Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bakara, kuran, mevdudi, suresi, tefhimul, tefsiri

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



62- Şüphesiz iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiî'ler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder, salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır Ve onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır(80)
63- Sizden kesin bir söz almış ve Tur dağını üstünüze yükseltmiştik(81) (ve demiştik ki:) "Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın: umulur ki sakınırsınız"
64- Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz Eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı (lutuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten kayba uğrayanlardan olurdunuz
65- Andolsun, sizden Cumartesi (günü) haddi aşanları elbette biliyorsunuz(82) İşte biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olunuz" dedik(83)
66- Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonradan gelecek olanlara 'ders verici bir ceza,' takva sahipleri için de bir öğüd kıldık
67- Hani Musa kavmine: "Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti Onlar: "Bizi alaya mı alıyorsun?" demişlerdi (O da) "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" demişti
68- "Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" demişlerdi (O da Rabbine yalvardıktan sonra onlara) Demişti ki: "Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı) dır Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin"
69- Demişlerdi ki: "Rabbine adımıza (bir daha) yalvar da, bize rengini bildirsin" O da: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatacak sarı bir inektir" demişti

AÇIKLAMA

80 Bu ayet Yahudilerin iman ve amelleri ne olursa olsun, ebedî kurtuluşun kendi tekellerinde olduğu konusundaki yanlış zanlarını ortadan kaldırmak için burada yer almıştır Onlar, kendilerinin Allah'la özel bir ilişkileri olduğunu, inançları ne olursa olsun sadece İsrailoğulları'ndan olmaları nedeniyle doğruca Cennet'e gideceklerini ve diğer insanların Cehennem'e gideceklerini sanıyorlardı Bu ayette bu yanlış anlama ortadan kaldırılıyor Allah, ebedî kurtuluşun, kişinin bir gruba mensup olmasına dayanmadığını, bilâkis kişinin imanına ve iyi amellerine bağlı olduğunu bildiriyor Allah'ın hükmü bu dünyadaki genel kanaat ve kayıtlara değil, kişinin gerçek değerine dayanacaktır
Bu nedenle onlar, Allah'tan gelen Hidayet'i kabul etmelidirler Bu ayetin yer aldığı bölümden açıkça anlaşılacağı üzere Kur'an, burada, ebedî kurtuluş için gerekli olan iman ve amellerin ayrıntılarına girmiyor Bunlar ayrıntılarıyla gerekli yerlerde ele alınmışlardır
81 Bu olay Kur'an'ın muhtelif yerlerinde, çeşitli şekillerde beyan edilmiştir Bu olayın İsrailoğulları tarihinde meşhur bir vakıa olduğuna şüphe yoktur Fakat günümüzde bu olayın ayrıntılarına vakıf olmak şansına sahip değiliz Ancak genel anlamıyla bu olayın şu şekilde cereyan ettiği anlaşılmaktadır: Allah Tealâ ile İsrailoğulları dağın eteğinde ahid yaparlarken, korkunç bir manzara meydana gelmiş ve dağ adeta İsrailoğulları'nın tepesine çökecek gibi görünmüştür Nitekim bu manzara A'raf: 171'de ortaya konmuştur (Ayrıca izah için bkz A'raf an: 132) Bu olay Talmud'da şöyle anlatılır: "O Kutsal Varlık, Sina Dağı'nı büyük bir tekne gibi onların üstüne kaldırdı ve: "Tevrat'ı kabul ederseniz iyi olur, yoksa burası mezarınız olur" dedi (Shab, 88)
Aynı olay Kitab-ı Mukaddes'te daha farklı ele alınmış olmasına rağmen, yine de o manzara canlandırılmıştır: "Ve Sina Dağı bir duman haline geldi Çünkü Rab, O'na ateş içinde indi ve oradan ocaktan çıkan duman gibi bir duman yükseldi ve bütün dağ sarsıldı" (Çıkış 19: 18) "Ve bütün kavim gökgürültüleri, şimşekleri, boru sesini ve dağdaki dumanı gördüler İnsanlar bunu görünce geri çekilip uzaklaştılar Ve Musa'ya dediler ki: "Bizimle konuş seni dinleriz; fakat Tanrı bizimle konuşmasın, yoksa ölürüz" (Çıkış 20: 18-19)
82 İsrailoğulları'ndan sürekli bir ahid ve "Benimle sizin aranızda nesiller boyu sürecek bir işaret" olmak üzere Sebt'e (Cumartesi) uymaları istenmişti "Altı gün iş yapılabilir; fakat yedinci gün Rabb'a mahsustur ve Sebt günüdür Kim Sebt günü iş yaparsa, mutlaka öldürülecektir" (Çıkış 31: 12-17) Fakat İsrailoğulları dinî ve ahlâkî yönden bozulunca bu yasağı açıkça işlemeye ve Cumartesi günü iş yapmaya başladılar
83 Bu olay ayrıntılı bir şekilde A'raf Suresi'nde (163-166) ele alınmıştır Olayın ne olduğu konusunda görüş ayrılıkları vardır Bazıları onların fiziksel olarak maymuna çevrildikleri görüşündedirler; bazıları ise onların o zamandan itibaren maymun gibi davranmaya başladıklarını söylerler Fakat Kur'an'ın ifadesi, bunun fiziksel bir değişme olduğuna işaret eder Bence onların mevcutları maymuna çevrilmiş, azabın en şiddetlisini çekmeleri için zihinleri insan olarak bırakılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



70- (Onlar yine:) "Rabbine (bir kere daha) adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın Çünkü bize göre (birçok) sığır birbirinin benzeridir İnşaallah (Allah dilerse,) biz doğruya varırız" demişlerdi
71- (Bunun üzerine Musa) Dedi ki "O (Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve onda alaca olmayan bir inektir" (O zaman) : "Şimdi gerçeği getirdin dediler Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı(84)
72- Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz de bu konuda birbirinize düşmüştünüz Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı

AÇIKLAMA

84 İsrailoğuları'na, etraflarındaki putperest milletlerden etkilenerek edindikleri ineğe tapma ve ineğin kutsiyeti inançlarını kırmak için bir inek kurban etmeleri emredilmişti Bu, onların imanlarının sınanmasıydı Eğer gerçekten Allah'ın birliğine inanıyor ve ibadette başka bir şeyi O'na ortak koşmuyorlarsa, daha önceden taptıkları putu kendi elleriyle kırmalıydılar Fakat bu çok zor bir sınavdı Onlar inek kurban etmekten kaçınmaya çalıştılar; çünkü, bir tek Allah'a inançları henüz tam sağlamlaşmamıştı Bu görevden kurtulmak için ayrıntı üzerine ayrıntı sordular, fakat çok soru sordukça daha da köşeye sıkıştılar O kadar ki, sonunda onlara açıkça, o dönemde özellikle tapmak için seçilen altın renkli ineği kurban etmeleri söylendi Kitab-ı Mukkaddes'te de bu olaya değinilir; fakat, İsrailoğulları'nın gereksiz sorularla nasıl bu görevden kurtulmaya çalıştıklarından bahsedilmez (Bak Sayılar 19: 1-10)

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



73- Bunun için de: "Ona (ölü cesede, kestiğiniz ineğin) bir parçasıyla vurun" demiştik Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; belki akıllanırsınız(85)
74- Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan ırmaklar fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri de vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır Allah yapmakta olduklarınızdan gafil (habersiz) değildir
75- Siz (müslümanlar,) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umuyor musunuz?(86) Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı(87)
76- İman edenlerle karşılaştıklarında "iman ettik" derler; birbiriyle kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah'ın size açtık (açıkladık) larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla söyleşiyorsunuz?(88) Hâlâ akıllanmayacak mısınız?"
77- (Peki) Onlar, Allah'ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini bilmiyorlar mı?

