Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
müslüman, oldu, türkler

Türkler Nasıl Müslüman Oldu ?

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkler Nasıl Müslüman Oldu ?



Giderek daha çok siyasete bulaştırılmak istenen İslam, ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda gelmiştir pek bilinmez, sanki bilinmesi de pek istenmez Ancak, bir çoğumuzun bilmediği, yada bilmek istemediği bu tarih, en çok bilmemiz gereken konuların başında gelmektedir Aşağıdaki döküman tamamen İslami kaynaklardan, Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi İslami tarihçi ve yazarlardan düzenlenerek hazırlanmıştır

Türklerin ilk Müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670 li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, Türklerin Müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740 lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir İslam'ın Türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670 lerden başlayarak 740 lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir Şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir göz atalım

Müslüman Arapların Türklere İlk Saldırıları

Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir Türk beylikleri, bu bölgedeki, Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamukdan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı Bu üretimlerinin yanı sıra Altın madenleri çalıştırıyorlardıÖzellikle adı zengin şehir manasına gelen, Semerkantın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir Bu zenginlik ötedenberi Talancı Arapların iştahını kabartıyorduysa da, Türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları Ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı Çünkü daha önce Halife Osman zamanında, Muhammed bin Cerir komutasındaki Araplar İslamı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile Ferganeye kadar girdiysede Türkler tarafından yok edilmişlerdi Ancak daha sonraları Muaviye tarafından, Ceyhun nehrinin altında kalan Horasanın tamamiyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk Araplaştırma ve İslamlaştırma girişimleri başlamış oldu

Buhara'nın Talan Edilmesi

Horasanın kendileri tarafından tamamen işgal edilmesinden cesaret alan Araplar, Muaviyenin ilk Horasan valisi olan, Ubeydullah bin Ziyad 673 yılında bu sefer ilkinden çok daha kalabalık 24000 kişilik bir ordu ile Ceyhun nehrini geçerek Kibac Hatun yönetimindeki Buharayı kuşatır Kibac Hatun diğer Türk beyliklerinden yardım istersede bu yardım kendisine gelmez ve Araplar verdikleri kayıplardan dolayı Buharayı işgal edemezlersede tam anlamıyla talan ederler Daha sonra, Muaviyenin ikinci Horasan Valisi, Halife Osmanın oğlu Saidde Buharaya saldırmaya hazırlanır Kendisine diğer Türk Beyliklerinden yardım gelmeyeceğini anlayan Kibac Hatun, Saidle anlaşma yapmak zorunda kalır Bu anlaşmaya göre, Kibac Hatun, Saide diğer Türk Beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da Buharadaki Türk asilzadelerinden rehinler verir ( Bu sayı kimi tarihcilere göre 50 kimine göre de 80 dir ) Bu anlaşmanın verdiği rahatlıkla Said, zenginliğini öteden beri duyduğu Semerkanta saldırır Semerkantı baştan aşağı talan eder ve topladığı binlerce Türk gencini, köle pazarlarında satmak için Horasana getirir Said daha sonra Kibac Hatundan aldığı 80 kadar rehine tarafından bir punduna getirilmiş ve hançerlenerek öldürülmüştü( Saidi öldürdükten sonra dağa kaçmayı başaran rehinlerin orada açlıktan öldüğü söylenir ) Saidden sonra, Horasan Valisi Salim bin Ziyad olur Horasanda Muaviyenin oğlu Yezide bağlıdır Ziyadda ayni şekilde 680 yılında Türkleri İslamlaştırmak ve şehirlerini talan etmek için saldırır fakat püskürtülerek geri çekilirler Bu sefer, kendi orduları Türkler tarafından talan edilerek silahları alınır Daha sonra Araplar daha güçlü bir orduyla tekrar saldırır ve Türkleri gene talan ederler Bu talandan her Arap 2400 dirhem alır ( Bir kölenin satış fiyatı 300 ile 500 dirhem arasında olduğu düşünülürse, bu durumda aldıkları ganimet adam başına 7 veya 8 köleye eş değerdedir)

Haccac ve Rutbil

İslamda ilk asimilasyon 685 yılında Abdülmelik ile başlar Abdülmelik, etrafınıİslamlaştırmaya adı İslam tarihine kandökücü zalim olan Haccacı kendisine yardımcı seçerek başlar Abdülmelik önce civar halkların dillerini Arapçalaştırdı Harac karşılığı önceden bazı hakları kabul edilmiş olan gayri müslimlerin bütün haklarını geri aldı Bu arada Haccacı Irak genel valiliğine atadı Haccacın Iraka genel vali atanmasından sonra Türklerin kaderinde ilk köklü değişikler başlamış oldu Haccac ilk olarak

Ubeydullah ibni Ebi Bekriyi Sicistana, Muhalleb ibni Ebi Sufrayi da Horasana vali yapar O tarihte, Sicistanın Türk Hükümdarı Rutbildir ve Araplara vergi vermektedir Haccac, bununla yetinmez ve Ubeydullahı Rutbilin üzerine göndererek ondan tam olarak teslim olmasını ister Rutbil önce bu teklifi kabul etmek istemez Bunun üzerine Ubeydullah Rutbilin üzerine yürür Rutbil 18 fersah geriye çekilerek Ubeydullah ve ordusunu kuşatma altına alırUbeydullah, Rutbilden kurtulmak için 700000 dirhem teklif ederse de Rutbil kabul etmeyerek Arap ordusunu büyük bir bozguna uğratır Buna çok kızan Haccac 40000 kişilik büyük bir ordu toparlayarak, Abdurrahman ibn Esas komutasında Rutbilin üzerine gönderir Rutbili yenemiyeceğini anlayan Esas, bu sefer onunla anlaşır Bu olay karşısında çılgına dönen Haccac, Esası yakalatmak üzere bir birlik gönderirse de, Esasınordusu bu birliği yenilgiye uğratır ve geri kalanları da Basraya kadar sürer Ancak burada yenilen Esasın ordusu dağılır ve Esas Rutbile sığınır Bunun üzerine Haccac, Esası kendisine vermesi için Rutbili tehdit eder Vermediği taktirde çok büyük bir ordu ile üzerine yürüyeceğini ve bütün Türk şehirlerini harap edeceğini, verirse de kendisinden 7 sene hiç vergi almayacağını söyler Türk şehirlerinin tekrar bir savaşa girmesini istemeyen Rutbil, 7 sene haraçtan muaf tutulacağını da düşünerek Haccacın bu teklifini kabul eder ve Esas ve yakınlarını Haccaca teslim eder Ancak, Rutbil Haccaca güvenmekle hata yaptığını daha sonra anlayacaktır Haccac Rutbilden Esası teslim aldıktan sonra derhal yeni bir ordu düzenleyerek 699 yılında Muhelleb bin Ebi Sufyan komutasında Türk şehirlerinin üzerine gönderir Hocente, Kes, Sogd ve Nesefi ele geçirirsede Türkler direnirler Horasan valiliğine Muhellebin oğlu Yezid gelir Yezid ibni Muhellebde Türk şehirlerini talan ederYezidin savaşçıları, Harzemden ele

