Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arşiv, makaleleri, sağlık

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #61
jasmine
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



bilgilerin için tşkler rock_alltime emeğine sağlık
__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #62
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Parmaklarda yanma veya karıncalanma

--------------------------------------------------------------------------------

Koldan gelen bir sinir ve kas bağları el ayasının tabanında, bilek bölgesinde dar bir kanal ya da tünelden geçerek ele ulaşır Bu dar kanala Karpal Tünel adı verilir, karpal tünelin içinden geçen sinir ise Median Sinir olarak adlandırılır



Karpal tünel sadece median sinir ve kas bağlarının sığabileceği kadar bir genişliğe sahiptir Kanal içinde yer kaplayan herhangi bir oluşum ya da şişlik içindeki dokuların sıkışmasına neden olur Median sinirdeki bu sıkışma sinirin uyardığı bölgelerde uyuşma ve keçelenme şikayetleri ile kendini belli eder Median sinirin karpal tünelde sıkışması ile ortaya çıkan bu tablo Karpal Tünel Sendromu olarak adlandırılır



Operatör Doktor Aybars Akkor, Karpal Tünel Sendromu hakkında şu bilgileri verdi



Karpal Tünel Sendromunun nedenleri nelerdir?



Karpal Tünel içinde yada çevresinde irritasyona enflamasyona sıvı birikimine ya da anormal doku büyümesine yol açan aşağıdakilerden herhangi bir sebep Karpal Tünel Sendromunu oluşturabilir



Elin bileğin yada parmakların tekrarlayıcı hareketleri (Özellikle bilgisayar klavyesinin aşırı kullanımı, bazı müzikal enstrümanlar veya el aletleri)



-Titreşim yapan cihazların kullanımı



-Yapısal olarak Karpal Tünelin darlığı



-Bilek hasarı



-Yanıklar



-Kemik kırıkları



-Kazalar sonucunda ezilme



-Artritler



-Diyabet



-Raynaud Hastalığı



-Vücutta su tutulmasına yol açan gıdaların fazla tüketimi



-Böbrek Hastalığı



-Kalp Hastalığı



-Hormonal sebepler



-Gebelik



-Laktasyon (Emzirme)



-Menopoz



-Hipotiroidizm



-Cushing Hastalığı



-Yükselmiş Büyüme Hormonu



İlaçlar



-Doğum Kontrol Hapları



-Kortizon tedavisi



-Bazı Hipertansiyon ilaçları



-Karpal Tünel içindeki tümörler yada kistler



Karpal Tünel Sendromunun belirtileri nelerdir?



Karpal Tünel Sendromu bir ya da her iki elde kola da uzanabilen belirtilere yol açar Belirtiler tünel içindeki sinirin sıkışmasından kaynaklanır Bu sinir başparmak, işaret orta ve yüzük parmağının yarısının duyusunu sağlar Aynı zamanda işaret parmağını küçük parmağa yaklaştıran ve işaret parmağını bir daire içinde hareket ettiren kas gurubunu uyarır



Belirtiler



-İlk üç parmak ve dördüncü parmağın yarısında karıncalanma, yanma ve hissizlik



-Aşağıdaki durumlarda artan bilek, el ve parmak ağrısı



-Bilek, el veya parmak hareketi



-Uyku (Semptomlar sizi uyandırabilir)



-Aşağıdaki durumlarda iyileşme gösteren el katılığı ya da kramp



-Eli sallamak



-Sabah uyanmak



-El hareketlerinde güçsüzlük ya da sakarlık



-Yakalama gücünde azalma



-Başparmakla küçük parmağa dokunmada güçlük



-Eldeki şeyleri sıklıkla düşürme



-Kola doğru yayılan ağrı



Teşhis nasıl konulur?



Teşhis EMG ile konur Eğer ileri safhadaysa mutlaka ameliyat gerekir



Tedavisi nasıl yapılır?



Karpal tünel sendromu varlığında değişik tedavi alternatifleri mevcuttur Bandaj bunlar arasında en sık kullanılan yöntemdir Parmaklar, el ve bileğin doğal pozisyonlarında hareketinin engellenerek dinlendirilmesi karpal tüneldeki basıncı azaltmada oldukça etkili bir yöntemdir Bandaj ile ağrının azalmadığı durumlarda bilek içine küçük dozda kortizon ya da lokal anestezik enjeksiyonu yapılabilir



Ağrıyı ve enflamasyonu gidermek amacıyla çeşitli steroid olmayan antienflamatuar ve ağrı kesiciler kullanılabilir Hamile kadınlarda bu ilaçlar mutlaka hamileliği takip eden doktorun önerisi ile kullanılmalıdır



Israrcı olgularda küçük bir cerrahi müdahale gerekebilmektedir Bu işlem hastanede yatmayı gerektirmeyen, ayaktan yapılan bir müdahaledir El ayasında bileğe yakın bir alandan yapılan küçük bir kesi ile sıkışmaya neden olan bağ dokusu rahatlatılır İşlem sonrası hasta 4-6 hafta içinde tamamen normale döner



Önlemler nelerdir?



-Su tutulumunu azaltmak için tuz alımını kısıtlamak



-El bileğinin uzun süre aynı pozisyonda tutulmaması



-Düzenli aralıklarla el bileğini dinlendirmek



-Uzun süre tekrarlayıcı karekterde hareketler yapmamak



-Obesite karpal tünel sendromu için bir risk faktörü olduğundan kilo verilmesi



-KTS'yi önlemeye yönelik egzersizler



ULNAR SİNİR BASISI NEDİR?



El önkol kemikleri olan radius-ulna ile bilek eklemini ve birbirleriyle eklem yapan 2 sıra halinde 8 kemikten oluşan küçük karpal kemikler, 5 tarak kemiği, 14 parmak

kemiğinden oluşur Median, radial sinir ve ulnar sinir eldeki ana sinirlerdir El hareketlerinin büyük kısmı önkolda bulunan ve tendonları ele uzanan adaleler aracılığı ile olur



Eğer 4 ve 5 parmaklarımızda uyuşukluk hissediyorsak ve dirseğimizden başlayan bir ağrı varsa ulnar sinir basısından şüphelenmek gerekir



Teşhis EMG ile konur Eğer ileri safhadaysa mutlaka ameliyat gerekir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #63
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Katkı maddeleri hiperaktivif yapıyor

--------------------------------------------------------------------------------

İngiltere'de yapılan araştırmalar, yiyeceklerde kullanılan katkı maddelerinin çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye neden olduğunu ortaya koydu


'Science' dergisinde yayınlanan habere göre, yarısı hiperaktiflik teşhisi konan 3 yaşındaki 277 çocuğu kapsayan araştırmada, içinde renklendirici boyalar ve sodyum benzoat gibi kimyasallar bulunan yiyecek ve içecekler bir ay içinde haftada bir çocuklara verildi Çocukların hangisine katkılı hangisine katkısız içecekler verildiği söylenmeyen annelerden, çocuklarının davranışlarını bildirmeleri istendi Sonuçta, hem hiperaktif, hem de normal olan çocukların deney sonrasında aşırı konuşkanlık, hareketlilik ve dikkat toplama güçlüğü sergilediği gözlendi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #64
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



İyot eksikliği, zeka geriliğine neden oluyor

--------------------------------------------------------------------------------

Yozgat İl Sağlık Müdürlüğü, yazılı açıklama yaparak, zeki, çalışkan, başarılı ve guatrdan uzak bir nesil yetiştirilmesi için mutlaka iyotlu tuz tüketilmesi gerektiğini belirtti




