Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdülhamid, dehası, hanın, siyasi, sultan

Sultan II. Abdülhamid Han'ın Siyasi Dehası

Eski 09-04-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Sultan II. Abdülhamid Han'ın Siyasi Dehası



34 Osmanlı padişahı ve 99 islam halifesi olarak 34 yaşında tahta çıkan ve 33 sene kadar idare etmiş olan İkinci Abdülhamid Han Osmanlı Padişahlarının önde gelenlerindendir

Tahta çıkışından hal' edilişine kadar devletin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmuş, ülkesine ve milletine huzurlu,refah içinde bir hayat yaşatmak için gece gündüz demeden çalışmıştır

Sultanın ön plana çıkan mühim bir cephesi vardırO da özellikle Batılı devletleri, uzun yıllar ince siyasi manevralarla adeta parmağında oynatmış olması ve onların devlete verecekleri zararları en aza indirmek konusunda müthiş hünerler göstermesidirBu cephesiyle Abdülhamid Han, siyasi bir dahidir

Politikanın Esasları
Abdülhamid Han siyasi dehası denilince akla dış politikada gösterdiği harikalar gelirSultan, izlediği dış siyaseti hatıralarında şu şekilde çerçevelemiştir:
"Apaçık görüyordum ki Avrupa'nın büyük devletleri kendi aralarında dünyayı bölüşmeye çıkmışlardıBölüşülecek ülkeler arasında Osmanlı mülküde vardıBen bu kuvvetlerin önünde tek başıma duramazdım, gücüm yetmezdiYapabileceğim tek şey aralarındaki rekabetten yararlanıp, her birine daha büyük lokma ümidi ile birini ötekine düşürmekten ibaretti"


Bu durumu müşahhas çizgiye indirirsek şöyle diyebiliriz:İngiltere'nin karşısına Almanya'yı,Rusya'nın önüne İngiltere'yi dikmek, fazla bir emel sahibi görünmeyen Fransa'ya tarafsız bir tutum muhafaza ettirmek, İtalya'yı olduğu yerde bekletmek Avusturya'yı da kâh Rusya'yla çatıştırmak kâh Almanların peşine düşürerek Balkanlar'da tek ve faal bir politika gütmekten alıkoymak, böylece büyük devletleri birbirine karşı rekabetleri ve tezatları içinden kavrayıp Osmanlı Devleti'ne zararlı olmaktan çıkarmaktır

Padişah'ın bu siyaseti, 93 Harbi sonunda imzalanan Berlin Antlaşması'ndan sonra teşekkül etmeye başlamış; fakat sultan gittikçe şiddetlenen, adeta tepeden tırnağa silahlanan ve heran birbirine
çarpmaya hazırlanan bu kuvvetleri çok karışık siyasi desiselerle, bazen pek basit, bazen pek derin tedbirlerle dizginlemeyi başarmıştırYani muhtemel bir savaşın çıkmasına mani olmuştur

Sultan Abdülhamid Han devrinde İngiltere Dışişleri Bakanlığı yapan Edward Grey hatıralarında bu hususu doğrulayarak şöyle demektedir:
"Komşularının zaafları üzerine şüphe edilebilecek gizli emellerin sahibi olduğu ne kadar iddia edilirse edilsin daha sonra anlaşıldı ki Abdülhamid, bizzat Avrupalıların huzur ve çıkarlarını, hatta kendilerinin bile başaramayacakları en akıllı ve dengeli şekilde koruyabilmiş bir hükümdardı"

Sultan'ın bu büyük başarısı, içinde bulunduğu maddi kuvet zaafına karşı manevi nüfuz ve siyasi maharetle çevrilmiş; şahsiyetli fakat pek zor olan bir politika ile mümkün olmuşturBe sebeple O'Connor onu
"Avrupa'da barışı muhafaza eden adam" diye vasıflandırmıştır

