Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Özel Günler ve Tebrikler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, mart, zaferi

18 Mart Çanakkale Zaferi

Eski 03-17-2011   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

18 Mart Çanakkale Zaferi



18 Mart Çanakkale Savaşlarını Anma TöreniBen ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım
Yırtarım dağları enginlere sığmam, taşarım

Değerli öğretmen arkadaşlarım, sevgili öğrenciler…
Bugün burada, tarih içerisinde büyük bir önem sahibi olan 18 Mart Çanakkale Savaşlarını anmak üzere toplanmış bulunmaktayız Program akışı şu şekilde olacaktır

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
Açılış konuşması
Günün anlam ve önemini belirten konuşma
Şiir “Bir Yolcuya
Şiir “Şehidim, Vatanım
“Atatürk’ün Çanakkale ile ilgili bir anısı
Şiir “Yarın ki Çanakkale
Şiir “Çanakkale Şehitlerine
“Çanakkale Savaşlarının Siyasi Sonuçları
Şiir “Çanakkale”
Çok sesli koro(Orotoryum)
Şiir “Bugün
Şiir “Gitme Ey Yolcu”
Şiir “Çanakkale
Çanakkale Korosu

Memleketinin kurtuluşu için kendi canlarından geçen şehitlerimiz için sizleri bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum Saygı duruşunun ardından hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı söyleyeceğiz

Şimdi açılış konuşmasını yapması için Okul Müdürümüz buraya davet ediyoruz

Boşalmış beş kıtanın bütün denizleri
Çanakkale olmuş sanki geçit yeri…
Karadağlı’sı, Fransız’ı, İngiliz’i…
Kendi geldiği yetmiyormuş gibi
Yanında bir de Hintli’si, Zelandalı’sı…

Günün anlam ve önemini belirtmesi için okulumuz sosyal bilgiler öğretmeni ’yi buraya davet ediyoruz

Sınıfı öğrencilerinden ’ı “Bir Yolcuya” adlı şiiri okuması için buraya davet ediyoruz


Düşman sevinçle karaya tırmanıyor
Şimdilik sessiz siperlere
Yürürken sevinçle,azametle
Sahipsiz köy buldum sanıyor

Sınıfı öğrencilerinden “Şehidim,Vatanım” adlı şiiri okuyacak
Çanakkale savaşının canlı şahitlerinden en önemli kişisi hiç şüphesiz Atatürktür Sınıfı öğrencilerinden Atatürk’ün, Çanakkale Savaşı hakkındaki bir yazısını aktaracak

Sınıfı öğrencilerinden “Yarın ki Çanakkale” adlı şiiri okuyacak
Çanakkale savaşları, inanılmaz bir vahşet karşısında direnişi anlatırken, bu savaşı en iyi anlatan şiir MAkif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiiridir Bu şiiri okumaları için okulumuz öğretmenlerinden buraya davet ediyoruz

Çanakkale Savaşı sonuçlarıyla dünya düzenini derinden sarsmış, birçok ülkenin kaderini değiştirmiştir Bu sonuçlardan bazılarını söylemeleri için sınıfı öğrencileri buraya davet ediyoruz
Sınıfı öğrencilerinden “Çanakkale” adlı şiir okuyacak
Okulumuzun çok sesli korosunu “Çanakkale Orotoryumu”nu sunmaları için buraya davet ediyoruz
sınıfı öğrencileri ve “Bugün” adlı şiiri okumaları için buraya davet ediyoruz

Ölüm niçin sevilmesin,
Cennet gibi vatan için
Can nedir ki verilmesin
Cennet gibi vatan için

Okulumuz sınıfı öğrencilerinden “Gitme Ey Yolcu” şiirini okuması için buraya çağırıyoruz

Sınıfı öğrencileri , , ve ’ı buraya Çanakkale şiirlerini okumaları için davet ediyoruz

Son olarak okul koromuzu Çanakkale Türküsünü söylemeleri için buraya davet ediyoruz

Bu önemli günü bizimle paylaştığınız ve bizi dikkatle dinlediğiniz için teşekkür ederiz Çanakkale tarihimizin en önemli yerlerinden biridir ve öylece de kalacak

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Bir Çanakkale Kahramanı: Seyit Onbaşı

Eski 03-17-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Bir Çanakkale Kahramanı: Seyit Onbaşı



Bir Çanakkale Kahramanı: Seyit Onbaşı

Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi

Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı
18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı
Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti

1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Geçilmez (piyes)

Eski 03-17-2011   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Çanakkale Geçilmez (piyes)



Çanakkale Geçilmez (piyes)ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
(1SAHNE SEVKİYAT)

(Perde açılır Sahnenin bir tarafında davuleu vardır Davulun tokmağı havada beklerken bir marş çalınır )
DAVULCU : Ey ahali! Ecdad yadigarı vatanımıza saldıranlara haddini bildirmek için Devlet için, vatan için, millet için; teninde canı, kalbinde imanı, dizinde dermanı bulunan herkes, bugün öğlen vakti Çarşı Caminin avlusunda toplansın (Davul) Sevkiyat vaaaaar! (Davul) Duyduk duymadık demeyin (Davul) Küffar üstüne mukaddes cihad ilan edilmiştir (Davulcu bağıra çağıra sahneden çıkar)
İHTİY AR : Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşlarda idik Mukaddes cihad dediler,Galiçya 'ya çağırdılar Süveyş'te, Sina'da vuruştuk Allahüekber dağlarında karlara gömüldük(Duraklar) Şimdi de Çanakkale diyorlar (Kükrer) Yaşlıyım ama ihtiyar değilim inanan insan ihtiyarlamaz Kolum Sina çölünde kaldı Canım Çanakkale sırtlarında kalsa çok mu? (Mahsun) Kabul etmediler (Dirilir) Yerime oğlum gidecek, benden kalan boşluğu Salih'im dolduracak (Asker elbiseli dört genç sahneye girer Biri Salih'tir)
İHTİYAR : (Gençlere bakarak) - Hepiniz mi?
BiR AGIZDAN: - Hepimiz!
İHTİY AR : - Çanakkale'ye mi?
BİR AGIZDAN: - Çanakkale'ye!
İHTİY AR : (Salih'in karşısına doğru yürür)-Gelemediğim için üzgünüm oğlum,Salihim
SALİ H : -Gavura biz yeteriz baba
BiR AGIZDAN : - Biz yeteriz!
iHTİY AR :(Heybetli)- Yerimi dolduracaksın Salih!
SALİH :-Benden sonra da oğlum,baba
BİR AGIZDAN :-Oğullarımız
İHTİY AR :-Sonra da torunlarımız!
BİR AGIZDAN:-Sonra da torunlarımız
İHTİYAR :-Düşmana mezar olacak toprağımız'
SALIH :-Hiç meraklanma baba,mevzileri boş bırakmayacağızSen müsterih ol
İHTİYAR :-(Salih'e sarılır)-A1lah yardımcın olsun(Ayrılır)Benim için de kurşun sık gavura(İç çekerek) Anan da sağ olup görseydi yiğidiniGit artık gecikme(kucaklaşırlar)
SALİH :(Elini öper)-Hakkını helal et baba
İHTİY AR :(Ağlamaklı)-Helal olsun Hepinize uğurlar olsunGavuru def etmeden dönmeyinBundan sonra köyünüz yok,eviniz yok,aileniz yokHerşeyinizle cephenin malısınız(Ağlar)Uğurlar ola!

