Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bakara, meali, suresi, suresinin, türkçe

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

1 Elif, Lam, Mim

2 İşte o Kitap, bunda şüphe yok; korunacaklar için hidayetin ta kendisi

3 Onlar ki, gayba iman edip namazı dürüst kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler hidayetin ta kendisi

4 Ve onlar ki, hem sana indirilene iman ederler, hem senden evvel indirilene Ahirete kesin inancı da bunlar edinirler

5 Bunlar işte Rablerinden bir hidayet üzerindedir ve bunlar işte o murada eren kurtulmuşlar

6 Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlarca aynıdır İman etmezler

7 Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş; gözlerine de bir perde inmiştir Bunların hakkı pek büyük bir azaptır

8 İnsanların içinde kimi de vardır ki: "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler; halbuki iman etmiş değillerdir

9 Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sadece kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar

10 Kalplerinde bir hastalık vardır Allah hastalıklarını artırmıştır ve yalancılık ettikleri için bunlara pek acı bir azap vardır

11 Onlara: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!" denildiği zaman: "Biz ancak düzelticileriz" derler

12 Ha! Doğrusu bunlar ortalığı karıştıranlardır Fakat şuurları olmadığından farkında değillerdir

13 Yine bunlara: "İnsanları inandıkları gibi inanın" dendiği zaman: "Biz de o budalaların inandıkları gibi mi inanalım?" derler Doğrusu budala kendileridir, fakat bilmezler

14 Bir de iman edenlerle karşılaştıklarında: "Biz de inandık" derler Kendi şeytanları ile başbaşa kaldıklarında: "Emin olun biz sizinle beraberiz, biz ancak alay ediyoruz" derler

15 Asıl Allah onlarla alay ediyor ve taşkınlıkları içinde bocalarlarken kendilerini sürükleyip ***ürüyor

16 İşte bunlar öyle kimselerdir ki hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır da ticaretleri kar etmemiştir Kar yolunu tutmuş da değillerdir

17 Bunların durumu, bir ateş yakmak isteyen kimsenin durumuna benzer Ateş, çevresindekileri aydınlatınca Allah, nurlarını gideriverip kendilerini karanlıklar içinde bırakır Artık bunlar görmezler

18 Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Artık bunlar, dönmezler

19 Yahut bunların durumu karanlıklar, gürleme ve şimşekler içinde gökten boşanan bir yağmura tutulmuş kimsenin durumu gibidir Ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkıyorlar Allah kafirleri kuşatmıştır

20 Şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini aydınlatınca ışığında yürüyorlar, karanlıklar üzerlerine çökünce de dikilip kalıyorlar Allah dileseydi işitme ve görmelerini alıverirdi Şüphe yok ki, Allah her şeye gücü yetendir

21 Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Rabbinize kulluk ve ibadet ediniz ki, gerçek korunanlardan olasınız!

22 O, öyle bir lütufkardır ki, sizin için yeri bir döşek, göğü bir bina yaptı ve sizin için gökten bir su indirdi de onunla çeşitli mahsullerden size bir rızık çıkardı Siz de artık bile bile tutup da Allah'a ortaklar koşmayın

23 Eğer kulumuza parça parça indirdiğimiz Kur'an'dan şüphe ediyorsanız, haydi onun gibisinden bir sure meydana getirin ve Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın, eğer iddianızda doğru iseniz

24 Fakat yapamazsınız -ki hiç bir zaman yapamayacaksınız- o halde kafirler için hazırlanın -çırası insanlarla taşlar olan- o ateşten sakının!

25 İman edip iyi amel işleyenleri müjdele! Kendileri için altlarından ırmaklar akan cennetler var Onlara her hangi bir meyveden bir rızık yedirilince onlar, her defasında: "Bu bizim önceden yediğimiz şeydir" diyecekler; oysa ona benzer olarak sunulacaklar Kendileri için orada tertemiz zevceler de var Onlar orada ebedi kalacaklar

26 Allah bir sivrisineği, hatta üstündekini örnek vermekten sıkılmaz İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler Kafirler ise: "Allah böyle bir örnek ile ne demek istemiş?" derler Evet! Allah onunla bir çoğunu da şaşırtır, yine onunla bir çoğunu yola getirir Onunla ancak fasıkları şaşırtır

27 ki Allah'a kesin söz verdikten sonra bozarlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği ilişkileri keser ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte onlar, hep o hüsrana düşenlerdir

28 Allah'a nasıl küfrediyorsunuz ki, ölü iken sizleri diriltti Sonra sizleri yine öldürecek, sonra sizleri yine diriltecek, sonra da döndürülüp O'na ***ürüleceksiniz!

29 O öyle bir yaratıcıdır ki, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonra iradesini göğe yöneltip onları yedi gök olarak düzenledi O, her şeyi pek iyi bilendir

30 Düşün ki, Rabbin meleklere: "Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife tayin edeceğim" dediği vakit, "Biz seni tesbih ve takdis edip dururken orada fesat çıkaracak ve kanlar akıtacak bir yaratık mı yaratacaksın?" dediler "Her halde Ben sizin bilmeyeceğiniz şeyleri bilirim!" buyurdu

31 Ve Adem'e bütün isimleri öğretti Sonra o isimlerin delalet ettiği şeyleri meleklere gösterip: "Haydi davanızda doğru iseniz, Bana şunları isimleriyle haber verin!" buyurdu

32 Melekler: "Seni bütün eksikliklerden tenzih ederiz Ya Rab! Bizim için, senin bize bildirdiğinden başka bilgi mümkün değildir O her şeyi bilen hüküm sahibi sadece Sensin Sen!" dediler

33 "Ey Adem, bunlara onları isimleriyle haber ver!" buyurdu Bu emir üzerine Adem, onlara isimleriyle bunları haber verince buyurdu ki: "Size demedim mi Ben her halde göklerin ve yerin sırrını bilirim! Ve sizin açıkladığınız ve gizlediğiniz şeyleri de biliyorum!"

