Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
yareme, özel

~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-14-2010   #1
Yar'e
Varsayılan

~~Yar'e'me Özel~~







Kar değer ellerime /yârimin gurbetiyim/

* * * * *
Avuçlarımda su olup dökülür suretin /sen yakın olursun/

____________________




U-m-u-d-u-m-V-a-r

* * * * *

Vakit, sözcüklerimin hecelerinde gizli

Gecenin sabahına koşarken sevdalarımız,

adın; anlam veremediğim hayallerde gizli

Vakit, Gelecek

Gelecek bugünün özleminde gizli

Sen ise yüreğimin mahreminde gizlisin

____________________






/Bir hayal seçtim
Bir hayali yaşıyorum/

Ben biliyorum
Neyin savaşını verdiğimi
Biliyorum !
Gözlerimden gözlerine sürgünlüğü

Karanlığı,
Dipsiziği,
Ölümü


Ötesi yok



İçimde kışa sızan yaban gülleri,


Yüreğinin ucuna ilişir gibi


Seviyorum seni


Seviyorum !

____________________




"Aşk 29 harf”miş öyle dediler


Yokluyorum alfabemi… Düşümde sözlerimi

Aklım dumura uğruyor Üftade

Sen hep sınırların dışındasın | Sen hep ötede

Kimse sana benzemiyor Kimsenin güvercini “sen” kadar aşk olmuyor Üftade

Ve ben biliyorum :


Aşk seni otuzuncu harfte saklıyor!

____________________





Dil vardır yalana,dil vardır kana ve nihayet dil vardır aşka bulanırDerviş bir müridine nasihatinde şöyle diyor :
'' kişi dilinin altında gizlidir ''


Sevgi sevilene verilebilecek nazenin bir çiçek ise aşk sevgiliye içirilecek abı-ı hayattır,tutki ömründe güneşi göremeyeceğin bir zindana hapsedilmiş olasın,sevgilinin iki gözü sana o zindanda ay ve güneştir


Seven aşık yaşamaktan ziyade, sevdiği güzel için uğrunda can vermesi gerekse, yolundan dönmeyen ve değersiz ömrüne değer katan aşıktırGülün bülbülün bağrına yüzyıllar evvel açtığı o onulmaz yaraya rağmen,bülbülün hala gül için feryadı bülbülün dilinin aşka bulanmasındandır


Dil aşka bulanınca sevene sadece yürekten feryat etmek düşer '' bu hayat seninle güzel '' diye


Şimdi dilimde tek bir cümle var


''Bu hayat seninle güzel ey yar''


Dilim aşka bulandı

____________________


aklımdan çıkmıyorsun
dedim,
başka türlüsünü yorgunum anlatmaya

~ Cahit Zarifoğlu




/ tanıyınca bir hoş oldu yaşamak
ben ancak böyle çoğalırdım
/ seninle /



~ Cahit Zarifoğlu

____________________




şehir -sizken uyanır mı sabaha, beklediğime değer mi tüm sözleri
/ geçmişten tokat yemeden
zeminim kaç zamandır balçık; tütün kokusudur bana bulaşan
/ sen şairsen, ben şiirinim desem
duysan
duyduğunu anlasan
ben de anladığını bilsem /

____________________



Hiç kalmadı gönül bu kadar çaresiz
Anladı ki “Aşk” olmazmış yaresiz
Nefes almazmış yürek ciğer paresiz

Sufi,


Zordur bilirim
Ortada kalmak kimsesiz
Aman dikkat et !
Geçer bunlarda badesiz
Koru sevda soğanını,
Bahçe, bahçe olmaz yoksa lalesiz



Ahmet Kik


____________________



“Aşk” için Nefs-i emmareyi bir kenara koyar mısın ?
Yüreğin başka şems görmesin diye, benim ile boyar mısın ?
Gözünden yaş geleceğini bilsen, Acı soğan olsam soyar mısın ?
Haktan günde bir dilim ekmek nasip olsa, doyar mısın ?

Söyle sevgili,

O yâr mısın ?




Ahmet KİK


____________________



İçimde doğasına aykırı büyüyen sevgilim
Sen sevilmenin keyfini çıkartırken

Ben elbet yarın yeniden sevebilmek için seni daha fazla
Bugünümü yarına heba edeceğim


____________________




Sevgilim, bil ki senden uzak ne güzellikleri avutur beni bu şehrin, ne de yıldızlı akşamları!
Özlemin bir nehir olmuş, yarar girer içimde ki dağları!

____________________




Daha yaşım,
Onbirmiydi neydi
Deli kızın elleri,
Elime değdi
Ardından yüzüme gülümsedi,
'Bana aşık mısın? ' Dedi

Baba!
Aşık olmak ne demek?

Oğul;
İnsanoğlu aşık bir ümmet
Aşık olmak,
Abuhayat demek
Bir çiçeğe gülümsemek,
Aldığın nefesi paylaşmak demek
Aşk bir dilim ekmek demek
Kuruda olsa yemek demek
Aşk, aşkı bilene Cennet,
Bilmeyene Cehennem demek
Aşk göğe ermek,
Hayattan,
Bir hayat daha dilemek demek
Aşk,
Bir günlük ömrünü,
Dolu dolu yaşayan,
Bir kelebek demek
Aşk ana demek
Aşk baba demek
Aşk hep yazmak,
Hiç silmemek demek
Yanlışda olsa,
Üzerini karalamamak,
Temize geçmek demek
Aşk şimdi sana göre,
Bir oyuncak, bir misket demek
Aklının erdiği vakit aşk
işte o zaman aşk demek
Zorluğu aşmak demek,
Oğul,
Aşk bir deniz demek
Durgunken balık tutmak,
Tufanken çırpınmak demek
Ve aşk,
Senin yaptığın demek
Aşk,
Aşkı öğrenmek demek


Deli kız,
Elin elime değdide
'Bana aşık mısın? ' Dedin de
Sen aşkı biliyor musun?
Sor anlatayım,
İşte o zaman,
Aşık olalım



__________________
~ Seven, sevdiğinin sözünü, başkalarının sözüne tercih eder
~ Seven, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder
~ Seven, sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder
İmam Gazâli (ra)
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-14-2010   #2
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~




