Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güzel, islamoğlundan, mustafa, sözler

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #16
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



118 Dalkavukluk yağcılığın meslek haline gelmiş olanıdır Müslümanların öncü şahsiyetlerini bekleyen en büyük tehlike etraflarının dalkavuklarla çevrilme tehlikesidir Ne siz başkasının dalkavuğu olunuz ve ne de başkalarının size dalkavukluk yapmasına izin veriniz Eğer biri sizi yüzünüze karşı methedecekse sizin ona iyilik yapıp yapmadığınıza bakınız Eğer iyiliğinizin dokunduğu kimseden gelirse ikram ve övgüyü kabul ediniz, eğer iyiliğinizin dokunmadığı bir kimseden gelmişse Sevgili Nebi'nin tavsiyesiyle "onun yüzüne toprak saçınız" ve o methiyeyi kabul etmeyiniz Bu Allah Rasulü'nün koyduğu nebevi ölçüdür
119 İnsanları mevkilerine, durumlarına göre idare etmekle yağcılığı ve dalkavukluğu birbirine karıştırmayınız İnsanlarla hoş geçinmek ve onların farklı yapı ve yaradılışlarına göre onlara muamele etmek yağcılık ve tabasbus değil akıllılık ve hilim sahibi olmaktır Bu meziyete sahip olamayanların kaderi yalnız yaşamak ve yalnız ölmektir Ne ki herkesten bunu beklemek de abes olur
120 Dostlarınızın hatalarını münasip bir üslupla yüzüne, iyiliklerini ve güzel taraflarını da arkasına söylemeye gayret ediniz Tersini yapan dostuna kötülük yapmış olur Ne ki teşvik ve takdir için olacaksa Allah'tan nefsini şımartmaması niyazıyla iyilikleri yüzüne karşı söylenebilir
121 Topluma mâlolmuş mü'rninleri eleştirirken adil ve mutedil olunuz Onların iyi yanlarının da olduğunu akıldan çıkarmayınız Eleştirinizi şahıslara değil hatalara teksif ediniz Ancak eleştirdiğiniz kişiden başkalarının zarar göreceğinden eminseniz onun adını açıklamanızda bir beis yoktur Çünkü mü'mini maddi ve manevi bir zarara uğramaktan korumak da sizin kardeşlik görevleriniz arasındadır
122 Bir kardeşinizi yüzüne karşı tenkid etmenin edebi, gıyabında onun için dua ve istiğfar etmenizdir Bunu yapabiliyorsanız onu eleştirme hakkını da elde etmişsiniz demektir Böyle yapmak sözünüzün onun üzerindeki etkisini artıracaktır Sözü biz söyleriz, tesirini Allah halkeder
123 Dininize karşı değil ama dünyanıza ve nefsinize karşı yapılanlar karşısında hoşgörülü olunuz Sevgili Efendimiz'in buyurduğu gibi: "Hoşgörülü ol ki hoşgörülesin" Bir hatayla adam asanlardan olmayınız Unutmayınız ki siz de insansınız ve insanlar hata yapan yaratıklardır
124 Mü'mine, Allah'tan daha kahredici (Kahhar) pozlarına bürünmek yakışmaz Tıpkı Allah'tan daha merhametli (Rahim) pozlarına bürünmenin yakışmayacağı gibi Kul bağışlamayı Allah'tan öğrenmeli ve Rasul Aleyhisselam'ın buyurduğu gibi "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmalı"dır
125 Ancak dininize yapılan hakaret ve tecavüzleri hoşgörme hakkına sahip değilsiniz İnsan ancak kendi nefsine yapılan tecavüzü hoşgörebilir Allah adına, Allah'ın dinine yapılan tecavüzü hoşgörmeye kalkmak, haddi aşmaktır
126 İnandığınız değerler, insanlığın değişmez değerleridir Onlara hakaret edildiğini gördüğünüz zaman, gücünüz neye elveriyorsa o şekilde protesto ediniz İnandığı değerlere hakaret edilmesini sineye çeken insan, haysiyet ve şereften yoksun insandır
127 Celadetli olunuz Asrımızın en büyük eksikliği celadet yokluğudur İlim celadetle taçlandığında fazilettir İnandığı değerler uğruna yeri gelince Sokrates gibi baldıran tasını tepesine dikemeyenler, ilimlerinin ve imanlarının namusunu feda etmişlerdir

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #17
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



