Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anıları, atatürkün, hayatı, yaşamı

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Atatürkün Hayatı,Egitimi,Askeri Görevi-Atatürkün Ailesi Yaşamı

Atatürk ile ilgili Resimli Öyküler -Ataturk ve Anıları Resimli
Mustafa Kemâl Atatürk
1881 Selânik -1938 İstanbul



Mustafa Kemâl Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu





yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki



Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır Milis subaylığı, evkaf kâtipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı

SUNUM ALMİRA






Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Eğitimi



Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin
mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti Ancak Mustafa Kemâl babasını çok küçük








Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Askerî görevleri

1905-1907 yılları arasında Şam'da 5 Ordu emrinde görev yaptı Arkadaşları ile Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adında bir dernek kurdu 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu Manastır'a III Ordu'ya atandı





, Mustafa Kemâl Sofya'ya askeri ataşe olarak atanmıştır 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi,


1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başlamış ve Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı Mustafa Kemâl 19 Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi


18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini,




Mustafa Kemâl'in komuta ettiği 19 Tümen Conkbayırı'nda durdurdu Mustafa Kemâl, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti 8 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Grup Kumandanlığına getirildi Birinci Dünya Savaşı esnasında, Anafartalar'daki Türk kuvvetlerine kritik bir zamanda kumanda etti Bu sırada Çanakkale Boğazı'na çıkarma yapılmış ve Mustafa Kemâl bu durumu kişisel gayretiyle kurtarmıştır Savaş esnasında, Mustafa Kemâl'in kalbinin üzerine bir şarapnel parçası isabet etmiş, ancak göğüs cebinde bulunan saati onun hayatını kurtarmıştır







Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Suriye'de bulunan Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a dönüp Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı





arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemâl seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi,Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabûl edip uygulamaya başladı


Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgâli sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı Daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâyi Milliye ile ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı




Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Mustafa Kemâl yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:
  • Sarıkamış (20 Eylül 1920),
  • Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı
  • Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa savunmaları (1919- 1921)
  • I İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
  • II İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
  • Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
  • Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)
Gazi ünvanının verilmesi






NUTUK






Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Tükiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemâl'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı



23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı 13 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu

Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı

Atatürk soyadının verilmesi


Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemâl'e "Atatürk" soyadı verildi



Mustafa Kemal Atatürk'ün Nüfus Kağıdı




Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi Bu başkanlık görevi, Devlet Başkanlığı ve Başbakanlık yetkileriyle donatılmıştı 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilân edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi 1927, 1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti



Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı

Nutuk


15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de10 Yıl Nutku'nu okudu






Atatürk'ün özel yaşamı



Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar Bu evlilik 5 Ağustos




1925 tarihine dek sürdü Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevî evlat edindi Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı Onlara iyi bir gelecek hazırladı






1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı Mirasından kızkardeşine, manevî





evlâtlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi Zeybek

oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı Tavla ve bilardo







oynamaktan büyük keyif alırdı Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi Zengin bir kitaplık oluşturmuştu Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı










Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi Doğayı çok severdi Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı Atatürk Fransızca ve Almanca biliyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



A tatürk'ün ölümü


Atatürk ülke içerisinde sık sık seyahat etmiştir Gemlik ve Bursa gezileri esnasında soğuk almıştı Tedavi olmak ve dinlenmek üzere İstanbul'a geri döndü Ama, ne yazık ki çok ciddi bir şekilde hastalanmıştı 10 Kasım 1938 tarihinde saat 905'te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu ama insanlarının gözünde ölümsüzlük kazandı ve onların kalplerinde yerini aldı Cenazesi 21 Kasım 1938 günü törenle geçici olarak Ankara Etnografya Müzesi'nde toprağa verildi Anıtkabir yapıldıktan sonra nâşı görkemli bir törenle 10 Kasım 1953 günü ebedî istirahatgâhına defnedildi







Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Atatürk'ün Çalışma Arkadaşları -Atatürk ve Silah Arkadaşları


ALİ FUAT CEBESOY (1882 - 1968)