“Aşkı taşıyan her kalbin muhkem olduğunu zannediyordum oysa

Meğer aşk, indiği kalbi ihya ediyordu ya, ihya edemezse yok ediyordu

Kazasız belasız kurtulmanın imkânı yoktu



Nazan Bekiroğlu



*****




Yar! Yüreğim yar

Gör ki neler var



Yunus


____________________





"Kutuplarda ayı avcıları buzların içine jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş Bunu bilmeyen ayı gelip kanı yalarken dili kesilirmiş

Ama kanın tadından dilinin acısını fark edemez, kendi kanını yalamaya başlarmış Damarlarındaki kan tükenince, olduğu yere yığılırmış Avcı da gelip derisini yüzermiş

Avcılar ayıları kurşunlarla vururlarsa, ayının postu delineceği ve çok para etmeyeceği için bu yolu denerlermiş

Dilimi kesen o keskin bıçağın ne olduğunu anlamaya kalkışmadığım için, varoluşumun o arka bahçesine hep gözlerimi kapattım Küçük bir inanç yeterdi yaşamam için, ihtiyacım olan kendimi aldatma inancı

Bu küçük ve zavallı inanç, kendi kanımı emerken kendimi unutmama yeterdiBöyle yaptım"




"Mutlu görünme oyunu çok yorucudur"


"Tekrarı yoksa yaşadıklarımızın, hata mı, yaptığımız hatalar"


"Sürpriz değilim kendime Sınırlarımı tekrar tekrar kanatmaktan tükendim"


"Ben seni bu hayatın yetim bırakılmış bir sırrı gibi sevdim sevgili Ben seni, hikmetinden umut kesilmiş, bütün mucizeler gibi sevdim Ben seni bize öğretilen her şeye veda eder gibi sevdim, sevgili!"



Cezmi Ersöz
Hiçbir Şey Senden Eski Değil


____________________






Lale ile acı gerçekler mutlu düşlere,

paslı demirler parlak gümüşlere,

yavuz bakışlar tatlı gülüşlere döner birden;


lale ile uğruna can verilecek bir sevgili yaşar içimde

Lale, bağıma taç ve ben ona muhtaç

Kapa gözlerini ve dinle saki,

bir İstanbul lalesinin çığlıklarını duyuyor musun?!

İstanbul'a çıkmayan bir lale yolu,

Laleye çıkmayan bir İstanbul kadar kayıptır, yitiktir

Rüzgarlan toplayan hüzünler, aşklar yoksa İstanbul bahçelerinde;

yas tutar gibi laleler ağlar seher vakitlerinde

Uyan sakî, lale devrindeyiz!



İskender Pala \ Katre-i Matem




____________________






İnsanın canavarlaşmasının nedenlerini belki de kalpsizliğinde aramak gerekiyor


Ve ihanetlerin sebebini…

Hitlerin kalbi olsaydı bu kadar canavarlaşır mıydı? Frankeştaynların türemesinin nedeni akılsızlığın değil, kalpsizliğin sonucu değil mi?






Brütüsün kalbi olsaydı, ihanet etmezdi

Kalp öyle bir yer ki, Leyla'nın aşkı da sığıyor, Mevla'nın aşkı da… Ve tabi Brütüsün ihaneti de… Firavunun zalimlikleri de…


Önce ihanet eder insan; aşkına ihanet eder, arkadaşlarına, dostlarına, vatanına, milletine, davasına ve hatta kendisine ihanet eder İhaneti insanlıktan uzaklaştırır; insanlıktan uzaklaştıkça zalimleşir, zalimleştikçe insanlığını unutur Kör döngü, karanlığın dehlizlerine çeker; o karanlık kalbin kararması ve katılaşması demektir Kalp katılaşınca insan ölmüştür, insanlık ölmüştür

Canavarlık önce ihanetle başlar; sevgiye ihanetle, sevgiliye ihanetle…

Kalbinizde her şeye yer olabilir, ama ihanete asla yer olmamalıdır!

İhanetin nedeni olmaz… Bedeli olur!


Sen! Sol yanımdasın; hep yanımdasın!

____________________






Meylettiğinin nazar kıldığı yönde olabilmek çabasıdır, sevmek

Meylettiğinin odaklandığı vasfa ermek gayretidir


Sevmek, sevdiğinin gözünde yücelmeyi diletir yüreğe;

katında değerli olmayı diletir


Sevilen kullar bunun için tanımayı dilerler “yar” bildiklerini;

tanıdıkları nispette severler; bunun için O’ndan ancak O'nu hakkıyla tanıyanlar korkar…



Sevilen kullar korkarlar sevdiklerini üzmekten;

O’nun gazabını üzerine almaktan; O’nun kem nazarıyla muhatap olmaktan


Korkarlar sevdiklerini kaybetmekten;

bunun için sevdiklerinin baktığı yön olmaya talip olurlar; sevdiklerinin göz bebeği…

Sevmek, sevdiğinde güzel’i aramayı gerektirir; sevdiğinle güzel’i aramayı gerektirir

Sevmek, tercihi ondan yana kullanmayı ve onu üzen ahvali terk etmeyi gerektirir

Onunla huzura ermeyi, onda sükun bulmayı gerektirir


ve…

hayat, meylettiklerine erme yolundaki gayretten ibarettir

ve…

Sevmek, gayrettir!

Güzel’i sevmek de gayretini sevaba dönüştürmektir; gayreti israf etmemektir!

____________________



Ruhumuzu Yüzümüze mi Taşı(rı)yoruz




Cerrah sessizce ağlıyordu

Gözlerinden taşan birkaç damla yaş yanağına doğru süzüldü

Bu arada, gözyaşının nedenini açıklamaya çalıştı, uzun uzun anatomiden ve fizyolojiden söz etti

Melek’ bu açıklamadan tatmin olmamışa benziyordu


‘’ Belki de, ‘’ diye başladı cerrahın gözlerinin içine bakarak,


‘’ ruhun bedenine sığmıyordur da, dışarı sızıyordur’’

____________________






Ey içimdeki çocuk!


