Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“nevruz“

“Nevruz“

Eski 03-17-2008   #1
Equinox
Icon46

“Nevruz“



“Nevruz“






Çok iyi anımsıyorum, bundan 6 - 7 yıl önce, baharın
geldiği bu dönemlerde, babam sabah erkenden hepimizi uyandırırdı ve coşkuyla oturduğumuz yere yakın bir küçük dağa giderdik Önceki senelerde de bunu yaptığımız için bulmamız gereken “Nevruz” çiçeğini biliyorduk ve heyecanla dağın dört tarafını dolaşıyorduk

Toprağı henüz delip çıkmış bu nevruz çiçeklerinden bulabildiğimiz anda, dünyalar bizim oluyordu sanki Çiçeklerden birkaç tanesini, itinayla kökünden sökerek çıkarıp güvenilir bir yere koyduktan sonra, bayram havası içinde yedi kiremit, ebelemece veya ağaç kapmaca… gibi oyunlar oynuyorduk
Bu anlatılması çok güç duyguları yaşadığımız dönemde atalarımızın “ana” olarak kabul ettiği “toprak” ile, elden geldiğince bütünleşmeye çalışıyorduk O coşkuyla, sanki 2000 yıl geriye gidip atam Oğuz Kağan ile Nevruz toyunu kutluyor gibi oluyorduk O gün, hepimiz iyilik meleği gibi oluyorduk Birbirimizi kırmadan, dostluk ve kardeşlik içinde günü geçiriyorduk Elbette o güne özgü değişik adetler de vardı; ama hepsinin ortak noktası “güzellik ve doğa ile buluşma” heyecanını yaşatmasıydı


Bilindiği gibi insanlığın ortaya çıkmasından sonra, “kültür“ler oluşmaya başlamıştır Bugün “toplum” olarak nitelendirilebilecek bütün ulusların, bir kültürü vardır Hiçbir toplumla karşılaştırılamayacak kadar köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan Türk ulusu, binlerce yıl önceden beri güçlendirerek devam ettirdiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır Türk kültür öğelerinden birisi de kuşkusuz “Nevruz“dur Kökeni itibariyle Farsça olan “Nevruz“, Türkler’de “Yeni Gün” anlamına gelecek biçimde kullanılmıştır



Türkler, yaşam biçimleri nedeniyle doğa ile sürekli iç içedirler Her dönemde doğayı çok iyi tanımışlar, bazen de yaşamlarını doğa koşullarına göre biçimlendirmişlerdir

Kökeni çok eskilere dayanan ve her yıla sıçan [fare], biçin [maymun], tavışgan [tavşan]… gibi hayvan adları verilerek oluşturulan “12 Hayvanlı Türk Takvimi” de, doğanın değişimine uygun olarak hazırlanmıştır Geçimlerini toprağa bağlı olarak sürdüren Türkler, baharın gelişiyle hayvanların otlağa çıkarılmasını, ekin dönemlerinin başlamasını… belirlemek için, geleneklerimize uygun bir takvim hazırlamışlardır Bu takvimde yılbaşı, gece - gündüz eşitliğinin yaşandığı Nevruz Günü, yani 21 Mart‘tı

Bu gösteriyor ki, ne zaman oluşturulduğu tam olarak bilinmeyen ve çeşitli gereksinimler sonucunda oluşturulan 12 Hayvanlı Türk Takvimi‘nin kullanıldığı / oluşturulduğu dönemlerde, Nevruz Günü kutlanıyordu
Doğa ile kucak kucağa yaşayan ve toprağı “ana” olarak kabul eden Türkler, hiç kuşkusuz “baharın gelişi“ne çok önem vermişlerdir Kışın soluk, mat, cansız, heyecansız… günlerinden, canlı, yeşile bürünmüş, doğanın ilahi senfonisi içerisinde insana mutluluk veren, hareketli ve renkli günlere geçiş, Türkler için büyük bir heyecan kaynağı olmuştur İşte bu doğa ile birlikte insan ruhundaki diriliş neticesinde, Türkler “Nevruz” adını verdikleri bayramlarla kutlamalar yapmışlardır Doğadaki bu değişim ve uyanış, muhakkak ki diğer toplumları da etkilemiş ve onlarda da farklı farklı adlarla kutlanmıştır

