Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göllergöllerimiz, türkiyedeki

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Van Gölü

Van Gölü veya yöresel adıyla Van Denizi, Tatvan ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu oluşan kraterde biriken suların oluşturduğu varsayılan volkanik bir göldür

Çok sayıda koyu bulunan Van Gölü'nün yüzölçümü 3713 km²'dir Van Gölü hem tatlısu hem de deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul ekosistemdir Suları tuzlu ve sodalıdır Göl suyu tuzluluk oranı %o19, pH'sı ise 98 dir Göl su seviyesi iklime bağlı olarak yükselip, düşmektedir Ancak ortalama olarak denizden yüksekliği 1646 metredir Gölün ortalama derinliği 171 m, en derin yeri ise, 451 metredir Gölün doğu bölümünde dört ada vardır Bunlar; Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır Adalar tarihi ve turistik özelliğe sahiptir ve 1990 yılında Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmişlerdir

Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölüdür ayrıca Türkiye'de bulunan en büyük göldür Gölün tuzlu-sodalı suları, biyolojik çeşitliliği sınırlamaktadır Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve tek bir tür balık inci kefalı, (Chalcalburnus tarichi) yaşamaktadır Göl etrafı karadan 430 km'dir Yöre halkına göre gölde bir canavar yaşamaktadır Söylentiyi çıkaranların amaçlarının bölgeye turist çekmek olduğu söylense de, söylentileri araştırmak amacıyla bölgede pek çok bilimsel araştırma ekibi çalışmalar yapmıştır İstanbul-Tahran demiryolu hatlarını da bağlamaktadır Türkiye ve İran'a bağlanan demir yolu 1970 lerde yapılmıştır

Gölün Oluşumu
Van Gölü Doğu Toros ve Aladağların arasında kalan tektonik oluşumun batı kısmında bulunmaktadır Gölün batısında ve kuzeybatısında birkaç sönmüş volkan vardırSüphan Dağı ve Nemrut Dağı bu sönmüş volkanların birkaçıdır Yaklaşık 200 bin yıl önce, Buzul Çağın ortalarında, Nemrut Dağından akan lavlar uzunluğu 60 km'yi aşan bir akım oluşturmuş Bu akım Van Çukuru ile Muş Çukuru arasındaki su akımını engelleyince göl oluşmuşll Doğu Torosların erozyona uğraması sonucu Van Gölü'ndeki suların Dicleye dökülüp, gölün küçüleceği ya da yok olacağı düşünülmektedir

Tarihçe
Eski Yunan coğrafyacıları tarafından Thospitis Lacus ya da Arsissa Lacus olarak anılan Van Gölü'nün modern zamanlardaki ismi, sınırlarına dahil olduğu Van ilinden gelmektedir Urartu Krallığının başkenti, İÖ 10 ve 8 yüzyıllar arasında, gölün doğu kıyılarında kurulmuşturVan Gölü sahilleri boyunca ve pekçok adalarında Ermeni Klisesi ve manastır kalıntıları bulunabilirEn iyi korunanı onuncu yüzyıldaki Kutsal Haç KlisesidirAkdamar Adası ' ında yer alırKral Gagik Artzruni tarafından 915 ve 921 yılları arasında inşa edilmiştirDış duvarlardaki rölyefler kutsal kitaba ait Adam and Eve (Adem ve Havva),Jonah and the whale (Yunus ve Balina),David Davud ve Goliath (Golyat) gibi hikâyeler sunar Diğer önemli tarihsel anıt gölün goğu kıyısındaki Van Kalesi dirModern Van şehri bu kalenin doğusunda yer alır Yüz ölçümü3713 km2’dirDenizden yüksekliği 1646m derinliği ise 457m ‘yi aşmaktadırGölün doğusunda Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları bulunmaktadırBu adalar turistlik özelliğe sahiptirSit alanı olarak ilan edilmiştirSuyu sodalı ve tuzludurAynı zamanda dünyanın en çok soda içeren gölüdürVan gölü kıyısındaki iklim diğer yerlere göre daha yumuşaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Tuz Gölü

Konum iç Anadolu Bölgesi/Türkiye
Koordinatlar 38°50′K 35°20′D
Uzunluk 80 km
Genişlik 100 m
Yüzölçümü 1500 km²
Ortalama derinlik 171 m
Yüzey rakımı 905 m

Tuz Gölü yüzölçümü bakımından Türkiye'nin üçüncü büyük gölüdür İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara, Konya ve Aksaray illerinin sınırının kesiştiği yerde yer alır Türkiye'nin tuz ihtiyacinin %60'ından fazlası bu gölden sağlanır Ayrıca Tuz Gölü Türkiye'nin en sığ gölüdür Tuz Gölü Lut Gölü'nden sonra %32,9'luk tuz oranıyla Dünyanın en tuzlu ikinci gölü olma özelliğine de sahiptir Deniz seviyesinden 905 metre yüksekte ve maksimum ölçüleri kuzeyden güneye 80, doğudan batıya ise 50 kilometredir Çevresinde 3,000,000'a yakın nüfus gücü tutar