Ey aynamın ardındaki resim, resmin önündeki siluet! Ey sen, ey ben, ey benden de ben olan! Zindandayım şimdi… Sen içimin sokaklarında özgür dolaşırken, ben dünyanın sokaklarında zindandayım… Gel kurtar beni, içimdeki şehirden çık, boğulduğum şehre gel!

Sin gibi keskin, nûn gibi suskun gel! Sin’e üstün ol, nûn’a cezm ol gel! Elif gibi yalnızım ben, he gibi ağlarım, mim gibi baş eğerim… Yeter ki gel sen! Çeyrek asrı devirdiğim gün, çeyrek asrın beni devirdiği gün olmasın yeter ki…


Biliyorum… Beni kurtaracak olan sensin… Çünkü sen biraz da bensin…





____________________



Kendisinden başka herkesin unuttuğu bir anadilin sahibi olmakla gönenirken ben,benden başka hiç kimsenin anlayamayacağı gün gibi ortada bir lisanın karşısında lâl ü ebkem kesildim






Yaşanan,yaşanmamışlığın tanığını yekdeğerinde bulunca baş başa vermiş iki suretten biri diğerine aşkın kelimesini sordu ;

diğeri gülümsedi ve ona aşkın,

bu dünyadan olmayan bir zamanda bütün ruhların toplandığı mekanda,ruhun sözleştiği tanışını bu dünyada hatırlaması olduğunu anlattı

Ama,dedi biri,
hesapta ruhun,tanışını bu dünyada hiç bulamaması ona rastlayamaması var
Diğeri,
buldum zannedip de yanılmak var,diye ekledi
Bulup da tanıyamamak var,dedi biri
Ve ki bulup da onun tarafından hatırlanmamak var,diye tamamladı diğeri






____________________












Gün gelir ufak bir imla hatası gibi silip attıklarınla karşılaştığında anlarsın Keşkeleri belkilerle değiştiremediğinde



Bir öyküye, üç dizeye, iki satıra dökülebilenler için döktüğün göyaşlarının hesabını kaybettiğinde, noktayı koyduğun halde paragraf sonuna çoktan, yüreğin defteri kapatıp sayfayı çeviremediğinde


Ve yazdığın ve okuduğun onca hikaye yer ederken içinde, yine de yaşadıkların birbirine benzediğinde, anlarsın


Hayat yazıya benzemez


____________________







Sevgili Dost!

Tahterevalliye tek başına binen

Aşağıda durmayı hak eder

Sevgili Dost!

Gel ve yüksel



____________________





“Birer birer iplerini kesen, elbette kurtulabilir bütün bağlarından…
Fakat o zaman, kalır sahnenin önünde; bir yığın tahta olarak!”

"Kahraman olmak; gönlünü iplere bağlı tutmaktır…

Ve elini

Belini

Dilini

Her yerini!”


“Ve her ip bir değere bağlar seni…
Değerlerin yoksa değerin ne ki?


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-14-2010   #3
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~




Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

-Yirmi yıldır nasıl hissediyorsam öyle

Yani?

-Kendimi biraz hissediyorum

Biraz ne?

-Biraz

____________________

Hiç Bir Şey Zamanında 'Geç' Değildir


Bazen bir kulağımızdan girip diğerinden çıkan uçucu sesler, neleri getirip, neleri götürdüğü farkında bile olunamayan
Bazen de o kadar şiddetle sarsan ki benliğimizi yüklendiği anlamdan ötesini bize dahi taşıtmayan
En vefalı, en zor bulunan, en yanı başımızda, en acıtan, en sevdiğimiz ve hep özlenen, hep aranılan
"Dost "


Bazen gün ağardığında gökyüzündeki güneşi alıp dudaklarınıza dokundurtan,
bazen de karanlıklar basıncaya kadar söylenemeyen, esirgenen ya da unutulan
" Günaydın "

Bazen yanı başındayken, hep seninle olacakmış kadar aşinalaşıp umarsızlaştığın,
bazen de kıymetini, önemini, sevgisini ve şevkatini artık ağlayarak özlemiyle paylaştığın
" Anne "

Bazen hiddetinden korktuğun, gücünü devleştirdiğin, her türlü sorumluluğu yükleyip de elinle ittiğin,
bazen de arkadaş olup, gezdiğin, örnek aldığın, yüreğindeki sınırları sonsuza kadar açtığın, taptığın
" Baba "

Bazen "eninde sonunda sen benim olacaksın, bende senin" diyeceğin kadar keskin ve kesin,
Bazen de aradığın sonsuzluğa kavuşturacak kadar hem uzak hem de yakın ama senin
" Ölüm "

Bazen çok bilinmeyenli bir denklem içinde sürüklenip kaybolup gittiğin,
bazen de basitliği karşısında afallayıp, alaya alıp, küçümsediğin, "es" geçtiğin
" Hayat "

Bazen torpil de yapsan nafile, süresi başından kısaltılmış bir imtihan, bazen de bir bedende dokuz kez formatlanmış bir yaşam
" Ömür "

Bazen saçlarına ak düşene kadar arayıp da bulamadığın en güzel hayal, en büyük armağan, en büyük düş,
bazen de bolca bulup insafsızca harcadığın, laçkalaşmış, anlamı kaybolmuş, bir yok oluş bir düşüş
" Aşk "

Karnın her zaman tokken, sırtın pekken, gönlün hoşken dahi en büyük açlığın,
fazla bulunca değerini bilemeyip, şımardığın, gıdım gıdım öldürüp de yok ettiğin, saçtığın
" Sevgi "

Bazen bir kerecik işitebilmek için hem kaçtığın hem kovaladığın, bazen de olur olmaz yerde söyleyip abartarak batırdığın, battığın
" Saygı "

Bazen değil, her zaman bütün kişiliklerin boy aynası
Yansıdığınyansıttığın
" Evet "

Bazen acımasızca dudaklarından çıkmasına izin verdiğin insafsızlığın, bazen de söyleyip hem ezdirdiğin hem de altta kaldığın!
" Hayır "

Bazen tadabilmek için tadını beyazlara siyahlara çiçeklere ve umutlara dolandığın, dolandırdığın,
bazen de kurtarabilmek için özgürlüğü, tek parça kalabilmek adına savaştığın
" Evlilik "