Kurtuluş Savaşı komutanlarından, diplomat ve siyaset adamı 1882 yılında İstanbul'da doğdu Babası İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi bir bakıma gelecekteki kaderini çizmiş oldu
Cebesoy'un Beyrut'ta başlayan kıta hizmetleri, 1908'deki Roma Askeri Ateşeliği dışında, çok hareketli geçti Trablus'ta savaş başlar başlamaz (1911) oraya ilk gidenler arasındaydı Balkan Savaşı sırasında Karadağ'da, Yanya Kalesinde, Pista ve Pisani muharebelerinde, 1 Dünya Savaşının başında tümen komutanı olarak katıldığı Kanal



Hareketinde, büyük başarılar gösterdi İstanbul Hükümeti'nin İçişleri Bakanı, Mustafa Kemal'in görevsizliğini bir genelgeyle açıklayınca Ali Fuat Paşa'da kendi bölgesindeki valilere ve mutasarrıflara kendisinden gelecek emirlere göre hareket edilmesini bildirdi (1919) Ayrıca, her tarafta Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetlerinin kurulacağını ilgililere hatırlattı Bu çabaları takdirle karşılandığı için, Sivas Kongresi sonrasında Cebesoy, Umum Kuvayı Milliye komutanı olarak görevlendirildi




Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem taraftarlığıyla suçlandı Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra, Ankara'ya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı Mustafa Kemal'in talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla yürüttü ve 10 Mayıs 1921'de Ankara'ya dönerek Mecliste siyasi çalışmalarına başladı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığını yaptı 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucuları arasında yer aldı Ertesi yıl (1926) İzmir Suikasti dolayısıyla Ali Fuat Paşa da tutuklandı, yargılandı ve beraat etti


Cebesoy'un ikinci dönem siyasi hayatı İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı Milletvekili olarak tekrar Meclise girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir ara TBMM Başkanlığı da (1947-1950) yaptı 1968 yılında öldü



Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



CELAL BAYAR (1883 - 1985)





Parlamenter, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3 Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1883 yılında Bursa-Gemlik'te doğdu İlk ve orta öğrenimini babası Abdullah Fehmi Efendi'nin yanında yapan Bayar, Gemlik mahkeme ve reji kalemine memur olarak girdi Daha sonra Ziraat Bankası'nda çalışmaya başladı Bu arada Harir Darutariri okuluna devam etti 1990'da İttihat Terakki Cemiyeti'nin kurduğu gönüllüler taburuna yazıldı cemiyetin genel sekreterliğini yürüten Bayar, Kız Lisesi'nin ve Şimendifer Okulunun açılmasına ön ayak oldu I Dünya Savaşı'ndan sonra İzmir'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin de faal üyeleri arasına katıldı 1920 tarihinde Bursa milletvekili olarak Büyük Millet Meclisi'ne katılan Bayar, aynı tarihte İktisat Bakanlığı'na vekalet etti Çerkez Ethem'in isyanı sırasında, Ethem'i ikna etmek için gönderilen heyete başkanlık etti 1921'de İktisat Başkanlığı'na getirildi Lozan Konferansı'na müşavir üye


olarak katıldı 1924'te Türkiye İş Bankası'nı kurma görevini üstlendi 1937'de İsmet İnönü'nün başbakanlıktan ayrılması üzerine, Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 14 Başbakanı olarak tayin edildi ve ilk kabinesini kurdu Atatürk'ün ölümünden sonra, Cumhurbaşkanlığı'na seçilen İsmet İnönü tarafından da başbakan olarak tayin edildi Daha sonra İnönü ile anlaşamadığından, yerini 3 Mayıs 1939'da Doktor Refik Saydam'a bıraktı



CHP'de arkadaşları ile 1945'de Dörtlü Takrir'i verinceye kadar görev aldı ve bu tarihte Menderes, Fuat KöGoogle Page Rankingülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde genel başkanı bulunduğu Demokrat Partinin iktidarı büyük çoğunlukla kazanması ile 22 Mayıs 1950'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayar'ı Cumhurbaşkanlığına seçti 1954-1957 genel seçimlerinden sonra da Meclis tarafından Cumhurbaşkanlığına seçilen Celal Bayar, 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde ***** Menderes'i başbakan olarak tayin etmiştir Bayar, 27 Mayıs 1960'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koymaları ile tutuklanarak Yassıada'ya ***ürüldü 16 ay süren soruşturma ve yargılamadan sonra, Yassıada Yüksek Adalet Divanı tarafından, 15
Demokrat Parti, ileri geleni ile birlikte idama mahkum edilmiştir Milli



Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



RAUF, HÜSEYİN ORBAY (1881-1964)




Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle "Hamidiye Kahramanı" ünvanını kazanmıştı İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı



İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu Rauf Orbay 1964 yılında öldü




Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



ÖMER NACİ ( 1878-1916)




1878 yılında İstanbul'da doğdu Bursa'daki Işıklar Askeri Lisesi'nde okurken hocaları da, arkadaşlarının hemen hepsi de kendisinin geleceğin başarılı bir askeri değil de güçlü bir şair ve ateşli bir hatip olarak görüyorlardı Çok okuyordu, okuduklarının çoğu Namık Kemal'in, Tevfik Fikret'in şiirleri ve Jön Türklerin gizli yayınlarıydı Bu yüzden de sık sık başı derde giriyordu Bunun sonucu olarak Bursa'daki öğrenim yıllarında izin zamanlarını okulun cezaevinde geçiriyordu











Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla1895 yılında Manastır İdadisi'ne sürüldü Ne var ki Ömer Naci'nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal'i etkiledi Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkasına girdi; burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi; İttihat ve Terakkicilerin hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskınını düzenleyenlerin başında o vardı Subay olarak Kafkas Cephesinde, İran'da bulundu Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı 1916 yılında Kerkük'te bulunduğu bir sırada Tifüse yenildi ve öldü




Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Ö MER NACİ ( 1878-1916)




1878 yılında İstanbul'da doğdu Bursa'daki Işıklar Askeri Lisesi'nde okurken hocaları da, arkadaşlarının hemen hepsi de kendisinin geleceğin başarılı bir askeri değil de güçlü bir şair ve ateşli bir hatip olarak görüyorlardı Çok okuyordu, okuduklarının çoğu Namık Kemal'in, Tevfik Fikret'in şiirleri ve Jön Türklerin gizli yayınlarıydı Bu yüzden de sık sık başı derde giriyordu Bunun sonucu olarak Bursa'daki öğrenim yıllarında izin zamanlarını okulun cezaevinde geçiriyordu









Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla1895 yılında Manastır İdadisi'ne sürüldü Ne var ki Ömer Naci'nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal'i etkiledi Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkasına girdi; burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi; İttihat ve Terakkicilerin hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskınını düzenleyenlerin başında o vardı Subay olarak Kafkas Cephesinde, İran'da bulundu Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı 1916 yılında Kerkük'te bulunduğu bir sırada Tifüse yenildi ve öldü




Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



MÜFİT ÖZDEŞ (1874 - 1940)



Asker ve siyaset adamı 1874 yılında Kırşehir'de doğdu Harp Akademisindeyken çöküşe hızla yaklaşan Osmanlı İmparatorluğunun kaderini değiştirmenin yollarını arayan genç subaylar arasında idi Hürriyetçi görüşleri benimsemiş olan Mustafa Kemal ve Ali Fuat Cebesoy gibi subaylarla yakın ilişkiler kurdu Bu arkadaşları ile birlikte gizli bir gazete çıkarma çabası içine girdi
Girişimin cezası korktuğundan hafif oldu ve rütbesinin geri alınmasını beklerken, sürgün niteliğinde bir atanma emri aldı Mustafa Kemal ile birlikte Şam'a gönderildi


İstanbul'da başlayan dostluk Şam'da daha koyulaştı Mustafa Kemal ile hemen her vakit beraber idiler Çok geçmeden sürgünde tanıştıkları, tıp öğrencisi Mustafa Efendi, düşüncelerine yeni unsurlar ekledi Aslında o da siyasetle ilgilendiği için İstanbul'dan uzaklaştırılmıştı





Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



İngiltere Cumhurbaşkanı Atatürk’ü ziyarete gelmiş Ankara’ya Erzurumlu



Teyyo Pehlivan da tesadüf, Mustafa Kemal’in yanındaymış Erzurum’un bi meselesi varmış, kentin ileri gelenleri çok rica etmiş, “Ata seni kırmaz, n’olur şunu bi hallediver” demişler, Teyyo Pehlivan da bu nedenle Gazi’ye gelmiş Bi ara Atatürk’le İngiliz Cumhurbaşkanı satranç oynamaya karar vermiş Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı’na, “Oynayalım ama, yenersem bana ne vereceksin?” demiş Bunun üzerine İngiliz, “Yenersen Kuzey İrlanda’yı sana veririm Ben yenersem sen ne vereceksin?” demiş Gazi biraz düşünmüş, “Eğer ben yenilirsem sana Doğu Anadolu’yu veririm” cevabını vermiş
Bunu duyan Teyyo Pehlivan hemen itiraz ederek, “Oo, Paşam, bizim ev n’olacak o zaman?” diye sitem etmiş Atatürk, “Doğru” demiş, “Doğu Anadolu’yu veririm ama Teyyo’nun evi hariç” Bu kez itiraz sırası İngiltere Cumhurbaşkanı’na gelmiş, “Teyyo Pehlivan’ın evi yoksa ben Doğu Anadolu’yu ne yapayım” demiş ve satranç oynamaktan vazgeçmiş

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları







Hatay sorununda Fransızların zorluk çıkardığı günlerdeydi Atatürk, sofrasına çağırdığı Fransız Fevkalade Komiserine içini döküyordu
-Hatay işi, benim kişisel davamdır Beni üzüyorsunuz Korkarım ki, beni meseleyi başka türlü halletmek zorunda bırakacaksınız
Atatürk bu sözleri Türkçe olarak yüksek sesle söylüyor ve herkes dinliyordu Hazır bulunanlardan Kazım Paşa da onun sözlerini Fransızca’ya çeviriyordu Atatürk’ün “Beni Üzüyorsunuz” sözü salona yansır yansımaz arka sıralarda bulunan bir genç ayağa kalkarak:
-Atatürk! Üzülme arkanda biz varız, diye bağırdı
Atatürk birden başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi Kaşları kalkmış, ürkünç bir çehre almıştı Salon birden derin bir sessizliğe gömüldü Herkes Atatürk’ün gence sinirlendiğini sanıyordu Oysa tam bu sırada gözlerini gence diken Atatürk, onun bu sözüne karşılık olarak:


-Biliyorum çocuğum, onu bildiğim için böyle konuşuyorum, diye karşılık verdi


şiir fon müzikleri - müzikli şiirler - arka fon müzikli şiirler


Facebook Müzikli Şiirler Sayfamıza Bekliyoruz





Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Ata ya Hakaret eden Köylü



Atatürk’e hakaretten sanık bir köylü hakkında kovuşturma yapılıyordu Durumu Ata’ya bildirdiler
-Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş
Atatürk sordu:
-Ben ne yapmışım ona?
Soruşturma evrakını inceleyenler açıkladılar:
-Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan
Bunu söyleyen o zamanın bakanlarından biridir Bakana şu soruyu yöneltmiş:
-Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?
-Hayır
-Ben Trablus’ta iken içmiştim Pek berbat şeydir Köylü gene bana az küfretmiş Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Ata nın Cevap Veremediği Tek İnsan?





Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur Biz bu savaşlardan baş kaldırıp ne memleketi imar edebilmiş, ne de kendimiz refaha kavuşmuşuzdur Bunun sebebi, bizim suçumuz olduğu kadar düşmanlarımızın da suçudur Çünkü başta Ruslar olmak üzere düşmanlarımız hep şöyle düşünürlerdi:
-Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler
Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, Balkan milletlerini “İstiklal” diye kışkırtırlardı
Biz böyle durmadan savaşırken de o zamanlar askere alınmayan gayri müslimler zenginleşirlerdi
Onların neden zengin, bizim neden fakir kaldığımızı bir köylü, Atatürk’e verdiği kısa bir cevap ile çok güzel açıklamıştır
Atatürk, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş:
-Bu köşk kimin?
-Kirkor’un
-Ya şu koca bina?
-Yargo’nun
-Ya şu?
-Salomon’un
Atatürk biraz sinirlenerek sormuş:
-Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur:
-Biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna Boyları’nda, Balkanlar’da, Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar’da, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam<br>
Atatürk bu anısını naklederken:
-Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.