|
|
Konu Araçları |
abdülhamithan, hakan, kaleminden, ulu, yahudi or nfkısakürek |
Ulu Hakan II. Abdülhamid Han Ve Yahudi/N.F.Kısakürek Kaleminden |
02-17-2009 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Ulu Hakan II. Abdülhamid Han Ve Yahudi/N.F.Kısakürek KalemindenNFKısakürek'in,"ULU HAKAN ABDÜLHAMİT HAN VE YAHUDİ"isimli kitabından"Kitapta,500 yıl önce İspanyol engizisyonundan Kaçan yahudileri Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı ile nasıl bağrımıza bastığımızı,ve geçen zaman içerisinde Yahudilerin nasıl çeşitli entrikalar çevirdiklerini,Siyonizm,yani(Milliyetçilik)uğru na neler yaptıklarınıa dair,bir kesit yazıyor"Dünyanın 4 bir tarafına yayılmış,Bir avuç yahudinin dünyayı nasıl parmağında oynattığını herhalde bilmeyen yoktur"Alman Faşist Diktatör HİTLER,"Bu durumu iyi keşfetmiş,Milliyetçilik ruhuyla Dünyada en üstün ırkın Almanların olması isteğiyle,Yüzbinlerce Yahudiyi Canlı canlı Asit banyolarına göndermiş binlercesi'nide fırınlarda canlı canlı yakmıştır"Çünkü biliyorduki Dünyada en akıllı ırk "YAHUDİ"dir"Bugün İsrail dediğimiz devlet, 1945 lerde filistin topraklarında araplar' dan para ile satın aldıkları arsalardan ibaretti,ve Filistin topraklarının %3 ünü teşkil ediyordu şu anda İsrail devletinin toprakları,Filistinde %74 civarında"Bugün süper güç diye bir şey yok"Ne Amerika,ne Rusya,ne Çin vsSadece Yahudi imparatorluğu var"Dünyada Rusyada dahil olmak üzere bilhassa Amerika'da "çok uluslu büyük şirketler'in başında Yönetim kurulu başkanları hepsi Yahudidirve "Dünya'yıda bugün "BU ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER YÖNETİYOR"Bana göre YAHUDİYİ KINAYACAĞIMIZA,"YAHUDİDEN DERS ALMAK YOLUNU SEÇSEK,Milletimiz için daha hayırlı olur düşüncesindeyim *Abdülhamîd ve Yahudi(*)* Abdülhamîd'i küçültmek, çürütmek, baltalamak ve engellemek isteyen her cereyanın ön planında kim bulunursa bulunsun arka planında daima «Yahudi»yi aramak lazımdır Abdülhamîd'in en büyük düşmanı ne Ermeni, ne Moskof, ne İngiliz ne de kök alakasını kaybetmeye başlayan yarı aydın Türkler zümresiydi Onun gizli planda baş düşmanı sadece Yahudi Yahudi'nin Abdülhamîd'den alıp veremediği ve ona ne yüzden düşman kesildiği üzerinde düşünmek ve sebep aramak yersizdir Bu sualin cevabını bizzat Yahudi, Yahudi'nin tipi ve seciyesi verir Yahudi'nin ne olduğunu bilen, onun Abdülhamîd'e niçin düşman olduğunu da bilir *Yahudi, tek bir cümleyle; dünyada dinî, millî ve fikrî birlik adına ne varsa onu lif lif çözmeye , bozmaya, harabetmeye me'mur, bozguncu ve fesatçı tipidir Kısacası, Yahudi belli başlı bir ruh saiki yüzünden müstakil bir devlet teşkil edememiş ve bütün dünya milletleri içine yayılmış olan kavminin fert fert menfaatini koruma, bunun için de bu menfaate karşı gelecek her çeşit bütünlüğü parçalama rolündedir* Yahudi'nin izah ve tespiti mevzuumuzun dışında bir keyfiyet olsa da, davamızın şûmulü, o şumûl içinde Yahudi'nin rolü bize bu vazifeyi yüklemekte ve doğrudan doğruya Yahudi kurbanı olan Abdülhamîd Hân gibi bir hükümdarın siyasî, içtimaî, ferdî ve tarihî problemini çözmekte en mühim unsuru teşkil etmektedir İspanya'dan kovulduktan sonra memleketimize giren, Muhteşem Süleyman-ı Kanuni'nin haremine kadar sokulan, orada