Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Halkla İlişkiler / Turizm ve İnsan Kaynakları / Ulaştırma

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çekim, etkileyen, faktörler, gücünü, turistik

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




TURİSTİK ÇEKİM GÜCÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Ülkemizde turistik çekim gücünün bölgeler arasında farklı olmasının nedenlerini iki başlık altında inceleyebiliriz Bunlar;

1) Doğal çevre faktörleri

2) Beşeri çevre faktörleri

21 DOĞAL ÇEVRE FAKTÖRLERİ

211 Klimatik Özellikler

Ülkemiz, orta kuşakta bulunması ve farklı topografik özelliklere sahip olması nedeniyle farklı iklim bölgeleri oluşturmaktadır Örneğin ülkemizin en güneyinde bulunan Akdeniz ve Ege kıyılarında güneşlenme süresinin uzunluğu, açık günler sayısının fazla oluşu, ve denize girme süresi uzunluğu Marmara ve Karadeniz kıyılarına oranla daha uygun olması nedeniyle bu kıyıların turistik çekim gücü daha fazladır Gerçektende Nisan-Ekim ayları arası süre içinde Ege ve Akdeniz kıyılarında günlük deniz suyu sıcaklığı ortalaması yaklaşık 150-180 gün kadar (yılın gün sayısının en az %40, en fazla %70’i), denize girme, yüzme, deniz banyosu ve su sporları yapmaya olanak verir Çünkü bu süre içinde deniz suyu sıcaklığı yaklaşık 15 ile 17 0C den fazladır Oysa Karadeniz kıyılarında ise sadece yılın iki ayı denize girmeye uygundur

Yüksek dağlarımızın kış mevsimi boyunca 4-6 ay arasında kar örtüsüyle kaplanmasıyla kış turizmin gelişmesini sağlamıştır Ülkemizde de batıdan doğuya doğru yükseltilerin artması ve iklimin sertleşmesine bağlı olarak doğuya doğru kış turizmine elverişli alanların sayısı artmaktadır

Yaylacılık turizmi de özellikle kıyı bölgelerinde bunaltıcı sıcaklardan kurtulmak için insanların daha yüksekte bulunup daha serin olan yaylalara çıkmasıyla gelişmiştir

212 Topografik Özellikler

Ülkemizin arızalı yüzey şekilleri birbirinden farklı turizm alanlarının oluşmasına yol açmıştır Bunların başında dağlar, Magorolar, travertenler, kıyı şekilleri, kanyonlar, boğazlar, koylar, körfezler gelmektedir

Kireçtaşı arazilerinin aşınması sonucu oluşan karstik Mağaralar bu bölgelerde Mogora turizminin gelişmesini sağlamıştır

Ege ve Akdeniz kıyılarında çok sayıda koy ve körfezin bulunması bu bölgelerde deniz turizminin daha çok gelişmesini sağlamıştır

Farklı Jeolojik kuşakta bulunmanın sonucunda oluşmuş termal kaynaklar ile termalizmin (Sağlık turizmi) gelişmesini sağlamıştır

Flora ve Fauna açısından zengin olan ülkemizde milli parklar, geniş ormanlar hem dinlenme hem de gezi amacıyla ve buralarda av turizmini de teşvik etmesiyle önemlidir

22 BEŞERİ ÇEVRE FAKTÖRLERİ

221 Ulaşım ve Organizasyon

İnsanların turizm hareketlerine katılabilmeleri, rahat bir yolculuğun sonucudur Bu da kuşkusuz ulaşım araçlarının sağladığı kolaylıklarla gerçekleşebilir

Turizmin gelişmesinde temel bir unsur olan ulaşım koşulları bakımından Türkiye’de yakın yıllarda gelişmeler ve değişimler gözlenmektedir Birincisi, iletişim artmıştır; dünyanın daha çok yeriyle havayolu bağlantısı kurulurken, yeni teknolojilerle rezervasyon kolaylıkları her yere uygulanabilmektedir Fakat ulaşımla ilgili gelişmeler her sektörde aynı derecede değildir

Türkiye turist pazarı olan Avrupa ülkelerinden havayoluyla kabul edilebilir mesafe olan 1000 km’nin ötesinde kalmaktadır Geçmişte önemli sayılabilecek bir paya sahip olan karayoluyla erişim önemini kaybetmiştir

Karayolları bakımından Türkiye bir süreden beri önemli gelişmeler kaydetmiştir Özellikle büyük şehirler çevresinde otoyolların yapımı ve belli başlı bölgelerin birbirlerine bağlantıları oldukça güçlendirilmiştir Fakat ülkenin bazı yerlerine karayoluyla erişmek hala oldukça güç ve zaman alıcıdır Doğu Anadolu Bölgesi’nin ulaşım durumu karayolları yönünden pek elverişli değildir Bu yüzden yol ağı mevcut turizm potansiyeline yönelik hizmetler için yeterli nitelikte değildir Bölgede kış döneminde kar yağışları ile zaman zaman yollar kapanmakta ve buzlanma nedeni ile ulaşım güçlükle sağlanmaktadır Marmara Bölgesi’nde ise önemli bir topografik engelin bulunmaması nedeni ile karayolu ağı oldukça gelişmiştir Karadeniz Bölgesi’nde de halen doğal engellerin karayolu üzerindeki kısıtlayıcı etkisi devam etmektedir Özellikle Doğu Karadeniz kıyı bandı karayolunun sık sık heyelan sonucu tıkanması turizmi olumsuz yönde etkilemektedir Kuzey Anadolu dağları ancak belirli geçitlerden ulaşıma imkan vermektedir Ege Bölgesi’nde grabenlerin oluşturduğu oluklar, Ege denizi ile iç kısımlar arasındaki ulaşımda kolaylık sağlamaktadır

Türkiye’de son yıllarda hızla gelişen havayolu bağlantıları dünyanın hemen her yerinden Türkiye’yi erişilebilir kılmıştır Dünyanın bütün büyük havayolları Türkiye’yle bağlantı kurmuşlardır; hatta bunlar geçmişte olduğu gibi haftada birkaç kez değil, günde birkaç kez sıklığına erişmiştir Fakat hava limanları bu genişlemeye göre planlanmadıkları için yetersiz kalmakta ve turizm sezonunda bu yüzden sıkıntılar yaşanmaktadır Ülke içinde de havalimanları yapım hızı talebin hızına yetişemediği için, henüz her tarafa havayolu bağlantısı kurulamamıştır Ancak bazı havaalanlarının yabancı şirketlere açılması doğrudan bağlantıları güçlendirmiştir

Doğrudan bağlantıların yapılabilmesi İstanbul üzerindeki baskıyı azaltmış fakat bu havalimanları üzerindeki baskı da artmıştır Örneğin 1997 Ocak-Aralık ayları arasında Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 30’u Antalya havalimanından giriş yapmışlar; Atatürk havalimanı bunların yüzde 25 kadarını, Dalaman yüzde 10,8’ini ve İzmir Adnan Menderes ise yüzde 6’sını almıştır

Türkiye’de karayollarının kısa zamanda yurt düzeyine yayılması ve yapımına devam edilmesi, tren ile seyahati bir hayli geriletmiştir Gerek yolcu, gerekse yük taşıma kapasitesi yönünden Avrupa ülkelerine oranla son derece geridedir Demiryolu ulaşımı ne dış bağlantılarda ne de Türkiye içinde herhangi bir modernleşme işleminden geçmemiştir Bu konudaki tek çekicilik turistler için düzenlenen buharlı tren yolculuklarıdır Demiryollarında en fazla özen gösterilen hat olan İstanbul-Ankara arasında bile zaman-mesafe çok uzun tutmaktadır

Deniz ulaşımı için de Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri elverişlidir Marmara Bölgesi kıtalar ve ülkeler arasındaki bağlantıyı sağlamak açısından önemlidir

Özelikle hava ulaştırmasının etkisiyle deniz yolu taşımacılığı pek rağbet görmemiştir Ancak 1995 yılında İzmir-Venedik, Çeşme-Brindisi arasında yoğun bir şekilde yolcu ve araç taşımacılığı gerçekleştirilmiştir Haftanın belirli günlerinde İzmir-İstanbul, İstanbul-Karadeniz seferleri ile Akdeniz’e, Mersin-Gazimagusa, Taşucu-Girne, Barcelona-İstanbul, İstanbul-Mısır ve İstanbul-Hayfa limanları arasında seferler yapılmaktadır

Güney Ege ve Akdeniz kıları son yıllarda yat turizminin önem kazandığı sahalardır Edremit, Ayvalık, Dikili, Kuşadası, Güllük, Bodrum, Kuşadası, Kemer önemli iskeleler halindedir

Ülkemizde ulaşımın rahatlıkla sürdürülebildiği Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde turizm faaliyetleri yoğunken; turizm açısından önemli bir potansiyele sahip Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi bölgelerimiz topografik engeller nedeniyle turizm açısından az bir paya sahiptir

Ülkemizde turizm sektörünün gelişmesinde sürekli bir büyüme gösteren seyahat acentalarının da önemli bir payı olmuştur

Araçlar 2001

Havayolu 72,4

Denizyolu 9,4

Karayolu 16,3

Demiryolu 1,9

Tablo: Hangi araçlarla geliyorlar (2001)



Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




Konaklama

Ülkemizde de, bütün dünyada olduğu gibi, turizmin gelişmesinde rol oynayan temel unsurlardan birisi konaklama kolaylıklarıdır

Yakın yıllarda ülkemize gelen turist sayısındaki artışlar “turizm işletme belgeli” konaklama tesislerinin sayılarının ve yatak kapasitelerinin artmasında en önemli etken olmuştur Bu da 1980’li yıllarda turizm sektörüne yapılan yatırımlarla sağlanmıştır Böylece 1984’te Türkiye’de yalnızca 642 adet turizm işletme belgeli konaklama tesisi bulunuyorken bu sayı 1997’de 1866’ya varmış; yatak kapasitesi de bu yıllar arasında 68 binden 1997 başında 301 bine çıkmıştır

Konaklama kolaylıkları bakımından en iyi durumda olan bölgeler ülkenin gelişmiş bölgelerine denk düşer: En üst sınıfı oluşturan dört ve beş yıldızlı otellerin İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde ve Antalya, Side, Kemer, Kuşadası gibi belli başlı turizm merkezlerinde toplandığı görülmektedir

Turizm işletme belgeli konaklama tesislerinin bölgesel dağılışında en büyük pay, 1990 yılına kadar Marmara Bölgesi’ndeydi 1988 yılı verilerine göre toplam yatak kapasitesinin %31,5’u Marmara Bölgesi’ndedir Onu Ege (%25,5) ve Akdeniz (%24,6) bölgeleri izlemekteydi Ancak Marmara Bölgesi’nin doygun durumda bulunması, Ege’de İzmir çevresinde yoğunluğun çok artması ve çeşitli teşvik unsurlarının da etkisiyle, yatırımlar büyük projeler halinde dış turizm bakımından koşulların daha çok uygun olduğu Akdeniz’e kaymaya başladı 1990’lı yıllara girdiğimizde, Akdeniz Bölgesi’nin Marmara ve Ege’yi geçerek, bu iki bölgede de artış kaydedildiği halde, toplam kapasitenin yaklaşık %32’sineeriştiğini görüyoruz İkinci olarak Ege Bölgesi gelmekte ve Marmara Bölgesi de üçüncü duruma düşmüş bulunmaktadır Kapadokya yöresindeki tesislerin payını yükselttiği İç Anadolu’nun da, Akdeniz’deki gelişme nedeniyle, tesis sayısı arttığı halde toplamdaki payı düşmüştür Ayrıca turist sayısındaki beklenen artış gerçekleşememiştir Diğer bölgelerde ise ancak az miktarda sayısal artışlar kaydedilmiş, hatta Doğu Anadolu Bölgesi’ndekilerde azalma meydana gelmiştir