Sultan'ın İtalya'ya Oynadığı Oyun
Padişah'ın bir Avrupa devletini elinde nasıl oyuncak haline getirdiğini, dış siyaset konusunda ne derece siyasi bir dahi olduğunu çok güzel tasvir eden hadiselerden biride şudur:
19 yüzyılın sonlarında iyice kızışan sömürge yarışında pek az bir pay kapabilen ve ancak Kızıldeniz kıyısındaki Eritre ve biraz daha Güneydeki Somali'ye sahip olabilen İtalya, gözünü Osmanlı toprağı olan Trabrusgarp ve Bingazi'ye yani bugünkü Libya'ya dikmiş ve gizlice askeri hazırlıklara başlamıştırBunu Fransızlar vasıtasıyla haber alan padişah, anavatandan çok uzakta olan libya'yı kurtarmak için savaş yoluyla bir şey yapamayacağının
farkındadırPadişah'ın ince zekası, kurnazlığı buna bir çare bulur

Habeşistan İmparatoru 2Menelik'e Sadık el-Müeyyed Paşa'nın başkanlığında üç kişilik bir askeri heyet gönderen padişah, imparatoru İtalya'nın Habeşistan'ı işgal için hazırlık yaptığı, dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarır

İtalyanlar 7-8 sene önce hakikaten sömürgelerine komşu olan Habeşistan'ı işgal için teşebbüse geçmişler fakat habeşlilerden iyi bir sopa yemişlerdir

Bu harbi unutmayan Habeşler, Osmanlı heyetinin ikazları sonucu hazırlıklara başlarlarSultan Abdülhamid de Habeşistan'a silah temini için nakit yardımında bulunur
Habeşistan' daki hazırlıklar Habeşlerin güçlü silahlarla donattıkları ordularını Somali ve Eritre sınırlarına göndermesi İtalyanları büyük bir şaşkınlığa uğratır ve Libya'yı işgal için hazırladıklrı ordularını Habeşistan taraflarına göndermek mecburiyetinde kalırlarGerçi Habeşler ve İtalyanlar arasında ikinci bir savaş yaşanmaz ama İtalya, 1904-1905 yıllarında düşündüğü Libya'nın işgali planını ertelemek durumunda kalırBu suretle de İkinci Abdülhamid Han, zekası,politikası ve devletlerin rekabetinden zamanında istifade etmesini bilmesi sayesinde büyük bir dert ve beladan kurtulmuş olurPadişahın tahtan indirilmesinden iki yıl sonra, 1911 yılında, İtalyanların Libya'yı işgale başlamaları,İttihatçıların Sultan Abdülhamid'in siyasetini ne kadar kavrayabildiklerini ve ya sürdürebildiklerini göstermektedir!

Siyasi Rakiplerine Göre Sultan Abdülhamid Han
Huntington'a göre Boğaz'da oturan ihtiyar, dünya çapında siyasi idi
İngiliz İstanbul elçisi Nicolas O'Connor'a göre Avrupa'da barışı muhafaza eden kişi idi
Lamouche' a göre bencil olmakla beraber zeki, kurnaz ve gayet çalışkandı
Fransız elçisi Maurice bombard'a göre Avrupa'da onun ayarında dış siyaseti bilen bir diplomat yoktu
İngiliz Bahriye lordu Fisher "Abdülhamid bütün Avrupa'nın en mahir ve hızlı düşünebilen diplomatlarındandır"demiştir
İngiliz sömürge Bakanı Joseph Chamberlain' e göre Türkiye'de devlet adamı vasfına sahip tek kişi Abdülhamid idi
İngiltere dışişleri bakanı Edward Gery siyasi hayatı boyunca düşman olduğu padişah hakkında ölümünden sonra " Ne büyük kayıp! Düşmanımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti" diye hayıflanmıştır
Aynı bakan " Abdülhamid kendi emellerine hizmet edebilmeleri için dış ve iç güçlere, bu güçlerin oyun biçimlerine ve kullanılma usullerine nüfuz edebilme konusunda insan zekası maharetinin en üst sınırlarına ulaşmış bir hükümdardı" demiştir
Alman başbakanı Prens Bismark'a göre; 100 gram aklın 90 gramı Abdülhamid'de, 5 gramı kendisinde, 5 gramıda diğer siyasilerdedir
Alman imparatoru 2Wilhelm " Ben Politikayı Abdülhamid'den öğrendim" demiştir


Selman Soydemir - Yedikıta

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.