Özellikleri
Yağış alanı 11900 km² olan Tuz Gölü, dışarıya akıntısı olmayan kapalı bir havza gölüdürtuz gölü KOÇHİSAR gölü olarak da bilinir Yağış alanının genişliğine rağmen beslenme kaynakları zayıftır Göle su getiren akarsular, yazın suları iyice azalan ya da tamamen kuruyan derelerdir Bunlar Şereflikoçhisar'dan gelen Peçenek Çayı, Aksaray'dan gelen Melendiz Çayı, güneyden ve batıdan gelen İnsuyu, Karasu, Kırkdelik çaylarıdır Bunlardan başka Beşşehir Gölünün fazla sularını Konya'nın atık sularıyla beraber Tuz Gölü'ne boşaltan DSİ tahliye kanalı da Tuz Gölü'nün su seviyesinin yükselmesine sebep olmaktadır Gölün ortalama su seviyesi 40 cm civarındadır Ortalama yukseklik seviyesi yağışın arttığı mayıs ayında yaklaşık 110 cm'dir Ortalama düşük seviye ise ağustos ayında göl tamamen kurur Tuz oranının fazla oluşu nedeni ile buharlaşma sonucunda kendini gösteren su kaybı önemli tuz tortulaşmasına neden olmaktadırYaz sonlarına doğru göl sahasının büyük bir kısmı kalınlığı her yıl yenilenir ve 10 cm yi geçmez Bu mevsimde Kaldırım Tuzlası ile karşı kıyı arasında yürümek mümkündür Dünyanın çok tuzlu göllerinin başında gelen Tuz Gölü'ndeki tuzluluk oranı yaz esnasında daha fazladır Bu mevsimde tuzluluk oranı şüphesiz daha fazladır ve gölün tuzluluğu binde 329 gibi dikkat çekici bir orana erişmektedir Kimyasal bileşim itibariyle burada mutfak tuzu (sodyum klorür) karakterinde bir tuzluluk hakimdir ve sodyum klorür oranı, mağnezyum klorür ve sodyum sülfat oranlarından üstündür

Göldeki tuz birikmesi çeşitli faktörlere bağlı bulunmaktadır Çevrede jips ve tuz tabakaları içeren Oligosen formasyonunun bulunuşu gölün tuzlaşmasında önemli bir rol oynamıştır Fakat gölün tabanındaki kaynaklardan da tuzlu sular geldiği tespit edilmiştir Gölün sığ oluşu ve buharlaşmanın şiddetli oluşu tuz birikmesinin diğer faktörleridir Yazın buharlaşma sonucu tortulanan tuz tabakası makinalarla kazılıp tuzlalarda toplanır Kaldırım, Kayacık ve Yavşan tuzlaları adı verilen bu tuzlalar önceleri Tekel tarafından işletilirken 2005 yılında özelleştirilmiştir Tuz Gölü'nden elde edilen tuzu yıkayıp öğüten tuz fabrikaları Şereflikoçhisar ekonomisinin belkemiğini oluşturmaktadır Tuz Gölü ve çevresi 2001 yılında özel koruma alanı ilân edilmiştir Tuz Gölü ve çevresi Phoenicopterus rubber olarak adlandırılan flâmingo kolonilerinin ana üreme bölgeleridir "Anser albifrons" adı verilen Sakarca kazınında ikinci büyük üreme merkezidir

Doğal Yapı
Kışın kapladığı çok geniş su alanı su kuşları için önemli bir kışlama alanı oluşturmaktadır Tuzlu ortamlara uyum sağlamış olan flamingo, kılıçgaga, angıt ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar, turnalar, yaban kazları ve yaban ördekleri gölde büyük topluluklar halinde yaşamaktadır Göl çevresinin nispeten ıssız oluşu nedeniyle kuşlar, etraftaki su birikintilerinde, meralarda ve ekili alanlarda rahatça beslenmekte, kışın en soğuk günlerinde dahi donmayan göl sularında yüzebilmektedir İlkbaharda Göl içinde oluşan adalar ve bataklıklar Bataklık Kırlangıcı (Glareola prantincola), Suna (Tadorna tadorna), Angıt (Tadorna ferruginea), Çamurcun (Anas crecca), Kılıçgaga (Recurvirostra avocetta), Kocagöz (Burhinus oedicnemus) ve martı türlerinin (Larus sp) kuluçka yapmalarına imkan sağlamaktadır Bölgede tuzcul stepler ve endemik türlerden oluşan ekolojik açıdan hassas bitki toplulukları bulunmaktadır Bir ekosistem bütünlüğü arz eden Tuz Gölü ve yakın ilişkide olan çevresindeki göller (Tersakan Gölü, Düden Gölü, Bolluk Gölü, Eşmekaya Gölü, Köpek Gölü, Akgöl) sayısız kuş türü ve özellikle Avrupa'da nesli tükenmekte olan flamingolar (Phoenicopterus ruber) için yaşam alanı niteliğindedir Tuz Gölü, flamingoların ülkemizdeki en önemli kuluçka alanı olup, Gölün orta kesimlerinde herbiri 5-6 bin yuvadan oluşan dev kuluçka kolonileri bulunmaktadır

Yokolma tehdidi
Tuz Gölü, Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd Doç Dr Semih Ekercin tarafından yapılan bir çalışmaya göre, 1915 yılından beri %85 oranında küçülmüştür Semih Ekercin'e göre mevcut şartların devam etmesi durumunda 2015 yılında tamamen yok olma tehdidi altındadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Beyşehir Gölü,

Türkiye'nin ikinci büyük gölü

İç Anadolu'nun batısına yakın, Beyşehir, Isparta arasındadır Yüzölçümü 651 km², uzunluğu 45 km, en geniş yeri 25 kilometredir Suları tatlı olup, derinliği en çok 10 m civarındadır Çevresi, yüksekliği 2000 metreyi aşan dağlarla çevrilidir Deniz seviyesinden yüksekliği ise 1115 metredir Fazla gelen sular, yapılan bir kanalla doğrudan Çarşamba Suyu'na verilir Konya Ovasının sulanması için Beyşehir kazası yanında büyük bir regülatör yapılmıştır

Gölün tabanı neojen göl tortularıyla doludur Gölün bir özelliği de içinde pek çok adanın bulunmasıdır Bunlardan bazıları; İğdeli, Akburun, Kızkulesi, Mada, Yılanlı, Külbent adalarıdır Gölde bol miktarda balık vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz




Eğirdir Gölü

Konum Akdeniz Bölgesi, Türkiye
Göl türü Tatlı su
Yüzölçümü 487,76 km²
Adalar Can Ada, Yeşil Ada
Yerleşimler Eğirdir

Eğirdir Gölü, Isparta ili sınırları içinde yer almakta ve Göller Bölgesinin en büyük doğal zenginliklerinin başında gelmektedir Kuzey – güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında oluşmuş tektonik bir göl olan eğirdir Gölü, 482 Km2 yüzölçümü ile Türkiye’nin 4 büyük gölüdür Deniz seviyesinden yaklaşık 917 metre yükseklikte bulunan göl, ortalama 14 metre derinliğe sahip olup en derin noktası 16,5 metre cıvarındadır Kuzey – güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu – batı genişliği 3 – 15 kilometre arasında değişmektedir Gölün kuzey tarafına doğru hoyran boğazıyla ayrılan ve daha küçük bir alanı kaplayan bölümüne Hoyran Gölü, güneyde kalan büyük bölüme ise Eğirdir Gölü denilmektedir Genelde camgöbeği renginde olan göl; bazı gün ve saatlerde değişik renklere büründüğü için halk arasında yedi renkli olarak anılmaktadır

Zengin balıkçılık ve kerevit potansiyelinin yanı sıra, sulama ve enerji üretimi bakımından da büyük önem taşıyan gölden, çevredeki tarım alanlarının sulanmasında yararlanıldığı gibi, ortalama 25 km uzunluğundaki bir kanalla bağlandığı ve Eğirdir'in güneyinde küçük bir göl olan Kovada Gölü nü de beslemekte ve dolayısıyla Kovada l ve ll hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı da bu gölden karşılanmaktadır Ayrıca, 1994 yılı sonlarında tamamlanan tesislerle Isparta’nın içme suyu ihtiyacının bir bölümü de Eğirdir Gölü’nden sağlanmaktadır

Gölde; Eğirdir’e bir karayoluyla bağlanmış bulunan iki küçük adacık bulunmaktadır Birincisi Can Ada, ikincisi ise Yeşilada’dır

Canada; Eğirdir ile Yeşilada arasında yer alan ve 7 dönümlük bir alana sahip olan küçük bir adacıktır Yerleşim alanı olmayıp, çadır ve karavan turizmi ile piknik alanı olarak kullanılmaktadır Atatürk ün Eğirdir'i ziyareti sırasında Canada, 1 Şubat 1933 tarihli Belediye encümeni kararıyla kendisine hediye edilmiş, daha sonra Atatürk ün mirasçılarına, onlardan da Eğirdir Belediyesine geçmiştir

Yeşilada : Eğirdir'in en güzel turizm bölgesi olan adada, doğa güzelliklerinin yanında Aya Stefanos Kilisesi gibi tarihi zenginliklerde bulunmaktadır Yerli ve yabancı turistlere hizmet veren balık lokantaları ve ev pansiyonculuğu gelişmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



İznik Gölü

İznik Gölü, Marmara Bölgesi'nin güneydoğusunda, Bursa ilinin sınırları içerisinde kalan Türkiye'nin 5 büyük gölü, Marmara bölgesinin en büyük gölüdürMarmara Denizine akar Eskiçağda Askania adıyla anılan göl

Bugünkü adını kıyısındaki İznik kasabasından alır Gemlik Körfezi'nin doğusunda bir çukur alanın ortasındadır Yüzölçümü 298 km², denizden yüksekliği 85 m'dir Genişliği en dar yerinde 11 km, doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 32 km'dir Derinliği kuzeyden güneye doğru artan gölün en derin yeri 65 m'dir Gölün suyu tatlıdır Artık sularını batı kenarındaki kum ve çakıl yığınları arasından sızarak Karsak Deresi'yle Gemlik Körfezi'ne boşaltır Kış ve ilkbahar mevsimlerinde yükselen suları yaza doğru alçalır ve sonbaharda en düşük düzeyine ulaşır Gölün suyu tuzsuz olduğu için tarlaların sulanması için elverişlidir En çok sazan balığı yetiştirilir Çevresi zeytinlikler, bağlar, meyve ve sebze baçeleriyle kaplıdırGölün kuzeyinde Samanlı Dağları güneyinde de Katırlı Dağları yeralmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Burdur Gölü

Konum Güney batı Türkiye
Koordinatlar 3745° K 3012° D
Yüzölçümü 250 km²
En büyük derinlik 110 m
Yüzey rakımı 857 m

Burdur Gölü, Göller Bölgesi göllerinden Burdur ve Isparta illeri arasında yer alan bir göldür Burdur şehir merkezine çok yakındır Koordinatları, 37°45' Kuzey, 30°12' Doğu'dur Ortalama Göl alanı 23700 ha, rakımı 857 metredir Güneybatısına doğru Burdur'un diğer göllerinden Salda Gölü ile Yarışlı Gölü vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Manyas Kuşgölü

Manyas Kuşgölü'nün tamamı idari olarak Balıkesir İli'nin Bandırma ilçesi sınırları içinde ve Marmara Denizi'nin güneyinde, Uludağ ile Biga Yarımadası arasında uzanan bir çöküntü alanında yer almaktadır Bu çöküntünün tabanını Kuş ve Uluabat (Apolyont) Gölleri ve bu göllerin çevresinde yer alan geniş ovalar, kenarlarını ise yüksek dağ ve yaylalar oluşturmaktadır Doğu batı doğrultusunda uzanan gölün uzunluğu 20 km, genişliği ise 14 kmdir