Coğrafi Bölgelere Göre Konaklayan Kişi ve Geceleme Sayıları

Şekil : Coğrafi Bölgelere Göre Konaklama (Kaynak: Turizm İşletme Belgeli Konaklama İstatistikleri Bülteni 2002)

Coğrafi Bölgelere göre konaklama oranlarına baktığımızda konaklamanın en fazla olduğu bölge %30,77 ile Marmara Bölgesi’dir %23,65 ile Ege, %22,28 ile Akdeniz, %14 ile İç Anadolu Bölgesi Marmara Bölgesi’ni takip etmektedir En az değer Güney Doğu Anadolu’da görülür

Şekil : Coğrafi Bölgelere göre Geceleme (Kaynak: Turizm İşletme Belgeli Konaklama İstatistikleri Bülteni 2002)

Geceleme oranlarına baktığımızdaysa en fazla orana sahip bölge %37,11 ile Akdeniz Bölgesi’dir Bunu %29,7 ile Ege, %20,66 ile Marmara Bölgesi takip eder Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri %1 ile en az paya sahiptir

Ülkemizde 1990-2000 döneminde 1996 yılına kadar yabancı konaklama yerli konaklamayı geçmiş, 1996’dan sonra da yerli konaklama tekrar artmaya başlamıştır On yıllık bu dönemde yabancı geceleme yerli gecelemeden fazladır

Yabancı Konaklamanın en fazla olduğu ilimiz de Antalya’dır Bunu İstanbul, Muğla, İzmir ve Denizli takip eder Yerli konaklamada ise en önde gelen il İstanbul’dur Bunu sıra ile Antalya, Ankara, İzmir ve Muğla illeri takip eder Yabancı konaklamanın en fazla olduğu ilimiz Antalya’dır

223 Kültürel ve Tarihsel Miras

Tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin iç içe yaşandığı Türkiye, bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir Tarih içerisinde pek çok medeniyete ait kalıntılara bugün de ülkemizin tüm bölgelerinde rastlamak mümkündür

224 Turizm Politikaları

1934 yılında Türk Ofis adıyla kurulan bir büroyla devlet turizm faaliyetlerinin sorumluluğunu üstlendi ve 1957’den itibaren de sektör Bakanlık düzeyinde ele alınmaya başladı Bununla birlikte, yakın zamanlara kadar Türkiye Uluslararası turizmde önemli bir yer edinemedi, konaklama kolaylıkları da yine yakın zamanlara kadar genişletme olanağı bulamadı

1980’li yıllarda turizm sektörüne yatırımlar yapıldı ve turizm sektörü teşvik edildi Turizmin çeşitlendirilmesine olan ihtiyaç sebebiyle, Türk hükümetleri, alternatif turizm imkanlarının geliştirilmesi için organizasyon, altyapı ve hizmet kalitesine özen göstermeye başladı Böylece bölgeler arası dengenin kurulması da amaçlanmıştır

225 Tanıtım

Ülkemiz gerek coğrafi konumu, gerekse turistik değerleri itibariyle dünya turizminde önemli bir yer işgal etmektedir Ancak bu turizm değerlerinden gerektiği kadar yararlanabildiğimiz pek söylenemez Tanıtım için renkli resimli broşürlerle, renkli haritalarla, şehir ve çevre planları ile, afişlerle, gazete ve dergilerle, radyo ve televizyon video film yayınlarıyla, turistik yöreyi tanıtıcı seminer, konferanslarla duyurulması gereklidir Ancak bu tanıtımlar yetersiz kalmakta ve devlet bütçesinden yeterli ödenek vermemektedir

226 Alt Yapı

Türkiye’nin turizm için çekicilik oluşturabilecek kaynakları çok çeşitli ve çok sayıdadır Ancak, ülke nüfusunun sürekli artışı, kontrolsüz şehirleşmenin ülke düzeyinde yaygınlaşması, iç göçlerin yarattığı karmaşa alt yapı sorununa neden olmuştur Böylece son derece yoğun ve düşük kaliteli, görsel çekicilikten uzak, enerji, su ve kanalizasyon gibi temel hizmetlerden yoksun tatil siteleri ortaya çıkmaktadır Bu yapılaşmalarda hiçbir çevre kaygısı duyulmamakta, kalite standartlarına uyulmamaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




3 DENİZ TURİZMİ

Turizmde deniz doğal çekici kaynakların başında gelir Deniz kıyıları ve kumsalları, iç içe açılan koylarıyla çekici manzaralar sunarken, diğer taraftan deniz, suyla ilgili çok çeşitli rekreasyonel faaliyetlere (yüzme, su topu, yelken, su kayağı, su paraşütü, windsurf, optimist, kürek çekmek vb) olanak sağlar

31 KIYI TURİZMİ

Türkiye’de en çok ilgi gören turizm faaliyetidir Kıyı turizminin ülkemizde gelişmesinde üç tarafının denize çevrili olması, sıcak iklime sahip olması, uzun kıyılara doğal ve tarihi güzelliklere sahip olması etkilidir Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin büyük çoğunluğu (%60) kıyı turizminden yararlanmak için gelmektedir Kıyı turizmi ülkemizde aynı oranda gelişme göstermemiştir Ege bölgesi güneyi ile Akdeniz kıyılarında daha fazla gelişmiştir Bunun nedeni üç s politikası yani (sun=güneş, sea=deniz, sand=kum) üçlemesine daha çok önem verilmesidir

Bölgeleri tek tek incelediğimizde bu durum daha iyi ortaya çıkacaktır

Akdeniz Bölgesi: Ülkemizin en güneyinde bulunması ve dolayısıyla sıcaklığın fazla olduğu Akdeniz Bölgesinde temiz plajlar, uzun bir yaz döneminin olması ve turistik potansiyeldeki büyük çeşitlilik ve konaklama tesisleri alanında gerçekleştirirken önemli yatırımlar Akdeniz kıyılarını, yurdumuzun en çok turist çeken bölgeleri durumuna getirmiştir

Akdeniz Bölgesinde kıyı turizmi açısından önemli merkezler:

*Antalya *Silifke *Serik

*Kemer *Kalkan *Manavgat

*Alanya *Kaş *Erdemli

*Gazipaşa *Side *Antakya

*Anamur *Adana *Mersin

Ege Bölgesi: Bu kıyıların turistik yöreleri Edremit Körfezi kıyılarından başlayarak Güneydoğuda Marmaris kıyılarına kadar devam eder Bu kıyılarımızda turistik aktivite şekil ve tiplerinin hemen hepsine rastlanır Başlıca çekim bölgeleri

Edremit Körfezi kıyılarında: Akçay, Ören, Altınoluk, Ayvalık

İzmir ili kıyılarında: Foça, Urla, Karaburun, Çeşme, Seferihisar

Aydın ili kıyılarında: Kuşadası, Dilek yarımadası, Bora Gölü kıyıları, Didim, Altınkum

Muğla ili kıyılarında: Güllük, Bodrum, Gökova körfezi kıyıları, Datça, Marmaris kıyıları bulunmaktadır

Marmara Bölgesi: Burada başlıca turistik merkezler daha çok güney kıyıları boyunca önem kazanmıştır Avşa adası, Marmara adası, Marmara denizi adaları (Sedef ada, Büyük ada, Burgaz adası ve Kınlı ada), Çınarcık, Silivri, Şarköy, Marmara Ereğlisi, Gemlik, Erdek, Mudanya deniz turizmi açısından önemlidir

Karadeniz Bölgesi: Bu kıyılar özellikle dış turizm aktivitesi yönünden henüz zayıf bir çekicilik göstermektedir Samsun, Sinop, Zonguldak ili kıyıları ile Bolu, Sakarya, Kocaeli ve İstanbul illerinin Karadeniz kıyıları turistik aktivitenin giderek yoğunlaştığın kıyılarıdır Ayrıca Sinop, Amasra, Akçakoca, Şile, Kumköy, Çayeli, Fındıklı, Atakum, Terme ve Yakakent turizm açısından önemlidir






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




YAT TURİZMİ

Akdeniz, Ege Denizi, Karedeniz ve Marmara Denizi yatçıların her gece değişik, özel demir atacakları koy, körfez ve plajların hazinesidir

Yatçılık Türkiye’de oturan ve ziyaretçiler için popüler bir etkinliktir Geçen kırk yılda sanayi gelişme göstermiş, İstanbul ve Antalya arasında kıyı çizgisi bugün çok sayıda Marina ile doludur Bunlar mühimmat, önemli tatil merkezi ve güvenli limanlarda kıyıya çıkma imkanı sağlamakta ve eğlence mahalleri oluşturmaktadırlar

Türkiye’nin en donanımlı marinaları güney Ege ve Akdeniz kıyılarında İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya’da yer almaktadır bu limanlarda, yatçılar gereksinim duydukları hizmet ve mühimmatı bulabilmektedirler

Antalya, Dalaman, İzmir ve İstanbul havaalanları tüm Türk marinalarına süratli bağlantı kurabilmektedir Bodrum, Bozburun, Marmaris, İstanbul ve Karadeniz kıyılarındaki tersanelerde inşa olunan bu gemiler, motorlarıyla birlikte tam deniz aracı teçhizatıyla donatılmaktadırlar Guletlerdeki yolcu sayısı geminin boyuna bağlı olmakla birlikte, çoğu sekiz ile on iki kişi barındırabilmektedirler

Bu gemiler yolculara müstakil konaklama sağlayabilmekte, kiralandıklarında hizmet ve eğlence satın alabilmektedir Modern Guletler evin tüm konforuyla donatılmış olup kendinize tümüyle hoş vakit sağlayacağınız bir çevreye özendirmektedir

Mürettebatsız kiralama, Türkiye’de yeni bir yat kiralama yöntemi olarak başlanmıştır Yelken açmadan önce, mürettebatsız kiralama şirketleri müşterilerin çevrenin özellikleri, hava koşulları, mühimmatın nereden temin olunacağı, tehlike anında ne yapılacağı ve benzeri konularda bilgi verirler

İzmir şehri, gemi ve yatların devamlı dolaştığı dar ve uzun bir körfezin başında yer alır İklimi ılımlıdır ve yazın sürekli serinletici deniz meltemi güneşin ısısını yumuşatır Palmiye ağaçlı yollar ve rıhtıma paralel caddeler arkasında yatay balkonlarıyla şehir civardaki dağ yamaçlarını zarif şekilde devam ettirir Kozmopolit ve canlı şehir, galeriler, tiyatrolar ve kültür olayları İzmir’e özel bir hareketlilik kazandırır

