Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edilenler, hakkında, merak, ölüm, ötesi

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::::: Cehennemin Gösterilişi ::::

Genellikle, ahirette cehennemle yalnızca inkarcıların muhatap olacağı sanılır Oysa bu ancak kısmen doğrudur Meryem Suresi'ndeki ayetler, mümin ya da kafir, tüm insanların cehennemin çevresinde diz çökeceğini haber vermektedir:
İnsan demektedir ki: "Ben öldükten sonra mı, gerçekten diri olarak çıkarılacağım?" İnsan önceden, hiçbir şey değilken, gerçekten bizim onu yaratmış bulunduğumuzu (hiç) düşünmüyor mu? Andolsun Rabbine, biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız Sonra, her bir gruptan Rahman'a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız Sonra biz ona girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz (Meryem Suresi, 66-72)
Ayetlerden anlaşıldığı gibi, mahşer günü tüm insanlar "cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak" hazır bulundurulacaklardır Tüm insanlar, mümin ya da kafir, cehennemin korkunç uğultusuna ve içindeki akıl durdurucu görüntülere şahit olacaklardır Ancak sonra müminler kurtarılır ve kafirler diz üstü çökmüş olarak bırakılır Daha sonra da cehennemin içine atılırlar

Müminlerin de o topluluk içinde olmalarının hikmetlerinden birinin, Allah'ın azametini daha iyi kavramaları ve O'na şükretmeleri olduğu düşünülebilir Cehennem ortamını yakından gören mümin, Allah'ın kendisine verdiği imanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu iyice kavrar Çünkü şahit olduğu cehennem o kadar korkunçtur ki, yalnızca o azaptan kurtulmuş olmak bile, insan için büyük bir mutluluktur

Mümin, cehenneme şahit olmakla, kıyas yapma imkanına sahip olur Böylece insana verilecek en güzel nimetleri barındıran, içinde ebedi kalacağı cennetin değerini daha iyi anlar Dünyada da acıdan kurtulmak büyük bir nimettir Örneğin dağ başında soğuktan donma tehlikesi geçiren biri için, içinde ateş yanan köhne bir baraka, o an için en lüks otel odasından daha güzeldir Günlerce yemek yememiş birisi için kuru bir ekmek, normal zamanda yiyeceği en mükellef ziyafetten daha lezzetli gelir Acının sona ermesi, başlı başına büyük bir sevinç, neşe, huzur ve dolayısıyla şükür kaynağıdır

Cehennemi yakından görüp ondan kurtulan mümin, işte bu sevince ulaşır Bir de bunun üzerine cennet ile ödüllendirilmesi, Kuran'da sözü edilen "felah"ı (büyük kurtuluş ve mutluluk) eksiksiz bir biçimde tadmasını sağlar Var olan en büyük azabı gördükten sonra, cennete girip hayal gücünün alamayacağı nimetlere kavuşan mümin cennetin değerini çok iyi bilir Geri kalan sonsuz hayatı boyunca da cehennem ortamını hiç unutmaz, bu sayede cennetten aldığı zevk aynı oranda fazlalaşır

Mahşer gününde insanlar, Araf (burçlar) üzerinde bulunan, mümin ve kafirleri yüzlerinden tanıyan kimselerin şu sözleriyle karşılaşırlar:

İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır' Gözleri cehennem halkından yana çevrilince: "Rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma" derler
Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı Kendilerine Allah'ın bir rahmet eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? (Cennettekilere de) Girin cennete Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksınız" (A'raf Suresi, 46-49)
Artık yaratılmışların en hayırlıları olan müminler (Beyyine Suresi, 7) ile yaratılmışların en aşağılığı (Beyyine Suresi, 6) olan inkarcıların birbirlerinden sonsuza kadar ayrılmaları vaktidir Ayırma günü Kur'an'da şöyle belirtilmiştir
Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman (Bu,) Hangi gün için ertelenmişti? Ayırma günü için Bu ayırma gününü sana ne bildirdi? O gün, yalanlayanların vay haline Biz, öncekileri helak etmedik mi? Sonra arkadan gelenleri onların izinde yürüteceğiz İşte Biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz O gün, yalanlayanların vay haline (Mürselat Suresi, 11-19)
Bu ayırma günü, ölümle başlar, dirilişle ve hesapla devam eder ve insanların ebedi yurtlarına yollanmasıyla son bulur Kaf Suresi'nde kafirlerin ve müminlerin ebedi yurtlarına yaptıkları yolculuk, şöyle anlatılır:
O, ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) "İşte bu, senin yan çizip-kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da)
Sur'a da üfürülmüştür İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür
(Artık) Her bir nefis, yanında bir sürücü ve bir şahid ile gelmiştir
"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık Artık bugün görüş-gücün keskindir"
Onun yakını olan (ve yanından ayrılmayan melek) dedi ki: "İşte bu, yanımda hazır durumda olan şey"
Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine,
Hayra engel olan, saldırgan şüpheciyi,
Ki o, Allah'la beraber başka bir ilah edinmişti Artık ikiniz, onu en şiddetli olan azabın içine atın
Onun yakın-dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp-azdırdım Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi"
(Allah buyurur"Benim huzurumda çekişip-durmayın Ben size daha önce 'kesin bir uyarı' göndermiştim
Huzurumda söz değişikliğe uğratılmaz ve Ben kullara zulmedici değilim"
O gün cehenneme diyeceğiz: "Doldun mu?" O da: "Daha fazlası var mı?" diyecek
Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir, (o gün) yakınlaştırılmıştır
Bu, size vaat olunandır; (gönülden Allah'a) yönelip-dönen (İslam'ın hükümlerini) koruyan,
Görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalb ile gelen içindir
Ona 'esenlik ve barış (selam)la' girin Bu, ebedilik günüdür (Kaf Suresi, 19-34)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::::::: Ölüm ile Başlayan Asıl Hayat :::::::::

