Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Komik Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bekir, deli, hacivat, ile, karagöz, tuzsuz

Karagöz İle Hacivat: Tuzsuz Deli Bekir

Eski 03-19-2021   #1
Mountain

Karagöz İle Hacivat: Tuzsuz Deli Bekir



KARAGÖZ İLE HACİVAT: TUZSUZ DELİ BEKİR
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır Ramazan ayının birinci günüdür
Hacivat: " Ramazan-ı şerifler hayrolsun Karagözüm "
Karagöz: " Sen ne diyorsun Hacivat? Ramazan'la şerif neden kaybolsun? "
Hacivat: " Ramazan-ı şerifler hayrolsun Hayırlı ramazanlar "
Derdi dağlardan büyük olan Karagöz Hacivat'ın ne dediğini yine anlayamaz: " Ramazanların tarlası mı? Ne bileyim nerededir? "
Hacivat: " Yani oruç ayına girdik Karagözüm "
Karagöz: " Hı "
Hacivat: " Oruçlu musun Karagözüm? Gece sahura kalktın mı? "
Karagöz: " Gece sabaha kadar uyuyamadım Bir aralık dalmışım Kötü bir rüya gördüm Adamın biri, beni kesiyordu "
Hacivat: " Hayrolsun diyecektim Ama böyle rüyanın hayrı olmaz ki "
Karagöz: " Hayri'yi rüyanda mı gördün? "
Karagözün hey heylerde olduğunu anlayan Hacivat hey heylere hay hay der geçer
Hacivat: " Karagözüm, rüyanda seni kim kesiyordu? "
Karagöz: " Adamın biri "
Hacivat: De hadi Karagözüm Ağzımdan laf çıkmaz bilirsin "
Karagöz: " Şu Tuzsuz Deli Bekir Rüyama kadar girdi "
Hacivat: " Ne demek rüyama kadar girdi? Gerçek hayatta da mı keskinleri oynadı? "
Karagöz anlatmaya başlar: " Yazın bir ara işsizdim Tuzsuzdan borç almıştım, ödeyemedim İkidir gelir kapıyı tekmeler, açmadım diye kızar bağırır Yolda önüme çıktı, kaçtım, kurtuldum "
Hacivat: " Eee sonra ne oldu? "
Karagöz: " Dün çıkmaz sokakta kıstırdı beni Hani para dedi Bıçağını çıkardı, ileri geri salladı Bir böbrekten, bir ciğerden dedi "
Hacivat: " Elinden nasıl kurtuldun? "
Karagöz: " Yarın söz dedim Paranı vermezsem bildiğin gibi yap dedim "
Hacivat: " O ne dedi? "
Karagöz: " Parça mı olsun, kuşbaşı mı dedi "
Hacivat: " Karagözüm, senin borcun ne kadardı? "
Karagöz borcunu söyler Hacivat, Karagöz'ün borcunu son kuruşuna kadar eline sayar Karagöz buna çok sevinir Daha sonra evinin yolunu tutar Tahmini doğrudur Tuzsuz Deli Bekir, elinde bıçağı, kapının önünde bağırıp çağırmaktadır Karagöz, Bekir Efendi deyip paraları gösterince Tuzsuz bıçaklı elini arkasına saklar: " Vay Karagöz, borcunu getirdin galiba "
Karagöz: " Evet, borcum, al say, hepsi tamamdır "
Tuzsuz parayı sayar: " Evet, tamam, der, borç morç kalmadı "
Karagöz: " Bir daha senden borç almam Bu son olsun "
Tuzsuz: " Vay köfte vay, bir de haklı çıkarsın ha Ben de sana borç verirsem elim bıçak tutamasın " der ve bıçağını çıkarır Karagöz eve kaçar Kapıyı sürgüler Kapının önünde nara atan, tehditler savuran Tuzsuz Deli Bekir daha sonra evin önünden uzaklaşır Böylelikle Karagöz kurtulur


