Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
depremler, depremlerin, etkileri, gerçekleşmiş, türkiyede, türkiyedeki

Türkiyedeki Depremler - Türkiyede Gerçekleşmiş Depremler Ve Depremlerin Etkileri

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyedeki Depremler - Türkiyede Gerçekleşmiş Depremler Ve Depremlerin Etkileri



DEPREMLER VE TÜRKİYE’DE DEPREMLER

Deprem: Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır

DEPREM TÜRLERİ :

Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir Levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında oluşurlarTeknotik depremlerin etki alanı çok geniştir Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlarYerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin meydana geldiği bilinmektedir Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar Japonya ve İtalya'da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır

Bir başka tip depremler de "ÇÖKÜNTÜ" depremlerdir Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir

Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30000 kişi ölmüştür

Japonların Tsunami'yi tasvir eden animasyonu

• ODAK NOKTASI (HİPOSANTR)

Odak noktası yerin içinde depremin enerjisinin ortaya çıktığı noktadırBu noktaya odak noktası veya iç merkez de denirGerçekte , enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır , fakat pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir

Odak noktası, dış merkez ve sismik deprem dalgalarının yayılışı

• DIŞ MERKEZ (EPİSANTR)

Odak noktasına en yakın olan yer üzerindeki noktadırBurası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli larak hissedildiği noktadırAslında bu , bir noktadan çok bir alandırDepremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir Bazen büyük bir depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de belirlenebilirBu nedenle "Episantr Bölgesi" ya da "Episantr Alanı" olarak tanımlama yapılması gerçeğe daha yakın bir tanımlama olacaktır

• ODAK DERİNLİĞİ :

Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilirBu sınıflandırma tektonik depremler için geçerlidirYerin 0-60 km derinliğinde olan depremler sığ deprem olarak nitelenirYerin 70-300 km derinliklerinde olan depremler orta derinlikte olan depremlerdirDerin depremler ise yerin 300 kmden fazla derinliğinde olan depremlerdirTürkiye'de olan depremler genellikle sığ depremlerdir ve derinlikleri 0-60 km arasındadırOrta ve derin depremler daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına girdiği bölgelerde olurDerin depremler çok geniş alanlarda hissedilir , buna karşılık yaptıkları hasar azdırSığ depremler ise dar bir alanda hissedilirken bu alan içinde çok büyük hasar yapabilirler

• EŞŞİDDET (İZOSEİST) EĞRİLERİ :

Aynı şiddetle sarsılan noktaları birbirine bağlayan noktalara denir Bunun tamamlanmasıyla eş şiddet haritası ortaya çıkar Genelde kabul edilmiş duruma göre, eğrilerin oluşturduğu yani iki eğri arasında kalan alan, depremlerden etkilenme yönüyle, şiddet bakımından sınırlandırılmış olur Bu nedenle depremin şiddeti eş şiddet eğrileri üzerine değil, alan içerisine yazılır

Şekil 1 Bir faylanma sonucu oluşan deprem odağından yayılan sismik enerjinin yer içinde yayılması ve bu sismik enerjinin neden olduğu hasara bağlı olarak çizilen eş-şiddet eğrilerinin gösterimi

SİSMİK DALGALAR

Yerkabuğunun kırılgan bölümlerinde oluşan depremlerden ortamın esneklik parametrelerine bağımlı olacak biçimde dalgalar yayınır Bu dalgalara sismik dalgalar denir Bu dalgaların oluşturduğu sarsıntılar sesi işitilebilecek kadar yüksek frekanslı olabildiği gibi birkaç saniye yada dakika uzunluklu olabilir Büyük depremler yerküreyi birkaç kez dolaşan yada yerin bir kalp gibi atmasına neden olan sismik dalgalar üretebilirler Depremi oluşturan faylanma ile birlikte kaynaktan çeşitli türde sismik dalgalar yayılır Bunlar boyuna dalgalar, enine dalgalar ve yüzey dalgalarıdır Boyuna dalgalara P dalgası da denmektedir P dalgaları yayılma doğrultusuna koşut yönde parçacık hareketi oluştururlar S dalgası olarak adlandırılan enine dalgalar, yayınım doğrultularına dik yönde parçacık hareketine neden olurlar ve sıvı ve gaz ortamda yayılamazlar (Şekil 2) Yapılarda en fazla hasara S dalgaları neden olurlar S dalgalarının hızı P dalgalarından 17 kez daha yavaştır Yüzey dalgaları, yeryüzünde en büyük genlikle oluşurlar ve derinlikle azalırlar S dalgalarından sonra gelen bu dalgalar yakın depremlerde S dalgaları gibi yıkıcı özelliktedir Oluşturdukları parçacık hareketleri yayılma doğrultusuna diktir (Şekil 2 ve 3)

