Tehlikeleri Görebilmek

Tehlike - Çalışmak - Başarmadaki Tehlikeleri Sezmek



Tuzaklar menfaatler üzerine kurulmuşlardır Az bir menfaat çok büyük tehlikeleri beraberinde getirir Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin tespiti ile dünya tehlikelerle doludur “Bir üzüm tanesi yedirir, yüz tokat vurur” Ama ne var ki insan tuzağı göremez, tuzak içindeki menfaatini görür ve buna aldanarak tuzağa düşer


Akbaba ile çaylak iddiaya girerler Çaylak çok iyi gördüğünü iddia eder Beraberce yükselirler Çaylak çok yükseklerden bir buğday tanesini gördüğünü söyler, akbaba inanmaz Beraberce aşağıya inerler Gerçekten bir buğday tanesi vardır ve çaylak bunu almak için buğdayın yanına iner ve birden tuzağa düşer Akbaba çaylağa der ki, “marifet buğday tanesini görmek değil arkasındaki tuzağı görebilmektir” der


Tarihte pek çok devletler kurulmuş ve yıkılmıştır Milletlerin devlet kurmaları çalışkanlıkları, idealleri ve büyük hedefler belirleyerek bunun için gayret göstermeleri sonucudur Yemek, içmek ve barınmak gibi basit temel ihtiyaçları ve oyun eğlence gibi basit eğlenceler peşinde koşanların devlet kurmaları mümkün değildir Onlar ancak idealleri ve hedefleri olan büyük milletlerin kölesi olmak ve onları mutlu etmek için karın tokluğuna çalışmaktır Bu gibi basit değerler ve ihtiyaçlar peşinde koşanları tuzağa düşürmek ve esir etmek çok kolaydır


Bir zamanların dünya liderleri olan Hitler, Mussolini ve Çorçil bir havuz başında bir araya gelirler Çorçil diğer liderlere dönerek “Şu havuzdaki balıkları nasıl kolayca yakalayabilir?” diye sorar Hitler hemen belindeki tabancayı çıkarır ve balıkları nişan alarak ateş eder Ama hiçbirini vuramaz Mussolini Akdenizli olması ve yüzmeyi iyi bilmesinden dolayı havuza atlar ve eliyle yakalamaya çalışır; ama bunu başaramaz Sıra Çorçil’e gelir Çorçil önce havuza akam suları keser Sonra havuzun başına oturur ve başlar çay kaşığı ile havuzu boşaltmaya Yanındaki Hitler ve Mussolini dayanamaz “Bu çay kaşığı ile havuzu ne zamana kadar boşaltacaksın?” diye sorarlar Çorçil cevap verir “Ben havuzun su kaynaklarını kuruttum Dolayısıyla artık havuz eninde sonunda boşalacak ve balıklar susuz kalarak bana teslim olacaklardır Benim ise bu konuda hiçbir acelem yoktur” der


Onları dinleyen önemli siyaset dâhilerinden Benjamin Franklin şöyle der: “En iyi metot Çorçil’in uyguladığı metottur Bir milleti esir almak için yapılacak en iyi şey onların kültürel mirasından mahrum bırakmak ve kendi kültürünüzle onları beslemektir O zaman onlar sizin olur Yine işgal altındaki bir milletin kurtuluşu da kültür eğitimine bağlıdır Siz onlara kendi kültürünüzü verirseniz eninde sonunda onlar bağımsızlıklarını kazanırlar” der


“Önce çalışmak, sonra ibadettir dinin esası / Kabul olur ancak çalışanın duası” demiştir şair Çalışmak ve gayretli olmak, şerri ve ehven-i şerri bilmek, kuklayı değil, kuklacıyı fark etmek, tuzağa konulan yeme koşmadan önce tuzağı fark edebilmek ancak akıllı ve düşünceli insanların işidir


Çalışan bir milletin akıllı liderleri ve ilim adamları olursa o millet her zaman dünyayı arkasında sürüklemeye devam eder Ne zaman milletleri ilme ve alime, akıllı liderlere değer vermezlerse o zaman tuzaktan tuzağa düşer başka milletlerin menfaatine çalışan köleler haline gelirler