Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, düzce, hakkında

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Genel Bilgi


Düzce, Bolu ili topraklarının batı ve kuzeyinde, Sakarya ilinin doğusunda ve Zonguldak İlinin güneybatısında yer alır Kuzeyinde Karadeniz ile sınırdır Diğer illerle sınırlarını tabii sınırlar oluşturur Bu sınırlar kuzeybatıda Sakarya ile Melen Çayı, batı ve güneyde dağların üst kısımları oluşturur İli çeviren dağların ortasında Düzce Ovası yer alır Düzce Ovasını Büyük ve Küçük Melen çayları, Aksu ve Uğur Suyu sulamaktadır Efteni Gölü’nün (Melen) kuzeybatısından çıkan Büyük Melen Çayı kuzeyde Karadeniz’e dökülür Babadağı’nın eteklerinden kaynaklanarak batıya doğru akan Küçük Melen Çayı Efteni Gölü’nü besler Küçük Melen’in üzerinde Hasanlar Barajı kurulmuştur Hasanlar Baraj Gölü de ilin en büyük gölüdür Deniz seviyesinden yüksekliği 160 m olan Düzce’nin yüzölçümü 2593 km2 olup, toplam nüfusu 314266’dır

Düzce’nin jeolojik yapısı, I Jeolojik (paleozoik) zamanda oluşmuş arazi üzerinde II Jeolojik (Mezozoik) zamanda biriken tortulların III Jeolojik (Tersiyer) dönem başlarında, Alp - Himalaya kıvrımları oluşurken ortaya çıkmıştır Zamanın ortalarındaki aşınmadan sonra bütün halinde tekrar yükselmiştir Bu yükselme esnasında Kuzey Anadolu Fay Hattı oluşmuştur Bu hat Düzce ovasının güneyinden geçmektedir

Düzce Ovasında çeşitli ürünler yetiştirilmektedir Belli başlı yetiştirilen ürünler; şeker pancarı, patates, buğday, mısır, soğan, fındık, elma ve armuttur Sanayi bitki ürünleri de son yıllarda artmıştır Eski yıllarda tarımın temelini oluşturan, kendine özgü kokusu olan ve nikotin oranının düşüklüğü ile ünlü Düzce tütünü önemlidir Hayvancılık ilde önemli bir yer tutmakta olup, büyükbaş hayvancılık, koyun, keçi ve özellikle kıvırcık koyunu yetiştirilmektedir

Düzce’nin tarihi ile ilgili bilgiler veren kaynak Konuralp’tir Düzce’nin 7 km kuzeyindeki Konuralp’in kuruluşunun Helenistik Çağ öncesine dayandığı bilinmektedir Kieros, Bthynia Kralı IProusias yöreyi ele geçirdikten sonra Prousias adını almıştır Romalılar döneminde, bu isimle anılan diğer kentlerden ayırmak için adına ad Hypium eklenmiştir Prousias ad Hypium, Hypios’daki Prousias demektir Hypios, o yöredeki Melen Suyu’nun İlkçağ’daki adıdır Kentin IIyüzyılda geliştiği ve surlarının dışına kadar yayıldığı günümüze gelebilen kalıntılardan anlaşılmaktadır

Bunlar arasında bronzdan ve pişmiş topraktan kandiller, sikkeler, yüzük taşları, heykelcikler, ünlü Milo Venüs’ünün benzeri bir heykelcik sayılabilir Bu buluntuların en ilginçlerinden biri Tepecik yöresindeki mezarlıkta bulunan Iyüzyıla tarihlendirilen büyük mermer lahittir Buluntuların en önemlisi kentin koruyucu tanrıçası Tyche’nin IIyüzyıldan kalma 2,60 m boyundaki heykelidir Bunların yanı sıra, IIIyüzyıldan kalma mermer bir çocuk başı, Sophocles biçimi giyimli bir erkek heykeli sayılabilir Bu yapıtların bir bölümü İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde, bir bölümü de Üskübü Müzesi’nde sergilenmektedir Konuralp MÖ 74 yılına kadar Bilecik, Bolu, Kocaeli ve Sakarya şehirlerini kaplayan bir alanda hakimiyet süren Bithynia Devleti’nin önemli şehirlerinden birisiydi Kısa bir süre Pontus istilasına uğrayan şehir, ardından Roma hakimiyetine geçmiştir

XIVyüzyıldan sonra bölgeye Konuralp ili veya Konrapa denilmiştir Bolu’nun fethinden sonra da Düzce, Bolu sancağına bağlı bir nahiye olmuştur XVIyüzyılın ikinci yarısında Düzce, çevredeki köylerin Pazar yeri konumuna gelmiş ve buraya Düzce Pazarı denilmiştir

Ormanlık bir bölgede bulunuşundan ötürü, Osmanlı donanmasının kereste gereksinimi Düzce’den sağlanmış, Anadolu ile İstanbul’un ulaşım yolu üzerinde bulunuşundan dolayı önemi daha da artmıştır XVIII Ve XIXyüzyıllarda Kafkasya’dan, Doğu Karadeniz’den, Doğu Anadolu’dan ve Rumeli’den gelen göçmenler buraya yerleştirilmiş ve onlara ücretsiz toprak verilmiştir 1869 yılına kadar Düzce nahiye olarak Göynük’e bağlıydı 1870 yılında kaza oldu ve Kastamonu vilayetinin Bolu Sancağı’na bağlandı 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla Fransız askerleri komşu kazalara kadar çıkartma yapmışlardır Bu dönemde Bulgaristan göçmeni Nuri Bey, Düzce Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurmuştur
Ancak isyancılar Ankara yakınlarına kadar ilerlemişler, Kuvayi Milliye bütün güçleri ile isyana karşı koymuş, 26-27 Mayıs’ta bu isyan bastırılmıştır Cumhuriyetin ilanından sonra Düzce Bolu’ya bağlı ilçe konumuna getirilmiş, 1999 yılında da İl statüsüne getirilmiştir

Düzce 1944 Düzce Depremi, 1957 Abant Depremi, 1967 Adapazarı Depremi ve 17 Ağustos Körfez Depremlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir 12 Kasım 1999 Düzce Depremi ise şehri yerle bir etmiştir Deprem yaralarının daha kolay ve hızlı sarılabilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu kararınca Düzce “Türkiye’nin 81 ili” olmuştur

İlde günümüze gelebilen eserler arasında; Prousias ad Hypium kentinden tiyatro, surlar, mozaik döşemeler, su kanalları, mermer köprü, su kemerleri, Bizans dönemi kilisesinin yerine yapılan Konuralp Camisi (1323), Konuralp Hamamı bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Gezgin Gözüyle

Tarihi Yerler- Konuralp Müzesi
Müzede 1831 arkeolojik, 456 etnoğrafik ve 3837 adet çeşitli devirlere ait sikke olmak üzere toplam 6124 eser yer alıyor Arkeoloji ve etnoğrafya salonlarında birbirine bağlı duvar vitrinleri yer alan müzenin arkeoloji salonunda 4 adet sikke vitrini bulunuyor
Antik Şehir: Prusias Ad Hypium (Konuralp)
Düzce’ye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3 yüzyıla kadar dayanıyor Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypios’dan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış

Mariandynlere ve Herekleia Devleti’ne karşı harekete geçen Bithynler, kralları 1 Prusias (MÖ283 - MÖ183)’ın eliyle Sangarios’un doğusundaki Kieros’u zaptettiler Buraya Bithyn kolonisi yerleştirerek kısa zamanda eskisine göre daha bayındır hale getiren 1 Prusias, şehri bir çok abidelerle süsledi ve tahkim ettirdikten sonra adını da değiştirdi Böylece Kieros MÖ 2 yüzyıl sonlarında tarih sahnesinden çekildi Burası Kralın adına izafeten “Prusias” ismini aldı Bursa ve Gemlik’deki diğer Prusias şehirlerinden ayırt edilmek için bu yeni kente Prusias Pros Hypios, yani “Melen Kenarındaki Prusias” adı verildi Prusias Pros Hypios, MÖ 74 yılına kadar Bithyn hakimiyetinde yaşadı Kral, 4 Nikomedes, Philopater zamanında, siyasi çalkantılara maruz kaldı Büyük Pontus Kralı Mithridates’in diğer Bithynia şehirleri gibi Prusias Pros Hypios’u istila ederek Pontus hakimiyetine soktu Bithynia Kralı Nikomedes ise ölmeden önce krallığını Romalılar’a vasiyet yolu ile bıraktı MÖ 74’den sonra, Roma hakimiyeti başladı Bu devrede Prusias Pros Hypios, Latin kültürünün tesiri altında kaldı Merkezi Nikomedia olan Bithynia Pontus eyaletinin şehri olarak ve “Prusias ad Hypium” adıyla yaşayışına devam etti Keşfedilen ve Fransız arkeologlardan Georges Perrot’nun ilim alemine kazandırdığı bir kitabeden, Prusias ad Hypium’da on iki kabile ve her birinin iki başının olduğu anlaşılmaktadır Ekonomik hayatın Roma Çağı boyunca canlı olduğu, hemen hemen bütün devlet reislerine ait paralardan ve mimari eserlerden anlaşılmaktadır Şehrin sembolü olan Tanrıça Tyche heykeli ve bu gün Tabak Çayı yatağında toprakla kapanmaya yüz tutan Roma Köprüsü, 3 kemerli ve 10 metre boyundadır Prusias ad Hypium’un ilk çağlarına ait surlardan ise belirli bir iz kalmamıştır

