Vehbi Koç'un Ülke Ekonomisine Katkısı Nedir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Vehbi Koç'un Ülke Ekonomisine Katkısı Nedir?Vehbi Koç'un Ülke Ekonomisine Katkısı Nedir? Vehbi Koç'un Ülke Ekonomisine Katkısı Nedir? Ankara ve İstanbul'da işlerini geliştirerek, piyasa bilgisini artıran Vehbi Koç, bazı yabancı temsilcilikleri aldıktan sonra ilk Avrupa ve Amerika seyahatlerini gerçekleştirmiştir Bu geziler kendisinin ticari ufkunu genişletmiş ve gelecekteki gelişmeleri sezerek yeni atılımlar yapma noktasına getirmiştir Türk halkının ihtiyacını karşılayacak bazı malların üretimi için yerli bilgi ve teknolojinin yetersiz olduğunu görerek dış ilişkiler kurma yoluna girmiştir Bu dönemde lisans anlaşmaları yaparak bilgi ve teknoloji açığını kapatacak girişimleri üstlenmiştir Topluluğun gelişmesinde bir başka önemli olay da, Türkiye Cumhuriyeti'nin benimsediği endüstrileşme ilkesine uygun olarak 1940'ların sonuna doğru imalata yöneliştir Vehbi Koç, 1948'de General Electric firmasıyla işbirliği yaparak ilk ampul fabrikasını kurmuştur O tarihte yerli birikime dayanarak ampul fabrikası kurmak mümkün değildir Ancak bu sınai teşebbüs başarılı olmuş ve Türk halkının gerçek ihtiyacı karşılanmıştır Vehbi Koç' un dış ülkelerle ilişkisi bilgi eksikliğinin giderilmesi şeklinde yorumlanabileceği gibi, ekonomide dış ilişkilerin zaruretini ve ihtiyacını görme ve dışa açılma şeklinde de yorumlanabilir 50'li yıllarda ise Türkiye’de hızla gelişmekte olan yerli imalata paralel olarak, Koç Topluluğu da ithal malların yerini alacak yerli imalat yatırımlarına girişmiştir Döviz tasarrufu sağlayacak üretim şirketleri kurmaya başlamış ve bitmiş ürünlerin dağıtımını sağlamak için yurdun birçok bölgesinde ticaret şirketleri kurmuştur Aslında Koç Topluluğu'nun gelişimi ve ulusal ekonomiye katkısı ülkemizin endüstrileşme ve kalkınma çabaları açısından düşünülünce ayrı bir nitelik kazanmaktadır Bu imkanlardan yararlanılarak Uluslararası şirketlerle ortaklık, işbirliği veya teknik yardım alınarak çeşitli sanayi tesisleri kurulmuştur Bunlar ilk otomobil, ilk traktör, ilk kamyon, ilk ampul, ilk buzdolabı, ilk çamaşır makinesi, ilk şofben, ilk kompresör, ilk LPG gazı, ilk camyünü, ilk motor bloğu, ilk kablo fabrikasıdır Böylece lisans anlaşmaları ile sağlanmak istenen bilgi ve teknolojik aktarım kısmen yabancı ortaklıklara dönüştürülmüştür Fiat ile ortak kurulan Tofaş, Siemens ile ortak kurulan Türk Siemens, Magneti Marelli ile ortak kurulan Mako, Ford ile ortaklığa dönüştürülen Ford-Otosan işbirliği bu anlaşmaların ürünleridir Yabancı ortaklıklar, lisans anlaşmaları ile öngörülen bilgi, teknoloji ve yeni bilgi aktarım unsurlarını daha uzun ömürlü hale dönüştüren bir işbirliği şeklinde olmuştur Bir taraftan bu türden ortaklıklar geliştirilirken, diğer taraftan çeşitli lisans anlaşmaları yapılarak teknolojik açık kapatılmaya çalışılmaktadır Nitekim bir zamanlar "montaj sanayi" diye biraz da küçümsenerek nitelenen bu işbirliği sayesinde Topluluğa dahil şirketler teknolojilerini, bilgi ve tecrübelerini artırmış bir kısmı da kendi teknolojilerini üretecek hale gelmişlerdir 1960 yıllarından sonra yeni ürün grupları ve çeşitlerinin de eklenmesiyle, Koç Topluluğu kuruluşlarının imalat alanları