Toplumların Sınıflandırılması |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Toplumların SınıflandırılmasıTOPLUMLARIN SINIFLANDIRILMASI Toplumlar farklı ölçütler kullanılarak çeşitli biçimlerde sınıflandırılmıştır Toplumların düşünsel açıdan gelişimini dikkate alarak sınıflandırma yapanlar: Örneğin, Auguste Comte (Ogüst Komt, 1798-1857) toplumları üç gelişim aşamasına ayırmıştır Bunlar; teolojik, metafizik ve pozitif aşamalardır • Ekonomik ölçütü kullanarak sınıflandırma yapanlar: Örneğin, Karl Marx (Karl Marks, 1818-1883) toplumları altı aşamada incelemiştir Bunlar; ilkel komünal, köleci, feodal, kapitalist, sosyalist ve komünist toplum aşamalarıdır • Yönetim ölçütünü kullanarak sınıflandırma yapanlar: Örneğin, Karl Popper (Karl Popır, 1902-1994) toplumları açık toplum ve kapalı toplum olarak sınıflandırmıştır • Yerleşim ölçütüne göre sınıflandırma yapanlar: Örneğin, Robert Redfield (Robırt Redfild ise köy ve kent toplumları olarak sınıflandırma yapmıştır Tarihsel gelişim açısından bakıldığında, toplumlar genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir: 1 İlkel Göçebe Toplumlar İlkel toplum yerleşik olmayan, göçebe yaşayan, geçimini toplayıcılık ve avcılık ile sağlayan, nüfusu az insan birliktelikleridir Günümüzde Avusturalya, Afrika ve Güney Amerika kıtalarında bu topluluklar varlıklarını sürdürmektedir Bu topluluklar insanlığın tarihsel gelişim sürecinde iki örgütlenme aşaması gösterir Bunlar klân ve boy’dur Klân, hayvan, bitki ya da herhangi bir nesneden (totem) geldiklerine inanan ve kendini akraba sayan insan birlikteliklerine verilen addır Boy (Fratri), klânların birleşmesi ile “boy”lar oluşmuştur Klân ile aynı toplumsal yaşayış özellikleri gösterir Klân ve boyların ortak özellikleri şunlardır: •Yerleşik bir düzenleri yoktur Göçebe topluluklardır • Ekonomik yaşam doğada var olanları tüketmeye dayalıdır Geçimleri avcılık ve toplayıcılıktır Yönetenler ve yönetilenler ayrımı yoktur Bu nedenle devlet de yoktur • Totemizm olarak adlandırılan bir inanca sahiptirler Totemizm; kutsal olduğu varsayılan bir bitki, hayvan ya da cansız bir nesneye tapmadır • Evlilik, grup ya da akraba dışından yapılır Akraba içi evlilik yasaktır Bunun nedeni aynı toteme inananların akraba sayılmasıdır 2 Tarım Toplumları Göçebelik yerini yarı göçebeliğe bırakmış sonra da yerleşik toplumsal yaşama geçilmiştir Yerleşik toplumsal düzene geçilmesinin temel nedeni, toprağın işlenmesi yani tarıma geçilmesidir Toprağa yerleşmiş toplumlar, tarihsel süreçte çeşitli toplumsal yapılanmalar göstermiştir Şimdi sırasıyla bunları görelim a Özler (Aşiretler) Yerleşik düzene geçmiş ilk toplum biçimidir Boyların toprağa yerleşmesi özlerin oluşmasını sağlamıştır • Tarımın yapılmasıyla yerleşik düzene geçilmiştir Süreklilik özelliği taşıyan ilk yerleşim yerleri (köyler) kurulmuştur • Ekonomik yaşam, tarım ve hayvancılığa dayalıdır Tarımsal üretim araçları kullanılmaya başlanmıştır İş bölümü ortaya çıkmıştır Tarımsal üretim sonucu üretim fazlası ortaya çıkmıştır Artık insanlık tükettiğinden fazlasını üretmeye