Özellikle, imparatorluğun her yerinde olduğu gibi Prusias’da da dini akımların mücadelesi görüldü Zira Hıristiyanlık önce gizli, sonra açıkça, eski ve Roma dini inançlarına meydan okuduğu gibi mağlup etmeyi de başarabilmişti Roma Devri’nin sonlarına doğru, bilinmeyen sebeplerden dolayı İmparator 1 Teheodosius (378-395) 384 ve ya 385’de Paphlogonia ve Bithynia Eyaletleri’nden bazı şehirleri alarak, bunlarla oğlu Honorius’un adını verdiği Honorius Eyaletini kurmuştu Yeni düzenlemede Prusias ad Hypium da bu eyaletin sınırları içinde önemli bir şehir mevkiini koruyabilmişti 535 yılına doğru Prusias (Konuralp), Claudiopolis’ten sonra bölgede ikinci önemli şehir oldu Konuralp’de bulunan Hac işaretli mezar mermerleri de bu devre ait arkeolojik kalıntılardandır 395’de Büyük Theodosius öldü ve Roma İmparatorluğu resmen Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü Bu dönemde Prusias ad Hypium da Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarında kaldı Düzce, Osman Gazi’nin beyliği sırasında Türk hakimiyetine katıldı Orhan Gazi’nin mahiyetinde Geyve, Alp Suyu, Karacebüş hisarlarını fetheden Konur Alp, Akçakoca ve Abdurrahman Gazi, Bizans devrinde Regio Tarsia adı verilen Akova’ya akınlara başladı Konuralp, Bolu topraklarına karşı bir sefer düzenlemiş, Düzbazar’ı ele geçirdikten sonra da, şimdi yeri hala belirlenemeyen Uzunca-Bel’de Bizanslılar’la iki gün vuruşmayarak beklemiş ve arkasından son darbeyi vurmuştur Osman Gazi, Düzce Pazarı (yani ovayı) ve Bizans Prusias’ını, Konur Alp’in yönetimine verdi 14 yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bu bölge Konur Alp ili ve kısaca “Konrapa” diye anılmıştır

Antik Tiyatro(40 Basamaklar):
Halk arasında 40 Basamaklar olarak da bilinen antik tiyatro, MS birinci yüzyıla kadar yöreye hakim olan Prusias Krallığı döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır Adı her ne kadar 40 Basamaklar olarak anılsa da, tiyatro ilk zamanlarından bu güne, sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri ise yarı yarıya yok olmuş bir eser olarak kalmıştır Tepenin üst kısmına yaslanmış olarak duran tiyatro, yarı daire şeklinde olup, iki ucu kesilmiş , oturma kademeleri yarı daireden daha kısa bir şekil almıştır Güneye bakan tiyatronun uzunluğu 100 metre, genişliği ise 74 metredir Beyaz, sağlam ve mahalli güzel kalkerli taşlardan yapılmıştır Üst kısmındaki oturma kademelerinin yarısı iyi korunabilmiş durumdadır Aslan pençeleri ile süslenmiş olan oturma kademelerini bölümlere ayıran yedi merdiven bulunuyor Sahne binası büyük dikdörtgen şeklinde olan tiyatronun, sağda ve solda bir koridora açılan kemerli geçitleri ile orkestranın bulunduğu kesime geçiliyor Kemerlerden yalnızca en sağdaki, yarı daire şeklinde ve örtülü olanı bugüne kadar ayakta kalmıştır Sahnenin önündeki üç büyük kemerli kapıdan ise bu gün yalnızca biri sağlam olarak duruyor Cephede korniş altında büyük harflerle yazılı Yunanca kitabeden ise küçük bir parçası bugüne kadar muhafaza edilebilmiştir Yaklaşık 2000 yıllık tiyatronun alanı içinde kalan yapıların istimlak edilmesi, Konuralp Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi ve aydınlatmasının yapılmasından sonra düzenlenen çeşitli etkinliklerle yeniden canlandırıldı Antik Tiyatro son yıllarda düzenlenen festival ve konserlere de ev sahipliği yapıyor


Mermer Köprü: Konuralp’in batısından geçip, Efteni Gölüne dökülen Tabak Deresi üzerinde; Akçakoca yolu ile Çilimli yol ayrımındaki mermer köprünün bu gün yalnızca 10 metrelik üç kemeri görülebiliyor Beyaz mermer bloklardan ve hiç harç kullanılmadan yapılmış olması köprünün en büyük özelliği olarak tanımlanıyor Akçakoca Yolu Konuralp çıkışında bu gün kullanılmakta olan yeni köprünün arkasında kalan tarihi mermer köprünün, 50 yıl kadar önce, halen faaliyette olan yeni köprü yapılıncaya kadar kullanılmış olduğu biliniyor Ancak ne zaman ve nasıl yarısının yıkıldığı konusunda kesin bir bilgi yok Yarısı yıkılmış olmasına rağmen bu gün bile taş yapısı bozulmamış olan köprünün de MS birinci yüzyıla ait olduğu sanılıyor Kısa bir süre öncesine kadar çevresindeki evlerin bahçesinde kaybolan köprünün yoldan ancak bir bölümü fark edilebiliyordu Akçakoca yolu üzerinde sürdürülen yol genişletme çalışmaları kapsamında dere üzerine yapımına başlanan ikinci köprünün kazıları sırasında tarihi mermer köprü de çevresi açılarak gözler önüne çıkartıldı

Mozaikler: İlk olarak 1959 yılında Konuralp şehir merkezinin güneyinde, Akçakoca yolu kenarında Eski Roma Yolu olduğu tahmin edilen kanal mevkiinde tesadüfen iki büyük ve önemli mozaik bulunmuştur Daha sonra bu mozaiklerin bulunduğu alanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri adına kazı yapılmıştır Mozaikler o tarihte yeterli ödeneğin olmaması nedeni ile çıkartılamamış ve üzeri yeniden kapatılmış 1997 yılında Konuralp Turizm Tanıtma Derneği tarafından başlatılan girişimler sonucunda Kültür Bakanlığı’ndan izin alınarak Bolu Müze Müdürlüğü’nün gözetiminde mozaik için yeniden kazı başlatıldı 1959 yılında bulunan ve üzeri kumla kapatılan mozaikler ortaya çıkarıldı 40 metrekarelik mozaik zeminde lir çalan Orpeus, çevresinde hayvanlar ve dört köşesinde dört mevsim tasvirli kadın başı figürleri bulunuyor Diğer mozaikte ise Achilleus ve annesi Thetis’le ilgili ve bir sahne resmedilmiştir Mozaik zeminin MS 1 yüzyılda Roma Devri’nde yaşayan zengin bir Romalı’nın evinin salonuna ait zemin döşemesi olabileceği tahmin ediliyor

Surlar: Roma çağına ait olan kale duvarlarından hiç bir kalıntı görülmüyor Ancak, MS 253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanına ait sikkede, Prusias-ad-Hypium’un iki kuleli şehir kapısının tasviri görülmekte Bizans çağı surlarının 200 metrelik bir kısmı ise hala ayakta Bu surlar, Akçakoca Yolu kenarında, Antik köprünün bulunduğu yerin tam karşısından başlayarak Hamam Sokağı’na kadar devam ediyor Evlerin bahçelerinde kalan surların bir kısmı bugün kimi yerde evlerin temelini kimi yerde de bahçe duvarlarını oluşturuyor Yine şehir merkezinin güneyinde; Düzce’den gelen ana caddenin sağında Antik tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde bulunan ve “Atlı Kapı” adı ile anılan bir kapı bulunuyor Sokağa da adını veren Atlı Kapı’nın ikinci defa kullanılmış olan mahal taştan büyük bir lentosu bulunuyor Üzerinde at tasviri ve Yunanca bir kitabe bulunan taşın, bir Prusias vatandaşı tarafından annesine mezar kitabesi olarak yapıldığı sanılıyor Surlar buradan itibaren bir süre daha güneydoğu istikametine doğru devam ediyor ve kare şeklinde bir kule ile son buluyor Kale duvarları, bir biri üzerine konan kitabeli sunaklar, kaideler, tiyatroya ait oturma kademeleri ve büyük bloklarla yapılmış Bizans dönemine ait olan surların büyük bir kısmı yarı yarıya toprak altında kalmış Toprak üstünde bulunanlar ise ya evlere temel taşı olarak ya da bahçe duvarı gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor Diğer tarafta şehrin yüksek kısmında, akropolde, Osmanlı dönemine ait surlar bulunuyor Bu surların bulunduğu çevrede yörenin meşhur ağası Topçuoğlu Ailesi’nin konağının bulunduğu belirtiliyor

Su Kemerleri :Şehrin eski su tesisatından kalma 11 tane istinat ayağı, akropol tepesi ile Kemer Kasım Köyü yolu üzerindeki tepeler üzerinde sağlam olarak duruyor Üzerinden geçen su kanallarını taşıdığı sanılan su tesisatı moloz taş ile yapılmış Tesisat kimi kaynaklara göre Osmanlılar dönemine, kimi kaynaklara göre ise daha eski dönemlere ait olarak belirtiliyor Su tesisatının 500 metre kadar doğusunda, Çan Kule denilen yerde kitabeli bir lahit ile mozaik döşeme kalıntıları ve kilise olması muhtemel bir harabe mevcut

Tyche Heykeli : 1931 yılında bulunan ve halen İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenen; 260 metre yükseklikteki heykel Bereket Tanrıçası Tyche’yi tasvir etmektedir MÖ 4 yüzyıldaki heykeltıraşlık mekteplerinin tesiri altında, MS 2 yüzyılda yapılmış olan bu büyük heykelle birlikte bir de, üzerinden 10 satırlık kitabesi bulunan heykel kaidesi ortaya çıkarılmıştır Şehrin sembolü olan Tanrıça Tyche’nin sol eli çeşitli meyve ve toprak ürünlerinden meydana gelen bir bereket boynuzu tutmakta Aynı kolu üstünde ise elinde üzüm salkımı ile bir çocuk bulunmakta ve başında da bir taç bulunmaktadır

