Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“ölüm, buyursun, gelsin”

“Ölüm Mü ?.. Buyursun Gelsin!”

Eski 10-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

“Ölüm Mü ?.. Buyursun Gelsin!”





“… Öyle bir yer, insanın ve her şeyin düşül yoğunlukla dünyadan korunduğu bir yer vardı kesinlikle, olmalıydı Zamanın içine sıkışmış olduğumuza inanmak büyük bir yanılg?ydı Evren öylesine büyük ve gizemliydi ki, her şey gibi hayat ve ölüm de bilmedişimiz sınırların ötesine geçiyordu bazen…” (Arka Kapak) ınci Aral, ‘ölüm’ teması üzerine yazdığı 10 öyküyü “Ruhumu Öpmeyi Unuttun” adını verdişi son kitabında topladı “50 yıldır annemi özlüyorum!” diyen Aral, kitabını yakınlarını kaybetmişler için bir teselli çabası içinde yazdığını söylüyor ınci aralla sohbet ediyoruz Biriktirdikleriniz de olmalı…
Aslında benim ölümle ilişkim çok küçük ya?ta başladı 9 ya?ında babamı, 11 ya?ında annemi kaybettim Belki o anda anlamını derinlemesine kavrayamadım ama daha sonra ölümü hep içimde hissettim
Anne ve babanız? nasıl kaybettiniz?

Her ikisi de aynı nedenle öldü: Yüksek tansiyon ve sonrasında beyin kanaması O yüzden ben hep ölüm yanı başımdaymış gibi ya?adım Tabii her ölümle hayat değişiyor Önce ailede bazı değişimler oluyor babanın ölümüyle, sonra annenin ölümüyle daha büyük değişiklikler… Bir ev kapanıyor Başka bir yere gidiyorsun, bir akrabanın yanına… Büyük değişimler
Belki bu büyük değişimleri izlerken o ölümlerin acısın? kaçırdım ya da onu bütünüyle hissedemeyecek kadar küçüktüm ama yalnızlığı çok derin bir biçimde ya?adım ve o yalnızlık hep sürdü
Ve o yalnızlık yıllar sonra bir okurunuzun evinde, onun ölmüş kızının odasında başka bir yüzüyle yakaladı siziş
Evet, ölüm yalnızlığıydı o O gün üzerine yazdığım öykü, bu kitabın tetikleyicisi oldu Önceden yazdığım uzun bir hikaye vardı Onu “Beklemek” ve “Ruhumu Öpmeyi Unuttun” adlı öykülere parçaladım Dişer yedi öyküyü de geçen mayıstan kasım sonuna kadar yazdım


“Meselem, ölümden sonrasıyla”
Bu kadar uzun süre ölüm teması üzerinde çalışmak kişisel anlamda bir dönüşüme de neden oldu muş
Hayatımda bir dinginlik, ölüm konusunda da büyük bir kabullenme var… Ve bu beni daha ho?görülü biri haline getirdi Dolabımı açtığımda zaman zaman acaba öldüşümde elbiselerimi kime verirler diye düşündüğüm oluyor Bu kadar yakınım yani ölüme Fakat bu beni rahatsız etmiyor Annemle babamı çok erken kaybettiğim için çok uzun yıllar 40 ya?ında öleceğim diye düşünüyordum E 40′? a?tım, 50′yi a?tım, 60′a geldim, baktım, yaşıyorum ve çok ?ükür Allah’a büyük bir sorunum yok Tansiyonum var ama günümüzde daha kolay kontrol altına alın?yor
Ölümle meseleniz kaldı mış
Benim ölümden sonrasıyla meselem var Bu temel bir insanlık sorunu Kitabın başında bir alıntı var; insanın ölümü kabul etmesi çok zor Özellikle sevdikleri söz konusu olduğunda Onun biçimini değiştirmeye çalışıyor Beni asıl ilgilendiren bu biçim değiştirmenin nasıl olduğu insanların bunu nasıl yaptığı
Hangi mekanizmalar devreye giriyor, ölümle yaşam arasındaki sınırda duyduğumuz büyük acıyı bir biçimde kabul edilebilir k?lmak için? Hikayelerimde asıl buna baktım ben insanlar yakınlarının ölümünü kabul edebilmek için küçük kaçı?lar yaşıyor Buna ister olaşanüstü deneyimler deyin, ister fantastik kurgular Benim çıkış noktam o acıyı kabul etmek ve sevdiklerinin büsbütün yok olmadığını umut etmek durumunda olan insanların ya?adıkları hayaller


