Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hastalıklarteşhis, tanı, tedavi

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





ADALE CEKILMESI


Adale çekilmesi veya incinmesi, bir kasın üzerine çok fazla yük bindirmenin sonucudur Hafif bir adale çekilmesi o bölgeyi fazla germekten veya aşırı çalıştırmaktan meydana gelir Güç kaybı yoktur fakat acı duyulur

Belirtiler

- Zedelenme meydana geldiği zaman lokalize ağrı, bunu izleyen hassasiyet ve bazı durumlarda şişme

- Zedelenmenin meydana gelmesinden hemen sonraki 24 saat içinde tutulma (sertleşme) veya hassasiyet

- Eğer kasın hiçbir fonksiyonu yokmuş gibi görünüyorsa, kopmuş olabilir

Bir kasın liflerinden bazıları gerçekten yırtılır ve adalenin kasılıp iç kanama yapmasına neden olursa daha ciddi bir durum ortaya çıkar Ender durumlarda bütün kas kopup ayrılabilir, ya kısmi olarak veya daha seyrek görülen şekliyle, tamamen kopabilir

Adale incinmelerinin en sık görülenlerinden biri uyluk kemiğinin arka tarafındaki bir grup adale üzerinde olur Bu kaslar dizinizi kapatıp açabilmenizi sağlar; koştuğunuz zaman bu kaslarda çekilme meydana gelebilir

Uyluk kemiğinin arka tarafında bir adale ağrısı veya zayıflığı bu adalelerinizi incittiğinizi gösterebilir İncinmenin çok yaygın ikinci bir çeşidi de kasık çekmesi veya gerilmesi denen olaydır Kasık çekmesi olayında belirli bir kas zedelenmiş değildir; daha çok, kasıktaki ten-don ve kaslar (karın, bacak ve pelvis bölgeleri dahil) gerilmiş veya yırtılmış olabilir Kasık gölgesindeki ağrı veya adale spazmları tekrarlanan aşırı kullanımdan veya tek bir olaydan kaynaklanabilir

Teşhis

Zedelenen alandaki rahatsızlık (hassasiyet, kramplar ve şişme ) teşhis için önemlidir Sorunun, kemikte bir yaralanmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için radyografi gerekebilir

Adale çekilmesi, tedavi ve nekahat devresinde uygun bir bakımla, hızla ve tamamen iyileşir

Bununla birlikte, ağrınız birkaç günden daha fazla sürmüşse ve kas yırtılması ya da bir kırıktan kuşkulanıyorsanız, doktorunuza başvurun Zedelenmeyi onarmak için bir ameliyat gerekebilir

Tedavi

Zedelenmeden sonraki ilk 24 saatte, arızalı bölgeye buz veya soğuk kompres uygulayın Ondan sonra termofor veya sıcak banyo kullanın Bazen, özellikle eğer şişme çok fazlaysa kas zedelenmesi düzelene kadar soğuk kompres kullanılabilir Zedelenen kası yüksekte tutmak ve elastik bandaj kullanmak şişmeyi önlemeye veya azaltmaya yardımcı olabilir

Fakat fazla sıkı bağlamamalısınız Zedelenen kası, ağrılı olduğu sürece kullanmamaya çalışın Bu süre genellikle birkaç günden fazla değildir

İlaç

Küçük adale çekilmeleri için, ağrıyı azaltmak amacıyla aspirin veya diğer ağrı kesici ilaçlar alınabilir Orta veya ağır adale incinmeleri için ilaç almadan doktorunuza danışın çünkü kendisi size şişmeyi azaltmak için bir antienflamatuar ilaç, bir kas gevşetici veya ağrı kesiciyi zedelenmenin durumuna bağlı olarak verecektir

Ameliyat

Eğer kasta yırtılma varsa, ameliyat en iyi seçenektir

Önleme

Adale çekilmelerinden kaçınmanın en iyi yolu, egzersiz öncesi uygun ısınma hareketleri yapmaktır Tekrarlayan adale çekilmelerini önlemek için, zayıf kasın güçlendirilmesini amaçlayan bir egzersiz programı da bazen yararlı olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ADALE KRAMPLARI


Kramp aslında bir doku spazmıdır Burada doku kasılır ve ani ve şiddetli ağrıya yol açar Özellikle yaygın bir kramp çeşidi uyku sırasında baldır adalelerinde meydana gelir Fakat fazla yüklenme, incinme, adale zorlanması (gerilmesi) veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak adale kramplarına yol açabilir Bunlar sıklıkla, sıcak havada oynanan spor karşılaşmalarında aşırı yorulan ve susuz kalan sporcularda görülür

Belirtiler

- Ani ve keskin adale ağrısı, çoğunlukla bacaklarda

- Cildin altında çarpılmış bir adale dokusu yumrusu görülmesi

Belirli aktiviteler karakteristik olarak profesyonel kramplar denilen kramplara yol açar Yazar krampı klasik örnektir -yazan elin başparmağı, işaret ve orta parmakları uzun süre sıkıcı kalem tutma sonucu kramp duygusu yaşar Geçmişte saatçi ve terzi krampları çok görülürdü

Hemen herkes şu veya bu zamanda adale krampı geçirir yine de çoğu kimseler için bunlar sadece ara sıra karşılaştıkları önemsiz bir rahatsızlık nedenidir Fakat diğerleri için adale krampları, özellikle geceleri, rahatsız edici bir problemdir Eğer uykunuzu bölen sık ve şiddetli kramplarınız varsa doktorunuza danışın

Krampların belirgin bir tipi olan bacakta dolaşım bozukluğu nedeniyle zaman zaman topallayarak yürüme (intermitent klodikasyon) harekete bağlı olup baldırlara yeterli kan gitmemesine bağlıdır Bacaklarda harekete bağlı krampların bir diğer çeşidi omurgada sinir sıkışması ile bağlantılıdır Eğer hareket sonucu bacaklarda kramp olayı sürekli tekrarlanıyorsa doktorunuza gidin, Diüretik (idrar söktürüc&#252 kullanımı ve aşırı terleme nedeniyle potasyum kaybı genellikle adale kramplarının nedeni olarak belirtilir fakat sık rastlanan bir neden değildir

Tedavi

Kramp meydana geldiğinde etkilenen adaleyi germeye çalışın Yumuşak bir tavırla düzeltin Çünkü kasılan adaleyi germek genellikle derhal rahatlamayı sağlayacaktır Etkilenen kasa kompres ve masaj yapmayı deneyin Sıcak banyoya daldırmak veya sıcak kompres koymak da rahatlatabilir

Soğuk kompres de adale spazmını azaltabilir veya gergin bir adaleyi gevşetebilir Bazen, kramp giren adalelerin karşısındaki adaleleri istemli olarak kasmak ağrının şiddetini azaltabilir örneğin, eğer bacağınıza kramp girdiyse ayağınızın ucunu dizinize doğru büküp ağrı azalana kadar orada tutun

Koruma

Susuz kalmaktan sakının Fiziki çalışmalardan önce ve sonra açılma egzersizleri yapın ve kaslarınızı haddinden fazla yormayın

