Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdulhamid, hanın, münasebetiyle, vefatının, yıldönümü

Abdulhamid Han'ın Vefatının Yıldönümü Münasebetiyle

Eski 02-14-2009   #1
VANDETTA
Varsayılan

Abdulhamid Han'ın Vefatının Yıldönümü Münasebetiyle






Bugün Ortadoğu'nun her yerinde Müslüman kanı akıtılıyor Bunun sebepleri hakkında kitaplar doldurulabilir Bu sürecin 1909 yılındaki Sultan Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle başladığını söyleyebilirizGenelde dünyanın, özelde ise Ortadoğu'nun kaderini derinden etkileyen bu olayın mağduru Sultan'ın vefat yıldönümü vesilesiyle hazırladığımız sayfamızda; Sultan'ın hayatını ve Osmanlı'nın son dönemindeki gelişmeleri ana hatlarıyla anlatmaya çalıştık
Sultan Abdülhamid Han, sürgünden sonra Beylerbeyi Sarayı'nda beş buçuk yıl yaşadı Bu müddet zarfında, otuz üç yıl dahiyane bir denge siyaseti ile harp riskine sokmadan ayakta tutmaya çalıştığı devletin bir oldu bittiye getirilerek Dünya Savaşı felaketine sürüklendiğine şahid oldu
Ulu Hakan göçtü bu dünyadan

10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölüne dönen dünyada ve özellikle Ortadoğu'da huzur hâlâ tesis edilemedi Sultan Abdülhamid, 18 Mart 1917 tarihinde hatıratına şunları yazıyordu: "Düşünüyorum Üç kıtaya yayılmış koskoca bir cihangirlik, on yılda bir avuç toprak haline geldi Vebali kimin? Kimin olduğunu bulsak ne işe yarar, vatan elden gittikten sonra"
Sultan İkinci Abdülhamid, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul'da doğdu Babası Sultan Birinci Abdülmecid, annesi Tir-i Müjgan Kadın Efendi'dir Annesi Çerkezdir Sultan İkinci Abdülhamid çok küçük yaşta iken annesini kaybettiği için öksüz büyüdü ve onu üvey annesi Piristu Kadın yetiştirdi
Özel hocalar tayin edilerek iyi bir eğitime tabi tutuldu Arapça'yı, Ferid ve Şerif efendilerden, Farsça'yı Kazasker Ali Mahvi Efendi ve Sadrazam Safvet Paşa'dan; tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini Gümüşhanevi Ömer Hulusi Efendi'den; Fransızca'yı Gardet, Edhem ve Kemal paşalardan ve diğer din ve fen ilimlerini de sahasında üstad olan hocalardan öğrendi Tahsilinden artan zamanlarını ata binmek, silah kullanmak ve spor yapmakla değerlendirirdi
Şehzade Abdülhamid'in zeka ve hafızasının son derece yüksek oluşu ile politik kabiliyeti, amcası olan Sultan Abdülaziz'in dikkatini çekti Nitekim Sultan Abdülaziz Han, onun daha serbest bir ortamda yetişmesini sağladı Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü Şehzade Abdülhamid de bu imkanlardan en iyi şekilde istifadeye çalıştı Yabancı basını devamlı takib ederek dış devletlerin niyet ve emellerini ve gayelerine ulaşabilmek için uyguladıkları metodları iyi etüd etti Ayrıca ticari faaliyetlerde de bulundu Kendisinin marangoz atölyesi ile çiftliği vardı Son derece cömerd olan şehzade, kazandığı paraları saltanatı sırasında din ve devlet işleri ile fakir-fukaraya harc etti
Hainlerle Mücadeleye Başlıyor Sultan İkinci Abdülhamid, evlendikten sonra tüm boş zamanını ailesiyle, çocuklarıyla geçirmeye başladı Sultan İkinci Abdülhamid, yıkılmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğunu 33 yıl ayakta tutmayı başarmış Batının, diplomasisine hayran kaldığı büyük bir dehadır
İngilizlerden para alarak düşmanın kuklası haline gelen Hüseyin Avni Paşa; Midhat, Mütercim Rüşdi, Mahmud Celaleddin ve Nuri paşalar, Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi ile anlaşarak 1876'da Sultan Abdülaziz'i tahttan indirdiler ve çok geçmeden de şehid ettiler Yerine çıkardıkları Şehzade Murad, rahatsızlığı sebebiyle ancak üç ay tahtta kalabildi Bunun üzerine Şehzade Abdülhamid otuz dört yaşındayken 31 Ağustos 1876 Perşembe günü Osmanlı tahtına oturdu
Savaşlar ve Ekonomik Kriz

