Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anıtkabirin, mimari, özellikleri

Anıtkabir'in Mimari Özellikleri

Eski 11-25-2007   #1
bukettt
Varsayılan

Anıtkabir'in Mimari Özellikleri



TRAVERTENLER
Polatlı ve Malıköy'den getirilen beyaz travertenler kulelerin iç duvarlarında, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Kumarlı mevkiinden getirilen beyaz travertenler, heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonatlarında kullanılmıştırKayseri'nin Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler ise toplantı alanı ve kulelerin zemin döşemelerinde kullanılmıştır Çankırı'ya bağlı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler, Şeref Holü'ne çıkan merdivenlerin sağında ve solundaki zafer kabartmaları, bütün Şeref Holü dış duvarları, Tören Meydanını çevreleyen kolonatlar ve arkadlı bölüm kolonatlarında kullanılmıştır İkinci kısım inşaatın müteahhit firması Rar-Türk Limited Sosyetesine, san travertenleri Eskipazar îstasyonu'na yaklaşık 5 Km uzaklıktaki Budaklar Köyü civarındaki taş ocaklarından çıkartabilmesi için Çankırı Valiliğinden 2 Eylül 1944 tarihinde yazı gönderilmiştir 31 Ekim 1945 tarihinde de müteahhit firmaya bu taş ocaklarından gerekli miktarda taş çıkarılması için, Çankırı ilinden alınan ruhsat verilmiştir (Belge:16) înşaat müteahhitliği, Bayındırhk Bakanlığı Yapı ve îmar Başkanlığı'na traverten taşlannın teşekkülleri itibariyle içlerinde delikler olduğunu, örnek olarak şantiyeye getirilen yüzey üzerinde delik gözükmeyen travertenlerde, işlenmeye başlandıktan sonra delikler çıktığını ve bazılarında da yüzey dışında gözüken deliklerin yontulma sırasında kaybolduklarını 3 Kasım 1948 tarihinde bildirmiştir Traverten taşına ait şartnamede açıklanan deliksiz olma şartı, gerek taşın yapısını, gerekse gösteriş bozacak şekilde bulunanları kapsamaktadır Bunun üzerine başkanlık, durumu yerinde incelemek için Jeolog Doktor Erwin Lahn'i Eskipazar'a göndermiştir Dr Lahn görüşlerini belirttiği raporda, travertenin tabiati gereği delikli olacağını ve bu taşın normal bir traverten olduğunu açıklamıştır (Belge:17) Haymana'dan getirilen beyaz travertenle bütün merdivenler ve Aslanlı Yol ile Tören Meydanı döşemeleri inşa edilmiştir Kayseri'den getirilen bej travertenler ise Mozole kolonatlan üzerinde lento (kiriş) taşı olarak kullanılmıştır