128 Geçim ehli olunuz Dirliksiz olmayınız Birlikte yaşadığınız insanlar sizinle birlikte olmanın tadına doyamasınlar Onlara "illallah" çektirmeyiniz Sizinle bir müddet birlikte yaşayanlar o anları hayırla yâdetsinler Etrafındaki insanları kırıp geçirenler, ömür boyu dost kıtlığı çekmeye mahkûm olurlar
129 İnsanlarla muamelenizde haşin ve gaddar değil, müşfik ve mülayim olunuz Kahır çekiniz ki kahrınız çekilsin "Sıkıntıya gelemeyen" dünyada yaşamamalıdır Mü'min olmak "sıkıntıya gelememek" değil "sıkıntıya aday olmak"tır İncitmemekten daha önemlisi incinmemektir Bunu becerebilen ancak kâmil bir ahlâka sahip olan insanlardır İncitmemek her kişi kârı, incinmemek ise er kişi kândır
130 Fedakâr ve vefakâr olunuz Mü'minler birarada yaşamaya mecbur ve mahkûmdurlar Birarada yaşamanın olmazsa olmazı "fedakârhk"tır Hiçbir şey bedelsiz değildir Hele dost kazanmak hiç Kardeşini nefsine tercih etmek "îsâr"dır Îsâr sahibi olabilmek, erdemlerin en yücelerindendir
131 Diğergam olunuz, hodgam olmayınız Eğer insanlar inandıkları bir dünyayı rahatlarından, servetlerinden, konforlarından, hayatlarından fedakârlık yapmadan kurabileceklerini düşünüyorlarsa koskoca bir insanlık tarihi onları yalanlayacaktır Batıl ehlinin batıl davası için yaptığı fedakârlığı, hak ehli hak davası için yapamıyorsa zaferden söz etmesi de abes olacaktır Çünkü hayatın en değişmez yasasıdır: "İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır" Kur'an böyle buyurmaktadır Buradaki şart "çalışmak"tır Bir insanın Hak'ta oluşu, yatışına mazeret olamaz Kazananlar, çalışanlar olacaktır
132 Mütecessis olmayınız Israrla Mü'minlerin kusurlarını araştırmak, onları küçük düşürmek için ayıplarını ortaya dökmek, Allah'ın yasakladığı bir davranıştır Mü'min, kardeşinin kusurlarım ortaya döküp onu rezil eden değil, o kusurları düzeltip onu aziz edendir Unutmayınız ki Allah'ın güzel isimlerinden biri de "Settar: Ayıpları örtüp, kapatan "dır Başkalarının açığını yakalamaktan zevk alan tipler marazi tiplerdir Bu tipler kendi kusurlarını örtmek için başkalarının 'daha kusurlu' olduğunu isbat etmeye bayılırlar Öyle olmayınız ve öyle olanlarla dostluk kurmayınız İyi biliniz ki başkalarının kusurları ve yanlışları, sizin meziyet ve doğrularınız olamaz
133 Meclis emanettir, ihanet etmeyiniz Mecliste konuşulanlar arasında hususi olanları sağda-solda satmayınız Nur Suresi 62 ayette belirtilen meclis adabına riayet ediniz Sohbet esnasında girdiğiniz mecliste bulduğunuz en münasip bir yere oturuveriniz Sohbetin akışını bozucu tavırlardan uzak durunuz Sohbetin akışını zedelemeyecekse girerken izin isteyiniz Eğer gösterilmişse, gösterilen yere oturunuz
134 Bir mecliste gündemi iyice kavramadan söze girmeyiniz Meclise gelen ilim ve irfan sahibi, yaşlı ve hasta kişilere yer veriniz Bu bir feragat, dolayısıyla tasadduktur Meclisten izin istemeden kalkmayınız Her mecliste sohbete başlarken Kur'an'dan bir sure ve dua ile başlamayı, bitirirken de istiğfar ile bitirmeyi itiyad haline getiriniz Biliniz ki Nebi Aleyhisselam böyle yapardı Bu, meclisin manevi havasını etkileyecek, unutulan bir sünnet ise ihya edilmiş olacaktır
135 Bu meyanda insanların ızdıraplarına ortak olunuz Hastaları ziyaret ve teselli ediniz İnsanlığımızın, İslamlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmayınız
136 Yürek avcısı olunuz İnsanlar zor zamanlarda yapılan iyilikleri unutmazlar Böylesi hassas zamanlan kollayınız ve gönüllerde kendinize yer ayırınız Yetimleri, öksüzleri, garipleri, dulları ve kimsesizleri görüp gözetiniz Unutmayınız ki her toplumda bu zümreler İslam'ın doğal müttefikidirler Ve yine unutmayınız ki içinde yaşadığımız toplumdaki mustaz'aflan korumak, inancımızın bize yüklediği bir görevdir
137 İçinde yaşadığınız toplumda ezilen insanların sözcüsü ve gözcüsü olunuz Onları dinin değişmez değerleriyle motive ediniz Dertlerini dinleyip sofranızı onlarla paylaşınız Sürekli toplumun varlıklı kesimlerine hürmet etmek, yoksulla varsıl arasında saygı ve hürmette ayrıcalık yapmak, Allah'ın nefret ettiği tavırlardır Bunu "hizmet", "dâvâ" vs gibi bahanelerle dahi olsa yapmayınız Bunu yapmak "Yahudileşmek"tir Bu iğrenç davranıştan şeytandan kaçar gibi kaçınınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #18
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Adalet *
138 Adil olunuz Adalet hükmün ve yönetmenin ruhudur Gerek nefsin, gerek dostun, gerek düşmanın hakkında hüküm verirken şiarınız "adalet" olsun Adil olma vasfını yitiren emniyet ve güvenilirliğini yitirmiştir Bunları yitiren ise sadece ismen "mü'min"dir
139 Adil olmak hikmeti gerektirir Karşıtı zulümdür Zulüm bir şeyi yerinden etmektir Hikmetse bir şeyi yerine koymaktır, İnsanlar adaletsizliği, daha çok sevdiklerine ve kızdıklarına karşı yaparlar Sevdikleri zaman onun hatalarını görmez, göremez ve tabiatıyla düzeltemezler Kızdıkları zaman da o kimsenin iyi taraflarını görmezler, göremezler ve dolayısıyla örnek alamazlar Her ikisi de adaletsizliktir, dengesizliktir Gözü kör eden bir sevgi ya da nefret, sahibi için onmaz bir felakettir
140 Kimliği ne olursa olsun mazlumu savunmayı hayatınızın en değişmez şiarları arasına yerleştiriniz Adalet tutkunuz, itidal düsturunuz, hakikat taassubunuz, zulüm düşmanınız, zalim hasmınız olsun
141 İlle de zalim ve mazlum olmak gibi iki seçenekten birine zorlanmışsamz zalim olmayı değil mazlum olmayı seçiniz "Bizden" gerekçesiyle zalimi savunup zulmü onaylamayınız, isterse kardeşiniz olsun "Onlardan" gerekçesiyle zulme duyarsız kalmayınız, isterse düşmanınız olsun
142 Elinizin altındakilere karşı âdil olunuz Patronsanız adalet servetinizin temeli, rnalikseniz adalet mülkünüzün temeli, aile reisiyseniz adalet ailenizin temeli, imamsanız adalet cemaatinizin temelidir
143 "Zalimse de mazlumsa da kardeşinize yardımcı olunuz" Mazluma yardımcı olmak ona yapılan zulme engel olmaktır Zulmeden kardeşiniz ise ona nasıl yardımcı olursunuz? Elbette onun zulmüne engel olarak Bu, kardeşlik görevinizdir
144 Zulme seyirci ve sessiz kalmak Peygamber diliyle "şeytan" olmaktır, hem de "dilsiz şeytan" Dilsiz şeytan olmaya rıza göstermeyiniz Unutmayınız ki zaruret halinde İslam haddi aşmadan içki içmeye de, domuz eti yemeye de ruhsat vermiştir Ama zaruret halinde zulme izin vermemiştir "Devletin bekası için" işkenceyi mazur gösterenler, Allah'ın gazabına uğrarlar Allah bir kutsi hadiste "Zulmü kendime bile haram ettim" buyurmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #19
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Müslüman ve Çevre *
145 Kötü çevreden yılandan sakınır gibi sakınınız Unutmayınız ki kötü çevre, engerek yılanından daha beter zehirler
146 İnsan hayatı her zaman sakin değildir Bazen bu denizde fırtınalar kopar Böylesi durumlarda size, sığınılacak bir liman olacak dostlar edininiz Öyle dostlar ki? düştüğünüzde kaldıracak, tökezlediğinizde tutacak ve hatta dizleriniz tutmaz olduğunda sırtına alacak
147 Bireysel saldırıya bireysel savunma yapabilirsiniz Ancak toplumsal saldırıya karşı bireysel savunma işlemez Toplumsal savunma yapabilmek için karşı-toplum oluşturmak zorundasınız Caddelerin, yığınların ruhunuzun üzerindeki olumsuz etkisinden arınmak için, vizesiz, pasaportsuz kendinizi kaldırıp atacağınız gönül okyanusları tedarik ediniz
148 Müslüman girdiği çevreye uyan değil, girdiği çevreyi inancına uydurandır Bu anlamda etken ve etkin insandır Eğer etken olabiliyorsanız, imanınız iktidarda demektir
149 Kötülüğü yaşayarak öğrenmeye kalkmayınız Bu, ölümü denemeye benzer "Bir kez ölümü deneyeyim, eğer hoşuma gitmezse bir daha ölmem" diyemezsiniz Günah denenmez Herkes için kötü olan, sizin için de kötüdür Kötünün ve iyinin belirlenmesinde Allah'a itimadınız tam olsun Zaten iman da bu değil midir?
150 Sadece insanî değil tabiî çevrenize de ihtimam gösteriniz Biliniz ki tabiatla aynı dine mensupsunuz Onlar şuursuz din kardeşlerinizdir Bir ağacı keserek kıyamına, gereksiz yere zararsız bir hayvanı telef ederek rükuuna, bir bardak suyu israf ederek secdesine engel olmayınız Doğal çevre Allah'ın size emanetidir, ona ihanet emeyiniz
151 Dünyadaki tüm rezervler gerçek bir "rızık"tır Rızkınızı kesbetmek helal, israf etmek haramdır Irmak kıyısında abdest alırken dahi suyu israf etmemeyi öğütleyen bir din olan İslam'ın bu hassasiyetinin dünyevi hikmeti, tüm nüfusu yaklaşık 80 milyon olan 1400 yıl önceki dünyada bilinemezdi Bu hikmet günümüzde olanca çıplaklığıyla kendini göstermektedir Öyle ki, parasını ödeyerek dahi olsa, bir İstanbullu'nun israf ettiği bir kova su, bir başka ailenin hakkına tecavüz olabilmekte, dolayısıyla israfın haramlığının hikmeti hayatımızda tecelli etmektedir

152 İradeli olunuz Biliniz ki nefsin, heva ve heveslerinin dizginidir irade İradesine sahip olamayanlar, heva ve heveslerinin kulu, arzu ve tutkularının esiri olurlar Tutkularınız bileğinize kelepçe, boynunuza zincir, ayağınıza prangadır
153 Hiçbir şeyin tiryakisi olmamaya dikkat edinizTüm tiryakilikler ve "koliklikler" birer tutkudur İradeyi zaafa uğratırlar Bazı şeyleri kullansanız dahi tiryakisi olmamaya özen gösteriniz Tiryakilik, kişiyi tiryakisi olduğu şey konusunda irade zaafiyetine götürür Tutkuya dönüşen her heva kısa zamanda "ilah"laşır Kur'an'ın "hevasını tanrı edineni görmedin mi?" buyurduğu gibi o da tutkusunu tanrı edinir
154 Mütereddit ve şüpheci olmayınız Hele hele kişinin inandığı değerlerde tereddüt etmesi bir akide zaafıdır Kötü karar her zaman kararsızlıktan iyidir Bir iş yapmaya azmetmişsen "Allah de, gerisini bırak" Yine Kur'an'ın dediği gibi "Bir işe azmettinse Allah'a dayan ve yürü" "Allah kuluna yetmez mi?" Hz Ali'nin dediği gibi; "sen değil dağlar sallansın", sallandı da Çünkü vahiy gibi dağlan toz-duman eden bir ilahî sorumluluk insan olarak senin omuzlarındadır
155 "Gevşemeyiniz, üzülmeyiniz Eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstünsünüz" Eğer doğru olduğundan eminseniz "bismillah" deyip yürüyünüz Arkanızdan kimlerin gelip-gelmediği önemli değil Hz İbn Mes'ud'un dediği gibi "cemaat, hak üzere olandır, isterse bir kişi olsun"
156 Ahde vefa gösteriniz Kaça mâlolursa olsun verdiğiniz sözü bozmayınız, bozacağınız sözü vermeyiniz Ashabına karşı çok şefkatli olan Nebi'nin tavırlarını hatırlayınız Hudeybiye'yi ve Ebu Cendel'i hatırlayınız O, kendi aleyhine de olsa anlaşma maddelerinden birini teşkil eden bir ahdi orada uygulamış, içi kanaya kanaya sözünü yerine getirmişti Oysaki o söz, bir müşriğe verilmişti Kur'an'da mü'minlerin özellikleri anılırken Rabbimiz "onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler" buyurmaktadır
157 İnsaflı olunuz, zira "insaf dinin yarısıdır" Unutmayınız ki insaflı olmayana insaflı olunmaz, merhamet etmeyene de merhamet olunmaz İnsafı elden bırakanlar, mazlumken zalim konumuna düşebilirler Nebi'nin tavsiyesi gereği "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak" istiyorsak, Rahman ve Rahim sıfatlan bizde de tecelli etmeli
158 Kızdığınız zaman kendinize hakim olunuz Allah Rasulü'nün buyurduğu gibi: "hasmını yenen pehlivan, kızdığı zaman nefsine hakim olandır" Gazap ve sinir bastığı zaman bu iki ateşi abdest ve namazla söndürünüz Unutmayınız ki gazapda Allah'ın derecesine ulaşamazsınız, o halde Allah'ı kızdırmaktan korkunuz Onunla her alanda olduğu gibi gazap konusunda da ayaklaşılamayacağını aklınızdan çıkarmayınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #20
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



