Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
diyet, zayıflama

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama





ACLIK VE TOKLUK


Açlık konusunda tecrübeli kişiler sayılabilecek hint fakirleri (ve benzeri kişiler), 2-3 günlük açlıktan sonra açlık duygusunun ortadan kalktığını ve bunun yerine iyilik halinin ve öfori (mutluluk, neşe, çoşku hali) durumunun geliştiğini belirtmektedirler

Açlığın 4 aşaması vardır:

Aşama 1:

Açlık merkezi beyinin hipotalamus adı verilen bölümünde yer almaktadır Barsak ve mide duvarında bulunan hassas sensörler hipotalamus ile irtibatı sağlarlar Bu sensörler mide ve barsaklardaki yiyeceklerin meydana getirdiği dolgunluğunun miktarı hakkındaki bilgileri sinirler aracılığı ile hipotalamusa iletirler

Diğer biyokimyasal sensörler de glukoz, amino asit ve yağ asitleri gibi çeşitli maddelerin kandaki düzeylerini kontrol ederler Bu kontrole ilişkin bilgiler de hipotalamusa iletilir

Kandaki glukoz (şeker) düzeyi düştüğünde, hipotalamus beyne uyarı göndererek yiyecek aranmasına yönelik davranışların başlatılmasına çalışır

Aşama 2:

Eğer vücut gönderilen uyarılara rağmen yiyecek alımını başlatmazsa, hipotalamus uyarıların şiddetini yoğunlaştırır

Aşama 3:

Hipotalamusun ürettiği şiddetli uyarılar da işe yaramazsa; hipotalamus taktik değiştirir ve depolanmış halde bulunan yağ asitlerinin yakılmasına başlanır; yani rezervleri tüketmeye başlar

Aşama 4:

Eğer bu aşamaya ulaşılırsa hipotalamus açlıkla ilgili uyarıları iptal eder

Belirli Yiyeceklere Karşı İştah Duyma

Vücut genelde spesifik olmayan açlık duymakla birlikte belirli yiyeceklere karşı iştah artışı da gözlenebilir Örneğin:

Noradrenalin, insülin ve nöropeptid-Y isimli maddeler ekmek ve şehriye türü yiyeceklere karşı iştahı arttırır

Galanin maddesi, yağlı yiyeceklere karşı iştahı arttırır Kandaki serotonin miktarı artarken karbonhidratlı yiyeceklere karşı istek azalır ve et gibi proteinden zengin besinlere karşı iştah artış gösterir Bol proteinli bir yemekten sonra kan serotonin seviyesi düşer Bir sonraki istek bol karbonhidratlı yiyeceklerdir

Doyma - Tokluk

Tokluk hissi yavaş yavaş gelir İlk sinyaller mide ve barsakların duvarlarından gelir ve bu organların yiyecekle dolduğunu ve gerildiğini beyine bildirir

Tokluk hissi sadece yenilen yemeğin miktarına bağlı değildir; aynı zamanda yiyeceğin türü ile de ilişkilidir Örneğin bir litre su açlık duygusunu gidermez

Tokluk merkezi de hipotalamusta bulunur, bu bölge kandaki besin maddelerinin kontrolünü de sağlar

Noradrenalin ve kolesistokinin yeterli miktarda enerji depolanmasının kontrolü ile ilgili bilgilerden sorumludur Serotonin gibi diğer maddeler hareketleri duygularla düzenlerler (iştah gibi)

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



ARI ZEHIRI


Yumurtadan yeni çıkmış arının zehiri olmadığı gibi, çiçektozu verilmeden büyüyen arının da zehiri yoktur (Örneğin arıbeyi) Zehir bezesi arının yaşamının 2 gününden başlayarak zehir salgılamaya başlar Zehir kesesinde zehirin en çok (sıvı olarak yakl 3 mgr) toplandığı dönem, yaşamının 15 ile 20 günleri arasındadır

Kokusu tadı: Keskin, acı ve çok ekşidir

Yan etkileri: Sayıları çok az olmakla birlikte birtakım insan arı sokmasına karşı duyarlıdır Bir arı sokması kurdeşene, ürtikere seyrek olarak kollapsa da neden olabilir Arının soktuğu kimsenin yüzü beyazlaşmaya, nabzı yükselmeye başladığında derhal hekime baş vurmak gereklidir Aşırı alerji gösterenler tedavi yolu ile arı sokmasına karşı bağdaşıklık kazanabilir

Özellikle arı zehiri ile romatizmanın tedavi edilebileceğini Mısırlılar da bilmekteydiler Tedavi, ağrıyan yer arıya sokturularak yapılırdı Günümüzde zehir özel yöntemle toplanıp kurutularak süresiz saklanabilmektedir Yapılan araştırmalar arı zehirinin kortizon salgısını arttırdığını göstermiştir Günümüzde arı zehiriyle romatizma, artritis (eklem romatizması), arter hastalıkları, deri, damar hastalıkları, eklem iltihaplanmaları, hematom (kanamalar), nöroloji (sinir iltihapları nedeni duyulan ağrılar), siyatik, alerji, saman nezlesi tedavi edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



Arının yaşamının 6 ve 10 günleri arasında başında bulunan bir bezeden salgıladığı sıvıya verilen addır Bu sıvı ile arı, larvalarını ve arıbeyini besler Arıbeyi yaşamı boyunca bu sıvı ile beslenmesine karşılık, yaşamlarını işçi olarak sürdürecek olan larvalar yaşamlarının 3 gününden başlamak üzere çiçektozu ile beslenir

Tadı: Keskin ve ekşidir Rengi bulanık sarı ile koyu kahverengimsi yeşil arasında değişir

Saklanması: Arısütü nemlenmeye karşı çok iyi korunarak ışık geçirmez kaplarda, buz dolabında yakl 50 C de aylarca saklanabilir

