Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinema, Müzik & Online Videolar > Radyo, Sinema ve Tiyatro

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aldanmışız, amma, kişilik, komedi, oyun

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




Amma da Aldanmışız 13 kişilik komedi Oyun

AMMA DA ALDANMIŞIZ!

(İki Perdelik Oyun)

-Komedi-

Yazan:

Cemal ERTEN

TC KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI

ANKARA-2002

KİŞİLER

MUHTAR

KÖY İMAMI(Hoca)

ALİ AĞA(Bir köylü)

DERVİŞ AĞA(Diğer bir köylü)

ÇIRAK

KAHVECİ

ONBAŞI

SIĞIRTMAÇ

YABANCI

ANA

ÇOCUK I

ÇOCUK II

MÜFETTİŞ

(Olay, zamanımızda geçer)

I PERDE

(Perde açılmadan önce,eski bir gramafonda çalınan eski bir şarkı duyulurBu şarkı,dedelerden kalma bir şarkıdırŞarkı devam ederken perde açılırSahnede,bir köy kahvesinin önündeki yazlık bahçe görülmektedirKahve yapısı sola düşerKahveci veya çırağı kahveleri getirirlerSağda,hemen dipte köyün bahçeleri yer alırKahve bahçesinin çevresi çitle çevrilidirSahnede ön sağda ve ön solda olmak üzere iki masa vardırSağdaki masada Hoca ve Muhtar oturup sohbet etmektedirlerSoldaki masada ise Ali Ağa,Derviş Ağa tavla oynamaktadırKahveci,bahçe çitinin önüne serili hasıra oturmuş,bütün piyes boyunca bitiremeyeceği bir ekmek kabuğunu kemirmektedirÇırak girip çıkarHer iki masada oturanlar,başkalarıyla ilgilenmezler)

MUHTAR — İşte böyle,hoca efendi,akşam bir sıtmadır tutturduBilâder,kaç yıldır çekerim bu haltıBu köyde doğdum,büyüdüm,kendimi bildim bileli dişlerim birbirine vurur vurur tambura gibi

HOCA — Beni de yakalar,beni de,muhtarEn korktuğum şeydir mubarekYaz gelir,vallâhi,ağzıma bir meyva koyamamE,sen söyle baklava hakkı için sen söyle,dünya taamını tadmaya mezun olan bizlere bu komaz mı?

MUHTAR — Öyle,hoca efendi,öyleHâlbukim ben ava gitmeye niyetlenirdimNerden gidersin?Sonra üzerinize afiyet,bizim köpek de pek hastalandıAğzına bir şeyler koyabilirsen aşk olsunÇok fena,çok fena canım sıkılıyor

(Konuşmaları sessizce devam ederken soldaki masadan)

ALİ AĞA — Dervişçiğim,efendime söyliyeyim,sen marsa doğru gidiyorsun,efendime söyliyeyim,yani kahveler senden yani

DERVİŞ AĞA — (“r” leri söyleyemez;kızgın) Zay zay değil ki,kemik payçası…Ataysın,biy tüylü denk getiyemezsin

ALİ AĞA — (Oynamaya devam eder) Efendime söyliyeyim,yani şu birinci pul;şeş yek miydi?Efendime söyliyeyim,yani neydi?Düşeş mi?Demiryolu yavrumEfendime söyliyeyim,al bu da senin için(Onun tarafından atar) (Devam ederler)

MUHTAR — İşte böyle,hocaefendiNe avdı o,ne av vik vik diye bizim köpek seğirtiyordu

HOCA — Of karnım,çok fenaGeçen akşam bizim kaşık düşmanı bir mugaddi taam yapmış(Esner) Çaldım kaşığı,çaldım kaşığı (Sessizce devam ederler)

DERVİŞ — Ah,Aliciğim zay zay değil kiBiliysin sen,fena oyuncu değilimKabahat hep zaydaBiliysin bu haltı iyi beceyiyim (Devam eder)

HOCA — Ah,muhtar,şöyle bir sini pilâv olsa şimdiÇalsak kaşığıArkadan bir hoşaf ya da ayran…Ahhhhh



Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,bu oyun da böylece biter (Tavlayı kapar)

DERVİŞ AĞA — Ah Aliciğim,vallahi biliysin,bu oyun benim için kolaydıy ama suç hep zaydaKaç el bekledim duydum

MUHTAR — (Yan masaya dönüp) Ne oldu Derviş Ağa,yine oyunlar sende mi?Koç kaç oldu bu?

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,Dervişcik yani,efendime söyliyeyim,dörde karşı sıfırdı,sonra efendime söyliyeyim yediye karşı yani bir oldu (Hoca ve Muhtar,sandalyelerini alıp bu tarafa yanaşırlar)

HOCA — Desene kahveler yine Derviş Ağadan,ha?

MUHTAR — (Kahveciye bağırır) Hayri Ağa,hey Hayri Ağa…Sağar adam ne olacak?Sana diyorumHayri Ağa…İşitmezOğlum,ustana söyle gelsinŞu tavlayı da kaldır

ÇIRAK — (Yaklaşır) Tavlayı mı? (Tavlayı alırken lokumu da almak ister)

HOCA — (Atılır) Bak kerataya!Bırak bakalım o cennet taamı lokumuBurada tavla gürültüsünü lokumun hatırı için dinleriz (Lokumu ağzına atar) Of,içim bayılıyordu açlıktan (Sakalına dökülen lokum unlarını eliyle temizler)

ÇIRAK — (Ustasının yanına gitmiştirEkmeği yemekte olan kahveciyi itekler) Haydi kalk,seni sesliyorlar

KAHVECİ — Dün akşam mı?Evet ne olacak üç tebeşirli çizdim

ÇIRAK — Değil usta,değilMuhtar emmi,seni çağırıyor

KAHVECİ — Evet,hep tebeşirli…Ne edeceğiz şu adamlarla?

ÇIRAK — (Kolundan tutarak) Gel usta,gelMuhtar seni, seslendi (Çekerek götürür)

KAHVECİ — Ne çekersin beni manda güder gibi?

MUHTAR — Gel sağarım,gelİçtiğimiz kahvelerin hepsi Derviş AğadanAnladın mı?HepsiParti ona kaldı

KAHVECİ — Bizim parti mi?Ona lâf yok

MUHTAR — Hay Allah iyliğini versinNe partisi?Onu da nerden çıkardın?

KAHVECİ — Yaa,ak koyun,kara koyun seçimlerde belli olacakGörürüz kim kazanacak

MUHTAR — Canım usta,dinleİçtiğimiz kahveler var ya?

KAHVECİ — İçtiğiniz,evet

ALİ AĞA — Bak dört tane

KAHVECİ — Evet,beş tane;ne olacak?

DERVİŞ AĞA — Dört,Hayri Ağa,dört

KAHVECİ — İşte kendi de diyorsun,beş…

MUHTAR — Canın cehenneme,haydi git,(Bağırır) onlar Derviş Ağadan (Kahveci,”beş”, “beş”, “beş” diye sayıklayarak gider)

HOCA — Vallâhi,bu sizin oyunuzdan bir şey anlamam,baklava hakkı için anlamam

ALİ AĞA — Yoo,efendime söyliyeyyim,yani,bunun lezzeti başkaBaşka,efendime söyliyeyimBaşka lezzet…

HOCA — (Keser) Sus,sus günaha girersin “Lezzet” kelimesinin böyle şeyler için ağza almak günahtırCanım yemeklere,o tatlı ve mugatti taamlara karşı hakarettit bu (Ağzını şapırdatır) Lezzet,evet lezzet…Nasılı tatlı lâfız değil mi?Lezzet,mülezzim,izaz hep aynı

MUHTAR — Yemek lafı açılmaya görsün,hemen başlarsın

DERVİŞ AĞA — Ya,sahih,demiyvey,hemen başlay

HOCA — Bırakın anlatayımLâfı bile hoşturYemek vesselâmDünyaya niçin geldin?Yemek içinDemin bir nebze muhtara da anlattım ya

MUHTAR — Evet,yarıda kaldı

HOCA — 8Arada sırada geğirir,koca göbeğini okşar) Akşam yemeğinde bizim köroğlu,erişte yaptıHem de yoğurtlu…Yağ akıyor mübarektenOnu mideye indirdik,yanında hoşaf,arkadan,Hamdi Ağanın ölümüne yaptıkları helvayı sofraya koydularO da indi mideyeÇal kaşığı,çal kaşığıEh,göbek burnuma vardıYatsı namazını kılarken…

DERVİŞ AĞA — Hoca efendi,”yatsı” dedin de aklıma geldiŞu yatsıyılayı niçin camide kılmayız cemaatle?

HOCA — Dur Allah’ını seversen,durBaklava hakkı için,durMuhabbetimiz tam revani gibi kıvamına gelmiştiNe kesersin?Böyle dersiniz de hiçbiriniz gelmiyverirsinizHa,dediğim gibi…Hay aksi şeytan şaşırttırdın beni,Derviş AğaEvet yatsı namazını zor kıldım

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,gözlerin yani,efendime söyliyeyim,ha kapandı,ha kapanacak


Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




HOCA — Dur be, adamEvet,gözler,ha kapandı,ha kapanacakEli kulağında,şöyle bir soyundumKaşık düşmanı yatağı serivermiştiYastığa koyduğumu hatırlıyorum başımıİşte o kadarBaklava hakkı için doğru söylüyorum,hemen sızıvermişim

MUHTAR — (Eğlenerek) Sarhoş gibi…

HOCA — NeûzübillâhBaktım kapı çalınıyor”Güm,güm!” diye…Uyandım

MUHTAR — İyi uyanabilmişsinGeçenlerde beni ava çağırırlarken kapıyı yarım saat dövmüşler de ben uyanmadımİyi geçti av…Tilki,hani kuyruğu alacalıydı ya,işte o…Önümde kıç kıç kaçı…

DERVİŞ AĞA — Şu tahsildaya veydiğin tilki mi?Sen onu vuymamışsın ki…Senin yanaşma vuymuş

MUHTAR — Yanaşma mı?Hadi canım,silâh bile alamaz eline

DERVİŞ AĞA — Öyle deme,muhtay,öyle deme…Ben biliyim onun avcılığını…Geçenleyde beyabey gitmiştik ya…

MUHTAR — Sen mi?

HOCA — Süphanâllah,on defa süphanâllahCanım,şimdi kim konuşuyordu?

MUHTAR ve DERVİŞ AĞA — Ben

HOCA — Sizden evvel?

MUHTAR ve DERVİŞ AĞA — Sen

HOCA — Öyleyse bırakın konuşayım;lâfı ağzıma tıkıyorsunuz

KAHVECİ — (Yerinden fırlayarak gelir) Ne beni mi çağırdın,hoca efendi?

HOCA — Al sanaBir de sen eksiktin

KAHVECİ — Dört çay mı?Ha?