Ortalama 60-70 sene kadar kısa bir ömrü İslam'ın hükümlerini koruyarak geçiren müminler ile tutkularının peşi sıra koşarak, Allah'ı ve din gününü unutan kafirlerin alacağı karşılık çok farklıdır Bu farklılık ilk olarak ölüm anında ortaya çıkar Melekler müminlerin canlarını güzellikle alırken, kafirlerin canını zorluk içinde çıkarırlar Melekler müminlere selam verip, onları cennetle müjdelerler Ayetlerde bildirildiğine göre, ruhları bedenlerinden yumuşakça çekilip alınır İnanan her kişi, kaçınılmaz olduğunu bildiği ve bu yüzden yaşamı süresince hazırlık yaptığı sonsuz hayatın giriş kapısı olan ölümle artık karşılaşmıştır
İnkarcılar ise hayatı boyunca kendisinden kaçıp durdukları, varlığını bildikleri halde gözardı etmeye çalıştıkları ölümle, şiddetli sarsıntılar içinde karşılaşırlar Zebaniler ellerini onlara doğru uzatır, yüzlerine ve sırtlarına vurarak ruhlarını en derinden acıyla sökerler ve onları alçaltıcı, yakıcı bir azaba gönderirler Bir ayette şöyle buyrulur:
Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin (Enfal Suresi, 50)
Müminler hayatları boyunca bu gün için hazırlanmışlar ve Allah'a din gününde kendilerini küçük düşürmemesi için dua etmişlerdir Al-i İmran Suresi'nin 194 ayetinde müminlerin bu duaları şöyle haber verilmektedir:
Rabbimiz, elçilerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık kılma Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin (Al-i İmran Suresi, 194)
Din gününde yaşanacaklar, müminlerin Allah'a karşı korkularını artırmaktadır Ancak Allah, müminleri o zorlu günün şerrinden koruduğunu ayetinde şöyle bildirmektedir:
Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir (İnsan Suresi, 10-11)
Ayette de görüldüğü gibi Allah'tan korkan ve ahiret günü için hazırlık yapan müminler, yaptıkları hazırlığın bir karşılığı olarak din günü yaşanacak zorluklara karşı korunacaklardır Zorlu azap ise inkarcıları beklemektedir
Din Gününde Müminlerin Durumu
O gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir" İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur (Hadid Suresi, 12)
Din gününün korkusuna karşılık büyük bir güven içinde olan müminlerin yüzleri bekledikleri karşılığı almanın güveni ve sevinci ile nurludur; onlar mutluluk içindedirler (Abese Suresi, 39) Kuran'da müminler ile kafirlerin yüz ifadeleri arasındaki fark şu şekilde anlatılmaktadır:
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir Bunları bir zillet sarıp kaplar Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır (Yunus Suresi, 26-27)
İnkarcılar ise iman edenlere yalvarmaktadırlar Dünya hayatında mücadele halinde oldukları müminlerin nurlarından istemektedirler Bu nurun anlamı bir aydınlık, güven ve bir sevinçtir Sadece cenneti hak eden insanlar üzerinde var olan bu nurdan, inkarcılar ne kadar isteseler de faydalanamayacaklardır Bu nurun kaynağı dünyada yapılan iyi işler olduğundan, arkalarında hiçbir salih davranışı olmayan inkarcının buna sahip olması imkansızdır Bu yüzden müminler tarafından onlara "Dünyaya dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın" cevabı verilir Konu ile ilgili olarak Kuran'da geçen ayet şu şekildedir:
O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: " (Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım" Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azab vardır (Hadid Suresi, 13)
Müminler, dünyada Allah rızası için gösterdikleri çabaların karşılığını almışlardır Bu çabadan dolayı da hoşnutturlar (Gaşiye Suresi, 9) Allah kendilerine tüm yaptıklarının en güzeliyle karşılık vermiştir Zaten beklentileri ve umut ettikleri de budur Bundan dolayı Allah'a şükrederler "Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz" (Zümer Suresi, 74) derler
Müminlerin Alacağı Karşılık
İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi) Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir Allah, dilediğine hesapsız rızık verir (Bakara Suresi, 212)
Ayette de görüldüğü gibi görmedikleri halde Rabbimizden yana korku içinde olan ve kıyamet saatini içleri titreyerek bekleyen müminler o gün Allah'ın koruması altında olacaklardır Müminlerin din gününde güvenlik içinde olacaklarını müjdeleyen bir diğer ayet şu şekildedir:
O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin" (Tahrim Suresi, 8)
İnkar edenler benzeri görülmemiş bir aşağılanma içindeyken, müminler din gününde hiçbir korku yaşamazlar Allah'ın kendilerine vaat ettiğine kavuşmanın sevinç ve neşesi içindedirler Sağ ellerinden defterlerini alıp, huzur içinde cennete sevk edilecekleri anı beklerler Allah onlara dünyada ve ahirette hiçbir nimeti yasaklamamış, tam tersine sonsuz nimetlerle cevap vermiş, canlarını güzellikle almış ve din gününde de onları korumuştur Araf Suresi'nin 7 ayetinde Allah'ın tüm nimetleri müminlere bahşettiği şöyle bildirilir:
De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır" Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız (Araf Suresi, 32)
Hesap anı bitip ateşi çılgınca kızıştırılmış olan cehennem kendilerine gösterildikten sonra müminler cennete sevk olunurlar:
Rablerinden korkup-sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki: "Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz Ebedi kalıcılar olarak ona girin" (Zümer Suresi, 73)
Kuran'da müminlerin sonsuz ahiret hayatında alacakları mükafatlar ayrıntılı olarak anlatılmaktadır Tur Suresi'nde ebedi yurdun nimetleri şöyle sayılmaktadır:
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler; Rablerinin verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar' Rableri, kendilerini 'çılgınca yanan cehennemin' azabından korumuştur Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve için" Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik Orada bir kadeh kapışır-çekişirler ki, onda ne 'boş ve saçma bir söz', ne günaha sokma yoktur Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl' Kimi kimine dönüp sorarlar Dediler ki: Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip-korkardık Şimdi Allah, bize lütufta bulundu ve 'hücrelere kadar işleyen kavurucu' azabdan korudu Şüphesiz, biz bundan önce O'na dua (kulluk) ederdik Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta kendisidir (Tur Suresi, 17-28)
Kafirler Zor, Müminler Kolay Bir Hesaba Çekilirler
Dünyadaki yaşamlarını Allah'ın gösterdiği yolu bırakarak, kendi istek ve tutkularına uyan ya da içinde bulundukları toplumun çarpık değer ve inançlarına göre yaşayan inkarcıların hesabı çok zorlu olacaktır O gün onlara karşı ne bir acıma, ne bir şefkat vardır, ne de azabı üstlerinden hafifletecek bir güç Bunun en büyük sebebi kendilerine dünyada Allah'ın varlığına dair hatırlatıcılar gelmesine rağmen Allah'ın sınırlarını korumamaları ve dünyaya tekrar gönderilseler de korumayacak olmalarıdır Bu, Kuran ayetleri ile haber verilmiş kesin bir gerçektir:
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir (En'am Suresi, 27, 28)
Hesaplarını verirken bir yandan kızıştırılan cehennem onları bekler Hiçbir yaptıkları gözardı edilmeden yaptıklarının karşılığını görmek üzere cehenneme yollanırlar Bir ayette o büyük hesap şöyle anlatılır:
Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman, Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman, Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman, Cennet de yakınlaştırıldığı zaman (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir (Tekvir Suresi, 10-14)
Müminler için ise oldukça kolay bir hesap olacağı, İnşikak Suresi'nde bildirilmiştir:
Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O'na varacaksın Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse, O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır (İnşikak Suresi, 6-9)
Müminler dünyadaki yaşamlarını, kendilerini yaratan ve doğruya yönelten Rabbimiz'in istediği şekilde sürdürmüşlerdir Günahlarını ise sonsuz rahmet sahibi olan Allah affedecektir Allah pek çok ayette iman edip salih amellerde bulunanların, günahlarını iyiliklere çevirip bağışlayacağını bildirmiştir O gün Rabbimiz'in vaat ettiklerine kavuşan müminlere Allah şu şekilde buyurmaktadır:
Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis, Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön Artık kullarımın arasına gir Cennetime gir (Fecr Suresi, 27-30)
Böylece müminler Allah'ın kendilerine olan fazlı ve ihsanı sayesinde sonsuz ateş azabından kurtulur ve Rabbimiz'in sınırsız nimetleriyle dolu olan cennete kavuşurlar Kendisine "Cennete gir" denilen müminin cevabı Kuran'da şu şekilde haber verilmektedir:
(Onlar da) Dediler ki: "Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir (Zümer Suresi, 74)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::::::::: Cehennem :::::::::::

CEHENNEM
O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi (Bakara Suresi, 165)

Aldanmalar ve Gerçekler
İnkar edenlerin içinde sonsuza kadar kalacakları yer, bedenlerine ve ruhlarına acı tattırmak için özel olarak yaratılmış olan "cehennem"dir
Çünkü inkar edenler suçludurlar ve Allah'ın adaleti, her suç için bir ceza gerektirir İşledikleri suç ise, olabilecek en büyük suçtur İnsanın kendisini yaratan, ona can veren Allah'a isyan ve nankörlük etmesi, tüm evrendeki en büyük suçtur Böyle büyük bir suça da büyük bir ceza gerekir ki, cehennem bu adaleti yerine getirmek için vardır İnsan Allah'a kul olsun diye yaratılmıştır Yaratılış amacını reddederse, karşılığını görür Allah, bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir (Mü'min Suresi, 60)
Madem cehennem vardır, o halde insanlığın en büyük meselesi bu olmalıdır Bizim için en büyük tehlike cehennemdir ve hiçbir şey, kendimizi cehennemden korumaktan daha önemli değildir Dünya üzerindeki hiçbir iş, cehennemden kurtulmak için yapılacak işlerden önemli olamaz

Bu açık gerçeğe karşın, insanların çok büyük bir bölümü bir tür sarhoşluk içindedirler Kendilerine başka dertler bulurlar Önemsiz bir konu için aylarca, yıllarca didinirler de, kendileri için en büyük tehlike olan cehennemi düşünmezler bile Ateş yanıbaşlarındadır, ama bunu fark edemeyecek kadar kördürler Kuran'da, "daimi sarhoşluk" (gaflet) halindeki bu çoğunluktan şöyle söz edilir:
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır (Enbiya Suresi, 1-3)
İnsanları kalpleri tutkuyla oyalanmadadır Anlamsız saplantılar üzerine tüm hayatlarını harcamaktadırlar Kimisi işinde yükselmeyi, kimisi "mutlu bir yuva" kurmayı, çok para kazanmayı ya da boş bir ideolojiyi savunmayı hayatının amacı haline getirmiştir Önlerindeki büyük tehlikenin ise farkında değildirler Cehenneme karşı olan duyarsızlıkları, konu hakkında kulladıkları üsluptan bile hemen anlaşılır Bu tür insanların oluşturduğu "cahiliye toplumu" içinde hemen herkes anlamını tam olarak kavramadan cehennnem sözcüğünü sık sık telaffuz eder Bu kelime kimi zaman esprilere dahi konu olur Hiç kimse bu kelimenin anlamı üzerinde uzun uzun durmaz İşte en büyük hata burada yapılır Cehennem genel olarak hayali bir kavram olarak kabul görür

Oysa cehennem, inkarcıların şiddetle bağlandıkları bu dünyadan daha gerçektir Dünya yok olacaktır, ama cehennem sonsuza dek vardır Dünyayı, evreni ve insanı eşi benzeri bulunmayan sayısız denge ve ayrıntı üzerinde kusursuz bir sanatla yaratan Allah, aynı şekilde ahireti ve cehennemi de yaratmıştır Ve cehennem azabını bütün müşrik, münafık ve kafirlere vaat etmiştir

Yaratılmış en kötü mekan olan cehennem, hayal gücünün alabileceğinden çok öte bir azap kaynağıdır Bu azap Allah'ın şanına yakışır bir sanatla yaratılmıştır ve dünyada mümkün olan en büyük acılardan kat kat şiddetli acılar içerir

