Solaklık - Solaklık Nedir |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Solaklık - Solaklık NedirSolaklık - Solaklık Nedir İnsanların, hangi elini kullanacağı beyin tarafından gönderilen komutlarla belirlenir İnsan beyni temel olarak iki bölümden oluşmaktadır ve ellerin işlevselliği de bu bölümlerin yolladığı komutlar sayesinde ortaya çıkar İnsan beyni anatomik ve fonksiyonel olarak simetrik değildir ve bölümlerin üstlendiği özellikler/görevler farklıdır Beynin her iki bölümü de birbiriyle etkileşim halindedir fakat genellikle bölümlerden biri diğerine göre daha baskın olarak kullanılmaktadır Sağ elini kullanan kişiler beynin sol tarafını, sol elini kullanan kişiler ise beynin sağ tarafını baskın olarak kullanmaktadır Beynin her iki bölümü de farklı işlevler üstlenmektedir; sağ taraf üç boyutlu zeka, yaratıcılık, müzik, sezgi, görsel hafıza gibi işlevleri üstlenirken, beynin sol tarafı konuşma, analitik zeka, mantıklı düşünme gibi yetkilere sahiptir Tıbbın ve teknolojinin bu denli ilerlemişliğine rağmen, insanların solak olmalarının nedenleri hala tam olarak keşfedilememiştir Günümüzde bile cevabı net olarak verilemeyen bu soruya, bilim adamları da farklı şekillerde yaklaşmış ve ortaya birbirinden değişik teoriler çıkmıştır; · İlkçağlarda, insanlar kalkanlarını sol elle, mızrak kılıç gibi saldırı aletlerini de sağ elle tutmuşlardır Bunun nedeni kalbin, vücudun sol tarafında bulunmasıdır, böylece kalkan kalbi korurken, mızrakla da avlarını avlayabileceklerdir Sol elin sağ ele göre hareketsiz kalması insanların çok büyük bir kısmının sağ elinin daha fazla gelişmesine neden olmuştur · Anneler, kendi kalp atışlarını bebeklerine hissettirebilmek ve bebeklerinin rahat uyumaları için bebeklerini sol ellerinde tutmuş ve bir yandan da sağ elleriyle çeşitli işler yapmışlardır Bu da sağ elin sol ele göre daha az hareket kabiliyeti kazanmasına neden olmuştur · Bebekler, doğdukları zaman ne solak ne de sağlaktırlar, çevrelerinde bulunan objelerin konumları, onların hangi ellerinin diğerine göre üstün olacağını belirlemektedir · Solaklık genetiktir, “dna” yapısına göre aileden gelmektedir Her solağın ailesinde iki kuşağa kadar bir solak daha bulunmaktadır · Doğum öncesinde erkeklik hormonunun fazla salgılanması ve/veya doğum öncesinde beynin yeteri kadar oksijen alamaması, doğan çocuğun solak olmasına neden olmaktadır · Kültürel baskılar olmasaydı, dünyadaki insanların yarısı sağ diğer yarısı ise sol elini kullanacaktı Bütün bu teorilerin yanısıra Londra üniversitesi profesörlerinden Chris McManus’un yaptığı araştırmalara göre; 20 yüzyılın başlarına kadar yoğun baskılara uğrayan solakların sayılarında bir artış gözlenmektedir McManus; solak kişilerin sayısındaki bu artışı, gelişen toplumlardaki batıl inançların etkisini yitirmesine bağlamaktadır McManus; geç doğum yapan kadınların(40 yaş ve üstü) çocuklarında solaklık oranının da fazla olduğunu belirtmektedir Solaklık, bireyin sol elini, sağ eline göre gündelik işlerde daha baskın olarak kullanmasıdır Sol el ile yazı yazmak ve yemek yemek, solaklığın en çok göze çarpan örnekleridir İlk çağlarda ise solak insanlara zulüm edilmiştir zaten sağ anlamına gelen ingilizce right kelimesi doğru anlamına gelmektedir |
Solaklık - Solaklık Nedir |