MERMERLER
Çanakkale'den getirilen krem, Hatay'dan getirilen kırmızı ve Adana'dan getirilen siyah renkte mermer ile Şeref Holü'nün zemini inşa edilmiştir Afyon'dan getirilen kaplan postu mermer, Bilecik'ten getirilen yeşil renkte mermer ile Mozole Şeref Holü'nün iç yan duvarları kaplanmıştır Şeref Holü'ne konulacak lahit taşı için Adana'nın Osmaniye ilçesindeki Gavur dağlarından kesilen iki adet yekpare taş Ankara'ya getirilmiştir Bu taşlar, Kayserili Hacı Mustafa Kuranel'in taş ocağında 25000 TL ye yaptınlmıştır Her bir taşın ağırlığı 40 tondur (41) Afyon'dan getirilen beyaz mermer ile lahit mekanının yan duvarları inşa edilmiştir Şeref Holü iç duvarlannda kullarnlan yeşil mermer, Bilecik'in 23 Km uzağında Hasandere köyü civarında bulunan, bir şahsa ait taş ocağından elde edilmiştir (Belge : 19) Dördüncü kısım inşaatın müteahhiti Muzaffer Budak'tan alınan 2 Ağustos 1952 tarihli dilekçede, Bilecik yeşil mermeri ile yapılacak olan Şeref Holü iç kaplamalarının projede belirtildiği gibi ortalama 24 cm kalınlığında yapılmasında, dayanıklılık bakımından bir zorunluluk görülmemesi, ocağın verimsizliği ve uzun zamana ihtiyaç göstermesi göz önüne alınarak bir sıra 20-25 cm, bir sıra 5 cm olmak üzere inşası istenmiştir (Belge : 20) Rar-Türk Limitet Sosyetesi inşaatta kullanılması gerekli olan traverten ve mermerlerin; su emme, basınç, donma ve diğer deneylerini îstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında 25 Nisan 1947'de yaptırmıştır Bu deneyler sonucunda, taş ve mermerlerin basınç ve suya dayanıklı, donma ve sıcak su deneylerinde ise çatlaklık ve döküntü olmadığı sonucuna varılmıştır
DİĞER MALZEMELER
Anıtkabir'in inşasında, Karabük Demir-Çelik Fabrikalarından getirilen çubuk demir kullanılmıştır (Belge : 22) Sivas Çimento Fabrikası tarafından bloke edilen çimentonun, Anıtkabir'in yapımında kullanılmak üzere Rar-Türk Şirketi'ne verilmesine müsaade edilmiştir (Belge:23) Anıtkabir'de kullanılacak kum ve çakılın sağlanması için, Rar-Türk Şirketi'ne Ankara ili sınırlan içindeki Esenkent ve Sincan köyü civarında Çubuk Çayı yatağında 1946-1949 yılları arasında dört ocak ayrılmıştır (Belge : 24) Dördüncü kısım inşaatta, ithal malı "Germania" marka Alman Portland çimen-tosu kullanılmıştır (Belge:25) îkinci kısım inşaatin sorumluluğunu alan müteahhit, yardımcı binaların çatı kaplamalarında, 2 mm kalınlığında 100 ton kurşun levhayı Almanya'dan ithal etmiştir (Belge:26) Bronzdan 12 adet aplik meş'ale, Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu atelyelerinde Temmuz 1953 tarihinde yapılmıştır (Belge:27) Şeref Holü'ndeki lahit arkasındaki büyük pencere, bütün bronz kapı ve parmaklıklar, Nisan 1954 tarihinde îtalya Milano'dan Veneroni î Preziati Şirketi'nce gönderilmiştir (Belge : 28)