Bir başka büyük gerçek ise bu azabın cehenneme giren herkes için "sonsuza dek" sürecek olmasıdır Cahiliye toplumu içindeki birçok insan, cehennem azabının belirli bir zaman süreceği, sonra da bağışlanacakları gibi bir hurafeye inanır Bu inanç özellikle kendilerini Müslüman sayıp, ibadetlerini tam olarak yapmayanlar arasında oldukça yaygındır Bu kişiler dünya hayatından istedikleri kadar yararlanıp, bunun karşılığında cehennemde bir süre kalacaklarını, daha sonra affedileceklerini zannederler Ama kendilerini bekleyen son, tahmin ettiklerinden çok daha acıdır Çünkü cehennem sonsuza dek sürecek bir azap mekanıdır Kuran'ın hiçbir ayetinde, cehennemde "biraz" azap görüp, sonra da cennete alınacak insanlardan söz edilmez Aksine, ilgili tüm ayetler, sürekli olarak cehennemin kafirler için yaratıldığını ve azabının sonsuza dek sürdüğünü, geriye hiçbir dönüş olmadığını vurgulamaktadır İnkar edenler, "bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır" (Nebe Suresi, 23)
"Biraz yanıp sonra da cennete girme" şeklindeki hurafe ise, bazı insanların kendilerini avutup aldatmak için uydurdukları bir safsatadır Nitekim Kuran'da buna da dikkat çekilir Aynı şeyi Yahudiler de öne sürmüşlerdir:
Dediler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir" De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?" Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır (Bakara Suresi, 80-81)
Kendisini yaratan, kendisine "işitme, görme ve kalp" veren Allah'a karşı, hayatını nankörlük ve isyan içinde geçiren kimse, sonsuz azabı hak etmiştir (Nahl Suresi, 78) Kendisini avutmak için öne sürdüğü bahanelerin hiçbir yararı olmayacaktır Dünyada iken yaptığı taşkınlıklar, Allah'ın dinine karşı gösterdiği kayıtsızlık ve hatta hınç, hakkındaki hükmü kesinleştirmiştir Bir ayette, bu durum şöyle anlatılır:
Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki 'red ve inkarı' tanıyabilirsin Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler De ki: "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş Allah, onu inkar edenlere va'detmiş bulunmaktadır Ne kötü bir duraktır" (Hac Suresi, 72)
Dünyada iken Allah'a karşı büyüklük taslamış, müminlere karşı da düşmanlık beslemiş olanlara, mahşer günü şöyle denecektir:
Öyleyse içinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin Büyüklük taslayanların konaklama yeri ne kötüdür (Nahl Suresi, 29)
Cehennemin en korkunç özelliği azabın hiçbir zaman bitmeyecek olmasıdır İçine bir kez girdikten sonra artık geri dönüş yoktur Tek gerçek sonsuza kadar sürecek ateş azabıdır Allah'ın kahredici ("Kahhar") sıfatının en çok tecelli ettiği nokta budur Bununla yüzyüze gelen insan ruhen sonsuz yıkıma uğrar Çünkü artık hiçbir umut kalmamıştır Kuran'da, cehennemliklerin çaresizliği şöyle anlatılır:
Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir Oradan her çıkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara: "Kendisini yalanladığınız ateş azabını tadın" denir (Secde Suresi, 20)
Ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir (Enam Suresi, 128)
Ateşten çıkmak isterler, ama ondan çıkacak değiller Onlar için sürekli bir azab vardır (Maide Suresi, 37)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::::::: cehenneme götürülme ::::::::::::

CEHENNEME GÖTÜRÜLME
Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün Cehennemin dokunuşunu tadın" (denecek) (Kamer Suresi, 48)

Cehennem Allah'ın "Kahhar" (Kahredici), "Cebbar" (istediğini zorla yaptıran), "Muntakim" (intikam alıcı) gibi isimlerinin sonsuza dek tecelli edeceği bu yer, insana her yönden acı vermek için özel bir yaratılışla yaratılmıştır Kuran ayetlerinde cehennem yaşayan bir canlı gibi tasvir edilir Bu canlı, inkarcılara karşı öfke, nefret, hınç ve istekle doludur Yaratıldığı günden beri, sabırsızlıkla, Yaratıcımızı inkar eden kafirlerden intikam almayı beklemektedir Cehennem, ayetlerde belirtildiğine göre, insana delicesine susamıştır Kafirlere olan nefretinden çılgına dönmüştür Yalanlayanları gördüğünde öfkesinin şiddetinden parçalanacak gibi olur Bu ateşin yaratılışının tek amacı vardır; kahredici bir azap vermek O da görevini yapacak, acıların en büyüğünü verecektir

İnkar edenler, Allah'ın huzurunda hesaba çekildikten sonra kitaplarını sol yanlarından alırlar Bu an, sonsuza dek içinde kalacakları cehenneme sürülecekleri andır Kafirler için hiçbir kaçış imkanı yoktur Hazır bulundurulan milyarlarca insanın yarattığı mahşer kalabalığı kafirler için bir kurtuluş ya da gözden kaçma imkanı yaratmaz Kimse bu kalabalığın arasına karışıp kendisini unutturamaz, kaybettiremez Cehennem ehlinin her biri, kendisi için görevlendirilmiş bir şahit, bir de sürücü melekle gelir:
Sur'a da üfürülmüştür İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür
(Artık) Her bir nefis, yanında bir sürücü ve bir şahid ile gelmiştir
Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık Artık bugün görüş-gücün keskindir
Onun yakını olan (ve yanından ayrılmayan melek) dedi ki: "İşte bu, yanımda hazır durumda olan şey"
Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine,
Hayra engel olan, saldırgan şüpheciyi,
Ki o, Allah'la beraber başka bir ilah edinmişti Artık ikiniz, onu en şiddetli olan azabın içine atın (Kaf Suresi, 20-26)
İşte kafirler bu korkunç yere doğru yüzüstü sürüklenerek götürülürler Kuran'ın ifadesiyle "bölük bölük" cehenneme doğru sevkedilirler Ancak daha ulaşmadan, uzaktan cehennemin korkusu yürekleri sarar Çünkü cehennemin dehşet verici homurtusu ve uğultusu uzaktan duyulur:
kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak (Mülk Suresi, 7-8)
Bir başka ayette geçen bir ifadeye göre de, ateş, inkarcıları "uzak bir yerden görür" ve "gazablı öfke"ye kapılır

Ayetlere göre, inkarcılar, dirilişle birlikte başlarına gelecekleri hissetmeye başlarlar Boyunları aşağılanmaktan ve utançtan ötürü bükülmüştür Başları düşmüş, dostsuz, yardımcısız kalmış, gururları kırılmış, çökmüş durumdadırlar Utançlarından dolayı başlarını kaldırmadan gözlerinin ucuyla bakarlar Bir ayette şöyle denir:
Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar İman edenler de: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azab içindedirler (Şura Suresi, 45)
Andolsun Rabbine, biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız Sonra biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz (Meryem Suresi 68-72)
Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu? Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın Biz de zebanileri çağıracağız (Alak Suresi, 13-18)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::::::::::: Cehenneme Giriş ::::::::::::

CEHENNEME GİRİŞ

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar: "Evet" dediler Ancak azab kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu Dediler ki: "İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından (içeri) girin Büyüklüğe kapılanların konaklama yeri ne kötüdür" (Zümer Suresi, 71-72)

Cehennemin Kapıları, Karşılanma, Cehennemin Katları
Sonuçta cehennemin kapısına varırlar Cehennemin kapıları ise, her bir kafir grubu için özel olarak var edilmiştir İnsanlar Allah'a karşı isyanlarının şiddetine göre sınıflara ayrılmışlardır Cehennemde de, Kuran'da belirtilen konumlarına ve kazandıkları günahlara göre farklı azap tabakalarına yerleştirilirler Bir ayette şöyle denir:
(Allah) diyecek: "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin" Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için: "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat arttırılmış bir azab ver diyecekler (Allah da"Hepsi için kat kattır Ancak siz bilmezsiniz" diyecek (Araf Suresi, 38)
Bir diğer ayette, cehennem içindeki farklı "kat"lardan şöyle söz edilir:
onların tümünün buluşma yeri cehennemdir O'nun yedi kapısı vardır; onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır" (Hicr Suresi, 43-44)
Bu katların en altında yer alan, diğer bir ifadeyle en büyük azapla karşılaşanlar ise, iman etmedikleri halde mümin taklidi yapmaya çalışmış olan ikiyüzlü "münafık"lardır Kuran'da şöyle denir:
Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar Onlara bir yardımcı bulamazsın (Nisa Suresi, 145)
Cehennem nefret doludur, kafirlere doymaz, beşere azap vermeye susamıştır İçine atılan çok sayıda inkarcıya rağmen daha fazlasını ister
O gün cehenneme diyeceğiz: "Doldun mu?" O da: "Daha fazlası var mı?" diyecek (Kaf Suresi, 30)
Cehennem bir kere yakaladığını sonsuza kadar alıkoyar Allah, ayetlerde cehennemi şöyle tarif etmektedir:
Onu Ben, cehenneme sürükleyip-atacağım Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin? Ne alıkoyar, ne bırakır Beşere delicesine susamıştır (Müddessir Suresi, 26-29)
Üstteki ayetten anlaşıldığı gibi kafirler cehenneme "atılırlar" Bir diğer ayette ise, kafirlerin cehenneme, adeta çöp gibi "dökülüverildiği" bildirilir (Şuara Suresi, 94)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::: Kilitlenen Kapilarin Ardindaki Sonsuz Hayat :::