HOCA — Ey ümmeti Muhammet’in sağırı,seni kim çağırdı?Vallâhi çıldıracağımHey Allah’ım,git,efendim git,çay filân istemiyoruz

KAHVECİ — Filcan mı?Filcanda çayı sen nerde gördün,hoca efendi?Ha?Çay mı?Ha?

HOCA — Hay batasın yerin dibineGit Allah’ım git,baklava hakkı için git

KAHVECİ— Baklva gibi mi olsun?Ha?Yandan şekerli içerdin ya?

ÇIRAK — (Atılır) Gel,gel,çay istemiyorlar

KAHVECİ — Yo,bir şey dediğim yokÇay isterler sonra cayarlar (Söylene söylene yerine oturur,gevelemeye devam eder)

HOCA — Ne baş belâsı bu böyleYere batasıcaAllah’ım

MUHTAR — (Fırsattan istifade ederek) Ha,tilkiden bahsediyorduk,şu alaca,kuyruktanNe kuyruktu sen gördün,Aliciğim

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyimGörmeye gördüm amma,efendime söyliyeyim,yani

öyle alaca filân değildi,efendime söy…

HOCA — Vallâhi çıldıracağım,bırakın anlatayım,canımNe olacak hep aynı döl bunlar (Kızar ve sandalyede geriye döner) Sakallıymış,hocaymış,hürmet yok,efendinYok efendim,yokNe bilirlerLâf anlatıyoruz…

ALİ AĞA — Ha,”lâf” dedin de aklıma geldiEfendime söyliyeyim,yâni efendime söyliyeyim,şu Arslan Ağanın bana ettiği doğru mu?Efendime söyliyeyeyim,tarlamı bilirsiniz,efendime söyliyeyim,taşı koyduk onun tarlayla benimki arasınaEfendime söyliyeyim,sürmüş ta içerden,bir şey dedim de beni mahkemeye vermiş,efendime söyliyeyim…

HOCA — (Alayla) Efendime söyliyeyim,yâni,efendime söyliyeyim yâniÇıldıracağım yahuDurun anlatayımNe demiş Hazreti Muhammet?Ne demiş bilir misiniz?Nerden bileceksiniz? (Yerinden fırlar,vaaz verir gibi) Ey Ümmeti Muhammet,senden gayri kişi lâ ederken sen dinle lâf etme,ancak, “İzâca… Neydi o?İzâca…unutturdunuz,vallâhi

MUHTAR — Hoca,bir şey deyiver,biz anlamayız

HOCA — Her ne ise…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,beni mahkemeye vermiş yani,efendime söyliyeyim

MUHTAR — (Hemen katılıracı acı) Benim köpek de çok fena hasta olduİştahtan kesildiAğzını bıçaklar açmıyor

HOCA — Bir taraftan karnım ağrıyor,bir taraftan sizin köpekleriniz,tarlalarınızBırakın,lâfı ağzıma tıkamayınKarnımAkşamki hamur aşı yapıyor bu işiEpeyce de yedimHa anlatıyordumKapı “güm” “güm” diye vuruldu (Masaya vurur) Hemen kalktım

KAHVECİ — (Yerinden fırlar) Ha?Çay mı?Yeni demledim ya,yeni

HOCA — Hay Allah’ımYine bu adam mı?Git,git,git haydi

KAHVECİ — Ha?






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




HOCA — “Git” diyorum(Bağırır) Git,git

KAHVECİ — Hoca olacak,hem çağırır,hem de “git” derTaze demledim(Geçer oturur)

HOCA — (Nefes alır) Nerde kaldık?Ey YârabbiEvet kapı “güm” “güm” diye vuruldu(Yine elini vuracak olur,muhtar tutar ve kahveciyi gösterir)Baktım üzerim giyinikHem de yenileri giymişim”Vay” dedim kendi kendime”Yenilerle yatmışım” Kapıda bir palabıyık…Uşak kılıklı adam…”Ne istersin?” dedim”Efendi sizi ziyafete çağırıyor” dediZiyafet mi?Hemen fırladımA,a,a yollar tertemizKoca koca saraylar

MUHTAR — Sonra?Rüya,vallâhi,rüya

HOCA — Bir konağa geldikGirdik içeriA,a,aBir sofra,amma alafranga…”Geç,başa otur”dediler,”Sen hocasın” Geçtik kurulduk”E,başlıyalım”dediler”Hemen”diye cevap

verdimBeni oraya götüren uşak kılıklı adam yanıma yaklaştı”Çorbadan mı?” dedi”Eee,tabii” dedim”Peki” dedi,”Hangi çorbadan istersiniz?” “Hangi çorbadan mı?”

Dur muhtar,sen kaç çeşit çorba bilirsin?

MUHTAR — Ben mi,hiç,sanki işte…Çok bilirimSayayım(Oradakilerin hepsi parmaklarıyla kendi kendilerine saymaya başlarlar) Bir pirinç çorbası,keklikle olur,tavşanlısı daha iyidirSonra şehriye,tarhana…sonra?…Çok bilirim şimdi aklıma gelmiyor…

HOCA — Var mı daha bilen ?

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,un çorbası yani

DERVİŞ AĞA — Tayhana çoybasıAma muhtay söyledi

HOCA — Yo bilemezsiniz,bilemezsinizBakın,o uşak kılıklı adam bana neler dedi (Hoca,bu ikili konuşmlaraı sesini değiştirerek belirtir) “Hangi çorbadan istersiniz?” (Kaykılır) “Hangileri var?” “Efendim,pirinç çorbası,şehriye çorbası,şehriye çorbası çeşit çeşittit,tel,gül,sümbül şehriye,sonra işkembe,düğün çorbası,midye çorbası,balık çorbası,sebze çorbası,terbiyeli terbiyesiz tavuk çorbası

MUHTAR — Ne çokmuş be?

DERVİŞ AĞA — Peki hoca,sen hangisini getiydin?

HOCA — Ben mi?Aşçıbaşına haber saldımBüyükçe bir tabağın,kâsenin yâni,içine hepsinden biraz koydurdumSeçemedim de onun için,sizim anlıyacağınızYaÇorbayı içtik,şöyle sandaliyeye bir dayandımKâseyi ittimBizim uşak hemen yanaştı”E hoca efendi,etlilerden?” “Etlilerden mi?Hangileri var?” “Vallâhi efendim,çeşitimiz azca…Sayayım” Başladı saymaya”Tas kebabı,tencere kebabı,orman kebabı,yoğurtlu kebap,çömlek kebabı,talâş kebabı,yufkalı kebap,döner kebabı,rende kebabı,şiş kebabı…”Baktım daha da sayacak, “Getir,dedim yoğurtlu bir dönerŞöyle yağlı yağlı,bol biberli,üzerinde iki üç şiş” Hemen getirdilerÇaldım kaşığı,çok yağlıymış beHey sağar,bir su al gelBu döner kebabı pek yağlı

MUHTAR — Hakikaten yağlı

DERVİŞ AĞA — Buynuma kokmaya başladı

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,yalan da olsa dinliyoruz

HOCA — Baklava hakkı için lâfımı hiç kesmeyin,dinleyinSıra böreklere geldiBizim palabıyık yanaştı”Böreklerden hangisini istersiniz?” “Hangileri var?” “Efendim,su böreği,puf böreği,fincan,midye,nemse,el böreği” “Sigara böreğinden getir?” “Peynirli,sade,kıymalı,hangisinden olsun?” “Hangisinden mi?Üçünden de biraz biraz olsun” “Yanına hoşaf,komposto,bir şey istemez misiniz?” “Komposto mu?Hangileri var?” “Çilek,al…” “Peki,yeter…çok koyun da getirin…” Börek geldi…Komposto da geldi

DERVİŞ AĞA — Hoca,mendilin vay mı?

HOCA — Baklava hakkı için lâfımı yarılamaArkadan tatlılar, “Efendim hangisini istersiniz? “Hangileri var?” “Efendim çeşidimiz azHanım göbeği,tulumba,vezir parmağı,has lokma,saray lokma,bal lokma,samsa tatlısı,bohça tatlısı,Giresun tatlısı,revani,tel,ekmek kadayıfı,sonra sütlüler,en sonra,baklava… Aman getirGetir baklavaBir dersin iki dersin lüp,üç dersin,şup,dört dersin,şup…Sizin anlıyacağınız…ham hup,şaralop…

MUHTAR— Sonra?

HOCA — Sonra,bana bir torba altınDuaya başladım…(Duayı sessiz mırıldanırSonra ellerini açıp yüksek sesle Allah ziyafet sahibinin kesesine bereket,bizim ağzımıza da daimî lezzet lütfeyleye…

HEPSİ — Amin,aminnnnn

MUHTAR — “Amin” dedik ama bir şey yiyemedik biz

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,yani,bizim hoca delirmiş…Nerde bu ziyafet hoca,nerde?

DERVİŞ AĞA — Kim veymiş bu ziyafeti?Neyde?Ne zaman?

HOCA — Bilmiyorum

MUHTAR — Nasıl olur?






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




HOCA — Baklava hakkı için bilmiyorum

DERVİŞ AĞA —Peki sen neyeye gittin ziyafet diye?

HOCA — Bilmem

MUHTAR — Şaştım kaldım

HOCA — Bir söz vardır bilir misiniz?Aç horoz kendini arpa ambarında sanırmışİşte öyle

MUHTAR — Yine anamadım

DERVİŞ AĞA — Annadıysam,arap olayım

HOCA — Canım,rüya görmüşümYuya,Deyviş Ağa,yuya göymüşüm

DERVİŞ AĞA — Niçin “yuya” diyoysun?”Yuya” de,”Yu…ya

MUHTAR — Ruya mı?Ben de hakikat sanmıştım

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,fakat yani nasıl oluyor da hoca o kadar,efendime söyliyeyim,yemek adı biliyorsun,yani…Efendime…

(Resmî giyimli jandarma onbaşısı girerTerlidirKasketi elindedirKasabadan geldiği bellidir)

ONBAŞI — Selâmualeyk…

HEPSİ — Ve aleyküm selâm,hoş geldin onbaşı

MUHTAR — Hoş geldin onbaşı…

ONBAŞI — Cümleten,ne derler ona,hoş bulduk

MUHTAR — Çok kaldın kasabada onbaşı?