Levent Marina bir yatçılık macerası başlatmak için uygundur Urla iskelesinde kıyıyı dolduran küçük adalarda güzel plajlar ve demir atıldığında aletli ve aletsiz dalınabilecek, yüzülecek şaheser köşeler mevcut bulunmaktadır Karaburun’da güzel oteller, çay bahçeleri ve balık lokantaları, güzel dağ dekoru ve berrak temiz su arasında yer almaktadır çeşme Yarımadası adını bu bölgedeki çok sayıda su kaynağından almıştır 16 Yüzyılda Osmanlılar tarafından restore edilip genişletilen 14 Yüzyıl Cenova kalesi, küçük Çeşme limanına hakim konumdadır

Çeşme civarında Büyük Altın Yunus Setur Marina kompleksi ve Ilıca Dalyan’daki Çekek mahalleri güvenlik açısından kayda değerdir İlçede, kalenin yanında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa olunan 16 Yüzyıl kervansarayı otele dönüştürülmüştür Mükemmel alışveriş imkanıyla, en iyi kalite halılar, deri eşyalar ve hatıra eşyaları satın alınabilir Gece, özellikle ana cadde üzerindeki lokanta, kafe, bar, diskoları bir eğlence atmosferi kaplar

Temmuz ayında Çeşme’nin Uluslararası şarkı yarışması, ilçeye heyecan ve şenlik katan dünyaca ünlü icracıları cezbeder Bu bölgedeki termal hamamlar, Ilıca Körfezi’nde deniz suyuna karışan kıyıdaki doğal kaynakları, Çeşme’nin güneydoğusunda güzel koylar, muhteşem bir manzara, rüzgar ve dalgalarla güvenlikte sakin bir gece demir atma imkanı sağlar

Kuşadası Körfezi, Ege sahilinin plaj, körfez ve koylarıyla güney ve güneydoğuya açılmaktadır Kuşadası Turban marinası, gemilere kışlama sağlayan Türkiye’nin en iyi donatılmış marinalarından biridir Tüple dalmak çok popüler hale gelmiştir Bar, caz klubü, disko ve kabareleri ile sahil boyunca ünlü bir gece hayatı vardır

Kuşadası’nın güney kıyıları ile Pamukkale arasında Priene, Milet, Didim, Afrodisias ve Pamukkale dahil çeşitli uygarlıkların önemli yerleşimler kurdukları Menderes Irmağı vadisi yer alır Didim’deki Apollo Tapınağı antik çağların en kutsal yerlerinden biriydi Arkeolojik mekandan uzak olmayan Altınkum Plajı tüm ziyaretçilerin yelken açma, yüzme ve rahatlama imkanı sunmaktadır

Gökova Körfezi’ni kuzey sahilindeki Bodrum ilk “Mavi seyahatçi” Cevat Şakir Kabaağaç ya da “Halikarnas Balıkçısı’nın” memleketi idi Tartışmasız Ege sahillerinin “en can alıcı noktasıdır” Bohem atmosferi ile çalkalanan, şarkı söyleyen, dans eden ilçe Türkiye’nin artistlerini, aydınlarını ve güzel hayat meraklılarını toplamaktadır

Demir atılacak yerlerden biri, güzel manzaralı Akbük’tür Sedir Adası böcek kabuklarından kaynaşan kum ve plajın ve körfezin karşı yakasındaki Kıran Dağı’nın manzarasını ön plana çıkarmaktadır

Marmaris Koyu sakin bir gölü andırmakta ve yatlara Çekek mekanı oluşturmaktadır Eski Marmaris, Fizikos, Anadolu-Rodos-Mısır- ticaret yolu üzerinde önemli bir merhale idi Çam ormanları Marmaris’i çevreleyen ormanları kaplamıştır; sahilde beyaz bir kum ve kaya çizgisi yeşili maviden ayırmaktadır Sörf ve su kayağı yapanlar Marmaris’in koşullarında kaynaşmaktadırlar

Türkiye’nin en büyük ve en iyi donanımlı marinalarından biri olan Marmaris Netsel Marina ile kışlama ve yat bakımı konusunda en iyilerinden Marmaris Albatros Marina, Marmaris’i Ege kıyısında mavi seyahat başlangıç noktası haline getirmiştir

Delikli Ada Ekincik’in güneydoğu kıyısı dışında yer almaktadır yatçılar adaya demir atıp Dalyan Deltası’nı daha küçük bir gemi ile gezerek, tarz değiştirmekten hoşlanmaktadırlar Ağzındaki uzun, altın rengi, kumlu plaj delta, bir doğa koruma alanı ve deniz kaplumbağaları (caretta caretta) ile mavi yengeçlerin sığınağıdır Irmağın kavis yaptığı yerde eski liman şehri Kaunos’un üzerindeki yamaç yüzünde, kayaya mezarlar oyulmuştur Delikli Ada’nın güneydoğusunda Sarı Germe bulunur

Göcek körfezi, Akdeniz’in en iyi yatçılık merkezlerinden biridir Adalarla çevrilmiş ve deniz manzarası Körfez’in en güney ucundaki eski Arimeksa şehrinin kalıntıları, mavi suların uzantısında yer alır Tersane Adası’nın karşısında, eski tersanelerinde bulunduğu Bizans harabeleri yer alır

Tatil ilçesi Fethiye’nin önemli bir marinası bulunmaktadır ve Adalarla kaynaşan güzel bir körfeze bakmaktadır Eski binaların ön cephelerini örnek alan çok sayıda Likya kaya mezarı tepenin yüzüne oyulmuştur Belceğiz Körfezi ile, sakin, kristal duruluğunda suyun yüzme ve diğer su sporları işçin ideal olduğu yer Ölü Deniz’dir Gemiler Adası’nda Bizans harabeleri çamlar arasına sıkışmıştır






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




TERMAL TURİZM

Diğer bir terimi de termalizm olan sağlık turizmi, şifalı kaynakları ve maden sularını kapsar Yurdumu hidomineral kaynaklar yönünden dünyanın en zengin ülkelerinden biridir

Türkiye jeolojik açıdan Alpin orjenik kuşağı olarak adlandırılan genç bir dağ zinciri ve aynı zamanda önemli bir jeotermal kuşak üzerinde bulunmakta olup kaynak zenginliği bakımından dünyada ilk yedi ülke içinde yer almaktadır ülkemizde sıcaklıkları 20-110 0C arasında değişebilen 1500’den fazla termal kaynak bulunmaktadır Termal sularımız ülkemizin insan sağlığına uygun iklim koşulları ile uzun bir kür mevsimi olanağı sunmaktadır Ancak kaplıcalarda yeterli ve nitelikli tesislerin az olması, kaplıcaların turizme açılmasının önündeki asıl engeli oluşturur Ülkemizdeki 1500 kaynağa karşılık konaklama tesisi bulunan sadece 200 kaplıca işletmesi bulunmaktadır Ayrıca Turizm Bakanlığı’ndan yatırım ve işletme belgesi almış toplam tesis sayısı 34 olup bu tesislerin tamamlanmasıyla toplam yatak sayısı 6878’e ulaşacaktır 371 termo mineral su kaynağı üzerinde yapılan bir araştırmada yüzdelerine göre %33,5 Ege Bölgesi’ne, %28 İç Anadolu Bölgesi’ne, %20 Marmara Bölgesi’ne, %9,9 Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne, %4,6 Akdeniz Bölgesi’ne, %3,5 Karadeniz Bölgesi’ne dağılmıştır

İlkçağlardan beri yurdumuzda kaplıca, içmece tesislerinin kalıntıları Anadolu insanlarının su tedavisine verdikleri önemi belirtir Gerçekten de tıp, öteden beri mineral suları, bir çok hastalıkların tedavisinde kullanmıştır Günümüzde bu sular, memleketimizde olduğu gibi bütün dünyada da değerli şifa kaynağı sayılmaktadır Kür ve kaplıca tedavisine dayalı sağlık turizminin önemi ve geliri gittikçe artmaktadır

Bir diğer şifalı kaynak olan maden sularımızın sayılarının çokluğuna rağmen, bir kısmında tesisle varsa da, çoğunda bulunmayıp boşa akmaktadırlar Maden sularının ekonomik değeri küçümsenmemelidir Tesisleri var olanların suları ancak memleket içinde pek azı yurt dışına satılmaktadır-tüketilmektedir Halbuki bu sulardan yoksun ülkelere maden sularımızı ihraç etmek suretiyle bir hayli döviz kazanacağımız da gerçektir

Ülkemizde 4 yıldızlı otelleri, fizik tedavi ve rehabilite merkezleriyle hizmet veren vasıflı termal merkezlerin sayısı çok azdır Bu standartlara sahip termal kaynaklarımız şunlardır

*İzmir-Balçova *Kırşehir-Terme

*Afyon-Ömer *Ankara-Kızılcahamam

*Bursa-Çekirge *Yalova

*Kütahya-Yoncalı *Denizli-Pamukkale

Anadolu’da termal sular sadece tedavi amacıyla değil, çevre halkın rekreasyon alanı olarak da kullanılmasına rağmen, çoğunluğu hamam ve pansiyon odalarıyla yöresel ve bölgesel olarak iç turizme hizmet ederler

Ülkemizdeki bazı kaplıcaların ayırıcı özellikleri de bulunmaktadır Orman içinde yer alan Bursa-İnegöl-Oylat, Kızılcahamam ve Yalova gibi kaplıcalar ve orta yükseklikteki dağlık alanlarda yer alan Kütahya-Murat Dağı ve Rize-Ayder kaplıcaları klimatizm (iklim tedavisi) açısından da uygundur Afyon-Sandıklı-Hüdai kaplıcası peloidoterapi (çamur tedavisi) açısından ünlüdür Biyolojik ortamı ilginç olan ve içinde 2-10 cm büyüklüğünde balıkların yaşadığı Sivas-Kangal’daki Balıklı kangal Termal Merkezi dünyada kendi türünde önce gelen bir termal merkez olarak yer almaktadır

Turizmde gelişmiş olan termal merkezlerin Anadolu’nun batı yarısında toplanmasının nedenleri arasında turizmin diğer çeşitlerinin gelişmiş olduğu merkezlere, ulaşım hatlarına ve büyük şehirlere yakın olmaları sayılabilir

Türkiye’de kaplıca turizmine katılımda bölgeler arası eşitsizlikler bulunmaktadır 1999 yılında kaplıca turizmine katılım oranı Marmara Bölgesi’nde %43,8, Ege Bölgesi’nde %26,6, İç Anadolu Bölgesi’nde %16,9, Karadeniz Bölgesi’nde %12,6 olmuştur Tesislerde kalış süresinin ortalama 25 gün olması da kaplıca turizminin kür şeklinde kullanımdan uzak olduğunu göstermektedir

Ülkemizde termalizm açısından konaklama tesisleriyle kullanılan diğer termal alanlarımız şunlardır

Ege Bölgesi’nde:

*İzmir-Çeşme-Ilıca *Manisa-Kurşunlu

*İzmir-Doğanbey *Afyon-Gazlıgöl

*Denizli-Karahayıt *Afyon-Sandıklı-Hüdai

*Kütahya-Harlek (Ilıca) *Afyon-Gecek

*Kütahya-Murat Dağı *Afyon-Heybeli

*Kütahya-Simav-Eynal *Muğla-Köyceğiz-Sultaniye

İç Anadolu Bölgesi’nde:

*Ankara-Haymana *Niğde-Çiftehan

*Ankara-Ayaş *Yozgat-Sarıkaya

*Sivas-Yılanlı Çermik *Kayseri-Bayramhacı

*Konya-Ilgın *Eskişehir-Sarıcakaya-Sakar

*Kırşehir-Karakut *Eskişehir-Çardak

*Nevşehir-Kozaklı

Marmara Bölgesi’nde:

*Bursa-İnegöl-Oylat *Akyazı-Kuzuluk

*Bursa-Gemlik-Armutlu *Çanakkale-Ezine-Kestanbol

*Balıkesir-Gönen *Çanakkale-Tuzla

*Balıkesir-Edremit-Güre *Bursa-Mustafakemalpaşa-Tümbet

Doğu Anadolu Bölgesi’nde

*Bingöl-Kös

*Erzurum-Pasinler-Ilıca

*Ağrı-Diyadin

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde

*Siirt-Billaris

*Diyarbakır-Çermik

Karadeniz Bölgesi’nde

*Bolu-Büyük ve Küçük Kaplıca *Rize-Ayder

*Bolu-Karacasu *Rize-İkizdere

*Amasya-Terziköy *Samsun-Ladik

*Samsun-Havza *Ordu-Sarmaşıklı

Akdeniz Bölgesi’nde

*Adana-Haruniye






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




DAĞ VE KIŞ TURİZMİ

Dağların ilk olarak turizme açılması sportif etkinliklerden dağcılık ve kayak sporu sayesinde olmuştur Dağlara ulaşım, konaklama, ağırlama ve rehberlik gibi hizmetlerin verilmesi alpinizm olarak adlandırılan turizm çeşidini, dağların kayak sporuna uygun alanlarının konaklama, ağırlama, eğlence tesislerinin yapımıyla kayak merkezine dönüşmesi kış turizmini ortaya çıkarmıştır

Kentlerin yorucu ve sağlıksız yaşama ortamından uzaklaşmak isteyen insanlar için kıyıların artık konaklama tesisleri ve yazlık konutlarla betonlaşması, denizlerin kirlenmesi, sağlıklı yaşama konusunda bilinçlenen insanların güneşin zararlı etkileri yüzünden güneşlenmekten kaçınmaları ve dağların buna seçenek olarak doğal çevre ve sağlıklı ortam sağlaması, turizmde dağlara olan ilgiyi artırmış ve geleneksel olarak yaz mevsiminde yaylacılık faaliyetinde hayvancılık ve tarım için çıkılan yaylalarda verilen turistik hizmetlerle dağlarda yayla turizmi yaygınlaşmaya başlamıştır Ülkemizde de, kış turizmi hareketlerine katılanların sayısı son yıllarda önemli artışlar göstermiştir

Ülkemiz yüksek ve orta yükseklikte dağlık yöreleri geniş alanlar kaplayan bir ülke görünümündedir Ülke yüzölçümünün yarıdan fazlasını (%55) dağlık yöreler oluşturur Türkiye’de genelde batıdan doğuya, güneyden kuzeye doğru gittikçe ve deniz seviyesinden yükseğe çıktıkça kar yağışlı ve karla örtülü günler sayısı artar

Türkiye’de yıl boyu turizm yapılması, turizm çeşitliliğinin artırılması ve personel istihdamının sürekli kılınması için, kıyı yöreleri üzerinde yoğunlaştırılmış bulunan turizm yatırımlarının iç bölgelerdeki iç turizm merkezlerine kaydırılması gerekmektedir Bu nedenle Türkiye sahip olduğu zengin “Dağ ve Kış Turizmi” potansiyelini değerlendirmek zorundadır

Doğu Anadolu Bölgesi kar yağışları ve karın yerde kalma süresine göre en uzun kış turizmi mevsimine sahiptir Türkiye’de kış turizmi mevsimi ilk önce Kasım ayında Palandöken ve Sarıkamış’ta açılmakta ve Nisan ayı sonuna göre devam etmektedir Bazı yıllar kayak mevsimi Mayıs ayını da içine almaktadır

Kış turizminin sayı bakımından ikinci büyük yaygın alanı, Karadeniz bölgesidir Özellikle Doğu Karadeniz yaylaları kış turizmi için uygundur Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu’dan sonra Türkiye’nin bol kar alan diğer bir bölgesidir Bölgede kış turizmine uygun alanlar Bolu-Kartalkaya Kayak Alanı, Kastamonu-Ilgaz Kayak Alanı, Gümüşhane-Zigana Kayak Alanıdır

İç Anadolu Bölgesi’nde kış turizmi iki büyük kentte (Ankara ve Kayseri) yakın iki dağ üzerindedir “Erciyes Kayak Merkezi” Kayseri’nin güneyinde kente 25 km uzaklıktadır “Elmadağ Kayak Alanı” Ankara’nın güneyinde Elmadağ’ın yamaçlarında bulunur

Marmara Bölgesi’nde yüksek dağlar fazla yer kaplamamasına rağmen Türkiye’nin en gelişmiş olan, Bursa’nın güneydoğusundaki “Uludağ Kayak Merkezi” bu bölgededir Sapanca gölü güneyindeki Kartepe’de yeni bir kayak alanı düzenlenmektedir

Yüzey şekilleri ve iklim açısından Türkiye’nin kış turizmi olanakları incelenirse en uygun ko9şulların Doğu Anadolu Bölgesi’nde olduğu görülür Mevcut 6 kış turizm alanı, Erzurum, Kars, Ardahan, Erzincan, Bitlis, Bingöl illerinde yer almaktadır bölgedeki Nurhak, Bitlis, Bingöl, Hakkari, Mercan, Munzur, Karasu-Aras sıradağları ile Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Akdağ, Süphan, Nemrut, Allahuekber dağları gibi tek dağlar kış turizmi için uygun yükselti kuşaklarına sahiptir Fakat kış turizmine elverişli bu uygun yükselti kuşaklarından az sayıda faydalanılmaktadır Bölgede verilen hizmetler bakımından en gelişmiş olan kayak merkezi Erzurum’un güneyinde kente 4 km uzaklıkta bulunan “Palandöken Kayak Merkezi”dir Diğer kış turizm alanları Kars’a 60 km, Erzurum’a 150 km uzaklıkta bulunan “Sarıkamış Kayak Alanı”, Erzincan’a 43 km uzaklıktaki “Akbulut Kayak Alanı”, Bingöl’ün 20 km batısındaki “Yolçatı Kayak Alanı”dır Fakat siyasi nedenlerle 6 yıldır faal değildir “Bitlis Kayak Alanı”, Bitlis kentinin batısında Altınkalbur dağının kuzey yamaçları üzerinde yer almaktadır Ağrı’nın 18 km güneybatısındaki “Bubi Dağı Kayak Alanı” siyasi nedenlerle 1994 yılından itibaren faal değildir

Akdeniz Bölgesi dağlık bir bölge olmasına rağmen, bulunduğu enleme göre iklimin daha sıcak olduğundan kış turizminde daha kısa bir mevsime sahiptir Bu nedenle kayak alanları yaygın değildir Bölgenin en önemli kayak alanı “Antalya-Saklıkent Kayak Alanı”dır

Ege Bölgesi’in Ege bölümünde dağların denize dik uzanması ve aralarında aynı doğrultuda vadilerin yer alması nedeniyle bu vadiler boyunca kısımlara sokulan nemli hava nedeniyle kar uzun süre yerde kalmaz Ancak sıcaklığın düşük olduğu günlerde nemin bir kısmı kar şeklinde dağlık alanlara düşer Ege Bölgesi’nde Bozdağların kuzeye bakan yamaçları, Büyük Çavdar, Küçük Çavdar ve Gürdoğan yaylaları kış turizmi açısından uygundur

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Karacadağ batısındaki kayak alanında bol kar alan yıllarda Ocak-Şubat aylarında kayak yapılabilmektedir






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




YAYLA TURİZMİ

Yayla turizmi jeomorfolojide yüksek düzlükleri ifade eden yaylaların turizm amaçlı kullanımıyla ortaya çıkmıştır Başlıca hayvancılık ve tarım amaçlı olarak yapılan yaylacılık faaliyeti halk arasında “hava değişikliği” olarak adlandırılan sağlıklı iklimde bulunmayı da geleneksel olarak içermektedir Yayla turizminde de asıl çekici etmen sıcaklığın fazla olduğu aşağı seviyelerden, ılıman değerlere doğru kaçıştır

Yayla turizmine en uygun yükselti kuşağı, insan sağlığı açısından uygun sıcaklık ve basınç şartlarına sahip 800-2000 m’ler arasında yer almaktadır

Yaylalar, bitki örtüsü, yaban hayatı kaynakları, göl şelale, kanyon vb doğal çekiciliklerle üstün peysaj değerlerine sahip, yerel mimari tarzının korunduğu, geleneksel kırsal yaşam ortamıyla, ekoturizm özellikleri göstermektedir

Türkiye’de dağlık alanların geniş yer kapaması ve yaylacılık faaliyetinin yaygın olması nedeniyle yayla turizmi açısından çok geniş olanaklar bulunmaktadır Dağlık alanların yayla turizmine en uygun bölümü, Doğu Karadeniz dağlarıdır Bunun nedenleri arasında kıyıya, birbirine ve bir yerleşim birimine yakın çok sayıda yaylanın bulunması, zengin bitki örtüsü, sıcak su kaynakları, alpinizm, dağınık yerleşim düzeni ve ahşap mimari gelmektedir






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




Karadeniz Bölgesi:

Karadeniz Bölgesinde iç kesimdeki iki ilimizde bulunan göller turizm bakımından önemlidir Birincisi Orta Karadeniz’de “Borabey” gölüdür Çevrenin denizden yararlanma olanağı sağlar Hatta hafta sonlarında Samsun’dan gelenlerin sayısı bir hayli kabarıktır

İkincisi ise Batı Karadeniz’deki Bolu ilinin Abant ve Yedigölleridir Abant gölüne, köy ve orman içinde 25 km gidildikten sonra varılır Bu göller çevrelerindeki ormanları, temiz havası, turistik tesisleri ve güzel manzaralarıyla tanınmış turizm merkezleridir

Bolunun kuzeyindeki “Yedigöller Milli Parkı” ve bölgedeki yapılmış bulunan baraj gölleri de önemli rekreasyon yöreleridir

Marmara Bölgesi:

Bölge’de yaz aylarında turistlerin, bilhassa yabancı turistlerin uğrak yeri olan Balıkesir sınırları içindeki “Manyas” gölü önemli bir “göl turizm merkezi”ni oluşturmaktadır “Kuş gölü”de denen bu yer bir kuş cennetidir Tektorik bir çanak olan göl, giden göçmen kuşların ana göç yolu üzerinde bulunduğundan, dünyada ender rastlanan kuş çeşitleri mevcuttur