Kafirler, cehenneme girdiklerinde cehennemin kapıları üzerlerine kapatılır ve olabilecek en dehşet verici görüntülerle karşılaşırlar Biraz sonra ateşe atılacaklarını ve bunun da sonsuza kadar süreceğini anlamışlardır Kapıların kapanması, artık bir çıkışın ya da kaçışın olmadığını gösterir Allah, inkarcıların durumunu şöyle haber verir:
Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş'eme) "Kapıları kilitlenmiş" bir ateş onların üzerinedir (Beled Suresi, 19-20)
Karşı karşıya kaldıkları azap, Kuran'ın ifadeleriyle "büyük bir azap" (Al-i İmran Suresi, 176), "şiddetli bir azap" (Al-i İmran Suresi, 4) ve "acıklı bir azap"tır (Al-i İmran Suresi, 21) İnsanın dünya hayatında sahip olduğu kıstaslar, cehennem azabını tam olarak kavramaya yeterli değildir Birkaç saniye olsun ateşe veya kaynar suya dayanamayan insan, sonsuza kadar sürecek bir ateş azabını zihninde gerektiği gibi canlandıramaz Hatta dünyadaki ateşin verebileceği herhangi bir acı, cehennem azabının şiddeti ile karşılaştırılamaz Allah'ın azabının bir benzeri yoktur:
Artık o gün hiç kimse (Allah'ın) vereceği azab gibi azablandıramaz Onun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz (Fecr Suresi, 25-26)
Kuran'da anlatıldığına göre, cehennemde tam anlamıyla bir hayat, ancak her anı çok yönlü işkencelerle dolu bir hayat söz konusudur Cehennemdeki bu hayat ise, aşağılanmanın, rezilliğin, sefilliğin, fiziksel ve psikolojik eziyetlerin, işkencelerin çok çeşitli uygulamalarından oluşur Cehennemdeki azabı dünyadaki herhangi bir şeyle kıyaslamak elbette mümkün değildir

Cehennem ehli beş duyusuyla da azap çeker Gözü dehşet verici ve iğrenç görüntüler görür; kulağı korkunç ve acı veren sesler, uğultular, gürültüler, çığlıklar, inlemeler, haykırışlar duyar; burnu olabilecek en pis ve tiksinti verici kokularla dolar; dili en iğrenç tadları, en dayanılmaz acıları hisseder; derisi ve tüm vücudu, tek bir hücresi eksik kalmamak üzere yanar, şiddetli acılar içinde kıvranır Bir türlü ölüp yok olmaz Kuran'daki ifadeyle "ateşe ne kadar dayanıklıdırlar" (Bakara Suresi, 175) Derileri yenilenir, azapta hiçbir kesinti ve hafifleme olmadan aynı işkence sonsuza doğru gider Yine Kuran'daki ifadeyle artık kafirler "sabretseler de birdir, sabretmeseler de" (Tur Suresi, 16)
En az fiziksel acılar kadar şiddetli manevi azaplar da vardır Aşağılanır, horlanır, rezil olur, pişman olur, çaresizliğini ve ümitsizliğini düşündükçe yüreği yanar, kan ağlar Sonsuzluk aklına geldikçe mahvolur Öyle ki, azap bir milyon yıl sonra veya bir milyar yıl sonra ya da trilyonlarca yıl sonra sona erecek olsa bu onun için büyük bir umut ve sevinç kaynağı olurdu Ama azabın bir daha hiç sonunun gelmeyeceğini, cehennemden hiçbir zaman çıkış olmayacağını bilmenin verdiği ümitsizlik hissi dünyadaki herhangi bir ümitsizlik hissiyle kıyaslanamayacak bir duygudur

Kuran'daki tasvirlerden anlaşıldığına göre cehennem, pis kokusu, dar, gürültülü, karanlık, isli, dumanlı, izbe ve tekin olmayan mekanları, hücreleri kavurucu sıcaklığı, en iğrenç yiyecek ve içecekleri, ateşten elbiseleri, kül rengi zeminiyle sonsuza kadar artan azabıyla azap sanatının en ince ayrıntılarına kadar sergilendiği bir mekandır Ancak söz konusu ortamı, fikir vermesi açısından bazı yönlerden, nükleer savaş sonrasındaki dünyayı tasvir eden filmlerdeki karanlık, alabildiğine pis, iğrenç, bunaltıcı ortamlara benzetebiliriz Elbette böyle bir mekanda ona uygun bir hayat söz konusudur Cehennem ehli duyar, konuşur, tartışır, kaçmaya çalışır, ateşte yakılır, azabın hafifletilmesini ister, susar, acıkır, pişmanlık duyar Şuuru çok açıktır

Bu ortamda cehennemlikler pis ve iğrenç mekanlarda hayvanlar gibi yaşarlar Yiyecek olarak yalnızca zakkum ağacını veya darı dikenini bulabilirler İçecek olarak ise irin, kan ve kaynar sudan başka bir şeyleri yoktur Bu arada ateş onları her yanlarından kuşatmıştır Yanan derilerinin yerine yenileri yaratılır Böylece ateşin verdiği acı, kesintisiz bir şekilde hiç hafiflemeden devam eder Derileri dökülmüş, etleri yanmış, bütün vücutları yanık, kan, irin içinde olduğu halde zincirlere vurulur ve kırbaçlanırlar Tasmalandırılır, elleri boyunlarına bağlı olarak daracık yerlere atılırlar Zebaniler tarafından ateşten yataklara yatırılırlar, üzerlerine örttükleri örtüler bile ateştendir Bu azaptan kurtulabilmek için sürekli feryat ederler, yalvarırlar, ama kendilerine cevap bile verilmez En azından, bir günlük de olsa azabın hafiflemesini isterler, ama yine aşağılanma ve azapla karşılık görürler

Cehennemde bütün bu olanlar kesin birer gerçektir Bugün dünyada sürdürdüğümüz hayat kadar, hatta daha da gerçektirler

Allah'a, O'nun tam olarak istediği gibi değil, bir ucundan ibadet edenler (Hac Suresi, 11); "nasıl olsa Allah bağışlar" diyerek günah işleyip de azapta belirli bir süre kalacaklarını umanlar (Al-i İmran Suresi, 24); Allah'tan başka ilahlar edinerek, para, mevki, kariyer gibi kavramları hayatlarının amacı haline getirenler; Allah'ın dinini kendi istekleri doğrultusunda değiştirenler, Kuran'ı şahsi menfaatlerine göre yorumlayıp çarpıtanlar, imandan sonra inkara sapanlar, kısacası bütün kafirler, müşrikler ve münafıklar hepsi cehenneme getirilirler Bu, Allah'ın kesin bir sözüdür ve gerçekleşecektir:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (inkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım" (Secde Suresi, 13)
Bu insanlar da zaten cehennem için özel olarak yaratılmışlardır:
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık) Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar İşte bunlar gafil olanlardır (Araf Suresi, 179)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::: Cehennem Azabı :::::::::

CEHENNEM AZABI
Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin?
Ne alıkoyar, ne bırakır
Beşere delicesine susamıştır
(Müdessir Suresi, 27-29)

Ateş Azabı
Cehennemdeki bu hayatın içinde, en büyük ve temel azap kuşkusuz ateştir Ateşin cehennemin karakteristik özelliği olması ateşin diğer işkencelere kıyasla insanın benliğini kökünden sarsan yok eden bir unsur olmasından kaynaklanır İnsan vücudunun en derin noktalarına, Kuran'ın tabiriyle "hücrelerine" kadar işleyen bir azaptır ateş

İşte cehennem ehli, cehennemde "cayır cayır yanmakta olan" (Mearic Suresi, 15), öfkeli, "alevleri kabardıkça kabaran" (Leyl Suresi, 14), "çılgınca yanan" (Furkan Suresi, 11) bu ateşin içine atılırlar ve çığlık çığlığa yanarlar Bir ayette şöyle denir:
Kimin tartıları hafif kalırsa Artık onun da anası (son durağı) "haviye"dir (uçurum) Onun ne olduğunu (mahiyetini) sana bildiren nedir? O, kızgın bir ateştir (Kaaria Suresi, 8-11)
Ayetlerden anlaşıldığına göre, ateş cehennemin her yerini kaplamıştır Bu çukurda ateşten korunulan, ateşin erişmediği bir yer yoktur Kafir diğer fiziksel ve ruhsal işkencelere tabi olurken de hayatının her anında ateşle muhataptır Ateş, son derece büyüktür Kuran, onun büyüklüğünü ve şiddetini ifade ederken, ateşin kıvılcımları için "saray" ve "deve sürüleri" benzetmelerini kullanır:
O gün, yalanlayanların vay haline Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir (Mürselat Suresi, 28-33)
Kafirler ateşten kaçmak, ondan kurtulmak için tüm güçlerini harcarlar Ama kaçmalarına izin verilmez O öyle bir ateştir ki, "yüz çevirip arkasını döneni çağırır-durur" (Mearic Suresi, 17) Bir başka ayette ise şöyle denir:
Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir Oradan her çıkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara: "Kendisini yalanladığınız ateş azabını tadın" denir (Secde Suresi, 20)

Böyle bir ateşle yananların tahayyül edilemeyecek çığlık ve inlemeleri ortalığı kaplar Yalnızca bu korkunç çığlık ve inlemeler bile cehennem ehli için özel bir azap kaynağıdır Orada "kemikleri çatırdatan inlemeler vardır" (Enbiya Suresi, 100) Bir başka ayete belirtilene göre ise, "mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır" (Hud Suresi, 106)

Ateş, dayanılmaz bir acıdır İnsan bir kibrit çöpünün alevine bile parmağını bir saniye tutamaz Korkunç bir acı duyar Ancak bu dünyada bu ve benzeri şekillerde hissettiğimiz ateş azabı, cehennemdekinin yanında çok çok zayıftır Çünkü insan, dünyada uzun süre yanamaz Eğer yanan bir ateşin içine düşmüşse, 5-10 saniye içinde can verir, ateşin büyük acısını çok kısa bir anda yaşar