Gölün oluşumu hakkında değişik yorumlar yapılmıştır APHILIPPSON ve ELAHN Neojen'de Bursa Gönen depresyonu çöküntü alanında büyük bir tatlı su gölünün , Neojen sonu veya Kuvanterner'de meydana gelen hareketler sonucunda ise, bu göl alanında 4 adet küçük küvetin oluştuğunu, diğer iki küvetin (Bursa ve Gönen) alüvyonlarla dolduğunu ve geriye Uluabat ve Kuş Gölleri'nin kaldığını bildirmektedirler Emre Kazancı ve arkadaşları ise Pliyosen'de tektonizmaya bağlı olarak meydana gelen Bursa Gönen Çöküntü alanının başlangıçtan Kuvanterner'in sonlarına kadar karasal halde iken, daha sonra yöredeki menderesli akarsularının taşıdıkları alüvyonlarla yataklarını tıkamaları sonucunda Uluabat ve Kuş Gölleri'nin oluştuğunu; her iki gölün de tipik birer alüvyon set gölü olduklarını öne sürmektedirler

Kuş gölü, ekolojik yönden eutrophic (bol gıdalı), limnolojik bakımdan ise argilotrophic (killi) bir sulak alandır Kolloidal kil ihtiva ettiği için suyu devamlı bulanıktırSuları tatlı olan gölün en derin yeri 4 metre civarında olup, ortalama derinliği 1-2 metredir

Göl su seviyesi mevsimlere göre değişmektedir İlkbahar da göl suları yükselerek kıyıları kaplamakta, yaz aylarında ise geri çekilmektedir Bu ritmik olay her yıl düzenli olarak tekrarlanmaktadır Gölün normal su seviyesindeki alanı 16800 hektar civarın dadır

Göl, güneyden gelen Kocaçay ve kuzeyden gelen Sığırcı Dereleri, göl drenaj alanın yüzeysel akışı ve göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir Boşalımı ise buharlaşma, sulama amacıyla çekilen sular ve güneydoğudan çıkan Karadere yoluyla göl ayağından Susurluk Çayı'na taşınan sularla gerçekleşmektedir

Göl kıyıları yer yer sazlık kamışlık, yer yer çayırlıktır Kocaçay ve Sığırcı Derelerinin göle karıştığı yerlerde söğüt toplulukları ile sazlıklar bulunmaktadır

Manyas Kuşgölü HaritasıYaz aylarında suların çekildiği yerlerin bir kısmında sebze tarımı yapılmakta, bir kısmı ise çok çeşitli ve gür bitki örtüsü ile kaplanmaktadır

Gölün bitki örtüsü ve hayvan varlığı yönünden en zengin olduğu yer Sığırcı Deresinin oluşturduğu deltadır Deltada birlerce kuşun gübresiyle zenginleşen topraklar, yazın suların çekilmesiyle gür ve yüksek otlarla kaplanarak sayısız küçük canlının üreyip gelişmesine olanak sağlamakta, ilkbaharda göl sularının tekrar yükselmesiyle birlikte bu canlılar göl suyuna karışmaktadır Bu nedenle Kuş Cenneti kuşlar için olduğu kadar, balıkların beslenmeleri ve üremeleri için de ideal bir ortam oluşturmaktadır

Kuşgölü ve Kuşcenneti Millî Parkının önemini duyurmak, çevre kirliliğine dikkati çekmek amacıyla her yıl Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali düzenlenmektedir

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden Manyas Gölü
İlyaspınarı’ndan doğan Türkmenler buraya Manyas derler O kadar derin değil, içinde alabalık, turna balığı, yayın, sazan, yılan balığı… çeşit çeşit nefis balık avlanır Devlete vergi ödeyen avcıları vardır Öyle herkes, zevk için ve ticaret için balık avlayamaz Kışın bu göl, kaz, kuğu, karabatak, yeşilbaş, martı, sakakuşu ve diğer güzel kuşlarla dolar Her gece kaz ve kuğu sesinden, kanat şakırtısından Manyas sahrası titrer Sakakuşu ve diğer kuşlarla dolar Bu kuşların avcıları da devlete vergi verirler Bir de bu gölde, bir çeşit pamuğa benzer kav biter ki su içinden çıkarıp çakmak taşı üzerine koyarak çakmak ile vursan, derhal ateş alır Ve her şeyde kullanılır Ama adı geçen kavın kurutup da çaksan yanmaz Her tarafta meşhur bir kavdır Bu Manyas Gölü’nün kenarlarında yüksek sazlar yetişir Bu göl etrafındaki halk o sazları mevsiminde koparıp terbiye ettikten sonra renk renk hasır, seccadeler, minderler ve döşemeler dokurlar ki insan hayran olurinsanların buraya gelmeleri orayı görmeleri onlara zevk verecektirinsanlar bence burayı çok sevecekler ve her yıl gelmek isteyeceklerdir"

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Acıgöl (Göller Bölgesi)

Acı Göl (Çardak Gölü), Afyonkarahisar ve Denizli il sınırları içerisinde bulunan ve Denizli’nin en büyük gölünün genel yüzölçümü 41,5 km²’dir Bunun 20 km²'si Afyonkarahisar ilinin Başmakçı ve Dazkırı ilçeleri sınırları içerisinde bulunmaktadır Derinliği ise 150 cm ile 210 cm arasında olan sıg bir göldür, yaz mevsiminde suyu azalır ve yer yer kurur Göl suyu, çevresindeki dağların küçük derelerinden ve Gemiş su kaynağından beslenmektedir Denizden yüksekliği 842 m'dir

İsminden de anlaşılacağı gibi, canlı yaşamayan suyu acı olan gölden ihracaatı da yapılmakta olan sodyum sülfat[1] üretilmektedir Gölün doğusunda bulunan dağlarda yırtıcı kuşlar ile turna, yaban ördeği, yaban kazı ve flâmingo gibi göçmen kuşlar bulunmaktadır

