Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
denemeleri, montaigne

Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #1
suskun
Varsayılan

Montaigne Ve Denemeleri



Çoğunuz duymuşunuzdur eminimMontaigne'iKiminiz DENEMELER adlı eserini okumuş kiminiz uzun ve anlamsız bulduğu için ilgilenmemiştir bileAncak o kadar basit birşey değilKimilerinin hayat felsefelerini değiştiren kimilerin ise düşüncelerini olgunlaştıran kimilerine ise ters gelen kelimelerle ateş yakan motaigne nin bu eserini bölüm bölüm sizlerle paylaşacağım
MONTAIGNE'İN YAŞAMI

1533-Michel de Montaigne doğuyor ve Papessus köyünde bir
sütnineye gönderiliyor

1535-Michel, Fransızca bilmeyen Horstanus adlı bir Alman
eğitmenine veriliyor Bu eğitmen Michet'in babasının İtalyada
gördüğü yeni bir yöntemle çocuğu hep Latince konuşarak yetiştiriyor

1539-Michel, altı yaşında; Fransa'nın en iyi kolejlerinden birine,
Guyenne Kolejine giriyor Burada yedi yıl okuyor Latin şiirinin
tadına varıyor ve biraz da Yunanca öğreniyor

1546-Bordeaux da; Edebiyat Fakültesinde felsefe okuyor

1548-Bordeaux da isyan: Michel, Toulouse da hukuk okuluna
gidiyor

1554-Montaigne in babası Bordeaux Belediye Başkanı oluyor

1555-Montaigne babasıyla Paris'e gidip geliyor

1557-Bordeaux Belediye Meclisine giriyor

1558-Montaigne'le La Boetie arasındaki büyük dostluk başlıyor

1559-Bordeaux da mezhep kavgaları Bir tüccar diri diri yakılıyor:
Amyot, Plutarkhos'un Hayatlar'ını Fransızcaya çeviriyor
Montaigne'in en çok seveceği, okuyacağı kitap bu olacak

1561-Bordeaux Belediye Medisi Montaigne'i önemli bir görevle
saraya gönderiyor La Boetie siyasal hayata giriyor:

1562-Protestanlara karşı şiddet hareketleri başlıyor Montaigne,
Rouen şehrini Protestanlardan almaya giden kral ordusuna katılıyor:

1563-Montaigne, Bordeaux'ya dönüyor: La Boetie ölüyor

1565-9 Charles, Bordeaux'ya gelip bir süre kalıyor Montaigne,
Françoise de la Chassagne'la evleniyor

1568-Babası ölüyor Miras beş erkek, üç kız kardeş arasında
bölünüyor Michel, Montaigne çiftliğinin sahibi oluyor

1569-Montaigne; babasının isteğiyle yaptığı Raimond Sebond'un
thelogia üzerine bir eserinin çevirisini bastırıyor

1570-Montaigne, Bordeaux Belediye Meclisindeki görevinden istifa
ederek Paris'e gidiyor La Boetie nin Latince şiirleriyle çevirilerini
bastırıyor Montaigne'in ilk kızı doğup iki ay sonra ölüyor

1571-Montaigne, çiftliğine çekiliyor ve kütüphanesine şu Latince
kitabeyi yazıyor:

«1571 yılı: Michel de Montaigne, otuz sekiz yaşında Doğum
yıldönümünden bir gün önce; meclisteki kulluğundan ve
memuriyetinden bıkmış; fakat sapasağlam olarak kitapları arasına
dönüyor ve geri kalan günlerini orada, sessizlik içinde geçirmeye
karar veriyor>

1572-Saint-Barthelemy kırımı Montaigne Denemeleri'ni yazmaya
başlıyor Plutarkhos'un Ahlaki Eserleri'nin çevirisi çıkıyor ve
Montaigne in elinden düşmüyor:

1573-İç savaş Montaigne kralın ordusuna katılıyor; görevle
Bordeaux'ya gönderiliyor

1574-Montaigne'in dördüncü kızı doğup üç ay sonra ölüyor

1575-Montaigne Paris'e gidiyor

1576-Montaigne, Pyrrhon felsefesiyle yakından ilgileniyor: Raimond
Sebond üstüne babasına söz verdiği eseri yazmaya başlıyor

1577-Montaigne'in beşinci kızı doğup bir ay sonra ölüyor Henri de
Navarre, Montaigne'e yüksek bir rütbe veriyor Montaigne ilk kez
kum sancılarına tutuluyor Denemeler'ine devam ediyor

1578-Montaigne küçük bir orman satın alıyor

1579-Montaigne kendini en çok anlattığı Denemelerini yazıyor

1580-Denemeler ilk kez, iki cilt halinde basılıyor Montaigne
İsviçre'ye, İtalya'ya gidiyor Paris'e dönüp kitabını krala sunuyor
Kral beğeniyor

1581-Montaigne evine dönüyor

1582-Montaigne, Bordeaux Belediye Başkanı oluyor, Denemeler'i
birçok eklemelerle yeniden bastırıyor

1583-Montaigne in altıncı kızı doğuyor ve birkaç gün yaşıyor

1584-Navarre Kralı (Sonraki V Henri) Montaigne'in çiftliğine gelip
iki gün kalıyor