Ancak cehennemdeki durum, çok korkunçtur, çünkü oradaki ateş insanı öldürmez, yalnızca acı çektirir Cehennem ehli, sonsuza kadar sürecek olan bir ateşin içinde sonsuza kadar yanacaktır Bu işlemin sonsuza kadar süreceğini bilmenin verdiği dayanılmaz bir çaresizlik, umutsuzluk ve yıkım içindedir

Azabın bir başka yönü de, özel olarak yüzlerinin yakılmasıdır İnsanı kibirlendiren, bu kibirle kendisini müstağni görmesini sağlayan vücudunun en önemli yeri yüzüdür Çünkü yüz kişiye ayrı bir fert olma özelliği kazandırır "Ben" diye tanımlanan varlığın en belirgin göstergesidir Güzellik ve çirkinlik kavramlarının en yoğun olarak toplandığı bölgedir İnsanlar, gazetelerde ya da televizyonda yüzü ileri derece yanmış birisinin görüntüsüne rastladıklarında, şiddetli bir acımayla karışık ürperti hissederler Ardından benzer bir felakete karşı Allah'tan koruma isterler Hiç kimse böyle bir felaketi kendisine kondurmak istemez ve zaten kısa sürede bu görüntü unutulur Ancak inkarcıların gaflette olduğu bir şey vardır ki, o da benzer bir sona hem de akıllarının alamayacağı kadar şiddetlisine adım adım yaklaşmakta olduklarıdır Cehennemdeki ateş insan vücudunun her noktasına büyük acılar verir Ama insanın yüzünün yanması en acısıdır Gözler, kulaklar, burun, dil ve derinin, yani beş duyu kaynağının aynı anda bulunduğu tek ve en önemli bölgedir yüz İnsan yüze gelecek darbelere karşı çok hassastır, en ufak bir harekete şiddetli bir refleksle cevap verir Cehennemde ise yüz, ateşte kızartılır, kaynar sularla haşlanır Acının en yoğun olarak hissedildiği yere en ağır işkenceler yapılır Ayetlerde, bu azap şöyle tasvir edilir:
Yüzlerinin ateşte evrilip çevrileceği gün, derler ki: "Eyvahlar bize, keşke Allah'a itaat etseydik ve Resule itaat etseydik" (Ahzap Suresi, 66)
Giyimleri katrandandır, yüzlerini ateş bürümektedir (İbrahim Suresi, 50)
Ateş, onların yüzlerini yalayarak yakar da onun içinde onlar (etleri sıyrılmış olarak sırıtan) dişleriyle kalıverirler (Müminun Suresi, 104)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #38
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



Cehennemin Odunlari, Kaynar Su Ve Dağlanan Vücutlar

Cehennemin Odunlari, Kaynar Su Ve Dağlanan Vücutlar
Kafirlerin cehennem ateşi içinde yanmaları anlatılırken, Kuran'da dikkat çekici bir ifade kullanılır Buna göre, kafirler yana yana "cehennemin odunu" haline gelmişlerdir Cehennemde ateşin kavurduğu herhangi bir nesne gibi yanmazlar Kafirlerin kendileri ateşin özünü, yakıtını oluştururlar Bu durum bir ayette şöyle bildirilir:
"Zulmedenler, ise onlar da cehennem için odun olmuşlardır" (Cin Suresi, 15)
Odunun kendisi, ateşinin yakacağı herhangi bir cisimden çok daha uzun, çok daha şiddetle, için için yanar İşte kafirler de, aynı şekilde yalanladıkları bu ateşin odunu olurlar Ayetler de, bu gerçek şöyle haber verilmiştir:
Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır (Tahrim Suresi, 6)
Şüphesiz inkar edenler, onların malları da, çocukları da kendilerine Allah'tan (gelecek azaba karşı) hiçbir şey kazandırmaz Ve onlar ateşin yakıtıdırlar (Al-i İmran Suresi, 10)
Gerçekten siz de, Allah'ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız (Enbiya Suresi, 98)
Odun yerine geçen insanların yanında, bir de ateşi yakmak için kullanılan gerçek odunlar vardır Ancak burada da farklı bir azap yaşanır Dünyada iken dost, örneğin karı-koca olan inkarcılar, birbirlerinin ateşine odun taşırlar Kuran'da, Ebu Leheb ve karısından şöyle söz edilir:
Ebu Leheb'in iki eli kurusun; kurudu ya
Malı ve kazandıkları kendisine bir yarar sağlamadı
Alevi olan bir ateşe girecektir Eşi de; odun hamalı (ve)
Boynuna bükülmüş bir ip (bağlanmış) olarak (Mesed Suresi, 1-5)
Bu, dünyadaki tüm bağların kopması demektir Dünyada iken birbirlerini çok sevdiklerini söyleyen ve birlikte Allah'a karşı isyan eden kafirler, cehennemde birbirlerinin ateşini beslerler Orada tam bir ihanet söz konusudur Allah'tan başka edinmiş oldukları tüm dostlar, en yakınları, eşleri dahi birer düşman haline gelmişlerdir

Canlı ve cansız odunlarla bu şekilde yanan ateş, bir de kafirleri "haşlayan" suları kaynatır
İnsanın en büyük organı vücudunu çepe çevre saran, hissetmesini, zevk almasını sağlayan derisidir Kalınlığı birkaç milimetreyi geçmez İnsanın en çok değer verdiği yüzü, elleri, kolları, bacakları ve diğer bütün organları deri tarafından sarmalanmıştır Ancak deri hassaslığı yüzünden en büyük acı kaynağı olabilir Derinin en zayıf olduğu nokta ise ateşe ve kaynar sıvılara karşı olan zafiyetidir Ateş deriyi kavurur yakar, kaynar su ise haşlar Kaynar su insanın derisini tek bir nokta boşta bırakmaksızın çepeçevre sarar İncecik deriyi kabartır, deri iltihapla şişer, su toplar ve patlar, böylece dayanılmaz bir azaba neden olur Dünyadaki fiziksel güzelliği, gücü kuvveti, makamı, şöhreti, hiçbir şeyi insanı kaynar bir suya karşı dayanıklı kılmaz Kuran'daki ifadeyle, "küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır" (Enam Suresi, 70) Bir başka ayette de şöyle denir:
Ve eğer o, yalanlayan sapıklardan ise artık (onun için) alabildiğine kaynar sudan bir şölen vardır Ve çılgınca yanan ateşe bir atılma da Şüphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gerçektir (Vakıa Suresi, 92-95)
Bir başka yerde ise, kafirlere yapılacak kaynar su azabı şöyle anlatılır:
Onu tutun da cehennemin orta yerine sürükleyin
Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;
(Azabı) tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun
Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir (Duhan Suresi, 47-50)
Bunların yanında, ateş azabının bazı farklı çeşitleri vardır Birisi de, ateşte kızdırılan metallerle cehennem ehlinin vücutlarının dağlanmasıdır Ancak kendilerini dağlamak için kullanılacak olan bu metaller, dünyada iken Allah'a ortak koştukları mal ve mülkleridir:
Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar Onlara acı bir azabı müjdele Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve"İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek) (Tevbe Suresi, 34-35)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #39
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::: Daha Başka Azaplar ::::

Cehennem, çoğu insanın sandığı gibi yalnızca bir tür "dev fırın" değildir Cehenneme giden insanlar ateşte yanacaklardır Bu doğrudur Ama cehennemde var olan tek şey ateş değildir Orada insanı hem fiziksel hem de psikolojik yönden azaplandıracak çok çeşitli yöntemler vardır
Dünyada, işkence için çok farklı yöntemler, araçlar geliştirildiğini biliyoruz Çoğu kurban bu işkenceler sırasında ya sakat kalır ya da acıdan ölür Sağ kalanlar ise genelde akıl sağlıklarını kısmen, hatta bazen tümüyle yitirirler Oysa bu dünyadaki işkence yöntemleri, cehennemdekilere oranla karşılaştırılamayacak kadar hafiftir Cehennemde çok farklı, çok gelişmiş işkence yöntemleri kullanılacaktır Dünyada elektrik verilerek işkenceye uğratılan bir insanı da, verilen elektriği de, insanın elektriğe olan acı duyarlılığını da Allah yaratmıştır Daha insana acı verecek birçok bilinmeyen kaynak ve insanın bilinmeyen birçok zaafı vardır Allah yarattığı kullarının zaaflarını en iyi bilendir Bu zaaflar doğrultusunda en çok acıyı da yine Allah verecektir Bu, "Muazzip" (azap edici) ve "Kahhar" (kahredici) olan Allah'ın kanunudur

Kuran'da haber verildiğine göre cehennemde azap her yönden gelmektedir Azaptan kendilerini korumaya fırsatları yoktur, azap her yandan onları kuşatmaktadır Üstlerinden, altlarından gelen azabı savmaya güç yetiremezler Ayetler şöyledir:
Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır Azabın onları üstlerinden ve ayaklarının altından kaplayacağı gün (Allah): "Yaptıklarınızı tadın" der (Ankebut Suresi, 54-55)
Ayrıca, cehennemdeki, şu anda bilemediğimiz daha başka farklı azap kaynakları da Kuran'da şu şekilde haber verilir:
Cehennem; onlar oraya girerler; ne kötü bir yataktır o İşte bu; tatsınlar onu: Kaynar su ve irin Ve onun şeklinden başka, çift çift (olan daha beter azablar) vardır (Sad Suresi, 56-58)
Bu ayetten ve diğer bazı ayetlerden, cehennemdeki azabın çok farklı türleri olabileceğini anlıyoruz Bunların ateş, aşağılama gibi en belirgin olanları ayetlerde anlatılmıştır, ama ayetlerden anlaşıldığı gibi, cehennemde çok daha başka azap ve işkence türleri de vardır Örneğin ateş ve kaynar suyun yanı sıra vahşi hayvanların saldırısı, akler, böcekler ve yılanlarla dolu bir çukura atılmak, farelerin saldırısına uğramak, canlı iken kurtlanmış yaralara sahip olmak ve bunların çok daha üstünde hayal gücünün bile alamayacağı bütün azap kaynakları, hem de hepsi aynı anda olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #40
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::::Sıcak, Karanlık, Duman Ve Darlık :::::::