34 Ve o vakit meleklere: "Adem için secde edin!" dedik, derhal secde ettiler Ancak İblis dayattı, kibrine yediremedi, zaten o kafirlerden idi

35 Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin, ikiniz de orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, haddini aşan zalimlerden olmayasınız"

36 Bunun üzerine şeytan onları oradan kaydırdı, ikisini de bulundukları o bolluk içindeki yerden çıkardı Biz de: "Haydi kiminiz kiminize düşman olarak inin ve yerde bir zamana kadar kalıp nasibinizi alacaksınız" dedik

37 Bu ara Adem Rabbinden bir takım kelimeler belleyip O'na yalvardı O da tevbesini kabul buyurup ona yine baktı Gerçekten tevbeyi çok kabul eden ve çok merhamet eden ancak O'dur!

38 Dedik ki: "Hepiniz oradan inin!" Sonra Benden size ne zaman bir yol gösterici gelir de kim o yol göstericinin izince giderse, onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır

39 Küfre sapanlar ve ayetlerimize yalan diyenler ise, işte bunlar ateşin arkadaşlarıdır, onlar orada ebedi kalacaklardır

40 Ey israiloğulları, size lütfettiğim nimetimi hatırlayın, Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki Ben de size olan ahdimi yerine getireyim ve artık Benden korkun Benden

41 Ve beraberinizdekini tasdik edici olarak indirdiğim Kur'an'a iman edin, O'na inanmayanların ilki siz olmayın, ayetlerimi de bir kaç paraya değiştirmeyin ve Benden sakının artık Benden

42 Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin!

43 Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin!

44 Kitab (Tevrat)'ı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Artık akıllanmayacak mısınız?

45 Bir de sabır ve namazla yardım isteyin gerçi bu ağır gelir; ancak saygılı kimselere değil

46 Onlar ki, kendilerinin gerçekten Rablerine kavuşacaklarına ve ancak O'na döneceklerine inanırlar

47 Ey İsrailoğulları, size ihsan ettiğim nimetimi ve vaktiyle sizi diğer varlıklara üstün yaptığımı hatırlayın

48 Ve kimsenin kimseden bir şey ödeyemeyeceği, kimseden şefaatin kabul olunmayacağı, kimseden fidyenin alınmayacağı ve kimsenin kurtarılamayacağı bir günden sakının!

49 Hem hatırlayın ki, bir zaman sizi Firavun'un ailesinden kurtardık Size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor ve kızlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı

50 Ve bir vakit sizin için denizi yardık, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını boğuverdik, sizler de bakıp duruyordunuz

51 Ve bir vakit Musa'ya kırk gece (Tur'da kalmak ve sonra kendisine Tevrat verilmek üzere) sözleştik Sonra siz, onun arkasından kendinize zulmederek buzağıya taptınız

52 Sonra bunun arkasından da sizi bağışladık, artık şükretmeniz gerekiyordu

53 Ve bir vakit Musa'ya o Kitab'ı ve Furkan'ı verdik, gerekirdi ki, doğru yolda gidesiniz

54 Ve bir vakit Musa, kavmine dedi ki: "Ey kavmim, cidden siz o buzağıya tapmakla kendinize zulmettiniz Gelin yaratanınıza dönün, tevbe edin de nefislerinizi öldürün Böyle yapmanız yaratanınız yanında sizin için hayırlıdır" Böylece tevbenizi kabul buyurdu Gerçekten O, tevbeleri çok kabul eden, devamlı merhamet edendir

55 Ve bir vakit: "Ey Musa, biz Allah'ı açıkça görmedikçe, senin sözüne kesinlikle inanmayacağız" dediniz Bunun üzerine sizi o yıldırım yakalayıverdi; siz de bakakalmıştınız

56 Sonra şükredesiniz diye sizi ölümünüzden sonra yine dirilttik

57 Ve üstünüze o bulutu gölgelik yaptık ve size verdiğimiz güzel rızıklardan yiyin diye üzerinize hem kudret helvası, hem de bıldırcın indirdik Bize zulmetmediler, belki kendilerine ediyorlardı

58 Ve bir vakit: "Şu şehre girin de nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve secde ederek kapıdan girin "günahlarımızı bağışla" deyin ki, size günahlarınızı mağfiret ediverelim, iyilik edenlere ise (nimetlerimizi) daha artıracağız" dedik

59 Derken o zulmedenler sözü değiştirdiler, kendilerine söylendiğinden başka bir şekle koydular Biz de o zalimlere kötülük yaptıkları için gökten pis bir azap indirdik

60 Ve bir vakit Musa, kavmi için su dilediğinde bulunmuştu, Biz de: "Asan ile taşa vur!" demiştik Bunun üzerine ondan oniki pınar fışkırdı Her kısım insanlar kendi su alacağı kaynağı bildi Allah'ın rızkından yiyin, için de bozgunculuk yaparak yeryüzünü fesada vermeyin!



Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



61 Ve bir vakit: "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, artık bizim için rabbine dua et, bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın" dediniz (O da): "O üstün olanı daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya inin, o vakit size istediğiniz olacaktır" dedi Üzerlerine de zillet ve meskenet damgası basıldı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız olarak peygamberleri öldürüyorlardı Evet öyle oldu, çünkü isyana daldılar ve aşırı gidiyorlardı

62 Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve Sabiiler; bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve iyi bir amel işlerse, elbette bunların Rableri yanında mükafatları vardır Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır

63 Bir vakit de sizden söz almıştık ve Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki: "Verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve içindekilerden gafil olmayın ki, günahtan sakınmış olasınız"

64 Sonra onun arkasından yine yüz çevirdiniz Eğer üzerinizde Allah'ın lütuf ve rahmeti olmasaydı her halde zarara uğrayanlardan olurdunuz

65 İçinizden cumartesi istirahat günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz Biz onlara: "Sefil maymunlar olun!" dedik

66 Ve bu cezayı önündekilere ve sonrakilere bir ibret dersi ve korunacaklara da bir öğüt ve nasihat yaptık

67 Bir vakit de Musa, kavmine demişti ki: "Allah size bir sığır boğazlamanızı emrediyor" Onlar da: "Ay! Bizimle eğlenip alay mı ediyorsun?" dediler O da: "O gibi cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" dedi

68 Onlar: "Bizim için Rabbine dua et onun ne olduğunu bize açıklasın" dediler O da: "Rabbim şöyle buyuruyor: "Bir sığır ki ne yaşlı, ne de genç, ikisi ortası bir dinç Haydi emrolunduğunuz işi yapın!" dedi