1585-Montaigne Mareşal Matignon'la mektuplaşıyor İç savaşta
önemli roller oynuyor Bordeaux'da veba çıkıyor Montaigne görevi
başına gelemiyor Başkanlığı bitinceye kadar yakın bir kasabada
kaldıktan sonra, ailesini alıp veba bölgesi dışına çıkıyor

1586-Montaigne tarihçileri okuyor

1587 Henri de Navarre tekrar Montaigne'in çiftliğine geliyor

1588-Montaigne, Denemeler'in dördüncü baskısı için Paris'e gidiyor:
Yolda Ligciler tarafından soyuluyor Paris'te, Denemeler'in
hayranlarından Mademoiselle de Gournay'le tanışıyor İç savaş
şiddetleniyor; Montaigne Kralla birlikte Rouen'e gidiyor Tekrar
Paris'e dönüşünde bir gün için Bastille'e atılıyor

1589-Montaigne evine çekilip kitap okuyor Denemeler'in yeni bir
baskısını hazırlıyor: Birçok eklemeler yapıyor Kitap en olgun şeklini
buluyor

1590-Montaigne'in kızı evleniyor: Yeni kral 4 Henri, Montaigne'e
mektup yazıyor, yanına çağırıyor Montaigne gidemiyor

1591-Montaigne'in kızının bir kızı doğuyor

1592-Montaigne ölüyor

__________________
'' Milli Benligini Yitirmis Uluslar
Başka Milletlerin Avıdır !!!! ''
Mustafa Kemal ATATÜRK

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #2
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



MONTAIGNE ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

- Denemeler'de gördüğüm her şeyi Montaigne'de değil kendimde
buluyorum (Pascal)

- Bir kitap buldum burada Montaigne'in kitabı; yanıma almadım
sanıyordum Aman ne hoş adam Ne zevk onunla birlikte olmak
(Mme de Sevigne)

- Montaigne, o hoşsohbet insan,
Bazen derin, bazen sudan
Kuşku duymasını bilmiş
Burnu bile kanamadan
Kerli ferli softalarla
Alay etmiş sakınmadan (Voltaire)

- Eminim, alışacaksınız Montaigne'e İsanoğlu ne düşündüyse onda
var ve bu kadar güçlü biçem zor bulunur Bir şey öğretmiyor, çünkü
hiçbir şeyi kestirip atmıyor Doğmacılığın tam tersi Mağrur adam,
ama kim mağrur değil ki? Alçakgönüllü görülenler büsbütün mağrur
değiller mi? Her satırında Ben, Kendim diye konuşuyor, ama Ben,
Kendim demeden hangi bilgiye varılabilir? Haydi, bırakın Allah
aşkına hocam, filozofun, metafizikçinin bundan iyisi görülmemiş
(Mme du Deffand)

- Montaigne, o tanrı gibi adam, 16 yüzyılın karanlıktan içinde tek
başına diri ve tertemiz bir ışık saçmış; dehası ancak zamanımızda,
gerçek ve felsefi düşünce boşinançların, geriliklerin yerini alınca
anlaşıldı (Grimm)

- Montaine'in düşünceleri yanlış, ama güzel (Malebranche)

- Yazarların çoğunda, yazan adamı görüyorum, Montaigne'de
ise düşünen adamı (Montesquku)

- Çocukken babamın kitaplığından bana Dememeler çevirisinin
perişan bir cildi kalmıştı Yıllar sonra, kolejden çıkışımda bir cildi
okudum ve ötekilerini arayıp buldum Bu kitapla ne büyük haz ve
hayranlık saatleri geçirdiğimi hatırlıyorum Bu kitabı, yaşadığım
başka bir hayatta yazmışım gibi geliyor o kadar candan bana, benim
düşüncemi, benim hayat deneyimimi söylüyordu (Emerson)

- Montaigne amma da düşünce çalmış benden! (Beranger)

- Montaigne ölüyor: Kitabını tabutunun üstüne koyuyorlar;
cenazesinde yakını olarak din bilgini Charron ve manevi kızı
Mademoiselle de Goumay var Resmen septik olarak Bayle ve Naude
onlara katılıyor Sonra Montaigne'e az çok bağlananlar, bir an için
ondan zevk almış olanlar, bir an için yalnızlık sıkıntısından kurtardığı,
kuşku duydurmak sayesinde düşündürdüğü kimseler; akraba ve komşu
olarak Madame de Sevigne, La Fontaine; onun yaptığını yapmaya
özenip onu taklit etmeyi onur bilenler: La Bruyere, Montesquieu,
Jean-Jacques Rousseau; ortada tek başına Voltaire; daha az önemli
kimseler, karmakarışık: Saint-Evremond, Chaulieu, Garat Daha
arkada çağdaşlarımız ve belki hepimiz Ne büyük bir cenaze alayı Bir
insanın Ben'i için bundan daha fazla umulabilir mi? Peki ama, ne
yapıyorlar bu cenaze alayında? Tören gereğince hüngür hüngür
ağlayan Mademoiselle de Gournay den başka herkes konuşuyor:
Ölenden, onun sevimli taraflarından, hayata bu kadar karışan
felsefesinden sözediyorlar Herkes kendi kendinden sözediyor Onunla
herkesin ortak olduğu taraflar ortaya konuyor Kimse ona olan
borcunu unutmuyor; her düşünce onun bir yankısı gibi Korkarım bu
alayda dua eden tek adam Pascaldır (Sainte-Beuve)

- Montaigne'i sevmek kendini sevmek, kendini her şeye tercih
etmektir Montaigne'i sevmek yalnız gerçeği değil, doğruluğu ve ödev
duygusunu da yalnız kendinden yana çekmektir Montaigne'i sevmek,
hayatımızda hazlara, zavallı yaradılışımızın kaldıramayacağı kadar yer
vermektir (Brunetiere)

- Montaigne Fransız Rönesansını bitirip Klasik çağı haber veriyor
(Lanson)

- Pilatus'un, devirler boyunca yankısı çınlayan korkunç sorusu
karşısında Montaigne, daha insanca, daha din dışı, başka bir anlamda
İsa'nın tanrıca cevabını vermiş oluyor:

«Gerçek nedir?»