2SAHNE (EŞLERİN VEDALAŞMASI)
ASKER-GELİN DiYALOGU (Rüstem veya Memiş)

EMiNE: Ne var ne yok Bey?
MEMiŞ:(Yalandan söylediği belli olacak şekilde durgundur) İyilik,iyilik hanım
EMİNE:Ne oldu Bey? Sende bir hal var söyle hele, ne oldu?
MEMİŞ:Ağlamayacağına,üzülmeyeceğine söz verirsen anlatayım
EMİNE:(telaşlıdır)Ne oldu Bey?Yoksa,yoksa kötü bir şey mi oldu?(Memiş sessizdirEmine,onun kolunu tutar )Söz,ağlamayacağım,çabuk söyle!
MEMİş:Düşmanlar Düşmanlarımız Boğazımıza sarılmaya Çanakkale 'ye geliyorlarVatan,evlatlarından yardım bekliyor
EMiNE:Öyle mi? Çok mu görmüşler mut1uluğumuzu?(Emine boynunu büker,hafifçe ağlar,gözyaşını siler) MEMİş:Hani ağlamayacaktın,söz vermiştin?
EMiNE:Ağlamıyorum ki Ne zaman gidecekmişsiniz?
MEMİŞ: Hemen
EMİNE:(Üzgündür )Allah,size güç versin Mehmed'im!
MEMiŞ:Elveda Eminem! Bu sevda ,başka sevdaYurt aşkı derler buna (Duraklar) Olur da Çanakkale'den
sağ dönemezsem,bebeğim beni sorduğunda her şeyi anlat ona:Dün deden,yurt yolunda şehit olmuştu:baban da
-2-
aynı şerefli yolda şehit oldu,deOna vatan sevgisinin büyüklüğünü anlat Anlat ki ileride o da vatanı,bay-
rağı için ölmeyi göze alabilsinHer şeyden yüce tutabilsin vatanı
EMİNE:Sağ salim döneceksin inşallah!
MEMİş:Benim gitme vaktim geldiHadi Allah'a emanet ol!
EMİNE:Dur gitme,az bekle(Çıkar,hemen elinde küçük bir mendille gelir Mendili Memiş"e uzatır) MEMİŞ:Nedir bu?(Mendil çıkınını açarMendilin içinde küçük bir de bayrak da vardır)
EMİNE:Bu mendil,benim namusumun ve sana bağlılığımın sembolü(Bayrağı gösterir) Bu bayrak yüce milletimizin,bağımsızlığımızın sembolüBunu düşman ayakları altında çiğnetme Beni ve çocuğumuzu merak etmeBiz sabırla senin zaferle ve sağ salim köye dönmeni bekleyeceğiz(Duygulanır)Haydi git,git artıkBir an önce vatanın imdadına yetiş Yolun açık olsun
MEMİŞ:Allah senden razı olsun Hanım! Vatan, böyle analar ve kendine sadık evlatlar isterHoşçakal Hanım, Allah'a emanet ol! (Çıkarlar,perde kapanır)

3SAHNE (MUHAREBE-CEPHE)
(Cephede beş kişi Durmuş, bir kenarda dalgın düşünmekte Rüstem ayrı bir köşede mektup okumakta Salih Çavuş nöbette Deli Ali ile Memiş, karşılıklı bağdaş kurmuş, konuşmaktadır Deli Ali'nin sol gözü sarılıdır Efektten top tüfek sesleri gelir)

