Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinema, Müzik & Online Videolar > ForumSinsi Online Videolar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
belgesel, muavenat, olayı

Muavenat Olayı (Belgesel)

Eski 08-07-2011   #1
VANDETTA
Varsayılan

Muavenat Olayı (Belgesel)









Okumaya üşenmeyenler için konuyla ilgili güzel bir yazı;

Muavenat Olayı Kaza mı Saldırı mı?

Uzun yıllar Türkiye’de bulunmuş eski bir CIA ajanı olan ve bir dönem Pentagon tarafından sağlanan ABD’nin dış politikalarını büyük ölçüde belirleyen Rand Corporation’ın danışmanı olan Graham Fuller şöyle diyordu;
Maalesef ayrılıkçı hareketler tüm dünyada görülmeye başlamıştırÜzücü olan gerçek uygulanan politikalar ne derece liberal ve açık olursa olsun kimse Kürt topluluğunun en düşük düzeyde bir özerklik istemeyeceğini garanti edememektedirKürt’ler muhtemelen PKK’yı Kürt arzuları için ideal bir örgüt olarak görmektedirlerAncak PKK’nın Türkiye Kürtlerinin sahip olduğu tek milli örgüt olduğu ve bir çok Kürt’ün PKK’yı kendi durumlarını düzeltebilecek bir kuruluş olarak gördüğü ve en azından sempati duyduğu değerlendirilmektedirKısacası artık liberal politikaların Kürt’lerin Irak,İran ve Türkiye’de self-determination arayışlarını önlemek için yetersiz kalabileceği kıymetlendirilmektedirKürt’lerin bu üç ülkede girişeceği özerklik,ardından gelebilecek bağımsızlık ve hatta birlik arayışları bölgeyi istikrarsız kılacaktırBöyle bir eğilim artık en azından Irak’ta önüne geçilemez bir hal almıştırSadece zaman,bölgesel olaylar ve izlenilecek politikalar bu sorunun cevabını verebilecektirCIA şefi Fuller sözlerini şöyle sürdürüyordu;Eğer Ankara bu süreci durdurmaya çalışırsa ortaya çıkacak sonuç tehlikeli ve masraflı olabilirBöyle bir deneme sadece Türkiye’nin önemli bir parçasını kaybetmesine yol açmayıp,kaçınılmaz olarak Türkiye’nin diğer bölgelerine dağılmış Kürt topluluğunun da istikrarsızlığına sebep olacaktırKürt sorunu Türkiye’nin gelecekteki istikrarı,bölgedeki rolü ve batı ve ABD ilişkileri için büyük önem taşımaktadır’’Gerçekten de ABD sevgili müttefikimiz,Kürt meselesine yaklaşım tarzını üstelik Türkiye topraklarında ki askerleri vasıtasıyla göstermiş ve bölgeye ne tür bir gelecek dayattığının ipuçlarını vermişti,Fuller’in sözlerinden de anlaşılacağı gibi Türkiye bu sürece direnmemeli ve bu bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulabilmesi için elinden geleni yapmalıydıTehlikeli ve masraflı olur diyordu FullerDoğruyduÇünkü Türkiye yanlış yaparsa fena yapardı sam amcaTürkiye,90’larda her ne kadar ABD’ye bağlı gibi gözükse de hiçte öyle değildi,şimdi son direnişin nasıl kırıldığına bakalım;