Dünyada insana en çok sıkıntı veren ortamlar dar, pis, karanlık ve sıcak ortamlardır Çok sıcak, nemli ortamlar insanı boğar, yüksek nem en temel ihtiyaç olan nefes almayı zorlaştırır Nefes alamamak insanı şiddetli biçimde bunaltır, göğsü daralır, kalbi sıkışır Çok sıcak ve nemli havalarda gölge bile rahatlatıcı olmaz Görünmeyen ama yoğun bir tabaka insanı çepeçevre kuşatır, nefes borusundan girip göğsünü tıkar Lüks saunalardaki yüksek ısı ve neme insan çok kısa bir süre dayanabilir On dakika yoğun buhar altında kalmaya dayanamayan birisi saunaya kapatılsa kısa bir süre içinde fenalık geçirir Biraz daha uzun kalırsa, nem ve sıcaktan kıvranarak ölür
Cehennemde de bu boğucu atmosfer çok yoğun bir biçimde hakimdir Dünyada sıcağa karşı birçok önlem geliştirmiş olan insan cehennemde çaresizdir Ortam en sıcak çölden daha sıcak, en karanlık, izbe hücrelerden daha sıkıntı verici ve pistir Sıcak insanın en küçük parçası olan hücrelerine dek işler Kafirler için kavurucu sıcağa karşı bir koruyucu, ferahlama veya serinleme imkanı yoktur Kuran'da, cehennem ehlinin bu durumundan şöyle söz edilir:
"Ashab-ı Şimal", ne (mutsuzdur o) "Ashab-ı Şimal" Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı (kerim) (Vakıa Suresi, 41-44)
O gün, yalanlayanların vay haline Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur (Mürselat Suresi, 28-31)
Bu denli boğucu bir atmosfer içinde, bir de dar bir yere sokulma azabı vardır Bir ayette, kafirlere uygulanacak bu ceza şöyle anlatılır:
Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın (Furkan Suresi, 13-14)
Bu dünyada dar bir yerde kapalı kalmak, gerçekten de insanı çıldırtacak kadar bunaltıcı bir azaptır Dar bir hücrede hapis, suçlulara verilen ağır cezaların başında gelir Trafik kazalarında parçalanmış biraracın içinde saatlerce sıkışıp canlı kalan, kazazadelerin durumu, bir deprem veya göçükte toprak altında kalan insanların çaresizliği olabilecek en büyük felaketlerden biri olarak nitelendirilir Oysa bu gibi örnekler cehennemdeki ortama göre oldukça hafiftir En önemlisi göçük altında veya benzer bir yerde sıkışan insan ya bir süre sonra şuurunu kaybedip ölür ya da bir süre sonra canlı olarak kurtarılır Sonuç olarak acı çekilecek sürenin bir sonu, bitiş zamanı vardır

Oysa cehennemde ne bir son vardır ne de umut Pis, yakıcı, havasız, karanlık, dumanlı bir atmosferde bir de elleri boynuna bağlanan ve daracık, sıkışık bir yere sokulan inkarcı, suda boğulan bir insan gibi, tarifsiz bir eziyet çeker Debelenir, çırpınır, kurtulmaya çalışır, ama kımıldayamaz Sonunda, ayette belirtildiği gibi, yok oluşu çağırır, ölüp yok olmayı ister Ancak bu mümkün değildir Sokulduğu o daracık yerde, dünya ölçüsüyle aylar, yıllar, belki yüzyıllar boyu kalacak, giderek artan bir sıkıntı içinde binlerce kez yok oluşu çağıracaktır Oradan çıkarıldığında ise, kurtuluşa değil, cehennemin bir başka azabına götürülür

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #41
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



:::: Yiyecekler, Içecekler Ve Giyecekler ::::[/size]

Dünya, Allah'ın insan için yarattığı sayısız lezzetli ve besleyici yiyecek maddeleriyle donatılmıştır Farklı lezzetlerdeki etler, türlü renk, tat ve kokuda meyve ve sebzeler, baldan süte kadar uzanan hayvan ürünleri, hatta baharatlar, insan için özel olarak yaratılmış ve dünya var olduğu günden itibaren insanlara cömertçe sunulmuştur Bu arada, insan vücudu da bu lezzetleri algılayabilecek yapıda özel olarak yaratılmıştır İnsan güzel yiyeceklere karşı Allah'ın verdiği bir ilhamla iştah ve arzu duyar Aynı şekilde de pis ve iğrenç maddelere (çürümüş, kokuşmuş maddeler, irin, iltahap, kan vs) karşı da bir tiksinti besler Bu da insana ilham edilmiş bir başka özelliktir
Bu dünyada var olan nimetlerin çok daha üstünleri Allah'ın Rahman sıfatı gereği cennette müminler için sonsuza dek hazır bulundurulacaktır Cehennem ehli ise dünyada yapıp ettiklerinin cezası olarak Allah'ın lütfedici ve rızıklandırıcı (Rezzak) sıfatlarından çok uzakta kalırlar (Şura Suresi, 19) Artık onlar için yalnızca azap vardır Bir ayette, şöyle denir:
İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir "Siz dünya hayatınızda bütün 'güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız" (Ahkaf Suresi, 20)
Artık onlar için hiçbir nimet yoktur En temel, en doğal ihtiyaçlarının karşılanması bile onlar için bir azaba dönmüştür Yiyecekleri birer acı kaynağı olarak Allah özel olarak yaratmıştır Artık sonsuza kadar yiyebilecekleri tek şey darı dikeni veya zakkum ağacıdır Bunlar da, ne doyurur, ne de besler Yalnızca acı verirler; ağzı ve boğazı yırtar, karınlarını parçalar, kanatır, iğrenç bir tad ve koku verirler Ayetlerde cennetteki muhteşem güzelliklerden ve lezzetlerden söz edildikten sonra cehennem ehlinin yiyecekleri şöyle tarif edilir:
Nasıl, böyle bir konaklanma mı daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? Doğrusu biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık Şüphesiz o, 'çılgınca yanan ateşin' dibinde bitip çıkar Onun tomurcukları, şeytanların başları gibidir Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar (Saffat Suresi, 62-66)
Onlar için (zehirli olan) darı dikeninden başka bir yiyecek yoktur Ne doyurup-semirtir, ne açlıktan korur (Gaşiye Suresi, 6-7)
Cehennem ehli, Allah'ı tanımamış olmalarının cezasını bu şekilde çekmektedir Ceza olarak kendilerine hazırlanmış bir "şölen" vardır Vakıa Suresi'nde, inkar edenlerin suçu ve kendilerine hazırlanan bu özel "şölen" şöyle anlatılır:
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı
Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı
Ve derlerdi ki: "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"
"Önceden gelip-geçmiş atalarımız da mı?"
De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de"
"Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır"
Sonra gerçekten siz, ey sapık olan yalanlayıcılar,
Şüphesiz zakkum olan bir ağaçtan yiyeceksiniz Böylece karınları(nızı) ondan dolduracaksınız Onun üzerine de alabildiğine kaynar sudan içeceksiniz Üstelik 'içtikçe susayan hasta develerin' içişi gibi içeceksiniz (Vakıa Suresi, 45-55)
Dünyadaki boğaz ağrıları, şiddetli karın sancıları insana en çok sıkıntı ve acı veren hastalıklardan iken, cehennemde bütün bunlardan çok daha şiddetlileri sonsuza kadar kafirin yaşamının bir parçasını oluşturur Yemek zorunda oldukları bu yiyecekler boğazlarında tıkanıp kalır Yutabildikleri ise karınlarında erimiş maden potası gibi gibi kaynar durur Tokluklarını gidermez Cehennem ehli sonsuza kadar korkunç ve sürekli bir açlık içindedir

İşin ilginç tarafı, bu olay bir sefer olmaz, sonsuza kadar tekrarlanıp gider Çünkü cehennem ehli öyle açtır ki, daha önce sayısız kereler denediği halde azabını arttırmaktan başka bir işe yaramayan bu dikenleri her seferinde yemek zorunda kalırlar Ardından da kaynar suya hücum ederler Ama bu su ne hazmettirir, ne de susuzluğunu giderir Yukarıdaki ayette de söylendiği gibi, hasta develer gibi içtikçe susuzlukları artar Bu cezayı iyice çekmeleri için kafirler, cehenneme susamış olarak sokulurlar (Meryem Suresi, 86)

Kaynar suyun yanı sıra onlara içirilen bir başka iğrenç içecek ise, irindir Tıpta en kötü kokan salgı olarak bilinen irin, kafirlerin ikinci seçenekleridir İrinin yanı sıra irinin ait olduğu yaradan çıkan kan bu iltihapla beraber karıştırılıp küfredenlere sunulur Bir başka ayette ise hem irin hem de üstüne katılmış kaynar sudan bahsedilir Bu şekilde kafir, hem kaynar suyun azabını hem de irinin iğrenç tadını birlikte aynı anda tadar