Sultan Abdülhamid Han'ın tahta çıktığı iki yıl içinde gelişen feci olaylarda padişahın sorumluluğu yok denecek kadar azdı Çünkü bu sırada Osmanlı dış siyasetine yön veren devlet adamları yabancı diplomatların tesirinden çıkamıyorlardı 2 Abdülhamid tahta çıktığı zaman Osmanlı Devleti tam bir bunalımın içindeydi Karadağ ve Sırbistan'da savaş Osmanlı'nın aleyhine dönmüş, Bosna Hersek ve Girit'te ayaklanmalar başgöstermişti Osmanlı ekonomisi krize girmiş ve Sadrazam Mithat Paşa ile arkadaşlarının batı hayranlığı Devlet-i Aliye'nin aleyhinde batı ile işbirliği yapar hale getirmiş, Meşrutiyet'in ilanı için yoğun talepler üzerine 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edilmişti
93 Harbi ve Sonrası Meclis-i Mebusan'ın ilk işi ise Rusya'ya savaş ilan etmek oldu Yaşanan 93 harbi Osmanlı'nın büyük sıkıntılar yaşamasına sebep oldu Savaş sonunda yapılan Ayestafanos Antlaşması ile Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum Osmanlı'nın elinden çıktı Ruslar Edirne'yi geçip Yeşilköy'e kadar gelmişlerdi Doğuda ise Kars düşmüş ve Rus kuvvetleri Erzurum'a yaklaşmıştı Savaşlarda on binlerce Müslüman-Türk şehid olurken, bir o kadarı da İstanbul'a akın etti Muhacirler bir plan içinde Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yerleştirilmeye çalışıldı Bu sırada memleketin tek karar organı olan mecliste de tam bir anarşi hüküm sürmekte ve milletvekilleri hiçbir meselede bir araya gelemiyordu
Şer Güçlerle Savaş Halindeydi Sultan Adülhamid, İngiltere ile yaptığı anlaşma karşılığından Ayestefanos Antlaşması'yla kaybedilen bazı toprakları tekrar Osmanlı Devleti'ne katmasını bildi Borç batağına giren devleti borçtan kurtarmak için büyük zorluklara katlandı Osmanlı Devletinin başına gelen felaketlerin dış devletlerin piyonu olmuş Osmanlı devlet adamlarının basiretsiz tutumlarından kaynaklandığını anlayan ve Hüseyin Avni Paşa gibi İngilizlerden para bile alanları gören Padişah, devlet hizmetinde çalışanları kontrol etmek üzere kuvvetli bir istihbarat teşkilatı kurdu
Gerçekten de Sultan Abdülhamid'in bu tedbirleri almasındaki isabeti çok geçmeden görüldü İngiliz taraftarı olup devletin ancak İngiliz yardımı ile kurtulabileceğine inanan Ali Suavi, Galatasaray Lisesi Müdürlüğünden azledilmesini hazmedemeyerek Çırağan Sarayına bir baskın düzenledi Ali Süavi'nin hedefi, Sultan Abdülhamid Hanı saltanattan düşürmek ve yerine Beşinci Murad'ı padişah yapmaktı Fakat Beşiktaş Zaptiye Amiri Hasan Paşa, kısa sürede isyanı bastırdı Çıkan vuruşma sırasında Ali Suavi öldürüldü (20 Mayıs 1878)
Ermenileri kullanarak suikast düzenledilerSULTAN Abdülhamid Han'ın fevkalade akıllı ve tedbirli siyaseti ile bütün İslam alemini kendisine bağladığını gören İngilizler, Osmanlı Devletinin iyiye gidişini durdurmak ve yıkmak için faaliyetlerini yoğunlaştırdılar Bir taraftan Padişah aleyhine faaliyette bulunan İttihad ve Terakki Cemiyetini desteklerken, diğer taraftan Arabistan Yarımadasında bedevi kabilelerini ve Doğu Anadolu'da Ermenileri Osmanlı Devletine karşı kışkırttılar Bu arada Sultan Abdülhamid, Ermenilerin, Avrupa devletlerinin dikkatlerini çekmek üzere giriştikleri isyanları anında bastırdı Hatta bu iş için polis ve jandarmadan ziyade sivil halkı kullandı (1895-1896) Bunun üzerine Ermeniler bir arabaya yerleştirdikleri saatli bomba ile Padişah'ı Cuma namazından çıkışta öldürmek istediler Fakat Abdülhamid Han, bu suikastten kurtuldu Bütün bu faaliyetler onu, tatbik ettiği politikadan zerre kadar döndürmedi
"Filistin kanla alındı, kanla verilir"

