Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
peygamberler

Peygamberler

Eski 08-06-2008   #1
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Peygamberler



HZ ADEM (SA)

Hz Adem , yeryüzünde ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanlarin babasi'dir
Cesitli memleketlerden getirilen topraklari melekler su ile camur yapip, insan sekline koydular Mekke ile Taif arasinda 40 yil yatip salsal oldu Yani pismis gibi kurudu Önce Muhammed aleyhisselamin nuru alnina kondu Sonra Muharrem'in onuncu Cuma günü ruh verildi Her seyin ismi ve faydasi kendisine bildirildi Boyu ve yasi kesin olarak bildirilmedi Allahü tealanin emri ile bütün melekler, Adem'e secde etti, ama Iblis (seytan) kibirlenip, bu emre karsi geldi ve secde etmedi : « Hani biz meleklere (ve cinlere): Adem'e secde edin , demistik Iblis haric hepsi secde ettiler O yüz cevirdi ve büyüklük tasladi, böylece kafirlerden oldu »(Bakara, 34) Hz Adem 40 yasinda Firdevs adindaki Cennet'e götürüldü Cennet'de yahut daha önce Mekke disinda uyurken, sol kaburga kemiginden Hz Havva yaratildi Allahü teala onlari birbirine nikah etti Yasak edilen agactan unutarak ve Iblis'in oyununa gelerek önce Havva, sonra Adem aleyhisselam yedikleri icin Cennetten cikarildilar Adem aleyhisselam Hindistan'da Seylan (Ceylon) adasina, Havva ise Cidde'ye indirildi 200 sene aglayip yalvardiktan sonra , tövbe ve dualari kabul olup, hacca gitmesi emr olundu: «Sonra Rabbi onu seckin kildi; tevbesini kabul etti ve dogru yola yöneltti »(Ta'ha, 122) Arafat ovasinda Havva ile bulustu Kabe'yi insaa etti
Hz Adem her sene hac yapardi Arafat meydaninda veya baska meydanda , kiyamete kadar gelecek cocuklari belinden zerreler halinde cikarildi «Ben sizin Rabbiniz degil miyim ?» diye soruldu Hepsi «Evet » dedi Sonra hepsi zerreler haline gelip, beline girdiler Yahud belinden yalniz kendi cocuklari cikti Sonra Sam'a geldiler Burada cocuklari oldu Neslinden 40000 kisiyi gördü 1500 yasinda iken cocuklarina peygamber oldu Cocuklari cesitli dillerde konustu Cebrail aleyhisselam 12 kere geldi Oruc, her gün bir vakit namaz ve gusül abdesti emredildi Kendisine kitap verilip, fizik, kimya, tip, eczacilik, matematik bilgileri ögretildi Süryani, Ibrani ve Arabi diller ile kerpic üstüne cok kitap yazildi Bir rivayete göre 2000 yasinda iken Cuma günü vefat etti HzHavva 40 sene sonra vefat etti Kabirlerinin Kudüs'de veya Mina da Mescid-i Hif'de veya Arafat'da oldugu rivayetleri vardir
Habil ile Kabil
Habil ile Kabil HzAdem'in ogullarindan ikisidir Habil'in Allah'a yaptigi kurban'in kabul edildigi ve kendi kurbanin Allah tarafindan kabul edilmedigi icin Kabil, Habil'i öldürür ve böylece dünyada ilk kâtil olma makamina mazhar olur Sonra bir kargadan görüp Habil'i yerin altina gömdü Allahü teala Kur'an-i Kerimde mealen buyuruyor ki : « Allah nezdinde Isa'nin durumu, Adem'in durumu gibidir Allah onu topraktan yaratti Sonra ona «OL !» dedi ve oluverdi »(Al-i Imran, 59) Burada deginilen durum, HzIsa'nin ve Hz Adem'in babasiz dünyaya gelmeleridir (MK) Peygamberimiz Muhammed (SAV) Hz Adem hakkinda : « Allahü teala Adem'i (aleyhisselam) yeryüzünün her tarafindan aldirdigi topraktan yaratti Bu sebeple zürriyetinden siyah, beyaz, esmer, kirmizi renkte olanlar oldugu gibi, bazilari da bu renklerin arasindadir Bazisi yumusak, bazisi sert, bazisi halis ve temiz oldu » (Hadis-i serif, Müsned-i Ahmed bin Hanbel) buyurmustur

Hz Adem 5 seyi ile bahtiyar olmustur:
1) Hatasini itiraf etmek
2) Pismanlik duymak
3) Nefsini kötülemek
4) Tevbeye devam etmek
5) Rahmetten ümidini kesmemek
Iblis de 5 seyden bedbaht olmustur:
1) Günahini ikrar (saklamadan söylemek) etmemek
2) Pismanlik duymamak
3) Kendini kötülememek
4) Kendini kötülemeyip azginligini Allahü Teala'ya nisbet etmek
5) Rahmetten ümidini kesmek

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #2
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ SIT (SA)
1Sit aleyhisselam hakkinda genel bilgiler
Sit aleyhisselam Adem aleyhisselam'dan sonra gönderilen - ikinci - peygamberdir Adem aleyhisselam'in oglu'dur Babasi vefat edince kendisine peygamberlik ve ayrica 50 suhuf kitap verildi Sit ismi Ibranice olup Arapca'da Allah'in hibesi (hediyesi) manasindadir Sit yerine Sis de denilmistir

2Sit aleyhisselam'in hayati
Adem aleyhisselamin ogullarindan Kabil'in Habil'i sehid etmesinden 5 veya 30 sene sonra dünyaya gelen Sit aleyhisselamin alnina son peygamber Muhammed (SAV)'in nuru intikal etti ve onun alninda parladi Hz Adem bu oglunu diger cocuklarindan cok severdi Bütün evladi üzerine onu reis yaptigi gibi, vefat edecegi zaman bütün yeryüzünün halifeligi icin onu tayin etti Sit aleyhisselam babasi Hz Adem ile veya kardesleriyle beraber Kabe'yi balcik camuru kullanarak tastan yapti Adem alehisselamin vefatindan sonra, Sit aleyhisselama peygamber oldugu bildirilip vahiy geldi Allahü Teala Sit aleyhisselama 50 suhuf (sayfa) kitap gönderdi Hz Sit'e nazil olan suhuf'da; hikmet ve riyaziye (matematik) ilimleri, kimya, simya ilmi ve cesitli sanatlar, ayrica daha bir cok seyler bildirildi Sit aleyhisselam dininin esaslari, Adem aleyhisselam'in bildirdigi dinin esaslarina uygun idi Sit aleyhisselam 1000 sehir kurup sinirlarini tesbit etti Her sehrin kapisinda : « La ilahe illallah, Adem Safvetullah, Muhammed Habibullah » yazili idi Sit aleyhisselamin cocuklari ve torunlari kurduklari sehirlerde huzurlu ve mesud yasadilar Sam'dan Yemen'e de giden Sit aleyhisselam, Habil'i sehit ettikten sonra Yemen'e gidip azginlasan Kabil'in cocuklarina ve torunlarina Allah'in yasaklarini ve emirlerini anlatti Bu kavim Hz Sit'in davetini kabul etmeyip azginlik gösterdiler Hz Sit onlar ile cihad etti Bu savasta kilic kullandi Sit aleyhisselam vefat etmeden önce yerine oglu Enus'u halife tayin etti Sit aleyhisselam vefat ettikten sonra kuvvetli rivayete göre Mina'daki mescidin minaresi dibinde medfün olan Adem aleyhisselam'in yanina defn edildi Adem aleyhisselam vefat edecegi zaman oglu Sit aleyhisselama: "Yavrum ! Bu alninda parlayan nur, son peygamber olan MUHAMMED (SAV)'in nurudur Bu nuru mü'min, temiz ve iffetli hanimlara teslim et ve ogluna da böyle vasiyette bulun" buyurdu Ebu Zer Gifari radiyallahu anh söyle rivayet etti: "Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem'e: «Ya Resulallah ! Allahü Teala kac kitap gönderdi ? » diye sordum « 104 kitap gönderdi Sit'e 50 sahife indirdi» buyurdu" Sit aleyhisselam hakkinda bilgimiz azdir, cünkü hakkinda herhangi bir ayet inmemistir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #3
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ IDRIS (SA)

Hz Idris, Hz Sit aleyhisselamin torunlarindan bir peygamberdir Kendisine 30 suhuf kitap verildi Asil adi Ahnuh' (Hanuh) dur Kur'an-i Kerimde, cok kitap okudugu icin ona Idris lakabi verilmistir Ayrica, kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlik verildigi icin « müselles bin ni'me » (kendisine 3 nimet verilen ) de denilmistir Idris aleyhisselam'in Babil veya Misir'da Münif'de dogup yasadigi rivayet edilmistir Babasinin ismi Yerd'dir Annesinin ismi Berre veya Esvet'tir Kendisi Adem aleyhisselamin altinci göbekten torunudur Adem (as) kadar olan nesebi söyledir: Idris (as) - Yerd - Mehlail - Kinan - Enus - Sit (as) - Adem (as) Idris aleyhisselamin pek cok evladi olmustur Bunlardan en meshuru Metüselah'dir, cünkü Resulullah efendimizin nuru Idris aleyhisselamdan sonra ona gecmistir Adem aleyhisselam'in oglu Kabil'in evladindan olan bir topluma peygamber gönderilmistir Cebrail aleyhisselam 4 defa gelip ona Allah'in emir ve yasaklarini bildirmistir Idris aleyhisselamin bunlari insanlara 105 veya 120 sene bildirdigi rivayet edilmistir Kendisine verilen bircok mucizelerden bazilari, agaclarda ne kadar yaprak oldugunu bilmesi, havadaki bulutlara cekilmeleri icin emir verebilmesi ve kendisinden sonra gelecek olan peygamberleri haber vermesi idi Insanlara peygamberimizin vasiflarini ve kendisinden sonra vukuu bulacak olan Nuh tufanini anlatmistir Ama ne yazik ki kendisine cok az kisi itaat etmistir Idris aleyhisselam 72 dil konusurdu ve her kavmi hak dine kendi dili ile davet etmistir Kendisi 100 sehir kurmustur Insanlara cok ilimler ögretmistir Bunlardan bazilari fen, tip, astronomi ve daha nice ince ve derin ilimleri anlatti Kendisi kalem ile yazan ve igne ile diken (bunun icin ona terzilerin piri de denilmistir) ilk insandir Bunlar tabiiki Allah'in ona bir ihsanidir Yeryüzünün meskun (yerlesilmis) yerlerini 4 bölgeye ayirip her birisine bir vekil tayin etmistir Bir müddet sonra Asure gününde göge kaldirildi: « Kitapta Idris'i de an Hakikaten o, pek dogru bir insan, bir peygamberdi Onu üstün bir makama yücelttik » (El-Meryem, 56-57) Bir rivayete göre eski Yunanlilar ve daha sonra gelen feylozoflar, fizik, kimya, ve tip ilimlerini Idris aleyhisselamin kitaplarindan almistir Idris aleyhisselam hakkinda 4 ayet (Meryem; 56-57/Enbiya 85-86) inmistir Allahü Teala mübarek Kur'an-i Kerim'de: « Ismail'i, Idris'i ve Zülkif'i de (yadet) Hepsi de sabreden kimselerdendi Onlari rahmetimize kabul ettik Onlar hakikaten iyi kimselerdi » (El-Enbiya, 85-86) buyurmustur (yadet'mek: anmak, adini anmak, hatira getirmek, hatirlamak, MK) Peygamberimiz Muhammed sallallahu (as) de bir hadis-i serifinde: « Ben (Mirac gecesinde) dördüncü kat semada (gökte) Idris (peygamber) ile karsilastim Cibril bana:" Bu gördügün Idris'dir Ona selam ver" dedi Ben de ona selam verdim O da benim selamima cevap verdi Sonra bana:" Merhaba salih kardes, salih peygamber" dedi » buyurmustur (Buhari, Müslim)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #4
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ NUH (SA)

1Hz Nuh hakkinda genel bilgiler

Nuh aleyhisselam, Idris aleyhisselam'dan sonra gelen peygamberdir Peygamberlerin büyükleri olan ve kendilerine « Ülü'l-azm » (azm edilen) denilen alti peygamberden ikincisidir (Bu alti büyük peygamber sunlardir: Hz Adem, Hz Nuh, Hz Ibrahim, Hz Musa, Hz Isa ve peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav), MK) Bunun nedeni kavminin Nuh tufani diye adlandirilan gazap ile cezalandirilmalarindandir

2Hz Nuh'un hayati
Hz Nuh, Idris aleyhisselamin göge cikarildiktan sonra azan insanlara peygamber olarak gönderildi Insanlar putlara tapmaya basladi Cenab-i Hak bunun icin Nuh aleyhisselami peygamber olarak gönderdi O zaman 50 yasinda idi Yillarca insanlari dine davet etti, putlara tapinmaktan sakindirdi ve Allahü Tealaya ibadet etmelerini söyledi Ama Nuh aleyhisselama kendi oglu Yam yani Ken'an bile iman etmedi, hatta alaya alip iskence ettiler: « Andolsun ki Nuh'u elci olarak kavmine gönderdik Dedi ki: Ey kavmim ! Allah'a kulluk edin, sizin ondan baska tanriniz yoktur Dogrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabindan korkuyorum » (A'raf, 59) Nuh aleyhisselam insanlarin davetine icabet etmedikleri icin onlara beddua etti:« (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak saskinliklarini artir » (Nuh, 24) Allahü Teala da bundan sonra Nuh aleyhisselam gemi yapmasini emretti: « Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarinca gemiyi yap ve zulmedenler hakkinda bana (bir sey) söyleme ! Onlar mutlaka bogulacaklardir ! » (Hud, 37) Gemi bitince tufan oldu (denizler tasti ve her taraf su oldu) Nuh aleyhisselam sayisi 80 kisi kadar olan mü'minler ile 3 katli olan gemiye bindi Nuh aleyhisselam gemiye her hayvandan birer cift aldi Oglu Ken'an'i da gemiye almak istedi, ama o "Beni sudan koruyacak bir daga siginacagim" dedi, gemiye binmedi ve hemen bir dalga onu alip bogdu Allah Teala da Nuh aleyhisselamin bu oglu hakkinda af dilemesine karsilik: « () Ey Nuh ! O asla senin ailenden degildir Cünkü onun yaptigi kötü bir istir O halde hakkinda bilgin olmayan bir seyi benden isteme() » (Hud, 46) buyurdu Sular daglari asti, insanlar ve hayvanlar telef oldu 150 gün gectikten sonra Allahü Teala: « Yere suyunu cek; göge: ey gök sen de yagmurunu tut » buyurdu ve bunun üzerine yagmur durdu, sular cekildi Gemi Irak'taki Cudi dagina oturdu Hz Nuh'a inanip kurtulan insanlar ac olduklari ve dagda yiyecek olmadigi icin Nuh aleyhisselamin emri üzerine ellerinde olan bütün yiyecekleri birlestirdiler ve böylece ilk defa Asure yemegini yaptilar Insanlar Nuh aleyhisselamin 3 oglu Sam, Ham ve Yafes'ten türedigi icin Hz Nuh'a ikinci Adem de denir Nuh aleyhisselamin 1000 yasinda vefat ettigi söyleniyor, ama Kur'an-i Kerim'de : « Andolsun ki biz Nuh'u kavmine gönderdik de o 1000 yildan 50 yil eksik bir süre yanlarinda kaldi() » (El-Ankebut, 14) geciyor Hz Nuh gemicilerin ve marangozlarin piri sayilir, cünki bu isleri Allah'in ihsaniyla ilk defa o yapmistir

3 Nuh suresi
Nuh suresi Mekke'de nazil olup 28 ayettir Hatt-i Osman'a göre 71 suredir Nuh aleyhisselamin kavmine gönderilisini ve Nuh tufanini anlattigi icin sureye bu ad verilmistir Peygamberimiz (sav)'de Hz Nuh hakkinda: « Nuh (aleyhisselam) 'Bismillah' ve 'Elhamdülillah' demeden büyük olsun, kücük olsun herhangi bir is yapmazdi Bu sebeple Allahü Teala onu 'Cok sükredici bir kul' olarak isimlendirdi » (Taberani; Ibn-i Cebir) buyurdu Bediüzzaman Said Nursi de Nuh tufani hakkinda sunlari yazmistir: « Padisah-i bimisal, kavm-i Nuh'un mahvi icin semavat ve arza emir vermis Vazifelerini yaptiktan sonra ferman ediyor: " Ey arz! Suyunu yut Ey sema! Dur, isin bitti Su cekildi Dagin basinda me'mur-u Ilahinin cadir vazifesini gören gemisi kuruldu Zalimler cezalarini buldular" Iste su uslubun ulviyetine bak " Zemin ve gök iki muti' asker gibi emir dinler, itaat ederler " diyor Iste su uslub isaret eder ki, insanin isyanindan kainat kiziyor Semâvat ve arz hiddete geliyorlar Ve su isaretle der ki: " Yer ve gök iki muti asker gibi emirlerine bakar bir Zata isyan edilmez, edilmemeli" »