İçindeki bazı maddeler: (%67si sıvı, %33ü kuru maddedir) Proteinler, yağlar, şeker, vitaminler (Bi, B2, B6, pantothen asit, folik asit), hormonlar,

Arısütü uzun süre olağanüstü madde olarak göklere çıkarılmıştır Mucizeler yaratan madde olduğunu ileri sürenler de olmuştur Yapılan analizler içersinde çiçektozunda bulunan maddeler olduğunu ortaya çıkarmıştır İçersindeki uçucu madde nedeni sürekli olarak verildiğinde larva işçi olacağına arıbeyi olmaktadır Yapılan araştırma ve denemeler arısütünün, çiçektozunun bal ile iyi bir kombinasyonu olduğunu göstermektedir Yalnız başına deri üzerinde olumlu etki yapmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



AVOKADO


Avokado, kabuğu yeşil, yenen kısımları beyaz, iri çekirdekli bir meyvedir Avokadonun anavatanı Meksika ve Guetamala olmakla birlikte günümüzde ülkemizin güney sahillerinde de üretiliyor


Avokado, tam olgunluğa toplandıktan sonra erişir Lezzetini anlamak için olgunlaşmasını beklemek gerekiyor Bunun için hemen tüketmek üzere satın alıyorsanız, bilinenin aksine yumuşak olanı seçmeniz daha iyi Seçerken aynı zamanda derisinin parlak ve kaygan olmasına, salladığınızda çekirdeğin sesinin gelmesine dikkat edin Ama eğer birkaç gün sonra tüketecekseniz, sert olanı tercih etmeniz daha iyi olacaktır Gazete kağıdına sarılan avokadolar birkaç gün içinde yenecek olgunluğa ulaşırlar Avokadoyu oda ısısında bekletmek gerekir Buzdolabına koymanız, soğuktan hiç hoşlanmayan bu meyvelere iyi gelmez Meyve olmasına rağmen, daha çok sebze gibi kullanılır Limon suyu ile iyi uyum sağlar Baharatla pişirilen yemeklerle, acılı soslarla kullanılabilir Giriş yemekleri ve salatalarda da bolca kullanılan avokado, nötr tadıyla çok farklı yerlerde karşımıza çıkar Bir omletin içine, çorbalara, peynirli makarna soslarına katılabildiği gibi, tatlı olarak hazırlanan, çilekli puding ve sorbelerde de kullanılabilir


Avokado yüksek kalori değerine sahiptir 100 gramında 1914 kalori değeri ile çok besleyicidir Aynı zamanda diğer meyvelere oranla yüksek potasyum ve C vitamini içerir Bu kalori değerini ise dokusunda yüksek oranada yağ olmasına borçludur


Avokado ancak yumuşadıktan sonra yenilebilir Sert iken acıdır Yumuşayan Avokado’nun kabuğu ince şekilde soyulur (El veya bıçak ile soyulabilir)


Avokado nasıl yenir ?


1 Meyva uzunlamasına ortadan kesilir Ortadaki iri çekirdek çıkarılır Meyva ince ince cips gibi doğranır veya ezilir Tuz, kırmızı veya karabiber ekilir Limon sıkılır karıştırılır Arzuya göre biraz taze veya kuru soğan kıyılarak ilave edilir Maydanoz ve domates ilave edilebilir Salata gibi yenir, yağ istemez


2Soyulmuş ve ezilmiş avakado sarımsaklı yoğurt ile karıştırılır Limon ilave edilmez, böyle de yenilebilir


3 Omlet yapılır Peynir yerine avokado konur


4 Mantar sote gibi sote yapılabilir


5 Ezilmiş avokado bal ve ezilmiş cevizle karıştırılır Bu takdirde tuz, limon, biber ilave edilmez


Bazı öneriler


1 Avokadoları soyduktan sonra kararmamaları için limonlu suda bekletin


2 Saltalar için, avokadoları dilimlemek yerine bir kaşıkla oval parçalar çıkardıktan sonra üzerlerine limon sıkarak servis yapabilirsiniz


3 Çabuk sos hazırlamak için, soyulmuş avokadoyu püre haline getirin İçine 1 çorba kaşığı rendelenmiş soğan, 1 limonun suyu, 4-5 damla acısso, tuz ve karabiber ekledikten sonra karıştırın Havuç, salatalık ve kerevizle servis yapın


4 Avokado tavuğa çok yakışır Taze bir pidenin veya sandviçin içine haşlanmış tavuk, ince dilimlenmiş avokado, salata yaprakları, domates dilimleri ve taze soğan koyun Arasına mayonez gezdirin

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



AYAKÜSTÜ BESLENME


Ayaküstü yiyeceklerle beslenen kişilerde glikoz oranının düzensiz olduğunu, şeker hastalığı riskinin ikiye katlanabildiğini gösterdi


Hamburger türü yiyeceklerde çok fazla miktarda doymuş yağ ve tuz bulunduğu, bu yiyeceklerin düşük kalitede karbonhidrat içerdiği biliniyor Yemekten sonra televizyon karşısında zaman harcamanın şişmanlık riskini artırırken, yemekten sonra mutlaka yürüyüş yapılması gerektiğine işaret edildi


Büyük boy bir hamburger, patates kızartması ve kolanın 1600 kalori içerdiğine dikkat çeken araştırmacılar, bir yetişkine günde 2000 kalorinin yetebildiğini, fazla kalorinin yağa dönüştüğünü belirtti


Araştırma sırasında, haftada iki defadan fazla ayaküstü yiyeceklerle beslenen ve her gün 2-2,5 saatini televizyon karşısında geçiren kişilerde şişmanlık riskinin üçe, şeker hastalığı riskinin ise ikiye katlanabildiği belirlendi