Şekil 2 Depremlerden oluşan sismik dalgaların türleri ve yer içinde yayılma özellikleri P dalgaları yayıldıkları ortamda hacım değişikliği yaratırlarken, S dalgaları hacım değişikliğine yol açmazlar

Şekil 3 P, S ve Yüzey dalgalarının kayıtçı izleri

DEPREM KAĞIT AYGITI (SİSMOGRAF)

Depremlerin yada diğer tür enerji kaynaklarının ürettiği sismik dalgalar sismograf olarak adlandırılan deprem kayıt aygıtları tarafından kaydedilir Yeryüzünde, yeraltında yada denizaltında algılama yapabilen sismograflar, elektronik ve mekanik aksamların yer aldığı aygıtlardır Algılayıcı (sismometre, jeofon), koşullandırıcı (yükseltici, süzgeç, saat ve radyo) ve kayıtçı (kalem, teyp, bilgisayar) birimlerinden oluşur

Son yıllardaki gelişmeler sonucunda deprem kayıtçıları çok geniş frekans aralıklarında (0 100 Hz) kayıt yapabilmektedirler Deprem kayıtçılarının yer hareketini büyütme yetenekleri amaca göre değişebilmekte, gerektiğinde bir milyon kez büyütme elde edilebilmektedir Yapılacak olan sismolojik araştırmanın niteliğine göre, deprem kayıtçıları ivme, hız ve yer değiştirme kayıtçıları olarak sınıflanmaktadır ivme kayıtçıları depremlerin yapılar ve toprak üzerindeki etkilerini ve deprem kaynaklarının mekanizmasını incelemekte, hız ve yer değiştirme kayıtçıları ise depremlerin kaynak özelliklerini, yerin fiziksel yapısını ve sismik dalgaların yayınım karakteristiklerini araştırmakta kullanılır

Deprem kayıtlarına sismogram denir Şekil 4'de bir deprem için kaydedilmiş ivme ve buna bağlı olarak elde edilmiş hız ve yer değiştirme sismogramları görülmektedir

Şekil 4 17 Ağustos 1999 Kocaeli-Gölcük depreminin İzmit Meteoroloji istasyonunda kaydedilen K-G, D-B ve Düşey bileşen ivme sismogramları

• ŞİDDET :

Her hangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir Şiddet depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında doğru bilgi vermemekle beraber, deprem dolayısıyla oluşan hasarı yukarıda belirtilen etkenlere bağlı olarak yansıtır

Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan "Şiddet Cetvelleri"ne göre değerlendirilmektedir Diğer bir deyişle "Deprem Şiddet Cetvelleri" depremin etkisinde kalan canlı ve cansız her şeyin depreme gösterdiği tepkiyi değerlendirmektedir Önceden hazırlanmış olan bu cetveller, her şiddet derecesindeki depremlerin insanlar, yapılar ve arazi üzerinde meydana getireceği etkileri belirlemektedir

Bir deprem oluştuğunda, bu depremin her hangi bir noktadaki şiddetini belirlemek için, o bölgede meydana gelen etkiler gözlenir Bu izlenimler Şiddet Cetveli'nde hangi şiddet derecesi tanımına uygunsa, depremin şiddeti, o şiddet derecesi olarak değerlendirilir Örneğin; depremin neden olduğu etkiler, şiddet cetvelinde VIII şiddet olarak tanımlanan bulguları içeriyorsa, o deprem VIII şiddetinde bir deprem olarak tarif edilir Deprem Şiddet Cetvellerinde, şiddetler romen rakamıyla gösterilmektedir Bugün kullanılan batlıca şiddet cetvelleri değiştirilmiş "Mercalli Cetveli (MM)" ve "Medvedev-Sponheur-Karnik (MSK)" şiddet cetvelidir Her iki cetvelde de XII şiddet derecesini kapsamaktadır Bu cetvellere göre,şiddeti V ve daha küçük olan depremler genellikle yapılarda hasar meydana getirmezler ve insanların depremi hissetme şekillerine göre değerlendirilirler