İyot yetersizliğinin, zeka geriliği, okul çağı çocuklarında görülen, öğrenme isteğinde azalma, algılama güçlüğü ve guatr gibi hastalıklara neden olduğu belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"İyot, troit hormonu yapımında kullanılan bir maddedir Bir insanın günlük iyot ihtiyacı 150 mgr dır İyot genel olarak yüksek miktarda deniz ürünlerinde, az miktarda süt, yumurta ve et de bulunmaktadır İyotlu tuz kullanarak önlenebilecek sorunlarla mücadelede tüm sektörlere de görev düşmektedir Okul döneminde hızlı büyüme ve gelişmenin yanı sıra yoğun öğrenme içinde bulunan çocuklarda yetersiz iyot alımı okul başarısını da olumsuz etkilediği görülmüştür Bütün bu veriler iyotlu tuz kullanımının önemini göstermektedir Bu nedenle halkın iyotlu tuz kullanmasını kullanırken de güneş ışınlarından uzak tutulması, serin kuru, koyu renkli koruma kabında muhafaza edilmesi gerekmektedir Zeki çalışkan, başarılı ve guatrdan uzak bir nesil yetiştirilmesi için mutlaka iyotlu tuz tüketilmelidir"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #65
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Doktorunuz meyve ve sebzeler

--------------------------------------------------------------------------------

Bitkisel renk maddeleriyle ilişkili olan meyve ve sebzelerdeki fitokimyasalların insan sağlığını korumak için çalıştıkları bildirildi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan broşürle, fitokimyasal üreten meyve ve sebzelerin hangi hastalıklara iyi geldiği konusunda bilgi verildi


Bitkisel gıdalarda bugüne kadar 900'ün üzerinde farklı fitokimyasal bulunduğu öğrenilirken, bu koruyucu bitkisel bileşiklerin beslenme ve sağlık üzerine etkileri konusunda her gün yeni araştırma sonuçları veriliyor


Günde 5-9 porsiyon meyve ve sebze, tam tahıllar, soya ve sert kabuklu meyveler tüketerek bitkisel gıdalarda bulunan tüm fitokimyasallardan ve besin öğelerinden yararlanma imkanı bulunduğuna dikkat çekiliyor Elde edilen verilere göre, bazı meyve ve sebzelerin iyi geldiği hastalıklar şöyle:
Elma ve elma suyu, turunçgiller, kivi, siyah üzüm ve üzüm suyu, kırmızı biber, domates ve karpuz kalp hastalıklarına karşı kalbi koruyor


Taze ve kuru kayısı, yaban mersini, kavun, havuç, üzümsü meyveler, karalahana, erik, balkabağı, kuru üzüm, ıspanak ve çilek yaşlanma sürecini yavaşlatıyor
Taze ve kuru kayısı, böğürtlen, yaban mersini (alıç-likapa), Çin lahanası, brokoli, lahana, kavun, havuç, karnabahar, taze soğan, Brüksel lahanası, turunçgiller, kuş üzümü, sarımsak, karalahana, kivi, pırasa, soğan, balkabağı, ahududu, kara üzüm ve üzüm suyu, ıspanak, çilek, şalgam ve suteresi bazı tip kanserlere yakalanma riskini azaltıyor


Taze ve kuru kayısı, kavun, havuç, brokoli, karalahana, balkabağı ve ıspanak akciğer fonksiyonlarını iyileştiriyor
Ispanak, balkabağı, karalahana, havuç, kavun, brokoli, taze ve kuru kayısı diyabetle ilgili komplikasyonları azaltıyor
Brokoli, mısır, karalahana, kivi ve ıspanak 50 yaşın üzerindeki kişilerde görme bozukluğunun başlıca nedeni olan makula dejenerasyonunun önlenmesine yardımcı oluyor


Brokoli, üzümsü meyveler, sarımsak, kıvırcık salata, soğan, armut, kara üzüm ve üzüm suyu alerjik kökenli iltihaplanmaları azaltıyor
Üzümsü meyveler, sarımsak, karalahana, kıvırcık salata, soğan, armut, kara üzüm, üzüm suyu baş ve boyun tümörlerinin gelişmesini durduruyor
Sarımsak, karalahana, kıvırcık salata, soğan, armut ve üzümsü meyveler akciğerleri hava kirliliği ve sigaranın zararlı etkilerinden koruyor
Karalahana ve ıspanak katarakt riskini azaltıyor


Kırmızı biber, karpuz, domates ve ketçap, domates suyu, salça, makarna sosu gibi domates ürünleri prostat kanseri riskini azaltıyor
Böğürtlen, yaban mersini, taze soğan, kuş üzümü, ahududu, çilek, pırasa ve soğan kanın kolesterol seviyesini düşürüyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #66
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Ihlamur deyip geçmeyin

--------------------------------------------------------------------------------

Özellikle soğuk kış günlerinde sıcak içecek olarak tüketilen ıhlamurun insan sağlığına birçok faydasının bulunduğu bildirildi
Yurdumuzda Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgeleri'nde bol miktarda yetişen ıhlamurun çiçek, yaprak, kabuk ve ağacından faydalanılıyor Hoş kokulu bir bitki olan ıhlamurun aynı zamanda iyi bir ev ilacı olduğunu vurgulayan uzmanlar, "Kurutulmuş ıhlamur yaprakları, çiçekleriyle birlikte kaynatılarak hoş kokulu bir içecek elde edilir Bu içecek sinirleri yatıştırır, bağırsak kurdunu düşürür, bağırsak sancısını giderir, öksürüğü keser, damar tıkanıklığını açar, gribi iyileştirir, hazımsızlığa karşı kullanılır, mide üşütmesini ve uykusuzluğu giderir Ihlamur ayrıca idrar söktürücü, terletici, yatıştırıcı, göğüs yumuşatıcı özelliğe de sahiptir Ihlamur çiçeği balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır Kan dolaşımını düzenler" dedi


Ihlamurun içinde uçucu yağ, tanen, şeker, C ve P vitamini, reçine ve enzimler bulunduğunu açıklayan uzmanlar, ıhlamurla ilgili şu bilgileri verdi:
"Mide şikayeti olanlar ıhlamuru tek başına kaynatıp içerse hazmı kolaylaştırır Bunun yanısıra ıhlamurun içine biraz kekik, nane ve rezene katıp kaynatıp içerseniz hem mide yanmalarına, hem de kusma türü rahatsızlıklara iyi gelir Cildinizde leke mi var? Hemen ıhlamuru suda kaynatıp sıvı sümüksü bir hal alıncaya kadar bekletin Sonra bu sıvıyı lekelere sürün faydasını göreceksiniz Yine aynı şekilde elde edeceğiniz ıhlamurla kırışıklıklara masaj yaparsanız iyi sonuç alacaksınız Strese karşı ıhlamur çayı iyi gelir İçine çok az karanfil atarsanız hem güzel bir tat elde etmiş olursunuz, hem de sizi sakinleştiren etkisini arttırırsınız Grip ve nezle olunca ıhlamuru hiç eksik etmeyin Bilinmelidir ki, bu tür hastalıklarda ıhlamur sadece terlemeyi sağlayarak değil, aynı zamanda vücudun direncini de artırarak tedaviye yardımcı olur



