Dert Yorumcusu - Jhumpa Lahiri(ilk Kitabıyla 2000 Pulitzer'i Kazandı) |
06-19-2009 | #1 |
1die
|
Dert Yorumcusu - Jhumpa Lahiri(ilk Kitabıyla 2000 Pulitzer'i Kazandı)Bir kitaba maymun istahliligiyla baslayip daha sonra okumaya devam etmek için kendimizle kiyasiya mücadeleye girmek hepimizin basina gelmistir Yazarin kerameti herhalde burada devreye girer Lahiri'ye daha ilk kitabiyla 2000 Pulitzer'i kazandiran da tam bu noktadaki olaganüstü yetenegi "Ben öykü asigiyim," diyenlerden, "Ben aslinda öykü okumayi pek sevmem ama" diyecek olanlara kadar okuma keyfi olan herkesi kitabin basina mihlayan bir kurgu ustasi LahiriInsanlardan bir yere ya da bir seye ait olma duygusu niyedir; dahasi geçmislerine bakip bir kopukluk hissettiklerinde neden böylesine dert edinirler? Peki, bu kadar genç yastaki, üstelik egzotik bir güzellige sahip bir kadin yazar da bir sürü hos ve uçucu konu dururken, neden kalkip, "aidiyet" gibi bir meseleyi öykülerinin ana temasi yapmayi düsünür?! Bilinmez tabii, bilinmez ama, Lahiri'nin ortak kaderimiz olan çikissizligi dogallikla söyleyiveren yetenegi, gündelik hayatimiz içinde mutsuzluga kapi aralayan bir aci hüzün tasidigimiz hatirlatir: Bu bosluk, bu özlem, avutulur gibi degilKöklerinden kopmus bir sairin, "bir ahtopotla bogusuyorum denizdeki yuvami elde etmek için" dedigi gibi, yazar da Dert Yorumcusu'nda, bize çok da yabanci olmayan insanlarin gündelik hayattaki sikintilarini en renkli betimlemelerle ve bazen muzipçe güldürerek yansitiyor Bu vaadi genç yasina sicak duyarliligini katarak yaratan Lahiri, Amerikan kisa öyküsüne karaderili yazarlardan sonra yeni bir insani boyut serpmeyi basaran bir öykücüSizce Güney Asya kökenli Amerikali kadinlarin hep ayni konular üzerinde mi yazmalari bekleniyor?Yazdigi bilim kurgu romanini bastirmaya çalisan bir baska Güney Asya kökenli Amerikali yazarla konusmustum Yayinevinin ondan sürekli, Güney Asya'li kadinlarin perspektifinden bir seyler yazmasini istedigini, çünkü okurlarin bu tür kitaplara ilgi gösterdigini söylemistiAma ben çok sansliyim ki, böyle bir konuyla ugrasmak zorunda kalmadim Kitabimdaki öykülerin yarisi erkegin bakis açisindan yansitiliyor Aslinda bu da sorun yaratabilirdi ve kendimi bu konuda da sansli hissediyorumKitaplarinizda erkekleri anlatmaya çok istekli görünüyorsunuz Sizce, içinde bulundugunuz Asya kökenli Amerikali toplulugun erkekleri hakkinda olumsuz kaliplarla mi düsünülüyor? Erkek bakis açisindan yazmayi seçmenizin özel bir sebebi var mi? Erkek bakis açisindan yazmamin sebebi, bir yazarin merakiyla, kendi kisisel merakimin biraraya gelmesi diyebilirim Bence ne kadar çok yazarsaniz insanlarla o kadar ilgilenmeye basliyorsunuz Benim hiç erkek kardesim yok ve erkek düsüncesi kafamda hep yabanci bir sey olarak kalmisti Onlari birey olarak tanimaya baslamam yeniydi, henüz yirmili yaslarda bile degildim diyebilirim Erkekleri tanimak büyümenin bir parçasiydi, ancak bunu çok da bilinçli olarak basardigimi söyleyemem '' Bu Kutsanmis Ev'' ilk öyküydü ve bir erkek kahramanin zihninde baslayip orada bitti Bu öykü beni heyecanlandirmisti Daha önce hiç böyle bir sey yapmamistim Kendinizi aidiyet dertlerinin yorumcusu olarak mi görüyorsunuz?Bu, kendime üstünde düsünerek biçtigim rol degil, ama yillardir böyle yasadigimi da düsünebiliyorum Çizdigim bütün karakterler bir sekilde iletisim engeliyle karsilasiyorlar Ben kendilerini tam olarak ifade edemeyen insanlari yazmayi seviyorum Iki ayri ülkede büyüdügüm için olaylara etrafimdaki herkesten baska bir isikla bakabiliyorum( Lahiri Röportaji, Temmuz 2000)
__________________
Çocuklarınıza dilini tutmayı ögretin,konusmasını nasıl olsa ögrenecektir /BFRANKLiN |
|