Aradan binlerce yıl geçmesine rağmen, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Gagauzya, Başkurdistan… gibi diğer Türk ellerinde de “milli bayram” olarak kutlanan Nevruz; Hristiyan, Müslüman ve Şamanist Türk topluluklarının hepsinde kutlanıyor olması nedeniyle dikkat çekicidir Özünde Hristiyan olan Gagauz Türkleri de bugün bu dönemlerde “İlkyaz” adıyla yeni günü kutluyorlarsa, bu özel günün kaynağını kuşkusuz Türk kültür ve tarihinde aramak gerekir Türkiye’nin dışındaki bağımsız Türk devletlerinin tamamında “milli bayram” olarak kutlanan Nevruz, “Ergenekon Bayramı, Nevroz, Nevruz, Cılgayak Bayramı, İlkyaz, Yenigün, Tegri Toy, Teze Yıl, Baş Bahar ve Yazbaşı” gibi adlarla bütün Türk dünyasında özel adlarla yaşanmaktadır

Nevruz, yani diğer adlandırmalarla “Yeni Gün, Yılsırtı, Mart Bozumu, Mart Dokuzu, Gün Dönümü, Sultan Nevruz”, Türk tarihi ve kültüründe çok köklü bir geçmişe sahiptir Bunlardan bir iki tane örnek verecek olursak: Türklerin Ergenekon‘dan çıkış gününün yirmi bir marta rastladığı kabul edilmektedir

On İki Hayvanlı Türk Takviminde yıl başı da aynı güne rastlamaktadır Oğuz Kağan‘ın bu günü kutsal saydığını ve bayram gibi törenlerle karşıladığı bilinmektedir Türklerin Nevruz kutlamaları Eski Uygur Dönemi nesimlerine de konu olmuştur Selçuklu Sultanı Sultan Celaleddin Melikşah, devrin uzay bilimcilerini Selçukluların başkenti İsfahan’da toplamış, kendi adıyla anılan Celali Takvimi’ni yaptırmıştır Şemsi Takvim adıyla İran ve Afganistan’da kullanılan bu takvime göre yılbaşı yirmi bir marttır

Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, Nevruz gününü yılbaşı kabul etmiş, vergileri buna göre düzenlemiştir Sultan kelimesinin Nevruzla birlikte kullanılması, padişahların halkla birlikte Nevruz kutlamalarına katılmasıyla ilgilidir Ertugrul Gazi Törenleri, II Abdülhamid zamanına kadar ( eski takvime göre) mart dokuzu yani Nevruz günü yapılmaktaydı
Destanlarımızda, şiirlerimizde, tarih boyunca ortaya koyduğumuz Kutadgu Bilig, Divan-u Lügati’t Türk gibi eserlerde büyük bir Türk bayramı olarak vurgulanan Nevruz’un, bütün Türklerce heyecanla yaşandığını bir Türk kamının şu sözlerinden anlayabiliriz:


“… Yüce Göktanrı‘nın ilk defa gürlediği, yağız yer, altmış türlü çiçeklerle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk’ün Atası) yaradıldın!”


Yukarıda da belirttiğim gibi, Nevruz sadece doğanın yenilendiği, uyandığı bir gün değil, onunla özdeşleşmiş toplumların da ruhunun tazelendiği ve söylem yerindeyse “ruhlarının miracını yaşadıkları” bir dönemdir

Türkler o dönemde karşılıklı sevgi ve saygıyı kuvvetlendirirler, toplumsal barışın güçlenmesini sağlarlar, milli duyguları en yüksek seviyede yaşarlar, kültürel etkinliklerle öz değerlerinin devamını sağlarlar, gelenek göreneklerini ve inançları sergileyerek değer yapılarını sağlamlaştırırlar, bolluk ve bereketi hissederek bunu yaşamaya çalışırlar Nevruz döneminde küslükler yok olur, akrabalar ziyaret edilir ve her yerde olmasa da “bişi” adı verilen ekmeğe benzeyen yiyecekler, pişirilerek çevreye dağıtılır

