Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TAYALİS (Taylasân C) Başa ve boyna sarılan şallar * Başa sarılan sarıkların omuzlar üzerine salıverilen uçları TAYBE Medine şehri Yesrib Medine-i Münevvere TAYCAN (C: Tâyâcin) Tava TAYERAN (Tayrân) Uçuş Uçma TAYF Hayâl Uykuda veya karanlıkta gözde tecessüm eden şekiller * Gül * Kavs-ı kuzah Gökkuşağı TAYFUR Bir kuş ismi TAYH Bulaşmak * Hafiflik TAYH Helâk etmek veya helâk olmak * Bırakmak TAYHAN Boş ve mâlayâni şeylere itiraz eden kimse TAYHUC Turaç kuşu (Bir sülün nevidir) TAYİ´ İtaat eden, boyun eğen kimse * Bir işi kendi isteğiyle yapan TAYİAN İsteyerek TA´YİB Ayıplamak Kötülüğünü söylemek TA´YİBÂT (Ta´yib C) Ayıplamalar TA´YİD Bayram etmek TAYİH Hayran kimse TA´YİL Davarı yürütmek TA´YİN Yerini belli etmek * Vazifeye göndermek, vazifelendirmek * Ayırmak * Tayın, erzak TA´YİN-KERDE f Belirtilmiş Tâyin edilmiş TAYİR (Tayr) Kuş * Uçmak * Çabuk yürümek TA´YİR (C: Ta´yirât) Kabahati yüze vurarak utandırma TA´YİS Görmeden bir cismi eliyle aramak TA´YİŞ Diri tutmak TAYİŞ Yeynicek kimse * Hafiflik TAYLASAN (C: Tayâlis-Tayâlise) Başa ve boyna sarılan şal * Başa sarılan sarığın omuzlar üzerine salıverilen ucu TAYR (C: Atyâr-Tuyur) Kuş * Uçmak (mânasına mastardır) TAYR-I HÜMÂYUN Talih veya uğur kuşu Devlet kuşu (Bak: Hüma) TAYRURE Uçmak TAYS Çok adet * Yer yüzünde olan toprak ve süprüntü * Nesli çok olan karınca ve sinek TAYSEL Çok miktar Fazlaca TAYTAN Yaban sarımsağı TAYTAVA Bağırtlak kuşuna benzeyen alaca bir kuş (Yüzü beyaz, başı kara olur) TAYY Bükmek, sarmak, dürmek * Kaldırmak * Geçmek * Açmak * Çıkarmak Bir haberi ketmetmek Kasten açtırmak * Atlama, üzerinden geçme TAYY-İ MEKÂN Mekânı ortadan kaldırmak Bir şahsın bir anda muhtelif yerlerde görünmesi TAYY-İ MERATİB Birden üst mertebeye geçmek Birden mertebeleri aşıp, geçip gitmek TAYY-I ZAMAN Zamanı ortadan kaldırmak Çok uzun bir zamanı pek kısa olarak görmek ve yaşamak Meselâ: Kur´an-ı Kerimde beyan edilen "Ashab-ı Kehf" mağarada 309 sene kaldıkları halde, kendileri yarım gün veya bir gün kadar kaldıklarını söylemişlerdir (Bak: Bast-ı zaman) TAYYAN Balçık yapan kimse TAYYAR Uçan Uçucu Uçma kabiliyeti olan Havaya kalbolup gaib olan TAYYAR Deniz dalgası TAYYAŞ Aceleci hafif kimse * Hilebaz kimse TAYYETMEK Silmek Kaldırmak * Mc: Uzun zaman veya mesafeyi az zamanda geçip aşmak TAYYİB(E) İyi, hoş İyi davranış Temiz * Hz Peygamber´e (ASM) Cenab-ı Allah (CC) en güzel kokular vermiştir Bu yüzden kendisine Tayyib denilmiştir * Fık: Helâlin her türlü şüphelerden uzak, saf ve temiz kısmına denir TAYYİBÂT (Tayyibe C) Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller * Bütün kâinat yüzünde cemalleri görünen ezelî Esma-i Hüsnâ´nın cilveleri TAZ f Koşma, koşuş TAZ´ Gayretsiz olmak TAZACCU´ Gevşek davranma, üşenme TAZACCUR Sıkıntı İç sıkılma TAZAFFÜR Galip olmak, yenmek TAZALLÜL (Zıll den) Gölgelenme, gölgede olma, gölge altına girme TAZALLÜM Bir haksızlıktan sızlanmak Şikâyet etmek * Birinin hakkını veya malını gasbetmek * Mazlum olmak * Zulmü kendi nefsine isnad etmek TAZALLÜM-İ HÂL Kendine yapılan bir hâlden, hareketten dolayı sızlanmak Hâlinden şikâyet etmek TAZALLÜMÂT (Tazallüm C) Yanıp yakılmalar, sızlanmalar TAZAMMUD Yaranın merhemli bezle sarılması TAZAMMUN İhtiva etmek İçine almak İçinde başka şeyleri havi olmak Muhit olmak * Tazmini kabul etmek Kefil olmak * Man: Lâfzın, mevzuu olduğu mânanın cüz´üne delâlet etmesi TAZANNÜN (Zann dan) Sanma, zan ile iş görme, delilsiz hükmetme TAZARRU´ Bir şeye gizlice yaklaşmak * Kendi kusurlarını bilip kibirden vaz geçip tevâzu ile yalvarmak TAZARRU´EN VE HUFYETEN Gizlenip saklanarak TAZARRUF Zarafet * Zariflik taslama İncelik göstermek Külfetle zarif olmak TAZARRU´KÂRANE f Tazarru ederek Tazarru etmek suretiyle TAZARRUR (Zarar dan) Zarar ve ziyâna uğrama TAZAVVU´ Bir şeyin güzel kokusunun etrafa yayılması TAZAYYUK (Zîk den) Sıkışma, daralma TAZAYYÜF Meyletmek, eğilmek, yönelmek TAZE f Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan * Kuru olmayan, yeşil * Genç, körpe TAZEGÎ f Tazelik, yenilik, körpelik * Gençlik TAZENDE f Koşucu TAZFİR Galip etmek * Tırnaklaşmak TAZHİR (Zahr dan) Arkaya atma Arkaya bırakma veya bırakılma İhtimâl TAZİ (C: Tâziyân) Araplar TA´ZİB Azab verme Eziyet etme Men eylemek TA´ZİB-İ RUH Can sıkma TA´ZİBÂT (Ta´zib C) Eziyetler, tâzibler, azablar TA´ZİB Davarları gece yabanda otlatıp eve getirmemek TAZ´İF İki kat, kat kat etmek Ziyade etmek Bir kat daha artırmak Çoğaltmak * Zayıf addetmek TA´ZİL (C: Ta´zilat) Ayıplama TA´ZİL Azletme İşinden çıkarma TA´ZİM Hürmet Riayet İkramda bulunmak Bir zât hakkında büyük sayıldığına delâlet edecek surette güzel muâmelede ve hürmet ifade eden tavırda bulunmak TA´ZİMAT (Ta´zim C) Hürmet ve riayetler Tazimler TA´ZİMEN Hürmet ve ikram ederek TA´ZİR Kusur ve özür etme * Aslı olmayan özürler beyan etme * Necis bulaştırmak TA´ZİR Siyaset * Tehdit etmek * Tazim ve tathir Temizlemek ve hürmet etmek * Lügatta red, icbar, tahkir, te´dib, hak üzere tevkif mânalarına gelen bu tabir, İslâm hukukunda: Hakkında muayyen bir şer´î ceza olmayan suçlardan dolayı ulülemr (hükümdar, padişah) veya vekili tarafından tatbik edilen cezalar hakkında kullanılır bir ıstılahtırTa´zirin meşruiyeti; Kitab ile, Sünnet-i Nebeviye ile ve icma-i ümmet ile sabittirTa´zir; dövmekle, hapisle, hattâ katil ile olabileceği gibi azarlama, sert lakırdı veya bakış veya herhangi bir tavır ve vaziyet ile de olabilir Dövmek suretiyle olan ta´zir, otuzdokuz değnekten fazla olamaz Bir kavle göre para almak suretiyle de ta´zir câizdir TA´ZİR-İ EŞRAF Ümera, yüksek tüccar, köy a´yanı gibi şerefli kimseler hakkındaki ta´zirdi ki, ya bilvasıta ilâm suretiyle veya mahkemeye celbedilerek bilmuvacehe ihtar suretiyle yapılır TA´ZİR-İ EVSAT İçtimai mevkileri orta hâlde bulunan kimseler hakkındaki ta´zirdir ki, hem mahkemeye bilcelb ilâm suretiyle, hem de hapis suretiyle yapılabilir TA´ZİR-İ TE´DİB Âkıl bâliğ olduğu halde henüz mükellefiyet çağında bulunmayan bir çocuğun yaptığı bir suçtan dolayı hakkında te´dib ve ta´zib maksadıyla yapılan ta´zirdir TA´ZİR-İ UKUBET Mükellef bir şahıs tarafından irtikâb olunup da şer´an muayyen bir cezası bulunmayan bir suçtan dolayı ukubeten yapılan ta´zirdir Mücrimin bu hususta müslim ile gayr-i müslim; hür ile âbid; erkek ile kadın olması müsavidir TA´ZİRAT (Ta´zir C) Vesile ve bahane aramalar Esassız özür bildirmeler TA´ZİRAT (Ta´zir C) Azarlamalar, ta´zirler, tekdirler TA´ZİYANE f Ta´ziye eder surette Ta´ziye ederek TAZİYANE f Sebeb Vasıta * Kırbaç, kamçı TAZİYANE-İ TA´ZİB Azab vermek, azablandırmak kamçısı TA´ZİYE Yeni ölen birisinin yakınlarının acısını paylaşır söz söylemek, teselli etmek Baş sağlığı dilemek "Allah sabr-ı cemil ihsan etsin" diye söylemek TA´ZİZ Bir adamı aziz kılmak Hürmet ve muhabbetle sevmek TAZLİL (Zıll den) Gölgelendirme veya gölgelendirilme TAZLİM Zâlim olmak TAZMİD Merhemli bezi yaraya sarıp bağlama TAZMİN Kefil olmak * Zarar verdiği kimsenin zarar ve ziyanını ödemek * Edb: Başkasına ait bir mısra veya beyti intihâl ve tevârüd olmaksızın kendi şiirine alma san´atı * Bir şeyi bir şeye dâhil etmek * Zararı ödetmek TAZMİNÂT (Tazmin C) Zarar ve ziyana karşı ödenen bedeller * Zararların bedellerini ödetme TAZR Eliyle vurup def´etmek El ile kovmak TAZRİR Zarar vermek Zarara uğratmak TAZYİ´ (C: Tazyiât) (Ziyâ dan) Kaybına sebeb olma, bırakıp kaybetme Boşuna harcama TAZYİ-İ EVKAT Boş yere vakit geçirme Zaman harcama Vakit kaybetme TAZYİK Daraltmak, sıkıştırmak * İcbar etmek * Sıkıntı ve ızdırab vermek * Zorlama, baskı * Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi Basınç Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar TAZYİKAT (Tazyik C) Tazyikler Sıkıştırmalar Baskılar Zorlamalar * Basınçlar |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TE f Dek, kadar, değin Meselâ: Ser-te-ser $ : Baştan başa TEA Duâ TEAB (Bak: Taab) TEABBÜD (Bak: Taabbüd) TEABBÜS Abes yüzlü olmak TEADDİ (Bak: Taaddi) TEADDÜD-Ü ZEVCAT (Bak: Taaddüd-ü zevcat) TEADİ (C: Teâdiyât) (Adu dan) Ara açılma Düşmanlık TEADUD (Adud dan) Kol kola girme * Birbirini tutma Karşılıklı yardımda bulunma Birbirine yardım etme TEADÜL (C: Teâdülât) (Adl den) Birbirine denk gelme Eşitlik, denklik, beraberlik TEAFFÜF (Bak: Taaffüf) TEAFFÜN (Bak: Taaffün) TEAHHUR Geri kalmak Geciktirmek Gecikmek TEAHHÜD Hıfzetmek, korumak * Uymak, tâbi olmak, riâyet etmek TEAHÜD Sözleşmek Ahidleşmek TEAHÜDÂT (Teâhüd C) Sözleşmeler Ahidleşmeler TEAKK Dolu olmak TEAKKUB Her nesnenin âkibetine nazar etmek Sonuna bakmak TEAKKUD Bağlanmak TEAKKUM Tereddüt etmek, kararsız olmak TEAKKÜN Karın buruşukluğu TEAKKÜR Cem´olmak, toplanmak * Açlık TEAKKÜS (Aks den) Tersine dönme TEAKUB Birbiri ardınca olmak, peşinde olmak * Bir nesneyi sonradan çoğaltmak TEAKUD (Akd den) Bağlaşma, akidleşme TEALA "Nâmı büyük" meâlinde olup Cenab-ı Hakk´ın (CC) kudsiyet ve büyüklüğü için hürmeten söylenir TEALALLAH Allah yükseltsin! TEALİ Yükselme Yüceltme Çok yüce olma(Bu zamanda İslâmiyetin tealisine en büyük bir sebep, maddeten terakki etmektir M) TEALİPERVER f Yükselmeyi isteyen TEALLİ (C: Tealliyât) Yüksek olma Yükselme TEALLUK Muhabbet etmek, sevmek * Alâkalı olmak TEALLÜL (Bak: Taallül) TEALÜM (İlm den) Bir şeyi herkesin bilmesi TEAMİ Görmez gibi görünme Yalandan görmezliğe gelme TEAMMUK Batmak, gömülmek TEAMMÜC Eğrilik TEAMMÜD (Bak: Taammüd) TEAMMÜM İmame sarmak, sarık sarmak * Umumileşmek TEAMÜS Gaflet etmek Câhillik etmek TEAMÜL Olagelen iş * Birbiriyle alıp vermek * Yapılagelen muamele ve münasebet * Usul * Reaksiyon, tepki TEANNİ Zahmet çekme TEANNÜD Hakkı ve doğruyu bilerek tersini yapmak TEANNÜT Meşakkate düşmek * Hasmın kötülüğünü ve zilletini istemek TEANUK Birbirinin boynuna sarılma Kucaklaşma TEARRİ (Uryet den) Soyunma Çıplaklaşma TEARRÜF Bir şeyi araştırarak öğrenme TEARUZ Muâraza İki kişi arasında zıddiyet, mümânaat etmek TEARUZEN Birbirine zıt olarak, muarız olarak TEARÜF Tanışmak Birbirini tanımak Birbirine tanış çıkmak TEAS Sürçüp yüzü üstüne düşmek TEASSİ Muhalefet etmek, karşı gelmek * Sopayla vurmak, asâ ile darbetmek TEASSÜF Müstakim yoldan çıkmak İ´tisaf TEASSÜR Sıkılmak TEASSÜS Kokmak * Geceleyin ava gitmek TEASÜR Geçim Güzel geçinme TEASÜR (Üsr den) Bir şey güçleşme Güç olma TEAŞİ Gafil görünmek TEAŞÜK Sevişmek TEAŞÜR Muaşeret etmek, iyi muamelede bulunmak TEATİ Karşılıklı alıp vermek * Bir şeye el uzatıp almak Hakkı olmayan şeye el uzatmak * Fık: Pazarlıksız ve konuşmadan fiilen vâki olan mal alış verişi TEATİ-İ EFKÂR Birbirlerine fikir verme TEATTUF Esirgemek Merhamet etmek Şefkat göstermek * Ulaşmak İttisal etmek * Eğilip bükülmek TEATTUL Kadının elinde ve ayağında kınası, saçında boyası, kolunda ve boynunda mücevherleri olmaması TEATTUS Aksırma TEATTUŞ Susamak TEATUF Birbirine şefkat, muhabbet ve sevgi göstermek * Birbirine bağlanma TEATUFÂT (Teâtuf C) Karşılıklı sevgiler TEAVÜN Yardımlaşmak Birbirine muâvenet etmek(Ey ikinci bozuk Avrupa! Senin çürük ve esassız esaslarının bir kısmı şunlardır ki: "Hâlik-ı Kerim´in kerem düsturlarından ve erkân-ı kâinatta kemâl-i itâatle imtisal edilen düstur-u teavünle; nebatat hayvanatın imdâdına ve hayvanat insanların yardımına koşmasından tezahür eden o umumi kanunun Rahimâne, Kerimâne cilvelerini cidal zannedip, "Hayat bir cidaldir" diye ahmâkane hükmetmişsin Acaba bu düstur-u teâvünün cilvesinden olan zerrât-ı taâmiyenin kemal-i şevk ile beden hüceyrelerinin gıdalandırılması için koşmaları, nasıl cidâldir Nasıl bir çarpışmaktır Belki o imdâd ve koşmak, Kerim bir Rabbin emriyle bir teâvündür MN) TEAVÜNÂT (Teavün C) Yardımlaşmalar TEAVÜR Elden ele gitmek TEAYÜŞ Birbiriyle dirlik etmek TEAYYÜB Ayıplamak TEAYYÜN Bellibaşlı olmak * Meydana çıkmak Görünmek Belirmek * Anlaşılma Zâhir ve âşikâr olma (Bak: Taayyün) TEAZUD Kol kola tutunma * Mc: Yardım TEAZUM Gözde büyümek Azametlenmek Büyük görünmek TEAZZUK Darlık, tazyik |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEB f Hararet * Tıb: Sıtma TEBA´ Tabi olma Uyma TEBAA Tâbi olanlar Birisinin veya bir devletin emri altında olanlar TEBAB Ziyan, zarar, kayıp, hasar TEBADÜL Birbirinin yerine geçmek Karşılıklı değişmek Trampa TEBADÜLÂT (Tebadül C) Değişmeler Tebadüller