geçirdiği Türkleri boyunlarına damga vurarak köle pazarlarında satarlar Bu tarihlerde, Araplar Türklerin yurtlarını devamlı olarak istila edip şehirlerini talan ettilersede kalıcı bir üstünlük sağlayamamışlar, elde ettikleri yerleri sonunda tekrar Türlere geri vermek zorunda kalmışlardı

Kuteybe ibni Müslim

705 yılında Abdülmelik öldüğünde yerine oğlu Velid geçer Ve Türk tarihini önemli şekilde etkileyecek olay, Kuteybe ibni Müslimin Horasana vali atanması olur Bu zamana kadar kalıcı bir başarı elde edemeyen Araplar onun zamanında Türk yurtlarında kalıcı başarılar elde etmişlerdirTürklerin gerçek anlamda kılıç zoru ile Müslümanlaştırılmaya başlamaları

Kuteybe zamanında olmuşturVali olduğu andan itibaren, Türk Beyliklerinin toptan işgal edilerek İslamlaştırılması için çok güçlü bir ordu kurmaya başlar Mervde askerleri toplayarak, Allah kendi dininin aziz olmasi için size bu toprakları helal kıldı der Sanki, Bakara suresi 193ü Yalnız Allah dini kalana kadar onlarla savaşın yada 8Enfal /39u din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! ayetlerini savaşçılarına

hatırlatarak Arap ordusunu Türklerin üzerine sürer Kuteybe ilk olarak Baykenti kuşatır Diğer Beyliklerden Türk Savaşçılar Baykentin savunmasına yardıma gelirler İki ay süren bir savaş olur Kuteybe tam bir zafer kazanamazsa da, Türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya zorlar Şehir yıkımdan kurtulur ama, şehre giren Araplar anlaşmaya rağmen şehrin bir kısmını yağmalarlar ve şehirden ayrılırlarken arkalarında bir de askeri

garnizon bırakırlar Başlarına gelecekleri anlayan Türkler ayaklanmaya başlarlar ve kendi aralarında silahlanarak karşı bir mücahit birliği kurarlar, Baykentde karışıklıklar başlar Bunun üzerine Kuteybe Baykente tekrar gelerek nekadar silahlanan Türk varsa hepsini öldürtür Kadınları ve çocukları esir alır ve şehri tekrar baştan aşağı yağmalar

Taberinin anlatımlarına göre, Kuteybenin aldığı ganimetlerin haddi hesabı yoktur Taberi, bütün Horasanı işgal ettiklerinde dahi bu kadar ganimet toplayamadıklarını söylerŞehrin yağmasından sonra, daha önce Horasanda Merve getirilmiş olan Arap aileleri, Mervden getirilerek Baykente yerleştirilir Muhafız birlikleri oluşturulur Valilik den vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları Araplardan oluşturulur Türklerin Budist ve Zerdüşt inançlarını simgeleyen bütün heykeller toplatılır, taş olanlar kırılır, altın olanlareritilerek ganimet olarak Araplar tarafından alınır Bunlar, Enfal suresinde yazdığı gibi, sanki Araplara Allahın verdiği ganimetlerdir Daha sonra esir edilen kadın ve çocuklarkocalarına ve babalarına geri satılır Müslümanlar, Baykentli Türklerin neleri var neleri yoksa almışlar, şehrin onarımı da gene Türklere kalmıştırBundan sonra sıra gelir Buharanın tamamen işgal edilip Müslümanlaştırılmasına

Buhara'nın Tekrar Kuşatılması ve İlk Türk Katliamı

Kuteybe Mervde büyük bir hazırlık yapar Bu arada Vardana ve Buhara beylikleri arasında çatışmalar vardır Müslümanlara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar derhal durdurulur ve Vardan Hudat, Kuteybeye karşı Türklerin başına geçer Kuteybe önce, Numiskent ve Ramitana saldırır ve buraları kolayca istila eder Demirkapı önlerinde Vardanla çarpışırlar Vardan savaşı kaybeder ve Buharaya doğru çekilir Ancak Kuteybede, savaştan yorgun düştüğü için Buharayı alamadan Merve geri döner Haccac

bunu başarısızlık olarak kabul eder ve, Buharayı mutlaka almasi için Kuteybeye emir verirKuteybe büyük bir hazırlık yaparak bir sene sonra tekrar Buharayı kuşatır Türkler direnir ve Kuteybe başarılı olamaz, ordusu dağılmaya başlar Bunun üzerine Kuteybe her bir Türk başı için askerlerine 100 dirhem vaad eder Para hırsı ile gayrete gelen Araplar,