69 Onlar: "Bizim için Rabbine dua et rengini bize açıklasın" dediler O da: "Rabbim şöyle buyuruyor: Rengi bakanlara sürur veren sapsarı bir sığır" dedi

70 Onlar: "Bizim için Rabbine dua et, onu bize iyice açıklasın; çünkü o sığır bize karışık geldi Bununla beraber Allah dilerse elbette onu buluruz" dediler

71 O da: "Rabbim şöyle buyuruyor: O, ne koşulup toprağı süren, ne de ekin sulayan, salma gezen ve hiç alacası olmayan bir sığırdır" dedi Onlar da: "İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun" dediler Bunun üzerine o sığırı (bulup) boğazladılar Neredeyse yapmayacaklardı

72 Ve o vakit birini öldürmüştünüz de, katili hakkında birbirinizle atışmış, üstünüzden atmıştınız Halbuki Allah gizlemiş olduğunuzu açığa çıkaracaktı

73 Onun için dedik ki: "O sığırın bir parçasıyla öldürülen kişiye vurun" İşte böyle, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir, taki aklınızı başınıza alasınız

74 Sonra bunun arkasından kalpleriniz katılaştı Şimdi onlar taşlar gibi, hatta daha duygusuz; çünkü taşların öylesi var ki içinden nehirler kaynıyor, öylesi var ki çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor ve öylesi de var ki Allah korkusundan yerlerde yuvarlanıyor Sizlerin neler yaptığından Allah gafil değildir

75 Şimdi bunların size iman edeceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir zümre vardır ki, Allah'ın kelamını dinlerlerdi de akılları aldıktan sonra onu bile bile tahrif ederlerdi

76 İman edenlere rasladıklarında: "İnandık" derler Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında da: "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı hakikatı onlara söylüyorsunuz? Aklınız yok mu be!" derler

77 Peki bilmezler mi ki, onlar neyi sır olarak saklar ve neyi açıkça ilan ederlerse Allah hepsini bilir?

78 Bunların bir de okuyup yazma bilmeyen kısmı vardır ki, kitabı, kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını hayaller kurar ve sadece zan ardında dolaşırlar

79 Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için: "Bu Allah tarafındandır" derler Artık vay o ellerinin yazdıkları yüzünden onlara! Vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!

80 Bir de dediler ki: "Bize sayılı bir kaç günden başka asla ateş dokunmaz" Siz de: "Allah'tan bir teminat mı aldınız? Böyle ise Allah kesinlikle sözünden caymaz, yoksa Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

81 Evet kim bir kötülük yapmış da günahı kendisini her taraftan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehli ve orada süresiz kalacaklardır

82 İman edip iyi ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehli ve orada süresiz kalacaklardır

83 Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya, yakınlığı olanlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin" Sonra pek azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hala da dönüyorsunuz!

84 Yine bir vakit kesin sözünüzü almıştık: "Birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız" Sonra siz bunu ikrar da ettiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz

85 Sonra sizler yine şöyle kimselersiniz ki kendi kendinizi öldürüyorsunuz ve içinizden bir zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz, aleyhlerinde günah ve düşmanlıkla birleşip yardımlaşıyorsunuz Şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkışıyorsunuz Oysa çıkarılmaları size haram kılınmıştı Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Şu halde içinizde böyle yapanlar sonuçta dünya hayatında rüsvaylıktan başka ne kazanırlar? Kıyamet günü de en şiddetli azaba kakılırlar Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir

86 Bunlar, ahireti dünya hayatına satmış kimselerdir Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yardım da yapılmaz

87 Andolsun ki, Musa'ya o kitabı verdik, arkasından bir takım peygamberler de gönderdik Hele Meryem oğlu İsa'ya deliller verdik ve O'nu Cebrail ile de destekledik Demek ki, size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle bir peygamber geldikçe her defasında kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için kimine yalan diyecek, kimini de öldürecek misiniz?

88 "Bizim kalplerimiz kılıflıdır" dediler Öyle değil! Allah onları kafirlikleri sebebiyle lanetledi; onun için çok az imana gelirler

89 Yanlarındakini (Tevrat'ı) tasdik etmek üzere onlara Allah tarafından bir kitap (Kur'an) gelince; önceden inkar edenlere karşı yardım isteyip dururlarken o tanıdıkları kendilerine gelince tuttular onu inkar ettiler Artık Allah'ın laneti kafirlerin boynuna olsun!

90 Ne kadar çirkindir o (karşılığında) kendilerini sattıkları şey ki; Allah'ın kullarından dilediğine kendi lütfundan vahiy indirmesini çekemeyerek, Allah ne indirdiyse hepsini inkar ettiler Bu yüzden de gazap üstüne gazaba uğradılar Ve o kafirler için aşağılayan bir azap vardır

91 Onlara: "Allah ne indirdiyse iman edin!" denildiği zaman: "Biz kendimize indirilene iman ederiz" derler de ötekini inkar ederler Oysa yanlarındakini (Tevrat'ı) doğrulayacak odur De ki: "Madem inanıyordunuz ne diye Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?"

92 Andolsun ki, Musa size apaçık delillerle gelmişti de arkasından tuttunuz danaya taptınız Siz işte o zalimlersiniz

93 Bir vakit: "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin" diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık "Duyduk, isyan ettik" dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi De ki: "Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!

94 De ki: "Allah yanında ahiret evi (Cennet) başkalarının değil de sadece sizin ise, eğer bu davanızda da doğru iseniz haydi ölümü canınıza minnet bilin!"