Bazen gün içersinde cömertçe sunabilecek kadar gönüllere ılık bir meltem, tatlı bir su olup aktığın,
bazen de bir kerecik duyabilmek ve söyleyebilmek için seni kavuran yalnızlığa hüzünlerle daldığın
" Merhaba "

Bazen seni sevdiğin her şeyden ayıracak korkusu ile duymamak için kulaklarını eze eze tıkadığın,
bazen de sabah''ları karşılamak için, gece''lere söyleyip, yıldızlarla allayıp pulladığın
" Allahaısmarladık "

Bazen de bir kelimeyi başka bir kelime ile onları da başka başka kelimelerle tanıştırıp,
dünyanın en düşünülür yapısını oluşturduğun anlamlar dinamiğin
" Cümle "

Cümle?
Sahi, cümle dedim de aklıma geldi; Sadece 3 kelimeyi seferber ederek sonra da onları yan yana dizerek
yüreğimin sesini de anlamına katarak oluşturduğum en favori cümlemi açıklıyorum;
" SENİ ÇOK SEVİYORUM "

Geç kalmadan iste!
Hiç bir şey zamanında "geç" değildir çünkü

____________________


Karanlığın da çeşitleri vardırBilmediğimiz herşey bizim için karanlıktır

Okumasını bilmeyen biri için kitaplar karanlıktır
Sevmeyen bir kalp için sevgi karanlıktır
Herbiri birer harika sanat eseri olan binlerce canlının yeryüzüne yayıldığını görüpte bunların yüce bir sanatkarın eseri olduğunu düşünmeyen
ve Yaratıcısını bulamayan zeka, KARANLIKTIR!



Pastoral Senfoni-Andre Gide

____________________



Anlıyorum ki hayat hep beklenmedik şeylerdir

Kural böyle

Sen yürüyeceksin ve beklenmedik şeylere hazır olmanın çarelerini arayacaksın

İyi de…

Bir şey beklenmiyorsa ona hazırlıklı olmak nasıl olacak?



Tarık Tufan / ve sen kuş olur gidersin

_____________________


Bülbül küstü güle

-Saatlerce ötüyorum başucunda senden hiçbir ses gelmiyor;
ben yapacağımı bilirim! dedi

İntikam alırcasına lalenin başında ötmeye başladı
Gül duysun ve kıskansın diye sesini iyice yükseltti bülbül
Karanfil, papatya, menekşe, kardelen…
Çiçek adına ne varsa hepsi lalenin başına toplandı
Kıskandılar laleyi Kimse anlayamadı neden?
Birden kıpkırmızı oldu lale Bülbül iyice coştu
Saatlerce öttü Sesi kesildi Artık ötecek hali kalmamıştı
Döndü Lakin gül yoktu ortalarda Telaşlandı

Gözyaşı içindeki orkideye sordu:

-Gülüm nereye gitti?

-Az önce öldü! Dedi orkide

Bin pişmandı bülbül

-Ama ben kıskandırmak istemiştim sadece, dedi

Gözyaşlarını usulca sildi orkide ve belki en bilge duruşuyla:

-Hata yaptın bülbül kardeş Gül, kırmızısını senin ötüşünden alıyordu
Sen gidince ne kırmızı kaldı ne de gül
Şimdi nerede kırmızı bir lale görürsen bil ki bir gül daha ölmüştür, dedi

____________________


Hakkın karşına çıkardığı değişimlere


direnmek yerine, teslim ol

Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın

“düzenim bozulur, hayatım alt üst olur”

diye endişe etme

Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını??





~ Tebrizli Şems ~

____________________


- pardon,'seni seviyorum' diyen bir ses buradan geçti mi acaba?
- hayır bayan, görmedik


bir adam çıplak sesle şarkı söylüyor,
sesi üşeyecek diye çok korkuyorum
bir kadın limanda günah çıkartıyor,
günahları denizi kirletecek diye tedirgin oluyorum

tut(ma) beni gece
karanlığında şarkılara gebe kalıyorum

- pardon, 'seni özledim' diyen bir ses uğradı mı acaba buraya?
- hayır bayan, uğramadı

tutkularım çiçek verdi, kokusunu saldı
satamadım biriktirdiğim dağ özlemlerini
İsmet Teyze yaşasaydı söylerdi, anılarla nasıl başa çıkılacağını
herkes ölüyor, sevdaların öldüğü gibi

kandır(ma) sın beni şiirler,
yokluğumu isimlendirmeye gidiyorum

- pardon, 'kadınım' diyen bir ses bir not bıraktı mı acaba?
- hayır bayan, bırakmadı

cinayeti ellerim gördü
bir de yüreğim
gözlerim inanmaz yüze değmeyen bakışlara

beni rahmine al ve yeniden doğur anne
yanılgılarımın kapısını tekrar çalmayacağım
kuş tüyü vaatlerde kaybettim gerçeğimi
kandır(ıl) dığımı bırak unutayım

- pardon, 'sen benim elma şekerimsin' diyen bir ses sizde kaldı mı acaba?
- hayır bayan, kalmadı

yorgun turuncu açtı gözlerini,
geceye tutundu
kıskanmasın canım mavi, onu da unutmadı
sır küpüdür şehvet bedenimde,
kapıma dayan(ma) dı

bacaklarım mecalsiz artık aşk
sana kapıları açamayacağım diye korkuyorum

- pardon, 'artık bensiz bir yaşamın olsun' diyen bir ses ağladı mı acaba?
- hayır bayan, duymadık

kanım çekiliyor dostlar
ayrılıkların en dokunulmaz şahidiyim



Pelin ONAY

____________________

Gidiyorum sana



Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle
gider
misin


Özdemir Asaf

____________________




Bilmem ne hâl oldu bana,
Ben sen miyim sen ben misin?
Can baht oldu canan bêkâ,
Ben sen miyim sen ben misin?