DREVİŞ AĞA — Sahih,onbaşı,neyede kaldın?Meyak…

ONBAŞI — Hiç,vallâhi,bizim şeye,kaymakama,sonra,şeye,şey maarif memuruna filân uğradım da

MUHTAR — (Kendi kendine) “Bizim kaymakam” Boyun kopsun

ONBAŞI — Sonra da mal müdürünü ziyaret ettim “Artık bizim,şeyleri anlayıverin,vergileri versinler” diyorTahsildarı dayıyacak kapıya…

MUHTAR — TopluyoruzDaha ekin gelmediBankanot kesmiyoruz ya

ONBAŞI — Size bir haberim de var

HOCA — Hayrola,”Hayırlı olsun” deyin

ONBAŞI — Köye bir muallim veriyorlar,maarif memuru söyledi;şöyle bir çıtlatıverdi

MUHTAR — Oh,ne iyi

HOCA — (Keser) Malimi nidecek,elli altmış haneli köyPara para;mektep yaptılarBizim hoca parasını zor veriyorlarPara veren yok yaAl sana bir batman buğday,biraz da fasulye…”Peki para?” “Ha, o yok” Bir de malim besleyecekler “Malim,malim,öğle namazı kaç rekattır?”desem,apışıp kalır

DERVİŞ AĞA — Duy,hoca,sahih,onbaşı ne zaman veyecekler?

ONBAŞI — Durun söyliyeceğim,şu şey memuru,neydi o muhtar,dilimin ucunda,ha,evet,maarif memuru var ya,burnundan konuşan adam,dedi kiLBurundan konuşarak taklidini yaoar) “Şey sizin köye yeni bir öğretmen veriyoruz

KAHVECİ — (Yanaşarak) Onbaşı,çayı yeni demledim?

HEPSİ — Aman…

KAHVECİ — Ha?Yeni demledim,vallâhi

ONBAŞI — Dur konuşuyoruz,şey görüyorsun

KAHVECİ — Taze değil mi?Demin attım çayıKan gibim,tavşan kanı,muhtarTavşan kanı(Gider)

MUHTAR — Peki,peki…Getir bir çay…Tavşan gibim…Sen tavşanı nerde gördün?Sanki

ONBAŞI — Evet,kaymakam dedi ki…şey,ben de şeyini şey yaptım…Mal müdürü…tüf…İyice şey oldum

MUHTAR — Evet,maarif memuru?

ONBAŞI — Hey babana rahmetMaarif şeyi…öğretmen,yani malim gelecek dediSizin şeye,köye…

ALİ AĞA — Anladık,efendime söyliyeyimGeçSonra?

ONBAŞI — İşte,o şey,malim,şey,daha mektebinden yeni mezunmuş…

HEPSİ — Yeni mi mezunmuş?

ONBAŞI — Şey,maarif şeyi dedi ki “Çekeceğiniz var…o şeyden

HOCA — İşte buna “hoşafın yağı kesilmek” denir

ONBAŞI — Hem bu köydenmiş…

MUHTAR — Bu köyden mi?Yo,yo…öğretmen mektebine bizim uşaklardan kimsecik gitmedi

ONBAŞI — Şeyini,neydi o?Şeyini muhtar,ismini söyledi maarif şeyi amma unuttum

MUHTAR — Bizim köyden kimse gitmedi oraya

ONBAŞI — Adını dedi,unuttum

DERVİŞ AĞA — OnbaşımHatıylamaya çalış,onbaşım

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyimbu yeni yetişme malimler de çok tuhaf,efendime söyliyeyimÇocuklara bir şey öğretmezler

ONBAŞI — (Kendini zorlamaktadır) Adını hatırlayamadımŞey,,,şeye,yere batsın şeyi…Muhtar,bana şeyli,mimli bir isim söyle…şeyli…

ALİ AĞA — Mimli isim mi?Efendime söyliyeyimO da ne demek?

MUHTAR — Mehmet,Mahmut…

HOCA — Muhammet






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




MUHTAR — Macit,şu meşhur bir avcı var ya…

DERVİŞ AĞA — Bildim,biliyim ben onu

HOCA — Mevlût…

KAHVECİ — (Yerinden fırlar) Suya gitti Ne edeceksiniz?

HOCA — Kimi?

KAHVECİ — Suya gittiNe edeceksiniz?Mevlût suya gitti

MUHTAR — Kim çağırdı,Hayri Ağa?

KAHVECİ — Suya gittiNe edeceksiniz?Mevlût suya gitti

HOCA — Haydi git,otur,gitMevlût’ü filan çağıran yok

KAHVECİ — Suya gitti(Diye söylenerek yerine oturur)

ONBAŞI — Şey mimli isimleri sayardık…

MUHTAR — Evet,Mehmet,Muhammet…

HOCA — Mahmut,Mevlût

KAHVECİ — (Yerinden,kızgın) Suya gitti…

ONBAŞI — Değil,şey,durun şeyinin,neydi muhtar,babasının ismini de deyiverdiŞey Veli mi dedi,deli mi dedi…Şeymiş,çoban,ebet çobanmış şeyde

MUHTAR — Kör Veli mi?

DERVİŞ AĞA — Evet,onun biy oğlu vaydı…Adı Muyat,evetMuyat

MUHTAR — Tamam,ben de hatırladım,bir gün ava çıkarken torbayı unutmuştum da alıp getirmişti evden…Fakat o bacak kadar çocuktur be

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,yani Kör Veli öldüğü zaman çocuk,efendim söyliyeyim,pek ufaktı,yani,onu bir tahsildar aldı gitti kasabaya

MUHTAR — Evet,hatırladımBir gün avda bizim köpek,vik vik tavşanı kovalıyordu…Tavşan kulaklarını şöyle dikmiş…Tam önüme geldiÇifteyi omuzladımBir de ne göreyim?O dediğiniz çocuk çiftenin ucunda görünüyorTavşanı da kaçırdık

ALİ AĞA — Vay anasını,demek o çocuk gelecekO hırsızın biridirKala kala,efendime söyliyeyim,koca köy ona mı kaldı?

ONBAŞI — Ben kör şeyi,neydi o?Şey…

MUHTAR — Veli

ONBAŞI — Evet,ben kör Veli’yi filân bilmemYalnız şunu bilirimŞu çiçeği şeyinde,burnunda yeni öğretmenler nereye giderlerse şey yapıyorlarmış,şey kök söktürüyorlarmışYa

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,ben şimdi iyi hatırladım,efendime söyliyeyim,o çocuğu…

DERVİŞ AĞA — Tüh canına beBen neden hatıylamıyum

MUHTAR — Derviş Ağa,nasıl hatırlamazsınHani çoban Kör Veli vardıBir gözü sakattıKöyün davarını güderdi

ALİ AĞA — Şöyle böyle on beş yıl önce,efendime söyliyeyim

DERVİŞ AĞA — (Kendini zorlar) Köy Veli…Köy Veli…Hah!BildimKâzım Ağanın çobanı idi önce

MUHTAR — Hah,ayağını bastın,kaldır

DERVİŞ AĞA —Çocuğu da hatıyladımAmanın,bu hükûmet ne ettiğini bilmiyoyYahu o çocuk öğretmen olayak buyaya göndeyiliy mi?

Ali AĞA — Efendime söyliyeyim,buraya gönderilmesini bırakOnu örtmen yapanlarda kabahat

HOCA — Ağalar,deminden beri dinlerimHele bana da çıtladın da şu malim denen adamın cemazülevvelini biz de öğrenelimDeğil mi ya?Biraz sonra köye gelecek,caminin karşısındaki mektebinde bizim gibi kâmil bir hoca ile aşık atmaya kalkacakAtamaz ya,baklava hakkı için,atamaz ya,sözün gelişiBiz nerde,malim nerde?

MUHTAR — Çok güzel söyledin,hoca…Hele böylesine malim(Kızgın) Ne malimi canım,öğretmen…Evet,dediğim gibiBunun ne anasında ne babasında hayır vardıBaba içkici,sarhoş,eli uzunun biri…Anayı hiç sormaKöyden atacaktık da araya ölüm girdi…Bizi bu rezillikten kurtardıAva giderken,kaç kez,kaldır çifteyi vur şu kadını,diye düşünmüşümdür

HOCA — Vay vay,demek böyle?

DERVİŞ AĞA — Böyle ya…Çocuğa ne deysin?Aymut dibime düşey…Atalay sözü bu

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,köyde biraz daha kalsaydı,efendime söyliyeyim,bütün çocukları da kendisi gibi yapacaktıİmdada o şişman tahsildar yetişti,aldı götürdüEfendime söyliyeyim,çocuklarımız kurtuldu

DERVİŞ AĞA — Yanlış söyledinKuytulmadıİşte şimdi kapana giydi çocuklayımız

DİĞER ÜÇÜ — Çok doğru dedin

HOCA — Vay,vay…Böyle bir adamı buraya malim veriyorlarTüh,tühKıyamet ağalar,kıyamet…Evvelki gece bizim kaşık düşmanı,tavuklu bir pilâv yapmıştıMevlût okumuştum ya…Sabrilerde…Bir tavuk göndermişler…Bakkala da yasin okuduk;bir yarım okka pirinç…Pilâv yerken…Budu şöyle yakaladımDerken “Kadın,kalk bir su ver” dedim…Sofraya otururken suyu almaz yanınaNe derse beyenirsiniz? “Görüyorsun yemek yiyeceğim,sabreyle…Yemek yerken su içilmez” Dünya değişti…KıyametŞuna bak,hırsız,uğursuz bir ananın,hırsız uğursuz oğlunu böyle namuslu bir köye malim veriyorlarSonra da malim dikilir başınaNeBen öğretmenin…Öğretmen değil,oyuncu bunlarMasum sabü sübyana köçeklikten başka bir şey öğretmezler

MUHTAR — Ne oyunlar,hoca,görsen…

HOCA — Allah göstermesin!

MUHTAR — Zımbırtı etmekten başka bir şey bilmezler…Bilseler…Amenna,başımızın üstünde yerleri var…Ne gezer onlarda bilgi…Mektep dediğin sessiz gerek…Bunlar da öyle şey arama,Bir gürültü bir patırdıÇalgılar,davullarBakın geçenlerde kaynatamın köyüne gittim ya…Beraber ava gidecektik olmadı…O köyde bir mektep var…Bir de kıranta bir malim…Malim değil tam malim beg…Mektepte tek gürültü yok…Çocuk tıs der,yapıştırırmış tokadı…Yana yattın tokat…Çamura battın tokat…Bizim kaynata dedi ki çocukları dövmek için öyle kabahatler yüklüyormuş ki…Kaynatam bile bulamazmış o kabahatleri…Bilirsiniz ne keskin avcı olduğunu hâlbuki…E,köylü memnun…Çocuk dediğin dayakla terbiye edilir…Bunlarda öyle mi ya?Talebesi çalar,malimi,müdürü oynar






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




ALİ AĞA — Efendime söyliyeyimMuhtar,yâni,efendime söyliyeyim,çok doğru lâf ettinMektep dediğin yerden çıt çıkmaz…

HOCA — Öyle,baklava hakkı için söyle…Mektepte şöyle bir değnek bulunur…Babası çocuğu elinden tutar,getirir hocanın önüne,çocuk zırıl zırıl titrerBabası: “Al,der,hoca efendi…Al,eti senin,kemiği benim” “Et” dedim de aklıma geldi…Ne iyi…

ONBAŞI — (Keser) Ağalar,ne diyecektim,tam dilimin ucundaydıLâfa boğulduk…Ne edelim de şu şey,malim bu köye gelmesin…Geldi mi,şey,şeyi gürültüyü sen seyret o zaman

DERVİŞ AĞA — Öyle,öyle yaYayın bizim oğlan: “Baba” deyecek, “E?Bak ben çalıyoyumSen kalk da oyanayıvey…” Öyle malimin yetiştiymesi böyle oluy,istemeyizO malimi…

MUHTAR — İstemeyiz ya…Fakat ne edelim de şu adamı sokmayalım köye?