Göz çapaklanmalarında ıhlamuru kaynatın ve süzün Pamuk yardımı ile gözlerinize kompres yapın Hem çapaklanmaları önleyecektir, hem de gözünüzü dinlendirecektir Gözlerinize kompres yaparken gözünüzü kapatmayı unutmayın Ihlamuru kaynatıp elde ettiğiniz su ile ara sıra saçlarınızı yıkayarak saçlarınızın beslenip kuvvetlenmesini sağlayabilirsiniz Bu işlemden sonra saçınızı durulamayı ihmal etmeyin Bunların yanında ıhlamur kan dolaşımını düzenler Kabızlıkta da ıhlamurdan yararlanabilirsiniz Kramplar için de ıhlamurun iyi bir ilaç olduğunu unutmamalısınız Sabah aç karnına içilmeye devam edilen ıhlamur zayıflamak isteyenlere bu hususta yardımcı olacaktır Ihlamurun migren için de birebir olduğu bilinir Ancak ıhlamuru uzun süre ve fazla miktarda kullandığınızda kalbinize zarar verebileceğini unutmamalısınız"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #67
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



'Karbonhidratsız diyet olmaz'

--------------------------------------------------------------------------------

ABD'li diyetisyenler, zayıflamak için uygulanan diyet formüllerinin çoğunluğunun 'çok protein az karbonhidrat' tavsiyesi sunduğunu, ancak karbonhidratın az olduğu bir diyetin sağlıksız olduğunu açıkladılar Uzmanlar, karbonhidratın, sinir sisteminin adeta 'yakıtı' olduğunu ve karbonhidratsız bir beslenmenin sinir sisteminin sağlıklı işlemesini engelleyeceğini belirtiyorlar


Amerikan 'CBS' televizyonunda yer alan habere göre, Amerikan Diyetisyenler Birliği'nde görevli uzmanlar, amacına uygun ve profesyonel olan diyetlerde mutlaka karbonhidratın da önemli yer tutması gerektiğinin altını çiziyorlar Dengeli bir öğünün diyetin anahtarı olması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, sadece protein alarak vücudun yeterli derecede beslenmediğini, gerek sinir, gerekse sindirim sistemi için karbonhidrat içeren yiyeceklerin de ölçülü bir şekilde tüketilmesinin şart olduğuna değiniyorlar Uzmanlar, aşırı miktarda tüketilen karbonhidratın da, aşırı olarak tüketilen her şey gibi vücuda zararı olduğunu ifade ederken, sağlıklı bir insanın günde en az 2 bin kaloriye ihtiyacı olduğunu ve bunun en az yarısının karbonhidratlı besinlerden elde edilmesi gerektiğini vurguluyor Günde en fazla 250 gram karbonhidratın yeterli olabileceğini vurgulayan uzmanların, dengeli ve 250 gram karbonhidrat içeren bir diyete verdikleri örnek ise şöyle:

"KAHVALTI
1/2 bardak portakal suyu
1/2 tabak mısır gevreği
4 yemek kaşığı yoğurt
1 bardak az yağlı süt
17 tane yeşil üzüm

ÖĞLE YEMEĞİ
2 dilim kepek ekmeği
3 parça haşlanmış hindi göğsü
Bir çay tabağı dilimlenmiş havuç
2-3 adet marul yaprağı
Bir çay tabağı dilimlenmiş salatalık

ARA ÖĞÜN
10 parça az yağlı kraker
Orta boy bir elma

AKŞAM YEMEĞİ
1/2 oranında kızartılmış piliç göğsü
Bir tutam haşlanmış brokoli
Yarım fincan domates sosu
Bir dilim kek"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #68
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Alıntı:
jasmine tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
bilgilerin için tşkler rock_alltime emeğine sağlık
İlgilendiğin için ben teşekkür ederim canım:)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #69
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Kış hastalıklarına dikkat

--------------------------------------------------------------------------------

Kış mevsimi ile birlikte ülkemizde soğuk havaya bağlı olarak nezle, grip, faranjit, larenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, bronşit, zatürre gibi hastalıkların görülme sıklığının arttığı belirtildi


İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kış mevsiminde soğuk havaya uyum sağlamak için vücudun daha fazla enerji harcadığına dikkat çekiliyor Bu enerji ihtiyacı karşılanmadığında da vücut direnci düşüyor ve enfeksiyonlara davetiye çıkartılıyor Soğuk kış iklimde yaşayan ve yıllarını geçiren insanların soğuk havaya uyumuyla ılıman iklimde ve zaman zaman soğukta yaşayan insanların uyumunun farklı olduğu belirtiliyor Soğuk, özellikle akciğerin akut veya kronik tüm hastalıklarını tetikliyor Bronşit, astım gibi sağlık sorunları daha sık görülür Ayrıca kronik böbrek ve diyabet hastaları, kalp hastaları, by-pass geçiren kişiler aşırı soğuklardan çok daha fazla etkileniyor Kışın ortaya çıkan hava kirliliği de soğukla birleştiğinde sorun büyüyor Kış mevsiminde artış gösteren ve iyi tedavi edilmediğinde ölümlere yol açabilen hastalıkların başında zatürre geliyor Akciğerlerin iltihabi bir hastalığı olan zatürre ile birlikte akciğerlerin görevi olan oksijen alış veriş fonksiyonu bozuluyor ve kanda oksijen düzeyi azalıyor Amerika'da bile halen ölüme yol açan hastalıklar arasında zatürre altıncı sırada yer alıyor


Kış mevsiminde enfeksiyonlar ağır geçtiği için korunma tedbirlerine özen gösterilmesi gerekiyor Yaşlıların, çocukların, kalp, astım, diyabet gibi sağlık sorunları olan kişilere havanın çok soğuk olduğu günlerde mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamaları gerekiyor Kış hastalıklarından korunmak için uzmanlar şu önerilerde bulunuyor:
"Giyime özen gösterilmeli, soğuktan koruyacak biçimde giyinilmesinin yanısıra aşırı terlememeye dikkat edilmelidir


- Kış ve soğuk diye fazla enerji almak iyi olur Ancak aşırı yağlı yemek ve az hareket, kilo almaya neden olur Bu yüzden öğünler muntazam yenilmeli Sabah kahvaltılarına ve enerji verecek mevsim meyve ve sebzelerine de ağırlık verilmeli
- Soğukta özelikle hamileler, mevsim hastalıklarına yakalanmamaya özen göstermeli, toplu yerlerden uzak durmalı, maske ile korunmalı
- Astımı olanların ilaçlarını düzenli almaları, mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamaları, hava kirliliğinden, soba ve kömür etkisinden sakınmaları gerekiyor
- Kalp hastalığı olanların çok soğukta yürümemelerini öneriyoruz
- Yüksek tansiyonu olanların da ilaçlarını titizlikle kullanmaları, direnç artsın diye diyeti bozmamaları, tuzlu yememeleri büyük önem taşıyor"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #70
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Az uyu, kilo alma

--------------------------------------------------------------------------------

Sidney'de düzenlenen ve konusu uyku olan bir sağlık konferansında konuşan diyet uzmanları, uyku süresi ile obez olma riski arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirttiler


Konferansta konuşan bilim adamları, gecede 4 saatten az uyuyanların 7 ile 9 saat uyuyanlara göre daha yüksek bir risk altında olduğunu kaydettiler


Konferansta 5 saat uyuyanların obez olma riskinin yüzde 50 iken, altı saat uyuyanların riskinin yüzde 23 oranında olduğu bildirildi


Columbia Üniversitesi St Luke's-Roosevelt Hastanesi'nden Dr Steven Heymsfield, "Belki insanların daha fazla uyumasını sağlayarak kilo vermelerini kolaylaştırabiliriz" derken, Kolombiya Salgın Hastalıklar Uzmanı James Gangwisch ile Heymsfield'ın birlikte yürüttükleri bu araştırma, bu hafta Kuzey Amerikan Birliği Obezite Çalışmaları toplantısında sunulacak