95 Fakat ellerinden çıkan işleri yüzünden onu hiç bir zaman temenni edemezler Allah o zalimleri bilir

96 Onları, insanların hayata en düşkünü hatta müşriklerden bile daha düşkünü bulacaksınız Onlardan her biri, bin sene yaşamayı arzu eder Halbuki, ömürlü olmak kendisini azaptan uzaklaştıracak değildir Allah, onların neler yaptıklarını görüyor

97 Söyle: "Her kim Cebrail'e düşman ise kendisinden öncekileri doğrulayan ve müminlere bir hidayet ve müjde olan Kur'an'ı senin kalbine Allah'ın izniyle o indirdi

98 Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, Peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düşman olursa, bilsin ki, Allah kafirlerin düşmanıdır

99 Andolsun ki, sana çok açık ayetler; Parlak mucizeler indirdik Öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkar etmez

100 O fasıklar, hem bunları tanımayacaklar, hem de ne zaman bir antlaşma yapsalar her defasında mutlaka içlerinden bir zümre onu bozup atıverecek öyle mi? Hatta az bir zümre değil, onların çoğu antlaşma tanımaz imansızlardır

101 Onlara Allah tarafından yanlarındaki kitabı doğrulayıcı bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabını arkalarına attılar

102 Tuttular Süleyman'ın mülküne dair şeytanlarınuydurup izledikleri şeylerin ardına düştüler Oysa, Süleyman kafir olmadı, ama o şeytanlar kafir oldular; İnsanlara büyücülük ve Babil'de Harut, Marut adında iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı Halbuki o ikisi: "Biz ancak bir imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!" demedikçe bir kimseye büyü öğretmezlerdi İşte bunlardan karı-koca arasını ayıran şeyler öğreniyorlardı Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar veremezlerdi Kendilerine zarar verecek ve faydası olmayacak bir şey öğreniyorlardı Andolsun ki, onu her kim satın alırsa, onun ahirette bir nasibi olmadığını da çok iyi biliyorlardı Keşke kendilerini ne kötü şey karşılığında sattıklarını bilselerdi!

103 Evet! İman edip de (büyü gibi günahlardan) sakınmış olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek bir mükafat çok hayırlı olacaktı; bunu bir bilselerdi!

104 Ey iman edenler, "Raina =bizi gözet" demeyin, "Unzurna =bize bak" deyin ve duyun ki, kafirler için pek elem veren bir azap vardır

105 Ne kitap ehlinden, ne de müşriklerden olan kafirler size Rabbinizden bir hayır indirilmesini ister Allah ise rahmetini dilediğine bahşeder ve Allah çok büyük lütuf sahibidir

106 Biz bir ayetten her neyi yürürlükten kaldırır veya unutturursak, daha hayırlısını yahut benzerini getiririz Allah'ın her şeye gücü yettiğini bilmez misin?

107 Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü tamamen Allah'a aittir Size de Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır!

108 Yoksa siz peygamberinizi, bundan önce Musa'ya sorulduğu gibi sorguya çekmek mi istiyorsunuz? Oysa her kim imanı inkarla değiştirirse artık düz yolun ortasında sapıtmış olur

109 Kitap ehlinden bir çoğu arzu etmektedir ki, hak kendilerine gün gibi aşikar olduktan sonra sırf nefsaniyetlerinden ve kıskançlıktan ötürü, sizi iman ettikten sonra çevirip kafir etsinler Şimdilik siz, Allah emrini verinceye kadar af ve hoşgörüyle davranın Şüphesiz ki, Allah her şeye gücü yetendir

110 Namazı doğru kılın, zekatı verin, kendiniz için her ne hayır yapıp gönderirseniz, Allah yanında onu bulursunuz Her zaman Allah bütün yaptıklarınızı görüyor!

111 Bir de "yahudiler veya hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek" Dediler Bu onların kendi kuruntularıdır De ki: "Eğer doğru iseniz, haydi kesin delilinizi getirin!"

112 Hayır! Kim samimi olarak yüzünü Allah'a tertemiz teslim ederse, işte onun Rabbi katında mükafatı vardır Onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır

113 Yahudiler: "hıristiyanların dayandığı bir şey yoktur" Derken, hıristiyanlar da: "yahudilerin dayandığı bir şey yoktur" dediler Oysa hepsi de Kitabı okuyorlar Bilmeyenler de tıpkı onların dedikleri gibi diyorlar Bu yüzden Allah ihtilaf ettikleri bu hususta kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir

114 Allah'ın mescitlerinde, Allah'ın isminin anılmasını engelleyen ve onların harap olmasına çalışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Bunların oralara korka korka girmekten başka çareleri yoktur Bunlara dünyada zillet, ahirette de büyük bir azap vardır

115 Bununla beraber, doğu da Allah'ın batı da! Nerede yönelseniz, orada Allah'a durulacak yön vardır! Şüphe yok ki Allah'ın rahmeti geniştir ve O, her şeyi bilendir

116 Hem o zalimler: "Allah oğul edindi" dediler; Haşa O, bu gibi şeylerden münezzehtir Doğrusu göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nun emrine boyun eğmektedir

117 O, göklerin ve yerin örneksiz yaratıcısıdır Bir işi yapmayı isteyince ona yalnız "ol!" der, o da oluverir

118 İlmi olmayanlar da: "Ne olur Allah bizimle konuşsa, yahut bize bir mucize gelse!" dediler Bunlardan öncekiler de tıpkı bunların dedikleri gibi demişlerdi Kalpleri birbirine benzedi Cidden gerçekleri bilmek isteyen bir ümmet için Biz mucizeleri açık bir şekilde gösterdik

119 Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik Sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin

120 Sen onların milletlerine tabi olmadıkça yahudiler de hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar De ki: "Her halde yol Allah yoludur" Şanım hakkı için sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, faraza onların arzularına uyacak olsan, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı bulunur

121 Kendilerine kitap verdiğimiz liyakatlı kimseler onu, tilavetinin hakkını vererek okurlar İşte onlar ona iman ederler Kim de onu inkar ederse hüsrana uğrayanlar işte onlardır

122 Ey İsrailoğulları, sizlere ihsan ettiğim nimetimi ve sizi bir zamanlar alemlere üstün kılmış olduğumu hatırlayın

123 Ve öyle bir günden korkun ki, kimse başka birinin yerine bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, ona şefaat fayda vermez ve hiç bir taraftan yardım da görmezler

124 Şunu da hatırlayın ki, bir vakit Rabbi, İbrahim'i bir takım kelimelerle imtihan etti O, onları tamamlayınca Rabbi: "Ben seni bütün insanlara önder yapacağım" buyurdu İbrahim: "Rabbim zürriyetimden de yap" dedi Rabbi ise: "Zalimler Benim ahdime nail olamaz" buyurdu

125 Ve o vakit Kabe'yi insanlar için dönüp varılacak sevap kazanma ve güvenilir bir yer kıldık Siz de İbrahim'in makamından kendinize bir namazgah edinin! Ve İbrahim ile İsmail'e şöyle emir verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rüku ve secdeye varanlar için tertemiz bulundurun"

126 Ve o vakit İbrahim: "Ya Rab, burasını güvenilir bir yer kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!" dedi Allah da: "İnkar edenleri de rızıklandırır, kısa bir zaman için hayattan nasip aldırırım Sonra onları cehennem azabına girmek zorunda bırakırım ki, o ne yaman bir inkılaptır!" buyurdu

127 Ve o zaman ki, İbrahim Beyt'in temellerini yükseltiyordu İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: "Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur Çünkü daima işiten, daima bilen Sensin ancak Sen!

