Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Resim Sergisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gogh, van, vincent

Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #1
hayko26
icon109

Vincent Van Gogh




Otoportre, 1887Tam ismiVincent Willem van GoghDoğumu30 Mart 1853
Zundert, HollandaÖlümü29 Temmuz 1890
Auvers-sur-Oise, FransaMilliyetiHollandalıAlanıResimAkımıPost-empresyonizmMeşhur eserleriPatates Yiyenler
Ayçiçekleri
Yıldızlı Gece
Dr Gachet'nin Portresi



Vincent Willem van Gogh (30 Mart 185329 Temmuz 1890), Hollandalı post-empresyonist ressam Bazı resim ve eskizleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı[1] eserleri arasında yer alır
Van Gogh,gençliğini bir sanat simsarlığı firmasında çalışarak geçirmiş, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden sonra, Belçika'da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur Resim kariyerine 1880'den sonra başlamıştır Başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışan Van Gogh, Paris'te tanıştığı empresyonizm ve neo-empresyonizm akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş, Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir
Van Gogh, ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır 1888'de ressam Paul Gauguin ile arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmiş, giderek kötüleşen ruhsal hastalığı sonucunda kendini göğsünden vurarak intihar etmiştir
Van Gogh, resim kariyeri boyunca kardeşi Theo'dan aldığı maddi destek sayesinde ayakta durabilmiştir İki kardeşin arkadaşlığı, 1872'den itibaren birbirlerine yazdıkları mektuplarla belgelenmiştir
20 yüzyıl sanatını ciddi şekilde etkilemiş olan Van Gogh, fovistlerin ilham kaynaklarından biridir ve ekspresyonizmin öncülerinden kabul edilir
İlk yıllar (1853 – 1869) [değiştir]
Vincent van Gogh, Hollanda'nın güneyindeki Noord-Braband bölgesinde bulunan Zundert kasabasında, Protestan rahibi Theodorus van Gogh ve Anna Cornelia van Gogh'un ilk çocuğu olarak dünyaya geldi Van Gogh'un doğumundan bir yıl önce, annesi bir ölü doğum yapmıştı, ve bebek ölmeseydi Vincent ismi ona verilecekti Bu olayın, genç Van Gogh'u derinden etkilediği ve Van Gogh'un sanatındaki kimi öğelerin bu olaydan kaynaklandığı ileri sürülmüştür[2] Van Gogh dört yaşındayken, kardeşi Theodorus (Theo) doğdu Van Gogh'un, Theo dışında bir erkek (Cornelius), üç de kız kardeşi (Elisabeth, Anna, Wil) vardır
Van Gogh, 1864'te Zundert'e 30 km uzaklıktaki Zevenbergen yatılı okuluna yazıldı 1866'da ise ortaokul için Tinburg'a geçti 1868'de eğitimini yarıda bırakarak Zundert'e döndü Sonradan kardeşi Theo'ya yazacağı bir mektupta, çocukluk yıllarını "kasvetli, soğuk ve kısır" olarak betimleyecekti[3]

Sanat simsarı ve vaiz (1869 – 1881) [


On dokuz yaşındaki van Gogh (1872)


1869'da, henüz on beş yaşındayken, amcası Vincent ("Cent") aracılığıyla Lahey'deki bir sanat simsarlığı firmasında iş buldu, Ocak 1873'te firmanın Brüksel ofisine geçti Mayıs 1873'te ise firma Van Gogh'u İngiltere'ye yolladı Londra'nın güneyindeki Brixton bölgesine yerleşen Van Gogh, işindeki başarısı sayesinde kısa sürede babasından çok para kazanmaya başladı Ev sahibinin kızı Eugénie Loyer'den hoşlandı, fakat ona açıldığında, kız gizlice başka bir kiracıyla nişanlandığını söyleyerek Van Gogh'u reddetti[4] İngiltere'de kaldığı süre boyunca giderek içine kapanan ve dindarlaşan Van Gogh, 1875'te firmanın Paris ofisine yollandı 1876'da ise artık sevmediği simsarlık işini bırakarak İngiltere'ye döndü, ve Londra'nın güneydoğusundaki Ramsgate kasabasında bir yatılı okulda gönüllü öğretmenlik yapmaya başladı Okul Middlesex'e taşınınca bir süre Isleworth'de başka bir okulda öğretmenlik yapan Van Gogh, Aralık 1876'da Hollanda'ya geri döndü, ve altı ay boyunca Dordrecht'te bir kitapçı dükkanında çalıştıktan sonra, Mayıs 1877'de teoloji okumak amacıyla Amsterdam'a geçti Temmuz 1878'de bundan da vazgeçerek ailesinin yanına döndü Ocak 1879'da ise misyonerlik amacıyla Belçika'da fakir bir madenci bölgesi olan Borinage'a yerleşti Buradaki madencilerin kötü yaşam koşullarından etkilenen Van Gogh, onlarla daha iyi iletişim kurabilmek için özellikle kötü koşullarda yaşadı, yemek ve kıyafetlerinin çoğunu işçilere verdi, yatak yerine saman üzerinde uyumaya başladı[5] Temmuz 1879'da, "rahiplik mesleğinin saygınlığını zedelediği" için kilise tarafından işine son verildi, ama Van Gogh bir yıl daha bölgeden ayrılmadı 1880 sonbaharında, kardeşi Theo'nun tavsiyesine uyarak resimde kariyer yapmaya karar verdi, ve sanat eğitimi almak için Brüksel'e gitti Buradaki Güzel Sanatlar Okulu'na başvurduysa da sonradan fikrini değiştirerek Nisan 1881'de Etten'e, ailesinin yanına döndü