____________________






Sanma şahım / herkesi sen / sadıkane /yar olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyar olur
Sadıkane / belki ol / alemde / dildar olur
Yar olur / ağyar olur / dildar olur / serdar olur





”Yavuz Sultan Selim”


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-14-2010   #4
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~






Hz Ebu Hureyre Radiyallahu Anh’tan rivayetle
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm
buyurdular ki:

Allah yolunda birbirini seven iki kuldan biri doğuda, diğeri batıda olsa, Kıyamet günü Allah onları bir araya getirir de şöyle buyurur:
- İşte şu, senin sevdiğindir



(Beyhaki/Şuab)

____________________




İnsan gayret içinde olursa,

Umduğu yerde bulacağını bulur;

Ummadığı yerde de aradığı ile buluşturulur

____________________



~ Seven, sevdiğinin sözünü, başkalarının sözüne tercih eder

~ Seven, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder

~ Seven, sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder


İmam Gazâli (ra)

____________________



"keşke burada, yanımda olsa da,
yağmur birlikte yağsa üzerimize
- keşke orada, yağmur yağmasa üzerine de, ıslanmasa "

____________________



'O, sevgilisinin rengine boyanmıştır, artık solmaz '

"aşıktır,
artık ölmez''

[Necip Fazıl Kısakürek]

_____________________




Elvereni var; alanı var

Kimisi karıştırır; kimisi düzeltir

Duaya duranı var; bedduaya duranı

Yumruk olanı var; baş okşayanı


Her işe koşanı var; her işten kaçanı

"Hep bana!" diyeni var; al sana diyeni


Elleriniz hangi ellerden?

____________________




"Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben"

"Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben"

____________________





Havf ve reca (korku ile ümit)
arasında bulunan mü'min,
umduğuna kavuşur, korktuğundan emin olur


(hadis-i şerif)

____________________



SABRET
ve
ÜMİT ET


Her
Gündüzün
Geceden
Doğdugunu
Bilmez misin sen!


____________________


Dayan be gönlüm!
Bîçâre değilsin Yaradan sana yâr
Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizler kimsesi" var!
Biliyorum!
Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla, dünya sana dar!
Ama dayan gönlüm!
Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var!

____________________



Çocuk

Masumiyetin, fıtratın en yalın hali

Gerçeğin, en gerçeği Sevincin, umudun en doğal hali

Yapmacıktan, sahtelikten uzak

ALLAH'ın en güzel emaneti Kopyası, olmayan, gerçeği aslında saklı cennet çicekleri


____________________



İstanbul sokaklarında korku
kol gezmeye başladı
Nerdesin?
İçimde yankılanan isimle sin!
Kalıcı mısın gidici mi sin?
Öfkem de rızam da


Kaderim sin!

____________________


Anlayamadığım o kadar çok şey var ki
Mesala aşk
Aşkı tuhaf kılan kaybedildiğinde bulamayacağını bile bile aramak mı?
Yoksa bir alışkanlık haline gelmesinden korkmak mı?
Ayrılık olmasaydı belki her şey çok güzel olacaktı
Ama ayrılık, mutluluk, hüzün, sevinç hepsi bizim için
Nedendir bilinmez aşk niye vardır?
Ama hayat aşkı yaşadığı kadardır


____________________

Sevgili dost,
eğer
yeryüzündeki
bütün
elleri
bir
masanın
üzerine
koysalar,
ELİNİ
bulabilirdim
onların
içinden

Ali Ural

____________________


Göz nereye bakar, gönül oraya akar

Gönül nereye akar, ayak oraya koşar !

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-14-2010   #5
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~





Küçüğü Küçük Görme

En iyi şeyler küçük çıkınlarda taşınırmış
küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş
ufak balıklar lezzetli olurmuş
ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış
büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş
sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş
ufacık bir yağmur,kocaman bir tozbulutunu yok edebilirmiş
muazzam bir aydınlık küçücük bir delikten görülebilirmiş
saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş
bütün hasat bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş
büyük bir geminin batması için,küçük bir delik yeterli imiş
deve büyükmüş ama ot yermiş
şahin küçükmüş ama et yermiş
büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış
küçük başlangıçlar olmadan,büyük sonuçların sağlandığı vaki değilmiş


(Anonim)

____________________



Ben sana denize açılma demiyorum

Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum!



~Sadi-i Şirazi~

____________________



Sevgi, kendine karşı dürüst olmaktı


Aynı pastanın yan yana dilimleri
olduğumuzu anımsayarak,
birine ne diyorsam,
kendimin de O olduğuna inanmaktı


Elif Saran Heyse

____________________




“Çünkü” dedi Züleyha, “güzelliğin bir derin kuyu senin

Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz

Ne mutlu kalbine Sen düşene, ve ne mutlu Sen’in kalbine düşene…”



Nazan Bekiroğlu – Yusuf ile Züleyha

____________________




Kendi hayat sayfasını yazdırmaya başlayan insanoğlu
Çizer de çizer
Siler de siler
Bekler ki Âşk olsun


Bulutu yağmura
Toğrağı çimene
Ağacı çiçeğe
İnsanı yarine
İster ki Âşk olsun


Kaderdir yazılan, çizilen


İnsan gider ki
Kaderi Âşk olsun!

____________________




Kaldır başını gör ki, neler var
Geçip giden zamanın içinde ne hezeyanlar var
Sanma ki, baki şu yaşananlar
Her gecenin elbet bir sabahı var

____________________




Ve bir seyyahın zulasında bir dahaki dönüşe götürülür umutlar

Beklemekse eğer yazgımız,

Hazanın sonunda elbet bahar olacak

____________________




Beklemek sabretmektir” dedi ustam

Kalbim üstüne” dedim


Büküldü boynum

____________________





"Can durağını arıyorsan ey can ;

Can da sensin, durak da sensin
Bir lokma ekmekse peşinden koştuğun,
Elbet ekmek de sensin
Eğer akıl erdirebiliyorsan bu sözün sırrına;
Bil ki her ne arıyorsan o sensin"

___________________





Sükûtumuzu anlamayan,sohbetimizden birşey anlamaz


İhramcızade


_________________________





Düşünmek, düştüğün yerin farkına varıp, düşmeden önceki yerinin düşünü görmek demektir

Düştüğün yer burasıdır!

Yükselişin de buradan olacaktır!