Sunulan içecekler bu kadar iğrenç ve dayanılmaz olmasına rağmen, kafirlerin susuzluklarını gidermek için bunlara koşmaları susuzluklarının derecesini gösterir Birinin azabını tadıp diğerine koşarlar Bu da yemeleri gibi sonsuza dek tekrarlanır Cehennem ehli sonsuza kadar korkunç ve süregiden bir susuzluk içinde kıvranırlar:
Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek
Kaynar sudan ve irinden başka
(İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak, (Nebe Suresi, 24-26)
Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur
İrin ve kan karışımından başka bir yemek yoktur
Bunu da hata edenlerden başkası yemez (Hakka Suresi, 35-37)
Ağızlarına aldıkları bu iğrenç karışımı bir türlü yutamazlar, boğazlarında kalır Yutmaya, yutkunmaya çalışır, ama başaramazlar Kan ve irinle boğulurlar, ancak yine de bir türlü ölemezler:
Önünde cehennem vardır ve (orada) irinli sudan içirilecektir Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de Ardından daha katı bir azab olacak (İbrahim Suresi, 16-17)
Bu çaresizlik içinde, kendileri için özel olarak yaratılan bir diyalog imkanıyla, cennet ehli ile muhatap olurlar Onların içinde bulundukları muhteşem nimetleri görürler Bu, çektikleri azabı kat kat artırır Bu arada, cennet ehlinden biraz kendilerine de nimet verilmesini isterler, ama bu boşuna bir yalvarıştır:
Ateşin halkı cennet halkına seslenir: "Bize biraz sudan ya da Allah'ın size verdiği rızıktan aktarın" Derler ki: "Doğrusu Allah, bunları inkar edenlere haram (yasak) kılmıştır" (Araf Suresi, 50)
Yiyecek, içeceğin yanı sıra giyecekler de küfredenler için özel olarak hazırlanmıştır İnsan derisi hassastır Kızgın bir soba veya ütüye bir saniye bile dokunamaz Kazayla dokunduğu zaman ise günlerce acı çeker, yarası su toplar, derisi kabarıp dökülür Cehennemde ise, bir ütüden çok daha kızgın elbiseler insanın vücudunun her tarafını sarıp yapışacak, insanın savmaya güç yetiremediği bir ateş olup derileri kavuracaktır:
İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir (Hac Suresi, 19)
Asfaltı yola yapıştıran katran cehennemde kafirin elbisesi olur, onun üstüne yapışıp için için yanarak onun vücudunu eritir:
Giyimleri katrandandır, yüzlerini ateş bürümektedir (İbrahim Suresi, 50)
Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır Biz zulme sapanları işte böyle cezalandırırız (Araf Suresi, 41)

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #42
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::::::: Zebaniler ::::::::::::::

[size="4">Bütün bu hallerine karşın, artık sonsuza kadar cehennem ehline acıyacak, onları ateşten kurtaracak, onlara yardım edebilecek tek bir kişi yoktur Allah ile ebediyen muhatap olamazlar Unutulmuşluğun ve terkedilmişliğin ızdırabını yaşarlar Ayetin ifadesiyle, "]

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #43
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::Cehennemdeki manevi azap::::

CEHENNEMDEKİ MANEVİ AZAP
"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir
Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar
(Hümeze suresi, 5-7)

Şimdiye dek cehennem ehlinin çektiği çeşitli fiziksel acılardan söz ettik Ancak tüm bunların yanında, en az bunlar kadar önemli bir başka azap ise, manevi azaptır Bu manevi azap pişmanlık, ümitsizlik, horlanma, aşağılanma, utanç, hayal kırıklığı gibi pek çok ruhi azapları içinde barındırır

"Kalplere Tırmanan Ateş"
Hemen herkesin dünyada çeşitli vesilelerle tattığı bir manevi azap vardır Örneğin çok sevdiği bir yakınını, dostunu, sevgilisini, karısını, kocasını ya da evladını kaybeden ve ona bir daha ebediyen kavuşamayacağını düşünen veya çok yakın bildiği, güvendiği birisinin ihanetine uğrayan bir insanın kalbi tarif edemeyeceği acılarla dolar İşte bu manevi azap, gerçekte, o insanın kaybettiği veya ihanetine uğradığı kişiyi ilahlaştırmasının karşılığı olarak Allah'ın kalpte yarattığı özel bir azap türüdür İnsanın, Allah'a yöneltmiş olması gereken sevgi, hayranlık, yakınlık, takdir, dostluk, bağlılık ve güven duygularını, o, herşeyiyle Allah'a ait, O'na muhtaç, aciz ve ölümlü kimseye yöneltmiş olmasının ve bu şekilde, Allah'a, O'nun yarattığı bir kimseyi ortak koşmasının, diğer bir deyimle şirk koşmasının karşılığı olan bir azaptır bu Müşrikliğinin cezasını Allah daha bu dünyadayken ona bu şekilde tattırır ki, ahirete gitmeden aklı başına gelsin ve tevbe ederek yalnızca Allah'a yönelip dönsün Burada ilahlaştırılanın mutlaka bir insan olması da şart değildir Kişilerin zaafları farklı farklıdır Mal, mülk, para, servet, itibar, kısaca Allah'a ortak koşulan, şirk koşulan herhangi bir nesne ya da kavram da aynı şekilde ilahlaştırılabilir

Dünyada bunları kaybetmenin verdiği azap ise yalnızca, cehennemdeki benzerinin çok küçük dozdaki bir yansımasıdır Bir ibret ve uyarı mahiyetindedir Ahirete şirk dolu bir kalple gideni ise cehennemde bu acının aslı ve süreklisi beklemektedir Yalnızca dünyadaki bu manevi azap bile şirk koşmanın derecesine göre, kimi zaman öyle şiddetli olur ki, bu acıyı çeken, kurtulmak için her türlü fiziksel işkenceyi bile bu manevi acıya tercih eder Hatta ölüp kurtulabilmek için intihar bile edenler olur Bu tarifsiz acıyı ifade edebilmek için ise müşrik, "yüreğinin yandığını", "ciğerinin yandığını", "içinin yandığını" söyler

Nitekim Kuran'da cehennem azabının bu manevi yönü dikkat çekici bir şekilde vurgulanarak, "kalpleri yakan bir ateş"ten söz edilmektedir:
Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;
Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır
Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor
Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır
"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir
Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar
O, onların üzerine kilitlenecektir;
(Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır) (Hümeze Suresi, 1-9)
Dünyadaki en şiddetli acı bile zamanla unutulur, belki izleri bir süre devam eder ama, hiçbir zaman ilk günkü şiddetini korumaz Cehennemde ise bu acı dünyadakinden kat ve kat daha fazla olmak üzere, hem de ebediyen hiç eksilmeden kafirlerin yüreklerine tırmanıp yakar

Bunun yanı sıra, cehennem ehlinin umutsuzluk, pişmanlık, aşağılanmışlık, öfke, kin ve çekişme duygularının karışımı sonucunda yaşadığı manevi azap da buna katılır ve inkar edenler en az fiziksel olduğu kadar ruhi yönden de işkence çekerler

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #44
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::::: Aşağilanmanin Binbir çeşidi :::::::

Cehennemle ilgili pek çok ayet, burada kafirler için aşağılayıcı, alçaltıcı bir azap olduğunu haber verir Bu, inkarcıların dünya hayatındaki kibir ve büyüklenmelerine karşılık takdir edilmiş bir cezadır
Dünya hayatında inkarcının en büyük hedeflerinden biri, başka insanların kendisine imrenmeleri, kendisini takdir etmeleridir İyi bir iş, çocuklar, güzel evler, arabalar ve benzeri dünyevi tutkular insanlara yapılan gösterişle değer kazanır Nitekim Kuran'da dünya hayatının aldatıcı süslerinin arasında insanların kendi aralarında "övünme"leri sayılır:

İşte, insanların dünyadaki en büyük tutkusu olan bu "övünme" inkarcılar için ahirette şiddetli bir azaba dönüşür Bu azab, önceden sözünü ettiğimiz fiziksel acıların yanında, aşağılanmayı, hor ve aşağılık kılınmayı da içermektedir Çünkü kafir dünyadayken "Övülmeye layık olan" (Bakara Suresi, 267) Allah'ı unutmuş, buna karşın "kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edinmiş"tir (Furkan Suresi, 43) Bu nedenle de hayatını Allah'ı övmekle değil, kendisine övgü toplamaya uğraşmakla geçirir Kendisini yaratan Allah'ın değil, insanların hoşnutluğu üstüne bir hayat kurmuştur İşte bu yüzden de, en büyük yıkımı insanlar karşısında küçük düşüp aşağılanınca yaşar