Etten, Lahey ve Drenthe (1881 – 1883) []


Natürmort, Aralık 1881


Etten'de resim sanatı üzerine kitaplar okuyan ve sık sık resim yapan Van Gogh, bir taraftan da kendisinden yedi yaş büyük olan dul kuzeni Kee Vos-Stricker'den hoşlanmaya başladı Kee'ye evlenme teklif etti, fakat teklifi "hayır, asla, asla" (niet, nooit, nimmer) sözleriyle reddedildi[6] Bunun üzerine aşkını saplantıya dönüştüren Van Gogh, Kee kendisini görmeyi reddedince Kee'nin babası (ve kendi eniştesi) Johannes Stricker'le defalarca kez görüşüp Kee'yi istedi, ama eniştesi kızının maddi anlamda bağımsız olmayan bir adamla evlenmesini istemiyordu Bir keresinde Van Gogh, Kee'yi görebilmek için eniştesine baskı yaparken, elini bir mum alevi üzerinde tutarak "elimi alev üzerinde tutabildiğim müddetçe onu göreyim" dedi, ama eniştesi mumu üfleyerek söndürdü[7] Kee konusundaki ısrarı ve başka sebepler yüzünden babasıyla kavga eden Van Gogh, Aralık 1881'de bir kez daha aile evinden ayrılıp Lahey'e yerleşti
Van Gogh bir süre Lahey'li ressam Anton Mauve'un yanında çalıştıysa da Mauve çok geçmeden Van Gogh'la arasına mesafe koydu Van Gogh'a göre bunun sebebi, kendisinin alkolik bir fahişeyle yaşamaya başlamasıydı[8] Van Gogh, Sien ismiyle bilinen, fakat asıl adı Clasina Maria Hoornik olan bu kadınla Ocak 1882 sonlarında tanışmış, ve kadını beş yaşındaki çocuğuyla beraber kendi evine almıştı Sien Temmuz 1883'te bir erkek çocuk doğurunca Van Gogh ona da bakmaya başladı (Sien bu çocuğa Willem ismini verdi Willem sonradan Van Gogh'un oğlu olduğunu iddia etmişse de, tarihler bu iddiayı desteklememektedir[9]) Van Gogh'un Sien ile ilişkisi ailesini de rahatsız ediyordu, ve aile Van Gogh'a Sien'i bırakması yönünde baskı yapmaya başladı Van Gogh önceleri bu baskıya direndiyse de, Eylül 1883'te Sien ve çocuklarını ortada bırakarak Lahey'den ayrıldı, ve altı hafta boyunca Hollanda'nın kuzeyindeki Drenthe'de dolaşıp resim çizerek yaşadı 1883 sonlarında ise, Nuenen'e taşınmış olan ailesinin yanına döndü Van Gogh, Sien ile beraber yaşadığı on dokuz ay boyunca, kadının ve çocuklarının düzinelerce resmini çizmiştir

Nuenen ve Antwerpen (1883 – 1886) ]