S 138-161) büstü bulunmuştur Büst Konuralp Müzesi’nde sergilenmektedir

Heykeller : Konuralp’den çıkarılıp 1901’de İstanbul müzesine alınan diğer heykeller de Lateran Müzesindeki Sophocles tipi, kumaş katları sade giyimli bir erkek heykeli ile Helenistik bir tipin Roma Çağında (MS 2 yüzyıl) yapılmış bir kopyası olan oturan mermer kadın heykelidir 1949 yılında Konuralp’in Sarafiye mevkiinde bulunan ve MS 3 yüzyıla ait Mermer Çocuk heykeli de yine İstanbul Müzesine gönderilen eserler arasında Milo Venüsü tipinde Venüs heykelciği, mermerden yapılmış ve sandalını çözen Afrodit Heykeli, MS ikinci yüzyıla ait çok sayıda küçük plasto başlığı, duvarlar önünde; zırhında çelenk tutan iki zafer ilahesi ile süslü olan bir Roma imparatorunun zırhlı heykelinin parçaları da bölgeden çıkan önemli eserler arasındadır

Eser, Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir Mermerden yapılan bu eser 120 metre yükseklik, 122 metre genişlik ve 247 metre uzunluğa sahiptir Lahitin tüm yüzeyinde kabartma boğa başlarıyla birbirlerine bağlanan girlandlar içinde rozet ve insan başları işlenmiştir Ön yüzde, içinde kitabesi olmayan bir tabula ansata ile altta aslan, kartal, yaban domuzu ve balıkçıl kuşu tasvirleri bulunmaktadır Lahit MÖ 1 yüzyıla tarihlendirilmektedir

Mezar Stelleri ve Heykel Kaideleriİ : Genellikle dikdörtgen prizma şeklinde ve altı üstü profilli olan bu eserler; üzerinde yer alan kitabeleri ile antik Konuralp hakkında önemli bilgiler vermektedir Şehirde çok sayıda ele geçen mezar steli ve heykel kaideleri Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir

Konuralp Hamamı : Konuralp Beldesinde bulunan Hamamın dışında her hangi bir kitabe olmaması nedeni ile hangi döneme ait olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur Ancak, şehrin Fatihi Konur Alp tarafından tesis edildiği rivayetler arasındadır Güney dış duvarı büyük mermer antik bloklarla yapılmış olan bina şehrin en eski Türk yapısıdır

Konuralp Camii : Düzce’ye bağlı Konuralp Beldesinde bulunan Konuralp camii 14 yy’da yapıldığı ve yüz yıl kadar önce Dilaver Ağa isimli bir şahıs tarafından onarılarak bugüne kadar korunabilmiştir Caminin eski bir kilisenin yerine yapıldığı, altından çıkan kiliseye ait olduğu sanılan mermer taban döşemelerinin kaldırılarak müzede koruma altına alındığı edinilen bilgiler arasındadır

Tatil Şehri Akçakoca

Karadeniz sahilinde doğal yapısı ile dikkat çekin bu ilçe yaz ayları boyunca özellikle çevre ilçelerde yaşayanların ve bir çok turistin uğrak yeridir Pırıl pırıl denizi ve yalnızca Akçakoca’ya özel ince, kara kumu gerçekten övgüye değerdir Bu sahil şehrinde çok sayıda kaliteli otel, pansiyon, kamping ve restorantlar turizme hizmet vermektedir

5 km batısında, fındık bahçeleri ve ormanın eteğindeki tarihi kalenin doğu ve batısında eşsiz bir kumsalı olan iki koy arasında yer almaktadır Kalenin surları moloz taşlarla ve kiremit kullanılarak yapılmıştır Kalenin yarım yuvarlak çıkıntıları ve kara tarafında yüksek bir kulesi vardır Kale Cenevizliler tarafından inşa edilmiş olup, Cenevizliler, Bizans ve Osmanlılar tarafından kullanılmıştır Kale avlusu içinde 5,30 metre ölçülerinde bir de sarnıç vardır Kale içinde Akçakoca Belediyesi’nce işletilen bir piknik alanı ve plaj mevcuttur Akçakoca ve çevresinin önde gelen dinlenme ve eğlenme yeri olan Kale, yaz aylarında insanlarla dolup taşmaktadır

Köy içinden geçerek Karadeniz’e dökülen Melen Çayı, balıkçı teknelerinin barındığı doğal bir liman görünümündedir Irmak boyunca teknelerle gezi imkanı vardır Sahil boyunca geniş plajlar, kır kahveleri, gazinolar ve kamping alanları bulunmaktadır

Karaburun Köyü ve Plajı : Akçakoca ilçesine 10 km uzaklıktadır Yeşil ile mavinin içiçe geçtiği Karaburun Plajı, doğal kumsalı, şirin ev ve pansiyonları, kır kahveleri, lokanta ve gazinolarıyla yaz aylarının en önde gelen dinlenme ve eğlenme yerlerindendir

Edilli Ağzı Plajı : Ormanla denizin adeta kucaklaştığı bu alanda geniş ve doğal plajlar, özellikle sakin yer arayanlar için ideal bir ortamdır

Çayağzı Kumpınar ve Akkaya Köyü : Karadeniz Ereğli yolu üzerinde, Akçakoca merkezinin 7 km doğusunda başlayan ve sahl boyunca uzanan geniş doğal plajları büyük rağbet gören bu yörede, ormanlar arasında akan derelerde balıkçılık yapılabiliyor Orman içi piknik ve yürüyüş alanları bulunan bölge kuş avcılığı için de uygundur


ŞELALELER

Güzeldere Köyü7nden geçen Bıçkı Deresi üzerinde bulunan Güzeldere Şelalesi 135 m yüksekliktedir ve estetik yönden yörede ayrıcalıklı bir konuma sahiptir Güzeldere Şelalesi Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak tescil edilmiştir Elmacık Dağı (1700 m)’na uzanan bu şelale ve çevresi orman yapısı ile de dikkat çekmektedir Şelalenin bulunduğu alanda, Kayın, Gürgen, Köknar, Porsuk, Sarıçam, Karaçam, Kestane, Ihlamur, Akçaağaç, Dişbudak, Ceviz, Orman Kavağı, Orman Söğüdü, Orman Gülü, Kara Yemiş, Papaz Külahı ağaçları; Böğürtlen, Üvez, Alıç, Taflan, Kantaron Otu, Kardelen, Arap Sümbülü, Siklamen, Menekşe, Düğün, Eğrelti, Fiğ, Burçak gibi bitkiler de görülmektedir Yaban hayatı yönünden de bu bölge zengindir Boz Ayı, Kurt, Tilki, Çakal, Vaşak, Karaca, Geyik, Yaban Domuzu, Sansar, Karatavuk ve Ağaçkakan gibi hayvanlar da bu bölgede görülmektedir

mesafede yer alan Samandere Şelalesi, Samandere Köyü sınırları içinde bulunmaktadır Bulunduğu köye adını veren, tabiat olaylarının meydana getirdiği özellikler ile oluşan Samandere Şelalesi, doğal oluşum özellikleri ile Milli Parkar Kanunu gereğince, Orman Bakanlığınca “Tabiat Anıtı” olarak tescil edilmiştir Samandere Şelalesi’nin de bulunduğu 500 metrelik dere boyunca, anıt ağaçlar, 3 adet şelale ve 1 de Cadı Kazanı adı verilen derin bölüm bulunmaktadır Samandere Şelalesinde, büyük ağaçların arasından şiddetle akan sular, beyaz köpükler halinde dökülerek “Cadı Kazanı” içinde, derin kayalıkların arasında adeta kaynamaktadır Şelalenin arkasındaki kayanın içinde, doğal olarak oluşan mağara ile bir ara kaybolan sular biraz ilerden tekrar ortaya çıkarak akışını sürdürüyor Biranda insanın içine ürperti ile birlikte ferahlık veren suyun şiddetli akışında şekillenen kayalarıyla da Samandere Şelalesi, görülmeye değer güzelliklere sahiptir

Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri : Akçakoca ilçesine bağlı Aktaş ve Sarıyayla Köyleri sınırları içinde bulunan şelalelerin çevresi, piknik ve yürüyüş yapmak için ideal ortamlar sunmaktadır

GÖLLER

Düzce’nin 14 km güney batısında, Elmacık Dağı silsilesinin eteğinde Asar, Uğur, Küçük Melen sularının ve yan derelerin oluşturmuş olduğu tatlı su gölüdür Ana çıkış noktası, Büyük Melen nehrini oluşturur Efteni Gölü, göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan önemli ve ender merkezlerden biridir Göl, 1992 yılından Orman Bakanlığı Milli Parlak Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “koruma” statüsüne alınmıştır Efteni Gölü’nde avlanmak yasaktır Son zamanlarda kuruma tehlikesi geçiren Efteni Gölü’ne, su kaynakları tekrar verilmektedir Ancak yine de göl, eski yatağına kavuşamamıştır Bunun nedeni ise geçmiş yıllarda tarımsal alan açmak için yoğun bir şekilde yapılan kurutma çalışmalarıdır Yaklaşık 150 çeşit su kuşu türüne ev sahipliği yapan gölde, Kuğu, Karabatak, Flamingo, Su Tavuğu, Boz Kaz, Yeşilbaş Ördek, Sakar Meke, Sumru, Kız Kuşu, Çulluk, Balık Kartalı, Balıkçıl, Yılan Boyun, Angıt ilk göze çarpan kuş türleridir Göl ve çevresi üzerinde gerek geçici ve gerekse kalıcı kuş varlığıyla gelecek nesillere aktarılması amacıyla 580 hektarlık kısmı Orman bakanlığı’nca “Düzce Efteni Gölü Su kuşları Koruma ve Üretme Sahası” olarak tesis edilmiş ve koruma altına alınmıştır Efteni Gölü çevresinde Gölün izlenebilmesi için Kuş Seyir Terasları ile ziyaretçilerin bilgi alabileceği bir de tanıtım merkezi bulunuyor Efteni Gölü kuş türlerinin yanısıra bünyesinde ender bitki türlerini de barındırmaktadır Gölün içinde; Nilüfer, Süsen, Düğün Çiçekleri, Kamış, Nane, Su Mercimeği bitkileri kenarlarında ise; Söğüt, Dişbudak, Kızılağaç, Çınar gibi sucul karakterli ağaçlar ilk göze çarpan bitkilerdir Türkiye’nin 2 Kuş Cenneti olan Efteni Gölü, kuşlar ve bitkiler için doğal bir habitat alanıdır