MEMİŞ : (Deli Ali'ye) - Gözün ağrıyor mu hala?
DELİ ALi : (Eli kalbinde) - Gözüm ağrısa ne ki,asıl yüreğim ağrıyorDüşmanın Çanakkale'yi geçmesi ihtimalini düşündükçe, boğulur gibi oluyorum
MEMiş : - Hangimiz olmuyoruz ki? Gözünü merak etme, iyileşirsin inşallah
DELi ALİ : (Umursamaz) - Çift gözle arkaya bakmaktansa, tek gözle ileriye bakmak iyidir demişler Küffar donanmasının yok olduğunu bir kere göreyim, diğer gözümü de vermeğe razıyım
MEMiş : (Hüzünlü) - Yapma bre deli! Ulvi duygularınla eritme beni
DURMUŞ : (Memiş'e) - Bizim deli doğru söyler be Memiş Vatan uğruna değil bir göz, hepimiz can
vermeye geldik Yeter ki vatan sağ olsun Hem öyle kolay kolay vermeyiz bu toprakları Bizi çiğnemeden bir adım öteye gidemezler Alt cephede, Mustafa Kemal'in cephesinde çok zaiyatlar verdirilmiştir gavura
(Patlama sesi) e
SALİH ÇAVUŞ:(Ufka bakarak) - Kefereler yine gülle yağmurunu hızlandırdıKim bilir kaç babayiğit şehit
oluyor her güllenin cehennem ateşinde
DELİ ALi : Bizim çavuş yine kitap gibi laf döşemekte Fena mı Çavuşum? Ateş çemberinden cennete
yol açılıyor Biz tıkandık kaldık şuracıkta
SALiH ÇAVUŞ: - Sen sus delilerin delisi! Sana kalsa gülleye karşı çakıyla yürürsün
DELi ALi : - Çakıyla değil çavuşum, yürekle, (sarılı gözüne elini sürer) gavurun şarapneli gözüme
değdi Ama yüreğim sapasağlam hamdolsun Fakat, şu beklemek yok mu? Yarasız öldürecek beni
MEMİŞ : - Öyle deme bre deli, gözcülük vazifesindeyiz
DELİ ALİ : - Boşversene İşe yaramayız diye geri hizmete attılar biziAnzak çıkartmasında delilik
etmişim Kumandanın emrinden önce süngüye davranmışım Yahu ne yapacaktım? Zebellah gibi Üç Anzak tepeme dikilince, buyur aslanım, hoş sefa geldiniz mi diyecektim? Sardım kurşunu, bastım süngüyü (ayağa fırlar tüfeğine sarılır) Ben mi çağırdım sizi bre! diye bağırmışım Dünyanın öbür ucundan vatanıma kast
etmeye gelmek var mı ha!
MEMİş : (Pantolonundan çeker) - Çöm hele, çöm hadi, heyecanlanma
DELİ ALİ : - Heyecanlanmamak ne mümkün yahu! Bak, Anafartalar'da Conkbayırında, Mustafa
Kemal'in kumandasındaki neferlere bak! Nasıl da vuruşuyorlar, göğüs göğüse? Harp diye buna derim ben Bir de bize bak Sıkışıp kaldık burada gözcülük yapacağız diye Keşke Mustafa Kemal'in cephesinde olsaydım Burada beklemek öldürüyor beni
RÜSTEM : (Mektuptan başını kaldırır) - Heey! Sessiz olun yahu, bayramda mısınız Memiş?
Kardaşlık, çek şu delinin ipini, salma üstüme
SALİH ÇA VUŞ : (Kalkar, yanlarına gider, çöker) - Şehitlik istediğini biliyorum Fakat cesedin kimsenin işine yaramaz Yaşadıkça savaşabilirsin(Bakınır)Suyu olan var mı?
MEMİŞ : Kaç haftadır kavrulmuş süpürge tohumu yiyerek savaşıyoruz
DELİ ALi : - Ben aç karnıma savaşmaya hazırım şikayet ettiğin şeye bak
-3-
MEMİŞ: Şikayet etmiyorum da fena susatıyorSuyumuz da kalmadıSözüm ona Mehmet Onbaşı su getirecekBir saat oldu gideli,hala dönmedi(Matarasını çavuşa verir)Buyur Çavuşum,dudaklarını ıslatır hiç değilse
SALİH ÇAVUŞ: Ver bakalım
DURMUŞ:Tüfeğini doldurur) Bir gelen vaar!(silaha davranırlar)Durun! Bizim Mehmet Onbaşı geliyor
MEHMET ONBAŞI:(Sahneye girer,yanında yaralı bir İngiliz subayı vardırKolunu omuzundan geçirmiş,sürüklemektedir) Herif, fena yaralanmış,inleyip duruyordu
SALİH ÇAVUŞ:(Suyu dudaklarına götürmüşken çeker,Mehmet Onbaşı’ya uzatır)Al,içir şunu,belki biraz kendine gelir
MEMİŞ: Al başına bir daha! Bari su buldun mu?
MEHMET ONBAŞI:Ne gezer(İngiliz’i yere uzatır)Herifi o halde bulmamla sırtladım susyu muyu unuttum
DELİ ALİ: Hey büyük Allah’ım! Bir de bana deli derlerŞu Onbaşının yaptığına bakın dostlar! Su yerine bir başbelası getirdi
MEHMET ONBAŞI:Mızlanma bre deli!Gönlümüz elvermedi işte(Matarayı İngiliz’in ağzuna dayar)İç lan, iç son suyumuzu!
DELİ ALİ: Oldu olacak bir de ziyafet çek bari!
MEHMET ONBAŞI:Öyle ya, doğru söylersin,belki karnı das açtır garibin
DELİ ALİ: Hoppalaaaa!Bir de kuştüyü yatak serelim altına; belki uykusuzdurYahu biz mi davet ettik; buyur aslanım memleketimizi al diye?Basın kurşunu gitsin!
SALİH ÇAVUŞ:(Geri çekilir,Deli Ali’ye İngiliz’i göstererek)Gel yap dediğini,hadi sık bir kurşun beyinciğine gebert!Hadi durma!Gözünün intikamını da almış olursun böylece
DELİ ALİ:(Tüfeğini İngiliz’in kafasına doğrulturİngiliz korkuyla büzülür,dehşetle bakar)Geberteceğim seni!Niye geldin lan?Niye ha?
İNGİLİZ (Korkarak) No,no,no !
DELİ ALİ:(Tüfeğini indirir) Yapamam…Göz göre göre yardıma muhtaç birini vuramam(Kızgın)Onlar yapıyor ama…Ben niye yapamıyorum?
SALİH ÇAVUŞ:(sırtını sıvazlar) Sen Türk oğlu Türk’sün be koçum!Yemez,yedirir:içmez,içirirsin(Duraklar)
Yapamayacağını biliyordum(Onbaşıya)Bir kere de ben gideceğim suya…İnşallah,bir yaralı İngiliz de benim yoluma çıkmaz!(Gülümser)Kumanda sende Mehmet Onbaşı
DELİ ALİ :Bırak da ben gideyim Çavuşum…Belki şehitliğe bir yol bulurumGöz açıp kapayana kadar dönerim
RÜSTEM:(Mektubu aceleyle cebine sokup gelir)Sıra bande,bu iş benim çavuşum…Hadi izin ver de ben gideyim!
SALİH ÇAVUŞ:Oturun oturduğunuz yerde,gözcülüğünüzü doğru dürüst yapın yeter! Ben,gideceğimVerin mataralarınızı! (Mataraları toplar,çıkarken dönüp hepsine bakarak:)Hakkınızı helâl edin
BİR AĞIZDAN:Helâl olsun! (Çavuş çıkar)
DELİ ALİ: Kafese tıkılmış kuş gibiyim
DURMUŞ :(Gülerek) Kartal gibi
DELİ ALİ :Şakanın sırası değil, kafam kaynıyor
MEHMET ONBAŞI:Deliliğindendir(Arkadaşlarına dönerek)Bağlayın şu deliyi de rahat edelim(Silah sesleri
artar)
DURMUŞ:(Elini gözüne siper ederdürbünle bakar) Bir şeyler oluyor aşağılardaAllah bre! Buve zırhlısı batıyor!
DELİ ALİ:(Yanına fırlar) Dünya gözüyle bir kere göreyim(Dürbünü alır,bakarSeyirciye dönerek)Düşman zırhlısının battığını gördüm ya, öbür gözümü kaybetsem de gam yemem
MEHMET ONBAŞI: (Gidip bakar)Batan yalnız Buve değil arkadaşlar!Haçlı dünyasının emelleri de batıyor
MEMİŞ:Ve Haçlı emellerinin battığı yerde bayrağımız yeniden doğuyorHasta Adam,soluk almaya başladı
Osmanoğlu yeniden diriliyor
DURMUŞ:Şu gemi Queen Elizabeth değil mi? Bu koca demir yığını kaçıyor galiba
DELİ ALİ:Hah haaa!Tam yol tornistan ettiGidinin kâfiri geldiğinden beter dönüyor
MEMİŞ:(Onbaşıya) Şimdi kazandık mı biz bu cengi?
MEHMET ONBAŞI:Eli kulağındadır(Yaralı İngiliz,sürünerek Memiş’in unuttuğu tüfeği alır,üstüste tetiğe basar,önce onbaşı vurulur)
MEHMET ONBAŞI:Yandım Allah’ım!(düşer)
-4-
RÜSTEM:Aman Allah’ım!(düşer)
DELİ ALİ:(İngiliz’i vurur) Kahpeee! İnsanlığı öldürdün
MEMİŞ: Alçaaak!
RÜSTEM:Çanakkale’yi geçemeyecekler,geçirtmeyeceğiz
(Düşer,tüfeğine sımsıkı sarılır,kalır) (Müzik verilir)
(Sahneye Salih Çavuş girer,Elinde su dolu mataralar vardırManzarayı görünce çarpılırMataralar elinden düşer)
SALİH ÇAVUŞ:Alah’ım!(Mehmet Onbaşı’ya gider,nabzını tutar) Ölmüş,şehit olmuş…(Sonra ümitle Rüstem’in yanına gider,nabzını tutarsevinçle)Yaşıyor!
RÜSTEM:(Gözlerini açar,gülümsemeye çalışır)Sen misin Salih Çavuş’um?
SALİH ÇAVUŞ:Benim kardeşlik,bak,benim…Su getirdim sana…Nereden aldım suyu biliyor musun?Mus-
tafa Kemal’in mevzisinden,onun neferlerinden aldım
RÜSTEM:Onbaşının getirdiği İngiliz bitirdi bizi…Bundan sonra suya ihtiyacım yok…Şehadet şerbetiyle hararetim dinmekte
SALİH ÇAVUŞ: (Hafifçe sarsar)Ölmek yok ha! Cenkten kaçmak yok ha! Bu cehennem gibi yerden Cennet’e
uçmak yok ha!Darılırım bak sonra
RÜSTEM:Kaçmak değil,göçmektir bu Salih Çavuş’um…Sağ dönersen köye,… oğlumu…o maviş gözlü ufaklığımı…benim yerime öp olur mu?
SALİH ÇAVUŞ:Olur
RÜSTEM ONBAŞI:Şehit olduğumu söyle ona(Birden kolunu kavrar)Vasiyetimdir Salih Çavuş’um,düşma-
nı Çanakkale’den kov…İngiliz kahpeliğine tosladıkOnları burdan öteye geçirmeHadi söz ver!
SALİH ÇAVUŞ:(Gözlerini silerek)Söz sana,sözlerin en hası sana…Oğlunu göreceğimÖpeceğim deAma
Çanakkale’yi birlikte savunacağızBu işte bizi yalnız bırakamazsın…Anladın mı kardeşlik? Köye beraber döneceğiz……Ölmek kolay,şehitlik hepten kolay…Kolayına kaçma…Bir kahpe kurşuna teslim olmaBoşuna mı sana Zaloğlu Rüstem demişiz?Tüfeğini bırakırsan namertsin be!
(Rüstem’in başı hafifçe yana düşer,ölür)
SALİH ÇAVUŞ:(Hafifçe sarsar)Ölmek yok ha!Cenkten kaçmak yok ha!Sana söylüyorum Zaloğlu Rüstem,gülsene kardeşlik!Baksana Buve battı,Queen Elizabeth kaçıyorZafere yürüyoruzBaksana ha!(Rüstem’e bakar,öldüğünü anlar,başını göğsüne çeker,kucaklar,ağlar…)Şehidim,vatanım,her şeyim…
(Müzik verilirSalih Çavuş,Rüstem’i yavaşça yere uzatırĞöğüslerden çıkarılan iki bayrak şehitlere örtülürSalih Çavuş,şehidin yanına otururEliyle bayrağı tutarak aşağıdaki” Bayrak” şiirini bayrağımıza baka-rak okur:)


Kartal gibi duruşun
Şanıma şan katıyor
Dalga dalga vuruşun
Canıma can katıyor
Ey zaferin hür süsü,
Seninle güzel gökler
Şehidimin örtüsü,
Seninle coşar yürekler
Özgürlüğü biz senden
İçeriz ,yudum yudum
Ayrılmayız gölgenden
Seninle mutlu yurdum
Seni gökte buldukça,
Artar şerefim,şanım
Bu diyarlar durdukça
Yoluna kurban canım
Gülmenin en güzeli
Sana bakarak gülmek;
Ölmenin en güzeli
Sana sarılıp ölmek…
(Salih Çavuş,yavaş yavaş kalkar;sahnenin önüne gelirSelam durur ve yüzünde kararlı,sert bir ifade ile:)

Bugün kandan,dumandan seçilmez Çanakkale
Yer yerinden oynasa, geçilmez Çanakkale!