«Gerçek benim!,»

Yani Montaigne gerçek olarak sahiden tanıyabileceği tek şeyin
kendisi olduğuna inanıyor Onu kendinden sözetmeye götüren budur
çünkü kendini bilmeyi ayrıca her şeyden daha önemli sayıyor
İnsanların ve her şeyin yüzünden maskeyi kaldırmalı, diyor
Maskesini atmak için kendini anlatıyor Maske insanın kendinden çok
ülkesine ve devrine ait olduğu için de insanlar maske yüzünden
birbirinden ayrılıyor Böylece, maskesini gerçekten atan insanda
hemen kendi benzerimizi buluyoruz (Andre Gide)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #3
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



KENDİSİ

Boyum ortanın biraz altında, bedenim sağlam yapılı ve toplucadır
yüzüm şişman değil, dolgundur; tabiatım, neşe ile hüzün arasında,
oldukça ateşli ve sıcakkanlıdır Sağlığım, ta genç yaşımdan beri
düzgündür: Hastalığa tutulduğum azdır

İşte ben böyle idim; kendimi, kırk yaşımı aşıp ihtiyarlığın yolunu
tuttuğum şu andaki halimle anlatmıyorum:

Minutatim vires et robur adultum

Frangit et in partem pejorem liquitur oetas (Lucretius)

Yıllar için için aşındırır

Olgunluk çağına varmış güçleri

Bundan sonraki halim ancak yarım bir varlık olacak; ben artık o ben
olmayacağım Gün geçtikçe kendimden ayrılıyor, uzaklaşıyorum

Singula de nobis anni proedandur euntes (Horatius)

Bir şey koparır bizden, yıllar, akıp giderken (Kitap 2, bölüm 17)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #4
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



DENEMELERİN KONUSU

Başkaları insanoğlunu yetiştiredursun ben onu anlatıyorum ve
kendimde, pek kötü yetişmiş bir örneğine gösteriyorum Bu örneği
yeniden biçim vermek elimde olsaydı onu elbet olduğundan çok başka
türlü yapardım Bir kez yapılmış artık Şunu söyleyeyim ki, kendimi
anlatırken söylediklerim değişik ve değişken olmakla beraber hiç
gerçeğe aykırı değildir Dünya durmayan bir salıncaktır: Orada her şey
toprak, Kafkas'ın kayalıkları, Mısır'ın piramitleri, hem çevresiyle
birlikte, hem de kendi kendine sallanır Durmanın kendisi bile daha
ağır bir sallantıdan başka bir şey değildir Konumu (kendimi) hep aynı
halde bulundurmak elimde değil Doğal bir sarhoşlukla, salına serpile
yürüyüp gidiyor Onu belli bir noktada, canımın istediği bir andaki
haliyle alıyorum Duruşu değil, geçişi anlatıyorum: Fakat yaştan yaşa,
yahut halkın dediği gibi «yedi yıldan yedi yıla» geçişi değil, günden
güne, dakikadan dakikaya geçişi Hikayemi saati saatine yazmam
gerekiyor Az sonra değişebilirim Yalnız halim değil, amacım da
değişebilir Benim yaptığım, değişen ve birbirine benzemeyen olaylar,
kararsız ve bazen çelişmeli düşünceleri yazıya dökmektir Acaba
benliğim mi değişiyor, yoksa aynı konulan ayrı koşullara ve ayrı
bakımlara göre mi ele alıyorum? Her ne hal ise, kendi kendimden
ayrıldığım oluyor Fakat Demades'in dediği gibi, doğrudan hiç
ayrılmıyorum Ruhum bir yerde durabilseydi, kendimi denemekle
kalmaz, bir karara varırdım: Ruhum sürekli bir arayış ve oluş içinde
Anlattığım hayat basit ve gösterişsiz; zararı yok Bütün ahlak felsefesi
sıradan ve kendi halinde bir hayata da girebilir, daha zengin, gösterişli
bir hayata da: Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır
(Kitap 3, bölüm 2)

Olgun bir okuyucu çok kez başkasının yazdıklarında yazarın
düşünmediği güzellikler bulur, okuduklarına daha zengin anlamlar ve
renkler kazandırır (Kitap 1, bölüm 26)

Başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla
akıllı olabiliriz (Kitap 1, bölüm 24)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #5
jasmine
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



emeğine sağlık suskun
__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #6
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