baş gözde makamına kadar yükselen ve ilk iş olarak (Yasef Nasi)nin şahsında kendi kavmini hakim kılmaya bakan Yahudi, duraklama, alçalma çığırlarımızın türlü sebepleri arasında en sinsi, fakat en tesirli rolü oynamış birçok gizli ve açık müessesesiyle tereddimize yardım etmiş ve nihayet Abdülhamîd'in zatında dinî ve millî en kuvvetli birlik temsilcisini gördüğü için bütün gücü ve olanca hain metoduyla onu yıkmaya çalışmış ve sonunda da muvaffak olmuştur Onun içindir ki, ermeni isyancılarından, Midhat Paşa ilericiliğine, İngiliz politikasından Moskof ihtiraslarına kadar, perde arkasından itici, sürücü, güdücü ve körükleyici daima Yahudi'dir O, kah İngiltere başvekili (Lord Bikonsfild) isimli (Dizraeli)nin şahsında safkan, kah Alman birliğinin kurucusu Türk düşmanı (Bismark)ın hüviyetinde yarım kan (Bismark 3/4 Yahudidir) olarak hep sahnededir; ve o zaman memleketimizde basit bir Galata bankeri tipinden, doktor paşasına veya Mason kulübündeki «Üstad»a kadar hep aynı roldedir Yahudi'nin münhasır ve mücerret, kendisininkinden başka her birliğe düşman olmaktaki ezelî ve ebedî memuriyetini şundan anlayalım ki, yeryüzüne parayı getiren ve kapitalizmayı icad eden kendisi; sonra bu kapitalizma yabancı ellerde terakki etmeye başlayınca ona karşı komünizmayı keşfeden yine kendisi, daha sonra komünizma Rusya'da birlik manzarası belirtince bu defa onu fikirde ve siyasette tepelemek isteyenlerle birleşen yine kendisidir Yahudi kapitalizmasını tek malikiyet halinde isimlendirmek imkansızdır, ama komünizmayı (Karl Marx)ın şahsında, ona en büyük fikir darbesini vuran (spiritüalist) cereyanı da (Henri Bergson)un hüviyetinde teşhis etmek gayet kolaydır Bunların ikisi de baş örnek Yahudi'lerden Böyleyken Yahudi (Marx) Yahudi'yi «çıfıt» diye anarken, Yahudi (Bergson) maddeciliğe «insanoğlunun en büyük dalâleti» yaftasını yakıştırır Biri, en büyük Yahudi icadı kapitalist düzeni, tam buhran ve illet demine geldiği zaman daha illetli bir dünya görüşü ile yıkmaya, böylece beşerî nizamları alt üst etmeye bakar, öbürü de buhran ve illeti tasdik ve fakat şifasını başka yerde tespit ederek yıkıcılığı yıkmaya koyulur, bu arada üçüncü bir Yahudi (Froyd) ise insan ruhunu hiç bir sisteme inanmayacak, bağlamayacak şekilde süflîleştirir İşte Yahudi mimarisi! Birinin yaptığını öbürü bozsa da müşterek gayeleri milletleri ve onların her türlü fikir ve duygu birliklerini bozmaktır İşte bu Yahudi, yüce Müslüman ve ulu Türk Abdülhamîd'in karşısına çıkmış, kendisini göstermeyerek pusuya yatmış ve ta onu düşürünceye kadar her şeyi, Abdülhamîd'in merhameti ve tevekkül sever şahsı da dahil, istismar etmiştir Yahudilerin müesseselerinden bahsettim Evet, bilinen ve bilinmeyenleriyle asıl tahripçi roller Yahudi sevk ve idaresi altında bu müesseselerdedir Onların başında Masonluk, dönmelik, kozmopolitlik, Batı emperyalizminin türlü ajanlıkları, körü körüne Batılılaşma cereyanları, taklit temayülleri, millî kökten soğutma psikolojisi, ahlak bozuculuğu, ruh pörsütücülüğü ve daha neler vardır Sahte inkılaplar onların eseri, ruhî ve iktisadî ihtilaller onların «veled-i zina»larıdır Eserimizin başında Abdülhamîd'i «miftah-anahtar şahsiyet» olarak göstermiş ve ona ait bahsin