159 Bir mü'minin size karşı yaptığı hatayı küçük, sizin başkalarına karşı yaptığınız hatayı büyük görünüz Başkalarının size yaptığı iyiliği büyük, sizin başkalarına yaptığınız iyiliği küçük görünüz Bu meziyettir Şeytanın dürbünü vardır Kardeşiniz size karşı bir hata yaparsa ya da siz başkalarına ikram yaparsanız, şeytan dürbününün büyülten tarafını gözünüze dayar Yok eğer kardeşiniz size bir iyilik yapmış ya da siz ona karşı bir hata yapmışsanız, bu kez şeytan dürbünü ters çevirip küçülten tarafını gözünüze dayar ki senin karşı tarafa yaptığın hatayı ya da karşı tarafın sana yaptığı ikramı küçük göstersin
160 Şeytanın dürbününü aradan kaldırınız Olaylara en azından çıplak gözle bakmayı deneyiniz O zaman vardığınız sonuçların ve hükümlerin abartılı olduğunu hayretle göreceksiniz
161 Faal olunuz Uyuşuk ve pısırık olmayınız İyi biliniz ki tarihi, kalabalıklar değil, her toplumun içinden çıkan faal ve çalışkan insanlar yazmaktadır Siz de insanlık tarihi içerisindeki rolünüzü Yaratıcınızın sizin için yazdığı senaryoya uygun olarak oynayınız
162 Edilgen değil etken olunuz İslami olmayan ortamlarda etken olamıyorsanız hiç olmazsa yalıtkan olunuz Unutmayınız ki Müslüman, içine girdiği ortama uyan değil, ortamı kendi inancına uydurandır
163 Allah için bir hizmet verileceği zaman ilk atılan gönüllü siz olunuz Ancak ödül dağıtılacağı zaman, hediye verileceği zaman ilk atılan siz olmayınız Rableri için çalışanlar, O'nun katında en güzel ödül ile ödüllendirileceklerinden emin olmalıdırlar
164 Niteliksiz ve sıradan olmayınız Kalifiye ve mütehassıs olunuz Alanınızda ikinciliğe razı olmayınız Hep arayan biri değil 'aranan' biri olunuz İhtisasa hürmet ediniz ki başkaları da sizin ihtisasınıza hürmet etsin İhtisasa hürmet İslami bir şiardır
165 Yaptığınız işin en iyisini biliniz ve iyisini yapınız Müslüman kimliğiniz işinize, eşinize, aşınıza özetle herşeyinize yansımalıdır Herkesin hobisi, özel zevki olabilir Herkes ayrı bir şeyden hazzedebilir Ancak mü'minin hobisi, özel zevki, insana hizmet olmalıdır
166 Hiçbir alanda ikinciliğe razı olmayınız Müslümana yakışan meşru her alanda birinci olmaktır Mesleğinizi öyle iyi icra ediniz ki, inancınızın düşmanları dahi "galiba bu mesleği iyi icra edebilmek için onun gibi inanmam gerek" desin
167 İnancınıza küfredilen, dalga geçilen yerlerde durmayınız Allah'ın kitabında belirttiği gibi o meclisi protesto ediniz Siz de başkalarının inancına küfretmeyiniz İnsanlar ya dinde kardeşiniz, ya insanlıkta eşinizdir Dinde kardeşiniz olanla akide ve insaniyet gibi iki bağınız, olmayanla yalnızca insaniyet bağınız vardır Bu bağlar muhteremdir Bunların ihtiramına riayet ediniz Akidenizin düşmanları dahi sizin insaniyetinize laf atamasın ve takdir etmek zorunda kalsın
168 İnsan olmak ayıp değildir; melek olmaya çalışmayınız Aslolan hata yapmamak değil, hatada ısrar etmemektir Hatayı itiraf erdemdir Hiç bir hata, hatayı savunmaktan daha büyük olamaz Şeytanı şeytan eden hatası değil, hatasını savunmasıydı
169 Kötü alışkanlıklardan, sizi hafif düşürecek, imanınızın vakarını zedeleyecek sulu davranışlardan uzak durunuz Müslüman toplumda saygı uyandıran insandır
Asabiyet *
170 Asabiyet dahimizin bulunmadığı bir özelliğe dayanarak üstünlük iddia etmektir Irk asabiyetine ırkçılık, ulus asabiyetine milliyetçilik, kabile asabiyetine kabilecilik, devlet asabiyetine devletçilik, toprak asabiyetine toprakçılık denilir Bunlar ne övünülecek, ne yerinilecek şeylerdir Bir vatanda dünyaya gelmeyi, bir dili konuşmayı, bir ırka, bir kabileye, bir soya mensup olmayı kişinin kendisi seçmez Kişinin seçiminde söz hakkı olmayan bir şeyle övünmesi ise ahmaklıktır
171 Efendimiz Aleyhisselam "Kim asabiyete çağırırsa, o bizden değildir" buyurmaktadır Taassup gözü kör, kulağı sağır, düşünceyi felç, imanı tahrif eder
172 Meşru olmayan taassup adaletin düşmanıdır Mutaassıp, âdil ve mutedil olamaz Çünkü taassubun kendisi bir aşırılıktır, zulümdür
173 Allah ve Rasulü dışındaki herhangi bir kimseye meşru sınırlar içerisinde itaat ve bağlılık elbette taassup olarak adlandırılamaz Ancak bu bağlılık "akıllı itaat" değil de "körü körüne itaat" ise, o zaman taassup kapısı açılmış demektir Öndekinin ayağı kayıp yere düşse, onun ardındaki körü körüne itaat edenler, secdeye kapandı diyerek kendilerini kaldırıp yere atarlar Halbuki onlara düşen "düşme"yi "secde etme" olarak yorumlamak değil, düşeni tutup kaldırmaktır
174 Taassuptan kaçınma adına İtikadı hünsa olmayınız Dini hissiyatı hem özünüzde, hem toplumunuzda diri tutmaya çaba gösteriniz "İman ettim" demek "mutlu oldum" demektir Çünkü İslam mutluluğun öbür adıdır Onun tüm kuralları insanın ebedi saadetini temin içindir O halde bu mutluluğu yaygınlaştırınız İslam'ın sınırlarını çiğnemeyi, insanın mutluluğuna doğrulan bir tecavüz biliniz Bu tecavüzü önlemek, insanı sevmek, onun mutlu olmasını yürekten istemek demektir Bu nedenle Allah'ın emir ve nehiylerinin şahsınızda, toplumunuzda yaygınlaşmasına ve ikamesine çalışınız
175 Yobazlıkla dindarlığı birbirine karıştırmayınız Allah'ın hudutlarının çiğnenmesine göz yummayınız Bu bir iman zaafıdır ki sonu nifaka çıkar Küfrün ekmeğine yağ sürecek hiçbir şey yapmayınız ki insanın mutluluğuna bir darbe de siz vurmuş olursunuz
176 Hakkı haykıranları küçümseyici ve horlayıcı tavırlara girmeyiniz Zor zamanlarda hakkı haykıran Allah erlerini "hızlılık" ve "aşırılık"la suçlamak çok ucuz ve iğrenç bir savunma yöntemidir Elbet bu yolda, yürüyenlere göre koşanlar, oturanlara göre yürüyenler 'hızlı' olarak adlandırılacaktır Koşanları "hızlı" ya da "aşın" olmakla suçlamak, yatanların ya da oturanların kendi suçlarına kılıf bulmak için icad ettikleri bir ucuz savunma yöntemidir