Kurugöl (Sülün Yetiştirme Sahası) : Düzce’nin Üçköprü Köyü’ne 35 km uzaklıkta bulunan Kurugöl ve çevresi, Orman Bakanlığınca, Sülün yetiştirme ve yerleştirme alanı olarak belirlenmiştir Bu amaçla bölgeye sülün salınmıştır Nesli tükenmekte olan sülünlerin, doğal ortamı içinde çoğalmasını sağlamak için yörede av yasağı uygulanmaktadır Eskiden yöreye adını veren göl, çevredeki su kaynakları toplanarak yeniden canlandırıldı Düzce ve Kaynaşlı'ya hakim bir yükseklikte bulunan Kurugöl, yeni yetişen Çam, Köknar vb ağaçlardan oluşan ormanlık saha içinde güzel bir manzaraya sahiptir Kurugöl, günübirlik gezi ve piknik alanı olarak değerlendiriliyor

Göl çevresi piknik yapmak için ideal bir yapıya sahiptir Olta balıkçılığı yapılan göl geçen yıl ilk kez düzenlenen ve geleneksel hale getirilmesi planlanan “Yelken Şenliklei” ile de adını duyurmuştur


KAPLICALAR

Derdin Kaplıcası : Düzce’nin 17 km güneyinde, 400 metre rakımlı, etrafı ormanlık alanla çevrili Derdin (Dolay) Kaplıcası çevresine şifa dağıtmaktadır Kaplıcadaki su, duru, renksiz ve kokusuzdur 2 lt/s debideki suyun sıcaklığı ise 42 derecedir Derdin Kaplıcası özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve ayrıca deri hastalıkları için oldukça şifalıdır Derdin Kaplıcası’nda konaklama amacıyla 15 odalı küçük bir otel de bulunmaktadır

Efteni Kaplıcası : Efteni Kaplıcası, Düzce-Gölyaka batı yolu üzerinde, Düzce’nin 18 km batısında, Efteni Gölü’nün kenarındadır Değişik sıcaklıklarda üç havuzu bulunan Efteni Kaplıcası’nda konaklama evi ve pansiyonlarda bulunmaktadır Kaplıcadaki suyun debisi 2lt/s, sıcaklığı ise 42 derecedir Efteni Kaplıcası romatizmal hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığı tedavi edici niteliktedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Cami ve Mescitleri


Konuralp Camisi (Merkez)

Düzce ilçe merkezinde olmasından ötürü Merkez Camisi de denilen Konuralp Camisi XIVyüzyılda yapılmış, fakat zamanla yapılan onarımlar nedeniyle özelliğinden uzaklaşmıştır
Bu cami, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında Osman Gazi’nin komutanlarından Konuralp adına yaptırılmıştır XIXyüzyılda Dilaver Ağa tarafından yapılan onarım sırasında cami özgün biçimini yitirmiştir

Bu caminin altında eski bir kilisenin olduğu sanılmaktadır Bu kiliseye ait olan mermer taban döşemeleri müzede koruma altına alınmıştır

Cami dikdörtgen planlı olup, duvarları moloz taştan yapılmış ve yer yer de ağaç hatıllarla takviye edilmiştir Caminin doğu ve batısında bulunan ve dışarıya taşan payandalarla duvarları desteklenmiştir İbadet mekanının içerisinde iki sıra halinde üçer direk iç mekanı üç sahna ayırmıştır İbadet mekanı iki sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır Pencerelerde lokmalı demir şebekelere benzeyen orijinal ağaç şebekeler bulunmakta olup, bunların bazıları orijinaldir Dışarıya çıkıntısı olmayan basit bir mihrabı bulunmaktadır Bunlar dikdörtgen ve ağaç sövelidir İbadet mekanının üzeri tavan ve ahşap çatı ile örtülüdür Caminin yanındaki kare kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi sonradan eklenmiştir
Caminin yanında Konuralp'in türbesi bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Hamamları


Konuralp Hamamı (Merkez)

Düzce merkezindeki Konuralp Camisi’nin yakınında küçük bir hamamdır Bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığını gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır Kaynaklarda da bu konuda bir bilgiye rastlanmamaktadır Hamamın Konuralp tarafından şehir yeni baştan düzenlenirken yaptırıldığı söylenmektedir

Düzce’nin en eski yapılarından biri olan bu hamamın güney dış duvarı antik yapılardan alınmış mermer bloklarla örülmüştür Bunun dışında hamam moloz taşlarla yapılmıştır Dikdörtgen planlı olup, girişin sağ ve solunda iki hücre, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Sıcaklık ve soyunmalık arasındaki haçvari büyük paye iki bölümü birbirinden ayırdığı gibi meydana gelen kare planlı alan dört kubbe ile örtülmüştür Hamamın üzeri çatı ile kaplı olup, sıcaklık kısmının bulunduğu mekanın üzeri çatı ile kaplıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Konuralp Müzesi



Müzede eserler iki ayrı seksiyon halinde, üç salonda sergilenmiştir

Müzenin arkeoloji bölümündeki eserlerin bazıları Bolu Müzesi’nden buraya getirilmiştir Prehistorik çağlardan başlayarak Bizans dönemi sonuna kadar tarihlenen günlük kullanım kapları, süs eşyaları, sikkeler, figürinler bulunmaktadır Ayrıca Roma ve Bizans dönemine ait çeşitli boyda heykeller, heykel kaideleri, Roma İmparatoru Antonius Pius’un (MS138-161) 1991 yılında Konuralp’in güneyindeki bir tarlada bulunan büstü, ostotekler, mimari elemanlar bu bölümü tamamlamaktadır Müzede bulunan mezar stelleri antik Konuralp hakkında bilgiler vermektedir

Müzenin etnoğrafik bölümünde XIXyüzyıldan itibaren günümüze kadar gelen Bolu yöresinde kullanılmış aletler, ateşli ve kesici silahlar, günlük kullanım eşyaları, halı, kilim ve düz yaygılar, hamam takımları, el işleri ile giysiler sergilenmektedir

Müzenin bahçesinde ise Konuralp Tepecik Nekropolünde 1937 yılında bulunmuş, MÖIyüzyıla tarihlendirilen girlandlı bir lahit, Konuralp’te bulunmuş kitabeler, sütunlar, sütun başlıkları ve mimari eserler sergilenmiştir

Konuralp yöresinde ele geçen bir takım eserler İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir Bunların başında 1931 yılında bulunmuş bereket tanrıçası Tyche heykeli, Roma dönemine ait (MSIIyüzyıl) oturan kadın heykeli, Konuralp’in Sarafiye Mevkiinde bulunan ve MSIIIyüzyıla tarihlendirilen mermer çocuk heykeli gelmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Köprüleri


Konuralp (Üskübü) Köprüsü (Akçakoca)

Konuralp’in Efteni Gölü’ne dökülen Tabak deresi üzerinde bulunan köprünün kitabesi bulunmamaktadır Bu nedenle de ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Büyük mermer bloklardan harç kullanılmadan yapılmış olan 10 m uzunluğunda, 3 gözden meydana gelen köprü MSIyüzyıla ait Roma eseridir

Bu köprü günümüzden yaklaşık 50 yıl öncesine kadar kullanılıyordu Bugün bu köprünün yanında ulaşım için yeni bir köprü yapılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Sur ve Kaleleri


Düzce surları Bizans döneminde yapılmıştır Bunlar Akçakoca yolu kenarından, antik köprünün bulunduğu yerden başlayarak ilçedeki Hamam Sokağı’na kadar uzanmaktadır Günümüzde evlerin bahçelerinde kalan surların kalıntıları zaman zaman yeni yapılanmada, temellerde ve bahçe duvarlarında kullanılmıştır Düzce ile antik tiyatro arasındaki yol üzerinde surlara ait Atlı Kapı denilen bir kapının kalıntıları görülmektedir Bu kapı ve lentosu üzerinde at tasvirleri ile Grekçe bir kitabe bulunmaktadır

MS253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanında basılmış sikkelerde bu şehir surlarına ait iki kuleli sur kapısının resmi görülmektedir Roma döneminde yapılmış olan kaleden günümüze herhangi bir kalıntı gelememiştir

Yörede yeterli bir arkeolojik kazı yapıldığında surlara ve kaleye ait kalıntıların ortaya çıkması da olası dahilindedir


Ceneviz Kalesi (Akçakoca)

batısında ormanlık alandaki kalenin Cenevizliler dönemine ait olduğu kaynaklarda geçerse de bu kalenin Bizans döneminde yapıldığı iddia edilmektedir Bu kale XIIIyüzyılda Haçlı Seferleri sırasında Cenevizlilerin hakimiyetine geçmiştir Bu dönemde kalenin surları daha kuvvetlendirilmiştir

Kale denizden 100 m yükseklikte bir falez üzerine yapılmıştır Kalenin yarım yuvarlak çıkıntıları, yüksek bir kulesi bulunmaktadır Sur duvarları moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Osmanlılar tarafından karakol kalesi olarak kullanılmıştır Kalenin iç avlusunda 530x530 m ölçüsünde bir su sarnıcı bulunmaktadır Kalenin doğusunda ve batısında iki koy bulunmaktadır

