Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dolmabahçe, gezelim, sarayı, sarayını, tanıyalım, tarihi

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım





Duvar ve kapıları

Dolmabahçe Sarayı'nın kara tarafındaki aşılması oldukça güç duvarların ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, sarayın bugünkü duvarlarının Beşiktaş Sarayı ile Dolmabahçe'de bulunan eski saray zamanlarında yaptırıldığı hususunda yabancı kaynaklar mevcuttur


Dolmabahçe adıyla meşhur padişah bahçesinin duvarı harabeye dönmüş, böylece içindeki muhteşem binalar da devamlı toz duman içinde kalınca, çalışkan ve gayretli Vezir-î Azam diğer bahçelerden daha fazla ihtişama layık buranın böylesine çirkin bir vaziyette olmasının sarayın şan ve şerefine zarar getireceği fikrindedir Çünkü, burası gerek kara ve gerekse deniz yoluyla İstanbul'a gelen misafirlerin, yolcuların ister dost, ister düşman olsun dikkatlerini çeken bir yerdir Bu duvarın onarımı ve yapımıyla sarayın Beşiktaş'ta bulunan diğeriyle bütünleşebileceği, böylelikle eski itibarını koruyacağı bir ferman vasıtasıyla inşaatın yönetici ve idarecilerine bildirilmişti Vezir-î Azam'ın üstün gayretleriyle saraydan Kabataş'a kadar bir duvar çekilmiştir Fındıklı sakinleri daha önceleri Arap iskelesiyle Dolmabahçe ve Beşiktaş'a gitmekteyken, iskele yerine bir liman yapılmış, halk da Dolmabahçe'den geçmeye izinli olmuştur


Dolmabahçe Sarayı'na gösterilen önem, kara ve deniz tarafında bulunan kapılarda da görülmektedir Çok süslü ve heybetli bir görünüme sahip kapılar sarayla bütünlük sağlar Hazine kapısı, bugün idare binası olarak kullanılan Hazine-i Hassa ile Mefruşat Dairesi arasında bulunur Yuvarlak kemerli ve beşik tonozlu bölümü bu kapının esas kirişini oluşturur Kapının iki kanadı demirden imal edilmiştir Kapının girişinde her iki tarafta, yüksek kaideler üzerinde ikiz sütunlar vardır Hazine kapısının sağ ve solundaki kapılardan Hazine-i Hassa ve Mefruşat Daireleri'nin avlularına giriş sağlanmıştır Kapının taçlandırılmış üst tarafında bulunan madalyonda oval şekil I Abdülmecit'in tuğrası ve bunun altında da Şair Ziver'in 1855/1856 tarihli kitabesi yer alır Kitabenin hattatı Kazasker Mustafa Efendi'dir



Dolmabahçe Sarayı'nın Hazine KapısıHazine Kapısı'nın süslemesi daha ziyade kartuşlar, askı çelenk, inci, yumurta dizileri, istiridye kabukları motiflerinden oluşmaktadır Üzerinde Abdülmecit'in tuğrasının bulunduğu Saltanat Kapısı, koridorlu iki yüksek duvar arasında bulunur Bir taraftan bayıldım bahçesine, diğer taraftan da Hasbahçe'ye bakan kapının demirden yapılmış iki kanadı vardır Abidevi bir görünümü bulunan kapının girişinde her iki tarafta da birer sütun vardır Kapı, büyük panolar içine alınmış madalyonlardan sonra ikiz sütunların kullanılmasıyla taçlandırılmıştır İçte ve dışta ikişer kulesi vardır Saltanat Kapısı, yabancı ziyaretçilerin de ilgisini çekmektedir Gerek Dolmabahçe Sarayı'nı ziyarete gelenler, gerekse Boğaz turuna katılanlar tarafından hatıra fotoğrafları çekilmektedir


Bu iki kapıdan başka Koltuk, Kuşluk, Valide ve Harem Kapıları da sarayın kara tarafında özenle yapılmış kapılardır Dolmabahçe Sarayı'nın deniz tarafına bakan cephesinde taçlı, demir kanatlı, madalyonlu, bitki motifleriyle süslü, birbirlerine dilimli parmaklıklarla bağlanmış beş yalı kapısı vardır