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ADDISON HASTALIGI


Böbreküstü bezi yetmezliği böbreküstü bezlerinin işlevlerinde yavaşlamayı anlatan bir terimdir Bu durumda aldosteron, kortizol, cinsel hormonlar, adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların üretimi yetersiz kalır Bazen bu hormonlardan bazısındaki eksiklikle bazısındaki artış birlikte görülür, ama bu tür olgulara çok ender rastlanır Çeşitli böbreküstü bezi hormonlarının ana maddesi kolesteroldür Bu ana madde bir dizi kimyasal tepkime sonucunda hormona dönüşür Kimyasal tepkimeler için gerekli enzimlerden birinin eksikliği, bütün üretim zincirinin durmasına ve son ürünün, yani hormonun yapılamamasına yol açar

Olguların büyük bölümünde hastalık böbreküstü bezi kabuğunun her üç katmanına da yerleştiğinden böbreküstü bezi yetmezliği genel bir hormon eksikliği olarak ortaya çıkar

NEDENLERİ

Olguların yüzde 70-80 ine Koch basilinin etken olduğu böbreküstü bezi veremi yol açar Hastalık belirtilerinin görülebildiği ilerlemiş olgularda böbreküstü bezleri belli bir biçimden yoksun, san-gri renkli ve peynirimsi yapıda iki torbacık halini almıştır Hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için veremin yol açtığı doku yıkımına bağlı bu yapı bozulmalarının böbreküstü bezlerinin yüzde 90 ma yayılması gerekir Bundan da anlaşılacağı gibi böbreküstü bezlerinin yedek üretim kapasitesi çok geniştir Bez dokusunun yaklaşık yüzde l0u sağlam kaldığı sürece yetmezlik belirtileri yalnız vücudun yüksek düzeyde hormona gereksinim duyduğu anlarda ortaya çıkar Bu gibi durumlarda böbreküstü bezleri organizmanın birden artan hormon gereksinimini karşılayamaz

Böbreküstü bezlerinde verem akciğerlerdeki enfeksiyonu izleyen ikincil bir odak olarak belirir Veremin yanı sıra kronik enfeksiyon hastalıkları, frengi, böbreküstü bezi tümörleri, bu doku hücrelerini yaygın yıkıma uğratan kloroform ve salvarsan gibi zehirli maddeler ve böbreküstü bezlerini besleyen damarların tıkanması da böbreküstü bezi yetmezliğine yol açabilir

Bazen sorun başka nedenlerden de kaynaklanabilir Bu durumlarda hastalığın kökeni vücudun daha yukarısında yer alan merkezlerdir Örneğin, etken beynin hipotalamus bölgesinde üretilen ve hipofiz bezini adrenokortikotrop hormon (ACTH) salgılamaya iten serbestleştirici faktör eksikliği olabilir Hipofizin ACTH salgılayamaması böbreküstü bezlerinde doku gerilemesine yol açar ve böbreküstü bezi yetmezliğiyle sonuçlanır

BELİRTİLERİ

Addison hastalığı ya da hipoadrenalizm adıyla bilinen böbreküstü bezi yetmezliğinin ilk belirtisi aşırı yorgunluktur Hasta bitkinlik duyar ve ilerlemiş olgularda yataktan kalkıp yürüyecek gücü kendinde bulamaz Gittikçe zayıflar Tansiyonu sürekli düşük kalır Hastalığın bütün bunlardan daha tipik belirtisi ise deri renginin koyulaşmasıdır (melanodermi) Deri özellikle yüz, el ve kollarda koyu, bronz bir renk alır Elin üstündeki deri koyulaşarak pembemsi avuç içiyle belirgin bir karşıtlık oluşturur Meme başları ve varsa yara izleri siyaha çalan koyu kahverengiye döner Dişetleri, yanaklar ve üreme organların-da koyu renkli lekeler belirir Erkeklerde cinsel güçsüzlük, kadınlarda adet düzensizlikleriyle birlikte özellikle koltukaltı ve dış üreme organları çevresinde kil dökülmesi hastalığın öbür belirtileridir

Şimdi bu hastalıkta eksikliği duyulan hormonların yukarıda sıralanan belirtilere nasıl yol açtığına bakalım Yorgunluk ve düşük tansiyon birbiriyle yakından ilgilidir Her ikisi de su ve sodyumun böbrekler yoluyla dışarı atılmasını denetleyen aldosteron hormonunun eksikliğinden kaynaklanır Aldosteron eksikliği nedeniyle su ve sodyumun boşaltım sisteminden dışarı atılması denetlenemeyen su kaybına, dolayısıyla da dolaşımdaki kan miktarının azalmasına ve tansiyonun düşmesine yol açar Kilo kaybı bu bozukluğa ek olarak kortizol eksikliğiyle de ilgilidir Kortizolun başlıca görevi proteinleri şekere dönüştürerek hücrelere enerji sağlamaktır Addison hastalarında kortizol eksikliği nedeniyle kan şekeri normal düzeyin altına düşer Bu durum bütün organizmayı olumsuz etkiler; hastanın yorgunluk duymasına da yol açar

Deri renginin koyulaşması böbreküstü bezlerinin dışında gelişen bir belirtidir Bu bezlerdeki işlev yetersizliği nedeniyle kanda kortizol miktarının azalması ön hipofizin sürekli uyarılarak aşırı ACTH salgılamasına yol açar Aynı süreçte hipofizin orta lobu da etkilenerek, fizyolojik denge durumunda çok az önem taşıyan melanosit uyarıcı hormonu (MSH) salgılar Bu hormon deri hücrelerindeki melanin adlı koyu renkli pigmentin artmasına ve deri renginin koyulaşmasına neden olur Cinsel organlarla ilgili bozukluklar ve kıl dökülmeleri ise böbreküstü bezlerince salgılanan cinsel hormonların eksikliğinden kaynaklanır

AKUT BÖBREKÜSTÜ BEZİ KABUK BÖLGESİ YETMEZLİĞİ

Akut hipokortikoadrenalizm adıyla da bilinen bu çok şiddetli hastalık neyse ki çok ender görülür Ağır enfeksiyon hastalıkları sırasında böbreküstü bezini besleyen bir damarın çatlaması sonucunda gelişebilir Neredeyse yalnızca çocuklarda ve yaşlılarda görülen bu biçime Waterhouse-Friederichsen sendromu adı verilir Bir başka olasılık kronik böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği sırasında duyulan aşırı hormon gereksinimiyle sıra dışı olarak hastalığın akut biçime dönüşmesidir Hastalığın bunların hepsinden yeni bir nedeni ise tedavi amacıyla kullanılan kortizonun birden kesilmesidir Kortizon tedavisi sırasında kanda yeterli miktarda kortizon bulunduğu için hipofiz bezi böbreküstü bezlerini uyarmaz Böylece böbreküstü bezleri geçici bir "dinlenme" evresine girer ve dinlenme durumundan çıkıp normal işleyişe dönmeleri için belli bir süre gerekir Dışarıdan verilen kortizon birden kesilince böbreküstü bezleri vücudun kortizon gereksinimini karşılayamaz ve akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği gelişir