İkili, 1980'lerde ABD Hükümeti'nin yaptığı Ulusal Sağlık ve Beslenme İncelemesi'nden aldıkları verileri kullandı


Dr Gangwisch, "İnsanlar dinlendiklerinde daha az kalori yakarlar bu yüzden uyumanın kilo alımını ve obeziteyi engelleyeceği söylemek mantıksız görülebilir Ancak uyumadıklarında daha çok yemek yerler Vücudun yiyecek isteme devrelerini etkileyen kronik uyku ihtiyacı obezite risklerini farklılaştıran etken olabilir" dedi


Uzmanlara göre uyku ihtiyacı iştahı bastıran ve vücut yeterli besini aldığında beyni etkilediği düşünülen kan proteini leptinin oranını düşürüyor


Sydney'de uyku eksikliği konferansında konuşan Stockholm Karolinska Enstitüsü'nden Prof Torbjorn Akerstedt ise, vardiyalı çalışanlarda uyku kalitesinin düştüğünü ve kalp hastalıkları gibi rahatsızlıkların çoğaldığını belirtti

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #71
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar insanlık tarihi kadar eski olup gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en önemli halk sağlığı sorunlarından birini oluşturmaktadır Başlıca bulaşma yolunun koruyucu bariyer olmadan penisin ağıza, vajinaya ya da anüse penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel ilişki olduğu bir grup bulaşıcı hastalığa CYBH( cinsel yolla bulaşan hastalıklar) denmektedir Bunun dışında anneden bebeğine bulaşma ve kan ve kan ürünleriyle bulaşma da CYBH ların bulaşma yolları arasındadır

Pek çok gelişmekte olan ülkede CYBH'lar yetişkinlerin sağlık kurumlarına başvurma nedeni olan ilk beş hastalık içerisinde yer almaktadır

Bu hastalıklar hem toplumlar üzerine ciddi ekonomik yükler getirmekte hem de çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün yayılımını kolaylaştırabilmektedirler

CYBH'lardan bir kısmı belirtisizdir Kişi herhangi bir rahatsızlığı olmadığı için sağlık kuruluşlarına başvurmaz ve böylece tanısı ve tedavisi gerçekleşemez Yakınma ve belirti olduğu durumlarda da kişiler bazı önyargılar ve utanma ya da hizmete ulaşamama nedeniyle yine sağlık kuruluşlarına başvurmayabilir ve yine tanısı ve tedavisi gerçekleşmeyebilir Sağlık kuruluşlarına başvuranlar ise her zaman doğru tanı ve tedaviyi alamayabilirler Ayrıca bu hastalıkların tedavisi için standart koşullara uygun ve kabul gören sağlık merkezlerinin sayısı da oldukça azdır Böylece toplumdaki CYBH ların aslında çok az bir kısmı doğru tanı ve tedaviye ulaşabilir

Ülkemizdeki CYBH sıklığı gelişmiş ülkelerdekinden çok daha fazladır Ancak ülkemiz koşullarında prevelans ve insidans çalışmaları yapmak oldukça zor olduğundan gerçek rakamlar bilinememektedir

CYBH geçişini etkileyen davranışlar:

Yakın zamanda cinsel eş değiştirmek,
Birden fazla cinsel eşe sahip olmak,
Cinsel eşin birden çok cinsel eşinin olması,
Seks işçileri, onların müşterileri ile cinsel ilişkide bulunmak,
CYBH belirtisi olanlarla cinsel ilişkiyi sürdürmek,
CYBH olanların cinsel eşlerini tedavi olmaları konusunda bilgilendirmemesi


CYBH geçişini etkileyen biyolojik faktörler:

Yaş: Genç kadınlar vaginal mukoza ve servikal doku özellikleri nedeniyle enfeksiyona daha duyarlıdırKadınların erken yaşta evlendirilmeleri de erken yaşta cinsel aktif olmaları nedeniyle enfeksiyon risklerini arttırmaktadır
Cins: Penetratif ilişkide daha geniş mukoza yüzeyi teması söz konusu olduğundan enfekte erkekten kadına CYBH geçme olasılığı enfekte kadından erkeğe bulaşma olasılığına göre daha fazladır
Sünnet: Sünnetsiz erkekler sünnetli erkeklere göre daha yüksek CYBH riski altındadır


CYBH geçişini etkileyen sosyal faktörler:

Güvenli cinsel ilişki konusunda yetersiz bilgi,
Kondom elde etme ya da satın almada güçlük,
Kondomdan hoşlanmamak,
Kültürel dinsel inançlar,
Alışılmış, vazgeçilmesi güç cinsel ilişki davranışı,
Yoksulluk

Yapılan araştırmalar 19 yaş üzerinde erkeklerde CYBH sıklığının kadınlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir Bunun nedenleri arasında erkeklerin daha fazla cinsel aktif olması, kadınlara göre daha fazla eş değiştirmesi, erkeklerin büyük kısmının paralı seks satın almaları, kadınlarda bu hastalıkların çoğu zaman belirtisiz olması ve kadınların bazı sosyo-ekonomik nedenler yüzünden sağlık kuruluşlarına başvurmamaları sayılabilir


CYBH'larda sendrom yaklaşımı:
WHO tarafından önerilen bu yaklaşım hastanın yakınmalarına ait belirtiler ve muayene sırasında gözlenen bulgulardan yola çıkarak etkene ulaşmayı içeren bir yaklaşımdırBu yaklaşım aşağıdaki tablodaki gibi özetlenebilir:


SENDROM
BELİRTİLER
BULGULAR
OLASI ETYOLOJİ





Vaginal akıntı


Vaginal akıntı

Vaginal kaşıntı

Dizüri

Ağrılı cinsel ilişki






Artmış vaginal akıntı


Vaginit:

· Trikomoniyazis

· Kandidiyazis

· Bakteriyel vajinozis

Servisit:

· Gonore

· Klamidya





Üretral akıntı


Üretral akıntı

Dizüri

Sık idrar yapma




Üretral akıntı


· Gonore

· Klamidya



Genital ülser




Genital yaralar


Genital ülser

Büyümüş inguinal lenf nodülleri




· Sifiliz

· Şankroid

· Genital Herpes



Kasık ağrısı(pelvik ağrı, alt karın ağrısı)




Kasık ağrısı

Ağrılı cinsel ilişki


Vaginal akıntı

>38°C ateş

Palpasyonla kasıklarda hassasiyet




· Gonore

· Klamidya

· Anaerob etkenler



Skrotal şişme




Skrotal ağrı ve şişme


Skrotal şişlik


· Gonore

· Klamidya



CYBH'larda danışmanlık hizmeti:

Danışmanlık hizmetten yararlanmak üzere başvuranın, konu ile ilgili özel eğitimi ve birikimi olan biri ile etkileşim sürecidir Bu süreçte kişinin sorunu, nedenleri, sorunla ilgili neler yapılabileceği, hangi hizmetlerden nasıl yararlanabileceği, sorunun tekrarından nasıl korunulacağı konularında birlikte tartışılıp kişiye kendine en uygun seçeneği bulma konusunda yardımcı olunmalıdır Bu süreçte kişi sorunuyla ilgili doğru bilgilere sahip olmanın yanında riskli davranış kalıplarının farkına varıp bunlardan kaçınma yollarını anlayabilmeli ve yaşam tarzına uygun çözümler bulup olumlu davranış değişikliklerine adım atmalıdır Başarılı bir hizmet:


Kişi haklarını bilip saygı göstermeyi,
Duyarlı ve özenli yaklaşımla güven duygusu yaratmayı,
Başvuranın katılımının güçlendirilmesi konusunda becerikli olmayı,
Üreme sağlığı, aile planlaması, CYBH'lar konusunda bilgi ve önerilerini başvuranın koşullarına uyarlayabilmeyi,
Başvuran kişinin dinsel, geleneksel ve kültürel durumunu anlayıp önyargısız davranmayı,
Gerekli bilgi ve önerileri yalın bir şekilde kişiyi yönlendirmeden sunabilmeyi,
Soru sorulmasına ve iletişime uygun bir ortam yaratılmasını
Kişiye yararlı olunamadığı takdirde vakit geçirmeden uygun kişilerden yardım isteyebilmeyi içermelidir

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi bilgi sahibi olunduğunda ve gerekli davranış değişiklikleri konusunda güçlenildiğinde hastalıklardan uzak kalmanın mümkün olduğu durumlarda etkili ve nitelikli danışmanlık hizmeti çok önemlidir

CYBH 'larda tedavi:
Etkeni bakteri olan belsoğukluğu, bakteriyel vaginoz, başlangıç dönemindeki frengi ve etkeni mantar olan kandidoz antibiyotikler ya da antifungallerle kolay tedavi edilir İlaçlar ağız yolu ile, şırınga edilerek veya deri ve mukozadaki lezyon üzerine pomat şeklinde sürülerek kullanılır Trikomoniyaz, uyuz ve kasık biti bitlenmesi de kolay tedavi edilir Hepatit B, genital herpes, genital siğil ve HIV enfeksiyonu etkeni olan viruslar üzerine kesin etkili ilaçlar bulunmadığından kolay etdavi edilemezler Genital herpes ve genital siğil tedavi edildiğinde belirtileri iyileşir, ancak çok defa nüküs ettikleri (tekrarladıları) görülür Hepatit B'de belirtilerin düzelmesi için bazı ilaçlar kullanılır ve hastalık zamanla iyileşmeye bırakılır HIV enfeksiyonunun bugün için kesin tedavisi yoktur Ancak HIV'li kişilerin daha uzun ve sağlıklı yaşamalarını sağlayacak bazı ilaçlar kullanılmaktadır Antibiyotik tedaviniz bittikten sonra, laboratuvar muayenelerini tekrar ettirilip etkenin varlığı yeniden araştırılmalıdır Tedaviden sonra yine de hastalık belirtileri varsa, aynı zamanda birden fazla hastalığın bulunduğu düşünülmeli ve tedavi buna göre şekillendirilmelidir Ayrıca tedavi sırasında mutlaka cinsel eşlerinde tedaviye katılması sağlanmalıdır

Tedavi edilmezse belsoğukluğu, klamidiyoz, üretrit ve servisit kısırlığa, frengi çeşitli organlarda harabiyete sebep olur Tedavi edilmeyen CYBH'larda hastanın yakınmaları devam eder Bazen belirtiler kaybolur ancak hastalık kendiliğinden iyileşmez Kişi taşıyıcı durumundadır Hastalığı cinsel partnerlerine bulaştırmaya devam edebilir Kişi tedavi edilerek bu taşıyıcılık durumundan kurtarılır


Başlıca CYBH'lar:

HIV İNFEKSİYONU VE AIDS
AIDS'in etkeni HIV "Acguired Immune Deficiency Syndrome" kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur ve "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" demektir HIV girdiği vücutta enfeksiyon oluşturur Özellikle CD4+T lenfositlerine yerleşir Vücuda giren mikropları harap etme görevi olan CD4+T hücreleri artık bu görevi yapamaz ve vücudun bağışıklık sistemi giderek zayıflar Bunun sonunda vücudun mikroplara karşı koyma yeteneği azalır ve ve yok olur HIV enfeksiyonlunun ve AIDS hastasının kanında, sperm sıvısında veya vagina sıvısında HIV bulunur HIV kan nakli ile, HIV'li kan bulaşmış kesici ve delici aletlerle, şırınga ve iğnesi ile bulaşır En önemli bulaşma yolu cinsel ilişkilidir ve her türlü (vaginal, anal, oral) cinsel ilşki ile bulaşır Sperm sıvısı, vagina sıvısı ve adet kanında bulunan HIV'ın ağıza girmeside bulaşmaya sebep olur Gebelikte, doğum sırasında ve süt emzirmede anneden bebeğine HIV bulaşabilir CYBH'ı olanlar AIDS'e daha duyarlıdırlar

Tanıda kullanılan anti-HİV testi ile kanında antikor bulunan kimseye "HIV pozitif" kişi denir HIV taşıyıcısı enfeksiyonunu başkalarına bulaştırabilir Antikorlar HIV vücuda girdikten 3 ay sonra oluşurlar Şüpheli durumdan 3 ay geçmeden test yapılmamalıdır HIV enfeksiyonu başladıktan sonra AIDS hastalığının oluşması için geçen dönem 5-15 yıl gibi çok uzundur Bu süre içinde kişi hiçbir belirti hissetmeyebilir Bu süre sonunda zayıflayan bağışıklık sistemi pek çok hastalığa açık hale gelir HIV enfeksiyonunda HIV'e karşı antikorlar oluşursa da bu antikorlar CD4+Thücrelerinin içine yerleşmiş olan HIV'e etkili olmazlar Direnci azalan vücutta, HIV'in etkisi yanında çeşitli mikroplar (bakteri,mantar, virus, protozon) deri, solunum, sindirim, merkez sinir sistemi gibi muhtelif doku ve organlara yerleşip hastalık oluştururlar; bunlara "fırsatçı enfeksiyonlar" denir Ayrıca direnci kırılmış vücutta Kaposi sarkomu ve lenfoma gibi kanserler gelişebilir HIV enfeksiyonu başladıktan sonra, kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre AIDS hastalığı belirtileri yılar sonra ortaya çıkar AIDS'li hasta çok defa fırsatçı enfeksiyonların oluşturduğu komplikasyon sonucu ölür

AIDS'in bugün için kesin tedavisi yoktur Ancak tedavideki son gelişmeler hastaların daha uzun ve nitelikli bir ömür sürmelerini sağlamaktadır

HEPATİT B
Etken olan Hepatit B virusu karaciğer iltihabına( hepatit) neden olur Kuluçka süresi 2-6 ay arasında değişir Belirtileri yorgunluk, halsizlik, bulantı, karın ağrısı, bazen eklemlerde ağrı ve ateştir Daha sonra sarılık belirir; gözlerin beyaz kısmı, bazen deri sararır İdrarın rengi koyulaşır, dışkının rengi çok açılır Belirtiler haftalarca bazen aylarca kalır Hepatit B vakalarının %90'ında virus vücuttan tamamen yok olur ve belirtiler kaybolur; %5-10 vakada virus vücutta kalır, antikorlar meydana gelmez ve kişi taşıyıcı olur Taşıyıcıda belirti yoktur ve sağlıklı görülür %1 hepatit B vakası iyileşmez ve ölümle sonuçlanır Virus infekte kişinin kanında, sperminde vagina sıvısında, ve tükürüğünde bulunur Özellikle kanla ve cinsel ilişki ile bulaşır Son yayınlarda oral bulaşmadan da söz edilmektedir Kan nakli için alınan kanlar test edilmekte ve kan yoluyla bulaşan hastalıklar konusudna taranıp öyle transfüzyonuna izin verilmektedir Kişide hepatit B varsa kanı başkasına verilmez Kanla bulaşmadan korunmak için viruslu kanla temas etmemelidir Şırınga ve iğne, diş fırçası ve traş makinası bulaşmaya neden olabilir Akut HBV enfeksiyonu tedavisinde etkene yönelik tedavi yoktur Genellikle genel durumu düzeltmeye yarayan destekleyici önlemler kullanılır Kronik enfeksiyonlarda ise viral replikasyon değerlendirilerek gerekirse interferon uygulanabilir Vakaların %40 ında bu tedavi başarılı olabilmektedir Bunun yanı sıra antiviral ilaçlar örneğin AIDS tedavisinde de kullanılan Lamivudine in HBV tedavisinde de etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır Nadir olarak taşıycıda kronik karaciğer iltihabı ve daha sonra kanser oluşur Hepatit B'den korunmanın en önemli yolu aktif bağışıklamadır