Dolmabahçe Sarayı'nın Has BahçesiBeşiktaş Hasbahçe ile Kabataş'taki Karabali (Karaabalı) bahçeleri arasında kalan koy doldurularak bahçeler birleştirilmişti Bu bahçelerin arasına inşa edilen Dolmabahçe Sarayı'nın deniz ile kara tarafındaki yüksek duvar arasında kalan alanda oldukça bakımlı bahçeleri bulunur Hazine Kapısı ile saray girişi arasındaki kareye yakın dikdörtgen şeklindeki Has Bahçe, Mabeyn veya Selamlık Bahçesi adlarıyla da tanınmaktadır Avrupai tarzda düzenlenmesi yapılan bahçenin ortasında büyük bir havuz bulunur Muayede salonunun kara tarafında kalan Kuşluk Bahçesi ise adını Kuşluk Köşkü'nden almıştır


Dolmabahçe Sarayı'nın Harem Dairesi'nin kara tarafında bulunan Harem Bahçesi'nde oval havuz ve geometrik şekillerle düzenlenmiş tarhlar bulunur Deniz tarafındaki bahçeler Has Bahçe'nin devamı sayılır Büyük Yalı Kapısı'nın iki yanında yer alan tarhların ortasında birer havuz vardır Tarhların geometrik şekillerle düzenlenmesi, süslemede fener, vazo, heykel gibi objelere yer verilmesi, bahçelerin de ana yapı gibi batı etkisi altında kalındığını gösterir Sarayın bahçelerinde daha ziyade Avrupa ve Asya kökenli bitkiler kullanılmıştır







Hamamlar

Sarayın selamlık kısmında bulunan Somaki Hamam'ın dinlenme odasındaki iki pencere denize bakar Çini soba, masa ve koltuk takımlarının bulunduğu bu odadan, tavanı haçvari motifli filgözleriyle kaplı antreye geçilir Sol tarafta tuvalet ve karşıda somaki mermerden yapılmış çeşme bulunur Antrenin sağından masaj odasına geçilir Buranın aydınlanması iki büyük pencereyle filgözleriyle sağlanmıştır Gece aydınlatmalarının, masaj odasına geçilen kapının sağ ve sol taraflarındaki camekan bölmelere konulan lambalarla yapıldığı görülmektedir Barok tarzda yapılan hamamın duvarları yaprak, kıvrımlı dal ve çiçek motifleriyle süslenmiştir Girişin sağ ve solunda somaki kurnalar vardır, ayna taşlarının işçiliği dikkat çeker




Haremde bulunan Çinili Hamam'a küçük bir koridordan geçilir Sağda, hamamın tuvaletine girilen antrede, ayna taşı çiçek motifleriyle süslü, bronzdan yapılmış bir çeşme bulunur Sade bir tuvaleti vardır Koridorun sonunda iki büyük pencereli ve tavandaki filgözleriyle aydınlanması sağlanan masaj odasında oturma yerleri vardır Ayrıca, burada, Kütahya yapımı, sıraltı tekniğiyle imal edilmiş, sekiz çini parçasından oluşan ve her bir çini parçasında şamdan bulunan bir masa mevcuttur Geceleri sekiz adet mumla bu mekanın aydınlatıldığı anlaşılmaktadır Masaj odasının duvarları 20 x 20 cm çiçek demeti desenli seramiklerle kaplıdır Girişin sol tarafındaki mermer kurnanın ayna taşı Barok tarzındadır Sıcaklık bölümüne geçilirken kapının iki tarafındaki duvar içinde kalan cam bölmeler kandiller için yapılmıştır Buradaki üç kurnadan, sağ ve soldakilerinin ayna taşları mermer oymalı olup Barok tarzındadır Girişin karşısında bulunan bronz çeşmeli kurna diğerlerinden daha büyüktür Tavandaki geometrik şekillerle meydana getirilen filgözleri, mekanın aydınlatılmasını sağlar Duvarlar, papatya desenli seramiklerle kaplanmıştır


Alt katta bulunan diğer bir hamam da Harem Hamamı adıyla tanınır Aydınlanması tepe camlarıyla sağlanan hamamın sıcaklığında üç kurna vardır Banyo şeklindeki Atatürk'ün hamamına salondan girilir Yıkanma yerinin sağ tarafında bir küvet, sol tarafında ise musluk ile tuvalet bulunmaktadır Girişin karşısında kurşun vitraylı pencere bulunmaktadır Soldan dinlenme odasına geçilir Burada ilaç dolabı, masa ve bir sedir bulunur Sol tarafta ayna taşı çiçek motifleriyle süslü bir çeşmeyle yine sol tarafta koridora bir çıkış vardır