Günümüzde kale Akçakoca Belediyesi tarafından plaj ve piknik alanı olarak işletilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Su Yolları ve Kemerleri



Moloz ve yontma taştan yapılmış olan su kemerlerinin ayaklarından 11 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir Bu su yolları Osmanlı döneminde de kullanılmıştır Su yollarının ayakları yuvarlak kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır Bu kemerlerin üzerinde tuğladan su künkleri bulunmaktadır Bazı kaynaklarda da Osmanlı döneminde bu künklerin ahşaptan yapıldığı yazılıdır Ancak bunlardan herhangi bir iz günümüze gelememiştir
Günümüzde bu kemerlerin ayakta kalabilenleri çevredeki tarlalar ve bahçeler arasındadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Kaplıca ve İçmeleri


Efteni Kaplıcası (Merkez)

Düzce’nin 18 km batısında, Düzce-Gölyaka yolu üzerinde, Efteni Gölü’nün kenarında Efteni Kaplıcası bulunmaktadır Denizden yüksekliği 118 m olan Efteni Gölü’nün çevresinde kaplıcanın tesisleri bulunmaktadır

Kaplıcanın suyunun sıcaklığı 42 C Olup, özellikle romatizma başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelmektedir


Derdin Kaplıcası (Merkez)

Düzce’nin 17 km güneyinde ormanlık alanlarla çevrili 400 m yüksekliğindeki bir tepe üzerinde Derdin kaplıcası bulunmaktadır Bu kaplıcanın suyunun sıcaklığı 42 Cdir Özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir


Derdin İçmeleri (Merkez)

Düzce’nin 15 km uzağında Derdin İçmeleri bulunmaktadır Bu içmelerin de bir çok hastalığa iyi geldiğine inanılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Düzce Doğal Güzellikleri


Fakıllı Mağarası (Akçakoca)

Düzce, Akçakoca ilçesinin 8 km güneydoğusunda Fakıllı Köyü’nde bulunan mağaraya 15 m uzunluğunda ve 1 m yüksekliğindeki bir girişten sonra ulaşılmaktadır Mağara içerisinde çeşitli yönlere doğru giden yollar bulunmaktadır İçerisi sarkıt ve dikitlerle kaplıdır


Güzeldere Şelalesi (Gölyaka)

uzaklıktadır Güzeldere Köyü’nde Bıçkı Deresi üzerinde bulunan bu şelale 135 m yüksekliğindedir Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak tescil edilmiştir Şelalenin bulunduğu alanda kayın, gürgen, köknar, porsuk, sarıçam, karaçam, kestane, ıhlamur, akçaağaç, dişbudak, ceviz, orman kavağı, orman söğüdü, orman gülü, kara yemiş, papaz külahı ağaçları vardır Ayrıca burada çeşitli yaban hayvanları bulunmaktadır


Samandere Şelalesi (Merkez)

uzaklıktaki Samandere Köyü’nde Samandere Şelalesi bulunmaktadır Bu şelalenin suyu ormanlık bir alandaki kayalar arasından, Cadı Kazanı denilen yerden kaynamaktadır Şelalenin arkasındaki kaya içerisinde doğal olarak meydana gelmiş bir mağara bulunmaktadır Şelalenin suyu mağarada bir süre kaybolmakta, ardından yeniden ortaya çıkmaktadır Suyun akışı oldukça şiddetli olup, bu yüzden beyaz köpükler halinde yüksekten dökülmektedir

Bu şelale Orman Bakanlığı’nca Tabiat Anıtı olarak tescil edilmiştir Ayrıca buradaki 500 m yükseklikteki ağaçlar ve iki küçük şelale ile Cadı Kazanı denilen bölüm de tescillidir


Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri (Akçakoca)

Düzce Akçakoca ilçesindeki Sarıyayla ve Aktaş köyleri içerisinde küçük şelaleler bulunmaktadır Bu şelalelerin çevresinden piknik alanı ve mesire yeri olarak yararlanılmaktadır


Efteni Gölü (Merkez)

Güneybatısında bulunan Efteni Gölü deniz seviyesinden 100 m yüksekliktedir Elmacık Dağı’nın eteklerinde bulunan bu göl, Asar, Uğur, Küçük Melen sularının ve derelerin oluşturduğu tatlı su gölüdür Bu gölün ana çıkış noktası Büyük Melen Nehri’ni oluşturmaktadır

Son zamanlarda Efteni Gölü’nü besleyen su kaynaklarının tarımsal alanların sulanması amacı ile başka yönlere kaydırılmasından ötürü göl, kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır Bunun üzerine bu kaynaklar tekrar göle yönlendirilmiştir Ancak, göl yine de eski durumuna kavuşamamıştır


Efteni Gölü Kuş Cenneti (Merkez)

Efteni Gölü ve çevresinin 580 hektarlık kısmı Orman Bakanlığı’nca “Düzce Efteni Gölü Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası” olarak koruma altına alınmıştır

Efteni Gölü göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunmaktadır Bu gölün çevresinde Kuğu, Karabatak, Flamingo, Su Tavuğu, Boz Kaz, Yeşilbaş Ördek, Sakar Meke, Sumru, Kız Kuşu, Çulluk, Balık Kartalı, Balıkçıl, Yılan Boyun, Angıt kuşları barınmaktadır Günümüzde de Efteni Gölü’nde avlanmak yasaklanmıştır Ayrıca kuş türlerinin yanı sıra burada ender rastlanan bitki türleri de bulunmaktadır Bunların başında gölün içinde nilüfer, süsen, düğün çiçekleri, kamış, nane, su mercimeği bitkileri; gölün kenarında da söğüt, dişbudak, kızılağaç, çınar gibi ağaçlar gelmektedir


Kurugöl (Kaynaşlı)

Düzce, Kaynaşlı ilçesinin Üçköprü Köyü’ne 3,5 km uzaklıkta bulunan Kurugöl, çevreye ismini vermiştir Bu göl çevredeki su kaynaklarının toplanması ile yeniden canlandırılmıştır Orman Bakanlığı burasını Sülün yetiştirme Alanı olarak belirlemiştir Böylece nesli tükenmekte olan sülünün doğal ortamda çoğalması sağlanmıştır Av yasağının uygulandığı bu bölge çam, köknar gibi ağaçlardan oluşan ormanlık bir alandır


Hasanlar Baraj Gölü (Yığılca)

Düzce, Yığılca ilçesinde bulunan Hasanlar Baraj Gölü, sulama ve enerji üretimi için yapılmıştır Çevresi piknik alanı olarak kullanılmakta ve burada olta balıkçılığı da yapılmaktadır Aynı zamanda gölde yelken şenlikleri de düzenlenmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Kaynaşlı, İstanbul-Ankara yolu üzerinde, Bolu Dağı’nın Düzce Ovası’yla birleştiği boğazda kurulmuştur İlçe doğu ve güneyden Bolu İli, Batıdan Düzce İli ve kuzeyden Yığılca ilçesiyle komşudur D-100 karayolu ilçenin tam ortasından, Anadolu otobanı da kuzeyinden geçmektedir

Tarih

Kaynaşlı Düzce’nin bir bucağı iken Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması hakkındaki Kararnameyle birlikte ilçe yapılmış ve Düzce’ye bağlanmıştır

Deprem

12 Kasım 1999’da meydana gelen Düzce depreminde Kaynaşlı yerle bir olmuştur Uzun fay kırıklarının ve çatlaklarının oluştuğu ilçede 313 kişi hayatını kaybetmiş, 544 kişide yaralanmıştır12 Kasım depreminde Kuzey Anadolu Fayı kırığı Kaynaşlı’da son bulmuştur Fayın ucunda bulunan Kaynaşlı bu nedenle 12 Kasım depreminden en fazla etkilenen yerleşim yeridir Şehirde bulunan binaların %90’ından fazlası hasar almıştır

Nüfus

1997 yılında yapılan Genel Nüfus Sayımına göre Kaynaşlı’nın toplam nüfusu 6760’dır

Ekonomi

Kaynaşlı ekonomisi büyük ölçüde sanayiye dayalıdır Bunun yanında nakliyecilik ve yıllık ortalama 50000 tonu bulan fındık üretimi de ilçe ekonomisinde önde gelen sektörler olmaktadır Buğday ve mısır üretimi de ilçede oldukça yaygındırİlçe ekonomisinde hayvancılık ve balıkçılık da önemli bir yer tutmaktadır Ancak depremde şehirde bulunan balık çiftlikleri ve ahırlar yıkılmıştırŞehirde başta Süperlit Boru Fabrikası, Anlaş Lastik Fabrikası, Akışık Ampul Fabrikası ve Karolit Mermer Fabrikası olmak üzere irili ufaklı fabrikalar bulunmaktadır Bu fabrikalar depremle birlikte hasar aldığından tam kapasite çalışamamaktadırlar İlçe sınırları içinde toplam 12 adet dinlenme tesisi mevcuttur Bu tesisler D-100 karayolu üzerinde olup günde ortalama 30000-40000 kişiye hizmet vermektedirler Buralarda yaklaşık 1500 kişi istihdam edilmektedir Bu bakımdan dinlenme tesislerinin şehir ekonomisi içinde önemli bir yeri vardır

Eğitim

Kaynaşlı ilçesinde 1 adet Lise, 4 taşıma merkezi durumunda ilköğretim okulu ve 6 adet birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu bulunmaktadır Ayrıca şehirde Halk Eğitim Merkezi de bulunmaktadır Bu okullarda toplam 2504 öğrenci eğitim görmektedir

Sağlık

Kaynaşlı’da Merkez Sağlık Ocağı, Dipsizgöl Sağlık Ocağı, 112 Acil Yardım İstasyonu, Üçköprü Sağlık Evi, Çamoluk Sağlık Evi ve Yeniyurt Sağlık Evi bulunmaktadır