Ege Bölgesi:

Bölgedeki göllerden Köyceğiz gölü dalyan kesimi ile denize bağlıdır Denizi, gölü, ormanı ve dağları ile dinlenebilecek sakin bir yöremizdir Ayrıca Demirköprü, Kemer ve Buldan baraj gölleri ile Marmara ve Bafa Gölleri de her zaman için günü birliğine gidilecek rekreasyon yerleridir

Akdeniz Bölgesi:

Bölge göl bakımından oldukça zengindir Göller yöresini oluşturan Burdur ve Isparta’da büyüklü küçüklü bir çok göl vardır

Burdur ve çevresinde on dört göl mevcuttur En büyüğü “Burdur Gölü”nün Çendik plajı, göl kıyısında kabinleri ve gazinoları ile özellikle yazın yörenin deniz ihtiyacını karşılar

Isparta’nın en büyük gölü “Eğirdir Gölü”nün Altınkum plajında ise tesisler kurulmuştur Bunlar, yörenin ihtiyacını karşılayacak niteliktedir

İç Anadolu Bölgesi:

Denizden uzak İç Anadolu Bölgesi’nde bir takım doğal göllerin yanı sıra, baraj gölleri de vardır yaz mevsiminde İç Anadolu’da oturanlar bu göllerden yararlanmaktadırlar Yalnız bunların bir kısmında tesisler mevcuttur

Başta Ankara’daki Mogan ve Eymir gölleri, Ankara’nın su ihtiyacını karşılamak için yapılan Çubuk 1, Çubuk 2 baraj gölleri, Sarıyer barajı, Kurtboğazı baraj gölü, Hirfanlı baraj gölü önemli rekreasyon sahalarıdır Bununla beraber Eskişehir, Kayseri, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Sivas illerindeki bir çok baraj gölü de bir çok alternatif çekicilikleriyle önemli turizm merkezleridir

Doğu Anadolu Bölgesi:

Doğu Anadolu Bölgesi’nde, İç Anadolu gibi denizden uzak bir bölge ise de, bu ihtiyacı çok sayıda büyüklü küçüklü doğal ve baraj göllerinden yararlanmaktadır

Bölgede başta Van Gölü, Çıldır Gölü, Tortum Gölü, Erçek Gölü, Nemrut GÖLÜ, Keban Baraj Gölü ve daha pek çok sayıda küçük göller vardır bu göller dinlenme tesisleri, güzel manzaraları ve kamp avantajlarıyla önemli merkezlerdir

Özellikle; Bingöl ilinin gölleri, Bingöl dağlarının eteğindeki düzlükte irili ufaklı binlerce mavi renkte seyredilmeye değer bir doğa harikası oluşturmaktadır Van Gölü ile Tortum Gölü de çağlayanı ile birlikte şahane bir manzara oluşturmaktadır

Güneydoğu Anadolu Bölgesi:

Bölgede bazı baraj gölleri çevresinde kurulan alanlar yetersiz durumdadır

8 MAĞARA TURİZMİ

Mağaraların görsel, sportif, sağlık ve kültür açısından sahip olduğu özellikler, turizme kaynak olarak mağara turizmini ortaya çıkarmıştır Mağara turizmi, sportif ve bilimsel amaçlı olarak mağaracıların, mağara içlerinin doğal güzelliklerini keşfetmeleri ve tanıtmalarıyla başlamıştır Mağaralar, mağaracılık sporu açısından aktif turistleri çekerken diğer taraftan giriş açılması, dolaşımın düzenlenmesi, aydınlanma hizmetleriyle her yaştan ve gruptan turistleri çekmektedir

Mağaralar sarkıt ve dikitler, traverten vb oluşumlarla süslü salonları, gölleri, yer altı dereleriyle doğa turizminin, mikroklimasıyla sağlık turizminin, yerleşim ve dini ibadet yeri olarak kültür ve inanç turizminin konusu içine girmektedir

Dünyadaki diğer ülkelere göre “mağara cenneti ülke” durumunda olan yurdumuzda yaklaşık 40000 adet mağara bulunmaktadır İncelemesi yapılmış, morfolojisi hakkında bilgi çıkartılmış mağaraların sayısı 370’dir

Antalya yöresinde 5, İzmir-Manisa çevresinde 4, Gazipaşa-Alanya-Manavgat çevresinde 3 adet olmak üzere toplam 12 mağaranın turizmde değerlendirilebilecek özelliklere sahip olduğu saptanmıştır Ülkemizde Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Kuzeybatı Anadolu bölgelerinde büyüklü küçüklü binlerce Mağara bulunmaktadır Türkiye’de görmeye değer hatta dünyada literatüre geçmiş mağaralar şunlardır

Antalya’da:

*Damlataş Mağarası (Alanya) (Astım hastalığına iyi gelmektedir)

*Karain Mağarası (Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarındandır)

*Derya Mağarası (Dikey bir mağaradır)

*Beldibi Mağarası (Mağarada mezolitik kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir)

*Sırtlaini Mağarası (Afrodisias harabelerine yakındır)

Aydın’da:

*Aslanlı (Yaren) Mağarası (Kuşadası’na yakındır)

*Sırtlanini

Burdur’da:

*İnsuyu Mağarası (Mağaradan çıkan maden suyu şifalıdır)

Elazığ’da:

*Buzluk Mağarası (Hava sirkülasyonu sayesinde Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında buzdan sarkıt ve dikitler oluşmaktadır)

Gümüşhane’de:

*Karaca Mağarası ( İlginç oluşumlara sahiptir Sarkıt, dikit, bayrak, org desenli duvar, çiçek, inci vs Bunlar çok değişik renklerdedir)

Karaman’da:

*Manazan Mağaraları (Taşkale) (20 dolayında odadan oluşan Bizans dönemine ait bir yerleşme yeridir Mağarada bulunan mezarlıkta günümüze kadar organik yönden bozulmadan kalmış cesetler vardır)

Kastamonu’da:

*İlgarini (İlvarini) Mağarası (FAO tarafından dünyanın 4 Büyük mağarası ve doğa, dünya ölçeğinde bulunmuştur

Kütahya’da:

*Frig vadisi mağaraları (MÖ 500-600 yıllarında kayaların elle oyulmasıyla yapılmıştır)

*İnli Köy Mağaraları (Sabuncupınar) (Bizans döneminden kalma, kayalar üzerine oyulmuş mezarlar olduğu sanılmaktadır)

Mersin’de:

*Ashab-ı Kehf Mağarası (Hıristiyanlar ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kullanılmaktadır)

*Çukurpınar Düdeni Mağarası (Anamur) (1980 yılı araştırmalarına göre, Türkiye’nin en büyük mağarasıdır)

*Köşekbükü mağarası (Anamur) (Astımlı hastalar şifa bulmaktadır)

*Cennet Obruk Mağarası (Silifke) (Cennet obruğuna nazaran daha dar ve diktir)

*Narlıkuyu (Dilek) Mağarası (Silifke)

Tokat’ta:

*Ballıca Mağarası (Pazar)

Zonguldak’ta:

*Gökgöl Mağarası

*Cehennemağzı mağarası (Ereğli) (İlk önce doğal olan mağara, daha sonra insanlar tarafından şekillendirilmiştir)

Doğa turizmine konu olan bir başka mağaralar grubu deniz mağaralarıdır Deniz mağaraları günlük deniz turlarında özellikle Akdeniz kıyılarında ilgi görmektedir En çok mağaraları günlük deniz turlarında özellikle Akdeniz kıyılarında ilgi görmektedir En çok tanınanları:

*Kalkan-Kaş arasında Maul Mağara

*Marmaris Adaağzında bir mağara

*Alanya kıyılarında Korsanini, Aşıklar ve Fosforlu mağara

Ülkemiz sportif mağaracılık açısından zengin bir potansiyele sahiptir Türkiye’de özellikle Batı ve Orta Toroslar, Zonguldak ve Kastamonu mağaraları sportif mağaracılık açısından ilgi çekmektedir Bu bakımdan en tanınmış mağaralar:

Altınbeşik-Düdensuyu (Antalya)

Körükini, Suluin, Balatini mağaraları (Konya)

Pınargözü (Isparta)

Gökgöl, Cumayanı, Kızılelma mağaraları (Zonguldak)

Ayvaini (Bursa)

Dupnisa (Kırklareli)

Atçıini (Karabük)

Sağlık turizmi açısından da ilgi gören mağaralarımız vardır özellikle astımlı hastalar için uygun bir ortam oluşturmaktadır Ülkemizde bu açıdan bilimsel olarak incelenen mağara Damlataş mağarasıdır Bir diğeri de Burdur’da bulunan İnsuyu mağarasıdır

Anadolu’da özellikle kireçtaşı içinde oluşan mağaralar Paleolitik’den itibaren kaya sığınakları yerleşmeleri olarak kullanılmıştır

Tekkeköy (Samsun), Döngel (K Maraş), Samandağ (Hatay), Palanlı (Adıyaman), Sırtlanini (Silifke), Kadıini (Alanya), Kapalıin (Isparta), Karain (Antalya) önemli kaya sığınakları olarak tespit edilmiştir






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




TARİHİ TURİZM

Binlerce yıldır çeşitli medeniyetlerin beşiği olan Türkiye’de kültür ve tarihsel turizm de çok büyük bir potansiyele sahiptir Bölgelerimizin tarihsel turizm özellikleri şöyledir

Karadeniz Bölgesi:

Karadeniz bölgesi, yurdumuzun diğer bölgelerindeki kadar tarihi kalıntılar bakımından zengin değildir Fakat her kasaba ve şehirde turisti çekebilecek görülmeye değer tarihi eserler mevcuttur

Karadeniz Bölgesi’nde çeşitli devirlerde inşa edilmiş camiler, hanlar, kaleler, eski kilise kalıntıları, doğu kesimindeki dereler üzerindeki taş köprüler görülmeye değer eserlerdir Bölgede tarihi eserler ve kalıntılar bakımından önemli olan illerimiz Trabzon, Samsun, Çorum ve Amasya’dır

Bölgedeki önemli tarihi eserler:

- Gazi Köşkü (Trabzon)

- Ayasofya Müzesi (Trabzon)

- Vazelan (Hazret-i Yahya) Manastırı (Maçka)

- Sümela Manastırı (Trabzon)

- Gazi Müzesi (Samsun)

- Hattuşaş (Boğazköy) (Çorum)

- Yazılıkaya (Çorum)

- Amasya Kalesi

- Sultan Beyazıt Külliyesi

- Safranbolu Evleri

- İşhan Kilisesi (Artvin)

Marmara Bölgesi:

Marmara Bölgesi’nin tarihi değerleri bakımından özelliği, Osmanlı İmparatorluğu’nun üç başkentinin bu bölgemizde yer almasıdır (Bursa, Edirne, İstanbul)

Gerek Edirne’de gerekse de Bursa’da bir hayli sayıda cami, türbe, kapalı çarşı gibi eserler vardır