Denizli’nin Çardak ilçesinde bulunan Acıgöl ülkemizin tek, dünyanın ise ikinci büyük ve temiz, doğal sodyum potansiyeline sahip kapalı bir havzasıdır Ülkemizdeki sodyum sülfatın % 98’i doğal kaynaklardan temin edilmektedir Bunun % 90’ını Denizli'deki Acıgöl’den sağlanmaktadır Dünyanın en temiz (saf ve toksit madde içermeyen) sodyum sülfatını doğal halde alarak kullanabilmekteyiz Bu durum büyük bir ekonomik kazançtır Kağıt, cam, deterjan, tekstil vb sanayilerin ana girdisi olarak kullanılan sodyum sülfatın tamamı kendi kaynaklarımızdan karşılanabilmektedir Göl yatağında jips ve tuz katmanları, tuzlu su ortamında oluşan mikroorganizmalar ve yataktaki sülfür bakterilerince ayrıştırılarak mirabilit cevheri şeklinde sodyum sülfat oluşmaktadır Acıgöl yapay olarak oluşturulamayacak bir doğal değer olup B Sınıfı Sulak Alan olarak koruma altına alınmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Uluabat Gölü

Uluabat Gölü, (Apolyont veya Öka olarak da bilinir), Bursa ilinde bir göldür

13500 ha alana sahiptir Deniz seviyesinden yüksekliği 9 metredir Kirmasti çayından beslenmekte olup ayrıca Uluabat deresi ile Susurluk Nehri'ne karışır En derin yeri 4 metre civarında genelinde ise 1-2 metreyi geçmemektedir

Günden güne çevreden ortaya doğru sığlaşmakta olan göl kirli beyaz bir renge sahiptir Dibi çamurlu bir yapıya sahiptir, rüzgarlı havalarda bulanıklaşır

1996 Ocak ayında yapılan sayımda 429423 sukuşu sayılmıştır Bu 1970'ten bu tarafa bir gölde sayılan en yüksek sukuşu sayısıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Çıldır Gölü

Konum Doğu Anadolu, Türkiye
Koordinatlar 410425° K 432552778° D
Göl türü Tatlı su
Çıkışları Arpaçay
Yüzölçümü 123 km2
En büyük derinlik 42 m
Yüzey rakımı 1965 m

Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan göl, 123 km2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metre ve tektonik oluşumlu bir göldür Birçok dere ve pınarlarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzey batısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay kolu olan Telek Çayı'dır En büyük olanı Akçakale harabelerinin yanında yer alan adadır Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır

Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı teşkil etmektedir Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup, kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır Gölde yakalanan en önemli balık türü (aynalı) Sazan (Cyprinus carpio) Ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır Bununla beraber, birçok balıkçının yasaklara uymayarak kontrolsüz avlanmaları balık stoklarını olumsuz etkilemektedir

Gölün sadece kuzey batısında seddeyle ayrılmış bataklık ve sulak çayırlar bulunur Genelde göl çevresi mera vasıflı olup, sert bölge iklimi tarıma olanak vermez DSI tarafından gölü beslemek amacı ile yapılan derivasyon tünellerinin hem diğer havzalardaki kirlilik yükünü göle taşıması, hem de hayvancılık açısından çok önemli çayırların kurumasına neden olması mümkündür Ayrıca inşaatı henüz tamamlanmamış olan Kuzey derivasyonunun Çıldır'ın çok önemli çayırlığı olan Karaçay ovasının ot verimini ciddi boyutta etkilemesi söz konusudur

Göl ve çevresindeki tarım alanlarında kullanılan tarımsal kimyasalların (özelliklede yüksek oranda azot içeren gübrenin) bilinçsizce ve yörenin ekolojik ve iklimsel koşulları göz ardı edilerek kullanılmasının göl üzerindeki kötü etkileri belirtilmektedir

Kontrolsüz ve aşırı avlanma,
Erozyon ve
Yüksek besin girdisi
Çıldır Gölü için tehdit oluşturmaktadır Gölde aşırı bir kirlilik gözlenmemesine rağmen yine de artan bir evsel kirlilik göze çarpmaktadır Adalardaki insan baskısının artması bu alanları kuluçka için kullanan türleri olumsuz etkilemektedir Yapımı planlanan otel ise yeniden gözden geçirilmelidir Son yıllarda artan turizmle birlikte insan baskısı artmış ve turistik tesisler inşaa edilmeye başlanmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Palas Tuzla Gölü