“Ölümle ya?anan kayıp duygusunda kaybettiğimiz kişiyi yok eden sevgisizlik ve unutkanlıktır,” diyorsunuz
Ölünün bıraktığı somut şeylere geride kalanlar ne ölçüde sahip çıorlarsa, ölen kişi o oranda yaşamaya devam ediyor Bit pazarına dü?en aile fotoğraflarına rastlıyorum O en son noktadır, bitiş noktası,dır Orada hiç kimsenin tanımadığı insanlar olarak ya yok olur fotoğraftaki ölüler ya da başka insanların eline malzeme olarak geçer ve sona ererler
Kitaba adını veren öykü “Ruhumu Öpmeyi Unuttun” Neden özellikle onu seçtiniz?
Hikayelere konu olan insanların bir çoğu yeteri kadar sevilmemiş Veya o sevgi bir noktada yarım kalmış Bütünlenmemiş diyorum ben Tüm bu insanlar, belki de ‘içsellik’ olduğunu düşündüğüm ruhları yeterince ve arzu edildişi şekilde öpülmedişi için yarım kalmışlar


Bu bir simge Bir insanın fizişinden çok, ruhuna yakın olma, ruhunu okŞama… Bu hepimizin arzu ettişi bir şeydir Fizik belki bir noktadan sonra bizim için o kadar da doyurucu olmaz Ruhumuz kucaklansın, sevilsin, ho? tutulsun Ruhumuz öpülsün O zaman belki daha değerli olduğumuzu hissediyoruz


“Siyah Lale”de kahraman, karısının mezarından aldığı topra?a ektişi laleyi menisiyle sulayıp bir anlamda ölümden dirim yaratıyor Hep ‘kadınları’ anlatmakla suçlanan (!) siz bu öyküde ‘erkek Doğurganlığı’na dikkat çekiyorsunuz…
Aslında o hikayedeki amacım, eğini kaybeden bir erkeğin ne zorluklar içine dü?ebileceğini anlatmaktı Bana her zaman kadın yazarı etiketi yapı?tırıldı ve bununla mücadele ediyorum 30 senedir Hiçbir zaman kadının tek bağına kurtulacağına ve varolacağına inanmadım Onun için erkek dünyasına da baorum “Siyah Lale” öyküsü erkeğin vefasının, erkeğin sevgisinin de ne kadar zengin olabileceğini gösteriyor aynı zamanda
“Öldürecek kadar sevdim!”
“Beklemek” adlı öyküde kadının ya?adığı başımlılığı “öyküsünü kaybetme korkusu” olarak açıklıyorsunuz Aşk ve ölüm arasındaki akrabalık?
Aşk büyük bir kendinden vazgeçiş O yüzden de ölümle akrabalığı olan çok şiddetli bir duygu Kendini bir başkasına adama, onun için varolma Aynı şekilde karşı taraf için de vazgeçilmez olmak Burada çok ölümcül bir şey var
“Birini öldürecek kadar sevmek” diye bir söz var… Buna inanıyor musunuz?
Tabii, birini öldürecek kadar sevdim Cinayet planları yaptım yani Herkes yapmıştır herhalde Zehir falan yakı?mıyor aşk öyküsüne, bıçak ya da tabanca gibi… Bilmiyorum bir takım şartlanmaların mI etkisi altında kalıyoruz ama ben çok sevdiğim bir insanı sinsice, zehirle öldürmem Çünkü orada büyük bir vazgeçiş var, artık gizlemeye gerek yok