MUAVENET OLAYI

2 Ekim 1992 tarihinde Türk deniz kuvvetlerine ait TCG MUAVENET muhribi,katıldığı NATO tatbikatı ara safhası bittikten sonra,intikal seyri esnasında ABD’nin SARATOGA gemisinden atılan iki güdümlü mermi ile vurulmuştuGemiden atılan iki adet SEA SPARROW füzesi geminin köprü üstüne isabet ederek havaya uçurmuş,geminin beyni konumundaki köşk onarılamayacak derecede hasara uğramış ve gemi komutanı DzKurYbKudret Güngör,vardiya subayı DzTeğAlpertunga Akan,TlsAstsbÇvşSerkan Aktepe,telefoncu ikmal Çavuş Mustafa Kılınç ve topçu er Recep Akan olmak üzere beş Türk denizcisi hayatını kaybetmiştiABD her ne kadar söz konusu olan olayı ‘’üzücü bir kaza olarak’’nitelendirse de dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Vural Beyazıt,4 Mayıs 1996 tarihinde aksiyon dergisinde yer alan demecinde Arda Sualp’e şunları söylüyordu;
‘’Olaydan sonra Nato baş komutanı,Ankara’ya Genelkurmay Başkanı’na geçmiş olsuna geldi,ABD genel kurmay başkanı Shali KhasvilliGenelkurmay Başkanı benide çağırdıBenim içimde kan ağlıyorShali Khasvilli;-Bu kazadan dolayı büyük üzüntülerimi bildiririm dediBen;-Daha kaza olup olmadığı belli değil,bir tahkikat yapılır,kaza olup olmadığı ortaya çıkar,şimdilik kaza demiyelimBir olay olarak bunu kabul edelim,belki kasti olabilir dedimAdam benim sözüme müthiş bozulduBiz müttefikiz,bunu kaza olarak yorumlamak lazım dediyse de biz dinlemeyip oradan ayrıldıkDönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ise konu ile ilgili aksiyon dergisinde bakınız neler anlatıyor;
-O günleri şöyle bir gözümün önüne getirdimVural Paşa,Komutanım dedi,Muavenet muhribini Amerikan gemisi vurdu,Ne oldu?Efendim dediSparrow’laNasıl olur…Tatbikatın ara safhasındayız dedi,Yani durum alma,Bir ara verilmiş yani eğitim için mevzi almak için gidiyorlardı nasıl olur Vural Paşa dedim?Şehidimiz?MaalesefPatlama?hayır nasıl vuruldu?Sea Sparrow’la hava hedefine karşı kullanılabilirKöprü üstünden vurulmuş,komutan’da oradaOlacak şey değil,bunu tahkik edelim,tahkikat heyeti kuralım dedimVural Paşa’da olayın çok üzerine gittiçok uğraştıSea Sparrow’lar çok kontrollü füzelerdirAnahtarları var onunEmniyet,açma,atış durumuna getirme(on-off)düğmeleri varBu harekat odasına da bağlı,şimdi orada da bunun kontrolü var,ateşlemek için evvela bir şeyi açmak lazım,ateşlenene kadar birkaç işlemden geçmesi gerekiyorEvvela bunu on durumuna getireceksin,savaş harekat merkezinde amiri var,bir komutanı bir kumandanı var,hatta ve hatta bu gibi şeylerde grup komutanı,komodora kadar gider,bütün bunlar aşılmış,o zaman dedim yanlış bir ateşlememi olmuş?Tabi Beyazıt paşa iyi bir denizciKomutanım dedi,böyle şey olmaz

Kaza İhtimali Sıfır;