AÇIKLAMA

85 Kur'an, öldürülen adamın bir müddet için hayata döndüğünü ve katilin adını söylediğini bildirmektedir Bununla birlikte katilin bulunması için uygulanan metodla, yani "kurban edilen ineğin" bir parçası ile öldürülen adama vurulması hususunda bir belirsizlik vardır Tesniye 21: 1-9'da bahsedilen buna benzer bir metodla eski alimler tarafından yapılan tefsiri, yani öldürülen adama kurban edilen ineğin bir parçası ile vurulduğu ve onun hayata döndüğü görüşünü destekler niteliktedir Bu şekilde Allah'ın bir ayeti gösterilmiş olmakta, aynı zamanda onların taptığı nesnenin ne kadar güçsüz olduğu ve öldürülmesinin hiçbir zarar vermediği gözler önüne serilmektedir Diğer taraftan onun öldürülmesinin yararlı bazı yönleri de vardır
86 Buradaki hitaplar kısa bir süre önce İslâm'a giren Medineli müslümanlaradır Onlar Hz Peygamber'e (sa) büyük bir ilgi duyuyorlardı; çünkü komşu Yahudilerden peygamberlik, vahiy, melekler, ilâhî kanun vs hakkında çok şeyler duymuşlardı Onlardan O'na inananların tüm dünyaya önderlik edeceği yeni bir peygamberin geleceğini de işitmişlerdi İşte bu nedenle Hz Peygamber'i (sa) duyduklarında Medineliler hemen O'na dönmüşler ve büyük gruplar halinde İslâm'a girmişlerdi Doğal olarak ilâhî kitaba sahip olan ve bir peygamberin geleceğini önceden bildiren Yahudilerin Hz Muhammed'i (sa) kabul edenlerin ilki ve O'nun en önde gelen destekçileri olmalarını bekliyorlardı Fakat onların beklentilerinin tersine Yahudiler yeni dine girmeyince, yeni müslümanlar kendileri onlara gidip İslâm'ı tebliğ ettiler; fakat onları ikna edemediler İslam'ı kabul etmeyişlerini İslam aleyhine delil olarak kullandılar Şöyle dediler:
Bunda şüpheli bir şeyler olmalı Eğer Hz Muhammed (sa) gerçekten Allah'ın elçisi olsaydı, kitabı bilen bu alim insanlar O'nu reddetmezlerdi Bu hatalı düşünce ile yayılmaya çalışılan şüpheyi ortadan kaldırmak için, onlardan daha iyisinin beklenemeyeceğini anlatmak üzere Yahudilerin geçmiş tarihleri anlatılıyor Aynı zamanda sıradan müslümanlar kendi şehirlerindeki Yahudilerin Hz Muhammed'i (sa) kendi kitaplarında geleceği yazılı olan peygamber olarak kabul edecekleri konusunda ümit beslememeleri için uyarılıyorlar Onlara, tarihleri böyle olan bir kavimden bu tür beklentilerde bulunmamaları söyleniyor Bu uyarı gerekliydi Çünkü müminlerin onların İslâm'ı reddetmesi nedeniyle cesaretlerini kaybetmeye eğilimleri vardı Yahudilere gelince; onlar o denli bozulmuş ve taş kalpli olmuşlardı ki, daha önceden kızlarını öldüren putperestlerin kalbini yumuşatan bu ayetler bile onları harekete geçirememişti Bu taş kalpli Yahudiler, sadece bu kadarla da kalmayıp ayetlerle alay da ediyorlardı Bu nedenle bu şevkli müslümanlar, kendi arzularına uydurmak için Hakk'ı bozan ve kendi değiştirdikleri dine ümit bağlayacak küstahlığı gösteren Yahudilerin gerçek durumunu anlamaları için uyarılıyor Bu tür kişilerin, kendilerine sunulduğunda Hakk'ı hemen kabul edeceklerine inanmak yanlıştır
87 Burada değinilen gruplar, Yahudi alimleri ve dinî liderlerdir Allah'ın kelâmı ile de, Tevrat ve diğer peygamberlerin getirdiği diğer kutsal kitaplar kastedilir Yahudi alimleri ilâhî kitapları sadece değiştirmek, bozmak, yanlış yorumlamak ve kendi anlamak istedikleri anlamda okumakla kalmayıp, metindeki kelimeleri de bile bile değiştirmişlerdir
88 Onlar gizlice buluştuklarında, birbirlerini, Tevrat'ın bir peygamberin geleceğini bildiren bölümlerini müslümanlardan gizleme konusunda uyarıyorlardı Aynı zamanda, kutsal kitapta onların bugünkü tutumlarına karşı delil teşkil eden bölümleri de müslümanlara bildirme tehlikesine karşı birbirlerini uyarıyorlardı Müslümanların bu hükümleri Kıyamet gününde kendilerine karşı delil olarak kullanmalarından da korkuyorlardı Bu, onların Allah'ın bilgisi hakkında ne tür bir inanca sahip olduklarını gösteren bir örnektir Onlar Hakk'ı bu dünyada gizlemeyi başarabilirlerse, Ahiret'te bununla ilgili bir delil getirilemeyeceğini sanıyorlardı Bu nedenle burada bir parantez açılıp onların, gerçekten, Allah'ın insanların işlerinden haberdar olmadığına inanıp inanmadıkları soruluyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



78- Onlardan bir bölümü de ümmidir Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başka değil; bunlar yalnızca zannederler(89)
79- Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için: "Bu Allah katındandır" diyenlere(90) Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına

AÇIKLAMA

89 Burada kendi kutsal kitaplarının öğretilerinden habersiz olan sıradan Yahudiler kastediliyor Onlar ne dinin temel kuralları, ne ahlâkla ve günlük hayatla ilgili düzenlemeleri ve ne de ebedî kurtuluş veya azaba neden olan prensipleri biliyorlardı Ve ne yazık ki bu bilgiye sahip olmaksızın kendileri bir din uydurmuşlar ve boş ümitler besliyorlardı
90 Burada Yahudi alimlerin neler yaptıkları anlatılmak isteniyor Onlar sadece, ilâhî kitapları kendi arzu ve isteklerine uydurmak için değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda orijinal metine kendi yorumlarını, ulusal tarihlerini, bâtıl inançlarını, kendi uydurdukları teorileri, felsefe ve kanunları da eklemişlerdir Daha sonra da bütün bunları (Ki hepsi Kitab-ı Mukaddes'te yer almaktadır) Allah'tan diye ortaya koymuşlardır Herhangi bir şekilde İlâhî Kitab'a dahil olan her tarihî hikâye, her yorum, her insan uydurması inanç ve her insan yapısı kanun "Allah'ın Kelâmı" olmuştu Ve her Yahudinin bütün bunlara inanması zorunluydu, eğer inanmazsa ya mürted, ya da kâfir olarak kabul ediliyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



80- Derler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş bize değmeyecektir"(91) De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla va'dinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?"
81- Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar
82- İman edip salih amellerde bulunanlar, onlar da cennet halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar

AÇIKLAMA

91 Yahudi halkı ve alimleri arasında, yanlış inançları ve kötü amellerine rağmen sadece Yahudi oldukları için Cehennem'e atılmayacakları konusunda yaygın bir inanç vardı Kendilerinin hiçbir azaba uğramayacaklarına ve azaba uğrasalar bile bunun sadece birkaç gün süreceğine ve hatta sonra Cennet'e gönderileceklerine inanarak kendi kendilerini aldatıyorlardı

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



83- Hani İsrailoğullarıdan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin" diye kesin söz almıştık Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz
84- Hani sizden "Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye kesin söz almıştık Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hâlâ da (buna) şahitlik etmektesiniz
85- Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp -çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz?(92) Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır Allah, yapmakta olduklarınızdan gafil değildir
86- İşte bunlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez

AÇIKLAMA

92 Buna somut bir örnek olarak, Medine yakınında yaşayan farklı Yahudi kabileleri arasındaki garip ilişkileri gösterebiliriz Hz Peygamber'in (sa) hicretinden önce Arap kabileleri olan Evs ve Hazreç ile anlaşma yapmışlardı Bir Arap kabilesi diğeri ile savaşa girdiğinde, iki kabilenin Yahudi müttefikleri de birbirleriyle savaşıyordu Bu şekilde Kutsal Kitap'ta yazılı olan emre bile bile karşı çıkılmış ve Yahudiler Yahudilerle savaşmış oluyorlardı Fakat bir Yahudi kabilesi, diğer Yahudi kabilesinden savaş esiri alırsa onları fidye alarak serbest bırakıyordu Onlara kendi kardeşlerini fidye ile serbest bırakmak gibi insanlık dışı bu durumdan sorulduğu vakit Kitap'ta buna izin verildiğini söyleyerek, kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlardı Fakat kendi kardeşlerine savaş açarken utanmazca çiğnedikleri Kitab'ın emirlerini, bu durumda sonradan hatırlamaları çok garipti O halde bir taraftan esirleri fidye ile kurtarmaya izin veren Kitab'ın bir bölümünü kabul ediyor, diğer taraftan iman bakımından kardeş olanlara karşı savaş açmayı yasaklayan bölümünü reddediyorlardı

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



87- Andolsun, biz Musa'ya Kitap verdik ve ardından peşpeşe peygamberler gönderdik Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le(93) teyid ettik Demek, size ne zaman bir peygamber nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?
88- Dediler ki: "Bizim kalplerimiz örtülüdür" (94) Hayır; Allah, küfürlerinden dolayı onları lanetlemiştir Bundan dolayı onların pek azı iman eder

AÇIKLAMA

93 "Ruhül-Kudüs" (Kutsal Ruh) , vahye, onu peygamberlere ileten Cebrail'e (as) veya Allah'ın saf olarak yarattığı İsa Mesih'in kutsal ruhuna delalet edebilir
"Apaçık belgeler" hakkı seven herkes için O'nun, Allahtan gelen gerçek bir peygamber olduğuna delil teşkil eden mucizelerini, mükemmel kişisel özelliklerini ve onun mucizevî doğumunu kasteder
94 Bununla şöyle demek istiyorlardı: "Biz imanımızda öylesine sabit ve inançlıyız ki, aksine söylenen hiçbir şeyden etkilenmeyeceğiz" Mantığa aykırı ön yargıların esiri olan bu tür kişiler kendilerini böylece aldatırlar Onlar, bu tür katı bir tutumun, imanlarındaki sebatlarının bir işareti, bu nedenle de bir fazilet olduğuna inanırlar Gerçekte, onların aksini ispatlayan güçlü deliller olduğu halde, kendi geleneksel âdet ve inançlarına bağlanıp kalmaktan daha kötü bir durum yoktur

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



89- Allah katından yanlarında olan (Tevrat) ı doğrulayıcı bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce küfredenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkâr ettiler(95) Artık Allah'ın laneti kâfirlerin üzerinedir(96)
90- Allah'ın kularından, dilediğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini 'kıskanarak ve hakka baş kaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar(97) Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar Kâfirler için alçaltıcı bir azab vardır
91- Onlara: "Allah'ın indirdiklerine iman edin" denildiğinde: "Biz, bize indirilene iman ederiz" derler ve ondan sonra olan (Kur'an) ı inkâr ederler Oysa o (Kur'an) , yanlarındaki (Kitabı) doğrulayan bir gerçektir (Onlara) De ki: "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?"