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşının Askeri Sonuçları

Eski 03-17-2011   #4
Şengül Şirin
Icontr

Çanakkale Savaşının Askeri Sonuçları



Çanakkale Savaşının Askeri Sonuçları 1 Genellikle 18 Mart 1915’te geçen Boğaz Muharebesi’nde kazanılan zaferle, Birleşik Filo (İngiliz-Fransız donanmaları) nun Marmara’ya girerek, İmparatorluğun başkenti İstanbul’u bir ay içinde ele geçirme planları suya düşürülmüş, böylece hükümet çevrelerinde beliren ve halka yansıyan İstanbul’u kaybetme korkusu ortadan kalkmıştır

2 Boğaz’da elde edilen bu ilk zafer, çok geçmeden Gelibolu Yarımadası’na yöneltilen çıkarmalarla başlatılarak, dünyanın en güçlü zırhlılarınca sürdürülen cehennemi bombardımanlar altında Türk askeri, yılmadan aylarca süren mevzi muharebelerinde yüksek bir moral ve doruğa ulaşan bir mücadele azmi örneği vermiş ve sonunda düşmanlarını yarımadayı terk etmek zorunda bırakmıştır

3 Böylece karada kazanılmış bulunan bu ikinci ve nihai zaferle de, Türk ordusunun Balkan Savaşı’nda zedelenen ve hatta yok olmaya yüz tutan prestiji kurtarılmıştır

4 Deniz ve kara harekatıyla bir bütün olarak gerçekleştirilip tüm anlamı ve çarpıcılığıyla Türk Harp Tarihi’nde yerini alan Çanakkale Muharebeleri, Mustafa Kemal (Atatürk) gibi bir dahiyi yaratmış, Birinci Dünya Harbi’nin bitiminden hemen sonra başlayacak Milli Mücadele’nin bu eşsiz liderini Türk ulusuna kazandırmıştır

5 Çanakkale Zaferi, Anlaşma Devletleri’nin Osmanlı Devleti’ni ilk ağızda savaş dışı bırakarak, Almanya’nın güneydoğudan kuşatılmasını amaçlayan stratejisini boşa çıkarmış, böylece savaşın en az iki yıl daha uzamasına neden olmuştur

6 Çanakkale Boğazı’nın kapatılıp Rusya’ya geçit verilmemesi, onu müttefliklerinin silah ve malzeme yardımından yoksun etmekle kalmamış, yarım milyonu aşkın İngiliz ve Fransız askerini üzerine çekmekle bu kuvveti, Alman cephesinden uzak tutmuş ve Almanya’nın Doğu Cephesi’ndeki Harekatnı kolaylaştırmıştır

7 Çanakkale Muharebelerinin diğer bir anlam ve önemi de, çöküntü donemini yaşamakta olan İmparatorluğun, dünya kamu oyunda yarattığı kötü imajın sonucu olarak, Türkün iyice tükendiği sanılan gücünün henüz tükenmemiş, koşullar nedenli ağır olursa olsun iyi sevk ve idare edilirse, tüm zorlukları yenebilecek güç ve inanca sahip olduğunu bu muharebelerde kanıtlamış olmasıdırBir başka deyişle düşman devletler, her nedense Osmanlı Devleti’ nın çöküşü olayıyla, onun asıl unsurunu oluşturan Türk ulusunun ceddinden miras olan savaş azim ve ruhuyla ,inanç gücünün birbirinden farklı şeyler olduğunu, bu muharebelerde çok daha iyi anlayabilmişlerdir

8 Çanakkale Muharebeleri, Türk askerinin, dünyanın en güçlü zırhlıları ve en modern harp silah, araç gereç ve bol cephanesiyle donatılmış deniz ve kara ordularına karşı sergilediği başka ulusların askerleriyle kıyas götürmez direnç ,azim ve ruhu, Türk İstiklal Savaşımızın Kuvayı Milliye ruhuyla eş değer bir anlam taşıması açısından da ayrıca tarihsel bir değere sahiptir

9 Gerçekten Boğaz Muharebesi’nde Birleşik Filo’nun kendisi için tehlikeler yaratan yalnız Dardanos Bataryası’nın yok edilmesi için kullandığı 400’ü aşan topçu mermisine karşın, sadece iki subayımızın şehit oluşu dışında, bataryaya ağır bir hasar verdirilememiştir Halbuki Boğaz’daki obüs bataryalarımızın tek bir yaylım ateşi sırasında, Irresistable gemisinde 138 personelin yaşamını yitirdiği, İngiliz tebliğlerinde açıkça belirtilmiştir

10 Çanakkale’de Türk askerleri, bol cephaneye dayanan, yoğun donanma ateşleri altında Türk’e özgü, sabır ve serin kanlılıkla görevinin başında kaya gibi dimdik ayakta kalmasını bilmiştir Öte yandan bu dev armadalar, ateş etmesinden bile kuşkuya düşülen eski birtakım demode toplarla alay edercesine savaşıyor karadaki Türk topçusu, ona sadece 1900 mermi atabilirken, onlar tek bir bataryamıza (Dardanos”a) 4000 mermi kullanıyordu Ne var ki, bu mermi yağmurundan karada hasar gören dört Türk topuna karşı, sadece batan düşman gemilerinin üstünde 44 topunun birden Boğaz sularına gömüldüğü görülüyordu

11 Aynı Birleşik Filo’n’un, 18 Mart Boğaz Muharebesi’nde, 18 savaş gemisinden 7’si savaş dışında kalırken, Çanakkale Müstahkem Mevkii, savaş gücünü olduğu gibi koruyabiliyordu Keza Filonun mayın arama ve tarayıcıları, 11 mayın hattı üzerinde döşenmiş mayınlardan sadece üç adedini etkisiz hale getirebilmişti

12 Türk tabyalarında hasar gören toplardan çoğu, onarılıp kısa sürede ateşe hazır duruma sokuluyor, 3 bölgedeki (Boğaz’ın Marmara ile birleştiği kesim) tabya da, sapasağlam duruyordu İşte bu durum karşısında Boğaz’ı geçemeden geri çekilen Birleşik Filo, Çanakkale’nin aşılamayan çetin savunması karşısında pes edip, yalnız denizden yapılacak zorlamalarla başarıya ulaşılamayacağı gerçeğini kabul etmek zorunda kalmıştır

13 Dünyanın en büyük deniz gücüne sahip İngiltere’nin görkemli filosunun, Boğaz Muharebesi’nde düştüğü aczi, yarınların Çanakkale savunucuları hiç bir zaman hatırından çıkarmamalıdır Çünkü, bu ve buna benzer saldırılar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de yinelenebilirNe varki 18 Martı unutarak böyle bir saldırıyı ileride de göze alabilecek düşmanlar, karşılarında dünyanın yeniliklerine gözlerini kapamış bir Osmanlı Devleti yerine, bu kez XX yüzyılın en son bilim ve teknolojisine dayanan en modern silahlarla donatılmış bulunan Cumhuriyet Silahlı Kuvvetleri’ni bulacaktır