Belirtileri ve tedavisi

Hastalığın belirtileri kalp, akciğer, beyin ve sindirim sistemiyle ilgilidir Mide bulantısı, kusma, kan şekeri ve basıncında önemli ölçüde düşme, su ve tuz dengesinde aşırı bozukluklar görülür Günümüzde akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği eksik hormonların dışarıdan verilmesiyle ürkütücü bir hastalık olmaktan çıkmıştır Hormon tedavisi hastaların normal bir yaşam sürdürmesine olanak vermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



AILEVI AKDENIZ ATESI


Ailevi Akdeniz Ateşi irsi bir bağırsak rahatsızlığıdır Tekrar eden ateşlenme ve iltihaplanma hastalığın özellikleridir Bu rahatsızlıkta karın bölgesinde görülen iltihaplanma nedeniyle Ailevi Akdeniz hastalığına periodik peritonit (belli aralıklarla gelen peritonit) de denir Ailevi Akdeniz hastalığı olan çoğu kimsede belirtiler 5 ila 15 yaş arasında ortaya çıkar Çoğu nöbette ateş vardır Ayrıca, peritonit zatülcenp, ve artrit belirtilerini anımsatan karın zannın göğüs bölgesinin ve mafsalların iltihaplanması gibi belirtiler de görülebilir Ailevi Akdeniz hastalığına yakalanmış olan kimselerin dörtte birinde bacaklarının alt kısmında şişmiş kırmızı bir bölge vardır Bu hastalıkta tekrar eden nöbetler olur Nöbetlerin ağırlığı ve durumu bir olaydan diğerine değişiklik gösterir, birbirinin aynı değildir Ailevi Akdeniz hastalığının sebebi bilinmemektedir Bu hastalığın etkisinde olan kimselerde nöbetler arasında hiçbir belirti görülmez

Belirtiler

- Ateş,

- Karın ağrısı

- Göğüs ağrısı,

- Mafsal ağrısı,

- Bacakların alt kısmında ciltte bozukluklar,

Tedavi

Antibiyotik ya da kortikosteroid kullanımını da içeren birçok farklı tedavi yöntemi vardır Ancak hiçbirinin etkinliği kanıtlanmamıştırKolşisin kullanımı, birçok hastada hastalığın ataklarının sayısında çarpıcı bir azalmaya yol açmıştır Doktorunuz uzun süre kolşisin kullanımının muhtemel yan etkilerini anlatacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



KCIGERDE SIVI TOPLANMASI (PULMONER ODEM)


Akciğerdeki toplardamarların içindeki basıncın aşırı bir şekilde yükselerek aşırı miktarda kanın bu toplardamarları parçalayarak alveoller (hava kesecikleri) içine girmesi sonucunda akciğer ödemi (pulmoner ödem) meydana gelir Pulnomer ödemin sebebi genel olarak çok sık olan kalp krizleri, mitral ve aort kapağı hastalıkları ve nadir olmakla birlikte yüksek irtifaya maruz kalmasıdır

Acil Belirtiler

- Nefes darlığı (ciddi);

- Huzursuzluk ve endişe;

- Pembe ve köpüklü balgam:

- Terleme;

- Sararma (beniz sarılığı);

Pulmoner ödemde derhal hastaneye kaldırma ve tedavi gereklidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





AKUSTIK NORONOM (ISITME SINIRI URU)


İşitme sinini unu, çok ağın büyüyen selim (kanser olmayan) bir tümör (ur)dür 8inci kafatası sinini üzerinde ekseriyetle kafatasından çıkıp iç kulağın kemik yapısına girdiği yerde oluşur Bu tümöre bazen açı tümörü de denir Çünkü bulunduğu yen beyin parçalarının (cerebellum ve pons) bir açı oluşturdukları yendir

Belirtiler

- Hafif baş dönmesi

- Kulak çınlaması

- işitme kaybı

Teşhis

Eğer hafif baş dönmesi, dengesizlik hissederseniz, kulakta çınlama veya kulakta seslen duyarsanız ve gitgide işitme kaybı başlarsa bu durum işitme sinini unu olabilir Hafif baş dönmesi Menier Sendromundaki gibi tek başına görülen bin belirti değildir Doktorunuz bin işitme gücünü ölçme testi (Odiometri) ve sinirlenle ilgili inceleme yapacaktır Sinirlerde zedelenme varsa bunu bulmak için bin baş röntgeni veya CT (bilgisayarlı tomognafi) muayenesi isteyebilir

Tedavi

Selim karakterli olduğu halde ve ağır büyümesine rağmen kafatasının içinde hayati önemi olan birçok beyin yapısına bitişik olduğu için bu tümör tehlikeli olabilir Büyüdükçe bu yapılana basınç yapıp zarar verebilir Tek tedavi ameliyatla alınmasıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



AKUSTIK TRAVMA


Akustik travma işitme kaybının sık görülen bir türüdür Ekseriyetle kulağa gelen bir darbe veya patlama sonunda hava basıncı çok fazla aniden değişir Bu da kulağın hassas kemikleri-ne ve mekanizmasına zarar verir Ayrıca yüksek makine sesini ve aşırı yüksek müzik sesini uzun zaman dinlemek durumunda kalanlarda da görülür

Belirtiler

- işitme kaybı

- Kulak çınlaması

Teşhis

Yakındaki bir patlamadan ya da kulağa gelen bir darbeden sonra meydana gelen işitme kaybı sık görülen bir durumdur Kısmi sağırlığa, yüksek perdeli bir kulak çınlaması da eşlik edebilir

Doktorunuz bir dizi test yaparak, hangi tipte bir işitme kaybı olduğunu belirleyecektir

Tedavi

Travmanın neden olduğu ağır işitme kaybının etkili tek tedavisi işitme aletleridirBazı yöntemler de kısmi sağırlığa uyum sağlamayı kolaylaştırabilir; bunlar arasında yüz ifadesine dikkat etmek ve dudak okumak bulunmaktadır

Önlem

Eğer yüksek sesle işyerinde çalışacağınızı biliyorsanız, özel olarak yapılmış kulaklık kullanın Bunlar aşağı yukarı tüm gürültüyü keser ve takan kimse diğer kimselerle iletişim kurabilsin diye bunlara mikrofon ve alıcı yerleştirilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ALLERJIK RINIT (SAMAN NEZLESI)


Alerjik rinit, burun mukozasının alerjik nedenli iltihabıdır Özellikle alerjik yatkınlığı olan, atopik kişilerde görülür Çoğunlukla ömür boyu devam etmekle birlikte, ileri yaşlarda şiddeti azalabilir

En sık rüzgarın havada uçurduğu polenlere bağlı olarak gelişen alerjik rinit, herhangi bir alerjen tarafından da meydana gelebilir Kendiliğinden geçme olasılığı ise oldukça düşüktür Alerjik rinite yakalanmamak için bu hastalığa neden olan alerjenlerden uzak durmak ve bunun için gerekli tedbirleri almak gerekir Alerji ve alerjik rinit hakkında bilmeniz gerekenler ve alerjik rinitten korunmak için almanız gereken pratik tedbirler

Burun rahatsızlıklarından kaynaklanan sorunlar, önemli bir sağlık sorununu oluşturuyor Toplumun yaklaşık yüzde 17’si alerjik rinitli Alerjik rinitler, horlama, sinüzitler toplumda sık görülen önemli sağlık sorunları arasında Bu rahatsızlıklar, kişilerde sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olmakta

ALLERJİ NEDİR?

