Ermeniler Bizi Aldattı! |
09-18-2009 | #1 |
delishhhh
|
Ermeniler Bizi Aldattı!ERMENİSTAN Cumhuriyeti ile aramızda paraf edilen “Diplomatik İlişkiler Protokolü“nde, 13 Ekim 1921 tarihli Kars Anlaşması’nın tanındığı yolunda bir ifade yok Sadece “anlaşmalarla belirlenmiş sınırın karşılıklı olarak tanındığı” belirtiliyor CHP’li diplomat Sayın Şükrü Elekdağ’a göre: “Bu cümle, her ne kadar, Erivan’ın, Türkiye ile olan mevcut sınırlarını tanıdığı izlenimini veriyorsa da, gerçekte, iki ülkenin sınırlarını ayrıntılı biçimde çizen 13 Ekim 1921 Kars Anlaşması’nın geçerliliğini belirtmeyerek sınır konusunu tartışmaya açık bir hale getiriyor” (Cumhuriyet, 15 Eylül) Demek ki, Ermeniler bizi aldatmış! Fakat, protokole şiddetle karşı çıkan Taşnak Partisi’nin Grup Başkanı Vahan Hovannesya arkadaşımız İpek Yezdani’ye bunun tam tersini söylüyor: “Protokolün içine ustaca Kars Anlaşması yerleştirildi Ortak sınırı kabul ettirme girişimi Ermenistan’ı aşağılıyor” (Milliyet, 15 Eylül) Baykal da bu görüşü birkaç defa ifade etti Demek ki Ermeniler bizi aldatmış! Zıt anlamlar Bizim muhalefete göre Kars Anlaşması’nı zaafa uğratan, Taşnaklara göre ise, Kars Anlaşması’nı “ustaca” onaylayan protokol maddesi aynen şöyle: “İki ülke arasındaki mevcut sınır uluslararası hukukun ilgili anlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanınmaktadır” Protokolde sınırları onaylayan başka maddeler de var Ermenistan’la aramızdaki sınırları çizen Gümrü, Moskova ve Kars anlaşmalarının onaylandığı kesin Peki, niye açıkça Kars Anlaşması denmiyor? Çünkü aşırı Ermeni milliyetçiliğinin gözünde bu mesele bir “tabu”dur Zaten Taşnak ve Miras adlı iki büyük muhalefet partisi, protokolü engellemek için kamuoyunu iki noktadan tahrik ediyorlar: - Kurulacak Ortak Tarih Komisyonu’nun soykırım tezini sulandıracağını söylüyorlar - Kars Anlaşması’nın ‘ustaca’ onaylattırıldığını söylüyorlar Bizde ise muhalefet bu iki konuda da tam aksini söylüyor Aynı metne zıt anlamlar yüklemenin tipik örnekleridir bunlar Milli menfaat nerede? Protokol elbette bundan ibaret değil Birçok unsurun yanında, belli gelişmeler paralel olarak belli vadede “sınırların açılması”nı da öngörüyor Evvela, Gümrü, Kars ve Moskova anlaşmaları bir sürecin parçalarıdır Geçersiz saymak, şoven bir hurafedir, hukuken ve siyaseten kimse ciddiye almıyor Protokol ile kimse kimseyi aldatmamıştır İki tarafın da “sorumlu” yetkilileri, hurafelere çakılıp kalmaktansa, ilişkileri geliştirmenin “milli menfaatler” için daha akıllıca olduğunu görmüşlerdir Evet, elbette Karabağ sorunu ve AzerbaycanTürkiye için olağanüstü derecede önemlidir Fakat Ermenistan’la başlatılan bu süreç Karabağ meselesinin çözümüne ivme kazandırmıştır Bunu aynı makalesinde Sayın Elekdağ da belirtiyor Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan ilişkileri, tarafların çok hassas olduğu kavramlarla örülü ve çok karmaşık sorunlarla yüklüdür Bu ‘patlayabilir’ sorunlar yumağını dikkatlice ve adım adım çözmek gerekiyor Bu herkesin yararınadır Şunu da önemle belirtmeliyim: Ahmet Davutoğlu’nun “komşularımızla sıfır problem” stratejisi son derece isabetlidir Başka hayati problemlerimiz konusunda da Türkiye’nin eline güçlendirmektedir; “Ermenistan açılımı”na bakarken bunu da akıldan çıkarmamak gerekir TAHA AKYOL |
|