Yazan: Serdar Yıldırım

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Karagöz İle Hacivat: Tuzsuz Deli Bekir

Eski 03-19-2021   #2
Mountain
Varsayılan

Cevap : Karagöz İle Hacivat: Tuzsuz Deli Bekir



KARAGÖZ İLE HACİVAT: MATİZ
Hacivat'ı gece uyku tutmaz Sabah erkenden kalkar, giyinip dışarı çıkar Karagöz'ün evinin kapısını çalar Bir daha çalar Karagöz uykulu gözlerle pencereye çıkar Bakar kapıyı çalan Hacivat'tır: " Hacivat, sabahın seher vakti neden kapıyı çalarsın? " diye sorar
Hacivat: " İn aşağı Karagözüm, yarenlik edelim Ben söyleyeyim, sen dinle Sen söyle ben dinleyeyim "
Karagöz: " De git Hacivat, başka işin yok mu senin? Alırım ayağımın altına "
Hacivat: " Gel aşağı Karagözüm, gece uyku tutmadı "
Karagöz: " Seni uyku tutmadı ama benim uykumu kaçırdın "
Hacivat: " Uykunu mu kaçırdım? Uykun nereye kaçtı? "
" Uykum sana kaçtı, " diyen Karagöz, pencereden Hacivat'ın üstüne atlar Boğuşmaya başlarlar Karagöz'ün elinden kurtulan Hacivat: " Dur Karagözüm, sana bir hesap sorusu sorayım, bilirsen hemen giderim " der
Karagöz: " Sor bakayım, benim hesabım kuvvetlidir "
Hacivat: " iki iki daha kaç eder? "
Karagöz: " Hı "
Hacivat: " Yani ikiyle ikiyi toplasan kaç olur? "
Karagöz: " Kaç mı olur? İkiyle ikiyi toplasan kaç olur? "
Hacivat: " Tamam işte Karagözüm, ben sana soruyorum İkiyle ikiyi topla kaç buldun? "
Karagöz: " İki iki daha şey eder Ya Hacivat, bu soru kolay, daha zorunu sor "
Hacivat: " Sen bunu bil, daha zorunu sorarım "
Karagöz düşünürken, aradan zaman geçer Sağa sola bakınıp bir kurtarıcı ararken, Tuzsuz Deli Bekir çıkagelir Hacivat'tan çok Karagöz'le haşır neşirliği vardır: " Vay Karagöz, arpacık kumrusu gibi ne düşünürsün? Karadeniz'de gemilerin batamaz, kayığın olsa Marmara'da batardı Bilmem anladın mı? "
Karagöz bu matizden oldum olası hoşlanmamıştır Onun olduğu ortamda dut yemiş bülbüle döner Matize korkuyla karışık saygı duyar Her zaman, matizin belindeki bıçak olmasa ben bilirim yapacağımı, der Ama ufaktan da olsa racon kesmeden duramaz: " Ya matiz, Hacivat beni gece rüyasında görmüş Sabah erkenden kapıma üşüştü Soru soracağım, dedi Şimdi sen söyle: İki iki daha kaç eder, ben bilemem mi? "
Matiz: " Bilemezsin Bilirsen seni sokak sokak sırtımda gezdiririm " Der ve belinden bıçağını çıkarır, aha bak şuraya yazıyorum, diyerek çömelip toprağı eşeler
Bunun üzerine Karagöz sadece küçük değil, büyük dilini de yutar Sus pus olur ve gözlerini aşağı indirir İçinden, matiz geldi, beni Hacivat'ın elinden kurtardı ama rezil etmese bari, diye düşünür
Karagöz'ün süngüsünün düştüğünü gören matiz Hacivat'a döner: "Bak Hacivat, ben ilk mektebin birinci sınıfına giderken, sınıfın en tembeliydim Arap hoca bize dua öğretirdi Evde kitaptan iyice çalışın, ezberleyin, gelin İşte şu, şu duaları okutucam, derdi Ben evde tastamam duaları ezberlerdim ama Arap hoca karşıma dikilince duaları unutuverirdim Bana kızardı, bağırırdı Senenin ortasına doğru bu Karagöz bizim sınıfa geldi Arap hoca beni bıraktı, buna yöneldi Karagöz araptan çok azar işitti Üçe gitmedi Daha sonra başka mahalleye taşındılar, bu da araptan kurtuldu Arap hoca tekrar bana döndü Bir sene sonra ben de araptan kurtuldum, dörde gitmedim "
Matiz derin bir iç geçirir, hal ve gidiş böyle Hacivat kardeş Haydi, kalın sağlıcakla, der ve yürüyüp gider Karagöz ile Hacivat ise, az sonra selamlaşıp dostça ayrışırlar