İdari Yapı

Kaynaşlı’ya bağlık 19 adet köy bulunmaktadır

Kaynaşlı’nın Köyleri:


Altunköy

Çatalçam

Dipsizgöl

Sazköy

Bıçkıyanı

Darıyeribakacak

Fındıklı

Tavak

Çakırsayvan

Darıyerihasanbey

Hacıazizler

Üçköprü

Çamlıca

Darıyerimengencik

Muratbey

Yeniyurt

Çamoluk

Darıyeriyürükler

Sarıçökek

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Gölyaka ilçesi Batı Karadeniz Bölgesi, batı sınırları içerisinde Düzce İlinin en batı ucunda yer almaktadır Doğuda Düzce ili, batıda Sakarya’nın Hendek ilçesi, kuzeyde Gümüşova ilçesi ve güneyde Bolu’nun Mudurnu ilçesi ile çevrilidir

Tarih

İlçede, tarih öncesi insan yaşantısına dair kesin delil ve kalıntılar bulunmamasına rağmen, sahip olduğu coğrafi konumu ve tabiatı itibariyle ilk çağlardan itibaren insan yerleşmesine uygun bir yöre olarak karşımıza çıkmaktadır Gölyaka’yı içine alan toprakların ilk sahipleri Proto Hititler’dir Gölyaka ve civarına yapılan göçler sırasında yaklaşık 400 yıldır burada yaşayan ve yerli Türklerin bulunduğu görülmüştür Gölyaka bir göl ve yanı başında kurulan imamlara Köyü ile tarih sahnesine çıkmıştır Evliya Çelebi, Katip Çelebi ve batı batılı gezginlerin ilgisini çekebilmiştir Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nca kaybedilen veya Osmanlı otoritesinin sarsıldığı bölgelerden Kafkasya’dan, Doğu Karadeniz Bölgesi’nden, Balkanlar’dan, Akdeniz Bölgesi’nden ve Kuzey Irak’tan olmak üzere beş ana grupta bölgemize büyük göçler olmuştur İmamlar Köyü 1932 yılında nahiye olmuş, 3 yıl sonra nahiyeliği kaldırılmış tekrar köye dönüştürülmüştür İmamlar ismi 1962 yılında Gölyaka olarak değiştirilmiştir Gölyaka nahiyesinde 1967 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur Gölyaka Belediyesi Düzce ilçesine bağlık bir nahiye (bucak) iken 1987’de ilçe yapılarak Bolu’ya bağlanmıştır Gölyaka 17 Ağustos Körfez depreminde en fazla hasar gören yerlerden biri olmuştur 12 Kasım Düzce depreminde de ilçe büyük hasar görmüştür Her iki depremde de toplam 106 kişi hayatını kaybetmiş ve 317 kişi yaralanmıştır Depremlerin ardından Aralık 1999’da Düzce’nin il olması nedeniyle Gölyaka, Düzce’ye bağlanmıştır


Coğrafi Yapı

Düzce ilinin batı ucunda yer alan Gölyaka’nın yüzölçümü 219983 km2’dirİlçe, kuzeyde ve güneyde bulunan Bolu ve Köroğlu Dağlarının uzantısı olan sıra dağlar arasında yer almaktadır Güneydeki dağlar daha yüksek olduğundan ilçenin güney kesimi yüksek dağ kitlesi ve ormanlık alanlar ile kaplıdır İlçenin kuzey bölümü kuzeye doğru genişleyen bir ovadır ve bu ova Düzce Ovası ile bitişik durumdadır İlçeyi Düzce Ovası’ndan ayıran Büyük Melen Irmağı ve Efteni Gölü’dür İlçe Merkezi Efteni Gölü’nün batısında düz ovada kurulmuş olup, rakımı 100 metre civarındadır Yerleşim durumu olarak ova kısımları düz, dağlık ve yüksek kısımları topografik yapı olarak dik bir eğime sahiptir Arazi yapısı olarak genellikle kumlu-killi ve yer yer mil karışımı alüvyonlu topraklardan ve çok sulak gevşek bir yapıya sahiptir Gölyaka su kaynakları bakımından Düzce’nin en zengin ilçelerinden biridir İlçenin şu göller bulunur: Efteni Gölü, Kara Göl, Sarı Göl, Cılbız Kuyusu, Gölcük, Kuru Göl ve Katır Gölü Gölyaka yaylaları açısından da zengindir Pürenli, Kardüz, Yanık, Unluk ve Kızık yaylaları en başta gelen yaylalarıdır Bu yaylalar yayla turizmi açısından gelecek vaadetmektedir Özellikle de Kardüz yaylası kış sporları ve turizmi için geleceğin merkezleri arasında gösterilmektedirMelen Irmağı ve Aksu Çayı’da Gölyaka’nın ırmaklarından en başta gelenleridir Bu ırmaklarda balıkçılık sporu yapılmaktadır Gölyaka bütün bu güzelliklerinin yanı sıra ormanlarıyla da doğanın tüm güzelliğini sergiler Başlıca ormanları şunlardır Karamahmut, Keltepe, Güney, Çamlık, Koruluk, Büyük ve Küçük Balkaya, Karadağ, Mercantepe, Emeksiz, Konaş Sağlamsu, Unluk ve Baltepe İlçe Kuzeydoğu Anadolu aktif fayı üzerinde bulunduğundan 1 derecede deprem bölgesidir 17 Ağustos depreminde ilçede derin çatlak ve yarıklar oluşmuş yer yer kaymalar meydana gelmiştir Bunun en büyük nedenlerinden biri fayın üzerinde oluşudur Diğeri ise toprak yapısının sulak oluşudur


Nüfus

1997’de yapılan Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin toplam nüfusu 18155’dir İlçe merkezinin nüfusu 5267, köy nüfusu ise 12888’dir İlçenin 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde olmak üzere iki defa üst üste deprem felaketi yaşamı nedeniyle özellikle ilçe merkezindeki nüfus köylere akın etmiştir


Eğitim

Gölyaka’da 1 adet Çok Programlı Lise ve 10 adet de ilköğretim okulu bulunmaktadır İlköğretim alanındaki öğrenci sayısı 2698, lisedeki öğrenci sayısı ise 203’dür İlçede Halk Eğitim Merkezi’de bulunmaktadır


Deprem

17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara bölgesinde meydana gelen depremde yüzey kırığı Düzce’nin yaklaşık 6 km güney batısında Gölyaka yakınlarında bitmektedir Bu depremden üç ay sonra meydana gelen Düzce Depremi, 17 Ağustos kırığının kuzey doğu ucu ile Bolu tüneli arasındaki kesimi kırmıştır 12 Kasım 1999 kuzey kırığının batı ucunda yaklaşık 9 km lik kısım 17 Ağustos Depreminde de kırılmıştır Ancak 17 Ağustos Depreminde bu kısım üzerindeki yanal yer değiştirme, batıdan doğuya doğru azalarak devam etmiş, Gölyaka civarında 30 cm ye kadar azalmış ve kırığın sonuna doğru yanal yer değiştirme kaybolarak kuzey kırığı yalnızca çatlaklar biçiminde takip edilebilmiştir 12 Kasım kuzey kırığı 17 Ağustos kuzey kırığının tam doğu ucu doğrultusunda gelişmemiş bu bölgede sağa sıçrama yaparak gelişmiştir Bu sağa sıçramanın olduğu bölgede düşey yer değiştirme egemendir 12 Kasım 1999 Depreminde Hacıyakup Köyü civarında yanal yer değiştirme 40-50 cm civarında iken düşey yer değiştirme yer yer 3 metreye varmaktadır En büyük düşey yer değiştirme Efteni Gölü’nün güneyinde görülmektedir Efteni Gölü’nün güneydoğusunda ve daha güneye doğru sıvılaşma yapıları gelişmiştir Her iki depremden de büyük hasar alan Gölyaka’da toplam 106 kişi hayatını kaybetmiş, 317 kişi de yaralanmıştır İlçede ağır/yıkık bina sayısı konut sayısı 1225, orta hasarlı konut sayısı 538 ve hafif hasarlı konut sayısı ise 766’dır Ağır/yıkık işyeri sayısı 317, orta hasarlı işyeri sayısı 538 ve hafif hasarlı işyeri sayısı 99’dur


İdari Yapı

Gölyaka ilçesinin merkezinde 1 adet belediye bulunmaktadır İlçenin 6 mahallesi ve 23 köyü vardır


Gölyaka’nın Köyleri:


Aksu

Hacısüleymanbey

Sarıdere

Bakacak

Hacıyakup

Taylık

Bekiroğlu

Hamamüstü

Yazıpınar

Çamlıbel

İçmeler

Yazlık

Çayköy

Kemeryanı

Yeşilova

Değirmentepe

Kuyudüzü

Yunusefendi

Esen

Muhapdede

Zekeriyaköy

Güzeldere

Saçmalıpınar

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Akçakoca, Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz Bölümü’nün en batısınde yar alan ve doğudan Zonguldak İli’nin Alaplı İlçesi, Batıdan Sakaryı İli’nin Kocaali İlçesi, güneyden Düzce İli’nin Yığılca ve Cumayeri İlçeleri Kuzeyden Karadeniz ile çevrilidir İlçenin yüzölçümü 463 kilometrekaredir

Tarihi

Akçakoca ve çevresinden tarihi hakkında kesin bilgi ve belgeler olmamakla birlikte bölgede yapılan kazılar sonucunda elde edilen bir takım eşyanın MÖ 1220 yıllarında Trakya yolu ile Anadolu’ya geçen Trak Kabilelerine ait olduğu tahmin edilmektedir