Alerji vücudun yabancı bir madde ile karşılaştığında buna karşı geliştirdiği bir yanıttır Vücudun karşılaştığı yabancı maddeye antijen adı verilir Alerjiye neden olan maddelere alerjen de denilmektedir Alerjik reaksiyonlar vücudun belirli bir bölgesinde olabileceği gibi, yaygın da olabilir Alerjik reaksiyonlarda en korkulan şey anafilaksi dediğimiz hayatı tehdit eden durumun gelişme riskidir, fakat bunun tüm alerjik reaksiyonlar içinde görülebilme sıklığı oldukça düşüktür

NELER ALLERJİYE YOL AÇAR?

Günlük hayatımızda alerji nedeni olabilecek birçok alerjen ile karşılaşmaktayız Özellikle sanayi ürünlerinin ve kimyasal madde kullanımının yaygınlaşması ile alerjik hastalıkların görülme sıklığı da giderek artmaktadır Alerjenler çok çeşitlidir Yiyecekler, havada uçuşan polenler, ev tozları ve bunların içinde gözle görülmeyen küçük canlılar, hayvan tüyleri, giyecekler, takılar, kimyasallar ve aklınıza gelebilecek daha birçok şey alerji etkeni olabilir Alerjik reaksiyon kişiye özel bir durumdur Farklı kişiler farklı maddelere farklı alerjik reaksiyonlar gösterebilirler veya hiç alerjik reaksiyon göstermeyebilirler Alerjiye yatkınlık kalıtsaldır ve genetik faktörler rol oynar Alerjenler alerjik rinit, alerjik konjüktivit, alerjik astım, kontak dermatit, ürtiker gibi birçok alerjik hastalığa neden olabilir

ALLERJİK RİNİT NEDİR?

Rinit burun iltihabı anlamına gelmektedir Alerjik rinit alerji kaynaklı burun iltihabıdır Alerjenlerin hava yolu mukozasına yapışarak iltihabi reaksiyonları başlatması ile meydana gelir Belirli mevsimlerde (en çok polenlerin uçuştuğu bahar aylarında) ortaya çıkan tipine mevsimsel rinit denir Mevsimsel alerjik rinit saman nezlesi olarak ta bilinir, fakat bu doğru bir terim değildir Bir de alerjik rinitin tüm bir yıl boyunca süren tipi vardır ve perenial rinit olarak adlandırılır Perenial rinitte neden, genellikle yıl boyunca ortamda bulunan hayvan tüyü, çeşitli kimyasallar veya ev tozu gibi alerjenlerdir

HANGİ ALLERJENLER ALLERJİK RİNİTTE ROL OYNAR?

En sık olarak havada uçuşan polenler ve çevremizde bulunan ağaçlar alerjik rinite yol açar Fakat benzer reaksiyon küf, hayvan tüyü, ev tozu ve akarları gibi alerjenlere karşı da gelişebilir Rüzgarla havada uçuşan küçük polenlerin hava yolları mukozasına yapışarak alerjik olayı başlatması ile alerjik rinit meydana gelebilir Bu alerjenler ebatlarından dolayı burun mukozasında yakalanır ve genellikle daha aşağılara inerek alt solunum yolu belirtileri oluşturmazlar Fakat bu her zaman geçerli değildir Bu reaksiyonları başlatan polenler kişiye ve yöreye göre farklılık gösterirler Özellikle kuru ve rüzgarlı havalarda havadaki polen miktarı fazladır ve alerjik rinit görülme sıklığı artar

ALLERJİK RİNİTİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Alerjen ile karşılaşıldığında özellikle ağız, burun, gözler,boğaz ve deride kaşıntı ortaya çıkar Burun akıntısı ve gözlerin sulanması tipiktir Burun tıkanıklığı ve koku almada güçlük ortaya çıkabilir Bazen bu belirtilere hırıltılı solunum eşlik edebilir Öksürük ve başağrısı da görülebilir

ALLERJİK RİNİTİ OLAN HASTALARDA DİĞER ALLERJİK HASTALIKLAR DA ARTMIŞ MIDIR?

Alerjik rinit genellikle alerji yatkınlığı olan, atopik olarak adlandırılan kişilerde bulunur Bu kişilerde diğer alerjik hastalıkların (egzema, ürtiker veya astım gibi) görülme sıklığı normal kişilere göre daha fazladır Ayrıca ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan kişilerde de alerjik rinit ve diğer alerjik hastalıkların görülme sıklığı daha fazladır

ALLERJİK RİNİT HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?

Hastalık semptomları genellikle 40 yaşından önce ortaya çıkar ve yaş ilerledikçe şikayetler azalır Fakat hastalığın kendiliğinden tamamen geçmesi nadirdir

ALLERJİK RİNİTTE TANI NASIL KONULUR?

Alerjik rinit tanısındaki en önemli şey hastanın öyküsüdür Belirtilerin hangi mevsimde, ne ile karşılaşıldığında, nasıl ortaya çıktığının bilinmesi tanıya ulaşmada önemlidir Bazen yapılan testlerin sonuçları negatif olduğu halde, hastanın tipik öyküsünden tanı koymak mümkün olmaktadır Muayene sırasında hastaların burun mukozaları soluk, fakat burun delikleri kırmızıdır Bu hastalarda burun mukozasının sürekli iltihabına bağlı polipler gelişmiştir, bu polipler özellikle tüm yıl boyunca devam eden tipte sıktır Bu polipler de burun tıkanıklığına neden olabilir Tanı testleri arasında alerjiye neden olan antikor IgE’nin total kan düzeyinin ölçülmesi ve özel alerjene karşı uygulanan alerji testleri en sık kullanılan tanı yöntemleridir Özellikle deriye uygulanan alerji testleri en sık kullanılan metoddur Kanda eosinofil denilen ve alerjik reaksiyonlarda sayıları artan hücrelerin sayılması veya bu hücrelerin burundan alınan sürüntüde incelenmesi tanıyı destekler Bazen de olası alerjenlerden uzak durma veya karşılaşma sonrasındaki yanıta bakılarak alerjenin tanısına gidilebilir

ALLERJİK RİNİTİ OLAN HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmamalı, eğer bulunmak durumunda kalınırsa da maske kullanılmalıdır

Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalıdır

Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceğinden, evde hava nemlendiricisi kullanılmalıdır

Oda havasının temizliğine dikkat edilmeli, havalandırma sistemlerinin iyi çalıştığından emin olunmalıdır

Evde hayvan ve bitki beslemekten kaçınılmalıdır

Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih edilmelidir

Toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyaları kullanılmamalıdır

ALLERJİK RİNİTTE TEDAVİ NASILDIR?