Palas Tuzla Gölü, insanların olumsuz etkilerinden ve çevre şartlarından kısmen kurtulmayı başaran tek tuzlu göldür Palas Ovasında bulunan gölün Kayseri uzaklıık mesafesi ise 40 km 'dir Bu haliyle göl Palas Ovası' nın 106 km' sine tekabül etmektedir Gölün en derin yerinin güneybatıda 15 m'yi bulduğu gözlenmiştir Gölün deniz seviyesinden yüksekliği 1131m'dir Kırkkız ve Işıl Tepesi, Elmalı ve Göztepe gibi önemli yükseltiler arasında kalan çöküntü ve düz araziye Palas Ovası ismi verilmiştir Ova bu haliyle kapalı havzadır Göl kuzey-güney yönünde Palas Ovası' nın batısında yer almaktadır Değirmen, Yertaşpınar, Körpınar, Başpınar ve Soğukpınar dereleri gölün önemli su kaynaklarındandır Ovanın batısında yer alan göl, kuzey-güney yönünde, ince uzun bir görünüme sahiptir Gölün önemli su Derelerin yanı sıra kışın kar sularının erimesi ve bahar ayıyla yağan yağmurda ve oluşan su taşkınlarıda gölün su kaynakları arasında sayılabilir Gölün çevresinde sazlıklar, sulak çayırlar, tuzcul bitki bızkırları, mera ve tarım alanları bulunur Yazın yağışın olmaması ve sıcaklık nedeniyle buharlaşmanın artması sonucu gölün suyu buharlaşır bunun sonucunda göl üzerinde kenarlara kaymış durumda 10-15 kalınlığında tuz tabakaları oluşmaktadır Gölün bu durumundan çevre halkı da önemli ölçüde yararlanmaktadır Gölden çıkarılan tuz işlenmek üzere şehir merkezindeki tuz fabrikalarında işlenip arıtılarak yemek tuzu haline getirilmektedir Gölden yalnızca yemek tuzu elde edilebilmektedir Halk gölden elde ettiği tuzla önemli miktarda gelir elde etmektedir Gölün çevresinde bulunan mera ve sulak araziler yine halkın hayvanlarını otlatmak için yararlandığı bir bölgedir Gölün çevresinde bulunan sazlıklar ve halk dilinde "ılgın" denilen bitkiler yazın kuru oldukları zaman kesilir ve kışın yakmak üzere hazırlanır Palas Tuzla Gölü 1993 yılında 1 derece doğal sit alanı ilan edidi , aynı zamanda Türkiye'nin yeni Ramsar alanları listesine girdi Göl ve çevresi MÖ II bin yılının başından günümüze kadar Hititler, Dulkadiroğulları ve Osmanlı Devleti gibi birçok devlet ve beyliğin yerleşim alanı olmuş, ticaret ve göç yollarının öemli kesişim noktalarından biri olmuştur Göl ve çevresi tarihi ipek yolunun da üzerinde bulunmaktadır O dönemde ticaret için Sultanhanı gibi birçok han bulunmaktadır Dünyaca ÖnemiKayseri Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından göç eden kuşların göç yollarının bileşme noktasıdır Ayrıca Kayseri, önemli sulak alanlar olan Palas Tuzla Gölü, Hürmetçi ve Sultan sazlığına sahiptir Çeşitli ekosistemlerin bir arada bulnup kaynaşmasıyla Palas Tuzla Gölü zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir IUCN ve Türkiye Kuşları Kırmızı Listelerine göre nesli tükenmek tehdidi altında bulunan bazıları göç döneminde burada görülmekte bazılarıda burada üremektedir Bu kuşlaraşağıda sıralanmıştır;

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Eber Gölü

Eber Gölü, Afyonkarahisar'ın Bolvadin ilçesinde bulunan göl Türkiye'nin 12 büyük gölüdür En derin yeri 21 metredir

Yüzölçümü 62 km² - 1645 km²
En büyük derinlik 21 metre
Yüzey rakımı 967 metre

Konumu ve oluşumu
Eber Gölü, İç Anadolu Bölgesindeki Akarçay Havzasında, yüzey alanı 125 km² bulan, bir tatlı su bataklık olan, kuzeyinde Emir Dağları ve güneyinde Sultan Dağları, denizden 967 metre yükseklikte olan bir çöküntü gölüdür Bulunduğu Akarçay Havzası, hep sismik olarak aktif olan, kuzeybatı-güneydoğu yönünde ortalama 100 kilometre uzunlukta ve 25 kilometre genişlikte olan çökük alandır Bir zamanlar çok büyük ve derin olan, son Buzul Çağı (Pleistosen) gölünden geriye kalan, diğer göller gibi artık bir göldür

Eber Gölü, Akarçay ve Sultandağları'ndan gelen kaynak suları ile beslenmektedir Bu sebeple yıl içerisinde yüzölçümü farklılık gösterir En düşük su seviyesi Ekim 1991'de görülmüştür Göl alanı 62 km²'ye kadar düşmüştür En yüksek su seviyesi ise Mayıs 1969'da görülmüştür Göl alanı 1645 km²'ye ulaşmıştır
Gölün doğal yapısı
Göl, Türkiye'nin en ilgi çekici göllerindendir Çok büyük bir göl olmasına rağmen üzerinde bulunan kamışlardan dolayı büyük kısmı göl değilde çayırlık gibi görülür Özellikle avcıların uğrak yeridir Üzerinde yüzlerce yüzen adacık bulunur, bu adacıklara yerli halkın "kopak" adını verdiği, kopaklar kalınlaşan kamış köklerinin topraktan ayrılarak üzerine zamanla rüzgarın etkisiyle toprak birikmesiyle meydana gelir Bazı kopaklar o kadar büyüktür ki üzerlerinde balıkçıların, avcıların ve kamışçıların barınaklar kurdukları da görülmüştür Etrafında kurulmuş Derekarabağ, Ortakarabağ, Yenikarabağ ve diğer komşu köylerde tarımla uğraşan insanlar, Göl kıyısındaki ekilebilir tarlalarda buğday ekip yaşamlarını sürdürürler Bitki örtüsü
Yüzeyinin çoğu yüksekliği beş hatta altı metreye ulaşan kırmızı kamışlarla kaplı olan Eber Gölü, sığ kıyılarında su bitkileri ve etrafında diğer bitkiler yetişir, bunlar;

Hasırotu
Kırmızı kamış

Balık türleri
Sazan balığı
Aynalı Sazan balığı
Turna balığı
Dere kaya balığı

Göçmen su kuşları
Birçok göçmen su kuşları avlanmak, kamış adalarda kuluçkaya yatmak (üremek) ve bazıları kışlamak için Eber Gölüne gelirler, bunlar;

Küçük karabatak
Bayağı kaşıkçı
Dalmaçya Pelikanı
Bayağı balaban
Balıkçılgiller
Alaca balıkçıl
Erguvani balıkçıl
Pasbaş patka
Gülen sumru
Büyük cılıbıt
Sakarca kazı
Küçük sakarca kazı
Sakarmeke,
Dikkuyruk
Kılıçgagagiller'den
Bayağı aynak ve kamışların arasında kum adalarda Kolyeli büyük yağmurcunu kuluçkaya yattıkları gözlenmiştir