Yüzyıllar boyunca Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik etmiş İstanbul’a gelince, gerek coğrafi konumu ve gerekse doğal güzellikleri İstanbul’u her devirde sözü edilen bir yöre haline getirmiştir

Bölgedeki önemli tarihi eserler:

EDİRNE

*Selimiye Camii *II Beyazit Külliyesi

*Arasta Çarşısı *Meriç Köprüsü

*Bedesten Çarşısı *Alipaşa Çarşısı

BURSA

*Ulucamii

*Muradiye

*Yeşil Türbe

*Emir Sultan Camii

*Yıldırım Beyazit Camii

İSTANBUL

*Topkapı Sarayı

*Dolmabahçe Sarayı

*Yıldız Sarayı

*Beylerbeyi Sarayı

*Yerebatan Sarayı

*Küçüksu Kasrı

*Çinili Köşk

*Süleymaniye Camii

*Sultanahmet Camii

*Sultan Selim Camii

*Yeni Vadide Camii

*Ortaköy Camii

*Eyüp Sultan Camii

*Ayasofya Müzesi

BALIKESİR

*Kyzikos Kalıntıları

*Daskyleion Kalıntıları

ÇANAKKALE

*Çanakkale Şehitleri Abidesi

*Truva Kalıntıları

*Behramkale (Assos)

Ege Bölgesi:

Tarihi kalıntılar yönünden Ege, memleketimizin en başta gelen bölgelerinden sayılır

Bölgedeki önemli tarihi eserler:

İZMİR

*Hisar Camii

*Kültürpark Arkeoloji Müzesi

*Atatürk Müzesi

*Bayraklı ve Tentolosun Mezarı

*Kadifekale

*Agora

*Kızlarağası Hanı

*Asansör

FOÇA

*Taşevler

*Şeytan Hamamı

*Siren Kayalıkları

SELÇUK

*İsa Bey Camii

*Artemis Tapınağı

*Meryam Ana Evi

BERGAMA

*Pergamon Şehri

*Akrepolis (Tiyatro)

*Zeus Sunağı

*Bergama Kütüphanesi

*Trayanus Mabedi

*Demeter Tapınağı

*Athena Tapınağı

AYDIN

*Afrodisias

*Didyma

*Prien

*Miletos

BODRUM

*Bodrum Kalesi

*Mau Solein

*Antik Tiyatro

*Arkeoloji Müzesi

AFYON

*Zafer Anıtı

*Ulucami

*Afyon Kalesi

DENİZLİ

*Hieropolis (Pamukkale)

*Priene ve Didim Antik Kentleri

MANİSA

*Muradiye Cami

*Ulucami

*Sard Harabeleri

*Artemis Tapınağı

Akdeniz Bölgesi:

Akdeniz Bölgesi de, Ege Bölgesi gibi tarihi kalıntılar yönünden önemli bir bölgemizdir Antalya’dan Hatay’a kadar eski Akdeniz uygarlığının kalıntıları, özellikle dış turizm hareketinde başlıca rolü oynamaktadır

Bölgenin önemli tarihi eserleri:

*Saint Pierre Kilisesi (Hatay)

*Bakras Şatosu (İskenderun)

*Taşköprü (Seyhan Nehri-Adana)

*Viranşehir (Mersin)

*Karikos Yıkıntıları (Silifke)

*Kız Kalesi (Silifke)

*Kleopatra Kapısı (Tarsus)

*Mamuriye Kalesi (Anamur)

*Kahramanmaraş Kalesi

*Yivli Minare (Antalya)

*Hadrianus Kapısı (Antalya)

*Termessos (Antalya)

*Aspendos (Belkıs) (Antalya)

*Perge (Antalya)

*Myra (Demre-Antalya)

*Side

*Alanya Kalesi

*Burdur Ulucami

*Isparta Ulucami

*Isparta Ulucami

*Firdesbey Cami

İç Anadolu Bölgesi:

İç Anadolu Bölgesi, tarihi eserle ve kalıntılar bakımından da bir hayli zengin bölgelerimizden sayılır Zira Ankara’da Roma devri kalıntıları, Konya ve Sivas’ta Selçuklu eserleri, Nevşehir-Ürgüp yöresinde peribacaları tapınakları gibi bir çok eserler vardır

Bölgenin önemli tarihi eserleri:

*Ankara Kalesi

*Augustus Tapınağı (Ankara)

*Roma Hamamı (Ankara)

*Gordion (Polatlı-Ankara)

*Anıtkabir Müzesi

*Anadolu Uygarlıkları Müzesi

*Yunus Emre’nin Mezarı (Çankırı)

*Şifaiye Medresesi (Kayseri)

*Mevlana Türbesi (Konya)

*Alaeddin Cami (Konya)

*Gökmedrese, Çifte Minareler (Sivas)

*Alişar Höyüğü (Yozgat)

*Çengel Tepe Höyüğü (Yozgat)

*Peribacaları (Nevşehir)

*Derinkuyu (Göreme)

*Şapinuva (Çorum)

*Alacahöyük

*Çatalhöyük

Doğu Anadolu Bölgesi: Bölgenin önemli tarihi eserleri:

*İshakpaşa Sarayı (Ağrı)

*Kars Kalesi (Ağrı)

*Van Kalesi

*Akdamar Müzesi

*Hüsrev Paşa Cami (Van)

*Yakutiye (Erzurum)

*Çifte Kümbet (Ahlat-Bitlis)

*İkizler Türbesi (Van)

*Harput (Elazığ)

*Üç Kümbetler (Erzurum)

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Güneydoğu Anadolu Bölgesi, tarihi eserler ve kalıntılar yönünden oldukça önemli bir bölgedir En önemlileri şunlardır:

*Nemrut (Kahta-Adıyaman)

*Diyarbakır Kalesi

*Karkamış Şehri (Gaziantep)

*Dara Şehri ve Kalesi (Mardin)

*Ulucami, Derzin Kalesi, Veysel Karani Türbesi (Siirt)

*Halil-ül-Rahman Cami

*Hasankeyf (Batman)

*Deyrul Zaferan Manastırı (Mardin)

*Zeynel Bey (Batman)






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




İNANÇ TURİZMİ

İnsanlık tarihinin üç büyük dini olan Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik, dünyanın en büyük uygarlıklarını barındıran Anadolu topraklarında olgunlaşmış ve etkileri tüm dünyaya yayılmıştır Üç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eşsiz eserleriyle büyük bir potansiyel oluşturan inanç Turizmi, ülkenin diğer tarihi kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle birleştirilerek Türkiye’nin inanç turizmi, ülkenin diğer tarihi kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle birleştirilerek Türkiye’nin tanıtımını amaçlamaktadır Türkiye’de, Turizm Bakanlığı inanç turizmi potansiyeline sahip ülkelerden biri olarak bu konuya gerekli önemi göstermektedir

Türk halkının Anadolu toprakları üzerinde uzun yıllardan bu yana sürdürdüğü yaşam biçimi ve ilgili dönemin özelliklerini yansıtan dini inançları, gelenek ve görenekleri, mimari ve sanat eserleri günümüz turizmine önemli birer kaynak oluşturmaktadır

Ülkemizde 0,25’lik bir paya sahip olan inanç turizminin çekim merkezleri şunlardır;

Antakya

Hıristiyanlığın en önemli merkezlerindendir Hıristiyanlık, bu ismi ilk defa burada almıştır Havarilerin tüm tanıtım seyahatlerinin rotaları burada hazırlanmıştır St Pierre’nin Antakya’ya geldiğinde ilk konuşmasını yaptığı St Pierre Kilisesi ve Manastırı kentten 2 km uzaklıkta Reyhanlı yolu üzerindedir Reyhanlı ilçesinde bulunan “Kızlar Sarayı”nın 5 Yüzyılda yapıldığı sanılır İlk Hıristiyanlık döneminde Kuzey Suriye’nin en önemli dinsel merkezi olup kilise, manastır ve bunlarla ilgili yapılardan oluşmaktadır Yöreye “Rahibeler Manastırı”da denilmektedir St Barlohom adına yapılmış kilise iki nefli ve haç biçimi planlıdır

Tarsus

St Paulus’un doğum yeri olması nedeniyle Tarsus, Hristiyanlık’ın önemli kentlerinden biridir St Paulus’un öğrncilerinden olan Aya Thekla’nın İkenion (Konya) ve Pisidya Antiokhesiası’nda (Yalvaç) sürdürdüğü Hristiyanlığı yayma çabaları, yörenin diğer önemli dinsel merkezi olan Silifke’nin eski kent tanrıçası Athena’nın yerini almıştır 1 Yüzyılda azizenin sığındığı yer altı mağparasının üzerine yapılan Thekla Bazilikası plan bakımından Suriye kiliseleriyle benzeşmektedir Bazilikanın yaklaşık 150 m Kuzeyindeki kubbeli kilise, orta sofanın doğu bölümü üstündeki kubbesiyle dikkat çekmekte ve aynı zamanda bazilikanın kubbe ile birleştiğini göstermektedir Kilise ayrıca, sonraki yıllarda İstanbul’daki Ayasofya’da doruk noktasına ulaşan; kubbenin orta sofanın tam merkezine konularak diğer bölümlerin bu merkeze göre düzenlenmesi tekniğinin ilk aşamasını göstermesi bakımından büyük bir öneme sahip bulunmaktadır

Yöredeki diğer Hıristiyanlık merkezlerinden biri de Alahan Manastırı yapılar topluluğudur Kayalara oyulmuş kesiş manastırları buranın başlangıçta bir inziva merkezi olduğunu göstermektedir

Mağaraların yakınında ise ilginç süslemeleri ile dikkat çeken büyük bir bazilika bulunmaktadır Bazilikanın kapı süslemelerindeki kabartmalarda Cebrail ve Mikail oldukları kabul edilen iki meleğin bir takım simgesel yaratıkları ezdikleri görülür Bunların Anadolu’nun çok tanrılı inançlarındaki kutsal varlıkların simgeleri olabileceği ileri sürülmektedir

Efes

Dünyanın ilk yedi kilisesinin ilki olan ve Hıristiyanlığın yayılışının odak noktası olarak görülen Efes, Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği ve öldüğü yer olarak kabul edilmektedir Nitekim İsa’nın 12 havarisinden biri olan ST Jean, İsa’nın ölümünden sonra Meryem’i de yanına alarak Batı Anadolu’ya gelmiş (MS 42-48) ve dönemin en büyük kentlerinden olan Efes’e yerleşmiştir Meryem’in Efes’te yaşadığı sanılan ev, Hıristiyanlığın kutsal merkezlerinden biri olup, ziyaret yeri olarak önemini günümüzde de sürdürmektedir

MS 53-56 tarihlerinde St Paul de kente gelmiş ve kaldığı süre içerisinde yörede Hıristiyanlığın yayılması için çalışmalar yapmıştır Bu çalışmalar sonucu ise Efesos (Selçuk), Symrna (İzmir), Pergamon (Bergama), Sardes (Sart), Philedephia (Alaşehir), Laodikeio (Denizli) ve Tyateiro’da (Akhisar) Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesi oluşmuştur Ayrıca MS 435’te Hıristiyanlığın III Konsülü Efes Meryem Ana Bazilikası’nda toplanmış ve İsa ile Meryem’in tanrısal nitelikleri tartışılmıştır