Olaydan 28 gün sonra, 29 Ekim 1992’de gazeteci yazar Zeki Kentel füzeler konusunda uzman,eski bir ordu mensubu tarafından kendisine gönderilen bir mektubu köşesinde aynen yayınlıyorduSöz konusu yazıda olayın kaza olmayacağı en ince ayrıntılarına girilerek,üstüne basa basa vurgulanıyordu‘’Ben bir zamanlar Uzay Araştırmalar Merkezi(NASA)’nin içinde güdümlü füzelere üzerine eğitim görmüş emekli bir ordu mensubuyum2 Ekim 1992 günü Ege Denizinde sürdürülmekte olan NATO Kararlılık Gösterisi 92 tatbikatı sırasında Saratoga uçak gemisinden birbiri ardına fırlatılan iki Sea Sparrow füzesi donmamızın güçlü muhribi Muavenet’in kaptan köşkünü havaya uçurduOlayda gemi komutanı dahil olmak üzere beş denizcimiz şehit oldu,11 denizcimizde yaralandıMuhrip büyük bir olasılıkla hurdaya ayrılacakOlayın üzerinden haftalar geçtiHenüz inandırıcı bir açıklama yapılmadıHer ne açıklama yapılırsa yapılsın,bana aksini kanıtlıyacak uygulamalı bir similasyon yapılmadıkça bu olayın ancak ve ancak kasıtlı,önceden tasarlanmış ve incelikle hazırlanmış bir düzenin parçası olduğuna dair inancımı değiştirmem mümkün değildirBu olayda trilyonda bir de olsa kaza ihtimali yokturSea Sparrow basit bir topun namlusundan çıkan ve bıyık bükümü ile yönü ve mesafesi verilen bir top değildirSea Sparrow gerek rampasından hedefine uçarken görevini tüm koordinatları ile en ince ayrıntılarına kadar bilen akıllı ve çok yetenekli bir füzedirKonuyu teknik ayrıntılarına girmeden açıklamaya çalışalımHareketli düşman hedeflerini takip eden radar sisteminin sağlandığı bilgiler,mikrondan daha küçük zaman aralıkları içinde;yönü,uzaklığı ve tüm koordinatları ile birlikte merkezi işlem ve mermi takip sistemi aracılığı ile rampada atışa hazır bekleyen akıllı Sea Sparrow’a yüklenirSea Sparrow ateşlendikten sonra hedefi vuracağı ana kadar olan çemberi içeri mikrondan daha kısa sürede kesiklik göstermesi atışı başarısız kılarÖzel bir hedefi olmayan füze kendi emniyet sistemi ile kendini imha ederYani hedefe kaza ile gitmezHedefe ancak ve ancak bilerek ve kasıtlı olarak gidilirBu olayda Saratoga tüm elektronik ve bilgisayar sistemiyle cinayetin katilidirBu bilerek ve kasıtla seçilmiş hedef atışıdırOlayın bir kaza olmadığı,Amerika’lı Avukat Kirk A Guidriy’nin TCG Muavenet davası davacılarına yazdığı mektupta dahada belirginleşiyorduGuidry mektubunda davanın hukuksal dokunulmazlık kapsamına alındığını yazıyor ve davanın düştüğünü haber veriyordu;