128 Ey Rabbimiz, bizi yalnız senin için boyun eğen müslüman kıl! Soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet vücuda getir! Bizlere yapacağımız ibadetleri göster ve tevbe ettikçe üzerimize rahmetinle bak! Tevbeleri çok kabul eden, çok merhamet eden Sensin ancak Sen!

129 Ey Rabbimiz! Onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, üzerlerine ayetlerini okusun, kendilerine Kitab'ı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapsın! Çünkü güç ve kuvvet sahibi, tam hikmet sahibi Sensin ancak Sen!"

130 İbrahim'in milletinden, kendine kıyandan başka kim yüz çevirir? Gerçek şu ki, Biz onu dünyada seçkin birisi yaptık, ahirette de hiç şüphe yok ki o iyiler arasındadır

131 Rabbi ona: "Bana teslim ol!" emrini verince, o da: "Alemlerin Rabbine teslim oldum" dedi

132 Bu dini İbrahim kendi oğullarına vasiyet ettiği gibi Yakup da vasiyet etti ve: "Oğullarım, Allah sizin için o dini seçti, başka dinlerden sakının yalnız müslüman olarak can verin! dedi

133 Yoksa ölüm Yakub'a geldiği vakit siz de orada mıydınız O oğullarına: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği vakit onlar: "Senin Allah'ına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan İlah'a ibadet ederiz, biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız" dediler

134 Onlar bir ümmetti gelip geçti Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız; siz onların yaptıklarından sorulacak değilsiniz

135 Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız" dediler De ki: "Hayır, biz bir tek Allah'a inanan İbrahim'in dinindeyiz ki, o hiç bir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı"


Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



136 Ve deyin ki: "Biz Allah'a iman ettiğimiz gibi, bize ne indirildiyse; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına ne indirildiyse; Musa'ya, İsa'ya ne verildiyse ve bütün peygamberlere Rableri tarafından ne verildiyse hepsine iman ettik O'nun elçilerinden hiçbirini ayırt etmeyiz Ve biz, ancak O'nun için boyun eğen müslümanlarız

137 Eğer onlar da böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu buldular Yok, yüz çevirirlerse, onlar sadece bir ihtilaf ve çekişme içindedirler Allah da senden yana onlarınhaklarından geliverecektir O, herşeyi işiten ve bilendir

138 Sen Allah'ın boyasına bak! (Vaftiz de ne ki!) Kim Allah'tan daha güzel boya vurabilir? İşte biz O'na ibadet edenleriz!

139 De ki: "Siz Allah hakkında bizimle mücadele mi edeceksiniz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size Ancak biz O'na samimiyetle bağlılarız"

140 Yoksa siz: "İbrahim de İsmail de İshak da Yakup da torunları da hep yahudi veya hıristiyan idiler" mi diyorsunuz? De ki: "sizler mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı? Allah'ın şahitlik ettiği bir gerçeği bilerek gizleyenlerden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir

141 Onlar bir ümmetti gelip geçtiler Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız ve siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz

142 İnsanlardan beyinsiz takımı: "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyeceklerdir De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır O, dilediği kimseyi doğru bir caddeye çıkarır

143 İşte böyle sizi, bütün insanlar üzerine adalet örneği, hak şahitleri olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun diye, doğru bir caddeye çıkarıp ortada yürüyen bir toplum yaptık Sana önceden durduğun Ka'be'yi kıble yapmamız da yalnız peygamberlerin izinde gidecekleri iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayırt etmemiz içindir Elbette o, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerden başkasına mutlaka ağır gelecekti Allah imanınızı zayi edecek değildir Allah insanlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir

144 Gerçekten yüzünün gök yüzünde aranıp durduğunu görüyoruz Artık gönlünü ferah tut, seni hoşnut olacağın bir kıbleye yönelteceğiz Haydi yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir! Siz de ey insanlar, nerede bulunursanız, yüzünüzü o yana doğru çeviriniz Kendilerine kitap verilmiş olanlar da şüphesiz onun, Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu kesinlikle bilirler Allah, onların yaptıklarından ve yapacaklarından habersiz değildir

145 Andolsun ki, sen, o kitap verilmiş olanlara her türlü delili de getirsen yine senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymazsın Bir kısmı diğer bir kısmının kıblesine de uymuyor Andolsun ki sana gelen bunca ilmin arkasından tutup onların arzularına uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka haksızlık yapanlardan olursun

146 Kendilerine kitap verdiğimiz toplumların alimleri, peygamberi, oğullarını tanır gibi tanırlar Böyle iken içlerinden bir takımı, gerçeği bile bile gizlerler

147 O gerçek Rabbindendir Artık sakın şüpheye düşenlerden olma!

148 Her birinin bir yöneti vardır, o ona yönelir Haydi hep hayırlara koşun, yarışın! Her nerede olsanız Allah sizi toplar, bir araya getirir Şüphesiz ki, Allah herşeye gücü yetendir

149 Her nereden yola çıkarsan hemen yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir Şüphesiz bu Rabbinden gelen bir gerçektir Allah, yaptıklarınızdan habersiz de değildir

150 Her nereden yola çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir ve her nerede olursanız yüzünüzü ona doğru çevirin ki insanlar için aleyhinizde bir delil olmasın Ancak içlerinden haksızlık edenler başka Siz de onlardan korkmayın, Benden korkun ki hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım hem de bu sayede doğru yola eresiniz

151 Nitekim içinizde size ayetlerimizi okuyan, sizi tertemiz yapan, size kitap ve hikmet öğreten ve size bilmediğiniz şeyleri öğreten, sizden bir elçi gönderdik