Ekonomik önemi
Seka Afyon Kağıt Fabrikası, ihtiyacının bir kısmını Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan kamış (Phragmites australis) bitkisini, Eber ve Karamık Gölünden elde eder Yaklaşık olarak burada bin insan çalışır[1] Çevredeki köylüler gölde yetişen kamış ve hasır otunun işlenmesi ile geçimlerini sağlamaktadır

Günümüzdeki durumu
Göl eski zamanlarda Akşehir gölü ile büyük tek bir göl halindeydi Fakat zamanla su kaynaklarının azalması ile Akşehir Gölü Eber gölünden ayrılarak ayrı bir göl oluşturdu Halen eber gölü bir kanal vasıtasıyla Akşehir gölüne su aktarmaktadır

Günümüzde küresel ısınmanın etkisiyle ve özellikle su kaynaklarının bilinçsiz kullanılmasıyla göl küçülmeye başlamıştır Bu nedenle Akşehir Gölüne su aktarılamamış bu da Akşehir Gölünün sularının çekilmesine sebep olmuştur Bu nedenle Türkiye'nin en güzel göllerinden biri olan göl yokolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır Bilinçsizce yapılan barajlar ve çiftçilerin sulama amacıyla kullandıkları dalgıç pompa'lar gölün hem hem yerüstü hem yeraltı sulama kaynaklarını neredeyse sıfıra indirmişlerdir Bunun neticesinde çevre mühendislikleri çalışma başlatmış ve 2007 sonunda bitecek projeler geliştirmişlerdir

Eber Gölü, bir zamanlar kuş cenneti görünümünde ve yüzeyinde su çiçekleriyle bezenmiş bir bahçe iken, bugün yanına yaklaşılmayacak kadar kirletilmiştir Eber Gölü’nü tehdit eden en büyük unsurlar, Afyonkarahisar şehrinin atıkları, Şeker ve Alkoloid Fabrikalarının atıklarıdır Diğer bir tehdit unsuru da, atıkların Eber Gölü’nde biriktikten sonra gölün arıtma vazifesi görmesi ve bu nedenle de süzülen temiz suyun Akşehir Gölü’ne akıtılmasıdır Gölün derinliği bugün 170 m'ye kadar düşmüştür Önlem alınmadıgı takdirde daha da düşeceği bir gerçektir Gölde ekonomik değeri en yüksek olan kamış üretimi yapılmakta ve sazan, turna ve aynalı sazan balığı bulunmaktadır Ayrıca gölün av turizmi içermesi sebebiyle de il dışından birçok kişinin göl kıyısına av evleri yapmasına yol açmıştır

Eber Gölünde, Temmuz 2002 - 2003 yılları arasında yapılan bir araştırma sonucunda Monogenea asalakları burada incelenen Balıkların, iki tür Monogenea (Gyrodactylus elegans, Dactylogyrus extensus) solungaç ve yüzgeçlerinde; bir tür Digenea (Posthodiplostomum cuticola) deri ve yüzgeçlerinde; bir tür Cestoda (Bothriocephalus acheilognathi) bağırsaklarında, ve bir tür Arthropoda (Argulus foliaceus) deri, solungaç ve yüzgeçlerinde bulunmuştur

Eber Gölü, su yılanı, tatlı su balıkları, su kuşları, su kaplumbağaları ve diğer yabani hayvanların geniş nüfusunu korumak için, Konya Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulunun 22 Haziran 1992 gün ve 1359 sayılı kararıyla "1 Derece Tabiat Sit Alanı" ilân edilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Erçek Gölü

Erçek Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Van Gölü'nün doğsunda lavların yığılmasıyla oluşmuş bir set gölüdür Erçek Gölü Van Gölü’nün 30 km doğusunda 380 39’ K 430 33’ D koordinatları içinde yer alan ve suları alkali özelliklerde olup pH değeri1075 ile 940 arası değişen bir göldür Yüzey alanı 114 km2, yüzey kotu ise 180832 km2 dir Van Gölü havzasında, 114 km2 yüzey alanıyla, Van Gölü’nden sonraki en büyük göldür En derin yeri 40 m olup ortalama derinlik 1845 m dir (Sarı ve İpek, 1998) Gölü besleyen tek akarsu gölün doğusundan dökülen Memedik Deresi’dir Erçek gölü, Van Gölü’nün doğusunda, tuzlu ve sodalı suyu olan bir göldür Gölde doğal olarak hiçbir balık türü yaşamamaktadır Ancak 1985 yılında Van Tarım İl Müdürlüğü tarafından göle, Van Gölü’nden alınan inci kefalı yavruları yurtlandırılmıştır Bu işlem 1992 yılına kadar her yıl tekrarlanarak devam ettirilmiştir Gölde daha önce 3 adet kooperatif kurulmuş olup balıkçılık teşvik edilmişse de kooperatiflerin üreme dönemi balıkçılığında ısrar etmesi bu çabaları boşa çıkarmıştır Bu yüzden de halihazırda profesyonel balıkçılık yapılmamaktadır (Sarı ve İpek 1998) Ancak üreme döneminde inci kefalı toplu şekilde tatlı sulara göç ederken, kaçak yollardan üreme dönemi balıkçılığı yapılmaktadır Bu balıkçılığın şiddeti ve populasyon üzerindeki etkisi literatür yetersizliğinden dolayı bilinmemektedir Yine göldeki inci kefalı populasyonunun biyolojik özellikleri üzerine hiçbir çalışma yapılmamış olup sadece Sarı ve İpek (1988) tarafından dağılımları incelenmiştir

