütün bilgiler din adamlarının tekelinden çıkmış oluyordu Temel eserleri okuyabileceklerin sayısı birkaç yüzü geçmezken, tipografi sayesinde kısa sürede binlerce kişiyi buldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #44
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



Eski mitolojinin en ünlü kahramanı Yunanlılar «Herakles», Romalılar «Herkül» derdi Efsaneye göre Herkül tanrılar kralı Zeus (Jüpiter) ile bir basit ölümlünün oğludur Çok küçüklüğünden beri olağanüstü gücüyle ve soğukkanlılığıyla çevresini şaşırtmıştır: henüz beşikteyken tanrıça Hera'nın onu öldürmek için yanıbaşına bıraktığı iki yılanı elleriyle boğmuştu

Çeşitli serüvenlerden sonra Thebai kralının kızı Megara ile evlendi Ama günün birinde, bir çılgınlık nöbeti geçirerek karısını da, çocuklarını da öldürdü Bu cinayetinden dolayı tanrılar onu, on iki iş (başarı) yapmağa mahkûm ettiler

Herkül'ün Yaptığı İşler

Bir gürz ve bir yay ile efsane hayvanlarını yendi: Nemea vadisine dehşet salan bir aslanı, dokuz tane zehirli yılan başı bulunan Lerne hidrasını, tam bir yıl süreyle kovaladığı Keryneia geyiğini, Erymanthos yabandomuzunu, Stymphalos Gölü'nün kuşları olan, tunç gagalı ve pençeli kocaman kartalları, Minos'un Girit boğasını, köpek Kerberos'u öldürdü

Augeias'ın kocaman ahırlarını temizlemek, tiran Diomedes'i öldürmek, Amazon Hippolyte'in kemerini ele geçirmek, Hesperis'lerin bahçesindeki altın elmaları toplamak, dev Geryon'un sürülerindeki öküzleri yakalamak da hep ona düşen işlerdi Yunanlılar ona daha birçok yiğitlikler atfettiler: Kentauroslarla dövüşmüş, dev Atlas'ı kurtarmak için göğü omuzlarında kaldırmış, Kalpe ve Abila dağlarını birbirinden ayırmıştır (Herkül sütunları, Cebelitarık Boğazı'nı meydana getirir)

Ama ikinci karısı Deianeira Herkül'ün çapkınlıklarını kıskanarak ona, zehirli bir iksire batırılmış elbise giydirdi; bu korkunç ıstıraptan kurtulmak için de Herkül, kendini bir odun ateşinin alevleri arasına fırlattı Zeus onu Olympos Dağı'na aldı

«Herkül gibi» deyiminden de anlaşıldığı gibi güçlülük simgesi olan Herkül, çağlar boyunca ressamlara ve heykeltıraşlara konu olmuştur

«Antaios'un Nefesini Kesen Herkül» Antonio del Pollaiolo'nun eseri Uffizi Müzesi, Floransa Herkül, Antaios adlı bu devi üç kere altetmiş, ama bu kanlı canavar toprağa değer değmez yeniden canlanmıştır Bu mucizeli gücün sırrını çözen Herkül, rakibinin ayaklarını yerden keserek onu boğmayı akıl edecektir

Alıntı Yaparak Cevapla

Tarihte İhtilaller

Eski 11-04-2012   #45
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihte İhtilaller



XIV ve XV yüzyılda Fransa ile İngiltere'yi karşı karşıya getiren çatışmadır Fransızlarla İngilizleri 1337'den 1453'e kadar, yani gerçekte yüz on altı yıl süreyle karşı karşıya getiren çatışmaya «Yüzyıl Savaşları» adı ancak son yüzyılda verilmiştir Bu adlandırma pek de yerinde sayılamaz, çünkü yüz yılı aşkın bir zaman sürüp giden gerçek bir savaş değil, art arda bir dizi barış evresiyle bir dizi askerî harekâtın birbirini izlemesi söz konusudur

Bir Derebeylik Kavgası

XIV yüzyılda İngiltere kralı Edward III, Valois Hanedanı'ndan Fransa kralı Philippe VI'ya bağımlı bir hükümdardı; bu nedenle Fransa'daki toprağı Guyenne için onun otoritesine boyun eğmek zorundaydı Ama Edward III bu bağımlılığa daha fazla dayanamadı: ana tarafından Güzel Philippe'in torunuydu ve bu sıfatla da Fransa tahtında hak iddia edebilirdi

Philippe VI'nın Guyenne'deki müdahalelerini bahane ederek 1337 yılında Fransa kralı ile bağlarını kopardı ve Fransa tahtını ele geçirmeğe kalkıştı

İngiliz Zaferleri

İngiliz ordusu Fransız ordusunu Crecy'de (1346), Calais'de (1347), Poitiers'de (1356) yendi ve Fransa'nın tüm güneybatı kesimini ele geçirdi Charles V ile Bertrand du Guesclin karşı harekete geçerek kaybedilen toprakların bir kısmını geri aldılar Fakat İngiltere'nin yeni kralı Henry V'in 1415'te kazandığı Azincourt Zaferi'nden sonra İngilizler egemenliklerini Fransa'nın kuzey yarısına kadar genişlettiler Fransa kralı Charles VII, Loire'ın güneyine çekilmek zorunda kaldı

»İngilizleri Fransa'dan Kovmak»

Tam bu sırada Jeanne d'Arc işe karıştı: kuşatılmış olan Orleans'ı kurtardı (1429) ve Charles VII'yi Reims'te takdis etti Çok geçmeden yakalanarak İngilizlere teslim edilen Jeanne d'Arc, Rouen'de ateşe atılarak yakıldı (1431) Ama onun eylemi Fransızları yüreklendirmiş olduğundan Fransızlar üst üste zaferler kazanmağa başladılar: Paris geri alındı (1436); İngilizler Normandiya ve Guyenne'den kovuldular; ellerinde Calais'den başka yer kalmadı (1558'de orayı da kaybettiler)

Calais Burjuvaları

Calais kenti, on bir aylık bir kuşatmadan sonra 1347'de İngiltere kralına teslim oldu Kral kentin ilerigelenlerinden en zengin ve en güçlü altı kişinin, başları açık ve ayakları çıplak olarak sadece bir gömlekle gelip kentin anahtarını getirmelerini şart koştu Öldürülecek olan altı rehine İngiltere kraliçesinin ricası üzerine ölümden kurtuldular

(Solda) Azincourt Muharebesi'nde (25 ekim 1415), Fransız süvari ordusu, İngiliz okçu ve piyade birlikleri karşısında ağır bir yenilgiye uğradı Bu muharebe, top güllelerinin ise karışmadığı, bilek gücüne dayanan son çarpışmalardan biri oldu

(Sağda) Ecluse Muharebesi (24 haziran 1340), bıktırıcı Yüzyıl Savaşları'nın ilk kahramanlık hikâyelerine konu oldu: İngiltere kralı Edward III'ün donanmanı bu muharebede Philippe VI'nın donanmasını ezdi; Fransa bu çarpışmada 166 gemi kaybetti Yüzyıl Savaşları'nın ilk yıllarında hayatta olan papaz Jean Froissart'ın kitabında yer alan minyatürlerden biri

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.