Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anıları, atatürkün, hayatı, yaşamı

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Atatürk ve Nöbetçi



İtalyanların Habeş Harbi sıralarında idi Ege kıyılarında kıta ve tahkimat komutanları çok titiz davranıyorlar, kıtaya herhangi bir yabancının sızması olasılığına karşı erleri sık sık uyarıyorlardı
Bu günlerin birinde Atatürk’ün teftişe geleceği haber alındı Atatürk beklenilen günde yanındaki erkanı ile geldi Kıtaları teftiş edip dolaşmaya koyuldu
Savunma mevzilerinden birine giden yolun dönemecinde Atatürk birdenbire durdu Yanındakilere:
-Siz beni burada bekleyiniz, ben yalnız gideceğim, dedi
Yanındaki komutanlar tereddütle birbirlerinin yüzüne baktılar Fakat, tabii bir şey söyleyemediler
Atatürk patikanın kıvrımını döndü Koruganın hakim bir noktasında nöbet bekleyen Mehmetçiğe doğru yürüdü Uzaktan gelen bir sivilin kendisine doğru yürüdüğünü gören Mehmetçik hemen silahına davrandı Daha fazla yaklaşmasına izin vermeden gür sesi ile:
-Dur! diye gürledi
Atatürk bu kesin ihtar karşısında durarak:
-Sen beni tanımıyor musun? Ben kimim?
-Mustafa Kemal’sin komutanım
-Peki sen benim Mustafa Kemal olduğumu biliyorsun da hala neden yasak, diyorsun?
Mehmetçik bir an durakladı Herhalde teftişten haberi vardı Fakat onun bildiği Atatürk, yanında kalabalıkla gelirdi Böyle yapayalnız gelmezdi Bir an daha düşündükten sonra kafasını salladı ve safiyetle yanıt verdi:
-Komutanım, Mustafa Kemal’sin Mustafa Kemal olmasına ama Düşmanların işine akıl sır ermez Birini sana benzetir içeri sokarlar Gözünü seveyim sen şu bizim yüzbaşıyı al birlikte gel, o zaman nereye istersen git!
Atatürk, geri döndükten sonra komutanlara bunu anlattı Bu mert ve uyanık eri çavuşluğa yükselir




Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları





1923 yılı Mart’ının On Beşi Pazar günüydü Atatürk, Adana İstasyonu’nda trenden inmiş; sağı solu dolduran halkın coşkun alkışları, “Yaşa varol!” sesleri arasında yaya olarak kente giriyordu
Yarı yolda karalar giymiş bir kadın kalabalığı göze çarptı; sonra onların arasından ikişer levha taşıyan dört genç kız çıktı; Atatürk’ün önünde durdular Arkalarından bir kız daha göründü ve önüne geçti Hıçkırıklar, iniltiler ve yalvarışlarla dolu bir nutuk söylemeye başladı Bu genç kızın kişiliğinde henüz tutsak bulunan İskenderun’la Antakya’nın Türk olan bütün halkı:
“Bizi de kurtar” diye yalvarıyordu
Herkesin gözleri yaşarmıştı, hıçkırıklarını tutamayanlar vardı
Atatürk’ün de gözleri nemliydi ve başı eğilmiş gibiydi Genç kızın nutku bitince Atatürk’ün alnı yükseldi; mavi gözlerinde ve pembe yüzünde bir çelik parıltısı görüldü Her kelimesi üzerinde kuvvetle durarak:
-Kırk asırlık Türk yurdu yabancı elinde kalamaz! dedi
On altı yıl sonra Hatay sorunun en heyecanlı günlerinde, hasta ve bitkin olmasına rağmen, Hatay’a yakın olmak için tekrar Adana’ya gitti Dört saat ayakta durmak, birliklerin geçidini izlemek gibi olağanüstü bir dayanıklılık gösterdi Hatay kurtuldu, fakat Atatürk’ü yitirdik
İsmail Habib, bu konuyu şöyle bitirir:
“Hatay, Hatay! Seni kurtaran, aynı zamanda senin şehidin oldu!”