İşte bu, kişilerin toplumsal bağını kuvvetlendirir ve aynı kültür etrafında toplanan bir ulusun, benliğini geleceğe taşımasını sağlar
Çoğu zaman “Ergenekon Destanı” ile olan bağlantısından ötürü “Ergenekon Bayramı” diye de kutlanan ve Türklerin bilinen en eski ve en büyük bayramı olan bu özel gün, ne yazık ki günümüzde sahip olacağı bir değeri bulunmayan ve bir “ulus” olmak için gerekli olan kültürel değerleri bulunmayan toplulukların üzerinde siyaset yaptıkları bir malzeme haline getirilmeye çalışılmaktadır 1991 yılına kadar özellikle Türkiye’de Nevruz için kapsamlı araştırmaların yapılmaması ve Nevruz‘un “milli bayram” olarak kabul edilmemesi nedeniyle, resmen “pkk” propagandasının yapıldığı bir “kürt bayramı” hâline çevrilmeye çalışan Nevruz konusunda, özellikle 1991 yılından sonra çok güzel araştırmalar yapılmış ve bizim bayramımız, bize anlatılmaya çalışılmıştır Hiçbir şekilde bir dinle veya mezheple bağlantısı bulunmayan ve İslamiyet‘ten çok öncelere giden bir kültürün ürünü olan Nevruz, Türk insanını birbirine kenetleyen, Ergenekon‘da demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarını yaşatan bir ateştir Büyük bir kültürün ürünü olan bu ateş, binlerce yıl önce de heyecanla kutlanıyordu, bugün de kutlanıyor Kuşkunuz olmasın ki, dünya üzerinde yüreği Tanrı Dağları‘nda atan tek bir Türk yaşadıkça, bu bayram yaşanmaya devam edecektir



Nevruz TÜRK’ün Bayramı


Asırlar geçse bile unutmaz değerini,
İyi günde kötü günde hatrında yerini,
Korur, vazgeçmez; seçmez özünden diğerini,
Vefa duygusu Türk’ün en hakiki huyudur,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Bizim tarihimiz eskidir insanlık kadar,
Düşün bu kültürde ne büyük hazineler var,
Bu millet ki günlerine nice şenlik sığar,
Birlik varsa ulusum gün kutludur, eyidir,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Hiç öz kimliğim değişir mi döner mi gardaş,
Oğuz Kağan, Alparslan, Yavuz ‘dan kaldı bu baş,
Sanma benliğim çöküp eriyor yavaş yavaş,
Bendeki yozlaşmaz bozulamaz Türk soyudur,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Bak güneşe bugün bir başka güzel doğuyor,
Bir millet ki acunda eğleniyor, doyuyor,
Anlaşılmaz canlar yüreğe nasıl sığıyor,
Neşeyi paylaşan bir atanın çocuğudur,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Bize yılbaşı olacaksa nevruz olmalı,
Çağalar böyle büyümeli yaşı dolmalı,
Bütünüyle bize ait bilinmeli kalmalı,
Gökyüzü Türk bayrağı, hilal onun ayıdır,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Aşıklar şiire, ozanlar saza vurula,
Güzeller filizlene, tomurcuklar yarıla,
Vatanımda genç yaşlı birbirine sarıla,
Sonu kıyametle, bu şenlik ömür boyudur,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur


Türkiye’mde Türkistan’da Türk olan her yerde,
Bahar gelmiş tabiat bürünmüş ayrı renge,
Sıkıntı mı, tasa mı kalmış hani nerede,
Ertuğrul’um gül açmış koklamanın çağıdır,
Nevruz bütün Türkler’in bayramıdır, toyudur

__________________
CHP’siz Atatürkçü,MHP’siz milliyetçi,AKP’siz Müslümanım,Allah istismarcılardan korusun
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.