İznik

Hıristiyanlık tarihine yön veren iki önemli konsül MS 325 ve 381 tarihlerinde İznik’te toplanmıştır MS 325 tarihinde Roma imparatoru Konstantinus tarafından Hıristiyanlar arasındaki ayrılıkları gidermek için toplanan İznik Konsülü Roma İmparatorluğunun resmen Hıristiyanlaşması açısından ilk önemli adım olmuştur MS 381 yılında ikinci kez toplanan İznik Konsülü ile de Ortodoksluk Doğu Roma’nın resmi dini olarak kabul edilmiştir

İstanbul

Dünyanın dört büyük Ortodoks merkezlerinden biri olan İstanbul’da V Konsül toplantısı yapılmıştır Ayrıca tüm devirlerin en görkemli yapıtı olan Ayasofya da bu kentte bulunmaktadır

Kapadokya

Erken Hıristiyanların kayaları oyarak yaşadıkları yer altı kentlerinin, kilise ve manastırlarının bulunduğu Kapadokya bölgesi, bugün aynı zamanda ilginç yeryüzü şekilleri ve peribacaları ile de tanınmaktadır

Demre

MS 4 Yüzyılda yaşayan ve Hümanist fikirleriyle tanınan ünlü Noel Baba’nın (St Nicholas) yaşadığı ve piskopos olduğu yerdir Her yıl Aralık ayında düzenlenen Noel Baba Törenleri; noel tatillerini bu antik Likya şehrinin sıcak kumsallarında geçiren çok sayıda turisti bir araya getirmektedir

Antalya

İncil’de adı geçen ve Aziz Paul’ün ziyaret ettiği yerler arasındadır Ayrıca eşsiz güzellikteki doğası, modern otelleri, spor etkinlikleri, yat limanları ve çok sayıda kamping alanları ile ülkenin en önemli turizm merkezidir

Yalvaç

Hıristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır Aziz Paul’ün ziyaret ettiği yerler arasındadır

Şanlıurfa

Tarihi 9000 yıl öncesine dayanan Şanlıurfa; Müslümanlığın, Museviliğin ve Hıristiyanlığın genetik olarak büyükbabası olan Hz İbrahim’in doğduğu, Hz Eyyüb’ün yaşadığı ve Hz İsa’nın kutsadığı ülkenin önemli inanç merkezidir

Harran

Kutsal kitaplarda adı geçen Harran, İnanç Turizmi’nin Türkiye’deki odak noktalarından biridir Kutsal kitaplarda yazılanlarsa göre İbrahim Peygamber, Şanlıurfa’dan güneye doğru göç ederken Harran’da konaklamıştır İbrahim peygamberin babası Terah burada ölmüştür Ayrıca Hz Musa, Hz İsa ve Hz Muhammed’i oluşturacak olan genetik ürünlerin temelleri de Harran’da atılmıştır

Ağrı Dağı

Tufandan sonra Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı eteklerinde karaya oturduğuna dair kutsal kitaplarda bilgiler bulunmaktadır

Trabzon

Ortodoks dünyasının kutsal dağ manastırları Trabzon çevresinde bulunmaktadır Sumela (Meryem Ana) Manastırı, KONAGİO Thaoskepostas (Kızlar Manastırı), Kaymaklı Manastırı, Vazelen Manastırı ve Gregorius Peristere (Kustul) Manastırı bunlardan bazılarıdır

Konya

İncil’de ismi geçen önemli bir dinsel merkezdir St Paulin’in MS 47-50 ve 53 yıllarında ziyaret ettiği ileri sürülen şehir 2 Yüzyıldan itibaren önemli bir din merkezi olarak ilan edilmiştir Kent Roma İmparatorluğunun kuruluşundan sonra da önemini korumuştur






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




SPORTİF AMAÇLI TURİZM

111 DAĞ TURİZMİ

Türkiye, farklı yüksekliklerde, zengin jeo morfolojik ve tektonik yapıya sahip, flora ve faunası olan ormanlara ve siluete sahip, zengin av ve yaban hayatı olan dağlarıyla hem kış turizmi hem de dağ yürüyüşü ve tırmanışları için dağcılık sporunu sevenlere olağanüstü çekici ve ilginç olanaklar sunar Türkiye’yi her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden çok sayıda turist dağ tırmanışı ve yürüyüşü için ziyaret etmektedir

Ege’den Güneydoğu’ya uzanan Toroslar, batıdan doğuya uzanan Karadeniz Dağları ve Kaçkarlar, tek başına duran Erciyes, Hasan, Ağrı dağı gibi volkanik dağlar yerli ve yabancı bir çok dağcının tırmanış yaptığı dağlarımızdır

Dağlar macera, heyecan ve değişiklik arayanlara çeşitli rekreasyonal faaliyetler ve yeni sporlar sağlamaktadır Birkaç günlük doğa yürüyüşleri, dağ bisikletiyle geziler, yön tayini, serbest tırmanma, yamaç paraşütü, asılma planörü, kar ve buzda kaymak, kızak ilgi çekmektedir

Dağcılık faaliyetine uygun dağlarımız:

Toroslar: Beydağları ve Akdağlar’da yaklaşık 3000 m’lik zirveleri ile kış dağcılığı, kanyoning, kaya ve duvar tırmanışı için uygun parkurlar vardır Gülek Boğazı ile ayrılan Bolkar dağları ile Aladağlar dağcıların yoğun ilgi gösterdiği yerlerdir

Kaçkarlar: Kış dağcılığının en zorlu parkurlarından birisidir İki buzulu ile buz tırmanışlarına uygun rotaları vardır ama kaya tırmanışı için uygun yerlere sahip değildir

*Erciyes *Cilo-Sat Dağı *Ağrı Dağı *Kazdağı

*Hasandağı *Munzur Dağı *Süphan Dağı

--->: Turistik çekim gücünü etkileyen faktörler frmacil sayfa 2iki --->: Turistik çekim gücünü etkileyen faktörler




Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




AKARSU TURİZMİ

Rafting:

Zengin doğal kaynaklarına sahip olan Türkiye su sporları (rafting, kano ve nehir kayağı) için ziyaretçilerine önemli bir akarsu turizmi potansiyeli sunmaktadır Ülkemizde tarihi, arkeolojik, kültürel ve otantik değerlerine entegre olan akarsu turizmi, çevrenin ve diğer turizm çeşitleriyle bir bütün oluşturmaktadır

Türkiye’de irili ufaklı yüzlerce akarsu bulunmakta olup, bir çoğu akarsu sporlarına elverişli yapıdadır Yeryüzünün en hızlı akan nehirlerinden biri olarak ün yapan Çoruh nehri dünyaca tanınmakta olup, 1993 yılında 28 ülkeden 300 sporcu, bilim adamı ve basın mensubunun katıldığı 4 Dünya Akarsu Şampiyonasına ev sahipliği yapmıştır Su sporlarının yapıldığı önemli akarsularımız:

*Artvin Çoruh Nehri

*Artvin Altıparmak (Barhal) Çayı

*Rize Fırtına Deresi

*Antalya Köprüçay

*Antalya Manavgat Çayı

*İçel Anamur (Dragon) Çayı

*İçel Göksu Nehri

*Dalaman Çayı

113 AV TURİZMİ

Ülkemiz coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve av kaynakları açısından bir potansiyele sahip olmasına karşın, tüm dünyada önemli gelişmeler kaydetmiş, neredeyse bir sanayi haline gelmiş ve av turizminden yeterli pay alamamaktadır Bunun en önemli nedeni olarak, av hayvanlarımızın bu gün için belirli türler dışında av turizmine sunulabilecek sayısal zenginliğe ulaşmamış olması gösterilmektedir Ancak av ve yaban hayvanları türleri yönünden zengin olan ülkemizde gerekli bazı koruma tedbirleriyle kaynakların çoğalmasını sağlamak ileride av turizmi yönünden aranan bir ülke olmamıza sebep olacaktır

Av turizmi için sunulan hayvanlar ve avlak alanları:

Yaban Keçisi: Antalya, Adana, Tarsus, Mersin, Artvin

Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi: Rize, Artvin

Vaşak: Adana, Artvin

Yaban Domuzu: Türkiye’nin her yerinde

114 GOLF TURİZMİ

Uzun bir tarihi olan ve çok çevreye yönelik spor olarak bilinen golf Türkiye’de son yıllarda büyük gelişme göstermiştir Golfün bütün yıl, özellikle Ekim-Nisan ayları arasıda yapılabilmesi, Türkiye’nin “dünyanın en ilginç golf merkezi” olma yolundaki önemli bir avantajıdır

Golf, doğa içinde saatler geçirerek günlük sorunlardan kopardığı için, oynayanlar için ideal bir dinlence ve kimileri için bir hayat tarzıdır ve yüksek gelirli yabancı ziyaretçiler tarafından tercih olunan bir dinlence türüdür Bu hususu göz önünde bulundurarak, Türkiye’de diğer spor tesislerini planlı golf sahaları içine katmayı öngörmüş ve Uluslararası uyumlu standartlar hedeflemiştir Gelecek yıllarda ülkemizde Uluslararası golf turnuvalarının düzenlenmesi amaçlanmaktadır ve buna göre Türkiye’de 11 golf sahası belirlenmiştir Bunların 10 tanesi Antalya’da 1’i de İzmir’dedir

Turizm etkinliklerini çeşitlendirmeyi ve tüm yıla yayma yaklaşımını benimseyen Türkiye golf turizmine büyük önem vermektedir Bu amaçla, sahillerimize ve yüksek kapasiteli konaklama tesislerine yakın alanlar, golf sahasına uygunluğu açısından incelenmiştir Bu alanların planlanması tamamlanmış bulunmaktadır

Bu yaklaşımla bazı kamu arazilerinin, gerekli çevresel tesisleriyle birlikte golf sahasına dönüştürülmesi planlanmıştır

12 KONGRE TURİZMİ

Tarih ve kültür hazinesi Türkiye, heyecan verici imkanlar aleminin kapısı durumundadır Avrupa ve Asya’nın birleştiği yerde, Türkiye toplantı, insentiv ve kongrelere şahane mekan konumundadır

Türkiye birinci sınıf otel konaklama ve konferans tesisi zenginliği, dünyanın belli başlı şehirlerine kolayca ulaşım, güzel dekorlar ve eşsiz manzara cazibesi sunmaktadır Bütün bunlara, mükemmel bir iklim ve alternatif destinasyonlara göre çok daha düşük maliyet avantajı eklemektedir

Türkiye, Avrupa ülkelerine yakınlığı ve egzotikliği il ideal bir destinasyondur İzmir, Antalya ve Ankara’ya transfer bağlantısı ve direkt uçuş imkanlarıyla, Türk Havayolları ve diğer ulusal havayolu şirketlerince İstanbul’a iki ile üç saat içinde ulaştırmak mümkündür