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama





AYRAN, HARİKA İÇECEK


Yaz günlerinin vazgeçilmez içeceklerinin başında gelen ayran, içeriğindeki yoğurt bakterilerinin antikanserojen etkisiyle kanserin başlangıcını önlüyor ve tümör hücrelerinin gelişimini geriletiyor


Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni Ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr Mustafa Tayar, sıcak yaz günlerinde, vücudun ter yoluyla kaybettiği su ve mineralin yerine konması açısından büyük önem taşıyan ayranın, sağlık açısından son derece yararlı bir içecek olduğunu söyledi


MİNERAL VE VİTAMİN DEPOSU


Ayranın, hayli zengin bir içeriğe sahip olduğunu belirten Prof Dr Tayar, kalsiyum ve potasyum içermesi nedeniyle özellikle kemik ve dişlerin oluşumuna olumlu etki yapan ayranın ayrıca, A, B12, D, B2 ve B6 vitaminleri ile protein deposu olduğunu kaydetti


YAN ETKİSİZ


Prof Dr Tayar, ayranın bugüne kadar hiçbir olumsuz etkisinin saptanmadığına işaret ederek, şöyle konuştu: Ayran, özellikle içeriğinde bulunun yoğurt bakterileri sayesinde, çok önemli bir içecektir Yoğurt bakterilerinin antikanserojen etkileri araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur Bu araştırmalarda, özellikle yoğurt bakterilerinin kanser başlangıcını önlediği ve tümör hücrelerinin gelişimini geriletiği saptanmıştır Yoğurt bakterileri taşıyan ayran ayrıca, kolesterol miktarını azaltmasının yanı sıra, toksik maddelerin nötralizasyonunu da sağlar


YAZ İÇİN İDEAL


Ayranın, vücudun sıvı dengesinin korunması açısından da önemli olduğunu dile getiren Prof Dr Tayar, yaz aylarında aşırı sıcaklar nedeniyle kaybedilen sıvının, yine mutlaka sıvı tüketimiyle geri kazanılması gerektiğini ve bu sıvının sodyum ve klorür iyonları açısından zengin olmasının büyük önem taşıdığını kaydetti


Prof Dr Tayar, ayranın elektrolit yönünden oldukça zengin bir içecek olduğunu belirterek, Bu sebeple, yaz aylarında bolca ayran tüketmeliyiz Ayran ayrıca, bağırsak florasının stabilitesini artırıyor ve düzenliyor Sindirim sistemindeki olumsuzlukların giderilmesine yardımcı olur Birçok sindirim bozukluğu üzerinde tedavi edici etki yapar Vücudun sıvı akışını dengelemek ve normal kan basıncını sağlamak için gerekli olan potasyumu sağlar dedi

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



AZ KALORİ, UZUN ÖMÜR


ABD deki Kaliforniya Üniversitesi nde fareler üzerinde yapılan araştırma, ileri yaşlarda da sağlıklı beslenerek ömrün aylarca, hatta yıllarca uzatılabileceğini gösterdi


Proceedings of the National Academy of Sciences dergisindeki habere göre, düşük kalorili beslenmeye başlandıktan iki ay sonra ömür uzatma etkisi görülmeye başlandı Daha az yağlı ve kalorili beslenme şeklinin en çok karaciğere yaradığı belirtildi Düşük kalorili beslenen farelerin, diğerlerine göre daha geç kanser olduğu ve daha uzun süre kanserle yaşayabildiği de görüldü

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BAGISIKLIK SISTEMINI GUCLENDIREN BESINLER


Vitamin A :
Balık karaciğer yağı, karaciğer

Beta karoten (proVitamin A) :
Havuç, ıspanak, kavun, kayısı

Vitamin B2 (Riboflavin) :
Tüm hububat, yağsız et, süt, yumurta, karaciğer, kuru maya

Vitamin B6 (Pyridoxine) :
Tüm hububat, yağsız et, süt, yumurta, karaciğer, kuru maya ve muz

Folik Asit :
Yeşil yapraklı sebzeler, etler

Pantotenik asit :
Bira mayası, baklagiller, alabalık, tüm hububat

Vitamin C :
turunçgiller, çilek, karnabahar

Vitamin E :
Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, karaciğer, buğday

Selenyum :
sarımsak, baklagiller, balık, kuşkonmaz

Demir :
Karaciğer, bezelye, yumurta sarısı, kuşkonmaz

Çinko :
Karaciğer, soya fasulyesi, ayçiçeği tohumları

Magnezyum :
Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, deniz ürünleri

Manganez :
Muz, kepek, ananas, fındık

Protein :
Yağsız et, kümes hayvanları, balık, yumurta, baklagiller, karnabahar, ayçiçeği tohumları

Antioksidanlar :
turunçgiller, baklagiller, tüm hububat

Botanik Faktörler (Phytonutrients) :
Tüm bitkisel besinler

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BAL


Arı Türklerde tüm arı türlerine verilen addır Türklerin ilk kez Anadolu da balarısı sözünü kullanmaya başladıkları sanılmaktadır

Kaşgarlı Mahmud un açıklamasından da anlaşıldığına göre Türkler önceleri bala arı yağı diyorlardı Sonraları özellikle batı Türkleri (Oğuzlar, Kıpçaklar, Suvarlar,) bal demeye başladılar Uygurlar bala Çince mi, Tokharca mir sözlerinden kökenlendiği sanılan mır veya mir adını kullanıyorlardı

Balın Anadolu nun beslenmesinde de önemli rol oynadığı kesindir Çatalhöyük duvar süslemelerinde çiçekler üzerinde böcekler resmedilmiştir Bu da bize günümüzden 8-9 bin yıl önce Anadolu da arının balı çiçeklerden topladığının bilindiğini gösteriyor Anadolu da insanlar sevdiklerine balım dedikleri gibi, bunu bir övgü sözü olarak da kullanırlar Bu da Anadolulunun bala verdiği değeri gösterir