İşte inkarcı için en büyük kabuslardan biri, başkalarına rezil olma, küçük düşme, aşağılanma halidir Hatta inkarcılar arasında, diğer insanlara rezil olmamak, aksine, onlardan övgü toplamak için canını bile verebilecek çok sayıda insan vardır Bu yüzden cehennemdeki birçok azap, bu kabusun üzerine kuruludur Kafirler dünyadaki kibir ve büyüklenmelerine karşılık, cehennemde korkunç bir biçimde aşağılanırlar Farklı ayetlerde, bu gerçeğe şöyle dikkat çekilir:
İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir "Siz dünya hayatınızda bütün 'güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız" (Ahkaf Suresi, 20)
O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz Onlar için aşağılatıcı bir azab vardır (Al-i İmran Suresi, 178)
Bu aşağılanmanın binbir çeşidi vardır Cehennem ehline, dünyada hayvanlara yapılan muameleden çok daha alçaltıcı davranılır Onları aşağılamak için demirden kamçılar, bukağılar ve tasmalar bulunur İplerle direklere bağlanırlar, boyunlarına tasmalar (bukağılar) geçirilir, ayaklara zincirler vurulur

Aslında aşağılanmak, cehennem içindeki tüm diğer azaplarla aynı anda gerçekleşir Örneğin ateşe atılırken de bir yandan aşağılanırlar Bu büyük horlanma, kafir diriltildikten ve cehenneme götürülmek için seçildikleri andan itibaren başlar ve sonsuza dek sürer
Kafir, bu melekler tarafından milyarlarca insan içinden, alnından ve ayaklarından yakalanır Kuran'ın ifadesiyle, "işte o gün, ne insana, ne cinne günahından sorulmaz (o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar" (Rahman Suresi, 39-41)
Allah'a isyan etmiş, O'nu unutmuş olan kimse, bu şekilde yakalandıktan sonra hayvanlardan beter bir muamele görecek, saçından tutulup yerde sürüklenecek ve cehenneme atılacaktır Karşı koyamaz, bağırsa, çırpınsa da kimse ona yardım edemez Bu, sadece çaresizliğin verdiği azabı artırır:
andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın Biz de zebanileri çağıracağız (Alak Suresi, 15-18)
Ayete göre, inkarcılar "cehennem ateşine 'küçültücü bir sürüklenme ile' sürüklenecekler" ve onlara, "işte sizin yalanladığınız ateş budur" denecektir (Tur Suresi, 13-14) Bir diğer ayette haber verildiğine göre de, bu "sürükleniş", "yüzükoyun" olacaktır (Furkan Suresi, 34)
Cehennem'e de aynı şekilde, yüzükoyun olarak atılırlar
Kim bir kötülükle gelirse, artık onlar da ateşe yüzükoyun atılır (ve onlara "Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz?" (denir) (Neml Suresi, 90)
Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün cehennemin dokunuşunu tadın" (denecek) (Kamer Suresi, 48)
Oraya girmeleriyle birlikte, aşağılanma daha da şiddetlenir Çektikleri tüm fiziksel azapların bir de bu yönü vardır Örneğin ateşe atıldıklarında, yanmanın verdiği acının yanında, bir de aşağılanmanın, horlanmanın, küçültülmenin ızdırabını yaşarlar
Bir başka surede, inkarcının ateş azabı sırasında nasıl aşağılandığı şöyle anlatılır:
"Onu tutun da cehennemin orta yerine sürükleyin Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün; (Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir" (Duhan Suresi, 47-50)
Kafiri aşağılamak için ayrıca özel olarak hazırlanmış kamçılar, tasmalar, bukağılar, zincirler vardır Kuran'da şöyle denir:
(Allah buyruk verir"Onu tutuklayın, hemen bağlayın" "Sonra çılgın alevlerin içine atın" "Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin" "Çünkü, o, büyük olan Allah'a iman etmiyordu yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı" (Hakka Suresi, 30-34)
Dünyada, vahşi olanlar dışında, hayvanlar bile zincire vurulmazlar İnsanlardan ise artık insan muamelesi görmeyen ileri derecede tehlikeli akıl hastaları bağlanırlar Buna karşın, cehenneme gönderilmiş inkarcılar, tüm yaratıkların en aşağılarıdırlar İşte bu nedenle üstteki ayette haber verilen "uzunluğu yetmiş arşın olan zincir"e vurulurlar Başka ayetlerde bu aşağılatıcı azaptan şöyle söz edilir:
Boyunlarında demir-halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler Kaynar suyun içinde; sonra ateşte tutuşturulacaklar Sonra onlara denilecek: "Sizin şirk koştuklarınız nerede?" (Mümin Suresi, 71-73)
İşte onlar Rablerine karşı inkara sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır (Rad Suresi, 5)
Diğer bazı ayetlerde söz konusu aşağılayıcı azap şöyle anlatılır:
O gün suçlu-günahkarların (sıkı) bukağılara vurulduklarını görürsün Giyimleri katrandandır, yüzlerini ateş bürümektedir (Bu azab,) Allah'ın her nefsi kendi kazandığıyla cezalandırması içindir Şüphesiz Allah, hesabı pek çabuk görendir (İbrahim Suresi, 49-51)
İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür Bununla karınları içinde olanlar ve derileri eritilmiş olur Onlar için demirden kamçılar vardır (Hac Suresi, 19-21)
Cehennemdeki bu aşağılanmanın kafirlerin ruhunda yarattığı karanlık, rezillik, küçülmüşlük ve horlanmışlık dışlarına da vurur Tıpkı dünyada insanlara rezil olan, onuru ayaklar altına alınan, bütün kişisel hakları tecavüze uğrayan insanların tarifsiz sıkıntılarının yüzlerine vurması gibi cehennemde yaşanacak olan aşağılanma da, insanların çehresine etki edecek, yüreklerdeki zillet dışa vuracaktır Kuran'da şöyle denir: "O gün, öyle yüzler vardır ki, zillet içinde aşağılanmıştır" (Gaşiye Suresi, 2)

Buraya kadar saydığımız tüm bu aşağılanma yöntemlerinin yanı sıra, cehennemde inkarcılar için çok daha çeşitli aşağılanmaların da olacağını unutmamak gerekir Allah Kuran'da kafir için "aşağılanma", kavramını kullanmış ve buna belli başlı örnekler vermiştir Ancak aşağılanma çok geniş bir kavramdır ve insanda dünyadayken bu duyguyu oluşturan herşey, her muamele, her olay bu kavrama dahildir Cehennemde de belki de binlerce katıyla bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .

Eski 09-08-2012   #45
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ötesi Hakkında Tüm Merak Edilenler .



::::Cehennem ehlinin çekişmeleri::::

Allah) diyecek: "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin" Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için: "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat arttırılmış bir azab ver diyecekler (Allah da: "Hepsi için kat kattır Ancak siz bilmezsiniz" diyecek (Araf Suresi, 38)

Dünyada iken çok önemli sayılan makam ve mevkilerin, ast-üst ilişkilerinin artık hiçbir anlamı kalmamıştır Aksine, insanlar liderlerine, liderler de kendilerine bağlananlara lanetler yağdırırlar:
Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp-kaçmışlardır (Bakara Suresi, 166)
(O zaman, yönetilip) Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere (daha dünyaya dönme) fırsatı verilse(ydi) muhakkak (şimdi) onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşır (onları yüzüstü bırakır)dık" Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını onulmaz hasretlerle gösterecektir Ve onlar ateşten çıkacak değildirler (Bakara Suresi, 167)
Yüzlerinin ateşte evrilip çevrileceği gün, derler ki: "Eyvahlar bize, keşke Allah'a itaat etseydik ve Resul'e itaat etseydik" Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular Rabbimiz, onlara azabtan iki katını ver ve büyük bir lanet ile lanet et (Ahzap Suresi, 66-68)
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki: "Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı Artık bizim için ne bir şefaatçi var, ne de candan-yakın bir dost Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik" Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler (Şuara Suresi, 96-103)
Böylece, sonsuz azapla karşılaşan cehennem ehli arasında büyük bir çekişme başlar Herkes birbirini suçlar Eski dostlar birbirlerine büyük bir kin beslerler Aralarındaki nefretin tek nedeni dünya hayatındaki dostluklarıdır Günah işlemede ve din dışı yaşamda birbirlerini teşvik etmiş, inkarda birbirlerinden destek almışlardır Bütün dostluk kavramları cehennem azabıyla birlikte yıkılır, bütün bağlar parçalanıp koparılır Bütün bu kalabalığın arasında herkes yapayalnızdır ve biri diğerini lanetler:
(Allah) diyecek: "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin" Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için: "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat arttırılmış bir azab ver diyecekler (Allah da: "Hepsi için kat kattır Ancak siz bilmezsiniz" diyecek
(Bu sefer) Önde gelenler, sonda yer alanlara diyecekler ki: "Sizin bize göre bir üstünlüğünüz yoktur, kazandıklarınıza karşılık olarak azabı tadın"

Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız

Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır Biz zulme sapanları işte böyle cezalandırırız
(Araf Suresi, 38-41)
İnkar edenler dediler ki: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster, ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar" (Fussilet Suresi, 29)
Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (teb'anız) olan kimselerdik Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz? Büyüklenen (müstekbir) ler derler ki: "Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında hüküm verdi (artık)" (Mümin Suresi, 47-48)
(Müşrik olan hakim güçlere: "İşte bu(nlar) da sizinle birlikte (küfür ve zulümde) göğüs gerenlerdir Onlara bir merhaba (bile) yok Çünkü onlar ateşe gireceklerdir" (denilir) (Onlara uyanlar) Derler ki: "Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz Ne kötü bir durak" Derler ki: "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır" Ve derler ki: "Bize ne oluyor ki, kendilerini şerir (kötü)lerden saydığımız adamları göremi yoruz Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?" Bu, cehennem halkının birbiriyle çekişmesi kesin bir gerçektir (Sad Suresi, 59-64)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.