Aydınlatma ve ısıtma


Sarayın giriş kapısı ve aydınlatmaları İnönü Stadyumu'nun bugünkü bulunduğu yerde Gazhane, Dolmabahçe Sarayı'nın aydınlatma ve ısıtılması için kullanılmıştır Dolmabahçe Gazhanesi, 1873'e kadar Hazine-i Hassa tarafından yönetilirken, daha sonraları Fransız Havagazı Şirketi'ne devredilmiştir Bir süre sonra da şirketin yönetimi Belediye'ye geçmiştir Havagazıyla aydınlatma yalnızca sarayda olmamış, İstanbul'un bazı semtleri de Gazhane'den yararlanmıştır


Muayede Salonu'nun ısıtılması değişik bir teknikle yapılmaktaydı Salonun bodrumunda ısıtılan hava, gözenekli sütun kaidelerinden içeriye veriliyor, böylelikle kubbeli büyük mekânda 20°C'ye varan bir sıcaklık elde ediliyordu Sultan Reşad döneminde, saraydaki gazlı lambaların aslî görünümleri korunarak, elektrikle çalışır hale dönüştürülmüştür Bu döneme kadar ısıtmada şömineler, çini sobalar, mangallar vasıtasıyla olurken, bunların yerini kalorifer almıştır




Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım



Süslemeleri



Dolmabahçe Sarayı'nın iç ve dış süslemeleri Batı'nın çeşitli sanat dönemlerinden alınan motiflerin birarada kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir Barok, Rokoko ve Ampir özelliğindeki motifler içiçe


kullanılmıştır Sarayın inşaatında Marmara Adaları'ndan çıkarılan maviye benzer bir renkteki mermer kullanılmış, iç süslemede ise su mermeri, billur, somaki gibi kıymetli haiz mermer ve taşlarla çalışmalar yapılmıştır


[25] Dış cephelerdeki süslemelerde olduğu gibi iç tezyinatta da eklektik (seçmeci) anlayış hakimdir Sarayın duvar ve tavan süslemeleri İtalyan ve Fransız sanatçılar tarafından yapılmıştır[26] İç süslemelerde çoğunlukla altın tozu kullanılmıştır Resimler sıva ve alçı üzerine yapılmış, duvar ve tavan süslemelerinde perspektifli mimari kompozisyonlarla boyutlu yüzeyler meydana getirilmiştir[27] Sarayın iç dekoru, tarih akışı içinde




ilaveler yapılarak zenginleştirilmiş, özellikle yabancı devlet adamı ve kumandanların hediyeleri ile salon ve odalar ayrı bir değer kazanmıştır[28] Séchan isimli yabancı bir sanatkar sarayın dekore edilmesinde ve döşenmesinde çalışmıştır Avrupai stilde (Regence, XV Louis, XVI Louis, Viyana-Thonet) ve Türk tarzındaki mobilyaların yanı sıra, saray


Bahce Süslemesi








odalarında görülen minder, döşek ve şalteler alaturka hayat tarzının devam ettirildiğini göstermektedir 1857 tarihli belgelerde Séchan'a başarısından dolayı nişan verildiği ve kendisine üçmilyon frank hakkının ödenmesi gerektiği açıklanmıştır



Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım



Özellikleri



Sarayın, üstü cam kaplı iç mekân Deniz tarafından görünüşü batılı olmasına karşılık, bahçe tarafı yüksek duvarlarla çevrili ve ayrı ayrı birimlerden oluşması itibariyle doğulu görünümündeki Dolmabahçe Sarayı, 600 m uzunluğunda mermer bir rıhtım üzerinde inşa edilmiştir[color="gray"] Mabeyn Dairesi (bugün Resim Heykel Müzesi)'nden Veliahd Dairesi'ne kadar olan uzaklığı 284 m'dir Bu mesafenin ortasında yüksekliğiyle dikkat çeken Merasim (Muayede) Dairesi bulunur
Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır 285 odası ve 43 salonu vardır Sarayın temelleri kestane ağacı kütüklerinden yapılmıştır Deniz tarafındaki rıhtımın yanı sıra kara tarafında da birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan, İngiliz yapımı 4,5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçilerin ilgisini çeker[color="gray"]