TEBADÜR Ani olarak zihne girmek * Hâdis olmak * Barışmak * Öğretmek * Diğerini geçmek için sür´atlenmek, hızlanmak TEBAGGUZ (Buğz dan) Sevmeme Kin besleme Buğzetme TEBAGİ Birbirine zulüm etmek TEBAGUZ (C: Tebâguzât) (Buğz dan) Sevişmeme, gizli kin tutup düşmanlık besleme TEBAH f Mahvolmuş Yıkılmış Fesada giriftar olmuş * Bozuk TEBAHBUH Durmaya, oturmaya, girmeye ve çıkmaya kadir olmak * Ortada oturmak TEBAHHUR (Bahr den) Bir şeyin içine dalma ve derinliğine varma Bir ilimde derin ihtisas kazanma TEBAHHUR (Buhar dan) Buharlaşmak Tütsülenmek Buğulanmak * Kokmak TEBAHHURÂT Buharlaşmalar Buğu haline geçmeler TEBAHİ Övünme, tefahur * Muharebe edişmek, karşılıklı dövüşmek TEBAH-KÂR (C: Tebâhkârân) f Mahveden, harab eden, bitiren TEBAHTUR Dalgalanmak, dalgalanır olma * Kibirlenerek yürüme, kibirli kibirli yürüme TEBAÎ Hakiki maksat olmayıp dolayısıyla olan * Başkasına uyarak * Cüz´î olarak (Bak: Tebeî) TEBAİYYET Uyma, tabi olma İtaat, inkıyad ve imtisal etme TEBAİYYETEN Tâbi olarak Uyarak TEBAKİ (Bükâ dan) Ağlar görünme Yalandan ağlama TEBAKKUR İlim ve malda genişlik üzere olmak Âlim ve zengin olmak TEB´AN Bir şeyin arkasından gitmek ve ona tabi olmak TEBANÇE Tokat TEBANE Zeyreklik, akıllılık TEBAR f Soy, nesil, neseb TEBAR Helâk, bitme, yok olma TEBAREK Mübarek etsin (mealinde dua) Teâlâ gibi mâzi fiiliyle mübalâğa ile bereketin Allah´tan zuhurunu ifade eder (Bak: Bereket) (Suyun havuzda yükselmesi halinden alınmıştır) TEBAREKÂLLAH "Cenab-ı Hakk´ın (CC) ne bereketli, ne hayırlı işleri var, ne kadar bereketli!" diyerek hayret taaccübü Allah´ın (CC ) yaptığı eserlerinden dolayı hayranlık hislerini ifade maksadıyla, Allah (CC) hakkında söylenen ve aynı zamanda dua için okunan bir kelâm TEBARİ Mücâdele ve muhârebe etmek Savaşmak, dövüşmek TEBARÜK Çoğalmak, ziyâde olmak * Uzamak * Büyüklük * Genişlemek * Zâhir olmak, görünmek TEBARÜZ Belli olma, belirtme Görünme * İki hasım cenk için meyadan çıkma TEBASSUR Göz açıklığı, dikkat-i nazar İleri görüş TEBA´SUS Muztarib olmak, ıztırab çekmek Acı çekmek TEBAŞİR Müjde * Her şeyin öncesi, ilk zamanı TEBAŞİR f Tebeşir TEBAŞÜR Muştulamak Müjdelemek * Mübaşeret etmek, bir işe girişmek, başlamak TEBATTUN Bir şeyin içini dışını iyice anlamak için çalışma TEBATU´ Ağır davranma Ağır hareket etme TEBA´UL Kadının kocasıyla konuşup görüşmesi TEBAUL Oynamak TEBA´UZ Parçalanma Kısım kısım ayrılma TEBAÜD Uzaklaşma Uzağa çekilme * Uzama TEBAÜDÂT (Tebaüd C) Birbirinden uzak düşmeler Uzaklaşmalar TEBAYİ´ (Bak: Tabayi´) TEBAYÜ´ Bey´edişmek, bir malı diğer bir malla değişmek TEBAYÜN İki şey arasındaki uyuşmazlık Birbirinden ayrı ve başka olmak İhtilâf vuku bulmak Zıtlık TEBAYÜN-İ EFKÂR Fikirlerin aykırılığı Düşüncelerin farklı olması TEBAYÜN-İ MESALİK Mesleklerin farklılığı TEBAYÜNÂT (Tebayün C) Tebayünler, iki şey arasındaki farklılıklar TEBAZÜL Birbirine bahşiş etmek TEBB Zarar, ziyan, hasar, kayıp TEBBAN Saman satan, samancı TEBCİL Ağırlamak Yüceltmek Birisine ta´zim etmek Hürmetle hareket etmek TEBCİLEN Ağırlıyarak, tâzimen TEBDİL Değiştirmek Tağyir etmek Bir şeyi başka bir hâle veya şeye değiştirmek TEBDİL-İ HEVÂ Hava tebdili Hava değişikliği TEBDİL-İ MEKÂN Yer değiştirme TEBDİLÂT (Tebdil C) Tebdiller, değiştirmeler TEBDİLEN Değiştirerek Tağyir ederek TEBEA (Tâbi C) Tâbi olanlar, uyanlar TEBEAN Tâbi olarak Uyarak TEBECBÜC Sevinmek TEBECCÜS Suyun açıktan akması TEBEDDİ Sahraya çıkmak, çöle çıkmak TEBEDDÜ´ Ehl-i Sünnetten iken başka mezhebe girme * Dinini değiştirme İrtidad * İyi olan ahlâkını bozup değiştirme TEBEDDÜ´ Başlamak TEBEDDÜD Perâkende olmak, dağılmak TEBEDDÜL Başkalaşmak Değişmek * Yeni hey´ete, başka kıyâfete girmek (Bak: Hudus) TEBEDDÜLÂT (Tebeddül C) (Bedel den) Tebeddüller, değişiklikler, tagayyürler, tahavvülât TEBEDDÜLÂT-I CESİME Büyük değişiklikler TEBEH (Bak: Tebah) TEBEHHUR (Bak: Tebahhur) TEBEHHÜL Tahsil için sıkıntı ve zahmet çekme TEBEHHÜM şüpheli ve belirsiz olma TEBEHHÜR Tıb: Kısa ve sık nefes alma TEBEHKAR (C: Tebehkâran) f Mahveden, harab eden Bitiren TEBEÎ Kasdî olmayan * Tâbi olarak * Başkasının vücuduyla kaim olan * Müstakil olmayıp başkasına tâbi olarak (Bak: Tebaî) TEBE-İ TABİÎN Tabiînden olan birisinden (yâni ikinci derecede olarak) hadis nakletmiş olan Veya Tabiîn olanlardan ders almış, onlara uymuş müslümanlar TEBEKKÜL Karışmak TEBEKKÜM (Bekem den) Dili tutulma Konuşurken tutulup kalma TEBELBÜL Lisanların muhtelif ve muhtelit olması Bazısı Arapça, bazısı Farsça ve Türkçe olmak gibi * Karışıklık TEBELBÜL-Ü AKVAM Muhtelif kavimlerden ibaret bir cemaatin kısım kısım olmaları, muhtelif dil konuşmaları (Bak: Babil) TEBELBÜL-Ü ELSİNE Dillerin karmakarışık olup anlaşılmaz hale gelmesi TEBELLEŞ Birbirine geçmiş, karmakarışık, karışmış TEBELLUH Tekebbürlenmek, gururlanmak, kibirlenmek TEBELLÜC Sabah yeri ağarmak TEBELLÜD Ağır, tembel olma * Bir şeye tahassür ve teessüf etme Pişmanlıktan dolayı "hay meded" diye ellerini birbirine çarpma * Yere düşme TEBELLÜĞ Anlayıp alma Yetişme, erişme * Tebliği kabul etme TEBELLÜH Ahmak olmak * Suretâ ahmaklık göstermek * Kaybolmuş bir şeyi araştırmak * Yolu bilmeyen kimse, erbâbından sorup araştırmayarak gitmek TEBELLÜL (C: Tebellülât) Nemlenme, ıslanma TEBELLÜR Billurlaşmak Parlak, şekilli olup ve donup katılaşmak * Açığa çıkmak Meydana çıkmak TEBEN Zeyrek, akıllı kimse TEBENNİ Evlât edinme TEBER f Balta TEBERKU´ Yüzünü örtme, peçeleme Yaşmaklanma TEBERNÜS Bürnüs giymek TEBERRA Uzak durma Sevmeyip yüz çevirme TEBERRİ Alâkasız olma Sevmeyip yüz çevirme * Temiz olma TEBERRU´ Bağış Bir malın karşılıksız olarak verilmesi Mecburiyet olmadığı hâlde birisine bir malı vermek Hayırlı işlerde yardım ve ihsanda bulunmak TEBERRUAN Teberru ederek, teberru suretiyle, bağışlayarak TEBERRUÂT (Teberru´ C) Teberrular, bağışlar, bağışlamalar TEBERRUZ İktifa etmek, yetinmek TEBERRÜ´ Pâk ve temiz, halis ve helâl olmak TEBERRÜC Açık saçık olmak * Kadının süslenip yabancılar içinde gezmesi (Câhiliyet devrinde olduğu gibi) TEBERRÜD Soğuma, serinleme, soğuk hâle gelme * Soğuk suya girme TEBERRÜK Bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak almak veya vermek Uğur ve bereket saymak * Hayr-ı İlâhiye hissedâr olmak TEBERRÜKEN Uğurlu ve mübarek olarak Bereket mevzuu ederek TEBERRÜM Muztarib olmak, ıztırab ve acı çekmek TEBERRÜR Allah rızasına çalışma TEBERRÜZ Görünme, meydana çıkma TEBERTUM Büyüklük taslama * Hiddetlenme, öfkelenme, kızma TEBERZİN f Eskiden harp âleti olarak kullanılan ve eyere asılan küçük savaş baltası TEBESSÜL Somurtma, surat asma Yüzünü ekşitme TEBESSÜM Gülümseme Nazikâne ve dişlerini göstermeyerek gülme TEBESSÜMAT (Tebessüm C) Gülümsemeler, tebessümler TEBESSÜM-KÜNAN f Gülümser tarzda, gülümseyerek TEBESSÜR Sivilce çıkma TEBEŞBÜŞ Küçükten büyüğe güler yüz gösterme TEBETTÜL Halkdan ayrılmak * Mâsivadan kesilip ihlâs ile Hakka yönelmek ve ubudiyet etmek * Evlenmekten vaz geçip zâhidlik etmek TEBEVVÜ´ Makam tutmak TEBEVVÜL Bevl etmek İşemek TEBEYYÜN Belli olmak Sabit olmak Görünüp anlaşılmak TEBEYYÜT Geceleyin yağma etme * Bir işi gece yapmak TEBEZZUH Tekebbürlenmek, gururlanmak TEBEZZUK (Büzâk dan) Tükürme TEBEZZÜL Yarılma Şakk TEBEZZÜL Terk-i hıfz etmek; yâni ne olursa sakınmayıp heryerde kullanmak |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEBHAL (Tebhâle) Dudak kabartısı TEBHİC (Behic den) Güzelleştirme TEBHİH Sıcaklığın az olması TEBHİL (Bahal ve Buhl den) Bir kimse için "pinti, hasis" deme TEBHİR Buharlaştırma Buhar hâline getirme * Tütsüleme TEBHİT Ağlatmak TEBİ´ Yardımcı, yardak * Sığır yavrusu TEBİA Zulümle ve zorla alınmış olan kumaş TEB´İD Uzaklaştırma Bir yerden bir yere sürme, kovma TE´BİD (C: Te´bidât) (Ebed den) Ebedileştirme, sonsuzlaştırma TE´BİDÂT (Te´bid C) Ebedileştirmeler, sonsuzlaştırmalar, te´bidler TE´BİL Deveyi katarıyla getirmek TE´BİN Ölmüş bir kimsenin iyiliklerini hatırlayıp söyleme * Bir kimseyi yüzüne karşı ayıplama TE´BİR (Ağaçları) aşılama, (ağaçlara) aşı yapma TE´BİS Horlama Hakaret TE´BİYE Yüksek sesle okumak TEB´İZ Bölmek Bölük bölük etmek Bir kısma ait etmek TEBK Dolu olmak, dolmak TEBKİR Acele etmek TEBKİT Tekdir etmek Azarlamak Vurmak Başa kakmak * Delil ve bürhanla galip gelip susturmak TEBKİYE (Bükâ dan) Dokunaklı sözler söyleyip ağlatma TEBL Fesad etmek, çürütmek TEBLİĞ Ulaştırmak Götürmek * Bildirmek * Eriştirmek TEBLİĞ-İ ŞERİAT Peygamberlere mahsus beş vasıftan birisi olan, Allah´tan (CC) aldıkları emir ve kanunları insanlara aynen bildirmeleri TEBLİGAT (Tebliğ C) Tebliğler İlânlar Bildirilen şeyler TEBLİGAT-I RESMİYE Resmî tebliğler TEBLİL Islatma Islatılma TEBLİM Çirkin yapmak, çirkinleştirmek TEBLİYE Eskitme ve çürütme köhneleştirme TEBN (C: Etbân) Saman TEBNÎ Saman renkli TEBNİYE Çok bina yapmak TEBRİC Dışarı çıkarmak * Hâlinden döndürmek TEBRİD (Bürudet den) Soğutma, soğutulma * Mc: Ara açılma, soğuma TEBRİE (Tebriye) Bir kimseyi şüpheden ve zan altından kurtarmak Temizliğini ve suçsuzluğunu meydana çıkarmak * Borçtan kurtarmak * Nezahet, ismet * Beraet ettirmek TEBRİH (C: Tebârih) İncitmek Eza vermek TEBRİK Gözlerini dike dike bir yere bakmak * Günaha girmek * Uzak bir yere sefer etmek * Çetinlik, zorluk sebebi ile yorulmak * Kadının süslenip püslenmesi * Evi ziynetleyip süslemek TEBRİK Bir kimseyi eriştiği bir iyilikten dolayı "Bârekellâh" diye sevincini bildirmek Mübarekliğini, Cenab-ı Hakk´ın onu muvaffak kıldığını söyleyerek ta´ziz etmek TEBRİKÂT (Tebrik C) Tebrikler Tebrik etmeler TEBRİYE (Bak: Tebrie) TEBRİZ Dışarı çıkarmak * Tekebbürlenmek, gururlanmak * Göstermek, izhâr etmek TEBSİR İnsanın gözünü açacak şekilde tarif ve izah etmek ve kalbine basiret vermek TEBŞİR Müjdelemek Hayır haber vermek Müjdelenmek TEBŞİRÂT (Tebşir C) Müjdelemeler, müjde vermeler TEBTIE (Bati den) Yavaşlama, ağırlaşma TEBTİK Kulak kesmek TEBTİL Tamamen hakka yönelmek * İyice ve tamamiyle kesmek * Terbiye etmek * Yemek (Bak: Tebettül) TEBTİT Kesmek * Dağıtmak * Bitirmek TEBUK Hicaz´ın kuzey tarafında Medine-i Münevvere´den Şam´a giden yolun ortasında bir yerdir ve Peygamber Efendimizin son gazvesinin yeri olmakla meşhurdur Tebuk´te Peygamberimiz tarafından yaptırılan bir duvar bir hurmalık ve bir de çeşme var olduğu rivayet edilir TEBUK GAZVESİ Hicretin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur Şam´da bulunan Rumlar tarafından o civarın halkı, müslümanlara karşı ayaklandırıldığı Peygamberimiz tarafından duyulduğunda, onlara karşı asker hazırlayarak Tebuk´e gitmiş ve oranın ileri gelenleri Peygamberimize gelerek barışa çalışmışlardır Tebuk´te on gün kadar kaldıktan sonra ne Rumlardan ve ne de müttefikleri olan Araplardan kimse harp için çıkmadığından tekrar Medine-i Münevvere´ye dönülmüştür TEBVİB (Bâb dan) Kısım kısım ayırma Bablara ayırma TEBVİE Bir kadını boş bir evde oturtma TEBYİN Belirtme Açıkça anlatma * İsbat etme TEBYİZ Temizce yazma Müsveddeden daha iyice bir kâğıda yazma * Ağartma, beyazlatma TEB-ZEDE (C: Teb-zedegân) f Sıtmaya tutulmuş TEBZİL Delme, yarma Çok azimle bir şeye girişmek, adamak TEBZİR Boş yere malını sarf etmek * Serpmek Dağıtmak * İsraf etmek, lâyık olmayan yere malını sarfetmek TEBZİRÂT (Tebzir C) İsraflar * Tohum saçmalar |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TECA´CU Yere düşmek TECADU´ Husumet etmek, düşmanlık etmek TECAFİ Uzak olma Yerinden bir tarafa ayrılma TECAHÜD Kuvvetini sarfedip uğraşmak Çalışmak TECAHÜD İnkâr etmek TECAHÜF Darbetmek, vurmak * Üstün gelmek, galebe etmek TECAHÜL Bilmezlikten gelme Bilmiyor görünme TECAHÜL-İ ÂRİFANE Edb: Bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi gösterme Bilen bir kimsenin, bilmez gibi davranması TECAHÜLKÂR f Bilmezlikten gelen TECAHÜM Yüz pörtürmek TECAHÜR Aşikâre olmak, açık ve belli olmak TECALÜS Birlikte oturmak TECAMU´ Cima etmek * Toplanmak, cem´olmak TECANÜB Sakınma Çekinme TECANÜF Meyletmek, eğilmek, yönelmek TECANÜN Delirmek TECANÜS Bir cinsten olma * Birbirine sıkı sıkı bağlılık, benzeyiş ve uygunluk TECARÜB (Tecarib) (Tecrübe C) Tecrübeler TECASÜ Diz üstüne çökmek TECASÜR Cesaretlenme TECA´UD (Ca´d dan) Büklüm büklüm olma (saç) TECAVEZ AN-NA Bizi affeyle (meâlinde dua) TECAVİF (Tecvif C) Oyuk yerler, oyuklar TECAVÜB Cevaplaşma Karşılıklı cevap verme TECAVÜL (C: Tecâvülât) (Cevelân dan) Dolaşma Cevelân etme TECAVÜR Komşu olma TECAVÜZ Haddini aşma Söz veya hareketle ileri gitme * Aleyhine hareket etme * Zorlama * Geçme * Sataşma, saldırma, sarkıntılık TECAVÜZÂT (Tecavüz C) Tecavüzler Sataşmalar Haddi aşmalar TECAVÜZKÂR (C: Tecavüzkârân) f Sataşan, saldıran, tecavüz eden TECAZÜB Birbirine karşı duyulan yakınlık * İncizab etme Çekme TECAZÜM Kesişmek TECAZÜR Sövüşme TECBİB Ürkmek Kaçmak * Davarın ön ayaklarının dizlerine kadar beyaz olması TECBİN Birisine "korkaksın" deme, korkak sayma TECBİR (Cebr den) Çıkık veya kırık olan kemiği sarıp iyi etme TECBİYE Rüku eder gibi eğilip durmak TECDİ´ Bir kimseye iyileşmesin diye beddua etme * Vücudun bir tarafını kesme * Çocuğu zararlı şeylerle besleyip gelişmesini önleme TECDİD Yenileme Yenilenme Tazelenme TECDİD-İ BİAT Biatını, bağlılığını, itimadını tekrarlamak, yenilemek TECDİD-İ İMAN İman esaslarını kalben tasdik ettiğini, dil ile de tekrar edip yenilemek( $ ın hikmetini soruyorsunuz Onun hikmeti, çok Sözlerde zikredilmiştir Bir sırr-ı hikmeti şudur ki: İnsanın hem şahsı, hem âlemi her zaman teceddüt ettikleri, için, her zaman tecdid-i imana muhtaçtır Zira insanın herbir ferdinin mânen çok efradı var Ömrünün seneleri adedince, belki günleri adedince, belki saatleri adedince birer ferd-i âher sayılır Çünkü: Zaman altına girdiği için o ferd-i vâhid bir model hükmüne geçer, her gün bir ferd-i âher şeklini giyerHem insanda bu taaddüt ve teceddüt olduğu gibi, tavattun ettiği âlem dahi seyyardır O gider, başkası yerine gelir, daima tenevvü´ ediyor; her gün başka bir âlem kapısını açıyor İmân ise; hem o şahıstaki her ferdin nur-u hayatıdır, hem girdiği âlemin ziyâsıdır"Lâilahe illallah" ise, o nuru açar bir anahtardırHem insanda mâdem nefs, hevâ ve vehim ve şeytan hükmediyorlar, çok vakit imânını rencide etmek için gafletinden istifade ederek çok hileleri ederler, şüphe ve vesveselerle imân nurunu kaparlar Hem, zâhir-i şeriata muhalif düşen ve hattâ bâzı imamlar nazarında küfür derecesinde te´sir eden kelimat ve harekât eksik olmuyor Onun için her vakit, her saat, her gün tecdid-i imâna bir ihtiyaç vardır M) TECDİD-İ NİKÂH Nikâh tazeleme Nikâh yenileme TECDİDÂT Yenilemeler, tazelemeler TECDİDEN Yenileterek Yenileyerek TECDİL Yere yıkma, yere atma, yere vurma TECEBBÜR (Cebr den) (C: Tecebbürat) Kibirlenme, büyüklenme TECEBBÜS Yürürken sallanmak TECEBCÜB Kurumak TECEDDÜD Tazelenme Yenilenme (Bak: Müceddid)TECEFFÜF : Kuruma, kuruyup katılaşma TECEHHÜZ (Cihaz dan) Hazır bulunma Cihazlanma, hazırlanma TECEHHÜZ-İ ARUS Gelinin hazırlanması TECEHZUM Ululanmak TECELBÜB Gömlek giymek TECELCÜL Deprenmek, harekete geçmek TECELLİ (TECELLÂ) Görünme Bilinme * Kader * Allah´ın (CC) lütfuna uğrama * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi Hak nurunun te´siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi(Fıtrat yalan söylemez Meselâ : Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüvv der ki: "Sünbülleneceğim, meyve vereceğim" Doğru söyler Meselâ: Yumurtada bir meyelân-ı hayat var Der: "Piliç olacağım" Biiznillâh olur, doğru söyler Meselâ: Bir avuç su, incimad ile meyelân-ı inbisatı der: "Fazla yer tutacağım "Metin demir onu yalan çıkaramaz, sözünün doğruluğu demiri parçalar İşte şu meyelânlar irade-i İlâhiyeden gelen evâmir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir MN) TECELLİ-İ TİMSAL Suretlerin tecellisi TECELLİDÂR f İlâhî kudret ve lütuf ile meydana gelen TECELLİGÂH f Tecelli yeri İlâhi kudretin, İlâhi sırrın meydana çıktığı, göründüğü yer TECELLİYAT (Tecelli C) Tecelliler TECELLÜD Tekellüfle celâdet göstermek Kendini şecaatli ve cesâretli göstermeğe çalışmak * Serkeşâne inad etmek TECELLÜL Ululanmak, büyüklenmek |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TECEMCÜM Sözünü söylemekte güçsüz olmak Konuşamamak TECEMMU´ Toplanma Birikme TECEMMUÂT (Tecemmu´ C) Birikmeler, toplanmalar, yığılmalar TECEMMÜD Donma Sertleşme Katılaşma TECEMMÜDÂT (Tecemmüd C) Sertleşmeler, katılaşıp donmuş şeyler TECEMMÜL Ziynetlenmek Süslenmek * Ululuk göstermek * Âletler Sebepler TECEMMÜLÂT (Tecemmül C) Eşya, levâzım Tetümmat TECEMMÜLÂT-I BEYTİYE Evde bulunan eşya Evin nizamını tamamlayan eşya TECEMMÜM (Bitki) büyüme, çoğalma TECEMMÜŞ Tekellüf etmek, özenmek TECENNİ Meyve devşirme * Bir kişiye işlemediği günahı işledi diye isnad etmek TECENNÜB Sakınma Çekinme TECENNÜD Bir yere toplanıp asker olmak TECENNÜN Cinnet getirme Delirme Çıldırma TECERRU´ (Cur´a dan) Yudum yudum ve süzerek içmek * Hışmını ve gadabını yutup def´etmek Hiddetini yenmek TECERRU´ Bahâdırlık ve kahramanlık etmek TECERRÜB Tecrübe sâhibi olma TECERRÜD Soyunma, çıplak olma * Evli olmama * Tas: Mâsivadan alâkasını kesip, Allah´a müteveccih olup, ibadet ü taatla meşgul olma * İman ve İslâmiyete mücahidane ve fedakârane bir tarzda hizmetle iştigal etme * Herşeyden boş olma (Bak: Mücahede) TECERRÜM Gitmek * Etmediği günahı ettim demek * Eksilmek TECESSÜD Ceset şekline girmek Vücud peyda etmek Cesedlenmek TECESSÜM Cisim şekline girmek Maddeleşmek Göz önüne gelmek Mücessem olup görünmek Cisimleşmek TECESSÜM-İ HAYÂL Hayâl görme TECESSÜS Gizlice araştırmak Gizlice bakmak * İç yüzünü araştırmak * İç yüzünü araştırma merakı TECESSÜSÂT (Tecessüs C) Tecessüsler, araştırmalar Gözetlemeler TECESSÜSKÂR f Gizliden araştıran, meraklı TECEŞŞU´ Haris olmak, hırslı olmak TECEŞŞU´ Çok yemekten midenin dolması * Genirmek TECEŞŞÜM İncinmek * Zahmetli şeyleri seçmek TECEVVU´ (Cu´ dan) İsteyerek aç kalma Açlık çekme TECEVVÜF İçi boş olma, kovuk olma * İçine işleme Nüfuz eyleme TECEVVÜZ (C: Tecevvüzât) (Cevaz dan) Sözü mecaz olarak söyleme * Caiz olmayanı caiz görme Cevaz verip yapılmasını uygun görme TECEVVÜZEN Mecaz yoluyla TECEYYÜF Dost edinmek TECEYYÜR Teftiş etmek, kontrol etmek TECEZZİ Parçalara ayrılma ve bölünme Ufalanma TECEZZÜV (Cüz den) Kısım kısım bölünme Doğranma, ufalanma TECFİF (Ceff den) Kurutma veya kurutulma * Cübbe giydirme TECHİL Bir kimseyi câhil saymak, cahilliğini meydana koyma TECHİL Atın ayaklarını beyazlatmak TECHİR Büyütmek * Genişletmek TECHİYE Meyletmek, eğilmek, yönelmek * Ondan yana sürmek TECHİZ Donatma Gereken şeyleri tamamlama Cihazlanma * Fık: Cenazenin yıkanmasından defnetmeğe kadar yapılması lâzım gelen şeyler ve bunları tedarik etme TECHİZ-İ MEYYİT Ölünün yıkanıp, temizlenip, kefen ve sair ihtiyaçları tedarik edilerek hazırlanması TECHİZÂT (Techiz C) Donatım TECHİZÂT-I ASKERİYE Askerî teçhizat, askerî donatım TE´CİC Tutuşturup alevlendirme TEC´İD (Ca´d den) Saç kıvırtma TE´CİL Başka zamana bırakma * Acele etmeme (Zıddı: Ta´cil) TECLİC Çok gayret ve ikdâm etmek TECLİD Ciltleme * (Celd den) Hayvanın derisini yüzme TECLİL (Cüll den) Hayvana çul örtme, hayvanı çulla örtme TECLİYE (Cilâ dan) Cilâlama, cilâ verme * Aşikâre etmek, açıklamak * Ruşen etmek, parlatmak TECLİZ Muhkem etmek, sağlamlaştırmak TECMİ´ Bir yere toplamak, * Cuma namazına gelmek TECMİD Dondurma, dondurulma TECMİL (C: Tecmilât) Süs, tezyin TECMİR Buhur etmek * Taş atmak * Hapsetmek * Aşağı sarkıtmamak * Kadının saçını toplayıp bağlaması TECNİB Irak etmek, uzaklaştırmak * Atın ayağının eğri olması TECNİD Askerleri sıraya koyma, sıralama TECNİS İki şeyi birbirine benzer şekle sokma * Edb: Cinas yapma İki mânalı söz söyleme TECNİZ Ölüyü tabuta koyma TECR Bezirgânlık etmek, ticaret yapmak TECRÎ (Cereyan dan) Cereyan ediyor, akıyor, gidiyor TECRİ´ (Cer den) Yudum yudum içirme TECRİB Tecrübe etme, deneme TECRİBE (Bak: Tecrübe) TECRİD Açıkta bırakmak * Yalnız başına bırakmak Tek başına hapsetmek * Dünya alâkalarını kalpten çıkarıp Allah´a (CC) yönelmek * Edb: Bir şairin kendini mücerred bir şahıs, yâni ayrı bir adam farzederek ona hitabetmesi * Soyma, soyulma TECRİDEN Tecrid ederek Tek olarak * Mücerred (soyut) olarak Tekliyerek TECRİH Yaralama TECRİM Suçlandırma Cezalandırma Cürüm isnad etme * Bir taifeden ayrılıp gitme TECRİR Çekmek TECRİS Sağlam fikirli etmek TECRÜBE (Tecribe) Deneme, sınama * Görmüş, geçirmişlik * Anlamak için yapılan iş İmtihan * İlmi bir gerçeği göstermek için yapılan deneme Deney TECRÜBÎ Tecrübeye ait Tecrübeyle ilgili TECSİM Diz üstüne veya göğüs üstüne çökmek TECSİM (Cisim den) Vücudlu gösterilme Cisimlendirme Vücud gösterme TECSİMÂT (Tecsim C) Vücutlu göstermeler, cisimlendirmeler TECSİS Kireç karıştırmak * Kireçle sıvamak * Binayı kireçle yapmak TECŞİM İncitmek * Teklif etmek TECVİ´ (Cu dan) Acıktırma TECVİD (Cevdet den) Bir şeyi güzel yapma Süsleme * Kur´an-ı Kerim´i usulüne uygun olarak okuma ilmi ve buna dair yazılan kitap TECVİD-İ HURUF Seslerin mahreçlendirilmesi Harflerin düzgün olarak telâffuz edilmesi TECVİD İLMİ Harflerin mahreç ve sıfatlarına uymak suretiyle, Kur´an-ı Kerim´i hatasız okumayı öğreten bir ilimdir TECVİF (C: Tecvifât) (Cevf den) Oyma Oyuk yapma * Oyuk yer TECVİL Seyahat etmek, gezmek TECVİR (Cevr den) Zora, sıkıya koyma, cevretme TECVİZ Câiz görme İzin verme, cevaz verme TECYİF Korkma, korkutulma * Vurmak * Murdar etmek, pisletmek TECYİŞ Askerleri dizmek TECZİE (Cüz´ den) Kısım kısım ayırma, doğrama, ufaltma, bölme TECZİM (Kol, kanat gibi şeyleri) kesme TECZİR (Cezr den) Mat: Kare kökünü alma TECZİYE Cezalandırma * Parça parça ayırmak |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEDABİR (Tedbir C) Tedbirler, çareler TEDABÜR Kesişmek TEDAFÜ´ Birbirini def etme * Müdafaa etme * İtişme kakışma TEDAFÜÎ Kendini müdafaa etme ve koruma ile alâkalı TEDAHRUC Yuvarlanma TEDAHÜK Karşılıklı gülüşme TEDAHÜL İç içe olmak Birbiri içine girmek * Yığılıp kalmak Birikmek Karışmak * Bir taksidi ödemeden ötekinin gelmesi Ödemede gecikmek TEDAÎ Birbirini bir iş için davet etmek * Yıkılıp harap olmak * Bir şeyi hatıra getirmek Bir şeyin başka bir şeyi hatıra getirmesi Çağrışım TEDAÎ-İ EFKÂR Bir fikrin veya şeyin başka bir fikri veya şeyi hatıra getirmesi TEDARRU´ Cübbe veya zırh giymek TEDARUB (Darb dan) Vuruşma, dövüşme TEDARÜ´ Def´edişmek, birbirini kovmak TEDARÜK (Tedârik) Ele geçirmek Edinmek Hazırlamak * Araştırıp bulmak * Ardı ardına erişip katılmak ve tevâli etmek TEDARÜS Okuma, yazma TEDAÜL Gizlenme, sinme Zâyi olma Saklanma * Küçülme Büzülme TEDAÜM Kalabalık, izdiham TEDAVİ İlâç verme İyileşmesi için bakma * Hastalığı iyi etme tarzı TEDAVİR (Tedvir C) Tedvirler Çâreler Yollar Dolaşmalar TEDAVÜL Elden ele dolaşma * Kullanma * Sürüm * Geçerlilik TEDAVÜR Sıra ile yapmak, bir şeyi karşılıklı yapmak TEDAYÜN Borç edişmek TEDBİB Yumuşak etmek * Sür´atle gitmek, hızla gitmek TEDBİC Rükuda başı çok eğme TEDBİH Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek TEDBİH Rükuda başını çok aşağı eğmek TEDBİR Bir şeyi te´min edecek veya def´ edecek yol * Cenab-ı Hakk´ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık TEDCİC Gökyüzünün bulutlu olması * Silâh kuşandırmak TEDEBBÜR Bir şeyin sonunu düşünmek, tefekkür etmek Müdebbir olmak, tedbirli olmak * Arkasını dönmek TEDECCÜC Silâhlanmak TEDEFFUK Suyun fışkırması Atılmak * Dökülmek TEDEFFÜN (Defn den) Gömülme, defnolunma TEDEHDÜH Dönmek TEDEHHİ Dâhileşme Dehâ eseri gösterme TEDEHHÜN (Dehn den) Yağ sürünme, yağlanma TEDEHHÜŞ Dehşete düşme Korkma Yılma Ürperme TEDEHRÜC Yuvarlanmak TEDEKDÜK Taşlıkta ve kum arasında olmak * Dağ, yerinden ayrılıp pâre pâre olmak * Zelzele olup yerin deprenmesi TEDEKKÜL Kendini büyük görmek, tekebbürlenmek TEDELDÜL Kımıldamak TEDELLİ (C: Tedelliyât) Tevazu gösterme * Nazlanma * Aşağıya inme * Eğilme TEDELLİYÂT (Tedelli C) Nazlanmalar * Eğilmeler * Tevâzu göstermeler TEDELLÜK Sürtme Oğma TEDELLÜL Nazlanma TEDELLÜS Gizlenme, ihtifâ etme TEDE´LÜB Kimse görmeden gitmek TEDEMDÜM Helâk olmak TEDEMMU´ (Dem´ den) Gözün yaşarması TEDEMMÜL Toprağa gübre dökme Toprağı gübreleme TEDENNİ Aşağı düşme Aşağı inme * Daha kötü bir derekeye düşme Tenezzül etme Maddi ve mânevi gerileme Terakkinin zıddı TEDENNİYÂT (Tedenni C) Gerilemeler, tedenniler, aşağılamalar TEDENNÜ´ Yakın olmak TEDENNÜK Dikkatle bakmak * Ayırtmak * Su dökülmek TEDENNÜS Pislenme, kirlenme TEDENNÜS-İ CÂME Elbisenin kirlenmesi TEDERDÜR Katı deprenmek * Gamdan ve korkudan dolayı kendinden geçmek TEDERRU´ Zırhlanma Zırh giyme TEDERRÜ´ Birbirine muhâlefet etmek, birbirine karşı gelmek TEDERRÜB Alışma, ülfet peydâ etmek TEDERRÜC (Derece den) Derece derece, adım adım ilerleme * Dürrâce benzer bir kuş TEDERRÜN Bir organın, bir uzvun şişmesi TEDERRÜS (C: Tederrüsât) Ders alma, okuyup öğrenme TEDERRÜSÂT (Tederrüs C) Ders almalar Okuyup öğrenmeler TEDESSÜR Elbise giyme Elbiseye bürünme * Erkek hayvanın dişisine binmesi * Kişinin sıçrayıp atına binmesi TEDEYYÜM Yağmurun sert yağması TEDEYYÜN Dinini sakınmak * (Deyn den) Borçlanma Borca girme TEDFİK Dökmek TEDFİN (Defn den) Gömme, defnetme * Örtme, gizleme TEDHİN (Duhan dan) Dumanlama, tütsüleme TEDHİN (Dühn den) Güzel kokulu yağ sürme Yağlamak TEDHİŞ Korkutma Dehşete düşürme Ürkütme TEDHİŞ-İ EZHÂN Zihinlerde heyecan meydana getirme TE´DİB Edeblendirme Terbiye verme * Haddini bildirme TE´DİBAT (Te´dib C) Edeplendirmeler, terbiye etmeler TE´DİBEN Te´dib suretiyle, te´dib için Haddini bildirmek için TEDİRGİN Huzursuz, rahatsız TE´DİYAT (Te´diye C) Ödemeler TE´DİYE (C: Te´diyat) Eda etmek * Ödenmiş para Verilmiş borç * Borcunu vermek TE´DİYE-İ DEYN Borç ödeme Borcunu verme TEDKİK Hakikatı anlamak ve meydana çıkarmak için inceden inceye araştırma TEDKİKAT (Tedkik C) Tedkikler Araştırmalar İncelemeler TEDKİKAT-I AMİKA Çok inceden ve derinden yapılan tetkik TEDLİK Sürme TEDLİS Sattığı şeyin ayıbını müşteriden gizlemek * Fık: Hadisi ilk nakledenin ismini gizlemek Hadisi başkasına isnâd eylemek TEDLİS Yumuşatmak Bir şeyi mülâyim ve kaygan yapmak * İnciyi şeffaf etmek TEDLİYE Sarkıtmak Yukarıdan aşağıya bırakma * Şaşırma, dehşete düşme * Delil ve vesika hazırlama * (Akıl) gitmek * Ahmak etmek, salaklaştırmak |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEDMİ´ Göz yaşı dökmek TEDMİC Bir şeyi başka bir şeyin içine yerleştirme * Arkasını eğmek TEDMİN Yığıp toplamak * İhâta edip kaplamak * Lâzım olmak, icab etmek TEDMİR Yok etmek Mahvetmek Tepelemek Perişan etmek TEDMİS Örtmek, gizlemek TEDMİS Yumuşak etmek, yumuşatmak TEDMİYE Vurup kanatmak TEDNİH Zayıf görüş * Oturmak, ikamet etmek, mukim olmak TEDNİK Yakın olmak TEDNİR Ruşen etmek, nurlandırmak, parlatmak TEDNİS (C: Tednisât) Kirletme, kirletilme TEDRİ´ Zırh giydirme TEDRİ-İ CÜYUŞ Askerlere zırh giydirme TEDRİC Azar azar, derece derece ilerlemek Birisini bir şeye yavaş yavaş vardırmak * Sıkıştırmak suretiyle çok güçsüz hâle koymak * Edb: İfadenin derece derece yükselmesi veya alçalması (Bak: Tensik) TEDRİC-İ HÂBİT Edb: İfadenin alçalması Bir şeyi tarif ederken vasıf bakımından yukarıdan başlayıp aşağıya inmek Bunun aksini yapmağa da Tedric-i sâid denir TEDRİCÂT (Tedric C) Tedricler TEDRİCEN Yavaş yavaş, azar azar, derece derece TEDRİCÎ (Tedriciyye) Yavaş yavaş olan, derece derece yapılan TEDRİS Okutmak Öğretmek Ders vermek TEDRİSÂT (Tedris C) Tedrisler Ders vermeler TEDRİSÂT-I ÂLİYE Yüksek öğretim TEDRİSÂT-I İBTİDÂİYE İlk öğretim TEDSİM Yağlı ve uyuz etmek TEDSİR Kuşun yuvasını düzenlemesi veya düzeltmesi TEDSİYE Baştan çıkarma, azdırma * Gizlemek TEDVİH Şehirler gezmek TEDVİM Teskin etmek, sâkinleştirmek * Kuşun, uçarken dönüp deverân etmesi * Dili ağızda döndürmek * Tatmak TEDVİN Bir araya toplayarak tertipleme * Edb: Aynı mevzuya ait bahisleri, çalışmaları bir araya getirip kitap hâline getirme TEDVİR Devrettirmek, döndürmek Çevirmek * İdare etmek, yönetmek * Daire şekline sokmak * Edb: Bir mısradaki kelimelerin yerini değiştirmekle veznin ve mânanın bozulmamasıdır * Kur´an-ı Kerim kıraatında: Tahkik ile hadr ortasında bir okuma usulüdür Her iki yönde meşru mübalâğayı bırakıp orta yolu tercih ederek okumaktır TEDVİR-ÜL MENZİL Menzilleri çevirmek, döndürmek, idare etmek * Ev idaresi TEDVİYE (Devâ dan) İlâç verme * Kuş kanadının fısıltısı TEEBBEL İmtina´ etmek, yapmamak, çekinmek TEEBBİ İnkâr etmek * (Ebb den) Bir kimseyi baba kabul etme Baba edinme TEEBBÜD Ürküp çekinme * Evlenmeme, bekâr kalma TEEBBÜH Kibirlenme, böbürlenme, gururlanma * Alicenaplık ve göztokluğu ile bir şeyden vazgeçme TEEBBÜN İzine uyma Tâbi olma, birinin yolundan gitme TEEBBÜS Mütegayyer olmak, rengi değişmek TEEBBÜT Koltuklamak TEECCÜC Tutuşma, alevlenme TEECCÜL Belli bir vakte kadar müddet isteme * Sığır ve geyik gibi hayvanların sürü sürü olmaları TEECCÜM Öfkelenme TEEDDİ Yetiştirmek TEEDDÜB Edebli olma Utanma Çekinme Edebini takınma TEEDDÜBÂT (Teeddüb C) Edeblenmeler, çekinmeler, utanmalar TEEDDÜBEN Edebli davranarak Edeb ve terbiye kaidelerine uyarak Edebi icabı olarak TEEFFÜF (C: Teeffüfât) Oflama Of çekme TEEHHİ Birini kardeş edinme TEEHHÜB Hazırlanmak TEEHHÜL Evlenme * Ülfet ve ünsiyet eyleme Ehlileşme TEEHHÜR Gecikme Sonraya kalma Geriye kalma TEEKK Çukur kazmak TEEKKÜD (Ekd den) Kuvvet bulma Sağlamlaşma TEEKKÜL (Ekl den) Yaranın, oyulup açılması * Yenme, eklolunma TEELLİ Yemin etmek TEELLUK Yıldıramak, parlamak TEELLÜB Cem´olmak, toplanmak * Dağ keçisinin erkeği TEELLÜF Alışma Hoş geçinme * Barışma * Huylanma * Birikme TEELLÜFÂT (Teellüf C) Hoş geçinmeler, alışmalar Bağdaşmalar TEELLÜH Kulluk ve ibadet etmek * Tazarru´ etmek, yalvarmak TEELLÜM Elem duyma Kederlenme Tasalanma TEELLÜMÂT Elemler, kederler, tasalanmalar TEEMMEL Düşün, dikkat et, incele (mânasına emirdir) TEEMMİ (Emet den) Cariye edinme * Dadı satın almak TEEMMÜL İyice, etraflıca düşünmek Derin derin düşünmek(Evet, aklı bozulmayan bir şahıs, teemmülü neticesinde anlar ki: Meselâ: Bal arısını pek çok şeylere fihriste yapan ve kitab-ı kâinatın ekser mesâilini insanın mahiyetinde yazan ve incir nüvesinde incir ağacının proğramını derceden ve insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan ve beşerin kuvve-i hafızasında tarih-i hayatını taallukatiyle beraber yazan ancak ve ancak her şeyi yaratan Hâlık olabilir Ve böyle bir tasarruf, yalnız ve yalnız Rabb-ül Âlemine mahsus bir hâtemdir MN) TEEMMÜLÎ Düşünerek söylenen veya yazılan Teemmüle ait ve müteallik (Bak: Tefekkür) TEEMMÜM Kasdetmek * (Ümm den) Ana edinme Birini anne kabul etme TEEMMÜR (Emr den) Amirlik taslama TEENNİ İhtiyatlı ve akıllıca davranma Bir işte acele etmeyip bir düşünce dairesinde hareket etme (Teude de denir) TEENNİ-İ HİKMET Hikmetin yavaş yavaş ve akıllıca gibi, en faydalı şekilde zuhuru(Nasılki bir ekmeğin vücudu; tarla, harman, değirmen, fırına terettüb eder Öyle de, tertib-i eşyada bir teenni-i hikmet var Hırs sebebiyle teenniyle hareket etmediği için o tertib-i eşyadaki manevi basamakları mürâat etmez Ya atlar düşer ve yahut bir basamağı noksan bırakır; maksada çıkamaz M) TEENNUK Nazarında ve fikrinde dikkatli olmak İttikan Eşyanın hikmetli, kusursuz ve pürüzsüz yapılışı TEENNÜS (Üns den) Müennes olma * Kadınlaşma Kadın gibi hareketlerde bulunma TEERRÜB Ululanmak, büyülenmek * Kendini zeki göstermeğe çalışmak TEESSİ Sabır gösterme Teselli bulup sabretme Avutma TEESSÜF Eseflenmek Kederlenmek * Beğenmemek ve râzı olmadığını ifade etmek TEESSÜL Sermaye edinmek * Cem´etmek, toplamak TEESSÜM (İsm den) Günahtan sakınma TEESSÜN Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek TEESSÜR İşten alıkoyma Oyalandırma TEESSÜR Kederli ve üzüntülü olarak içlenmek Üzülmek * Te´sir altında kalmak * Kederlenmek TEESSÜRÂT Üzüntüler Teessürler TEESSÜR-BAHŞ f Hüzün veren, keder veren, tasaya düşüren TEESSÜS Temelleşmek Yerleşmek Kurulmak Teşekkül TEETTİ Asan olmak, kolaylaşmak * Beklemek, gözlemek TEEVVİ (İvâ dan) Bir yerde yerleşme, yurt edinme Oturacak yer edinme TEEVVÜD Eğrilme, bükülme İki kat olma TEEVVÜH (C: Teevvühât) İnleme, figân etme TEEVVÜL Mânâsı başka olma Başka anlama gelme TEEYYÜD Kuvvetlenme Kuvvet ve metânet bulma Te´yid olunma TEEZZİ İncitme TEEZZÜB Her yönden rüzgârın esmesi TEEZZÜR Örtünme, bürünme Tesettür |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEF f Buhar * Sıcaklık, hararet TEFA´ Hiddet ve gadap etmek, öfkelenmek, kızmak TEFADDUL Faziletlilik iddiasında bulunmak Üstünlük taslamak * Bir kimseyi inâyet, ihsan ve kerem ile memnun etmek TEFADİ Bir kimseye "Sana ben feda olayım" demek * Feda etmek TEFAFİH (Tuffâh C) Elmalar TEFAHE Horluk, hakirlik * Tatsızlık TEFAHHUC Oturduktan sonra ayaklarını ayırmak TEFAHHUL Aygırlanmak TEFAHHUM Kömürleşme Kömür hâline gelme TEFAHHUR (C: Tefahhurât) (Fahr dan) Övünme, fahirlenme TEFAHHUS Bir şeyin, bir mes´elenin iç yüzünü dikkatle araştırma TEFAHHUSÂT (Tefahhus C) İnceden inceye araştırmalar TEFAHHUŞ Fuhşa düşmek, fâhişe olmak Ahlâksız olmak * Çirkin sözler söylemek TEFAHUR Fahirlenmek İftihar etmek Kendini iyi görüp, kusurdan gaflet etmek TEFAHUŞ Birbirine çirkin sözler söylemek TEFAKKUD (C: Tefakkudât) Arayıp sorma Sorup soruşturma TEFAKKUH Gül gibi açılma TEFAKKUR (Fakr dan) Fakirleşme Fukaralaşma TEFAKUM İş büyüyüp güçleşme TEFAKÜH (Fâkihe den) Birbirlerine karşılıklı yemiş atma * Mc: Şakalaşma TEFANİ Birbirinde fâni olmak Arkadaşının iyi ahlâkıyla sevinmek Arkadaşının, kardeşinin meziyyet ve hissiyatı ile fikren yaşamak TEFARİC (Tefric C) Yırtmalar, genişletmeler * Ferah vermeler * Korkaklar, zaifler, yüreksizler * (Tifrac C) Yırtmaçlar, aralıklar TEFARİK Müteferrik olanlar Tefrikalar Ayırma ve seçmeler * Taksitler Ufak tefek şeyler Ayrıca şeyler * Küçük hediyelik eşya TEFARİK-UL ASÂ Bir atasözüdür Bu darb-ı mesel hakkında meşhur Kamus Tercümesi´nde hülâsaten şu mâlumat var: "Arab´dan fakir bir kadının zaif ve gayet huysuz bir oğlu varmış Yaptığı müteaddit kavgalarda meselâ bir defasında burnunu, bir defasında kulağını, bir defasında dudaklarını kesmişler Her bir defasında da annesi çocuğunun kesilen azalarına bedelen diyet alarak zenginleşti Bu sebeple oğluna: "Sen tefarik-ul-asâdan daha faydalısın" Zira o, asâ ki, bir cins ağaç olup, parçalandıkça her bir parçasından yine faydalı şeyler yapılırdı Onun gibi oğlunun da vücud parçaları daha faydalı oldu Yani, bir (şey) olmakla beraber, muhtelif fayda cihetleri bulunan şeyler için mecazen bu tabir kullanılır TEFARÜT Müsabaka etmek, yarışmak TEFASİL (Tafsil C) Tafsiller, ayrıntılar TEFASİL (Tefsir C) Tefsirler, Kur´an-ı Kerim´in mânasını anlatan kitaplar TEFASSUM Kırılma Kesilme TEFASUH Fasahatle söyleme TEFATTUN Tefehhüm Sür´atle anlama, idrak etme * Ufalanma TEFATTUR Yarılma TEFATUH Muhakeme olmak * Bir nesneye başlamak TEFATÜ´ Muhakeme etmek TEFAÜL Fal tutmak TEFAVÜD Birbirinden faydalanma, yararlanma TEFAVÜT Farklılık İki şey arasındaki fark Uygunsuzluk Tehâlüf TEFAZUL (C: Tefâzulât) Mikdar fazlası, fark * Meziyet ve fazilet yarışına çıkma TEFAZZUL Üstünlük taslama, fazilet satma * Bağışlama, iyilik TEFCİ´ (C: Tefciât) Canını yakma, acıtıp ağrıtma Dertli kılma TEFCİR Yerden su kaynatıp akıtma * Drenaj, oluk vs gibi su yolları yaparak, bir yerde birikmiş olan suları akıtma işi * Yarmak TEFCİYE Yemeğin içine nohut, buğday, pirinç, maydanoz ve bunlara benzer şeyler koymak (Bu konulan şeylere "ebazir" derler) TEFDİM İbrik ağzına süzgeç koymak TEFDİYE Canını başkası uğruna feda etme TEFEB Helâk olmak, mahvolmak TEFECCU´ Canı yanma, acıma Kaygılı olma, dertli olma * Belâ ânında hüzünlü olma TEFECCÜR (Fecr den) (C: Tefeccürât) Yerden su kaynayıp akma * Tan yeri ağarma * Çatlama, yarılma TEFECİ t El altından yüksek faizle para veren kimse TEFEHHUZ Tâzim, hürmet TEFEHHÜM Farkına varmak İdrâk eylemek * Yavaş yavaş anlamak Tekellüfle anlamak TEFEHHÜMÂT (Tefehhüm C) Farkına varmalar, yavaş yavaş anlamalar TEFEKKU´ Yarılmak TEFEKKUH Fıkıh ilmini tahsil etmek (Bak: Fıkıh) TEFEKKÜH Yemiş toplayıp vermek Meyvedar olmak Meyvelenmek * Pişman olmak * Pek hoşlanıp hayrette kalmak TEFEKKÜK Zincir halkası gibi birbirinden ayrılma TEFEKKÜN Pişman olmak * Taaccüb etmek, hayrette kalmak, şaşırmak TEFEKKÜR Fikretmek Düşünmek Fikri harekete getirmek(Tefekkür, gafleti izale eder Dikkat, teemmül; evham zulümâtını dağıtıyor Lâkin nefsinde, bâtınında, hususi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tetkikat yap Fakat afâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilâta geçme Çünkü icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilâtında yoktur Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor; sahili yoktur İçine dalma boğulursun Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin Aksini yaptığın takdirde kesret fikrini dağıtır Evham seni havalandırır Enaniyetin kalınlaşır Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalbeder İşte dalâlete îsal eden kesret yolu budur MN)"Bir saat tefekkür, bir sene