şehri istila ederlerBütün direnen Türkler kılıçtan geçirilerek tam bir katliam yapılır, Araplar Türk kadınlarına tecavüz ederler, beğendikleri kadınları ya cariye olarak kullanmak yada köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar Erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler Araplardan oluşan yeni bir idari kurumlaşma

yapılır Diğer beyliklerden tepkiler gelmeye başlayınca da, Buhara Melikesi Hatunun oğlu Tuğ Sad kukla hükümdar yapılır Tuğ Sad tarihe hain bir işbirlikçi olarak geçer Daha sonrada Müslüman olarak oğluna da, efendisi Kuteybenin ismini vererek bağlılığını kanıtlar Etkili bir kolonizasyon yapmak isteyen Kuteybe bunun için öncelikle yerli halkı İslamlaştırmaya başlar Buhara halkı önceleri Müslüman olmuş gibi görünselerde bu dini

kabul etmek istemezlerKuteybe Türklerin aslında Müslüman olmadıklarını, evlerinde İslami kuralları tatbik etmediklerini anlar ve yeni bir yöntem geliştirirBu yönteme göre Türkler evlerini Araplarla paylaşmak zorunda bırakılırlar ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar İslami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar

( Bugün, bazı İslami yazarlar bu getirilen tedbirlerin İslam'ın Türkler tarafından kabul edilmesinde çok yarar sağladığını açıkca ifade ederlerBu yaklaşım da üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur )Kuteybenin bu zorlamaları karşısında, halkdan bazı direnişçiler çıkar Gizlice silahlanırlarBu durum karşısında Araplar camiye dahi silahsız

gidemez olurlarKuteybe baskıları arttırır, kendi aralarında örgütleşen Türkleri yakalattırıp öldürtür Bu arada yeni vergi yasaları getirir Yerli halk, halifeye senede 200000 dirhem, Horasan valisi Haccaca da 10000 dirhem vergi ödemeye mecbur bırakılır Bunun dışında Arap askerlerinin atlarına yem temin etmeye, oraya getirilip yerleştirilen Arap ailelerine

odun temin etmeye ve onlara tahsis edilen arazilerde çalışmaya mecbur bırakılırlar Kadınlar, kızlar Araplara cariye yapılırlar Buhara Türkleri bu yıllarda dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ızdırabı yaşar Kuteybenin getirip Türk evlerine yerleştirdiği Araplar, Türklerin o zamana kadar yaptıkları bütün birikimlerinin üzerine konarlar, Türklerin

tarlalarını alır ve Türkleri o tarlalarda çalıştırırlar İste Tek din İslam oluncaya kadar savaşın diyen ayet, Arapları Türklerin sırtından geçimlerini sağlayacak ortamı yaratmıştırAllah dini dedikleri İslam, Ahzab Suresi / 50 de olduğu gibi, savaşta gasp edilen Türk kızlarınıda ganimet olarak görür, ve Araplara cariye olmalarını helal kılarCuma namazı zorunlu hale

getirilir Genede Türkerden rağbet görmez Bunun üzerine Kuteybe, namaza gelenlere 2 dirhem vaad ederek önce fakirler üzerinde İslamın etkili olmasını temine çalışır Bu uygulama nispeten başarılı olur Fakir halktan para için camiye gidenler olur

1 Büyük Katliam ( Talkan Katliamı )

Buharada olanlar diğer Türk Beyliklerinde de etkilerini gösterir Aynı şeylerin kendi başlarına geleceğinden korkmaktadırlar Sogd meliki Neyzek Tarhan şehrinin yıkıma uğramaması için Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır Bu anlaşmaya göre Tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır Ancak bu tarafsız kalmalar ve Türklerin birleşememeleri Arapların işlerini kolaylaştırmış ve Türk beyliklerini istedikleri gibi istila edip talan etmişlerdir İlk olarak saldırıya uğrayan Kibac Hatuna diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler aynı akibete uğramışlardır Bu olaylarda Türklerin belli bir şekilde organize olamamaları da onların Araplar tarafından istila edilmelerini kolaylaştırmıştır Neyzek Tarhan daha sonra Kuteybe ile yaptiğı anlaşmada hatalı olduğunu ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir güvence getirmeyeceği gibi diğer Türk Beylerine de ihanet etmiş olacağını anlar Tohoristana dönerek bütün Türk Beyliklerine birer mektup yazar ve onları ortak bir direnişe girmeleri için uyarmaya çalışır

İlk olumlu yanıt Talkan meliki Sehrekden gelirTarhanın planlarını öğrenen Kuteybe, buna karşılık Belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir ordu ile Talkan şehrine doğru yürür O ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan Talkan şehri meliki Sehrek, Kuteybenin gelişinden önce şehri terkeder Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybenin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler Bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür Kuteybe bu katliamı diğer

beyliklere ibret olması için yapar Kuteybenin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, Talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar Bu yolun 4 fersah ( 24 Km) mesafelik bölümü Türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur Talkan katliamı tarihe, Arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir Halk, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek

olsun diye 40000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştırKuteybe, Talkan katliamından sonra Sumana girer erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar Daha sonra Kes

ve Nesefde aynı şeyleri yapar Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar Daha sonra Faryaba yönelir ve Faryabın teslim olmasını ister Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar Erkekleri dövüşerek ölürler Bütün şehir yakılır Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında Muhtereka derler Kuteybe, Faryabdan sonra, Tarhanın çekildiği kale

Bazgisi kuşatır 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez Bu arada kış yaklaşırKuteybenin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur Tarhanın yanına Muhammed bin Selim adındaki adamını gönderir Muhammed ibni Selim Tarhanın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir Kalenin açlık içinde

olmasında dolayı Tarhanın Kuteybenin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur Komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulurKuteybe bu arada Tarhanı hemen öldürmez Haccaca haber göndererek ne yapacağını sorar Haccac Tarhan için, O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden

öldür der Kteybe önce Tarhanın iki oğlunu, Tarhanın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhanın ve halkın gözü önünde kestirir Tarhanı da bizzat kendisi öldürür Bütün kesilen başlar Haccaca gönderilir Kuteybe sanki Kurandaki ayetleri yerine getirmiştir

9 Tevbe 123 Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir

Tarhanın öldürülmesinden sonra, Kuteybe, Aral Gölünün altında bulunan Harzem bölgesine yürür Harzemde Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır Kuteybe Cayganla işbirliği yapar Önce Havarizat ile etrafındakileri öldürtür Arkasından Camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar Ancak, daha sonra bunlar Kuteybenin emri üzerine öldürülürler