Roma ve Bizans dönemlerinde DİAPOLİS adıyla önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak tanının ve 13 asırda Cenevizlilerin eline geçen bölge, Osmanlı Beyliği döneminde 1323 yılında Orhan Gazi’nin Lalası ve Akıncı Beylerden AKÇAKOCA BEY tarafından fethedilerek Türklerin eline geçmiş ve günümüze kadar kesintisiz Türk Egemenliği altında kalmıştır

1962 yılına kadar Bolu Sancak Beyliği’ne bağlı bir Voyvodalık ve 1934 yılına kadar da AKÇAŞEHİR adıyla nahiye olan bölge, 1934 yılında da isim değişikliği yapılarak bölgenin Fatihi AKÇAKOCA BEY’in adını alarak AKÇAKOCA ilçesi olmuştur Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması nedeniyle Akçakoca ilçesi Düzce iline bağlanmıştır

Coğrafi Yapı

Akçakoca ilçesinin sınırları içinde kalan alan, genel de kuzeyden güneye ve batıdan doğuya doğru yükselen bir özellik taşımakta olup kayda değer en önemli yükseltiler güneyde Kaplandere ve Orhan Dağları, doğuda ise Kızıltepe (1486 m)’dir İlçe dahilindeki en büyük akarsu Melen Çayı olup bu çay aynı zamanda Sakarya ile mevcut idari sınırı teşkil etmektedir Çayağazı, Hiciz, Orhan ve Değirmenağzı dereleri diğer önemli akarsuları teşkil etmektedir İlçenin sahil uzunluğu 35 km’dir ve sahil geniş ve uzun haliyle tabii bir plaj halindedir Ilıman deniz ikliminin hakim olduğu ilçe, iklim özellikleri bakımından Karadeniz ve Marmara Bölgesi arasında bir geçiş niteliğindedir Yıllık yağış ortalaması 990 mm olup en sıcak ay ortalaması (Temmuz) 23 derece, en soğuk ay ortalaması (Ocak) 5 derecedir İlçenin hakim rüzgarı poyrazdır

Nüfus

İlçe ve çevresinin nüfusu 93 Harbi ve 1917 Bolşevik İhtilalinden sonra Kuzey Kafkasya ve Doğu Karadeniz yörelerinden göçenlerin yerleşmesiyle artmıştır 30 Kasım 1997 Genel Nüfus Tespitine göre ilçe nüfusu 36972’dir Merkez nüfus 19604, köy nüfusu ise 17368’dir İlçede kilometrekare başına 81 kişi düşmektedir Sahil kesiminde ise bu oran 90 kişi civarına yükselmektedir

Eğitim

Akçakoca ilçesinde 7’si merkezde, 12’si köylerde olmak üzere 19 İlköğretim okulu bulunmaktadır Bu okullarda 4986 öğrenci eğitim görmektedir İlköğretim alanında 205 öğretmen görev yapmaktadır Orta Öğretim de ise Merkezde 1 Lise, 1 Ticaret Meslek Lisesi, 1 Endüstri Meslek Lisesi, 1 Kız Meslek Lisesi, 1 İmam Hatip Lisesi ve 1 Pratik Kız Sanat Okulu bulunmaktadır İlçede ortaöğretim alanında 1015 öğrenci 75 öğretmenle öğrenimlerine devam etmektedir Akçakoca’da Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ne bağlı 4 yıllık Akçakoca Turizm işletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu ve 2 yıllık Akçakoca İşletmecilik Yüksek Okulu bulunmaktadır Burada toplam öğrenci sayısı ise 500’dür Akçakoca halk Eğitim Merkezi tarafından 1999-2000 sezonunda Giyim, Bilgisayar, Makine Nakışı, el Sanatları ve Saz olmak üzere muhtelif konularda kurslar açılmıştır Burada 132 öğrenci eğitim görmektedir Akçakoca ilçesinde 1 Halk Kütüphanesi bulunmaktadır Kütüphanenin kitap sayısı ise 8873’dür

Spor

İlçede 2000 kişilik çim menşeli tribünlü 1 futbol stadyumu, 250 kişilik 1 kapalı spor salonu mevcut olup, Aktaş, Kınık köylerinde voleybol/basketbol sahası, Çayağzı, Uğurlu, Kurukavak, Ortanca ve Melenağzı köylerinde futbol sahaları mevcuttur

Sağlık

Akçakoca’da 50 yatıklı 1 Devlet Hastanesi, 2’si Merkezde 4’ü de Köylerde olmak üzere 6 Sağlık Ocağı bulunmaktadır Sağlık Ocakları şunlardır: 1 Nolu Merkez Sağlık Ocağı, 2 Nolu Merkez Sağlık Ocağı, Beyören Sağlık Ocağı, Uğurlu Sağlık Ocağı, Melenağzı Sağlık Ocağı ve Kurukavak Sağlık Ocağı Sağlık ocaklarına bağlık 11 köyde de sağlık evleri mevcuttur Depremden sonra 50 yataklı devlet hastanesi orta hasarlı hale geldiğinden sadece Sağlık Merkezi binası faaliyette olup yatak sayısı 25’tirAkçakoca ilçesinde 100 yataklı Devlet Hastanesi inşaatı yapımına başlanmış, inşaatın %90’ı tamamlanmıştır

Ekonomi

Akçakoca halkının genel ekonomik faaliyetleri ve ana geçim kaynakları tarım (özellikle fındık tarımı), tavukçuluk ve balıkçılıktır

Tarım

Akçakoca’da tarımsal faaliyetler açısından fındık üretimi %95 gibi bir orana sahiptir Arazinin engebeli oluşu nedeniyle diğer tarımsal ürünler yetiştiriciliği oldukça düşüktür 1999 yılı itibariyle bölgede fındık üretimi 14 bin tondur İlçede son yıllar itibariyle yapılan meteorolojik rasat çalışmaları baz alındığından sera ve örtü altı yetiştiriciliği için uygun değerler arasında iklimin hüküm sürdüğü gözlenmiş, demostrasyon niteliğinde başlayan örtü altı yetiştiriciliği bugün için bir gelir kaynağı şekline dönüşmüştür İlçede fındık üretimine alternatif ürün çalışmaları doğrultusunda ceviz bahçesi konusuna ağırlık verilmiştir Ceviz üretimi teşvik edilmektedir Akçakoca’da son yıllarda kiwi üretimi de önemli bir hale gelmiştir Bu yönde çalışmalar sürdürülmektedir

Hayvancılık

Akçakoca’da 7750 civarında büyükbaş hayvan bulunmaktadır İlçede 180 civarında kümes ve broiler ve 2000 civarında fenni kovan bulunmaktadır Yıllık piliç üretimi 7500000 adettir Yıllık beyaz et üretimi ise 155000 tondur Akçakoca’da 150 civarında teskereli balıkçı ve 60 civarında ruhsatlı tekne mevcuttur

Ormancılık

İlçede 16953 hektar ormanlık saha vardır Tamamen yapraklı ağaçlardan müteşekkil orman varlığı ise yaklaşık 2500000 metreküptür Ormanlardan yılda yaklaşık 7500 metreküp yapacak ve yaklaşık 500 ster yakacak üretimi gerçekleştirilmektedir

Ticaret

İlçenin ulaşım durumu özelliği ve halkın geleneksel alışkanlıkları nedeniyle bağlı köylerden doğuda kalanlar Alaplı ve Ereğli ilçeleri ile, güneydeki köyler Düzce İli ile batıda kalan köyler ise Karasu ve Adapazarı ile ticari ilişkilerini sürdürdüklerinden ve özellikle de fındık üretiminin az emek ve işçilik gerektirmesine rağmen yüksek gelir getirmesi nedeniyle ilçede ticari hayat yeterince gelişmemiştir Ana üretim fındık olduğundan mevsiminde fındık ticareti ve Haziran-Eylül dönemlerinde de turizm girdileri ile nakliyecilik ilçe ticaretini hareketlendirmektedir Akçakoca’da 2’si devlet bankası olmak üzere 3 adet banka şubesi mevcuttur

Sanayi

Akçakoca ilçesinde sanayi yeterince gelişmemiştir Ancak son yıllarda bu yönde gelişmeler gözlenmektedir İlçede Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’ne ait 222 ton/yıl kapasiteli 1 adet Fındık Kırma Fabrikası mevcuttur Ayrıca Has iş Hasan İşleyen Fındık Koza Makinesi Saç İmalatı ve Yılmaz Yem Hayvansal Ürünler Sanayi tesisi mevcuttur Bunun yanında Ereğli Demir Çelik Tesisi ürünlerini işleyen Sevil Demir Çelik Sanayi, Sevil Boru Profil Sanayi, Ağır Haddecilik Makine Sanayi, Çınar Boru Profil Sanayi ve Ümran Spiral Kaynaklı Boru Sanayi olmak üzere 6 adet tesis faaliyet göstermektedir

Turizm

Akçakoca ilçesi ekonomisinde turizm faaliyetleri önemli bir yer tutar Yaz aylarında ortalama 150000 civarında yerli turist ilçeye gelmektedir İlçenin 35 km uzunluğundaki kıyı şeridinde yer alan geniş ve kaliteli kumsalı, berrak ve temiz denizi, Ceneviz Kalesi, Fakıllı Mağarası ve hepsinden önemlisi halkının candan ve sıcak oluşu şehri aranan merkez haline getirmektedir İlçede ev pansiyonculuğunda yatak kapasitesi 1500 civarındadır Kampinglerde çadır, karavan, motor karavanlarıyla gelenlere yönelik 2000 kişilik konaklama kapasitesi bulunmaktadır Akçakoca’da 331’i Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli, 850 kadarı da mahalli idarelerden ruhsatlı toplam 1181 resmi yatak kapasitesi bulunmaktadır Özel sektöre ait 150 yatak kapasiteli 4 yıldızlı Akçakoca Otel, 140 yatak kapasiteli 3 yıldızlı Diapolis Otel, 69 yatık kapasiteli Katyun Otel, 70 yatak kapasiteli Koçan Otel’, 60 yatak kapasiteli Yılmaz Otel ve 40 yatak kapasiteli Mesen Otel bulunmaktadır