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,kaymakam,yani bir istida pulluyalım16 kuruşluk bir pul,efendime söyliyeyim…

MUHTAR,ONBAŞI — Kaymakama mı?

MUHTAR — Yooo,olmazGelir buraya vermeyiz çocukları okula

DERVİŞ AĞA — Sen deme muhtay,böyle…Zoyla alıylayHapse atıyoylay,sen biliysin…

ONBAŞI — Durun,ne diyecektim?Ha,Ali Ağanın dediği doğruBenim şeyime,aklıma da hoş geliyorŞeye bir istida verelim,kaymakama

MUHTAR — Ne yazacağız?

HOCA — “Kötü bir adam olma ve aynı zamanda köy ehalisi tarafından böyle tanınma hasebiyle buraya tayin edilmemesi” Filân yazarız…

MUHTAR — Peki kim yazacak?

HEPSİ — Kim mi yazacak?Ya…

MUHTAR — Hiçbirimizin eli kalem tutmaz

ALİ AĞA — Çok kötü,efendime söyliyeyimKoskoca köyde yani,efendime söyliyeyim,bir eli kalem tutanımız yok

MUHTAR — Kasabaya inince bu işi yapalımOrada bir arzuhalci var,topalHükûmet dairesinin yanındaOna götürürüz bir tavuk,biraz da yumurta;olur biter…

ONBAŞI — Şey,ne diyecektim?Hepsini yazarız,vallâhi”Şey deriz,şeyli onu şey yapmıyor,istemiyor köylü

MUHTAR — Onları uydurmak kolay…

ONBAŞI — Bakın ben size şey yaptım söylemeyi unuttumŞey,öğ… malim ne demiş maarif memuruna biliyor musunuz?

MUHTAR — Ne demiş?

ONBAŞI — “Bilirim,şey o köyde bataklık vardır…Şey sıtımadan,ehali kırılırEvleri berbattırÇocukları,şeydir,haydutturBen hepsini şey yaparım” demiş,islâh edecekmiş…

HOCA — Şu zıpçıktıların lâfına bak…Eğer gelirse,çocuklar,baklava hakkı için,camiyi taşlarlarNamazda rükûya vardığımızda: “Bak,bak şu adamlar ne yapıyorlar?” deye arkamızdan alay ederler…

MUHTAR — Öyle olurO öğretmenin yetiştireceği çocuk da kendi gibi olurDediğimiz gibi,yapalımİstemiyoruz,vesselâm…İstemiyoruz Az derdimiz var,bir de onunla mı uğraşacağız?Sonra çocuklar okumuş okumamış ne olacak?

DERVİŞ AĞA — Dağda koşulacak öküz,kıyda otlatılacak koyunlay olduktan sonya çocuklay bize gerek…

(Koşa koşa sığırtmaç içeri girerSoluk soluğadır)

SIĞIRTMAÇ — Aman muhtar emmi,koşun koşun…

MUHTAR — Ne oldu?

SIĞIRTMAÇ — Oh,yoruldum,çok koştum…

HOCA — Ne,de bakalım?Meraktayız?

SIĞIRTMAÇ — Benim kara koç var ya…Bilirsiniz delikanlı gibidirOnunla Şükrü’nünkünü dövüştürüyordukBenimki bir kalktı…Böyle bir gerindi

MUHTAR — Amma da uzattın…Kısa kes…

SIĞIRTMAÇ — Anlatıyorum…Benim delikanlı…Şöyle bir gerindi…Geçen sene Memiş’inkini de böyle yere sermişti

HOCA — Ey,senin koyunun da,sen de…Anlat,anlat…Sonra ne oldu?

SIĞIRTMAÇ — Anlatıyorum ya…Benimki gerindi…Delikanlıdır be…”Heyt arslanım!” dedim…

HEPSİ — Anlat!…

SIĞIRTMAÇ — Deliçay taştı!…Nu tarafa doğru geliyor!

HEPSİ — Deliçay mı?

SIĞIRTMAÇ — Evet ya…O kazdığınız hendekleri,benim delikanlı gibi kolayca aşıverdi…

MUHTAR — Bir bu eksikti…

DERVİŞ AĞA — Geçen yıl ne kaday çok uğyaşmıştık

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,su gelmez deye köylü oraları hep ekti…Ne ziyan,ne zarar…

MUHTAR — O hendekler için çok uğraşmıştık…

ALİ AĞA — Şimdi ne yapacağız?

HOCA — Ovayı su basacak…Evker yine göçecek,yazın da ısıtma,sazlık…Bak oğlum,bizim yoğurt ne oldu?Sizin köyde hep “Getireceğiz” derler de getirmezler mi?Böyle olmaz

MUHTAR — Haydi ağalar,şöyle gidelim de bakalım,köye gelmesi yakın mıdır?

HOCADAN GAYRİSİ — Haydi…

DERVİŞ AĞA — Bakayız tabiiAma bakmakla usta olunsaydı,köpekley hep kasap oluydu






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




ÇıkarlarHoca yalnız kalırBir iki kere gerinirÖğürür,esner)

HOCA — İhtiyarlıkBenim o yerlerde ne işim var?Of,mis gibi bir şey koktuNeymiş bu acaba?Of,ne koku,ne koku…Oğlum Mevlût,Mevlût oğlum,Mevlût…

ÇIRAK — Efemdim,hoca efendi?

HOCA — Oğlum,bak bakalım bu koku nerden geliyor?Ne kokusu desemTereyağ değil…Sovan,hadi canım o da değil…Helvaya benziyor…Helva kavuruyorlar…Git,oğlum,bak,kim kavuruyor?

ÇIRAK — Hoca efendi,bir yerin mi…

HOCA — Bak edepsize,git oğlum,git dediğimi yap…(Çırak çıkar)

HOCA — Baklava hakkı için,bu koku pek hoş…Fakat bu karnım bir türlü aman derman vermiyor…Of,of burgu burgu dönüp duruyorÖ…Ö…Ö…Hey körr şeytan,nerden yersin o kadar…

(Çırakla yabancı içeri girerler…Çırak yabancının elinden tutmaktadır)

ÇIRAK — Hoca efendi,bak…

HOCA — Ne oğlum?Hemen gönderdiler mi?(Arkası dönük) Ö…Ö…Yaladın mı yolda?Ö…ÖHelva mı imiş?

ÇIRAK — Hoca efendi,bak,bak…

HOCA — Peki,anladıkÖ…Ö…Ö…Aman zaman vermiyor şu öğürtü…Helva mı,oğul?

ÇIRAK — Hoca efendi,bak kim…

HOCA — (Döner) Vay,arslanım,buyrun…

YABANCI — Rahatsız etmiyeyim?

HOCA — Estağfurullah…BuyrunSandalyeyi çek,Mevlût…

ÇIRAK — Buradan geçiyordu,muhtar emmiyi sordu da getirdim…(Sandalyeyi çeker)

YABANCI — (Elindeki bavulu yere,kenara bırakır,sandalyeye oturur) Selâmualeyküm

HOCA — Vealeyküm selâm…Muhtarı mı aradın,oğul?Onlar ağalarla beraber,suya gittilerSorma bu günlerde başımız dertte

YABANCI — Hayrola?

HOCA — Sorma,oğul,sorma…Bizim bir Deliçayımız vardırBoyna taşar…Baharın suya boğar,yazın da sıtmaya…Bu dert yetmiyormuş gibi ikinci bir dert daha çıktı başımıza…

YABANCI — Dertlerin devası da vardır

HOCA — (Kendi kendine) Ne kokuydu?Nerden geldi bu da?(Açıktan) Tabiî oğul…Senin anlıyacağın köye bir malim vermişlerSık boğaz ettiler,bir mektep yaptırdılarCami yıkılacakmış kime ne?

YABANCI — Derdinizin muallimle ne alâkası var?

HOCA — Anlatacağım,sen şehirli bir kişiye benzersin

YABANCI — Ya…

HOCA — Şimdi köylü kaymakama istida pulluyacak,”Gönderdiğiniz malimi istemeyiz” deye…

YABANCI — İstida mı?

HOCA — Öyle ya…Öyle kişilerin böyle namuslu köylerde işi ne? (Yabancı önüne bakar)

YABANCI — Yazık…

HOCA — Ne dedin,oğul?

YABANCI — Hiç, “İyi karşılayacaksınız adamı” diyorum

HOCA — Lâyıktır,oğul,onlar her şeye lâyıktırSürülmeye de sövülmeye de(Sükût) Ha,oğul,unuttumbakma kusura…Sen nerden geliyorsun?Hiç sormadan muhabbete daldık…

YABANCI — Ben mi?Hiçbir garip kişi…Şu civar köylerde…(Durur)

HOCA — İşçi misin?Kıyafetin benzemiyor ya…

YABANCI — İşçi mi? (Bu buluşla sevinir) Evet işçiydimİş kapandı, “Şöyle bir aranayım” dedim…

HOCA — Bizim köye yolun düştü?

YABANCI — (Açılır) İyi bildiniz…Sizin köyde iş bulabilir miyim acaba?

HOCA — Vallâhi,bilmem,işine ve adamına bakar…Ne iş yaparsın…Ben iyi bilmem ama

YABANCI — Ne mi yaparım? (Durur) Her iş yaparım…

HOCA — Valî oğul,bakma buralarda duruyorumAllah veya kader attı beni buralaraYedi seneden beri bu köyde hocalık yaparım,fakat hâlini beğenmem bu köyün…Tembel hep bu köylü…Bk şu Deliçay,bunların değil dedelerinin bile başlarını yemiş…Bunlar kahvede pineklerler…Karıları da tarlalarda çalışır…Tavla,iskambil…Ben bunları hep görürüm ama söylemem…İlk geldiğimde Cuma hutbelerinde söyledim durdumGüldüler…Ben de bıraktım dananın kuyruğunu,kimin elinde koparsa kopsun… (Sükût) Sana iş bulunur buradaAğalar gelsin de,onlar daha iyi bilirler

YABANCI — Her iş yaparım…Az çok anlarım…

HOCA — Bizim caminin duvarları çökecek…Cuma namazına bir iki ihtiyar gelir,onlara söyliye söyliye dilimde tüy bitti…Bu Allah evi,çökecek kim dinler

YABANCI — Ben kalırsam,tamir ederim,hoca efendi…

HOCA — Eder misin?Hay sağolasın…Ö…Ö…Ö…(Öğürür) Sonra oğul,benim karnımda bir hâl var…Pek o kadar bir şey yemem amaİşte böyle…Ö…Ö…Pek fena olurum…

YABANCI — Çoktan beri mi efendim?