177 Tek taassubunuz olsun: Hakikat Nefsinizin hoşuna gitmese de haktan, haklıdan ve hakikatten yana olunuz Eğer hakkı desteklemekle birileri size düşman olacaksa varsın olsun Unutmayınız ki insanlık tarihi haktan yana olanlarla, batıldan yana olanların birbirlerine dost olduğuna birkez bile şahid olmamıştır Hakla batılı aynı bünyede barındırmak istemenin dini literatürdeki adı "şirk"tir, bunu iyi biliniz
178 Hakkı savunmanın, haklıdan yana olmanın bir bedeli olduğunu, hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız Batılı savunmanın bile bir bedeli varken hakkı savunmanın bir bedeli olmasın mı? Hiç bir hakikat yoktur ki onu savunmak savunana külfet getirmesin Eğer hakkı savunuyorsanız tarih boyunca olduğu gibi bunun bir bedeli olduğunu, yeri gelince bu bedeli ödemekten geri durmamanız gerekliğini unutmayınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #21
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* İnfak *
179 İnfak ediniz Kur'an, iman ve namaz'dan sonra üçüncü olarak infakı sayar Allah insanları mallarıyla ve canlarıyla sınamaktadır Mal sınavını geçemeyenler, can sınavına girmeye hak kazanamayacaklardır Tıpkı Kabil gibi O, mal sınavını veremedi ve kaybetti Habil ise mal sınavını verince can sınavına girdi ve onu da kazanarak "şehadetname"sini aldı
180 İnfak Kur'an'da Allah için vermenin genel adıdır, înfakın farz olanına zekat, nafile olanına tasadduk denilir
181 Verebildiğiniz şey sizindir Çünkü insan ancak sahibi olduğu şeyi verebilir Eğer veremi-yorsan sen malın değil, mal senin sahibindir İslam'ın hakim olduğu toplumda mü'minler kırkta bir zekat vermekle yetinebilirler Ancak İslam'ın mahkum olduğu toplumlarda bir varlıklı Müslüman sadece kırkta bir zekatını vermekle yetinmemelidir Sahabe kırkta bir zekata "Zekatu'1-Bahil: cimrinin zekatı" derlermiş İslam'ın tüm yükünü mü'minlerin omuzladığı böylesi zor zamanlarda mü'minler içerisinden Asr-ı Saadet insanı gibi beşte bir, hatta Ka'b b Malik ve diğer bazı sahabiler gibi ikide bir verebilenler çoğalmalıdır
182 İnfak edince azalacağını zannetmeyiniz Allah için verdiğinin şuurunda olan, Allah'ın karşılığını kat kat vereceğini de bilir
183 Kur'an'da iman ve namazdan sonra infak zikredilir Kur'an infaktan o kadar çok söz eder ki, "vahiy insana Allah yoluna vermeyi öğretmek için gelmiştir" dense yeridir İnfak, kişinin Allah'ı kazancına ortak etmesidir Geliri artırmanın en kesin ve akıllı yolu Allah yolunda harcamaktır Allah yolunda harcamak, eksiltmek değil çoğaltmaktır; deneyebilirsiniz
184 Bollukta da veriniz darlıkta da Hatta, işini bilenler, asıl muhtaç oldukları zaman infak ederler Vermek için zengin olmayı bekleyenler hiç veremeyecekler demektir Yokluk sırasında veremeyenler varlıkta hiç veremezler Hem, vermenin artırdığına inananlar en muhtaç oldukları zamanda verirler Bilir ve inanırlar ki, verdikleri kendilerine kat kat iade edilecektir,
185 Denge, yaratılışın sırrıdır Denge, mahlukatın tâbî olduğu en büyük kanundur Denge, sünnetullahtır Kâinat ilâhi bir denge üzerinde hareket etmektedir
186 Duygu, düşünce ve eylem dengesini bozmayınız Dengesizliğin kozmik karşılığı kıyamettir Ferdi dengesizlik ferdin kıyametini, sosyal dengesizlik toplumun kıyametini getirir
187 Hepiniz Müslüman olarak Allah'ın "Selam" isminin bir tecellisi olarak yaradılışın kanunu kıldığı dengeyi korumakla görevlisiniz Tarih, dengeyi bozanlarla dengeyi korumak isteyenler arasındaki ölümsüz mücadelenin adıdır Peygamberler, İlahi dengeyi tavır ve davranışlarıyla sembolleştiren ideal örneklerdir Kitaplar, denge öğretisinin İlahi metinleridir
188 Evrensel olanla bölgesel olan arasındaki hassas dengeyi koruyunuz Bölgenizde olup bitenlerle ilgilendiğiniz gibi üzerinde yaşadığınız ve size emanet edilen dünyada neler olup bittiğiyle de ilgileniniz
189 Aynen bunun gibi güncel olanla olmayan arasındaki dengeyi de koruyunuz Günlük hadiseleri yorumlarken güncelin etkisinde kalarak değil, o hadiselerle, zamanın ve zeminin değişmesiyle değişmeyen sosyal, siyasal ve evrensel kanunlar arasındaki ilişkiyi bularak sonuca gidiniz Bunun için de iki şeyi çok iyi biliniz: I) Özel ve genel tarihinizi, II) Sünnetullah dediğimiz evrensel yasaları
* Maişet *
191 Ne kadar varlıklı olursanız olunuz yine de bir meslek ve zenaatiniz olsun Hele memursanız bunu boynunuza bir borç biliniz Ve yine biliniz ki "cici efendiler" sizi birgün yarı yolda bırakabilirler İşte o zaman rızık korkusuna, ekmek kaygusuna düşmezsiniz
192 Aldığınız sürece kalınız, vermeye başladığınızda terkediniz Oraları "rızkın dar kapısı" kabul ediniz Verdiğiniz taviz, aldığınız maaşı kat kat katlıyorsa siz zarar ediyorsunuz demektir
193 İslami olmayan ortamlarda diken üstünde oturur gibi oturunuz Akidenizle çatışan bir göreve ucunda hazine olsa iltifat etmeyiniz Unutmayınız ki imanı vererek yapacağınız bir alışverişten mutlak iflas ile çıkarsınız
194 Üzerinize aldığınız bir görevi mii'minin şanına yaraşır bir biçimde yerine getiriniz Değil dostlarınızı düşmanlarınızı dahi kendinize gıbta ettiriniz İşinizi ciddiye alınız Unutmayınız ki işini ciddiye almayanı kimse ciddiye almaz
195 Yaptığınız işin hakkını veriniz Şahsi menfaatiniz için inancınıza laf getirmeyiniz İzzetini ilk savunacağınız ve koruyacağınız şey nefsiniz değil dininiz olmalıdır Töhmet makamında bulunmayınız Bazı şeyler 'liaynihi' yasak olmamakla birlikte töhmete vesile olacağı için ligayrihi' yasak olurlar Bazı şeyler de vardır ki eskilerin deyimiyle "şüyuu vukuundan beter"dir Yani duyulması o şeyin gerçekleşmesinden daha kötü sonuçlara yol açar Böylesi bir duruma düşmekten sakınınız
196 Hayatın dağdağası altında imanınızı ezdirmeyiniz Gündelik sorunların eline imanınızı vermeyiniz Aksine gündelik sorunlarınızı imanınızın eline veriniz, korun üstündeki kar gibi eridiğini göreceksiniz