Yüksel ki yerin bu yer değildir, dünyaya gelmek hüner değildir



YÖzkan Özburun


_____________________




Aşka yanmalı can dediğin
Ya canan olmalı; ya da canını almalı,
Yar diyemezsin ki herkese; içindeki yaran olmalı
Herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin

Bir (b)aşka yanmalı!


_________________________





Ey Gönül!
Cânına üflenen nefhayla yan da kavrul!
Amma lâle gibi ol ki, hâlinden sadece “yâr”
haberdâr olsun


________________________




Kalem; dokunduğum vakit,

Aşk'ı dokumazsam düş elimden!


_______________________





"Başı sonu eksik bir kelimeyim

Bozduysam anlamını cümlenin, beni soldan başlayarak silebilirsin!"




Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-18-2010   #6
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~







Bir yusufî sevdayla mühürlü kalbim
Anlatmam kimseye
Bugün bana sabır düştü
Çözülür dilimde bağlar
Bana o gün şükür düştü

____________________




Misafirlik tuhaf şey
Oradasın, ama oralı değilsin
Önüne sofralar kuruluyor, izzet-ikram görüyorsun ama hiç bir şey sana ait değil
Rahatın yerinde de olsa kalkıp gideceksin birgün, gitmek zorundasın
Misafirlik dünya hayatına ne çok benziyor ve dünya hayatı misafirliğe

____________________



haykıramadı çocuk!
diyemedi gözyaşlarının içimize işleyebileceğini
boğazımızdaki düğümünü kestiremedik
gül gözlü yavrucak;
yaş dolu gözlerin yüreğimdeki yaralarıma eş

____________________


Bir buluttan bir damla yağmur düştüBu damla denizin genişliğini görünce utandı:

” Şu deniz denilen yerde ben kim oluyorum? Eğer deniz buysa gerçekten ben hiçim ” dedi

Damla,kendisini hor görünce sedefin biri onu koynuna alıp seve seve besledi
Felek de onun işini öyle düzgün yürüttü ki, nihayet padişahlara yaraşan namlı bir inci oldu

Hasılı bu yüceliği kurumsuz olmakla buldu; Yokluk kapısını çaldığı için var oldu


(Şeyh Sadi-i Şirazi’nin Gülistan’ından)


Evet, kendini beğenen belâyı bulur, zahmete düşer;
kendini beğenmeyen safâyı bulur, rahmete gider

( Mektubat)

_______________________




Gönül ''Sır'' Zindanıdır

Ama bir kere söyledinmi,

''sır''

Artık zincire girmez



Sa'di Şiraz

_______________________


Duyguların dili;

Bazen yürekten dökülen kelimelerle

Bazen bir itirafla,

Bazen bir şiir,

Bazen bir anı,

Bazen sevgiliye bir mektup,

Bazen hüzünlendiren bir fotoğraf,

Bazen de yalnızca hepsine Mim koymakla olur

م

_____________________


Bu Bayramda Bayram EdememSensizSahurlar Bitti Belki, Lakin Bitmez Sahurlar Da Ki Bu Sebepsiz "Titremeler"

____________________




Bir baktım ki aynaya;

yarım yok!

Anladım; yâr’ım yok




*****





Avucum öylesine Sessizce Ve açık durur yanımdaki koltuğun üstünde Karanlığın ortasında, ben filme dalmaya çalışır; ama sensizliğe batarım!

_________________________





Sevgili' den gelen küçük bir söz incitirse seni, incindiğinle kalkal ki bilipte "ağlamasın Sevgili"



Hcn





*****




" Halim açık denizde düdük çalan bir gemi
Kim duyar ötelerden haber veren bestemi "

N-F-K

_________________________






Bir mumla olmaz deyip sakın kendini salma, Bir mumdu ilk mebdei o ışıktan zamanın; Zinhar, ye'se kapılıp da karanlıkta kalma, Mum yakıver nurlansın gelip geçen her anın



__________________





Biliyor musun sonbahar gelince İstanbul susuyor bazen


Bu şehir sustuğunda en çok martılar hüzünlenir



Ben bir şarkıyı arıyorum


Ben bir şarkıyı arıyorum


Ben bir şarkıyı arıyorum



Ben seni arıyorum





Tarık Tufan

___________________________


Bir uzak ağaç arıyorum
Altında oturup sırtımı yaslamak, hayattan kopup hayatı düşünmek istiyorum
Uzak ki, her tesirden azade ve fakat gönlümün sahrası kadar yakın
Ve miskince uyuklamak belki
***
Ramazan yine şükür
Ve fakat ne kadar çok eksik var
Olanla mutlu olmak, olanda hikmeti görmek, yetinmek ve huzur bulmak
Yola çıkarken bağlanılan niyet, yolun sonunda aynı saadeti getirmiyor herkese
Aynı yerden başlamıştık, aynı heyecan içreydik, aynı vs
Aynı değil
Ben bir uzak ağaç arıyorsam kaybolmak için yokluğa razı
Sen türkü söylüyorsan yola çıktığın günkü gibi
Eksik var manzaramda
İçimi burkan
Belki senin umursamadığın
Belki sende eksik saymadığın
Belki eksik olmayan
***
Bir uzak ağaç arıyorum
Altında oturup sırtımı yaslamak, hayattan kopup, hayatı düşünmek istiyorum
O tarhana çorbası, yanında zeytin Besmeleyle konmuş ortaya Var yine Bilmem kaç sene önceki gibi Ezan birazdan okunacak
Ve fakat sofra yapayalnız
***
Bilsem ki ben varım diye bu yalnızlık
Bilsem ki, hâlâ bodrum katlarında padişah sofraları kuruluyor ve padişahlar hiçlikleriyle hazır
Bilsem ki tarhananın üstünde bir muhabbet buğusu
Vay bendendir bu yoksulluk deyip, mendil açardım çoktan
***
Şimdi ne dinlesem olmuyor Ne düşünsem yaralıyor
Yavuzselim’in şadırvanında iftar vakti
Ahirete niyetliydik o zaman
***
Bir uzak ağaç arıyorum
Altında oturup sırtımı yaslamak, hayattan kopup hayatı düşünmek istiyorum


Murat Başaran


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-18-2010   #7
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~




Cenab-ı Hak HzYakub'a sual eyledi

-Sana Yusuf'u niçin geri verdiğimi biliyor musun?

