Hayatta Başarının Şartları

Başarı - Başarının Şartları - Tembellik - Çalışma ve Gayret

Başarı ve başarısızlık kişinin kendisine hedef koyması ne isteyeceğini, nereden ve nasıl isteyeceğini bilmesi ve bunun için çaba ve gayret etmesine bağlıdır Ancak başarı mutluluk demek değildir Yine başarı makam, mevki ve servet elde etmek değildir Başarı doğru olanı yapmak ve doğru yolda yürümektir Hiçbir başarı şans eseri olarak insanı gelip bulmaz “Hiç kimse başarı merdivenini eli cebinde çıkmamıştır” Başarı akıl, güçlü bir irade ve devamlı gayretin sonucudur Zayıf iradeli olanlar ve sonuna kadar çaba göstermeyenler hayatta başarılı olamazlar Bilinçli ve akılcı hedef, bu hedefe götürecek imkân ve bunun için gösterilecek gayret başarıyı getirir


Yüce Allah “Bizim uğrumuza mücadele edelere bir yollarımızı gösteririz” (Ankebut, 69) buyurur Bu ayette Allah’ın bizden istediği şeyin çaba ve gayret olduğunu görürüz Kur’ânda geçen cihad ve mücahede kelimesi çaba ve gayret gösterme anlamına gelmektedir Dinde cihad gayretli olmak ve doğruluk için mücadele etmek anlamına gelmektedir Bir başka ayette “İnsan için çalıştığının karşılığı vardır Çalışmasının karşılığını muhakkak görecektir” (Necm, 53:39) buyrulur


Çalışmanın şartı ısrarla aynı şeyleri yapmak ve fiilî dua ile sonucu Allah’tan istemek ve beklemektir Çalışmaya kanaat etmemeli; ancak sonuca kanaat etmelidir Hz Ali (ra) “Kapıyı çalmaya devam ederseniz size açılır” demiştir Yine “Bir şeyi arayan ya hepsini veya bir kısmını bulur” Bir hedefe giden ona ulaşır Hiç kimse gayret ve çaba göstermeden bir yere gelmez


Allah’tan bir şeyi isteyen bunu elde etmek için de gayret göstermesi gerekir Dua etmek sadece istemek anlamına gelmez Gönlüyle arzu eder, diliyle isterken fiilen ve halen de bunun gayreti içinde olmalıdır “Kim Allah’tan bir şeyi ister ve bunun için gayret göstermezse kendisini rezil etmiş olur” denilmiştir


Başarı çalışmanın, başarısızlık ise tembelliğin sonucudur Hz Ali (ra) “Tembellik zaferin afetidir” demiştir “Tembel olan ne başarıyı ve ne de mutluluğu elde edemez” Bir şeyi kolay elde etmek isteyen de onu tutamaz Elde etse de elinden çok kısa zamanda uçar gider İmam Muhammed Bakır (ra) “Tembellikten ve acizlikten sakının; bu ikisi bütün kötülüklerin anahtarıdır” demiştir Nitekim peygamberimiz (sav) “Allahım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten ve korkaklıktan sana sığınırım” şeklide dua etmiş ve böyle dua etmemizi tavsiye buyurmuşlardır Tabii ki Allah’tan bunları isterken fiilen de istediklerini yapma gayreti içinde olması gerekir


Tembelliğin öncülü olan gevşeklik dahi gerek din için, gerekse dünya için büyük bir afettir Kişinin hem dünyadan hem de ahiretten istifadesini azaltır Zamanın boşu boşuna geçmesini sağlar ve zamanla elde edilecek olan her nevi nimetten insanı mahrum bırakır İmam Muhammed Bakır (ra) “Dünya işlerinde gevşek olan kimse ahiret işlerinde daha gevşek olur” demiştir


Tembelliğin alameti işi ertelemektir Bu günün işini yarına bırakmak, sonra yaparım demek tembelliğin alametidir “Peygamberimiz (sav) “Yarıncılar helak oldu Yarıncılar yarın yaparım diyenlerdir” buyurmuştur Tembelliğin çaresi çalışmaktır Zira her şeyin zıttı onun ilacıdır Bunun için Hz Ali (ra) “Tembelliğe karşı azim ve gayretle yürüyün” demiştir Cafer-i Sadık (ra) da “ İradenin güçlü olduğu yerde beden onu yalancı çıkarmaz” demiştir


Himmet ve gayret kişinin hem rızkını artırır, hem makamını yüceltir Nitekim Bediüzzaman Said Nursi (ra) “Kimin himmeti milleti olursa o tek başına bir millettir” buyurarak insanların himmet ve gayretleri ölçüsünde büyüyeceği ve değerli hale geleceğini ifade etmiştir Hz Ali (ra) da “İnsanın rızkı, niyeti ölçüsündedir” demiştir


Kararlılık insanın gücünü artırır Bu da çabasının ve direncinin artmasına sebep olur Buna göre de rızkı ve başarısı artar Her konuda insanı harekete geçiren şey inanç ve imandır “Başaracağına inanan başarır” demişlerdir İnsanın iradesini güçlendirmesi de yine inancın gücüne göredir


Başarının diğer bir şartı ise iyi niyettir Başarıya en yakın olan niyetler de hayra ve gerçeğe en uygun olan niyetlerdir Gerçekleşmesi mümkün olmayan ve hayal mahsulü olan şeyler peşinde koşan sonunda mahrumiyetle cezalandırılır Cafer-i Sadık (ra) “Yüce Allah yardımını ve rahmetini kullarının niyetleri ve gayretleri derecesine göre takdir etmiştir Kim iyi niyet sahibi olursa Allah’ın eksiksiz yardımını görür Her kim de kötü niyetli olursa o da niyeti nispetinde Allah’ın yardımı ve rahmetinden mahrumiyetle cezalandırılır” demiştir


Niyetin en halis olanı “Allah rızası” niyeti ile olanıdır Allah rızası niyetinin halis olması ve kabulü için de “emir dairesinde” olması gerekir Allah’ın rızasının olmadığı ve razı olmayacağı amelleri yapmaya niyet etmek insanı Allah rızasına götürmez Allah rızasına uygun olayınca da Allah’ın yardımından mahrum kalır Peygamberimiz (sav) “Allah bu ümmete zayıf olmaları, namaz kılmaları ve ihlâsları için yardım eder ve onları muvaffak kılar” buyurmuşlardır


Allah kendi rızası için çalışana mutlaka yollarını gösterir ve ona yardımcı olur Bu dünyada hikmete binaen başarılı olmasa da insanın başarısı istikameti, doğruluğu ve ihlâsı koruması onun en büyük başarısıdır Ahirette ise onun için sonsuz mükâfat vardır ki gerçek başarı bunu kazanmış olmasıdır Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Her kim geçici olan dünyayı isterse biz ona dilediğimiz kadar veririz, sonra onu ahirette cehenneme atarız” (İsra, 17:18-19) buyurmaktadır “Kim inanarak ahiret için çalışırsa ona da bu çalışmasının mükâfatını kesinlikle kat kat veririz” (17:19-20) buyurur


Dünya ahiretin tarlası ve gölgesidir Asıl hayat için çalışan bu dünyada da mutlaka bunun karşılığından, yani gölgesinden istifade eder Bu hususa peygamberimiz (sav) “Ahiret için çalışanlara Allah dünyayı verir; ama dünya için çalışana ahireti vermez” buyurmuştur