nâfile ibadetten hayırlıdır" (Hadis-i şerif meâli) (Bak: Ülfet) TEFEL Guslü ve temizliği terk etmekle vücudun kokması TEFELLUK Yarılma, çatlama TEFELLÜC Felç olma, felce uğrama * Yarılıp çatlama TEFELLÜL (Kılıç) gedik olmak, yaralanmak Rahnedar olmak TEFELLÜS İflâs etme TEFELLÜT Halâs olmak, kurtulmak * Aniden bağından boşanmak TEFELSÜF Feylesoflaşmak TEFENNÜN Fen öğrenmek * Çok şeyler bilmek * Türlü türlü olmak * Bir fende maharet sahibi olmak TEFENNÜN-İ Fİ-L İBÂRE Bir defa söylenilmiş olan bir sözü ikinci defa söylemek icabederse, o aynı kelimeyi tekrarlamamak için başka kelime veya sözle aynı mânâyı ifade etme san´atı TEFERKU´ Parmak öttürmek TEFERRU´ Bir çok kollara ayrılmak * Bir kimse halkın üzerine havale olmak * Bir kavmin en şerefli kadını ile evlenmek * Çatallanıp dal dal olmak TEFERRUÂT Bir şeyin bütün incelikleri, ayrıntıları TEFERRUG (Ferâg dan) Vaz geçme, fârig olma * Bir işi bitirip kurtulma * Satın alınan bir mülkün tapusunu kendi üzerine çevirme TEFERRUH (Ferah dan) İçi açılma, ferahlanma TEFERRUK (Fark dan) Dağılma, ayrılma TEFERRUC (Ferec den) Ferahlanmak İç açılmak * Gezintiye çıkmak Seyr TEFERRÜD (Ferd den) Tek ve yalnız kalma Herkesten ayrılma * Eşsiz, emsâlsiz ve benzersiz olma * Kendi başına olma TEFERRÜS Ferasetle bir şeyi kestirmek Bir şeyi dikkat ve teemmül ederek isabetli olarak idrak etmek, anlamak * Zannetmek TEFERRÜŞ (Ferş den) Yayılma, serilme TEFERRÜZ (İfrâz dan) Ayrılma TEFER´UN Firavunlaşma Zâlimlik etme, zulüm yapma * Çok fazla kibirlenme TEFES Kir, pislik * Menâsik-i Hacta bıyık ve tırnak kesmek, baş ve kaş yolmak TEFESSUD Akmak TEFESSUH Fasih olma Anlaşılması kolay olma TEFESSÜH Açılmak Genişlemek İnbisat bulmak * Mecliste çekilip bir adama oturacak yer açmak TEFESSÜH Alçaklaşmak Bozulmak * Çürümek Kokup dağılmak * Tâkattan düşmek TEFEŞŞİ İntişar etmek, dağılmak * Tecvidde: Harf okunduğu zaman sesin ağız içinde dağılıp uzatılmasına denir Sin, sad, se, ra, fe, şın, mim, dad harflerine mütefeşşi harfleri denir TEFEŞŞU´ Galip olmak, yenmek * Çoğalmak, çok olmak TEFEŞŞÜ´ Münteşir olmak, yayılmak, intişar etmek TEFETTÜ´ Rücu etmek, geri dönmek, vazgeçmek TEFETTÜN Bir kimseyi zorla fitneye atma TEFETTÜT (Fett den) Ufalanma, ufak ufak parçalanma TEFE´ÜL Fal açmak * Bazı hâdiseleri, tevafukları uğurlu saymak Meselâ: Bir kitabı rast gele açarak ilk tevafuk eden yeri okuyup ona dikkat ederek onu uğurlu ve esas bir ders sayma gibi * Olacak şeyi tahmin etmek (Zıddı: Teşe´üm)(Kur´an ile tefe´üle ve rü´yaya itimada ehl-i hakikat tarafdar değiller Çünki: Kur´an-ı Hakîm, ehl-i küfrü, kesretle ve şiddetli bir tarzda vuruyor Tefe´ülde, kâfire ait şiddeti, tefe´ül eden insana çıktığı vakit, yeis veriyor; kalbi müşevveş ediyor M)(Beşer idrakinin akibetini kestiremediği mühim işlerde İslâm dini istihare ile tefe´ülü tâlim etmiştir SBM C: 11 sh: 113)(Ebu Hüreyre´den (R A) Resülullah´ın (SAM) : "İslâm´da teşe´üm yoktur, en hayırlısı tefe´üldür" buyurduğunu işittim, dediği rivayet olunmuştur Mecliste bulunanlar: Tefe´ül nedir Ya Resülallâh! diye sordular Resül-i Ekrem: Sizden birinizin duyduğu güzel sözdür buyurduTeşe´üm, şom tutmak ve hayırsız saymak demektir Tefe´ül de uğurlu ve hayırlı saymaktır ki dilimizde yom tutmak diye ifade ederiz Güzel sözle tefe´ül hakkında en güzel misal, Resül-i Ekrem´in Hudeybiyye seferinde Süheyl bin Amr´ın adiyle tefe´ül buyurmasıdırHudeybiyye´de Kureyş, müslümanları müşkil bir vaziyete soktuğu sırada Kureyş tarafından muahede akdine mezun bir hey´etin Süheyl bin Amr´ın riyaseti altında gelmekte olduğu duyulunca Resül-i Ekrem uysallık ve yumuşaklık ifade eden (Süheyl) adiyle tefe´ül ederek ashabına: "Artık işiniz kolaylaştı!" buyurmuşturGüzel sözle tefe´üle dair güzel bir misâl de Arab edip ve şâiri Asmaî, İbn-i Avn´den hikâye ederek vermiştir ve doktora gitmek üzere evinden çıkan bir hastanın: (Sâlim) diye birisinin çağrıldığını duyarak hastalığından kurtulacağına yom tutmasıdır, demiştir SBM C: 12 Hadis no: 1936) TEFEVVUK Üstünlük Fâik ve daha büyük olma Üstün gelme TEFEVVÜH (C: Tefevvühât) (Fevh den) Söyleme, ağza alma * Dil uzatma Münâsebetsiz söz söyleme TEFEVVÜT Birbirinden eksik olmak TEFEVVÜZ Bir işi üzerine alma TEFEYHUK Geniş, bol olmak * Çok konuşmak TEFEYYÜZ Feyizlenmek * İlerlemek * Bollaşmak TEFEZZÜR Kaftan giymek |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEFHİM Anlatmak Bildirmek TEFHİM-İ MERÂM Merâmını anlatma TEFHİM Ta´zim * Bir şeyi kalınlaştırmak * Tecvidde: Harfi kalın okumaktır Harflerinin adına Müfahhim denir Şunlardır: Hı, sad, dad, tı, zı, gayın, kaf, lem, rı, vav, elif Huruf-u isti´lâda tefhim vâcibdir TEFHİM Kömürleştirme TEFHİR Fahirlendirmek, gururlandırmak * Gâlip olmakla hükmetmek TEFİE Eğilmek * Rücu etmek, geri dönmek TEFİH Hakir, zelil * Lezzeti olmayan TE´FİK (C: Te´fikât) Yalan söyleme * Yalan ve iftirâ etme TEF´İL Fal açtırmak Tefe´ül etmek TEFİLE Gövdesi kokan kadın TEFİRE Üst dudağın ortasında olan çukur TEFKIYE Yarmak * Göz çıkarmak TEFKİ´ Parmak öttürmek TEFKİH (Fıkh dan) Öğretme, anlatma * Fıkıh öğretme TEFKİH Hayrete düşürme * Hoşlandırma * Yemiş yedirme T TEFKİK Birbirinden ayırmak * Halâs etmek, kurtarmak TEFKİR Düşündürme veya düşündürülme * Endişe etmek TEFKİR Muhtaç etmek * Yüksek yeri ağaç dikmek için düzlemek TEFL Tükürmek TEFLİC Açmak TEFLİK Yarmak TEFLİL Gedik açmak, yarmak TEFNİD Tekzib etmek, yalanlamak * Zayıflatmak * Aciz etmek * Korkutmak TEFNİK Nimetlendirmek * Naz * Beslemek TEFNİN Karıştırmak * Çeşitli yapmak TEFRİ´ Asıldan, kökten şubelere ayrılma, kısım kısım olma Ayrılma Fer´lendirme TEFRİC Gönül açmak Gam ve tasa gidermek TEFRİCE (C: Tefâric) Aralık, yırtmaç TEFRİD Dünya alâka ve meşguliyetlerinden ayrılıp, ibâdet ve tâatle meşgul olma TEFRİG (Feragat dan) Boşaltma * Azade etme * Dökme * Kurtarma * Zâil ve hâlî eyleme * Vazgeçirme TEFRİGÂT Boşaltmalar TEFRİH Ferahlandırma, gönül açma TEFRİH Korkusuz kalmak * Gelişme, filizleme Yumurtadan çıkmak TEFRİK Birbirinden ayırmak, seçmek, ayırdetmek, ayrı kılmak * Korkutmak TEFRİK Ovdurmak TEFRİKA Nifak Ayrılık Bozuşma * Bir gazete veya dergide parça parça, bir önceki yazının devamı olarak çıkan uzun yazı * Fırka fırka olmak TEFRİR Ürkütmek Kaçırmak TEFRİS Acıktırmak TEFRİS Yırtmak * Parçalamak TEFRİŞ Döşeme Yayma Yayıp döşeme * Ev eşyasını düzenleme TEFRİT Ortalamanın yani vasatın çok altında kalmak, geride kalmak Normalden aşağı olmak (İfratın zıddı) TEFRİZ Farzetmek TEFSA´ Kesmek * Eskimek TEFSİD Fâsid etmek, bozmak TEFSİDE f Hararetli, kızgın TEFSİE Çekmek Uzatmak TEFSİK (Fısk dan) Fısk ve fücura sürükleme Birisine fâsık, kabahatli, günahkâr demek TEFSİL Yaramaz ve kem nesne TEFSİR Mestur, gizli bir şeyi aşikâr etmek Mânâyı izhâr etmek * Anladığını anlatmak Bildiği kadar açıklamak * Kur´ân-ı Kerim´in mânâsını anlatan kitab * Ehl-i Hadis ıstılahında Tefsire dâir hadis-i şeriflere Tefsir denilir (Bak: İctihad)(Tefsir iki kısımdır: Birisi, malûm tefsirlerdir ki, Kur´anın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyan ve izah ve isbat ederlerİkinci kısım tefsir ise: Kur´anın imanî olan hakikatlerini, kuvvetli hüccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir Bu kısmın pek çok ehemmiyeti var Zâhir mâlum tefsirler, bu kısmı bazen mücmel bir tarzda dercediyorlar Fakat, Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda, muannid feylesofları susturan bir manevî tefsirdir Ş)(Risale-i Nur, hükema ve ulemanın mesleğinde gitmeyip Kur´anın bir icaz-ı mânevisiyle her şeyde bir pencere-i mârifet açmış; bir senelik işi bir saatte görür gibi Kur´an´a mahsus bir sırrı anlamıştır ki, bu dehşetli zamanda hadsiz ehl-i inadın hücumlarına karşı mağlub olmayıp galebe etmiş MN)(Kur´an-ı Azimüşşan; bütün zamanlarda gelip geçen nev´-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben Arş-ı Alâdan irad edilen İlâhî ve şümullü bir nutuk ve umumi, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmidirBu itibarla; zamanca, mekânca, ihtisasca daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur´an-ı Azimüşşan´a tefsir olamaz Çünkü, Kur´anın hitabına muhatab olan milletlerin, insanların ahval-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir ferd, vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki, ona göre bir tefsir yapabilsin Hem bir ferdin mesleği ve meşrebi taassuptan hâli olamaz ki, hakaik-i Kur´aniyeyi görsün, bîtarafane beyan etsin Hem bir ferdin fehminden çıkan bir dâva, kendisine has olup, başkası o dâvanın kabulüne davat edilemez Meğer ki bir nevi icmanın tasdikine mazhar olaBinaenaleyh, Kur´anın ince mânalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasinin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerin tesbitiyle, herbiri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkıkîn-i ulemadan yüksek bir heyetin tetkikatiyle, tahkikatiyle bir tefsirin yapılması lâzımdır Nitekim, kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tedkikatından geçmesi lâzımdır ki, umumi bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniyye husule gelsin; ve icma-i millet, hücceti elde edebilsinEvet, Kur´an-ı Azimüşşan´ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihada malik ve bir velâyet-i kâmileyi haiz bir zat olmalıdır Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar, ancak yüksek ve azim bir heyetin tesanüdiyle ve o heyetin telâhuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassublarından âzâde olarak tam ihlâslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur İşte, Kur´anı, ancak böyle bir şahs-ı mânevi tefsir edebilir Çünkü, "Cüzde bulunmayan, küllde bulunur" kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur İİ) (Bak: Müfessir) TEFSİRE Hastaların bevlini koyacak şişe Sidik kabı TEFTE f Hararetli, kızgın, kızmış TEFTİH (C: Teftihât) (Feth den) Açmak * Bırakmak * Yarmak, yardırmak * Geğirmek TEFTİH Hor ve zelil etmek * Kahretmek TEFTİK (Fetk den) Yarma, yarılma TEFTİK (Fetk den) Yün, pamuk gibi şeyleri ditmek, tarayıp açmak TEFTİL (Fetl den) Fitil yapma Bükme, eğirme TEFTİN (Fitne den) Fitneye düşürme * Meftun verme Ayartma TEFTİR (C Teftirat) Bıkkınlık verme Fütur verme Usandırma * Zayıf etmek, zayıflatmak * Naksetmek, eksiltmek TEFTİS Ufak ufak parçalama TEFTİŞ Kontrol etmek İşlerin alâkalı vazifeliler tarafından ele alınıp iyi ve tamam yapılmasına çalışmak * Sormak * Ayırmak TEFTİŞÂT (Teftiş C) Teftişler TEFTİT Parça parça etme, ufalama TEFTİYE Lâğımcılık yapmak * Büyüyünceye kadar kızı evden dışarıya çıkarmamak TEFVİF Bezi alacalı dokutmak TEFVİH Korkutmak TEFVİK Tar: Okçulukta, yayın sol el ile yukarıya kaldırılması * Okun gezini yayın kirişine koymak TEFVİM Ekmek pişirmek TEFVİT (Fevt den) Geçirme, kaçırma TEFVİT-İ SALÂT Namaz vaktini geçirme veya kaçırma TEFVİYE Konuşkan olmak TEFVİZ Birisine bırakma * İşini Allah´a (CC) havâle etme * Sipariş ve ihâle etme TEFYİL Bir kimsenin bir kimseye "fikrin zayıf" demesi TEFYİM Genişletmek TEFZİ´ Ürkütme Korkutma * Hayretle baktırma |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEGABBİ Birisini geri zekâlı sayma TEGABBÜR (Gubâr dan) Tozlanma TEGABİ Bilmez olmak Ahmaklaşmak TEGABÜN (Gabn dan) Karşılıklı aldatma Aldanma veya aldanmanın zuhuru TEGABÜN SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 64 suresidir Medenîdir TEGADDİ (Bak: Tagaddi) TEGADDÜB (Gadab dan) Hiddetlenme, öfkelenme, gazaba gelme, kızma TEGAFÜL Bilmez görünmek, anlamazlıktan gelmek Kasden kendisini gafil göstermek(Farazâ, bazılarının altında büyük fenâlıklar varsa da, hücum edilmemek gerektir Zira, çok fenalık vardır ki, iyilik perdesi altında kaldıkça ve perde yırtılmadıkça ve ondan tegafül edildikçe mahdut ve mahsur kaldığı gibi, sâhibi de perde-i hicab ve hayâ altında kendisinin ıslahına çalşır Lâkin vaktâ ki, perde yırtılsa, hayâ atılır Hücum gösterilse, fenalık fena tevessü´ eder Münazarât) TEGALGUL Hoş kokulu şeyler sürünmek * Zorluk, çetinlik, güçlük * Bir şeyin, ilmin içine çok dalmak TEGALLÜB (Bak: Tagallüb) TEGALLÜF (Gılaf dan) Kılıflanma TEGALLÜT (C: Tegallütât) (Galat dan) Yanılma Yanlışa düşme TEGALÜB Birbirine galebe etmek, birbirine üstün gelmek TEGAMGUM Sözü düz söylememek TEGAMMÜD Günahı örtmek TEGAMMÜR Suyu az içmek TEGAMÜZ (Gamze den) (C: Tegamüzât) Birbirine göz ucu ile işâret etme TEGANNUS Tatsız olmak TEGANNUC (C: Tegannücât) (Ganc dan) Nazlanma TEGANNÜM Koyunlaşma Koyun postuna bürünüp kendisini koyun gibi gösterme TEGARBÜL (Gırbâl den) Kalburdan geçirme TEGARGUR Gargara etmek TEGARRÜB (Gurbet den) Gurbete çıkma TEGARRÜD (C: Tegarrüdât) Kuşun hoş ve nağmeli bir şekilde ötmesi TEGARRÜR Gururlanma, kibirlenme * Kaynamak * Galeyan TEGASSUN (Gusn dan) Dalbudak peydâ etme Dallanma TEGASSÜL (Gasl den) Gusletme, yıkanma TEGAŞMÜR Kahra uğratmak TEGAŞŞİ (Gışâe den) Örtünme, bürünme * (Gaşy den) Kendinden geçme TEGAT Birbirini suya daldırmak TEGAVÜN Cem´olmak, toplanmak * Kötü işe yardım etmek, şer işe muâvin olmak TEGAVÜR Birbirini yağmalamak TEGAVVUT Kazâ-i hâcet etmek TEGAVVÜL Renk değiştirme Renkten renge girme TEGAVVÜR (Gavr dan) Derine dalma * Bir şeyin esâsını arama TEGAYÜB Birkaç kişinin topluca kaybolması TEGAYÜR Zıt olmak Uymamak Başka türlü olmak TEGAYÜZ (C: Tegayüzât) Karşılıklı olarak kızışıp öfkelenme TEGAYYÜM (C: Tegayyümât) (Gayb dan) Bulutlanma TEGAYYÜR Hâlden hâle geçmek, değişmek * Bozulmak * Zıt olmak (Bak: Hâdis) TEGAYYÜT Büyük def-i hâcet TEGAYYÜZ (C: Tegayyüzât) (Gayz dan) Hiddetlenme, kızma TEGAYYÜZ Meşeliğe otlaması için davar salmak * Meşelik içinde yerleşmek TEGAZGUZ Eksik olmak TEGAZÜN Hışmetmek, kızmak TEGAZZÜB (Gazâb dan) Öfkelenme, hiddetlenme, gazaba gelme, kızma TEGAZZÜL (C: Tegazzülât) (Gazel den) Gazel tarzında şiir yazma * Gazel söyleme TEGERG f Dolu BÂRÂN Ü TEGERG Yağmur ve dolu TEGİL f Sakalları yeni çıkmağa başlayan genç TEH f Dip * Mertebe, kat TEH-İ ÇÂH Kuyunun dibi TEHABB Dostluk etme Muhabbet, sevişme TEHABBÜB (Bak: Tahabbüb) TEHABBÜR (Haber den) Esasını bilme, iyice bilme TEHABBÜS (Habs den) Kendini bir yere kapama Hapsetme TEHABBÜT (Bak: Tahabbut) TEHACCUR (Bak: Tahaccür) TEHACİ (Hecâ dan) Hicivleşme * Hicvetme, yerme TEHACÜM Birbirine hücum etme * Bir yere istekle, hızlıca toplanmak, üşüşmek TEHACÜR Birbirinden ayrılmak * Kesilmek TEHADDİ (Bak: Tahaddi) TEHADDÜS (Bak: Tahaddüs) TEHADU´ Aldanmış gibi görünme TEHADÜB Kamburlaşma TEHADÜM Yıkılmak TEHADÜR Kaynamak Galeyan TEHAFÜT Sözü gizlice söyleşmek TEHAFÜT Düşürmek, düşmek * Birbirinin üstüne atılmak Birbirinin ardınca olmak TEHAKKÜM (Bak: Tahakküm) TEHALLÜF Uygunsuzluk * Kafileden geri kalma * Geride bırakma TEHALLÜL (Bak: Tahallül) TEHALÜF (Half dan) Hâkimin her iki tarafa da yemin ettirmesi TEHALÜF Birbirine zıt olmak Birbirine muhalif olmak, uymamak TEHALÜK (C: Tehâlükât) (Helâk dan) İstekle atılma Tehlikeye aldırış etmeden, birbirini çiğneyecek gibi koşuşma TEHAMİ (C: Tehâmiyât) Kendini sakınma, korunma * Avukatlık etme TEHAMUK (Humk dan) Kendini ahmak gösterme TEHANNÜN Çok arzu ve istek göstermek * Göreceği gelmek Özlemek TEHARRUB Ağaç kurdunun ağacı kemirerek oyması TEHARRÜK Hareketlenmek, kımıldamak Hareket etmek TEHARÜC Çıkışmak * Tevzi etmek, dağıtmak * Fık: Ortakların bir kısmı akar (para getiren mülk), bir kısmı arazi, bazısı da para üzerine yaptıkları anlaşma TEHARÜM (Herm den) Genç olduğu hâlde, kendini ihtiyar gösterme Yaşlı gibi görünme TEHARÜŞ Hırıldaşıp dalaşma TEHASSÜB Yastığa dayanma TEHASSÜR (Bak: Tahassür) TEHASSÜS (Bak: Tahassüs) TEHASÜD (Hased den) Hasetleşme TEHASÜM Muhâsama etme, düşmanlık etme TEHAŞİ (Haşy dan) Korkup çekinme, sakınma TEHAŞÜN Haşin davranma Zorluk gösterme Sert muamelede bulunma TEHATİH Bâtıl, boş ve abes sözler * Tamamlanmamış söz TEHATTUF Kapmak TEHATTÜM Pek lüzumlu ve vâcib olmak Vücub derecesinde bulunmak TEHATU´ Hatâ etmek, kabahat işlemek TEHATUB (Hatb dan) Hitablaşma Karşılıklı birbirine hitab etme TEHAVİL Muhtelif renkler, çeşitli renkler TEHAVÜN Mühimsememek, ehemmiyet vermemek, ağır davranmak Aldırış etmemek * İstihkar, horlama, hakir görme TEHAVVÜL (Bak: Tahavvül) TEHAYÜC Kandırmak TEHAYÜT Toplanıp gelmek TEHAYYÜZ (Bak: Tahayyüz) TE´HAZ Tekrar almak TEHAZÜL Muhârebeden kaçıp geri dönme TEHBİL : "Baban seni ölmüş diye ağladı" demek TEHCİD Uyutmak TEHCİN Dedikodu yapma * Müstehcen ve edeb dışı sayma TEHCİR Yurdundan çıkarma, hicret ettirme, sürme * Öğle vakti bir yere gitme TEHCİYE Heceleme TEHDİB Saçak yapmak TEHDİD Göz dağı verme, birisini korkutma Korkutulma TEHDİD-ÂMİZ f Tehditle karışık, tehdit eder surette TEHDİDÂT (Tehdid C) Korkutmalar, göz dağı vermeler TEHDİDEN Korkutarak, tehdit ederek TEHDİDKÂRÂNE f Tehdid edenlere yakışır şekilde Tehdid edercesine TEHDİL (Budak) aşağı eğilmek * (Dudak) aşağı sarkmak TEHDİM (Hedm den) Yıkma TEHDİN Çocuğu güzel sözlerle susturup avutma Yalandan yüze gülüp medhetme * Teskin etmek TEHDİR Hastalıklı devenin bağırması * Sözü boğaz içinden söylemek TEHDİYE Hediye verme, bağışlama TEHECCİ (Hecâ dan) Heceleme TEHECCÜD Gece uyanıp namaz kılmak Gece namazı (Bu namaz, nâfile namazların en çok sevablısıdır) TEHECCÜM Hücum etme Saldırma * Acele gitme TEHECCÜR Ayrılmak * Zuhr vaktinde seyretmek TEHECHÜC Uzaklaşmak Irak olmak TEHEDDİ Doğru yola girme Hidayetlenme TEHEDDÜB Saçaklanmak TEHEDDÜL Sarkma, sölpüme TEHEDDÜM (C: Teheddümât) Yıkılma TEHEKKU´ Teveccüh etmek, yönelmek TEHEKKÜM İstihza * Tevbih Şiddetle azarlama Görünüşte ciddi, hakikatta alaydan ibaret olan eğlenme * Edb: Tarizin tesirli olan kısmı TEHEKKÜMÂT (Tehekküm C) Ciddi tavır takınarak eğlenmeler TEHEKKÜMEN Alay için, tehekküm suretiyle TEHEKKÜR Taaccüb etmek, hayrette kalmak, şaşırmak TEHELHÜL Fileli olmak Bir elbisenin delikli delikli olması TEHELLU´ Haris olmak, hırslı olmak TEHELLÜL Sevinme, açık yüzlü olma Yüzü gülme Beşâretten yüzdeki parlama eseri TEHELLÜS Zayıflamak TEHEMMU´ Seyelân etmek, akmak TEHEMTEN f İri vücutlu, boylu boslu yiğit TEHENDÜM Kapanmak TEHENNÜ´ Sinmek * Alışmak TEHESHÜS Gizli ses TEHESSÜM Kesilmek TEHEŞŞÜM Münkesir olmak, kırılmak TEHETTÜK (C: Tehettükât) (Hetk den) Yırtılma * Utanmazlık ve hayâsızlıkta aşırı derecede olma TEHEVVU´ Kusma İstifrağ etme TEHEVVÜD Tevbe Sâlih amel * Yahudi olmak TEHEVVÜK Tenbel olmak TEHEVVÜL Korkunç hâle gelme * Birisinin malına göz koyma TEHEVVÜM Hafif uyku TEHEVVÜN Hakir kılınma Horlanma Hakaret görme Aşağılanma TEHEVVÜR Korkusuzlukla düşünmeden hareket etmek Sonunu düşünmeden birden bire karar vermek * Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi; maddi mânevi hiçbir şeyden korkmamak hâleti TEHEVVÜS Heveslenmek * Yumuşak yerde ağır ağır yürümek TEHEYYÜ Hazırlanma, nizamlanma TEHEYYÜB (Heybet den) Korkma Korkutma TEHEYYÜC Heyecanlanma Coşma Deprenme Harekete gelme TEHEYYÜCÂT (Teheyyüc C) Coşup heyecanlanmalar TEHEYYÜF İnceltmek TEHEYYÜL Lânet etmek TEHEYYÜM Şaşma, şaşırma Şaşıp kalma Hayran olma * Susuz olma TEHEYYÜN Asan olmak, kolay olmak TEHEYYÜZ Kırılmış kemiğin kaynayıp bitişmesi TEHEYYÜZ Perâkende olmak, dağılmak TEHEZZUK Bir yerde karar etmeyip çalkanmak TEHEZZUM Zulmetmek TEHEZZÜ´ Maskaraya almak TEHEZZÜC Nağmeli ses çıkarma Terâne-perdâzlık etme, makamla şarkı söyleme TEHEZZÜL Bıkkın olmak TEHEZZÜM Eliyle bir nesneyi kırmak TEHEZZÜZ Hafif titreme, deprenme, ihtizâz |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TE´HIYE Hayvana yatacak ahır yapmak * Birbirine kardeş olmak TEHİ Boş, avare kalmak, hâlî Eli boş TEHİDEST Eli boş Züğürt TE´HİL Misafire "hoş geldiniz" demek olan ehlen ve sehlen cümlesini söylemek * Ehliyetli kılmak * Ürkekliğini gidermek Alıştırmak * Lâyık ve müstehak görmek TEHİM (Töhmet den) Suçlu, kabahatlı TEHİMİYAN f İçi boş TE´HİR Geciktirme Sonraya bırakma TE´HİRÂT (Te´hir C) Tehirler, geciktirmeler, sonraya bırakmalar TEHİYYE (Tahiyye) Selâm vermek Hayır duâ etmek * Hazır ve âmâde kılmak (Bak: Tahiyye) TEHLİB Atın kuyruğunun kılını kesmek TEHLİK Öldürme Helâkete düşürme TEHLİKE (Tehlüke) (Helâk den) Helâkete sebep olacak hâl Felâket TEHLİL İslâmiyetin tevhid akidesini hülâsa eden, ancak bir İlâh bulunduğunu, Onun da ancak ve ancak Allah (CC) olduğunu ifade eden "Lâilâhe illâllâh" sözünü tekrar etmek (Bak: Tevhid) TEHN Kâim olmak, var ve mevcud olmak TEHNİD Lâtifeleşmek, şakalaşmak, birbirine lütuf etmek TEHNİE Tebrik etmek TEHNİYET Tebrik etme, kutlama TEHRİB Kaçırma Kaçırılma Firar ettirme TEHRİM Kocaltma TEHŞİM Zaaf vermek * Kırmak TEHTAN Yağmurun ulaştırı yağması TEHTEHE Ağır söylemek, sert konuşmak TEHTİK Yırtma * Nâmusa halel getirme TEHVİ´ Kusturma veya kusturulma TEHVİD Yahudileşme Yahudi edilme TEHVİL Dehşet göstermek Korkutma TEHVİM (C: Tehvimât) Hafif uyku TEHVİN (Hevn den) Kolaylaştırma * Ucuzlatma Ucuzlatılma * Alçaltma Alçaltılma * Cevr ve hakaret eylemek Saymamak Hakir görmek TEHVİR Suyu veya diğer sıvıları döktürmek TEHVİS Yedirmek, yemek yedirmek TEHVİŞ Karma karışık etme * Bir yere toplama TEHVİYE (Hevâ dan) Havalandırma TEHYİ´ (Tehyie - Tehiyye) (C: Tehiyyât) Hazırlama, hazırlanma TEHYİB (C: Tehyibât) Heybetli gösterme, heybetli gösterilme TEHYİC Heyecanlandırma Coşturma * Ayağa kaldırma TEHYİCÂT (Tehyic C) Coşturmalar, heyecanlandırmalar TEHYİE (C: Tehyiât) Hazırlama, hazırlanma TEHYİR Suyu döktürmek TEHZİ´ Kırmak TEHZİB Islâh etme * Temizleme Fazlalığını, pisliğini giderme TEHZİB-İ AHLÂK Temiz ahlâk sâhibi olmağa çalışmak Ahlâkını düzeltmek TEHZİB-İ RUH Ruhunu yükseltmeğe, temizlemeğe çalışmak TEHZİC (C: Tehzicât) Makamla şarkı söyleme TEHZİL (C: Tehzilât) Zayıflatma * Alaya alma Alay şekline sokma TEHZİZ (C: Tehzizât) Hafif titreme, hareket ettirme Deprendirme TEK f Koşma, seğirtme TEKABBEL "Kabul etsin" mânasında söylenir TEKABBELALLAH Allah kabul etsin (meâlinde duâ) TEKABBUH (Kubh dan) Çirkin görme kötü sayma TEKABBÜL Kabul etmek TEKABKUB Bağırsaklarda gazların meydana getirdiği gurultu TEKABÜL Karşılıklı olma Bir şeyin karşılığı olma Yüzleşme Karşılık olma Karşılama * Tezat TEKADDÜM Geçmiş bulunma * Öne geçme İlerleme * Birine gelmesi muhtemel bir zararın def´i için evvelceden iş´ar ve tenbih eylemek * Fık: Mürur-u zaman olmak Zamanı geçmiş bulunmak TEKADİM (Takdime C) Takdim edilen armağanlar, verilen hediyeler TEKADİR (Takdir C) Mukadderât Alınyazıları * İhtimâller TEKADÜM Geçmiş bulunma * Mürur-u zaman olma TEKÂFİ (Tekâfü´) Birbirinin dengi olma TEKÂFÜ´ Beraberlik, eşitlik, müsâvilik TEKAHHUL (Bak: Tekehhül) TEKÂHÜL Dikkatsizlik, ihmal TEKA´KU´ Yaramaz gönüllü olmak * Geri durmak TEKALİB (Taklib C) Döndürmeler, çevirmeler İçi dışa çevirmeler TEKÂLİF Teklifler, vergiler (Bak: Teklif) TEKALKUL Deprenme, hareketlenme, sarsılma TEKALLÜD Bir şeyi üzerine alma İltizam edip boynuna alma TEKÂLÜB (Kelb den) Köpek gibi birbirine saldırma * Husumet etmek, düşmanlık yapmak TEKAMMUS Giyinme, gömlek giyme TEKÂMÜL Kemâl bulma Olgunlaşma TEKÂMÜLÂT (Tekâmül C) Olgunlaşmalar, tekâmüller TEKAMÜR (Kımâr dan) Kumar oynama TEKÂPU f Öteye beriye seğirtme Telâşla koşarak birşeyler araştırma * Dalkavukluk TEKÂRİ Kira almak TEKARİR (Takrir C) Teklifler, takrirler, önergeler TEKARRÜR (Bak: Takarrür) TEKARÜB Birbirine yaklaşma Birbirine yakın gelme * Tedenni etme TEKÂRÜM Ayıp ve kusur olacak şeylerden kaçınma TEKARÜN (Karn dan) Birbirinin yanına gelme Birbirine yanaşma Mukarenet TEKAS (Bak: Takas) TEKASİT (Taksit C) Taksitler TEKÂSÜF Kesifleşme Yoğunlaşma Sıklaşma * Bir noktada toplanma * Birbirinden ayrılan kimyevi maddelerin tekrar toplanarak birleşmeleri TEKÂSÜL Üşenmek Gevşeklik İhtimamsız davranmak Tembellik TEKÂSÜLÂT (Tekâsül C) Tembellikler, üşenmeler İlgisizlikler TEKÂSÜLÎ Gevşeklik ve uyuşukluğa âit Tembellikten gelen (Bak: Himmet) TEKASÜM (Kasem den) Andlaşma * Bölüşme TEKÂSÜR (Kesret den) Çoğalma Kesret bulma * Çok öğünme Mal ve evlâdın çokluğu ve bu çokluk ile fahirlenme TEKÂSÜR SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 102 Suresi Mekkîdir Makbure Suresi de denilmiştir TEKAŞŞU´ (Kaş´ dan) Balgam çıkarma TEKATİR (Taktir C) Damlamalar TEKATTU´ Tıb: Sıtma nöbetinin muntazam vakitlere ayrılması TEKATTÜL Birbirini kesme, kesişme TEKATU´ Kesme Kesişme * Çatışma İki çizginin bir noktada birbirini kesmesi TEKATUR Damlama Damla damla dökülme TEKATÜB Yazışmak TEKATÜL (Katl dan) Vuruşma Birbirini öldürme Mukatele TEKATÜM Birbirinden sır saklama TEKAÜD Oturma Fârig olma * Karşılıklı oturma * Emeklilik TEKAÜDEN Emekliye ayrılarak TEKAÜDİYE Tekaüde mahsus olan aylık TEKÂVER f Koşucu, seğirtici * Yorga yürüyüşlü at TEKAVİM Takvimler TEKAVÜL (Kavl den) Sözleşme TEKÂVÜS Bir yere