10-21-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Solaklık - Solaklık NedirSolaklığı bir tür “sapma”, düzeltilmesi gereken bir eğilim olarak kabul eden eski zamandan kalma yanlış kanı bugün bile bazen karşımıza çıkabilmektedir Oysa anatomik, genetik ya da hormonal nedenleri hâlâ araştırılmakta olan solaklığı düzeltmeye çalışmanın psikolojik sorunlara ve yaratıcılığın bölünmesine neden olduğu kesin olarak bilinmektedir Solaklık eskiden beri solak olmayan-lar arasında kabul görmeyen bir davra-nış biçimidir Solaklığa bu olumsuz yak-laşım belki de aydınlık-karanlık, ruh-beden, erkek-kadın, sağ-sol gibi yerleşik kültürel karşıtlıkların mantığı çerçeve-sinde ortaya çıkmıştır Bu arada birçok ünlü bilim adamı ve sanatçının solak ol-ması, açıklanması zor, şaşırtıcı bir ger-çek olarak kalmıştır Solaklığın bir olumsuzluk değil, değişiklik olarak ele alınması görece yeni bir gelişmedir Bu yeni değerlendirmenin temelinde solak-lığın zorla düzeltilmesinin psikolojik bo-zukluklara neden olduğunun anlaşılması ve bazı araştırmacıların Öncelikle sol eli-ni kullanan kişilerin işlevsel açıdan daha yetkin olduklarını ileri sürmesi yatar GÖRÜLME SIKLIĞI İnsan, sağ elini (ya da sağ yanını) kul-lanmaya kesin bir yatkınlık gösteren tek canlı türüdür, insanların yaklaşık yüzde 9O’ı sağ elini kullanır; bunların yüzde 20′si her iki elini de kullanabilir Yüzde 10′u ise solaktır Fosiller üzerinde yapı-lan araştırmalar bu yüksek oranın İlk in-sangiller, 2 milyon yıl kadar önce yaşa-mış Homo habilis için de geçerli oldu-ğunu ortaya koymaktadır Araçlar, silahlar, yazılı ve resimli belgeler üzerinde yapılan incelemeler sağ el kullanma eğiliminin tarih boyun-ca yüksek olduğunu göstermektedir Bu-gün de hemen her toplum ve kültürde aynı yüksek oranlar görülmektedir Öncelikle sağ el kullanmanın doğal mı olduğu, yoksa solaklığın düzeltilmesi sonucunda mı ortaya çıktığı hâlâ tam olarak bilinmemektedir ANATOMİK BELİRTİLER Sağ elini kullanma, sürekli olarak alet-lerden yararlanma ve karmaşık bir sözlü dilde konuşma insanı bütün öbür canlı türlerinden ayıran üç temel etkinliktir Bu etkinliklerin üçü de çoğunlukla bey-nin sol yarıküresinde bulunan birbirine yakın bölgelerle ilişkilidir Beynin sol yarıküresi vücudun sağ yanını denetler; sol yarıküre insanda çok gelişmiş olan sağ yanını kullanma yete-neğinin merkezi haline gelmiş, zamanla iki yarıküre farklı işlevlerde uzmanlaş-mıştır Vücudun sağ yanını kullanmakla beynin iki yansının ayrılması arasında bağlantı kurulmasının bazı nedenleri vardır Çok yeni bir kurama göre insa-nın sağ yanını kullanması dilden ve be-yin yarıkürelerinin tam olarak ayrılma-sından çok önceki bir gelişmedir Beyin-deki konuşma merkezinin henüz geliş-mediği dönemde insanın tek elini kul-lanması büyük olasılıkla el becerisinin gelişmesini kolaylaştırmış, bu da insan beyninde ancak son 250 bin yılda ta-mamlanan gelişmenin anatomik altyapı-sını oluşturmuştur Sözlü iletişim olanağının işaretle ile-tişimden sonra ve ancak insanın ayakta durmaya başlamasıyla (Homo erectus) ortaya çıktığı kabul edilebilir İşaretle iletişim karanlık, uzaklık ya da iki elin dolu olması durumunda yetersiz kalır (Sesli iletişim memeliler için çok büyük Önem taşır; çünkü sürüden ayrıldığında bağlantı kuramamak ölümle eşanlamlı-dır) Bütün bu açıklamalar ışığında sol ya da sağ elin kullanılması, beyin yarıkürelerinin uzmanlaşması ve dilin gelişme-sinin birbiriyle bağlantılı üç değişken olduğu düşünülebilir Eskiden beri kekemeler arasında so-laklığın yaygınlığı dikkati çeker Son yıllarda solaklık, öğrenme güçlüğü