Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdurrahim, karakoç

Abdurrahim Karakoç

Eski 06-28-2009   #1
KRDNZ
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç



İncitme

Gölgesinde otur amma,
Yaprak senden incinmesin
Temizlen de gir mezara,
Toprak senden incinmesin…
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin…
Burdayım de ararlarsa,
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa,
Bayrak senden incinmesin…
İl göçsün göçtüğün vakit,
Yol yansın geçtiğin vakit,
Suyundan içtiğin vakit,
Irmak senden incinmesin…
Toz konmasın sakın sana,
Hakkı geçer halkın sana,
Gücenmesin yakın sana,
Uzak senden incinmesin



Azınlık

Satıcı simsarlar verdi el ele
“Bölünmez” ülkeye girdi azınlık
Her yana dal-budak saldı mesele
Postunu divana serdi azınlık
Kaboğlu fitneyi doldurdu kaba
Gösterdi olağan dışı bir çaba
Oran baskın çıktı, dedik merhaba
Ortamı sinsice gerdi azınlık
Yazmadı tarihler böyle hinliği
Şaşırttı şeytanı kurul cinliği
Bu kasap mantığı, bu pişkinliği
“Al kurtul” ödülü, gördü azınlık
Düşündüm, kimlerle yarıştı aklım
Nihayet öfkemle barıştı aklım
Okudum raporu, karıştı aklım
Saydım beş kişinin dördü azınlık
Avrupa yurdumu bölmek istiyor
En az beş parçada görmek istiyor
Tez günde mezara gömmek istiyor
Amacı, gayesi, derdi azınlık
Doymadılar yiyip içtikleriyle
Onulmaz yaralar açtıklarıyla
Devşirme güruhtan seçtikleriyle
Jokerleri öne sürdü azınlık
Haçlı Avrupa’sı düğmeye bastı
Yerli uşakları fikrini kustu
Gözcüler uyudu, sözcüler sustu
Yuların ipini kırdı azınlık
Papaz kilisede tezgâhı kurmuş
Anahtar satarak milyarlar vurmuş
Diyalog esnafı selâma durmuş
Muradı maksada erdi azınlık
Kayboldu hamamın tarağı, tası
Bitmedi irtica paranoyası
“Ekümenlik Patrik” oyunun as’ı
Hatayı, Mardin’i sardı azınlık
AB yollarına düşer gideriz
Gelme deseler de koşar gideriz
Bir garip âlemde yaşar gideriz
Bekliyor kapıda ferdî azınlık
Kimliğin Türk, dinin İslâm, orda kal
Yazılan raporu oku, ibret al
Ey sahibi devlet, söyle, bu ne hâl? !
Diyorlar ki “Türk’ü-Kürdü azınlık”…



Biraz da kitaplar seni okusun

Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ
Açık dur, kitaplar seni okusun
Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
Eğilsin mehtaplar seni okusun
Kasırga ol, döne döne zikir et
Her nefese on bin misli şükür et
Şüphe burgacında Hakk’ı fikir et
Uyansın girdaplar seni okusun
Erisin geceler gündüze gel ki
Kalmasın tek engel bir düze gel ki
Secdede Rabb’inle yüz yüze gel ki
Minberler, mihraplar seni okusun
‘Ezel’in, ‘ebed’in şifresi sende
‘Menfi’nin, ‘müsbet’in şifresi sende
Çözülsen de olur, çözülmesen de
Sorular, cevaplar seni okusun
Aşktan, estetikten, ahenkten yana
Şiir, resim, müzik imrensin sana
Camiler, sebiller gelsin lisana
Hayırlar, sevaplar seni okusun
Bedenin coğrafya, tarihtir dünün
Ayrı ayrı sayfa saatin, günün
Dört kapısı açık dursun gönlünün
Alimler, erbaplar seni okusun
Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da
Işık, kılavuz ol gittiğin yolda
Kur’an’dan feyz alan bir mektup ol da
Yazdığın kitaplar seni okusun



Neyin eksilir?