HOCA — Kendimi bildim bileliYapmadığım halt kalmadı…

YABANCI — Ben size bir ilâç vereyim,birebir gelir

HOCA — Sahih mi?Deme Allah aşkına?Çok sevaba girersin,çok…Bu garibi sevindirirsin…






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




YABANCI — Estağfurullah…

(Bu sırada dışardan çocuk sesleri ve boğuşma gürültüleri işitilirAğlamalar,yuhalarVurlar)

HOCA — Bizim köyün çocukları böyledir…Hep kavga…Bir işleri yoktur…Anaları da başa çıkamaz onlarla…

YABANCI — Ya öyle mi?Çok fena…

(Çocuk sesleri,ağlamalar devam ederken,gürültü sahneye yaklaşır)

Ananın sesi — (İçerden) Vay,evlâdıma,vay

HOCA — İşte,yine bir şeyler oldu

ÇOCUK — (İçerden) Ah bacağım,ah anam…

YABANCI — Bir çocuk ağlıyorAcaba ne oldu? (Ana kucağında çocukla içeri girerÇocuğun bacağı sıyrık,kan akarEtraflarında kalabalık çocuk kütlesi)

ANA — Aman,hoca efendi…Çocuğa bir hal oldu…Bacağı kırıldı galiba…Ah evlâdım…ah…

ÇOCUK — Ah,bacağım,ah,bacağım

HOCA — Ne oldu,ne oldu yine?

ANA — Ne olacak,giiti çocuğum…Derviş Ağanın koca oğluyla atışmışlar…Koca çocuk,ne ister benim masumdan… “Çeşmeden yok sen,yok ben dolduracağım”derken,itmiş bizim oğlanı aşağı…İşte bacağı kırılmış…

YABANCI — Kırılmış mı?

ÇOCUK — Ah bacağım,dayanamıcam…

ANA — Öyle ya…Bak çocuğun hâline…

HOCA — Sus bakayım,oğlum,bak bu delikanlı doktor…

YABANCI — Durun ben bakayım…

ANA — Doktor mu?Allah gönderdi

YABANCI — Açılın şöyle (Çantasını kaparÇocuğu muayene eder…) Azıcık kırıklık var…Çantamda tendürdiyotla sargı bezi olacakBir de tahta olsa(Temizler,sarmaya başlarÇocuk ağlamakta ve bağırmaktadırSonra zayıflar) Hani tahta verecektiniz…Yarın bunu alçılarızTaze kemik,hoca efendi,hemen kaynar birbirine (Kahvenin masalarından iki tahta sökerler) Yumurta da koymak lâzımDurun,şöyle sıkıca bağlıyayım…Tam da ne güzel yerleşti…Verin tahtaları…Kadınım,şöyle tut bakayımSık…Sık…Bak keratanın nasıl sesi kesildi?

(Muhtar,ağalar girerler,şaşırırlar)

MUHTAR — Ne var,hoca,ne oldu?

ONBAŞI — Bir vukuat mı var?

HOCA — Ayşe Kadının oğlunun bacağı kırılmış da…

MUHTAR — Bu yabancı da kim?

ANA — Doktor,muhtar,doktor

YABANCI — Tamam,oldu,iyileşir gider

HOCA — Bu delikanlı mı,iş arıyorBir garipBuraya yolu düşmüş de…Çok iyi bir delikanlı

ONBAŞI — Peki kimmiş?

HOCA — Bir garip zahir…

MUHTAR — Nasıl,delikanlı,iyileşebilecek mi?

YABANCI — İyi oldu bile…Yirmi gün sonra,yürümeye başlar

ALİ AĞA — Yâni,efendime söyliyeyim,yâni bacak kırılmış mı?

MUHTAR — Kırılmış da,delikanlı tedavi etmiş bile…

YABANCI — Haydi,kadınım,sen gitÇocuğu götür…Bacağını oynatmasın…Tam yerini buldum,çıkartırYarın ben gelir görürüm çocuğuEvinizi hoca bilir değil mi?

ANA — Sağolasın doktor beg,sağolasın…Bir tek evlâttır bu yumurcak…Hoca bilir evimiHerkes gösterir sanaAyşe Kadın,dedikten gayri…E,oğul kaç ölçek buğday istersin el emeği…Başka bir şey mi istersin yoksa?Para isteme,yoktur paramızHoca olsaydı;üç tavuk,yumurta,bir okka yağ isterdi…Senin piyasan nasıldır,bilmem

YABANCI — Bana mı diyorsun?Üzülme,benim piyasam çok düşükYok canım,böyle işler için para almamParanın ne hükmü var?Sizin çocuğunuz iyi oldu ya…Haydi kalın sağlıcakla…

HOCA — (Kendi kendine) Para istemiyor,bir şey de almadı,vay…

ANA — Sağolasın oğul…Ellerin dert görmesinİyi insanlar varmış daha dünyada (Çıkar,gider;kalabalık da çıkar)

MUHTAR — E, delikanlı,şöyle buyurun oturalımYorulmuşsundur(Otururlar)

ALİ ve DERVİŞ AĞA — Hoş geldiniz

ONBAŞI — Sefalar getirdin

YABANCI — Hepinize hoş bulduk

ONBAŞI — Buradan geçen bir yolcusunuz galiba

YABANCI — Değil…Şöyle iş arıyorum daSizin köyü sağlık verdilerHocaya anlattım ya…Etraf köyler beni buraya gönderdi

MUHTAR — Becerikli adama iş çokturNasıl delikanlı okumuşluğun?

YABANCI — Az buçuk vardır

MUHTAR — Çok iyiTuhaf canım,seni gözüm ısırıyor gibi

YABANCI — OlabilirDerler ya insanlar çift yaratılırmış (Susar,sonra) Siz suya bakmaya gitmişsinizHoca efendi dedi…Ne oldu?

MUHTAR — Su mu?O Ezrail çok fena…Şimdilik bir şey yok amma…Yakında basacak ovayı…

ALİ AĞA — Hep tohum ekmiştik…

DERVİŞ AĞA — Yazın da ısıtma bıyakmaz yakamızı biy tüylü

YABANCI — Hendek filân kazmadınız mı?

MUHTAR — Kazdık,kazdık amma…Gel sen onu bizim Deliçay’a hendek et,edebilirsen…

YABANCI — Nerde açtınız hendekleri?

MUHTAR — Nereye olacak,suyun ovaya erdiği yere…

YABANCI — İşte onun için Deliçay böyle basar durur ovanızı…

MUHTAR — Ya nasıl etmeliydik?…

YABANCI — Suyu başından çevirmek veya inzibat altına almak lâzımdıTürkçe’de bir söz vardır: “Balık baştan kokar…” Siz,ovada hendek kazıyorsunuz…Yukardan hızla gelen su hendek dinler mi?Hâlbuki yukardan,bir vadiye,meselâ Hasanköy vadisine yarısını çevirseydiniz,hem siz istifade ederdiniz,hem de onlar…Ayrıca,böyle baskınlar,sıtmalar olmazdı…






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




MUHTAR — Sahih be…Vallâhi hiç aklımıza gelmediBen kendimi bildim bileli…O hendekler oradadır…Biz her yıl şöyle,içindeki milleri temizleriz,olur biter…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,siz mahendis misiniz?

DERVİŞ AĞA — Yok,fen memuyu gaiba

YABANCI — Hayır,hiçbiri değilim

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,öyle bir okkalı,şöyle efendime söyliyeyim,kafalı konuşuyorsunuz da…(Sükût)

YABANCI — Yoldan gelirken gördüm,o köprünüz çok kötü…

MUHTAR — Ha,körpü mü?Kullanmayız ki onu

YABANCI — Ya nasıl oluyor?

HOCA — Nasıl olacak?Yazın incelen dereden,köprü altından geçerler

YABANCI — Yazın öyle,ya kışın?

MUHTAR — Kışın da geçmiveriyoruz o tarafa veya at sırtında geçerizKöprü tehlikeli

YABANCI — Tamir ediverin…

HEPSİ — Tamir mi?

MUHTAR — Ben kendimi bildim bileli o köprü öyledir

YABANCI — Onu da tamir etmek lâzımSonra çocuklarınızın benizlerine baktım…Limon gibi…

DERVİŞ AĞA — Isıtmadan…

YABANCI — Kinin?

MUHTAR — Kinin mi?Yo…Ben kendimi bildim bileli zangır zangır titreriz ısıtmadan

(Sükût)

MUHTAR — Bak delikanlı,benim bir köpeğim var…İştahtan kesildi…Bir şey yemezYarın bir bakıversen,derdi nedir?Olur mu?

YABANCI — Köpek mi?Olur bakayım

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,bizim evin merdivenleri çok kötü…Hep aşınmış…efendime söyliyeyimSabahleyin düştüm,efendime söyliyeyim,şu dalım,çok ağrır,çok…

YABANCI — (Güler) Peki sizin dalınızı da tedavi ederiz…Merdivenlerinizi de tamir…Bu köyde bize çok iş var galiba…

MUHTAR — Bilgili,elinden iş gelir adam olduktan sonra tabiî…

DERVİŞ AĞA — (Yabancıya yaklaşır) Size biy şey diyeceğim…Gizlice…

YABANCI — Bana mı?Buyrun…

DERVİŞ AĞA — (Gizlice) Bu köyde ipek kozası yetiştiysem,oluy mu acaba?

YABANCI — Burada mı?Tabiî…İklim müsaitDut da var

DERVİŞ AĞA — Aman kimseye deyiveyme…

ONBAŞI — (Gizlice) Okuma yazman var değil mi? (Yabancı evetler)

ONBAŞI — Şey askerdeyken,şey yapamadım…Yazıyı öğrenemedim…Tezkere şey edince burakınca,buraya verdiler beni…Jandarma komutanı,şeyi bilirim sanır,yazıyı…Şeyleri,evrakları gönderir…Üç aylık evrak var…Şey yapamadım,cevap veremedimKöyden biri geçer de cevapları,şey yapar,yazar…gönderirimŞunları yazıverir misin?