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #22
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



197 Hayatın elemleri ve çilelerine karşı dayanıklı olunuz Unutmayınız ki "irade/hilafet" emanetini dağlar, yerler ve gökler reddederek insan kabul etmiştir O halde "sen değil dağlar sallansın"
198 Bir Arap kelam-ı kibarında: "Men amene bi'l-Kader/ Emine mine'l-keder: Kadere iman eden/ Kederden emin olur" denilir Kadere iman etmek demek, tesadüfü inkar etmek demektir Kader ölçüdür, İlahi ölçü Bu ölçünün dışında hiçbir şey gerçekleşmez Bu inanç düdüklü tencerenin düdüğüne benzer İçi alev alev kaynasa da patlamaz İşte mü'minin farkı buradadır
199 Hayatın acıları karşısında pes etmeyiniz İyi biliniz ki hiç bir acı sonsuz değildir Çektiğiniz ıstıraptan kaburga kemiklerinizin erir gibi olduğunu görseniz bile Hak dostunun şu manzumede ifadesini bulan tavrını sergileyiniz:
"Kara gün kararıp kalmaz
Dayan Allah de Allah de
Hangi akşam sabah olmaz
İnan, Allah de Allah de"
200 Hayatın acılarından ders çıkarmaya bakınız İnsanları sevinçler değil kederler eğitir İnsanın başına gelen hadiseler birer "İlahi mesaj", birer "ayet"tir Onları doğru okumaya çalışınız "Allah bu olay içerisinde bana hangi mesajı iletti?" diye sorunuz kendi kendinize Unutmayınız ki acı ilaç içmeden tatlı şifa bulunmaz
201 Izdırap, kömürü elmas eder Hayatta hiç sıkıntı çekmeyen insan, firavunun sünnetine tabidir Keçe dövüldükçe sertleşir, samur kürk kamçı yedikçe güzelleşir Başına hiçbir sıkıntı gelmeyen mü'min Allah'ın kendisini unuttuğundan korkmalıdır Mü'min ve Zaman
202 Verdiğiniz sözden caymayınız, cayacağınız sözü vermeyiniz İyi biliniz ki "el-Va'du ke'ddeyn: Vaad, borç gibidir" Vaadinden cayan, borcunu ödemeyen gibidir Bu nifak alametidir Zaten münafık da emin olma vasfını kaybeden insan değil midir?
203 Randevularınıza ihtimam gösteriniz Randevuya geç gelmek, saat verilmiş bir buluşmayı ve toplantıyı geciktirmek çağın insanının tabiatı halini almıştır Sözünde duranların zarara uğradığı bir eyleme zulüm karışmış demektir Bu hastalığın insanlar arasında meleke halini alması sadakatin değil 'yalan'ın teşvik görmesi anlamına gelir
204 Vakit hayattır Zamana kıyan kendisine kıyar Kendi vaktinizi öldürmeye bile hakkınız yokken başkasının vaktinin katili olmaya nasıl hakkınız olabilir? Vakit, ibadetlerin imamesi olan namazın şartlarından biridir Her namaz vakti Allah'ın verdiği bir randevudur Bununla Rabbimiz bize zaman şuuru kazandırmaktadır Zaman şuuru, zamanın farkında olmak, onun değerini bilmek ve israf etmemek, onu yerli yerinde kullanmaktır Zaman, insana verilen en kıymetli "rızık"tir Her rızık gibi mahduttur ve hesabı sorulacaktır
205 Saat kullanınız Saati kolunuzda bir süs gibi değil size yaşadığınızı duyumsatan, öleceğinizi hatırlatan, her saniye kapınızı çalan bir zaman habercisi gibi kullanınız Günlük planınızı • yaparken dakikalarla konuşunuz Gerçekte gece ve gündüzün birbiri ardınca gelişinin, ayın geçirdiği evrelerin, yılın mevsimlerinin insana vermek istediği şuur "zaman şuuru"dur Her gün, insana ölüp yeniden dirileceğini haber verir Her doğan yeni ay, insana ölüp dirileceğini haber verir Yazı ve kışı, baharı ve güzüyle her yıl insana hayatın da mevsimleri olduğunu haber verir Bunlar zaman üzerine yazılmış kevni ayetlerdir
206 Bir de Kur'anî ayetler var: "vel'asr: zamana yemin olsun", "velleyl: geceye yemin olsun ", "vennehar: gündüze yemin olsun", "vedduha: kuşluğa yemin olsun ", "velfecr: fecre yemin olsun", "veşşefak: şafağa yemin olsun", "vessubh: sabaha yemin olsun" Bütün bu ilahi yeminler en büyük nimetlerden biri olan zamana çekilen dikkattir Allah'ın bunca dikkat çektiği şeyi önemsememek ise gafletin ta kendisidir
207 Bir görevi yapmaya "zaman bulamadım" mazeretini ileri sürenlerin ilk dikkat edecekleri nokta zamanı israf edip etmedikleridir İsraf edilen herşey gibi zaman da israf ediliyorsa bereketi kaldırılır Birşeyden ki bereket kaldırılmışsa, bir saatlik işi bir günde yapar, adınızı da çalışkan koyarsınız Aslında ziyandasınız da farkında değilsinizdir Dahası zamanınızın bereketi alınmıştır Biliyorsunuz her nimet "şükredildiğinde artırılır" Allah'ın iki ismidir "Gâbıd: daraltan" ve "Basit : genişleten" Zamanınızı da daraltır ve genişletir
208 Zamanın hakkını veren insanların küçücük bir ömre kocaman şeyler sığdırdığım hayretle görürsünüz Bunun sun işte burada yatmaktadır
209 Batı medeniyeti "akşamcıdır" İnsanları gece yarısı yatırıp kuşluk vakti kaldırır İslam medeniyeti ise "sabahçıdır", seher medeniyetidir
210 Müslüman güneşi üzerine doğdurmaz, aksine güneşin üzerine kendisi doğar Bilir ki "güneşi üzerine doğduranın o günü ölmüştür" Bu ölüş, zamanın bereketinin alınması anlamındadır Gecenin koynuna kabre girer gibi girer Gecesi güzel olanın gündüzü de güzel olacaktır Gündüzle gece, dünya ile ahiretin 24 saat içerisindeki tecellisidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #23
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Hak *
211 Nasıl ki zamanın hakkını vermeyen zaman yetmezliğiyle cezalandırılırca, insanın hakkına riayet etmeyen de dünyada insansızlıkla, ukbada ateşle cezalandırılır Kul hakkına riayet aynı zamanda insan emeğine saygıdır Sadece başkalarının sahip olduğu mala tecavüz değil başkalarının zamanına, kişiliğine, şeref ve haysiyetine, soluyup kokladığı havaya tecavüz de kul hakkını ihlaldir Örneğin kapalı mekanda içilen sigara, içine girdiğiniz topluluğu rahatsız eden kötü bir koku da kul hakkına tecavüzdür
212 Kul hakkını korumak gibi, hayvan, doğa, bitki ve hatta eşya hakkını korumak da mü'minliğin şiarındandır Hz Nebi "yoldaki bir engeli kaldırmayı" dahi imanın bir birimi saymış, kurbanlık hayvanlara belli bir yaş standardı getirerek hayvanların dahi hayat hakkını muhafaza etmiştir
213 Hak kavramı bir mü'min için çok şey ifade eder Yetim, öksüz, dul, fakir, komşu, akraba, arkadaş hakkı, yenilmiş ekmek, içilmiş su hakkı olduğu gibi, sevginin ve nefretin, dostluğun ve düşmanlığın da birer hakkı vardır Sahibi olduğun canın, sıhhatin, gözün, kulağın, dilin, dudağın da hakkı vardır
214 Aynen bunun gibi, her mesleğin ve işin de birer hakkı vardır Bir demirci işlediği demire hakkını, bir tabib muayenenin hakkını, bir alim ilminin hakkını, bir yazar kaleminin hakkını, bir çizer sanatının hakkını vermelidir Tabi her Müslüman imanının, İslamının ve namazının hakkını vermek zorundadır Tıpkı kazandığı paranın hakkını vermek zorunda olduğu gibi
215 Paranın hakkı meşru yoldan kazanılıp meşru yere harcanmaktır
* Mü'min ve Para *
216 Para ve kadınla sınanmak sınavların en çetinidir Şehvet/dünyaya düşkünlük çağdaş insanın yumuşak karnıdır Cihad meydanlarında sırtı yere gelmeyen nice yiğitler, paraya yenik düşmüşlerdir Yokluk sınavında takdir alan birçok arkadaşımız, varlık sınavında sınıfta kalmışlardır Çünkü varlığa sabretmek yokluğa sabretmekten daha zordur Yokluğa sabretmek her kişi, varlığa sabretmek er kişi kândır
217 Parasal ilişkiler, çağdaş beşeri münasebetlerin baraj dersidir Bu dersten kalanlar diğer tüm derslerden geçseler de beşeri münasebetler açısından sınıfta kalmış sayılırlar Çoğu zaman parasal ilişkiler insanların gerçek ayarını ortaya çıkaran mihenk taşı olmaktadır
218 İhlas ve imanından, bilgi ve şuurundan emin olduğunuz birçok insanın para karşısında çözülüverdiğini hayret ve esefle müşahede ediyorsunuz O zaman anlıyorsunuz ki karşınızdakinin Müslümanlığı hayati Müslümanlık değil, kitabi (teorik) Müslümanlık Teori konuşulurken keklik gibi seken bu Müslümanın iş pratiğe gelince 'felçli' olduğunu farkediyorsunuz Onun için İslami ilişkilere girdiğiniz herkesle insani ilişkilere girmekten çekmiyorsunuz Oysa bu iki alan bir sayfanın iki yüzü gibi birbirinden kesinlikle ayrılmaması gereken alanlardır İslami olanla insani olan birbirinden ayrılmışsa, orada İslamlık da insanlık da yarım kalmış demektir
219 Alışverişlerinizde dürüst olunuz Satan taraf iseniz alanı aldığına pişman etmeyiniz Biliniz ki insaf dinin yarısıdır Alan taraf iseniz önce iyice araştırıp aldanmamaya gayret ediniz
220 Mümkün olduğunca borçlanmayınız Çünkü borç, Nebi diliyle "gece dert, gündüz zillettir" Borcuna sadık olmayanlar, Peygamber lisanında şiddetle yerilmişlerdir: "Alacaklısını ayağına getirene Allah lanet etsin"
221 Bir mü'minin, borcunu geciktirip alacaklısının hakkını enflasyonla eritmesi zulümdür Tefeciliğin tersinden yapılmasıdır Oysa ki Kur'an faiz'i yasakladığı ayette faiz alıp zulmetmek kadar enflasyonla alacaklısının hakkını gasbetmeyi de yasaklamıştır: "ne zulmederler ne de zulmolunurlar"
222 Kapitalizmin son icadı taksit tuzağına düşmeyiniz İnsanları taksit taksit yaşamaya vetaksit taksit ölmeye mahkum eden bu tuzak, son tahlilde alıcının ve satıcının değil 'sistemin' lehine işlemektedir Gücünüzün yetmediği bir malı ya tasarruflarınızla, ya da yakın dost ve çevre arasında oluşturduğunuz küçük karzı hasen sandığıyla dönüşümlü olarak ama mutlaka peşin fiyatına spot piyasadan almaya gayret ediniz
223 Para, çağdaş dünyada bir mübadele aracı olduğu kadar bir savaş aracıdır da Savaşların nükleer ya da konvansiyonel silahlarla değil, ekonomi silahıyla yapıldığı bir çağda yaşıyoruz Silahların deviremediği rejimleri ekonomik yaptırımlar devirmekte, halklar hükümetlerin, hükü-metlerse ekonomi devlerinin uşağı durumuna düşürülmektedir Bu nedenle Müslüman harcadığı her kuruşun kime gittiğini iyi bilmek, kendisine bir kurşun olarak geri dönmeyeceğinden emin olmak zorundadır Mal ve satıcı tercihi yaparken mutlaka inancını gözönünde bulunduracak, inancına düşman olanların ürettikleri malları mecbur kalmadıkça almamaya özen göstererek, kendi kalesine gol atmayacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #24
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