Belin kırılacak eğilme yazık!
Şöyle dik durursan neyin eksilir?
İnkâr tarlasına çakılan kazık
Takvada erirsen neyin eksilir?
Gecikme, sen senden kaçıver biraz
Doğru ne, yalan ne seçiver biraz
Yumma gözlerini, açıver biraz
Gerçeği görürsen neyin eksilir?
Putperesttin, ya ki puttun ne oldu
Farz et ki dünyayı yuttun ne oldu
Gaddarlara alkış tuttun ne oldu
Mağduru korursan neyin eksilir?
Çok dolaştın gel-git bölgelerinde
Gözükmedin tevhit bölgelerinde
Hep kurudun ifrit gölgelerinde
Işıkta kurusan neyin eksilir?
Değildir bu zaman ricat zamanı
Eğlenme, kaçıyor necat zamanı
Vermen gerekeni hacet zamanı
Talibe verirsen neyin eksilir?
Muhalif rüzgârlar savurur taş, kum
Dalma rehavete değişir durum
Kestirme yollarda çoktur uçurum
Düz yolda yürürsen neyin eksilir?
Değmedi eline gül desteleri
Çıkmadı ağzından aşk besteleri
Benliğe saplanmış keresteleri
Birliğe sürürsen neyin eksilir?



Bulacak yere bakmalı

İman kaynağımdır, tevhid havuzum
İslâm’ın dışında arama beni
Muhammed’ül-Emin tek kılavuzum
Putların peşinde arama beni
‘Hak kelâm’ duyduğum, kitap Kur’an’dır
Başka yok! Uyduğum kitap Kur’an’dır
Dolduğum,doyduğum kitap Kur’an’dır
Beşerin ‘boş’unda arama beni
Evet sözü verdim Bezm-i Elest’te
Şüphem yok, ayrılmam en son nefeste
Şeytannın yaptığı süslü kafeste
Papağan kuşunda arama beni
Veli’ye, âlime hürmet ehliyim
Vahdetten yanayım, ülfet ehliyim
Tek kıble tanırım, sünnet ehliyim
Kerbela taşında arama beni
Türk doğmuşum, Türküm… kime ne bundan
Her mü’min kardeşim, severim candan
İman baharını kovup zamandan
Zemheri kışında arama beni


__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Çarpık çağ

Eski 06-28-2009   #2
KRDNZ

Çarpık çağ



Çarpık çağ

Doğru mu yanlış mı karar sizlerin
Biz aklın durduğu çağda yaşadık
Ben dinsizim diyen beyinsizlerin
Din dersi verdiği çağda yaşadık


Baylar çalım sattı, bayanlar etin;
Ar duvarı çürük, darbeler çetin
Modern putçuluğun şirkin zilletin
Kemale erdiği çağda yaşadık


Bazan kör kilitler vuruldu dile
Bazan armağanlar kazandı hile
Homo’nun, komo’nun deyyusun bile
İtibar gördüğü çağda yaşadık


Yabancısı olduk ilin obanın;
Müdür ekmeğini çaldı çobanın
Resmi dairede devlet babanın
İpe un serdiği çağda yaşadık


Önümüz çileydi arkamız cefa
Bir gün semtimize basmadı sefa
Mürşidin müridin günde beş defa
Günaha girdiği çağda yaşadık


Kimi hak adalet gördü düşünde
Kimi devlet kuşu buldu başında
Vatanseverin vatan dışında
Hasretlik sürdüğü çağda yaşadık


Göz yumup izine düştük batının
Tuttuk kuyruğundan haçlı atının
Pamuk yumağının tüyün tütünün
Nice baş yardığı çağda yaşadık


Neler yıkmadık ki son olsun diye
Harcadık günleri gün olsun diye
Asker kaçağının şan olsun diye
Askeri vurduğu çağda yaşadık


Dilendik savurduk doları markı
Döndükçe aşındı düzenin çarkı
Şalvarı, kasketi, gömleği, börkü;
İhtiras sardığı çağda yaşadık


Başörtüsü yasak,Türk olmak günah;
Sabır ver sabır ver Ey Gadir Allah
Bulaşık basının her gün her sabah
İslamı Yerdiği çağda yaşadık


Görün halimizi biz insanların
Tutsağı olmuşuz sui zanların
Her zaman her yerde müslümanların
Müslüman kırdığı çağda yaşadık




Alıntı Yaparak Cevapla

Ey can…

Eski 06-28-2009   #3
KRDNZ
Varsayılan

Ey can…



Ey can…

Ben sabit şeyleri sevmem ey can,
Sen
Eğer beni dinlersen,
Çağlayan ırmak ol…
Ve gönül gönderine çekilmiş,
Nazlı nazlı dalgalanan
Bayrak ol…

Ben karanlığı hiç sevmem ey can,
Vaktin her saatinde
Her zaman
Ağaran şafak ol…
Güneş ışıklarıyla ürperen çiçek
Seher yeliyle ırgalanan
Yaprak ol…

Ben bulanıklığı sevmem ey can,
Sen
Yayla pınarlarından akan
Sulardan berrak ol…
Göl olma, gölet olma, baraj olma,
Kaynak ol…