Sarayın, Muayede Salonu'nda yer alan 4,5 tonluk kristal avize






Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkârlar bölümleri bulunmaktadır Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmiştir Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı, günümüzde Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir Saray Haremi'nin dış tarafında ise, Saray Tiyatrosu, Istabl-ı Âmire, Hamlacılar, Attiye-i Senniye Anbarları, Kuşhane Mutfağı, Eczahane, Pastahane, Tatlıhane, Fırınlar, Un fabrikası, Bayıldım Köşkleri bulunmaktaydı



Dolmabahçe Sarayı yaklaşık olarak 250000 m²'lik bir alanda yer almaktadır
Saray, müştemilatının neredeyse tamamıyla birlikte deniz doldurularak, bu zemin üzerine 35 – 40 cm çapında, 40 – 45 cm satrançvari aralıklarla, meşe kazıklar çakılarak üzerine takviye edilmiş yatay hatıllarla bütünleştirilmiş 100 – 120 cm kalınlığında oldukça sağlam horasan harçlı döşek (radyojeneral) üzerine kagir olarak inşa edilmiştir Kazık boyları 7,00 - 27,00 m arasında değişmektedir Yatay peşteban hatıllar ise 20 x 25 - 20 x 30 cm dikdörtgen kesitindedir Horasan döşekler esas kütlenin 1,00 - 2,00 m dışına taşacak (ampatman) şeklinde oluşturulmuşlardır Yıktırılan eski sarayların temel döşekleri tamir ettirilerek yeniden kullanılmıştır Gayet sağlam olduklarından, hiçbiri tasman yapmamış, çatlama ve yarılma olmamıştır
[color="gray"]Sarayın temel ve dış duvarları, masif taştan, bölme duvarları harman tuğlasından, döşeme, tavan ve çatılar ahşap olarak yapılmıştır Beden duvarlarında takviye amacıyla demir gergiler kullanılmıştır Masif taşlar, Haznedar, Safraköy, Şile ve Sarıyer'den getirilmiştir Stuka mermerle kaplanan tuğla beden duvarları, somaki mermer plak veya kıymetli ağaçlardan faydalanılarak lambrilerle örtülmüştür Pencere doğramaları meşe kerestesinden yapılmış, kapılar maun, ceviz veya daha kıymetli kerestelerden imal edilmiştir Çıralı çam keresteler Romanya'dan, meşe dikme ve hatıllar Demirköy ve Kilyos'tan, kapı, lambri ve parke keresteleri de Afrika ve Hindistan'dan getirtilmiştir
[color="gray"]Alttan kızdırmalı alaturka stilinde inşa edilen kagir kubbeli hamamlarda Marmara mermeri, Hünkâr hamamında ise Mısır alabaster cevheri kullanılmıştır Pencerelerde özel imalatla ultraviyole ışınlarını geçirmeyen camlar kullanılmıştır Özellikle padişahın kullanımında olan yerlerdeki duvar ve tavan süslemeleri diğer mekanlardakilere nazaran daha fazladır Çatılarda toplanan kar ve yağmur suları dere ve oluklarla kanalizasyona bağlanmıştır Kanalizsyon şebekesi kafi miktarda borularla kurulmuş, atık sular çeşitli işlemlerle temizlenerek, dört ayrı yerden denize akıtılması sağlanmıştır





Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır İç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir Dolmabahçe Sarayı mevcut hiçbir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkârlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tonlarına sahiptir Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır Meşhur Hereke ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidir Avrupa ve Uzak Doğu'nun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler Sarayın pekçok odasında kristal avizeler, şamdanlar ve şömineler bulunur
Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir 36 metre yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4,5 ton olan devasa kristal avize asılı durur Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı Saraya kalorifer ve elektrik sistemi 1910 ila 1912 yılları arasında, Sultan Mehmet Reşad döneminde eklenmiştir Altı hamamdan, Selamlık bölümünde olanı, oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur Büyük salonun üst galerileri orkestra ve

Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım



Mimari biçimi


Mimari biçimi

Sarayın, İstanbul Boğazı'na olan bölümü



[color="gray"]Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenilerek yapılan Dolmabahçe Sarayı, değişik biçimlerin, yöntemlerin öğeleriyle donandığından belirli bir biçemi bağlanamaz Büyük bir orta yapıyla iki kanattan oluşan planında, geçmişte mimari açıdan işlevsel değeri olan öğelerin farklı bir anlayışla ele alınarak süsleme amacıyla kullanıldığı gözlemlenir