14 Çanakkale Cephesi deniz ve kara harekatıyla birlikte mütalaa edildiğinde görülür ki, bu cephede geçen muharebeler, hasım kuvvet olarak katılmış olan Ingiltere ve Fransa’nm, bir yıl boyunca Gelibolu Yarımadası’nda yarım milyondan fazla büyük bir kuvveti tutmak zorunda kalmaları ve bunun % 50’sini kaybetmiş bulunmaları, haliyle diğer cephelere kuvvet ayırabilme açısından savaşın genel seyrini etkilemiştirKeza Türklerin de bu cepheye ayırdığı 300000’den fazla askerden verdiği zayiatın, 211000’e ulaşmış olması diğer cephelerdekinden kıyaslanamayacak bir fazlalık göstermektedirBunun insan gücü açısından yarattığı boşluk, yalnız Birinci Dünya Harbi sırasında değil, onu izleyen Türk İstiklal Harbi boyunca da hissedilmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşının Siyasi Sonuçları

Eski 03-17-2011   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Çanakkale Savaşının Siyasi Sonuçları



Çanakkale Savaşının Siyasi Sonuçları


1 Çanakkale’de denizde ve karada kazanılmış olan her iki zafer, Osmanlı’nın Balkan felaketiyle içte ve dışta sarsılmış bulunan devlet prestijini kurtarıp güçlendirmiş, hükümetin iktidarda kalış sürelerini uzatmıştıAnlaşma Devletleri’nin savaşın başından beri bekledikleri hükümet krizi olmamış ve kabine değişikliğine de gidilmemiştir

2 Türk ulusunun tarihini süsleyen çok sayıdaki zaferlerine, Çanakkale’de, bütün dünyanın gözü önünde bir yenisini daha ekleyerek elde ettiği parlak zafer, onun eski güç ve dinamizmini koruduğunu, çöküntü dönemini yaşayan ve can çekişen bir imparatorluk içinde hala kahraman bir ulusun varlığını, yeniden ortaya koymuştur Bir başka deyişle Çanakkale’de ölmesini bilenler, Türk milletinin tarihten silinmeden yaşayacağını kanıtlamıştır

3 Çanakkale Zaferi, Batılıların Doğulu müttefiki Rusya’ya ulaşmasına olanak tanımamış, mahsur kalan koskoca Çarlık Rusyası içerden çökerek, Bolşevikliğin pençesine düşmüştür

4 Çanakkale’de Türk savunması aşılabilse ve Boğaz açılabilmiş olsaydı, savaş kısa sürede biter, Rus ihtilali patlak vermez, verse bile, İngiltere ve Fransa’nın işe karışmasıyla bu ihtilal daha başlangıçta boğulabilirdi Böylece müttefikleriyle birlikte zaferi paylaşmakta gecikmeyecek olan Ruslar, Çarlarının taksim planı gereği kendilerine daha işin başında söz verilen Boğazlar ve İstanbul’u işgal etmiş ve Deli Petro’dan beri izledikleri, “Açık denizlere ulaşma” politikalarını gerçekleştirmiş olurlardı

5 Anlaşma Devletleri’nin Çanakkale’deki başarısızlıkları henüz savaşa katılmamış olan Balkan Devletleri’nin tutumlarını da farklı yönlerde etkilemiştirBulgaristan, Merkez Devletleri’nin yanında yer alırken, Romanya, Yunanistan ve İtalya’nın daha bir süre savaş dışında kalmalarını sağladığı gibi, Arap ayaklanmasını bir yıla yakın bir süre geciktirmiştir

6 Çanakkale Muharebeleri, İngiltere’nin savaşın başından beri Japonya’dan yapmakta olduğu yardım talebini artırmasını istemesine rağmen, Japonya’nın bu istekleri çeşitli bahanelerle kabul etmemesine yol açmıştır

7 Birleşik Filo’nun ağır yenilgiye uğrayıp Boğaz’ı geçemeyişi, İngiltere ve Fransa’nın, siyasi ve askeri prestijini bir hayli sarsmış, özellikle İngiltere’nin denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğü imajını ortadan kaldırmıştı Bu durum, adı geçen devletlerin sömürgelerinde bağımsızlık ve özgürlük akımlarının doğuşuna ve dolayısıyla dünya siyasi haritasını değiştiren bazı gelişmelere yol açmıştır

8 Keza Avustralya ve Yeni Zelanda gibi İngiliz dominyonu deniz aşırı ülke askerlerinin, sırf İngiliz çıkarları uğruna Çanakkale’de Türklere karsı muharebeye zorlanıp, yabancı topraklarda hayatlarını yitirirken, kafalarında yer alan bir takım sorular (niçin ve kimin için dövüştükleri gibi), cepheden ailelerine gönderdikleri mektupların zamanla açıklanmasında anlaşılmaktaydı Bu da, onlarda gitgide ulusal blincin kıvılcımlarını oluşturmakta gecikmedi
Nitekim, 9 Eylül 1922’de Yunanlılar İzmir’de denize döküldükten sonra, muzaffer Türk ordularının Boğazlar bölgesine yönelip yaklaşmaları üzerine, Churchill’in dominyonlardan yeniden yardım istediği, Avusturalya başbakanının, “Tek bir askerin hayatına tehlikeye koymayacağını ve savaşa karar verilirse, dominyondan iş birliği istenmemesi gerektiğini” belirten anlamlı bir yanıtıyla karşılaşmıştı

9 Çanakkale Muharebelerinin diğer ilginç bir yanı da, iki hasım ordunun dövüşken askerleri arasında yakınlaşmanın getirdiği dostluğun, zamanla artmış olmasıdır Gerçekten Anzak asker ve komutanları, Çanakkale’de yiğitçe dövüşen Türklerin hem asker, hem de insancıl yönlerini yakından izleyerek, onların kendilerine tanıtıldığı gibi barbar bir ulusun çocukları olmadığını görüp anlamak fırsatını bulmuşlardıİşte bu durum, ülkeler arasındaki siyasi ilişkileri de olumlu yönde etkilemiş ve savaş sonrasında, Avustralya ve Yeni Zelanda ile anlamlı dostlukların oluşmasının başlıca nedeni olmuştur

10 Çanakkale Muharebelerinin bir başka ilginç tarafı da Orta Doğu’da bu günkü İsrail Devleti’nin kurulmasında etken bir rol almış olduğudur Nitekim, Siyonist liderlerinden Vladimir Eugeueniç, Gelibolu’daki “Gönüllü Yahudi Birliğinin Hikayesi” adlı eserinde, konuyu açıkça şöyle dile getirmektedir “Gelibolu’ya yolladığımız 600 kadar gönüllü Yahudi askerlerinin savaşlar sırasında gösterdiği üstün çaba ve başarı, davamızın dünyaya tanıtılması ve dikkate alınması bakımından çok yararlı olmuştur” Gerçekten Birinci Dünya Savaşı henüz sona ermemişken, 2 Kasım 1917’de benimsenen “Balfour Bildirisi”, bu günkü İsrail’in kurulmasında etken olması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir

Çanakkale Zaferi’nin daha ilginç ve anlamlı bir sonucu da, doğunun büyük bir imparatorluğunu oluşturan koskoca Çarlık Rusyası’nın yıkılmasıyla kalmamış, ülkesinde güneş batmayan Batılı büyük devlet olan Büyük Britanya İmparatorluğu’nda da ilk yarayı açmaya yetmiş olmasıydı Böylece emperyalizm tam çökmüş olmasa bile, bir hayli sarsılmıştır

Abdulgani BAĞIŞ

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşının Sosyo-Ekonomik Sonuçları