Alerjik hastalıklarda en önemli şey alerjen ile karşılaşmaktan kaçınmaktır Bu konuda alınması gerekli önlemler ‘Alerjik riniti olan hastaların dikkat etmesi gerekenler nelerdir?’ bölümünde anlatılmıştır Alerjik rinitin tedavisi şikayetlerin giderilmesine yöneliktir, hastalık bu tedaviyle ortadan kaldırılamaz Alerjik rinitin tedavisinde hekim tarafından, antihistaminik denilen ve alerjenle karşılaşıldığında olaya neden olan madde salınımını engelleyen ilaçlar, burun iç yüzeyindeki şişliği azaltan ilaçlar, kortizon içeren burun spreyleri gibi ilaçlar verilebilir Ancak tüm bu ilaçlar muhakkak hekim tarafından hastalığın şiddeti ve hastanın durumu değerlendirilerek düzenlenmelidir

ALLERJİK RİNİTİN SONUÇLARI NASILDIR?

Alerjik rinit ömür boyu devam eden fakat yaşla beraber şiddeti azalan bir hastalıktır Alerjik rinit hastaya sıkıntı vermesi, yaşam kalitesini bozması ve iş gücü kayıplarına neden olması dışında çok önemli sağlık sorunlarına neden olmaz Eğer gerekli tedbirler alınır ve uygun tedavi verilirse bu hastalığın atak sayısını oldukça azaltmak mümkündür

ÖNEMLİ UYARILAR

Alerji vücudun yabancı bir madde ile karşılaştığında buna karşı geliştirdiği bir yanıttır

Alerjiye neden olan maddelere alerjen de denilmektedir

Alerjenler, alerjik rinit, alerjik konjüktivit, alerjik astım, kontakt dermatit, ürtiker gibi birçok alerjik hastalığa neden olabilir

Alerjik rinit alerji kaynaklı burun iltihabıdır Alerjenlerin hava yolu mukozasına yapışarak iltihabi reaksiyonları başlatması ile meydana gelir

En sık olarak havada uçuşan polenler ve çevremizde bulunan ağaçlar alerjik rinite yol açar

Alerjen ile karşılaşıldığında özellikle ağız, burun, gözler, boğaz ve deride kaşıntı ortaya çıkar Burun akıntısı ve gözlerin sulanması tipiktir

Alerjik rinit genellikle alerji yatkınlığı olan, atopik olarak adlandırılan kişilerde bulunur

Alerjik rinit tanısındaki en önemli şey hastanın öyküsüdür

Tanı testleri arasında alerjiye neden olan antikor IgE’nin total kan düzeyinin ölçülmesi ve özel alerjene karşı uygulanan alerji testleri en sık kullanılan tanı yöntemleridir

Alerjik hastalıklarda en önemli şey alerjen ile karşılaşmaktan kaçınmaktır

Alerjik rinitin tedavisinde hekimin önerisiyle, antihistaminik denilen ve alerjenle karşılaşıldığında olaya neden olan madde salınımını engelleyen ilaçlar, burun iç yüzeyindeki şişliği azaltan spreyler ve kortizon içeren burun spreyleri gibi ilaçlar kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ALZHEIMER HASTALIGI


Alzheimer hastalığı, beyindeki sinir hücrelerinin dejenerasyonuna ve beyin dokusunun büzüşmesine neden olan bir durumdur Beynin düşünce, bellek ve dili kontrol eden bölümlerini etkiler Genellikle 60 yaşın üzerindeki kişilerde görülmesine karşın 40 yaşındakileri de etkileyebilir Yaşlılarda demansın (zihinsel yetide azalma) en sık rastlanan nedenidir
Çoğu kişi zaman zaman, anahtarlarını nereye koyduğunu unutabilir ya da bir hafta önce neler olduğunu hatırlamayabilir Unutkanlık sıklaşır, giyinmek ya da evin yolunu bulmak gibi günlük işleri kapsarsa Alzheimer hastalığının (AH) belirtisi olabilir
AH nin kesin nedeni hâlâ bilinmiyor Araştırmacılar bu hastalığın, genetik etmenler, yaşlanma süreci ve çevreyle ilgili nedenlerin birlikte etki göstermesi sonucunda ortaya çıktığını düşünüyorlar ABD de 4 milyon kişide AH bulunduğu belirtiliyor
İki tip Alzheimer hastalığı bulunmaktadır Birincisi, kalıtım yoluyla anne babanın birinden ya da her ikisinden geçen özgül gen mutasyonunun kişiyi hastalığa yatkın duruma getirdiği ailevi Alzheimer hastalığıdır İkincisi ise hiçbir belirgin kalıtımsal kalıbın görülmediği sporadik Alzheimer hastalığıdır Ailevi AH vakalarının çoğu erken başlangıçlıdır (genellikle 65 yaşın altındaki kişilerde görülür) Daha sık rastlanan geç başlangıçlı AH ise 65 yaşın üzerindeki kişilerde görülür
Alzheimerli hastalar kendilerine bakamadıklarından, aile üyeleri önemli kararlar almak zorundadır Bu hastaların ailelerine destek ve yardım sağlayan çeşitli kuruluşlar bulunuyor

BELİRTİLER:
Unutkanlık ve dikkatini yoğunlaştıramama erken ortaya çıkan belirtilerdir Hastalık geliştikçe, kişiler olayları hatırlamayabilir, zaman ve yer konusunda zihinleri karışır, doğru sözcüğü bulmada ve söylemede güçlük çeker ve basit günlük işlerini yapamazlar

TEDAVİ:
Günümüzde, Alzheimer hastalığını önlemeye ya da iyileştirmeye yönelik bir tedavi yoktur Bazı ilaçlar belleği bir dereceye kadar düzeltebilir, davranış sorunları gibi özgül bazı belirtilerin kontrol edilmesine ya da hastalığa bağlı kaygı (anksiyete) ya da depresyonun tedavisine yardımcı olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



AMIPLI DIZANTERI


Entomoeba histolytica ismi verilen amipin yaptığı hastalıktır


Genelde tropikal ve Subtropikal bölgelerde (25 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda ve nemli bölgelerde) yaygındır Her yaşta görülebilir Amip yiyecek ve içeceklerle bulaşır Sudaki amip kistleri klorlamaya duyarlıdır Yüksek ısıda ölürler Sinekler ve hamam böcekleri de amip kistlerinin taşınmasında rol oynar




Amipin Özellikleri


Hasta, amipin bulaşıcı formunu (4 çekirdekli kist) ağız yoluyla alır ince barsaklarda kist çatlar ve ortaya 4 tane amipçik çıkar Bunlar da ikiye bölünerek 8 amipçik oluşur Daha sonra kalın barsağa geçerek, hastalık yapıcı form olan trofozoid şekline dönüşürler ve olgunlaşırlar Burada su kaybına uğrayan amip, tekrar 4 çekirdekli kist formuna dönüşür ve dışkı ile atılır Dolayısı ile taşıyıcı olanların dışkısında bu kistler bulunur Kistler toprak ve suda canlı kalabilirler