4Hz Nuh'un evladlarina vasiyeti
« Bunlardan (ilk) ikisini birakmayiniz, ikisini de hazer ediniz (yapmayiniz) 1 La ilahe illallah
2 Subhanallah vebi hamdihiy'dir
3 Gavurluktan (sakinin)
4 Kibir ('den sizi nehyederim)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #5
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ HUD (SA)


Hz Hud Yemen'de bulunan Ad kavmine gönderilen peygamberdir: «Ad kavmine de kardesleri Hud'u (gönderdik) () » Nuh aleyhisselamin oglu Sam'in neslindendir Bir ismi de Abir olup, lakabi Nebiyyullahtir HzHud'un ismi (veya nesebi) hakkinda 2 rivayet vardir:
  1. Hud bin Abdullah bin Riyah (veya Ribah) bin Él-Halud bin Ad bin Avs bin Irem bin Sam bin Nuh
  2. Hud ibni Salih ibni Erfahd ibni Sam ibni Nuh ibni Ebi Ad'dir
Yemen'de Aden ile Umman (Oman) arasinda bulunan Ahkaf diyarinda Hz Hud dogup büyüdü Cocukluktan itibaren Allah'a ibadet ederdi Ara sira ticaret yapan Hz Hud gayet sefkatli ve cok cömert idi Kavmi (Ad) bolluk ve bereket icinde ve gösterisli binalar yaparak azmistir Bütün nimetleri kendilerine veren Allah'i unutan Ad kavmi putlara tapmaya basladi Hud aleyhisselam bu kavme peygamber olarak gönderildi ve Hz Hud Nuh aleyhisselamin bildirdigi dinin esaslarini Ad kavmine bildirdi: «() O dedi ki: " Ey kavmim ! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan baska tanriniz yoktur Hala sakinmiyacak misiniz ? » Allah'a itaat edip, Ona ibadet etmelerini söyledi Allah "onlara putlara tapmaktan, zulüm etmekten vazgecmeleri, insanlara merhametli olup onlara eziyet etmemeleri, insanlari sasirtmak maksadiyla yollara aldatici isaretler ( Ad kavmi, yolculari sasirtmak ve onlarin cölde kaybolup gitmelerine gülmek (alay etmek) icin yollara yanlis isaretler koyarlardi, MK) koymamalari, insanlarla alay etmemeleri, onlari öldürüp mallarini soymamalarini ve bütün varligi yaratan bir olan Allah'a ibadet etmeleri icin nasihatte bulunmak " üzere Hud aleyhisselami Ad kavmine yolladi Ne yazik ki bircok kabileler gibi Ad kavmi de peygamberine karsi geldi: « Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik icinde görüyoruz ve gercekten seni yalancilardan saniyoruz » Hud aleyhisselam onlari Allah'in azabi ile korkuttu ise de pek az kisi iman etti Ama Hud aleyhisselam yelmedi ve imana davet etmeye devam etti: « Ey kavmim ! Rabbinizden bagis dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize gögü (yagmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsin Günah isleyerek (Allah'tan) yüz cevirmeyin » Kavmi ise ona hakaret etti, hatta kendinden gecinceye kadar onu dövdü Bu - alcakca - dövme olayi da Sadad isimli Ad kavminin en zengini ve böylece bunlarin basinin (emir): " Ey Hud ! Bu söylenenleri duymadin mi ? Iste ben Avc'i kendime vekil tayin sectim Benim namima senin Allah'ina cenk (savas, harp; MK) edecek, hadi sür senin Allah'ini " söylemesinden sonra vukuu buldu Hud aleyhisselam da bunun üzerine kavmine biraz da aciyarak: « Ey Yüce Rabbim ! Sen bana en büyük isyani göstermis olan bu Ad kavmine karsi artik acimasiz davran Onlari cezalarinin en büyügü ile cezalandir Senden bunu diliyorum » diye beddua etti Hz Hud kavminin islah olmayacagini anlayinca: « Ya Rabbi ! Sen her seyi biliyorsun Ben onlara peygamberligimi bildirdim Ey Rabbim ! Onlara ders almalarina vesile olacak bir musibet ver » diye beddua etti Hud aleyhisselamin duasini kabul eden Allahü Teala Ad kavmine önce kuraklik, kitlik musibetini verdi: 3 sene müddetce hic yagmur yagmadi Akan pinarlar kuruyup, agaclar , meyveler sararip soldu Hayvanlar susuzluktan telef (ölecek kadar zayifladi; MK) oldu Bikmayan Hud aleyhisselam onlari imana davetini devam etti ise de onlar git gide azginlasti, Hud aleyhisselama daha cok eziyet ettiler Hz Hud mucizeler gösterdi ise de yine hidayete ermediler Allahü Teala Ad kavmi üzerine azab yüklü bulutu göndererek buluttan esen bir rüzgarla onlari helak etti: « Ad kavmi (Peygamberleri Hud'u) yalanladi da azabim ve tehdidim nasilmis (gördüler) Biz onlarin üstüne, ugursuzlugu devamli bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik » Bu bulutun ismi « sarsar » idi ve 7 gece, 8 gün devametti: « Ad kavmi ise, ugultulu, kasip kavuran bir firtina ile mahvedildiler Allah onu, ardarda 7 gece, 8 gün onlarin üzerine musallat etti Öyle ki (eger orada olsaydin), o kavmi, ici bos hurma kütükleri gibi oracikta yere sarilmis halde görürdün » Ad kavmi üzerine gelen rüzgar, Hud aleyhisselama ve ona iman edenlerin yüzlerine gayet serinletici ve tatli olarak esti: « Emrimiz gelince; Hud'u ve onunla beraber iman edenleri tarafimizdan bir rahmetle kurtardik, onlari agir bir azaptan kurtulusa erdirdik » Hud aleyhisselam, kavmi helak olduktan sonra kendine inananlarla birlikte Mekke-i Mükerremeye gitti Kabe-i Muazzamanin bulundugu yerde ibadet ve taatla mesgul oldu ve orada vefat etti Kabrinin Harem-i Serif'de (Kabe-i Mazzamanin etrafindaki Mescit) Hicr (bkz Hicr suresi) denilen yerde bulundugu rivayet edilmektedir Allahü Teala yüce Kur'an-i Kerim'de buyuruyor ki: « Onlar hem bu dünyada hem de kiyamet gününde lanete tabi tutuldular Biliniz ki; Ad (kavmi) Rablerini inkar ettiler (Sunu da) bilin ki Hud'un kavmi Ad, Allah'in rahmetinden uzak kilindi » ; (Onlar: Ad kavmi; MK)
2 Hud Suresi
Hud suresi 123 ayet olup, Hatt-i Osman'a göre 11 suredir 12, 17 ve 114 ayetler Medine'de digerleri Mekke'de inmistir Yunus suresinin devamidir Hud aleyhisselam'dan haric Nuh, Salih, Ibrahim, Lut, Su'ayb ve Musa (as)'den de bahseder Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV) 112 ayet (« O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolundugun gibi dosdogru ol ! () ») hakkinda: « Beni Hud suresi kocatti ! » demistir Cünkü bu ayette direkmen Peygamberimize (SAV) - ve saniyen tabiiki bütün alem-i Islama - « emrolundugun gibi dosdogru ol ! » denmistir ve bu kolay bir is degildir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #6
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ SÂLIH (SA)

Sâlih Peygamber Semud kavmine gönderilen peygamber olup Nuh aleyhisselamin ogullarindan Sam'in neslinden olup HzÂdem'in 19 kusaktan torunudur Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Sam ile Hicaz arasindaki Hicr denilen yere yerlesti Semud'un torunlari Ad'in helâk oldugu yere gidip yerlestilerReisleri de Cenda bin Amr isminde birisi idi Zamanla bolluga kavusup Ad kavmi gibi azdilar Taslardan yaptiklari putlara taptilar Iste bu diyarda Hz Sâlih dogup büyüdü Kücük yastan itibaren putlara tapmazdi, ve ileride kendisinin Semûd'e lâzim olabilecegi icin ona kimse birsey diyemezdi Azginliklarindan dolayi Allahü Teâlâ onlara Sâlih aleyhisselami peygamber olarak gönderdi : « Biz Semûd kavmine kardesleri Salih'i (gönderdik) » HzSâlih onlari putlara tapmaktan men'edip azginliklarindan sakindirdi Onlari imâna davet edip Hz Nuh'un dinini teblig etti Bircok kavim gibi Semud'un cogu Sâlih peygambere isyan, azi imân etti : «Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmis birisin! Sen de ancak bizim gibi bir insansin » Bütün hakaretlere ragmen HzSâlih onlari tatli dille imâna cagirdi ise de Semud peygamberini büyülenmis yalanci ve büyüklenen diye itham etmeyi birakmadi Yüce Allah taskinliklarindan dolayi Semud'un kadinlarini kisir birakti Agaclar kuruyup meyve vermedi, hayvanlar yavrulamaz oldu Bu durum karsisinda Sâlih âleyhisselama hâkâret edip onu ölümle tehdit ettiler Peygamberliginin kaniti icin ondan bir mucize isteyip, mucize gösterdigi takdirce ona inanacaklarina söz verdiler Kayadan bir deve meydana gelmesini istediler Deve olmasini istedikleri kaya büyüyüp gebe bir deve sekline döndü Deve'nin yavrulamasi üzerine bazilari imân etti Devenin memesinden akan sütten Semudlular kaplarini doldurdular Sâlih aleyhisselam devenin kayadan cikmasi üzerine kavmine: « Ey kâvmim, Allah'a kulluk ediniz! O Allah ki, sizin icin O'ndan baska ibâdet edecek hic bir ilâh yoktur Onu kendi hâline birakiniz! Sakin ona bir fenalik etmeyiniz! Sonra sizi cok elemli bir azap yakalar Iste su deve peygamberligimin dogruluguna bir delildir Bu kuyunun suyunu nöbetle muayyen bir gün devenin icme hakki vardir Muayyen bir gün de sizin icme hakkiniz vardir Sakin bu deveye fenâlik dokundurmayiniz! Sonra sizi büyük bir günün azâbi yakalar » Ama Semudlular bunu dinlemeyip devenin ayaklarini kesip öldürdüler: «Buna ragmen onlar deveyi kestiler; ama pisman da oldular» Bu - igrenc - isi baslarinin Kudar bin Sâlif isimli 9 kisilik bir grup yapti HzSâlih ile alay edip:'Eger hakikaten peygamber isen bize vâd ettigin azâbi getir' dediler : « Büyüklük taslayanlar dediler ki: 'Biz de sizin inandiginizi inkar edenlerdeniz Derken o disi deveyi ayaklarini keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden disari ciktilar da: Ey Sâlih! Eger sen gercekten peygamberdensen bizi tehditettigin azabi bize getir, dediler» Devenin bastigi yerden kan fiskirdigini, agaclarin yapraklarinin kizardigini, kuyulardaki suyun kan kirmizisi, yüzlerinin sapsari oldugunu gördüler ve birbirlerine haber verdiler Allahü Teâlâ Sâlih âleyhisselama o beldeyi terk etmelerini ve bir siddetli azabin gelecegini vahyetmesi üzerine HzSâlih ve kendisine imân eden 4000 kisi ile birlikte orayi terk ettiler Semudlularin yüzleri ise kana boyanmis gibi kipkirmizi, daha sonra da simsiyah oldu Cebrail aleyhisselam onlari bir sabah vakti sayha ile azablandirdi Semud'un muhkem binalari bile kendilerini kurtarmadi ve onlar sayhanin siddetinden hepsinin ödleri patlayarak helâk oldu: «(Bu azginlara) azabim ve uyarilarim nasil oldu! Biz onlarin üzerlerine korkunc bir ses gönderdik Hemen hayvan agilina konan kuru ot gibi oldular » Ancak birisi sayha'dan kurtulmustu Bunun ismi Ebû Rigâl isminde birisi idi Ebû Rigâl Semûd'un helâk oldugu sirada Mekke-i Mükerremede Harem-Serif'de idi Bu sebepten dolayi ona musibetten bir sey isâbet etmedi Günlerden bir gün Harem'den ciktiginda gökten bir tas düsüp onu öldürdü Resulallah Hicr'e ugradigi vakit buyurdu ki: « Mucize istemeyiniz Muhakkak ki Sâlih'in kavmi mucize istedi de, Allahü Teâlâ onlara deve gönderdi Deve bu yoldan suya gider, su taraftan giderdi Sonra onlar, Rablerinin emrinden (hak sözden) dönüp haddi astilar Allah'in hareminde olan bir kisi disinda (ve imân edenler müstesna) Semûd kavminden herkesi helâk eden bir sayha onlari yakalayiverdi» Bunun kim oldugu sorusuna:« Ebû Rigâl'dir Harem'den ciktiginda isâbet eden azâb ona da isâbet etti» dedi Sâlih peygamber bundan sonra imân edenlerle birlikte Mekke veya Sam taraflarina gitti (Elmaliya göre ise Filistine gitti) , Remle'de yerlesti Mekke'de vefat edip Kâbe-i Muazzama yaninda defn edildi Hz Sâlih'in deve mucizesinden hâric baska mucizeleri sunlardi: -Sâlih peygamberin duasi üzerine- meyvesiz agaclarin meyve vermesi, tastan su cikmasi ve bir Semûd'lunun HzSâlih'in cadirini yakmasi üzerine onun yanmamasi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #7
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ ZÜLKARNEYN (SA)

1 Hz Zülkarneyn
Hz Zülkarneyn'in peygamber mi, veli mi oldugu tam belli degildir Kur'an-i Kerim'de doguya ve batiya düzenledigi seferleri zikr edilmistir Asil isminin Iskender olup düzenledigi seferlerden dolayi Iskender-i Zükarneyn nâmiyla anilmistir Kur'an-i Kerim'de : « (Resulüm!) Sana Zülkarneyn hakkinda soru sorarlar De ki: Size ondan bir hatira okuyacagim » buyurulmustur Âyette deginilen konu, rivayet edildigine göre, bir gün yahudilerin Mekke'ye gelip Peygamberimizin Tevratta bildirilen son peygamberin olup olmadigini ögrenmek istemeleri'dir Bunun icin de Peygamberimize bir soru sormuslardir Baska bir rivayete göre ise bu soruyu Mekke müsrikleri sormustur Yahudilerin: " Sen bize hep bizden ögrendigin Musa, Ibrahim ve Adem'den haber veriyorsun Tevratta tek bir yerde bildirilen bir peygamber'den bildir" demeleri üzerine Peygamberimiz : « Bu kisi Zülkarneyn'dir» buyurmus ve bu âyet inmistir Ibrahim aleyhisselam zamaninda yasayan Zülkarneyn aleyhisselam onunla birlikte haccetti, elini öpüp duasini aldi Teyzesinin oglu olan Hz Hizir'i ordusuna kumandan tâyin etti Bir kavmin istegi üzerine Ye'cûc ve Me'cûc kavminin insanlara zarar vermemeleri icin tas ve demir'den bir sed yapti ve böylece Ye'cûc ve Me'cûc'un hapsetti Bir rivayete göre bu dilekte bulunan kavim Türkler imis Bu sed simdiki Cin seddi degildir Ye'cûc ve Me'cûc kavimleri bu seddi kiyamete yakin delecekler (2 noktaya bakiniz) Hz Zülkarneyn Asya ve Avrupa kitalarinâ hâkim oldu Her tarafa Allah'in emirlerini yayip, kâfirlerle savasip, mü'minlere güzel muâmelede bulundu Medine ile Sam arasinda, Sam'a bes günlük bir mesafedeki Dûmet-ül Cendel denilen yerde vefat etti Mekke'de veya yine o civarda Tehâme daginda defn edildi Iskender isimli oldugu icin târihte gecen Iskender isimli bircok hükümdarin Hz Zülkarneyn'in oldugu itiraf edilmistir Bediüzzaman bu konu hakkinda mâlumat vermektedir : « Ehl-i tahkikin beyanina göre, hem Zülkarneyn ünvaninin isaretiyle, Yemen padisahlarindan Zülyezen gibi 'zü' kelimesiyle basliyan isimleri bulundugundan bu Zülkarneyn, Iskender-i Rumi degildir Belki Yemen padisahlarindan birisidir ki, Hazret-i Ibrahimin zamaninda bulunmus ve Hazret-i Hizirdan ders almis Iskender-i Rumi ise, miladdan tâkriben ücyüz sene evvel gelmis, Aristodan ders almis Târih-i beseri, muntazaman surette ücbin seneye kadar gidiyor Bu nâkis ve kisa târih nazari, Hazret-i Ibrahimin zamanindan evvel dogru olarak hükmedemiyor»
Peygamberimiz (SAV) buyurmustur ki : « Ismini duydugunuz kimselerden yeryüzünde dört kisi mâlik oldu Mü'min olan ikisi, ikisi de kâfir idi Mü'min olan ikisi, Zülkarneyn ile Süleyman idi Kâfir olan ikisi de Nemrud ile Buhtunnasar idi Besinci olarak yeryüzüne benim evlâdimdan biri yâni Mehdi mâlik olacaktir » Kehf sûresinin 83-101 âyetleri Hz Zülkarneyn'in kissasini anlatmaktadir Genis mâlumat icin oraya bakiniz