Yazan: Serdar Yıldırım

----------------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: ZAMAN MAKİNESİ
Karagöz bir gün hızlı adımlarla evinden çıkar ve Hacivat'ın evine doğru yürümeye başlar Karagöz çok hırslıdır, gözü hiçbir şeyi görmez Kendisini tanıyıp, selam verenlere bile eyvallah etmez Hışımla gelip, Hacivat'ın evinin kapısını çalar Hacivat kapıyı açar:
" Yavaş ol Karagözüm, kapıyı kıracaksın! Tokmağı görmez misin? Tekmeyle kapı çalınır mı? Evi yıkacaksın Benden korkmaz mısın? "
" Kes! Senden korkmam Sen benden korkar mısın? "
" Aman Karagözüm, korkarım Yeter ki, evimi başıma yıkma"
" Hemen gel, benim evin bahçesine Hani diyordun ya yüz sene sonra ne seni ne beni kimse bilmez, hatırlamaz Onun sağlamasını yapacağız Bakalım doğru mu? "
" Hah hah ha Aman Karagözüm Bırak yüz seneyi, elli altmış sene sonra bile insanlar bizi hatırlamaz Suya yazılan yazı gibi, ağızdan söz uçup gider Kim Hacivat diye, kim Karagöz diye, kim beni ana, kim seni bile "
" Kes! Çekerim senin kulaklarını Kapa kapını, düş peşime "
Gerisin geriye dönüp uzaklaşan Karagöz'ün ardından, Hacivat koşarak zor yetişir: " Karagözüm, nedir benimle derdin? Ben öylesine şakacıktan söylemişimdir Sen esas mı sanırsın? "
" Artık iş çığırından çıktı Sen şakacıktan konuşmadın, ben de esas sandım Elli altmış sene değil, altı yüz altmış sene sonrasına gideceğiz ve o zamanın insanına bizi soracağız Ey ademoğlu, Karagöz ile Hacivat'ı bilir misin, diyeceğiz Yüz kişiden bir kişi bile tanımayan çıkarsa, ben süpürge olayım, yolları süpüreyim "

Karagöz daha sonra Hacivat'ı evinin bahçesine götürür ve kendi icadı zaman makinesini gösterir: " Bak Hacivat, bu benim yaptığım zaman makinesi İkimiz buna binip geleceğe gideceğiz Bakalım Bursa ve Pınarbaşı Meydanı nasılmış? Kaç yüz sene sonra insanlar nasılmış? Bütün bunları öğreneceğiz "
" Aman Karagözüm, bu ne böyle? Tahtadan, tenekeden bir odacık yapmışsın Ama bunun tekerlekleri yok Tekerlekleri olsa bile hani at, hani eşek Bunu ne çekip götürecek? "
" Kes! Zırıltıyı bırak! Tekerleğe ihtiyaç yok, çünkü yürümeyecek Bu makine zaman içinde süzülecek Süzülerek zamandan hızlı gidecek ve zamanın önüne geçecek İstediğim yerde duracak ve o zamanda kalacak Biz de makineden çıkıp geleceği göreceğiz, yaşayacağız "
"Neler diyorsun, Karagözüm? Söylediklerinin yarısını anlamadım İddianı ispat et, benden sana bir tepsi cevizli baklava hediye "
Bunun üzerine Karagöz: " Bir tepsi cevizli baklava mı? Desene ağzım tatlanacak," dedikten sonra zaman makinesinin kapısını açar ve haydi bakalım Hacivat, gir içeri, der
Hacivat içeri girip sandalyeye oturur Karagöz de diğer sandalyeye oturup kapıyı kapatır Ayaklarıyla bisiklet pedalına benzer bir tür pedalı çevirmeye başlar Aracın etrafını bir zaman bulutu kümesi kaplar Karagöz, Bursa Pınarbaşı Meydanı diye bağırır ve pedalı altı yüz altmış defa çevirdikten sonra bırakır Biraz sonra araç Pınarbaşı Meydanı'nda belirir Karagöz ile Hacivat araçtan çıkarlar