152 O halde anın Beni, anayım sizi; Bana şükredin, nankörlük etmeyin!

153 Ey iman edenler, sabır ve namazla yardım isteyin! Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir

154 Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, hayır diridirler, fakat siz sezmezsiniz

155 Çaresiz sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve ürünlerden eksiklik ile imtihan edeceğiz Müjdele o sabırlılara

156 ki başlarına bir bela geldiğinde: "Biz Allah'a aitiz ve sonunda O'na döneceğiz" derler

157 İşte onlar! Onlara Rablerinden mağfiretler ve rahmet vardır ve işte onlar, doğru yola erenlerdir

158 Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın sembollerindendir Onun için her kim Hac veya Umre niyetiyle Ka'be'yi ziyaret ederse, tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah, mükafatını veren ve her şeyi bilendir

159 İndirdiğimiz apaçık ayetleri ve doğruyu, Biz onları insanlar için kitapta iyice açıkladıktan sonra, gizleyenlere Allah da bütün lanet edebilenler de lanet eder

160 Ancak tevbe edip kendilerini düzelterek gerçeği söyleyenler başka Ben, onları bağışlarım Ben, çok çok tevbe kabul ederim ve çok bağışlarım




Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



161 Ancak, ayetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölmüş olanlar işte, Allah'ın laneti, meleklerin laneti, insanların laneti hep onların üstüne olsun

162 Onlar, sonsuza kadar o lanetin altında kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır

163 Her halde hepinizin tanrısı bir Tanrıdır, O'ndan başka hiç bir tanrı yoktur O, esirgeyen ve bağışlayandır

164 Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akan gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip onunla toprağı ölmüşken diriltmesinde, üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gökle yer arasında boyun eğmiş bulutta akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır

165 İnsanlardan kimi de Allah'tan beride O'na karşı bir takım denkler ediniyorlar ve onları Allah'ı sever gibi seviyorlar İman edenler ise Allah için sevgice daha kuvvetlidirler Haksızlık edenler azabı, görecekleri vakit bütün kuvvetin gerçekten Allah'ın olduğunu ve Allah'ın gerçekten çok çetin azabı olduğunu görseler

166 O vakit uyulanlar, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçmışlar, aralarındaki bütün bağlar didik didik kopmuştur

167 Uyanlar da şöyle demektedir: "Ah bizim için dünyaya bir dönüş olsaydı da onlar bizden kaçtıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! İşte böyle Allah, onlara bütün yaptıklarını üzerlerine çökmüş, pişmanlıklar halinde gösterecektir Onlar, ateşten çıkacak değillerdir

168 Ey insanlar, bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal ve temiz olmak şartıyla yiyin; fakat şeytanın adımlarına uymayın! Çünkü o sizin açık bir düşmanınızdır

169 O size hep çirkin ve murdar işleri emreder ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi ister

170 Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun" denildiğinde, "Hayır, atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız" dediler Ya ataları birşeye akıl erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler?

171 O kafirlerin durumu, sadece bir çağırma ve bağırmadan başkasını duymaz bir kulakla haykıranın durumuna benzer Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler

172 Ey iman edenler, size kısmet ettiğimiz rızıkların hoşlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnızca O'na tapıyorsanız!

173 O, size, yalnız hayvan ölüsü, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesileni yasakladı Ancak, kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zorunlu olan miktarı geçmemek şartıyla ona da günah yükletilmez Çünkü Allah, çok bağışlayan ve merhamet edendir

174 Allah'ın indirdiği kitaptan birşeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar muhakkak ki, karınlarına ateşten başka bir şey yemezler ve kıyamet günü Allah onlarla ne konuşur, ne de onları temize çıkarır; onlara sadece pek elem veren bir azap vardır

175 İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, bağışlamayı bırakıp azabı satın alan kiselerdir Bunlar ateşe ne kadar da dayanıklı şeyler!

176 Zira bu azabın sebebi Allah'ın kitabı gerçekle indirmiş olmasındandır Kitapta ayrılığa düşenler ise şüphesiz, haktan uzak bir ayrılık içindedirler

177 Erginlik, yüzlerinizi bir doğu bir batı tarafına çevirmeniz değildir Ancak eren Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edip yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal veren, hem namazı kılan, hem zekatı veren, sözleştikleri vakit sözlerini yerine getiren, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve savaşın kızıştığı anda sabır gösterenlerdir İşte bunlardır doğru olanlar ve bunlardır Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlar

178 Ey iman edenler, öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazıldı Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi Bununla birlikte her kim kardeşi tarafından kısmen bağışlanırsa, o vakit görev, birinin geleneğe uyması birinin de ona borcunu güzellikle ödemesidir Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmetttir Her kim, bunun ardından yine tecavüz ederse, artık ona pek elem veren bir azap vardır

179 Sizin için kısasta bir hayat vardır, ey temiz aklı, temiz özü olanlar! Belki korunursunuz

180 Birinize ölüm geldiği vakit, bir mal bırakacaksa, babası, annesi ve en yakın akrabası için meşru bir biçimde vasiyette bulunması, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerine yapılması gerekli bir hak olaral üzerinize yazıldı

181 Şimdi her kim bunu duyduktan sonra değiştirirse, her halde vebali yalnızca o değiştirenlerin boynunadır Şüphe yok ki, işitir, bilir

182 Her kim de vasiyet edenin bir yanlışlık yapmasından veya bir günaha girmesinden endişe eder de iki tarafın arasını düzeltirse ona günah yoktur Şüphesiz, Allah çok bağışlayıcı çok merhametlidir

183 Ey iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de korunasınız diye farz kılındı

184 Sayılı günler İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerden sayısınca tutar Ona dayanıp kalanlar (dayanamayanlar) üzerine de bir yoksulu doyuracak fidye vermek gerekir Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa hakkında daha hayırlıdır Yine de oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz

185 O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor Umulur ki, şükredesiniz!




Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



186 Şayet kullarım Beni senden sorarlarsa gerçekten Ben çok yakınım Bana dua edince duacının duasını kabul ederim; O halde onlar da Benim davetime koşsunlar ve Bana layıkiyle iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler

187 Oruç günlerinin gecesi kadınlarınızla ilişkide bulunmanız size helal edildi Onlar sizin için bir giysi, siz de onlar için bir giysi durumundasınız Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı Şimdi onlarla ilişkide bulunun, Allah'ın sizler için yazdığını isteyin ve fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yiyin, için, sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun Bununla birlikte siz, mescitlerde itikaf halinde iken onlarla ilişkide bulunmayın Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; sakın onlara yaklaşmayın! Allah böylece, sakınıp korunsunlar diye insanlara ayetlerini iyice açıklıyor

188 Bir de aranızda mallarınızı haksız sebeplerle yemeyin, insanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için o malları hakimlere sarkıtmayın (dava konusu yapmayın)

189 Onlar sana hilalleri soruyorlar De ki: "Onlar, insanlar için ve hac için vakit ölçüleridir Erginlik, evlere arkalarından gelmenizle değildir, gerçek eren, korunanlardır Evlere kapılarından gelin ve Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz

190 Size savaş açanlarla siz de Allah yolunda çarpışın; fakat haksız taarruz etmeyin Çünkü Allah, haksız taarruz edenleri sevmez





Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



191 Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın O fitne, adam öldürmekten daha kötüdür Yalnız Mescid-i Haram'ın yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün Kafirlerin cezası böyledir

192 Artık Allah'a ortak koşmaktan vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah pek bağışlayan ve pek merhamet edendir

193 Bir fitne kalmayıp din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın Eğer vazgeçerlerse, artık düşmanlık ancak zalimlere karşıdır

194 Haram ay, haram aya ve bütün haramlar birbirine karşılıktır O halde kim size saldırı bulunursa siz de ona yaptığı saldırının misli ile saldırın ve ileri gitmekten Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, takva sahibi olanlarla beraberdir

195 Allah yolunda malınızı verin de ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin, çünkü Allah, güzel davrananları sever

196 Haccı ve umreyi de Allah için tamam yapın Eğer kısıtlanırsanız o vakit kolayınıza gelen kurbanı gönderin Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin İçinizden hasta olana veya başında bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç, sadaka veya kurbandan ibaret bir fidye gerekir Kısıtlılıktan kurtulduğunuzda her kim hacca kadar umre ile sevap kazanmak isterse ona da kurbanın kolay geleni gerekir Bunu bulamayana ise üç gün hacda yedi gün de döndükten sonra, toplam on gün oruç tutmak gerekir Bu hüküm Mescid-i Haram'da ikamet etmeyenler içindir Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın cezası gerçekten çok çetindir

197 Hac vakti, bilinen aylardır Kim bu aylarda hacca başlarsa, artık hac sırasında ne kadına yaklaşma, ne günah işleme, ne de kavga vardır Hayra dair ne işlerseniz Allah onu bilir Azık hazırlayın ve bana her türlü fenalıktan korunarak gelin Çünkü en hayırlı azık takvadır, ey beyni olanlar!

198 Hac mevsiminde Rabbinizden rızık isteyerek ticaret yapmanız size günah değildir Arafattan sel gibi taşarak döndüğünüzde Meş'ari'l-Haram yanında, Allah'ı zikredin O'nu, size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin Doğrusu siz, bundan önce gerçekten yolunu şaşırmışlardan idiniz

199 Sonra insanların akın ettiği yerden siz de dönün ve Allah'ın bağışlamasını isteyin Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir

200 Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, bir zamanlar atalarınızı andığınız gibi hatta daha coşkulu bir anışla Allah'ı anın Çünkü insanların bir takımı: "Rabbimiz, bize dünyada ver!" der Ona ahirette bir kısmet yoktur

201 Kimisi de: "Rabbimiz, bize dünyada bir güzellik, ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" der

202 İşte bunlara kazandıklarından bir nasip vardır Allah'ın hesabı çok çabuktur

203 Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız

204 İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözü seni imrendirir ve o, kalbindekine Allah'ı şahit tutar Oysa o, İslam düşmanlarının en azılısıdır

205 İş başına geçtiğinde yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için didinir Allah da bozgunculuğu sevmez


Alıntı Yaparak Cevapla

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali

Eski 08-05-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakara Suresinin Meali - Bakara Suresi Türkçe Meali



206 Ona: "Allah'tan kork!" denildiği zaman da gururu kendisini daha çok günaha iter Cehennem de onun hakkından gelir O, gerçekten ne kötü yataktır

207 Yine insanlar arasında kimi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendisini feda eder Allah ise kullarına çok şefkatlidir

208 Ey iman edenler, topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın; çünkü o, sizin aranızı açan belli bir düşmandır

209 Sizlere bunca açık deliller geldikten sonra yine kayarsanız iyi biliniz ki, Allah çok onurlu bir hikmet sahibidir

210 Onlar, sadece Allah'ın buluttan gölgelikler içinde meleklerle birlikte gelmesini ve kendi işlerinin bitirilmesini gözetliyorlar Oysa bütün işler Allah'a ***ürülür

211 İsrail oğullarına, onlara ne kadar açık bir mucize verdiğimizi sor! Fakat her kim, Allah'ın nimetini kendisine geldikten sonra değiştirirse şüphesiz Allah'ın cezası pek çetindir

212 İnkarcılara dünya hayatı bezendi de iman edenlerle eğleniyorlar Oysa korunan o müminler, kıyamet günü onların üstündedirler Allah, dilediğine hesapsız nimetler verir

213 İnsanlar tek bir ümmet idi Ayrılmaları üzerine Allah, nimetinin müjdecileri ve azabın habercileri olarak peygamberleri gönderdi ve onlarla birlikte insanlar arasındaki anlaşmazlıklarda hakem olması için hak ile kitap indirdi Bunda da yalnızca kendilerine kitap verilenler, kendilerine bunca apaçık ayetler geldikten sonra tutup aralarındaki ihtiras yüzünden anlaşmazlığa düştüler Bunun üzerine Allah kendi izniyle inananları anlaşmazlığa düştükleri hakka doğrudan ulaştırdı Allah dilediğini doğru yola çıkarır

214 Yoksa siz, sizden önce geçenlerin örnek olmuş durumları hiç başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onların başına öyle ezici sıkıntılar, kımıldatmaz zaruretler geldi ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve beraberindeki iman edenler: "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyeceklerdi Bak işte, Allah'ın yardımı yakındır

215 Sana Allah yolunda mallarını neye harcayacaklarını sorarlar De ki: "Vereceğiniz nafaka, ana, baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah onu muhakkak bilir