VI-XII arasındaki şiddetler ise, depremlerin yapılarda meydana getirdiği hasar ve arazide oluşturduğu kırılma, yarılma, heyelan gibi bulgulara dayanılarak değerlendirilmektedir

ŞİDDET l: insanlar tarafından hissedilmez, sadece deprem-ölçerler kaydedebilir

ŞİDDET II: Asılı eşyalar sallanır

ŞİDDET III: Yapıların içindekiler tarafından hissedilebilir, asılı eşyalar ve duran motorlu araçlar sallanabilir, süresi algılanabilir

ŞİDDET IVI:Pencere ve kapılar ile duran motoriu araçlar sallanır, duvarlarda gıcırdamalar oluşur, yapıların içinde ve açık alanda hissedilebilir

ŞİDDET V:Herkes tarafından hissedilebilir, eşyalar düşer, cam eşyalar kırtlır, sıvalar çatlıyabilir/dökülebilir; ağaçlar, direkler ve yüksek binalar sallanır, sallantının yönü izlenebilir; bahçe duvarları yıkılabilir

ŞİDDET VI: Herkes tarafından hissedilir, yürümek zorlaşır, ağır eşyalar kayar ve kitaplar raflardan dökülebilir, sıvalar dökülür, bazı yapılar yıkılabilir

ŞİDDET VII: Ayakta durmak güçleşir, eşyalar hasar görür, sıva ve yapı dekorasyon malzemeleri dökülür ve kırılır; yapılarda çatlamalar ve hasar, su birikintilerinde çamurlanma oluşur

ŞİDDET VIII: Binalarda hasar ve kısmi yıkılma oluşur, su kuleleri ve bacalar yıkılır, ağır eşyalar devrilir; kumlu ve suya doygun zeminlerde sıvılaşma (kum fışkırmaları), yüzeyde faylanmalar ve heyelanlar gelişir; su kaynaklarının debisi ve sıcaklığı değişir

ŞİDDET IX: Yapıların çoğunda hasar ve yıkılma olur; zeminde büyük çatlak ve yarılmalar ve kum fışkırmaları meydana gelir; yer altı boru sistemleri kırılır

ŞİDDET X: Yapıların çoğu yıkılır, betonarme yapılarda ağır hasar ve kırılma başlangıcı izlenir, barajlarda büyük hasar ve çatlamalar oluşur, zeminde büyük çatlaklar oluşur, raylar bükülür, kütle kaymaları ve sıvılaşma gelişir

ŞİDDET XI: Çok az yapı yıkılmadan kalabilir, köprüler yıkılır, yer (kütle) kaymaları oluşur, yer-içi boru sistemlerinin tümü ile devre dışı kalır

ŞİDDET XII: Tüm yapılar yıkılır, coğrafya değişir, yüzeyde deprem dalgalarının ilerleyişi izlenebilir

Şekil 5 Mercalli deprem şiddet cetveli

• MAGNİTÜD ( DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ ) :

Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır Enerjinin doğrudan doğruya ölçülmesi olanağı olmadığından, Amerika Birleşik Devletleri'nden ProfCRichter tarafından 1930 yıllarında bulunan bir yöntemle depremlerin aletsel bir ölçüsü olan "Magnitüd" tanımlanmıştır Prof Richter, episantrdan 100 km uzaklıkta ve sert zemine yerleştirilmiş özel bir sismografla (2800 büyütmeli, özel periyodu 08 saniye ve %80 sönümü olan bir Wood-Anderson torsiyon Sismografı ile) kaydedilmiş zemin hareketinin mikron cinsinden (1 mikron 1/1000 mm) ölçülen maksimum genliğinin 10 tabanına göre logaritmasını bir depremin "magnitüdü" olarak tanımlamıştır Bugüne dek olan depremler istatistik olarak incelendiğinde kaydedilen en büyük magnitüd değerinin 89 olduğu görülmektedir(31 Ocak 1906 Colombiya-Ekvator ve 2Mart 1933 Sanriku-Japonya depremleri)