YABANCI — Tabiî yazarım…(Güler)

MUHTAR — Bir derdimiz daha varHoca deyivermiştir sana…Bir malim gelecek bize

ALİ AĞA — Ama ne malimi

HOCA — Malimlerin şahı tersinden

DERVİŞ AĞA — Cahilin,ahlâksızın biri

ONBAŞI — Her fenalık onda imiş

MUHTAR — İşte biz o malimi istemiyoruz…Bir istida pullayıp kaymakama vereceğiz…

HOCA — İşte bu pulluyu yazacak adamları yok

YABANCI — Peki niçin istemiyorsunuz o öğretmeni?

MUHTAR — Niçin mi?Baştan beri saydık ya delikanlı…Adı Murat’mışBizim Kör Veli’nin oğluÇobanın oğlu,bize malimlik mi yapacak?O kadar düşmedi köyümüz

YABANCI — Bu Murat’ın hiçbir kötülüğünü kendiniz gördünüz mü?

HEPSİ — (Tek tek,dağınık) Biz mi şeyYo…

MUHTAR — Görmedik amma…İşte bütün köylü öyle söylüyorİnanmazsan dağa taşa sorBunca ehali yalan demez yaAdı çıkmış dokuz,inmez sekize

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,böylesinin ne anası,ne babası,ne de kendi iyi idi

ONBAŞI — Şey olmazsa koku çıkmaz ya…

MUHTAR — Ha,ha,onbaşım kendini unuttun…Şu “şey” lâfın kırk yılda bir kere işe yaradı

(Sükût)

YABANCI — Peki olsun yazarız…

(Sükût)

YABANCI — Demin hoca efendiye de sordumSizin çocuklar hep böyle sokaklarda gezerlermiş…İstidadan sonra size bu yıl öğretmen vermezlerİsterseniz,onları haftanın bir iki günü okulda toplıyayım da okuma yazma öğrensinler hiç olmazsaBir daha dilekçe yazmak isterseniz onlar yazarlarKoca okul binanız da boş kalmaz

MUHTAR — Niçin olmasın?Tabii olur

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,çok iyi olur

HOCA — Şu delikanlıya bakınca,şaşkına dönüyorum…Doktordur,yapı ustasıdır,mühendistir,işte malim de olmak istiyor

MUHTAR — Hepsini yapabilecekGözleri insana itimat veriyorZiraatten de anlıyor

DERVİŞ AĞA — Lâfı bıyakalımDelikanlı bu akşam bana misafiydiy

MUHTAR — Yok bende

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,bendeHem de iyi yemekler var

HOCA — İyi yemekler varsa beni çağır

MUHTAR — Anlaşıldı,kavga edeceğizEn iyisi delikanlı mektepte yatsınHepimiz yine yemekleri gönderirizNasıl olsa hep köyde kalacak

HOCA — Biz onu hiç salar mıyız?






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




MUHTAR — Öyle ya işte okulda yerleşsin

HOCA — Allah’ın işiŞu gelecek malim hiçbir şey bilmez,o nimete lâyık;böyle pırlanta gibi delikanlı işsiz,gezerAllah’ın işi,kimine kürk giydirir,kimine kolsuz yelek

YABANCI — Öyleyse gidelim…beylerHava kararıyorBir an evvel yerleşeyimYarın işe başlamak gerek

MUHTAR — Evet,işte başlamak gerek

DERVİŞ AĞA — O malim gelmesinİşte bizim istediğimiz malim buyadadıy

HOCA — Evet buradaOnu bize Allah gönderdi,tam istediğimiz adam

MUHTAR — Doğru dedin,hoca efendi,Onu bize Allah gönderdi

HEPSİ — Evet,Allah gönderdiAllah…

(PERDE KAPANIR)

II PERDE

(I perdenin aynı dekoruYalnız ortalık düzeltilmiştirSandalye ve masalar düzgünKahve ve çitler badana edilmişSahnedekilerin giyimleri bile değişmişMeselâ Muhtar kravat takmıştır

Perde açılmadan önce çocukların söylediği Onuncu Yıl Marşı duyulurPerde marş söylenirken yavaş yavaş açılır

Sahnede Hoca,Muhtar,Derviş ve Ali Ağalar vardırKulisten gelen marş sesini oturdukları yerden dinlerlerYalnız,Derviş Ağa elini ve yağını marşa uydurarak yürüme talimi yaparDiğerleri,önlerindeki kitabı okumakta ve deftere bir şeyler yazmaktadırlar) (Marş bitince

DERVİŞ AĞA — (Elini çocuklara doğru sallayarak) Yaşayın siz,çocuklay,çok yaşayın emiNe güzel söylüyoylayAh,ah,vallâhi bayıldım (Masaya oturur)

HOCA — (Elindeki kalemi ağzına batırarak yazmaya çalışırKâğıdı ta burnuna yanaştırmıştır) İşte bu benimkine “kırkından sonra saz çalmak” denirBaklava hakkı için öyle denirA…İşte ortasında çizgisi…Ne çizgisi be…”Merdiven ayağı” de şuna…

ALİ AĞA — (Başını kaldırmadan) O senin dediğinH harfidir,hoca,efendime söyliyeyim

HOCA — Şuna bak,dünkü yayalar bugün atlı kesildiler başıma…”H” ne oluyor?Onun adı “hh” dır “hh”

DERVİŞ AĞA — Bıyak,hoca bıyak…Eski çamlay baydak oldu…Ona şimdi he diyoylay

HOCA — Peki,peki anladık Deyviş Ağa

DERVİŞ AĞA — A,bana Deyviş diyor

MUHTAR — Yahu,kesin gürültüyü be…Ava gitmekten vazgeçtim,şu elifbeyi sökmek içinSiz tutmuş gürültü yapıyorsunuzHâlbuki Söğütlü avcıları haber salmışlarMısırlara bir domuzlar geliyormuş…Deme gitsin

HOCA — Neuzübillâh…Gitseydin ya!

MUHTAR — Nerde gidersin?Evde çocukların tümü,bizim çifte köroğlular hep okumayı söktürdüler de bir ben kaldım

ALİ AĞA — Ya…Efendime söyliyeyim,çok doğru dersin,Bizim evde en küçük kız benimle alay ediyor

MUHTAR — Bak hasbaya,bak…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,bizi beğenmiyor…”Siz efendime söyliyeyim,okumasını bilmiyorsunuz” dermiş anasına…

HOCA — Bacak kadar çocuklar bizi beğenmiyor…

MUHTAR — Yo,hoca,gam yeme…Hakları var…

DERVİŞ AĞA — Vay,vay ya…

HOCA — Bizim delikanlı nerde kaldı?

MUHTAR — Unuttum hoca,soracaktım da…Caminin dış sıvaları bitmiş…Çatıdan sonra içerisini mi yapacaklar?

HOCA — Mihrap yıkılacaktı ya…Şimdi onu yapıyorlar

DERVİŞ AĞA — A…yanına Y geliyse…neydi? Ha, ay…Evet gökte ay…pay…paylay…

HOCA — Şu delikanlının karşısında parmağım ağzımda kalıyor…

ALİ AĞA — Bizim tarla meselesini,efendime söyliyeyim,bir istida ile hallediverdi…

MUHTAR — Ya bizim köpeğe ne dersin?Geöenki avda bir görseydiniz haspamı…Keklikleri torbaya dolduracak vakit bulamıyordum…Ne yaptı,nasıl etti,köpek ayaklandı…

HOCA — Karnım…(Karnını okşar) Değirmen gibi şimdi…Maşallah…Akşam hatun bir oturtma yapmış…Deme gitsin,vallâhiRüyada bizim palabıyık karşıma çıktı…”Hoca,kaç çeşit patlıcan yemeği bilirsin?” dediŞöyle durakladım…Aklımı evirdim çevirdim”Tavası,yağlı yoğurdu da dökersin üzerine,bol sarımsaklı…Sonra…karnıyarık…imambayıldı,müc ver…hün kârbeğendi…silkme…patlıcan kebabı…patlıcanlı orman kebabı…sahan kebabı…ya salatası” Çöyle fırına verirsin patlıcanı…pişer…Sonra…kabuğunu çekersin…Mübarek…Kendi kendine kalkar…sirkedir,sarımsaktır,zeytinyağıdır…Du r şu mendilimi çıkarıyım…

MUHTAR — Bırak hoca,bırak…Bunları anlattıkça ben de evdeki kötü yemekleri düşünüyorum…Şu delikanlı evleri,sokakları temizlemeyi,yattığımız odadan,davarları ayırmayı öğretti…iyi…bir de kadınlarımıza yemek çeşitleri öğretse…

DERVİŞ AĞA — O zaman deme gitsin…Vallâhi bizimki öğlende biy yemeği önüme koyuyoy…akşama yine…o…sabaha yine o…”Yaz vakti bu yemek kokmaz mı?” deyim de “Ben onu yeni pişiydim” dey “Her zaman aynı yemek oluy mu ya?” deyim de “Ben anamdan böyle göydüm” deye kayşılık veyiy…

ALİ AĞA — Ya,efendime söyliyeyim neydi o sokakların hâli,leş…Haşa sizden,haşa hâkipayinden…

(Bu sırada sıra hâlinde çocukların ayak sesleri ve söyledikleri bir okul marşı duyulurVe sahnedekiler,kalkar ve gözleriyle takip eder)

MUHTAR — Nasıl da kuruluyorlar

HOCA — Köy değil arı kovanı,maşallah…

DERVİŞ AĞA — Bizimki evde ilk olayak çamaşıyı sabunla yıkadı…Külle anası ağlaydı çamaşıylayın

--->: Amma da Aldanmışız 13 kişilik komedi Oyun frmacil sayfa 2iki --->: Amma da Aldanmışız 13 kişilik komedi Oyun




Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




HOCA — Bir kişi,canım,bir kişi…Ne işler yaptı…Bilmediğimiz neler varmış…

MUHTAR — Her şeyi bırakın şu su meselesi az değilTopladı köylüyü,üç günün içinde suyun yarısını çevirdi o tarafa…Bunca ehalinin ekini kurtuldu…Bir daha sel olmaz…

(Onbaşı oflaya puflaya girer)

ONBAŞI — Selâmünaleyk…

HEPSİ — Ve aleyküm selâm,onbaşım

MUHTAR — İyi,çabuk döndün

ONBAŞI — Şey,kasabaya dün önleyin vardım…Şey yaptım,gezdimAlacakları aldımŞeyin siparişleri vardı,delikanlınınOnları şey yaptımDefter,kalem,kâğıt,bir de şey,silgi…Bir de şey,neydi o muhtar,çınarın yanında söylemiştiniz

MUHTAR — Önlüklük…

ONBAŞI — Hah,tamam…Of çok şey yaptım…yoruldum…Sağır,bir kahve al gel bakalım…Size,şeyim var;havadisim…

MUHTAR — Ne havadisi yine…Gider gelir kara kara bir şeyler getirirsin…

HOCA — Kaymakam mı denişmiş yine?