Dolmabahçe Sarayı'nın kendine has, belirli ekollere giren bir mimari biçemi olmamasına karşın Fransız Baroku, Alman Rokokosu, İngiliz Neo Klasizmi, İtalyan Rönesansı karışık bir şekilde uygulanmıştır Saray, batı anlayışıyla çağdaşlaşma çabaları içinde bulunan toplumun sanatta da batının etkisi altında kalarak, Osmanlı saray gereksinimlerini de dikkate alıp, o asır bünyesinin sanat atmosferi içinde yapılmış bir eserdir Nitekim, 19 yüzyıl köşk ve saraylarına dikkat edildiğinde onların, içinde yaşanılan yüzyılın sanat olaylarına değil, toplumun ve tekniğin gelişmesini de anlattığı farkedilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım





Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nın Harem Dairesi'nde yer alan çalışma odası

Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullandığı sarayda yaşanan en önemli olay, 10 Kasım1938'de Atatürk'ün ölümüdür Atatürk, sarayın 71 numaralı odasında hayata gözlerini kapamıştır Muayede Salonu'nda kurulan katafalga konan naaşı önünden son saygı geçişi yapılmıştır Saray, Atatürk'ten sonra Cumhurbaşkanlığı sırasında İsmet İnönü tarafından, İstanbul'a gelişlerinde kullanılmıştır Tek partili dönemden sonra saray, yabancı misafirleri ağırlamak amacıyla hizmete açılmıştır Alman Cumhurbaşkanı Gronchi, Irak Kralı Faysal, EndonezyaBaşbakanı Sukarno, Fransa Başbakanı General de Gaulle şereflerine törenler düzenlenip, ziyafetler verilmiştir


Atatürk'ün 10 Kasım1938 tarihinde hayata gözlerini yumduğu yatağı


1952'de Dolmabahçe Sarayı, Millet Meclisi İdare Amirliği'nce haftada bir gün olmak üzere halka açılmıştır 10 Temmuz1964 tarihinde Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın toplantısıyla resmî açılışı yapılmış, Millet Meclisi İdare Amirliği'nin 14 Ocak1971 tarihli yazısıyla bir ihbar sebep gösterilerek kapatılmıştır 25 Haziran1979'da 554 sayılı Millet Meclisi Başkanı emriyle turizme açılan Dolmabahçe Sarayı, aynı yılın 12 Ekim'inde yine bir ihbar üzerine kapatılmıştır İki ay kadar sonra Millet Meclisi Başkanı'nın telefon emriyle tekrar turizme hizmet vermeye başlamıştır MGK İcra Daire Başkanlığı'nın 16 Haziran1981[size="3"] tarih ve 1473 sayılı kararıyla saray ziyaretçilere tekrar kapatılmış ve bir ay sonra 1750 sayılı MGK Genel Sekreterliği'nin emriyle açılmıştır
Saat Kulesi, Mefruşat Dairesi, Kuşluk, Harem ve Veliahd Dairesi bahçelerinde ziyaretçilere yönelik kafeterya hizmetleri veren bölümler ve hediyelik eşya satış reyonları oluşturulmuş, bu reyonlarda Kültür-Tanıtım Merkezi'nce hazırlanan ve milli sarayları tanıtıcı bilimsel nitelikte kitaplar[size="3"], çeşitli kartpostallar ve Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu'ndan seçilmiş ürünlerin tıpkı basımları satışa sunulmuştur Diğer yandan, Muayede Salonu ve bahçeler ise ulusal ve uluslararası resepsiyonlara ayrılmış, yeni düzenlemelerle saray, müze içinde müze birimlerine, sanat ve kültür etkinliklerine kavuşturulmuştur[16] Saray 1984 yılından beri müze olarak hizmet vermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım



Abdülmecit, eski Beşiktaş Sarayı'nda bir süre oturduktan sonra, şimdiye kadar tercih edilen klasik saraylar yerine, ikamet, sayfiye, misafir kabul ve ağırlama, devlet işlerini yürütme amacıyla, Avrupai plan ve üslupta bir sarayın inşaatına karar verdi[4] Abdülmecit, diğer şehzadeler gibi köklü bir eğitim görmemesine rağmen, Batı'ya dönük bir sultandı Batı müziğini ve batı üslubuyla yaşamayı seven padişah, anlaşabilecek kadar da Fransızca biliyordu