Magnitüd, aletsel ve gözlemsel magnitüd değerleri olmak üzere iki gruba ayrılabilmektedir

Aletsel magnitüd, yukarıda da belitildiği üzere, standart bir sismografla kaydedilen deprem hareketinin maksimum genlik ve periyod değeri ve alet kalibrasyon fonksiyonlarının kullanılması ile yapılan hesaplamalar sonucunda elde edilmektedir Aletsel magnitüd değeri, gerek hacim dalgaları ve gerekse yüzey dalgalarından hesaplanılmaktadır

Genel olarak, hacim dalgalarından hesaplanan magnitüdler (m), ile yüzey dalgalarından hesaplanan magnitüdler de (M) ile gösterilmektedir Her iki magnitüd değerini birbirine dönüştürecek bazı bağıntılar mevcuttur

Gözlemsel magnitüd değeri ise, gözlemsel inceleme sonucu elde edilen episantr şiddetinden hesaplanmaktadır Ancak, bu tür hesaplamalarda, magnitüd-şiddet bağıntısının incelenilen bölgeden bölgeye değiştiği de gözönünde tutulmalıdır

Gözlemevleri tarafından bildirilen bu depremin magnitüdü depremin enerjisi hakkında fikir vermez Çünkü deprem sığ veya derin odaklı olabilir Magnitüdü aynı olan iki depremden sığ olanı daha çok hasar yaparken, derin olanı daha az hasar yapacağından arada bir fark olacaktır Yine de Richter ölçeği (magnitüd) depremlerin özelliklerini saptamada çok önemli bir unsur olmaktadır

Depremlerin şiddet ve magnitüdleri arasında birtakım ampirik bağıntılar çıkarılmıştır Bu bağıntılardan şiddet ve magnitüd değerleri arasındaki dönüşümleri aşağıdaki gibi verilebilir

Siddet IV V VI VII VIII IX X XI XII

Richter Magnitüdü 4 45 51 56 62 66 73 78 84

DEPREMİN DİĞER ÖZELLİKLERİ :

Bazen büyük bir deprem olmadan önce küçük sarsıntılar olur Bu küçük sarsıntılara "ÖNCÜ DEPREMLER" denilmektedir Büyük bir depremin oluşundan sonra da belki birkaç yüz adet küçük deprem olmaya devam etmektedir Bu küçük depremler "ARTÇI DEPREMLER" olarak isimlendirilir ve büyük depremin oluş anına göre bunların şiddetinde ve sayısında azalım görülür

DEPREMİN OLUŞTUĞTU BÖLGELER:

- Deprem herhangi yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlemlenmiştir ve bu kesimler hep levha sınırlarıdır Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur

1 Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili'den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD'nin batı kıyıları ve Alaska'nın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda'yı içine alan en büyük deprem kuşağıdır Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 81'i bu kuşak üzerinde gerçekleşir

2 Kuşak (Alpine): Endonezya'dan (Java-Sumatru) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu'na ulaşan kuşaktır Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 17'si bu kuşakta oluşur

3 Kuşak (Atlantik): Bu kuşak Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır

Dünya Üzerindeki Deprem Bölgeleri

1)Atlas Okyanusunun orta kesimi,

2)Akdeniz ve çevresi

3)Büyük Okyanus çevresi (En fazla bu bölgede görülmektedir Sebebi katı haldeki yerkabuğunun (Sial) ince ve zayıf olmasıdır)

Deprem Tehlikesinin Az Olduğu Yerler

1 KBatı Avrupa-Grönland adası

2 Asya'nın kuzeyi (Sibirya)

3 Kanada'nın KDoğusu

4Güney Afrika

Türkiye ve Depremler

Yerküre üzerinde oluşan depremlerin büyüklüğü ve neden oldukları zararlar gözönüne alındığında iki ana deprem kuşağı en çok ilgi çeken bölgelerdir Bunlardan biri Büyük Okyanusu çevreleyen ve özellikle Japonya üzerinde etkili olan Pasifik Deprem Kuşağı, diğeri ise Cebelitarık’tan Endonezya adalarına uzanan ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz-Himalaya deprem kuşağıdır