Eski 03-17-2011   #6
Şengül Şirin
Varsayılan

Çanakkale Savaşının Sosyo-Ekonomik Sonuçları



Çanakkale Savaşının Sosyo-Ekonomik Sonuçları


1 Anlaşma Devletleri tarafından Boğazların açılarak Rusya’ya ulaşılması halinde Rusya, dış alım-satım olanağına kavuşacağından, ekonomik dengesini kurup sıkıntıdan kurtulacak, İngiltere-Fransa da Rusya ve Romanya’nın zengin buğday ürünlerinden yararlanıp, gerek silahlı kuvvetlerinin, gerekse halkının yiyecek gereksinimlerini sağlamış olacaklardı ki, bu gerçekleşememiştir

2 Keza Boğazlar açılabilseydi, Tuna yolu da yeniden trafiğe açılıp Karadeniz’deki 120 parça ticaret gemisinden yararlanma olanağı elde edilecekti Halbuki Çanakkale Zaferi, yalnız Rusya ile İngiltere, Fransa’nın değil, bunların aynı zamanda diğer Batılı devletlerle olan karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemiş, ne İngiltere, Fransa müttefiki Rusya’ya ihtiyacı olan silah ve cephaneyi ulaştırabilmiş, ne de Rusya Batılıların ihtiyacı olan buğdayını Akdeniz’e aktarabilmişti

3 Birinci Dünya Savaşı başında Boğazların kapatılıp, bu savaş sonuna kadar açılamaması, kuşkusuz uluslararası ticari ilişkileri de olumsuz yönde etkilemişti Nitekim, Karadeniz’de; İngiltere, Rusya, Fransa, Belçika ve İtalya’nın toplam 85; Yunanistan, Romanya, Danimarka, İsveç ve Hollanda’nın toplam 27; Almanya, Avusturya-Macaristan’ın toplam 17 olmak üzere, genel toplamı l29’u ve toplam tonajı 350000’i bulan ticaret gemisi mahsur kalmıştı

4 Yukarıdaki açıklamaların ışığı altında kısaca denebilir ki, Çanakkale’de Türk Zaferi, iki yıl uzayan savaş boyunca Doğulu ve Batılı müttefik devletlerin (Rusya-İngiltere-Fransa) ekonomilerinde sıkıntılar yaratmıştır Bu durum, özellikle Rusya’yı bunalıma sürüklemiş ve sonunda rejim değişikliğine (komünizme) kadar gidebilmiş ve böylece de Rusya’nın savaş dışı kalmasına yol açmıştır

5 Zaferin, yukarıdaki ticari ve ekonomik etkinliklerinin yanında, Türk ulusu açısından sosyal alanda da etkileri görülmüştür Çanakkale deniz ve kara muharebelerinde toplam 211000 insan zayiatı veren Türk ulusu, bu arada binlerce okumuş ve aydınını da kaybetmişti Kesin olmayan tahmini rakamlara göre, 100000’den fazla öğretmen mülkiyeli, tıbbiyeli ve Türk ocaklarında yetişmiş okur-yazar yitirildiği sanılmaktadır Böylece o günün koşullarında ülkenin beyin takımını oluşturan küçümsenemeyecek bir sayıya ulaşan bu kayıpların, olumsuz etkileri, savaş sırasında olduğu kadar, bu savaşı izleyen Türk İstiklal Savaşı’nda da fazlasıyla hissedilmiştir Nitekim, 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra, Atatürk’ün başlattığı inkılaplar ve bunların paralelinde girişilen reformların kitlelere yaygınlaştırılıp mal edilmesinde, hayli sıkıntılar çekilmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çanakkale Savaşlarının Kronolojisi

Eski 03-17-2011   #7
Şengül Şirin
Varsayılan

Çanakkale Savaşlarının Kronolojisi



Çanakkale Savaşlarının Kronolojisi


1 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'e, Anafartalar Grubu Komutanlığı'ndaki üstün başarılar nedeniyle "Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası" verilişi

2 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in, Çanakkale Savaşlarında yaralanan ve sakatlanan Osmanlı askerleri için para toplayarak gönderen -Almanya'nın İstanbul Elçiliği görevlilerinden- DrErnest Jackh'a teşekkür mektubu :"Kaderin savurduğu her haşin darbeye bizimle katlanmakla kalmayıp bundan doğan ıstırapları da hafifletmek için akla gelen her yardımı esirgemeyen siz sadık dosta, Fevzi (Çakmak) Bey de selamlarını ve teşekkürlerini yollar" Atatürk'ün komuta ettiği Anafartalar Grubu Komutanlığı'nın Kurmay Başkanı Binbaşı İzzettin (Çalışlar) Bey'in, 16Kolordu Kurmay Başkanlığı'na atanması

4 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in, Anafartalar'da 4ve 8Tümen cephelerine giderek incelemelerde bulunması Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın, 5Ordu Komutanı Liman von Sanders'in -Anafartalar Grubu'ndaki yeni düzenleme ile ilgili- 29 Ağustos 1915 tarihli önerisine cevabı :"Anafartalar Grubu'nun devamını, bu grup içindeki tümenlerin şimdilik yalnız 2ve 15Kolorduları oluşturmasını ve Gruğ Komutanlığı'nın 16Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Bey tarafından yapılmasını, yüksek öneriniz üzerine uyarınca uygun gördüm"

6 Eylül 1915:
Bulgaristan’ın Türkiye ve Almanya’nın yanında savaşa katılması

14 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in Bulgar Generali Petroff'un eşi Sultane Petroff'a Çanakkale'den Fransızca mektubu :"Düşman kuvvetlerine karşı kendi istediğimiz şekilde karşı koyduk ve daha önce Arıburnu'nda benim karşımda hezimete uğrayan düşman kuvvetleri, aradan aylar geçtikten sonra bu defa da Anafartalar'da tam anlamıyla felç oldular Generalimin, muhtemelen bunlardan haberi vardır; ama olan biteni doğrudan benden öğrenmesi, sanırım kendisini çok daha fazla memnun edecektir General Hamilton'a ve Lord Kitchener'e ardı ardına bu başarıları elde etmeme vesile oldukları için teşekkür etmem gerektiğine inanıyorum" Mustafa Kemal'in, 2ve 15Kolordu Komutanlarıyla Abdurrahman Bayırı'na gidişi

20 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in rahatsızlanması, Mareşal Liman von Sanders'in Anafartalar Grubu Karargahı'na gelerek, kendisine geçmiş olsun dileğinde bulunması, sonra özel doktorunu gönderişi

23 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in, - Almanya'nın İstanbul Elçiliği görevlilerinden- DrErnest Jackh'ı çadırında kabulü ve söyledikleri :"Tam manasıyla Ruslar gibi karaya tıkıldık Ruslar çökmeğe mahkumdurlar; çünkü Boğazları kapayarak onları Karadeniz'e tıkadım Bu suretle, müttefiklerinden ayrı düşürdüm Fakat biz de aynı sebep dolayısıyla yıkılmaya mahkumuz Gerçekten biz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu sahillerine yerleşmiş bulunuyoruz; fakat herhangi bir okyanusa çıkmayı göze alamayız Deniz kuvvetlerine sahip olmayan bir kara kuvveti olmak itibariyle biz, yarımadamızı, kara kuvvetlerini hiçbir tehdide uğramaksızın istediği sahile getirebilen deniz kuvvetlerine karşı savunmaya asla muktedir olamayacağız" (Atatürk, bu görüşmenin yapıldığı günlerde rahatsızlığı nedeniyle çadırında istirahat etmektedir Ernest Jackh, hatıralarında şu bilgileri vermektedir :"Mustafa Kemal Bey ağır surette hastaydı ve bu yüzden kendisini ziyaret için çadırına gittim Malarya (sıtma)'ya tekrar yakalanmıştı O kadar zayıflamıştı ki, ilkin tanıyamadım Bununla beraber ateşli tabiatı, evvelce sık sık yaptığımız bütün gece devam eden çok sevdiği görüşmeler gibi, bizi, siyasi bir tartışmaya daldırdı"