Patates Yiyenler, 1885


Van Gogh, Nuenen'de kendini resme verdi Komşularını, tarlada çalışan işçileri, kulübelerinde kıyafet dokuyan dokumacıları çiziyordu 1884'ün sonbaharında, Margot Begemann adlı bir komşu kızıyla ilişki yaşamaya başladı, fakat çiftin evlenmesine iki tarafın da ailesi karşı çıktı Bunun üzerine striknin içerek intihar etmeye teşebbüs eden Margot'u Van Gogh hastaneye yetiştirdi[10]
26 Mart 1885'te babası bir inme sonucu hayatını kaybedince Van Gogh derin bir yasa girdi Aynı sıralarda Paris'te Van Gogh'un resimleri ilgi çekmeye başlıyordu 1885 baharında Van Gogh, bugün ilk önemli eseri kabul edilen Patates Yiyenler'i (De Aardappeleters) bitirdi Ağustos'ta ise resimleri Lahey'deki bir galeride ilk kez sergilendi Eylül'de model olarak kullandığı kızlardan birini hamile bırakmakla suçlanınca, kasabanın Katolik rahibi, kasabalıların Van Gogh'a modellik yapmalarını yasakladı[11]
Van Gogh, Nuenen'de çizdiği resimlerde hep doğal ve karanlık renkler kullandı, daha sonraki eserlerinde ağırlıklı olarak kullanacağı canlı renklerden kaçındı Kardeşi Theo'ya yeteri kadar resim satamadığı için sitem ettiğinde, Theo Paris'te renkli empresyonist resimlerin çok sattığını, Van Gogh'un resimlerinin ise fazla karanlık bulunduğunu yazdı Nuenen'de geçirdiği iki sene boyunca Van Gogh, pek çok karakalem ve suluboya çalışmanın yanı sıra, 200 kadar yağlıboya resim üretti

Sigara İçen Kafatası, 1885


Kasım 1885'te Antwerpen'e taşınıp bir resim galerisinin üst katında yaşamaya başlayan Van Gogh, kardeşi Theo'dan gelen tüm parayı resim malzemelerine ve modellere harcayıp kendi sağlığını ihmal etmeye başladı Günlerinin çoğunu ekmek, kahve ve sigarayla geçiriyor, bir taraftan da çok fazla absint içiyordu[12] Muhtemelen vitamin eksikliğinden dişleri gevşeyip ağrımaya başladı[13] Ocak 1886'da Antwerpen Güzel Sanatlar Okulu'na yazıldıysa da birkaç hafta sonra, kötüleşen sağlık durumu ve akademik sanat eğitimine duyduğu güvensizlik yüzünden okuldan ayrıldı Şubat ayının çoğunu hasta geçirdikten sonra, Mart 1886'da Paris'e, kardeşi Theo'nun yanına taşındı
Van Gogh, Antwerpen'de geçirdiği dönemde pek çok müze gezip Peter Paul Rubens gibi eski ustaların resimlerini incelemiş, bu resimlerden etkilenerek paletini biraz genişletmiştir Aynı dönemde, ukiyo-e adıyla bilinen Japon gravürlerine ilgi duymaya başlamış ve bu tarzı kendi resimlerinde de kullanmıştır[14]

Paris (1886 – 1888) [

Paris'te bir süre Theo'nun Montmartre'daki dairesinde beraber yaşayan iki kardeş, Haziran 1886'da Rue Lepic üzerinde daha büyük bir daireye taşındı Bu dönemde iki kardeş arasında yazışma olmadığı için Van Gogh'un Paris'te geçirdiği zaman hakkında elimizde nispeten az bilgi vardır

Van Gogh Paris'te bir süre ressam Fernand Cormon'un atölyesinde çalıştı, ve atölyenin diğer öğrencileri Émile Bernard ve Henri de Toulouse-Lautrec ile yakın arkadaş oldu Paris'te hakim sanat akımları, empresyonizm ve henüz yeni filizlenmekte olan neo-empresyonizm idi Theo'nun galerisi, Claude Monet, Alfred Sisley, Edgar Degas ve Camille Pissarro gibi empresyonist ressamların eserleriyle doluydu Puantilist (noktacı) stilin ustaları Georges Seurat ve Paul Signac, şehrin en ünlü ressamlarıydı Signac ile bizzat tanışan Van Gogh, arkadaşı Émile Bernard ile beraber noktacı stili denemeye başladı Bu stilde resimler, çok sayıda ufak renk noktasının sabırla kanvasa işlenmesiyle oluşturuluyordu
Van Gogh kardeşlerin arası, beraber yaşamanın getirdiği problemler yüzünden bir ara açıldıysa da 1887 baharında tekrar düzeldi Kasım 1887'de Van Gogh, Danimarka'dan Paris'e yeni gelmiş olan ressam Paul Gauguin ile tanıştı ve iki ressam bazı eserlerini değiş tokuş ettiler Bu arkadaşlık, bir yıl kadar sonra dramatik bir biçimde sona erecekti Şubat 1888'de, şehir hayatından ve Paris'in soğuk kışlarından bunalan Van Gogh, güneşli Güney Fransa kıyılarına doğru yola koyuldu Paris'te geçirdiği iki yıl boyunca, yaklaşık 200 resim çizmişti