Türkiye’nin bulunduğu bölgede büyük levhalar arasında küçük birçok levhanın olması, Türkiye’nin büyük bir bölümünün deprem kuşağı içinde yer almasına neden olur

Türkiye, üç büyük levhanın etkisi altındadır Avrasya, Afrika ve Arap levhaları Anadolu’nun büyük bir kısmının yer aldığı Anadolu levhası, Avrasya levhasının küçük bir bölümüdür

Bu levhalar arasındaki etkileşim şöyledir: Afrika levhası, Akdeniz’de Helenik-Kıbrıs Yayı denilen bölgede, Avrasya (veya onun bir parçası olan Anadolu) levhasının altına dalar Arap levhası ise Kızıldeniz’deki açılma nedeniyle kuzeye doğru hareket eder ve Anadolu levhasını sıkıştırır Bu sıkıştırma sonucu Bitlis Bindirme Zonu (Bitlis Kenet Kuşağı) oluşmuştur Sıkıştırma halen sürdüğü için, Anadolu levhası kuzey ve güneydeki fay hatları boyunca batıya doğru hareket eder Anadolu levhasının kuzey sınırı, bir bölümünde 17 Ağustos depreminin oluştuğu Kuzey Anadolu Fayı’dır Güney sınırını ise, Helenik-Kıbrıs Yayı ile Doğu Anadolu Fayı oluşturur

Arap levhasının sıkıştırması sonucu batıya kayan Anadolu levhasının sınırlarında ve Afrika levhasının Avrasya levhasının altına dalması sonucu Akdeniz’de ve Ege Graben Sistemi içersinde depremler meydana gelir Ancak Arap levhasının sıkıştırması bu bölgelerdeki hareketlenme ile tamamen telafi edilemediği için İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de içsel deformasyon nedeniyle depremler olabilmektedir

Türkiye’deki Deprem Bölgeleri

1)Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı: Saroz körfezinden başlar, Marmara denizinden geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine doğru uzanır

2)Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Güney Marmara’dan başlar Ege Bölgesindeki çöküntü ovalarını takip eder

3)Güney Anadolu Deprem Kuşağı: Hatay’dan başlar, Güney Anadolu Toroslarını takip ederek Van gölünün güneyine doğru devam eder

Deprem Tehlikesinin En Az Olduğu Alanlar:

1)Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel çevresi

2)Mardin-Şırnak çevresi

Türkiye'de Deprem Kuşaklarına Göre İllerin Dağılımı

I Derece Bölgede

Yeralan İller II Derece Bölgede

Yeralan İller III Derece Bölgede

Yeralan İller IV Derece Bölgede

Yeralan İller V Derece Bölgede

Yeralan İller

1 Çanakkale

2 İzmir

3 Manisa

4 Aydın

5 Balıkesir

6 Muğla

7 Bursa

8 İstanbul

9 Denizli

10 Kocaeli

11 Yalova

12 Bilecik

13 Sakarya

14 Burdur

15 Isparta

16 Bolu

17 Bartın

18 Karabük

19 Çankırı

20 Kastamonu

21 Kırıkkale

22 Kırşehir

23 Amasya

24 Tokat

25 Hatay

26 K Maraş

27 Malatya

28 Erzincan

29 Bingöl

30 Muş

31 Siirt

32 Bitlis

33Hakkari

1 Tekirdağ

2 Uşak

3 Kütahya

4 Eskişehir

5 Afyon

6 Antalya

7 Zonguldak

8 Çorum

9 Adana

10 Samsun

11 Adıyaman

12 Elazığ

13 Tunceli

14 Diyarbakır

15 Erzurum

16 Batman

17 Ardahan

18 Şırnak

19 Kars

20 Ağrı

21 Van

22 Iğdır

1 Yozgat

2 Nevşehir

3 Mersin

4 Kayseri

5 Sivas

6 Kilis

7 Gaziantep

8 Ordu

9 Şanlıurfa

10 Gümüşhane

11 Bayburt

12 Mardin

13 Artvin

1 Edirne

2 Kırklareli

3 Konya

4 Ankara

5 Niğde

6 Sinop

7 Giresun

8 Trabzon

9 Rize

1 Karaman

2 Aksaray


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.