Memlekette çok büyük imar ve eğitim faaliyetleri başlatarak, çoğu şahsi parasından karşılanan cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü ve imarethane yaptırdı Bu eserlerin tamamı 1552 adet olarak kayda geçti Ayrıca ülkenin dört bir yanını demiryollarıyla döşetti
Yunanlıların Girit'te isyan çıkartarak Türkleri katletmeye başlamaları üzerine Yunanistan'a savaş ilan etti Bu savaş sonucunda Osmanlı Ordusu Atina'ya dayandı Batılılar ve yandaşlarının zorlamasıyla ateşkes ilan edildi
Filistin ve civarı için gelen Yahudilerin, "Osmanlı'nın borcunun tamamını biz ödeyelim Sen de bize Filistin'de toprak ver" teklifine, Abdülhamid Han, "Bu topraklar kanla alındı Kanla verilir" deyip, başlarındaki Teodor Herzl'i huzurundan kovdu ve Filistin'i hususi vakıf yaptı İttihatçılar ise bu vakfiyeyi bozarak bugünkü Ortadoğu sorununu hazırladılar
Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık kurduğu Hamidiye Alayları ile bölgedeki asayişi ve Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi
31 Mart isyanı ve Sonrasında Gelişen Olaylar Dönemin iki güçlü devleti Almanya ve İngiltere'nin kurdurduğu İttihat ve Terakki Fırkası'nın ilk hedefi II Abdülhamid'i tahtında indirmekti Ancak sadece II Meşrutiyetin ilanına muvaffak olmuşlardı II Meşrutiyet ile birlikte halkın Sultan Abdülhamid'e sevgisi ve bağlılığı daha da artmıştı Bu nüfuzu ortadan kaldırmak için çeşitli kuklalar kullanan Batı, nihayetinde 31 Mart Vak'ası'nı bu memlekete yaşatmıştı Miladi takvime göre 13 Nisan 1909 Salı gününe gelen bu olay, 33 yıl boyunca "Hasta Adam"ı ayakta tutmayı başarmış büyük padişahı tahtından etmişti