KENDİMİZİ TANIMAK

Plinius'un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir elverir ki insan
kendini yakından görmesini bilsin Benim yaptığım, bildiklerimi
söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders
veriyorum Ama bunları başkalarına da anlatmakla kötü bir iş
yapmıyorum: Bana yararı olan bu işin belki başkasına da yararı
olabilir Zaten benim bir şeye dokunduğum yok Yalnız kendimle
uğraşıyorum; delilik ediyorum, bundan zarar görecek başkası değil,
benim; çünkü bu öyle bir delilik ki bende başlayıp bende bitiyor,
hiçbir kötülüğe yol açmıyor Eskilerden yalnız iki üçünün bu işi
denediğini söylerler; ama onların, yalnız adlarını bildiğimiz için
benim yaptığımın tıpkısını yapıp yapmadıklarını söyleyemeyiz
Ruhumuzun ele avuca sığmayan akışını gözlemek, onun karanlık
derinliklerine kadar inmek, türlü hallerindeki bunca incelikleri
ayırdedip yazmak sanıldığından çok daha zahmetli bir iştir Sonra bir
taraftan bu işin o kadar başka, o kadar garip bir zevki de var ki insanı
dünya işlerinden, hem de en değerli dünya işlerinden çekip alıyor
Birkaç yıldır düşüncelerimin kendimden başka amacı yok; yalnız
kendimi sorguya çekiyor ve inceliyorum

Başka bir şeyi incelediğim de oluyor ama, onu da hemen kendime
çekiyor, daha doğrusu, kendime mal ediyorum; daha az yararı olan
öteki bilimlerde olduğu gibi, bu bilimde öğrendiklerimi başkalarına
bildiriyorsam, bunda hiçbir kötülük görmüyorum Şunu da söyleyeyim
ki öğrendiklerimle hiç de yetinmiyorum İnsanın kendini
anlatmasından daha zor ve daha yararlı hiçbir şey yoktur Üstelik,
meydana çıkmak için insanın süslenmesi, kendine çekidüzen vermesi
gerekiyor Ben durmadan kendimi düzenliyorum, çünkü durmadan
anlatıyorum

Kendinden sözetmeyi kötü görmek, yasak etmek adet olmuştur
çünkü kendinden sözetmek her zaman kendini övmek gibi görünür
kendini övmekse herkesin zıddına gider Ama kendinden sözetmeyi
yasak etmek, çocuğun burnunu silecek yerde, burnunu koparmak olur

İn vitium ducit culpae fuga (Horatius)

Kusur korkusuyla suç işliyoruz

Bu tedbirde ben kardan çok zarar görüyorum, hatta kendimden
sözetmek mutlaka övünmek olsa bile ben asıl amacıma bağlı kalmak
için, kendimdeki bu hastalığı ortaya koyacak bir işten kaçınmamalıyım;
işlediğim, hem de edindiğim bu kusuru gizlememeliyim Ama, bana
sorarsanız, birçokları içip sarhoş oluyor diye, şarabı yasak etmek
yanlıştır fazla kaçırılan şeyler hep iyi şeylerdir Kendinden sözetmenin
kötü sayılması bence yalnız, halkın düşeceği kaba hatalardan ötürüdür
Bu türlü kurallar budalalara vurulan dizginlerdir: Ne azizler -ki
kendilerinden pekala sözederler-, ne filozoflar, ne bilginler bu kuralları
dinler; onlara hiç benzememekle birlikte ben de bu kuralları
dinlemiyorum Onların ereği kendilerini anlatmak değildir, ama sırası
gelince de kendilerini uluorta göstermekten çekinmezler Sokrates
kendinden sözettiği kadar neden sözeder? Hep müritlerini de
kendilerinden sözetmeye, kitaplardan öğrendiklerini değil içlerinde olup
bitenleri anlatmaya dürtüklemez mi? Tanrıya ve rahibe kendimizden
sözetmiyor muyuz? Protestan komşularımız bunu halkın gözü önünde
yapıyorlar Diyeceksiniz ki, onlara yalnız kötü taraflarımızı anlatırız
Ama bu, her şeyi söylüyoruz demektir; çünkü iyi tarafımız da bütün
günahlardan arınmış değildir

Benim mesleğim, sanatım yaşamaktır Bana hayatımı duyduğum,
gördüğüm ve yaşadığım gibi anlatmamı yasak edenler mimara da
desinler ki, sen binalardan kendine göre değil başkasına göre, kendi
bilginle değil başkasının bilgisiyle sözedeceksin Kimse sormadan
kendi değerlerini ortaya koymak bir övünme ise niçin Cicero
Hortentius'un, Hortentius Cicero'nun söz güzelliğini öne sürüyor?
Bana diyebilirler ki: Kendini kuru sözle değil işle ve eserle anlat Ben
her şeyden önce düşüncelerimi anlatıyorum, bunlarsa ün ve eser haline
gelemeyecek kadar belirsiz şeyler: Onları söz haline getirmekte bile
güçlük çekiyorum Birçok olgun ve değerli insanlar herhangi bir iş
görmekten kaçınmışlardır Yaptığımız işler kendimizden çok
rastlantıların eseridir: Bu işler kendi özlerini belli ederler; beni ise
ancak şöyle böyle, belli belirsiz, parça parça gösterebilirler
Ben kendimi olduğum gibi gösteriyorum: Öyle bir beden yapısı
koyuyorum ki ortaya bir bakışta damarları, kasları, her şeyi yerli
yerinde görüyorsunuz

Öksürük, sararma, yahut yürek çarpması yalnız bedenin bir kısmını,
onu da şöyle böyle, gösterebilir Ben yaptıklarımı değil, kendimi, öz
benliğimi anlatıyorum