Osmanlılar çıkardıkları birçok kanunla baldan ve arı kovanından vergi almışlardır Osmanlıların İstanbul da kurdukları ilk ticaret merkezi Mısır çarşısı ile Tahtakale arasında bal kapanı da vardı Burada bal tartılır, vergilendirilir, saraya gider arta kalan da halka satılmak üzere dağıtılırdı (Kapan, Arapça kabandan gelmektedir Kaban ise kantar anlamındadır)

Atalarımız balı yiyecek olarak kullanmaktan daha çok hastalıklara karşı koruyucu, deva, iyileşme döneminde de güç ve direnç verici olarak değerlendirmişlerdir Glikozun bulunması ile unutulur gibi, olmuşsa da, değeri anlaşılarak tekrar eski yerini almaya başlamıştır

Balı kimin ne zaman ve nasıl bulduğunu bilemiyoruz Ama, arının yaklaşık 30 milyon yıldır var olduğunu, o günden beri aynı çalışkanlıkla bal yaptığını bilmekteyiz Balı insanların tanıdığını, topladığını gösteren en eski belge İspanya da Valencia eyaletinde Bicorp da Arana mağarasında bulunmuştur Araştırmalar mağaranın duvarındaki bal toplayan kızın resminin 16 bin yıl önce yapılmış olduğunu göstermektedir Yanı sıra günümüzde ilkel olarak yaşayan kabilelerin balın kutsallığına inandıklarını, dini törenlerde önemli yer verdiklerini izliyoruz

Hititlerin, Sümerlerin, Mısırlıların, Romalıların Yunanlıların, birçok eski kültürün balı ilaç olarak kullandığını, tarihte ün yapmış hekimlerin her derde deva olarak kabul ettiğini görmekteyiz Hititler in çivi yazısıyla yazdıkları toprak levhalardan günümüzden 4000 önce arıcılığı tanıdığını öğreniyoruz Levhalardaki reçeteler Sümerler ve Hititlerin balı hastalıklarda kullandıklarını göstermektedir Papyrus Smith de balla hazırlanmış birçok reçeteyle karşılaşmaktayız Piramitlerde ağızları hava geçirmeyecek biçimde kapatılmış bal küpleri ve Kraliçe Hepçesut un armasında arı bulunması, Mısırlıların bala büyük değer verdiğini gösteren delillerdir Romalı hekimler balın çok güçlü bir panzehir olduğuna inanıyorlardı Mısırlı, Romalı, Yunanlı ve Arap hekimler balı göz hastalıklarında kullanmışlardır

Hippokrates hava ve suyla eş değerli görüyor, tüm hastalıklara karşı kullanıyordu Asklepiades ise, ruhi ve sinirsel hastalıklarda kullanıyordu Plinius, Dioskorides ve birçok hekimin çeşitli hastalıklara karşı yalnız, bitkilerle karıştırarak veya şurup, merhem olarak da kullandıklarını görüyoruz

Bala dini kitaplarda da yer verilmektedir İncil, Matta 3,4 "Yahya nın yediği çekirge ve yaban balıydı" diye yazılıdır Kuran, sure 16 68, 69 "Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renkte bal çıkar" Tevrat ise, Yahudilere sokaklarından bal ve süt akan ülke sözü vermektedir

Bal birçok bal çeşidi için verilen ortak addır Yapılan araştırmalar arının kovanından en çok 10 km uzağa gittiğini göstermiştir Bu balın özelliğinin bitki örtüsü ile çok yakın ve sıkı bağlantısı olduğunu göstermektedir Birçok arıcı balını her yönden zenginleştirebilmek için kovanlarının yerini belirli sürelerle değiştirir Özellikle sıcak yörelerde sıcakların başlaması ile kovanlar yaylaya çıkarılır

Bal orman (çam) ve çiçek balı olarak ikiye ayrılır:

Orman veya çam balı arının büyük bir bölümünü çam çeşitlerinden toplayarak yaptığı baldır

Çiçek ballarını da ikiye ayırabiliriz Arının çeşitli çiçeklerden toplayarak yaptığı bal, büyük oranda belirli bir çiçekten toplayarak yaptığı bal Balın özel çiçek balı olarak adlandırılabilmesi için içinde bala adını veren bitkinin çiçektozundan en az %45 oranında bulunması gereklidir Bu bahar büyük olasılıkla adlandırıldıkları bitkinin sağlıksal özelliğini gösterir Bu özelliği bitkinin çiçek tozu oranı ile doğru orantılı olarak artar

Karışık çiçek balları genel güçlendirici ve direnç artırıcı güçleri yanı sıra astmaya, bronşite, saman nezlesine karşı da önerilmektedir

Özel bahar: Birçok adı alt alta sıralayabiliriz Birkaç örnek:

Ihlamur balı: Sinir yatıştırıcı, uykusuzluk giderici, özelliği olup güzel kokulu açık renklidir

Nane balı: Bağırsak gazlarını önleyici, kolikleri çözücü, pankreas salgısını söktürücü, sindirimi kolaylaştırıcı, özelliği vardır Uçucu yağlar yönünden zengindir

Kuşdili balı: Karaciğer hastalıklarını iyileştirici, sindirim bozukluklarını düzeltici özelliği vardır

Portakal balı: Sinir yatıştırıcı, kramp çözücü özellikleri nedeni ile sinir hastalıklarında kullanılır

Özel ballar arasında ülkemizde herkesin tanıdığı deli balı da sayabiliriz Acımsı buruk tadı olan bu bal çok az yenildiğinde sinir bozukluklarına iyi gelmekte, çok yenildiğinde ise, merkezi sinir sisteminde felçlere neden olmaktadır Zehirlenme, bulantı, kusma ile kendini göstermektedir Buna arının sarı renkte çiçek açan Azelea pontica L ve kırmızı çiçekli Rhodedonderon ponticum L bitkilerinden topladığı öz neden olmaktadır