Hareket Ordusu, İstanbul'da
31 Mart olaylarının bastırılmadığını iddia eden Selanik'teki Hareket Ordusu'nun başındaki birkaç aklı evvel, olaylara müdahale etmek ve vatanı kurtarmak(!) için İstanbul'a gelerek Yeşilköy'de durdu Ordunun başında o devrin Hürriyet Kahramanı(!) Enver Paşa ve Mahmud Şevket Paşa bulunmaktaydı İstanbul'da padişahı tahttan indirmek için geldiklerini gizlemek zorundaydılar Çünkü Abdülhamid Han'a bağlı bulunan Hassa Ordusu'nun bir anda kendilerini yok edebilecek güçte olduğunu bilincindeydiler Bütün bunlar olurken, Hassa Ordusu mesupları da Padişah'ı korumak için silah istemekteydi Hatta bazıları silahlanmaya başlamıştı bile Durumu öğrenen Sultan Abdülhamid Han, "Paşalar, ben Halife-i İslamım Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmam Asker zinhar kurşun atmasın! Eğer kurşun atacaklarsa ilk önce beni vursunlar, sonra kurşun atmaya başlasınlar" demişti Sultan Abdülhamid'in bu tutumu kardeş kavgasını ve bir iç savaşı istememesi olarak yorumlanmıştır Sultan Abdülhamid Han'ın bu büyüklüğü sonucunda Hareket Ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan Yıldız Sarayı'na kadar gelip dayanmıştı Saray'daki askerlerin Abdülhamid Han'ın emrine uyarak teslim olmasıyla Hareket Ordusu istediği gibi davranmaya başlamıştı
"Bir Türk padişahına, İslâm halifesine hal kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?"HAREKET Ordusu'nun Yıldız Sarayı'nı ele geçirmesiyle birlikte İttihatçıların Sultan Abdülhamid Han için yapmak istedikleri operasyonun şekli de belirmeye başlamıştı Öncelikle Meclis-i Mebusan'ın kararı gerekmekteydi Tabii Meclis'teki hain sürüsü bu kararı almak için sadece 1 toplantı yapmış ve Abdülhamid Han'ı tahttan indirme kararı almışlardı Kararı Padişah'a tebliğ için, bir heyet seçilmiş ve Yıldız Sarayı'na gönderilmişti Heyetin teşekkül tarzı ise, Türk tarihinin en yüz kızartıcı hadiselerinden biri oldu Heyette; Yahudi Emanuel Karasso, Arnavut Esat Toptani, Ermeni Aram Efendi ve Padişah'ın uzun seneler yaverliğini yapmış olan karışık soydan Arif Hikmet Paşa idiler Padişah, gelenlerin kimler olduğunu, öğrenince; "Bir Türk padişahına, İslâm halifesine hal kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?" demekten kendini alamadı Akabinde Padişah ve yanındakiler Hareket Ordusu'nun subayları eşliğinde Sirkeci Tren istasyonuna götürülerek özel bir trenle Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1909)
İttihatçılar daha sonra yanlarındaki çapulcularla birlikte Yıldız Sarayı'nı yağmalamaya başladı Kelle avcılığına soyunan İttihatçılar çeşitli mahkemeler kurarak birçok Müslüman'ın kanına girdi Sultan Abdülhamid Han, Selanik'te üç yıldan fazla kaldı Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmesi üzerine, Gazi Ahmed Muhtar Paşa kabinesi, Sultan Abdülhamid Han'ın Selanik'te muhafazası zorlaşacağından, İstanbul'a nakledilmesini kararlaştırdı 1 Kasım 1912 günü İstanbul'a getirilen Ulu Hakan, ikametine tahsis olunan Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirildi
Sultan Abdülhamid Han, Beylerbeyi Sarayı'nda beş buçuk yıl yaşadı 1918 yılının Şubat ayı başında hastalandı Yetmiş yedi yaşındaydı Şiddetli bir nezleye tutulmuş, yaşlılığından dolayı yatağa düşmüştü 10 Şubat 1918 günü akşamı vefat etti ve Çemberlitaş'taki Sultan Mahmud türbesine defnedildi 10 Şubat 1918

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.