24 Eylül 1915:
Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın beraberinde Başkomutanlık Vekaleti Harekat Şubesi Müdürü Yarbay İsmet (İnönü) Bey olduğu halde Gelibolu'ya gelişi

26 Eylül 1915:
Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın sabahleyin Kuzey Grubu Karagahı'na gidişi, daha sonra -Anafartalar Grubu cephesine ait- Conkbayırı'nı gezdikten sonra Gelibolu'da 5Ordu karargahı'na dönüşü (Enver Paşa, bu inceleme gezisinde Anafartalar Grubu Karargahı'na uğramamıştır)

27 Eylül 1915:
Mustafa Kemal'in, 5Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders'e Anafartalar Grubu Komutanlığı'ndan affını isteyen yazısı :"Geçenlerde Ekselansları Başkomutan, Kuzey, Güney ve Asya Gruplarını ziyaretiyle gereği gibi onurlandırmıştır; ancak Anafartalar Grubu'nun varlığını tanımak istememekle, bizi ziyaretinin onurundan mahrum kılmıştır Ekselansları Başkomutan'ın şahsıma karşı beslediği duygular böylece bilinirken, orduda aynı koşullar altında hizmet vermem benim için imkansızdır Siz Ekselanslarından beni şu andan itibaren Grup Komutanlığı'ndan istifa etmiş sayma ve şahsımla ilgili daha sonraki işlemleri tayin etme lütfunda bulunmanızı rica etmek onurunu taşımaktayım"

30 Eylül 1915:
5Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders'in Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu Komutanlığı'ndan affını isteyen deilekçe vermiş olduğunu, ancak kabul edilmemesini isteyen yazısı :"Bu dilekçeyi destekleyemem Çünkü Mustafa Kemal Bey'i vatanın bu büyük savaşta hizmetlerine muhakkak surette muhtaç olduğu, çok müstesna kabiliyetli, yetkili ve cesur bir subay olarak tanıdım ve takdir ettim Şimdilik ilişikte takdim etmediğim ayrılma dilekçesini, Ekselanslarınızın, güvenini belirtmek suretiyle reddetmek lütfunda bulunmalarını rica ediyorum"

11 Ekim 1915:
Gelibolu Yarımadası’nın İtilaf Devletleri’nce boşaltılmasının ilk kez söz konusu oluşu

17 Ekim 1915:
Çanakkale bölgesinde General Hamilton'un komutayı General Birdwood'a devrederek cepheden ayrılışı

26 Ekim 1915:
Mustafa Kemal'in, Başkomutanlık Vekaleti'nce 9,11ve 12Tümenlerin birleşmesinden oluşacak 16Kolordu komutanlığına atanması ve Kolordu Komutanı yetkisiyle "Anafartalar Grubu'nu yönetmekle görevlendirilmesi

30 Ekim 1915:
Turquoise isimli Fransız denizaltı gemisinin esir edilmesi

31 Ekim 1915:
Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın, beraberinde Ahmet İzzet Paşa, Yarbay Feldmann ve Başyaver Kazım (Orbay) Bey olmak üzere Anafartalar Grubu Karargahı'nı ziyareti, Atatürk'le görüşmesi, daha sonra at üzerinde İsmailoğlu Tepesi'ne gidilmesi

3 Kasım 1915:
İstanbul'dan Gelibolu'ya gelen Ayan ve Mebusan Heyeti'nin Anafartalar Grubu karargahı'na giderek Mustafa Kemal'i ziyareti ve beraber cepheyi gezmeleri

6 Kasım 1915:
Çanakkale’den geçerek Marmara’ya girmiş olan E-20 İngiliz denizaltı gemisinin esir edilmesi

7 Kasım 1915:
İngiliz Harp Kabinesi'nin Çanakkale'yi boşaltma kararı

10 Kasım 1915:
Fransız denizaltı gemisi Turquoise’a Enver Paşa’nın katıldığı bir törenle “Müstecip Onbaşı” adının verilmesi

5 Aralık 1915:
Mareşal Liman von Sanders'in Anafartalar Grubu Karargahı'na gelişi ve Mustafa Kemal'e, beraberinde getirdiği hava değişimi izin yazısını vermesi

6 Aralık 1915:
İtilaf Güçlerinin Gelibolu Yarımadası’nı boşaltma hazırlıkları

8 Aralık 1915:
Fethi (Okyar), DrBahattin Şakir ve DrTevfik Rüştü (Aras) Bey'lerin akşam Atatürk'ün misafiri olarak Anafartalar Grubu Karargahı'na gelişleri Atatürk'ün aldığı hava değişimi izni üzerine Anafartalar Grubu Komutan Vekilliğine atanan Fevzi (Çakmak) Paşa'nın Anafartalar Grubu Karargahı'na gelişi

10 Aralık 1915:
Atatürk'ün -beraberinde misafirleri Fethi (Okyar), Bahattin Şakir ve Tevfik Rüştü (Aras) Bey'ler olmak üzere- Çanakkale'den İstanbul'a hareketi (Atatürk İstanbul'a dönüşünü takiben Çanakkale'den izinli olarak ayrılış sebebini Salih (Bozok) Bey'e şöyle anlatmıştır :"Ben düşmanın çekileceğini anladığım için bir taarruz yapılmasını teklif etmiştim Fakat benim bu teklifimi kabul etmediler Bundan dolayı canım sıkıldı Çok da yorgun olduğum için izin alarak İstanbul'a geldim Eğer ben orada iken düşman şimdiki gibi çekilmiş olsaydı, herhalde daha çok sıkılacaktım Burada bulunmaklığım benim için bir talih eseridir)

11 Aralık 1915:
Mustafa Kemal'in Çanakkale'den İstanbul'a gelişi

19-20 Aralık 1915:
İtilaf Güçlerinin, işgal ettikleri siperleri boşaltarak gece Anafartalar, Arıburnu bölgesinden gizli olarak çekilmeleri (Bu bölgedeki boşaltma son günlerde mevcut sisten de yararlanılarak gizli olarak yapılmakta idi Ancak birlik ve malzemelerin büyük kısmını kapsayan boşaltma bu gece gerçekleştirilmiştir İngilizler 8/9 Ocak 1916 gecesi de Seddülbahir bölgesinden çekilmişlerdir)

8-9 Ocak 1916:
Müttefiklerin Seddülbahir’i boşaltmaları

9 Ocak 1916:
5Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders'in -İngilizlerin Gelibolu yarımadasından çekilip gitmeleri üzerine- sabah 845'de Alçıtepe'den Başkomutanlık Vekaleti'ne telgrafı :"Tanrı'ya şükür Gelibolu yarımadası tamamen düşmandan temizlenmiştir Diğer ayrıntılar ayrıca sunulacaktır"

18 Ocak 1916:
5Ordu Karargahı'nın, Müttefiklerin Gelibolu yarımadasını boşaltmaları üzerine Çanakkale'den Lüleburgaz'a alınması

1 Şubat 1916:
Atatürk'e Anafartalar Grubu Komutanlığı döneminde gösterdiği üstün başarıları nedeniyle "İkinci Rütbe'den Osmani Nişanı" verilmesi



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Fransız General Guro’nun Hatırası