Balın saklanması: Baldaki en önemli değişiklik içindeki glikozun kristalleşmesi, balın akışkanlığını kaybetmesidir Balın kristalleşmesi diğer bir değimle şekerlenmesi halk arasında yanlış anlaşılmaktadır Şekerlenme balın doğal olduğunu gösteren en önemli delildir Şekerlenmiş bal yenilebilir Balın akışkanlığını kazanması, şekerlenmenin kaybolması için balı yaklaşık 3 saat kavanozu ile (veya herhangi bir cam kapta) 50 derece sıcak su banyosunda tutmak yeterlidir Çok sıcak ve 0 derece altındaki soğukluk balın birçok değerinin kaybolmasına neden olur Bal buz dolabında saklanmamalıdır Işığa karşı da duyarlı olduğundan ışık geçirmeyen kaplara veya içi sırlı küplere konulmalıdır Havadaki nemi, çevresindeki kokuları emme özelliğinden, bal kabının ağzı hava geçirmeyecek biçimde kapatılmalıdır Açık kaptaki balın üzerinde köpürmeler başlar

Balın kontrolü: Bir şişenin içine 100 mI %70 hik alkol ile 50 gr bal konur, iyice çalkalanır Bal alkolün içinde artık bırakmadan erirse, doğaldır Kapta beyaz bir kalıntı oluşursa, doğal değildir

İçindeki birkaç madde: Mineraller yönünden çok zengindir İçindeki minerallerin oranı %3 e yaklaşır Bakır, çinko, demir, fosfor, klor, kükürt, magnezyum, potasyum, silisyum, sodyum

Organik maddeler: Asetik asit (sirke asiti), formik asit (karınca asiti), laktik asit (süt asiti), sihisik asit, elma asiti, glikon asit

Anorganik maddeler: Fosforik asit, hidroklorik asit

Şekerler: Koyanın bulunduğu çevredeki çiçeklere (bitkilere) özgü olan şekerler dışında, glikoz (dektroz), fruktoz (levüloz), maltoz

Vitaminler: Bal bu yönden zengin değildir Bununla birlikte içinde B1, B2, B6, pantothen asit, nikotonik asit, folik asit, çok az C vitamini vardır Meyveler ve sebzelerdeki vitaminler bir süre sonra değerlerinden kaybederler Örneğin ıspanaktaki C vitamini toplandıktan 24 saat sonra yarıya iner Meyvelerdeki vitaminler değerlerini daha yavaş kaybederlerse de, sonuç değişmez Balın içindeki tüm vitaminler öngörülen biçimde saklandığı sürece değerlerinden hiçbir şey kaybetmezler

Enzimler: Balda birçok enzim vardır Bunlardan en önemlisi glucosexidase enzimidir Bu enzim havanın içindeki oksijen yardımıyla glikozu asite ve hidrojenperoksite çevirir Bu balın uzun süre saklanabilmesini sağlar, dayanıklılık gücünü artırır Hidrojenperoksit iyi bir mikrop öldürücüdür (antiseptiktir) Balın içinde basillerin yaşama süresi basile göre değişmektedir "Balda günümüzde bile analiz edilmemiş daha birçok madde vardır"

Bal birçok hastalığın tedavisinde yalnız başına veya karışım olarak uygulanır Genellikle çayların tatlandırılmasında bal önerihir Çayın gücünü en az 2 kere artırır Tatlandırıcı olarak çiçek balına öncelik tanınmalıdır

Bala karşı alerji: Bala karşı alerji gösterenler de vardır Yediklerinde kaşıntılı veya kaşıntısız sivilce dökenler, midesi sancılananlar veya bulananlar da görülmektedir Günde bir veya yarım kk bal suya karıştırılıp uzun süre içilerek vücudun ve midenin bağdaşıklık kazanması sağlanabilir Ölçü yavaş yavaş arttırılır Balın içindeki çiçek tozları da alerjiye neden olabilir Bu durumda balın yöresi veya türü değiştirilmelidir Örneğin çiçek balı yerine, çam bal, Tüm çabalara karşı alerji devam ediyorsa, yememekten başka çıkar yol kalmaz

Arı çok yararlı bir yaratıktır derken yalnız balını düşünmek hem yanlış hem de arıya karşı yapılmış bir haksızlık olur Arının peteğinden (balmumundan), arısütünden, topladığı çiçektozlarından, propolisinden, zehirinden yararlanılır Ayrıca baldan met adlı bir içki de yapılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BALIK VE DEPRESYON


Yapılan araştırma sonuçlarına göre omega 3 açısından zengin balıkların tüketimi depresyon belirtilerini azaltıyor ve mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin hormonunun üretimini artırıyor




Hamile kadınların doğum öncesi ve sonrası olası depresyon riskini önlemelerinin yolu, omega 3 içeren balık yemekten geçiyor


Britanyalı araştırmacıların 11 bin 721 kadın üzerinde yürüttüğü bir çalışmanın sonucuna göre, hamile kadınlar gebelikleri sırasında ne kadar çok omega 3 yağ asiti tüketirse, hamilelik süresince ve doğumdan sekiz ay sonraya kadar gösterdikleri depresyon belirtileri de o kadar düşüyor


Omega 3 asitleri en çok deniz ürünleri ve aynı değerde besin içeren destekleyici ilaçlarda bulunuyor Her ne kadar hamile kadınların, içerdiği civa nedeniyle balık tüketmesi sakıncalı bulunsa da, ton balığı, sardalya, som balığı ve ringa balıklarının hem omega 3 açısından zengin hem de civa açısından daha az riskli olduğu açıklandı