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları








TÜRK ün Şanı



Mustafa Kemal 5 Ordu’da Arap ırkından olan askerlere özel muamele yapıldığını ve Anadolu çocuklarından üstün tutulduklarını gördükçe üzülüyordu
-Osmanlılığın telkin ettiği, bu aşağılık duygusundan ne zaman kurtulacağız? diyordu Aynı ızdırabı ben de duyuyordum
Yafa’da Mustafa Kemal’in bölüğünde alaydan yetişmiş, Makedonya Türklerinden yaşlı bir yüzbaşı vardı Yüzbaşı Anadolulu kıta çavuşlarına kötü davranıyor yeni Arap erlere karşı ise gereğinden fazla tolerans gösteriyordu Onların azarlanmasına, hırpalanmasına gönlü razı olmuyordu
Mustafa Kemal, başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
-Bir gün Makedonyalı yüzbaşı kıta çavuşlarından birini bölük komutanı odasına çağırdı Müfit’le ben de orada idik Çavuş sağlam yapılı ve yakışıklı bir Türk delikanlısı idi Yüzbaşı, gencin onurunu kıracak şekilde azarlamaya başladı Delikanlıdan çok mensup olduğu ırka hücum ediyordu:
-Sen, diyordu, nasıl olur da yüce Arap ırkına mensup peygamber efendimizin mübarek soyundan gelen bu çocuklara sert davranır, ağır sözler söylersin? Kendini iyi bil, sen onların ayağına su bile dökemezsin
Gibi gittikçe manasızlaşan sözlerle hakaret ediyordu Sesi yükseldikçe yükseliyordu Çavuşun yüzündeki ifadeye baktım Önce bir babaya duyulan saygının samimiyeti okunan çizgiler sertleşmeye, içten gelen bir isyanın ateşleri gözlerinden okunmaya başladı, fakat gerçek itaatin sembolü olan Türk askeri gibi iç duygularını gemlemeye çalıştı Göz pınarlarından tanelenen yaşlar yanaklarından döküldü
Dayanamadım






-Yüzbaşı efendi susunuz!
Diye bağırdım, birden şaşırdı, sözlerinin bizden onay görmesini beklediği anlaşılıyordu
-Yoksa fena bir şey mi söyledim? dedi, ben de,
-Evet, çok fena hakaret ettiniz, buna hakkınız yok, bu erlerin bağlı bulunduğu Arap kavmi bir çok bakımdan yüce olabilir, fakat senin de benim de, Müfit’in de ve çavuşun da mensup olduğumuz ırkın da büyük ve asil bir millet olduğu, asla inkar edilemez bir gerçektir
Yüzbaşı başını önüne eğdi, utanmıştı
Yıllar sonra, bir gün Ankara’da beni de şahit göstererek anlattığı bu gerçek olay karşısında görüşü şu idi:
-Bu ve buna benzer olaylar, Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır
Mustafa Kemal’in, Türk Tarih Kurumu’nu kurmasının en büyük nedeni bu asil düşüncede aranmalıdır Atatürk, Türk Milleti’nin asaletine, büyüklüğüne bütün Türklerin inanmasını ve bunu iftiharla savunmasını hayatı boyunca amaç edinmiştir, milletine:
-Ne mutlu Türküm diyene
hitabıyla seslendiği zaman, buna varlığı ve içtenliği ile inanmıştı








Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



ATATÜRK Ve Trikopis



Büyük Taarruz esnasında Gazi?nin yanında bulunan arkadaşları, Yunan Kuvvetleri Komutanı General Trikopis?in Başkomutan Çadırı?na nasıl getirildiğini şöyle anlattılar:
Trikopis, diğer esir kolordu ve tümen komutanları ile birlikte Gazi?nin huzuruna çıkarıldıkları zaman, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde imişler Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi yenilgilerin tarihte örnekleri olduğunu, sevk ve idareyi eksiksiz yapmış iseler vicdanen rahat olabileceklerini söylediği zaman, Trikopis:
-Askeri görevimi tamamen yaptığıma eminim Fakat asıl görevimi maalesef yapamadım, diye intihar edemediğini anlatmak isterken, Gazi:
-O size ait bir düşüncedir, diye sözünü kesmiş ve harita üzerinde:
-Şurada bir tümeniniz vardı Niçin onu şuraya almadınız Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere sürseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Gibi bazı eleştiriler yapmış, Trikopis:
-Ben öyle hareket etmek için emir verdim Fakat (yanındaki Kolordu Komutanı?nı göstererek) bu yapamadı, demiş
Bu görüşmeler olurken esir komutan yavaşça yanında bulunan subaylarımızdan birine:
-Bizim ile konuşan bu general kimdir? diye sormuş, subay:
-Başkomutan Mustafa Kemal, deyince adam hayrete düşmüş:
-Şimdi anladım biz niçin mağlup olduk! Bizim Başkomutan İzmir?de vapurda oturuyordu, diyerek derdini dökmüş


]

Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Her şeyin vakti vardır”






Azerbaycan mümessili İbrahim Abilof, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile birlikte cepheyi ziyaret etmişti Abilof bir ziyareti sırasında:

-Düşmanın mezalimine niçin bu kadar sabrediyorsunuz? Böyle bir orduya malikm olduğunuz halde neden dolayı denize dökmüyorsunuz? demiş

Mustafa Kemal Paşa ise:

-Acele etmeyiniz Her şeyin vakti var, Cenabı Hakk’ın inayetiyle biz de işimizi yapacağız Cevabını vermiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları

Eski 07-26-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Hayatı,Yaşamı ,Atatürkün Anıları



Kuziş ayakta alkışı hak ediyorsun icim gımıl gımıl oldu wağğğğ olağın üstü bu bilgi ve 10yıl marşıda harika olmuş ay ayağa kalkıp İSTİKLAL MARŞINI okuyasım geldi ay icim coştu
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.