2 Ye'cûc ve Me'cûc
Peygamberimiz kiyamet alametlerinden biri olarak da Ye'cûc ve Me'cûc kavimlerinin yeryüzüne dagilmalarini ve her tarafa küfrü yaymalarindan bahsetmistir Bu kavimler Hz Nuh'un Yâfes isimli oglunun soyundandirlar Yüzleri yassi, gözleri kücük, kulaklari cok büyük, boylari kisadir Her birinin bin cocugu olur ve böylece sayilari insanlarin ve cinlerin sayisinin 90% kadardir Kiyamete yakin bir zaman Hz Zülkarneyn'in yaptigi seddi delip dünyaya yayilacaklardir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #8
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZIBRAHIM (SA)

1 Hz Ibrahim hakkinda genel bilgiler

Hz Îbrahim Kur'an-i Kerim'de bildirilen peygamberlerdendir : « Kitap'ta Ibrahim'i an Zira o, sidki bütün bir peygamberdi » Ülül'azm denilen peygamberlerin ücüncüsü olup Mezopotamya'daki Keldâni kavmine gönderilmistir Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)'dan sonra Allah katinda insanlarin en üstünüdür, cünkü ileride görecegimiz gibi Allahü Teâlânin varligini kendi akil ve mantigiyla bulmustur Allah ona Halil'im (dostum) diye buyurdu Onun icin «Hâlilürrahman» olarak zikredilir Kendisine on suhuf (forma) verildi Ogullari, Ismail ve Ishak aleyhisselam'dan ziyade soyundan daha bircok peygamber geldigi icin «Ebü'l enbiya» (peygamberler babasi) da denilmistir Beni Israil oglu olan Hz Ishak, Arap kavmi ise diger oglu HzIsmail'den türemistir Babasinin Âzer'in mi, Târuh'un mu olup olmasi hakkinda ihtilaf vardir (genis bilgi ileride, 22 noktada verilecektir) Bir rivayete göre annesinin ismi Emile'dir HzIbrahim peygamberimizin dedelerindendir
2 Hz Ibrahimin hayati
21 Hz Ibrahim'in yasadigi zaman ve mekan
Ibrahim aleyhisselamin nesebi Nuh aleyhisselamin oglu Sam'a dayanir Hz Nuh'un vefati ile Hz Ibrahim arasinda iki peygamber (HzHud & Hz Sâlih) vardir Bu fâsila (rivayete göre, MK) 1143 senedir Hz Hud ile Hz Ibrahim arasinda da 630 yillik bir fâsila oldugu bildirilmistir Dogum yeri Bâbil kentidir
22 Ibrahim aleyhisselamin babasi
Allahü Teâlâ Kur'an-i Kerim'de : «Ibrahim, babasi Âzer'e» buyurmaktadir Bu âyetten anlasilacagi gibi Hz Ibrahim'in babasi Âzer isminde idi Ama, bazilarina göre Ibrahim aleyhisselamin babasi -Kur'anda bildirilen- putperest Âzer degil, mü'min olan Târuh idi Bu görüsü destekleyenler arasinda meshurlari Abdülhakim Arvâsi, Kadi Beydâvi ve Senâullah Dehlevi vardir, ama Sii'ler de bunu söylemektedirler Bir rivâyete göre Âzer Hz Ibrahim'in - amcasi olup - Târuh'un ölmesiyle Emile ile evlenip, Hz Ibrahim'in üvey babasi oldu Tefsir yönünden bunu böyle aciklamaktadirlar : En'am suresinin manasi : «Ibrahim, Âzer olan babasina dedigi zaman» anlamindadir Böyle olmasaydi Kur'an-i Kerim'de «Babasi Âzer'e dedigi zaman» demeyip, "Âzer'e dedigi zaman" veya "Babasina dedigi zaman" demek yetisirdi Âzer, kendi babasi olsaydi "Babasi" kelimesi fazla olurdu demektedirler Bir kanit olarak Sua'ra suresinin 219 ayetini göstermektedirler Bu surede Allah « Secde edenler arasinda dolasmani da görüyor » denilmektedir Buna göre Peygamberimizin sülâlesinde hicbir putperest yokturdur Bu görüse rededenler ise, ki bunlar arasindaTaberi, Ebu Hayyan ve Elmalili Muhammed Hamdi Yazir vardir, acik olan âyete (En'am, 74) bir mâna verilmek istenmistir demektedirler Mealine göre manalar degistigi icin anlamlar da degisir teorisini ileri sürmektedirler Konuya objektif bir yönle bakmak gerekirse, Âzer'in Ibrahim aleyhisselamin babasi olmamasi biraz daha mantiklidir Sunu da belirtmek lâzim ki, bir ücüncü fikir vardir O da, Ibrahim aleyhisselamin babasinin asil isminin Tarih veya Taruh olup sonradan - bir putun ismi olan - Âzer ismine degistirmesi Bu da Nemrud'un onu puthanesi'nin nâziri olarak tayin etmesinden sonra gerceklesmistir Ama kaynaklar bu düsünce hakkinda bilgi vermiyorlar, onun icin fazla dikkat etmemek gerekir Biz burda ilmi gercekleri tartismiyacagimiz icin bunu burda noktalamak gerekir Bu ihtilaf'in cözümünü ancak Rahman, Rahim, Evvel, Âhir, Kebir, Aziz, Saafii, Mâlik, Gafur, Nur, Adl, Hak, Hakem, Rauf, Sehid, Veli, Kerim, Bari, Cebbar olan ALLAH bilir Âzer ayrica put yapardi ve Nemrud'un yakininda bulunurdu Onun bir dedigini, iki etmezdi
22 Hz Ibrahim'in dogumundan peygamberligine kadar olan hayati
221 Hz Ibrahim'in dogumuna kadar vukuu bulan olaylar
Nemrud (2322 no'lu noktaya bakiniz) ve ona tâbi olanlar azginlik ve Allah'a isyan icinde yasamakta idiler Bir gün Nemrud bir rüya gördü Bir rivayete göre, rüyasinda gökyüzünde bir nurun parladigini, günesin, ayin ve yildizlarin bu nurun isiginda kayboldugunu gördü Diger bir rivayete göre ise, rüyasinsda bir kimsenin gelip tahtindan kaldirip kendini yere vurdugunu gördü Müneccimlere gördügü rüyayi anlatip tâbir ettirdi Bunlar "Yeni bir peygamber ve din gelecek, senin saltanatini temelinden yikacak ! Ona göre tedbir almalisin" diye tâbir ettiler Nemrud bu isin tedbiri kolaydir deyip, " Bundan sonra kimse cocuk sâhibi olmayacak Hanimlardan uzak durulacak Dogan cocuklar, erkekse öldürülecek, kizsa birakilacak" emrini verdi Bu suretle 100000 mâsum bebegi öldürüldügü nakledilmistir
222 Dogumundan sonra
Bu sirada Hz Ibrahim'in annesi hâmile idi Âzer'in durumunu bildigi icin, onu doguma yaklasinca kendisinden uzaklastirdi ve gizlice bir magaraya gitti ve orda Hz Ibrahim'i dünyaya getirdi Dogduktan sonra annesi onu emzirdi ve magarayi kapatip geri sehre döndü Âzer'e ," Cocuk cok zayif dogdu ve hemen öldü" dedi Bundan sonra magaraya - gizlice -gelip Ibrahim aleyhisselami emzirip geri eve dönerdi Rivâyetlere göre, Hz Ibrahim magarada 7, 13, 16 veya 17 yasina kadar kaldi
23 HzIbrahim'in tebligi
231 Hz Ibrahim'in Allah'i aramasi
2311 Hz Ibrahim'in Allah'i aramasindan önceki durumu
Hz Ibrahim'in imâni durumunu hakkinda Kur'an-i Kerim bilgi vermektedir :«Andolsun biz Ibrahim'e daha önce rüsdünü vermistik Biz onu iyi tanirdik » Burdaki rüsdünü vermek peygamberlik, yahut Ibrahim aleyhisselamin risâletten önce sahip oldugu hidayet ve dogruluk manasina geldigi tefsirlerde bildirilmistir Bu da gösteriyor ki, peygamberlik Hz Ibrahim'e genc yasta verilmis idi
2312 Ibrahim aleyhisselamin tefekkür ile tevhid'i bulmasi
Ibrahim aleyhisselam hakkinda Allahü Teâlâ « Halil'im » demistir Bu da onun Allahi arayip bulmasindandir Bunun icin Kur'an-i Kerim'de sunlar buyrulmustur : «Böylece biz, kesin iman edenler olmasi icin Ibrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk Gecenin karanligi onu kaplayinca bir yildiz gördü, Rabbim budur, dedi Yildiz batinca, batanlari sevmem, dedi Ay'i dogarken görünce, Rabbim budur, dedi O da batinca, Rabbim bana dogru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum,dedi Günesi dogarken görünce de, Rabbim budur, zira daha büyük, dedi O da batinca, dedi ki : Ey kavmim ! Ben sizin (Allah'a) ortak kostugunuz seylerden uzagim » Bu olay resmi olarak bakilirsa Hz Ibrahim'in peygamberlik baslangicidir Bundan sonra HzIbrahim Bâbil kavmine Allah'in emirlerini teblig etmeye basladi ve bircok delil gösterdi
2313 Ibrahim aleyhisselamin putlari kirmasi
Babil halki Allah'in yolundan saptigi icin her sene putlar icin âyin düzenlerdi Bu âyin'de bir yere toplanir bayram yapar ve sonra puthaneye gider, putlara secde eder, sonra da evlerine dönerlerdi Böyle bir bayram günü, Ibrahim aleyhisselam puthaneye girip, bir balta ile bütün kücük putlari kirdi Baltayi da, en büyük putun boynuna asdi ve oradan uzaklasti Keldâniler puthâneye girince bütün putlarin kirildigini gördüler ve bunu yapani yakalayarak cezâlandirmak istediler Hz Ibrahimi getirip, bu isi sen mi yaptin dediler Ibrahim aleyhisselam « Kendisi dururken kücük putlara tapinilmasi istemedigi icin, boynunda asili olan büyük put yapmistir Inanmazsaniz kendisine sorunuz » buyurdu Onlar 'Putlar konusamaz ki, sen onlara sor diyorsun' dediler Bunun üzerine Ibrahim aleyhisselam « O halde konusamayan ve kendilerini kirilmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz ? Size ve tapdiginiz putlara yaziklar olsun » dedi , ama bu hic bir fayda vermedi, cünkü onlar : «Dediler ki Biz, babalarimizi bunlara tapar kimseler bulduk »
232 Ibrahim aleyhisselamin atese atilmasi
Ibrahim aleyhisselam putlari kirinca putperestler bu isin onun yaptigini anladilar ve ceza vermek üzere hapsettiler Durumu Nemrd'a bildirdiler
2321 Hz Ibrahim ve Nemrud
Rivayete göre Nemrud Hz Ibrahim'in yaptigini duyunca onu yanina cagirdi O zaman insanlar Nemrud'a secde ederlerdi Ibrahim aleyhisselam secde etmeyince Nemrud " Nicin secde etmedin" diye sordu Hz Ibrahim de: « Ben beni yaratan Allahü Teâla'dan ziyade secde etmem » buyurdu Nemrud " Seni yaratan kim ? " diye sorunca, Ibrahim aleyhisselam: « Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah'dir » diye cevap verdi Nemrud, " ben de diriltirim" diyerek zindandan iki kisi getirtti Birini serbest birakip, birini öldürdü Güya böylece diriltmis ve öldürmüs oldu Hz Ibrahim bunun karsisinda : « Benim Rabbim günesi dogudan getirir, dogurtur Eger gücün yetiyorsa sen de bati'dan dogdur » buyurunca Nemrud sasirip, âciz kaldi Bu husus Bakara suresinin 258 âyetinde bildirilmistir Bu münazaranin vukuu buldugu zaman hakkinda iki rivayet vardir Birincisi, Ibrahim aleyhisselam putlari kirinca onu yakalayip hapsettiler Sonra atese atmak icin hapisten cikarip , Nemrud'un yanina götürdüklerinde gerceklesmistir Diger rivayete göre insanlar arasinda büyük bir kitlik cikmisti Bundan dolayi insanlar yiyecek almak icin Nemrud'a giderlerdi Nemrud her gelene, "Senin Rabbin kim ? " diye sorar ve "Benim Rabbim sensin" diyenlere gida maddeleri verirdi Hz Ibrahim yiyecek almaya gelip Nemrud ona bu soruyu sorunca Ibrahim aleyhisselam : « Benim Rabbim dirilten, hayat veren ve öldürendir » dedi ve böylece bu münazara vukuu buldu Bu olay'dan sonra Keldâniler Halilallah'i ceza verek istediler ve onu ilk önce hapise attilar Sonra Nemrud onu atese atmaya karar verdi Rivayete göre bu fikri Nemrud'un aklina Hênun adinda biri getirdi ve Allah onu sonra yerin dibine batirdi
2322 Nemrud hakkinda bilgiler
Burada Nemrud hakkinda bazi bilgilere deginmek istiyorum Cünkü bir müslüman icin önemli olan düsmanlarini iyi bilmesi Nemrud da vahsi bir düsmandir Nemrud gaddar ve zâlim bir hükümdardi Bir rivayete göre Nemrud onun hakiki ismi degil, - firavun - gibi bir ünvandi Nemrud cocukken burnuna bir yilan yavrusu kacmis, bu yüzden son derece cirkinlesmisti Babasi bile tahammül edememis ve öldürmege karar vermis Fakat annesinin yalvarmasi üzerine, onu bir cobana teslim etmis , coban da, onun cirkin yüzüne bakmaga dayanamadigindan, onu dag basinda birakmis, dagda Nemrud isminde bir disi kaplan, cocugu emzirerek, onun yasamasina sebeb olmustur Ismi (Nemrud) bu kaplandan gelmektedir Babasi öldükten sonra hükümdarliga gecen Nemrud, kendisini ilah zannediyor ve bütün halkin kendisine tapmasini istiyordu
2323 Ates'in Halilallah'i yakmamasi
Ibrahim aleyhisselam'in atese atilmasi kararlastirildiktan sonra odun toplaniyor ve kocaman bir ates yakiliyor Problem Halilallah'i atese atmakta Rivayete göre Iblis insan sekline girip Nemrud'a mancinik kullanmasini tavsiye ediyor Kur'an'da : « Onun (Ibrahim) icin bir bina yapin ve derhal onu atese atin ! dediler » buyurulmustur Bir bina (mancinik) yapilip oradan Ibrahim aleyhisselam atese atilinca, ates bir gül bahcesi oluyor Diger bir rivayete göre ici balik dolu bir havuz oluyor ates Ve böylece ates Halilürrahman'i yakmiyor Bu kurtarma olayi Kur'an-i Kerim'in Enbiya suresinde bildirilmistir : « Ey ates ! Ibrahim icin serinlik ve esenlik ol» dedik Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onlari, daha cok hüsrana ugrayanlar durumuna soktuk » Bugün SUrfa'da « Ayn-i Zelika » veya « Halilürrahman » isminde 50x30 m boylarinda bir havuz vardir Buranin Hz Ibrahim'in atese atildigi yer oldugu, baliklarin odunlardan meydana geldigi iddia olunmakta ve kimse bu baliklara dokunmamaktadir Tevrat'ta bu ates olayi hakkinda -Ibrahim peygamberin yahudilerin soyunun babalari kabul edildigi halde - bir bilgi yokturdur
24 Ibrahim peygamberin Bâbil'i terketmesi
Kur'an-i Kerim'de buyuruluyor ki : « (Oradan kurtulan Ibrahim Ben Rabbime gidiyorum O bana dogru yolu gösterecek » Böylece Hz Ibrahim küfür diyarindan hicret ederek Sam'a gidiyor Hicret ederken de, « Ey Rabbimiz, ancak sana tevekkül ettik ve (taatle) sana yöneldik ve ahirette de dönüsümüz ancak sanadir » diye dua ettikleri Mümtehine suresinin 4 ayetinde bildirilmistir Baska bir rivayete göre Harran'a (Filistin) gittigi rivayet edilir
25 Ibrahim aleyhisselam Misir'da
Ibrahim aleyhisselam ordan sonra zevcesi Hz Sâre ile birlikte Misir'a gitti Rivayete göre o siralarda 38 yasinda idi O zamanin Firavunu cok zâlim ve cebbâr, Sinan bin Ulvân isimli, Dahhâk'in kardesi olan pek kibirli birisiydi Firavun güzel kadinlardan cok hoslanirdi ve güzel bir kadin gördü mü hemen onu ne pahasina olursa olsun Haremine alirdi Kadinin kocasi varsa onu öldürürdü Hz Sâre cok güzel bir kadin oldugu icin, Firavun veya Melik Ibrahim aleyhisselama zevcesinin kim oldugu hakkinda sorunca Ibrahim aleyhisselam Firavun'un Hz Sâre'ye musallat olmasini engellemek icin din bakimindan kardesi olduguna niyet ederek : « Kiz kardesimdir » dedi Pek zâlim olan bu hükümdar, Sâre hatunu almak isteyip sarayina cagirtti Fakat musallat olmak isteyince nefesi kesilip, elleri, ayaklari tutmaz oldu Yere yikilarak debelenmeye basladi Allahü Teâlâ Hz Sâre'yi Firavun'un serrinden koruyup musallat olmasini engelledi Hükümdar bu durum karsisinda korkusundan Hz Ibrahim'in zevcesini ona geri yolladi Hz Sâre'ye yaklasinca onu cin zannettiginden, yanina bir de Hâcer isimli bir câriye verdi Böylece bundan kurtulacagini zannetti Bu olay Ebu Hureyre'nin bildirdigi Hadis ile bildirilmistir (bkz Buhari, Müslim) Tevratta da bu olayin böyle - kücük modifikasyonlarla - gerceklestigi yazmaktadir Bundan sonra Halilürrahman Misir'i terkedip geri Filistine dönüp Sebu' isimli yere yerlesiyor
26 HzIsmail
Ibrahim aleyhisselam'in Hz Sâre'den cocuklari olmuyordu Yaslari da gittikce ilerliyordu Ibrahim aleyhisselam Bâbil'den ayrilirken: «Rabbim ! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi » diye niyazda bulundu Hz Sâre'de bunu cok istiyordu, ama cocugu olmuyordu Firavun'un kendisine verdigi câriyesi Hz Hâcer'i azad edip Ibrahim aleyhisselama evlenmesi icin verdi ve HzIbahim Hz Hâcer ile evlendi Bu evlilikten Hz Ismail dogdu Muhammed aleyhisselamin (sav) nuru Hz Ismail'in alninda intikal etti Ibrahim aleyhisselam onu cok sever ve yanindan ayirmazdi Hz Sâre nurun kendisine intikal edecegini umuyordu Bu sebeple Hz Hâcer'e karsi kalbi gayret hâsil oldu Ve birgün Ibrahim aleyhisselam'dan Hz Hâcer ile Hz Ismail'i baska bir yere götürüp birakmasini istedi Allah'in emriyle Halilallah bu istegi yerine getirdi ve Hacer hatun ile Ismail aleyhisselami (sav) alip Mekke'ye götürdü ve onlari orada birakti Ilerisini Hz Ismail'in hayatinda anlatacagim