Peki ne demek bu, birini öldürecek kadar sevmek?
Çok büyük bir tutkuyla sahip olma isteği Sahip olamadığı zaman da onu yok etme isteği… Çünkü böyle büyük bir tutkuda, onun size ait olmaması durumunda başkalarına ait olma ihtimali de vardır Ya benim ya hiç… Bu çok şiddetli, ölümcül bir duygu olduğu için bu planlar yapılıyor
“Hep aynı kitapları okurum”
Yazma sürecinde birtakım ön okumalar da yaptınız mış
Sevdişim kitaplar vardır, bir sayfa okurum ve o sayfa bende müthiş imgeler canlandırır Ama hemen hemen hep aynı kitapları okurum yazarken Çünkü onlar benim sevdiğim yazarlardır, onların dünyalarını bilirim ve zengin edebiyatları bende inanılmaz çağrığımlar yaratır



Daha önce iki önemli hastalık geçirdiniz O hastalık dönemlerinde ölümü sorgulamış olmalısınız…
E tabii İlkinde erken kanser tanıs?yla ameliyat oldum O, ölümle doğrudan yüzyüze geldişim bir süreçti, bunu da “İçimden Ku?lar Göçüyor”da anlattım ıntiharı düşündüğüm anlar oldu Ölümü aslında hayatın çok içinde ya?adım
Hayattan bıktı?ınız için mi intiharı düşündünüz?
Hayatı aslında çok sevdim de insanın hayatında kırılma noktaları, birdenbire her şeyin çökmüş, göçmüş göründüşü anlar olabiliyor Özellikle aşk söz konusu olduğunda her şey çok daha kırılganlaşıyor Hayatınız da… Bir anda hiçbir değeri kalmayıveriyor
“Teslimiyet yok!”


Ama bu öyküler sağlam duru?lu bir yazar tarafından yazılmış…
Teslimiyet yok Kahramanlarım da teslimiyetçi değiller dikkat ederseniz Her biri kendince bir yol bulmaya çalışıyor Ben de ölüme kolay teslim olmak niyetinde değilim
Bu öyküleri inanılmaz önemsiyorum O kadar büyük bir arzuyla, aynı zamanda o kadar büyük bir kederle ve o kadar büyük bir heyecanla yazdım ki… Ölümü, daha net, Şu yaşımın olgunluŞuyla anlamaya çalıştım Belki de ölüme “Geleceksen gel,” demek istedim


Kitaptan sonra ruh haliniz nasılı
Küçük bir depresyon geçirdim bunları yazarken, belki de hâlâ geçirmekteyim Sonradan fark ettim ben bunu, o kadar çok yorulmuğum ve kendimi o kadar koymuğum ki hayli sarsıldım kitap bittikten sonra A??rı bir h?rçınlık, aşırı bir alınganlık, hani dokunsan ağlayacak bir hal, fiziksel yorgunluk ve aşırı bir sigara dü?künlüşü vardı Böyle bir kırılgan dönem… Bunu atlatmaya çalışıyorum
Öte yandan kitaptaki öykülerde depresif değilsiniz insanı boşan a?dalı bir anlatım da yok…

?ronik yanı da var ölümün Ayrıca diyalektik bir bakışla hayat ve ölümü birbirinden ayıramazsınız Hikayelere de böyle girdi Bir yüzü hayat, bir yüzü ölüm Dolayıs?yla karamsar, insana karalar bastıracak hikayeler değil Çünkü ben ölümü de felsefi olarak öyle alg?lamıyorum
Elli yıldır annemi özlüyorum Bu kitabı biraz da benim gibi, yakınlarını kaybetmişler için bir teselli çabası içinde yazdım O acıyı benim gibi yaşayanlar için yazdım
Mezarlıkları dolaştınız mI bu kitabı yazarken?

Aslında ben mezarlıkları pek sevmem Burada Çengelköy’de, dilim varmıyor söylemeye ama çok güzel bir mezarlık var Ben oraya gömülmek isterim ama sanırım yer yok Manzarası çok güzel, Bo?az’a bakan, ferah, temiz bir mezarlık bu Pazar günleri eğimle birlikte orada yürüyü? yapıyoruz Kuleli’nin arkasından Çengelköy’e iniyoruz
Yazarken bütün mekanları kafamda canlandırmak, onlara somut yerler bulmak gerekiyor “Gelin” hikayesindeki ?ssız yolu o mezarlığın yolunu düşünerek canlandırdım n
“Ruhumu Öpmeyi Unuttun”
inci Aral / Epsilon Yayınları ÖYKÜ

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.