Haftada iki-üç kez yenebilir


Çalışmayı yürüten Dr Joseph R Hibbeln, haftada iki ya da üç kez yenecek, toplam 340 gram kadar balığın hamile kadınlar için uygun miktar olduğunu söyledi


Beynin yapıtaşları olarak görülen omega 3 asitleri, depresyonu engelleyen seretonin adlı kimyasalın üretimine destek oluyor Omega 3 bu açıdan sadece hamile kadınlarda değil, depresyon geçiren herkes üzerinde etkili kabul ediliyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama





BALMUMU


Arının gövdesinin arka bölümünün altında bulunan balmumu bezelerinden salgıladığı yumuşak bir maddedir Arı, balmumunu yaşamının 11 günü ile 18 günü arasında salgılar Bununla petek diye adlandırdığı mız altıgen gözenekleri yapar

Kaşgarlı Mahmud Bulgar Türklerinin balmumuna avus dediklerini yazıyor Kıpçak Türkleri uvus, Tobal ve Kırgız Türkleri ise, bala uz diyorlardı Derleme sözlüğüne göre Anadolu da balmumuna balagız veya balavuz deniyordu Balmumu için kullanılan en eski adlar ise, ekir, eğir, eyir, eyil, sözleridir

Balmumunun ana maddesi yağ asiti ve alkoldür Ayrıca, içinde propolis, boya ve yüksek oranda A vitamini vardır

İçindeki A vitamini çiğnenerek alınabilir

Gözleri yakmadığı, gırtlakta gıcık, yanma yapmadığı için çok eskiden beri balmumundan yapılan muma çok değer verilir Ayrıca, solunum organlarını açtığı, balgam oluşmasını önlediği için öksürüklü, boğmacalı astmalı, sinüzitli nezleli ve saman nezleli hastaların odalarında taze balmumundan yapılmış mum yakılması önerilmektedir Anadolu nun kimi yerlerinde bu uygulama görülür

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BESLENEREK TEDAVİ OLUN


Tahıl, sebze ve meyvelerde bulunan çeşitli maddeler ve vitaminler, depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi geliyor


Londra Üniversitesi uzmanları, hastalıklarla doğal savaş programı hazırladı Program, hangi hastalığa karşı neler yenmesi gerektiği konusunda rehberlik ediyor


Avokado İle depresyonu yenin


Uzmanlar, sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ediyorlar Bu meyvenin içerdiği E vitamini, kalbe iyi gelirken, yüksek potasyumu depresyona sebep olan uyuşukluluğu engelliyor Ama yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olduğu için zayıflamak isteyenlere önerilmiyor


Tansiyona karşı muz


Yüksek miktarda karbonhidrat içeren ve zengin bir potasyum kaynağı olan muz, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlıyor Rezene ve tahıl da aynı amaca hizmet veriyor İçindeki kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamininin vücuda direnç kazandırdığı arpayla ilgili ABD de yapılan bir araştırma, 6 ay boyunca her gün bu çeşit üründen tüketilmesinin, kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı Kilo kaybına karşı ise çikolatalı puding öneriliyor İngiliz Sağlık Bakanlığı, kilo kaybı sorunu olanların günde 3 kez 1 hafta boyunca puding yemesini tavsiye ediyor Günde 2 top vanilyalı dondurma tüketimi ise vücudun günlük protein ihtiyacının yüzde 20 sini karşılıyor


Alerjiye kayısı


KayIsInIn içindeki betakaroten adlı madde, hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önlüyor Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfürdioksit de, astım gibi alerjilere iyi geliyor Basur tedavisinde fazlası kullanılmadıkça Hindistan cevizinin iyi bir tedavi yöntemi olduğu uzmanlarca belirtiliyor


Menopoza karşı nohut ve üzüm


Sebze hormonu fitoöstrojen içeren nohut ile içinde elajik asit bulunan üzümün, menopozun olumsuz etkilerine karşı koruyucu özellikleri bulunuyor Sadece iki-üç adet kuru erik yemenin bile vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşıladığı, idrar yolları kaslarını rahatlattığı, bunun da kolon kanserine karşı koruduğu bildiriliyor Ayrıca, yüksek orandaki bor minerali ile menopozdaki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutuyor Romatizma ağrılarını büyük oranda azaltan kekik yağının yanı sıra zencefilin de aynı alanda olumlu etkileri bulunuyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BESLENME PIRAMITI DEGISTI


10 yıl önceki beslenme programı ABD’lileri şişmanlatınca, sağlıklı beslenme piramidi de değişti

Amerikan Newsweek dergisi, sağlıklı yeni diyeti son sayısında kapak yaptı

1992’de hükümet, Amerikan halkını yağ tüketimi konusunda uyardı Ancak bu uyarı karbonhidratların zararsız olduğu şeklinde yorumlandı Hazırlanan yeni beslenme piramidinde, kırmızı et ve beyaz undan uzaklaşılması, bitkisel yağlara ağırlık verilmesi önerildi

Amerikan Newsweek dergisi "Mükemmel Diyet" başlıklı kapak konusunda, 10 yıl önceki beslenme programının, ABD’lileri daha kilolu ve hasta yaptığını belirterek, yeni bir sağlıklı beslenme piramidi çıkardı

Dergide, ABD’lilerin, hükümetin 1992’de yağlardan uzak durur uyarısını, karbonhidratların zararsız olduğu şeklinde algıladığı belirtilerek, kırmızı et ve beyaz unun seyrek, bitkisel yağların ve tahılların daha çok tüketilmesi önerildi