başlamıştır • Yöneten ve yönetilen ayrımı, devletin ortaya çıkmasına neden olmuştur • Totemizm inancı yerine özlerde yeni inançlar ya da dinler ortaya çıkmıştır Bunlar; fetişizm, animalizm naturalizm ve manizm’dir Fetişizm, puta tapma, Animalizm, hayvanlara tapma, Naturalizm, doğa güçlerine tapma, Manizm, ölen ataların ruhlarına tapınmadır • Evlilik klândakilerin aksine “kandaşlığa” dayanmaktadır Özlerin ilk dönemlerinde “anaerkil”, sonraki dönemlerinde “ataerkil” aile görülür b Siteler (Kentler) Özlerin birleşerek belli bir arazide yerleşmeleriyle siteler oluşmuştur Belirli bir arazide yerleşmenin temel nedenleri ise şunlardır: 1 Siteler birer pazar yeridir Çünkü tarım ve hayvancılık sonucu elde edilen ürün fazlasının diğer ürünlerle değiştirilme ihtiyacı doğmuştur 2 Ortak düşmana karşı koruma ihtiyacı, savunma olanakları uygun arazilerde sitelerin kurulmasına neden olmuştur Bu durum güvenli yerlerde pazarın ya da ticaretin gelişmesine neden olmuştur • Sitelerde özellikle ticaret ve el zanaatları gelişmiştir • Ekonomik yaşam, ağırlıklı olarak tarıma dayanır Artık insan toplulukları kendi gereksinimlerinden daha fazlasını ürettikleri bir aşamaya gelmiştir İhtiyaçtan fazla üretim yapılması ticaretin ortaya çıkmasına neden olmuştur İlk paranın görüldüğü topluluklar yine sitelerdir Küçük el zanaatlarının, böylelikle ilk mesleklerin ortaya çıkışı bu dönemde olmuştur Sitelerde bireysel mülkiyet ortaya çıkmıştır Bu dönemde kölelik gittikçe artmıştır • Sitelerde monarşik ve ilk demokratik yönetimler ortaya çıkmıştır Yasalar yazılı hale getirilmiştir İlk yazılı hukuk ve mahkemeler bu dönemde ortaya çıkmıştır • Çok tanrılı dinlere bu dönemde geçilmiştir Çok tanrıcılık (politeizm), inancında tanrılar insanlara benzer, insanlar gibi yaşar Tanrıların insanlara özgü kusur ve meziyetleri vardır • Kentlerde, “ataerkil” aile biçimi görülür Ataerkil aile, baba otoritesine dayanan, kadın ve çocukların hiçbir hakkının olmadığı ailedir Akrabalık baba tarafından geçer Erkek aynı anda birden fazla kadınla evlenebilir c İmparatorluklar Bazı kentlerin ekonomik etkinliklerinin ve nüfusun artması, diğer kentler üzerinde otorite (egemenlik) kurmalarına neden olmuştur Böylelikle merkezi bir otorite bir çok kente egemen olmuştur İmparatorluk, hem tek bir kişinin egemenliğine (monarşi) hem de dine dayanan (teokrasi) güçlü bir merkezi otoritenin egemen olduğu toplumlardır • İmparatorluklarda kentler her alanda özellikle savunma alanında gelişmiş yerlerdir Örneğin, İstanbul ve Roma gibi • Ekonomik yaşam, tarıma dayanır Toprakların hepsi tanrının yeryüzündeki gölgesi olduğu iddiasında olan hükümdara ya da imparatora aittir Köylü toprağı işler, karşılığında vergi verir İmparator topraklarını parçalara bölerek işlemeleri amacıyla belli kişilere (soylular, savaşçılar, beyler, komutanlar ya da feodaller vb) verir İmparatorlukta çeşitli zanaatlar gelişmiş; böylece Lonca (Ortaçağ Avrupasında), Ahilik (Anadolu’da) gibi meslekî örgütlenmeler ortaya çıkmıştır Lonca, aynı işi yapan zanaatçıların, meslekî etkinliklerini korumak