ve bağışıklık sistemi hastalıkları (örneğin romatoit artrit ve ülserli kolit) arasında bağlantılar ortaya çıkarılmıştır Solak-lık erkekler arasında daha yaygınken öbür iki özelliğe kadınlarda daha çok rastlanır Psikolojik araştırmalar kadınlarda ve solaklarda, beyin işlevlerinin farklı bir biçimde düzenlenmiş olduğunu gös-termektedir, bu kişilerde konuşma gibi bazı etkinlikleri denetleyen işlevsel merkezler her iki yarıkürey ey yayılmış-tır Konuşma etkinliği 4-5 yaşlarındaki insanların yüzde 95′inde tümüyle sol yarıküredeki özel merkezlerin yöneti-mindedir (gebeliğin daha 16′ncı hafta-sında dölütün konuşma merkezi sol yanda iyice gelişmiştir) Solaklarda da sol yarıkürenin ağırlığı korunmuştur, ama sağ yarıkürede de normalin üstün-de bir uzmanlaşma görülür Dolayısıyla da konuşma merkezi beynin her iki ya-rıküresine yayılabilir Bu iki yanlılık daha çok sayıda sinir lifinin çalışmasını gerektirmektedir Bununla birlikte beyinde bilgileri işleyen daha çok sayıda sinirsel öğenin bulunması üstün zekâ ya da zihinsel et-kinlik belirtisi olarak kabul edilemez Müzik gibi bazı yetenekler buna bağlanabilirse de anatomi ile bilişsel yeti arasında bir İlişki olduğu henüz kanıt-lanmamıştır Sinir hücrelerinin sayısı doğumdan sonra artmadığına ve hangi elin kulla-nılacağı beynin olgunlaşması sonucun-da ortaya çıktığına göre solaklığın çok daha karmaşık bir nedeni olduğu düşü-nülebilir Solaklığın birincil nedeni olarak ile-ri sürülen genetik etkenler özellikle dik-kat çekicidir Gerçekten de çocuğun so-lak olma olasılığı hem annesi, hem ba-bası solaksa yüzde 40, ya annesi ya ba-bası solaksa yüzde 20-25, ne annesi, ne babası solaksa yaklaşık yüzde 10′dur Ayrıca solaklık erkeklerde ve babası solak olanlardan çok annesi solak olan-lar arasında daha yaygmdır NEDENLER HORMONAL MI, YOKSA GENETİK Mİ? Yukarıda belirtilen birbirine bağlı üç özelliğin (solaklık, öğrenme güçlüğü, bazı bağışıklık sistemi hastalıkları) ka-dınlarda ve erkeklerde farklı sıklıklarda görülmesine dayanarak bazı uzmanlar solaklığın, genetik nedenlerden çok hormonlara bağlı olduğunu öne sür-mekte ve buna testosteronun (erkeklik hormonu) yol açtığım savunmaktadır Bu görüş testosteronun dölütte bey-nin gelişmesini etkilediğinin, örneğin sağ yarıkürede bazı bölgelerin daha çok gelişmesine yol açtığının kanıtlanma-sından sonra ortaya atılmıştır Testoste-ron aym zamanda dölütün gelişmesi sı-rasında bağışıklık sisteminin oluşması açısından önemli rol oynayan timusun fazla gelişmesini de engellemektedir Gebelikte testosteron düzeyindeki farklılıklar dölütün beynini de etkileye-bilir Erkek dölütün beyni artan testos-teronun etkisine daha çok açıktır, çünkü vücudunda testosteron üretilir Kız dö-lütte ise annenin yumurtalıklarında üre-tilen az miktarda testosteron dışında, bu hormon ancak stres gibi olağandışı bir nedenle adrenalin üretiminin artmasıyla fazlalaşır Genetik yatkınlığı olan bazı erkek-lerde testosteron beynin sol yarıküresi-nin daha az gelişmesine yol açabilir Aynı hormonal etkiler timusun geliş-mesinin engellenmesinde de rol oyna-yabilir Bu durumda solaklık, Öğrenme güçlüğü ve romatoit artrit, ülserli kolit ya da alerji gibi bağışıklık sistemi has-talıklarının ortaya çıkma olasılığı artar Ama aynı zamanda beyinde bazı bölge-lerin daha fazla gelişmesi nedeniyle gü-zel sanatlar, mimarlık, atletizm, mate-matik ve mühendislik gibi etkinliklerde daha üstün bir yetenek görülür |
|