BEL SOĞUKLUĞU (GONORE)
Çok yaygın görülen bu hastalığın etkeni gonokoklardır Hastalığın kuluçka süresi 2-6 gündür Üretra (dış idrar yolu), vagina, anüs, ve boğaz mukozası iltihaplanır Erkekte üretra ağzından sarı yeşilimsi akıntı mevcuttur İdrar yaparken yanma ve ağrı vardır, sık sık ve az miktarda idrara çıkılır Bazen hiç belirti olmayabilir Kadında çoğunlukla belirti yoktur Normalde görülen vagina akıntısı artabilir, yeşil veya sarı renkte ve kötü kokuludur İdrar şikayetleri bulunabilir Kadında ve erkekte akıntı ağıza bulaştığında boğaz enfeksiyonu olur, ağız içi ve boğaz kızarır ve ağrı vardır Anüs infekte olduğunda genellikle belirti olmaz, anüste yanma ve hafif ağrı olabilir, dışkıda müküs ve kan görülebilir Gonokok göze bulaştığında göz iltihabı yapar Doğum sırasında çocuğun gözüne bulaşıp iltihaplanmasına sebep olabilir Belsoğukluğu kolay tedavi edilir Kas içine uygulanan seftriakson ile birlikte doksisilin veya tetrasiklin türevleri ile tedavi yapılır Hastanın cinsel eşine de tedavi verilir ve cinsel perhiz önerilir Tedavi edilmezse, erkekte ve kadında infertiliteye neden olabilir

FRENGİ (SİFİLİZ)
Frengi çok tehlikeli, kuluçka süresi 2-12 hafta olabilen bir hastalıktır Frenginin etkeni spiroket cinsinden treponema pallidumdurKronikleşmeye eğilimlidir ve başlangıcından itibaren sistemik belirtiler verebilir İlk yerleştiği yer penis, vagina anüs va ağız olabilir Frengide bir veya daha fazla sayıda, üstü açık, bir cm boyutlarında sert ve ağrısız "şankır" denilen yaralar oluşur Vagina ve anüsün içinde olduğunda şankır görülemez Etken daha sonra kan yolu ile bütün vücuda yayılır Kasık ve boyun lenf bezleri şişebilir Tedavi edilmezse de şankır kendiliğinden iyileşir Şankırın iyileşmesi hastalığın geçtiği anlamına gelmez, frenginin ikinci dönemi başlar; ellerde, ayaklarda ve vücudun diğer kısımlarında kırmızılıklar oluşur ve bir süre sonra geçer Ayrıca baş ve boğaz ağrısı, ateş yorgunluk, saç dökülmesi, genital bölgede siğile benzer döküntüler olur Tanıda serolojik testler ( VDRL, RPR) kullanılır Gebelikte anneden çocuğa frengi geçer Frengi penisilin tedavisi ile tamamen iyileşebilir İlk ve ikinci dönemde tedavi edilmezse etken vücutta kalır ve hastalığın uyuyan dönemi başlar Kişi hastalığın farkında değildir, ancak yapılan test hastalığı belirler Yıllar geçince beyin harabiyeti sonucu akıl hastalığı, omurilik harabiyeti sonucu felç, kalp hastalıkları, körlük ve kemik iltihapları ortaya çıkar

BAKTERİYEL VAGİNOZ
Vaginada, normalde bulunan laktobasillerin asit üretimi ile, ortam asit reaksiyondadır ve birçok bakteri vaginada üreyemez Antibiyotik kullanımı gibi sebepler laktobasilleri etkileyerek reaksiyonunu azaltır ve bu ortamda çeşitli bakteriler, özellikle anaerop bakteriler ve mantarlar üreyebilir Bakteriyel vaginoz etkeni olan Gardnarella vaginalis şartlar uygun olduğunda vaginada üreyip iltihap yaparak bakteriyel vaginoz oluşturur Bu hastalıkta vaginadan kötü kokulu akıntı gelir, vaginada kaşıntı olabilir Erkek infekte olsa da beliti görülmez Belirti görüldüğünde tedaviye başlanır ve kolay tedavi edilir Tedavide genelde metranidazol kullanılır

KLAMİDİYOZ
Çok yaygın görülen bu hastalığın etkeni chlamydia trachomatis adlı mikroorganizmadır, hastalığın kuluçka süresi 1-2 haftadır Kadında servisit ve üretrite neden olur Erkekte peniste akıntı olur, çoğunlukla sabahları bir damla şeffaf akıntı,dizüri görülür Kadında vagina mükopürülan akıntı,dizüri, vulva ve perinede hafif kaşıntı ve karın ağrısı olur Klamidyozda bazen hiç bir belirti görülmeyebilir, fakat kişi bulaştırıcıdır Bel soğukluğu ile birlikte bulunabilir Doğum sırasında anneden bebeğine bulaşabilir Klamidyoz kolay tedavi edilebilir Tedavi edilmezse; kadında salpenjite, ektopik gebeliklere ve infertiliteye neden olabilir Erkekte de infertiliteye yol açabilmektedir Tedavide doksisilin, tetrasiklin, azitromisin ya da ofloksasin seçeneklerinden biri kullanılmalıdır

KANDİDA VAJİNİTİ
Etkeni kandida cinsi mantarlar, özellikle Candida albicans'tır Hastalık hafif seyirlidir Cinsel ilişki olmadan da insana bulaşabilir Fazla yorgunluk, stres, OKS kullanımı diyabet, gebelik, fazla ve uzun süreli antibiyotik kullanımı enfeksiyonu kolaylaştırır Kuluçka dönemi 2-5 gündür Kadınların çoğunda özellikle gebelikte hiç bir belirti yoktur Kadınlarda disparoni, dizüri, vaginadan peynirimsi beyaz akıntı, vulvada yanma ve kaşıntı, vajen ve vulvada ödem ve hiperemi görülebilir Erkekte çoğunlukla belirti görülmez, penisin ucunda kızarma ve kaşıntı olabilir Tedavi kolaydır, antimikotik maddeler kullanılır Belirtiler olduğunda tedaviye başlanmalıdır

ÜRETRİT VE SERVİSİT
En sık görülen nedenleri Neisseria gonorrhoeae ve Chlamidia trachomatis dir Servisiti olan kadınlarda anormal vaginal akıntı olabilirse de çoğu zaman semptom yoktur Çoğu zaman farklı nedenlerle yapılan jinekolojik muayenelerde saptanır Başlıca iki tip semptomatik servisit vardır:

Enfeksiyöz: Servikal kanal epitelinde enfeksiyon vardır Epitel serviksin dış ağzından vajene doğru dışa dönmüştür Eğer tedavi edilmezse uterus ve adneksleri tutarak PID ye neden olurİki ana nedeni gonore ve klamidyadır
Ektopik: Normal kanal epiteli vajene doğru kanal dışına dönmüşütr 16 yşından küçüklerde ve oral kontraseptif kullananlardadaha sık görülür 35 yaş üzeri kadınlarda çoğunlukla neden mekanik, kimyasal travmalar veya HPV gibi viral enfeksiyonlardır