cem´olmak, yığılmak, toplanmak * Sıkışmak TEKAVVÜL Kendisinde olmayanı söylemeğe çalışma Yalan söyleme TEKAVVÜLAT (Tekavvül C) Yalan sözler TEKAVVÜM Eğri iken doğrulma TEKAVVÜT (Kut dan) Beslenme, azıklanma Geçinme TEKAVVÜS Kavislenme Bükülme Eğilme Kavis şekline girme TEKÂYA (Tekye C) Tekyeler (Türkçede bazan "tekke" şeklinde de kullanılır) TEKÂYÜD (C: Tekâyüdât) (Keyd den) Birbirine hile yapma TEKAYYÜD (Bak: Takayyüd) TEKAZ Birbiriyle ödeşme * Karşılaştırma TEKAZA (Bak: Takaza) TEKÂZÜB (Kizb den) Birbirini aldatma Birbirine yalan söyleme TEKAZZU´ Çıbanın irinlenmesi |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEKBİB Kebap yapmak TEKBİL Bendetmek TEKBİR "Allahü ekber" demek Allah´ın her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek(Bu sırr-ı ittihad ile kâinat içinde bir zerre gibi zayıf, küçük bir mahluk olan şu insan, ubudiyetin azameti cihetiyle Hâlık-ı Arz ve Semavat´ın mahbub bir abdi ve arzın halifesi, sultanı ve hayvanatın reisi ve hilkat-i kâinatın neticesi ve gayesi oluyorEvet eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında bir anda "Allahuekber" diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi âlem-i şehadette dahi birbiriyle ittihad edip içtima´ etse, küre-i arz tamamiyle büyük bir insan olup azametine nisbeten büyük bir sada ile söylediği "Allahuekber"e müsavi geldiğinden o muvahhidînin ittihadiyle bir anda, Allahuekber demeleri, Küre-i Arz´ın büyük bir "Allahuekber"i hükmüne geçiyor Adetâ bayram namazlarında Âlem-i İslâmın zikir ve tesbihi ile zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktar-ı etrafiyle "Allahuekber" deyip kıblesi olan Ka´be-i Mükerreme´nin samimi kalbiyle niyet edip, Mekke ağziyle, Cebel-i Arefe diliyle "Allahuekber" diyerek o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü´minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor Bir tek "Allahuekber" kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz "Allahuekber" vuku bulduğu gibi o makbul zikir ve tekbir, semavatı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüc ederek sada veriyor İşte bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibadına mescid ve mahluklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zat-ı Zülcelâl´e, yerin zerratı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcudat adedince hamdediyoruz ki; bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmına ümmet eylemiş L) TEKBİRÂT (Tekbir C) Tekbirler Tekbir getirmeler TEKBİRHÂN f Tekbir getiren TEKBİT (Cihaz) Az olmak * Asan olmak, kolay olmak TEKDİH Kuvvetle kaşımak TEKDİM Çok ısırmak TEKDİR Azarlamak * Kederlenme * Bulanık etme * Mektebde talebeye verilen ve siciline geçirilen bir ceza Ta´zir TEKDİRÂT (Tekdir C) Tekdirler, azarlamalar TEKDİS Harman etmek TEKE f Keçilerin erkeği Sürü önünden giden kösemen * Bir cilt defter * Tezek TEKEBBÜD (Kebed den) Sertleşme, katılaşma TEKEBBÜR Kibirlenmek Kendini büyük saymak Nefsini büyük görmek (Bak: Taabbüd, Tevazu´)(İşte ey insan! Eğer yalnız ona abd olsan bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlukata zelil bir abd olursun Eğer enâniyetine ve iktidarına güvenip, tevekkül ve duâyı bırakıp, tekebbür ve dâvaya sapsan; o vakit iyilik ve icad cihetinde arı ve karıncadan daha aşağı, örümcek ve sinekten daha zayıf düşersin Şer ve tahrib cihetinde dağdan daha ağır, tâundan daha muzır olursun S) TEKEDDUH Kuvvetle kaşımak TEKEDDÜN Eğlenmek TEKEDDÜR Bulanık olma * Kederlenme TEKEFFÜ´ Yürürken etrafına bakmadan önünü gözleyerek gitmek TEKEFFÜF (Keff den) El uzatarak dilencilik etme Avuç açma Dilenme * Avuçla tutmak TEKEFFÜL Boynuna almak * Birine kefil olmak Kefâlet etmek veya vermek TEKEHHUL Göze sürme çekme Suni kara gözlü olma TEKEHHÜF (Kehf den) Mağara biçiminde oyulup kazılma TEKEHHÜN Kâhinlik yapma, falcılık etme TEKE´KÜ´ Cem´olmak, birikmek, toplanmak * Korkak olmak TEKELLÜF Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak * Gösterişe kapılmak Özenmek * Yapmacık hâl ve hareket Zoraki hareket(Üstadımız, tekellüf ve taazzumdan aslâ hoşlanmaz ve talebelerinin dahi tekellüf kaydından âzâde olmalarını emreder Ve buyururlar ki, "Tekellüf şer´an ve hikmeten fenâdır Çünkü, tekellüf sevdası, insanı hadd-i ma´rufu tecâvüze sevkeder Mütekellif olanlar, bazan hodbinâne bir tezâhür ve tefâhür tavrı ve muvakkat soğuk bir riyâkâr vaziyeti takınmaktan kurtulmaz Halbuki, bunların ikisi de ihlâsı zedeler" RN) TEKELLÜFÂT (Tekellüf C) Tekellüfler TEKELLÜL Götürü gelmek * İhâta etmek, kaplamak, içine almak TEKELLÜM (C: Tekellümât) Konuşmak Söylemek TEKELLÜM-İ SÂMİT Sessiz konuşma TEKELLÜMÂT-I TESBİHİYE Cenab-ı Hakk´ı tesbih eden kelâmlar, konuşmalar(Demek faaliyetten gelen harekât ve zeval bir tekellümât-ı tesbihiyedir ve kâinattaki faaliyet dahi kâinatın ve envâının sessizce bir konuşması ve konuşturmasıdır M) TEKELLÜS (C: Tekellüsât) (Kils den) Kireçleşme TEKEMKÜM Başına külâh giymek TEKEMMÜ´ Mantar koparmak TEKEMMÜL Olgunlaşmak Kemâle doğru gitmek(İnsanda olan hadsiz istidadât-ı maneviyye ve nihayetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf edilmeyecektir Öyle ise, insandaki o esaslı meyl-i tekemmül bir kemâlin vücudunu gösterir Ve o meyl-i saadet, saadet-i ebediyeye namzed olduğunu kat´i olarak ilân eder Öyle olmazsa insanın mahiyet-i hakikiyyesini teşkil eden o esaslı maneviyat, o ulvi âmâl, hikmetli mevcudatın hilâfına olarak israf ve abes olur, kurur, hebâen gider S) TEKEMMÜL-Ü MEBÂDÎ Bir şeyi netice veren ilk unsur ve sebeblerin ibtidailikten mükemmelliğe doğru gitmesi TEKEMMÜM (Kümm den) Örtünüp bürünme TEKEMMÜN Pusuya yatma, gizlenme TEKEMMÜŞ Acele etme TEKENNİ (Künye den) Künye alma Ad alma TEKENNÜF Bir yere toplanmak TEKENNÜS Gizlenmek * Örtünmek TEKERFU´ Mürtefi olmak, yükselmek TEKERRU´ Paça yemek TEKERRÜC Fâsid olmak, bozulmak * Kirlenmek Paslanmak TEKERRÜH (Kerh den) İğrenme, kerih görme TEKERRÜM Saygı görmek Keremli olmak TEKERRÜR Tekrarlanmak (Bak: Tekrârat) TEKERRÜRÂT (Tekerrür C) Tekerrürler, tekrarlanmalar TEKERRÜŞ Buruşma TEKESSÜB Kazanmak TEKESSÜL Durmak * Üşenmek Gevşek davranmak TEKESSÜR Çoğalmak Kesretli olmak Adet miktarına adet ilâve olmak TEKESSÜR Kırılmak TEKEŞŞÜF Açılmak, görünmek, sıyrılmak, meydana çıkmak * Rüsvay olmak Sırları açığa çıkmak TEKETTÜL Bir yürüme çeşiti TEKEVVÜK Baş yarmak * Basmak TEKEVVÜN (C: Tekevvünât) Vücuda gelmek Meydana geliş * şekillenmek * Var olmak TEKEVVÜNÎ Tekevvüne ait Oluşla, hâdisatla alâkalı TEKEVVÜR Damlamak TEKEYMÜS Yemeklerin midede ezilmesi TEKEYYÜF Bir keyfiyet kabul etmek Eksiltmek veya noksan etmek Keyfiyetlenmek * Keyiflenmek TEKEYYÜS (Kiyâset den) Kiyâsetli ve zeki görünme * Zariflik gösterme |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TEKFİL Kefil etme Kefil edilme Kefil gösterme * Boynuna aldırmak TEKFİN Kefenlenmek veya kefenlemek TEKFİR Birisine "kâfir" deme, kâfirliğine hükmetme * Ortadan kaldırma, yok etme * Setretme, örtme * Keffaret verme * Elini göğsüne koyup tevazu yapma TEKFİR-İ YEMİN Yeminin keffaretini vermek Yemin bozan bir kimsenin ceza olarak ödediği para, tuttuğu oruç (Bak: Keffaret) TEKFİR-İ ZÜNUB Günahları örtme, affetme TEKFUR Tar: Bizans İmparatorluğunun valilik derecesindeki idarî hizmetlerinde bulunan kimseler TEKHİL (Kuhl dan) Göze sürme çekme TE´KİD Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma * Üsteleme Bir iş için evvelce yazılan bir yazıyı tekrarlama TE´KİD-İ MANEVÎ Söylenişi başka, manası müşterek olan TE´KİDEN Tekrarlama ile * Sağlamlaştırarak Te´kid suretiyle * Evvelce yazılmış olan bir yazıyı tekrarlıyarak TE´KİL Yedirme veya yedirilme TEKLÎ Hapsetmek TEKLİB Köpeğe av öğretmek TEKLİC Yüzünü ekşitmek TEKLİF Zor birşey istemek Bir vazife ileri sürmek * Sıkılgan ve resmi davranış İçli dışlı olmayan çekingen muâmele * Vergi yüklemek * Vazife vermek * Cenab-ı Hakk´ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi * Fık: Şeriat-ı İslâmiyenin, ehliyet ve salâhiyet sahibi olan insanlara bir takım vazifeler yapmalarını ve bir kısım şeyleri de terketmelerini emir ve ilzam buyurmasıdır Bunlar ile öylece dinen me´mur ve vazifeli olan bir insana mükellef denir Çoğulu: Mükellefîn´dir (Bak: Ahlâk-ı hasene)(Teklif-i İlâhî bir tecrübedir Tâ ervah-i âliye ile ervah-ı sâfile müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın S)(S - Diyorsun ki: "Teklif, saadet içindir Halbuki ekser-i nâsın şekavetine sebeb, teklifdir Teklif olmasaydı, bu kadar tefavüt-ü şekavet de olmazdı "C - Cenab-ı Hak, verdiği cüz´-i ihtiyarî ile ef´al-i ihtiyariye âlemini kesbiyle teşkil etmeye insanı mükellef kıldığı gibi, ruh-u beşerde vedia olarak ekilen gayr-i mütenahi tohumları sulamak ve neşv ü nemalandırmak için de beşeri teklif ile mükellef kılmıştır Eğer teklif olmasaydı, ruhlardaki o tohumlar neşv ü nema bulamazdı Evet, nev´-i beşerin ahvaline dikkatle bakılırsa görülür ki; ruhun manen terakkisini, vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve eterakkisini telkih eden, yani aşılayan, şeriatlardır; vücud veren, tekliftir; hayat veren, Peygamberlerin gönderilmesidir; ilham eden dinlerdir Eğer bu noktalar olmasaydı, insan hayvan olarak kalacaktı ve insandaki bu kadar kemalât-ı vicdaniye ve ahlâk-ı hasene tamamen yok olurlardı Fakat insanların bir kısmı, arzu ve ihtiyariyle teklifi kabul etmiştir Bu kısım, saadet-i şahsiyeyi elde ettiği gibi nev´in saadetine de sebeb olmuştur Amma insanların büyük bir kısmı, ihtiyarı ile küfrü kabul ve tekâlif-i İlâhiyyeyi reddetmişlerse de, teklifin bazı nevi´lerinden süzülen terbiyevî, ahlâkî vesaire güzel şeyleri aldıklarından, teklifin o nevi´lerini zımnen ve ıztıraren kabul etmiş bulunurlar İşte bu itibarla, kâfirin her sıfatı ve her hali kâfir değildir İİ) TEKLİF-İ İLÂHÎ Allah´ın teklifi, yani emirleri TEKLİF-İ MÂLÂ-YUTAK Ağır ve güç yetmez olan teklif Dayanılmaz teklif TEKLİFÂT Teklifler TEKLİL (İklil den) Taç giydirme TEKLİM Söyletmek * Yaralamak, mecruh etmek TEKLİS (Kils den) Kireç hâline getirme Kireçleştirme TEKMİD Soğuk veya ılık su ile yapılan pansuman TEKMİL Bitirmek, tamamlamak Kemâle erdirmek * Tam, bütün, eksiksiz TEKMİLE (Kemâl den) Eksikleri tamamlamak için sonradan yapılan şey, ek İlâve TEKMİM Ağaç çiçek verecek vaktinde gılafıyla tomurcuğunu çıkarıp izhâr etmek TEKMİN (Kemin den) Pusuya yatırma, sipere yerleştirme TEKNİK Fr Fizik, Kimya ve Matematikten elde edilen bilgilerin tatbik edilmesi TEKNİSYEN Fr Bir işin, ilim tarafından daha çok tatbikatiyle uğraşan Tatbikatla uğraşan kimse TEKNİYE (Künye den) Künyeleme, künye koyma TEKNOLOJİ Fr Teknik bilgiler Matematik, Kimya ve Fizik ilminden elde edilen bilgiler TEKRAR (Kerr den) Bir şeyi iki veya daha fazla yapma * Bir daha, yine, yeniden TEKRARAT Tekrarlamalar Aynı şeyi bir kaç defa yapma TEKRARAT-I KUR´ANİYE Kur´anda birbirinin aynı olan veya birbirine benzer âyetlerin tekrar edilmiş olması (Bak: Kur´an, Mumya)(Tekrarat-ı Kur´aniyedeki i´cazın bir lem´asını beyan zımnında "Altı Nokta"dan ibarettirBirinci Nokta: Kur´an bir zikir kitabı, bir duâ kitabı, bir davet kitabı olduğuna nazaran surelerinde vukua gelen tekrar, belâgatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir Çünkü zikir ve duâdan maksad sevaptır ve merhamet-i İlâhiyeyi celbetmektir Malumdur ki: Bu gibi hususlarda fazlasıyla tekrar lâzımdır ki, o nisbette sevap kazanılsın ve merhamet celbedilsin Hem de zikrin tekrarı kalbi tenvir eder Duanın tekrarı bir takrirdir Davet dahi, tekrarı nisbetinde te´siri, te´kidi vardırİkinci Nokta : Kur´an bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için zeki, gabi, takiyy, şaki, zâhid, gayr-ı zâhid bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlâhiyeye mazhar ve bu eczahane-i Rahmaniyyeden ilâç almaya hakları vardır Halbuki Kur´anı tamamen ve dâima okumak herkese müyesser değildir Bunun için, lüzumlu olan maksadlar, hüccetler, bilhassa uzun surelerde tekrar edilmiştir ki, herbir sure hemen hemen bir küçük Kur´an hükmünde olsun ki herkes suhuletle istediği vakit istediği sureyi okumakla tam Kur´anın sevabını kazanabilsin Evet $ olan âyet-i kerime bu hakikati isbat ediyorÜçüncü Nokta: Cismanî ihtiyaçlar, vakitlerin ihtilâflariyle tebeddül eder Noksan ve fazlalaşır Meselâ : Havaya olan ihtiyaç her anda var Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur Gıdaya olan hâcet her günde olur Ziyaya olan ihtiyaç alelekser haftada bir defa lâzımdır Ve hâkezaKezâlik manevî ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir Her anda "Allah" kelimesine ihtiyaç vardır Her vakit "Besmele"ye, her saatta "Lâ İlâhe İllallah"a ihtiyaç vardır Ve hâkezaBinaenaleyh âyetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor Ve keza o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işârettirDördüncü Nokta: Bilirsiniz ki: Kur´an bu metin din-i azimin esâsâtını ve İslâmiyetin erkânını te´sis ettiği gibi içtimaat-ı beşeriyyeyi tebdil eden bir kitaptır Malumdur ki; müessis olan zat, vaz´ettiği esasları güzelce yerleştirmek için tekrarlara çok ihtiyacı olur Evet tekrar edilen şey sâbit kalır, takarrür eder, unutulmaz Ve keza, Kur´ân beşerin muhtelif tabakalarından kali veya hâli yapılan suallere lâzım olan cevapları veren umumi bir mürşid-i mucibdir Malum ya, sual tekerrür ederse cevap da tekerrür ederBeşinci Nokta: Bilirsiniz ki; Kur´an pek büyük mes´elelerden bahseder Ve kalbleri iman ve tasdike davet eder Ve çok ince hakikatlerden bahis açar Akılları marifete, dikkate tahrik eder Binaenaleyh o mesailin, o ince hakaikin kalblerde, efkârda tesbit ve takriri için suver-i muhtelifede türlü türlü üslublarla tekrara ihtiyaç vardırAltıncı Nokta : Bilirsiniz ki, her âyet için bir zâhir var, bir bâtın var; bir had var, bir muttala´ var Ve herbir kıssa için çok vecihler, hükümler, faideler, maksadlar vardır Binaenaleyh muayyen bir âyet, her yerde, öbür münasib bir vecih için, bir faide için zikredilebilir Bu itibarla, zâhiren tekrar görünse bile hakikatta tekrar değildir MN) TEKRAREN Defalarca, tekrarlanarak TEKRİH Nefret ettirmek Çirkin göstermek TEKRİM Hürmet ve tazim göstermek ve görmek Saygı göstermek, lütuf ve kerem icrasında bulunmak TEKRİMEN Hürmet göstererek, tazim ederek TEKRİR Tekrar etme, bir daha yapma, söyleme, tekrarlama * Edb: Sözün tesirini kuvvetlendirmek için bir sözü bile bile tekrar etme san´atı * Tecvidde: Harf okunduğu zaman dilin sürçmesine denir Râ harfine âid olan bir sıfattır Buna mükerrir harfi de denir TEKRİYE Düşman yapmak TEKSİB (Kesb den) Kazandırma TEKSİF (Kesâfet den) Sıklaştırma, koyulaştırma, yığma, toplama TEKSİF Parça parça etmek TEKSİR (C: Teksirât) Çoğaltmak, artırmak, çoğaltılmak TEKSİR (Kesr den) Çok kırma Parçalama TEKSTİL Fr Dokuma * Dokumacılık TEKŞİF (Keşf den) İyice açma TEKTİB Askeri bölük bölük etmek, bölüklere ayırmak * (Ketebe den) Yazdırma TEKTİM Örtmek TEKVİF Kûfe´ye varmak TEKVİN Var etmek Meydana getirmek Yaratmak * İlm-i Kelâmda: Cenab-ı Hakk´ın sübutî bir sıfatıdır ve ademden vücuda getirmesi, icad etmesidir TEKVİNÂT (Tekvin C) Tekvinler, var etmeler, yaratmalar TEKVİNİYE Yaratmağa, tekvine ait Tekvinle alâkalı(Evamir-i şer´iyeye karşı itaat ve isyan olduğu gibi, evamir-i tekviniyeye karşı da itaat ve isyan vardır Birincisinde mükâfât ve mücazatın ekseri âhirette; ikincisinde, ağlebi dünyada olur Meselâ: Sabrın mükâfatı zaferdir, ataletin mücazatı sefalettir, sa´yin sevabı servettir Sebatın mükâfatı galebedir M) TEKVİR Yuvarlaklaştırmak Kıvırmak Sarmak * Toplamak Cemolmak * Başa sarık sarmak TEKVİR SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 81 Suresidir Küvvirat Suresi adı da verilir TEKVİS Yüz üstüne düşürmek TEKVİYE Ovmak, ovalamak TEKYE f Zikir veya ders için toplanılan yer * Dervişlerin meskeni ve mâbedi * Yaslanılacak, dayanılacak şey * İtimâd etmek, dayanmak(İşte Hoca-i Kâinat olan Fahr-i Âlem´in (ASM) kudsi medresesi ve tekkesi olan Suffe´nin demirbaş bir mühim talebesi ve müridi ve kuvve-i hâfızanın ziyadesi için dua-i Nebeviyeye mazhar olan Hz Ebu Hüreyre; gazve-i Tebük gibi bir mecma-i nâsda vukuunu haber verdiği şu mu´cize-i bereket, manen bir ordu sözü kadar kat´i ve kuvvetli olmak gerektir M) TEKYENİŞİN f Tekkede oturan, derviş TEKYEZEN f İstinad eden, dayanan TEKYİL (Kile den) Kile ile ölçme TEKZİB Yalanlamak Bir işe inanmayıp inkâr etmek Yalan olduğunu söylemek |
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi |
11-04-2012 | #30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T HarfiT Harfi TELA (Tülüv den) Ondan sonra geldi, ardınca gitti (mânasında fiil) TEL´A (C: Tilâ) Su yolu, su mecrası * Sel yolu * Yerin alçağı ve yükseği Çukurluk ve tepe TEL´ABE Oynamak TELAFFUZ Söyleyiş, söyleniş * Ağızdan çıkan lâfız TELAFİ Eksik olan bir şeyin yerini doldurmak Tamamlamak * Ziyanı karşılamak Zararı ödemek TELAFİF Birbirine sarmaşmış bölük bölük nebatlar * Büklümler, kıvrımlar * Birbirine girmiş ve sarmaşmış vaziyette olma Lif lif olma TELAFİF-İ DİMAĞİYE Dimağın lif lif olmuş hâli TELAGGUM Dürtülmek TELAH Birbirine inatçılık etmek TELAHHİ Tülbendi çenesi altından sarmak TELAHHUM (Lahm dan) Semirme, etlenme TELAHHUZ İmrenerek ağız sulanma TELAHİ Oyun Oyun âleti ile vakit geçirme TELAHİ Birbirine sövmek TELAHUK Birbirine katılmak Birbiri arkasından gelip birleşmek TELAHUK-U EFKÂR Fikirlerin birbirine eklenmesi ve ilâve edilmesi TELAHUZ Gözucu ile bakma Gözucu ile bakışma TELAİYE İstikmet, doğruluk TELAK Ulaşmak, varmak TELAKİ Kavuşma Buluşma, birbirine kavuşma TELAKİGÂH f Buluşma yeri Kavuşma yeri TELAKKİ Karşılamak Almak Kabul etmek * Şahsi anlayış ve görüş TELAKKİ-İ Bİ-L-KABUL Kabul ile karşılamak, kabul etmek TELAKKİYÂT (Telakki C) Şahsî anlayış ve görüşler * Kabul etmeler Telakkiler TELAKKUB (Lâkab dan) Lâkab alma Lâkablanma TELAKKUF Ağızdan söz kapmak * İşitmek * Yutmak * Sür´atle almak TELAKKUH Kendisini gebe, hâmile gösterme Gebe kalabilme TELAKKUM Parçalayıp lokma yapıp yutma * Karın gurultusu TELAKKUT Cem´etmek, toplamak, biriktirmek TELAKÜM Yumruklaşma Boks TELALE Dalâlet TELA´LU´ Açlıktan zayıflamak * Küçük olmak TELAM Hizmetçi talebe TELAMİZ (Tilmiz C) Talebeler, çıraklar TELASİM (Tılsım C) Tılsımlar TELASSUS Çalma Sirkat etme Hırsızlık yapma TELASUK (Lüsuk dan) Bitişme, yapışma Birbirine bitişik olma TELA´SÜM Dil dolaşma, şaşırma * Cevap verilecek yerde veremeyip kekeleme * Saçmasapan cevap verme TELAŞİ Önem ve ehemmiyetini kaybetme * Dağılma * Telâş TELATİL Zorluklar TELATTUF (C: Telattufât) (Lutf den) Lütuf ve nezaketle davranma Nâzikâne muamelede bulunma TELATTUFÂT (Telattuf C) Nâzikâne muameleler TELATTUFEN Nezaketle, lütuf ile TELATTUFKÂR f Lütuf, nezaket ve tatlılıkla muamele eden TELATTUH Bulaşma, bulaşık olma TELATUF (C: Telâtufât) Nezaket ve lütufla hareket etme, nâzikâne muamelede bulunma TELATUM Birbiri ile çarpışmak, vuruşmak (Deniz dalgaları gibi) * Birbirine şamar vurmak TELATUMGÂH f Dalgalı yer Dalgası çok olan yer TELAUB (La´b dan) Oynama Oynaşma TELAUM Muntazır olmak, gözlemek, beklemek TELAUN Birbirine karşılıklı lânet okuma (Bak: Lian) TELAVÜM (Levm den) Birbirine levmetme Birbirini çekiştirme TELAZUM Biri diğerine lâzım olmak Karışık olmak Bir şey diğerine yapışmak TELAZZİ (Ateş) alevlenmek TELBİB (C: Telâbib) Bir kimsenin yakasına yapışıp çekmek * Boyun TELBİD Bir yere toplayıp yığmak * İhramda olan kimsenin saçı dağılmasın diye başına sakız yapıştırması TELBİE "Lebbeyk" demek TELBİK Teridi yağlı yapmak TELBİN Kerpiç kesmek TELBİNE Sütlü bulamaç aşı * Arpa suyu TELBİS (Lebs den) Ayıbını, kusurunu örtüp iyi göstermek * Suret-i haktan görünerek hile edip aldatmak * Hile Oyun TELBİSÂT Telbisler Hileler, oyunlar TELBİYE Lebbeyk (Yâni: Emredersiniz, ben emrinize hazırım) demek İcabet etmek (Bak: Lebbeyk) TELCİE İkrah etmek, iğrenmek, tiksinmek, kerih görmek TELCİM (Licâm dan) Gem vurma, gemleme Gemlenme TELCİN Davarın sütünü sağıp memesini boşaltmak * Kalınlaştırmak TELE Tuzak * Ağıl TE´LEB Bir ağaç adı TELEBBÜB Silâh takınmak TELEBBÜD Birbiri üstüne yığılmak * Bir yere gizlenip av gözlemek TELEBBÜK Mide dolgunluğuna uğrama TELEBBÜN (Leben den) Durma, eğlenme * Memeden sütün damla damla akması TELEBBÜS Giymek Giyinmek * İki şeyi birbirine benzeterek ayırdedememek * Örtülü olmak TELEBBÜT Muztarib olmak, acı çekmek * Dönmek TELECCÜC Geminin denizin derin yerine varması TELECCÜM Dizgin vurmak TELECCÜN Bir nesneyi ovalayıp kirini gidermek TELECLÜC Söylerken şaşırarak ağzında lâkırdıyı karıştırarak söylemek * Kımıldatmak Hareket etmek * Tereddüt TELEDDÜD Sağına ve soluna iltifat etmek TELEDDÜM Kaftan eskitmek * Yama vurmak TELEDDÜN Eğlenmek TELEF Yok olmak Ölmek Zâyi olmak * Boş yere harcamak TELEFÂT (Telef C) Ölüm sebebiyle olan kayıplar TELEFFÜM Yüzüne ve ağzına yaşmak bağlamak TELEFFÜT Etrâfına bakınma TELEHCÜM Haris olmak, hırslı olmak TELEHHİ Oynama Oyun ile vakit geçirme TELEHHÜB (Leheb den) Alevlenme, tutuşma, alevlenip yanma * İltihap TELEHHÜF Mahzun olmak Hasret ve kederle yanıp yıkılmak Ah çekmek TELEHHÜM Yutmak TELEHVUK Huyu olmadan cömertlik göstermek TELEHVÜC Biri işi gevşek yapmak TELEKKÜ´ Tevakkuf etmek, durmak, duraklamak * Bir işe dolaşmak TELE´LÜ´ (Lü´lü´ den) Parıldama TELEMLÜM Cem´olmak, toplanmak, birikmek TELEMMÜC Yemek artığını dil ile ağızda aramak * Tatmak * Yemek TELEMMÜK Tatmak * Yemek TELEMMU´ Parıldama Işıldama TELEMMÜS (Lems den) El ile dokunma TELEMMÜZ Talebelik etmek Çömezlik etmek (Bak: Tilmiz) TELEMMÜZ Tatmak * Yemek * Dili ağızda döndürüp yemek kırıntısı aramak TELEPATİ yun Gelecekte veya uzakta olan bir hâdiseyi o anda duyma hâli TELESKOP Fr Gök cisimlerini görmek için kuvvetli dürbün TELESLÜS Tereddüt etmek, karar verememek TELESSÜM Yaşmaklanma TELE´ÜV Parıldama, parlama TELEVİZYON Fr Elektromanyetik dalgalar vasıtasıyla hareketli veya hareketsiz şekillerin resmini uzaklara nakletme usulü * Bunun alıcı cihazı (Bak: Celb-i suret, Radyo) TELEVVÜM Muntazır olmak, beklemek, gözlemek * Kabul etmemek TELEVVÜN (Levn den) (C: Televvünât) Renkten renge girme Renk değiştirme * Döneklik, kararsızlık TELEVVÜS Kirlenmek Pislenmek Bulaşıp murdar olmak TELEYYÜN (Leyn den) Yumuşak Yumuşak olmak Sulanmak TELEYYÜS Arslan yürekli olma, arslan yürüyüşlü olma TELEZZÜC (Lüzucet den) Yapışkan olma * Çekilip uzanmak TELEZZÜZ Tat ve zevk almak Zevklenmek TELFİ´ Başını örtmek TELFİF Bürünme, sarma, örtme TELFİK Birleştirme, ekleme İstif * Bir yere getirip ulaştırmak TELFİK-İ MEZAHİB Dinî bir mes´elede, hak mezheblerin aynı o mes´ele hakkındaki zıd görüşleri cem´etmekle bir mezheb yapmak Bu zıd görüşlerle amel etmeyi caiz görür Fukaha ise bu tarzı caiz görmemişlerdirTevhid-i mezahib ise: Hak mezheblerin mes´eleleri arasında, tercih yoluyla bazı mes´elelerini alıp bir mezheb yapmaktır (Sadreddin Yüksel) TELH f Acı TELHBÂR f Acı olan meyve Meyvesi acı olan TELHGÛ f Acı söyleyen TELHGÜFTAR f Acı sözlü TELHÎ Acılık TELHİB (C: Telbihât) (Leheb den) Alevlendirme, tutuşturma TELHİD (Lahd dan) Mezar çukuru kazma Kabire lâhid yapma * Gömme TELHİF (C: Telhifât) Acınma, acıklanma TELHİH Kavuşturmak TELHİM (Lâhm dan) Etlendirme, semirtme TELHİN (C: Telhinât) Okurken kelime veya harf değiştirme * Yanlışını çıkarma TELHİS Kısaltma Hülâsasını alma TELHİSÂT (Telhis C) Kısaltmalar, hülâsalar, özetlemeler TELHİSEN Kısaltılarak, hülâsaten, özet olarak, hülâsa tarzında TELHİYE Gâfil olmak, gaflette bulunmak * Meşgul olmak TELH-KÂM f "Damağı acı": Kederli, dertli TELH-NAK f Lezzeti acı olan, lezzeti hoş olmayan TEL´İB Oynatma, raksettirme TE´LİB Kandırmak TELİD (Telide) (Veled den) Yabancı memlekette doğduğu halde küçük yaşta İslâm diyârına getirilerek orada büyütülmüş ve oranın tâbiiyetini kabul etmiş olan kişi TE´LİF Barıştırmak Husumeti defetmek Ülfet ve imtizac ettirmek * Çeşitli şeyleri birleştirip karıştırmak * Eser yazmak * Noksan bir adedi bine çıkarmak(Kâinatın te´lifinde öyle bir i´caz var ki; bütün esbab-ı tabiiyye, farz-ı muhal olarak muktedir birer fâil-i muhtar olsalar, yine kemal-i acz ile i´caza karşı secde ederek $ diyeceklerdir M) TE´LİF-İ BEYN Ara bulma, barıştırma, uzlaştırma TE´LİFÂT Yazılmış eserler, kitaplar TE´LİL Tez etmek, çabuklaştırmak TELİL Boğaz TEL´İN Lânetlemek Lânet etmek TE´LİS Durdurmak, ikâmet * Yağmurun devamlı yağması TE´LİYE İbadet ettirmek TELİYYE Borç bakiyyesi * Tâbi olmak, uymak TELKIYE Ulaşmak, varmak * Bir nesneyi yüze getirmek TELKİB Lâkab vermek, isim takmak TELKİF Telkin etmek TELKİH İlkah etmek Aşılamak * Aşı * Cinsinin üremesini sağlamak TELKİM Lokma lokma yedirme Lokma verme |
|