16 Ocak 1996‘’Sayın müşterilerim;

Büyük bir üzüntü ile size iletmek zorundayım3 Ocak 1996’da davanızı yürüten yargıç davanızı iptal ettiLütfen şunu anlayınız ki bütün gücümüzü kullanarak bu kararı değiştirmeye çalışacağız Yargıç’’görüşülmez’’veya başka bir deyişle hukuksal dokunulmazlık(nonjusticiabilitiy)hukuk doktrinine dayanarak iptal kararını verdiBu doktrinine göre mahkemeler,devletin diğer bakanlıkların yetki alanlarına tecavüz etmezYargıç,eğer bu davayı değerlendirmeye karar verdiyse ABD hükümetinin olayda sorumluluğunu araştırırken,ABD deniz kuvvetlerinin eğitim prosötürlerini denetlemek zorunda kalacaktı ve dolayısıyla ABD deniz kuvvetlerinin yani ABD hükümeti’nde başka bir bakanlığın işine karışmış olacaktı,işte bu yüzden bu dava görüşülemez diye kararını verdiTabiki bu konuda bizim yorumumuz,yargıcın fikrinin tam tersidirBiz yargıca bu davaya’’hukuksal dokunulmazlık’’doktrininin uygulanmaması için,belli kanunlara aykırı olduğuna dair veriler sunmuştukAma maalesef yargıc,bizim fikrimizi kabul etmediBizce yargıc bu kararı vermekle hukuksal bir hata yapmıştır’’ABD Türkiye’nin direnişini görmüştü
CIA’nin Türkiye masası şefi Graham Fuller şöyle demişti ki;’’eğer Ankara bu süreci durdurmaya çalışırsa ortaya çıkacak sonuç tehlikeli ve masraflı olabilirBirçok emekli general bu olayın Türk Genelkurmayı üzerinden Türk devletine verilmiş bir mesaj olduğunu söylüyor ancak söz konusu mesajın neden verilmek istendiği belirtilmiyorduÖrneğin emekli DzKdAlbİlhan Kanbay olayı Türk devletine ve ordusuna dolaylı saldırı olarak nitelendiriyorduKanbay tüm askeri ve sivil yetkililerin olayı örtmek içinde ellerinden geleni yaptıklarını ekliyordu sözlerine Emekli Denin Albay İlhan Kanbay Muavenet’in Saratoga uçak gemisi tarafından vuruluşunun 1 yıl dönümünde,yani 1 Ekim 1993 yılında,yapmış olduğu açıklamasında olayın mantığını veren üç hayati soru soruyordu;
1o gece 233:45’te gemini sancak tarafında 26 mil süratle seyreden saratoga’dan Muavenet’in haberi yoktu,tatbikat NATO tatbikatıydıSaratoga Akdeniz 6filosuna aittir,Saratoga’nın orada ne işi vardı?
Gemiler seyir halindeyken verilen ani bir emir ile Muavenet muhribi ile Kılıç Ali Paşa muhribinin yerleri değiştirildi,Muavenat öne,Kılıç Ali Paşa gemisi arkaya geçerNeden?Muavenet Saratoga’ya hedef olarak seçildiği için midir bu değişim?Genel olarak geminin köprü gemi komutanının bulunduğu yerdirTürk Devletinin Sancağı burada dalgalanıyor Gemi komutanı,Türkiye Cumhuriyetinin ona verdiği yetki ile kanunların uygulayıcısıdırYani Türk devletini temsil etmektedirAlbay Kanbay hedef olarak köprü üstünün seçilmesinin bir anlamı olduğunu düşünüyorduTürkiye devleti’nin son derece önemli bir konuda ABD ile çıkarları çatışıyordu ve ABD bu yolla Türk devletine göz dağı veriyorduYani hedef Türk Devleti’ydi
Konu ile ilgili bir Kurmay Albay Muavenat gemisinin vurulmasıyla ilgili neler diyor;Dönemin içişleri bakanı İsmet Sezgin,10 Eylül 1992 tarihinde,sınır güvenliği konusunu görüşmek için İran’a gittiMilli güvenlik kurulunun asker üyeleri hemen her toplantıda,Çekiç Güç’ün bölgede bir Kürt devletinin kurulması için elinden gelen her şeyi yaptığını belirtiyor,Hükümetin bir an önce acil önlemler alması gerekliliğini vurguluyorlardıO sırada Türk Devleti’nin en hassas olduğu mesele buyduABD her ne kadar Türkiye’nin müttefiki gibi görünse de bölgedeki çıkarları dolayısıyla Türkiye ile karşı karşıya geldiO sırada özellikle TSK ya bağlı istihbarat birimleri sürekli Çekiç Güç’le ilgili son derece önemli raporlar hazırlıyorlardıBuna göre Çekiç Güç’ün bölgedeki misyonu Birleşik Kürt Devleti’nin kurulmasını sağlamaktıBu yüzden Çekiç Güç ve TSK bir çok kez karşı karşıya geldi,Kuvvet komutanları hemen her MGK toplantısında konuyu gündeme getiriyor,bu konu ile ilgili alternatif stratejileri tartışıyorlardıBütün MGK üyeleri Çekiç Güç konusunda hemfikirdirlerAncak ABD’nin –ki İsrail’i de burada anmak gerekiyor,bölge ile ilgili politikaları neredeyse 20 yıllık bir geçmişe sahiptiABD açısından geri dönüşü olmayan bir konuydu buAma Türkiye içinde aynı şey geçerliydiVe Türkiye apaçık bu süreci engellemeye çalıştıHemde İran ve Suriye ile birlikteMuavenet’in vurulması Pentagon’dan Türk Genelkurmayına bir mesajdıÇünkü bu politikalar Kuvvet Komutanları tarafından gündeme getiriliyorduBence Türk Genelkurmayı mesajı almıştıAncak en ufak bir geri adımda atmamıştırHatta bu olay Türkiye’nin azmini artırmıştırÖzellikle jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis bunu engellemek için aynı sorundan muzdarip İran,Suriye ve Irak ile işbirliği yapılmasının şart olduğunu bilirtiyor,aksi taktirde Türkiye’yi de içine alan bir Kürt devletinin engellenemiyeceğini dile getiriyorduAncak bu son derece tehlikeliydiBölgede İsrail’in güvenliğini tehdit eden ve ABD’nin terörist ülke olarak ilan ettiği bu üç ülke ile iş birliğine girmek,apaçık ABD çıkarlarına karşı gelmek demektiGörüşmelerde İran topraklarındaki PKK kampları ve sınırdan sızan militan faaliyetlerinin nasıl engelleneceği konuları ele alınacak ve ABD’nin Kürt devleti projesine karşı işbirliğinin temelleri atılacaktıDikkat ederseniz Muavenet’in vurulması,İçişleri bakanı İsmet Sezgin’in İran gezisinden yaklaşık 20 gün sonra olduBenzeri bir işbirliği kısa bir süre önce Suriye ile yapılmıştıYani görünen taplo şuydu;
Aralarındaki tüm çelişki ve anlaşmazlıklara rağmen,üç ülke Türkiye,İran Suriye Irak’ın toprak bütünlüğüne verdikleri önemi gösteriyorlardıNitekim zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Harp Akademilerinde yaptığı konuşmasında şöyle demişti;