[color="gray"]Günümüzdeki Dolmabahçe Sarayı'nın yerinde bulunan köşklerin, 200 yıl kadar önce denizden kazanılmış toprağın tekrar ortaya çıkarılması için yıkımının kesin olarak hangi tarihte başladığına dair bir bilgi yoktur 1842'de sarayın yerinde olduğu ve bu tarihten sonra yeni sarayın inşaatına başlandığı tahmin edilmektedir[5] Bununla birlikte bu tarihlerde inşaat arazisinin genişletilmesi için çevredeki tarla ve mezarlıkların satın alınarak istimlak edildiği belirtilir İnşaat bitim tarihi için çeşitli kaynaklar değişik tarihler vermektedir Ancak, 1853 yılı sonunda saray inşaatını gezen bir Fransızın anlattıklarından, sarayın hâlen süslemelerinin yapıldığını, mobilyaların henüz yerleştirilmediğini anlamaktayız







Mabeyin Dairesi önündeki Has Bahçe'de yer alan havuz
[color="gray"]Sultan I Abdülmecit tarafından yaptırılan sarayın cephesi, İstanbul Boğazı'nın Avrupa kıyısında 600 metre boyunca uzanmaktadır Avrupa mimari üsluplarının bir karışımı olarak, Ermeni olan Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından 1843-1855 yılları arasında inşa edilmiştir 1855 yılında tamamıyla bitirilen[1] Dolmabahçe Sarayı'nın açılış töreni Ruslar'la yapılan Paris Antlaşması (30 Mart 1856)'dan sonra olmuştur[7] 7 Şevval 1272 (11 Haziran 1856) tarihli Ceride-i Havadis adlı gazetede, sarayın 7 Haziran 1856'da resmen açıldığı haberi verilmiştir[color="gray"]Abdülmecit döneminde üç milyon kese altın olan sarayın borcu, Maliye Hazinesi'ne aktarılınca, zor durumda kalan maliye, aylıkları, ay başı yerine ay ortalarında, sonraları da 3-4 ayda bir ödemek durumunda kalmıştır[9] 5000000 altına mal olan Dolmabahçe Sarayı'nda Sultan Abdülmecit sadece altı ay yaşayabilmiştir[color="gray"]Ekonomiyi tam bir iflas hâlinde devralan Sultan Abdülaziz devrinde sarayda israf son haddini bulmuştur 5320 kişinin hizmet verdiği sarayda yıllık masraf 2000000 sterlini bulmaktaydı Abdülaziz'in, ölen kardeşi kadar Batı'ya hayranlığı yoktu Alaturka bir hayat tarzını tercih eden padişahın pehlivan güreşleri ile horoz dövüşlerine merakı vardı Saray, Abdülaziz'in son dönemlerinde, yüksek dereceli memurların usulsüz atanmalarına, azillere, entrikalara ve rüşvetlere sahne olmuştur Padişahın, istikraz işinden menfaat beklediğini açıkça ifade etmesi ile ordu ödeneğinden seksen bin altın talep etmesi tahttan indirilmesine sebep olmuştur30 Mayıs 1876'da V Murat, saraydaki dairesinden alınarak Bab-ı Sarasker'e götürüldü ve kendisine Serasker Kapısı'nda (Üniversite Merkez Binası) biat töreni yapıldı V Murat Sirkeci'den



Dolmabahçe'ye saltanat kayığıyla dönerken aynı saatlerde Abdülaziz başka bir kayıkla Topkapı Sarayı'na götürülmekteydi Saraya getirilen V Murat'a Mabeyn Dairesi'nin üst kat sofrasında ikinci bir biat merasimi düzenlenmiştir V Murat'tan sonra tahta çıkan II Abdülhamit şerefine bütün şehir fenerlerle aydınlatılırken, Dolmabahçe Sarayı'nda yalnızca bir odada ışık yanmaktaydı, padişah anayasa metni üzerinde çalışıyordu[12] Suikastten sürekli kuşkulanan