Arles (1888 – 1889)


Ayçiçekleri serisinden bir resim: Vazoda on iki ayçiçeği, 1888



Arles Köprüsü, 1888


Van Gogh, Güney Fransa'daki Arles kasabasına, burada ütopik bir sanat kolonisi kurma hayalleriyle yerleşti Mart ayı boyunca manzara resimleri çizdi, bu resimlerinden üçü Paris Bağımsız Ressamlar Topluluğu'nun o yılki sergisinde sergilendi Mayıs 1888'in başında, Şubat'tan beri kalmakta olduğu ve fazla pahalı bulduğu Hôtel Carrel'den çıkarak Café de la Gare adlı başka bir otele yerleşti Yine Mayıs ayında, bugün "Sarı Ev" olarak bilinen boş evin dört odasını tuttu ve atölye olarak kullanmaya başladı Ağustos ayı boyunca, bugün Ayçiçekleri ismiyle bilinen bir dizi vazolu ayçiçeği resmi yaptı

Teras Kafe, 1888


Eylül ayında iki tane yatak satın alarak Sarı Ev'e yerleşen[15] Van Gogh, aynı sıralarda Teras Kafe adlı meşhur eserini bitirdi Sarı Ev'i, kurmak istediği sanat kolonisinin merkezi olarak düşünüyor, koloniye katılmaları için çevre kasabalarda yaşayan ressamlarla (Eugène Boch, Dodge MacKnight gibi) görüşüyordu Arkadaşı Gauguin'i de Arles'a davet etti Uzun süre tereddüt ettikten sonra daveti kabul eden Gauguin, Theo'nun parasal desteğiyle Ekim 1888'de Arles'a geldi ve Sarı Ev'de Van Gogh'un kendisi için özel olarak hazırladığı odaya yerleşti
Gauguin ve Van Gogh, Kasım ayı boyunca beraber resim gezilerine çıktılar, değişik resim teknikleri ve anlayışları üzerine uzun tartışmalar yaptılar İki ressamın da dengesiz duygusal yapısı sayesinde, resim tartışmaları giderek kızışmaya başladı, bozulan havalar ve dar alanda beraber yaşamak ise durumu daha kötü hale getirdi Ruhsal sağlığı bozulmaya başlayan Van Gogh, Gauguin'in kendisini terk edeceğinden korkmaya başladı Bu gergin durum, 23 Aralık 1888 gecesi bir krizle sonuçlandı Bir kavga sonucu hışımla evden çıkan Gauguin'i bir süre takip eden Van Gogh, daha sonra eve döndü ve kendi sol kulağının alt kısmını kesip kopardı Kopardığı parçayı bir bez ya da kâğıt parçasına sarıp yerel bir genelevde çalışan Rachel adlı fahişeye verdi[16] Geneleve çağrılan polisler, baygın halde buldukları Van Gogh'u hastaneye kaldırdılar Olayı ertesi sabah öğrenen Gauguin, Theo'ya haber verdikten sonra Arles'dan ayrıldı ve bir daha Van Gogh'la görüşmedi Van Gogh ise kan kaybı ve ruhsal bunalım sebebiyle birkaç hafta hastanede kaldı
Ocak 1889'da hastaneden çıkıp Sarı Ev'e yerleşen Van Gogh, halüsinasyonlar ve zehirlenme paranoyası sebebiyle, Şubat başında hastaneye geri döndü On gün sonra hastaneden salıverildiyse de, endişeli kasabalıların baskısı sonucunda, Mart başında polis zoruyla tekrar hastaneye kapatıldı Nisan ayında ise arkadaşı Paul Signac'ın gözetiminde evine dönmesine izin verildi Kasabada istenmediğinin farkında olan Van Gogh, Theo'nun tavsiyesi üzerine, Arles'a 30 km uzaklıkta bulunan Saint-Rémy kasabasındaki Saint-Paul-de-Mausole akıl hastanesine geçmeyi kabul etti, ve 8 Mayıs 1889'da Arles'dan ayrıldı

Saint-Rémy ve Auvers-sur-Oise (1889 – 1890)