Bu olay, Ziya Kitapçı'nın, İslam Tarihi ve Türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;

Bu harblerden birinde, et-Taberi'nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b Müslim, Kuteybe'ye, 4000 esirle gelmişti Kuteybe, Abdurrahman'ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin

tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,

Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız

Herkesi kılıçtan geçirdiniz Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler ( Sayfa 314 )

Harzemde ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Cayganı öldürürBunun üzerine, Kuteybe bütün Harzemi yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir Harzemli ünlü Türk bilgini, Biruni Harzemdeki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün

bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü İslam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadıHarzemi yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkant üzerine yürürSemerkant meliki Gurek üzerine gelen Müslümanlara karşı diğer Türk Beyliklerinden yardım ister Taşkent ve Ferganeden yardım gönderir, fakat gelen birlikler yolda Kuteybenin askerleri tarafından pusuya

düşürülerek yok edilirlerSemerkant, kuşatılır Araplar mancınık ateşi ile saldırırlar Daha fazla dayanamıyacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalırBu anlasmaya göre,

1Semerkant Araplara hersene 2200000 altın ödeyecektir

2Bir defaya mahsus olmak üzere 30000 Türk gencini esir olarak verecektir

3Şehirde Cami yapılacaktır

4Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır

5Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybeye teslim edilecektir

Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merve geri döner Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslimi Semerkantın başına vali olarak bırakır

Kuteybenin Merve dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar Zaman zaman Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler Haccac Kuteybeye Taşkent ve Ferganayi işgal etmesi talimatını verir Kuteybe Taşkente gider fakat başarılı olamaz Bu arada Haccac ölür Halife Velid,

Kuteybeye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler Kuteybe bu sefer Kasgara doğru yola çıkar Tam Kasgarı kuşatacakken Halife Velid ölür, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür Çünkü Kuteybenin komutanları

Halifeye karşı gelmek istememişlerdir

2 Büyük Katliam ( Curcan Katliamı )

Kuteybe ve Haccacın ölümü, Arapların Türkleri Müslümanlaştırmak ve Türk şehirlerini talan etmek politikalarında bir değişiklik yapmamıştır Öncelikle, Araplardaki Türklere karşı olan korku ortadan kalktığı için, Araplar, Kuteybeden sonra da aynı şekilde Türk yurtlarına saldırılarını sürdürmeye devam etmişlerdir Kuteybenin öldüğü aynı yıl olan 716 da,

Yezid ibni Muhelleb Horasana vali atanır İlk iş olarak Dağıstanı işgal eder Dağıstan meliki Saltekin, Yezite karşı uzun süre dayanır Sonunda Dağıstan düşer Şehir yağmalanır ve 14000 kişi öldürülürDağıstandan sonra Curcana yönelir Curcan 300000 dirhem karşısında savaşmadan teslim olur Yezid, Curcana bir bölük asker yerleştirerek, Taberistan a doğru yola koyulur Taberistan Meliki, İsfehbed, Deylem melikinden 10000 kişilik bir yardım alarak savaşa başlar İsfehbed savaşırken, Curcan halkı da

ayaklanarak Esed ibni Abdullah komutasındaki askerleri imha ederler Yezid öfkeye kapılır, Curcanlı Türkleri yendiğinde kanlarından değirmen döndürüp ekmek yiyeceğine dair Allaha yemin eder Askerlerini toplayarak Curcan üzerine yürür Curcan beyi, şehirden çıkarak Curcan kalesine çekilir 7 ay süren savaştan sonra, kale düşer Curcan beyi öldürülür Kaledeki askerler esir alınır Araplar, daha sonra Curcan şehrine girerler Burada da aynı şekilde Kuteybenin yaptiğı katliama benzer bir katliam yapılır Türkleri

öldürerek, 4 fersah boyunca sağlı sollu ağaçlara astırır Allaha verdiği sözü yerine getirmek için, esir aldığı binlerce Türkü, Enderiz vadisindeki nehrin kenarına sürükler, orada askerlerine korumasız Türkleri öldürtür Öldürülen Türklerin kanlarını nehire akıtır Nehrin suyuyla akan kanlardan, ilerideki değirmenden un ve ekmek yaptırarak yer ve Allaha verdiği sözü yerine getirir Katliamdan geriye kalan kız ve kadınlardan beş de biri

cariye olarak halifeye ayrıldıktan sonra, geriye kalanlar askerler arasında ganimet olarak paylaştırılırKaynaklar Curcan katliamında Talkan katliamında olduğu gibi yaklaşık 40000

Türkün öldürüldüğünü söylerler717 yılından sonraki zaman, Arapların kendi aralarındaki çatışmalarla geçer Buraya kadar dikkat ederseniz, ilk Arap saldırıları başladığında

Kibac hatun diğer Türk Beyliklerinden yardım istediği halde istediği yardım kendisine verilmemişti Sonra o yardımı göndermeyenler, yardıma muhtaç duruma düştüler Bu olaylardan Türklerin daha o zaman da aralarında tam bir birlik ve beraberlik sağlayamamış olduklarını görüyoruz 717 yılında Ömer ibni Abdulziz halife olurİki yıl sonra hastalanır yerine, 719 da, Yezid ibni Abdülmelik geçer Yezid ibni Abdülmelik ile Yezid ibn Mehlebin arası iyi değildir Yezid ibn Mehleb hapse attırılır ancak, Yezid ibni Mehleb

hapisten kaçarak, Basrada örgütlenir ve Yezid ibni Abdülmelike karşı ayaklanır 721de Abbas ve Mesleme adında iki komutan önderliğinde kurulan hilafet ordusu Yezid ibni Mehleb ile savaşır Bu savaşta Abbas ve Yezit ibni Mehleb olur Yezitin kafası kesilerek halife Yezit ibn Abdülmelike yollanır Mesleme, Mehlebin yakını olan yaklaşık 300 kişinin daha kafasını kestirerek öldürtür Yezid ibni Mehlebin oğlu olan, Muaviye ibni Yezidde