AÇIKLAMA

95 Hz Peygamber'in (sa) gelişinden önce Yahudiler, kendi kitaplarında özellikleri önceden bildirilen bu peygamberi büyük bir istekle bekliyorlardı Şöyle dua ediyorlardı: "Çabuk gelsin ve biz kâfirleri yenip, eski şerefimizi tekrar elde edelim!" Medineliler Yahudilerin bu beklenti içinde yaşadıklarına şahittiler Şu söz devamlı ağızlarındaydı: "Bırakın şu putperestler istedikleri kadar bize hükmetsinler Peygamber geldiğinde onların hesabını göreceğiz" Bu nedenle Medineliler Hz Muhammed'in (sa) peygamber olduğunu ilân ettiğini duyduklarında, bunları hatırladılar ve O'nun, Yahudilerin bol bol sözünü ettiği peygamber olabileceğini düşündüler Birbirlerine şöyle dediler: "Yahudiler O'nu bizden çalmadan gidip, O'nu kabul edelim" İşte bu nedenle Medineli müslümanlar, Yahudilerin bu kadar merakla bekledikleri peygamberi kabul etmek yerine, O'nun en azılı düşmanları olmalarını bir türlü anlayamıyorlardı
Onların Hz Peygamber'i (sa) tanıdıklarına dair birçok delil vardı En güvenilir delil, Yahudi liderlerinden birinin kızı, diğerinin de yeğeni olan Hz Safiye'nin (Peygamber'in hanımlarından biri) anlattığı olaydır Hz Safiye (ra) şöyle anlatıyor: "Hz Peygamber (sa) Medine'ye hicret edince, babamla amcam O'nu görmeye gittiler Eve döndüklerinde aralarında şu konuşma geçtiğini duydum:
Babam- Allah'a andolsun, O (bize bahsedilen kişinin) aynısı
Amcam- Bundan emin misin?
Babam- Evet
Amcam- O halde niyetin nedir?
Babam- Yaşadığım sürece O'na karşı çıkacağım ve görevinin başarıya ulaşmasına izin vermeyeceğim" (İbn-i Hişam, cilt II, s 165, Kahire baskısı 1936)
96 Ayet şu anlama da gelebilir: "Geleceklerini ve Ahiret'teki ebedî kurtuluşlarını satmalarına karşılık aldıkları şey, ne kötü ve ne kadar azdır"
97 İsrailoğulları'nın ırkçı tutumları, onların, İsmailoğulları'ndan Hz Muhammed (sa) aracılığıyla kendilerine ulaştığı için Hakk'a karşı çıkmalarına neden olmuştur Onlar peygamberin kendi ırklarından olmasını istiyorlardı Bu nedenle, kendilerinden daha aşağı gördükleri bir ırktan peygamber çıkınca, O'nu kabul etmediler Bu, rasûlünü göndermeden önce Allah'ın onlara danışması gerektiği anlamına gelir Allah onlara danışmayıp kendi seçtiği birisine lütfedince onlar karşı çıktılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



92- Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz İşte siz (böyle) zalimlersiniz
93- Hani sizden kesin söz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve) : "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı yapışın ve dinleyin" (demiştik) Demişlerdi ki: "Dinledik ve başkaldırdık" Küfürleri yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emredip-önermektedir?"
94- De ki: "Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanarın değil de, yalnızca sizin ise, (ve bunda) doğru sözlüler iseniz, hemen ölümü dileyin(98) (bakalım) "
95- Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiç bir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir Allah, zalimleri bilendir

AÇIKLAMA

98 Bu, eğer ahiret'ten gerçekten emin iseler ve korkmuyorlarsa ölümden kaçınmayıp, onu dünya hayatına tercih etmelidirler anlamına gelen bir karşı cevaptır Gerçekte onlar bu dünya hayatına o denli düşkündürler ki, ölüm ve ahiret'in sadece düşüncesiyle bile dehşete düşerler

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



96- Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha tutkun bulursun(99) (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa onun bunca yaşaması, onu azabtan kurtarmaz Allah, onların yapmakta olduklarını görendir
97- De ki: "Cibril'e(100) kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten o Kitabı,(101) Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı(102) ve mü'minler için hidayet ve müjde verici(103) olarak senin kalbine indiren O'dur
98- Her kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cibril'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kâfirlerin düşmanıdır"
99- Andolsun (Ey Muhammed) , biz sana apaçık ayetler indirdik Bunları fasık olanlardan başkası inkâr etmez
100- Onlar, ne zaman bir ahidde bulunmuşlarsa, içlerinden bir bölümü onu atıp-bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler
101- Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir peygamber gelse, kendilerine kitap verilenlerden bir takımı, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar

AÇIKLAMA

99 Arapça "hayat" kelimesinin sözlük anlamı "herhangi bir tür yaşama"dır Burada, onların sürdürdükleri hayatın, nasıl bir hayat olduğunu düşünmeksizin yaşamak istedikleri anlamına gelir Şerefli ve yüce veyahut şerefsiz ve aşağılık bir hayat sürmeleri onlar için hiç önemli değildir
100 Yahudiler, sadece Hz Muhammed (sa) ve müminler hakkında kötü konuşmakla kalmayıp, ilâhi elçi olarak seçilen Cebrail'e (sa) de dil uzatıyorlardı "O bizim düşmanımız, O rahmet meleği değil, azap meleği" diyorlardı
101 Cebrail (as) Kur'an'ı Hz Muhammed'e (sa) Allah'ın emri ile indirdiği için, Cebrail (as) hakkında kötü konuşan, aslında Allah hakkında kötü konuşuyor demektir
102 Yani, "Siz, sadece Kur'an'ı getirdiği için, Cebrail'e (as) küfrediyorsunuz Oysa Kur'an, Tevrat'ın öğretilerini onaylıyor O halde, bu şekilde siz kendi kitabınıza sövmüş oluyorsunuz"
103 Buraya kadar olan ayetlerde Yahudiler, Kur'an'a ve Hz Peygamber'in (sa) davetine karşı aldıkları tavrın sonuçları ile uyarılmışlardı Ayetin bu bölümünde ise, meseleyi başka bir yönden ele almaları tavsiye ediliyor Kur'an, doğru yolu gösterdiği ve inananlara müjdeler verdiği için O'na karşı çıkıp reddetmek açıkça akılsızlıktır O halde onlar, Kur'an'ı kabul ederek ulaşılacak olan gerçek kurtuluştan kendilerini mahrum ederek kendi kendilerine zarar vermektedirler

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



102- Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvvet) aleyhinde şeytanların uyduklarına uydular(104) Süleyman ise küfretmedi; ancak şeytanlar küfretti(104/a) Onlar, insanlara sihiri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitne (denemeden geçiren kimse) yiz, sakın küfretme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi(105) Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı(106) Oysa Allah'ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar veremezlerdi Onlar ise, kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kadar kötü; bir bilselerdi
103- Doğrusu eğer onlar, iman edip sakınsalardı, sevab(ları) Allah katında gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi
104- Ey iman edenler,(107) "Raina-Bizi güt, bize bak" demeyin, "Unzurna-Bizi gözet" deyin ve dinleyin(108) Kâfirler için acıklı bir azab vardır
105- Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder Allah büyük fazl sahibidir

AÇIKLAMA

104 Şeytan'ın çoğulu olan Şeyatin kelimesi, insanlardan ve cinlerden sapık ve kötü olanlara delâlet eder
Burada iki anlam da kastedilmektedir Yahudiler, esaretleri, cahillikleri, fakirlikleri ve yurtsuz dolaşmaları gibi nedenlerle ahlâken ve maddî yönden çok bozulup tüm iyi niteliklerini kaybettiklerinde, sihir, büyü, tılsım ve buna benzer diğer sanatlarla ilgilenmeye başladılar Hiçbir çaba sarfetmeksizin bu tür tılsım ve büyülerle kendi geleceklerini kazanabilecekleri konusunda kendilerini aldatmaya başladılar Daha sonra kötülükler onları her taraflarından sardı ve büyücülük ilmini Süleyman Peygamber'e (as) bağladılar Süleyman Peygamber'in (as) büyük saltanatını ve muhteşem güçlerini bu büyülerle elde ettiğini iddia ettiler Yahudiler sihir ve büyü gibi bu tür sanatları büyük bir nimet olarak kabul ettiler; hatta, Yahudi din adamları (haham) bile sihirle uğraşmaya başladılar Sonuç olarak, kutsal kitaplara olan tüm ilgilerini kaybettiler ve kendilerini Allah'ın Hidayet'ine çağıranlara kulak asmadılar
104/a Kur'an burada sadece Süleyman Peygamber'e (as) atfedilen büyücülük suçunu değil, ona Kitab-ı Mukaddes'te atfedilen diğer suçları da reddeder (I Krallar: 11)
Kitab-ı Mukaddes'e göre "Süleyman kadınlardan çok hoşlanırdı; kadınları, onu başka ilâhlara tapması için kandırdılar O da Allah katında kötü olanı yaptı; onların ilâhlarının put ve timsallerini yaptı" Kur'an bunu reddeder ve şöyle der: "Süleyman hiçbir zaman küfredenlerden olmadı ve sadece bir kâfir, kadına düşkünlük, putlara tapma ve Allah katında kötü olan şeyler gibi suçları işleyebilir"
105 Bu ayette değinilen olay çeşitli şekillerde yorumlanmıştır; fakat benim anlayabildiğim kadarıyla olay şudur: Hz Lut'a iki yakışıklı delikanlı şeklinde iki meleği gönderdiği gibi, İsrailoğulları Babil'de esir iken Allah onları sınamak için insan kılığında iki melek göndermişti Bu amaçla o iki melek insanlara sihir öğretmeye başlamışlardı Fakat melekler, "Bu şeyleri sadece sizi sınamak için öğretiyoruz Bu sanat'tan yardım ve ümit bekleyerek bu dünya hayatınızı ve ahiretinizi mahvetmeyin" diyerek kendilerine gelenleri uyarıyorlardı Fakat tüm bu uyarılara rağmen onlar sihirler, tılsımlar, muskalar için büyük gruplar halinde geliyorlardı
Meleklerin insan kılığında gelmelerinde garipsenecek bir yön yoktur Onlar, Allah'ın vekilleri olarak olağanüstü güçlere sahiptirler İnsanlara neden sihri öğrettiklerine gelince, bunu bir örnekle açıklayabiliriz Bu, polisin rüşvet alan memurları suçüstü yakalayabilmek için işaretlenmiş paraları suçlulara teslim etmek gibi mizansenler hazırlamasına benzemektedir Nasıl bunda garipsenecek bir şey yoksa, dejenere olmuş Yahudileri sınamak için meleklerin yaptığı şeyde de bir tuhaflık yoktur
106 Büyü ilimlerinde en büyük dilek, kadını ayartabilmek için kocasından ayıran bir muska veya tılsım elde etmek idi Bu, onların ne kadar bozulduklarını göstermektedir Onların en büyük zevki başkalarının kadınlarıyla ilişki kurmak ve onları kocalarından ayırmaktı Bu bozulmanın en kötüsü idi Çünkü toplumun temel taşını oluşturan ailenin köklerini yıkmak demekti Eğer karı ile koca arasındaki ilişki sağlam olursa, toplum da sağlam ve güçlü olur Fakat ikisi arasındaki ilişki kötü olursa, bütün toplum bozulur Bu nedenle onlar, en büyük kötülüğü yapıyorlardı; çünkü, kendi dayanışmalarının ve tüm toplumun bağlı olduğu bu önemli ilişkiyi kökünden kesiyorlardı
Bir hadiste Hz Peygamber (sa) Şeytan'ın dünyanın dört bir tarafına vekilerini gönderdiğini söyler Vekiller geri döndüğünde O'na ne yaptıklarını anlatırlar Birisi kavga çıkardığını, ötekisi karışıklık ve kargaşa yarattığını söyler; fakat, Şeytan "Hiçbir şey yapmadınız" der
Daha sonra biri gelir ve: "Bir adamla karısının arasını ayırdım" der Şeytan onu kucaklar ve: "Gerçekten büyük bir iş yaptığını" söyler Bu hadisin ışığında, neden iki meleğin İsrailoğulları'na karı ve kocayı ayıran bilgi ile gittikleri açığa çıkmaktadır Sadece böyle bir şey, onların ahlâkî geriliklerini tam anlamıyla ölçebilirdi
107 Bu ayetten itibaren müminler, Yahudilerin İslâm ve İslâm toplumuna kurdukları tuzaklara karşı dikkatli olmaları konusunda uyarılıyorlar Bunun yanısıra onlar tarafından mümirlerin kalbinde uyandırılan şüphe ve tereddütler ortadan kaldırılıyor ve müslümanlarla Yahudiler arasında yapılan tartışmalar sırasında ortaya çıkan özel problemler ele alınıyor
Burada, Hz Peygamber (sa) Medine'ye hicret edip, İslâm çevreye hızla yayılmaya başladığında, Yahudilerin müslümanları çeşitli dinî tartışmalar ve teolojik meselelerle meşgul etmeye çalıştıkları gözönünde bulundurulmalıdır Kendilerine musallat olan kötü alışkanlığı, yani kılı kırk yarma, saçma ve anlamsız sorular sorma hastalığını basit ve samimi müslümanlara da bulaştırmak istiyorlardı Bu amaçla Hz Peygamber'in (sa) sohbetlerine katılıyor ve ne kadar dejenere olduklarını gösterecek şekilde gizli gizli konuşup hileler kuruyorlardı
108 Yahudiler ne zaman Hz Peygamber'i (sa) görmeye gelseler, dış görünüşte O'na her tür saygıyı gösteriyorlar; fakat, O'na gizlice zarar vermek ve safdışı bırakmak için ellerinden geleni de yapıyorlardı Kaypak sözler kullanıyorlar veya sözü hakaret anlamı taşıyacak şekilde yanlış telaffuz ederek anlamını değiştiriyorlardı Örneğin O'nun dikkatini bir şeye çekmek istediklerinde "Lütfen bir dakika bakar mısın?" anlamına gelen, fakat başka anlamlara da gelebilen "Ra-ina" kelimesini kullanırlardı İbranice'de buna benzer "Dinle, işitmez olasıca!" anlamına gelen bir kelime vardır Ayrıca Arapça'da aynı kelime "kibirli ve cahil insan" anlamına geliyordu Bundan başka, konuşma dilinde "Sen bizi dinlersen, biz de seni dinleriz" anlamına da gelebiliyordu Yine ufak bir dil sürçmesi ile "Bizim çobanımız" anlamına gelen "Ra'ine'na"ya da dönüştürülebiliyordu Övme niteliğinde olan; fakat, bazı insanlar tarafından kötü anlamlara çekilebilen kaypak kelimeleri kullanmamaları için, müminlere, "Bize bak" anlanıma gelen ve "ra-ina" gibi ikinci ve kötü bir anlama sahip olmayan "unzurna" kelimesini kullanmaları tavsiye ediliyor Aynı zamanda onlara Hz Peygamber'i (sa) dikkatle dinlemeleri ve bu şekilde O'nun dikkatini bir tarafa çekmeye gerek duymamaları öğütleniyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