Amipler kalın barsağa yerleşerek yaralar oluştururlar Kalın barsağın herhangi bir yerine yerleşebilirler, ancak kan akımının az olduğu yerleri tercih ederler Acak kalın barsağa yerleşen her amip hastalık yapmaz




Belirti ve Bulgular


Kuluçka süresi 4-5 günle 1-4 ay arasında olabilir Su ile bulaşmış olan amipler daha şiddetli hastalık yapar İştah azlığı, kilo kaybı, kusma ve kanlı ishal ile seyreder Bazen hiç bir belirti gözlenmez


Kalın barsakta delinme nadiren olur Ancak genelde kalın barsakta kitleler (ameboma) meydana getirirler


Hastalık oluşumu genelde vücut direncinin düşmesi ile ortaya çıkar, ileri derecedeki hastalarda amip kana karışarak yayılır ve karaciğer, dalak, akciğer, beyin, deri ve idrar yollarında abseler yaparlar


Karaciğer tutulduğunda (hepatik amibiazis) ateş, terleme, karaciğerde hassasiyet ve karaciğer büyümesi görülür 2-3 haftada tüm karaciğer tutulur




Teşhis


Erken tanı önemlidir Laboratuvar tetkikinde taze dışkı kullanılır Dışkıda ayakımsı uzantıları ile hareket eden amipler görülür Dışkıdaki Charcot-Leyden kristalleri tanı koydurucu bir özelliktir


Taşıyıcılarda 2 çekirdekli kist, hastalarda 4 çekirdekli kist görülür


Ayrıca tutulan organa özgü tetkikler (röntgen, sintigrafi, ultrason gibi) gerekebilir




Tedavi ve Korunma


Tedavide metranidazol ve terasiklin grubu ilaçlar kullanılır Genelde 10 günlük tedavi yeterlidir


Hastalıktan korunmak için temizlik, içme sularının 50 derecenin üzerine kadar ısıtılması yarar sağlar Mide asidi kistlere etkisizdir


Dünya Sağlık Örgütü nün amipli dizanteri ve benzer hastalıklardan korunmak için 10 altın önerisi:

1) yiyecekleri alırken güvenilir yerleri tercih edin
2) yiyecekleri tam olarak pişirin, az pişmiş yemeyin
3) pişirdiğiniz yemekleri bekletmeden yiyin
4) yiyecekleri saklarken aşırı özen gösterin
5) buzdolabından çıkardığınız yemekleri kaynayana kadar ısıtın
6) pişmiş ve pişmemiş yiyecekleri hiç bir zaman karıştırarak yemeyin
7) ellerinizi tekrar tekrar yıkayın
8) mutfağınızın temizliği konusunda son derece titiz olun
9) yiyeceklerinizi tüm hayvanlardan (sinek, fare, böcek) koruyun
10) kesinlikle güvenilir su kullanın

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!





AMYOTROFIK LATERAL SKLEROZ (ALS)


Amyotrofik lateral skleroz (ALS), Motor Nöron Hastalığı olarak da bilinmektedir Omurilik ve beyin sapındaki sinir hücrelerinin (motor nöronlar) kaybından kaynaklanmaktadır Bu kayıplar kaslarda kuvvet kaybı ve incelmeye neden olmaktadır ALS de piramidal yol adı verilen bölümde de hasar meydana gelmektedir Hastanın entellektüel fonksiyonlarında (zihinsel fonksiyonlar ve bellek) azalma meydana gelmez, bunama hastaların sadece %5 inde görülür

Hastalık ilerleyici ve yayılıcıdır Kas zayıflığına duyu kaybı eşlik etmez Kas zayıflığı genelde el, ayak, yutak veya dilde başlayabilir Hastalarda konuşma ve yutma güçlüğü meydana gelebilir İlerlemiş olgularda solunum güçlüğü meydana gelebilir Hasta el ve ayaklarında seğirmeler tarif eder

Hastalık 3-5 yılda ölümle sonuçlanabilir İlerlemiş hastalarda solunum yetmezliği veya ağır bir zatüre ya da asfiksi sonucu ölüm meydana gelebilir

Genelde ileri yaşlarda (40-50) ve erkeklerde biraz daha fazla görülür Ancak daha genç veya daha ileri yaşlarda ortaya çıkabilir 100000de 1-1,5 sıklıkta rastlanır Hastaların % 5-10 unda ailevi geçiş görülür Otozomal dominant (baskın) ve resesif (çekinik) geçiş gösterebilir Otozomal dominant tipinde hastalığın başlangıç yaşı daha erkendir Otozomal resesif tip ise çok daha nadirdir ve çok erken başlar (2-23 yaş), ve çok daha uzun sürelidir (15-20 yıl)

Zayıf insanlarda daha sık gözlenmesi dikkat çekicidir Stephan Hawking de (Zamanın Kısa Tarihinin yazarı , ünlü bilim adamı) ALS hastasıdır

Hastalıktan şüphelenildiğinde bir an önce bir nöroloji uzmanına veya ilgili sağlık merkezine müracaat etmek yerinde olur Tanı genelde muayeneye ve EMG adı verilen analize dayanılarak konur ALS ile karışabilecek hastalıkların ayırt edilmesi önemlidir, çünkü ALS ile karışabilen hastalıkların bir kısmı tedavi edilebilir hastalıklardır

Piramidal yol hasarının gelişmesini takiben, reflekslerde canlanma ve kaslarda sertlik meydana gelebilir Hastalık ilerledikçe hareket zorluğu artar ve hasta yatalak hale gelebilir

Hastalığın oluşumuna etki eden faktörler çeşitlidir ve kesin olarak nedeni saptanamamıştır Ancak hastalığın etkeni hastalığın ortaya çıkışından yıllarca önce olayı tetiklemiş olabilir Yapılan deneysel araştırmalara göre Otoimmünite, Oksidatif stress, uzun yıllar ağır metallere maruz kalma, hücresel anormallikler gibi durumların hastalığa neden olabileceği iddia edilmektedir

Hastalığın kesin bir tedavisi henüz yoktur Hastalığın ilerlemesini yavaşlatan bazı ilaçlar mevcuttur Ayrıca bir çok ilaç bu hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ANAL KASINTI


Pruritus ani de denen anal (makat bölgesi) kaşınma sık rastlanan bir sorundur

İnatçı anal kaşınma, çocuklarda ve yaşlılarda daha sık görülen bir durumdur Çocuklarda bu durum, sık rastlanan bir parazit olan kılkurdunun varlığına bağlı olabilir Yaşlılarda ise neden, yaşlanan deri-nin kurumasıdır

Doktorunuz anal kaşınmanızın nedenini araştırırken, sedef hastalığı gibi bir deri hastalığının, deri kanserinin ve bir mantar enfeksiyonunun işaretlerini de arayacaktır Kaşınmaya ve tahrişe neden olan hemoroid, anal fissür ve anal fistül yönünden de muayene edilebilirsiniz; bu hastalıklar anal kaşınmanın nadir nedenleridir Çoğu kez kaşınmanın kesin nedeni bulunamaz