Sene 2011 Aralık ayının yirmi dördü Karagöz ile Hacivat'ı meydanın ortasında gören insanlar, onların başına toplanırlar Bir çocuk sevinçle koşarak yanlarına gelir ve geride kalan annesine bağırır: " Anne, koş bak, Karagöz'le Hacivat "
Adamlar, kadınlar, çocuklar, Karagöz ile Hacivat'ın etrafını sarar Duyan gelir, gören gelir Ortalık kalabalıklaşır Karagöz nasılsın? Hacivat nasılsın? diye hal-hatır soranlar çoğunluktadır Sizleri çok seviyoruz, diyenler vardır Karagöz atıp tutturmuş olmanın gönül rahatlığı içinde Hacivat'tan yana döner: " Hani Hacivat, kimse bizi tanımazdı? Ne oldu, gıkın çıkmıyor? Çamura oturdun mu şimdi? "
" Ne desem bilmem ki, Karagözüm Şaşırdım kaldım İnsanlar bunca sene sonra bile beni tanıdılar ya, eee ben de az değilim hani, tanımasalardı şaşardım "
" Vay Hacivat, fırıldak olmuş dönüyorsun! Yaptığın laf kalabalığı İnsanlar seni tanıdılar ama ben varım diye seni tanıdılar Ben olmasam, seni kim bilecek? Önce benim adım anılıyor Ben başroldeyim, sen fagüransın "
" Hah hah ha Ona fagüran değil, figüran derler "
" Ha fagüran, ha fegüran, ne fark eder? Doğrusunu kim bilebilir ki? "

Serdar Yıldırım da, ilk andan itibaren Karagöz ile Hacivat'ın yanındaydı Onların konuşmalarına kulak müşterisi olmuştu Karagöz'ün konuşmasından imla, kelime, söyleyiş hatalarını cımbızla çekip alarak, diliyle şekillendirip, doğrusunu söyleyen Hacivat, Serdar'ın bilerek yaptığı hatayı cımbızladı: " Oğlum, yazıyorsun bari doğrusunu yaz Ona kulak müşterisi değil, kulak misafiri denir "
Aynı anda kadının biri, yanındaki kadına şöyle demektedir: " Üniversiteli gençler galiba Çok güzel rol yapıyorlar Tıpkısının aynısı Karagöz ile Hacivat bunlar "
" Doğru kardeş, belli tiyatro eğitimi almışlar Böyle gerçekmiş gibi rol yapan tiyatrocu az bulunur Broadway yıldızları, bunlara bir bardak su veremez "
Üniversiteli gençler galiba, diyen kadının on yaşındaki oğlu annesinin dediklerine katılmıyordu Annesi, çok güzel rol yapıyorlar, demişti Bakın bu doğru olabilirdi Dünya bir sahnedir dersek, onlar başroldeki aktörlerden ikisiydi Dünya sahnesine çeşitli devirlerde, çeşitli oyuncular önderlik etmişti Önderler, liderlik pozisyonlarını hiçbir zaman kaybetmezler ve yüzyıllar sonra bile, bu özelliklerini sürdürürlerdi Önemli olan, iyilikleriyle, artı değerleriyle hatırlanmaktı İşte Karagöz ile Hacivat: Bu ikiliye kötüdür, fenadır demek kimsenin aklına gelmezdi Her tip insan için, biçilmiş kaftandılar Korkunç zordur, herkes tarafından beğenilmek, takdir edilmek
Annesi son olarak, tıpkısının aynısı, Karagöz ile Hacivat sanki bunlar, demişti Sankiyi aradan çıkartırsak, geriye ne kalır? Gerçekten bunlar Karagöz ile Hacivat olabilir miydi? Çocuk, annesinin elinden kurtulup, Karagöz'ün ağzıyla boğazı arasındaki yeri yani sakalını tutup çekiştirdi Sakal sağlamdı, tutanın elinde kalmıyordu
Çocuk: " Anne, Karagöz'ün sakalı takma değil, " dedi ve diğer eliyle Hacivat'ın sakalını çekiştirdi " Bak anne, Hacivat'ın sakalı da takma değil Bunlar gerçekten Karagöz ile Hacivat, " dediyse de annesinin çatılmış kaşlarıyla karşılaşınca sustu