açmayacağı kapı bırakmayacağını belirtmiştim İşte Abdülhamîd'in şahsiyetindeki derinlik ve genişliği meydana çıkaran en manalı nokta Abdülhamîd Yahudiliği bütün tarihî ve ruhî (misyon-memuri-yet)iyle gördü, tanıdı, onun şerrinden sakınmak için her şeyi yaptı; ve onlardan birçoğunu (Doktor Marko Paşa misali) öz sarayında kıymetlendirdiği halde, birlik olarak kötülük yapmalarına mâni her tedbiri sonuna kadar aldı Her şeyden evvel, Yahudi servet ve nüfuzunun muhafızlığından ibaret ve kardeşlik yaftası altında din ve milliyet yıkıcı bir teşekkül olan dünya çapındaki Masonluk ocağını, Türkiye'de söndürecek derecede sıkı takibe uğrattı, Masonluğun İslâm gözüyle küfürden başka bir şey olmadığı hakkında fetva çıkarttı; ve onu bütün memlekete dinsizlik ocaklarının başı olarak tanıttı Mustafa Reşit, Âli ve Fuat Paşalardan başlayarak, Midhat Paşa, Şinasi, Namık Kemal gibi Yahudi propagandası ile kahramanlaştınlmış tiplerin, hususiyle ilk Mason Padişah ağabeyi Sultan Murad'ın misali onda, bu ocağa ait kıymet hükmünün müşahhas örneklerini yaşatıyor ve Türk vatanının beklediği gerçek kahramanlar adına içini ürpertiyle dolduruyordu Yahudiler Türkiye'de malî, ticarî ve iktisadî sahalarda görünmez şekilde ruhî planı faaliyetlerine zemin yapmış, Abdülhamîd'e karşı her cereyan ve hareketi, edebiyatından, siyaset ve ekonomisine kadar besler ve geliştirirken bir aralık açıktan açığa, müthiş bir siyasî taarruza geçtiler Kendilerine Filistin'de bir yurt istemeye kadar vardılar Tahsin Paşanın hatıralarından takip edelim: «-Sultan Hamid'in "emniyetsizlik" esasından mülhem olan siyaseti Siyonistlik meselesinde pek bariz bir surette tebarüz etmişti Türkiye'de bir Yahudi yurdu tesis etmek öteden beri Siyonist âlemin büyük gayelerinden biriydi Siyonistler bu gayeye vusul için bir kaç defa faaliyete geçmişler ise de hiç birinde muvaffak olamamışlardı Her defasında Sultan Hamid bu yeni hamle ve teşebbüsün maksat ve neticesinden şüphelenerek işi geçiştirmişti Bir aralık İstanbul'a Avusturya Musevilerinden ve Siyonistlerin erkanından bir zat geldi, tercüman Münir Paşayı görerek Kudüs'te bir Musevi yurdu tesisine müsaade istedi Bu müracaat Siyonistler namına icra ediliyor ve işin arkasında meşhur bankerlerden (Roçild) bulunuyordu, Talebin esası şuydu: Filistin'de hükümetin irade edeceği mahalde Musevi köyleri tesis edilecek, hükümet arzu ederse bu köylerde İslâm haneleri de bulunduracaktı Memalik-i ecnebiyyeden bu köylere gelecek olan Yahudiler, Devlet-i aliyenin kavanin ve nizamatına tabi olacaklardı Buna mukabil hükümete Dûyun-i Umumiye meselesinde hizmet ve teshilat arzedeceklerini ve bunun için tahrirî ve muteber teminat da verileceğini söylemişti Gerek bu Viyanalı Musevi'nin şahsen haiz olduğu ehemmiyet ve gerek Düyun-u Umumiye'ye müteallik teklifteki ciddiyet hasebiyle meseleyi Zat-ı Şahane'ye arzettik Bir Cuma selâmlığından sonra Hünkâr o Museviyi kabul etti Viyana'Iı Siyonist meseleyi tafsilatiyle Sultan Hamîd'e izah etti Fakat Sultan Hamîd bunda bir takım mahzurlar gördü, Filistin havalisi esasen Makamat-ı Mukaddese olması dolayısıyla siyasî ihtiraslara zemin olmaktaydı; her sene kilise ve ayin işleri münasebetiyle türlü nizamlar çıkıyor, hükümete