Aşırı Bakım

Bazı kişiler, anüs bölgesini sert bir sabun bezi ve sabunla iyice temizlemeye çalışırlar Bu durum, bölgenin kaşınmasına, yanmasına ve tahriş olmasına yol açabilir

İlaç Reaksiyonları

Bazı kişilerin kaşınmayı geçirmek için kendi başlarına kullandıkları ilaçlar, tahrişe yol açarak kaşımayı ve yanmayı artırabilir

Stres

Bazı doktorlar, kanıtlanmamış olsa da, stresin kaşınmaya yol açabileceğine inanmaktadır

Anal Kasların Gevşemesi

Normalde anal kanalı kapalı tutan kaslar gevşediğinde, dışkı dışarı sızarak bu bölgedeki deride tahrişe yol açabilir

Kötü Bakım

Eğer dışkılamadan sonra uygun temizlik yapılmazsa, anüs bölgesindeki dışkı artıkları tahrişe ve kaşınmaya neden olabilir

Eskiden kronik anal kaşınması olanlarda, anüs bölgesine ışın tedavisi, alkol enjeksiyonu ve hatta bu bölgedeki deri ve sinirleri çıkarmak için ameliyat yapılırdı Artık bu tür uygulamalar ortadan kalkmıştır

Eğer böyle bir sorununuz varsa, aşağıdakileri deneyin

1-Kaşımayı kesin Sürekli kaşıma tahrişe yol açar Ne kadar çok kaşırsanız, o kadar çok kaşınırsınız Bölgeye soğuk uygulamayı de-neyin

2-Bölgeyi temiz tutun Gece, gündüz ve her dışkılamadan sonra bölgeyi tahriş etmeden, nazikçe temizleyin

3-Dışkı sızıntısının deride yaptığı tahrişi engellemek için, bu bölgeye bez koyun ve gerektikçe değiştirin

4-Kaşınmayı azaltmak için yatarken antihistaminik bir ilaç da alınabilir

Eğer kaşıntınız sürerse, tam bir muayene için doktorunuza baş-vurun

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ANKILOZAN SPONDILIT


Spondilit kelimesi belkemiğinin (omurga) inflamasyonu anlamına gelir; ankiloz kelimesi ise iki kemiğin kaynaşarak tek bir kemik haline gelmesi anlamına gelir Birlikte alındığında ankilozan spondilit ifadesi; kronik, sakroiliak eklemin (omurga ile leğen kemiği arasındaki eklem) romatizmal hastalığını ifade eder, ancak diğer omurga kemikleri de iltihaplı eklemlerle kaynaşma gösterebilir (özellikle alt omurga kemikleri) Ankilozan spondilit, spondiloartropatiler adı verilen hastalıklar grubuna dahildir Oldukça nadir görülmesine rağmen ankilozan spondilit son derece önemli bir hastalıktır, çünkü genelde başka her hangi bir sağlık problemi olmayan genç erkeklerde gözlenir

Hastalık gövde, sırt, boyun, kalça, kaburga ve omuzlarda ağrı ve sertliklere (spazmlar) neden olur Omurgalar ve omurgaları destekleyen yapılar kasıldığından dolayı (sertleşme), ankilozan spondilitli hastalarda öne eğik durma eğilimi meydana gelir Zamanla tedavi edilmeyen hastaların omurgaları birbiri ile kaynaşır ve tek bir kemik gibi görünür; son derece sert ve katılaşmış bir omurga meydana gelir Bu durum kolların ve göğüsün hareketlerini engelleyebilir

Ankilozan spondilitiniz varsa özellikle sabahları ve bir süre hareketsizlik sonrası, genelde belinizde ağrı veya sertlik hissedebilirsiniz Ağrılar genelde sakroiliak eklemde başlar ve gittikçe yukarı doğru ilerleyerek boyun omurlarını etkiler Diz ve ayak bileği eklemleri de etkilenebilmekle birlikte genelde omurgalar dışında tutulan eklem sayısı 3 veya 4 ü geçmez Egzersiz yapmak sertleşmeleri azaltır, bu nedenle düzenli egzersiz yapmayan ankilozan spondilitli hastalar gittikçe kötüleşir Kaburgalarla, kaburga eklemleri de hastalıktan etkilenebileceğinden dolayı, hastalar derin nefes alırken veya öksürürken rahatsız olurlar-zorlanırlar

Şikayetleriniz azalma ve artışlar gösterebilir, ancak hastalık kronik ve ilerleyicidir Omurga civarındaki kemikler, eklemler ve diskler hasara uğrar ve kaynaşır, bu nedenle aralıklar daralır Kemiklerde sindesmofit adı verilen çıkıntılar sıklıkla meydana gelir Bu durumda hareketler sırasında aşırı bir ağrı meydana gelir Bel bölgesindeki ağrı ve sertlikler yürüme problemlerine neden olabilir Ancak çoğu durumda hastalık hafif seyreder ve genelde hastalık başladıktan yıllar sonra tanı konur Çok nadiren kalp, akciğerler ve gözler hastalıktan etkilenebilir ve bu durumda ciddi bir tablo ortaya çıkar

Ankilozan spondilitin nedeni bilinmiyor Ancak genetik (kalıtımsal) faktörlerin etkili olduğunu gösteren bulgular bulunmaktadır Hastalık en sık 20-40 yaşları arasında ortaya çıkıyor, bununla birlikte 10 yaşın altında bile görülebiliyor Hastalık 10000 de bir kişide ve genelde erkeklerde gözlenir Erkeklerde kadınlardan 10 kat daha fazladır

Belirtiler

- Sırt, baldır, kalça ve diğer sırt eklemlerinde ağrı ve hassasiyet
- sırt bölgesinde özellikle sabahları belirgin olan ve hareket etmekle azalan katılık ve hareket kısıtlılığı
- göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi
- diz, ayak bileği ve diğer eklemlerde şişme ve ağrı
- halsizlik, ateş
- iştahsızlık, kilo kaybı
- gözde inflamasyon
- kambur veya düzleşmiş sırt görünümü

Tanı

Normal muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra hastalığın genetik özellikleri bulunduğundan genetik test tanıya yardımcı olabilir Ancak genetik bulguların saptanması tanıyı kesinleştirmez

Tedavi

Tedavinin amacı; eklem ağrılarını azaltmak ve omurgalarda meydana gelen veya gelebilecek hasarları geciktirmek / düzeltmektir

Ağrıyı, sertleşmeleri ve inflamasyonu gidermek için nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlar kullanılır (aspirin, naproksen gibi) Bu ilaçlar hastaların normal faaliyetlerine devam etmesine yardımcı olur ve ağrıları azaltır Nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda sulfasalazin veya metotreksat gibi ilaçlar kullanılabilir Ancak bu ilaçların yan etkileri oldukça fazladır ve çok iyi kontrol edilmeleri gerekir

Eğer hastada sinirlerinde bir hasar meydana gelmiş ise veya eklem hasarı çok ciddi ise ameliyat yapılır