elinde bulundurduğu 32 kadar Mesmele taraftarının kafasını kestirtir Aralarındaki savaş, Mehleb taraftarlarının tamamen yok edilmesi ile biter? Mesmele, Mehlebden ele geçirdiği aralarında Türklerin de bulunduğu cariyeleri Cerrah ibni Hakeme satarBu arada, Yezid ibni Mehlebin yerine getirilen yeni Horasan Valisi, Cerrah ibni Abdullah, Türkmenistanın iç

kısımlarına bazı saldırılar yaparsada başarılı olamazKuteybenin ölümüyle birlikte Türk topraklarına yapılan akınlar eskisi kadar başarılı olamamışlardır Bu dönemde İslam yayılmacılığı bir duraksama içine girer Halife II Ömer ibn Abdülaziz, işgal altında bulunan yörelerdeki Arap egemenliğinin her geçen gün biraz daha zorlaşır bir hale gelmesinden

dolayı bu bögelerde yaşanan gerginliğin azaltılarak İslamın kuvvetlendirilmesine çalışır Kendisine bağlı yöneticilere, Bundan böyle Türk Beyliklerine saldırmayın, hakimiyetiniz altında bulunan bölgelerde gücünüzü arttırarak İslamı yaymaya çalışın demiştir Ayrıca, II Ömer, Müslüman olan halklardan cizye alınmamasını istersede, Arapların

gelirlerinde önemli ölçüde düşme olmasından dolayı bu karardan daha sonra, Türklerin Müslümanlıkarında samimi olmadıkları bahane edilerek vazgeçilmiştir Bu arada Horasanda Cerrah ibni Abdullah, yerine Abdurrahman ibni Nuaym atanmıştır

Hakan Sulu'nun Göktürk Boylarının Başına Geçmesi

Türkler, Arapların istilasına karşı direnişlerini Çinden yardım isteyerek sürdürürler Daha önce Araplarla işbirliği içinde olan Tugsad da, 718 yılında Çin imparatorundan yardım ister Çin, Türklere yardım göndermez Turgis Kaani Sulu, Bati Göktürk Boylarının başına geçerek, 720 yılında Sogddaki Türklerin Araplara karşı isyanını desteklemek için bir birlik

gönderir Sulunun, Kur-Sul adındaki komutanı, Seyhun nehrini geçerek, Sogda gelir ve oradaki diğer Türklerle birleşerek, Semerkanta doğru yürür Arap Valisi, Said ibni Haris, Türkleri durduramaz ve Semerkanta çekilir Ancak Türkler Semerkantı kuşatamazlar Bu arada Said ibni Haris yerine 721 yılında Horasana Said ibni Harasi atanır 722de Hisam Halife olur, Said ibni Harasiyi görevden alarak yerine Müslim ibni Saidi atar

Müslim ilk olarak Afşini haraca bağlar Seyhunu geçerek bütün ekinleri ve ağaçları yakarak ilerler Bunun üzerine Turgis Hakanı Sulu, Müslimin üzerine yürür Sulunun üzerine geldiğini ögrenen Müslim geri çekilmeye başlar Seyhun nehri yakınlarında, bir başka Türk birliği tarafından durdurulur Bir yandan yukardan Sulunun birlikleri ilerlediği için acele eden Müslim, zayiat vermesine rağmen, Seyhun nehrini geçerek Semerkanta

çekilir Bu yenilgi üzerine, Müslim görevden alınır, yerine Esed ibni Abdullah atanırEsed ilk olarak Hoten şehrini ele geçirerek yağmalar Ancak, Turgis Hakanının Müslimi kovalamasından cesaret alan halk Araplara karşı ayaklanır 726 yılında Turgis Hakanı Sulu kararlı bir şekilde Esedin üzerine yürür Huttalda çarpışırlar Esed, Sulu karşısında ağır bir mağlubiyet alır Bunun üzerine 727de Esedde görevden alınarak yerine

Esres ibni Abdullah atanırEsres halk üzerinde baskı uygulayarak denetim kurabileceğini düşünürsede başarılı olamaz Bir kısım halk Müslüman olduklarını söyleyerek vergi

vermek istemezler ve Turgislerden yardım isterler Turgis Hakanı Sulu 728 yılında Buharayı zapteder Bu arada Esresin yerine Cüneyt ibn Abdurrahman geçerAraplar Semerkanta çekilirHakan Sulu ve Kur-Sul idaresindeki Turgis kuvvetleri 729 yılında 58 gün süreyle Arapları Kemerce kalesinde kuşatma altında tutarlar Açlıktan ölme noktasına gelen Araplar Kemerceden çıkarak teslim olurlar, yapılan anlaşma gereğince teslim olanlar Debusiaya gönderilirler Daha sonra Hakan Sulu, Semerkantı kuşatır Semerkantın

işgal komutnı Savra ibni Hurr, Cüneyd ibni Abdurrahmandan yardım ister Cüneyd yardıma gelmeden Savra ve Hakan Sulu Semerkant yakınlarında savaşırlar Araplar savaşı kaybeder, Semerkantın Arap Karargah komutanı Savra bu savaşta ölür Halife Hisam, Kufe ve Basradan 20000 kişilik ek bir kuvveti Cüneyd ibni Abdurrahmana gönderir Hakan Sulu 732de Buharayı terk ederek çekilir 734de Cüneyd ibni Abdurrahman ölür, yerine Asım ibni Abdullah geçer, bir yıl sonra onun da yerine Halid ibni Abdullah geçer

Hakan Sulu'nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti

Hakan Sulu, 737 yılında Halidin üzerine yürür Araplar zayiat vererek Ceyhunun güneyine çekilir Türkler Ceyhun nehrini geçerek Arapları Belhe kadar çekilmeye zorlar, ancak Cuzcan önderi, Araplarla birleşerek Hakan Sulunun ülkesine çekilmesine sebep olur Göründüğü kadarı ile eğer Cuzcan önderi Araplarla işbirliği yapmamış olsaydı Hakan Sulunun ordusu muhtemelen Arapları Türk topraklarından temizleyecekti Hakan Sulu ülkesine döndükten sonra bir zamanlar Araplara karşı beraber savaştiğı Kur-Sul tarafından şahsi nedenlerden dolayı öldürülür