Yıldızlı Gece, 1889


Van Gogh, Saint-Rémy'de Dr Théophile Peyron'un gözetiminde resim yapmaya devam etti Haziran 1889'da en bilinen eserlerinden biri olan Yıldızlı Gece'yi yaptı Temmuz ortasında tekrar bir nöbet geçirip boyalarını yemeye kalkışınca[17] bir süre resim yapmasına izin verilmediyse de, durumu düzelince resim yapmaya devam etti Zamanının çoğunu odasında geçiriyor, dışarıya ancak doktor gözetiminde kısa yürüyüşler için çıkabiliyordu Bu yüzden resim konusu bulmakta zorlanınca, Jean-François Millet gibi başka ressamların veya kendisinin daha önceki eserlerinin yeni yorumlarını çizmeye başladı 1889 sonu ve 1890 başında bir dizi yeni nöbet geçiren Van Gogh, aynı sıralarda Paris'te ünlenmeye başladı Ocak 1890'da Mercure de France dergisinde çıkan bir yazıda, Van Gogh'dan "dahi" diye bahsediliyordu

Dr Gachet'nin Portresi, 1890


Mayıs 1890'da Van Gogh Saint-Rémy'den ayrılıp Paris yakınlarındaki Auvers-sur-Oise'a geldi Burada, daha önce ruhsal problemli ressamlarla ilgilenmiş olan Dr Paul Gachet'nin gözetiminde kalacak, kardeşi Theo'ya da yakın olacaktı Van Gogh'un Dr Gachet hakkındaki ilk yorumu "bence benden daha hasta, ya da tam benim kadar hasta diyelim" oldu[18] Fakat sonradan doktorla iyi geçinmeye başlayan Van Gogh, doktorun üç ayrı portresini çizdi Auvers-sur-Oise'da kaldığı süre boyunca kendini tamamen resme veren Van Gogh, burada geçirdiği 70 günde yaklaşık 70 yağlıboya resim üretti Annesi ve kızkardeşine yazdığı son mektupta, kafasının geçen yıla göre çok daha sakin ve huzurlu olduğunu yazdı[19]
27 Temmuz 1890'da resim malzemelerini alıp bir tarlaya yürüyen Van Gogh, kendisini tabancayla göğsünden vurdu Sendeleyerek kaldığı otele döndü ve yatağına uzandı Kanamayı farkeden otel sahibi, kasaba doktoru Mazery'yi ve Van Gogh'un doktoru Gachet'yi çağırdı Doktorlar, mermiyi çıkarmanın çok riskli olacağına kanaat getirip Theo'ya hemen gelmesi için haber yolladılar Vincent Van Gogh, 29 Temmuz 1890 sabahı 1:30 sularında, kardeşi Theo'nun kollarında öldü, ve Auvers-sur-Oise'a gömüldü
Vincent'tan altı ay sonra Theo da uzun süredir mücadele ettiği frengi hastalığına yenilerek hayata gözlerini yumdu Theo'nun naaşı önce Utrecht'e gömüldüyse de, karısı Johanna'nın isteği üzerine 1914'te Auvers-sur-Oise'a getirildi ve Vincent'in mezarının yanına gömüldü Dr Gachet'nin bahçesinden alınarak mezar taşlarının arasına dikilen sarmaşık filizi, bugün iki kardeşin mezarlarını tamamen kaplamaktadır[17]

Hastalığı

Van Gogh'u özellikle hayatının son iki yılında ciddi şekilde etkilemiş olan akıl hastalığı için bugüne kadar 30'dan fazla teşhis veya olası sebep ileri sürülmüştür[20] Bunlardan bazıları, şizofreni, bipolar bozukluk (eski adıyla manik depresyon), frengi, boya zehirlenmesi (soluma veya yutma yoluyla), Ménière hastalığı ve güneş çarpmasıdır Kötü beslenme, aşırı çalışma, uykusuzluk ve alkol düşkünlüğü, muhtemelen hastalığın etkilerini artırmıştır
Van Gogh'un özellikle son dönem eserlerinde açıkça görülen sarı renk düşkünlüğünün de tıbbi bir bozukluktan kaynaklandığını ileri sürenler olmuştur[21] Bu konudaki teorilerden birine göre, Van Gogh'un bolca içtiği absintte bulunan tuyon adlı madde, zaman içinde Van Gogh'un görüşünü bozarak nesneleri sarımtrak renkte görmesine sebep olmuş, bu da ressamın eserlerine yansımıştır Bir başka teoriye göre, Van Gogh'a hastalığının tedavisi için yüksek dozlarda yüksük otu verilmiştir, ve yüksük otunun sarımtrak görüşe veya sarı lekeler görmeye sebep olduğu bilinmektedir

__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #2
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh








__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #3
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh










__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #4
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #5
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #6
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #7
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #8
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #9
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #10
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh






__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #11
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh






__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #12
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #13
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #14
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh







__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Vincent Van Gogh

Eski 02-23-2008   #15
hayko26
Varsayılan

Cevap : Vincent Van Gogh






__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.