Günlük seferler İstanbul’u Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu ve Asya’nın belli başlı şehirlerine bağlamaktadır Şehir turları ve eğlence programları paket halinde düzenlenebilir Rakipsiz dekoru ve mimari hazinelerinin zenginliğiyle, İstanbul dünyanın en büyük turizm destinasyonları arasında yer alır Palmiye ağaçları ve eski harabeleri ile, İzmir Ege bölgesinin kapısıdır Kuşadası, Marmaris, Bodrum ve Fethiye gibi sevimli deniz safiyeleri satış, toplantı, insentiv için gayet iyi tercihlerdir Antalya, Mersin ve Akdeniz’in kıyı sayfiyeleri, yıl boyu ziyaretçileri, güneş, güzel kum plajları v eski tarihi yerleri ile cazibe merkezleridir Türkiye’nin başkenti Ankara muhteşem otel ve restoranları, şahane kaya kiliseleri ve yer altı şehirleri, manzaralı efsanevi Kapadokya’ya kolay ulaşımı ile önemli bir merkezdir Osmanlı Devletinin ilk başkenti Bursa ise göz alıcı manzara, termal banyolu oteller ve Uludağ’da mükemmel kayak imkanları sunmaktadır

Türkiye bugün her tür boyutta toplantı, insentiv ve konferansı uygun konferansı uygun konfor ve tarzda düzenlemek üzere tüm donanıma sahiptir Geleneksel Türk konukseverliği, Yüksek standartta mahalli yemek ve şarap, sonsuz eğlence ve gezi imkanları, Türkiye’de düzenlenecek her kongreyi yankılar uyandırıcı başarıya ulaştırmanın garantisidir






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




GENÇLİK TURİZMİ
Nüfusunun büyük bir çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu Türkiye, gerek yurt içindeki gerekse yurtdışındaki gençlere ucuz tatil yapma imkanı veren tesis ve kamp merkezlerine sahiptir
Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Eğitim Merkezleri (Turem)
*Orman Bakanlığı Orman Kampları
*Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Kampları
*Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurtkur)
*Hosteller
*Gençlere Yönelik Ulaşım Hizmetleri
*Uluslararası Kartlar ve Temin Edilebilecek Acentalar
*Gençlerle İlgili Faaliyetlerde Bulunan Kuruluşlar
Kamp merkezlerinin en önemlileri de şunlardır:
*İzmir/Çeşme-Paşalimanı Gençlik Kampı
*Aydın/Kuşadası-Davutlar Gençlik Kampı
*İçel/Silifke-Akkum Gençlik Kampı
*Çanakkale/İntepe-Güzelyalı Gençlik Kampı
*Adana-Yumurtalık-Gençlik Kampı
14 SONUÇ
Öncelikle Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasındaki köprü konumu en büyük çekiciliğidir Bunun yanında ülkemizin iklim özellikleri, yer şekilleri, doğal ve tarihi özellikleri açısından tüm turizm faaliyetlerine elverişlidir
Bunların örgütlenmesi, turizm sektörü tarafından kullanılması ve sürdürülebilir turizmin gerçekleşmesi gerekir Yani bu potansiyelin tüm mevsimlere ve bölgelere dağıtılması, turizmin çeşitlenmesi yoluna gidilmelidir Dünya’da turizm anlayışının giderek değişmesi sonucu, Türk hükümetleri de alternatif turizm imkanlarının geliştirilmesi için organizasyon alt yapı ve hizmet kalitesine önem vermeye başlamışlardır
Genel olarak baktığımızda;
Ülkenin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, yaz turizmi oldukça ileri seviyededir Karadeniz kıyılarında sınırlı ölçüde yaz turizmi ve yüksek yerlerde ise yayla turizmi gelişmiştir Bu bölgelerde yeterli altyapı hizmetleriyle birlikte modern turizm tesisleri oluşturulmuştur Uygun fiyatlı köy evlerinden pansiyonlara, pahalı tatil köylerine ve Uluslararası birinci sınıf otellere kadar pek çok geceleme olanağı vardır yaz turizminin en yoğun olduğu tatil beldeleri arasında Antalya, Alanya, Marmaris, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Kaş gibi merkezler bulunmaktadır Ülkenin yüksek yerlerinde ise yayla turizmi her geçen gün önemini artırmaktadır Yayla turizminin en fazla geliştiği yöreler arasında Trabzon, Giresun, Rize, Ilgaz, Bolu ve Abant yer almaktadır
Doğu Anadolu Bölgesi’de topografik yapısı itibariyle genel olarak dağcılık sporu için büyük bir avantaja sahiptir Dağların sahip olduğu bitki ve kar örtüsü, sessizliği ve bol oksijenli havası, su kaynakları ve doğal peysajı, doğa turizmi için çok yönlü potansiyel oluşturmaktadır Doğu Anadolu Bölgesi Türkiye’nin en zengin tarihi, arkeolojik değerlerine sahip bir yöre olarak da önemli bir potansiyele sahiptir
Doğu Anadolu Bölgesi gibi Güneydoğu Anadolu’^da Uluslararası ve iç turizminin kaynak oluşturulabilecek alanlar çoktur Örneğin Van’daki kale, Ahtamar adasındaki ve Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut Dağı’ndaki tarihsel kalıntılar, Tortum Çağlayanı, Nemrut, kaplıcalar vb Fakat bunları turizmin kullanımına sokacak bir alt yapı oluşmamıştır
İç Anadolu Bölgemiz de turist çeken pek çok medeniyetin kuruluş bölgesidir Atlar ülkesi olarak bilinen Kapadokya önemli bir çekim merkezi durumundadır
Avrupa’nın güneydoğusunda yer alan Marmara Bölgesi dünyanın en güzel manzaralarına, önemli mimarlık ve sanat eserlerine sahiptir Marmara Denizi’ndeki adalar, yarım adalar ve koylar, bölgedeki dağlar ve ormanlar kentlerde tarih ve doğa iç içedir Bir çok büyük uygarlığın doğduğu ve gelişip kök saldığı bu bölge, iki kıta arasında geçiş yapan kavimlerin göç yollarını oluşturmuştur Bu kavimlerin ve bölgeye yerleşen ulusların bıraktıkları izlere adım başında rastlamak mümkündür Eşsiz doğal ve tarihi değerlere sahip olan bu bölgede turizm de çok gelişmiştir Her yıl bölgeye önemli sayıda turist gelmektedir Bölge Türk turizminin ülke genelinde finans, yatırım, eğitim, operasyon merkezidir
Türk Turizmi 1985’lerden sonra ülke ekonomisine net katkılar yapmaya başlamıştır Türkiye’ye gelen turist sayısı 2002 yılında 132 milyona ulaşmıştır Net turizm gelirleri ise 85 milyon doları geçmiştir
Bugüne kadar ülkemize gelen turistlerin geliş amaçlarına bakacak olursak %71,2 değerle ilk başta tatil yer alır Bunu %24,1 ile kültürel amaçlı turizm takip eder
Geliş Nedenleri %
Tatil 71,2
Dini Ziyaret 1,3
Kültürel 24,1
Diğer 2,4
Tablo: Ziyaretçilerin Türkiye’yi ziyaret amaçlarına göre dağılımı
Sürdürülebilir turizmin gelişmesi ve turizmin renklendirilmesi doğrultusunda 1992 yılından bu yana yerli ve yabancı tur operatörleri, basın mensupları ve sektör temsilcilerinin geniş katılımı ile Çoruh Nehrinde “Rafting”, Toros dağlarında “Trekking”, Ankara-Zonguldak güzergahında “Buharlı Tren”, Erzurum Palandöken Dağı’nda “Kar Şenliği”, Bandırma-Manyas ve İzmir Kuş Cennetleri’nde “Kuş Gözlemciliği”, Konya çevresinde “Mağara Gezisi” ve “İnanç Turizmi” projeleri gerçekleştirilmiştir Doğası, insanı, kültür ve gelenekleri ile turizmde ayrıcalıklı bir yere sahip olan Karadeniz Bölgesi’nin tanıtımına yönelik “Karadeniz Yeşil Tur”, her yıl zengin bir tur programı ile sonuçlandırılmaktadır 1996 yılında İstanbul’da Lütfi Kırdar, 1997’de Antalya’da Cam Pramit Kongre Merkezleri turizm sektörünün hizmetine girmiştir Böylece Habibat’tan sonra, 2000 yılı öncesinde turizm alanındaki en büyük organizasyon olan “Dünya Turizm Örgütü 12 Genel Kurulu” ve “Dünya Ormancılık Kongresi” dahil pek çok Uluslararası toplantının ülkede gerçekleştirilmesi sağlanmıştır
1998 yılında İzmir-Kayseri güzergahındaki tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan han ve kervansaraylar ile diğer tarihi ve doğal zenginliklerin tanıtılmasını amaçlayan “İPEK Yolu Projesi” gerçekleştirilmiştir
1999 yılında ise “Karadeniz Yeşil Tur”, “İnanç Turizmi” ve “İpek Yolu” etkinliklerinin yanı sıra, ülkenin doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin, sulak alanlarının ve flora-faunası zengin yörelerinin ön plana çıkarılmasını amaçlayan “Foto-Safari” turunun gerçekleştirilmesi planlanmıştır
Bu yeni projelerin yanında ülkemizin çeşitli yerlerinde düzenlenen şenlikler turizm de önemli bir paya sahip etkinliklerdendir Etkinliklerden bazıları şunlardır:

İSTANBUL
Haziran-Temmuz: Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali
Nisan: Uluslararası Film Festivali
ANKARA
Nisan: Uluslararası Sanat ve Müzik Festivali
23 Nisan: Uluslararası Çocuk Şenliği
ANTALYA
Ekim: Uluslararası Film Festivali
KEMER
Nisan: Kemer-Girne Uluslararası Yat Rallisi
Ekim: Kemer Karnavalı
İZMİR
Nisan (28-30) Efes Tiyatro ve Folklor Festivali
Haziran-Temmuz: Çeşme Uluslararası Şarkı Festivali, Uluslararası Sanat Festivali
Temmuz-Ağustos: Foça Folklor ve Spor Festivali
Ağustos-Eylül: Uluslararası Ticaret Fuarı
ÇEŞME
Temmuz: Yıllık Uluslararası Şarkı Yarışması, Çakabey Yat Yarışları
Eylül: Uluslararası Optimist Yarışları
KUŞADASI
Mehmetpaşa Kevansaray’ı, Güvercinada, Dilek Ulusal Parkı, Priene, Afrodisyas, Pamukkale, Çamiçi (Bafa) Gölü, Herakleya, Bodrum, Samos
MARMARİS
Mayıs: Yat Acentaları Haftası
Kasım: Uluslararası Yat Kupası Regettası
BODRUM
Eylül: Bodrum Sanat ve Kültür Haftası
Ekim: Bodrum Kupası (Gulet Yat Yarışı)
MERSİN
Eylül/Ekim: Uluslararası Mersin Festival ve Fuarı
ÜRGÜP-GÖREME
Ekim: Uluslararası Ürgüp Şarap Festivali






Alıntı Yaparak Cevapla

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler

Eski 10-21-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turistik Çekim Gücünü Etkileyen Faktörler




iyi güzel hoş ama ben bunu kopyalayamıyorum neden ??????????






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.