Eski 03-17-2011   #8
Şengül Şirin
Varsayılan

Fransız General Guro’nun Hatırası



Fransız General Guro’nun Hatırası


Bir Fransız General’in itirafı şöyledir:
1930 yılında Fransızlara ait bir anıt mezarın açılışına katılan Fransız Generali Guro, şehit Türk askerlerinin kabirlerini de ziyaret etmeden geçemez Etrafındaki çoğu Fransız topluluğa, o esnada şu şahit olduğu olayı anlatır:
“ – Efendiler!
Sizlere hafızamda hâlâ taptaze kalan canlı bir hatıramı nakletmek istiyorum Türk askeri, dünyada eşine ender rastlanan özelliklere sahiptir
Dinleyiniz!
Bir sabah vakti günün ilk ışıklarıyla birlikte Türklerle süngü harbine başlamıştık Türkler çok mahir ve cesur dövüşüyorlardı Onlarla başa çıkmak mümkün gözükmüyordu Akşamın geç saatlerine kadar süren çarpışmalardan sonra, yaralıları toplamak üzere karşılıklı bir anlaşma yaptık
Yaralılar toplanırken ben de harp sahasına gelmiştim O karışık hengamede gördüğüm bir manzarayı, her şeyi bir kenara bırakarak büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla seyre koyulmaktan kendimi alamadım Şöyle ki:
Bir Türk askeri kendi yaralarına yerden aldığı toprakları basarken, kucağına yasladığı başka bir askerin yaralarına da, gömleğinden yırttığı parçaları sarıyordu…
Efendiler!
Bu fedakar, kahraman ve asil Türk askerinin kucağındaki yaralı kim di biliyor musunuz? Sözlerini hıçkırıklarla sürdüren general, gözyaşlarını mendiliyle silerek, heyecanlı bir ses tonuyla, o Türk yiğidinin kucağındaki yaralı asker, bir Fransız, evet bir Fransız askeriydi!” diye haykırdı
Bu olay dolayısıyla çok duygulanan Fransız General, yere çöküp bir süre daha gözyaşlarını akıttı


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

General Hamilton un yazısı

Eski 03-17-2011   #9
Şengül Şirin
Varsayılan

General Hamilton un yazısı



General Hamilton un yazısı


Çanakkale Savaşlarında 253000 şehit veren Türk milleti onurunu, İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir Mustafa Kemal’in, askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” emri savaşların kaderinin değişmesinde önemli rol oynamıştır
Çanakkale İngiliz Başkomutanı General Hamilton, İngiltere Harbiye Başkanlığına yazdığı yazıda Mustafa Kemal’in yüce komutanlığını şöyle övmektedir :
“İngiltere Harbiye Başkanlığına, niçin geriye çekildiğimizi soruyorsunuz, bütün gerçeği tüm açıklığı ile size bildirmek isterim : Çok cesur muharebe eden, en iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusunun ve Albay Mustafa Kemal gibi dahi bir komutanın karşısında bulunuyoruz Bunu hiçbir zaman unutmayalım

General Hamilton
Çanakkale İngiliz Başkomutanı
17081915

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Mehmetçiğin Çanakkale Savaşı’nı Kazandıran Yüksek Karakteri

Eski 03-17-2011   #10
Şengül Şirin
Varsayılan

Mehmetçiğin Çanakkale Savaşı’nı Kazandıran Yüksek Karakteri



Mehmetçiğin Çanakkale Savaşı’nı Kazandıran Yüksek Karakteri


( MK Atatürk anlatıyor )

Bombasırtı olayı ( 14 Mayıs 1915 ) çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulamamacasına hepsi düşüyor İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kuşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor Sarsılma yok Okuma bilenler Kur’anıkerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor Bilmeyenlerse kelimeişahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar Sıcak, cehennem gibi kaynıyor 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor Ölüyor, öldürüyor İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur
Mustafa Kemal

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Mustafa Kemal Atatürk’ün Bomba Sırtı Hatırası

Eski 03-17-2011   #11
Şengül Şirin
Varsayılan

Mustafa Kemal Atatürk’ün Bomba Sırtı Hatırası



Mustafa Kemal Atatürk’ün Bomba Sırtı Hatırası

1 Dünya Savaşı içinde yer alan ve 1915’te meydana gelen Çanakkale Savaşları, tarihin kaderini değiştiren, Türk’ün şan ve şerefini göklere eriştiren, vatana sevgi duygusunu geliştiren, iman gücünü bayraklaştıran ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran bir destandır
Atatürk, işte bu zor ve dehşetli manzaradan bir kesit olan “ Bomba Sırtı” hadisesini şöyle anlatıyor:
“ Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 m Yani ölüm muhakkak Birinci siperlerin hiç biri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor İkincidekiler onların üzerine gidiyor Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir korku göstermiyor Sarsılmak yok Okumak bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrik edilecek bir örnektir
Emin olmalısınız ki, işte bize Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Mustafa Kemal’in Yüce Milletimize Bağışlandığı An

Eski 03-17-2011   #12
Şengül Şirin
Varsayılan

Mustafa Kemal’in Yüce Milletimize Bağışlandığı An



Mustafa Kemal’in Yüce Milletimize Bağışlandığı An


( MKAtatürk anlatıyor )

10 Ağustos 1915 Conkbayırı’nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi 8 Tümen komutanı ve diğer subaylarımı çağırdım
Mutlaka düşmanı mağlup edeceğimize inanıyorum Ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim Hücum baskın tarzında olacaktı Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20 – 30 metre yaklaştım Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı’nda çıt çıkmıyordu Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu Kontrol ettim Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim Saat 0430’da kıyametler kopmuştu İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı Allah Allah sesleri bütün cephelerde, karanlıkta gökleri yırtıyordu
Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu Olayı Yarbay Servet Bey’den başka kimse görmemişti Ona parmağımla susmasını emrettim Çünkü vurulduğumun duyulması cephelerde panik yaratabilirdi Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım Yalnız bu şarapnel vücudumda, kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı
Aynı gün gece, yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi Ordu Komutanı Liman von Sanders Paşaya hatıra olarak verdim Çok şaşırmış, heyecanlanmıştı Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler
Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale’nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular
Mustafa Kemal

*NOT :
- Liman von Sanders’in 10 Ağustos 1915 gecesi Mustafa Kemal’e hediye ettiği altın saat Anıtkabir Müzesinde bulunmaktadır
- Mustafa Kemal’in kalbinin üzerinde parçalanan saat Almanya’da Soudus aile koleksiyonundadır
- Yukarıdaki anı, Ruşen Eşref Ünaydın ve AAfetinan’dan alınmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Zafer hakkında güzel sözler

Eski 03-17-2011   #13
Şengül Şirin
Varsayılan

Zafer hakkında güzel sözler



Zafer hakkında güzel sözler

* Zafer, «zafer benimdir» diyebilenindir
* Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez
* Zaferin büyüklüğü, savaşın çetinliği ile ölçülür
* Zafer, barışın en kısa yoludur

Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım

ATATÜRK
3 Mayıs 1915 / Arıburnu

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Zafer Hakkında Söylenenler

Eski 03-17-2011   #14
Şengül Şirin
Varsayılan

Zafer Hakkında Söylenenler



Zafer Hakkında Söylenenler


* Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım (Mustafa Kemal Atatürk)

* Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur (Mustafa Kemal Atatürk)

* Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır Bunlardan biri taş duvara körü körüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız (İngiliz Başbakanı Asquith(Askuyit))

* Ordunun yardımı olmaksızın Filo’nun başarı sağlayabileceği ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekatın zorunlu olduğunu anlıyorum (Churchill( Çörçil))

* Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir (Churchill(Çörçil))

* Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakatı, her şüphenin fevkinde bulunmuştur Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşman taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir (Alman Generali Liman von Sanders)

* Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar (General Tawshend(Tavşent))

* Çanakkale Boğazı’ndaki Türkler ve Almanlar da 18 Mart’ı aralıksız takip eden sessiz günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir sevinç uyandırdı Moral, son derece yüksekti Kaleler ve tabyalardaki hasar da kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber, ağır bataryaların cephane durumu ciddiyetini koruyordu (Robert Rhodes James( Rabır Rot Ceyms)

* Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı (Sami Paşazade Sezai)

* Çanakkale’de her şeyimiz kusursuzdur Fakat başarılı olmadık Zira Türkler, yuvalarına girilmiş aslanların hiddet, cesaret ve kahramanlığı ile savaşıyorlardı Böyle bir millet görmedim ( Sör Kombet )


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.