Bence insan ne olduğunu bilmekte dikkatli olmalı; iyi tarafını da,
kötü tarafını da aynı titizlikle ortaya çıkarmalıdır Eğer ben kendimi
iyi ve olgun görseydim, bunu bağıra bağıra söylerdim Kendimi
olduğumdan az göstermek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır;
kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır
Aristoteles'e göre, hiçbir iyilik sahtelikle bir arada gitmez; doğru
hiçbir zaman yanlışa yer vermez Kendini olduğundan fazla göstermek
de, çoğu kez gururdan değil budalalıktandır Bence bu kendini
beğenme illetinin esası, kendinden pek fazla hoşlanmak, kendi
kendine hayasızca aşık olmaktır Bunun en iyi çaresi, kendinden
sözetmeyi yasaklayan ve böylece bizi kendimiz üzerinde düşünmekten
büsbütün alıkoyanların dediklerinin tam tersini yapmaktır Gurur
insanın düşüncesidir; söze dökülen onun pek küçük bir parçasıdır
Bu adamlar öyle sanıyorlar ki insanın kendi üzerinde durması,
kendinden hoşlanması, hep kendisiyle uğraşması kendine fazla düşkün
olması demektir Oysaki aşırı benciller kendilerini pek üstünkörü
bilenler, kendilerinden önce işlerine bakanlardır Onlara göre kendi
kendisiyle başbaşa kalmak, sırtüstü yatıp vakit öldürmektir; ruhunu
zenginleştirmeye, kendini adam etmeye çalışmak boş hayaller
kurmaktır Sanki kendimiz bizden ayrı, bize yabancı birisiymiş gibi
Kendinden aşağıya bakıp da kendi kafasına hayran olan adam,
kendinden yukarıya, geçmiş yüzyıllara gözlerini kaldırsın; o zaman
yüzlerce devin ayakları altında kalacak ve burnu kırılacaktır Kendi
mertliğiyle övünüp böbürleniyorsa, onu çok geride bırakan Scipion'un,
Epaminondas'ın, bunca orduların ve ulusların hayatlarını hatırlasın
İnsan kendindeki eksik ve cılız değerleri, üstelik insan hayatının
hiçliğini hesaba katarak düşünecek olursa, hiçbir değeriyle övünmeye
kalkışmaz Yalnız Sokrates, tanrısının dediğine uyup kendini
gerçekten tanımasını ve küçük görmesini bildiği için Bilge adını
almaya hak kazanmıştır Kendini böylesine tanıyan adam istediği
kadar kendinden sözetsin (Kitap 2, bölüm 6)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #7
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



NASIL YAZMALI

Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi
gidişimi aksatırlar diye Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena abanır,
yüreksiz ederler beni Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri
yapar ve uşaklarına, dükkana hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı
tembih edermiş, ben de öyle Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu
çare benim daha işime gelirdi: Bir şey çalacağı zaman, kendinden
önce ve sonra halka doyasıya kötü şarkılar dinletirmiş Böyle derim de
Plutarkhos'tan kolay kolay ayrılamam O kadar dünyayı içine almış ki
bu adam, ne yapsanız, hangi olmayacak konuyu ele alsanız bir taraftan
gelir işinize karışır ve size türlü zenginlikler, güzelliklerle dolu cömert
bir el uzatır Kendini her gelene bu kadar kolayca yağma ettirmesi
bayağı gücüme gidiyor Şöyle biraz tuttunuz mu, kolu kanadı elinizde
kalıyor

Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum Kimsenin bana el
uzatamayacağı, söz edemeyeceği yabancı bir ülkede oturuyorum Öyle
bir yer ki tanıdığım hiç kimse okuduğu duanın Latince'sini bilmez,
hele Fransızca'sını hiç anlamaz Başka yerde yazsam daha iyi
yazardım, ama yazdığım şey daha az benim olurdu Oysaki benim
yazımda asıl aradığım tam anlamıyla kendimin olmasıdır Ben
yazarken rastgele gittiğim için bol bol hatalara düşerim Bunları
pekala düzeltebilirdim Ama o zaman, benim adetim, malım olmuş
kusurları düzeltmekle kendi kendimi yanlış tanıtmış olurdum Bana
dediler mi, yahut ben kendi kendime dedim mi ki: «Sen kaba kaba
benzetmeler yapıyorsun; bu sözcük Gaskonya kokuyor; bu sözün
tehlikeli (Ben Fransa sokaklarında söylenen hiçbir sözden kaçmam;
gramer adına kullanılan dile çatanlar benimle alay ederler); bak şu
cahilce söze; akla aykırı laf ediyorsun; fazla ileri gidiyorsun; sen
boyuna kendinle oynuyorsun, sahiden söylediğini de herkes
yalancıktan sanacak» «- Doğru, derim; ama ben dikkatsizlikten gelen
hatalarımı düzeltsem bile, bende adet haline gelmiş olanları
düzeltemem Ben hep böyle konuşmuyor muyum? Her yerde böyle çiğ
çiğ göstermiyor muyum kendimi? Sorun yok Yazarken aradığım da
bu zaten Herkes kitabımda beni, bende kitabımı görsün»
(Kitap 3, bölüm V)