27 Misafir melekler
271 Meleklerin müjdesi
Ibrahim peygamber yasi gittikce ilerliyordu Bu sirada melekler gelip Ibrahim aleyhisselama bir oglunun dogacagini müjdelediler : « Hem o kullara, Ibrahim'in misafirlerinden haber ver Hani melekler, Ibrahim'in yanina girdikleri zaman, "selam" demisler, Ibrahim de onlara: "Biz sizden korkuyoruz" demisti Melekler: "Korkma ! Gercekten biz sana bilgin bir ogul müjdeliyoruz" dediler » Rivayete o sirada Hz Ibrahim 120 ve Hz Sâre de 99 yasinda idi Müjdeyi vermek üzere gelen melekler gayet güler yüzlü birer´genc suretinde Ibrahim aleyhisselamin karsisina ciktilar Bunlarin Cebrail (as), Mikail (as) ve Israfil (as) oldugu Ibn-i Abbas'dan rivayet edilmistir Cebrail aleyhisselam ile birlikte 7 veya 9, veya 10 bir yahut da 12 melegin bulundugu rivayet edilmistir Melekler bu müjdeyi verdikten sonra Lut kavmini helak etmeye gittiler (genis malumat icin bkz «HzLut») Melekler, "Selamunaleyke" deyince Ibrahim aleyhisselam "Aleyküm selam" diyerek mukabelede bulundu Onlari evinde en iyi yere oturttuktan sonra ikram etmek üzere hemen bir buzagi getirdi Misafirlerine ikram etti ise de onlar yemedi Bundan dolayi Hz Ibrahim'in kalbine biraz süphe düstü O zamanin âdetine göre bir eve misafir gelip, ikram edilenden bir sey yerse ondan emin olunurdu; misafir bir sey yemezse onun zarar vermek icin geldigi hükmedilirdi Ibrahim aleyhisselam tekrar melekleri davet edince, onlar "Biz yemegin ücretini vermeden yemeyiz" dediler Hz Ibrahim "Bedelini verin de yiyin Bu yemegin bir ücreti var diye karsilik verdi Melekler bu ücreti sorunca, HzIbrahim: « Bismillah ,demek Sonunda da Elhamdülillah, demektir » dedi Bunun üzerine Hz Cebrail, Mikail aleyhisselam bakarak : « Bu zât, Allahü Teâlânin dost edinmesine lâyik bir kimsedir » buyurdu Bu sirada Hz Sâre perde arkasinda duruyordu Meleklerin müjdesi üzerine: «(Ibrahim'in karisi Olacak sey degil ! Ben bir kocakari, bu kocam da bir ihtiyar iken cocuk mu doguracagim ? Bu gercekten sasilacak sey ! dedi » dedi Âyet-i kerimede onun icin « Dâhiket » buyrulmustur Bu kelime hem gülmek, hem de hayz oldu manasina gelmektedir Cumhur'a göre gülme manasinda kullanilirsa da Ikrime ve Mücahit'e göre hayz oldu anlamindadir bu kelime Ayrica gülmesi hakkinda da degisik rivayetler vardir Meleklerin korkma demesi üzerine Ibrahim aleyhisselamin korkusunun gitmesi icin gülmüstür Bir baska rivayete göre Ishak aleyhisselamin müjde verilmesi hakkinda ellerini yüzüne kapayip gülmüstür Cünkü kendisi cok yaslanmisti ve bir cocuk dogurmanin ihtimali sifirdi o yasta Hz Ibrahim de yukarida belirttigimiz gibi 120 yasina gelmisti Diger bir rivayete göre, ellerini yüzüne kapamasi, yasliliginda hayz görmesinden ve bunun farkina varmayip hâyasi sebebiyle utanmasindan ileri geldigi bildirilmistir Hz Sâre'nin bu sözlerine karsilik melekler " Sen Allahü Teâlânin emrine mi, takdirine mi sasiyorsun" dediler ve Ibrahim aleyhisselamin cikip Lut kavmi'nin ikamet ettigi yere gittiler Yahudiler Ibrahim aleyhisselamin misafirleri hakkinda baska bir beyânat vermektedirler Onlara göre Hz Ibrahim'e melekler degil, bizzat - tövbe hâsaa - Allah gelmistir Yanina da bazi melekler almis, güya Ve onlara göre misafirler Hz Ibrahim ile beraber yemek yemisler
272 Ishak aleyhisselamin dogumu
Meleklerin haberinden 1 sene sonra Hz Ishak dogdu Ileride Hz Ishak hakkinda mâlumat verecegim
28 Hz Ibrahim'in Mekke'ye yolculugu
281 Ibrahim aleyhisselam Mekke'de
Ismail aleyhisselam büyüyüp genclik cagina girmisti Cürhümilerden Arapca ögrenmis ve onlar arasinda yüksek makama erismisti O Cürhümilerden bir kiz ile evlendi Bu sirada ise Hâcer aleyhisselam vefat etmisti O sirada Hâcer hatun 99 yasinda idi ve Kâbe'nin bitisiginde bir yer olan ve Hicr denilen yere defn edildi Ibrahim aleyhisselam bir gün oglunu ziyaret etmek üzere Sam'dan Mekke'ye dogru yola cikti Hz Ismail'in evine varinca oglu yiyecek temin etmek icin evde yoktu Ibrahim aleyhisselam Hz Ismail'in hanimindan mali durumlarini sorunca, hanimi hallerinden sikâyetci oldu Giderken de ogluna söylemesi icin tenbihte bulundu: " Kocan geldiginde benden selam söyle, kapisinin esigini degistirsin" ve oradan ayrildi ve evine geri döndü Ismail alehisselam eve gelip bunu duyunca, olayi anladi ve hanimindan ayrildi Baska bir kadinla evlendi Ibrahim aleyhisselam bir müddet sonra Mekke'ye yine gidince oglu yine evde bulunmuyordu Bu sefer Hz Ismail'in hanimina ayni soruyu sordu O da cevaben: " Biz hayir ve saadet icindeyiz " dedi Ne yiyip ictiklerini sorunca da, "Et yiyip, zemzem iciyoruz" dedi Bunun üzerine Halilallah: " Yâ Rabbi ! Bunlarin etlerini ve sularini mübarek kil, bereket ihsân eyle " diye dua etti ve oradan geri Sam'a döndü Ibn-i Abbas'in rivayet ettigi bir hadiste Pegamberimiz (sav) buyurdu ki:«Ibrahim (as) zamaninda Mekke civarinda hububat bilinmiyordu Av etiyle gidalanilirdi Eger o zaman hububat mâlum olsaydi, Ibrahim (as) hububat hakkinda dua ederdi » Ibn-i Abbas bu Hadis hakkinda buyurdu ki: " Ibrahim aleyhisselamin bu duasinin bereketiyle Mekke sicak olmasina ragmen, et ile su, burada diger yerlere nazaran insanlara daha faydalidir "
282 Kâbe'nin insasi
Günlerden bir günde Allahü Teâlâ haliline Kâbe-i Muazzamayi yapmasini emreyledi Kâbe'nin insasi hakkinda iki rivayet vardir : Melekler Allah-i Zisanin emriyle binâ ettiler; Adem aleyhisselam melekler ile birlikte insa etti Bunun üzerine Ibrahim aleyhisselam yeniden Mekke'ye dogru yola cikti Mekke'de oglu Ismail aleyhisselami zemzem kuyusu basinda buldu Allah'in emrini ona da söyledi ve Ismail aleyhisselam ona yardim edecegini ekledi Kâbe'nin nereye yapacagini bilmedigi icin, bir rivayete göre Cebrail aleyhisselam Kâbe'nin su andaki yerini gösterdi Ilkönce temeli kazmaya basladilar ve Adem aleyhisselam zamanindaki temeli buldular Ayni temel üzerine Kâbe'yi insa ettiler Hz Ibrahim oglunun getirdigi taslarla, Cebrail aleyhisselamin târifine uyarak Kâbe'yi yapiyordu Nihayet Kâbe'nin duvarlari yükseldi ve yukariya tas yetisemez oldu Bundan dolayi büyük bir tas getirdiler ve Ibrahim aleyhisselam bu tasa basarak duvar örmeye basladi Mübarek ayaginin izi cikan bu tasa da Makâm-i Ibrahim denilir Kâbe de tavaf namazi bu tasin bulundugu yer olan Makâm-i Ibrahim'de kilinir Kâbe tamamlaninca Ibrahim aleyhisselam ogluna: " Ey Ismail ! Iyi bir tas getir ki, hacilara isaret olsun" buyurdu Ismail aleyhisselam bir tas getirdi ise de Hz Ibrahim daha iyi bir tas istedi Bunun üzerine, Ebu Kubeys dagindan: " Cebrail aleyhisselam tûfanda bana bir tas emanet etti Gel onu al ! " diye bir ses isitti Hemen Ebu Kubeys dagindan Hacer-ül-esved tasi alinip, Kâbe'deki yerine kondu Kâbe insa edildikten sonra Ibrahim aleyhisselam, Allah'in: « Insanlar arasinda hacci ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argin develer üzerinde () tavaf icin Kâbe'ye gelsinler » emriyle, yüzünü Yemen tarafina cevirip: " Ey insanlar ! Allahü Teâlâ bir ev bina ettirdi ve bu evi ziyaret etminizi emreyledi Geliniz, Kâbe'yi ziyaret ediniz " diye seslendi Allahü Teâlâ da sesini bütün dünyaya duyurdu Insanlar bu sesi duyunca: « Lebbeyk Allahümme Lebbeyk " diye cevap verdiler O zaman, ana rahminde ve baba sulbünde olan ne kadar hacca gidecek varsa « Lebbeyk » dediler Bir defa gidecek olan bir kere, iki defa gidecek olan iki kere ve daha fazla gidecek miktarina göre cevap verdiler Kâbe'nin insasindan sonra Ibrahim aleyhisselam Sam'a dönüyor ve bütün aile efradini alip Hac ediyor
283 Kâbe hakkinda bilgiler
Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Haram'in ortasinda, dört köse tastan bir oda olup, 17 m yüksekliktedir Kuzey duvari 8,8 m, güney duvari 7 m, dogu duvari 11,9 m, bati duvari da 12,8 m genisliktedir Dogu ve güney duvarlari arasindaki kösede Hâcer-ül-esved tasi bulunmaktadir Kâbe'nin dogu duvarinda bir kapi vardir Kapi yerden 1,7 m yükseklikte, eni 1,7 m ve boyu 2,7 m'dir Kâbe'nin dört kösesine Rükn denir Sam'a dogru olana Rükn-i Sâmi, Bagdat'a olana Rükn-i Irâki, Yemen tarafina olana Rükn-i Yemâni ve dördüncü köseye de Rükn-i Hacer-ül-esved denir
29 Hz Ibrahim aleyhisselamin duasi
291 Ibrahim aleyhisselamin iki dualari
2911 Halilallah'in Kur'andaki duasi
Kâbe'yi tamamladiktan sonra Ibrahim aleyhisselamin dua ettigi Kur'an-i Kerim'de zikredilmektedir :«Hatirla ki Ibrahim söyle demisti: Rabbim ! Bu sehri (Mekke'yi) emniyetli kil, beni ve ogullarini putlara tapmaktan uzak tut Cünkü onlar (putlar) insanlarin bircogunun sapmasina sebep oldular, Rabbim Simdi kim bana uyarsa o bendendir Kim de bana karsi gelirse, artik sen gercekten cok bagislayan, pek esirgeyensin Ey Rabbimiz! Ey sâhibimiz! Namazi dosdogru kilmalari icin ben, neslimden bir kismini senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yaninda, ziraat yapilmayan bir vâdiye yerlestirdim Artik sen de insanlardan bir kisminin gönüllerini olara meyledici kil ve meyvelerden bunlara rizik ver! Umulur ki bu nimetlere sükrederler Ey Rabbimiz! Süphesiz ki sen bizim gizleyecegimizi de aciklayacagimizi da bilirsin Cünkü ne yerde ne de gökte hicbir sey Allah'a gizli kalmaz Ihtiyar halimde bana Ismail'i ve Ishak'i lutfeden Allah'a hamdolsun! Süphesiz Rabbim duayi isitendir Ey Rabbim! Beni soyumdan gelecekleri namazi devamli kilanlardan eyle; ey Rabbimiz! duami kabul et! Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacagi gün beni, ana-babami ve müminleri bagisla ! »
2912 HzIbrahim'in ikinci duasi
Ibrahim aleyhisselamin diger duasi hakkinda da Imam-i Gâzâli mâlumat veriyor: " Ibrahim aleyhisselam sabahladigi vakit söyle buyuruyordu: « Ey Allah'im Bu gün yepeyeni bir yaratilistir Binâenaleyh bugünü tâatinle benim icin ac, magfiret ve rizanla kapat! Bugün de bana nezdinde kabul olunacak haseneyi ihsan eyle O haseneyi gelistir ve benim icin onu kat kat artir Ve bugünde islemis oldugum günahlari benim icin affeyle Cünkü bolca affeden ve her nimeti kullarina ihsanda bulunan, kullarini siddetle seven, daha istemeden evvel onlarin isteklerini bilip takdir eden sensi » Râvi diyor ki: Bir kimse Hz Ibrahim'in duâsiyla sabahladigi takdirde o günün sükrünü edâ etmis sayilir
292 Ibrahim aleyhiselamin babasi icin duasi
Kur'an-i Kerim'den bize nakledildigine göre Ibrahim peygamber babasi icin Allah tarafindan istigfâr dilemistir Mucizât-i Kur'an-iyenin Tevbe suresinin -113 âyetin mukabili olarak - 114 âyetinde: «Ibrahim'in babasi icin af dilemesi, sadece ona verdigi sözden dolayi idi Ne var ki, onun Allah'in düsmani oldugu kendisine belli olunca, ondan uzaklasti Süphesiz ki Ibrahim cok yumusak huylu ve pek sabirli idi» Ibrahim aleyhisselam babasina kendisinin affi icin Allah'a dua edecegine dair söz vermis ve onun Allah tarafindan affini dilemisti Fakat babasinin Allah düsmani oldugunu anlayinca dua etmeyi birakti Peygamberimiz (SAV) de amcasi Ebu Tâlip icin Allah'tan magfiret dilemek istemis, bunun üzerine Tevbe sure-i serif'in 113 âyeti inmisti
3 Halilallah'in vefati
Hz Sâre yasinda ölmüstü Allah'in dostu da Kudüs'de ikâmet etmekteydi Bir gün evden gelince evinde birisinin oldugunu gördü Bu misafir Azrail aleyhisselam idi Ibrahim aleyhisselam :'Seni iceriye kim birakti' dedi O da:'Buranin sahibi' diye cevap verince, Halilallah:'Buranin sâhibi benim ve ben seni iceriye birakmadim' dedi Azrail aleyhisselamin: 'Beni buraya buranin ve her seyin sahibi birakti' demesi üzerine Ibrahim aleyhisselam bu misafirin bir melek oldugunu anladi Kimsin diye sordu ve Azrâil aleyhisselamin oldugunu ögrendi Ibrahim aleyhisselam ona: "Ziyârete mi geldin ? Ruhumu almaya mi ?" buyurdu"Eger izin verirsen ruhunu almaya!" diye cevap verdi Hz Ibrahim de : "Dost dostun canini alir mi ?" deyince, "Yâ Ibrahim bunu Allah'a sorayim" buyurdu Azrâil aleyhisselam hemen gidip geldi ve Allahü Teâlâ: " Dost dosta kavusmak istemez mi ?" buyurdu dedi Halilallah bunu isitince: "Cabuk gel kardesim, hemen canimi cânâna kavustur, benim icin bundan daha büyük bir müjde olamaz" buyurdu ve ruhunu teslim etti Ibrahim aleyhisselam Kudüs civarinda Habrun kasabasinda bir magaraya defn edildi Bu kasaba Halilürrahman olarak bilinmektedir En meshur camisi de « Halilürrahaman » camisidir Su anda Israilogullarinin elinde bulunup Hebron olarak bilinmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #9
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ ISHÂK (as)
Ibrahim (as)'in Hz Sâre'den dogan ikinci oglu
Hz Sâre'nin çocugu olmadigi için kocasina cariyesi Hacer'i hediye etmistir Hz Hacer Hz ismail'i dogurunca, Hz Sâre üzülmüstür Hz ibrahim yüz yirmi yasinda Hz Sâre doksan yasinda iken Allah'in bir lutfu ve mucizesi olarak ishâk (as) dogmustur (bk Hâkim, Müstedrek, 11, 556)
Kur'an-i Kerim'de bu olay söyle anlatilir: "And olsun ki, elçilerimiz ibrahim'e müjde ile gelip; "Selâm", dediler O da "Selâm" dedi ve eglenmeden gidip kizartilmis bir buzagi getirdi Onlarin ellerinin buna uzanmadigini görünce hoslanmadi ve kalbine bir korku geldi Onlar "korkma biz lût kavmine gönderildik" dediler ibrahim'in ayakta duran zevcesi güldü Biz de ona ishak'i ardindan da torunu Yâkub'u müjdeledik Kadin "vay, kendim koca bir kari, su zevcimde bir ihtiyar iken ben mi doguracakmisim? Bu dogrusu pek sasilacak bir is" dedi Melekler "ey evin hanimi Allah'in rahmeti ve bereketleri üzerinize olmusken, nasil Allah'in isine sasacaksin O Hamid ve Meciddir" dediler (Hûd, 11 /73)
Ishâk (as)'in tarih kitaplarinda anlatilari semâili söyledir Uzun boylu, kara gözlü, bugday benizli, yüzü güzel, konusmasi düzgün, saçi, sakali bembeyazdi Siret ve sureti babasi ibrahim (as)'a benzerdi (Hâkim, Müstedrek, 11, 557) Hz ishâk'in Yakub ve 'Ays adinda iki oglu olmustur Yakub (as) daha güzel yüzlü, daha düzgün konusmali ve zarafet ve güzelligi daha çok olandi Ays, Rumlarin yasadigi bölgede ikamet etmisti (Hâkim, Müstedrek, l l, 557)
Ishâk (as) Kur'an-i Kerim'de de övülmüstür: "Ey Muhammed; güçlü ve anlayisli olan kullarimiz ibrahim, ishâk ve Yakub'u da an! Biz onlari âhiret yurdunu düsünen samimi kimseler kildik Dogrusu onlar bizim yanimizda seçkin, iyi kimselerdir" (Sâd, 38/45-47) ishâk (as) babasinin ölümünden sonra Sam bölgesine peygamber olarak vazifelendirilmis, Allah'u Teâlâ onu seçkin ve hayirli bir insan eylemistir
"Ibrahim'e salihlerden bir peygamber olmak üzere de ishâk'i müjdeledik Hem ona hem de ishâk'a feyz ve bereketler verdik Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardir, nefsine apaçik zulmedeni de vardir" (es-Sâffât, 37/112, 113)
Hz Ishak rivayete göre yüzaltmis yaslarinda bu günkü Filistin'in bulundugu bölgede Kudüs yakinlarinda vefat etmis, babasi ibrahim (as)'in Mezradaki kabrinin yanina defnedilmistir (ibnu'l-Esîr el-Kâmil fi't- Tarih, 1, 127)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #10
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