-''Bilmiyorum Ya Rabbi'' dedi HzYakub

Ve Allah (cc) buyurdu

ÇÜNKÜ SEN BÜTÜN ÜMİDİNİ BANA BAĞLADIN!

_________________________________________________


Sonbahar sarısı bir hüzün


Yağmurlar vardı, hepsini yağdım

Ne beklenen gelendi, ne gelen beklenendi


_________________________________________________


aşk-ı bekâ'dan


Vakit darsa,
Daldaki tek yeşil yapraksan,
Tüm yapraklar düşüyorsa tek tek,
Her gidişin adı sonbahar oluyorsa,
Ve sen ilkbaharı temsil ediyorsan,
Sımsıkı tutun, tutunduğun dala
İlkbaharı son kez görmek istiyen gözler için
Yemyeşil bir tebessüm yolla
Vakit darsa;
Daldaki tek çarpan yürek seninse,
Yürekler sararmış solmuşsa başka dallarda
Tutunmak zorsa da,
Tutun sımsıkı, sımsıkı tutun tutunduğun dala
Vakit dar;
Zaman hızla sarartıyor yaprakları
Hızla soluyor yürekler, hızla düşüyor bir bir
Bu dar vakitte, geniş duruşlara ihtiyacı var dünyanın
Bu dar vakitte, daralmasın ruhun, sıkılmasın
Sen sımsıkı tutun da,
Kadir olan Rabbim geniş mi geniş eylesin yüreğini
O tutsun seni,
Hiç bırakmasın

_____________________



Hüzünle titreyen kalbe ince bir ah dokunur

Kalbi kırık olanın, kalbine ALLAH dokunur

*****




“Hürriyet sükûtta gizlidir sükût yalnızlıkta! Özgür olmayı seçenler kelimelerin yükünden vazgeçenlerdir Her türlü ses bağdır Ve her bağ kelimelerden bir ağ kurar insanın dört bir yanına Bütün bağlardan kurtulacak kadar özgürlüğe meftun olanlar susmalı mıdır? Evet Onun içindir tasavvuf ehlinin halvete çekilmesi ve onun içindir sükûtu sözden yüce tutması Kelimeler yüktür ve önce kelimelerin yükünden kurtulunmalıdır" O hiç bir şeyi anlatmaya gücü yetmeyen kelimelerin sükûta adandığı bir zamanda;
Yazılmamış Cümle Kâinat Kalemimden Damladı Varlığa

*****



Yüzümde geçmişten kalma anıların yorgunluğu
Ve vakitler dolmuş benden habersiz
Gitmek gerektiğini bilen bir zihniyeti kabullen(e)miyor yüreğim

________________________


Şairler güllere, lâlelere şiirler yazadursun

papatyanın kaderi bir nazlı yârin

başına tac edilmek olsun


Şafak
__________________________________________________


Ne denlü cehd ederse bir murâde

Nasîb olmaz mukadderden ziyâde

Lâ Edrî

/İnsan bir murâdına kavuşmak için kendi irâdesiyle çalıştıktan sonra eğer hakkında hayırlı olmadığından dolayı o şeyi Allah takdîr etmediyse o şey nasîb olmaz/

________________________


Döndü halka
döndü olanca hızıyla
toprak ki siyah bir halka idi
ve geceye saklanırdı bazen
tuttu su ile karıştı
su ki sarı bir halka idi
rengiyle dalaşırdı bazen
tuttu toprağı kucakladı
eğildim suya baktım
suda kendimi gördüm
kendimi sen sandım
sarılmak için atıldım
köprüye hıncım yalan imiş
onu yıkarken suya karışan
ben oldum
Bir de baktım ki
ben ben değilim artık
sûretim başka bir sûret
ismim bir başkasının ismi
gönlüm ne yöne akar
ben ne yöne
verdiğin emaneti yitirdim yollarda
hata ettim
kusur ettim
affola

*****


Taş köprünün tam orta yerinde durdu
Dağ, taş, dere, tepe, börtü böcek onunla beraber durup, soluğunu tuttu
Onlara dönüp yola devam etmelerini, arkalarından yetişeceğini söylemek istedi;
ama yapamadı Aniden bir ürperti yaladı tenini; hazan yaprağı gibi tir tir titredi
Hava bu kadar rakit, sema böylesine bulutsuz iken,
yağmur muştulayan bu arsız rüzgârın nereden çıktığını kestiremedi
Ne öne ne arkaya, tek bir adım dahi atamıyordu
Soğuk terler boşaldı sırtından
Nicedir meftun olduğu şehir nihayet görünmüştü uzaktan
Ağyar ile karşılaşmadan evvel tanıdık bir simayı kucaklayabilmek umuduyla eğildiğinde,
köprünün altında cuş eden suyla gözgöze geldi
"Bugün sana nazım geçmedi De bana, vuslatımıza çok var mı?" diye sual etti

*****


Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin
Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez
Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan,
kelebeği bulursun karşında
Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar
Lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın

Elif Şafak

_________________________________

Her görenin âşık olduğu, uğrunda aklını kaybettiği bir kız vardıYanağı kafur gibi bembeyaz, saçları misk gibi simsiyahŞeker,onun duağının lezzetini bilseydi, erir yok olurduBu dilber bahçelerde gezinirken oralardan bir derviş geçtiBir ekmekçinin acıyıp verdiği yarım somunu taşıyordu elindeO ay yüzlüyü görünce ekmeği elinden düşürüverdiKız bu hale gülüp geçmişti ama o gülüş, dervişin bedenindeki yarım canı da yere çaldıO andan itibaren ne gecesi, ne gündüzü kaldı dervişinTam yedi yıl yanıp yıkıldı, ağlayıp inlediKızın mahallesinden hiç ayrılamadıEvinin çevresinde dönüp durduYoksulun bu hali kızın akrabalarını rahatsız etti ve bir gece sessizce ortadan kaldırmayı düşündülerO dilber biraz insaflıydıSessizce dervişi çağırıp "git buralardan" dedi"Elde edemeyeceğin bir şey için kapımda beklemeCanına kast edeceklerDurma kaç!"