amacıyla kurulan örgütlere verilen isimdir • İmparatorluklarda yönetim biçimleri nelerdir? • Monarşi ve teokrasi ne anlama gelmektedir? • İmparatorluktaki din anlayışı tek tanrıcılık (monoteizm)tır Merkezi otorite gücünün kaynağını dinden aldığı iddiasındadır • Ataerkil aile yapısında çözülmeler olmuştur Ataerkil ailede babaya tanınan önemli yetkiler (öldürme gibi) devletin eline geçmiştir Tek eşli (monogami) evlilikler görülür • Devletin ortaya çıkma koşulları nelerdir? • Sitelerin kurulma nedenleri nelerdir? • Anaerkil ve ataerkil aile ne anlama gelmektedir? d Feodal Toplum İmparatorlukların zayıflamasıyla ortaya çıkan bir toplumsal düzen biçimidir Feodal toplumda toprak sahipleri (senyör, soylu, bey vb) toprak ve çalışanlar (serf, köylü, vb) üzerinde tam bir egemenliğe sahiptir Feodal düzende ülkenin başında zayıf da olsa bir kral bulunur Zamanla, feodal beylerin kendi aralarındaki savaşlar ve başka nedenlerden dolayı merkezi yapılar (krallar) güçlenmeye başlamıştır Bu süreçte serfler, feodal beylerin baskılarından kurtulmak için kralları desteklemişlerdir Ticaretin gittikçe artması da küçük endüstrinin doğmasına, kentlerin güçlenip çoğalmasına neden olmuştur Bu durum kentlerde yeni toplumsal sınıfların ortaya çıkmasına neden olmuştur Bunlar, kentsoylular (burjuvazi) ve işçilerdir Yeni toplumsal kesimler feodal toplum düzeninin yıkılmasında etkin olmuştur Toprağa ve feodal beye bağlı serfler özgürleşerek, kentlerde küçük işletmelerde (manüfaktür) işçi (ücretli) olarak çalışmaya başlamışlardır Bu durum kent soyluların zenginliklerini artırıp siyasal alanda da güçlenmesine neden olmuştur 3 Sanayi Toplumları Sanayi toplumları, millet (ulus) esasına dayanmaktadır İngiltere’de başlıyan “sanayi devrimi” ve “1789 Fransız devrimi” ulus devletlerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur Millet, aynı toprak parçası üzerinde yaşayan, kültür özellikleriyle (dil, gelenek, görenek vb) ve ortak tarihiyle kendine özgü bir yapı oluşturan toplum biçimidir Millet olarak yapılanan toplumlarda temel yerleşim yerleri kentlerdir Nüfus yoğunluğu kentlerdedir • Milletlerde ekonomik yaşam, sanayiye ve ticarete dayanır İş bölümü ve uzmanlaşma yoğunlaşmıştır Ekonomik, kültürel vb değişimler uluslar arası düzeydedir Üretim, dünya dengeleri dikkate alınarak yapılmaktadır • Siyasal alanda millet egemenliğine dayalı cumhuriyet biçimleri ortaya çıkmıştır Demokrasi ve lâiklik esastır Sivil toplum kuruluşları (dernekler, sendikalar, vakıflar vb) siyasal alanda etkin hâle gelmişlerdir • İnanç sistemleri ya da dinler devlet ve toplum düzeyinde değil bireyler ve grup düzeyinde etkindir Lâik anlayış egemen olmuş ve inanç bireylerin vicdanlarıyla ilgili bir düzeye gelmiştir Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde hukuk ve ahlâk daha etkin hâle gelmiştir • Geleneksel geniş aile, yerini aşama aşama çekirdek aileye bırakmaktadır Çekirdek aile, anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşmaktadır Kadınların toplumsal yaşam içindeki etkinliği artmaktadır Tek eşlilik yaygın hâle gelmiştir |
|