224 Müslüman üreticilere ve satıcılara düşen Müslüman 'tüketicileri' kollamak, en azından onları camia dışından alış-veriş yapmak zorunda bırakmamaktır Aynı titizlik, artık asli ihtiyaç haline gelmiş malların üretiminin Müslüman müte-şebbislerce yapılması konusunda da gösterilmeli, Müslüman sermayedarlar kendi camialarının ihtiyaç duyduğu tüketim mamullerini kalite ve fiyatta onlarla rekabet edebilecek düzeyde üretmenin yollarını bulmalıdırlar
225 Tüketim toplumuna angaje olmaktan şiddetle kaçınınız Medyanın size sunduğu malların gerçekten ihtiyaç olup olmadığını çok iyi hesap ediniz Mü'min kendisine yönelik bir savaşın silahı konumunda olan albenili reklamların büyüsünü bozacak ve alımlı ambalajın altında sırıtan aldatmacayı görecek kadar basiret ve feraset sahibi olmalıdır
226 Tüketim tuzağına düşmek Müslümanları bekleyen en büyük tehlikedir Modanın İslamisi, defilenin İslamisi olduğu gün, İslami değerlerin yozlaştırıldığına hükmedebilirsiniz
227 Putu para olan çağdaş bir şirktir kapitalizm Kapitalizm küresel köleleştirmenin öbür adıdır Bu şirk dininin putuna kurban olmak istemiyorsanız, tüketimden uzak kalmaya gayret gösteriniz
228 Hayatınızın dünyevileştirilmesine izin vermeyiniz Allah Rasulü bu ümmetin felaketinin dünya sevgisinden olacağını ifade etmiştir Çağdaş istikbarın en büyük kaygısı da dünya sistemine entegre olmayan, yani yeterince dünyevileşmeden dünyayı elde etmeye çalışan sistem harici tiplerdir Bu şahsiyet dünyalıkla satın alınamaz Dünya-ukba dengesini, her iki kefenin de hakkını vererek kurmuştur Çağdaş dünyanın parasal değerleriyle satın alınamayan böylesi bir şahsiyet İslam'ın hülyası, küfrün korkulu rüyasıdır
229 Haram yemeyiniz Yediklerinizle davranışlarınız arasında doğrudan ve dolaylı bağlar vardır Kan durdurmaz Kanınızı ve sütünüzü bozmayınız Şüpheli şeylerden kaçınınız Bu takvadır "Sakınınız ki korunasınız" Sakınmayanlar korunmayacaklardır
230 Müslümanın hayatında kumarın hiç bir çeşidine yer yoktur Adı ne olursa olsun, Müslüman şahsiyet haksız kazancın her türüne karşı olmayı bir şiar haline getirmelidir Müslüman faiz, kumar gibi haksız kazanç kalemlerini sadece maddi olanla sınırlamaz Manevi, duygusal ve düşünsel tüm haksız kazanımlar! da aynı kefede değerlendirmelidir Örneğin hak edilmemiş bir sevgi duygu faizi olduğu gibi, plansız ve programsız bir biçimde insanları 'harekete geçirmek' de insan üzerine oynanan manevi bir kumar addedilmelidir
231 Faiz ve enflasyon, çağdaş istikbarın mazlumların cebindeki hortumudur Enflasyon ve faiz birbirini azdıran iki ekonomik şeytandır ki bunlar hep 'hizbüşşeytan' adına çalışır Her mü'min rızkına uzanan bu iki ele şeriatın cezasını vererek bunları kökünden kesmelidir Bunu yaparken saflığa kurban gidip kesinlikle enflasyon yüzünden zarara uğramamalıdır Kur'an'da, haksızlığa uğramak da haksız yerden kazanmak gibi yerilmiştir