’’Türkiye İran’la işbirliği içerisindedirBu işbirliği sayesinde bu sorunun üstesinden geleceğiz’’

İşte buda ABD’yi çileden çıkarmaya yetiyorduBölge ülkeleribu bölgede kurulacak birleşik bir Kürt devleti’nin kendilerinin bölünmesiyle sonuçlanacağını görüyorlardıo halde bu süreç bir şekilde engellenmeliydiBölgenin en güçlü ülkesi Türkiye idi ve dolayısıyla direniş hareketini Türkiye başlatmalıydıNitekim 14 Kasım 1992 tarihinde üç ülkenin dışişleri başkanları Ankara’da bir toplantı düzenlediler,Ardından 10 Şubat 1993 ‘Şam’da bir araya gelerek ABD ve İsrail’in tüm dayatmalarına rağmen,aslında kendi toprak bütünlükleri demek olan Irak’ın toprak bütünlüğüne yönelebilecek bir Kürt devleti teklikesine karşı birlikteliklerini teyit ediyorlardıYani JanGenKom Eşref Bitlis’sin uçağının düşmesinden bir hafta önceTürkiye öylesi bir çelişki yaşıyordu ki,Bir taraftan kendi eliyle oluşan KIrak’taki tehlikeli durumu şimdi tavsiye etmenin yolunu arıyorduPentagon son derece sinirliydiÇünkü Türk Generalleri yoldan çıkıyorduKurmay Albayın da söylediği gibi Muavenet gemisinin vurulması kaza falan değil Türk Genelkurmayı’nın Çekiç Güç ile ilgili hedeflerine karşılık Pentagon’dan bir tehditten başka bir şey değildi

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Muavenat Olayı (Belgesel)

Eski 08-07-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Muavenat Olayı (Belgesel)



çok şeyler yazmak isterimPaylaşım için teşekkürler
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.