106- Biz, ondan daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız (ya da geri bıraktırmayız) Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir(109)
107- (Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır Ve sizin Allah'tan başka veliniz de yardımcınız da yoktur

AÇIKLAMA

109 Bu, Yahudilerin müminlerin zihinlerinde şüphe uyarmak için sordukları bir soruya cevaptır Onlar şöyle diyorlardı: "Kur'an, önceki kitapların Allah tarafından gönderildiğini söylüyor Eğer böyleyse Kur'an, neden önceki kitaplardakilerden değişik emirler veriyor? Nasıl olur da, aynı Allah, farklı zamanlarda farklı emirler verir? Ayrıca şöyle de diyorlardı: "Kur'an, Yahudi ve Hıristiyanların kendilerine indirilen öğretilerin bir kısmını unuttuklarını söylüyor Allah'ın öğretilerinin hafızalardan silinmesi nasıl mümkün olur?" Onların bu soruları, Hakk'a ulaşmak için değil, karışıklık çıkarmak için sordukları açıktır Allah, onların bu sorularına şöyle cevap verir: "Ben Kâdir'im ve benim gücüm sınırsızdır Ben herhangi bir emrimi değiştirebilirim veya onun unutulmasına izin verebilirim Fakat onun yerine aynı amacı yerine getiren, ondan daha iyi veya ona denk bir şey koyarım"

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



108- Yoksa daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de peygamberinizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz?(110) Kim imanı küfre değişirse, artık o, dosdoğru yolu sapıtmış olur
109- Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi küfre döndürmek arzusunu duydular Fakat, Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara) ilişmeyin(111) Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir
110- Dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah katında bulacaksınız Hiç şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir
111- Dediler ki: "Yahudi veya Hıristiyan olmadıkça, kimse kesin olarak cennete giremez" Bu, onların kendi kuruntularıdır(112) (öngörüleridir) De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz, kesin-kanıt (burhan) ınızı getiriniz"
112- Hayır, kim iyilik yapıcı olarak, yüzünü (kendini) Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır
113- Yahudiler dedi ki: "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da: "Yahudiler bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir" dedi Oysa onlar, Kitabı okuyorlar Bilmeyen (bilgisiz) ler(113) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir

AÇIKLAMA

110 Yahudiler kılı kırk yarma hastalığına tutulmuşlardı Müslümanlara anlaşılması güç ve gereksiz sorular yöneltiyorlar ve onları Hz Peygamber'e (sa) aynı soruları sormaları için ayartmaya çalışıyorlardı Onlar, kendilerinden isteneni yapmalı ve yasaklanandan kaçınmalıdırlar Güç ve enerjilerini gereksiz çabalarla harcamamalı, aksine önemli meselelere dikkat etmelidirler
111 Yani, "Onların düşmanlığı ve kıskançlığı sizin dengenizi yitirip, onlarla tartışma, kavga ve münakaşalara dalmanıza neden olmasın Siz vakarınızı kaybetmemeli ve değerli vaktinizi bu tip anlamsız çabalarla harcamamalısınız; fakat, doğru yolda gitmeye devam etmeli ve sabırla Allah'ın hükmünü beklemelisiniz Allah'ı anıp iyi ameller işlemelisiniz Çünkü, Allah önünde sizi kurtaracak olan şeyler onlar değil, ancak iyi amellerdir"
112 "Gerçekte bunlar sadece onların dilekleridir; fakat, onlar bunları sanki gerçekten olacakmış gibi öne sürüyorlar"
113 Burada, vahyedilen kitaplardan habersiz olan Arap müşrikleri kastedilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



114- Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayanlardan daha zalim kimdir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir(114) Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette de büyük bir azab vardır
115- Doğu da Allah'ındır, batı da Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır(115) Şüphe yok Allah, kuşatandır, bilendir(116)
116- Dediler ki: "Allah oğul edindi" O, (bu yakıştırmadan) yücedir Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur, tümü O'na gönülden boyun eğmişlerdir
117- Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir
118- Bilgisizler, dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?"(117) Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi Kalbleri birbirine benzeşti(118) Biz, kesin bir bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık göstermişiz(119)

AÇIKLAMA

114 Yani, "İbadet yerleri böyle günahkâr kimselerin elinde olmamalıdır; aksine, Allah'tan korkanların yönetiminde olmalıdır Bu düzenleme günahkâr insanların cezalandırılma korkusu yüzünden orada fesad çıkarmalarını önleyecektir" Burada aynı zamanda Mekkeli müşriklerin (İslâm'ı kabul eden) kendi kardeşlerini "Allah'ın Evi" diye adlandırdıkları Kâbe'ye girmelerini menetmelerine de atıfta bulunulmaktadır
115 Yani, "Allah, Doğu ve Batı gibi belirli bir yöne bağlı değildir; O, bütün yönlerin ve her yerin sahibidir İbadet için belli bir yönün belirlenmiş olması, Allah'ın sadece o yönde bulunduğu anlamına gelmez Bunun için neden belirli bir yönün diğerine tercih edilip seçildiği veya önceleri belli bir yöne dönülürken, sonradan neden başka bir yön ve başka bir yerin belirlendiği konusunda tartışmaya girmeye hiç gerek yoktur"
116 Allah, ne sınırlı ve dar görüşlü, ne de onların sandığı gibi fakir ve cimridir Aksine O'nun mülkü, cömertliği ve görüşü sonsuz ve sınırsızdır O, hangi kullarının kendisini zikrettiğini ve nerede, ne zaman ve hangi niyetle zikrettiğini bilir
117 Onlar Allah'ın bizzat yanlarına gelip: "İşte, bu benim Kitab'ım; işte, sizin izleyeceğiniz talimatlarım" demesini veya Hz Muhammed'in (sa) gerçekten Allah'ın Rasûlü, okuduklarının ise Allah'tan geldiğini ispatlayacak bir işaret göstermesini istiyorlardı
118 Yani, "Bugün Hakk'a karşı çıkanların öne sürdükleri fikirler ve istekler yeni değildir Bunlar doğru yoldan sapanlar tarafından her zaman öne sürülen sebeplerin aynısıdır Çünkü her çağdaki sapık kimseler aynı şekilde düşünüp, aynı iddialarda bulunurlar"
119 Allah'ın bizzat konuşmasının istenmesi o kadar saçma idi ki, bu isteğe cevap bile verilmemiştir Diğer isteğe, yani Allah'tan bir ayet göstermesinin istenmesine ise, Allah, birçok açık ayetler gösterdiğini, fakat inanmaya eğilimli olmayanların bunları göremeyeceklerini söyleyerek cevap verir