Odysseus'un dertlerini inceleyip kendi dertlerini bilmeyen dil
bilginleriyle, çalgılarını akort etmesini bilip de yaşayışlarını akort
etmesini bilmeyen müzikçilerle, adaletten sözetmeyi öğrenip adaleti
uygulamayanlarla alay edermiş kral Dionysius (Kitap 1, bölüm 25)

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #8
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



YASALAR ÜSTÜNE

Yasalar doğru oldukları için değil yasa oldukları için yürürlükte
kalırlar Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka bir
şeyden değil Mistik olmak işlerine gelir Yasa koyanlar da çok kez
budala, ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir Nasıl
olursa olsunlar, insandırlar sonunda, her yaptıkları şey ister istemez
sudan ve değişkendir

Yasalardan daha çok, daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne
vardır? (Kitap 3, bölüm 13)

Bir filozofu çiftleşirken yakalayıp, ne yapıyorsun diye sormuşlar: Bir
insan ekiyorum diye cevap vermiş serinkanlılıkla ve hiç utanmadan
Sarmısak ekerken görülmekle bu işi yaparken görülmek arasında
ayrım yokmuş onun için (Kitap 2, bölüm 12)

BİLGİ VE DÜŞÜNCE

Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır Epiharmus
(Pythagoras okulundan bir filozof) der ki, insan düşünce ile görür ve
duyar; her şeyden yararlanan her şeyi düzene sokan, başa geçip
yöneten düşüncedir; geri kalan her şey kör, sağır ve cansızdır Şu
kesin ki çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü
vermemekle onu korkak bir köle durumuna sokuyoruz Retorika ve
gramer üstüne, Cicero'nun şu veya bu cümlesi üstüne öğrencisinin ne
düşündüğünü kim sormuştur? Bunları Tanrı sözü gibi belleğimize
basmakalıp yapıştırırlar; harfler ve sözcükler, anlatılan şeyin kendisi
haline gelir Ezber bilmek, bilmek değildir; belleğimize emanet edilen
her şeyi saklamaktır İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına
bakmadan, kitaptaki yerini aramadan, istediği gibi kullanır Tümüyle
kitaptan bir bilgi ne sıkıcı bilgidir! Böyle bir bilgi bir süs olarak
kullanılsın: Ama temel olarak değil Nitekim Platon, gerçek felsefenin
sağlam irade, inanç ve dürüstlük, amaçları başka olan öteki
bilimlerinse yalnızca süs olduğunu söyler (Kitap 1, bölüm 26)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #9
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



YAŞAMAK VE ÇALIŞMAK

Doğa bir ana gibi davranmış bize: İstemiş ki ihtiyaçlarımızı
gidermek zevkli bir iş de olsun üstelik: Aklımızın istediği şey,
iştahımızın da aradığı şey olsun: Onun kurallarını bozmaya hakkımız
yok

Caesar'ın ve İskender'in, en büyük işleri başarırken, doğal ve budan
ötürü gerekli ve akla uygun zevkleri bol bol tattıklarını görünce, buna
ruhu gevşemek demem; tersine, o zor işleri ve yorucu düşünceleri dinç
bir yürekle günlük hayatın bir parçası haline sokmak, ruhu
sağlamlaştırmaktır derim Zevklerin gündelik zaferlerini olağanüstü iş
saymışlarsa bilge adamlarmış Biz pek şaşkın varlıklarız: Filanca
hayatını işsiz güçsüz geçirdi, deriz; bugün hiçbir şey yapmadım, deriz
-Bir şey yapmadım ne demek? Yaşadınız ya! Bu sizin yalnız başlıca
işiniz değil, en parlak, en onurlu işinizdir: Bana büyük işler çevirmek
olanağını verselerdi, neler yapmaya gücüm olduğunu gösterirdim,
deriz Önce siz kendi hayatınızı düşünmeyi, çevirmeyi bildiniz mi?
Bildinizse bütün işlerin en büyüğünü görmek için büyük fırsatlara
ihtiyaç yoktur hangi mevkide olursa olsun, perde arkasında da, perde
önünde de insan kendini gösterir Bizim işimiz kitap doldurmak değil,
ahlakımızı yapmaktır; savaşmak ülke kazanmak değil, yaşayışımıza
dirlik düzenlik getirmektir; En büyük en onurlu eserimiz doğru dürüst
yaşamaktır Geri kalan her şey, başa geçmek, para yapmak, binalar
kurmak, nihayet ufak tefek eklentiler, yollardır Bir komutanın, az
sonra hücum edecek olduğu bir kalenin eteğinde dostlarıyla tümüyle
serbest ve rahatça, kaygısızca sohbete dalması, Brutus'un herkesin
kendisine ve Roma'nın özgürlüğüne karşı pusu kurduğu bir sırada
gece dolaşmalarından birkaç saat çalarak tam bir sessizlik içinde
Polybius'u okuyup notlar yazması ne güzel bir şey! Düşündükçe içim
açılır Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan
sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler

O fortes pejoraque passi

Mecum saepe viri, nunc vino pellite curas;

Cras ingens iterabimus aequor (Horatius)

Ey benimle bunca çetin işler görmüş yiğitler,

Bugün, dertlerinizi şarapla giderin

Yarın engin denize açılacağız (Kitap 3, bölüm 13)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #10
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