232 Eskilerin "âdâb-ı muaşeret" dediği görgü kurallan sizin hangi kültürün mensubu olduğunuzu ele veren "kültür kodları"dır Yürümenizden oturmanıza, konuşmanızdan susmanıza, su içmenizden yemek yemenize, gülmenizden ağlamanıza varana dek size özgü, size ait olana riayet etmek adab-ı muaşeret cümlesindendir Bizim görgümüzün kaynağı da dinimizin, bilgimizin ve hukukumuzun kaynağı olan vahiy ve onun ete-kemiğe bürünmesi olan "sünnet"tir
233 Bizi takip edenler hangi kültüre mensup olduğumuzu, kimin terbiyesine uyduğumuzu, kime özendiğimizi, kimi örnek aldığımızı işte bu gündelik davranışlara bakarak çıkarır Bu anlamda suyu üç seferde içmeyi, elbiseyi sağdan giymeyi, bir mekana giriş çıkışlarda "âdaba" riayet etmeyi, yeme içmede öteden beri bilinen Nebevi kurallara uymayı "sünnet-bid'at" açısından daha çok kültür kodları açısından ele almak daha açıklayıcı olacaktır
234 Biz bilmekteyiz ki, İslam kültüründen uzakta oluşumuz, farkında olmadan traş biçiminden giysi modellerine, tepki stilinden, "pardon", "mersi", "baybay", "öptüm", "kendine iyi bak", "bravo" gibi hangi kültürün kodu olduğunu ilk bakışta ele veren sözcüklere varana dek hayatımıza girmekte ve bizi ait olmadığımız ithal ve aykırı bir kültürün ahmak müşterisi konumuna getirmektedir
235 Ait olduğumuz kültürde buluşurken ve ayrılırken kullandığımız "Selamün aleyküm", heyecanımızı ifadede kullandığımız "Allah Allah!", "SübhanAllah!", "Allahuekber!", beğenimizi ifadede kullandığımız "MaşaAHah", temennilerimizde kullandığımız "inşaAllah!", "biiznillah", her işe başlarken kullandığımız "bismillah!" , hüzün ve sıkıntımızı ifadede kullandığımız "Lahavle vela kuvvete illa billah", teskin ve taziye için kullandığımız "İnnallahe meassabirin", "inna lillahi ve inna ileyhi raciun" gibi sözcük ve cümleler hep ait olduğumuz kültürün temel kodlarıdır ve bazıları üzerinde Kur'an'da hassasiyetle durulmuştur
236 Bu kodların yaygınlaşmasını sağlamak, kültürler savaşından galip çıkmanın vazgeçilmez gereklerinden biridir
237 Örfünüz "maruf olsun Unutmayınız ki maruf olmayan örf, örf değil Kur'an'ın reddettiği "atalar yolu"dur Atalara sadık kalmak onların ocağından külü değil ateşi almaktır Ataların ocağında olmuş olması, geçmişin külünü geleceğe taşımanın meşru gerekçesi olamaz Kül küldür Geleceğe taşıyacağınız ateş kimin ocağında olursa olsun o sizindir, taşıyınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #25
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Şefkat *
238 insanlara şefkat ve merhamette güneş gibi olunuz Işığınızdan fasıklar dahi yararlansın Unutmayınız ki ruhlarında şefkat taşımayanlar "nasipsiz" insanlardır Ancak acınılası insanlar acıyacak yerlerini yok ederler
239 Ağlamayan gözden, sızlamayan özden, kızarmayan yüzden Allah'a sığınınız Çok yer karından, çok konuşur dilden, çok uyur gözden Allah'a sığınınız Aklı iptal eden kalpten, imanın önüne geçen akıldan, düşünceyi hadım eden duygudan, duyguyu yok sayan düşünceden, faydasız bilgiden, ahmağın dostluğundan, cahilin önderliğinden, zalimin liderliğinden Allah'a sığınınız
* Ölüm ve Şehadet *
240 Ölmek yaşamanın öbür yüzüdür Ölümünü sürekli koynunda taşımayan hayatın hakkını veremez Ölmeden evvel ölmeye çalışınız Bir de öldükten sonra yaşamanın sırrını bulunuz Ölümü ancak bu iki şekilde öldürebilirsiniz Ölümün korkusu ölmenin kendisinden çok daha beterdir Ölümü bu iki şekilden biriyle öldüren bir gün ölür, ölümden korkup kaçmaya çalışan ise her gün ölür
241 Tevhidi zedeleyecek davranışlardan uzak durmak şartıyla kabirleri ziyaret ediniz Çocuklarınızın da elinden tutup bazen size en yakın kabristana gezintiye çıkınız Çocuğun küçük ve masum dünyasına "gül yüzlü güzel ölümü" sokunuz Çağdaş insanın gözünü en çok yıldıran "ölüm" gerçeğidir Bu gerçekle ne zaman yüzyüze gelse yalpalamakta, alı al, moru mor olmaktadır Geleceği kuracak olan tarih işçileri, ölümün öldürdükleri arasından değil, ölümün öldüremedikleri arasından çıkacaktır
242 Şehid olmak, Allah'ın va'dine şahid olmak en büyük emeliniz olsun İyi biliniz ki şehadet, bitimsiz saadettir Şehid, insanın ebedi mutluluğu uğruna hayatını ortaya koyandır Şehid, imanına namazıyla, cihadıyla, hayatıyla, mematıyla, kanıyla, canıyla Allah'ı şahid tutandır Şehid, seven ve sevgisinin bedelini canıyla ödeyendir Yani şehid en büyük aşık, şehadet en büyük aşktır Şehid "tarihin kalbi", çağının tanığı, geleceğin müjdecisidir
243 Kimi zaman olur ki şehid olarak yaşamak, şehid olarak ölmekten daha zor olabilir İşte öylesi dönemlerde "şehid-i zi-hayat" olmak "şehid-i zi-memat" olmaktan daha değerlidir Unutmayınız ki "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz, nasıl dirilirseniz öyle haşrolunıırsımuz" Kimin yolunda yaşadınızsa onun yolunda ölürsünüz Allah yolunda yaşayanlar elbet O'nun yolunda öleceklerdir
244 Her 24 saat içerisinde ölümü sınayınız Gündüzü dünya hayatı, yatağı kabir, geceyi ölüm gibi biliniz Yatağa girdiğiniz zaman günlük amel defterinizi kendiniz açıp, vicdan mahkemenizde kurduğunuz 'mizan'da kendinizi yargılayınız İşte "hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" tavsiyesini bu şekilde yerine getirmiş, günlük ba'sü ba'de'l-mevti'niz olan ertesi güne daha bir dingin ve yenilenmiş olarak başlama şansım yakalamış olursunuz Eğer böyle yaparsanız "iki günü bir" olup "ziyanda olanlardan" olmazsınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #26
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Allah'a Yaklaşmak *
245 Nafilelerle Allah'a yaklaşınız Naslar sözkonusu olduğunda "Kur'an'ın ruhu"ndan sözedenler eğer sözlerinde samimilerse "sünnetin ruhundan" da sözetmek zorundalar Nedir sünnetin ruhu? Sünnetin ruhu, beş vakit farzla emrolunduğu halde önüne ve ardına nafileler eklemektir, Ramazan orucuyla emrolunduğu halde, "emrolunduğum bir şey benim yaranmadır" deyip nafile oruçlarla onu desteklemek, sadece ömürde bir kez Hac'la emrolunduğu halde umre ile onu güçlendirmek, zekatla emrolunduğu halde sadaka ve infakla %25'u %100'lere kadar çıkarmak İşte sünnetin ruhu bu Bunun mantığı şudur: Allah'la ilişkiyi "korku"ya dayalı emir-komuta sınırında tutmak yerine, bu sınırı aşıp sevgiye dayalı "dostluk" düzeyine çıkarmak
246 Gece namazı kılmaya, sürekli değilse bile hiç olmazsa belli periyotlarla kılmaya devam ediniz Güzelleşmek istiyorsanız losyon kullanmayınız, Peygamberin vacibi, mü'minlerin beş vakit namazın farz kılınmasından önceki farzı olan teheccüde önem veriniz Gecenin duvağını kaldırdığı bir müstesna vakitte canlılar, cansızlar ve evrenle birlikte aynı koroya katılmanın getireceği yürek dinginliğinden yararlanınız Evrensel koroya siz de katılınız
247 Seherlerde istiğfar edip, istiğfar kuşunuza gözyaşından iki kanat takıp göğe doğru uçurunuz O gideceği yeri bilir Kur'an'da mü'minlerin özellikleri anlatılırken "Onlar ki seherlerde istiğfar ederler" buyrulmaktadır İstiğfar kulun acziyyetini Allah'a karşı itirafıdır İstiğfar, ben küçüğüm sen büyük, ben noksanım sen tam, ben yaratılanım sen yaratan, ben alanım sen veren, ben zayıfım sen güçlü, ben günahkârım sen bağışlayan, özetle ben kulum sen Rabb'sm demenin en iyi biçimidir
248 Unutmayınız ki her istiğfar günah hedeflerine sıkılmış bir kurşundur Eğer doğru bir niyetle doğru nişan almışsanız, hedefinizi vurmuş ve "o günahı hiç işlememiş" gibi olursunuz
249 Günah işlemekten daha çok günaha alışmaktan ve ona aldırmamaktan korkunuz Günaha aldırmamak, en büyük günahtan daha büyüktür Bunun bir de öteki kutbu vardır ki o da şeytanın ümidsizlik tuzağına düşüp kendinizi affetmemeniz ve dolayısıyla günaha devam etmenizdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #27
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