Erçek Gölü ile İlgili Çalışmalar

Erçek Gölü Van Gölü havzasında önemli bir yere sahip olmasına karşın hakkında pek az çalışma yapılmıştır Bu çalışmaların çoğu gölün fiziksel özellikleri ve etki alanı içerisindeki diğer canlıları kapsamaktadır Erçek Gölü inci kefalı popülasyonu hakkında yukarıda anılan çalışma dışında başka bir çalışmaya rastlanmamıştır

Behçet ve Atlan (1994), Van-Erçek, Turna-Bostaniçi göllerinin sucul florasını inceledikleri çalışmada Erçek Gölü ile ilgili olarak Memedik Deresi’nin döküldüğü göl kıyılarında Phragmites australis ile tuzcul bir tür olan Puccinella qiantea’nın dominant olduğu bitki topluluklarının görüldüğünü, gölün doğu kıyılarında yer alan alüvyonlarda da İris spuria subsp musulmunica topluluklarının olduğunu bildirmişlerdir

Yıldız (1997), Erçek Gölü zooplankton türleri ile bu zooplanktonların aylık ve mevsimsel dağılımlarını incelemiştir Çalışma süresince sıcaklığın 1-23 0C arasında değiştiğini, en yüksek pH 1075, en düşük pH değeri ise 940 olarak bildirmiştir Çözünmüş oksijen oranı en yüksek 67 mg/lt, en düşük değer olarak 29 mg/lt ölçülmüştür Bu çalışma ile Erçek Gölü zooplanktonunu Cladocera, Copepoda, Rotatoria, Ostracoda ve Diptera’nın oluşturduğu tespit edilmiştir Tüm zooplankton türleri içinde, %51 Copepoda, %37 Rotifera, %12 Cladocera bulunduğunu bildirmiştir

Sarı ve İpek (1998) Erçek Gölü’nün batımetrik özelliklerinin belirlenmesi adlı çalışmalarında çeşitli uydu verilerinden faydalanarak gölün su seviyesi haritasını belirlemişlerdir Yine aynı çalışmada GPS ve ecosounder kullanılarak gölün en derin noktasının 40 m ve ortalama derinliğinin 1845 m olduğunu tespit etmişlerdir Kullanılan bu ecosounder yardımıyla göldeki inci kefalı populasyonunun dağılım alanları belirlenmiştir Yapılan çalışmada Ağustos ayında 6-20 m derinliklerde ancak genel olarak 10 metre derinliklerde olduğunu tespit etmişlerdir Yine bu çalışmada Erçek Gölü’nün son su seviyesi kotu 181052 olarak bildirilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Hazar Gölü

Hazar Gölü, Elazığ yakınlarında, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan tektonik bir göl Kuzeyinde Deveboynu, güneyinde ise Hazar Baba Dağları yer almaktadır Göl suları tatlı olup, su girdisinin olduğu yerlerde küçük sazlıklar bulunmaktadır Batıda kürk suyu ağzında Kürk Deltası, doğuda ise Zıkkım deresi ağzında Gezin Deltası oluşmuştur

Uzunluğu 22 km, genişliği 5-6 km civarındadır Türkiye'nin en derin göllerinden biridir

Gölde karabalık ve aynalısazan avlanır Gölde konaklayan en yaygın kuş topluluklarını batağanlar ve sakarmekeler oluşturmaktadır

Hazar Gölü doğal sit alanı statüsündedir Göl tabanında bulunan batık yapıların eski saray ve manastır kalıntıları olduğu sanılmaktadır "Hazar Sulama Projesi" için santrale gölden su pompalanması nedeniyle göl seviyesinde oldukça ciddi bir düşüş yaşanmış ve kalıntıları su yüzeyine çıkmıştır Su çekilmesinden dolayı ekosistemin bozulacağı tespit edilince su çekimine ara verildi 2007 sezonunda kota sabit kalmıştır Ancak geçen senelerden az olsa dahi kirlilik devam etmektedir Aşırı ve kaçak avlanma önlenememektedir Sit alanı olmasına rağmen kıyıdaki tesislerden dolayı sivil halk sahilden yararlanmada güçlük çekmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz

Eski 10-29-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'deki Göller-Göllerimiz



Bafa Gölü

Konum Güneybatı Türkiye
Koordinatlar 37°30′N, 27°25′E
Uzunluk 16 km
Genişlik 6 km
En büyük derinlik 21 m
Kıyı uzunluğu 50 km
Yüzey rakımı 10 m
Adalar Kapıkırı, İkizce, Menet ve Kahvesar adası

Çamiçi olarak da bilinen Bafa Gölü, Büyük Menderes Nehri deltasının güneydoğusunda yer alan, en derin yeri 21 metre olan sığ bir göldür Aydın ve Muğla il topraklarında yer alır Eski zamanlarda Ege Denizi'nin bir parçası olan göl Büyük Menderes'in taşıdığı alüvyonlar ile birlikte, kıyıdan kilometrelerce içerde kalmıştır Ülkemizin önemli kuş cennetlerinden biridir Göl kıyısında, antik kentinin , manastırlara ve tarihî mağaralara rastlamak mümkündür

Bafa'da göle dökülen nehir sularının azaltılması ve kirletilmesiyle değişen kimyasal içeriği ve azalan oksijen miktarı yüz binlerce balığın ölmesine ve ekosistemin geri dönülmez bir kavşağa sürüklenmesine neden olmuştur Bunun dışında, gölle bağlantısı bulunan Büyük Menderes nehrinin bağlantısının gölden tamamen koparılması ve gölün çevresine kurulmuş zeytinyağı fabrikalarının atıklarının arıtılmadan göle dökülmesine göz yumulması felakete davetiye çıkarmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.