RUH VE BEDEN

Güzellik, insanlar arasında, çok tutulan bir şeydir Aramızda ilk
anlaşma onunla başlar İnsan ne kadar vahşi, ne kadar kötü yaratılışlı
olursa olsun onun büyüsüne kapılmaktan kendini alamaz Bedenin
varlığımızdaki payı ve değeri büyüktür Bu bakımdan onun yapısına
ve düzenine verilen önem pek yerindedir İki temel taşımızı (ruh ve
bedeni) birbirinden ayırmak, koparmak isteyenler yanılıyorlar tam
tersine onları çiftleştirmek, birleştirmek gerek Ruhtan istenecek şey
bir köşeye çekilmek, kendi kendine düşünmek, bedeni hor görüp
kendi başına bırakmak değil (Hoş, bunu ancak sahte bir çeşit
maymunlukla yapabilir ya), ona bağlanmak, onu kucaklamak, sevmek,
ona arkadaşlık ve kılavuzluk etmek, öğüt vermek, yanlış yola saptığı
zaman geri çevirmek, kısacası onunla evlenmek, ona gerçekten bir
koca olmaktır Ta ki ikisinin hareketleri arasında başkalık ve karşıtlık
değil, uygunluk ve benzerlik olsun

İNSAN VE ÖTESİ

Kendini beğenmek insanın özünde, yaratılışında olan bir hastalıktır
İnsan yaratıkların en zavallısı, en cılızıdır öyleyken en mağruru da
odur Şurada, dünyanın çamuru ve pisliği içinde oturduğunu, evrenin
en kötü, en ölü, en aşağı katında, göklerin kubbesinden en uzakta, üç
cinsten yaratıkların en kötü haldekileriyle birlikte, dünya evinin en alt
katına bağlı ve çakılı olduğunu bilir, görür ve yine hayaliyle, aydan
yukarılara çıkıp gökleri ayaklarımın altına indirmek sevdasıyla yaşar
Aynı hayal gücüyle kendini tanrıyla bir görür; kendisine tanrısal
özellikler verir; kendini öteki yaratıklar sürüsünden ayırıp kenara
çeker, arkadaşları, yoldaşı olan varlıklara yukardan bakar; her birine
uygun gördüğü ölçüde güçler ve yetenekler dağıtır

Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız Bilge der ki,
göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının
buyruğundadır

Indupedita suis fatalibus omnia vinclis (Lucretius)

Her şey, kırılmaz zincirleriyle bağlı yazgının

Bazı ayrılıklar, düzeyler ve dereceler vardır; ama her şeyde aynı
doğanın yüzü görülür

Res quoeque suo ritu procedit, et ommes

Foedere naturae certo discrimina servant (Lucretius)

Her şey kendine göre gelişir ve hepsi

Sürdürür doğa düzeninin ayrılıklarını (Kitap 11, bölüm 12)

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri

Eski 06-16-2008   #11
suskun
Varsayılan

Cevap : Montaigne Ve Denemeleri



EVİNİ KORUMA

Bunca bekçili, silahlı evler yok oldu gitti de benimki niçin duruyor?
Anlaşılan, diyorum, o evler bekçili, silahlı oldukları için yok olup
gittiler Korunmak saldırana hem istek veriyor, hem de hak
kazandırıyor: Her korunma savaşçı bir kılığa girer ister istemez
(Kitap 2, bölüm 15)

Bilinecek, bilinince de daha fazla hatırı sayılacak diye iyi adam olan,
insanların kulağına gitmesi koşuluyla iyilik eden kişi, kendisinden
fazla yarar sağlanabilecek bir insan değildir (Kitap 2, bölüm 16)

AŞK ÜSTÜNE

Kitapları bir yana bırakır da dobra dobra konuşursak, aşk dediğimiz
şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey
değildir, gibi geliyor bana Venüs'ün bize verdiği şey sonunda bir
boşalma hazzı değil mi? Tıpkı doğanın başka taraflarımızın
boşalmasına kattığı haz gibi Bu haz ölçüsüzlük yahut hayasızlık
yüzünden kötülük haline geliyor Sokrates'e göre aşk, güzelliğin
aracılığıyla çoğalma arzusudur Ama nedir, bu hazzın insana verdiği o
acayip gıdıklama, Zenon'u, Kratippos'u düşürdüğü o delice, budalaca,
saçma sapan haller, bizi sürüklediği o uygunsuz azgınlık, aşkın en tatlı
anında o alev saçan, kudurmuş, zalim surat, sonra nedir o birden
kabarıp böbürlenme, bu kadar çılgınca bir işin içinde o ciddileşip
kendinden geçme? Hem ne diye hazlarımızla pisliklerimizi sarmaş
dolaş edip hep bir yere koymuşlar? Ne diye insan hazzın son
kertesinde acı çeker gibi, ölecek gibi inlemekli oluyor? Bunlara
bakınca, Platon'un dediği gibi, tanrıların insanı kendilerine oyuncak
diye yarattıklarına inanasım geliyor İnsanların bu en bulanık, en
karışık işinin en ortak işleri olması da doğanın bir cilvesidir, diyorum
Böylelikle bizi denkleştirmek, akıllılarla delileri, insanlarla hayvanları
birleştirmek istemiş İnsanların en ağırbaşlısını o bilinen hal içinde bir
düşündüm mü, bütün ağırbaşlılığı bir yapmacık oluverir Tavus
kuşuna haddini bildiren ayaklarıdır