Ben uykuları da sevmem ey can,
Uykulardan uzak ol…
Kış günü karları yarıp çıkan
Beyaz bir gül
Mavi bir zambak ol…

Ben zaafları da sevmem ey can,
Hakikatleri sarıp-sarmalayan
Zaaflardan ırak ol…
Geri dur, geri dur ey can,
Nefret sarayındaki sultanlıktan,
İlim ocağında çırak ol…

Sana tavsiyemdir ey can,
Zalimlerin boynunda süslü kravat olacağına,
Var bir garip ölünün üstünde
Kefen ol…
Kimsesiz gelinlerin yüzünde
Duvak ol…



Abdurrahim Karakoç

Alıntı Yaparak Cevapla

YALVARIŞ

Eski 06-30-2009   #4
KRDNZ
Varsayılan

YALVARIŞ




YALVARIŞ

Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun
Her adımda bir engel var, salmıyor,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun

Mümkün mü bu yolda maksuda ermek?
Mümkün mü sılada dost yüzü görmek?
Aşığa ar gelir geriye dönmek;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun

Çekilmez bir şelek vurdun arkama;
Şaşırdım yollarda kaldım, akşama
Umudum her zaman bakidir amma,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun

Sevip sevilmemek varsa kaderde,
Hangi doktor ilaç verir bu derde?
Hastayım, susuzum gurbet illerde;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun

Ey hanlar hanını halkeden Hancı!
Bir yudum aşkınla doğdu bu sancı
Ey fakir ekmeği, Mümin inancı!
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun

Alıntı Yaparak Cevapla

AÇIK DİLEKÇE

Eski 06-30-2009   #5
KRDNZ
Varsayılan

AÇIK DİLEKÇE



AÇIK DİLEKÇE

Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey

Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey

Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey

Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey

Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayım izlerinde savcı bey




AŞK HİKAYESİ

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!

Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!



AYNANIN İKİ YÜZÜ

Bir zirvede habire şiştikçe şişene bak
Bir tabanda her adım yıkılıp düşene bak
Bir ülke yansa bile yan gelip yatanlara
Bir yangın söndürmeye çarıksız koşana bak






Alıntı Yaparak Cevapla

AYNALARIN ÖTESİ

Eski 06-30-2009   #6
KRDNZ
Varsayılan

AYNALARIN ÖTESİ



AYNALARIN ÖTESİ

Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalbdeki yara
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar

Vakit dolar, nakit biter kasanda
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da
Kapanır sayfalar ela gözlü yar



BAMBAŞKA

Doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
Ağrıyan yerimi sorma boşuna
Yazdığın reçete değer mi zahmet?
Kağıtla kalemi yorma boşuna

Kerem eyle, fayda vermez yardımın;
Tıp ilminde çaresi yok derdimin;
Her tarafı gurbet olmuş yurdumun;
Düşünceme tuzak kurma boşuna

Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;
İçimde tarifsiz keder saklıdır
Sökemezsin yaralarım köklüdür;
Merhem sürüp, sargı sarma boşuna

Dost yolları nakışlandı kanımdan;
Sevdiklerim vergi keser canımdan;
Sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,
İncitip günaha girme boşuna

Aşk koymuşlar ıstırabın adını;
Alamadım yaşamanın tadını
Yapacaksan eğer bana yardımı,
Öldür kurtar, ilâç verme boşuna

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Abdurrahim Karakoç

Eski 06-30-2009   #7
KRDNZ
Varsayılan

Cevap : Abdurrahim Karakoç



BEBEĞE ÇAĞRI

Soyguncu soysun da, vurguncu vursun
Sen ana karnında boşa durursun
Doksan günde çık gel dokuz ay dursun

Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Üçkağıtçı düzen geçip gitmeden
Her ocakta üç- beş baykuş ötmeden
Çabuk ' Devlet malı deniz' bitmeden

Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Makam armağandır, koltuk hediye
Muhkem ilamlar var ' rüşvet ye' diye
Ne diye beklersin söyle ne diye?

Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Göz kırpınca sıfırı çok sayılar
Zirveye tırmandı topal ayılar
Yağcı yeğen arar haydut dayılar

Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Artık banka soymak basit eğlence
Günde milyar hiçtir ' yurtsever genc' e(!)
Dünyaya duhül et, gel biraz önce

Doğmaya gayret et dogmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
Yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
Hukuksal açıdan bir ' olanak' bul

Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek

Adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
Halkı tiksindiren bir kof dizi gör
Önce onları gör, sonra bizi gör

Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek



BEBEĞE İHTAR

Geçmişte yağmanın hasat dönemi
Acele gel diye çağırdım seni
Şimdi iş değişti dur, dinle beni
Dokuz aylık yolu altmış ayda çek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek

Emmin, dayın annen, baban kereste
İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste
Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste
İnsanlar ya mertek, ya orta direk
Beş sene dolmadan doğma ha bebek

Doğarsan üç günlük iş bulamazsın
Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın
Ucuz toprak, beleş taş bulumazsın
Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek

Arı peteğinde ağulu bal var
Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var
Sıkıver dişini, annene yalvar
Buradan rahattır orda beklemek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek

Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan
Kaçan kurtuluyor, ahbaptan dosttan
Değişti bahçıvan, bozuldu bostan,
Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek

Vaziyet bambaşka vaziyet oldu
Yaşamak işkence, eziyet oldu
Dalkavukluk üstün meziyet oldu
Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek



BEBEĞE SİTEM

"Aman gelme" dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, beşer’sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek

Kimisi su katar içtiğin süte
Kimisi at sokar yediğin ete
Günahtan, hileden, haramdan öte
Zulmet kuyusuna düşersin bebek

Yukarıya gitsen'köle'sayarlar
Aşağıya insen tefe koyarlar
Her saat bir başka renge boyarlar
Baktıkça sen sana şaşarsın bebek

Önün bal-petekli, elin mühürlü
Omuzun kötekli, dilin mühürlü
Haftan ipotekli, yılın mühürlü
Aydan, günden mahrum yaşarsın bebek

Sevgimiz rüşvettir seversek seni
Aldatmak içindir ne versek seni
Kalleş çağımızla eversek seni
Gerdeğe girmeden boşarsın bebek

Alıntı Yaparak Cevapla

BEN..

Eski 06-30-2009   #8
KRDNZ
Varsayılan

BEN..



BEN

Ben: Karlı dağların deli rüzgârı
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım
Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı
Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım

Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban
Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban
Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım

Ben: çürük bir gemi aşk denizinde
Ben: Yağmur damlası dostun izinde
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım

Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım

Ben: Gönlü aklına uymayan deli
Ben: Az düşünceden doymayan deli
Ben: Beni ben diye saymayan deli
Bırakın, ben benden uzaklaşayım



BENİ DE ÇAĞIR

Çileyi koklayıp gül niyetine,
Zindana girersen beni de çağır
Sabrı, kanaatı bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır

Bazen iki dünya sığar içime,
Bazen iki güneş doğar içime
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan, beni de çağır

Dostların var ise divanelerden,
Göz yaşın aktıysa minarelerden
Binlerce senelik viranelerden
Birşeyler sorarsan, beni de çağır

Ezelin ezelden öncesi vardı,
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı
Zaman yumağına bizi kim sardı?
Aklını yorarsan beni de çağır

Dışarda göz yanar, içerde yürek,
Taahhüt ehline tahammül gerek
Mazlum yarasına merhem diyerek
Göz yaşı sürersen beni de çağır





Alıntı Yaparak Cevapla

BENZETTİLER

Eski 06-30-2009   #9
KRDNZ

BENZETTİLER



BENZETTİLER

Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber avrupalı,tuz avrupalı
Gülücükler sahte kirpikler takma
Dudak Avrupalı,göz Avrupalı

Bebeklikte benliğini yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı,iz avrupalı

Birisi diskoda içer kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez ki yıkar devirir
Ana avrupalı,kız avrupalı

Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar avrupalı,yüz avrupalı

En mahrem yerlerin kalktı örtüsü
Beş santim tırnaktır ellerin süsü
Bütün bunlar medenilik ölçüsü
Cilve avrupalı naz avrupalı

İster sari deyin isterse ırsi,
Büyük revaç buldu makbulün tersi
Duyduğumuz 'okey,adiyös,mersi'
Ağız avrupalı söz avrupalı

Her gün karşımıza on zıpır çıkar
Bağırır,çağırır,devirir yıkar
Dinler kulağımız gözümüz bakar
Şarkı avrupalı,saz avrupalı

Başımız ayıkmaz binlerce halttan
Örf,adet gemimiz delindi alttan
Analar Muğla'dan Van'dan Tokat'tan
Bebek avrupalı bez avrupalı

Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye,densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı avrupalı saz avrupalı

Herkes soyunuyor açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gavurdan seçilmiyor ki
Şekil avrupalı,poz avrupalı

Türklük bu mu desem bu diyecekler
Şampanyayı sorsam su diyecekler
Bir gün kökümüze hu diyecekler
Kabuk avrupalı,öz avrupalı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.