216 Savaş, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı Gerçi o size hoş gelmez, fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır Olur ki, siz birşeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır Allah bilir, siz bilmezsiniz

217 Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar De ki: "Onda savaş, büyük bir günahtır Allah yolundan engellemek, O'nu inkar etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır Fitne ise, adam öldürmekten daha büyük bir kötülüktür Onlar güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşı sürdürürler, sizden her kim de dininden döner ve kafir olarak ölürse, bunların yaptığı bütün iyi işler dünya ve ahirette boşa gitmiştir ve artık onlar cehennemliktirler, hep orada sonsuza kadar kalacaklardır

218 Şüphesiz inananlar ve Allah yolunda hicret edip savaşanlar; kesinlikle bunlar, Allah'ın rahmetini umarlar Allah, gerçekten bağışlayıcı ve merhamet sahibidir

219 Sana şarap ve kumardan soruyorlar De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah ve insanlara bazı yararlar vardır Ancak günahları yararlarından daha büyüktür" Yine sana neyi başkalarına vereceklerini soruyorlar De ki: "Sizi sıkmayanını" Allah, düşünesiniz diye, ayetlerini size böylece açıklıyor

220 O ayetler, dünya ve ahiret hakkındadır Bir de sana öksüzlerden soruyorlar De ki: "Onların işlerini düzene koymak, karışmamaktan daha hayırlıdır Kendilerine karışırsanız kardeşlerinizdirler Allah, yararlı iş yapanı bozguncudan ayırır Eğer Allah dileseydi sizi kesinkes sarpa sarardı Şüphesiz ki, Allah çok güçlü ve hikmet sahibidir

221 Allah'a ortak koşan kadınlarla, iman etmedikçe evlenmeyin! Allah'a ortak koşan bir kadın sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş bir cariye her halde ondan daha hayırlıdır İnanan kadınları, Allah'a ortak koşan erkeklerle, iman etmedikçe evlendirmeyin Allah'a ortak koşan erkek size hoş görünse bile bir köle, ondan daha hayırlıdır Onlar, sizi ateşe davet ederler; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor; insanlara, hatırda tutmaları için ayetlerini iyice açıklıyor

222 Sana kadınların aybaşı adetlerinden soruyorlar De ki: "O, bir eziyettir Onun için adet günlerinde kadınlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlarla cinsel ilişkide bulunmayın İyice temizlendikleri vakit, Allah'ın emrettiği yerden onlara varın Allah, çok tevbe edenleri de sever çok temizlenenleri de sever

223 Kadınlarınız, sizin için bir tarladır O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın Allah'tan korkun ve herhalde onun huzuruna varacağınızı bilin! Sen müminleri müjdele!

224 Bir de sözünüzde durmanız, takva sahibi olmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allah'ı yeminlerinize hedef edip durmayın Allah, herşeyi işiten, herşeyi bilendir

225 Allah, sizleri ağız alışkanlığıyla yaptığınız yeminlerden dolayı cezalandırmaz Ancak gönüllerinizin bilinçli yaptığı yeminlerden sorumlu tutar Allah, çok bağışlayıcı, çok halimdir

226 Eşlerine yaklaşmamak için perhiz yemini eden erkeklerin dört ay beklemeleri gerekir Şayet eşlerine dönerlerse şüphesiz Allah, çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir

227 Ancak, eğer boşanmaya karar verirlerse, şüphesiz Allah, söylediklerini işitir, kurduklarını bilir

228 Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç adet beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz Allah'a ve ahiret gününe imanları varsa gizlemezler Kocaları da barışmak istedikleri takdirde o süre içerisinde onları geri almaya daha çok hak sahibidirler Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır Yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır Allah'ın izzeti var, hikmeti var

229 O boşama iki keredir Ondan sonrası, ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helal olmaz Erkek ve kadın Allah'ın yükümlü kıldığı görevleri yerine getiremeyeceklerinden korkarlarsa o başka Eğer siz de bunların Allah'ın verdiği yükümlülükleri doğru dürüst yerine getiremeyeceklerinden korkarsanız, kadının ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur Bunlar, işte Allah'ın belirlediği sınırlardır Sakın bunları aşmayın! Her kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir

230 Derken kadını bir daha boşarsa, başka bir kocaya varıncaya kadar artık ona helal olmaz Bu da onu boşarsa, Allah'ın emirlerini sağlam tutacaklarına ümitli oldukları takdirde öncekilerin birbirlerine dönmeleri kendilerine günah değildir Bunlar, Allah'ın tayin ettiği sınırlardır İlim ehli olanlar için bunları açıklıyor

231 Kadınları boşadığınızda, iddetlerini bitirdikleri zaman, artık ya onları iyilikle tutun veya iyilikle salın Yoksa haklarına tecavüz etmek için onları zararlarına olacak şekilde yanınızda tutmayın Kim bunu yaparsa kendine zulmetmiş olur Sakın Allah'ın ayetlerini şakaya almayın Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğütler vermek için indirdiği kitap ve hikmeti unutmayıp düşünün Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah herşeyi bilir

232 Kadınları boşadığınızda, iddetlerini bitirdikleri zaman aralarında meşru bir şekilde anlaştıkları takdirde, kendilerini kocalarına nikah edecekler diye baskı yapmayın Bu, işte içinizden Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen bir öğüttür Bu sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha temizdir Siz bilmezken Allah bilir

233 Anneler çocuklarını emziğin tamamlanmasını isteyenler için iki tam yıl emzirirler Çocuk kendisinin olana da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri imkanları nisbetinde bir borçtur Bununla birlikte herkes ancak gücü nisbetinde yükümlü olur Ne yavrusu yüzünden bir ana ne de yavrusu yüzünden bir baba zarara uğratılmasın Mirasçıya da aynı yükümlülük vardır Eğer baba ve anne birbirleriyle anlaşıp rıza göstererek memeden kesmek isterlerse kendilerine günah yoktur Şayet çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğiniz ücreti güzelce ödedikten sonra yine size günah yoktur Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki Allah ne yaparsanız görür

234 İçinizden ölüp de geride kadın bırakanların eşleri, dört ay on gün beklemelidir Bu süreyi bitirdikten sonra artık kendi haklarında meşru olarak tercih edecekleri hareketten size bir sorumluluk yoktur Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.