Hz YA'KUB (as)
Kur'ân'da adi geçen peygamberlerden biri
Ya'kûb (as)'in soyu, ishâk (as) vasitasiyle ibrahim (as)'a dayanmaktadir O, ishak (as)'in ve ishak (as) da ibrahim (as)'in ogludur Annesinin adi Refaka'dir Kardesi Ays ile beraber, ikiz olarak dogmustur Kardesinin ardindan dogdugu için ona Ya'kûb denmistir
Ya'kûb (as)'in diger bir adi da israil'dir Kardesi Ays'tan kaçarak dayisinin yanina giderken gündüzleri saklanmis ve geceleri yürümüstür Bundan dolayi kendisine isrâil denmistir Kelime olarak isrâil geceleyin (Allah'a) yürüyen demektir (et-Taberî, Tarih, Misir 1326, I,162 vd)
Ya'kûb (as)'in dogumu ve peygamberligi daha önceden müjdelenmisti Onun bu durumu Kur'ân'da söyle haber verilmistir:
Biz ona (ibrahim (as)'in hanimina) ishâk'i müjdeledik ishâk'in ardindan da (torunu) Yaküb'u"(Hûd, 11/71)
Bu âyette ayni zamanda, Yakûb (as)'in yukarida sunulan soyu da dile getirilmistir
Ya'kûb (as), önce dayisi Lebân'in büyük kizi Leyya ile ve ondan sonra ad küçük kizi Râhil ile evlenmistir Leyya'dan Rabil, Yehuza, sem'ûn ve Lavi adindaki ogullari dogmustur Râhil'den de Yûsuf ve Bünyamin dünyaya gelmistir Ya'kflb (as)'in diger iki hanimindan alti oglu daha vardi Toplam on iki erkek evlada sahipti (ibn Kuteybe, Kilabu'l-Meârif, Beyrut 1970,19; ibn Haldun, Tarih, Beyrut, 1971, I, 39)
Kur'ân'in birçok yerinde Ya'kûb (as)'in peygamberliginden ve çesitli faziletlerinden bahsedilmektedir Onun peygamberligini dile getiren bazi âyetlerin meâli söyledir:
Nihayet (ibrahim) onlardan ve Allah'in disinda taptiklari seylerden uzaklasip bir tarafa çekildigi zaman, biz ona ishâk'i ve Ya'kub'u bagisladik ve her birini peygamber yaptik Onlara rahmetimizden bagista bulunduk ve kendilerine güzel ve üstün bir san, söhret nasip ettik" (Meryem, 19/49, 50)
"Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sona da vahyettik Nitekim ibrahim'e, ismail'e, ishak'a, Yakub'a, torunlarina, isâ'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Harun'a, Süleyman'a da vahyetmis ve Davud'a da Zebur'u vermistik" (en-Nisâ, 4/163)
Ya'kub (as)'in kuvvetli, basiretli ve halis (samimi) bir kisilige sahip oldugunu anlatan bazi âyetlerin meâli de söyledir:
Kuvvetli ve basiretli kullarimiz ibrahim'i, ishâk'i ve Ya'kûb'u da an Biz onlari ahiret yurdunu düsünme özeligiyle temizleyip, kendimize hâlis kul yaptik" (Sâd, 38/45, 46)
O, diger peygamberler gibi Allah'in hidâyetine erdirilen ve güzel davranan yüce bir kisi idi Kur'ân'da bu hususta söyle buyurulmaktadir:
"Biz ona (ibrahîm'e) ishâk'i ve ishâk'in oglu Ya'kûb'u da hediye ettik Hepsine de dogru yolu gösterdik Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e Yûsuf â Musa'ya ve Harûnâda yol göstermistik Biz güzel davrananlara böyle karsilik veririz" (el-En'âm, 6/84)
Bir de Ya'kub (as) rüya tabir etmeyi de bilirdi Yüce Allah Kur'ân-i Kerîm'de bu hususu söyle haber vermistir:
"Hani bir zaman Yûsuf babasina: Babacigim, ben (rüy'a) on bir yildiz, günesi ve ayi gördüm Bunlari hepsinin bana secde ettiklerini gördüm, demisti (Babasi Ya'kub ona söyle demsti): Yavrum, rü'yani kardeslerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar Çünkü seytan, insana apaçik bir düsmandir! Böylece Rabb'in seni seçecek ve sana rü'yada görülen olaylarin yorumunu (veya Allah'in kitabinin ve peygamberlerin sünnetlerinin inceliklerini) ögretecek Sana ve Ya'kûb soyuna nimetini tamlayacaktir Nasil ki atalarin ibrahim'e, ve ishâk'a da nimetini tamamlamisti süphesiz Rabb'in bilendir, hikmet sahibidir" (Yûsuf, 12/4, 5, 6)
Ya'kûb (as) bitmeyen tükenmeyen güzel bir sabra sahipti O, sabriyla ve ümidiyle örnek bir peygamberdi Kendisi, evlad acisi ve evlad ihanetiyle imtihan edildi Kur'ân'da, onun hayati, Yûsuf (as)'in hayati ile iç içe anlatilmistir Ya'kûb (as)'in gözlerinin kaybolmasina, saçlarinin agarmasina ve belinin bükülmesine sebep olan bu evlad imtihani ve onun örnek sabri, Kur'ân'da söyle haber verilmistir:
"(Ya'kûb kendisine hiyanet eden çocuklarina söyle dedi): Herhalde, nefisleriniz size bu isi süsleyerek sizi ona sürükledi Artik bana güzelce sabretmek kaliyor Belki de Allah, onlarin hepsini bana getirir Çünkü O, bilendir, herseyi hikmetle (yerli yerince) yapandir Ve yüzünü onlardan çevirdi de: "Ey Yûsuf üzerindeki tasam (gel, gel tam senin gelme zamanindir)! " dedi ve tasadan gözlerine ak düstü (Acisini) yutkunuyor (açiga vurmamaya çalisiyordu) Dediler ki: "Vallahi sen, Yûsuf'u ana ana hasta olacaksin, yahut öleceksin!" (Ya'kûb aleyhisselâm onlara): "Ben üzüntü ve tasami yalniz Allah'a sikayet ederim ve Allah tan sizin bilmediginiz seyleri bilirim" dedi (Ondan sonra söyle devam etti): "Ey ogullarim, gidin, Yûsuf'u ve kardesini arastirin Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin Zira, kafir kavimden baskasi Allah'in rahmetinden ümit kesmez!" (Ya'kûb'un ogullari tekrar Misir'a Yûsuf'un yanina döndüklerinde dediler ki: "Ey vezir, bize ve çocuklarimiza darlik dokundu, degersiz bir bir sermaye ile geldik Ama sen bizim için tam ölçü ver, bize tasadduk eyle Çünkü Allah, tasadduk edenleri mükafatlandirir" (Yûsuf) dedi: "Sizler cahil iken, Yûsuf'a ve kardesine yaptiginiz(in kötülügünü) bildiniz mi (bundan tevbe ettiniz mi)?" "A, yoksa sen, sen Yûsuf' musun?" dediler "Ben Yusuf'um, bu da kardesindir" dedi (ve söyle devam etti): "Allah bize lütfetti (Bizi korudu, yüceltti) Kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, süphesiz Allah, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez" "Vallahi, Allah seni bizden üstün kildi Dogrusu biz suç islemistik! dediler (Yûsuf onlara): "Bu gün sizi kinama yok Allah sizi bagislar O, merhametlilerin merhametlisidir simdi su gömlegimi götürün, babamin yüzüne koyun da gözü açilsin Ve bütün ailenizle birlikte bana gelin" dedi Kervan (Misir'dan) ayrilip yola koyulunca, babalari, (yaninda bulunanlara): "Eger bana bunak demezseniz, (inanin ki) ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum"dedi "Vallahi sen hâlâ eski saskinligin içindesin" dediler Müjdeci gelip de (Yûsuf'un gömlegini) (Ya'kûb)'un yüzüne koyunca, derhal (gözü açildi), görür oldu "Size demedim mi ben, Allah'tan sizin bilmediginiz seyleri bilirim?" dedi (Ogullari): "Ey babamiz, bizim için günahlarimizin bagislanmasini dile Gerçekten biz günah isledik"dediler (Ya'kub onlara): "Sizin için Rabb'ime istigfar edecegim süphesiz O, bagislayan, esirgeyendir"dedi (Hep beraber Misir'a hareket ettiler) Nihâyet Yûsuf'un yanina vardiklarinda, (Yûsuf) ana-babasini kendisine çekip kucakladi ve: Âllah'in dilegiyle, güven içinde Misir'a girin!"dedi Anasini babasini tahti üstüne çikardi ve hepsi onun için secdeye kapandilar (ona kavustuklari için Allah â sükür secdesi yaptilar veya onun önünde saygi ile egildiler Yûsuf: "Babacigim, iste bu, önceden (gördügüm) rüyanin yorumudur Rabb'im onu gerçek yapti Bana iyilik etti Zîra seytan, benimle kardeslerim arasina fitne soktuktan sonra, O, beni zindandan çikardi Sizi de çölden getirdi Gerçekten Rabb'im, diledigi seyi çok ince düzenler O (her tedbiri) bilen, her seyi yerli yerince yapandir" dedi "(Yûsuf, 12/83-100)
Bu âyetlerde de ifade edildigi gibi, Ya'kûb (as)'in çocuklari, neticede yaptiklarina pisman oldular Babalarindan ve kardesleri Yûsuf (as)'dan özür dilediler Babalari Ya'kûb (as) ve kardesleri Yusuf (as) onlari bagisladilar ve onlar için Allah'a yalvarip dua ettiler Cebrâil (as), Ya'kûb (as)'a gelerek, çocuklari için yaptigi duasinin kabul edildigini ve çocuklarinin Allah tarafindan bagislandiklarini müjdeledi (es-Salebî, el-Arais, Misir 1951,140 vd)
Yak'ub (as) da diger peygamberler gibi insanlari Allah'a inanmaya ve O'na ibadet etmeye çagirdi Kendisi bu yolda fevkalade örnek bir hayat yasadi
Kur'ân-i Kerîm'de bildirildigi gibi, Yakub (as), ibrâhim (as)'in yaptigi gibi, ruhunu teslim etmeden önce, çocuklarina vasiyette bulundu: "O zaman (Yâ'kûb), ogullarina; "Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?" demisti (Onlar da): "Senin Rabb'in ve atalarin ibrâhim, ismâil ve ishâk'in Rabb'i olan tek Allah'a kulluk edecegiz Biz O'na teslim olanlariz" dediler" (el-Bakara, 2/133)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #11
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