Yeni diyetin ömür boyu sağlık için düzenlendiği belirtildi

Kepekli gıdaları ve bitkisel yağları tüm yemeklerde tüketin

Bol bol sebze tüketip, günde 2-3 kez meyve yiyin

Alkolü çok tüketmeyin Günde 1-3 kez fındık ve ceviz yiyin

Günde 1-2 kere balık, tavuk, yumurta yiyin

Multi vitamin kullanın

Günde 1-2 kez süt ve süt ürünleri tüketin

Kırmızı et, margarin, beyaz ekmek, pilav, makarna ve tatlıları kontrollü tüketin

EGZERSİZ ŞART

Egzersizin uzun vadeli sağlık olduğuna değinen Amerikan Newsweek dergisi herkesi aktif olmaya çağırarak aktif olmak için en azından günde yarım saat yürüyüşün şart olduğunu belirtti

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BESLENME VE KANSERDEN KORUNMA


Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir

Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

-Normal bir vücut ağırlığını koruyun Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır

-Diyetinizde çok fazla doymuş ve doymamış yağdan kaçının Bazı çalışmaların ortaya koyduğu kanıtlar, diyetteki yağ seviyeleri ile prostat kanseri, kalınbağırsak kanseri ve diğer kanserlerin oluşumu arasında bir ilişki olduğunu düşündürmektedir şu anda, bu tür bağlantıların nedenleri açık değildir

Son raporlar, diyetteki yağ tüketiminin göğüs kanseri sıklığıyla ilişkisiz olabileceğini düşündürmektedir Yağ tüketimi için hiçbir kural belirlenmemiştir, ama genel olarak yağ tüketimi düştükçe kanser riskinin düştüğü görülmektedir İhtiyatlı bir yağ tüketimi kuralı, toplam kalori tüketiminizin yüzde 30 udur (Yağı diyetinizden tamamen çıkarmaya çalışmayın; bunun ne yararı vardır ne de olanağı)

-Lif açısından zengin gıdalar yiyin Günde 25 ile 33 gram lif tüketimi önerilir Diyet lifi, vücudu özellikle kalınbağırsak kanseri olmak üzere, bazı kanser biçimlerinden korur gibi görünmektedir Belirli lif tiplerinin etkileme biçimi açık değildir Bu nedenle, taze meyve, sebze ve az işlenmiş tahıl ürünleri gibi çeşitli diyet kaynaklarını her gün yiyin

-A vitamini ve C vitamini açısından zengin gıdaları her gün yiyin (Bazı örnekler, A vitamini kaynakları olarak havuç, ıspanak, tatlı patates, şeftali, kayısı, koyu yeşil ve koyu sarı taze sebzeler ve meyvalar; C vitamini için portakal, greyfurt, çilek, yeşil ve kırmızı biberler) A vitamini, ağız boşluğu, boğaz, gırtlak ve akciğer kanserleri dahil olmak üzere, bazı kanserlerin sıklığının azaltılmasına yardımcı olabilir Ayrıca, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, genel olarak C vitamini olarak bilinen askorbik asitin, nitratlar yendiğinde üretilen bazı kanserojen bileşiklerin oluşumunu önleyebildiğini göstermektedir Ama, bu vitaminleri normal ihtiyacınızdan daha fazla miktarda tüketmeniz gerekmez

-Brokoli, lahana, Brüksel lahanası, kıvırcık lahana, karnabahar, yer-

lahanası, hardal yaprakları ve İsviçre pazısı gibi sebzeleri düzenli diyetinizin bir parçası haline getirin Araştırmalar bu gıdaların kalınbağırsak, mide ve akciğer kanserlerinin gelişimine karşı koruma sağladıklarını göstermektedir

-Tuzlanarak, tütsülenerek ve nitratla işlenmiş gıdalardan az miktarda yiyin Bu gıda grubu sucuk, jambon ve diğerleri gibi tütsülenmiş ve konserve edilmiş etleri içerir Yemek borusu ve mide kanseri sıklığı, bu gıdaları çok miktarda yiyenlerde daha yüksektir

Izgara ya da tütsüleme gibi bazı pişirme yöntemleri kansere yol açabilen maddeler üretebilir bu nedenle bu yöntemleri az kullanmak gerekir

Yemek pişirirken kullandığınız tuz miktarını, yarım kilo ette dörtte bir çay kaşığı tuz, pişirilmiş sebze ya da tahıl porsiyonu başına sekizde bir çay kaşığı tuzla sınırlayın Jambon, soya sosu ya da turşu gibi aşırı tuzlu gıdaları al-mayın ya da seyrek olarak ve az miktarlarda yiyin

-Alkol kullanıyorsanız, az kullanın Uzun süreler boyunca çok miktarda alkol içmek, karaciğer kanseri riskini arttırır Alkol tüketimi sigarayla ya da tütün çiğnemeyle birleştiğinde, ağız, gırtlak, boğaz ve yemek borusu kanseri riskini arttırır Günde iki ya da daha az bardak tavsiye edilir

Bu makuldür Günlük diyetinizi çok az değiştirerek bu önerileri uygulayabilirsiniz Ancak, bu önlemlerin kanserden koruma sağlayabileceği kesin değildir

Alıntı Yaparak Cevapla

Diyet Ve Zayıflama

Eski 08-16-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyet Ve Zayıflama



BESİNLERİN SATIN ALINMASI, HAZIRLANMASI VE SAKLANMASI SIRASINDA DİKKAT EDİLECEKLER


Besinlerin hazırlanmaları sırasında uygulanması gereken bazı kurallar vardır ve bunların uygulanması sağlık ve temizlik açısından önemlidir Bu kurallara uyulmadığı takdirde besin zehirlenmeleri meydana gelir Bu kurallar şöyle sıralanabilir:


Sağlam, zedelenmemiş, bozuk olmayan besinler seçilmeli ve satın alınmalıdır


Besinlerin hazırlanma, saklanma ve servis edilmeleri sırasında hastalık etmeni mikroorganizmalar ile kirlenmesi önlenmelidir

Hastalık yapabilecek şüpheli besinler, özellikle küflenmiş olanlar yenilmemelidir


