Gerçeği Aramak Değil, Kin Gütmek! |
01-26-2009 | #1 |
cansel
|
Gerçeği Aramak Değil, Kin Gütmek!Birçok meslektaşımın yaptığı gibi kendi yazılarımı dosyalamam ama diğer yazarlara ait beğendiğim köşe yazılarını keser saklarım Örneğin Yılmaz Özdil’in 7 Ocak’ta yazdığı “Tespit tutanağı” başlıklı ve beni kahkahalarla güldüren (yine “güleriz biz ağlanacak halimize” durumu) yazısı şu anda önümde Diyor ki: “Kendimi, şu anda eksi 15 derecede dağda terörist kovalayan subay veya astsubayların yerine koyuyorum Komutan içerde! Üniversite öğrencisiyim Rektör içerde! Rektörün yerine koyuyorum YÖK Başkanı içerde! Dava açmaya kalksam Avukat gözaltında! Savcı olduğumu düşünüyorum Başsavcının evi basılıyor! Gazeteciyim İlhan Ağabey zor çıktı! Esnafım Oda Başkanı’nı aldılar! Seçmenim Parti Başkanı kodeste! Atatürkçü dernek üyesiyim mesela Dernek Başkanı komada! Tarikatçı olduğumu düşünüyorum Komple dışarda!” Nasıl olağanüstü değil mi? Daha henüz muvazzaf subaylar, sendika başkanları alınmadan önce yazmış olmalı, yoksa onları da eklerdi HUKUK SİZE DE GEREKEBİLİR! 24 Ocak Cumartesi günü Ertuğrul Özkök’ün “Kapı işaretleyen çapulcular” başlıklı yazısı da kesilip saklanacak bir yazıydı 6-7 Eylül olaylarının konu edildiği, o günlerde Rumlara ait evlerin kapısına “Haç” işareti konarak hedef gösterildiğinin vurgulandığı Güz Sancısı isimli filmden yola çıkmış ve bugün “bazı belli gazete ve yazarların” Ergenekon soruşturmasını bahane ederek “beğenmedikleri, kin duydukları, kıskandıkları her kapıya bir işaret koyduklarını, ’onu da alın, şunu da unutmayın’naraları attıklarını” anlatmış Tüm yazısı ve “Onlar kapıyı işaretliyor, polis gelip alıyor Biz de kapı işaretlemek bitti diye gururlanıyorduk” finali gerçeğin ta kendisi Bazı gazete ve yazarların, özellikle de aralarındaki “bugüne kadar hukuka, demokrasiye, insan haklarına saygılı olduğunu iddia edenlerin” bu olayda takındıkları tutum akıl alır gibi değil Hukuksuzluğa karşı çıkanları “çetelerin ortaya çıkarılmasına karşı çıkıyor” gibi göstererek yaptıkları yanıltmalar, dava bitmiş gibi veya iddianameyi kendileri yazıyormuş gibi kesin ifadelerle suçlamalar, hedef göstermeler basın etiğiyle, dürüstlükle taban tabana zıt Bugün hukuksuzluğu, adaletsizliği destekleyenlerin bir gün adalete ihtiyaç duyduklarında bunu kendileri için istemeye haklarının olmayacağını ve zaten isteseler de bulamayacaklarını iyi bilmeleri gerekiyor! ***** Bu cinayette “katil” kim? Evli ve bir çocuklu kuaför kadın kendisini silahla kaçırıp tecavüz eden ve “15 gün sonra hapisten çıkarılan” şoförü 7 kurşun sıkarak öldürmüş Sonra da hırsını alamayarak cesedi tekmelemiş, küfürler etmiş Ama kadın katil olmadan önce kocası tecavüzcüyü öldürmek isterken yakalanıp 8 ay hapis yatmış Elbette cinayete arka çıkacak değiliz, hukuka saygılı, aklı başında hiç kimse bunu onaylamaz Ama burada sorulacak soru “Asıl katil kim” sorusudur Türkiye “hukuk devleti” olmaktan çıktığı, suçlulara ceza verilmeyip suçsuz insanlar ve mağdurların kendisi cezalandırıldığı, çocuk ve kadın tecavüzcüleri, katiller sokaklara salıverildiği, vatandaş adalete yargıya güvenini tümüyle yitirdiği için oluyor bunlar Daha beterlerini de görebiliriz Hakimleri sık sık “görevlerini dürüstçe yerine getirmeye” çağırıyoruz ama umursamıyorlar ve insanların, ailelerin hayatını söndüren suçluları cezasız bırakıyorlar Kendilerine sorsunlar şimdi: Katil kim? Böylesi bir adaletsizlikte bu kadına ceza verilebilir mi?
__________________
worapsow adige |
|