Hz YÛSUF (as)
Kur'an'da ismi geçen Beni israil peygamberlerinden biri
Hz Yûsuf Kurân'da adi geçen peygamberlerden birisi olup, Yakub Peygamber'in ogludur Nesebi Hz ibrahim'e kadar varir (Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, IX, 139)
Kur'ân-i Kerîm'de kendi adini tasiyan bir sûre vardir Tamami 111 âyet olan bu sûrenin 98 âyeti (4-101) Hz Yûsuf'tan bahseder Bu âyetlerde anlatildigina göre Hz Yûsuf'un hayat hikâyesi özetle söyledir:
Hz Yûsuf'un on bir tane erkek kardesi vardi Yûsuf fevkalâde güzel ve son derece zekî idi Babalari Hz Yakub en çok Yûsuf'u seviyordu Bu sevgiyi agabeyleri kiskaniyorlardi
Yûsuf (as) bir gece rüyasinda on bir yildizin, günes ve ayin kendisine secde ettiklerini gördü Bu rüyayi babasina anlatti Babasi rüyanin, Hz Yûsuf'un büyük bir adam olacagina isaret oldugunu anladi ve Yûsuf'a rüyasini agabeylerine anlatmamasini tembihledi Ancak, agabeyleri bundan haberdar oldular ve Yûsuf'u öldürüp bir yere atmayi planladilar Babalarindan izin alarak, gezip eglenmek bahanesiyle Yûsuf'u alip kirlara,götürdüler Onu bir kuyuya attilar, gömlegini da kana bulayarak, "Yûsuf'u kurt kapti" diye babalarina yalan söylediler
Kuyunun yanindan geçmekten olan bir kafile Yûsuf'u buldu ve köle olarak satmak üzere alip, Misir'a götürdüler Orada az bir fiyatla onu Azîz (maliye bakani)'e sattilar
Azz'in hanimi Yûsuf'a göz koydu Onu kendisiyle beraber olmaya çagirdi Yûsuf (as) bunu kabul etmeyince, ona iftira edip kocasina sikayet etti ve hapse attirdi
Hz Yûsuf senelerce hapiste kaldi Orada hükümdarin serbetçisi ve asçisi ile tanisti Onlarin gördükleri dünyalarin yorumunu yapti Birisinin, kurtulup efendisinin hizmetine devam edecegini, digerinin ise öldürecegini söyledi Sonunda dedigi çikti Hz Yûsuf, kurtulana, kendisini efendisinin yaninda anmasini istedi
Hükümdar bir gece rüyasinda yedi zayif inegin yedi semiz inegi yedigini ve yedi yesil basakla yedi kuru basak gördü Bu rüyanin yorumunu yaptirmak istedi Hz Yûsuf'un rüya yorumu yaptigini ögrendi ve onu hapisten çikarip, rüyasini anlatti Hz Yûsuf, yedi sene bolluk olacagini, pesinden gelen yedi senenin ise kitlikla geçecegini söyledi Bunun üzerine hükümdar, Hz Yûsuf'u maliye bakanligina getirdi Yûsuf (as) bolluk yillarinda bütün ambarlari zahire ile doldurttu; kitlik yillari gelince bu zahireyi halka dagitmaya basladi Ayni kitlik, Hz Yûsuf un babasinin memleketi olan Ken'an diyarinda da yasandi
Yûsuf (as)'un kardesleri de zahire almak için iki kez Ken'an ilinden Misir'a geldi Sonunda Yûsuf (as) kardeslerine kendini tanitti ve onlari affettigini belirterek, "Bugün azarlanacak degilsiniz, Allah sizi bagislar, o merhametlilerin merhametlisidir" (Yûsuf, 92) dedi Yûsuf (as), babasi, annesi ve kardeslerinin tamamini Misir'a davet etti
Ailesi Misir'a vardiginda Yûsuf (as) anne ve babasini tahta oturttu; diger onbir kardesi ise Hz Yûsuf'un önünde egildiler O zaman Yûsuf (as); "Babacigim, iste bu vaktiyle gördügüm rüyanin çikisidir; Rabbim onu gerçeklestirdi seytan benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni hapisten çikaran, sizi çölden getiren Rabbim, bana pek çok iyiliklerde bulundu Dogrusu Rabbim, dilegine lütufkardir O süphesiz, bilendir, hâkimdir" (Yûsuf,100) dedi Bu sekilde israil ogullari, Filistin'den Misir'a gelip yerlesmis oldu Bir süre sonra Yakub (as) vefat etti Yûsuf (as), Allah Teâlâ'ya söyle münacatta bulundu: "Rabbim, bana hükümdarlik verdin, rüyalarin yorumunu ögrettin Ey göklerin ve yerin yaratani! Dünya ve âhirette koruyanim sensin! Benim canimi, Müslüman olarak al! Ve beni iyilere kat!" (Yûsuf, 101) Yûsuf (as)'un hayat hikayesi Kur'ân-i Kerîm'de "Ahsenü'l-Kasas, Kissalarin en güzeli" ünvanini aldi Pek çok olaylari içeren bu hayat hikâyesi için Allah Teâlâ söyle buyurdu: Ândolsun ki, Yûsuf ve kardeslerinin olayinda, soranlara nice ibretler vardir" (Yûsuf, 7)
Yûsuf (as)'un defnedildigi yer, rivâyetlere göre, Ibrahim (as)'in medfun bulundugu Kudüs yakinlarinda Halilü'r-Rahman kasabasindadir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #12
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



HZ EYYÛB (as)
Hz Ibrahim soyundan gelen bir peygamber
Eyyûb (as)'dan Kur'an'da dört yerde bahsedilir ve sabir örnegi olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41) Tevrat'ta da "Eyûb" adiyla müstakil bir kitap, Hz Eyyûb'un kissasina tahsis edilmistir
Islâm kaynaklarina göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayisiz mali-mülkü, birçok oglu kizi bulunan Eyyûb (as), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmistir Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle mesgul olan Hz Eyyûb, Rabbinin bir imtihânina mârûz kalmis, bütün servetini, çocuklarini kaybettigi gibi seytanin kendisine musallat olmasi neticesinde kalbi ve dili hâriç bütün vücudunda çibanlar çikmis, iltihapli yaralar açilmis, yaralarina kurtlar dolmus ve vücudu bozulup kokmaya baslamisti Bu durumda kocasina hizmete sebât eden esi "Rahmet" hariç hiç kimse onun yanina yanasmadigindan cemiyetten çekilmek mecburiyetinde kalmis, fakat hiçbir zaman sabrini ve Cenâb-i Hakk'a bagliligini kaybetmemistir Farkli rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey uzun süren bu sikintili dönemden sonra sabriyla imtihâni kazanan Eyyûb (as) Cenâb-i Hakk'in lütfu ve emriyle ayagini yere vurmus, fiskiran su kaynagindan yikanip içerek eski sihhati ve güzelligine kavusmustur Ayrica kendisine yeniden birçok servet ve çocuk da ihsân edilmistir
Genellikle kabul edildigine göre bu imtihana ugradigi sirada yetmis yasinda olan Hz Eyyûb, sifâ bulduktan sonra yirmi yil daha yasamis, diger bazi rivâyetlere göre ise hastaligindan önceki kadar daha ömür sürmüstür Kendisinden sonra Bisr adindaki bir oglu, kavmine peygamberlik yapmistir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #13
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



Hz SUAYB (as)
Kur'an'da adi geçen peygamberlerden Medyen ve Eyke halkina peygamber olarak gönderildi Bu iki ülkede ayri ayri mücadelede bulundu Bu iki toplumla yaptigi mücadelesi, çesitli ayetlerde geçmektedir
Medyen ve Eyke, daglik ve ormanlik olan iki ülke idi Medyen topraklari, Hicaz'in kuzey batisinda, oradan Kizildeniz'in dogu sahiline, güney Filistin'e, Akabe Körfezi'ne ve Sina Yarimadasi'nin bir bölümüne kadar uzanan bölgelerde yer alir
Kur'an'in Medyen halki hakkinda anlattiklarinin önemini kavramak için, bu insanlarin, Hz ibrahim'in üçüncü hanimi Katurah'tan olma oglu Midyan'in soyundan geldikleri iddialarina dikkat edilmelidir Dogrudan dogruya onun neslinden gelmemis olduklari halde, tümü onun soyundan olduklarini iddia etmislerdir Çünkü eski bir gelenege göre, büyük bir zata bagli olan herkes, daha sonra yavas yavas onun torunlari arasinda sayilmaya baslanirdi Nitekim Hz ismail'in (as) soyundan gelmemesine ragmen bütün Araplara "ismailogullari" denmistir Hz Yakub (as)'in soyu (israilogullari) için de durum aynidir Ayni sekilde, Hz ibrahim (as)'in çocuklarindan biri olan Midyan'in etkisi altina giren tüm bölge halkina Bena Medyen (Medyenogullari) ve onlarin oturdugu yerlere de, Medyen bölgesi dendi (ez-Zirikl, Kâmûsû'l-A'Iâm, VI, 4244; Yakut el-Hamev, Mu'cemü'l-Büldan, Beyrut 1956, V, 77)
Suayb (as), Hz ibrahim'in torunlarindan Mikâil'in ogludur Annesi ise Hz Lut'un kizidir (et-Taber, Tarih, Misir 1326,I, 167; es-Sa'leb, el-Arâis, Misir 1951, s 164; M Asim Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankara 1990, I, 327)
Yüce Allah'tan Suayb (as)'a kitab veya sahife gönderilmedi O, Âdem, sit, idris, Nuh ve ibrahim'e indirilen sahifeleri okudu ve onlarla tebligde bulundu (Ibn Asakir, Tarih, Beyrut 1979, VI, 322)
Suayb (as) büyük bir hatipti insanlari güzel söz ve nasihatlarla aydinlatmaya çalisti Dolayisiyla ona peygamberler hatibi denilmistir (ez-Zemahserî, el-Kessâf, Kahire 1977, II, 118)
Suayb (as) ayni zamanda Musa (as)'in kayinpederi idi Kizi Safura'yi Musa (as) ile evlendirmisti (ibnü'lEsir, el-Kâmil, Beyrut 1965, 177)
Suayb (as)'in Peygamber olarak Medyen'e gönderilmesi ve Medyenlilerle mücadelesi, Kur'an'da söyle bildirilir:
"Medyen'e de kardesleri suayb'i (gönderdik) Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin ondan baska ilahiniz yoktur Size Rabbinizden açik bir delil geldi Ölçüyü ve tartiyi tam yapin, insanlarin esyalarini eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayin Eger inanan (insan)lar iseniz böylesi sizin için daha iyidir! Ve her yolun basina oturup da tehdit ederek insanlari Allah yolundan çevirmege ve O (Allah yolu)nu egriltmeye çalismayin Düsünün siz az idiniz, O sizi çogaltti ve bakin bozguncularin sonu nasil oldu! Eger içinizden bir kismi benimle gönderilene inanmis, bir kismi da inanmamis ise, Allah aramizda hükmedinceye kadar sabredin O, hükmedenlerin en iyisidir" (el-A'raf, 7/85,86,87)
Görülüyor ki Suayb (as) onlari Allah'a kulluk etmeye, insan haklarina saygili olmaya, her türlü bozgunculuktan uzak durmaya ve bu yolda sabirla hareket etmeye davet ediyordu Fakat Medyen halki Suayb (as)'in nasihatlarini dinlemediler ve kötü hareketlerinde daha ileri gittiler Onlarin bu isyan ve sapkinliklari, Kur'an'da söyle haber verilir
"Dediler ki: Ey Suayb, senin söylediklerinden çogunu anlamiyoruz, biz seni içimizde zayif görüyoruz Kabilen olmasaydi, seni mutlaka taslarla(öldürür)dük! Senin bize karsi hiç bir üstünlügün yoktur!" (Hd 11/91)
Suayb (as) onlarin bu taskinliklarina karsi nasihat ediyor ve onlari büyük bir azap ile kokutuyordu:
(Suayb onlara de ki): Ey kavmim, size göre kabilem Allah'tan daha mi üstün ki, O'nu arkaniza atip unuttunuz? süphesiz Rabbim, yaptiklarinizi kusaticidir (Ondan bir sey gizli kalmaz)
Ey kavmim, oldugunuz yerde (yaptiginizi) yapin, ben de yapiyorum Yakinda kime azabin gelip kendisini rezil edecegini ve kimin yalanci oldugunu bileceksiniz Gözetin, ben de sizinle beraber gözetmekteyim"(Hd, 11/92-93)
Her türlü mücadelede, teblig ve nasihate ragmen, Allah'in emirlerini dinlemeyen, zulüm, taskinlik ve kötülükte israr eden Medyen halki, azabi hak etmisti: Derken o (müthis) sarsinti onlari yakalayiverdi, yurtlarinda diz üstü çöke kaldilar suayb'i yalanlayanlar, sanki yurtlarinda hiç oturmamis gibi oldular suayb'i yalanlayanlar iste ziyana ugrayanlar, onlar oldular" (el-A'raf, 7/91-92)
Medyen halki, kfirlerin kaçinilmaz sonu olan azaba maruz kaldiktan sonra Suayb (as) onlara acimisti Bu durum, Ku'an'da söyle bildirilir:
(Suayb), onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: Ey kavmim, ben size Rabbimin gönderdigi gerçekleri duyurdum ve size ögüt verdim Artik kâfir bir kavme nasil acirim!" (el-A'raf, 7/93)
Buna göre, Allah'in emirlerini dinlememede israr eden ve bunun neticesinde Allah'in azabi ile cezalandirilanlara acimamak gerekir Çünkü bu cezayi hak etmis oluyorlar
Suayb (as) Medyenlilerle beraber, Eyke halkina da peygamber olarak gönderilmisti Onlarla da önemli mücadelelerde bulundu Onlarla olan mücadelesi ve onlarin isyankârligi, Kur'an'da söyle özetlenmektedir
Gerçekten Eyke halki da zalim kimselerdi" (el-Hasr, 15/78)
Eyke halki da gönderilen elçileri yalanladi Suayb, onlara demisti ki: (Allah'in azabindan) korunmaz misiniz? Ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim Artik Allah'tan korkun ve bana itaat edin Ben sizden buna karsi bir ücret istemiyorum Benim ücretim yalniz alemlerin rabbine aittir Ölçüyü tam yapin, eksiltenlerden olmayin Dogru terazi ile tartin insanlarin haklarini kismayin Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karisiklik çikarmayin, Sizi ve önceki nesilleri yaratan(Allah)tan korkun" (es-suar, 26/176,177,178,179,180,181,182,183,184)
Eykeliler, Suayb (as)'in telkinlerine karsi ters hareket ettiler Söz dinlemeyip isyanda bulundular Hatta, Suayb (as)'a hakaret ettiler Onlarin bu isyani, Kur'an'da söyle dile getirilir:
"Dediler: Sen iyice büyülenmislerdensin Sen de bizim gibi bir insansin, biz seni mutlaka yalancilardan saniyoruz" (es-suarâ, 26/185, 186)
Eykeliler bununla bile yetinmediler Azab isteyecek kadar, ileri gittiler: "Eger dogrulardansan, o halde üzerimize gökten parçalar düsür" (es-suarâ, 26/187) diyerek Suayb (as)'a meydan okudular Suayb (as) onlara söyle cevap verdi: "Rabbim, yaptiginizi daha iyi bilir" (es-suara, 26/188) Yüce Allah da, onlara verilen azabi, söyle haber veriyor: "O'nu yalanladilar Nihâyet o gölge gününün azabi, kendilerini yakaladi Gerçekten o, büyük bir günün azabi idi Muhakkak ki, bunda bir ibret vardir Ama yine çoklari inanmazlar" (es-suarâ, 26/189, 190)
Ayette söz konusu olan "gölge gününün azabi" hakkinda, müfessirler söyle bir açiklamada bulunuyorlar: Eykeliler azab isteyince, günes yedi gün müthis bir sicakligi yaydi O sirada gökyüzünde bir bulut belirdi ve serin bir rüzgar esti Eyke'liler bulutun gölgesinde toplandilar Birden o buluttan bir ates indi ve Eyke halki yeryüzünden silindi (el-Beydav, Envaru't-Tenzl, Misir 1955, II, 84)
Medyen ve Eyke halki Hz suayb'i dinlemediler ve bunun neticesinde, yukarida sunulan âyetlerde ifâde edildigi gibi helâk oldular Allah'i dinlememenin, peygambere uymamanin ve yanlis yollara sapmanin cezasini buldular Suayb (as), kendisine uyanlarla birlikte Mekke'ye gidip yerlesti
Orta boylu, bugday benizli biri olan Suayb (as), hayatinin sonuna dogru gözlerini kaybetmisti, amâ olarak yasiyordu Mekke'de vefât etti Türbesinin, Kâbe'nin batisinda, Darünnedve ile Benu Semh kapisinin arasinda oldugu rivâyet edilir (et-Taberî, Tarih, Misir 1326, I, 167; Ibn Kuteybe, Kitabü'l-Maârif, Beyrut 1970, s 19: Ibn Asakir, Tarih, Beyrut, 1979, VI, 322)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #14
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