Şeref Holü Büyük Giriş Kapısı

Şeref Holü İçindeki Meşale

Kule İçindeki Meşale


HEYKEL ve KABARTMALAR
Anıtkabir'in yapımı istenilen duruma gelince, Başbakanlıktaki komisyona bağlı yeni bir komisyon daha kuruldu Komisyon; Yapı ve îmar îşleri Başkanı Selahattin Onat, Türk Tarih Kurumu'ndan Prof Halil Demircioğlu, Ankara Üniversitesi'nden Prof Ekrem Akurgal, proje mimarlarından Doç Orhan Arda ve Anıtkabir înşaatı Kontrol Şefi Yüksek Mimar Sabiha Güreyman'dan oluşmuştu Bu ikinci komisyonun görevi; Anıtkabir'de yapılması düşünülen heykel ve kabartmalann konuları ile anıtın çeşitli yerlerine yazılacak yazıların tespiti idi 3 Mayıs 1950 tarihinde toplanan komisyon üyeleri, üzerinde çalışılacak konuların hem çok yönlü, hem de çok önemli olduğunu ileri sürdüler ve bu kurulun uzman kişilerle genişletilmesini kararlaştırdılar Böylece komisyona yeni üyeler de katıldı (Belge:29) Bayındırlık Bakanlığında, yeni üyelerin de katılmasıyla 31 Ağustos 1951 tarihinde bir toplantı daha yapıldı Bu toplantıya katılan yeni üyeler; Prof Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof Rudolf Belling, Prof A Afetinan, Prof Enver Ziya Karal, Doç Kemali Söylemezoğlu, Prof Emin Barın, Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi Kamil Su, Faik Reşit Unat ve Enver Behnan Şapolyo, Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi Müsteşar Muammer Çavuşoğlu ile proje mimarı Prof Emin Onat'tı Komisyon toplantida şu kararları aldı "1 Anıtkabir'e konulacak heykel, kabartma ve yazıların konuları, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşındaki hayatı ve Türk înkılaplarından seçilecektir 2 Anıtkabir'in çeşitli yerlerine yazılacak yazıların seçilmesi için bir alt komisyon kurulmuştur (42) Bu komisyon, hazırlayacağı raporu, iki ay içinde Bakanlığa sunacaktır 3Komisyon, heykel ve kabartmalar hakkında sanatçılara üslup yönünden direktifler vermeğe kendini yetkili görmemiştir 4 Heykel ve kabartmaların konularını tespit için Prof Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof Ekrem Akurgal, Prof Belling, Doç K Söylemezoğlu'ndan meydana gelen bir küçük komisyon daha kurulmuştur Bu komisyon toplantılarına, Anıtkabir'in mimarları da katılacaklardır" (Belge : 30) Komisyon, çalışmalarını kısa bir zamanda bitirerek vardığı sonucu bir raporla üst kurula sundu Genişletilmiş komisyon bu raporun ışığında, 1 Eylül 1951'de özet olarak aşağıdaki şu kararları aldı "1 Anıtkabir'de yapılacak heykel ve kabartmalar, yapının mimari özelliklerine uygun olacaktır Kabartmalar, istenilen konuyu olduğu gibi (fotoğraf gibi) dile getirmeyecek, olayın özünü ifade edecek temsilî (allegorik) eserler olacaktır 2 Kulelere yapılacak kabartmalar (rölyefler) ise bu kulelere verilen adlara göre, Atatürk'ün şerefli hayatını ve Kurtuluş Savaşı tarihini, büyük çizgileri (ana hatları) ile hatırlatacaktır Bu eserleri işleyen sanatçılar, Atatürk'ün hayatına ait belgelerden faydalanacaklardır 3 Aslanlı Yol başında, giriş yerinin sağında ve solunda iki heykel grubu bulunacaktır Heykel gruplannın ana konuları, Türk Milletinin ve Atatürk'ün kurtardığı ve yetiştirdiği nesillerin, O'nun ölümünden duyulan derin acıları ifade edecek nitelikte olacaktır Bu heykel grupları, Ata'nın aziz naaşını ziyaret edecekleri, O'nun yüce katına saygı ile girmeğe hazırlayacaktır 4 Aslanlı Yol'un iki yanında, büyük çizgileri ile kuvvet ve sükünet telkin eden stilize 24 aslan heykeli bulunacaktır Bu heykeller, altlıklar üzerine oturmuş ve yatmış olacaktır Bu aslanlarda yatay durum esastır 5 Şeref Holü'ne çıkan merdivenin iki yanına, iki kabartma kompozisyonu işlenecektir Bunlardan biri, 1683'de Viyana'da başlayan savunma savaşlarımızın
sonuncusu olan Sakarya Meydan Savaşını, ikincisi tarihimizin acıklı olaylarına son veren Başkomutanlık Meydan Savaşını temsil edecektir Sanatçılar, bu panoların birincisi için Atatürk'ün "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır 0 satıh, bütün vatandır", Başkomutanlık Meydan Savaşı için de "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri" emrinden ilham ve fikirler almalıdırlar 6 Şeref Holü'nün iki yan duvarına, büyük, iki alçak kabartma yapılacaktır Bu kabartmalann ana konuları Atatürk devrimleridir Bu kabartmalar, çalışmanın, kendine güvenin, kendisini aydınlıkta bilmenin, kısaca canlı ve yeni bir hayata kadın, erkek birlikte doğuşumuzun ifadesi olacaktır (43) 7 Şeref Holü'ne giriş kapısının iki tarafına, Atatürk'ün Türk Gençliği'ne Hitabı ile Cumhuriyetin 10 ncu Yıl Nutku yazılacaktır 8 Anıtkabir'deki on kuleye şu adlar verilmiştir - Hürriyet Kulesi - îstiklal Kulesi - Mehmetçik Kulesi - Zafer kulesi - Müdafaa-i Hukuk Kulesi - Cumhuriyet Kulesi - Barış Kulesi - 23 Nisan Kulesi - Misak-ı Millî Kulesi - înkılap Kulesi Bu kulelerin gerek kabartmaları, gerekse kitabe yerlerine yazılacak yazılar bu isimlere göre seçilecektir"