Alıntı Yaparak Cevapla

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



119- Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik(120) Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın
120- Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir(121) De ki: "Kuşkusuz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) dosdoğru yoldur" Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku) larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı
121- Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır(122) Kim de onu inkâr ederse, artık onlar kayba uğrayanların ta kendileridir
122- Ey İsrailoğulları,(123) size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere muhakkak üstün kıldığımı anın
123- Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden bir kurtuluş karşılığı (fidye) alınmayacağı ve hiç kimseden bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden korkun
124- Hani Rabbi, İbrahim'i birtakım kelimelerle denemeden geçirmişti(124) O da bunları tam olarak yerine getirmişti (O zaman Allah İbrahim'e) : "Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım" demişti (İbrahim) "Ya soyumdan olanlar?" deyince (Allah:) "Zalimler benim ahdime erişemez" demişti(125)
125- Hani Evi (Kâ'beyi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kıldık "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin", İbrahim ve İsmail'e de, "Evi'mi tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rükû ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik(126)

AÇIKLAMA

120 Diğer ayetler bir yana, en göze çarpan ve en açık ayet Hz Muhammed'in (sa) kişiliği idi O'nun peygamber olmadan önceki hayatını, ülkesinin ve kavminin şartlarını, büyüdüğü çevre ve ortamı ve peygamber olmadan önceki hayatının kırk yılını nasıl geçirdiğini çok iyi biliyorlardı Tüm bunlarda, şu anda yaptığı büyük ve harika işlere vesile olabilecek hiçbir şey olmadığını da iyice anlıyorlardı O halde, O, gerçekten Allah'ın Rasûlü (sa) olmalıydı Bu, o denli açık bir ayetti ki, bundan sonra başka bir işaret veya mucizeye gerek yoktu
121 Yani, "Bu insanların Sen'den hoşlanmamalarının nedeni, Hakk'ı arayan samimi kimseler olmaları ve Sen'in Hakk'ı, gereği gibi açıkça anlatmayı becerememen değildir
Aksine, onların sana karşı çıkmaların nedeni, senin Hakk'ı o denli açıkça ortaya koyup onlara, dini kendi arzu ve isteklerine göre değiştirebilecekleri bir boşluk bırakmamandır Bu nedenle onları bırak ve uzlaşmaya çalışma; çünkü, sen dine karşı onların takındığı tavrı takınmadıkça, onlar senden razı olmazlar Eğer sen de onlar gibi iki yüzlülük yapsan ve Allah'a ibadeti nefse tapınma için bir kılıf olarak kullansan, o zaman senden hoşnut olurlardı İnanç ve kötü amellerinde onlara uymadıkça, onları hoşnut edemezsin"
122 Burada ehl-i kitaptan Kur'an'ı samimiyetle inceleyen ve O'nu doğru buldukları için kabul eden dindar bir grup kastediliyor
123 Buradan itibaren yeni bir hitap başlıyor Bu hitabı anlayabilmek için aşağıdaki noktalar gözönünde bulundurulmalıdır:
1) Hz İbrahim (as) Hz Nuh'tan (as) sonra Allah tarafından İslâm'ın evrensel mesajını yaymakla görevlendirilen ilk peygamberdi Davetine kendi ülkesi olan Irak'ta başladı ve insanları İslâm'a (Allah'a teslim olmaya) çağırdı Daha sonra aynı görevle Suriye, Filistin, Mısır ve Arabistan'a gitti Bunu takiben, çeşitli yerlere elçilerini gönderdi Yeğeni Lut'u eski Ürdün'e; oğlu İshak'ı Suriye ve Filistin'e; büyük oğlu İsmail'i de Arabistan'a gönderdi Daha sonra Allah O'na, Mekke'de, Kâbe adı verilen bir ibadetgâh yapmasını ve orayı davetinin merkezi olarak belirlemesini emretti
2) Hz İbrahim'in (as) iki oğlundan iki kavim meydana geldi; İsmailoğulları ve İsrailoğulları Birincisi Arabistan'a yerleşen Hz İsmail'in (as) torunlarıydı Kureyş ve diğer bazı Arap kabileleri O'nun doğrudan torunları oluyorlardı Fakat gerçekte Hz İsmail'in (as) torunları olmayan Arap kabileleri de, O'nun davetinden az çok etkilendikleri için O'nun torunları olduklarını iddia ediyorlardı İkincisi, yani İsrailoğulları, İshak'ın oğlu Yakub'un torunlarıydılar Hz Yusuf, Hz Musa, Hz Davud, Hz Süleyman, Hz Yahya, Hz İsa (Allah'ın selâmı hepsinin üzerine olsun) ve birçok peygamber bunların arasından çıkmıştır Bunlar Hz İsrail'den (Yakup'un ikinci ismi) sonra İsrailoğulları adını almışlardı Onların dinini kabul eden başka gruplar da bu kavme katılmışlardır Hz İsa (as) dahil bütün İsrail peygamberleri İslâm'ı, Allah'a teslimiyeti yaymaya çalışmışlardır Fakat İsrailoğulları bozulup dinlerini (İslâm) kaybedince, Yahudiliği, daha sonra da Hıristiyanlığı icat etmişlerdir
3) Hz İbrahim (as) bütün insanları Allah'a teslim olmaya çağırmak ve onları Allah'ın hidayeti doğrultusunda ıslah etmekle görevlendirilmişti Kendisi de teslim olmuş, Allah'tan aldığı bilgiye uygun hareket etmiş, bu bilgiyi yaymak ve bütün insanları Evren'in Hâkimi'ne boyun eğmeye ikna etmek için elinden geleni yapmıştı Bu nedenle de, dünyaya önder olarak seçilmişti Daha sonra O'nun liderliği, tüm sorumluluklarıyla birlikte İshak ve Yakup'un torunları olan İsrailoğulları'na devredilmişti İsrailoğulları'ndan tekrar tekrar hatırlamaları istenen özel nimet işte budur Buna uygun bir şekilde, Kudüs'teki Kutsal Mâbet, Hz Süleyman (as) döneminde merkez ve Allah'a ibadet edenlerin kıblesi (namazda yüzün döndürüleceği yer) yapılmıştı İsrailoğulları bu görevin önderleri olarak kaldıkları sürece de Kutsal Mâbet aynı şekilde korundu