Tedavi etkene yönelik yapılmalıdır Tedavi edilmezse infertiliteye neden olabilir

GENİTAL HERPES
Tedavisi olmayan tekrarlayan ülserlerle karakterize viral bir hastalıktırOlgularda özellikle HSV-2 yanında az olarak HSV-1 ile enfeksiyonda sözkonusudr Bulaşma cinsel ilişki ile olurKuluçka süresi 2-20 gündür Hastalık kaşıntılı ve yanmalı lokalize eritemli bir plkala başlar Daha sonra eritemli zeminde veziküller ve bu veziküllerin spontan rüptürü ile ortaya çıkan girintili çıkıntılı kenarlı ülserlerin görülmesi hastalık için tipiktirAteş, halsizlik, ağrılı LAP lar görülebilir Primer enfeksiyondan sonra rekürren enfeksiyonlar görülür Tedavide ilk epizodda ve rekürren epizodlarda asiklovir kullanılırCinsel eşde tedavi edilmelidir

GENİTAL SİĞİL (KONDİLOMA AKÜMİNATUM)
Genital ve anal siğillerin nedeni human papilloma virüstür Kuluçka dönemi 9-12 aydır Lezyonlar tek ya da çok sayıda, yumuşak, ağrısız, karnıbahar görünümünde olup genelde anüs, vulvovajinal bölge, penis, üretra ve perinede yerleşirTnı tipik görünüme dayanır Cinsel ilişki ile bulaşır Tedavisi çok doyurucu değildir Tedavide kriyoterapi, podofilin, veya trikloroasetik asitkullanılır Servikal kanserlerle ilintilendirilmektedir

MOLLUSKUM KONTAGIOZUM
Etkeni poxvirus grubundan Molluscum contagiosum dur Cinsel ilişki dışında vücut teması veya ortak kullanılan havlu ya da eşyayla da bulaşabilir Kuluçka süresi 1 hafta ile 6 ay arasında değişir 2-4 mm çapında, bazen daha büyük, kül renginde inci gibi siğile benzer nodüller oluşur, tek tek ya da gruplar halinde görülür Nodüller genital bölgede, kollarda, bacaklarda, ve saçlı deride bulunabilir Kaşınma ve ağrı olabilir Çoğunlukla kendiliğinden iyileşme görülür Tedavide her lezyon sıkılıp içindeki peynirimsi madde çıkarılır ve içine fenol uygulanır

TRİKOMONİYAZİS
Etkeni protozoon cinsinden Trichomonas vaginalisdir Kdınlarda vajen ve serviksde erkekde üretra ve prostatda enfeksiyona neden Oldukça yaygın, hafif seyirli, kuluçka süresi 4-20 gün olan bir CYBH dır Vücutta uzun süre bulunduğu halde belirti vermeyebilir Erkekte belirti çok seyrek görülür Bazen sabahları penisin ucunda hafif bir akıntı olur, idrar yaparken hafif yanma olabilir Kadında da semptom olmayabilir ya da vaginal akıntı,vajen ve vulvada kaşıntı şikayeti olabilir Akıntı köpüklü, sarı yeşil renkte ve çok kötü kokulu olabilir, bazen ağrı vardır Tedavide metronidazol kullanılır Eşlerin tedaviside önemlidir

UYUZ
Uyuz hastalığını oluşturan parazit kene türü Sarcoptes scabiei dir Dişi parazit deride incecik tüneller açarak yumurtalarını bırakır 3-4 gün sonra yumurtalar açılır ve 18 günde parazit erişkin şekle geçer Uyuz fazla kaşıntı yaparak rahatsızlık verir Tipik olan parmak aralarındaki kaşıntılardır Uyuz kişi ile yakın temasta parazitin geçişi sonucu bulaşır Böcekler vücuda geldikten 3 hafta sonra vücutta çoğunlukla akşam ve gece kaşıntı başlar, kaşıntı yatakta çok artar, özellikle bilekte ve parmaklar arasında, kırmızı-mor nokta şeklinde tünellerin ağızları görülür Genital bölgede de küçük morumsu noktalar görülebilir Fazla kaşıntı derinin yaralanmasına sebep olur Uyuz tedavi ile kolayca iyileşir İlaçla ölen uyuz parazitleri deride allerjik reaksiyon yapabilir ve kaşıntıya sebep olurlar Birlikte yaşayan kişilerin beraber tedavi olmaları gerekir

KASIK BİTİ
Kuvvetli bacakları ile kıla tutunan kasık biti özellikle pubisteki, kasıktaki ve genital bölgedeki kıllara yerleşir Vücudun ön kol, göğüs gibi diğer kısımlarına da yerleşebilir Deriden kan emer ve kaşıntı yapar Deride kırmızı morumsu lekeler görülür Tedavisi kolaydır, bit öldüren ilaçlar deriye sürülür Bir hafta sonra tekrar ilaç sürerek yumurtadan çıkan yavrular da öldürülür Tedaviye başlandığında çamaşırlar, yatak takımları ilaçlanıp yıkanmalı, kasık biti ve yumurtalarından arındırılmalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #72
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Yürümek her derde deva

--------------------------------------------------------------------------------

ABD'de yapılan araştırmalara göre, yürümenin insan sağlığına pek çok yönden yararlı olduğu tespit edildi Düzenli olarak yürüyüş yapmanın, kasların kuvvetlendirilmesinden, düşünce potansiyelini arttırmaya, yaşlanma sürecini geciktirmekten zayıflamaya kadar birçok yararı olduğu ifade ediliyor


Mayo Klinik tarafından yayınlanan rapora göre, yüzyıllardır doktorlar tarafından bir tedavi yöntemi olarak kullanılan yürüyüşün sağlıklı olması için düzenli ve programlı yapılmasında fayda var Düzenli bir yürüyüş için de kısa ve uzun dönemli gerçekçi hedefler koymak, tepeden tırnağa kadar kullanılacak malzemenin kaliteli ve iyi seçilmesinin göz önünde tutulması gerekiyor Uzmanların bu konudaki tavsiyeleri şöyle:


"- Amaç kilo vermekse vücut sentetik maddelerle sarılmalı


- Doktordan uygun görüş alınmadan böyle bir programa başlanmamalı


- Yemeklerden sonra uzun ve tempolu yürüyüşlerden kaçınılmalı


- Herhangi bir rahatsızlık hissedildiğinde yürüyüş bırakılmalı


- Yürüyüş, akşam yemeğinden en az 2 saat sonra yapılmalı


- Diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp ve karaciğer rahatsızlığı ya da kronik rahatsızlığı olanlar yorucu ve uzun yürüyüşlerden kaçınmalı"


Bu tavsiyelere uyulması halinde düzenli bir yürüyüş programının vücuda yararları ise şöyle:


"- Kan akışının hızlanması, kan dolaşımının iyileşmesi, kalp, damar ve beyin rahatsızlıklarının giderilmesi


- Vücudun tüm kaslarının güçlenmesi


- Kalp kasılması ile meydana gelen kan miktarının artması ve dinlenme esnasında nabzın azalması


- Kan basıncının düzenlenmesi


- Hareket ve stres anında tansiyonun yükselmesinin önlenmesi


- Şişmanlığın önüne geçme


- Barsak hareketlerinin arttırılması ile sindirimin kolaylıkla sağlanması


- Beyine giden oksijen miktarının artması ile zihinsel keskinlik ve düşünce potansiyelinin artması