" Bencileyin âşıkın canı senin cemaline feda olsunBen canımı seni ilk gördüğüm gün kaybetmiştim, şimdi bir can için seni terk eder miyim sanıyorsun?Yalnız meraktayım, madem bana hiç acımayacaktın, neden o zaman gülmüştün?"

"A ahmak derviş" dedi kız"A hünersiz zavallı, sen hiç kendine bakıyor musun?Gülünecek bir suratın varİnsan sana bakınca elbette gülesi geliyor"
"Aşk" diye karşılık verdi derviş"Aşk sevilen için bir hiç ise de, seven için heptirEğer, ey güzel, sana gücenme gücüm olsaydı, bu duyduklarım için gücenirdimAmma bunun için aşkımdan geçecek değilim!"
Derviş yedi gece daha oralarda dolandıSonra onu hiç kimsecikler bir daha görmedi


_______________________


Karşımızdakini hiç dinlemeden
sürekli konuşmanın adı "sevmek" olmuş
Ne saçmalık!
Oysa konuşmak,
çoğu zaman
karşındakine boyun eğdirmek,
cesaretini kırmak içindir
Ya da daha baştan
yenildiğini kendine bile çaktırmamak için çırpınıp durmaktır konuşmak!
Gerçekten sevmek, dinlemekle başlar

Haşmet Babaoğlu


*****




Desem ki
hep eylüldür içimde zaman
Döner mi ki mevsimler tekrar
bahara?

_____________________


Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür
Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür
Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır
Uzağın payına karanlık düşer, zaten karanlığı kimse yakında görmek istemez

Âşık olunca da büyür göz bebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır
Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için mâşuka gözbebeğim diye hitap edilir



Elif Şafak


*****





Süleymaniye’nin karşısında,
tarihin üstünde bağdaş kurup oturdum tespih çekiyorum:


seni seviyorum,


seni seviyorum,

seni seviyorum



İbrahim Paşalı


*****


'' elin elimde olsun

kapı kapı dilenek''

FY)

_____________________

'Umutlarına tutun'





Gözlerin, Yakup sabrıyla seyreylediği bir direnişle karşılasın sıkıntılarını
Kalbin, kuyularda ümidini diri tutan Yusuf’un çaresizliğiyle beklesin kurtuluşunu
Düşüncelerin, iffetine suskunluk yeminleri etmiş Meryem kadar sessiz anlatsın masumluğunuÖzlemlerin,Medine’de Muhammed(sav)'in gelişini bekleyen insanların coşkusuyla karşılasın vuslatını
~
'Düşüncelerine tutun'

Kendi vicdanının yargıcı,kendi günahının tövbekarı ol
Kendi acısının sabredeni,kendi sıkıntısının ilacı,kendi dertlerinin dermanı ol
Kendi yalnızlığının dostu, kendi cümlelerinin anlamı,kendi sessizliğinin sesi ol
~
'Kalbine tutun'

Hayatın sana bırakılan sokaklarına, karmaşık duygularını kapıların arkasına kilitleyerek çık
Bütün yürüyüşlerin, bütün yolların sonu kendinde bitsin
En çok da kendine özlem duy Aynada gördüğün yüzün, kalbindeki senden başkası olmaması için özlemlerine tutun Yol uzun, vakit kısa
Zamanın hayat törpüleyen basamaklarından, ömrünün son durağına esenlikle gitmek istiyorsan, en çok kendini özle En çok kalbine, kendine tutun
~
Çünkü;
Hayat bilmeli ki aslolan, Muhammed’in (sas) Hira’dan hayatın merkezine indirdiği cümlelerin oluşturduğu yankıdır

Hayat bilmeli ki aslolan, ölümün gözlerine yaşarken bakabilmektir
Hayat bilmeli ki aslolan, kalbinin gerçek sahibine sımsıkı tutunmaktır



Nurdal Durmuş

__________________________



"Serseri yürüyüşlere bırakırsınız bazen kendinizi
Ahenkli adımlarla başlar kaçışlarınız Hangi sokağa girseniz bitti dediğiniz eski bir sayfanın satırlarında bulursunuz kendinizi Dünde kaldı dediğiniz ne varsa, döndüğünüz her köşe başında karşınıza çıkar Şehri küçültür serseri yürüyüşler Unuttuğum dediğiniz ne kadar yüz varsa kalabalığın içinde size bakar"

- - - - -

_______________________

İki kalp arasında bile O var


"İki kalp arasındaki

en gizli konuşmanın bile

paralelinde Allah vardır

O aşka o kadar çok değer verir ki

iki karıncanın aşk fısıltılarını bile dinler"


İsmail Acarkan ~
Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz


*****




Belâ;

aşktan büyüktür

Allah;

hepsinden

N a z a n B e k i r o ğ l u


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~

Eski 01-18-2010   #8
Yar'e
Varsayılan

Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~





- Yağmur yağıyor olric ıslanıyor etraf ağlasak kimse anlamaz değil mi?
- Anlamaz efendimiz
- Tut ki güneş açtı papatyalardan taç yapar mı saçlarımıza?
- Bilinmez efendimiz
- Yıldız kaydığında diler mi bizimle olmayı?
- Sanmam efendimiz
- Ben de sanmam gidelim olric
- Gidelim efendimiz








ve ben olric
düşmeseydim düşlerimin sırtından
zaten inecektim






-Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı olric?
-Oklarımız bitene kadar efendimiz







- bu yol nereye çıkar olric?
- hiçbir yere efendimiz
- hiçbir yer neresidir olric?
- doğru yerdir efendimiz
- gidelim mi?
- vardık efendimiz







- sustu mu olric?

- sustu efendimiz

- biz de susalım mı olric?

- siz bilirsiniz efendimiz

- bizi susmasına kabul eder mi olric?

- eder efendimiz





- sevelim mi olric?

- sevmek nedir efendimiz?

- sevmek vazgeçmektir olric

- vazgeçtiyseniz sevelim efendimiz







- Gidelim mi olric?

- Gidelim efedimiz

- Nereye olric?

- O'na efendimiz

- O nerde olric?

- Kalpte efendimiz

- Gidelim olric

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.