* Zikir *
250 Zikir ehli olunuz Kur'an'da zikir Öğüt vermek, nasihat etmek, davet etmek, hatırlamak, anmak, namaz kılmak, Kur'an okumak ve en son olarak da dil ile anmak anlamlarında kulanılmıştır Bu son anlam daha çok "teşbih" olarak isimlendirilir ki bu da Kur'an'da zikirden ayrı olarak emredilmiştir
251 Tüm çeşitleriyle zikir kalplerin şifası, ruhların gıdası, günah hastalığının devası, gönüllerin safası, gözlerin cilası, şeytanın belası, kulun Rabbına karşı şükran ve vefasıdır Zerreden kürreye, habbeden kubbeye, mikro kozmostan makro kozmosa, atomaltından evrene, hücreden insana, canlıdan cansıza tüm yaratıkların ortak dilidir "teşbih" Her bir şey kendi usanınca O'nu anmakta, O'nu hatırlatmakta, O'nu göstermekte, O'na yürümektedir
252 En çok neyi sevdiğinizi, ne ile ilgilendiğinizi öğrenmek istiyorsanız, en çok neyi andığınıza bakınız Sevip de anmamak vefasızlık, anıp da sevmemek riyakarlıktır Allah'ı hatırlamanın kalbî olanına zikir, kavlî olanına da teşbih denir Siz ikisinden de geri kalmayınız Bu iki boyut tüm ibadetlerde, özelikle de namazda kendisini açıkça gösterir Zaten namaz "en büyük zikir" değil midir?
253 Zikir, dilden daha çok kalbin ve zihnin bir eylemidir Bu yönüyle konuşmadan daha çok duyma ve düşünmeyle alakalıdır "Kaygı" anlamını vediğimiz 'duygu' türü tam anlamıyla bir 'zikir'dir Kimin neyi çok zikrettiğini öğrenmek isteyen 'kaygı'sının ne olduğuna baksın Kaygısız insan zikre değmez Süfli ve dünyevi kaygılar taşıyan insanın zikriyle, ulvi ve uhrevi kaygılar taşıyan insanın zikri elbet çok farklı olacaktır
254 Kur'an'da zikir ve teşbih üzerinde tekrar tekrar durulmasının nedeni, insanın manevi ve maddi hassalarına Allah'ı nakşetmek, yani "meleke kesbetmek" içindir Unutmayınız ki terbiye ısrar ve tekrardır En büyük terbiyeci olan Allah kullarını terbiye ederken ısrar eder, tekrar eder Eğer maddi ve manevi organlar meleke kesbedecek olursa işte o zaman ünlü Kudsi hadiste buyrulduğu gibi, göz bakarken Allah'ın nuruyla bakacak, gönül severken O'nun aşkına sevecek, dil söylerken O'nun adını anacak, kulak dinlerken O'nun mesajını alacak, zihin üretirken O'na bağlanacak, muhayyile çalışırken O'nun çizdiği sınırlara riayet edecek, ayak yürürken, el tutarken O'nun kudretiyle, O'nun için, O'nunla yürüyecek, tutacak Özetle, o zaman "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanınız" Peygamberi emrine uymuş olacaksınız

255 Namazınızın hakkını veriniz Unutmayınız ki namaz, kulun beş vakit yani bütün bir gün Allah'ın gözetimi altında bulunmasıdır Namazlı insan, Allah'ın gözetimi altındaki insandır
256 Namaz, hayatın gereğinden fazla dünyevileşmesine karşı alınmış ilahi bir önlemdir ve bu anlamıyla muazzam bir lütuftur Dünyadaki insanı zaman iğnesiyle her gün beş yerinden ahi-rete diken bir göksel dikiştir namaz
257 Namaz mü'minin miracıdır Bu nedenle namazla uzay yolculuğu arasında garip benzerlikler bulunabilir Taharet kalbin uçuşa hazırlanması, sünnet motorun ısındırılması, iftitah tekbiri kalkışa geçmek, kıraat yakıt, rükû rota, secde kavuşma ve tekmil, son oturuş iniş, selam ise bütün dünyaya "ben miracımı tamamlayarak aranıza yeniden döndüm" diye haber vermektir
258 Namaz bir sırat yürüyüşüdür Sağınız cennet, solunuz cehenemdir Ardınız dünya, Önünüz ahirettir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #28
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



259 Namazla dalga geçmeyiniz Maun suresini dönüp dönüp okuyunuz Namaz kılmayanları, dolayısıyla İlahi gözetimin kaçkınlarını bir tarafa bırakırsak "Namaz kılanlara yazıklar olsun" denilmektedir Niçin? Onun da cevabı aynı surede: "Onlar namazlarını ciddiye almazlar Onlar görüntü için yaparlar" Neyin görüntüsü? Elbet Allah'a namaz kılıyormuş görüntüsü vermek için Namazı ciddiye almamak eti-kemiği Allah'ın huzuruna bırakıp kafa ve kalbinizle şöyle bir tur atmaya, duygu ve düşünce dünyanızda başka işler yapmaya koyulmaktır İşte bu namazı ciddiye almamak, Allah'a karşı namaz kılıyormuş numarası geçmektir ki "namazı böyle kılanın vay haline" denilmektedir
260 Kur'an'da "Namaz kılınız" emri hep "ikame" fiiliyle birlikte gelir Bu fiil namaza iki anlam birden katar: I) Namaz kılmak, II) Namazı dosdoğru kılmak Ki "istikamet" de aynı kökten gelmektedir İşte bu noktada Kur'an'daki her "namaz kılınız" emrini "namazı dosdoğru kılınız" mânâsında anlamak gerekmektedir Dosdoğru kılınmayan namaz sahibinin suratına çarpılacaktır
261 İslam dışındaki muharref kitabi dinlerin mensuplarının bugünkü halini, dinlerine karşı laubaliliğini görünce, insan, namazın bu ümmetin "ehl-i kitaplaşmasını" önlemedeki başat rolünü daha iyi kavrıyor Gerçekten de namazın hayatimizin içine bu kadar girmesi, günümüzün beş hassas yerine sokuluvermesi Müslümanlık iddiasındaki kimselerin bu iddialarındaki samimiyetlerini test için gerçek bir "isbat zeminidir" Bendeniz, modernizmin bize dayattığı çağdaş hayatın karmaşasında namazın nasıl muazzam bir denetleme ve "erken uyarı" mekanizması olduğunu görüp namazı Hristiyanlarda olduğu gibi haftalık değil de günde beş kez olarak emreden Allah'a şükürlerimi, onu uygulamalarıyla bize talim eden Rasulüne teşekkürlerimi sunuyorum
262 Namazdan kaçan insan, İslam'ın "kaçağıdır" Allah'ın bu sıkı denetim mekanizmasından kaçmak "defolu" olduğunu baştan kabullenmek demektir
263 Namaz bir imkandır, hem de muazzam bir imkan Bu imkandan eğer gereği gibi yararla-nabilseydik, biz de Nebi (sav) gibi "namaz gözümün nuru" diye namaza aşık olur, onu özlerdik Çoğumuzun elinde namaz, tavuğun önündeki inci gibi durmakta, ne işe yaradığını, değerinin ne olduğunu bilmemekte, çoğu zaman inciyi darıya feda etmekteyiz
264 Camili olunuz Camisiz hareket Olmadığını, olamayacağım artık öğreniniz Eğer camileriniz yoksa camilerinize kavuşunuz, eğer cemaatiniz yoksa cemaat bulunuz Ama namazın İslam toplumu üzerindeki sosyal etkisini sıfırlama suçuna ortak olmayınız
265 Randevularınızı camilere, namaz vakitlerinde veriniz Saadet Asrı İslam inkılabının karargahı olan camileri bir mektep, bir tekke, bir kışla, bir "sosyal kurum" olarak kullanmasını hem öğreniniz, hem de caminin asli fonksiyonunu unutan halkımıza öğretiniz
266 Bunu yapamıyorsanız bari evinizi mescid haline getiriniz Ehl-i beytiniz bu mescidin cemaati, siz de bu mescidin imamı olunuz Unutmayınız ki terbiye bir bütündür Böylece namaz, hem evin küçük çocukları üzerinde terbiye edici bir etki gösterecek, hem de manevi huzuru celbedici bir katkısı olacaktır

* BU ÇALIŞMA MUSTAFA İSLAMOĞLU HOCAMIZ’IN ”TAVSİYELER” İSİMLİ ESERİNDEN YARARLANILARAK HAZIRLANMIŞTIR

ALLAH RAZI OLSUN…

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler

Eski 10-23-2009   #29
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Mustafa İslamoğlu'ndan Güzel Sözler



SEVGİYLE VURDUĞUNUZ TOKAT, SEVGİSİZ YEMEK YEDİRMEKTEN DAHA İYİDİR

HERŞEY HARCADIKÇA TÜKENİR AMA SADECE BİR ŞEY ÇOGALIR HARCADIKÇA ÇOĞALAN SERMAYE MUHABBETTİR!

KAFİRLER NEFRETİN ELİ KARA TEMSİLCİLERİDİRLERONLAR KAYBETTİLER AMA SEN EY MÜSLÜMAN MUHABBETİN TEMSİLCİSİSİN

BU HAK YOLDA AYAĞINA DİKEN BATANLARI BİR KENARA BIRAKBU YOLDA AYAĞINA KANGREN OLANLARI DÜŞÜN

BU ÜLKEDE GÜNAHLARI SAVUNANLARIN SESİ SEVABI SAVUNANLARIN SESİNDEN FAZLA ÇIKIYOR

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.