Ahi Evran Camisi (Merkez) |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ahi Evran Camisi (Merkez)Ahi Evran Camisi (Merkez) Kırşehir, Ahi Evran Mahallesi’nde bulunan bu yapının, XIVyüzyılda zaviye olarak yapıldığı sanılmaktadır Seydi Beyoğlu Emir Hasan Bey 1450’de türbenin önüne bir bina eklemiş, Dulkadiroğlu Alaüddevle Bey bu yapıyı 1481’de genişletmiş, Ahi Evran soyundan bir şeyh de 1560-1561 yılında bir mescit ilave etmiştir Bu yapıların eklenmesi ile cami küçük bir külliye görünümünü kazanmıştır Caminin çevresinde Ahi Evran’ın türbesi ve bazı Ahilerin mezarları bulunmaktadır Kırşehir Belediyesi çevredeki yapıları kamulaştırarak caminin ortaya çıkmasına neden olmuştur Çeşitli dönemlerde onarım gören yapı topluluğunu Vakıflar Genel Müdürlüğü 1968-1972 yıllarında restore etmiştir Bu onarımı YMimar Yılmaz Önge yapmıştır Yapı topluluğu kesme taştan olup, iki bölümden meydana gelmiştir Bunlardan birinci bölüm, kubbeli bir giriş ve iki yanında yer alan mescit ve divanhane; ikinci bölüm ise bunlara bitişik olarak arkalarına eklenen bir orta sofa ile onun çevresindeki iki hücre, bir eyvan ve türbelerden meydana gelmiştir Yapı topluluğunun batıya açılan kapısı beyaz mermerden yapılmış ve buraya son onarım sırasında zaviyenin avlu kapısındaki kitabesi konulmuştur Bu kitabede Sultan IIMahmud’un 1819-1820 tarihli tuğrası ile Ahi Evran’ın ismi yazılıdır Kapının sol tarafında bulunan minare XXyüzyılın başlarında buraya eklenmiştir Minare kaidesinin solunda batı cephesindeki bir kapıdan üzeri sivri tonoz örtülü divanhaneye girilmektedir Divanhanenin alt katı büyük bir pencere ile, üst katı ise eyvan biçimindeki bir açıklıkla giriş bölümüne bakmaktadır Cümle kapısından pencereli bir kasnak ile yükseltilmiş sivri kemerlerin taşıdığı bir bölüme geçilmektedir Buradan da eyvan biçimindeki mescide giriş sağlanmıştır Mescidin üzeri karşılıklı iki gömme ayağa oturtulmuş kemerlerin desteklediği sivri bir tonozla örtülmüştür Mescit batı cephesindeki iki, güney duvarındaki küçük bir pencere ile aydınlatılmıştır İbadet mekanında üzeri kemerli sade bir mihrap ve güneybatı köşesinde de ahşap bir minber bulunmaktadır Mihrabın üzerinde bu zaviyenin Kanuni Sultan Süleyman’ın izni ile 1560 yılında onarıldığı yazılıdır Caminin giriş bölümünden türbe kısmına küçük kemerli bir kapıdan geçilmektedir Bu kapının üzerinde Dulkadiroğullarından Süleyman Bey’in oğlu Alaaddin Bey’e ait 1481 tarihli bir kitabe bulunmaktadır Türbe kubbeli bir merkezi mekan ile onun kuzey ve güneyinde bulunan iki simetrik hücreden ve doğuya doğru uzanan sivri tonozlu bir eyvandan meydana gelmiştir Bunlardan yüksek ve geniş bir kemerle Ahi Evran’ın türbesine geçilmektedir Türbe birkaç basamak yüksekliğinde olup, burada Ahi Evran’ın sade ve ahşap sandukası bulunmaktadır Bu türbe içerisinde bulunan Şeyh Erzurumî’ye ait olduğu bilinen ahşap sanduka Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde koruma altına alınmıştır Türbe kuzey ve doğuya açılan alçı şebekeli birer pencere ile aydınlatılmıştır Türbenin içerisi XIXyüzyılın kalem işleri ile bezenmiştir Türbe üzerindeki piramidal külahına son onarımlarda ejder figürüne benzer bir alem takılmıştır Türbenin yanında kime ait oldukları belli olmayan çok sade beş ahşap sanduka daha bulunmaktadır Caminin yanında, orta sofanın güneyindeki kubbeli oda çevresindeki evlerin kamulaştırılmasından sonra ortaya çıkan temeller üzerine yeniden yapılmıştır Bu odada Ahi Evran’a ve diğer Ahilere ait belge ve eşyalar teşhir edilmektedir |
|