- Lenf dolaşımını düzene sokma


- Akciğerlerin hava kapasitesini arttırma


- Hareketlilik veya dinlenme sırasında metabolizmayı uyararak sürekli dinç tutma


- Travma sonrası toparlanma sürecini hızlandırma


- Kandaki yağ oranını düşürme


- İyi ve kötü huylu kolestrol dengelerini düzenleme


- Vücuttaki tüm organlar arasındaki koordinasyonu düzenleme


- Eklemlerin esnekliğinin artması, bel ve boyun ağrılarının hafifletilmesi


- Kemiklerin sertleşmesi


- Vücudun hastalıklara karşı dayanıklılığının artması ve bağışıklık sisteminin direncinin artması


- Yorgunluğun hafiflemesi


- Uykusuzluk sorununun giderilmesi ve bünyesel rahatlamanın sağlanması


- Vücudun endorfin adı verilen keyif hormonlarını hareketlendirme


- Yaşlanma sürecinin geciktirilmesi ve deriye zinde bir görünüm kazandırma


- Moral, özgüven ve iyimserliğin artması"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #73
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Kemiklerinizi koruyun

--------------------------------------------------------------------------------

Uzmanlar, dünyada 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birin ve her 8 erkekten birinde görülen sinsi bir hastalık olarak nitelendirdikleri Osteoporoz (Kemik erimesi) hastalığının ilerleyen yaşlarda vücuttaki kemiklerin kırılmasına neden olduğunu belirttiler




Yaşlıların kemik ağrımaları yakınmaları ile tedaviye geldiğinde ise tedavi için oldukça geç kalındığını ve tedavinin zorlaştığını bildirdiler Kemik erimesine yönelik kullanılan ilaçların çoğunun her gün alınmasının zorunlu olduğuna işaret eden uzmanlar, bu sebepten tedavinin yıllar boyunca sürebileceğine ve bunun da hastalarda ciddi bir ekonomik yük getirdiğini ifade ediyorlar Uzmanlar, hastalığa karşı alınması gereken önlemler olarak vakit geçirmeden gerekli testlerin yapılarak hastalığın tam olarak belirlenmesi gerektiğini belirtiyorlar




Hastalara kemik sağlığını destekleyen bir beslenme programı uygulamalarını öneren uzmanlar, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması gerektiğini belirtiyorlar Uzmanlar, diğer yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyorlar:
"- Düzenli olarak egzersiz yapın
- Sigara ve alkol tüketiminden kaçının
- Hastalık hakkında düzenlenen eğitim programlarını takip edin
- Düşme risklerini azaltmak için işyerinizde fiziksel önlemler alın"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #74
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Uykusuz kalmayın IQ dan olmayın!!

--------------------------------------------------------------------------------

Dr Hüseyin Nazlıkul, geceleri yetersiz uykunun zekâyı haftada 15 puan birden düşüreceğini belirtip, "İdeal uyku, 2300 - 0600 saatleri arasında olur" diyor

Dr Hüseyin Nazlıkul, önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak "Hayatı Keşfet - Anti - Aging Yaşam Kılavuzu" adlı kitabında, düzenli ve dengeli beslenmenin yanı sıra uykunun da önemine değiniyor 1 saat az uyumanın bile zekâyı olumsuz etkilediğini savunan Dr Nazlıkul, 10 yıl genç görünmek için de "haftada 3 kez seks" öneriyor İşte Dr Nazlıkul'un genç görünmek ve zinde kalmak isteyenlere önerileri:


Günde en az bir kez yeşil salata, sebze, bir kadeh şarap veya üzüm suyu, 3 kez yoğurt, 5 kez meyve, bitkisel çay, maden suyu ve meyve suyu, 12 tane fındık ya da badem yemelisiniz

Erkekler haftada, 100 - 150 gram tuzsuz kabak çekirdeği yemeli

Haftada bir kez kırmızı et, 2 kez yağlı balık, beyaz et, karaciğer, 3-4 kez de çiftlik yumurtası tüketmelisiniz

Haftada 3 kez, aynı kişiyle düzenli seks yapmak 10 yaş genç görünmeyi sağlar Seks, spordan sonra genç görünmeyi sağlayan en önemli ikinci faktör

Uykusuzluk IQ'yu düşürür 1 saat uykusuzluk dahi IQ puanında eksilmeye yol açar 1 hafta süren uyku düzensizliği IQ'yu, 15 puan birden düşürebilir

Günde 6-7 saatten fazla uyumamalı Gece 2300-0600 arası ideal uyku saatleridir

Düzenli koşmak, bir süre sonra istediğinizi yemeyi, hatta uykuda bile yağ yakmanızı sağlar Ayrıca açlığı bastırır ve baş dönmesini önler

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #75
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Yeşil çay koruyor

Taze yeşil çaydaki polifenolik maddelerin, kanser riskini azaltmada önemli etki gösterdiği belirtildi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç Dr İsmail Sait Doğan, son yıllarda yapılan araştırmalarda yeşil çayın insan sağlığına olumlu etkiler yaptığını, özellikle kanser tedavisinde kullanılabileceğini belirtti

Şekersiz olarak kullanılan yeşil çayın insan vücudunda sıvı dengesini sağladığını vurgulayan Doç Dr İsmail Sait Doğan, "Araştırmalara göre yeşil çaydaki polifenolik maddeler antioksidan özelliğe sahip olduklarından kanser riskini azaltmada müspet etki gösteriyor” dedi Çayın içerdiği antikanserojen ve antioksidan bileşenlerin vitamin E ve C’den daha etkili olduğu tespitini yapan Doğan, bu bileşenlerin kanser tedavisinde büyük rol oynamasının yanı sıra yeşil çayda E ve C vitaminlerinin az da olsa bulunduğunu dile getirdi

Tokyo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, yeşil çayın kanser ve kalp hastalıkları gibi çok sayıda hastalığa karşı etkili olmasının sebebinin EGCG maddesi olduğunu söyleyen Doğan, "EGCG’nin akciğer, mide, kolon, karaciğer ve cilt kanserlerini önleyici etkisi bulunmaktadır Avustralya’daki Curtin Üniversitesi ile Çin’deki Hangzu hastanesinin kanser uzmanları yeşil çay içen Çinli erkeklerle çay tüketmeyen Avustralyalı erkekler arasında yaptıkları karşılaştırmalı incelemeler sonucunda yeşil çayın prostat kanseri riskini azalttığı gözlenmiştir Bu yüzden dünyada prostat kanserinin en düşük oranda görüldüğü ülke Çin’dir” dedi

Aynı araştırmacıların yeşil çayın yumurtalık kanseri riskini de azalttığı bulgularına ulaştıklarını ifade eden Dr Doğan; "Yeşil çayın içinde bulunan EGCG ve EGC gibi maddeler sigara ile ilişkili kanser riskine karşı da etkilidir Günde içilen 4-6 fincan yeşil çay, mide, yemek borusu, kolon, meme, sindirim sistemi kanseri riskinde azalma sağlar” dedi

Yeşil çayın faydaları

Kafein içeriğinden dolayı çay, kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olup damar sertliği riskini azaltıyor Diş minesinin kuvvetlenmesinde ve dişlerin çürümelere karşı korunmasında önemli rol oynuyor Yeşil çayın canlılık verici etkisi, içerdiği kafein ile yakından ilgilidir İshali durdurur İçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve cilde canlılık kazandırarak bazı rahatsızlıkları giderir Vücuttaki toksinleri atar, yaşlanmayı geciktirir Migreni geçirir, depresyonu önler Zayıflama rejimlerine yardımcı olur Bağışıklık sistemini güçlendirir Sürekli kullanımı, romatizma hastalığının tedavisinde faydalıdır Çay yazın dinlendirmekle kalmayıp serinlik hissi de verir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.