önemli ölçüde genişlemiştir Topluluk artık zirai aletlerden mensucata çeşitli büro malzemesinden ısıtma teçhizatına, radyo ve televizyon alıcılarından buzdolabı, çamaşır makinesi ve elektrik süpürgesi gibi ev aletlerine, ocak, fırın, cam yünü, kazan, radyatör ve likit petrol gazından, iki, üç ve dört tekerlekli taşıt yapımına ve otomotiv yan sanayi kuruluşlarına, gıda sanayinden zincir mağazalarına, turizm, finans ve sigortacılık hizmetlerine kadar yaygın bir alanda faaliyet göstermektedir Türkiye'nin ilk yerli otomobili Anadol’dan sonra ülkenin ekonomik gelişmesinin hızlanmasıyla Koç Topluluğu, Murat, Tempra, Ford Taunus ve Ford Escort'u da gerçekleştirmiştir Otomotiv sanayi için çeşitli dökümler yapabilecek Döktaş fabrikası 1973 yılında devreye girmiştir 1977 yılında Ardem, Tekersan, Endiksan, Kimkat, Eko, Sedko, Takosan, Tekiz, Tarko adlarıyla 9 kuruluş daha Koç Topluluğu'na katılmıştır 1979 yılında özel sektörün en büyük ağır sanayi tesisi olarak yapılan Asil Çelik, kur garantisinin kaldırılması sonucu 1982 yılında devlet sektörüne devredilmiş aynı yıl Peugeot ticari araç üreten Karsan üretime başlamiştır Her çeşit sınaî, tıbbi ve gaz üretimi yapan Birleşik Oksijen Sanayi Gebze'de, treyler üretimi yapan İstanbul Fruehauf Sakarya'da devreye sokulmuştur 1986 yılında Ford-Otosan İnönü'de dizel motor üretimine başlamış, böylece Türkiye'de otomotiv alanında bir ilke daha imza atmıştır Koç Topluluğu aynı yıl, American Express Company ile ortak olarak kurduğu Koç-Amerikan Bankası ile ekonomik hayatımıza girmiş banka daha sonra Koçbank adını almıştır Türk bankacılık tarihinin en büyük birleşmesi olarak değerlendirilen Koçbank- Yapı Kredi birleşmesi 2 Ekim 2006 tarihinde gerçekleşmiştir Vizyonumuz “Hızlı ve kârlı büyüme ile dünyanın lider şirketlerinden biri olmak” Kendimize ve Türkiye'nin geleceğine duyduğumuz güven, bizi iddialı hedefler koymaya yönlendiriyor Bu hedeflere ulaşmamızın ancak stratejik yönetim yaklaşımı ile mümkün olduğunu biliyoruz Koç Topluluğu olarak gerek Türkiye gerek içinde bulunduğumuz bölge açısından yüksek büyüme potansiyeli vaat eden 4 ana sektöre odaklı bir büyüme stratejisi izliyoruz Portföyümüzü oluştururken, yatırımlarımızı aşağıdaki stratejik prensipler doğrultusunda şekillendiriyoruz: • Fark yaratabildiğimiz ve rekabet avantajımızın yüksek olduğu sektörlere odaklanmak, • Yurtiçi satışlar kadar yurtdışında da güçlü bir pozisyona sahip olabileceğimiz, coğrafi çeşitlemeye giderek riski asgariye indirebileceğimiz ve gelirlerimizin sürdürülebilirliğini sağlayabildiğimiz sektörlerde büyümek, • Markalarımızı ve teknolojimizi en iyi şekilde kullanarak marka gücümüzü ve teknolojiye olan hakimiyetimizi sürekli geliştirmek, • Girdiğimiz işlerde piyasa lideri ya da en yakın takipçisi olarak ölçek ekonomisinden en iyi şekilde yararlanmak Bu prensiplerimiz bize, yüksek büyüme vaat eden ve pek çok sektördeki piyasa doygunluk oranı henüz düşük olan Türkiye ve komşu ülkelerde hızlı ve kârlı büyüme olanakları tanımaktadır Coğrafi yakınlığımız ve Gümrük Birliği'nin getirdiği avantajların yanında, sahip olduğumuz güçlü yapılanma ve piyasa konumumuz ise Avrupa'da da kârlı ve sürdürülebilir bir büyüme stratejisi izlememizi sağlamaktadır Kaynak: koçcomtr |
|