Bu gelişmenin birazda Çin tarafından tezgahlandığı, ve tarihte Çinin Türk Beyliklerini birbirine düşürme siyaseti olarak görülür Hakan Sulunun ölmesi Araplar arasında sevinçle karşılanır Öyleki Horasan Valisi Araplara Hakanın öldürülmesinden dolayı şükür orucu tutulmasını ister Haberi Halife Hisama ulaştırırsa da, Halife bu haberin doğruluğunu anlamak için güvendiği adamlarını yollayarak haberin doğruluğunu öğrenmelerini ister

Hakan Sulunun öldürülmesinden sonra Türkler bir daha toparlanamazlar Arapların Türk yurtlarından temizlenmeleri ile ilgili umutları bir anda söner Öncelikle Dikhanlar denen yerel egemenlikler Araplara büyük tavizler verirler Müslümanlığı kabul eden kişilere büyük ekonomik çıkarlar sağlanır Cizye olarak alınan vergilerin miktarları düşürülerek önceki

zorlamalara göre çok daha yumuşak bir sömürü politikası uygulanır Buraya kadar ki tarihte Türklerin zorla Müslümanlaştırılmalarına hizmet etmiş olan en önemli 2 isim, Arap Komutanı Kuteybe ve Hakan Sulunun tam önemli bir darbe indirmek üzereyken kendini Araplara satarak onlarla işbirliği içine giren hain Cuzcan Beyidir Kur-Sulda, Turgis Hakanı Suluyu şahsi çıkarları uğruna öldürerek ister istemez Arapların korkulu rüyasını ortadan

kaldırmış, Müslümanlığın Türk topraklarında daha rahat bir şekilde yayılmasına neden olmuştur

Kur-Sul'un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması

Emevilerin son valisi, Nasır ibni Seyyarın valiliğe gelmesi ile birlikte

Güney Türkistanda Arap güçlerinde bir toparlanma başlar Nasır, Aap hakimiyetinin yumuşak bir politika ile daha kolay bir şekilde yayılabileceği bilinci ile güçlü bir ordu kurarak Türk topraklarına yayılır 739 yılında Araplar Semerkanta tamamen yerleşirler Ancak, Seyhun nehrini geçmeye çalışırlarsada, Kur-Sul komutasındaki Türk ordusu tarafından durdurulurlar Sayı olarak Kur-Sulun ordusundan daha kalabalık olmalarına rağmen, nehrin öte tarafına geçmeye cesaret edemezler Ancak bu arada Araplar için hiç

beklemedikleri bir gelişme olur Araplara karşı saldırı düzenlemeyi planlayan ve bu nedenle nehrin etrafında keşif yapan Kur-Sul, Arap askerlerine yakalanır Nasır, Kur-Sulu hemen öldürerek cesedini Türklerin görebileceği şekilde Seyhun nehrinin kenarına astırır Bu manzara çok geçmeden Türkler üzerinde beklenen etkiyi yapar ve Türk ordusu zaten sayıca üstün olan Araplar karşısında dağılır Taşkent ve Fergana da teslim olur

Nasır,bundan sonra Arap hakimiyetini daha yumuşak politikalar uygulayarak sürdürür Yurtlarını terk ederek giden Türklerin geri dönmeleri halinde vergi borçları affedilir Halk içinden Müslüman olanlara bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar sağlanarak, onların kendiliğinden Müslümanlığı seçmeleri teşvik edilir İslamın taraftar bulabilmesi için, gerek korkutarak, gerek teşvik ederek gereken her türlü tedbiri alınır Bu alınan tedbirler yavaşda

olsa sonuç verir Trk topraklarındaki son Emevi Arap valisi Nasır ibni Seyyar Türklere İslamı kabul ettirtmeyi başarmıştır

Bizi ilgilendiren tarih buraya kadardr Bundan bir süre sonra Arap topraklarında, Emevi Hanedanının egemenliği son bulur ve Abbasilerin devri kendini gösterir

749da Abbasiler Emevi Hanedanını zorlamaya başlar Arap topraklarında başlayan iç savaş, Emevilerin dışarı yayılmaları için gerekli olan kuvvetin bölünmesine yol açar Abbasilerle birlikte, Müslümanlaştırılan halklar üzerinde daha uyumlu, onların örf ve ananelerine uyan bir İslam uygulanır Emevilerden sonra İslamiyetin evrensel bir din olduğu şeklinde uygulamalar yapılarak İslam'ın daha geniş kitlelere yayılmasına özen gösterilir Bu şekilde önceleri Arap dini olarak kurulan din, giderek daha bir evrensel

görünüm kazaır

Bu arada Araplar arası çatışmalar da giderek şiddetlenir Araplar arası kavgada Mevaliler, yani azat edimiş köleler de belli bir önem kazanırlarBu çatışmaların içinde olan Arap şefleri Mevaliyi kendi taraflarına çekmek isterler Ancak, bütün Müslümanları eşit gören İslam karşısında Mevalinin durumu belirsizdir Mevali, eşitliği öngören İslam adına, Arap üstünlüğüne karşı çıkar Ali tarafı ve Peygamberin amcası Abbasın soyu, Emeviler

tarafından kendilerinden hile ve zorbalıkla alınan iktidarlarının asıl sahipleri olarak görünmeleri, beraberinde bir takım siyasal sorunları da başlatır Bu arada, sınıfsal farklılıklar ve beraberinde yaşanan olumsuzlukların nedeni olarak, ezilen sınıf tarafından İslamın kendisi değil, Emevi hanedanın iktidarı sorumlu tutulur

Müslüman Araplar Türklere Neden Saldırmıştır

Genelde, bu tarihi bilen İslami çevreler, Müslüman Arapların Türklere saldırmasını, onları İslam dinine davet etmek, gerekirse bu uğurda zor kullanarak, onları İslam'a boyun eğdirmeye zorlamak şeklinde yorumlarlar Ancak tek neden bu değildir