Kadın Heykel Grubu

Erkek Heykel Grubu

Müdafaa-i Hukuk Konulu Kabartma






TÜRK MİMARİSİ ve ANITKABİR
Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılmaktadır Bu dönem içinde meydana gelen olaylar mimarlığı da etkilemiştir Bu olaylar içinde, 1938 yılında Atatürk'ün ölümü ve 1939 yılında başlaması sayılabilir "İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi"ne girerken bu olayların anıtsal yönü ağır basan, simetriğe önem veren, taş malzemeyi yeğleyen büyük boyutlu binalar belirli bir yoğunluğa ulaşmıştır Bu yıllarda Türk mimarları iklim koşullarına geleneksel mimarlıkla ilişkili yerli malzeme ve işçilikle yapı üretmenin gerekliliği üzerinde duruyorlardı Bir bölümü ise, devletin mimarları yönlendirme isteğinin olmayışını eleştirmekte, yetkili kurumlarca bunun oluşturularak gelecek kuşakların da bu doğrultu da yetişmelerinin sağlanmasını uygulamaların denetlenmesini istemekteydi Oysa başta Atatürk olmak üzere o dönemin yöneticileri çağdaş, bilimsel temellere dayalı bir uluşçuluktan yanaydılar
İkinci Ulusal Mimarlık Döneminde mimarlık eğitimi yapan kurumlar gittikçe örgütlenerek etkinliklerinin arttırmışlardır Türk mimarların yarışmalara katılımı artmıştır Dış ve iç etkilerle beslenen duygusal düzeyde gelişen bu akım, savaş ve benzeri koşulların değişmesiyle etkilerini yitirmiştir Bu dönemden günümüze bir çok yapı ulaşmıştır Bunların başında Anıtkabir gelmektedir Bu boyutlarda olmamakla birlikte, başta Ankara ve İstanbulda olmak üzere bir çok kamu yapılarında bu dönemle ilgili örneklere rastlanmaktadır



Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Anıtkabir'in Mimari Özellikleri

Eski 06-19-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Anıtkabir'in Mimari Özellikleri



Anıtkabir Projesi'nde mozolenin kolonat üstünde yükselen bir bölüm vardı 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 metrelik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler Projede yapılan bu değişiklikle kolonat üstünde yükselen bölüm yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik sakıncalar da ortadan kaldırıldı


Anıtkabir'in yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermerden yararlanıldı Malzemeler Pınarbaşı, Boğazköprü, Polatlı, Malıköy, Çankırı, Eskipazar, Çanakkale, Hatay, Afyon, Adana ve Osmaniye'den getirildi


Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "2nci Ulusal Mimarlık Donemi" olarak adlandırılır Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı anıtsal boyutlu binalar yapılmıştır Anıtkabir bu donemin özelliklerini taşımaktadır Bu dönem özellikleri ile birlikte
nıtkabır'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır Yaklaşık 750 bin metrekarelik bir alanıkaplamakta olup Barış Parkı ve Anıt Bloğu olarak iki kısma ayrılır


The Architecture of the Mausoleum; in the "Anıtkabir Project", there was a vault section that voould rise över colonade On December 4,1951, the government asked architects ifit ıvas possible tofinish the building earlier, in the case oflowering the height of the Hail ofHonour which was 28 meters long After the studies of architects, it wasfound possible to cover the hail ofhonour with a reinforced concrete ceiling, instead of a stone vault This change made in the project had reduced the weight of the rising section over the colonade and, therefore, certain technical risks to result from heavy weight were eliminated further


in the construction of Anıtkabir, porous travertine which can easily be worked on were used as exterior plating material over concrete and marblefor plating inside of the mausoleum The materails were brought from Pınarbaşı, Boğazköprü, Polatlı, Malıköy, Çankırı Eskipazar, Çanakkale, Hatay, Afyon, Adana and Osmaniye



The period between the years 1940 and 1950 is called "National Architecture Period II" in Turkish architecture İn this period, more monumental, huge and symmetrical buildings were erected, with cube shaped stones Anıtkabir bears the signs of this period With the properties of this period, Anıtkabir also bears the features of Seljuk and Ottoman architecture and ornamental elements Covering approximately 750000 sauare metres, the mausoleum is divided into two parts as "Peace Park" and "Monument Block"

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.