Oyun arasında ciddi düşüncelere yer vermeyenler, bir aziz heykelinin
karşısında, önü açık diye, dua etmekten çekinenler gibidir Biz de
pekala hayvanlar gibi yeriz, içeriz; ama bunlar ruhumuzun göreceği
işlere engel olmaz, bu işte hayvanlara üstünlüğümüzü gösterebiliriz
İşte gelgelelim öteki iş bütün düşünceleri, Platon'un bütün felsefesini
ve ilahiyatını emri altına alır, amansız hışmıyla bizi, hem de seve seve,
insanlığımızdan çıkartıp hayvanlaştırır Başka her yerde az çok nazik
olabilirsiniz; başka her iş kibarlık kurallarına uydurulabilir, ama bu
işin hayvanca ve gülünç olmayan şekli düşünülemez bile Bir arayın
da bulun bakalım bu iş bilgece ve edepli bir şekilde nasıl yapılabilir?
Büyük İskender, herkes gibi bir ölümlü olduğunu bir bu işte, bir de
uyumada anladığını söylermiş Uyku ruhun kötü güçlerini sarıp
yokeder, bu iş de hepsini kaplayıp darmadağın eder Onu sadece
mayamızdaki bozukluğun değil, hiçliğimizin, noksanlığımızın bir
belirtisi sayabiliriz kuşkusuz

Doğa bir yandan bizi bu arzuya doğru sürer, gördüğü işlerin en
soylusunu, en yararlısını, en güzelini de ona bağlamıştır bir yandan da
bizi bırakır, onu kötüleriz, ondan ayıp, günah diye utanır kaçarız,
perhizi sevap sayarız Bizi yaratan işi hayvanlık saymaktan daha
büyük hayvanlık mı olur? Türlü ulusların dinlerinde vardıkları,
kurban, mum yakma, oruç, adak gibi ortak taraflardan biri de cinsel
arzunun kötülenmesidir Onun bir cezalanması demek olan sünnet bir
yana, bütün kanılar bu konuda birleşir Hoş, bir bakıma insan denilen
bu budala varlığı yaratma işini ayıplamakta, bu işe yarayan
taraflarımızdan utanmakta pek de haksız değiliz ya İnsanın
doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeye hep koşa
koşa gideriz İnsanı öldürmek için gün ışığında, gelmiş meydanlar
ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz İnsanı
yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok
erdemleri içine alan bir şereftir Biri günah, öteki sevaptır Aristoteles
ülkesinin bir deyimine göre birini iyileştirmenin öldürmek anlamına
geldiğini söyler

Bazı uluslar yemek yerken başlarını bir örtüyle kaparlarmış Bir
bayan tanırım, hem de en büyüklerden bir bayan, o da aynı kafada:
Çiğnemek hiç güzel bir hareket değilmiş, kadının zerafetine,
güzelliğine çok zarar verirmiş Bu bayan iştahı olduğu zaman
herkesten kaçarmış Başka bir adam bilirim ne başkalarını yemek
yerken görmeye, ne de başkalarının kendini yerken görmesine
katlanamaz Karnını doldurmak, içini boşaltmaktan çok daha ayıp bir
iştir Türk padişahının ülkesinde birçok insanlar varmış ki
başkalarından üstün sayılmak için kendilerini yemek yerken
göstermezlermiş, haftada bir tek öğün yerlermiş, yüzlerini gözlerini
param parça ederlermiş, kimselerle de konuşmazlarmış Bu softalar
demek doğayı bozdukça değerlendireceklerini, yaratılışlarını hor
görmekle yükseleceklerini, ne kadar kötüleşirlerse, o kadar
iyileşeceklerini sanıyorlar Şu insan ne korkunç bir hayvan ki, kendi
kendinden bu kadar iğreniyor, kendi zevklerini başının belası sayıyor
Hayatlarını gizleyen, başkalarının gözüne görünmekten kaçan insanlar
da var Sağlık, sevinç içinde olmak onlar için en zararlı, en belalı
hallerdir Değil yalnız birçok tarikatlar, birçok uluslar var ki
doğuşlarına lanet eder, ölümlerine şükrederler Güneşe lanet edip
karanlıklara tapanlar bile var Biz insanlar kendimizi kötülemeye
gösterdiğimiz zekayı hiçbir yerde gösteremeyiz Kafamızın, o her şeyi
bozabilen tehlikeli aletin peşine düştüğü, öldürmeye kastettiği av
kendi kendimizdir

O miseri! quorum guadia crimen habent (Gallus)

Ah zavallılar, sevinçlerini suç sayanlar

Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler
uyduruyorsun Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini
kötülemeye özeniyorsun Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya
çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O
kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Doğanın seni
zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin, işsiz güçsüz kaldın da mı
başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut, doğanın şaşmaz, hiçbir
yerde değişmez yasalarını hor görür, sonra o senin yaptığın, bir taraflı
acayip, uygunsuz yasalara uymaya çabala Üstelik bu yasalar ne kadar
özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa çabaların da o ölçüde
arıtıyor senin Mahalle papazının sana emrettiği gündelik işlere sıkı
sıkıya bağlanırsın; tanrının, doğanın emirleri umurunda değildir Bak,
bir düşün bunlar üzerinde: Bütün yaşamın böyle geçiyor (Kitap 3,
bölüm 5)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.