MUHTAR — Kaymakam dedin de aklıma geldi…Gönderdiğim postu,tilki postunu almış mı?

HOCA — Hey,babana rahmet…Sabret anlatsın bakalım neymiş havadisi…

ONBAŞI — Bize gelecek şu malim yok muydu?Şu şey,ahlâksız malim…İşte o yok olmuş be…Kasabadan Buraya gidiyorum” deye çıkmış,burada da yok,orada da yok…

MUHTAR — Buraya geleğim deye,çıkmış mı?

DERVİŞ AĞA — Peki,neyeye gitmiş?

ONBAŞI — Onu kim bilir?

DERVİŞ AĞA — Yâni yey yayılmış,oyaya giymiş…

ONBAŞI — Tam öyle…Geçenlerde şeye indiğim zaman kasabaya,işye o gün o ayrılmış…Maarif şeyine,memuruna söyledim de şaşırdı

MUHTAR — Bizim istida işini deyiverdin mi?

ONBAŞI — Dedim ya…”Biz hırsız,hem uğursuz o malimi istemeyiz,kaymakama pullu vereceğiz” dedimŞey,dedi,iyi olurmuş…Ama adam olmadıktan kelliHa,imza basacağız dedim…

MUHTAR — İmza deyince şaştı mı?

DERVİŞ AĞA — Doğru söyle;ne dedi?

ONBAŞI — Şaştı…”Siz şey basarsınız dedi…parmak…imza felan bilmezsiniz…”

ALİ AĞA — Sen ne dedin o zaman?

ONBAŞI — Elifbeleri gösterdim”İşte,köye iletiyorum” deyince,şey yaptı,şaşırdı…

DERVİŞ AĞA — Yaşa be,onbaşı;vay ol!

ONBAŞI — Bütün kasabada şu şeye,su işine şaşıyorlar”Biz bildik bileli,deyorlar,sizin şeyde,köyde su baskını vardır” Zor inandırdım

MUHTAR — Şaşarlar,şaşarlar…

ONBAŞI — Sonra şeye,uğradım,şunun ismini deyiver,şeye canım,ha,sıtma mücadeleye uğradım…Hemen”Kinin verin!” deyince hekim şaşırdı…”Köyümüze” dedim; “Haydi,dedi,sizin köy kinin içmez” İmzalı şeyi gösterince,kâğıdı…Yarım okka kinin verdi”Daha da gönderirim” dedi…

HOCA — Bizim delikanlı için ne diyorlar oralarda?

ONBAŞI — Parmak ısırıyorlar…”Okutuyor” deyorum;”Malimdir” deyorlar,”Yok” deyorum “Köprüyü onardı” derken;”Mühendistir” deyorlar”Yok” “Camiyi tamir etti” “Öyleyse yapıcıdır” “Değil” “Peki?” “Arabalara çember taktı” “Ha,anladık demircidir” “Değil” deyorum “Peki” “Isıtmanın köküne kiprit suyu” derken, “Şey,diyorlar,doktor” “Değil” deye karşılıyorum…”Yeni yeni şeyler ektik,sebzeyi turfanda biz vereceği” “Ha,anladık,ziraat malimi” “DEĞİL” “e,PEKİ,NEDİR?” diyorlar “Bilmiyorum…İş arayan garip bir kişi” diyorum…Güldüler…Ben de onlara şey,şeyli bir lâf ettim,okkalı…Dedim ki: “Biz istediğimiz adamı bulduk,siz iki mum yakın da derdinize yanın

HEPSİ — Aferin,onbaşı

ONBAŞI — Jandarma komutanının yanına vardım “Şuraya şey at” dedi…”İmza

Hiç” Elim ağrıyor,filan” demedim,çakıştırdım şeyi,imzayı…

MUHTAR — Sen elifbayı bitirdin mi?

ONBAŞI — Bitirdim ya…Durun lâfım bitmedi,neydi o diteceğim?Tam dilimin ucundaHa,şey gelecekmiş buraya,şey canım…Adını unuttum “Gönderdiğimiz malim gitmemiş git,rapor et” diye birine,şeye telefon ettiler

MUHTAR — Kime?

DERVİŞ AĞA — Valiye mi?

ONBAŞI — Değil…Hey canına,yolda ta şuraya gelinceye kadar hep tekrarladım

MUHTAR — Ne dedin?

ONBAŞI — Ne mi dedim?Sayıklıyordum işteHep “müfettiş,müfettiş” diyordum da,unutuverdim…Tam buraya gelince unuttum

MUHTAR ve DİĞERLERİ — (Gülerler)

MUHTAR — İlâhi onbaşı,tuhaf adamsınAllah cezanı vermesin,”müfettiş” diyorsun ya

ONBAŞI — Hah,tam buldun muhtarEvet,müfettiş gelecek…

HEPSİ — Müfettiş mi?

ONBAŞI — Evet,müfettiş gelecek”Gönderdiğimiz öğretmen gelmedi mi?” deyecek”Hayır” O zaman bir rapor yazacak vilayete,altını imza ettirecek…

MUHTAR — Peki,o malimi ne ederler bulunca?

ONBAŞI — Ne mi ederler,şey yaparlar be,asarlar

(Sükût)

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,aklıma bir şey geldi…Şu müfettiş geldiği zaman,”Biz o malimi istemiyoruzBurada bir delikanlımız var,onu malim yapalım” diyelim

DERVİŞ AĞA — Diyelim,vallâhi yapaylay da

MUHTAR — Yapmazlar…

ONBAŞI — Onun şeyi yok,neydi o?

MUHTAR — Diploması yok…

HOCA — Diploma da ne olacak?Bak bu kadar işi beceriyor bu adam

ALİ AĞA — İşe bakmazlar,diploma gerek

KAHVECİ — (Yanaşır) Çay mı?Ha,ne dediniz?

MUHTAR — Taze mi?

KAHVECİ — Çay mı?

HOCA — Süphanallah…Çay taze mi?

KAHVECİ — Çay mı?

HEPSİ — Çay…






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




KAHVECİ — Yeni demledim

MUHTAR — Git getir haydi

KAHVECİ — Çay mı?

ONBAŞI — Haydi gitÇay getir (Kahveci gider)

MUHTAR — Köyde herkes düzeldi,bir şu kaldı

DERVİŞ AĞA — Bizim delikanlı neyeleyde?

ALİ AĞA — Şu köprüye bakmaya gittiEfendime söyliyeyim,üç yıldan beri kapalı olan köprüyü,efendime söyliyeyim,bir de gidin şimdi görün

ONBAŞI — Aşağı yoldan geldim,on beş kadar,köy şeyi,geliyordu,delikanlısı,ellerinde kazmalar,kürekler

MUHTAR — Ha,onlar mı?Onlar yukarki suya taştan set çekmeye gitmişlerdiKanal açıldı ya,etrafına duvar yapıyorlarDolmasın toprakla deye

ALİ AĞA — Çok memnunumEfendime söyliyeyimNeydi o sıtmadan,selden hâlimizŞimdi şu ovaya bakın,efendime söyliyeyim,nasıl yeşermişDaha da yeşerir…Nerde o sazlar?…

HOCA — Bataklık,muhtara yarardı…İyi ördek avlanırdı…Kümen yıkılmış muhtar…(Sükût)

MUHTAR — Ben bir şeyden korkuyorumBu delikanlıya iyi alıştık…Yarın çekecek gidecekHer iş yarım kalacak

HOCA — Gitse yâni,sağ kolumu kaybetmiş kadar acırım,vallâhi…İşte karşıdan geçiyor…Şu yiğide bak,nasıl da salınıyor…

MUHTAR — (Dışarıya) Delikanlım,delikanlım

YABANCI — (Dışardan) Beni mi çağırdın,muhtar?

MUHTAR — Gel bir acı kahvemi…

YABANCI — (Dışardan) İşim var ama,geleyim

MUHTAR — İşte geliyor,Hep güler

HOCA — İyi kuş amma,kafesten kaçırmasak

DERVİŞ AĞA — Ya çok yazık oluy

HOCA — Benim aklıma bir şey geliyor

ALİ AĞA — Neymiş?

HOCA — Evermeli,beyim…Ondan âlâ demir kazık olur mu?Boynundan başlı dana gibi bir yere gidemez

ONBAŞI — Everelim mi?Vallâhi çok,şey olurİyi

DERVİŞ AĞA — İyi ama ona lâyık biy kız bulmak zoy…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,çoktan beri düşünürüm “yani” derim kendi kendime…Muhtar,kızma ama…efendime söy…

MUHTAR — De bakalım neymiş

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,söyliyeceğim şu…Kızma muhtarSenin Gülsüm ile şu yiğidi şöyle baş göz ediversek…

HEPSİ — Gülsüm’le mi?

ALİ AĞA — Niçin olmasın?Gülsüm iyi kız yani

HOCA — Baklava hakkı için,çok iyi olurFakat bakalım kız ne diyecek?Muhtar ne diyecek?Delikanlı ne diyecek?

YABANCI — (Girerek) Selâmünaleyküm!Yine muhabbeti koyulaştırmışsınız

HEPSİ — Ve aleykum selâm,buyrun…

HOCA — Muhabbet,şöyle revani gibim koyulaştı…İşin ucunda da zaten revani var ya

MUHTAR — Otur bakalım,yine nerdeydin?

YABANCI — Okulda çocuklara ders ve iş verdim de,”Şöyle köprüye bakayım” dedimNe hâle gelmiş…İş epeyce ilerlemişOnbaşım,hoş geldiniz

ONBAŞI — Hoş bulduk

YABANCI — Siparişler geldi,değil mi?

ONBAŞI — Ne demek,sen emredersin de biz şey yapmaz mıyız?

DERVİŞ AĞA — Ben bizim ipek böcekleyini yine dutladım…Meşeye de hazıylanacağım…

YABANCI — Yo,daha vakit varBilirsin kırk beş gündür

HOCA — Aferin,Derviş Ağa,gözü açık çıktın

MUHTAR — Kimse düşünmedi

DERVİŞ AĞA — Bana kalsaydı kıyk sene cesayet edemezdim;delikanlı yaptı

MUHTAR — Ha bilir misin?Sana unuttuk söylemeyiBize gelecek malim ortadan kaybolmuş…

DERVİŞ AĞA — Sıy oluveymiş…

ONBAŞI — On beş gün evvel şeyden çıkmış,kasabadan…Gidiş,o gidişKasabada bir tiyatrocu şeyle,kızla kaçtığını söylüyorlar…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,onların öylesinden bu beklenirÇobanın oğlu değil mi?Anasına bak,kızını al…

ONBAŞI — Şimdi köye,şey neydi o,şey gelecek

ALİ AĞA — Müfettiş

YABANCI — Müfettiş mi?