İdari Yapı

Akçakoca’nın 8 mahallesi ve 43 köyü vardır İlçe nüfus mozaiğinin karışık olması toplu köy yerleşimine imkan vermediğinden dağınık yerleşim hakim özelliktedir

Akçakoca’nın Köyleri

Akkaya, Deredibi, Hemşin, Melenağzı, Aktaş, Dereköy, Kalkın, Nazımbey, Altınçay, Dilaver, Karatavuk, Ortanca, Arabacı, Doğancılar, Kepenç, Paşalar, Balatlı, Döngelli, Kınık, Sarıyayla, Bayhanlı, Edilli, Kirazlı, Subaşı, Beyören, Esmahanım, Koçar, Tahirli, Çayağzı, Fakıllı, Koçullu, Tepeköy, Çiçekpınar, Göktepe, Küpler, Uğurlu, Dadalı, Hasançavuş, Kurugöl, Yenice, Davutağa, Kurukavak, Yeşilköy

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Kuzeydoğu bölümü Karadeniz’in kıyı dağları ile çevrili, arta kalan bölümler tepelik ve dalgalı bir arazi yapısına sahiptir Büyük melen suyu Karadeniz’e dökülürken Akçakoca topraklarını da sulamaktadır Düzce’ye 39 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 462 km2 olup, toplam nüfusu 36972’dir

İlçenin ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır İlçe topraklarında mısır ekilir Ayrıca fındık ta önemli bir ürünüdür Karadeniz kıyılarında turistik tesisler bulunmakta ve yılın belirli aylarında turizm yönünden önemli bir merkez konumundadır

Bununla birlikte, yörede son yıllarda yapılan kazılar MÖ1220 yıllarında Trakya’dan gelen Trak kabilelerinin buraya yerleştiklerini göstermiştir Bithynia Krallığı yöreye egemen olmuş, Roma ve Bizans döneminde de önemli bir liman ve ticaret merkezi olmuşturXIIIyüzyılda Cenevizlilerin eline geçmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarında, Orhan Gazi’nin lalası, akıncı beylerinden Akçakoca tarafından 1320 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır Akçakoca, 1692 yılına kadar Bolu sancak beyliğine bağlı bir voyvodalık olarak yönetilmiştir Akçakoca 1864’te Düzce ile birleştirilmiş ve Akçaşeyhr Maa Düzce ismiyle nahiye yapılmıştır 1934’te Akçaşehir ismi ile ilçe haline getirilmiştir Bu isim 1943’te Akçakoca olarak değiştirilmiş, 1999’da da Düzce’ye bağlanmıştır

Akçakoca’dan günümüze gelebilen eserler arasında,
Ceneviz Kalesi
Fakıllı Mağarası
Konuralp Köprüsü bulunmaktadır
Ayrıca ilçede Melen Çayı’nın denize döküldüğü yerde Melenağzı Doğal Plajı ve Koyu, Karaburun Köyü Plajı, Değirmenağzı kıyısında Cumayeri Mesiresi, Akçakoca’ya 7 km uzaklıkta Çayağzı, Kumpınar Mevkii, Akkaya Köyü yakınındaki Akkaya Şelalesi ve Sarıyayla Köyü yakınındaki Sarıyayla Şelalesi gibi mesire ve doğal plaj alanları bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce Hakkında Bilgi

Eski 08-10-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce Hakkında Bilgi



Yığılca, batıdan Düzce ili ve Akçakoca ilçesi, güneyden Kaynaşlı ilçesi ve Bolu ili, kuzeyden Zonguldak ilinin Alaplı ilçesi, doğudan Bolu ilinin Mengen ilçesi ile çevrili bulunmaktadır İlçenin il merkezine uzaklığı 38 km olup en yakın komşu kentlerden Adapazarı’na 100 km, Ankara’ya 276 km ve İstanbul’a 234 km uzaklıktadır

Tarih

Düzce’nin Yığılca ilçesi, Düzce ve komşu ilçe Akçakoca ile birlikte 1321-1323 yılları arasında Osmanlı hakimiyetine girmiştir Orhan Gazi’nin komutanlarından birinin bölgede yığınak yaptığı ve ilçenin isminin de buradan geldiği tahmin edilmektedir Yörede Orhan ismini taşıyan bir dağ bir camii ayrıca Redifler isminde bir köyün varlığı bu tahmini doğrulamaktadır Çünkü Orhan Gazi’nin küçük ordu kuvvetlerine REDİF isminin verildiği bilinmektedir Yığılca 1904 tarihinde bucak olarak Düzce’ye bağlanmış, 1954 yılında da müstakil bir ilçe olmuştur Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması dolayısıyla Yığılca, Düzce’nin ilçesi olmuştur

Coğrafi Yapı

İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 350 m, yüzölçümü 640 kilometrekaredir Engebeli ve eğimi fazla olan bir alanda kurulmuş ilçenin ziraat arazisi çok yetersiz, genelde ormanlık arazi hakimdir İlçenin iklimi Batı Karadeniz iklimini andıran ılıman bir iklimdir Yığılca ilçesi, Düzce Ovası’nı sulayan Hasanlar Barajı Gölü’ne dökülen Melendere Çayı’nın yukarı havzasında yer alır En tepedeki Yaylatepe Köyü hariç diğer köyler bu havzanın güney ve kuzeyindeki yamaçlara birer sıra halinde dizilmişlerdir Bu biçimi ile uzun bir “U” görünümünde olan havza oldukça dağlık ve sarptır Havzayı çevreleyen belli başlı tepeler: Yaylacık Tepe, Köybaşı Tepe (678 m), Kızıltepe (1486 m), Sarıkaya Tepe (1036 m), Bacaklıyayla (1137 m), Aktaş Sırtları (1271 m), Kiriş Tepe (1398 m), Geymen Tepe (1438 m), İğnekiriş Tepe (987 m) ve Kırıksapağı Tepe (919 m)’dir İlçe akarsu yönünden oldukça zengindir Doğudan batıya doğru uzanan Melen Çayı, Kuzeyden ve güneyden zengin derelerle beslenir Önemli dereler, Karadere, Aksu Deresi, incirli Deresi, Hacı Deresi, Mahyaderesi, Karakaş Deresi, Naşlar Deresi ve İğneler Deresi’dir İlçe sınırları içinde Hasanlar Barajı’da yer alır

Nüfus

İlçenin 1997 Genel Nüfus Sayımına göre toplam nüfusu 20646’dır Bu nüfusun 3477’si ilçe merkezinde, 17169’u da köylerde yaşamaktadır Buna göre toplam nüfusun %16’su ilçe merkezinde, %84’ü de kırsal kesimde yaşamaktadır İlçe de kilometrekareye düşen insan sayısı ise 31’dir İlçe verimsiz arazilere sahip olmasından dolayı büyük şehirlere göç vermektedir

Sağlık

Yığılca’da 25 Yataklı 1 Devlet Hastanesi, biri şehirde olmak üzere 3 adet de sağlık ocağı bulunmaktadır Sağlık Ocakları şunlardır: Merkez Sağlık Ocağı, Çukurören Köyü Sağlık Ocağı ve Hoşafoğlu Köyü Sağlık Ocağı

Eğitim

Yığılca’da 47 ilköğretim okulu vardır Bunlardan 17’si taşımalıdır İlçe’de 1 adet de Çok Programlı Lise mevcuttur Bu okullarda toplam 3718 öğrenci eğitim görmektedir İlçe’de ki toplam öğretmen sayısı ise 120’dir Yığılca’daki Halk Eğitim Merkezi’nde Makine Nakışı ve Giyim olmak üzere iki kurs bulunmaktadır

Ekonomi

İlçe coğrafi özelliği itibariyle eğimli, çoğu kayalık ve ormanlık arazi yapısına sahip olduğundan, tarım arazisi dar ve verimsizdir Toplam tarımsal alan 104250 dekar civarındadır İlçede ekili alan 14950 hektardır İlçe arazisinin 7242 hektarı meyvelik, 196 hektarı sebzelik, 29808 hektarı ormanlık, 2682 hektarı çayır mera, 960 hektarı yerleşim alanı, 3 hektarı sanayi tesisi, 15697 hektarı göl-bataklık-taşlıktır Yığılca’da yıllık ortalama buğday üretimi 7500 ton, arpa 600 ton, mısır 12000 ton, çavdar 60 ton ve fındık 8000 tondur İlçede 8500 adet sığır, 548 adet manda, 2924 adet koyun, 1226 adet keçi, 80 ad, 567 eşek, 70 katır ve 1800 arı kovanı bulunmaktadır Alabalık üretimi 3 üretme çiftliğinde yıllık 3 tondur Broiler tavuk üretimi yıllık 5363750’dir İlçe merkezinde iki adet devlet bankası bulunmaktadır

İdari Durum

Yığılca’nın 29 mahallesi ve 39 köyü vardır Köyler engebeli arazi üzerine kurulmuştur İlçenin sadece merkezinde belediye bulunmaktadır

Yığılca’nın Köyleri:


Akçaören

Dutlar

Hocatman

Redifler

Aksaklar

Gaziler

Hoşafoğlu

Sarıkaya

Asar

Gelengöz

İğneler

Tıraşlar

Aydınyayla

Geriş

Karakaş

Tuğrul

Bekirler

Gökçeağaç

Kırık

Yağcılar

Çamlı

Güney

Kocaoğlu

Yaylatepe

Çiftlikköy

Hacılar

Köseler

Yeniyar

Çukurören

Hacıyeri

Mengen

Yılgı

Dibektaş

Hebeler

Naşlar

Yoğunpelit

Doğanlar

Hocaköy

Orhangazi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.