Büyük masraflarla inşa ettirilen saray, 33 yıl boyunca yılda iki kez Büyük Muayede Salonu'nda düzenlenenbayram törenlerde kullanılmıştır V Mehmet zamanında sarayın kadrosu azaltılmış, yurt dışında çok önemli olaylar cereyan ederken, saray içinde, sekiz yıllık süre boyunca az sayıda olay gerçekleşmiştir Bu olaylar, 9 Mart 1910'da 90 kişiye verilen bir ziyafet, aynı yılın 23 Mart'ında Sırp Kralı Petro'nun bir hafta süren ziyaret törenleri, Veliaht Max'ın ziyareti ve Avusturya imparatoru Karl ile İmparatoriçe Zita'nın şerefine düzenlenen ziyafetlerdir Yorgun ve yaşlı padişahın vefatı Dolmabahçe Sarayı'nda değil Yıldız Sarayı'nda olmuştur VI Mehmet unvanıyla tahta çıkan Vahdettin, Yıldız'da oturmayı tercih etmiş, ancak vatanı Dolmabahçe Sarayı'ndan terketmiştir[13]TBMM reisi Gazi Mustafa Kemal tarafından imzalanmış telgrafı alan Abdülmecid Efendi, halife ilân edildi Yeni halife TBMM'den gelen heyeti Dolmabahçe'nin Mabeyn Dairesi Salonu'nun üst katında kabul etmiştir Hilafetin kaldırılmasıyla Abdülmecit Efendi maiyetiyle birlikte Dolmabahçe Sarayı'nı terk etmiştir (1924)[14] Boşalan saraya Atatürk üç yıl hiç uğramamış Onun döneminde saray iki yönden önem kazanmıştır; yabancı konukların bu mekânda ağırlanmaları, kültür ve sanat



bakımından saray kapılarının dışarıya açılması İran Şahı Pehlevi, Irak Kralı Faysal, Ürdün Kralı Abdullah, Afgan Kralı Amanullah, özel ziyaret için gelen İngiliz Kralı Edward ve Yugoslav Kralı Aleksandr, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda ağırlanmışlardır 27 Eylül 1932'de Muayede Salonu'nda Birinci Türk Tarih Kongresi açılmış, 1934'te de Birinci ve İkinci Türk Dil Kurultayları burada toplanmıştır Turing kurumlarının dünya kuruluşu Alliance Internationale de Tourisme'nin Avrupa toplantısı Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenerek, sarayın turizme ilk açılışı sağlanmıştır (1930)

Alıntı Yaparak Cevapla

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım

Eski 06-26-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dolmabahçe Sarayı -Dolmabahçe Sarayı'nı Gezelim -Tarihi Dolmabahçe Sarayını Tanıyalım








Dolmabahçe Sarayı'nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koy'u idi Dolmabahçe sarayı hala eski güzelliğini korumaktadır Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi 17 yüzyıl'da doldurulmaya başlanan koy,[2] padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürüldü Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı
18 yüzyıl'ın ikinci yarısına doğru, Türk mimarisinde Batı tesirleri görülmeye başlanmış ve "Türk Rokokosu" denilen süsleme şekli, gene Batı tesiri altında kalarak yapılan barok tarzı köşk, kasır ve sebillerde kendini göstermeye başlamıştır III Selim, Boğaziçi'nde Batı tarzında ilk binaları inşa ettiren padişahtır Mimar Melling'e Beşiktaş Sarayı'nda bir kasır yaptırmış, lüzum gördüğü diğer yapıları da genişlettirmiştir II Mahmut, Topkapı Sahilsarayı'ndan başka, Beylerbeyi ve Çırağan bahçelerinde Batı tarzında iki büyük saray yaptırmıştır Bu devirlerde Yeni Saray (Topkapı Sarayı) fiilen olmasa bile, terkedilmiş sayılırdı Beylerbeyi'ndeki saray, Ortaköy'deki mermer sütunlu Çırağan, eski Beşiktaş Sarayı ile Dolmabahçe'deki kasırlar II Mahmut'un mevsimlere göre değişen ikametgâhlarıydı Abdülmecit de babası gibi Yeni Saray'a fazla itibar etmemekteydi, orada yalnızca kış mevsiminde bir kaç ay kalıyordu Kırkı aşkın çocuğunun neredeyse tümü Boğaziçi saraylarında dünyaya gelmiştir
SUNUM ALMİRA

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.