daimi baş ağrısı oluyordu Buna bir de Yahudi meselesini ilave etmek, Hünkarın hoşuna gitmedi Viyana'Iı Siyonist bir netice elde edemeyerek memleketine döndü» Başkatip Tahsin Paşa'nın cansız ve anlayışsız bir ifade ve sathî bir görüşle anlattığı meselenin içyüzünü açıklayalım: Yahudiler bugün olduğu gibi; Filistin'i hep beraber oraya göç etmek ve müstakil bir millet olarak yaşamak için değil, yine her tarafa dağılmış ve her tarafın kanını emmeye memur bulundukları halde göstermelik bir hara gibi kullanıp dünya'nın en nazik yerinde işgal edecekleri köprü başlarıyla cihan siyasetine tesir etmeyi hesaplıyorlardı İşte bundan sonraki, pek az kimse tarafından bilinen hakikat şudur ki, Yahudiler Kudüs'e mukabil Düyun-u Umumiye borçlarını silmek teklifinden başka, Sultan'ın servetine muazzam bir servet takdimine hazır olduklarını bildirmişler ve şu cevabı almışlardı: -*Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelse de bütün hazinelerini kucağıma dökse, size Siyonistlik adına Kudüs'ten bir parça yer bile vermem!* Yahudi'ye işte bu gözle bakan Ulu Hakan'ı hal'inden sonra Selânik'de bir Yahudi'nin köşküne hapsedecekler ve daha hazini, ona hal'ini bildiren heyetin içine Yahudilik güdücülerinden birini katacaklardır İşte bugünkü İsrail'in -ki İslâm dünyasının can noktasına oturtulmuş bir kazıktır- teşekkülü yolunda bu ilk ve sureta masum teşebbüsü kökünden reddetmekle ileriyi görmüş ve Türk tarihine mürekkebi güneş harflerle «Büyük Kahraman" diye kaydedilmeye hak kazanmış, böyleyken aynı Yahudi'nin oyununa getirilerek yerin dibine batırılmış Ulu Hakan Abdülhamîd Hân! *(*) Necip Fazıl Kısakürek,* *Ulu Hakan II Abdülhamîd Han adlı eserinden*
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
Cevap : Ulu Hakan II. Abdülhamithan Ve Yahudi/N.F.Kısakürek Kaleminden |
02-17-2009 | #2 |
VANDETTA
|
Cevap : Ulu Hakan II. Abdülhamithan Ve Yahudi/N.F.Kısakürek KalemindenYahudi soykırımı yoktur,soykırım aldatmacası vardır,bunun da kanıtı,ileri düzey yahudilerin hitlere olan desteğidir Abdulhamid gibi devrinin siyasi dehası yıldız sarayından 33 yıl boyunca osmanlıyı ayakta tutmayı oldukça başarılı şekilde başarmıştırOsmanlı devletinin yıkılması Hamid Han'ın tahttan indirilmesinin akabinde gelişmiş,yine siyonist yahudi uşaklarının telkinleriyle bize Sultan Vahdettin dahi hain olarak ezberlettirilmiştir,ben bugün okullarda bana öğretilen herşeyin asparagas düzmece olaylar olduklarını olayların çarpıtılıp,millete tarihini yanlış öğrettiklerini düşünmüşümdür Elini vijdanına koyan herkes Hamid Han'ın hain olmadığına kanaat getirecektir,Hamid Han tahtta iken onu eleştirenler sonrasında gerçeği anlayınca Hamid Han'a özür şiirleri sıralamışlardırO devri yaşayıpta neyin ne olduğunu bilenlerden daha iyi o günleri bilen (!) aydın geçinen uşaklar,halen o ulu hakana hain etileti yapıştırmaya devam ediyor,tek tesellimiz artık yetişmekte olan gençlik neyin ne olduğunu kimin ne-ye hizmet ettiğini görüyor,tahminime göre gökkuşağı'nın yaşı 19 un altında ama tarihe olan ilgisi açtığı konulara yansıyınca uyanan gençliğe bir örnek olarak gözümüzün önüne geliyor,Allah razı olsun
__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar! Tek çare;Din birliğidir |
|