Bu konu da ayrıca Zekeriya Kitapçı'nın Yeni İslam Tarihi ve Türkler adlı Kitabında anlatılmıştır Aşağıdaki pasaj, aynı kitaptan alınma bir bölümdür

Değişen Arap Toplumunun Yeni Hayat Anlayışı

a-) Harbeden Askerlerin Servete Kavuşma İsteği

Arapları, Orta Asyayı fethe zorlayan bir diğer faktörde harbeden askerlerin kısa zamanda büyük servet ve zenginliklere sahip olmaları idi Değil daha sonraki devirler, ilk devirlerdeki fetih hareketlerinde bile sosyo-ekonomik nedenlerin çok önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmaktadır Genellikle Bedevi, çölde yaşayan, fakru zaruret içinde çok insafsız bir hayat

mücadelesi içinde yoğrulan Araplar, daha İslamın ilk devirlerinde harbedeb askerlerin verilen yüksek maaş ve ganimetler dolayısıyla kısa zamanda büyük bir servet ve zenginliğe kavuştuklarını görmüşlerdir Mücahit gazilerin bundan sonraki yaşantıları ve hayat seviyeleri bir anda değişmiş ve harbe iştirak etmeyenlere nazaran çok daha iyi ve müreffeh bir hayat sürmeye başlamışlardır Bu kabil Arap bedevilerinin o zamanki durumu, bugün Anadolu'nun iç kısımlarından kalkarak aynı sosyo-ekonomik nedenlerle

çalışmak için Almanya'ya giden Türk köylüsünü ve onun sosyal hayatındada meydana gelen başdöndürücü değişiklikleri hatırlatmaktadır Bunun içindir ki Arap kabileleri çeşitli cephelerde savaşmak için hata Hz Ömer devrinde Medine'ye çok büyük kafileler halinde akın akın gelmeye başlamışlardır Daha sonraları bunları Bedevi aileler takip etmiş ve dolayısıyla Arap yarımadasının dışına daha o devirlerden itibaren çok büyük bir Müslüman Arap göçü L Caetani'nin ifadesiyle tarihte ilk defa Sami ırkının göçü başlamış

oluyordu

Tarihte belki ilk defa vaki olan bu Sami Arap göçü, Emeviler devrinde de bütün canlılığı ile devam etmiş, sadece İran'a değil, Türkistan'ın Buhara, Baykent, Semerkant gibi daha birçok büyük şehirlerine önemli ölçüda Arap aileleri yerleştirilmiştir Özellikle Buhara'ya yerleştirilen bu kabil muhacir Arap aileleri o kadar çoktu ki, Kuteybe b Müslim be yerleşik Arap nüfusu ve kesafetine dayanarak bu büyük Türk şehrini nerede ise kolonize

etmeye kalkışmış ve bunda önemli ölçüde de muvaffak da olmuştur Genellikle 25-50 bin arasında değişen ve aile efradıyla birlikte yapılan bu göçler, bir taraftan İran ve Türkistan'ın büyük şehirlerinin Arap nüfusuyla iskan edilmesine, diğer taraftan da siyasi Arap hakimiyetinin bölgede daha kolay bir şekilde yerleşmesine ve hatta İslam dininin gelişme ve yayılmasına da yardım etmiştir

b-) Yaygın Geçim Sıkıntısı

Müslüman Arapları komşu ülkeleri ve bu arada Türkistanı fethetmeye zorlayan önemli sebeplerden bir diğeri de çok yaygın hale gelen geçim sıkıntısıdırNitekim, el-Mesudi'nin en güzel kitap olarak tavsif ettiği ve fetih hareketlerini çok daha objectif kriterler içinde ele alan ilk tarihçilerimizden Belazuri'nin Fütuhu'l Büldan adındaki kıymetli eserinde,

Arapların geçim sıkıntısı yokluk ve mahrumiyetler içinde sürdürdükleri hayat mücadelesi nedeniyle komşu ülkeleri fethetmeye zorlandıkları ve bu ülkelerde çok büyük sayıda yerleştikleri hakkında sarih ifadeler vardır ( Sayfa 299)

Taberi Anlatımları

Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türklerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim İmdi müslümanlar bir bir Türklerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılarVe Türkleri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merve geldilerYaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine ameler gönderip asker topladı Sonra göçüp Talkana vardı Şehrek ki Talkan meliki idi eyzekle müttefik idi Kuteybenin geldiğini işitince kaçtı Kuteybe Talkana girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler Nekadar kırabilirlerse kıralar Bunun üzerine Kuteybenin askeri orada hesapsız adam öldürdüRivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi Oradan göçtü Mervalarüde kondu Oradaki melik kaçtı Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler(Syf-344)

Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü) ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )Bunun üzerine Neyzeki ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri

Osmandır Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdülerhepsi 700 adam idi Buyurdu başlarını kesip Haccaca gönderdiler(Syf-347)Kuteybe deve palanı demek olur(Syf-351)

Ganimet malının beşte birini Haccaca gönderip Semerkantın fethini de ilan etti Haccac da bu haberi işitip sevindi Kuteybe tekrar Merve döndü Kardeşi Abdullahı Semerkanta emir yaptı Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullaha dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkanta girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur(Syf-353)

Kuteybenin Havarizem Şehrine Gitmesi Haberi

Havarizem melikinin adı Çaygan idi Ondan küçük Havarizad adlı bir kardeşi vardı Çayganın üzerine galebe etmiş idi ve onun bütün işini tutmuş idi İşitse ki Çayganın eline güzel bir cariye girmiş, yahut bir nefis bir kumaş almış derhal adam gönderip aldırırdıYine işitse ki bir kişinin güzel kızı var yahut güzel bir avreti var derhal mecal vermez,çekip alırdıHiç kimse men edemezdi Ve Çaygana ondan şikayet etseler ben ona bir şey

diyemem,derdi Çaygan da onun elinden bunalmış idiBu işi bu şekilde uzatınca Çayganın tahammül etmeye takatı kalmadıEl altından Kuteybeye adam gönderdi Havarizem şehirlerinden üç şehrin kilitlerini bile gönderdiVe Kuteybeye dedi: Havarizeme gelip kardeşimi öldürürsen her ne dilersen vereyim,dediLakin bu haberi hiç kimseye bildirmediBu haber Kuteybeye ulaşınca gaza vaktı idiKuteybe kavmine Segat gazasına varırız diye bildirdiÇayganın adamını geri gönderdiHavarizade haber verdiler ki