Sizin Yapabilecekleriniz

Eğer düzenli postür (duruş) ve solunum egzersizleri yapıyorsanız rahatlıkla normal bir hayat sürebilirsiniz Fizik tedavi ve egzersiz tedavinin temelidir Yapmanız gereken hareketler için bir fizyoterapistten bilgi almanız yerinde olur

Yüzme, sizin için en iyi sporlardan birisidir Sık sık yüzün

Sırtınıza ve belinize yük getirecek hareketlerden ve yaralanmaya neden olabilecek sporlardan uzak durun

Sıcak su banyoları (kaplıcalar) ve sıcak ortamda yapılacak masajlar ağrılarınızı azaltır Uyuma pozisyonunuzu düzeltin Düz bir zeminde sırt üstü ve yastıksız yatın (veya çok ince bir yastık kullanın)

Sigara içiyorsanız kesinlikle bırakın Aksi halde akciğerlerinizin kapasitesi azalacağından son derece güç nefes alıp-verirsiniz

İlerlemiş durumlarda sırt desteği sağlayan aletler kullanmanız gerekebilir

Bu hastalık şu an için tedavi edilemiyor Ankilozan spondilit hayat boyu sürecek bir problem olduğu için onunla yaşamayı öğrenmelisiniz Şikayetleriniz hiç beklemediğiniz şekilde azalıp çoğalabilir, ancak hastalığınızın gittikçe ilerleyeceğini kabul etmelisiniz; bununla birlikte gerekli önlemleri alır ve bakım sağlarsanız hastalığınız ilerlediği halde şikayetleriniz fazla ilerlemeyebilir; daha doğrusu siz onlarla başa çıkmanın yollarını bildiğinizden hayatınızı aşırı etkilemez Arada şiddetli dönemler olabilir, ancak bunların zamanla azalabileceğini unutmayın Tedavi ve bakım sizin normal bir hayat sürmenizi sağlayacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ANKSIYETE BOZUKLUKLARI


Kişinin sebebini tam olarak ortaya koyamadığı iç sıkıntısı haline anksiyete (bunaltı) adı verilir Anksiyete psikiyatri uzmanına müracaat eden hastalar arasında en sık ve yaygın olarak görülen bir belirtidir Genelleşmiş veya yaygın aksiyete bozukluğu olarak adlandırılabilecek hastalıkta kişi yaşadığı aksiyeteyi korku, endişe, dehşet, kaygı gibi terimlerle ifade edebileceği gibi, sürekli olarak tetikte bekleyiş gerginliği, bilinmeyen ve ayırt edilemeyen bir tehlike veya kötülük duygusu olarak da ifade edebilir

Kisinin yasami boyunca anksiyete bozuklugu geçirme orani % 25 dolayindadir Saglikli kisilerde korku ve kayginin nedeni bellidir Hastalik durumunda ise nedensiz korku ve kaygi duyulur Bu duygulanımlara ilave olarak bazı hastalarda; başdönmesi, ağız kuruluğu, vücudu soğuk kaplaması, irkilme, huzursuzluk, titreme gibi belirtiler de olabilir Bazen de tüm bunların bir karışımı olabilir Fiziksel şikayetleri daha yoğun olan hastalar genelde kaygı, korku ve dehşet duygularını inkar ederler

Hastalik yüksek bir oranda alkol ve uyusturucu madde kullanimi ile gitmektedir Kisiler baslangiçta kaygilarini azaltmak için bu maddeleri kullanmakta, ancak sonra bunlar hastaligin gidisini daha kotu bir sekilde etkilemektedir

Stresle baglantili baska hastaliklar (gastrit, irritabl kolon, gerilim tipi bas agrilari gibi) da buhastaliga eslik edebilmektedir

Baska ruhsal hastaliklarla birlikte bulunma orani yüksektir (saplanti-zorlanti bozuklugu, depresyon,sosyal fobi,panik bozukluk gibi) Bu hastaliklara ilerleyen dönemlerde dönüsebilme olasiligi bulunmaktadir

Kisinin endiseleri nedeniyle çevresindekileri kisitlamasi sonrasinda ailesel ve mesleki sorunlar olusabilmekte ,kisi sosyal ortamlardan uzaklasabilmekte ve ayriliklar,bosanmalar ,eriskin-çocuk uyusmazliklari olusabilmektedir

Ansiyete bozukluklari çesitlidir:
- Panik bozuklugu
- Yaygin anksiyete bozuklugu
- Sosyal fobi ve diger fobiler
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Travma sonrasi stres bozuklugu

Endişe duyan, yaşadığı anksiyete belirtilerini ifade eden ve belirgin olarak sıkıntı çektiğini hissettiren hastalar bile altta yatan nedeni tam olarak ortaya koyamayabilirler

Tedavi hekimin oyacağı anksiyete bozukluğunun alt tiplerine göre değişiklik gösterir Tedavide mutlaka gerekli değilse ilaç kullanılmamalıdır Genelde psikoterapi uygulanması daha iyi sonuç verebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!

Eski 08-17-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalıklar...Teşhis,Tanı,Tedavi.!



ANOREKSIA NEVROZA


Kişinin ruhsal nedenlere dayalı olarak beslenmesini azaltması veya beslenmeyi reddetmesi nedeniyle ve/veya zorla kusarak (parmak atıp kusarak) aşırı kilo kaybetmesidir Bunun yanı sıra, mide bulantısı ile birleşik mide şikayetleri, kabızlık (bazen fazla miktarda müshil kullanma) da bulunur Anoreksia nevroza, çoğunlukla erken ergenlik ve ergenlik sonrası çağındaki genç kızlarda görülür

Bu tip insanların kişiliğinde istisnasız ya histerik ya da çocuksu genital gelişim basamağına yakın) bir yapı bulunup, her iki halde de belirgin oral takıntı vardır Bu nevrotik özelliklerde, psikogenetik açıdan, yeterli sevgi göstermeyen veya cinsel düşman olarak görülen bir ana figürü rol oynamıştır Bunun sonucu olarak büyümenin psikoseksüel yönleri karşısında yoğun korkularla birlik kuvvetli bir puberte çatışması meydana gelmiştir Özellikle kadın rolü ile kadınsı beden biçimini ve cinsel problemleri reddetme söz konusudur

Anoreksia nevroza hastalarının tipik özelliği, hastalık bilincinin bulunmamasıdır Kendilerindeki korkunç zayıflamayı ve acil tedavi gereksinimini kabul etmez, yadsırlar Kendi kendilerine zorlamalı kusmaları da inatla yadsınır, bu yadsıma ya bilinçli bir yalan şeklinde, ya da yarı bilinçli bir kabul etmeme türündedir Bu hastaların hepsinde aşırı bir ilişki bozukluğu vardır

BELİRTİLERİ

- Kızlarda erkek bedenine benzer biçimde beden görünümü,

- Aşırı hareketlilik,

- Cinsel kimliğini reddetme,

- Normal beden ağırlığı, olması gerekenin çok altındadır

- Cinsel ilgide eksiklik vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.