HOCA — Malimiz gelip gelmediğine bakacakmış

(Sükût)






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




MUHTAR — (Yabancıya) Niçin sustun?Bir şey söylemedin?Bilirsin,sen bizim akıl hocamızsınGeçen gün ava giderken,çulluk mu,keklik mi vurayım deye sana akıl danıştımO istidayı pullamakta geçe mi kaldık,ne dersin?

YABANCI — (Düşünceli) Yo,olmaz bir şeyDemek müfettiş gelecekmiş öyle mi?Kimmiş bu müfettiş?

ONBAŞI — Şu müfettiş…Hani var ya…Bu bölgeye bakarmış…Hani konuşurken hep eliyle işaret ederBoyna ellerini oynatırGeçenlerde,nerdeydi o,ha,kasabada belediye kahvesinde…bir köylüye bir şeyler anlatırdı…”Kalem” dedi,böyle yaptı…”Kitap” dedi,böyle yaptı…Hiç konuşmasa,neydi o,insan ne demek istediğini anlar…

YABANCI — Halit Bey bu

MUHTAR — Halit Bey mi?Evet,evet Halit Bey…(Sükût)

(Yabancı yavaş yavaş düşüncelerini atar)

HOCA —Ne oldu,delikanlı,memnun olmadın?Korkma,biz seni köyden salıvermeyizMemur filân gelince olur ya çekinirsin…

MUHTAR — Yok canım,niçin çekinsin?Köyün taşına sorsan,ondan memnundur…Benim köpek…

ALİ AĞA — Çobanlar bile,efendime söyliyeyim, “Bizim delikanlı” diyor da başka demiyor

DERVİŞ AĞA — Herkes sevey onu

ONBAŞI — (Gizlice hocaya) Açalım mı?

HOCA — (Gizli) Erken değil mi?

ONBAŞI — Şey,yo…

HOCA — Oğul,bak biz ne düşündük “Seni baş göz ediversek” diyoruzMektep köşelerinde tek başına oturmak iyi değildirEr kişiye bir hatun gerek

YABANCI — Beni mi evlendireceksiniz?

ONBAŞI — Seni ya…Hem de biliyor musun kiminle?Şeyle,neydi onun adı?Söyle…Muhtar neydi o?

MUHTAR — (Başını önüne eğer)

DERVİŞ AĞA — Muhtayın kızı Gülsüm’le…

YABANCI — Gülsüm’le mi?(Başını eğer)

HOCA — Her ikisi de başını eğdiİyi,çok iyi…Eh,muhtar,uzun etme gayri…Ziyafet sana düşer…Çil çil altınları çıkar gömüden…Şöyle okkalı bir düğün…Dernekli filân…Yemeklerini de iyi yapÇoktan beri etlisiyle,tuzlusuyla,tatlısıyla yemek yiyemedim

MUHTAR — Vallâhi,delikanlıyı beğenirim…fakat…

HOCA — Fakatı ne?

DERVİŞ AĞA — Bıyakın biyaz nazlansın

MUHTAR — Demem o deme değilBizimkinin,yani hanımın,aklını kurcalarmış bu meseleKıza açmış bir günAğzını yoklamışKız “Olmaz…” filân demiş,nihayet baklayı ağzından çıkarmış”Öğretmen olsaydı varırdım” Demiş,dayatmış…Kabahat bende değil…

HOCA — Malim mi istiyormuş?…Zamane kızı…

MUHTAR — Ben bilmem,bir şeycik de demem,anası öyle diyor

DERVİŞ AĞA — Ah,şu kadın milleti

HOCA — Demek bu iş olmayacakKız malim istiyormuş,nerden buluruz malimi…Bizim ziyafet suya düştü desenize…

DERVİŞ AĞA — Bu olmadı işte

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,kızın lâfına bakmamalıOnları bırakırsan ya davulcuya,ya zurnacıya kaçar…

YABANCI — Ağalar,sizi kırmamak için bu işi kabul edebilirdim,fakat kız istemedikten sonra,bu işi bırakalımOlmayacak duaya amin denmez

(Ağlayarak Çocuk II girer)

ÇOCUK II — Kalem benimdi

YABANCI — Ne oldu,Ali?

ÇOCUK II — Ver kalemimi,kalem benim

MUHTAR — Ne oldu buna?

YABANCI — Kim bilir?Yine dövüşmüşlerdirSöyle,Ali

ÇOCUK II — Ahmet kalemimi aldı,istedim vermedi

YABANCI — Hangi Ahmet?

ÇOCUK II — Koca Ahmet…Sonra bana vurduVer kalemimi,kalem benim

YABANCI — (Çocuğun omzunu tutup) Haydi gidip bakalım

ÇOCUK II — Muhtar emmi, “J” nin üzerine nokta konur mu?

MUHTAR — Nokta mı?Şey,vallâhi…

ÇOCUK II — Akşam yolda sordun ya,öğrendin mi?

MUHTAR — (Kendi kendine) Bak yumurcuğa (Açık) Ha,Ali,öğrenmedim

YABANCI — Haydi Ali gidelimAğalar,ben biraz sonra gelirimSiz buradasınız değil mi?Şunlara bakayımBir vazife veriyorsun,şaşırıyorum,hemen bitiriyorlarSonra gelsin yaramazlık…

(Çocuk II ile çıkarlar)

HOCA — E,muhtar,demek yollarda çocuklara soruyorsun artık?

MUHTAR — Yok,şöyle imtihan için sordum

ONBAŞI — Fakat sen şey veremedin,cevap…Nasıl imtihan?

MUHTAR — Aman siz de…

MÜFETTİŞ — (Dışardan) Oğlum atı gezdir de öyle bağla…

MUHTAR — Bu kim?






Alıntı Yaparak Cevapla

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun

Eski 10-24-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amma Da Aldanmışız. 13 Kişilik Komedi Oyun




ONBAŞI — Müfettiş geldi galiba?

MÜFETTİŞ — (Dışardan) Yem mi?Heybede var ya…Haydi oğlum…

DERVİŞ AĞA — Dananın kuyyuğu kopacak

MÜFETTİŞ — (Girerek) Ağalar,selâmaleyküm

HEPSİ — (Kalkarak) Ve aleyküm selâmBuyrun

MÜFETTİŞ — Ha şöyle oturayımÇok yoruldumBittim vallâhi

MUHTAR — Öyledir at üstünde yorulur insan

ALİ AĞA — E,efendime söyliyeyim,hoş geldiniz

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk,efendim

ONBAŞI — Ne diyecektim?Ha,hoş geldin beyefendi

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk,hoş bulduk

MUHTAR — Hoş geldin,müfettiş bey

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk,hoş bulduk,muhtar

HOCA — E,müfettiş bey,baklava hakkı için hoş geldin

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk,hoca efendi

DERVİŞ AĞA — Hoş geldiniz,sefalay getiydiniz

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk…(Terini siler) Of,of…

KAHVECİ — (Yanaşır) Efendi,hoş geldin,çaydan,kahveden?

MÜFETTİŞ — Hoş bulduk

KAHVECİ — (Ağzından kapar) Hoş geldin,hoş geldin…

MÜFETTİŞ — (Sinirli) Hoş bulduk!Hoş

KAHVECİ — Hoş geldin,çay mı,kahve mi?

MÜFETTİŞ — Haydi,kahve olsun

KAHVECİ — (Sorar) Çay?Şekeri yanda mı,içinde mi?

MÜFETTİŞ — Hey,Yarabbim,çay değil,kahve,kahve…(Kahveci “peki peki” diyerek gider)

ÇIRAK — Müfettiş emmi,hoş geldinBunu da delikanlı öğretti bana

MÜFETTİŞ — Hey,Yarabbim,hoş bulduk,başka yok mu?Üstüm böyle vıcık vıcık olduAt nallarını yere vurup durdu (Her söylediğini şeyin hareketini elleriyle yapacaktır) Baktım,yavaşladı,vurdum kırbacı…Şak,şak…Başladı o zaman koşmayaTakır takır…takır

(Kahvedekiler etrafa bakınırlar,başka kimse kalmadığına karar kılınca)

MUHTAR — Merhaba,müfettiş bey…

MÜFETTİŞ — (Sözüne devam etmektedir) Tekrar çaldım kır…Ha,merhaba,şak şak…

HOCA — (Keser) Merhaba,beyefendi

MÜFETTİŞ — (Sinirli) Merhaba…şak şak kırbacı…

ONBAŞI — (Keser) E,şey merhaba,merhaba

MÜFETTİŞ — (Sinirli) Merhaba…Suya geldik şırıl şırıl,kıvrım kıvrım ak…

DERVİŞ AĞA — (Keser) Meyaba,müfettiş bey

MÜFETTİŞ — Böyle böyle akıyorduHa,merhaba,ağa,merhaba…

ALİ AĞA — (Keser) Efendime söyliyeyim,merhaba…

MÜFETTİŞ — Köye yaklaştık,at başladı uflayıp puflamaya…Merhaba,merhaba…Şöyle şöyle okşadım…

ÇIRAK — Merhaba,müfettiş bey

MÜFETTİŞ — (Kızar) MerhabaBey birader,hâlâ bitmedi mi?Derken,efendim,at şöyle düşer gibi olur,çekerim dizginleri(Tarif ederken,oturduğu sandalyede düşer gibi olurTutarlar) Hop,tutun!Oh…

ALİ AĞA — Efendime söyliyeyim,yani efendim,merhaba

MÜFETTİŞ — Merhaba,merhaba

KAHVECİ — (Yanaşmıştır,çay getirir) Buyrun beyefendi,E,merhaba…

MÜFETTİŞ — Yine sen mi?Merhaba

KAHVECİ — Bir şey demedim,”merhaba” dedim de

MÜFETTİŞ — Peki…(Kahveci gider)

DERVİŞ AĞA — Nasıl oldu da gitti hemen

ÇIRAK — Merhaba,bayımBizim delikanlı öğretti de…

MÜFETTİŞ — Mer…ha…ba…Çıldırmamak imkânsız…Efendim,at,şöyle vıcık vıcık terlemiş…

(Kahvedekiler, “merhaba” diyecek başka adam kaldı mı,kalmadı mı diye bakarlar sonra)

MUHTAR — Nasılsın müfettiş bey,çoluk çocuk?

MÜFETTİŞ — Ha,hamdolsun,ellerinizden öperler

DERVİŞ AĞA — İyisiniz inşallah?

MÜFETTİŞ — Ben mi?Çok iyiyim

DEVİŞ AĞA — Çoluk çocuk?

MÜFETTİŞ — Onlar da iyiSuyunuz ne soğuk,içtim de dişlerim zangır zangır…

HOCA — E,müfettiş bey,hatırı âlinizi sual eylemek bize de nasip ola

MÜFETTİŞ — Bendenizin mi?Çok iyiyimYoksa acayip hâlim mi var?

HOCA — Allah,afiyet versin…






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.