Kuteybe Segada gazaya gider O da gayet sevindi Ve kavmine bildirdi ki bu yıl cenkten eminsiniz,zira Kuteybe segada gidermişVe bizde işe meşkul olalım dediBilmedi ki Kuteybe kendi üzerine gelir Bu esnada Kuteybe ansızın bin atlı ile Medinetül Fil ki Havarizemin ulu ve muazzam şehridirZira Havarizem ülkesi üç şehirdirOndan ulusu yokturKuteybe çıkıp geldiHavarizem halkı Kuteybeyi görüp korktular Kuteybe doğru Çayganın yanına geldiVe Havarizada haber verdiler ki ne gafil durursun işte Kuteybe

erişip alem fesada verdiHavarizad anladı ki bu iş Çayganın başı altındadırDiledi ki Çayganı öldüreLakin fırsat ve mecal bulamadıİmdi hazır bulunan sipahi ile sürüp Medinetil File geldiÇaygan o üç şehri Kuteybeye verip kendisi de Kuteybenin yanına geldiVe Havarizad şaşkına döndü Nihayet Kuteybeye adam önderip aman diledi

Kuteybe dedi: Amanı kardeşinden dile eğer o aman verirse benden emin olHavarizad dedi: -İmdi bildim ki benim ölmem lazım Zira benim kardeşime boyun eğmem ölmek demektirBelki ölmek muti olmaktan iyidir,dedi Bunun üzerine cenge koyuldu Bir saat cenk edip sonunda tutulduKuteybeye getirdiler Kuteybe dedi:Kendini nasıl görürsün

Havarizad dedi: -Ey emir,beni melamet etme ki ben kılıca eli onun için vurdum ki seninle benim aramda bir hüküm zahir olaİmdi fırsat senin oldu,bana ne öğünmek gerek,ne dilersen et Bunun üzerine Kuteybe buyurduDışarı çıkıp boynunu vurdular

Çaygan dedi: -Ey emir,henüz gönlüm şifa bulmadı

Kuteybe dedi: -Daha ne dilersin?

Çaygan Dedi: -Dilerim ki onunla bile olan kimselerin hepsini öldüresin

Kuteybe dedi: -İmdi sen benim yanıma topla, ben öldüreyim

Çaygan da hepsini tutup getirdiKuteybe cümlesini öldürüp mallarını aldı

Çaygan şöyle şart etmiş idi ki:Bin baş esir ve nice bin kumaş vere İmdi Kuteybe Medinetül File girip o malı Çaygandan aldı

Çaygan Kuteybeden yardım dilediZira Camhüd meliki daima gelip Çaygan ile

cenk ederdiVe Çayganı gayet incitirdiKuteybe Abdurrahmanı ona yardıma

gönderdiVe Abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdüÇaygan o

yerleri fethedip dört bin baş esir aldılar Kuteybe buyurdu Hepsini

öldürdüler (Syf-349-350)

-Şaş askeri bize gece baskın etmek dilerrmiş, imdi varın onların yolunda filan yerde pusuda durunVe onlar çıktığı vakit üzerlerine sürünüzOla ki bir fetih edesiniz,dediMuslih bMüslimI bunlara kumandan tayin ettiMuslih de gelip o 700 adamı üç bölük ettiBir bölüğünü yolun sağ yanına,bir bölüğünü sol yanına koydu ve kendisi bir bölükle yolun üzerine durduGece yarısı geçince Şaş askeri çıkıp geldilerMuslihi yol üzerinde görünce cenge meşgul oldularVe o iki bölük gaziler de iki taraftan hamle edip aç kurdun koyuna girdiği gibi kafirleri tarumar ettilerGazilerde Şübe adlı bir bahadır yiğit vardıKendisini Şaş güruhuna ve kalabalığına vurduOnların ortalarında bir melikzadeleri vardıYetişip Şübe onu kulağı tözünden kılıç ile çaldıÖyle bir çaldıkı başı top gibi havaya uçtuŞaş askeri bu heybeti gördüklerinde hepsi bozguna uğradılarMüslümanlar ardına düşüp onları hesapsız kırdılarOnlardan kurtulan pek az olduVe onların ekserisi Melikzadeler idiZiynetli ve silahlı kimselerdiOnların başlarını ve silahlarını ve elbiselerini hepsini aldılar geri dönüp Sürür ile Kuteybenin yanına geldiler Ertesi gün Kuteybe hükmetti ki cenge atılalarGavrek Kuteybeye adam gönderip dedi: -Bu ettiğin harbi öyle zannetme ki arapların kuvveti ile edersin belki acemden benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederlerYoksa harbe arapları gönderGör ki biz de neler ederiz,dediKuteybe bu sözü işitip gadaba geldi ve münadilere çağırttıMüslüman mübarizleri toplanıp kafirlerin üzerine yürüyüş ettiler ve

buyurdu ki macınık kurdular ve bir burcu döğe döğe yıktılarVe Müslümanlar o yıkılan yerden hücum ettikte kafirlerden bir bahadır er gelip o gedikte durdu her kim ileri gelse mecal vermez öldürürdüMüslümanlarda silahşörler çok idiKuteybe onları çağırtıp dedi ki:Sizden kim ki o şahsı ok ile vurursa ben ona on bin dirhem veririmO silahşörlerden biri ileri yürüyüp ok ile o şahsı atıp gözünden vurdu ve ensesinden çıktıderhal düştüO kişi

Kuteybenin yanına glip on bin dirhemi aldı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.