Hz MÛSA (as)
Allah Teâlâ'nin, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'i verdigi ve yeryüzünde dinini teblig edip, hakim kilmasi için gönderdigi Ulu'l-Azm* peygamberlerden biri Hz ibrahim (as)'in soyundan olup, israilogullarinin akidelerini islah etmek ve onlari Allah Teâlâ'nin diledigi nizama kavusturmakla görevlendirilmisti Küfürle mücadelesi Kur'ân-i Kerim'de uzun uzun anlatilmaktadir
Hz Adem (as)'den, Rasulullah (sas)'e kadar pek çok peygamber gelmistir Bu peygamberler, gönderildikleri kavimleri, Allah Teâlâ'ya iman etmeye çagirmislar; bu yolda kâfirlerle savasmislar, yasadiklari diyarlardan çikarilmislar; ezilmisler, hor görülmüsler ve hatta öldürülmüslerdir
Mûsa (as) da, Allah Teâlâ tarafindan israilogullari'na gönderilmis bir rasul idi O da tipki kendisinden önce gönderilmis olan peygamberler gibi kavmini Allah'a iman etmeye çagirdi Kavmine zulmeden ve ilâhlik iddiasinda bulunan Firavun'a karsi tevhid yolunda mücahede etti Bu ugurda, bütün peygamberlerin karsisina çikan güçlükler, onun da karsisina çikti Dogup büyüdügü diyardan çikarildi, kâfirler tarafindan öldürülmek gayesiyle kovalandi Allah Teâla Kur'ân-i Kerim'de bir ayette Hz Mûsa (as)'dan söyle bahsediyor: "Kur'ân'da Musa'yi da an Çünkü o ihlâs sahibi idi ve israilogullari'na gönderilmis bir peygamber idi"(Meryem, 19/51)
Hz Musa (as)'nin Firavun ile olan kissasi, Kur'an'in bazi sûrelerinde çesitli üslûplarda ve teferruatli olarak anlatilmistir Firavun ve ordusunun Kizildeniz'de bogulmalari olayindan sonra, israilogullari ile ilgili kissasina da genisçe yer verilmistir
Musa (as)'nin Firavun ile olan mücadelesi, bir sahsin bir kralla, bir peygamberin sadece büyük bir zorba ile olan mücadelesinden ibaret degildir Bilâkis bu hak ile bâtil'in çatismasi, Rahman'in ordusu ile seytanin ordusunun kaçinilmaz savasidir Aslinda hak ile bâtil arasindaki bu savas, insanoglunun yaratilisindan, insanlari islah etmek üzere nebîler ve rasullerin hayat sahnesine çikmasindan beri devam edegelmektedir
Sapiklik ve bâtil, daima iblis ve onun ordusu tarafindan temsil edilmis, imana, tevhide, peygamberlige, kisaca Hakka sürekli meydan okumustur Fakat kazanan daima Hak olmustur Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Muhakkak ki Biz peygamberlerimizi ve iman edenleri hem dünya hayatinda, hem de meleklerin sahid olacagi günde muzaffer kilacagiz" (el-Mü'min, 40/51)
Hz Musa (as)'da gönderildigi kavmi cehalet ve sapiklik içerisinde buldu Onlari Hakka davet etti, yurdundan çikarildi, savasti ve sonunda Allah Teâlâ'nin izniyle kazandi
Hz Musa (as)'nin Nesebi, Dogumu ve Hayati
Musa (as)'nin babasi, imran'dir Onun babasi Yahser, onun da babasi Kahes'dir Nesebi Yakub (as)'a ulasir; ki, onun babasi Hz ishak (as), onun da babasi Hz ibrahim (as)'dir Musa (as)'nin yaninda gördügümüz Harun (as) onun kardesidir Allah Teâla, Musa (as)'yi Firavun'a, imana davet için gönderdiginde, Hz Harun (as)'u da ona yardimci olarak seçmis ve görevlendirmisti Hz Musa (as) Allah Teâla'ya söyle dua ederek, kardesi Harun (as)'u kendisine yardimci yapmasini istemisti: "Bir de bana ehlimden bir vezir, (yardimci) ver Kardesim Harun'u (ver)" (Tâhâ, 20/29-30)
Hz Musa (as), Misir'in çok zor günler yasadigi bir dönemde dogdu Bu sirada, ilâhlik iddialarinda bulunarak haddi asan Firavun, israilogullari halkina dayanilamayacak eziyetlerde bulunuyor, bu insanlari zulümle kasip kavuruyordu israilogullari, Kipt kavminin muamelelerinden ve krallarinin agir baskilarindan bikmislardi Misir'da yasamanin bir tadi kalmadigini biliyor ve dedelerinin yurdu olan Kenan illerine gitmek istiyorlardi Ama onlardan her isinde istifade eden Firavun, yakalarini bir türlü birakmak istemiyordu Onlara zulmün en akla gelmeyecek olanini yapti Nitekim Kur'ân-i Kerim'de; "Biz sana Musa ve Firavun'un mühim haberlerinden, iman edecek bir kavim için, gerçek olarak okuyacagiz Çünkü Firavun o yerde (Misir'da) baskaldirmis ve ahalisini parçalara bölüp, kendisine baglamisti" (el-Kasas, 28/3-4) buyuruluyor
Firavun, saltanati sirasinda israilogullarina çok kötü eziyetlerde bulundu; onlari köle yapti, en çirkin ve adî islerde çalistirdi Allah Teâlâ, israilogullarini bu sikintidan, azgin Firavun'un serrinden, zulüm ve taskinliklarindan kurtarmak için Hz Musa (as)'yi gönderdi
Sa'lebî, Kisas-i Enbiya'sinda imam Suddî'den; Firavun'un bir rüya gördügünü, korkup kederlendigini naklediyor Rüyasinda Kudüs tarafindan gelen bir ates gördü Bu ates, Misir'a kadar uzanip, Firavun'un evlerini yakti Fakat sadece Kipti'lere zarar verdi, israilogullari ise kurtuldular Uyaninca hemen kâhin ve müneccimlerden rüyayi tabir etmelerini istedi Onlar dediler ki; "israilogullari içinden bir çocuk dünyaya gelecek, Misirlilarin helâkina ve senin kralliginin yok olmasina sebep olacak Dogacagi zaman da iyice yaklasti"
Bu haber üzerine telaslanan Firavun, israilogullarin'dan dogan bütün erkek çocuklarin öldürülmesini emretti Kur'ân-i Kerim'de bu olay söyle anlatiliyor: "Firavun, memleketin basina geçti ve halki firkalara ayirdi içlerinden bir toplulugu güçsüz bularak onlarin ogullarini bogazliyor, kadinlari sag birakiyordu Çünkü o bozguncunun biriydi" (el-Kasas 28/4)
israilogullari arasinda is yapabilecek insanlarin azalmasi üzerine Kiptîlerin ileri gelenleri Firavun'a giderek, "Eger böyle öldürmeye devam ederseniz, ileride bizim islerimizi yapacak kimse bulamayacagiz" dediler Firavun da erkek çocuklarin bir sene öldürülmesini, bir sene de öldürülmemesini emretti Erkek çocuklarin öldürülmedigi sene Harun (as) dogdu Öldürüldükleri sene ise Musa (as)
Musa (as) dogunca, annesi çok üzüldü Allah Teâlâ ona korkmamasini, üzülmemesini vahyetti Kalbine bir rahatlik verdi Bu, Kur'an'da söyle anlatiliyor: "Musa'nin annesine: "Çocugu emzir, basina geleceklerden korktugun zaman onu suya (Nil'e) birak Korkma, üzülme Biz süphesiz onu sana döndürecegiz ve peygamber yapacagiz" diye bildirmistik" (el-Kasas, 28/7)
Musa (as)'nin annesi de ilham edileni yapti ve yavrusunu bir muhafaza içerisinde suya birakti Ablasina da, "Onu izle" dedi Musa (as)'yi tasiyan sandik, Allah'in izniyle dalgalarla sürüklenerek, Firavun'un sarayina ulasti Yikanmakta olan cariyeler, sandigi bulup Firavun'un karisina götürdüler Allah Teâlâ, Firavun'un karisi Asiye'nin kalbine bu çocugun sevgisini koydu Firavun çocugu görünce öldürmek istedi Ancak Asiye, çocugu kendisine vermesini istedi Çünkü hiç çocuklari olmuyordu Kur'an-i Kerim, bunu söyle anlatiyor: "Firavun'un karisi: Benim de senin de gözün aydin olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydali olur, yahut onu ogul ediniriz" dedi Aslinda isin farkinda degillerdi" (el-Kasas, 28/9)
Hz Musa (as) acikinca onu emzirmek icab etti Fakat o kimseden süt emmek istemiyordu Allah Teâlâ, bunu söyle zikrediyor: "Önceden, süt annelerinin memesini kabul etmemesini sagladik Musa'nin ablasi; "size, sizin adiniza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkini tavsiye edeyim mi?" dedi Böylece onu, annesinin gözü aydin olsun diye, ona geri çevirdik Fakat çogu bilmezler" (el-Kasas, 28/12-13)
Musa (as) böylece annesine dönmüs oldu Üstelik Firavun'un sarayinda büyüdü Firavun ailesinin sevgisini kazandi Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Musa erginlik çagina gelip olgunlasinca ona hikmet ve ilim verdik iyi davrananlari böyle mükâfatlandiririz" (el-Kasas, 28/14)
Yetisip delikanlilik çagina gelen Musa (as) bir gün sehre indi Ögle üzeriydi Dükkanlar kapaliydi ve halk evlerinde istirahat ediyordu Kur'ân-i Kerim'de, sehirde geçen hadise söyle anlatiliyor; "Musa, halkinin haberi olmadigi bir zamanda sehre idi Biri kendi adamlarindan, digeri de düsmani olan iki adami dövüsür buldu Kendi tarafindan olan kimse, düsmanina karsi ondan yardim istedi Musa, onun düsmanina bir yumruk vurdu, ölümüne sebep oldu "Bu seytanin isidir; çünkü o apaçik saptiran bir düsmandir" dedi Musa, "Rabbim! dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla" dedi Allah da onu bagisladi O, süphesiz bagislayandir, merhamet edendir Musa; "Rabbim! Bana verdigin nimete and olsun ki, suçlulara asla yardimci olmayacagim " dedi sehirde, korku içinde, etrafi gözeterek sabahladi Dün kendisinden yardim isteyen kimse, bagirarak ondan yine yardim istiyordu Musa ona: "Dogrusu sen besbelli bir azginsin " dedi Musa, ikisinin de düsmani olan kimseyi yakalamak isteyince: "Ey Musa! Dün bir cana kiydigin gibi bana da mi kiymak istiyorsun? Sen islah edenlerden degil, ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun"dedi" (el-Kasas, 28/15-19)
israillinin, olayi agzindan kaçirmasi üzerine, bütün halk Musa (as)'nin Misirliyi öldürmüs oldugunu ögrendi Daha sonra bir adam kosarak geldi ve kendisini öldüreceklerini söyledi
"Musa korku ipinde çevresini gözetleyerek oradan çikti Rabbim! Beni zalim milletten kurtar" dedi Medyen e dogru yöneldiginde: "Rabbimin bana dogru yolu gösterecegini umarim ", dedi" (el-Kasas; 28/21-22)
Musa (as) böylece yurdundan uzaklasti Yanina yiyecek hiç bir sey de almamisti Tam sekiz günlük yolu, agaç yapraklari yiyerek asti Misir ile Medyen arasi sekiz günlük bir mesafedir Allah Teâlâ'nin bu seçkin kulu, aç ve bitap düsmüs olarak bu uzun mesafeyi katetti ve nihayet Medyen'e ulasti Kur'ân-i Kerim'de kissa söyle devam ediyor:
"Medyen suyuna geldiginde, davarlarini sulayan bir insan toplulugu buldu Onlardan baska, hayvanlarini sudan alikoyan iki kadin gördü Onlara: "Derdiniz nedir?"dedi "Çobanlar ayrilana kadar biz sulamayiz Babamiz çok yaslidir (onun için bu isi biz yapiyoruz) " dediler Musa onlarin davarlarini suladi Sonra gölgeye çekildi: "Rabbim! Dogrusu bana indirecegin hayra muhtacim" dedi" (el-Kasas, 28/23-24)
Ibn-i Kesir, El-Bidaye ve'n-Nihaye'de bu olayi söyle anlatiyor: "Medyen suyunda çobanlar koyunlari suladiktan sonra, kuyunun agzina büyük bir kaya koyarlardi Bu iki kadin da artan sularla koyunlarini sulamaya çalisirlardi Musa (as), kayayi kuyunun agzindan tek basina kaldirdi, su çekti ve kadinlarin koyunlarini suladi Sonra tekrar kayayi yerine koydu Bu kayayi ancak on kisi kaldirabilirdi Musa (as) ise, on kisinin halledebilecegi bu isleri tek basina halletmisti Kizlar babalarina gidip Hz Musa'yi ve yaptigi iyiligi anlattilar Kur'an-i Kerim'de kissa söyle devam ediyor:
"O sirada, kadinlardan biri utana utana yürüyüp ona geldi: "Babam sana sulama ücretini ödemek için seni çagiriyor dedi Musa ona gelince, basindan geçeni anlatti O: "Korkma! Artik zâlim milletten kurtuldun"dedi iki kadindan biri: "Babacigim, onu ücretli olarak tut Ücretle tuttuklarinin en iyisi bu güçlü ve güvenilir adamdir, dedi Kadinlarin babasi bana sekiz yil çalismana karsilik bu iki kizimdan birini sana nikâhlamak istiyorum Eger on yila tamamlarsan, o senden bir lütuf olur Ama sana agirlik vermek islemem insallah beni iyi kimselerden bulacaksin" dedi Musa: "Bu seninle benim aramdadir Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayim, bir kötülüge ugramayacagim Söylediklerimize Allah vekildir" dedi" (el-Kasas, 28/25-28)
Ibn-i Kesir söyle diyor: "Kizlarin babasinin kim oldugu hakkinda görüs ayriligi vardir Bunun Suayb (as), oldugu hususunda kanaatler vardir Ulemanin çogunlugu da bu görüstedir Hasan Basri, Malik b Enes'den naklolunan bir rivayeti delil getirerek diyor ki: Hz Suayb kavmi helâk olduktan sonra uzun bir ömür yasamis, tâ ki Musa (as)'a ulasmis ve kizini ona nikâhlamistir
Hz Suayb (as)'in kiziyla nikâhlandiktan sonra Musa (as), Medyen'de kalip, haniminin mehri olmak üzere on yil koyun güttü Bir rivayete göre, Peygamberimize tam olarak ne kadar çalistigi sorulmus; o da on sene oldugunu buyurmustur Buradan anlasildigi üzere, tam on yil çobanlik yapmistir
Hz Musa (as) ya Peygamberliginin Bildirilmesi
Musa (as) Medyen'de on sene kalip mehrini tamamladiktan sonra, Misir'a dönmeye karar verdi Ailesiyle birlikte yola koyuldu Karanlik ve soguk bir gecede yolu sasirdi ve dag geçidinin yolunu bir türlü bulamadi Çakmak tasiyla bir seyler tutusturmaya çalisti, basaramadi Soguk iyice siddetlendi Kansi da hamileydi ve dogum zamani da yaklasmisti Musa (as) ve ailesinin gerçekten yardima ihtiyaci vardi Kur'an-i Kerim'de, bu olay söyle anlatiliyor: "Musa, süreyi doldurunca ailesiyle birlikte yola çikti Tür tarafindan bir ates gördü Ailesine: "Durunuz, ben bir ates gördüm; belki oradan size bir haber veya tutusmus, bir odun getiririm de isinabilirsiniz" dedi Oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin sag yanindaki agaç cihetinden: "Ey Musa! süphesiz ben âlemlerin Rabbi olan Allah'im " diye seslenildi "Degnegini at!" Musa, degnegin yilan gibi hareketler yaptigini görünce, dönüp arkasina bakmadan kaçti "Ey Musa! Dön, gel Korkma süphesiz güvende olanlardansin" denildi "Elini koynuna koy, lekesiz, bembeyaz çiksin Korkudan açilan kollarini kendine çek! Bu ikisi Firavun ve erkânina karsi Rabbinin iki delîlidir Dogrusu onlar yoldan çikmis bir millettir" denildi Musa: "Rabbim! Dogrusu ben onlardan bir cana kiydim Beni öldürmelerinden korkarim Kardesim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür Onu, beni destekleyen bir yardimci olarak benimle gönder, çünkü beni yalanlamalarindan korkarim" dedi, Allah: "Seni kardesinle destekleyecegiz, ikinize bir kudret verecegiz ki, onlar size el uzatamayacaklardir Ayetlerimizle ikiniz ve ikinize uyanlar üstün geleceklerdir" dedi" (el-Kasas, 28/29-35)
Tâhâ sûresinin ilk ayetlerinde, Allah Teâlâ ile Musa (as) arasinda geçen konusma, daha ayrintili bir sekilde verilir su ayetler Allah Teâlâ'nin Musa (as)'yi rasul olarak görevlendirdigi zamanin anlasilmasinda yardimci oluyor: "Ben seni seçtim, artik vahyolunani dinle süphesiz ben Allah'im Benden baska ilâh yoktur Bana kulluk et, Beni anmak için namaz kil!" (Tâhâ, 20/13-14)
Ve daha sonra Allah Teâlâ, Musa (as)'ya söyle buyuruyor: "Firavun'a gidin; dogrusu o azmistir Ona yumusak söz söyleyin, belki ögüt dinler veya korkar" (Tâhâ, 20/43-44)
Allah Teâlâ'nin, Musa (as)'ya bunu emretmesinden sonra, Musa (as) ile Firavun arasinda amansiz bir mücadele de baslamis oluyordu Hak ile bâtil'in amansiz savasi Bütün peygamberlerin birbirlerine miras biraktiklari tevhid mücadelesi
Hz Musa (as), Allah Teâlâ'nin bu emriyle Firavun'a gitti Onu güzellikle Allah'a iman etmeye davet etti: "Musa: Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbinin peygamberiyim! Bana Allah'a karsi ancak gerçegi söylemek yarasir Size Rabbinizden bir mucize getirdim, israilogullari'ni benimle beraber saliver" (el-A'raf, 7/104-105)
"Firavun: "Musa! Rabbiniz kimdir?" dedi Musa: "Rabbimiz, her seye ayri bir özellik veren, sonra dogru yola eristirendir" dedi" (Tâhâ 20/49-50)
Firavun, bu davete icabet etmedi ve direndi Musa (as)'yi zindana atmakla tehdit etti Musa (as)'da Firavun'a, belki iman eder diyerek, ispat edici bir delil getirmek istedi Asasini yere atti, kocaman bir yilan oldu Elini koynuna sokup çikardi, gözleri kamastiran bir günes parçasi oluverdi Musa (as)'nin gösterdigi bu mucizeler karsisinda Firavun gerçekten korkmustu Bunun üzerine o da sihirbazlarini toplayip, Musa'yi maglup etmeyi kararlastirdi Ülkesindeki bütün ünlü sihirbazlari çagirtti ve onlardan Musa (as)'nin yaptiklarindan daha büyük bir sihir yapmalarini istedi Onlarda hazirlandilar ve bir gün kararlastirdilar O gün gelince de halkin gözleri önünde Musa (as) ile yarismaya basladilar
"Sihirbazlar: "Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy veya biz koyalim" dediler Musa: "Siz koyun"dedi Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca, insanlarin gözlerini sihirlediler ve onlari ürküttüler, büyük bir sihir yaptilar Biz de Musa'ya: "Asani koyuver" dedik o da koyuverdi Hemen onlarin uydurduklarini yutmaya basladi Hak tahakkuk etti Onlarin yaptiklari bosa gitti iste orada yenildiler, küçük düstüler Sihirbazlar secdeye kapanip: "Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandik" dediler" (el-A'râf, 7/115-122)
Sihirbazlarin iman etmeleri, Firavun'u çok kizdirdi Onlari öldürmekle tehdit etti iste küfür, acizligini bu olayla bir kere daha ortaya koymus oldu
Gelisen bu olaylar, Firavun'u yola getirecegi yerde, onu daha çok azdirdi Ve Musa (as) ile kavmini ortadan kaldirmadikça rahata kavusamayacagina inanip, bu arzusunu yerine getirmeye çalisti Musa (as), Firavun ve kavmini, imana çagirmaya devam etti Firavun inkâr ettikçe, Allah Teâlâ onun kavmine tufan, çekirge, hasarat, kurbaga, kan gibi çesitli azablar gönderdi Ancak bunlarin hiç biri, Firavun ve kavmini yola getirmedi
Firavun, küfür ve inadinda, israr ve Musa (as)'nin davetine de icabet etmemeye devam etti Allah Teâlâ, Musa (as)'ya israilogullarini bir gece Misir'dan çikarip Filistin diyarina götürmesini vahyetti Bir gece Musa ve kavmi sehirden çikip, Süveys halici boyunca Kizildeniz'e yöneldiler Firavun sehirde israilogullarindan hiç bir iz göremeyince, kaçtiklarini anladi ve bütün ordusunu seferber ederek, peslerine düstü Firavun ordusunun çok kalabalik oldugu rivayet edilmektedir Firavun iki gün sonra israilogullarina yetisti israilogullarinin önlerinde geçilmesi mümkün olmayan bir deniz arkalarinda kocaman bir ordu vardi israilogullari "Yakalandik yâ Musa" diye yakinmaya basladilar Kur'ân-i Kerim'de olay söyle anlatiliyor: "Musa: "Hayir, Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir"dedi Bunun üzerine Biz Musa ya: "Degneginle denize vur" diye vahyettik Hemen deniz ikiye ayrildi, her parçasi yüce bir dag gibiydi iste oraya geridekileri de yaklastirdik Musa ve beraberinde bulunanlarin hepsini kurtardik" (es-suara, 26/62-65)
"Firavun, ordusuyla onlari takib etti Deniz de onlari içine aliverdi Hem de ne alis!" (Tâhâ, 20/78)
Kur'an-i Kerim'de Allah Teâlâ, bir zâlimin, kâfirin sonunu böyle anlatiyor; ve bir kavmi nasil kurtardigini da iste Hak, Bâtil'in tepesine böyle inip, onu ortadan kaldirabiliyor
Firavun ordusu, bir tek kisi kalmamacasina yok oldu Firavun ise, ölümün geldigini anlayinca iman ettigini açikladi: "Firavun bogulacagi anda: "israilogullarinin inandigindan baska tanri olmadigina inandim, artik ben de ona teslim olanlardanim" dedi Ona: "simdi mi (inandin)? Daha önce baskaldirmis ve bozgunculuk etmistin"dendi" (Yunus, 10/90, 91)
Bu olaydan sonra Allah Teâlâ, Hz Musa (as)'ya kavmiyle birlikte Beyti Makdis'e yönelmelerini emretti Yola koyuldular Çölde su bulamayip, siddetli bir susuzluga kapildilar Gelip Musa (as)'a sitem ve sikayette bulundular Allah, Musa (as)'a, âsâsini tasa vurmasini emretti Vurunca tasin oniki yerinden su fiskirdi Her Yahudi kabilesine bir göze düsüyordu Onlar bu gözelerden kana kana içtiler, susuzluklarini giderdiler Allah Teâlâ israilogullarina, gökten kudret helvasi ve bildircin eti de gönderdi Fakat israilogullarinin o ikiyüzlülükleri, bütün bu nimetlere ragmen, kendini burada da ortaya çikardi Bir tek yemekle yetinemeyeceklerini söylediler: "Ey Musa! Bir çesit yemege dayanamayacagiz Bizim için Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdigi sebze, kabak, sarmisak, mercimek ve sogan yetistirsin" demistiniz de, "hayirli olani daha düsük seyle mi degistirmek istiyorsunuz? Bir sehre inin, orada süphesiz istediginiz vardir" demisti" (el-Bakara, 2/61)
Sonra Allah Teâlâ Hz Musa'ya, Filistin'e gitmeyi emretti Orada Heysanilerin kalintilari ve Kenanlilardan meydana gelen zalim bir topluluk ile karsilastilar Musa (as) kavmine, buraya girip bu zalimlerle savasmalarini, ve onlari bu mukaddes beldeden çikarmalarini emretti Fakat, israilogullari buna cesaret edemedi: "Ey Musa! "Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyecegiz Sen ve Rabbin gidin savasin, dogrusu biz burada oturacagiz" demislerdi" (el-Maide, 5/24)
Çünkü israilogullari, Firavun ülkesinde zillet ve adilige, asagilanmaya alismislardi Onlar için bazi degerleri ele geçirmek için savasmak, bir manâ tasimiyordu Allah'da onlari Tih çölüne atti ve yollarini sasirtti Kavmine söz geçiremediginden yakinan Musa'ya, Allah Teâlâ: "Orasi onlara kirk yil haram kilindi Yeryüzünde saskin saskin dolasacaklar Sen, yoldan çikmis bir millet için tasalanma" dedi" (el-Maide, 5/26)
Zamanla, bu zillet içinde yasayan nesil, yerini hürriyetle yetisen ve izzetle yasayan bir nesile terketti Bunlar da bir müddet sonra Arz-i Mukaddes'e girmeye muvaffak oldular
israilogullari, bu kirk yil içinde çok çesitli sapikliklarda bulundular Hz Musa'nin Tur daginda kirk gün geçirdigi bir zamanda, Sâmirî isimli bir sahsin imal ettigi ve "iste sizin de Musa'nin da tanrisi" dedigi altindan bir buzagiya tapmaya basladilar Musa (as) döndügünde onlari buzagiya tapinir görünce çok üzüldü Harun (as)'a çikisti israilogullari'ni buzagiya tapinmaktan vazgeçirmeye çalisti israilogullari ise, her firsatta iki yüzlülüklerini sergilediler (Sâmirî olayi bak Daha fazla bilgi için bk Sâmirî mad) Musa (as), hayati boyunca tevhid yolunda mücadele etti Bu ugurda pek çok eziyetle karsilasti Yurdundan çikarildi, ölümle tehdit edildi ve etrafinda kendisiyle beraber, inanan pek az insan bulabildi
Musa (as), Tih çölünde, Harun (as)'dan sonra öldü israilogullarini Arz-i Mukaddes'e sokamadi Öldügünde yüz yirmi yasinda idi Buhârî, onun ölümü ile ilgili olarak sunlari rivayet ediyor: "Ölüm melegi geldiginde, Musa (as) onun yüzüne dikkatle bakti Canini almaya gelen Azrail (as) korktu ve gözü karardi Sonra: "Yarabbi, beni bir kuluna gönderdin ki, ölmek istemiyor" diye tazarru eyledi Allah Teâlâ, o hali üzerinden kaldirarak, tekrar Musa'ya gönderdi: "Söyle, sayili olmak sartiyla istedigi kadar yasasin" Hz Musa: "Yarabbi, sonra ne olacak?" dedi "Öleceksin" buyuruldu "Öyle ise ölüm simdi gelsin" niyazinda bulundu Sonra Allah Teâlâ'dan, kendisini bir tas atimi Beyti Makdis'e yaklastirmasini, orada ölmesini ve oraya gömülmesini istedi Ebu Hureyre (ra) söyle diyor: "Rasulullah (sas): "Eger ben sizinle beraber orada bulunsaydim, onun yol kenarinda ve kizil bir kum tepesinin yaninda bulunan kabrini size gösterirdim" buyurdu"