4) Buraya kadar yapılan hitaplardan (40-121 ayetler) Allah, İsrailoğulları'nı önderlikleri sırasında işledikleri günahlar nedeniyle suçluyor Bu nedenle Kur'an onların ahlâkî durumuna işaret ederek diyor ki: "Siz, size verilen nimete lâyık olmadığınızı gösterdiniz Size verilen önderlik vazifelerini ihmal etmekle kalmayıp, Allah'ın hidayetini de hayatınızdan çıkardınız Şimdi olaylar öyle bir dereceye geldi ki, artık siz önderliğe uygun olmayan bir millet haline geldiniz"
5) Onlara, insanlığa önderlik etmenin Hz İbrahim'in (as) soyundan gelenlerin tekelinde olmadığı; çünkü, hiç kimsenin doğuştan getirdiği özellikleri nedeniyle böyle bir hak iddia edemeyeceği söyleniyor O, sadece Hz İbrahim (as) gibi kendisini Allah'a teslim eden ve O'nun hidayeti üzere olan kullarına lütfedilen bir mertebedir İsrailoğulları, yoldan saptıkları ve önderliğe uygun olmadıklarını gösterdikleri için bu görevden alınmışlardır
6) Hz İbrahim'in (as) soyundan geldikleri için övünen İsrailoğulları dışındaki Yahudi ve Hıristiyanların da Hz İbrahim'in (as) yolundan saptıkları bildiriliyor Aynı şekilde Hz İsmail kanalıyla Hz İbrahim'e (Allah'ın selam'ı üzerine olsun) bağlandıkları için övünen Arabistan müşriklerine de Hz İbrahim ve Hz İsmail'in yolundan saptıkları için önderliğe lâyık olmadıkları söyleniyor
7) Artık İsrailoğulları önderlik görevlerinden alınmışlardır Bundan sonra Hz İsmail (as) ve Hz İbrahim'in (as) dualarına uygun olarak neden Hz İsmail'in (as) soyundan Hz Muhammed'in (sa) peygamber olarak seçildiği gösteriliyor O'nun peygamber olarak seçilmesinin nedeni, kendinden önceki bütün peygamberlerin uyduğu yola tâbi olmasıdır
O ve O'na uyanlar Allah tarafından gönderilen bütün peygamberlere inandılar ve bütün dünyayı, daha önceki peygamberlerin çağırdığı yola davet ettiler Bu nedenle, sadece Hz Peygamber'e (sa) uyanlar önderliğe uygun niteliklere sahiptirler
8) Önderliğin el değiştirmesiyle merkezin de değişmesi gerekiyordu İsrailoğulları'nın önderlik ettiği dönemde Kudüs'teki Mâbet merkez ve tüm Hakk'a inananların kıblesi idi Bu nedenle ilk önceleri, Hz Muhammed (sa) ve O'na inananlar namazda o tarafa dönüyorlardı Fakat İsrailoğulları önderlikten alındıklarında doğal olarak Mescid-i Aksâ kıble olmaktan çıktı Bundan sonra Hz Muhammed'in (sa) davete başladığ yer olan Mekke'deki Kâbe'nin kıble olacağı ilân edildi Kâbe aynı zamanda Hz İbrahim'in (as) davet merkezi olduğu için ne İsrailoğulları, ne de Araplar buna karşı çıkamazlardı Çünkü her iki grup da Hz İbrahim'i (as) ataları olarak kabul ediyorlardı Bu nedenle Kâbe'nin merkez yapılmasına karşı öne sürebilecekleri hiçbir sebebleri yoktu Fakat inatçı insanların, Hakk'ın hak olduğunu bildikten sonra da O'na karşı çıkmaya devam ettikleri bir gerçektir
9) Allah müslümanları önderler olarak ilân ettikten ve Kâbe'yi merkez tayin ettikten sonra, önderlik görevlerini yapabilmeleri için onlara belli talimatlar veriyor (Bkz 153-186 ayetler)
124 Kur'an'ın değişik yerlerinde Hz İbrahim'in (as) insanlara imam ve rehber tayin edilmeden önce tâbi tutulduğu zor imtihanlardan bahsedilir Hz İbrahim (as) bu imtihanları başarıyla atlatıp bu büyük sorumluluğu yerine getirebileceğini ispatladığında bu yüksek dereceye ulaşmıştı Hakikat O'na vahyolunduktan sonra tüm hayatı bir dizi fedâkarlıklarla geçmişti O, hayatında değerli olan her şeyi feda etmiş ve Hakk yolunda her türlü zorluğa göğüs germişti
125 Yani, "Bu vaad, sadece, senin soyundan iyi ve yetenekli olan kimseler için geçerlidir, zalimler için değil" Bu nedenle sapık İsrailoğulları ve putperest İsmailoğulları bu vaade dahil değildirler
126 Ev'in temizlenmesi sadece pislik için değil, Allah dışında tapılan her şey için de geçerliydi Allah'ın Evi'nin gerçekten temizlenebilmesi demek, orada Allah'tan başkasının adının anılmaması demektir Çünkü başka birine ibadet veya yardım için başka bir ismin anılması evi kirletir Bu ayet kapalı bir şekilde, Kâbe'de put bulunduran ve Allah yerine onlara tapan Kureyşlileri uyarmaktadır Yani Hz İbrahim'in (as) ve Hz İsmail'in (as) varisleri olmakla övünen bu putperestler, bu mirasın gereklerini yerine getirmiyorlardı Bu nedenle onlar da, İsrailoğulları gibi, Allah'ın Hz İbrahim'e (as) verdiği söze aykırı davranıyorlardı
HARİTA -I-
Hz İbrahim'in ziyaret ettiği yerleri gösteren harita

AÇIKLAMA
: Hz İbrahim (as) Irak'ta, Ur şehrinde doğdu Ateşe atılmaktan kurtulduktan sonra Harran'a gitti Daha sonra Filistin'e gitti; orada, davetinin merkez şehirleri olan Methel, Hebran ve Beir Sheba'yı kurdu Yeğeni Hz Lut'u (as) Lut gölünün doğusuna gönderdi Kendisi Filistin'den ayrılıp, Irak'dan sonra medeniyet ve kültür bakımından en gelişmiş ülke olan Mısır'a gitti Orada daveti için bir merkez kurup kurmadığı hakkında güvenilir bir haber yoktur Oradan da Hicaz'a gitti Hicaz'da, Mekke'de "Allah'ın Evi"ni kurdu ve oğlu Hz İsmail'i (as) onun koruyucusu olarak tayin etti Bundan sonra Hebran'ı (Filistin) daimi merkez olarak seçti Orada öldüğünde ikinci oğlu Hz İshak (as) O'nun görevini devam ettirdi O'ndan sonra da Hz Yakup (as) bu görevi üstlendi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.