Serdar daha sonra Karagöz ile Hacivat'ı kalabalıktan kurtararak Muradiye semtine götürdü Oradan Çekirge semtine inecekler ve ikiliye türbelerini ziyaret ettirecekti Yolda Serdar, şu internet kafeye girelim de resimlerinizi görelim ve hayat hikayenizi okuyalım, dedi
Bunun üzerine Karagöz: " İnternet kafe mi? Ne interneti, ne kafesi? Güvercin kafesi filan gibi mi? "
Serdar: " Hayır, güvercin değil, tavşan kafesi Suya yazı yazarsın kalmaz ya internette havaya yazıyorsun kalıyor Cep telefonunla resim çek, koy siteye, foruma, aylar sonra bile silinmez, bozulmaz "
Hacivat: " Cep telefonu mu? O da ne ki? "
Serdar cebinden telefonunu çıkararak: " İşte bu Sende de bundan bir tane olsun, ben burada sen Uludağ'da rahatça konuşup anlaşırız "
" Hiç o kadar uzaktaki iki insan birbiriyle konuşabilir miymiş " diyen Karagöz, Serdar'ın üstüne yürüdü Serdar kaçtı, Karagöz kovaladı Az sonra yorulan Karagöz, Serdar'ın peşini bırakıp bir kenara oturdu ve Hacivat'ın gelmesini beklemeye başladı
Karagöz çabuk sinirlenmişti ama siniri hemen geçti Karagöz ile Hacivat kafede resimlerini görünce gururlandılar, hayat hikayeleri okununca duygulandılar Hayat hikayelerinin son bölümünü okumadan geçen Serdar müthiş ikiliyi hala hayatta olduklarına inandırdı ve türbe ziyaretini kara listeye aldı Onlara tarihsel ve teknolojik bilgi verdi

Serdar daha sonra Karagöz ile Hacivat'ı kapalıçarşıya götürdü ama onları oradaki izdihamda kaybetti Ertesi gün Pınarbaşı'na giden Serdar zaman makinesini göremedi Araç ortada yoktu Karagöz ile Hacivat zaman makinesine binip gitmişler miydi? Yoksa belediye bu nedir deyip aracı çöpe mi atmıştı? Belediye aracı çöpe atmış olsa bile Karagöz ile Hacivat'ı da çöpe atacak hali yoktu Serdar, Bursa sokaklarında çok aramasına karşın, onların izini bulamadı Üzüntüsü doruğa çıkmıştı ki, bu hikayeyi yazıp rahatladı Bu hikayenin Karagöz ile Hacivat'ın hatırlanması, akıllara düşmesi açısından yararlı olacağını düşündü

SON

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.