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Peygamberler

Eski 08-06-2008   #15
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Peygamberler



Hz HARÛN (as)
Hz Harûn (as), israilogullari peygamberlerinden, Hz Musa (as)'in kardesi Hz Yusuf'un vefatindan sonra Misir'da yasayan israilogullari ve diger insanlar, bir müddet onun gösterdigi yoldan yürüdüler; ancak daha sonra hakikati unuttular Bu arada Misir'in idaresi Kibtîlerin eline geçti Kibtîler ise yildizlara ve putlara tapiyorlardi
Kibtîler, israilogullarini hor görmeye basladilar Onlari agir, zor islerde kullandilar
israilogullari çok kalabalik bir topluluk olup Hz Yakub'un ogullarina nisbetle on iki kola ayriliyordu Onlar Kibtîlerin zulmünden kurtulmak istiyorlardi Dedelerinin ülkesi olan Kenân bölgesine gitmek için izin istemelerine ragmen onlara izin verilmemekteydi
Her dönemde oldugu gibi, o dönemin Firavun'u da zulmü temsil ediyor ve insanlari eziyet altinda inletiyordu
israilogullarinin çogalmasi Kibtîleri ve onlarin hükümdari Firavun'u endiselendiriyordu Onlar, israilogullarinin isyan ederek kendilerine zarar vermesinden korkuyorlardi
Firavun, bir gün kâhinlerini yanina topladi Gelecekle ilgili onlardan bilgi istedi Kâhinlerden birisi Firavun'a israilogullarindan bir çocugun dogacagini ve saltanatina zarar verecegini bildirdi Firavun, bunu duyar duymaz korktu ve tedbirler almaya basladi Bunun için de israilogullarinin dogacak erkek çocuklarinin tamaminin öldürülmesini emretti
Hz Musa, bu dönemde dogdu ve öldürülmesin diye bir sandigin içine birakilarak nehre atildi Firavun'un sarayinda büyüdü Allah diledi ve Musa'yi Firavun'un kucaginda büyüttü
Harun Peygamber, Hz Musa'nin büyügüdür israilogullarinin erkek çocuklarinin öldürülmeye baslanildigi dönemden önce dünyaya gelmistir
Hz Hârun (as); Musa (as)'dan daha uzun boylu, daha etli, daha beyaz tenli, daha genis sirtli olup açik ve düzgün dilli, yumusak huylu idi Alninda da bir ben vardi (Hâkim, el-Müstedrek, II, 577)
Harun peygamberle ilgili Kur'ân-i Kerîm'de pek fazla bilgi yoktur Bir âyette Hz Musa ile birlikte zikredilmektedir
Medyen'den dönerken Hz Musa'ya Peygamberlik verildi Peygamberlikle sereflendi
Yüce Allah Hz Musa'ya emretti: "Firavun'a git, çünkü o azdi" (Tâhâ, 20/24)
Musa Peygamber "Rabbim, beni yalanlamalarindan korkuyoruni" (es-suarâ, 26/ 12), "Kalbim sikilir, dilim açilmaz olur Onun için Harun'a da Peygamberlik ver" (es-suarâ, 26/l3),
"Bir de onlarin aleyhimde de bir kisas davalari var, bu sebeple beni öldürmelerinden korkarim" (es-suarâ, 26/14), "Bana ailemden bir vezir ver Biraderim Harun'u Onunla arkami kuvvellendir Onu içimde ortak kil Ta ki seni çok çok tesbih edelim ve seni çok çok zikredelim süphesiz sen bizi hakkiyla görensin" (Tâhâ, 20/29-35) dedi
Cenâb-i Allah, Musa'nin bu duasini kabul etti "Ey Musa! istedigin sana verildi" (Tâhâ, 20/36) buyuruldu Böylece Harun'a da peygamberlik verildi "Firavun'a gidin, biz âlemlerin Rabbinin Peygamberleriyiz, bizimle beraber israilogullarini gönder" deyin " (es-suarâ, 26/16-17) buyuruldu
Hz Mûsa ve Hârun (as) "Ey Rabbim! Dogrusu biz Firavun'un, bize karsi asiri gitmesinden, yahud taskinligini artirmasindan endise ediyoruz" diye Allahu Teâla'ya dua ettiler Yüce Allah: "Korkmayiniz! Çünkü ben sizinle beraberim Ben (her seyi) isitirim, görürüm! Hemen gidiniz ve ona söyle deyiniz "Biz Rabbinin iki elçisiyiz, artik israilogullarini bizimle gönder Onlara iskence etme! Biz sana Rabbinden, hakiki bir âyet getirdik selam (ve selamet) dogruya tâbi olanlaradir Bize, su hakikat vahy olundu ki: hiç süphesiz azab yalanlayanlarin ve yüz çevirenlerin üzerinedir" (Tâhâ, 20/45, 48) buyurdu
Bunun üzerine, Hz Musa ve Hârun geceleyin Firavun'un yanina gittiler Kapiyi çaldilar Firavun kapinin açilmasindan dehsete düstü Hz Musa ve Hârun, Firavun'a kendilerinin Rabbûlâlemin olan Allah'in elçileri olduklarini, kendisini dine davet etmek için geldiklerini söylediler Firavun "Ben sizin en yüce Rabbinizim " (en-Nâziât, 79/24) diyerek onlari reddetti
Hz Musa'ya vahyedildi "Kullarimla geceleyin yola çik Onlara denizde kuru bir yol aç Size yetismelerinden korkma" (Tâhâ, 20/77) buyuruldu
Bu iki peygamber israilogullarini geceleyin yola çikardilar Bu durumdan haberdar olan Firavun ve askerleri onlari izledi Hz Musa, Hârun ve israilogullari, denizi geçerek kurtuldular Firavun ve askerleri de denizde boguldular
israilogullari Tih sahrasina geldiler Rizik olarak kendilerine kudret helvasi, bildircin kusu verildi (el-Bakara, 2/57); onlar itirazlarini sürdürdüler
"Biz bir çesit yemege dayanamayiz Bizim için Rabbina dua et de bize topragin bitirdigi sebzeden, acurdan, sarimsaktan, mercimekten ve sogandan çikarsin" (el-Bakara 2/61) dediler
Musa peygamber, onlara ögütler de bulundu Tûr dagina çagirildiginda agabeyi Harun'u kendi yerine vekil birakti
israilogullari Misir'dan çikarken altinlarini, gümüslerini de yanlarina almislardi Hz Musa (as)'in Tur'a gitmesiyle israilogullarinin münafiklarindan Sâmiri bu altinlari topladi ve bir kapta eriterek bir buzagi yapti Gönüllerinde yatan putçulugu bir türlü tepeleyemeyen bu kavim buzagiya tapmaya basladi
Hz Hârun, onlara ögütlerde bulundu "Ey kavmim! Bununla imtihan edildiniz Sizin gerçek Rabbiniz Rahman olan Allah'tir Gelin bana uyun ve emrime itaat edin" (Tâhâ, 20/90) buyurdu israilogullari, Hz Hârun'u dinlemediler "Musa, bize dönüp gelinceye kadar, biz o buzagiya tapmaya devam edecegiz" (Tâhâ, 20/91) dediler
Hz Musa (as), Tûr Dagi'ndan döndügünde kavminin buzagiya tapmakta oldugunu gördü Buna çok üzüldü Agabeyine kizdi "Ey Hârun! Onlarin saptiklarini gördügün zaman hana uymaktan seni alikoyan nedir? Emrime isyan mi ettin?" (Tâhâ, 20/92-93) dedi Hârun Peygamberin yakasina yapisti
Hârun Peygamber; Hz Musa'ya israilogullarinin kendisini dinlemedigini anlatti Musa peygamber öfkelendi ve Samiri'yi kovdu
Allahu Teâla, Musa (as)'ya Hârun (as)'u vefat ettirecegini, onu daga getirmesini bildirdi
Musa (as), Hârun (as)'un elinden tutarak daga çiktilar Hârun (as)'un sibr ve sibbîr adindaki ogullari da yanlarindaydilar Dagin üzerinde görülmemi:s güzellikte bir agaç, yapilmis bir ev, evin içinde bir sedir, ve sedirin üstündeki yataktan misk gibi bir koku geliyordu Hz Musa ile birlikte Hârun yatagin üstüne yattilar Allahu Teâla Hârun (as)'un ruhunu bu halde iken aldi, sonra agaç kayboldu, ev ve sedir semâya yükseldi Hz Musa, Hârun (as)'un cenaze namazini orada kilarak onu daga defnetti Yahudiler bu daga Tûr-u Hârun adini vermislerdir (Taberî, Tarih, I, 223)
Hârun (as)'un Tih çölündeki bu dagda vefat ettiginde yüz on yedi, yüzyirmi veya yediyüzyirmiüç yasinda oldugu söylenir (Yâkubî, Tarih, I, 41)
Hârun Peygamber uzun müddet yasadi Musa Peygamberle birlikte kavmine ögütlerde bulundu, kavminin nankörlüklerine gögüs gerdi
Zaman geldi; Rabbine kavustu, o da ölümü tatti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.