Zehirli mantarları gözle ayırt etmek mümkün olmadığı için kültür mantarları dışında mantar tüketilmemelidir


Hazırlama, saklama ve servis sırasında kullanılan araç, gereçlerde mikroorganizmaların çoğalması önlenmelidir


Mutfak ve yemek yenen yerlerin temizliğine özen gösterilmelidir

Çiğ yenecek sebze ve meyveler, pişirilecek taze sebzeler ve kuru meyveler, temizlenmiş ve pişmeye hazır tavuk, balık, parça etler ve yumurta iyice yıkanmalıdır


Sebze ve meyveler toz, topraklarından ve ilaç kalıntılarından temizlenmesi için bir müddet su dolu bir kapta bekletildikten sonra, bol su ile birkaç kez yıkanmalıdır


Herhangi bir haşere ve mikroorganizma bulaşmasından kuşkulanılırsa, taze sebzeler 20 dakika tuzlu veya klorlu suda bekletilmelidir


Besinlerin bakteriler tarafından çıkarılan toksinlerden başka zehirli maddelerle karışması veya kirlenmesi önlenmelidirÖzellikle temizlik maddeleri, DDT gibi haşere öldürücü ilaçlardan sakınmalıdırBu gibi maddeler besinlerden uzak yerlerde; örneğin depo olarak kullanılan ayrı oda veya kilerlerde, etiketlenmiş olarak saklanmalıdır


Besinlerin hazırlanması, saklanması, pişirilmesi, servis için sıcak tutulması, yeniden ısıtılması sırasında uygulanacak sıcaklık dereceleri bakterilerin çoğalmasını önleyecek yeterlilikte olmalıdır


Et, tavuk, balık, süt, yumurta ve bunlarla hazırlanmış yemekler 16-490C arasındaki en tehlikeli bölgede, asla bırakılmamalıdır


Besinler oda sıcaklığında bütün gece boyunca bırakılmamalıdır


Toz ve haşerelerden korumak için üzeri daima kapalı olarak saklanmalıdır


Sıcak yemekler en kısa sürede soğutularak buzdolabına konulmalıdır Pişmiş yemekler, oda sıcaklığında kendi kendine soğutulmaya bırakılmamalıdır


Çabuk bozulan et, tavuk, balık, süt, yumurta gibi besinlerin dükkanlarda güneşten uzak ve buzdolabında saklanmaları gerekir Satın alındıktan sonra yine bekletilmeden hemen buzdolabına konulmalıdır


Dondurulmuş besinler, buzdolabının alt raflarında bekletilerek çözdürülmelidir Çözülme işi oda sıcaklığında, radyatör üzerinde ve altında, hafif ateşte veya güneşli yerde yapılmamalıdır


Çözülmüş besinler bekletilmeden pişirilmelidir


Etler, birer yemeklik miktarlarda, yassı bir şekilde paketlenmiş olarak dondurulmalıdır


Kırık, çatlak ve kirli yumurtalar satın alınmamalıdır

Kıyma ve organ etleri uzun süre saklanamadığından kısa sürede tüketilmelidir


Süt ve sütlü besinler, krema, deniz ürünleri, soğuk etler, ordövrler, kanepeler, sosis, salam, yumurta ve yumurtalı besinler, kremalı pasta ve tatlılar, kıyma kullanılmış besinler, sandviçler devamlı olarak buzdolabında (+50C nin altında) saklanmalıdır


Ekmek, çörek, kurabiye yapmak için hamurun mayalandırılması besleyici değerini artırır

Ekmek ince dilimlenip kızartılırsa besleyici değeri azalır

Tarhananın besleyici değeri yüksektir Pişirirken içine pişmiş nohut, mercimek, havuç eklenmesi değerini daha da artırırTarhana yapılırken güneşte kurutulursa, süt ve yoğurt aydınlık yerde bekletilirse vitamin B2, vitamin B6 ve folik asit değerleri azalır


Yumurta, süt, yoğurt, peynir ve tahinle yapılan tatlıların besleyici değerleri, sadece un, yağ, şeker kullanılarak yapılanlardan daha fazladır Şeker yerine pekmez kullanılması besleyici değerini daha da artırır

Sütlü tatlı yaparken şeker önceden konur ve birlikte pişirilirse veya fırında yüksek sıcaklıkta pişirilirse, protein değeri azalır Pastörize veya sterilize uzun ömürlü sütleri kullanın


Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler iyi pişirildiğinde sindirimi kolaylaşır ve böylelikle protein değeri artar


Yumurta çiğ yenirse ya da sarısının etrafı yeşillenecek kadar hızlı ateşte, uzun süre pişirilirse, besleyici değeri azalır


Sebzelerden yapılan salatalara limon veya sirke eklenir, bekletilirse A ve C vitamini değeri azalır


Sebzeler doğrandıktan sonra bekletilirse, haşlama ve pişirme suları atılırsa vitamin ve mineralleri azalır


Meyveler kesildikten ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletilirse C vitamini değeri azalırHatta sıkılmış meyve suları buzdolabında bekletilse bile vitamin değeri azalır


Yağ yakıldıktan sonra yemeğe konursa, sağlığa zararlı duruma gelir


Yoğurdun yeşilimsi suyu atılırsa vitamin değeri azalırYine, yoğurt torbaya konup süzülür, süzülen suyu atılırsa vitamin kaybı olur

Ambalajlanmış ürünleri alırken mutlaka etiket bilgilerini okuyunuz

Ambalajlanmış ürünlerde özellikle son kullanma tarihlerine dikkat ediniz Son kullanma tarihi geçmiş ürünleri satın almayınız


Üzerinde etiketi olmayan, ambalajı bozulmuş ve kapağı bombeleşmiş olan konserveler sağlık için son derece zararlıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.